• Sonuç bulunamadı

Milas Halı ve Kilimleri için Kullanılan Yanış (Motif) Adlarının Dil İncelemesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Milas Halı ve Kilimleri için Kullanılan Yanış (Motif) Adlarının Dil İncelemesi"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Kullanılan Yanış (Motif) Adlarının

Dil İncelemesi

f a ş* *

ÖZET

M ilas halıları kom pozisyon özellikleri, re nkle­ ri ve yanış çeşitliliği a ç ısın d a n Anadolu sa h a sı Türk halıları içerisin d e özgün bir yere sahiptir. M ilas halılarındaki yanışlar, yöre insanı tarafın ­ dan Türkçenin imkânları içerisin d e farklı yo llar­ la adlandırılmışlardır. Yapılan a raştırm ad a M i­ las yöresi yanışlarının 173 farklı adı te s p it e d il­ miştir. Bu yanış adları, "Yapı", “Kaynak" ve “A n ­ lam Olayları" bakım ından sınıflandırılmıştır. Y a ­ pılarına göre yapılan sın ıflandırm ada yanış a d ­ larını olu ştu ran yapı birimleri, kaynaklarına göre yapılan sın ıflandırm ada yanışların adlarını hangi u nsurdan aldıkları, a n la m olaylarına göre y a p ı­ lan sın ıflandırm ada ise yanışların a d la n d ırılm a ­ sı sü r ecin d e g e rçe k le şe n a n la m olayları b e lirle n ­ miştir. B ö y le c e M ilas yöresi yanışlarının, Türkçe­ nin hangi imkânlarının kullanılarak a d l a n d ı r d ı ­ ğı t e s p it edilmiştir.

A nahtar Kelimeler: Y anış Adları, Adlandırma, Milas, Halı, Kilim.

I . Giriş

Kom pozisyon özellikleri, renkleri ve yanış çe şitlili­ ği a çısın d an A nadolu s a h a sı Türk halıcılığı iç e ris in ­ d e özgün bir yere sahip olan M ilas halıcılığının, XVII. yüzyıldan itib aren g e lişm e y e başladığı kaydedilm ek­ tedir (Deniz 1987: 13).

Doç. Dr., M uğla Ü niversitesi, E debiyat Fakültesi, Türk Dili ve E d e­ b iyatı B ölüm ü, Kötekli/Muğla, e -p o sta : aliakar2023@ gm ail.com

Assoc. Prof. Dr., Muğla University Faculty of Arts, Dept. of Turkish L an-

диаде and Literature.

Okt., M uğla Ü niversitesi, M ilas Sıtkı K oçm an M eslek Y ükseko­ kulu, M ilas/M uğla, e -p o sta : m u sta fa k a ra ta s@ m u .e d u .tr

Instruıtor, Muğla University, Milas Professional Voıational Sıhool.

Linguistic Analysis of the

Motifs used in Milas Carpets and Rugs

ABSTRACT

C o m p o sitio n c h a ra cte ristics of M ilas carp e ts have an original p lace in A n atolian Turkish c a rp e ts in te rm s of t h e variety of c o lo rs and m otifs. Motifs in M ilas c a rp e ts w ere n a m e d in different ways by t h e native Turkish speaker. 173 different m o tif n a m e s of M ilas m o tifs are identified in t h e study. T h e s e m o tif n a m e s are classified according to "Structu re", “Origin" and “Sign ification P rocess". The m o r p h e m s of m otif n a m e s are identified in th e cla ssifica tio n of "Structu re", th e origin of n a m e s are identified in th e cla ssifica tio n of "Origin", sig nification p r o c e s s during th e p r o c e s s of n a m in g m o tifs are identified in th e cla ssifica tio n of "Signification P rocess". As a result, th is study d e te rm in e s th e Turkish lingu istic c h a ra c te ristic s in th e n o m e n c la tu r e of carp et and rug m o tifs in Milas region.

Keywords: The N a m e s of Motif, Signification, Milas, carpet, rug.

Orta Asya'dan doğup A n ado lu 'd a g e lişe n Türk h a ­ lıcılığının en ö n e m li özelliği, üzerindeki yanışlar v a ­ sıtasıyla Türk m illetinin duygu, d ü ş ü n c e ve g ö z le m ­ lerini, kısacası "a n la tm a k is t e d i k l e r in i sonraki n e s i l ­ lere aktarm asıdır. “Bilindiği üzere sanat eseri hangi alana ait olursa olsun, yalnızca görsel yanıyla önemli değildir, aynı zam anda yapıldığı dönemin tüm sosyal ve kültürel koşullarıy­ la da ilgili veriler taşır. Bu verilerle eserin görsel yanı birleş­ tirildiğinde ya da eser tüm bu açılardan değerlendirilip belge­ lendiğinde geleceğe veri aktarm a görevini yerine getirmiş olur." (Yılmaz 1999, 329). Türk kültürünün aktarımı k o n u ­ s u n d a M ilas halılarındaki yanışların ö n e m li bir rolü olduğu görülm ektedir.

(2)

Halılara dokunan, adı olan ve anlamlı en küçük b e ­ ze m e unsurları için "yanış", "nakış", "desen", "m odel", "yağnıç", "yagnış", "örnek", "motif", "oyu", "tabak", "su" adları kullanılmaktadır. Milas halılarında d e s e n e "m o ­ del" dendiği kaydedilmesiyle (Deniz 1987: 16) birlik­ te, Milas halılarıyla ilgili çalışmaların bazılarında s a ­ d e c e "yanış" (Güngör, Sevinç 2008: 636), bazılarında h e m "motif" h e m "desen" (Sevinç 2005b: 60-61; 2009), bazısında s a d e c e "motif" (Bayraktaroğlu 1988: 57-58), bazısında "nakış" ve "motif" (Cengiz 1998: 77-79), b a ­ zısında da "desen" (Deniz 1987: 13-20) adları kullanıl­ mıştır. Biz bu çalışm am ızda "yanış" adını kullanacağız.

2. A d lan d ırm a Süreci

İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri çevresin­ deki n e s n e ve hareketleri adlandırarak dil adını verdi­ ğimiz yapının tem elini atmıştır. N esneleri isim, h a re ­ ketleri ise fiil haline nedensiz bir şekilde getiren in ­ san, b öylece bu adlandırma sürecinde insanlarla kur­ duğu ilişkilerle konuşmayı, varlıklarla kurduğu ilişkiy­ le öğrenm eyi gerçekleştirm iştir (Karaağaç 2002: 9). Varlığın, insan tarafından anlaşılm ası ve diğer i n s a n ­ lar ile kurulan ilişkide sözün öznesi veya n e sn e si o l ­ m ası insanın varlıkları adlandırm asıyla başlamıştır.

"Bir nesne ya da varlığa ad verme" şeklinde t a n ı m l a ­ nan ve dilin, m antıksal ve coşku sal işlevlerini yeri­ n e g e tirm esin i sağladığı kaydedilen adland ırm a s ü ­ re cin d e (Vardar 2002: 13), ön ce lik le n e s n e kavram- laştırılm aktadır. Zihindeki kavram ile bir dil işa r e ti­ nin birbirin e b ağ lan m asıy la adland ırm a gerçekleşir. B ö y le c e "gö sterge" ya da "işaret" adını verdiğimiz b i­ rimler ortaya çıkar. Bu süreç, "bir nesneyi, bir varlığı, bir kavramı, bir olayı, anlağım ızda can land ırılab ile- cek bir g ö ste rg e y e bağlayan oluş, g ö s te r e n l e g ö s te r i ­ lenin b irleşm e süreci; a n la m aktarm a ve a n la m ver­ m e eylemi; a n la m ın eklem lenişi; a n lam ın üretiliş ve kavranışı" olduğu için b una "an lam lan d ırm a" adı da verilm ektedir. (Vardar 2002: 21)

A dlandırm a süreci üzerine ç alışan adbilim inin "özel adlar alanı" ve "tür adları" alanı o lm a k üzere iki a n a dalı vardır. Özel adlar alanı; kişi adları, yer a d la ­ rı, coğrafya adları başlıklarını kapsam aktadır. Tür a d ­ ları alanı ise söz-kavram ilişkisi üzerine ç a lış m a k ta ­ dır. Bu alan da kavramların dillerde nasıl ifade e dildi­ ği, a d l a n d ı r d ı ğ ı araştırılm aktadır. Her kavramın her dilde karşılığı olm a m a k la birlikte, ortak olan kavram­ ların da ifade edilişi dilden dile, h atta aynı dil içinde b ö lg e d en b ö lg ey e değişiklik g ö ste re b ilm ek te d ir (Ak­ s a n 1995: 4 1 5 -4 5 3 ). Türk halı ve kilim doku m a s a n a ­ tınd a yanışların adlandırılm ası da tür adlarının a d ­ landırılm ası a la n ın a girmektedir.

3. Y an ışların A d land ırılm ası

Yeryüzünde var olan bütü n varlıklar, insanlar için birer g ö s te rg e (işaretidir ve bu g öste rg e le re "uyaran" (sti- milus) adı verilmektedir. Bütü n uyaranlar "çağrışımlı" ve "çağrışımlı olmayanlar" o lm ak üzere ikiye ayrılırlar.

"Çağrışımlı Uyaranlar", yani g ö ste rg e le r de "doğal" ve "yapay" o lm ak üzere ikiye ayrılırlar. Tab iatta kendili­ ğinden var olan g ö ste rg e le r doğal uyaranlardır. B u n ­ lara "belirti" (indice) adı verilmektedir. İnsan tarafın­ dan yapılm ış g ö ste rg ele re yapaydır ve bunlar da g ö ­ rüntüsel g ö ste rg e (icon) ve sim g e (symbol) o lm ak üzere ikiye ayrılırlar. Benzerlik ilişkisine dayanan g ö s ­ te rgelere görüntü sel g öste rg e (icon), "yapay" olarak oluşturulm uş, benzerlik veya parça-bü tü n ilişkisine dayanm ayan g ö ste rg e le re de sim g e (se m b o l) adı v e ­ rilmektedir. Dolayısıyla, " ...b ir başka şeyin yerini alabil­ mesini sağlayan özellikler taşıdığından kendi dışında bir nesne, olgu, varlık belirtebilen öge" olarak ta n ım la n a n g ö s te r g e ­ ler, belirti (indice), görüntü sel g öste rg e (icon) ve s im ­ ge (symbol) olarak üçe ayrılmaktadır (Akşehirli 2004: 164-166). Bunlara "Benzeyen İşaretler (ikon)", A lam et İşaretler (indice)" ve "Anlaşmalı İşaretler (sym bole)" adları da verilm ektedir (FilizokE.T. 2009).

B u n lardan g ö ste rile n şey ile g ö s te r e n şey a r a s ın ­ da bir benzerlik ilişkisine dayanan g örü n tü sel g ö s ­ te rgeler (icon), "ikonik im aj" adıyla dildeki s e s y a n s ı­ malı kelim elerin veya e d e b iy a tta bilinçli olarak ok u ­ yucunun zihninde bir s e s veya görüntü olu ştu ran u n ­ surlar olarak değerlendirildiği gibi (Akşehirli 2004: 80-82), g ö s te r g e bilim inin (semiyotik) i n c e l e m e a l a ­ nına giren resim , fotoğraf, çizgi rom an, h a tta m im a r ­ lık alan ın d an seç ilm iş eserlerin g ö s te r g e türü olarak da in c ele n e b ilm e k te d ir (Karahan 2004: 75).

"Sanatsal biçim, birbirinden farklı am a diyalektik olarak birbiriyle bağıntılı iki işi görm ek zorundadır: birincisi, sa n a t­ sal bir içeriğe cisim verme,- ikincisi, başlı başına bu içeriği ilet­ me. Demek, sanatın iletişimseI bir işlevi oluşu, sanat biçim i­ nin yalnızca kuruluşsal-estetik bir özellik değil am a aynı z a ­ m anda, bir gösterge özelliği de taşıdığını ortaya koym aktadır. Buna göre sanatın içeriği, onu dile getiren ve onu ileten g ös­ terge sistemi açısından ele alındığında, sanatsal bildirişim o la ­ rak tanımlanabilir" (Kağan 1993: 293). Dolayısıyla, dış dünya algısın ın n e s n e (figür), çizgi, iplik, renk vb. u n ­ surlar kullanılarak o luştu ru lan ve görüntülü bir s a n a t olarak d eğ e rlen d irile b ile ce k olan yanışlar da, h e m bir biçim h e m de bir g ö s te rg e özelliği taşır.

Bu b akım dan, halı ve kilim s a n a tın d a kullanı­ lan yanışların özellikle benzerlik ilişkisiyle üretilm iş olanları birer görü n tü sel g ö s te rg e (icon)dir. Y anış şekli bir g ö s te r g e olarak kabul e d ilse de bu şeklin adı olm adığı sü r e ce bir dil g ö ste rg e si (sim ge) olarak ka­ bul edilem ez. B u n d an dolayı, yeryüzündeki her var­ lık adlandırılabildiği gibi yanışlar da adlandırılmıştır. B ö y le c e dil dışı bir g ö sterg e , bir dil g ö ste rg e si (s i m ­ ge) h a lin e getirilmiştir.

G ö ste rg e b ilim in e göre, g ö s te rg e d e g ö s te r e n ile g ö ste rile n arasındaki ilişki b en z e ş m e y e d e dayansa, to p lu m sa l a n la şm a y a da dayan sa te m e l varoluş n e ­ deni amaçlılıktır. "Gösterge bir am aç için üretilmiş ve b e ­ lirli bir toplum tarafından kullanılm aktadır. H er türlü göster­ ge bir iletişim olgusu için üretilmiştir." (Günay, 2004: 52).

(3)

Gösterilen

Gösterilen

"anahtar"

"anahtar"

Gösteren

Gönderge

Gösteren

Gönderge

a.n.a.h.t.a.r

Şekil I.

Bir "yansıtm a" ürünü olan g örü n tü sel g ö s te r g e le r ­ de ise A (gö sterge) B y e (gönderge) benzediği o r a n ­ da bir ile tişim özelliği bulunm aktadır (Günay, 2004: 64). Dolayısıyla, benzerlik ilişkisiyle ortaya çıkmış ve görü n tü sel g ö s te rg e (icon) olarak t a n ım la n a b ile c e k yanışlar hariç tu tulursa, g e n e l olarak yanışların neyi gösterdiği veya g ö n d e rg e sin in n e olduğunun b ilin­ m e si çok zordur; a n ca k yanışların adlandırılm asıyla ortaya çıkan dil g ö ste rg ele rin in (sim ge) ç ö z ü m le n ­ m e si mümkündür: (Şekil I.)

Görüldüğü gibi burada ikinci bir adlandırm ayla karşılaşılmaktadır: 1. Nesneyi Adlandırma: 2.Yanlı; Adlandırma:

a.n.a.h.t.a.r

a.n.a.h.t.a.r

Şekil 2.

4 . M ilas H alılarında Kullanılan Y anışların Dili

M ilas yöresi halılarıyla ilgili tara n a n kaynaklar1 ve kaynak ş a h ısla r d a n 2 eld e dilen bilgilere göre M ilas halılarında kullanılan 173 yanış adı t e s p it e d ilm iş ­ tir. Bu b ö lü m d e bu yanış adlarının dili "Yapılarına", "Kaynaklarına" ve "Anlam Olaylarına" göre üç b aşlık altında incelenecektir.

Sevinç (2009, 2008, 2005a, 2005b, 2001), Cengiz (1998), Uzun (1987), Deniz (1987), B ayraktaroğlu (1988), G üngör, Sevinç 2008).

Kaynak Ş ahıslar: Aysel Kara, 75 Y aşında, K aracah isar Köyü, M i­ las; Ayşe Tiirkel, 62 Y aşında, Koru Köyü, M ilas.

a.n.a.h.t.a.r

Л \

4.1. Y apılarına G ö r e Y anış Adları

İnsanlar arasındaki te m e l ile tişim ve d ü ş ü n m e v a s ı­ tası olan dilin s e s ve a n la m o lm a k üzere iki kanalı vardır. Bir dildeki sesle r in ve şekillerin o dilin kuralla­ rına uygun şekilde bir araya g e lm e s i o dilin " y a p ıs ın ı oluşturur. B u n a göre, "yanışların yapısı" dem ek, y a ­ nış adlarının hangi kelim e veya kelim e gru plarından, hangi ek ve köklerden o lu ştu ğ u n u n i n c e le n m e si a n ­ lam ın a gelm ektedir.

4.1.1. Bir K e l i m e d e n O lu şan Y an ış Adları 4.1.1.1. B a s it Y an ış Adları

S a d e c e bir k e lim e d e n o lu şa n yanış adlarıdır: akrep, anahtar, aslan, bukağı, cafar, çam , çengel, çizgi, çocuk, dal, dalga, delebik, doğru, ejder, el, elm a, göbek, göl, göz, gül, hey­ be, ibrik, kabu k, kalp, kanca, karanfil, kibrit, kilim, kozak, kösele, kuş, lale, m adalyon, mihrap, mum, m uska, ok, patlı­ can, peşkil, rozet, s, tarak, testere, top, turunç, vazo, yaprak, yelpaze, yengeç, yılan, yıldız, zam bak, zincir.

4.1 .1.2. T ü re m iş Y anış Adları

Yapım ekleriyle türetilen kelimelere "türemiş kelime" adı verilmektedir. Türemiş yanış adları, bir isim den ya da bir fiilden yapım ekleriyle tü retilm iş yanış adlarıdır. 4.1.1.2.1. İ s im d e n T ü r e m iş Y anış Adları

Anahtarlı ( < anahtar-lı); boncuk ( < boyun-cuk); çıngıl- lı ( < çıngıl-lı); feslice ( < fe s-li-ce ); ham aylı ( < h a m a y ­ lı); kabuksuz ( < kabuk-suz); kibritti ( < kibrit-li); ku rb a ­ ğacık ( < kurbağa-cık); küpeli ( < küpe-li); m a k a r n a c ı (< makarna-cık); oklu ( < ok-lu); paracık ( < para-cık); paralı ( < para-lı); sakarcık ( < sakar-cık); şişeli ( < şişe-li); ta b a ­ kalı ( < tabaka-lı); taraklı ( < tarak-lı); vazolu ( < vazo-lu); yıldızlı ( < yıldız-lı).

(4)

4.1.1.2.2. F iild e n T ü re m iş Y anış Adları

Çarpı ( < çarp-ı); çentik ( < çent-i-k); eğm e ( < eğ -m e ); ez­ meli ( < ez-m eli); kaydırm ah ( < kay-dır-malı); sarm aşık ( < sar-m a-ş-ı-k); türtmeli ( < tü rt-m eli).

4.1.2. B ir d e n Çok K e l i m e d e n O lu şa n Y anış Adları 4.1.2.1. İsim T a m la m a s ı Ş e k l i n d e Y anış Adları Türkçede birinci kelim enin ilgi hali eki -(n )In, -(n)Un (Belirtili İsim T am lam ası); ikinci kelim enin iyelik eki -(s)I alm asıyla veya s a d e c e ikinci kelim enin iyelik eki alm asıyla (Belirtisiz İsim T a m lam ası) o lu ş m u ş olan t a m la m a la ra "isim t a m l a m a s ı ” adı verilir.

Ada milas piçi, ada kızı, arm ut çiçeği, bakla çiçeği, b u ğ ­ day başağı, cafer suyu, çınar yaprağı, deve tabanı, don ayağı, dulbılla eğmesi, gavur nacağı, gemi suyu, gemici suyu, hayat ağacı, heybe gülü, karacahisar göbeklisi, kavak yaprağı, kaz ayağı, kedi izi, kestane kabuğu, koç boynuzu, kol astar dişi, köpek izi, meşe yaprağı, peşkil suyu, rozet çiçeği, sığır sidiği, tavuk ayağı, Türkmen gülü, tütün yaprağı, z a lm la r eğmesi. 4.1.2.2. Sıfat T a m la m a s ı Ş e k l i n d e Y anış Adları Türkçede herhangi bir çekim eki alm ayan kelim elerin bir arada kullanıldığı ve tam layan ın ta m la n a n ı n i t e ­ lediği kelim e gru bu na "sıfat ta m la m a s ı" denir.

Ada milas, ala boncuk, alacalı milas, al boncuk, altıgen göl, anahtarlı su, bakla çiçekli göl, boğumlu mihraplı, cafarhalı, cıl- bak eğme, cıngıllı cafer, çatmalı eğme, çiçekli su, çift taraflı k a n ­ calı mihraplı, deli cafar, dipamyeli, direkli milas, dört yapraklı çiçek, elmalı su, gemli su, gül artm a, güllü su, ısparta gül, ince boncuk, kandilli göl, karacahisar göbekli, kara dizme, karanfilli su, kara su, kaydırmah su, koç boynuzlu göl, küçük çiçek, ladik milas, minareli su, papatyalı su, paralı su, sandıklı milas, sekiz dalga, sekizgen göl, sekizgen göllü milas, sekiz kollu yıldız, sek- tirmeli boncuk, sülüklü su, tabakalı göl, testereli su, top çiçek, top yıldız, turunçtu göl, yan hamaylı, yatık s, yazılı su, yedi göl, yıldız madalyon, yıldızlı su, yıldızlı yörük.

4.1.2.3. Sıfat-Fiil G ru bu

Türkçede sıfat-fiil eki alm ış bir fiil ile o n a bağlı ög e le r­ den oluşan gruba "sıfat-fiil gru bu ” denir: karı boşatan. 4.1.2.4. İsn at G ru bu

Türkçede iyelik eki a lm ış ya da yalın bir isim le yine yalın haldeki bir b aşka isim d e n o lu ş a n gruba "isnat g ru b u ” denir: eli belinde, eli koynunda.

4.1.2.5. B a ğ la m a G ru b u

Türkçede b a ğ la m a edatlarıyla birbirine b a ğ la n m ış isim lerin oluştu rduğu gruba "b a ğ la m a g ru b u ” adı v e ­ rilir: süm bül ve gül.

4 1 2 6 T e k rar G ru b u

Türkçede aynı kelim elerin veya e ş anlam lı ya da zıt anlam lı kelim elerin tekrarıyla o lu ş a n gruba "tekrar g ru b u ” adı verilir: zikzak.

4.1.2.7. K ısa ltm a G ru bu

Türkçede c ü m le veya kelim e gruplarından kısalarak, yıpranarak veya k alıplaşm a yoluyla o lu şa n kelim e gruplarına "kısaltm a g ru b u ” adı verilir: bacaklı tabakalı.

4 . 1.2.8. C ü m le Ş e k l i n d e Y anış Adları:

Türkçe, n e s n e ya da varlıkları adlandırırken c ü m l e ­ lerden yararlanarak, bir cümleyi de ad laştırab ilm ek- tedir. Y anış adlarında da bu konuda bir örn ek görü l­ mektedir: kedi bastı.

4 2. Kaynaklarına G ö r e Y an ış Adları

Anadolu sa h a s ı Türk halı ve kilim sanatındaki y a ­ nış adları in ce le n d iğ in d e bu adların farklı kaynakla­ rı olduğu görülm ektedir. B u n lardan bazıları ad ları­ nı Türkçe sözlüklerde yer alan ve kendi b a şın a b a ş ­ ka bir n e s n e n in veya varlığın adı olarak kullanılan y a ­ nış adlarıdır. Bazıları ise adlarını, sözlükte yer alan ve bir ne sn eyi veya varlığı işaretle y en ad dan değil, yeni üretilm iş bir kod lam ad an almıştır.

4.2.1. Adını B a ş k a Bir U nsurun A d ın d a n Alan Y anış Adları

4.2.1.1. Ş e k ille rin A d ların dan Oluşanlar: Çarpı, çentik, çizgi, doğru, kedi izi, köpek izi, s.

4.2 .1.2. Hayvan Ad larından Oluşanlar: Akrep, aslan, ej­ der, kuş, yengeç, yılan.

4.2 .1.3. Bitki A dlarından Oluşanlar: Armut çiçeği, b a k ­ la çiçeği, buğday başağı, çam , çınar yaprağı, dal, delebik, deve tabanı, elm a, feslice, gül, karanfil, kavak yaprağı, kozak, lale, meşe yaprağı, patlıcan, sakarcık, sarm aşık, turunç, tütün yaprağı, yaprak, zam bak.

4.2.1.4. N e s n e A dlarından Oluşanlar: A nahtar, bon ­ cuk, bukağı, çengel, gavur nacağı, heybe, ibrik, kabu k, karı­ ca, kestane kabuğu, kibrit, kilim, kösele, kurbağacık, m adal­ yon, mihrap, mum , m uska, ok, ok, peşkil, rozet, tarak, teste­ re, top, vazo, yelpaze, zincir.

4.2.1.5. Canlılara Ait U n su rlardan K a y n a k la n a n A d­ landırm a

4.2.1.5.1. Organ A d ların dan Oluşanlar: El, göbek, göz, kalp, kaza y a ğ ı, koç boynuzu, tavuk ayağı.

4 2 .1.5.2. H a re k e t Adlarından Oluşanlar: Eğme, zikzak. 4 2.1.5.3. Ş a h ıs A dlarından Oluşanlar: Cafar, cıngıllı cafer, deli cafer.

4 2.1.5.4. İlişki/Nitelik A d ların dan K a y n a k la n a n A d­ landırm a: Cıngıllı

4.2.6.5.5. Diğer: Sığır sidiği, çocuk.

4 2.1.6. T a b ia t Unsurları A d ların dan Oluşanlar: D al­ ga, göl, yıldız.

4.2 .2 . Y e n i Bir Ad Olarak K u llanılan Y anış Adları 4.2.2.1. Şekillerden Kaynaklanan Adlandırmalar: Yatık s. 4.2.2.2. Bitki Adlarından Kaynaklanan Adlandırm alar Dört yapraklı çiçek, hayat ağacı, heybe gülü, ısparta gül, k ü ­ çük çiçek, rozet çiçeği, sümbül ve gül, top çiçek, türkmen gülü.

(5)

4.2.2.3. N e sn e Adlarından Kaynaklanan Adlandırmalar Al boncuk, ala boncuk, anahtarlı, bacaklı tabakalı, boğu m ­ lu mihraplı, cafarh alı, çift taraflı kancalı mihraplı, dipamyeli, ham aylı, ince boncuk, kabuksuz, kibritti, küpeli, m a k a r n a c ı, paracık, paralı, sektirmeli boncuk, şişeli, tabakalı, taraklı, va- zolu, yan ham aylı, yıldız madalyon.

4 .2 .2 .4 . Canlılara Ait Un su rlardan K a y n a k la n a n A dlan d ırm alar 4 .2 .2 .4 .1 . Organ A dlarından

K a y n a k la n a n A dlan d ırm alar

Don ayağı, eli belinde, eli koynunda, karacahisar göbekli, k a- racahisar göbeklisi, kol astar dişi.

4 .2 .2 .4 2. H a r e k e t A dlarından

K a y n a k la n a n A dlan d ırm alar

Cılbak eğme, çatm alı eğme, dulbılla eğmesi, ezmeli, gül a rt­ ma, kara dizme, karı boşatan, kaydırm ak, kedi bastı, türtme- li, zalım lar eğmesi.

4 .2 .2 .4 3. İlişki/Nitelik A d ların dan K a y n a k la n a n A d­ landırm a: Ada kızı, ada milas piçi, çmgıllı, yıldızlı yörük. 4.2.5. Y e r A d ların dan K a y n a k la n a n A dlandırm alar: Ada milas, alacalı milas, direkli milas, ladik milas, sandıklı milas, sekizgen göllü milas.

4.2 .6 . T a b ia t Unsurları A dlarından K a y n a k la n a n A dlan d ırm alar

A tıgen göl, anahtarlı su, bakla çiçekli göl, cafer suyu, çiçekli su, elmalı su, gemi suyu, gemici suyu, gemli su, güllü su, kandilli göl, karanfilli su, karasu, kaydırm ak su, koç boynuzlu göl, m i­ nareli su, papatyalı su, paralısu, peşkil suyu, sekiz dalga, sekiz kollu yıldız, sekizgen göl, sülüklü su, tabakalı göl, testereli su, top yıldız, turunçtu göl, yazılı su, yedi göl, yıldızlı, yıldızlı su. 4 3. Y anış A d la n d ırm a la rın d a G e r ç e k l e ş e n

Anlam Olayları 4.3.1. A nlam D e ğ i ş m e s i

Yanışların adlandırılm asıyla birlikte a n la şm a lı işaret (s e m b o l) olan yanış adı bir an lam d eğ işim in e uğra­ maktadır. B öylece, adland ırm a süreci so n u n d a ö r n e ­ ğin "an ahtar" sözü nün an lam ı d e ğ işm iş olur:

A nahtar: “I. Kilidi açıp kap am ak için kullanılan araç, açar, açkı. 2 ... 3 ... 9. Bir yanış adı".

“Kişi veya toplum, yeni bir bilgiye kendisi ulaşmışsa, onu, hemen eski bilgilerinden birinin adı olan bir sözü, biçim veya anlam ca değiştirerek adlandırır. Böylece eski bilgilerin adları ile yeni bilgilerin adları arasında bazılarının 'di! içi dünya g ö ­ rüşü 'dedikleri eski bilgi ile yeni bilginin ilişkilendirilme zinci­ ri ortaya çıkar. Kısacası, dillerin biçim ve anlam değiştirme­ leri, eski bilgi-yeni bilgi ilişkisini ifade etmektedir." (K araa­ ğ aç 2009, s. 29). B ö y le c e halı veya kilim dokuyan bir dokuyucu yeni bir yanış ü retm ek isted iğin d e yeni bir bilgiyle karşılaşm ış olur ve o n u adland ırm a ihtiyacı hissed er. Bu adlandırmayı da yaparken eski b ilgile­ rinden hareke t eder ve daha ö n c e sahip olduğu b il­ gilerle yeni bilgiyi karşılaştırır. Bu karşılaştırm a sır a ­

s ın da ya benzerlikten ya da bitişiklikten h areket e d e ­ rek eski adı (ör. anahtar), yeni bilgiye (yanış) verir. B ö y le c e örneğin an ahtar adının an lam ı d e ğ işm iş olur.

Anlam d eğ işm ele ri “dil dışı ve dil içi" o lm a k üzere iki kısm a ayrılır. Dil dışı d eğ işim le rd e söz değil onu n anlam ı, yani adlandırılan şey d e ğ işim e uğrar. Dil içi değişm eleri d e “Benzerlik İlişkisiyle Anlam D e ğ i ş m e ­ leri", “Bitişiklik İlişkisiyle Anlam Değişm eleri" o lm ak üzere ikiye ayrılır (Filizok E.T. 2010).

4.3.2. D e y im A ktarm ası (İğ re tile m e , İstiare, M etafo r) Yoluyla A d land ırılan Y anış Adları “Birbiriyle ilgisiz gibi görünen am a aralarında bir benzerlik ya da ortakhk olan iki nesne, olay veya durum un "gibi "vb. ed at­ lar kullanılm adan m ukayese edilmesiyle oluşan anlam olayı" olarak ta n ım la n a n (Akşehirli 2004: 106) deyim aktar­ m ası, yanışların adlandırılm a sü r e cin d e görülen bir a n la m olayıdır.

Yanışların bir kısmı benzerlik dolayısıyla adını başka bir unsurun adından almıştır. Bu tür yanış a d ­ larındaki a n la m değişim i "Benzerlik İlişkisiyle Anlam D e ğ i ş m e l e r i n e örnektir. B u n d an dolayı, bu yanış a d ­ larında "deyim aktarm ası" (istiare) görülmektedir.

kazayağı

1.Adlandırma 2. Adlandırma

Deyim Aktarımı (istiare)

Şekil 3.

Bir kısım yanış da adını b aşka bir ad dan değil, yeni bir k o d lam ad an almıştır. Örneğin, Türkçede "eli b elinde" sözü ile kod lanm ış ve sözlükte yer alan bir ad yoktur. Burada herhangi bir ad dan yeni bir ada ak­ tarm a söz konusu değil, yeni bir adland ırm a söz ko­ nusudur. Dolayısıyla burada bir deyim a k ta rm a sın ­ dan söz edilemez:

ell belinde

Y anış adlarındaki deyim aktarm alarını şu b aşlık­ lar altında inceleyebiliriz:

(6)

4.3.2.1. Ş e k ille r in A d ların dan Aktarım: Çarpı, çentik, çizgi, doğru, kedi izi, köpek izi, s.

4.3 .2.2. H ayvan A d ların dan Aktarım: Akrep, aslan, ej­ der, kuş, yengeç, yılan.

4.3 .2.3. Bitki A d ların dan Aktarım

Armut çiçeği, bakla çiçeği, buğday başağı, çam , çınar y ap ra­ ğı, dal, delebik, deve tabanı, elm a, feslice, gül, karanfil, kavak yaprağı, kozak, lale, meşe yaprağı, patlıcan, sakarcık, sa rm a ­ şık, süm bül ve gül, turunç, tütün yaprağı, yaprak, zam bak. 4.3 .2.4. N e s n e A dlarından Aktarım

A nahtar, boncuk, bukağı, çengel, gavur nacağı, heybe, ibrik, kabu k, kanca, kestane kabuğu, kibrit, kilim, kösele, k u rb ağ a­ cık, m adalyon, mihrap, mum, m uska, ok, peşkil, rozet, tarak, testere, top, vazo, yelpaze, zincir.

4 .3.2.5. Canlılara Ait U n su rlardan Aktarım

4.3.2.5.1. Organ A d ların dan Aktarım: El, göbek, göz, kalp, kaz ayağı, koç boynuzu, tavuk ayağı.

4.3.2.5.2. H a r e k e t A d ların dan Aktarım: Eğm e, zikzak. 4.3.2.5.3. Ş a h ıs A dlarından Aktarım: Cafar, cıngıllı C a­ fer, deli Cafer.

4 .3 2 .5.4. İlişki/Nitelik A dlarından K a y n a k la n a n A d­ lan dırm a: Cıngıllı

4.3.2.5.5. Diğer: Çocuk, sığır sidiği.

4 .3 2.6. T a b ia t Unsurları A d larından Aktarım: Dalga, göl, yıldız.

5

. Sonuç

Anadolu s a h a sı Türk halıları içerisin d e kom pozisyon özellikleri, renkleri ve yanış çeşitliliği a çısın d an öz­ gün bir yere sahip olan M ilas halılarındaki y a n ışla ­ rın 173 farklı adı te s p it edilmiştir. Bu yanış adları, "Yapı", "Kaynak" ve "Anlam Olayları" b akım ından s ı ­ nıflandırılmıştır.

Yapılarına göre incelendiğinde yanış adlarının, ya bir kelimeden ya da birden çok kelim eden oluştuğu; bir kelimeden oluşanların da "basit" ya da "türemiş" yapıda olabildiği görülmüştür. Birden çok kelimeden oluşan yanış adlarının ad ta m lam ası, sıfat ta m l a m a ­ sı, isnat grubu, bağlam a grubu, tekrar grubu, sıfat-fiil grubu ve c ü m le yapılarında olabildiği tespit edilmiştir.

Y an ış adları kaynaklarına göre incelenirken, a d ı­ nı hangi unsurdan aldığına bakılmış, b ö y le c e ör n e k ­ lerden h a rek e tle yanış adlarının bazılarının adını ş e ­ kil, hayvan, bitki, n e sn e , organ, hareket, şahıs, iliş­ ki/nitelik, ta b ia t unsurları adları gibi bir b aşka u n s u ­ run ad ın d an aldığı, bazılarının ise yeni bir adlan d ır­ m a so n u cu oluştu ğu t e s p it edilmiştir.

Yanışların adlandırılm ası sürecindeki an lam olayları incele n diğin de , yanışların adlandırılm ası s ü ­ re cin d e yanışa verilen adın a n la m değişikliğine uğra­ dığı ve bunlardan benzerlik dolayısıyla adını başka

bir unsurun ad ınd an alan yanışların a d la n d ırılm a sı­ nın bir deyim aktarm ası (istiare, m e tafor) olduğu s o ­ nu cu n a varılmıştır.

Kaynaklar

Aksan, D oğan (1 9 9 5 ), H er yönüyle Dil M a Çizgileriyle Dilbilim, Ankara: TDK Yayınları: 4 3 9 .

A kşehirli, S o n e r (2 0 0 4 ), T em e l A n lam b ilim (S em a n tik ) Kav­ ram ları Ü zerine B ir İn ce le m e , E g e Ü n iv ersitesi; B a ­ sılm a m ış Y ü ksek L isa n s Tezi: İzmir.

B ayraktaroğlu , Su zan, (1 9 8 8 ), "M ilas H alıların d an D eğişik Ö rn ekler", Kültür ve San at Dergisi, Türkiye İş B an k ası Yayını, Yıl I, Sayı I (Aralık), s. 56-5 9 .

Cengiz, B ern a, (1 9 9 8 ), "M ilas H alıların ın R enk, D e se n ve K om p ozisyo n Ö zellikleri", Türk Soylu Halkların Halı,

Kilim ve Cicim Sanatı Bilgi Şöleni Bildirileri (2 7 -3 1 M a ­ yıs 1996, Kayseri), A nkara: A tatü rk K ültür M erkezi Y a ­

yını, s.7 7 -8 6 .

Deniz, B ekir (1 9 8 7 ), "M ilas H alıları", Bilim Birlik B aşarı Dergisi, Yıl 12, Sayı 4 9, s. 13-20.

Filizok, Rıza (E.T. 2 0 0 9 ), "G ö ste rg e (İşa ret/S ig n ) ve A n ­ lam ": h ttp ://w w w .eg e-ed eb iy a t.o rg /m o d u les. p h p ?n a m e = N e w s & n e w _ to p ic= 6 (E.T. 1 0 .0 7 .2 0 0 9 ) Filizok, Rıza (E.T. 2 0 1 0 ), "A nlam D eğ işm eleri": http://w w w .

e g e -e d e b iy a t.o rg /d o cs /4 4 3 .p d f, (E.T. 2 0 .0 6 .2 0 1 0 ) Günay, V. D oğan (2 0 0 4 ), Dil ve İletişim, İstan b u l: M u ltilin g u ­

al Yayınları.

G üngör, I. H ulusi; Sevin ç; B ern a, (2 0 0 8 ), "M ilas H alı D e ­ s e n le rin in S ın ıfla n d ırılm a sı ve Y ay ın la n m a m ış M a- d aly o n lu M ilas H alıların ın T a n ıtılm a sı", 38. U luslara­

rası Asya ve Kuzey Afrika Çalışmaları Kongresi (İCANAS, 1 0 -1 5 .0 9 .2 0 0 7 ), M addi Kültür Bildirileri, Ankara: A ta ­

türk Kültür, Dil ve T arih Y ü ksek K urum u Yayınları, Cilt 2, s. 6 3 5 -6 4 4 .

K ağan, M. (1 9 9 3 ), Estetik ve San at Dersleri (Çev. Aziz Ç alışlar), İkinci B askı, Ankara: İm ge Yayınları.

K araağaç, G ünay (2 0 0 9 ), Türkçenin Söz D zim i (2. B ask ı), İs ta n ­ bu l: K esit Y ayınları: 12.

K arahan , Ç ağ atay (2 0 0 4 ), "Dil Dışı G ö s te rg e O larak S a n a t/ R esim ", A tatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü D er­

gisi, C ilt 3, Sayı I, s. 75-8 3 .

Sev in ç, B ern a, (2 0 0 1 ), M ilas C am ilerin d eki M ilas H alıları, Y a y ım lan m am ış Y ü ksek L is a n s Tezi, M u ğla Ü niver­ s ite si, M uğla.

Sevinç, B erna, (2005a), Geleneksel Milas Halıları Desen ve Kompozis­

yon Katalogu, M ilas: M ilas B eled iyesi Kültür Yayınları.

Sev in ç, B ern a, (2 0 0 5 b ), "M ilas H alıların d a H ah R esm i D ü­ z e n le m e si ve G ünüm üzdeki D eğ işim N ed en leri",

Kocaeli Üniversitesi I. H ereke H ah Kongresi ( 2 3 -2 4 Eylül 2 0 0 5 ), Sempozyum Bildirileri, K o caeli, s. 59-62.

Sevinç, Berna, (2009), "M ilas İlçesi Çam ovalı Köyü Kilimleri", Atatürk Ü niversitesi, Güzel San atlar Fakültesi, G elenek­ sel Türk San atları Sem pozyum unda (04-06.06.2009, Er­ zurum) Sunu lm u ş, B asılm am ış Bildiri.

Uzun, Nursel, (1987), M ilas H alılarında M otifler, Selçu k Üniver­ sitesi, Yayım lanm am ış Yüksek L isans Tezi, Konya. Vardar, B erk e (vd.) (2 0 0 2 ), Açıklam alı D lbilim Terimleri Sözlüğü,

İstan b u l: M u ltilin g u al Y ayınları.

Y ılm az, N uray (1 9 9 9 ), "El D oku m aların d aki M o tiflere tko- n ografik Y aklaşım ", 2000'li Yıllarda Türkiye'de G elenek­

sel Türk El Sanatlarının S anatsal, Tasarım saI ve E konom ik Boyutu Sem pozyum u Bildirileri, Ankara: K ültür B a k a n lı­

ğı Y ayınları, s. 3 2 9 -3 3 2 )

Referanslar

Benzer Belgeler

Diğer taraftan Eğede 200.000 ton kapasi- tesinde bir çimento fabrikası inşasına te- şebbüs edildiğini memnuniyetle öğreniyo- ruz «Marşal» plânı yardımından istifade

Bütün bu pencerele- rin pervazları çimento ile yapılmış olduğu gibi camları da sabittir ve yalnız içerdeki havanın icab ettiği zamanlarda de- ğiştirilmesi için

Evin plânına, haricî mimarisine, renklerine ve detaylarına itina edilerek muvaffak olmuş bir bina tesiri elde

Bildirme eki daha önce de eğitim ortamında kullanımdaydı ve yalnızca imek fiili söz konusu edildiğinde değil doğrudan isimlere, sıfatlara -çocuktur, yaşlıdır

% 60 mı, üçüncü mevkili bir D treni vagonunun ise ancak % 38 ini doldurabilir. Ekspresle yapılan uzun yolculukların git- tikçe daha ziyade tayyareye ve eğlence seyahatlerinin

Katlarda kömür iş idare- sinin verdiği programa göre bürolar yapılmış, ökonomik çerçeveden dışarı çıkmamak şartile.. bu büroların münasebetleri temin ediimiş, m o

[r]

(………..…………) Babam arkadaşlarıyla sahilde yürüyüş yapıyor. Böyle olduğun yerde söylenmek sana hiç yakışmıyor. Labirentin çıkışı tam ters istikamettedir. Yeni