• Sonuç bulunamadı

Başkentten iki lokanta : 'Kristal' olan Washington, eskisini aratan piknik

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başkentten iki lokanta : 'Kristal' olan Washington, eskisini aratan piknik"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

# 13 KASIM 1982

Başkentten iki lokanta

'Kristal' olan

Washington, eskisini

aratan Piknik

Desen: Sadık KARAMtJ STAFA

A

nkara'nın Was­ hington lokantası­ nı bilir misiniz? Geniş, rahat bir mekandaki bu seviyeli lo kanla, yıllar boyu Anka­ ra ’yı sayılı ziyaretlerimde sevdiğim, fırsat buldukça uğradığım yerlerden bi­ riydi. Şimdi isim ve yöne tim değiştirerek Kristal Restaurant olmuş. Kimbi- lir ne zaman? Ankara'ya öyle az gidip - geliyorum ki son yıllarda... Mekân yine ayni: karşınıza ‘da­ vetkâr’ bir Amerikan bar geliyor önce, sağa dönün ce uzun, geniş bir mekâ­ na dağılmış, birbirinden rahat, özel bir konuşma­ ya fırsat verecek meşale­ de uzak tutulmuş masa­ lar sizi bekliyor. Mahmut Tali Öngören dostumla birlikte sakin, rahat bir akçam yemeği için kapa­ ğı buraya attığımıza' ba­ yağı sevindik.

Kristal’in zengin bir me nüsü var. Yemek yediği­ mizde yazmayı düşünme dîğim için pek not alma­ dım ama Türk mutfağın­ dan başlayıp Borç, Kars- kı. Kievski gibi Rus ye­ meklerinden geçerek Fran sız mutfağında noktala­ nan çeşitleri bir hayli zen

giD... Önce birer Borç çorbası tattık. İstanbul’da Rejans’ta içebileceğiniz Borç'u aratmayan lezzet­ teydi. bu tipik Rus yeme­ ği... Sonra ben. listedeki esk* ismini korumuş olan bir «Washington usulü Turnödo» yedim, özel bir sosla, kenarları hafif kı­ zartılarak pişirilmiş bu bonfile, son aylarda yedi ğim en lezzetli et yemek lerinden biriydi diyebili­ rim Bu arada, Öngören’- m inanılmaz büyüklükte gelen piliç ızgarasında da gözüm kaldı... Sonra ben. çok sevdiğim bir krem şan ti y ili kestane tatlısı yedim. Tüpten sı­ kılarak şeritler halinde servis, edüen kestane tat tısı üzerine bol krom şan tiyiyie sunulan bu tatlıyı, değişik tatlılar arayanla­ ra öğütlerim. Mahmut Ta li ise bir «çukulatalı par- fe» yedi. Çukulatalı tatlı i ara ve dondurmaya olan alerjime karşın, biraz tat tığım bu tatlının da birin ci Sınıf olduğunu söyleye bilirini... Salata, bir dub 1© votka ve bir bira, birer

de kahve içerek tamamla dığımız bu yemeğe 3700 lirayı bulan bir fatura (servis ve vergiyle birlik­ te) geldiğini de ekleye­ yim...

ANKARA ANILARI VE PİKNİK LOKANTASI Ankara'nın göbeğinde­ ki Piknik Restaurant, yıl­ lar yılı bu kente geldiğim, de ve özellikle yalnız ve acele yemek yemek duru munda olduğumda uğradı ğım bir yerdi. Bir zaman ların o devâsâ geniş Pik- nik’ini anımsıyorum. 60’iı yılların sonuydu ve ben yurt gezilerimde ne ya­ pıp edip yolumu başken­ te düşürür ve gider oyun seyrederdim: Küçük Ti-yatro’da «Cephede Pik­ nik» veya «Düşman Çi­ çek Göndermez-i, Üçün­ cü Tiyatro’da Camus’nün «Kaligula» oyununda Kar tal Tibet’i izleyip İstan­ bul'daki sanat meraklısı arkadaşlara kasılmak, ka çmlacak fırsat değildi. İki oyun arası veya bir oyunla bir dost ziyareti arası yemekler çokluk Piknik'te geçerdi. O cıvıl cıvıl kalabalığı görmek, o koskoca bir tabakta bol pilav vş patates tavayla gelen ve yumuşaklığı ga­ rantili olan şişi tatmak, mevsimiyse çok sevdiğim yavm balığını denemek, bayıldığım şeylerdi.

Piknik de zamanla de­ ğişti. Bilindiği gibi önce ikiye ayrıldı. Bir yanda modaya uyarak ‘ayaküs­ tü* yemek ve günün mo­ dası hamburger, ‘çizbur- ger\ dönerli sandviç gibi

şeyler veren bir bölüm, diğer yanda eski Piknik havasım sürdürmeye ça­ lışan, daha küçük (eskisi ne kıyasla daha küçük) Piknik Restaurant... Liste yine eski havasını ve çe­ şitleri içeriyor. Çeşitli sa­ latalar, tavalar, zeytinyag lılar, pilav ve tavuklar. ız garalar, özel yemekler, balıklar, tatlılar, meyve­ ler derken bir hayli zen gin... Herşey hergün bu lunmuyor (sözgelimi ya­ yın balığı yoktu), günün yemekleri olarak ise Ço­ ban kavurma, lüfer ızga­ ra palamut buğulama vardı. Hiçbirini canım çek mediği (ve Ankara’da ba hk yiyen şaşkın İstanbul lu durumuna da düşmek istemediğim) için, ben yi­ ne klasikleri yeğledim... Çor ba garsonun birkaç kez yinelemesine karşın anlayamadığım tuhaf bir isme sahipti, ama sonuç olarak bal gibi bizim dü ğün çorbasıydı bu... Şiş, yine bol garnitürlü geli­ yordu, ama bir zamanla­ rın Piknik şişlerinin yu­ muşaklığından biraz yitir miş gibi geldi bana... Ta vuk yemekleri arasından denediğim Çerkeş tavu­ ğunun ise bol cevizli so­ su arasındaki tavuk inik

tat pek azdı. Velhasıl es ki Piknik biraz tarihe ka rr-mış gibi geldi bana... Yine de. servisin çok hız h ve kibar, Piknik’in de hâlâ çok ucuz bir yer ol­ duğunu eklemeliyim: bir meyve suyuyla birlikte yulıardaki yemeğe 500 li rayı biraz aşan bir hesap geldi...

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Yumru boyuna incelendiğinde, dıştan içe deri, kabuk (korteks), damar sistemi depo parankiması ve öz kısımlarından oluştuğu görülür.. Deri, yumrunun dışında koruyucu

Fosforlu ve potasyumlu gübrenin tamamı ile azotlu gübrenin yarısı Amonyum Sülfat veya Üre olarak dikim için açılan çizilere el ile yeknesak olarak

Sarı veya turuncu et rengine sahip bir tatlı patates çeşidinin 100 g’ı Bir insanın ortalama günlük A vitamini ihtiyacının %100’den fazlasını, C vitamini

Joseph Howar'm birçok senedenberi beslediği dinî arzusu, Washington'da inşa edilmekte olan güzel ca- mide ilk ibadetini yaptığı zaman tahakkuk edecektir.. 1885 senesinde

Yani, tane boyu 6 mm’den fazla ve ayn› zamanda uzunluk/genifllik oran› 2’den fazla, 3’den az olan ya da tane boyu 6 mm’den fazla ve ayn› za- manda uzunluk/genifllik

Yeni bir iktisadi proje olarak neoliberalizm, ikti- sadi faaliyetlerin liberalizasyonu ve deregülasyonun sadece ulu- sal temelli değil, daha önemli bir biçimde,

Bu araştırmada Atatürk Üniversitesi’nde öğrenim gören yabancı öğrencilerin dil olarak Türkçeyi öğrenirken ders öğretim araç gereçleriyle, öğretim programıyla,

Hacim merkezli kübik yapı için (100) kesitinin düzlemsel atom yoğunluğunu bulun. (100) Düzlemi yüzey düzlem ailesi mensubu