Zy .
r.je/'y,
J U U
'—
c
r / ' ) ■ * /... ...- ... ... SAYFA: 3
Bir Cenaze münâsibeii ile
■ BNÜL Emin Mahmud Kemal Beyin defin merasimi dün ya- |I pildi, merhumun cenaze namazı, öğle namazını müteakip |
Beyazıt Camiinde kılındıktan sonra Merkezefendi hazire- e
E sine nakledilerek ebedî istirahatgâhma tevdi edildi. Cenaze mu- | 1 saila'da iken merhumun bir vasiyetnamesinden bahsedildi. İbnül |
E Emin, evveldcnberi Tezkiye, Devr-i-Şer’î, Telkin gibi İslâmî- r
E yette olmayan bid’at’leıin külliyen aleyhinde idi. Bunların yapıl- j | mamasını belki vasiyetnamesinde de yazmıştır. Bid:at-i-Sû’ deni- | E len bu yobaz icatlarının ne olduklarını anlatalım:
Tezkiye — Lügat mânasına göre bir kimsenin salâh ehlinden |
I olup olmadığını erbâb-ı-vukufa sorup anlamaktır. Mahkemede =
I hâkim lüzum görürse şahidi tezkiye eder. Yobazlar bunu ölülere | E de teşmil eylemişlerdir. Cenaze kaldırılmadan evvel orada hazır =
l bulunanlara sorarlar:
E — Ey âhali! Merhumu nasıl bilirsiniz?
Oradakiler ölüyü tanısınlar, tanımasınlar,
— İyi biliriz: _ E
Derler. Şimdiye kadar hiç kimsenin «Fena biliriz» dediği işi- î I tilmemiştir. Zoraki yalan şâhitliği bu kadarla kalmaz. Arkadan 1
I bir sual daha sorulur: e
— Yarın huzur-u-ilâlıîde de böylecc şahadet eder misiniz? |
Cevap daima budur:
E — Ederiz. i
Bakm, bakın mesele nerelere gidiyor? Yani Cenâb-ı-Hak, ku- ş
E lunun nasıl adam olduğunu biliniyor da yobazlardan giderayak :
E bir yalan şahadet raporu istiyor. Bir kul. Rûz-u-Mahşer de ma si- E i yetinden dolayı tecziye edilecek olursa o zaman şalı i ti er bir araya e
[ gelip:
— Yarabbi! Sen bilmiyorsun. Bu kul iyi bir adamdı.
Diyerek onu cezadan mı kurtaracaklar? Böyle tezkiyeler mez- | E kiyeler yobazların para tırtıklamak için icat eyledikleri mizan- = E şenlerdir.
İşbunda tezkiye yoktur. Yalnız Şafii'lerde cenaze defnedil- j E dikten sonra sâlih kimselerden bazısı ölenin hânesine giderler ve E E ev halkına sorarlar:
— Bu adam hâi-i-ha,vatında sizlere karşı iyi muamele etti mi? f E Ondan hoşnut mu idiniz?
Eğer miisbet cevap alırlarsa:
— O halde ona hakkınızı helâl ediniz.
Derler. O kadar... İslâmiyeti çığırından çıkaranlar yavaş ya- \
E vaş hu tezkiyeyi cenaze için yapılması mecburi bir lüzum hâline E E koymuşlardır. Son zamanlarda tezkiyeye bir de nutuk ilâve edil- j I di ve işin garibi, bu yaian şâhitliği Allahı tanımayan, onun Ha- \
| bibine küfreden Nurullah Ataç'a da yapıldı.
«Devr-i-Şer’î» adını verdikleri para dolabına gelince: Ölünün \
E yakınları ile pazarlık edilir, ölüsüne göre fiat kesilir, para bir çı- |
E kına konulur, lübciiler halka olurlar. «Kabultü, Vehebtü» diye |
E çıkını birbirlerine atarak sanki ölünün bütün kılınmayan namazları- | E nın, tutulmayan .oruçlarının günahını üstlerine alırlar ve çıkın | I bir kaç turdan sonra çakşırın cebine iner, sonra da aralarında | E taksim edilir. Çıkın dalaveresi için son zamanda bir narh kesmiş- = E 1er. Soruyorlar: «Ölü kaç yaşında idi?» 18 yaşında ise 180 lira, 40 i E yaşında ise 400 lira... Senede on lira. Fiat maktu. İşte İslâmiyet, :
E bilmeyenler için bu yüzden hurâfelere boğulmuştur.
E Biitiin yobazları davet ediyorum: «Devr-i-Şer’î» dedikleri bu I
E soygunculuğun yerini göstersinler. Hangi kitapla var? O halde na- i
E ma/.a, niyaza, oruca ne hâcet? Dört tane yobaz çağır, pazarlık et, §
\ ver parayı... Ondan sonra kekâh! İslâmiyet, bütün tekellüflerden § E âzâdc bir dindir.
Mahmud Kemal Bey bundan dolayı: «Benim dinî farizalardan E
E hiçbir borcum yoktur. Iskat istemem.» demiş. i
Malûm olan bid’atlerden üçüncüsü «Telkin» dir. Cenaze def- E E nedildikten sonra aşağıda ilk istintak yapılıyor, o zaman imam 1 : mezarın üzerine sokularak «süflür» lüğe başlıyor. Öyle ya... Adam- \ \ cağız belki şaşırır, cevap veremez, yukarıdan ne söyleyeceğini ye- \
E tiştirmeli ki istintakta falso yapmasın. Vefat eden kulun artık \
i dünya ile bir alâkası kalmamıştır. İmamın mırıltısını nereden işi- z
1 tecek? Telkin diye okuduğu duayı nasıl anlayacak da tekrar ede- ;
E cek?
Peygamberin vazettiği din-i-mübîn, yobazların elinde bir E
: maskaralık hâlini almıştır. Bir cenazeye karşı yapılacak vazife, E i ölünün yıkanması, kefenleıımesi, namazı kılınarak defnedilmesi- § : dir ve İslâmiyet budur.
Bâzı câhiller «Dinde reform» diye öterler. İslâmiyet haddizâ- e
E tında röforme bir dindir. Bunun için onu bütün bu bid’atlerden f
E kurtarıp aslına irca’ etmek kâfidir. Fakat evvelâ onu yobazın i
E pençesinden kurtarmalı. Bu da oldukça güç bir iştir, fakat gayri I = mümkün değildir.
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği T a h a To ro s Arşivi