• Sonuç bulunamadı

Bursa ilinde bulunan Türk işi işlemeli ürünler üzerine bir araştırma

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bursa ilinde bulunan Türk işi işlemeli ürünler üzerine bir araştırma"

Copied!
279
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

BURSA İLİNDE BULUNAN TÜRK İŞİ İŞLEMELİ ÜRÜNLER ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

Serap ÖZŞAHİN

YÜKSEK LİSANS TEZİ

EL SANATLARI EĞİTİMİ ANA BİLİM DALI

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

(3)

TELİF HAKKI ve TEZ FOTOKOPİ İZİN FORM

Bu tezin tüm hakları saklıdır. Kaynak göstermek koşuluyla tezin teslim tarihinden itibaren üç yıl sonra tezden fotokopi çekilebilir.

YAZARIN Adı : Serap Soyadı : ÖZŞAHİN Bölümü : Geleneksel Türk El Sanatları İmza : Teslim tarihi : TEZİN

Türkçe Adı: Bursa İlinde Bulunan Türk İşi İşlemeli Ürünler Üzerine Bir Araştırma

İngilizce Adı: A Research On Turkish Embroidered And Ornamented Products That Are Found In The City Of Bursa

(4)

ii

ETİK İLKELERE UYGUNLUK BEYANI

Tez yazma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyduğumu, yararlandığım tüm kaynakları kaynak gösterme ilkelerine uygun olarak kaynakçada belirttiğimi ve bu bölümler dışındaki tüm ifadelerin şahsıma ait olduğunu beyan ederim.

(5)
(6)

iv

TEŞEKKÜR

Çeşitli uygarlıkların hüküm sürdüğü zengin kültürel bir yapıya sahip olan ülkemiz, geçirdiği tarihsel evrim üzerinde yaşayan kültürlerin özelliğini taşıyan el sanatlarına sahiptir.

El sanatları, dış etkilerden korunma ve yaşam koşullarına uyum sağlama ihtiyaçlarından doğan, bulunduğu yöre insanının duygu ve düşüncelerinin yanı sıra örf ve adetlerini de yansıtan, kuşaktan kuşağa aktarılarak gelişen ve günümüze kadar varlığını böylece koruyabilen bir sanat dalıdır.

İnsanlardaki beğenilme içgüdüsü, süs ve süslemeye olan ilginin artmasından dolayı sürekli yenilik peşinde koşmuştur. Giydiği ve kullandığı eşyaları bezemek ve süslemek amacından işleme doğmuştur.

Araştırmanın genel amacı; Bursa ilinde bulunan geleneksel işlemeli ürünlerden Türk işi tekniği ile işlenmiş ürünlerin özelliklerinin tespit edilmesi, ürünlerin çeşit, teknik, iplik, kumaş, renk, motif ve kompozisyon özelliklerinin incelenerek belirlenmesi ve belgelenerek gelecek nesillere aktarılmasını sağlamaktır.

Araştırmanın planlanıp yürütülmesinde ilgi ve desteği ile yön veren saygı değer hocam Doç. Dr. Fatma Yetim’e, yardımları ile tezime katkı sağlayan Sayın hocam Dr. Mehdi Kamruz’a, Sayın Hocam Emine Ketencioğlu’na, sabır ve özveriyle hep destekçim olan kardeşim Erkan Özşahin’e, yol arkadaşlarım Filiz Ertürk, Recep Şen’e ve aileme teşekkür ederim.

Serap ÖZŞAHİN Ankara, 2014

(7)

v

BURSA İLİNDE BULUNAN TÜRK İŞİ İŞLEMELİ

ÜRÜNLER ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

(Yüksek Lisans Tezi)

Serap ÖZŞAHİN

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Eylül 2014

ÖZ

Bu araştırma da, Bursa ilinde bulunan geleneksel işlemeli ürünlerden Türk işi tekniği ile işlenmiş ürün örneklerinin teknik özelliklerinin tespit edilip incelenmesi ve belgelenerek gelecek nesillere aktarılması amaçlanmıştır.

Türk işi; kasnak ve gergef üzerine gerilen kumaşlar kullanılarak; iplik, sim, iğne ile işlenen, mürver tekniği dışında tersi yüzü aynı görünüşte olan işleme çeşididir.

Araştırmanın evrenini; Bursa ilinde bulunan Türk işi ürün örnekleri oluşturmaktadır. 59 adet Türk işi ürün örneklerinin fotoğrafları çekilerek türü, boyutları, bugünkü durumları, kullanılan gereçler, teknik özellikler, renkler, bezeme konuları ve kompozisyon özellikleri incelenmiş, Türk işi ürün örneklerinin özellikleri bilgi formlarına kaydedilerek belgelenmiş, desen çizimleri yapılmıştır. Yapılan inceleme sonucunda kırk iki adet peşkir, altı adet çevre, altı adet uçkur, iki adet havlu, bir adet çarşaf, bir adet beşikörtüsü ve bir adet örtüden oluştuğu belirlenmiştir. Ürünlerin boyutlarının kullanım amacına ve türüne göre değiştiği anlaşılmıştır.

Ürünlerin yarısından fazlası iyi durumda olup, büyük bir kısmında sandık lekesine rastlanmıştır.

Türk işi ürün örneklerinin zemininde; keten ve pamuklu dokuma uygulanmıştır. Ürünlerin işlemelerinde sim, ipek iplik ve yassı tel; kenar temizlemesinde ise ipek iplik, pamuk iplik ve sim kullanılmıştır.

(8)

vi

Ürünlerin işlemesinde; en çok düz pesent, verev pesent, sarma, muşabak, tahrirli pesent iğne teknikleri uygulanmış, kenar temizlemesinde ise; saçak bükme, çırpma dikişi, iğne oyası yapılmıştır.

Türk işi ürün örneklerinin zemininde, krem ve bej rengi; işlemesinde yeşil, mavi, pembe, krem, kahverengi, yavruağzı; kenar temizlemesinde, krem, sim, bej kullanılmıştır. Çok renkli işlenmiş olan Türk işi ürün örneklerinde en yoğun olarak yeşil, çiçek ve tomurcukların renklendirilmesinde ise yoğun olarak mavi, pembe, krem, yavruağzı tonlarının uygulandığı görülmüştür.

Türk işi ürün örneklerinde bitkisel bezeme olarak; tamamında yaprak, çoğunluğunda çiçek ve dal, kalan kısımlarda ise tomurcuk, kıvrımlı dal nesneli bezeme olarak; vazo, saksı, fiyonk, sepet mimari bezeme olarak; çadır, şadırvan, cami geometrik bezeme olarak; dikdörtgen, kare, baklava dilimi; figürlü bezeme olarak; kuş, yazılı bezeme olarak ise arap yazıları uygulanmıştır. Yoğun olarak bitkisel ve nesneli bezemenin duygu ve düşünceleri daha iyi ifade ettiği için tercih edildiği, bununla birlikte mimari, geometrik, figürlü ve yazılı bezemelerinde kullanıldığı görülmüştür.

Türk işi işlemelerde; düzgün, yatay, bağlantılı sıralamalardan oluşan kompozisyonlar kullanılmış olup kenar suyu ise; bağlantılı, atlamalı ve düzgün sıralamalardan oluşmuştur.

Bilim Kodu :

Anahtar Kelime : Bursa, El sanatları, İşleme, Türk İşi Sayfa Adedi : 258

(9)

vii

A RESEARCH ON TURKISH EMBROIDERED AND ORNAMENTED

PRODUCTS THAT ARE FOUND IN THE CITY OF BURSA

(Master Thesis)

Serap OZSAHIN

GAZI UNIVERSITY

INSTITUTE OF EDUCATION SCIENCES

September 2014

ABSTRACT

This research aims at detecting and analyzing the technical properties of product samples in Bursa that are made using Turkish embroidery technique and passing on to the future generations by authenticating them.

Turkish embroidery is a kind of embroidery that is made using thread, tinsel and needle on fabrics stretched on frame and hoop and looks the same on the front and on the back side except for the mürver technique.

Turkish embroidery sample products found in Bursa makes up the population of the research. The type, sizes, condition of the samples, equipments used, technical properties, colors, ornament themes and properties of composition are analyzed, the record of the properties of Turkish sample products are kept on the information forms and their pattern drawings are made. As the result of the research forty- two napkins, six pieces, six waistbands, two towels, one cradle cover and one cover. It is detected that the sizes of the products change for intended purpose and type.

More than half of the products are in good condition and coffer smear is detected on most of them.

Linen and cotton material are used for the base of the Turkish product samples. Tinsel, silk thread and flat-wire are used for ornament and silk thread, cotton thread and tinsel are used for edge decoration.

While for ornamenting the products most of the time flatpesent, biased pesent, wrap, treillage, tahrirli pesent point techniques are applied, for edge decorationfringe twisting, hemming stitch, point lace techniques are applied.

(10)

viii

Cream and beige are the colors used for the base, green, blue, pink, cream, brown, light pink colors are used for ornament and cream, tinsel and beige colors are used for edge decoration of the Turkish embroidery product samples. On the multi-colored Turkish embroidery product samples color green is applied densely, and while coloring flowers and buds blue, pink, cream and light pink tones are applied densely.

As vegetal embellishment; leave images are used on all of the samples, flower and branch images are used on most of the samples and bud and crooked branch images are used on the rest of the samples. On embroideries with a subject; vase, pot, bow tie and basket images are ornamented. For architectural ornaments; tent, fountain and mosque images are used. As geometrical ornaments rectangle, square and diamond images are used. For embroidery with figures, bird image is ornamented and for calligraphic ornaments, Arabic calligraphyis used. Most of the time herbal ornaments and embroideries with a subject are preferred to the others as they express feelings and thoughts better, but besides these preferred ones architectural, geometric, embroidery with figures and calligraphic ornaments are also produced.

On Turkish embroidery; while compositions are made up of smooth, horizontal and linked arrangements, edge decoration are made of linked, skipped and smooth arrangements.

Science code :

Key Words : Bursa, Handicraft, Ornament, Turkish Embroidery Number of pages : 258

(11)

ix

İÇİNDEKİLER

ÖZ ... v

ABSTRACT ... vii

İÇİNDEKİLER ... ix

TABLOLAR LİSTESİ... xii

ŞEKİLLER LİSTESİ ... xiii

SİMGELER VE KISALTMALAR LİSTESİ ... xviii

BÖLÜM I. GİRİŞ ... 1

1.1. Problem ... 1 1.2. Amaç ... 3 1.3. Alt Amaçlar... 3 1.4. Önem ... 4 1.5. Varsayımlar ... 4 1.6. Sınırlılıklar ... 5 1.7. Tanımlar ... 5

BÖLÜM II. KAVRAMSAL ÇERÇEVE ... 7

2.1. Bursa İli Hakkinda Genel Bilgi ... 7

2.1.1. Bursa İlinin Tarihi ... 7

2.1.2. Bursa’ nın Coğrafi Durumu ... 8

2.1.3. Bursa İlinin Kültür Sanat ve Turizmi ... 9

2.1.3.1. El Sanatları... 10

2.1.3.2. İpekçilik ... 11

2.1.3.3. Dokuma ... 11

2.1.3.4. Giyim – Kuşam ... 12

2.1.3.5. Hacivat - Karagöz Efsanesi... 13

2.1.3.6. Evlenme Gelenekleri ... 13

2.1.3.7. Sünnet Gelenekleri ... 16

(12)

x

2.2.1. İşlemenin Tanımı ... 17

2.2.2. İşlemenin Tarihçesi ... 18

2.2.2.1. Türk İşlemelerinin Anadolu Kökenli Kaynakları ... 18

2.2.2.1.1. Mısırlılar ... 19 2.2.2.1.2. Mezopotamya ... 19 2.2.2.1.3. Asurlular ... 19 2.2.2.1.4. Persler ... 19 2.2.2.1.5. Hititler ... 20 2.2.2.1.6. Frigyalılar ... 20 2.2.2.1.7. Lidyalılar ... 20 2.2.2.1.8. Romalılar ve Bizans ... 21 2.2.2.1.9. İran ... 21

2.2.2.2. Türk işlemelerinin Anadolu Dışındaki Kaynakları... 21

2.2.2.2.1. Hun İmparatorluğu Dönemi... 22

2.2.2.2.2. Göktürk İmparatorluğu Dönemi ... 23

2.2.2.2.3. Akhunlar Dönemi ... 23

2.2.2.2.4. Uygur Devleti Dönemi ... 24

2.2.2.2.5. Anadolu Selçukluları Dönemi ... 25

2.2.2.2.6. Anadolu Beylikler Dönemi ... 26

2.2.2.2.7. Osmanlı İmparatorluğu Dönemi ... 26

2.2.2.2.8. Cumhuriyet Dönemi ... 34

2.3. Türk İşi Hakkında Genel Bilgi ... 36

2.3.1. Türk İşinin Tanımı ... 36

2.3.2. Türk İşinin Tarihçesi ... 37

2.3.3. Türk İşinde Kullanılan Araç ve Gereçler ... 38

2.3.3.1. Türk İşinde Kullanılan Kumaşlar ... 38

2.3.3.2. Türk İşinde Kullanılan İplikler ... 38

2.3.4. Türk İşinde Kullanılan Motifler ... 39

2.3.5. Türk İşinde Kullanılan Kompozisyon Çeşitleri... 39

2.3.6. Türk İşinin Uygulandığı Alanlar ... 39

2.3.7. Türk İşinde Kullanılan Kenar Temzileme Çeşitleri ... 41

2.3.8. Türk İşi İğne Teknikleri ... 42

(13)

xi 2.3.8.2. Balıksırtı ... 42 2.3.8.3. Civankaşı ... 43 2.3.8.4. Hasır İğne ... 43 2.3.8.5. Susma ... 43 2.3.8.6. Muşabak ... 43 2.3.8.7. Mürver ... 44 2.3.8.8. Düz Pesent ... 44 2.3.8.9. Verev Pesent ... 44

2.3.8.10. Gölgeli Pesent (Tahrilli) ... 44

2.3.8.11. Dönerek Pesent ... 45 2.3.8.12. Gözeme ... 45

BÖLÜM III. YÖNTEM ... 59

3.1. Araştırmanın Modeli ... 59 3.2. Evren ve Örneklem ... 59 3.3. Verilerin Toplanması ... 59 3.4. Verilerin Analizi ... 60

BÖLÜM IV. ARAŞTIRMA BULGULARI ve YORUMLAR ... 61

4.1. Türk İşi Ürün Örneklerine Ait Bilgi Formları ... 61

4.1.1. Türk İşi Ürün Örneklerinin Türü ... 239

4.1.2. Türk İşi Ürün Örneklerinin Boyutları ... 239

4.1.3. Türk İşi Ürün Örneklerinin Bugünkü Durumları ... 241

4.1.4. Türk İşi Ürün Örneklerinin Zeminde, İşlemesinde ve KenarTemizlemesinde Kullanılan Gereçler ... 242

4.1.5. Türk İşi Ürün Örneklerinin İşlemesinde ve Kenar Temizlemesinde Kullanılan Teknik Özellikler ... 243

4.1.6. Türk İşi Ürün Örneklerinin Zemininde, İşlemesinde ve Kenar Temizlemesinde Kullanılan Renkler ... 245

4.1.7. Türk İşi Ürün Örneklerinde Kullanılan Bezeme Konuları ... 247

4.1.8. Türk İşi Ürün Örneklerinin İşlemesinde ve Kenar Temizlemesinde Kullanılan Kompozisyon Çeşitleri ... 248

BÖLÜM V. SONUÇ ve ÖNERİLER ... 251

5.1. Sonuç ... 251

(14)

xii

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo Sayfa

Tablo 4. 1. Bursa İlinde bulunan Türk İşi İşlemeli Ürün Örneklerinin Türlerine Göre Dağılımı ... 239 Tablo 4. 2. Bursa İlinde bulunan Türk İşi İşlemeli Ürün Örneklerinin Boyutlarına Göre

Dağılımı ... 240 Tablo 4. 3. Bursa ilinde bulunan Türk İşi İşlemeli Ürün Örneklerinin Bugünkü

Dağılımı ... 241 Tablo 4.4. Bursa ilinde bulunan Türk İşi İşlemeli Ürün Örneklerinin Zemininde,

İşlemesinde ve Kenar Temizlemesinde Kullanılan Gereçlerin Dağılımı... 242 Tablo 4.5. a. Bursa ilinde bulunan Türk İşi İşlemeli Ürün Örneklerinin İşlemesinde

Kullanılan Teknik Özelliklerin Dağılımı ... 243 Tablo 4.6. b. Bursa ilinde bulunan Türk İşi İşlemeli Ürün Örneklerinin İşlemesinde

Kullanılan Teknik Özelliklerin Dağılımı ... 244 Tablo 4.7. Bursa ilinde bulunan Türk İşi İşlemeli Ürün Örneklerinin Zeminde,

İşlemesinde ve Kenar Temizlemesinde Kullanılan Renklerin Dağılımı ... 245 Tablo 4. 8. Bursa ilinde bulunan Türk İşi İşlemeli Ürün Örneklerinde Bezeme Konuları

Dağılımı ... 247 Tablo 4. 9. Bursa ilinde bulunan Türk İşi İşlemeli Ürün Örneklerinin İşlemesinde ve

(15)

xiii

ŞEKİLLER LİSTESİ

Şekil 1. Bursa İl Haritasi ... 8

Şekil 2.Türk İşi İğne Tekniklerinin İşlem Basamakları ... 46

Şekil 2.1. Sarma ... 46 Şekil 2.2. Sarma ... 46 Şekil 2.3. Sarma ... 46 Şekil 2.4. Sarma ... 46 Şekil 2.5. Balık Sırtı ... 47 Şekil 2.6. Balık Sırtı ... 47 Şekil 2.7. Balık Sırtı ... 47 Şekil 2.8. Balık Sırtı ... 47 Şekil 2.9. Balık Sırtı ... 47 Şekil 2.10. Civankaşı ... 48 Şekil 2.11.Civankaşı ... 48 Şekil 2.12. Civankaşı ... 48 Şekil 2.13 Civankaşı ... 48 Şekil 2.14. Civankaşı ... 48

Şekil 2.15. Hasır İğne... 49

Şekil 2.16. Hasır İğne... 49

Şekil 2.17. Hasır İğne... 49

Şekil 2.18. Hasır İğne... 49

(16)

xiv Şekil 2.20. Susma ... 50 Şekil 2.21. Susma ... 50 Şekil 2.22. Susma ... 50 Şekil 2.23. Susma ... 50 Şekil 2.24. Susma ... 50 Şekil 2.25. Muşabak ... 51 Şekil 2.26. Muşabak ... 51 Şekil 2.27. Muşabak ... 51 Şekil 2.28. Muşabak ... 51 Şekil 2.29. Muşabak ... 51 Şekil 2.30. Muşabak ... 51 Şekil 2.31. Muşabak ... 51 Şekil 2.32. Muşabak ... 51 Şekil 2.33. Muşabak ... 51 Şekil 2.34. Mürver ... 52 Şekil 2. 35. Mürver ... 52 Şekil 2.36. Mürver ... 52 Şekil 2.37. Mürver ... 52 Şekil 2.38. Mürver ... 52 Şekil 2.39. Mürver ... 52 Şekil 2.40. Mürver ... 52 Şekil 2.41. Düz Pesent ... 53 Şekil 2. 42. Düz Pesent ... 53 Şekil 2.43. Düz Pesent ... 53 Şekil 2.44. Düz Pesent ... 53 Şekil 2.45. Düz Pesent ... 53

(17)

xv

Şekil 2.47. Verev Pesent ... 54

Şekil 2.48. Verev Pesent ... 54

Şekil 2.49.Verev Pesent ... 54

Şekil 2. 50. Verev Pesent ... 54

Şekil 2.51. Gölgeli (Tahrilli) Pesent ... 55

Şekil 2.52. Gölgeli (Tahrilli) Pesent ... 55

Şekil 2.53. Gölgeli (Tahrilli) Pesent ... 55

Şekil 2.54. Dönerek Pesent ... 56

Şekil 2. 55. Dönerek Pesent ... 56

Şekil 2. 56. Dönerek Pesent ... 56

Şekil 2.57. Gözeme ... 57

Şekil 2.58. Gözeme ... 57

Şekil 2.59. Gözeme ... 57

Şekil 4.1. Peşkir Cizimi 1 ... 64

Şekil 4.2. Peşkir Cizimi 2 ... 67

Şekil 4.3. Peşkir Cizimi 2 ... 70

Şekil 4. 4. Peşkir Cizimi 4 ... 73

Şekil 4. 5. Peşkir Cizimi 5 ... 76

Şekil 4. 6. Peşkir Cizimi 6 ... 79

Şekil 4. 7. Peşkir Cizimi 7 ... 82

Şekil 4.8. Peşkir Cizimi 2 ... 85

Şekil 4. 9. Peşkir Cizimi 9 ... 88

Şekil 4. 10. Peşkir Cizimi 10 ... 91

Şekil 4. 11. Peşkir Cizimi 11 ... 94

Şekil 4. 12. Peşkir Cizimi 12 ... 97

Şekil 4. 13. Peşkir Cizimi 13 ... 100

(18)

xvi

Şekil 4. 15. Peşkir Cizimi 15 ... 106

Şekil 4. 16. Peşkir Cizimi 16 ... 109

Şekil 4. 17. Peşkir Cizimi 17 ... 112

Şekil 4. 18. Peşkir Cizimi 18 ... 115

Şekil 4. 19. Peşkir Cizimi 19 ... 118

Şekil 4. 20. Peşkir Cizimi 20 ... 121

Şekil 4.21. Peşkir Cizimi 21 ... 124

Şekil 4. 22. Peşkir Cizimi 22 ... 127

Şekil 4. 23. Peşkir Cizimi 23 ... 130

Şekil 4. 24. Peşkir Cizimi 24 ... 133

Şekil 4. 25. Peşkir Cizimi 25 ... 136

Şekil 4. 26. Peşkir Cizimi 26 ... 139

Şekil 4. 27. Peşkir Cizimi 27 ... 142

Şekil 4. 28. Peşkir Cizimi 28 ... 145

Şekil 4. 29. Peşkir Cizimi 29 ... 148

Şekil 4. 30. Peşkir Cizimi 30 ... 151

Şekil 4.31. Peşkir Cizimi 31 ... 154

Şekil 4. 32. Peşkir Cizimi 32 ... 157

Şekil 4. 33. Peşkir Cizimi 33 ... 160

Şekil 4. 34. Peşkir Cizimi 34 ... 163

Şekil 4. 35. Peşkir Cizimi 35 ... 166

Şekil 4.36. Peşkir Cizimi 36 ... 169

Şekil 4. 37. Peşkir Cizimi 37 ... 172

Şekil 4. 38. Peşkir Cizimi 38 ... 175

Şekil 4. 39. Peşkir Cizimi 39 ... 178

Şekil 4. 40. Peşkir Cizimi 40 ... 181

(19)

xvii

Şekil 4. 42. Peşkir Cizimi 42 ... 187

Şekil 4.43. Çevre Cizim 1 ... 190

Şekil 4. 44. Çevre Cizim 2 ... 193

Şekil 4. 45. Çevre Cizim 3 ... 196

Şekil 4. 46. Çevre Cizim 4 ... 199

Şekil 4. 47. Çevre Cizim 5 ... 202

Şekil 4. 48. Çevre Cizim 6 ... 205

Şekil 4. 49. Uçkur 1 ... 208 Şekil 4. 50. Uçkur 2 ... 211 Şekil 4. 51. Uçkur 3 ... 214 Şekil 4. 52. Uçkur 4 ... 217 Şekil 4. 53. Uçkur 5 ... 220 Şekil 4. 54. Uçkur 6 ... 223 Şekil 4. 55. Havlu 1... 226 Şekil 4. 56. Havlu 2... 229 Şekil 4.57. Beşik Örtüsü ... 232 Şekil 4. 58. Çarşaf ... 235 Şekil 4. 59. Örtü ... 238

(20)

xviii

SİMGELER VE KISALTMALAR LİSTESİ

BİL Bursa İl Yıllığı

BKMS Bursa Kent Müzesi Sergisi KTB Kültür ve Turizm Bakanlığı MEB Milli Eğitim Bakanlığı

MEGEP Mesleki Eğitimin ve Öğretim Sisteminin Güçlendirilmesi Projesi TDK Türk Dil Kurumu

(21)

1

BÖLÜM I

GİRİŞ

Bu bölümde, araştırmanın problemi, amacı, önemi, sınırlılıkları ve varsayımları açıklanarak araştırma ile ilgili tanımlara yer verilmiştir.

1.1. Problem

İnsanoğlunun güzeli araması ve güzeli oluşturmak için verdiği uğraşlar sanatın oluşmasında büyük etkendir.

Sanat sözcüğü genellikle plastik veya görsel dediğimiz sanatlar için kullanılmasına rağmen edebiyat ve müzik sanatlarını da kapsar. Bütün bu sanatların kullandıkları malzemeler farklı olmasına rağmen ortak özellikleri vardır. Gerek plastik gerek görsel tüm sanatların ortak özelliklerinde doğallığın (özgünlüğün) yakalanması, hoşa giden bağlantıları ve beğenileri oluşturma çabası yatar. Sanat, insan ile doğa arasındaki nesnel gerçekler arasında estetik ilişkilerin dışa vurumudur (Artur, 2006, s. 21).

Sanat; düşüncelerin, amaçların, duyguların, durumların ya da olayların beceri ve düş gücü kullanarak anlatılmasına ya da başkalarına aktarılmasına yönelik yaratıcı insan faaliyetidir (Alpaslan, 2003, s. 1).

Sanat, diğer kültür sahalarına göre fert ve cemiyetle, yani insan ile en sıkı münasebeti olan, onunla iç içe, kucak kucağa olan canlı bir kültür dalıdır (Bilgiç, 1977, s. 6).

Başka bir deyişle sanat; insanın kendini anlatma, kendi dışındaki dünya ile iletişim kurma ve etkileme gibi dürtüleri ile ortaya çıkan bir olgudur (Alpaslan, 2003, s. 1).

El sanatları, toplumun yaşam seviyesinin ve zekâsının bir göstergesi olup genel anlamda bir toplumun, kuşaktan kuşağa aktarılmaya değer sosyal yaşam tarzları ve simgeler bütünüdür.

(22)

2

El sanatları, belirli hammaddeleri el becerisi ve basit el araçlarıyla işlenmiş ve yarı işlenmiş ürünler elde etmek olarak tanımlanabilir (Öztürk, 2003, s. 14).

El sanatları; bireyin bilgi ve becerisine dayanan, genellikle doğal hammadelerin kullanıldığı, elle ve basit aletler dışında makine gücüne ihtiyaç duyulmadan yapılan ve toplumun kültürünü, gelenek ve göreneklerini, foklorik özelliklerini taşıyan, yapan kişinin zevk ve becerisini yansıtan, gelir sağlayıcı üretime yönelik etkinliklerdir (Yetim ve Özdemir 1997, s. 191).

Türk kadınları yaşadığı ortam, iklim, dil, din, örf ve adetleriyle zengin bir kültür meydana getirmişler, zevk ve el becerileriyle güzel sanatlar içinde önemli bir yer tutan Türk El Sanatlarının yaşamasını ve zenginleşmesini sağlamışlardır. Nakışların el sanatları içinde özel bir yer tuttuğu görülmüştür (Yılmazkurt, 2002, s. 4).

Köklü bir geçmişin tarihi uzantısı olma niteliği taşıyan işlemeler, estetik değerler yanı sıra, toplumun duygu, düşünce, yaşama biçimini yansıtmaktadırlar (Barışta, 1984, s. 1).

İşleme; çeşitli bezeme teknikleri arasında iğne ya da tığla, beyaz ve renkli iplik, ipek iplik ve altın, gümüş teller ve iplikler kullanılarak yün, keten kumaşlar üzerine yapılan ve çeşitli özellikleri bulunan bir süsleme sanatıdır (Sürür, 1976, s. 7).

İşleme; değişik kumaşlar ve deriler üzerine elde, makinede iğne ve tığla değişik iplikler, rafyalar, sim, sırma, pul, boncuk, inci, çeşitli kıymetli taşlar kullanılarak, düz veya kabarık olarak yapılan süslemelerdir (Özdiler, 1990, s. 7).

İşleme sanatı diğer el sanatları gibi, insanların tabii ihtiyaçlarından olup tabiatın sıcağından, soğuğundan ve vahşi hayvanlardan korunma amacıyla örtünme şeklinde ortaya çıkan giyim, kuşam zamanla süslenmeyi de kapsamına alarak hayatın vazgeçilmez bir unsuru olmuştur (Özel, 1998, s. 7).

İşlemeler estetik güzelliklerinin yanı sıra, yapıldığı dönemin özel günleri, gündelik hayatı ve kullanım özellikleri hakkında günümüze bilgi aktaran önemli verilerdir (KTB, 2010, s. 56).

Bölgesel özellikler taşıyan ve geçmişten günümüze kültür akışını sağlayan karakteristik özellikleri olan yüzyıllardır yapılan işleme tekniklerinde biri de Türk işidir.

Endüstrileşme, geleneklerdeki hızlı değişim, kadınların hızlı yaşam temposu içinde pratik tekstil ürünlerine yönelmesi, el sanatlarında maliyetin yüksek oluşu gibi etkileyici unsurlar ile bu sanat biçimi değer kaybetmektedir (KTB, 2010, s. 160).

(23)

3

Türk işlemeleri bu denli önemli olmasına karşın zaman aşımı ile bozularak gün geçtikce azalmakta ve motifleri yok olmaktadır. Bunun yanı sıra kadınlarımız ve genç kızlarımız ailesine destek olmak amacı ve çeyiz geleneği ile işlemeler devam etmektedir. Fakat son dönemde teknolojinin gelişmesi üzerine işlemelerin bilgisayarlı makinelerde yapılmaya başlanmasıyla, el işlemeleri kaybolma ve değişerek yozlaşma tehlikesi ile karşı karşıya kalmıştır.

Bu nedenle yok olmaya yüz tutmuş işlemeleri yaşatmak ve geliştirmek için Bursa ilinde bulunan Türk işi ile yapılmış ürünlerin geleneksel özelliklerini bozmadan gelecek nesillere aktarmak ve bu alanda kaynak belge ortaya çıkarmak bu araştırmanın problemini oluşturmaktadır.

1.2. Amaç

Araştırmanın genel amacı; Bursa ilinde bulunan geleneksel işlemeli ürünlerden Türk işi tekniği ile işlenmiş ürünlerin çeşit, teknik, iplik, kumaş, renk, motif ve kompozisyon özelliklerinin incelenerek belirlenmesi ve belgelenerek gelecek nesillere aktarılmasını sağlamaktır.

1.3. Alt Amaçlar

Türk işleme sanatı içinde yer alan Türk işi tekniğinin yeri ve önemini belirlemek için aşağıdaki alt amaçlara cevap aranmıştır.

1- Türk işi işlemeli ürün örneklerinin türünü belirlemek.

2- Türk işi işlemeli ürünlerinin bugünkü durumlarını belirlemek.

3- Türk işi işlemeli ürün örneklerinde kullanılan kumaş özelliklerini belirlemek. 4- Türk işi işlemeli ürün örneklerinde kullanılan iplik özelliklerini incelemek. 5- Türk işi işlemeli ürün örneklerinin teknik özelliklerini incelemek.

6- Türk işi işlemeli ürün örneklerinde kullanılan renk özelliklerini belirlemek. 7- Türk işi işlemeli ürün örneklerinde kullanılan bezeme konularını belirlemek. 8- Türk işi işlemeli ürünlerde kullanılan kompozisyon özelliklerini belirlemek. 9- Türk işi işlemeli ürünlerde kullanılan kenar temizleme tekniklerini incelemek.

(24)

4 1.4. Önem

Elsanatları, bir milletin milli kültürünü simgeleyen ve tanıtan en önemli unsurudur. El sanatlarını temsil eden ürünler o ülkenin kültürel kimliğinin en canlı belgeleridir. Bir ülkenin gelenek ve göreneklerinin, yaşam biçiminin kuşaktan kuşağa aktarılmasında bununla birlikte geliştirilerek devam ettirilmesinde en büyük rolü el sanatları oynar. Bu nedenle bütün milletler el sanatlarına büyük önem vermekte ve el sanatlarını geçmişten geleceğe uzanan bir kültür hazinesi olarak korumaktadır. El sanatlarını çeşit olarak zenginleştirmeye, el sanatları ürünlerini kalite ve nicelik olarak arttırmaya, var olan el sanatlarını korumaya ve geliştirmeye çalışmaktadır.

Ülkemiz ise sahip olduğu el sanatlarının çeşit zenginliği ve üretim miktarları bakımından çok şanslı bir durumdadır. Anadolu birçok el sanatı ürününün yapıldığı, çeşitlendiği, dünyaya tanıtıldığı, çok önemli bir uygarlık beşiğidir. Anadolu’nun hemen her yöresinde, birbirlerine coğrafi olarak çok yakın olan en küçük yerleşim birimlerinde dahi el sanatları konusundaki zenginliği, çeşitliliği görmek mümkündür.

Türk insanı ince sanat zevkini, estetiğini, duygusallığını, hoşgörüsünü, pratikliğini üretmiş olduğu el sanatları ürünlerine yansıtmış, böylece çok zengin ve değerli bir koleksiyon ortaya çıkmıştır. Sahip olunan sanat koleksiyonunun her geçen gün özenle gelişip, yeni nesillere aktarılabilmesi için gün ışığına çıkarılması önemlidir.

Bursa ilinde bulunan Türk işi ürün özellikleri üzerinde yapılacak bu çalışma, el sanatlarımıza sahip çıkarak Türk işi işlemeli ürünlerin tanıtılması, araştırılan ürünlerin değerlendirilmesi, geleneksel kültür değerlerimizin belgelenerek gelecek kuşaklara aktarılması bakımından önemlidir.

1.5. Varsayımlar

1- Bursa ilinde bulunan ve araştırma kapsamına alınan Türk işi işleme örnekleri hakkında yapılan gözlem ve görüşmeler geçerli ve güvenilirdir.

2- Bursa ilinde bulunan Türk İşi tekniklerinin özelliklerini belirlemek amacı ile kullanılacak bilgi formları geçerli ve güvenilirdir.

(25)

5

4- Bursa ilinde bulunan ve araştırma kapsamına alınan örneklem evreni temsil edecek niteliktedir.

1.6. Sınırlılıklar

Bu araştırma, Bursa ilinde bulunan Türk işi işlemeli ürün örneklerinin özellikleriile sınırlandırılmıştır.

1.7. Tanımlar

Bezeme: Süsleme, tezyin (TDK, 2005, s.258).

Çevre: Kenarları kıvrılmış sırma, hesap işi veya Türk işi işlemelerle süslenmiş kare şeklindeki tülbent, ince keten, bez mendil örtü (Sain, 1995, s. 102).

Kompozisyon: Motif su ve benzeri elemanları artistik bir şekilde bir araya getirme sanatı (Özcan, 1994, s. 291).

Muşabak:Türk İşi motiflerinin içinde yer alan herhangi bir motifin içini doldurmada çok kullanılan bir işleme çeşidi (Köklü, 2002, s. 103).

Peşkir: Elleri ve yüzü yıkadıktan sonra kurulamak için keten ya da pamuklu dokumalardan hazırlanan ve karşılıklı iki kısa kenarı islemelerle bezenmiş dikdörtgen örtü (Barışta, 1999, s. 222).

Sim: Çok ince altın ve gümüş tellerin ince ipek veya pamuklu ipliklerin üzerine sarılması ile yapılır (Korkusuz, 1971, s.30).

Uçkur: Giyimi süslemek için ya da elbiselerin, şalvarlarını, belini tutturmak amacıyla hazırlanmış iki dar kenarı işlemelerle bezenmiş, uzun dikdörtgen bağ (Barışta, 1999, s. 231).

(26)
(27)

7

BÖLÜM II

KAVRAMSAL ÇERÇEVE

2.1. Bursa İli Hakkinda Genel Bilgi

2.1.1. Bursa İlinin Tarihi

M.Ö. 3. yüzyılda Bithynialılar ve Prusias’lılar tarafından kurulan kentin ilk adı Prusa idi.Şehir merkezine yakın ilk yerleşimin kesin bulguları M.Ö. 2700-2500 yıllarına tarihlenmektedir.M.Ö. 1200 yıllarında Trakya'dan bu bölgeye Ibkit saldırılarından kaçan Traklar, Thinler ve Bitinler yerleşmişlerdir (BİL, 1973, s. 2).

Bu nedenle yazılı kaynaklarda bölgenin adı Bitinya olarak geçer. 1326 yılında Orhan Bey tarafından Türklerin eline geçen ilimiz Osmanlı İmparotorluğuna başkentlik yapmıştır (BİL, 1973, s. 2).

1071 yılından sonra Anadolu'yu fethetmeye başlayan Selçuklular; bölgeye Asya'dan getirdikleri Türk boylarını yerleştirme çabalarına girdiler. Selçuklu Beyliği' nin zayıflayıp dağılmaya başlaması üzerine kurulan Anadolu beyliklerinden Osmanlı Beyliği, kısa zamanda gelişip güçlenerek topraklarını büyüttü (BİL, 1973, s. 4).

Osmanlı Beyliği'nin kurucusu, 1258 yılında Söğüt kasabasında doğan Osman Bey'di. 1299'da Bilecik, Yenikent, İnegöl ve İznik de Osmanlı Beyliği topraklarına katıldı. Altıyüz yılı aşkın hüküm sürecek olan Osmanlı İmparatorluğu'nun temelleri atılmış oldu. Bithynia, Roma ve Bizans'ı yaşayan Bursa, 1335 yılında Osmanlı'ya ilk başkentlik yaptı. (BİL, 1967, s.92).

Bursa Osmanlı İmparatorluğunun ilk 200 yıllık dönemide diğer kentlere göre büyük gelişmeler göstermiş, birçok mimari yapı ile süslenmiş, devrinin tanınmış medreseleri ile bilim âleminin merkezi olmuş, canlı bir ticaret şehridir. I. Murat zamanında başlayan Hüdavendigar Külliyesi, I. Beyazıd’ ın yaptırdığı Yıldırım Küliyesi, I. Mehmet (Çelebi)

(28)

8

döneminde başlayıp II. Murat zamanında tamamlanan Yeşil Külliyesi Bursa’nın mekânsal gelişimini etkileyen ve bugün de ayakta duran büyük komplekslerdir (www.agbursa.com). Cumhuriyet dönemiyle birlikte planlama çalışmalarına başlanan şehirde, 1960'lı yıllardan itibaren sanayinin önemi artmış, kentin nüfus ve kentsel gelişimi hızlı bir değişime uğramıştır. Coğrafi konumu, tarımsal, ticari ve sanayi potansiyelinin yüksek oluşu kentin çekiciliğini her dönem korumasını sağlamaktadır (http://bursaword.com/osmanli-baskenti).

2.1.2. Bursa’ nın Coğrafi Durumu

Şekil 1. Bursa İl Haritasi

(http://www.turkiye-rehberi.net/bursa-haritasi.asp)

Bursa ili, Anadolu yarımadasının kuzeybatısında 40 derece enlem, 28–30 derece boylam daireleri arasında Marmara Denizinin kuzeydoğusunda olup, doğusunda Bilecik, Kütahya, batısında Balıkesir, kuzeyinde Kocaeli ve İstanbul, güneyinde Balıkesir illeri bulunmaktadır. Bursa ilinin yüzölçümü 10609 km2’dir (BİL, 1967, s. 72).

Denizden yüksekliği 100 metre olan Bursa, genelde ılıman bir iklime sahiptir. Ancak, iklim bölgelere göre de değişiklik göstermektedir. Kuzeyde Marmara Denizinin yumuşak ve ılık iklimine karşılık güneyde Uludağ'ın sert iklimi ile karşılaşılmaktadır (BİL, 1967, s. 72).

(29)

9

En Önemli Ovaları: Bursa365 km2, Mustafakemalpaşa193 km2, Karacabey537 km2,

İnegöl150 km2, İznik76 km2, Orhangazi97km2, Yenişehir152 km2’ dir (BİL, 1967, s. 66).

İlin önemli akarsuları: Mustafakemalpaşa Çayı, Uludağ'ın güney yamaçlarından doğan ve gene Uludağ'dan kaynaklanan birçok küçük dere ile beslenen Nilüfer Çayı, Göksu Çayı, Koca Dere, Kara Dere, Aksu Dereleri bulunmaktadır (BİL, 1967, s. 69).

Bursa ili topraklarının yaklaşık % 35 ini dağlar kaplamaktadır. Dağlar genellikle doğu-batı yönünde uzanan sıradağlar şeklindedir. Bunlar: Orhangazi'nin batısından Gemlik körfezinin batısında Bozburun'a doğru uzanan Samanlı Dağları, Gemlik Körfezinin güneyinde Bursa ovasını denizden ayıran Mudanya Dağları, İznik gölünün güneyi, ile Bursa ovasının kuzey kesimleri arasında yer alan Katırlı Dağları, Mudanya Dağlarının uzantısı olan Karadağ ve Marmara Bölgesinin en yüksek dağı olan Uludağ'dır (BİL, 1967, s.63).

Bursa, tarihteki önemi ile olduğu kadar, eşsiz doğası ile de dikkati çeken bir kenttir. "yeşil" rengi adeta bu kentle özdeşleşmiş, onun simgesi olmuştur. Yeşil Bursa'nın il sınırları içinde birçok doğal güzellik yer almaktadır. Bunların başında ise tüm heybetiyle bu kenti saran Uludağ gelir ( http://www.bursa-bld.gov.tr).

2.1.3. Bursa İlinin Kültür Sanat ve Turizmi

Bursa kentinin merkez ve ilçelerinde bulunan müzeler arasında; Arkeoloji Müzesi, Türk – İslam Eserleri Müzesi, Atatürk Müzesi, Osmanlı Evi Müzesi, Mudanya Mütareke Müzesi, İznik Müzesi, İznik Ayasofya Müzesi bulunmaktadır. Bunların arasından Osmanlı Evi Müzesi 17. Yüzyıla ait dönemin çeşitli el işlemeleri ile dikkati çekmektedir (www.bursa.com.tr).

14. ve 15. yüzyıllara ait Emir ( Bey) Han, Eski Yeni ( Tahıl) Han, Geyve Han, İpek Han, Koza Han, Pirinç Han, Tuz Pazarı Han, Hoca Tursun Han, Issız Han ile ticaret ve alışverişin merkezi olarak günümüzde halen geçerliliğini korumaktadır (BİL, 1973, s. 128 - 129).

İpek Han: Bursa’ daki hanların en büyüğüdür. Paytoncular, Arabacılar, Sultan Han olarak da anılan İpek Han, 15.yy ilk yarısında, Çelebi Sultan Mehmet tarafından Yeşil Külliyesi’ ne gelir getirmek için yapılmıştır. Han ipek tüccarları tarafından kullanılmıştır. Bursa’ da

(30)

10

ipek alıp satan ve bunların büküm işlerini yapan kazazlardan dolayı han, Büyük Kazazhane olarak da anılmıştır (BİL, 1973, s. 129).

Koza Han: Bursa Osmangazi’ de bulunan tarihi Koza Hanı, 1491 yılında Osmanlı İmparatorluğu’ nun 8. Padişahı olan Sultan II. Bayezid tarafından, İstanbul’ daki imaretine gelir getirmesi amacıyla yapılmıştır. Koza Han uzun süre boyunca devletin ticaretle ilgili görevlilerinin ticaret işlerini yürütmek üzere yerleştiği han olarak önemini korumuştur. Günümüzde handa, yerli ve yabancı turistlere yönelik ipek eşarplar satılmakta, eskiden ahır olarak kullanılan İç Koza Han yeme – içme amaçlı kullanılmaktadır (www.bursa.com.tr). Bursa kentinde bulunan Ulu Cami, Emir Sultan Cami, Yeşil Cami, Orhan Bey Cami, Muradiye (II. Murat) Cami, Yıldırım Cami, Hamzabey Cami, İznik Yeşil Cami, Haci Özbek Cami, Mahmut Çelebi Cami görülmeye değer özelliktedir(BİL, 1973, s. 119 - 120). Ayrıca Bursa kentinde Yıldırım Türbesi, Emir Sultan Türbesi, Yeşil Türbe, Orhan Gazi Türbesi, Hatuniye Türbesi, Şehzade Mahmut Türbesi, Kara Mustafa Paşa Türbesi, Hamzabey Türbesi, Cem Sultan Türbesi, Şehzade Mustafa Türbesi, Mükrime Hatun Türbesi ve Kırgızlar Türbesi Selçuklu ve Osmanlı teknik ve zevkine göre yapılmış eserler olarak görülmektedir (BİL, 1973, s. 123).

2.1.3.1. El Sanatları

Bursa’ da el sanatlarının zengin bir geçmişi vardır. Osmanlı Devleti gelişip büyüdükçe Bursa önemli bir merkez durumuna gelmiştir. Hanların, kervansarayların, bedestenlerin yapımı birbirini izlerken, ipekli kumaş ve kadife dokumacılığı, havluculuk, silahçılık, boyacılık, demircilik, camcılık, kuyumculuk gibi el sanatları da gelişmiştir (Taş, 2002, s. 44).

Eski bir tekstil merkezi olarak dünyaca tanınan Bursa, yalnız ipekçilik, dokumacılık, terzilik, boya ve boyamacılık gibi mesleklerin geliştiği eski tarihi bir kent değil, aynı zamanda ünlü kadifeleri, ipekleri ve işlemeleri ile de tanınmıştır (Sürür, 1997, s. 63). Diğer el sanatlarına baktığımızda Bursa’ da örülen çoraplar, para, mühür keseleri geleneksel halk sanatlarının bir bölümünü oluşturur. Yörede örülen Pazarcık ve Yürük adını taşıyan çoraplar desen ve motifleriyle dikkat çekmektedir (Taş, 2002, s. 46).

(31)

11 2.1.3.2. İpekçilik

Geleneksel Türk sanatı ipekböcekçiliği, M.S 552 yılından beri ipek kozası, ipek ve ipekli kumaş dokuma sanayii yönünden Bursa’ da önemli bir yer kaplamıştır. Bursa ve ipekböcekçiliği birbirini tamalayan unsurlardır (BİL, 1973, s. 263).

Şer’i Mahkeme Sicilleri ipekli dokumacılığının özellikle XIV yüzyıl sonlarına doğru Bursa’da ipekli ve ipekli kumaşçılığın oldukça gelişmiş olduğunu göstermektedir. İpek dokumaclığı XVI yüzyılda en iyi örneklerini vermiştir. Bu tarihlerde Bursa kumaşları dünya tarihinde ün kazanmıştır. Anadolu’dan gelen ipekli kumaşlar ‘Bursa kumaşı’ diye adlandırılmıştır (Taş, 2002, s. 45).

Bursa’ da 1587 yılında başlayan ipekböceği yetiştiriciliği ve ipek dokumacılığı kentin en önemli ekonomisini oluşturmuştur. Bursa ipek sektörünün sanayileşmesi 1844 yılında kurulan dört mancınıklı bir fabrika ile başlamıştır. İpek ilk defa bu fabrikada fabrikasyon olarak çekilmiştir. 1845 ve 1952 yıllarında yine Bursa’ da daha büyük ipek çekme fabrikaları kurulmuştur. Kentin Bizans’la başlayan ve Osmanlı ile devam eden ipek ekonomisi XIX. yüzyıla kadar devam etmiştir. Bursa’ nın ipek ekonomisindeki önemli etkisi sadece üretimle sınırlı değildir. İpeğin dünyanın her yerine satılması ve gönderilmesi de buradan sağlanmıştır. Bursa bütün ticaret yollarının güzergâhı üzerinde ihracatın dağıtım merkezidir. Bütün ihracat kozadan çekilmiş ipek ipliği ve ipek böceği kozasıyla yapılmıştır. Koza han bu işlemlerin merkezi konumunda olup bütün işlemler (ürünün tespiti, tescili, tartımı) burada gerçekleştirilmiştir. (Bursa Defteri, 1999, s. 13-14).

2.1.3.3. Dokuma

1326 yılında, Bursa’nın Osmanlılar eliyle fethinden önce Bursa’da dokumacılık sanatının varlığı bilinmektedir. 6. yüzyıldan sonra halk arasında Bizans’ta ipekli kumaşlar giyildiği (ancak belirli renk ve desendeki ipekli kumaşların İmparatorluğa ayrıldığı) bilinmektedir. Bunun devamı olarak 8. ve 9. yüzyıllarda ipekli dokumalardan sonra, 10. yüzyıldan itibaren altınla dokunmuş ipekliler görülür (Sürür, 1997, s. 63).

Köklerini Anadolu’dan alan dokuma sanatının 15. yüzyıldan itibaren üretimine Bursa’da başladığı görülmektedir. Bursa kumaşları dokuma tekniği, malzeme özellikleri ve desen zenginlikleriyle bu sanatın doğuşundan itibaren dünya kumaşçılığı içinde çok önemli bir

(32)

12

yer edinerek desen ve renkleriyle Türk kültürünün ve zevkinin bütün inceliklerini yansıtmıştır (www.bursa.com.tr).

15. yy dokumanın ilerlemesiyle Bursa’da kadife, çatma gibi kumaşlar dokunmaya başlanmıştır. Dokumacılık teşkilata bağlanarak bir esnaf sistemi haline getirilmiştir. Köylerde ailelerin kendi gereksinmeleri için çalışan el tezgâhları da varlığını korumuştur. Bu dönemde kullanılan desenlerin daha küçük motiflerden oluştuğu, renk çeşidinin artığı görülmektedir. Bursa başta ipek ve pamuklu olmak üzere Kemha, Kuntu, Diba ve kadife dokumacılığında iç ve dış piyasada kendini göstermiştir (KTB, 2010, s. 130).

El dokumaları ağırlıklı olarak kadınlar tarafından üretilmekteydi. Bu dokumalar sadece örtünme amacını kapsamayıp zaman zaman kadınların kendilerini ifade etmek için kullandıkları renkli ve zengin bir araç görevi görmekteydi. Kadınlar; nazar, bereket, güzellik, aşk, aile ilişkilerinden şikâyet, doğanın düzeni, ölümsüzlük gibi kavramlarını hisleriyle birlikte dokuma ve işlemelerde yansıtmaktaydı (KTB, 2010, s. 142).

2.1.3.4. Giyim – Kuşam

Osmanlı padişahlarının Fatih’e kadar işlemeli Tennure giydikleri bilinmektedir. 1359– 1389 yılları arasında Bursa’ da devleti yöneten Birinci Murat Bey’ in elbiseleri, o dönemde süslemeye ne kadar önem verildiğini göstermesi bakımından ilgi çekicidir (Sürür, 1976, s. 13).

Bursa’nın ipek ve pamuktan dokunmuş kumaşları ile dünyaca meşhurdur. Eski Bursa’da özellikle kadın giysilerinin, kumaşları ve işlemeleri ile dikkat çektiği, Bursa tezgâhlarında dokunan ipekler, bürümcükler, kadifeler ve giysilere özellik kattığı görülmektedir (Taş, 2002 , s. 32).

XVI yüzyılın ikinci yarısından sonra Bursa kadifeleri, çatma, seraser denilen altın kumaşlar, kemhalar, arşın, tafta, çuha, keyfiye, peştemaller oldukça yaygın olarak kullanılmış ve ün salmıştır. Hali vakti yerinde olanlar Elmasiye, Altıparmak, Altıoluk, Geze adı verilen Humus ve Şam ipekli kumaşlarından elbiseler diktirilmiş ve bu tarz elbiseler XVII ve XVIII yüzyılda Selimiye adı verilen, kılaptanla karışık başka bir cins ipekli kumaştan yapılmıştır(Taş, 2002, s. 32).

(33)

13 2.1.3.5. Hacivat - Karagöz Efsanesi

Bursa’da seyirlik oyunlardanKaragöz Hacivat gösterileri yaygın olarak düzenlenmektedir. Gölge oyunlarının ülkemizdeki temsilcisi olan Karagöz ile Hacivat tiplemelerinin Bursa da yaşadığı ve Ulucami inşaatında çalıştıkları ile ilgili çeşitli anlatılar bulunmaktadır. Bu anlatıya göre Karagözle Hacivat (Hacı İvaz) demirci ve duvarcı ustası iken Ulucami inşaatında çalışmaktadır. Çalışırken sürekli konuşmaları ve bir şeyler anlatarak diğer işçileri meşgul etmeleri yüzünden cami inşaatında aksamalar olmaya başlamıştır. Orhangazi bu durumu haber alınca Karagözü yakalatarak idam ettirmiştir. Hacivat’ınsa kaçarak canını kurtardığı anlatılmaktadır. Karagözün öldürülmesi işçilerin moralini bozunca Orhangazi de bu duruma çok üzülmüştür. Şeyh küşteri Padişahın üzüntüsünü gidermek için Karagözle Hacivat’ın resimlerini yada deriden yapılmış tasvirlerini perdenin arkasında oynatarak Karagözle Hacivat’ın konuşmalarını perdede canlandırmıştır.O günden sonra Karagözle Hacivat’ın konuşmaları ve deriden yapılmış tasvirleri bir perdede oynatılarak insanların izlenimine sunulmuştur. Günümüzde Bursa’da Karagöz ve Hacivat geleneği sürdürülmektedir. Karagöz ile Hacivat’ın anıt mezarları karşısında faaliyet yürüten Karagöz evinde hem bu gelenek yaşatılmakta hem de bir sonraki kuşaklara aktarılması için genç hayali ustaları yetiştirilmektedir (BİL, 1973, s. 150).

2.1.3.6. Evlenme Gelenekleri

Bursa’da düğün gelenekleri günümüzde de devam ettirilmeye çalışılmaktadır. Bu geleneklerden biri olan kız isteme geleneği ise şu şekilde gerçekleşir: Kızla oğlan birbirlerini görüp beğenir, oğlan tarafı kızın evine belirlenen bir tarihte giderek kızı ister.Kız tarafı kızı verirse belirlenen bir tarihte erkek tarafı nişan bohçasını kız tarafına gönderir, nişanı bir erkek başının üzerinde taşıyarak, kızın evine götürür. Kızın evinde lokum ve pasta ikram edilerek eğlence düzenlenir. Eğlencenin ilerleyen saatlerinde kurdeleye bağlı olan yüzükler takılarak bir aile büyüğü tarafından kesilir. Nişan gecesi düğün tarihi tespit edilerek düğün için plan yapılır (BKMS, 2011, s. 53).

Kız evi, oğlan evinin nişan merasiminde oğlan evinin getirdiği hediyelerin hemen aynı karşılıklarını oğlan evine iade–i ziyaretinde götürür. Kızın getirdiği hediyeler içinde el emeği, göz nuru ile ürettiği seccade, iğne oyalı ipek namaz örtüsü gibi işlemeler bulunur. Önceden kızlar hazırladıkları tel kırma ile işledikleri büyük bir çevreyi, tepsi içinde gelen

(34)

14

hediyelerin üzerine örterler, düğünden sonra damat bu çevreyi boynuna dolayarak gezer (BKMS, 2011, s. 54).

‘Kız beşikte, çeyiz sandıkta’ deyişi Anadolu’ nun tüm yörelerinde geçerliliğini korur. Kız annesi, çeyizinde getirdiği fakat kullanmaya kıyamadığı en güzel tülbentlerini, oyalarını, yatak çarşaflarını, dantellerini kızının çeyizine koyar. Kızın çeyizinde el işi ve göz nuru ile meydana getirilmiş olan parçaların çokluğu çeyize değer kazandırır. Kız tüm maharetlerini çeyizi ile dışarı yansıtır. Sandık çeyizi; oyalar, yemeniler, iğne oyalı namaz örtüleri, hesap işi işlemeler, sırma ve sarma işlemeler, yorgan ağızları, karyola etekleri, saten üzerine incilerle işlenmiş karyola örtüleri, yastık kılıfları, yastık ve yorgan takımları, iğne oyası ve tığ işi çeşitli masa, sehpa ve büfe örtüleri, raf bezleri tutaçlardan oluşur (Taş, 2002, s. 151-152).

Eskiden Bursa düğün adetlerinde çeyiz odasının dört duvarına gerilen çarşafların üzerine işlemeli çevreler, uçkurlar, peşkirler, örtüler, kadife işlemeli bohçalar, oyalı krepler, oyalı yemeniler ve o devre ait elbiseler asılırdı. Odanın bir tarafında gelinin çeyiz sandığı konulur, sandığın üstünde yataklar, yorganlar ve en üstte işlemeli yastık yüzleri, yastık başları yerleştirilirdi. Yine aynı odanın, tahtadan yapılan ve minder sekisi adı verilen yüksekçe oturma yerlerine ot minderler ve ot yastıklar döşenir, üzerine de minder yüzleri ile aynı renkte çatma kadife veya kılaptan işlemeli kadife üzerine yastık yüzleri takılarak gayet zarif ve süslü sedirler haline getirilirdi (Taş, 2002, s. 154).

Düğünden önce yapılan en önemli etkinliklerden biri de gelin hamamıdır. Günümüzde yaygın olmayan bu gelenek kısmen de olsa sürdürülmektedir. Gelin hamamı düğünden önceki Cuma günü yapılır bunun için erkek tarafı bir hamamı kiralar iki tarafında kadınları hem yıkanıp hem de eğlenirlerdi. Geline hamam takımları gönderilir, gönderilen hamam takımları özenle hazırlanır ve çiçek desenleriyle işlenirdi. Oğlan evi tarafından getirilen hamam bohçası davetliler huzurunda açılır, bohçadaki işlemeli ürünler sergilenirdi (Taş, 2002, s. 137).

Gelin adayı aile büyüklerinden kalan ‘bindallı’ entari veya ‘dival işi’ entari giyer başına ‘pullu gaz’ da denilen pullarla süslü kırmızı renkli yemeni örterdi. Bursa yöresi şehir ve ova köyleri bindallı entari kullanırken, dağ köylerinde kadife üzerine dival işi ile işlenmiş üç etek entariler gelin kıyafeti olarak kullanılırdı. Bunlarda işlemeler çoğunlukla gümüş renkli sim ve tırtıllarla serpme dallar şeklinde işlenir, bazılarının aralarına çeşitli renkteki ipliklerle; sap işi olarak Kayı Boyu işareti olan üçlü çatal motifleri serpiştirilirdi. Üç eteğin

(35)

15

üzerine giyilen cepkenlerde yaka, önler ve arka eteği dolaşan yaprak motifli işlemeler de yaprakların içi çoğunlukla renkli saten kumaşlarla aplike edilir, arka bedeni ise aynı motiflerden ulaşan bir kompozisyon kaplardı (BKMS, 2011, s. 48).

Düğün günü erkek tarafı düğün alayıyla kızı almaya gelir evin önünde davullar çalarak gelen konukları eğlendirirdi.Süslenmiş olarak gelen gelin arabasından, oğlanın annesi ile gelinin evinden "yenge" oturur. Gelin evden çıkarken kızın beline babası veya erkek kardeşi kırmızı bir kurdele takar. Gelin evinden çıkarken kızın arkadaşları veya akrabaları kapıları kapatır, aldıkları bahşiş karşılığında kapıyı açarlardı. Başında bayrak bulunan gelin alayı oğlan evine varınca arabadan en son gelin iner eve girerken başına pirinç, şeker, para atarak yeni evine bolluk bereket ve şeker gibi tatlı bir yaşam geçirmeleri dilenirdi. Eve girmeden önce kayınpeder geline hediye olarak takı takar, gelin eve girince konuklara kızın çeyizinden çorap, yazma v.b eşyalar hediye edilirdi.Damat, evinde akşam yemeğinde geline tatlı yedirerek gelinin tatlı dilli olmasını isterdi (Taş, 2002, s. 140).

Kız tarafı erkek evinden "tavuk alma" yapar. Tavuk alma için gelinin arkadaşları ve akrabaları bir araya toplanarak türküler söyleyip oğlanın evine gelirler bu arada oğlan evinde tavuk pişirilerek bir tepsiye konularak hazırlanır, yanına bir tepsi de baklava ilave edilir. Dışarıdakilerden birisi oğlan evine girerek tavuğu ve baklavayı alınarak, türkülerle oğlan evine teşekkür edilirdi. Kendi aralarında yaptıkları oyunlarla başka bir yere giden gençler tavuğu ve baklavayı yerlerdi. Gelinle damat yalnız kalmadan önce birlikte yemeleri için damat sofrası hazırlanır, içine çerez, baklava, bir bütün tavuk meyve v.b yiyecekler konarak gelinin odasına bırakılırdı. Gelin bu tavuğun bacağını ayırırsa evde kendi sözünün geçeceği mesajını vermiş olurdu. Damadı gelin odasına arkadaşları sırtını yumruklayarak sokarlar, gelin odasında damat geline yüz görümlüğü takarak gelinin duvağını açardı. Gelin ve damat ikişer rekât namaz kılar ve mutlulukları için dua ederlerdi. Eski geleneklerde gelin, çeyizinde getirdiği dörtkenarı işli çevreyi damada hediye ederdi. Delikanlı bu çevreyi bir yıl müddetle silahında taşıyarak yeni damat olduğu anlaşılırdı (BKMS, 2011, s. 56-57).

Düğünden bir gün sonra Paça günü yapılır, paça günü gelinin kızlıktan kadınlığa geçiş töreni de sayılırdı. Eskiden kızı yeni evine alıştırmak için eğlence yapılırdı. Geline pembe atlastan dikilmiş her tarafı altın pullar ve tellerle işlenmiş bir ‘paça entarisi’ giydirilirdi. Bir hafta sonra damatla gelin evin büyüklerinin ellerini öpmeye giderlerdi. Gelin bu ziyaret esnasında başına biber oyalı yemeni bağlarsa annesine "biber gibi yandım, mutusuzum"

(36)

16

mesaj; şayet başına karanfil oyalı yeşil bir krep bağlarsa "mutluyum" mesajını verirdi (BKMS, 2011, s. 57).

2.1.3.7. Sünnet Gelenekleri

Doğumdan ölüme yaşamın bütün safhalarındaki gelenekleri ile toplumsal hayatı güzellikler ile bezemiş olan Bursalıların sünnet cemiyetleri de birçok ayrıcalıklar taşımaktadır (Bursa Defteri, 2011, s. 127).

Sünnet edilecek çocuğun ailesinin ilk yaptığı iş ‘harç düzme’ ye çıkmaktı. İlk olarak el öpme günleri için takım elbise, gömlek, ayakkabı ve fes alınırdı. Sünnet günü için gerekli entari, iç çamaşırı ve sünnet takkesi de alınarak harç işi tamamlanırdı. Bu arada davet için kırmızı dipli mumlar (şimdilerde davetiye) ihmal edilmezdi. Sünnetten bir hafta önce çocuğa kıyafetleri giydirilerek akrabalar ziyaret edilip, kırmızı dipli mumla akrabalar davet edilerek çocuğa el öptürülürdü(Bursa Defteri, 2011, s. 127).

Bursa’da sünnet düğününün en önemli özelliklerinden biri de sünnet yatağının hazırlanmasıydı. Eski geleneklerde evin misafir odasının uygun bir köşesine yatak kurulurdu. Yatağın bitiştiği duvarlar dival işli kadife veya atlas yatak örtüleri kaplanır; yatağa, annenin çeyizinin en güzel yatak takımları ve örtüleri yerleştirildi. Yatak, işlemeli örtülerle kaplanır, karyolanın ayakları hizasından tavana kadar yatağın etrafı işlemeli yağlıklar, makramalar, peşkirler ve çevrelerle süslenir; ayaklar arasına işlemeli bezler örülerek kemelerler yapılırdı. Yatağın saçaklarından teller üzerine rengârenk oyalı ipek Bursa krepleri sarkıtılması ayrı bir güzellik katardı. İşlemeli yağlık, çevre ve dival işi; boyalar, kelebek, tavşan, yılan, çiçek şekilleri verilerek duvalardaki yatak örtüleri üzerine yerleştirilir, bazıları da tavandan sarkıtlırdı (Bursa Defteri, 2011, s. 128).

Sünnet günü davetlilere öğle yemeği verilerek mevlüt okutulurdu. Mevlüt okutulurken sünnet çocuğu üç beş büyük ile şehir gezisine çıkarılırdı. Emir Sultan Hazretleri de ziyaret edilir, bu gezilerle ve dualarla çocuğun rahatlaması sağlanırdı. Mevlütün bitmesine yakın eve gelen sünnet çocuğunun entarisi ve şapkası giydirildikten sonra misafirlerin tekbirleri ile sünnet edilerek erkeliğe ilk adımını atmış olurdu (Bursa Defteri, 2011, s. 129).

(37)

17 2.2. İşlemecilik Hakkında Genel Bilgi

İnsanoğlu gittiği ve egenemlik kurduğu her yere en basitten, en karmaşık ve en gösterişlisine kadar el sanatlarını ve bu sanata ilişkin kültürünü de birlikte taşımıştır (Köklü, 2002, s. 4).

İşleme sanatı diğer el sanatları gibi, insanların tabii ihtiyaçlarından olup tabiatın sıcağından, soğuğundan ve vahşi hayvanlardan korunma amacıyla örtünme şeklinde ortaya çıkan giyim, kuşam zamanla süslenmeyi de kapsamına alarak hayatın vazgeçilmez bir unsuru olmuştur (Özel, 1998, s. 7).

Köklü bir geçmişin tarihi uzantısı olma niteliği taşıyan işlemeler, estetik değerler yanı sıra, toplumun duygu, düşünce, yaşama biçimini yansıtmaktadırlar (Barışta, 1984, s. 1).

2.2.1. İşlemenin Tanımı

İşleme; çeşitli kalınlıkta kumaşlar veya deri üzerine, iğne ve benzeri aletler yardımı ile, birçok cins ve renkte iplik ya da sim, sırma, pul, boncuk ve şerit gibi malzemeler kullanılarak, düz veya kabartılı şekilde yapılan süsleme sanatındır (Kaya, 1981, s.17). İşleme; emek, sabır, göz nuru ve incelik isteyen güç bir sanattır. Bir milletin zevk ve kültürünü yansıtır (Özdiler, 1990, s. 7).

İşlemeciliğin çok eski bir geçmişi vardır. Araştırıldığında bu sanatın tarihten önceki çağlara kadar uzandığı görülür. İnsanoğlu yaşamaya başladığı günden itibaren süslemeyi ve süslenmeyi ihmal etmemiş ve bu alanda birçok yenilikler icat etme yoluna gitmiştir. (Gönül, 1973, s.13).

İnsanların giydiği ve çevresinde kullandığı eşyalarını, kendi yaratıcı gücünü ve el emeğini kullanarak süslemeler yapması işlemenin ortaya çıkmasına, giderek gelişmesine ve yaygınlaşmasına neden olmuştur (Markaloğlu, 1996, s. 5).

İşleme sanatı, coğrafi özelliği, iklim koşulları ve doğal kaynaklarının zenginliğini Anadolu’ yu yüz yıllar boyunca sanat merkezi haline getirmiştir. Türk işlemeleri, Türk Milletinin tarihi gelişimi içinde birçok kültürle teması ve kendi kültür değerlerinin zenginleştirilmesi sonucu, yarattığı zengin el sanatları ile birlikte gelişmiştir (Özdiler, 1990, s.7).

(38)

18 2.2.2. İşlemenin Tarihçesi

Tarihin yazı ile birlikte başlamış olmasına rağmen, işlemenin ne zaman nerede ortaya çıktığını söylemek kesinlikle mümkün değildir (Sürür, 1976, s.8). Ancak Anadolu’ da yapılan kazılarda bulunan iğneler, neolitik çağdan beri Anadolu’ da iğne ile yapılan işlerin varlığını ortaya koymaktadır (Barışta, 1984, s. 21).

Tarihi çok eski devirlere dayanan işleme sanatının mitolojide ve efsanelerde de sözü geçmektedir. İlyada Efsanesinde "Odeyeseus kılık değiştirerek Lykomede’ nin evine gider bohçasındaki işlemeleri gösterir". Mitolojide ise; Musa peygamberin kutsal sandığın örtüsünün işlemeli olmasını istediği için Nuh Peygamberin kızı Noema’ nın gergefi bulunduğundan bahsedilmektedir (Berker,1981, s. 3).

Hitit, Mısır, Mezopotamya, Asur, İran, Yunan ve Anadolu Uygarlıklarının çeşitli sanatları ile kaynağı olan Orta Asya’ da yaşayanlardan kalan örnekler işlemenin tarihçesi hakkında bizlere biraz olsun bilgi vermektedir (Kıraç, 2007, s. 13).

İşleme, iki ayrı kumaşı birbirine ekleme yolu ile aranırken ortaya çıkmıştır. İki ayrı kumaş parçasının birbirine dekorasyon maksadıyla birleştirilmesi dikişli süslemeyi doğurmuştur. İşleme sanatını ortaya çıkaran sebeplerden biri de dikilen kumaşların kenarlarından atmasını önleyecek bir pekiştirmeye ihtiyaç duyulması olmuştur, denilebilir (Sürür, 1976, s. 8).

Çeşitli işleme tekniklerini ortaya çıkaran, o uygarlığın dünya üzerindeki yeri, kültürü ve kullanılan malzemenin niteliğidir. Geriye kalan sadece ‘işleme düşüncesi’ dir (Sürür, 1976, s. 9).

2.2.2.1. Türk İşlemelerinin Anadolu Kökenli Kaynakları

Türk Boyları Anadolu’ ya geldikleri zaman karşılaştıkları Anadolu işlemeciliğinin düzeyini belirlemek için bu dalda günümüze ulaşan eski Anadolu uygarlıklarının izleriyle ilgili bulguları ve o zaman diliminden kalan işlemelerinin belli başlı örneklerini sergilemekte yarar vardır (Barışta, 1995, s. 4).

Anadolu ve çevresinde yapılan arkeolojik kazılarda ele geçirilen parçalar, bu bölgelerdeki işlemeciliğin somut örnekleridir. Bu örnekler Hititlerden başlayıp Türklerin Anadolu’ ya gelişine kadar olan süreci incelememize imkân verir (Barışta, 1995, s. 4).

(39)

19

2.2.2.1.1. Mısırlılar

Yazılı kaynaklara dayalı araştırmalar da, Mısırlı kadınların ‘ vucüdu yapışık, uzun ve şeffaf kumaşlar üzerinde işlemeler ve ya doğrudan doğruya dokunmuş, kenarları geometri şekilleriyle süslü’ elbiseleri giydikleri belirtilmektedir. Milattan sonra IV ve VI. yüzyıllardan kalma Kopt dokuma kumaş parçaları, bunlardan bazılarının üzerindeki işlemeler, kabartmalar ve püsküllerde önemli işleme örnekleri arasındadır (Sürür, 1976, s. 8-9).

2.2.2.1.2. Mezopotamya

İlk çağlarda Dicle ve Fırat nehirleri arasındaki bölgeye Mezopotamya adı verilmiştir. Mezopotamya’ nın siyasi tarihi Sümerler ile başlamıştır. Sümerler M.Ö. 4000 – 300 yılları arasında yaşamışlardır (Eser, 2007, s. 42).

Sümerlerin elbiselerindeki işlemeler dikkat çekmektedir. M.Ö. 2500 yıllarında Sümer kadın kıyafetlerinin işlemeli, etek kenarlarının saçaklı olduğu görülmüştür (Berker, 1981, s.3).

2.2.2.1.3. Asurlular

M.Ö.1000 – M.Ö 612 yılları arasında hüküm süren Asur uygarlığından kalan kalıntılardaki kabartmalarda yer alan giyim eşyaları incelendiğinde bunların kumaş değil, sanki metalden yapılmış düz ve kıvrımsız oldukları görülmektedir. Ayrıca dokunmuş, örülmüş ve işlenmiş aplike halılarda bulunmaktadır (Sürür, 1976, s.9).

2.2.2.1.4. Persler

Perslerin yaşadıkları yerlerdeki kalıntılarda bulunan kabartmalarda, oklu savaşçılar görülür. Bu kabartmalardaki okçuların dar elbiseleri topuklarına kadar inmektedir. Elbiselerin kolları ise çok geniştir. Üzerinde sarı ve beyaz renkte nakışlar vardır (Sürür, 1976, s.9).

(40)

20

2.2.2.1.5. Hititler

M.Ö. 2000 yılında yaşamışlardır. Kafkaslar üzerinden Anadolu’ ya gelip Orta Anadolu’ ya yerleşmişlerdir. Bu topraklar üzerinde M.Ö. VII. yüzyıla kadar siyasi varlıklarını korumuşlardır. Başkenti Hatuşaş (Boğazköy) olmak üzere yerleştikleri merkezlerde yaptıkları yapıtlarda kendilerine özgü bir sanat tarzı yakalamışlardır (Eser, 2007, s.25). Hitit uygarlığında kadın elbiseleri ile elbise üstüne giyilen tören elbisesinin ve şeffaf başörtüsünün işlemeli olduğu; altın, gümüş gibi metallerinde süslemede kullanıldığına dair belgeler bulunmuştur (Berker, 1981, s.3).

Hitit’ in başkenti Alacahöyük’ te ele geçirilen kenevir parçalarının dokunmuş kumaş kalıntıları olması dokumacılığın olduğunun bir kanıtıdır (Sürür, 1976, s.9).

2.2.2.1.6. Frigyalılar

M.Ö. 1000 – 700 yılları arasında dokumacılıkta, maden işlemede ve dantel örmede çok ilerledikleri anlaşılmaktadır (Berker, 1981, s.3).

Gordion Pümülüsünde ve Ankara Frig Mekropolünde bulunan üzeri metal, cam veya fayans boncuklarla işlenmiş kumaş parçaları boncuk işinin yapıldığını ortaya koymaktadır. Ayrıca Ankara Frig Mekropolünde bulunan, M.Ö 8. yüzyılın son çeyreğine tarihlenen bazı kumaş parçalarına iplik çekilerek yapılmış antikalar ve ajur çeşitlemeleri uygulandığı görülmektedir (Barışta, 1995, s. 4).

2.2.2.1.7. Lidyalılar

M.Ö.680 – 546 yıllarında, bugünkü Gediz ve Küçük Menderes nehirleri arasında kalan bölgede yaşamışlardır (Eser, 2007, s. 29).

Lidyalılar döneminde bilim e sanat merkezi olan Sard şehrinin yıkıntıları üzerinde yapılan kazılarda, Lidyanın sanatkârlarınca işlenmiş ve boyanmış kumaşlardan, deri ve maden işlerinde örneklere rastlanmaktadır (Sürür, 1976, s.9).

(41)

21

2.2.2.1.8. Romalılar ve Bizans

Bugün oturmakta olduğumuz topraklarda Lidyalılardan sonra birçok uygarlıklar görülmüş fakat Anadolu kültürünü pek etkilememiştir. Bu durum Roma dolayısıyla Bizans’ a gelinceye kadar sürmüştür. Bizans yayılıp kökleştikten sonra, burada karşılaştığı kültürlerle birleşerek yeni bir sanat meydana getirmiştir (Sürür, 1976, s. 9).

Romalılar ve Bizans imparatorluğu zamanında 7 – 10 yüzyıldan kalan parçalar arasında Victoria and Albert Müzesi’nde bulunan örneklerde kum iğnesi ile bezenmiş dokuma örnekleri, iğneli dokuma türünde hazırlanmış bantların, panoların başka kumaşa aplike edilmesiyle yapılan bezemeler ve keten üzerine zincir işiyle işlenmiş, konularını ‘ İncil’ deki kutsal olaylardan alan madalyon biçiminde panoların sergilendiği yeni işleme iğnelerinin uygulandığını göstermektedir (Barışta, 1995, s. 5).

2.2.2.1.9. İran

En önemli kalıntılar eski bir Elam şehri olan Sus’ ta bulunmaktadır. Sus sarayının duvar frizleri bize konumuzla ilgili bilgi vermektedir (Sürür, 1976, s.9).

Seccade, yatak örtüleri, duvar yaygıları, perdeler, masa örtüleri ve taşınabilir her şeye işleme yapmışlardır. İran işlemelerinde insan ve hayvan motifleri az kullanıldığından çiçek motiflerine daha çok rastlanır (Sürür, 1976, s. 9-10).

2.2.2.2. Türk işlemelerinin Anadolu Dışındaki Kaynakları

Türk boylarının Anadolu’ ya gelmeden önce Asya’ da yaşadıkları yörelerde yaptıkları ve çevrelerinde bulunan kültürlerle gelişen işlemeler Anadolu Türk işleme sanatının tarihsel bir uzantısıdır (Barışta, 1995, s.5).

Hun, Göktürk ve Uygur işlemelerinden elde edilen bulgular Anadolu öncesi Türk işleme sanatının hangi kaynaklardan beslendiği, hangi aşamalardan geçtiği ve ulaştığı düzey konusunda bizlere bilgi vermektedir (Barışta, 1995, s.5).

(42)

22

2.2.2.2.1. Hun İmparatorluğu Dönemi

Tarihte M.Ö. III. Yüzyıldan M.S. II. Yüzyılın sonlarına kadar varlığını sürdüren en eski Türk boyu ve devleti Hunlar’dır. Ayrıca Türk işleme Sanatı’ nın ilk örnekleri Hunlar’a aittir (Diyarbekirli, 1972, s.40).

M.S. III. Yüzyıla kadar süren ve giderek imparatorluk biçimine dönüşen Hunlulardan kalan Altay bölgesi Kem vadisi ve Selenge ırmağı çevresinden çıkarılan ürünler arasında işlemelerle bezenmiş giysi ve örtüler bu konuda tanıklık etmektedir (Barışta, 1984, s.6). Doğudan batıya uzanan geniş topraklar üzerinde rastlanan kurganlardan bazıları; Pazırık, Noin–Ula, Şibe, Katanda, Berel, Ordos, Boşadar, Tüekta’dır. Bütün bu kurganlardan elde edilen bulgular arasında birbirine benzeyen eserler vardır. Eserlerin birbirine benzeme özelliği taşıması, bu bölgede bir topluluğun varlığı ile açıklanabilir. Bu topluluk Hunlar’ dır (Diyarbekirli, 1972, s.61).

Hunlar; günlük yaşayışlarında, göçebe hayatının getirdiği üstün vasıf ve meziyetlerini kapsayan zor yaşam tarzına sahiptirler. Bu zor yaşayış tarzı içerisinde çobanlık, askerlik yetenekleri, sorumluluk, ileri görüşlülük, fiziki ve ahlaki değerler kuvvet kazanmıştır. Bozkırlarında ‘atlı kültür’ geleneklerini yüzyıllar boyunca muhafaza etmişlerdir. Hunların yerleşik oldukları bölgelerde yapılan birçok kazılarda çıkarılan bulgularda elde edilen sonuçlara göre, evcil hayvanlar arasında atın ön planda yer aldığı görülmektedir. Bunun nedeni ise Hunlar’ da at yetiştirmenin vazgeçilmez bir zorunluluk olduğu, atın; etinden, sütünden, derisinden, gücünden yararlanılan, kendilerini istedikleri an diledikleri yere ulaştıran bir vasıta olarak görmelerinden kaynaklanmaktadır. Atlarını süslemek Türkler’ de vazgeçilmez bir adettir (Diyarbekirli, 1972, s.40-41).

Ölen şahsın kabrine, ölünün elbiseleri, eşyaları, silahları, kadın hizmetkârı, konurdu. Bunun sebebi, öldükten sonra hayatın devam edeceğini kabul ettiklerindendir. Bu inanç sebebi ile, kurganlara birçok at konulmuş, bunlar yılarca suların altında kalarak donmuş bir şekilde günümüze ulaşmıştır (Diyarbekirli, 1972, s.47).

Altay bölgesindeki Pazırık ve Noin–Ula kazılarında günümüze kadar gelmiş halılar, kilimler, kumaş ve işlemelerin yanı sıra koşum takımları meydana çıkarılmıştır (Sürür, 1976, s.11).

Pazırık ve Noin–Ula kurganlarında keçeden yapılmış ve üzeri aplike olarak işlenmiş eyer örtüleri ve keçe yaygıları çıkarılmıştır. Bu kurganlarda deri, kumaş, yün ve keçeden

(43)

23

giysiler de bulunmuştur. İçe giyilen gömlekler, bir Hun asilzadesine ait kaftan, deriden bot ve çizmeler, yün çoraplar, kulakları kapatan başlıkların bulunması giyim kuşamın bozkır geleneklerine uygun olarak geliştiğini göstermektedir (Çoruhoğlu, 1998, s. 72).

Kurganlardan elde edilen; eğer örtüsü, işlenmiş renkli keçe örtüler, renkli kumaşlar ve mezarın duvarlarına asılan örtülerde geometrik ve bitkisel bezemelerin yanında hayvan figürleri ile düş ürünü, sembolik nitelikli yaratıklar, aynı zamanda insan figürlerine rastlanmaktadır. Bunların arasında hayvanların hareket halinde olduğu, canlı ve dinamik hatlarda tasvir edildiği, yırtıcı hayvanlar ve kuşların saldırdığı mücadele sahneleri bulunmaktadır. Bu özelliklerin Hun sanatının karakteristik bir üslubu olduğu görülmektedir (Aslanapa, 1993, s.11).

2.2.2.2.2. Göktürk İmparatorluğu Dönemi

Çin kaynaklarında Göktürklerin Asya Hunları soyundan geldiği belirtilir. İmparatorluk 552’de kuruluş 553–573 tarihleri arasında en parlak devrini yaşamıştır. Bütün Orta Asya’nın Türkleşmesi için bu ilk adım olmuştur. Kültigin mezar anıtında bulunan heykeller, Göktürklerin kıyafetleri ve süslemeleri hakkında fikir vermektedir (Aslanapa, 1989, s.8-9).

Yapılan kazılarda Katanga kurganında bulunan ipekli ve kürklü elbiselerin dikiş yerlerinde bulunan süs plakalar bu dönemde kordon tutturma ve metal plaka aplikenin uygulandığını ortaya koymaktadır (Barışta, 1984, s. 8).

Kuray–Tuyahtı kurganlarında bulunan (7 ve 8.yüzyıl) delikli oniki tane altın plaka dikilmiş kemer ve bitkisel bezeme ile süslenmiş altın beş plaka Orhun harfleri ile bezenmiş toka bu görüşü desteklemektedir. Bu kurgandan ele geçirilen ipek ve yün kumaş parçaları arasında erkek iskeleti üzerinde bulunan üst katta kırmızı, ipek, ortada yeşilimsi ipek ve iç elbisesinde görülen altın sarısı ipek; giysilerin ipek gereçleri ve renkleri hakkında bilgi vermektedir (Barışta, 1984, s.8-9).

2.2.2.2.3. Akhunlar Dönemi

M.S. 518’ de Çinli Song Yun, Eftalit–Akhun Hakan’ nın işlemeli ipek elbise giydiğini ve kırkayak uzunluğunda, dört keçeden yapılmış köşeli, bütün duvarların yün halılarla kaplı olduğu büyük bir çadırda kaldığını belirtmiştir. Öte yandan Bizans elçisi, Zemorkos gezi

Şekil

Şekil 1. Bursa İl Haritasi
Şekil 2.1. Sarma  Şekil 2.2. Sarma
Şekil 2.5. Balık Sırtı   Şekil 2.6. Balık Sırtı
Şekil 2.15. Hasır İğne
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Ana ve yan dallardaki yaprak koltuklarında poligerm (çok embriyolu) çeşitlerde 2-5, monogerm (tek embriyolu) çeşitlerde ise bir adet çiçeğin bir yumak şeklinde

Sanat ve süsleme sanatları, bezeme, geleneksel Türk sanatı ve terminolojisi, motiflerin kaynakları ve gelişimi, motiflerin anlam- ları, düzenlenme biçimleri

Kumaş bezemelerinde de yüzeye dağılan düzenli geometrik biçimler arasına çiçek ve yaprak örgeleri serpiştirilmiştir.... Çin

Yerüstü kaya mühendislik yapılarında oluşturulan şevler ve doğal yamaç şevleri; zaman içerisinde mevsimsel etkilere ve mühendislik çalışmalarına maruz kalarak

Mehmed’in Eğri Fetihnamesi üçü çift sayfa olarak tertip edilmiş dört minyatür gerçeğe uygun olan saray atölyeleri üslubuna bağlanırsa da kompozisyon ve

Tüp torakostomi ile tedavi edilemeyen, iki veya daha fazla nüks anamnezi olan toplam 68 hastaya (%15.2), cerrahi olarak aç›k veya VATS ile 70 operasyon uyguland›..

Ruslar, Kürt araştırmalarında ve yayınlarında değişik yollar izlemişlerdir. Batı ve Orta Avrupa ülkeleri bu alandaki çalışmalarını çeşitli kurumlar

Tıpkı senin gibi hak bellediğim bir yolda kor­ kusuz ve pervasız yürüyeceğim Hiç bir eııdise, benim de kale mimi, senin kalemin gibi mut lak hürriyetinden