Hani " K e m a lis t "
Derviş Vahdeti yolunun azgın par
tizanı Ulunay'ın "İrşadlarına" (!) daha
ne kadar göz yumacağız ?
Ulunaıy adında inkılâp düşm anı m ürteci b ir kafanın. Y en i S abah gazetesindeki kö şeşinde ¡resmen ve alenen
T ü rk inkılâplarına. teveccüh eden küstahlığından b ir-ild
gün evvel bu sütunlarda balı »etm iştik. Iııldlâp aleyh tarı faaliyetlerinden ötürü bizzat A ta tü rk tarafın dan hudut dışı edilmesine lüzum görüle n, senelerce A v ru p a ’d a sü r
gün hayatı yaladıktan sonra Türk milletinin affına nail olarak nem lekete dönen bu muhterem oğlu muhterem zatın cemiyetimize ne mene nifak tohumu ekmek üzere tahrikâta giriştiğini Türk efkârı mn gözleri önüne sermiştik. Yazı mızı, veya yeni Sabah’taki mevzuu bahis cife yazıyı okuyanların bil dikleri üzre bu yobaz, bu günkü Anayasamızın ve diğer kanunları mızın müslümanlara hayat ve ibâ det hakkı tanımadığını, gayri müs lim vatandaşların ise her türlü ibadetine müsaade ettiğini ileri sü recek kadar pervasızlaşmış; gerek hükümet erkânı ve hükümet ola rak, gerekse bir hukuk devleti o larak topyekûn bir memleket me kanizması ile topyekûn, bir mille tin .irade ve şuurunu hiçe saymış tı. Baştanaşsğı — âşıkı olduğu — Arapça ve Farsça terkiplerle dolu bir çok kimselerce anlaşılması gü çbir yazı yazmış olmasına rağ men Ulunay apaçık, dosdoğru ve kat’î bir lisanla irticaın ve mürte çilerin savunmasını yapmıştı.
Biz bu yazının kanunî cephe sine karışmadık. Muhtevasında Atatürk’ü ve inkilâpları koruma kanununun suç kabul ettiği ibare 1er var mı, yok mu; yine de karış mıyoruz. Memleketin Adalet meka nizmasınm işi bu yönden incele yoceğine ve ortada bir suç mev cutsa mes’ulünü mahkeme huzu runa çıkaracağına inanıyoruz ,
7 T
-Bizim asıj üzerinde durmak is tediğimiz nokta, muhtelif vesile lerle “ memlekette irtica var, mür teciler ayaklanıyor, müsamaha görüyorlar” şeklinde feryatlar sa vurmaktan geri kalmayan basını mızm bu hâdise hakkında en kü çük bir protestoda dahi bulunma yışıdır. Biz, ikide bir hür ve m en leket sever olduğunu — tabiî bir şey değilmiş gibi — ilân eden ga Ketelerimizin en az bizim kullan dığımız sertlikte bir dille Ulunaya haddini bildireceklerini ümld eder dik. Zira bu dava gerçekten de bir memleket dâvâsıdır. Atatürk’ün amansız bir mücadele ile kökünü kazımaya çalıştığı irtica bu mem leketl geriye, uçuruma götürebi lecek olan iki belli başlı kuvvetin biridir. Dün sadece bir heykele tecavüze yeltenen el, bu gün Ulu nay’ın kaleminde kendine daha ge niş sahalar bulmaya çalışmakta dır. Geriye kaymaya müsait bir toplulukta bu tip çıkışlara mtisa ade ve müsamaha gösterilemez. Yetişebildiği yere kadar kanun ve hükümet, yetişemediği yere de bu memleketin münevveri, gazesi ve gazetecisi el atmaya mcburdur.
Gözümüzün gördüğü, kulağımı aın duyduğu Ulunay’ı bile görmez İlkten, duymazlıktan gelirsek bu memleketin bize yüklediği vazife leri yerine getirmiş sayılabilir mi yiz.
Bilhassa irtica mevzuunda yek pare bir barikat halinde görmeye alıştığımız ve bunu sevgi ile kar şıladığımız basınımızı küçük bir ikazla vazifeye daveti lüzumlu gördük. Ve bu basının, bu mevzu da gösterdiği alâkasızlığı mem leket menfaatleri noktasından —■ iyi karşılamadık.
Daha fazla, çok daha fazla dik katli bulunmak zorundayız.
1
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi