• Sonuç bulunamadı

Uyanın heeey!

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Uyanın heeey!"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

_________

17 K A SIM 1988

ANKARA NOTLARI

MUSTAFA EKMEKÇİ___________

Uyanın Heeey!

Uğur Mumcu’yla, Nadir Nadi’lere gittiğimizde, Berin Nadi ka­ zağımdaki kırmızıya takıldı:

— Ekmekçi, sen de bir kırmızı mutlaka kondurursun! dedi. — Bir okurum ördü onu, dedim. Dilşat örmüştü o kazağı. Yıl­ larca hapis yatmış, işkencelerden geçmiş bir genç kadın; “ Barış” adında bir oğlu vardı, titrerdi oğlunun üstüne. Bir gün,

“ Mustafa abı, sana bir kazak örmek istiyorum” dedi. Ördü. Kocaman kırmızıları kondurmuştu kazağa. Sıcak tutsun diye İs­ tanbul’a onu giyip gittim.

TV’den Çetin Çeki, Nadir Nadi’yle röportaj yapıyordu. Bir ara şu soruyu sordu:

— Efendim, yüksek öğrenim için 1930’da gittiğiniz Viyana'- da, sizi sonsuz bir kültür ve sanat birikiminin çok etkilediğini söylüyorsunuz. Bize o günlerin Viyana’sını anlatır mısınız?

— O günlerin Viyana’sı, bizim aşağı yukarı şimdiki durumu­ muza benzerdi, böyle, borç içinde memleket, şey yok... Vasıta yok, yardım yapmıyorlar, fazla yardım yapmıyorlar! Böyle bir Vi- yana’ydı. Operaya giderdim ara sıra, şeye giderdim, konserle­ re giderdim, tiyatrolara giderdim, böyle bir Viyana’ydı. Bir nevi kasaba azmanı diyelim!

— Evet...

— Öyle bir Viyana’ydı!

Bu sözleri dinlerken içimden “ TV’de bunlar yayımlanmaz!” diye geçirdim. Sonra izledim, gerçekten de bu tümceler sıkıde- netime (sansüre) uğramış olmalıydı. Bu tümceler dışındaki bö­ lümler hemen hemen olduğu gibi yayımlandı...

Nadir Nadi, TV’ye konuşurken tutuktu. Ama TV izlencesi baş­ layıncaya dek çok keyifliydi, kahkahaları patlatıyordu. TÜYAP’ın “ Önur Yazarlığı” ile PEN Yazarlar Kulübü "Onur Ödülü” nü ve­ recek olan Yaşar Kemal, konuşmasını yazılı hazırlamıştı. (PEN, İngilizcePoet-Essayist-Novelist sözcüklerinin baş harflerinden oluşuyor. PEN 1921’de İngiltere’de kuruldu.) Berin Nadi,

— Uğur Mumcu beni ağlattı, bakalım sen ağlatabilecek mi­ sin? diyordu. Yaşar Kemal de TÜYAP’ın “ Haık Ödülü” nü al­ mıştı. Berin Nadi,

— Seni halk mı seçti? diye sordu. Yaşar Kemal, Demirtaş Cey­ hun’u göstererek,

— Ben onun yalancısıyım! dedi. Bana, “ Seni halk seçti” de­ diler; inandım. Dur, Ekmekçi’ye soralım: "Beni, bunlar mı seç­ ti, halk mı seçti?”

—■ Halk seçmiştir! dedim. Berin Hanım, takılıyordu Yaşar’a: — Senin gibi kompradoru halk seçer mi? ŞU kılığına bak Al- lahaşkına!

Kahkahalar gırla gidiyordu. Yaşar Kemal,

—• Nadir Bey, bu Demirtaş Ceyhun var ya Adanalı hemşerim: boyuna beni seçtiriyor! (Kahkahalar) Yemin etti, “ Halk seçti” diye, “ elinde vesikalar varmış. Eh, halk seçtiyse ben bu ödülü kabul ederim” dedim. Berin Nadi:

— Senin gibi bir komprador, bütün kitapların Avrupa’da satı­ lıyor, komprador bir adamsın! Halk seni niye seçsin? Demirtaş Ceyhun:

— Efendim şimdi moda, Avrupa'dan gelenleri seçiyorlar! (Kah­ kahalar)

Yaşar Kemal:

— Nadir Bey’i onur üyesi olarak biz seçtik, halk seçmedi! O gün en keyifli Nadir Bey'le Berin Hanım’dı. Cumhuriyet’çl-lerden bir bölüğü, her perşembe öğleyin Tarabya’da Hristo’ya giderler, yer içer, konuşurlar. Bu altı aydır, böyle sürer. Katılanlar: Nadir Nadi, İlhan Selçuk, Oktay Akbal, Sami Karaören, Ali Sir- men, Salih Şanver, Turhan Selçuk, Yaşar Kemal, Dündar Akü- nal, Agop Arad, Coşkun Özdemir, Gencay Gürsoy...

Yazları da Arnavutköy’de "Ayazma” ya gidiyorlarmış. Bizim, Ankara'daki "cumartesi yemekleri” ne benzer bir toplantı. Na­ dir Nadi, geçen currrb, şöyle dedi:

— Biz böyle arkadaşlar, aramızda perşembe günleri topla­ nıp erkek erkeğe yemek yiyoruz. Aklımıza geleni söylüyoruz. Bir perşembe bir baktık, bir araba durdu; içinden Berin çıktı! Berin Nadi:

—• Ben de kontrole gittim? (kahkahalar)

Bizim, Ankara'daki "cumartesi toplantıları” bu hafta 21. yılı dolduruyor. Bu hafta toplantısında, ölen arkadaşlarımız Ceyhun Atuf Kansu'yu, Prof. Necdet Ozdemir’i, "Halaoğlu” Erdoğan Er­ man'ı da anacağız...

★ ★ ★

Ankara’da da Türkiye’de de günün en önemli olayı, cezaev­ lerinde, tutukevlerinde yatanların durumu. Cezaevlerinde erin­ ci (huzuru), barışı sağlayamayanlar ülkede, dünyada sağlayamazlar. Hükümet de Adalet Bakanlığı da kös dinliyor. Açlık grevlerine, ölümcül sayrılıklara seyirci kalıyor. Ana muha­ lefet partisi SHP de yakına dek yeterli ilgiyi göstermiyordu. SHP’de kimileri, "Partiyi dernekler mi yönetecek, biz mi?" di­ yorlardı. İnsan Hakları Derneği Genel Sekreteri Akın Birdal’la, Haldun Özen, Hlnthorozu Erdal Bey’e giderek cezaevlerindeki tehlikenin boyutlarını anlattılar, iktidarı uyarmasını istediler. Er­ dal Bey, ilk kez salı günkü grup konuşmasında, konuya eğildi, uyarılarda bulundu. Ancak eyleme gitmeden çözüme ulaşılma­ sını istedi. Bu siyasal bir sorun değil, insanlık sorunudur. Ba­ kalım, iktidar uyanacak mı?

Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Öyleyse kötü olan, kişi değil, oyunlar değil sanatçı­ lar değil, tiyatro potansiyelimiz hiç de­ ğil; kötü olan, herbirimize az çok bu­ laşmış o alaturka

Yazı yazmak için papirüsün kullanılması her tarafa vavılan bir âdet oldu; hat tâ yedi asır evveline kadar h ır s tiyan kilise idaresi, emirlerini papirüs

“Haritada Bir Nokta” da insanın umarsızlığı, bir bakıma yenilmişliği karşısında başkaldıran ve yazı’yı bu başkaldırının aracı gibi kullanan Sait

Bu, yağın metabolik olarak parçalanmasına dair bilgi vermekle birlikte kilo verme sırasında yakılan 10 kg yağın hangi oranlarda CO 2 ve H 2 O’ya dönüştüğüne dair bir

Merkür: Akşam gökyüzüne geç- miş olan gezegen çok parlak ol- masa da ayın ortalarına kadar uy- gun hava koşullarında günbatımın- dan hemen sonra batı ufkunda kısa

Akşam gökyüzünde gözlem için iyi konumda olan Satürn, ayın başlarında geceyarısına kadar gökyüzünde. İlerleyen günlerde gezegen giderek

Cam, sanat dostu bir mühendisin fikri ve çabalar›yla 2002 y›l›nda nefes almaya bafllayan ve bugüne kadar ABD, Almanya, Avustralya, ‹talya, Fransa, Hollanda, ‹ngiltere ve

Normal kalp genel hatlarıyla ters piramit şeklinde iken, yetersiz beslenen annelerin yavrularının kalbi daha yuvarlak ve daha az kaslıydı.. Daha az kaslı kalp kanı pompalamada