Millî âbidelerimizi
kimler yapacak?
San’atkâr ve mütefekkirlerimiz
bu mesele için ne söylüyorlar?
Millî abidelerimizin Türk
san’atkârlan tarafından yapıl,
ması fikri etrafında topladığı
mız mütefekkir ve sanatkâr
larımızın mütalealarmı neşre
devam ediyoruz. Bugün de res
sam Arif Bediî Beyin noktai
nazarını dercediyoruz.
Ressam A r if Bedî Bey
ne diyor?
Millî abidelerin Türk san’atkâr- ları tarafından yapılmasının daha doğru olacağına dair son günlerde ortaya atılan fikre şimdiye kadar memleketimizde abideler yapan iki ecnebi heykeltraşın eserlerini tetkik etmeden bir söz söylemekten çekin dim. Bunada bir parça hakkım var dı zannediyorum: Bir san’atkânn yalnız bir veya iki eserini görüp bir fikir hâsıl etmek ve bu şahsî kanaati kat’î bir hüküm olarak ortaya atmak pek doğru bir hareket değildir. Fa kat uzun tetkik ve mukayeselerin ne ticesi olarak verilen hükümlerde ha kikat daha yakından tezahür eder ve şimdi çekinmeden diyebilirim ki: Ge rek Müsyü Kanonika gerekse Müt.- yü Kripel’in memleketlerinde yaptık lan eserler buradakilerden daha gü zel ve daha kuvvetlidir. Tamamile ticari bir zihniyete tabi olarak bir kaç aylık mesaiden sonra şişirilip “ abide” diye ortaya atılan bu eserler le memleketlerinde yaptıkları eser ler arasında hem ciddi bir teknik ve hem de ehemmiyetli bir noktai na zar farkı göze çarpıyor. Hiç şüphe yek ki: Vatanın bu istiklâl harbinde geçirdiği istihalelerin, çekilen ıztırap ların ve bir çok vekayiin bir tarih çesi olan bu abidelerin ibdamı bir Avrupa’lınm dimağ ve kabiliyetin den beklemek pek doğru bir hareket olamaz. Türkiye’ de yaptıklan eser lerden daha iyi bazı şeyler yapabilen bu ecnebi san’ atkârlar hiç bir zaman bir Türk san’atkârı kadar Gazisini yahut bugüne kadar gözleri yaşar tan hakikatlerin bir tarihçesini ta içinden duyarak yaşatmağa mukte dir olamaz. Bu memlekette doğan, burada yaşayan, vatanın ağladığı za man ağlıyan, güldüğü zaman gülen tekniğe hâkim bir Türk san’atkân bütün bu haz ve elem vakalarının bir tarihini tesbit ve tasvire kadir dir. Türk kabiliyeti memlekette bu ilk abidelerin temeli atıldığı günden beri haykırıyor, çırpmıyor; son gün lerde hakkını isteyen ve böyle bir te
A r if bediî Bey
taya atan imanlı şahsiyetleri takdir etmek lâzımdır ki: Senelerdenberi zorla görletilen kabiliyet ve kudret lerini için için yanan bir ateş gibi bir denbire alevlendirmekle san’at âle minde yeni bir zemin hazırlamış olu yorlar.
Bizde böyle bir abideyi yaratacak bir san’atkânn mevcut olup olmadı ğım ben de düşündüm» Var» Tanı yorum.. Hem çok iyi tanıyorum ki var» Vicdanımın titremeden bu cid di ve mukaddes vazifeyi tevcih ede bileceği şahsiyetleri bir kütle arasın da gözlerime kadar uzatılan bir çok, bir çok manialara rağmen görüyo rum» Eminim ki omuzlarımıza yük lenecek bu ağır ve mukaddes yükün mes’ uliyetini takdir ederek maddî hırslardan azade bir eseri san’at vü cude getirmeğe muktedir sanatkâr larımız var»
Yalnız temenni ediyorum hattâ en samimi bir duygu ile dileyorum ki:
Vatandaşlar arasında kendisine bir artist payesi veripte hakikatta za yıf tekniği ile hayatım kazanmak sırrını bulanlar bu ciddî ve bir mem leketin bugünkü duygularım âtiye nakledecek ve san’at tarihimizde ebe diyen yaşayacak edan abidelere d uzatmasınlar. Çünkü bu san’at ve memleket namına bir hıyanet olur.
51-A
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi