• Sonuç bulunamadı

Son günlerde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Son günlerde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Son günlerde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın açıklamalarıyla Türkiye kamuoyu, Sinop’ta yapılması düşünülen ikinci nükleer santral için Güney Koreli devlet firması Korean Electric Power Corporation (KEPCO) ile anlaşıldığını öğrendi.

Anlı şanlı köşe yazarlarımız Kore firmasını göklere çıkarmaya bir süre önce başlamıştı zaten. Ne de olsa Türkiye nükleer çağı yakalayacak ve Sinop’a 5600 megavat kurulu gücünde dört reaktörlük bir nükleer güç santralı

kurulacaktı. Türkiye’ye de 20 milyar dolarlık bir yatırım yapılacak. Az bir para değil.

Oysa kazın ayağı öyle değil. KEPCO, başta Metin Münir olmak üzere Güngör Uras’ın köşe yazılarında belirttiği gibi “yiğit bir firma” değil. Geçmişinde ciddi skandallar olan, rüşvet olaylarına karışmış bir firma. Güney Kore’nin devlet şirketi olan KEPCO’nun yöneticilerinin Kanada’nın yine devlet şirketi olan Atomic Energy Of Canada Limited’den (AECL) rüşvet aldığı söz konusu yazılarda yer almamış.

Kanada’nın önde gelen önemli siyasi dergilerden biri olan Multinational Monitor’un 1995 Eylül sayısında Craig Forcese imzalı “Kanada’nın Karanlık Nükleer Anlaşmaları” (Canada’s Shady Nuclear Deals) başlıklı yazıda, bakın KEPCO için neler yazıyor:

“Kanada'nın resmi atom enerjisi şirketi Atomic Energy of Canada Limited (ACEL) Güney Kore Elektrik Enerjisi Şirketi'nin (Korean Electric Power Corporation-KEPCO) ürünlerini satmak için tuttuğu Park Byung Chan adlı Güney Koreli acenta, 1994 yılı Aralık ayında, bir Kore mahkemesi tarafından kıdemli bir KEPCO yetkilisine rüşvet vermek suçuyla 18 ay hapis cezası aldı. KEPCO Başkanı Ahn Byong-wha da hapse mahkum edildi. Güney Kore’nin o tarihe kadar görülen en sansasyonel rüşvet davası böyle sonuçlanırken, AECL’nin bu rüşvet şemasındaki bilgisi ve rolü ile ilgili sorular hâlâ sorulmaya devam ediyor.”

Yiğit bir firmanın pek de öyle olmayan tarihi rüşvet skandalına, Multinational Monitor’daki yazıyla biraz daha yakından bakalım: “1991 yılında, Kanada’nın mali açıdan zor durumdaki KİT’i AECL, iki yıl içinde Güney Kore’ye ikinci reaktör satışını gerçekleştirme potansiyeli yaşıyan bir KEPCO kontratını kazanmak için yoğun bir çaba

harcamaktaydı. AECL, Güney Kore iş dünyası ve devlet uygulamalarına aşina olduğu için, lobi şirketi Samchang Corporation adlı şirketin başkanı Park ile anlaştı.

1991 Ekim ayında, Park Seoul Rivera Hotel lobisinde, toplam 250 bin dolar içeren iki kağıt torbayı KEPCO genel müdürü Choi Kwan-ki’ye vererek, ‘inşaatın sorunsuz olmasını garantilemeye yardımcı olması’ için bu paranın KEPCO Başkanı Ahn Byong-wha’ya teslim edilmesini istedi. Haberlerde, Park'ın daha sonra Koreli savcılara AECL adına hareket ettiğini söylediği belirtiliyor.”

Dergideki yazıda ayrıca, AECL’nin senatoda soruşturma geçirdiği paraların “yasal promosyon etkinlikleri” için veridiğini ve rüşvetten haberdar olmadığını iddia ettiği anlatılıyor. Ayrıca, 1992 Eylül ayında, bu davaya karşın AECL’nin Güney Kore’de Wolsong 3 and 4 adlı iki rektörün yapımını aldığı da yazıyor. Yazıda, AECL’nin geçmişte de sicilinin temiz olmadığı, Kuzey Amerika’da 1978’den beri reaktör satamadığı için özellikle Asya ve Orta Doğu’da “ne olursa olsun satış” yapmayı hedeflediği belirtiliyor.

Demek KEPCO, yiğitçe rüşvet alıyormuş ve maalesef yöneticileri ile lobi şirketi yetkilisi rüşvet alıp-verirken yakalanmış. Ayrıca, hapis cezasına da çarptırılmışlar.

Güngör Uras KEPCO’yu yeterince araştırmamış. Belki de son Akkuyu ihaleseni kovalayan Milleyet’teki patronu Aydın Doğan’ın etkisinde kalmıştır veya danışmanlığını yaptığı Hacı Ömer Sabancı Holding’in uzmanları onu

yanıltmıştır. İyi araştırmamış çünkü ben 1996 yılında çalıştığım Radikal gazetesinde ACEL’nin Korelilerle çevirdiği dolapları “Kanada’nın karanlık nükleer ticareti” başlıklı haberimde yazdım.

Güngör Uras 12 Mart 2010 tarihli köşe yazısında ayrıca, nükleer enerjide elektrik üretim maliyetinin kilovat/saat başına 6-7 cent olduğunu da iddia ediyor. Sayın Uras nükleer enerjinin maliyetiyle ilgili verileri de doğru değil. Nükleer enerjide gerçek maliyet rakamlarının 6-7 centte kalması mucize gibi.

Çünkü, Akkuyu Nükleer Santralı için tartışılan fiyatları, ABD’de yapılan iki önemli bilimsel araştırma ışığında irdelediğimizde farklı sonuçlar ortaya çıkıyor. Merkezi Colorado eyaletinde bulunan bağımsız The Keystone Center düşünce kuruluşunun, aralarında Amerikan Enerji Bakanlığı (DOE), Massacuhsetts Institute of Technology (MIT), nükleer enerjiyle ilgili bilim insanları, yatırımcı kuruluş Lehman Brothers, nükleer enerji şirketlerinden AREVA ve

(2)

General Electric uzmanlarından oluşan 16 kişiye hazırlattığı 2007 yılının haziran ayında yayımlanan “Nükleer Güç Ortak Bilirkişi” (Nuclear Power Joint Fact-Finding- NPJFF) raporunda, üçüncü nesil nükleer reaktörler için

geliştirilmiş maliyet analizleri, bir düşük bir de yüksek olarak hesaplanmış. Keystone’un kilovat/saat başına nükleer reaktör maliyetleri şöyle:

düşük yüksek

Yatırım maliyeti: 4,6 6,2 Yakıt: 1,3 1,7 Sabit işletme ve bakım: 1,9 2,7 Değişebilir işletme ve bakım: 0,5 0,5

(Herhangi bir kaza ya da arıza durumunda olaşacak işletme ve bakım maliyeti) Toplam: 8,3 11,1

Bu rapor ışığında, herhangi bir firmanın kâr etmeden, Türkiye'ye hayır olsun diye verebileceği elektrik satış fiyatı kilovat/saat başına 11,1 centten düşük olamaz gibi görünüyor. Koreliler veya Ruslar bunun altına inerse o zaman da hangi yatırım maliyetinden “kırptılar” diye sormak ve korkmak gerekiyor. “Duvarları mı incelttiler, atıkları Toros dağlarında gömecek bir yer mi buldular?” diye.

Öte yandan, eski Iowa Eyaleti Borsa Komisyonu üyesi ve nükleer santral maliyet analizcisi Craig A. Severence’ın 2008 yılının mayıs ayında yayımlanan “İş Riskleri ve Yeni Nükler Santral Maliyeti” (Business Risks and Cost of New Nuclear Power Plant) başlıklı makalesinde ise “kazın ayağı” hiç de öyle değil. Raporda, öncelikle MIT ve diğer bağımsız araştırma kurumlarının yaptığı ower night cost (Yani elinizdeki sermaye ile bu santralı bir gecede kurmanız halindeki maliyet) hesaba katılarak 2007 ABD doları değeri ile tipik bir 1000 megavat kurulu gücündeki nükleer santralın kilovat/saat başına maliyeti 4 bin 70 dolar olarak hesaplanmış durumda. Bu santralın inşaat sürecinde meydana gelebilecek eskalasyon (Enflasyon nedeniyle oluşan fiyat artışı ki bir nükleer reaktörün inşaatı 6-10 yıl sürebiliyor. Ayrıca inşaatın çeşitli nedenlerle gecikebileceği AREVA'nın Finlandiya'da inşaatı süren çalıştığı Avrupa Basınçlı Su Reaktörü-EPR’de hesapta olmayan güvenlik açıkları da çıkabiliyor ve maliyetler artıyor) miktarı da son 10 yılda yapılan hesaplamalardan hareketle yüzde 12 olarak hesaplanmış durumda. Rapordaki hesaplamaları art arda koyduğumuzda ise kilovat/saat başına şu sonuçlar ortaya çıkıyor:

Ower Night Cost (2007 ADB doları): 4070 dolar İnşaat Eskalasyonları: 3370 dolar İnşaat Süresince Harcanan Anapara: 3114 dolar Toplam Yatırım Maliyeti: 10553 dolar

Bu hesaplamalara geri dönüşüm maliyeti ve yüzde 14,5’luk kredi faizi de eklenince, reaktörden çıkan elektriğin satış fiyatı 22 centten aşağı olmaması gerekiyor.

Görüldüğü üzere bu iş Ayşe teyzenin çarşı, pazar, mutfak hesabına benzemiyor. E ne de olsa Ayşe teyze böylesine karmaşık ve teknik bir konu olan nükleerden anlamaz. Sayın Güngör Uras, sanırım, sizi yanıltıyorlar üstadım.

Referanslar

Benzer Belgeler

EMO Yönetim Kurulu Yazmanı ve nükleer santraller konusunda araştırmalar yapan Erdal Apaçık ise Türkiye'nin, Akkuyu'ya kurulacak santral için 5 milyar dolar olabilecek ilk yat

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Kahramanmaraş’ta Afşin-Elbistan B Termik Santrali’ne kömür sa ğlanan çöllolar Kömür Sahası’ndaki göçük altında kalan

Beyaz e şyada da verimlilik açısından A ve üstü ürünlerin tercih edilmesi gerektiğini dile getiren Güler, "Buna göre yapt ığımız hesapta yüzde 30 tasarruf

Bunun her turlu mühendislik hesaplarım isteyene sunabiliriz" diye konuştu Petrol zengini ülkelerde bile nükleer guç santralı çalışmaları olduğunun Türkiye'de de

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, Kaz Dağları'ndaki altın arama çalışmalarına tepki gösterilmesini ele ştirdi, kesilen ağaçlar için hektar başına 5 bin

Burada bir basın açıklaması yapan Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Antalya _ubesi Başkanı Hediye Gündüz, "2004'te değişen Maden Arama Kanunu, Antalya'da ormanlar

Yatırımın daha hızlı gerçekleştirilebilmesi için TKİ’den 5-6 kişinin komisyon olarak görevlendirileceğini belirten Yıldız, kiminle sözleşme imzalanmışsa o proje

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, dün (7 Ekim) Manisa-Soma linyit kömür sahasında kurulacak olan 450 Megavat (MW) kapasiteli santral yap ımı rödövans