• Sonuç bulunamadı

Sahnelenen Halk Oyunların'ın Çoğu Uydurma mı? Türker Eroğlu

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Sahnelenen Halk Oyunların'ın Çoğu Uydurma mı? Türker Eroğlu"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SAHNELENEN HALK OYUNLARI’NIN ÇOĞU UYDURMA MI?

"Halk oyunlarındaki değişme profesyonel ellerde zorlamayla olmamalı, halkın kültür hayatının akı­

şına bırakılmalıdır."

Tüıker 1İROĞLU

Bugün yurdum uzda iesbit edilmiş bulutum 2000 kadaı- oyunun 400-500 kadarının sahnelendiği bilinm ektedir.11 * Bu oyunların çoğunun yanlış veya uydurm a olabileceğini, 26-28 Ekim 1-987 tarihinde düzenlenen "Tiırk Halk O yunlarının Sah­ nelenm esinde Karşılaşılan Problem ler Senı- pozyum ü'nda verdiğimiz tebliğde iddia e tm iştik /" ' Bu yazımızda konuyu detaylı olarak incelem ek isliyoruz.

Cum huriyet dönem inde (özellikle - son yıllarda) hızlanan halk oyunları derlem e ve sahnelem e faaliyetlerinin çotumun İlmî m etod ve tekniklerden faydalanılm adan yapıldığı herkes tarafından bilinm ektedir. Bu çalışm aları yapanların T ürk folkloruna ver­ dikleri hizm etler de inkâr edilem ez. Ancak, ilmî m etod ve tekniklerden yoksun olarak yapılan bu çalışm aların faydası kadar zararı da olm uştur.

Oyunlar ilk olarak sahnelenm eye başlandığında, şehirlerim izde konuya ilgi gösteren şahıslar ekip kurm ak için faaliyete geçm işler, çeşitli köylerden iyi oyun oynayan şahıslan bir araya getirerek veya derlem e yaptıktan sonra oyunları şahıslara öğreterek ekip kurm uşlardır. Bu iş bir m oda haline gelince önüne gelen herkes ekip kurmaya, dericm e(?)yapm aya başlam ıştır.

İlim adam larının şuurlu olarak y./pukları halk oyunları, derlem eleri de, o \ ili,u da film yaygın olmadığı için pek fazla

işe yaram am ıştır. İşte yarayacak olan ise halâ halkın yaşattığı oyunlardır.

H alk oyunları derlem e ve sahnelem e faaliyetleri konusunda birkaç ilimizden örnek vermek istiyoruz.

İik örnek olarak Elazığ ilimizdeki çalışm alardan sö / edelim :1'11

Avukat Folklorcu Fikret M E M İ Ş O G L ^ oyunları derlem e yoluyla (kendisi öğrenerek) öğrettiği gibi, iyi oyun oynayan Elazığlılar’ı bir araya getirm ek suretiyle ekip kurmuş, bu ekibi gerek kendi bilgileri, gerekse yer alan oyuncuların bilgileri doğrultusunda yetiştirm iştir. M esela, ilk çalışm alar sırasında ekiple yer alan Tahsin AY1IC5' iyi H arput Halavı oynadığı için, onun oynadığı H arput Halayı, H akkı‘c İ H A N G İ R O G L U ^ iyi Ağır Halay oynadığı için, onun Ağır Halayı ekibe öğretilm iştir. Bu öğretim den sonra, M EM İ.ŞOĞLU kendi bilgi ve kaabileyeti doğrultusunda bazı düzenlem eler yapmış, ilk dela yurt dışına çıkacak olan ekibi m eydana getirm iştir. . x

O nlardan sonra gelenler, belli bir dönem den sonra (M em işoğlu’nun ölüm ünden sonra) dağılmış, her, biri ayrı ekipler kurarak hocal:k(?)yapnnşlardır. Bu kuşağın m ensupları kendi bilgi ve kaabiliyct- lori doğrultusunda düzenlem eler yaparak ekip yetiştirince iş çığırından çıkmış, oyunlar tanınm az hale gelmiştir. D aha sonra Elazığ

(2)

Halkevi ve Elazığ Folklor Turizm D erneği’nin şuurlu derlem e çalışm aları neticesinde gerçeğe yakın oyunlar sahnelenm eye başlanmıştır.

İkinci olarak A dıyam an ilimizdeki halk oyunları çalışm alarından söz edelim

Bilindiği gibi A dıyam an oyunları son birkaç yıl içinde sahnelerde görülm eye başlanm ıştır. Kısa bir geçmişi olan A dıyam an oyunlarının nasıl derlenip sahneye konulduğunu K ültür ve Turizm Bakanlığı M illî Folklor A raştırm a D airesi’nin 1984 yılında A dıyam an’ın çeşitli yerlerinde yaptığı saha araştırm alarından anlıyoruz*-'-1

Bu çalışm alar sırasında araştırm ayı yürüten ve derlem eyi yapan Şube M üdürü A hm et Ç A K IR ’ın görüştüğü kaynak kişiler­ den A li IŞIK ve R ıfat Ö Z E L (12 Eylül İlkokulu M üdürü), A dıyam an oyunlarını nasıl derleyip, sahnelediklerini açıkça an­ latm ışlardır.

Kaynak kişilerin ifadesine göre, 1970’li yıllarda derlenen A dıyam an oyunları, her köyden veya h er şahıstan b irer figür alınmak suretiyle bir araya getirilmiş; bu arad a d e r­ leyiciler tarafından da bazı düzenlem eler yapılmıştır. Ö rn ek olarak, günüm üzde su kabakları ve oraklarla oynanan "Galuç" oyununun köy düğünlerinde araçsız oynandığı, sonradan Adıyam an dışında (B aşta A nkara ve büyük şehirlerde) su kabağı ile orağın eklendiği, bu oyunun hikâyesinin de kullanılan araçlarla bağdaşm adığı ifade edilmiştir.

Kaynak kişile/, kendileri düzenlem e yaptığı gibi, kendi yetiştirdikleri oyuncuların da A n k ara’da v.b. yerlerde oyunları düzen ­ lerken bazı ilaveler yaptıklarını, oyunların giderek değiştiğini, eideki derlem e bantlarından öğrenm iş bulunuyoruz.

Elazığ ve A dıyam an öracW.?rî,?î çoğaltm am ız m üm kündür. A ncak bu iki isimizden verdiğimiz örnek de konuyu a n ­ lamaya yetecektir kanaatindeyiz.

G erek derleyicinin, gerekse oyun öğreticisinin bilgi ve kaabiliyeti, fizikî yapısı

(boyunun uzunluğu, kısalığı, kas yapısı, kol ve bacaklarının uzunluğu -kısalığı ve hareket kaabiliyeti), müzik ve sahne bilgisi oyunları etkilem ektedir.

Ö rnek olarak; H arp u t H alayındaki H ıd ır 1 vç H ıd ır 2 adındaki figürler, H ıdır S E Z G İN (8)adlı dayul sanatçısının icat ettiği veya uydurup öğrettiği figürler olup, onun adıyla anılm aktadır.

Şahıs ismiyle anılan figürler, h atta oyun­ lar m evcuttur. A ncak buradaki durum zo r­ lamayla oiduğu için, yanlıştır.

D erlem e, sahnelem e konusu tutulan bir iş haline gelince, işgüzar derleyiciler, gerek oyun figürlerine, gerekse oyun kıyafetlerin­ deki m otif ve işlem elere çeşitli anlam lar vererek, kafalarına göre orijin çıkarmışlar; bir gccede oyunların hikâyelerini yazmaya kalkm ışlardır.

O yunların birçoğunun m uhakkak hikâyeleri vardır. A ncak, bu hikâyeler kafadan uydurularak, figürlere anlam lar yakıştırılarak ortaya çıkarılam az. Bu işin bir m etodu ve tekniği vardır. Özellikle de, halk ağzından, sahada derlenm esi gerekir.

İşte, yukarıda sıraladığım ız yanlışlarla derlenen ve öğretilen bu oyunlar, usta-çırak tekniği ile öğretildiği için, her safhada biraz daha farklılaşm akta, orjinalliğini kaybetm ek­ tedir.

Bu derece farklılaşan ve sağlıksız olarak değişen halk oyunlarım ız büyük şehirlerde bir d arb e dah a yiyerek iyice dejenere olm ak­ tadır.

K endi m em leketinde 1-2 oyun öğrenm iş olan şahıslar, büyük şehirlere(çeşitli sebeplcrle)gidip, yarım yam alak bildikleri oyunları öğreterek(unuttukları veya bilm edik­ leri oyunun yerine yeni bir oyun, figürlerin yprînp yeni bir figür m eydana getirm ek suretiyle, dejenerasyonu hızlandırm aktadırlar.

H alk oyunları .üuıiem e ve sahnelem e çalışm ası yapan şahısların çoğunun müzik ve sahne tekniği, derlem e tekniği gibi konularda yetersiz oldukları da göz önüne alınırsa, bu

(3)

r

çalışm aların sağlığı ve oyunların orjinalliği hakkında kolaylıkla tahm in yürütülebilir.

Y ukarıda verdiğimiz bilgiler ışığında, günüm üzde sahnelenm ekte olan oyunların çoğunun yanlış olduğunu söyeyebiliriz.

K ültürün değişkenliği ilkesine paralel olarak oyunlarım ız da değişecek ve kaynağındaki orjinal halinden farklı bir hale gclecektir. Ancak, bu değişm e profesyonel e l­ lerde zorlam ayla olmamalı, değişme, oyun­ ların gerçek sahibinin, yani halkımızın kültür hayatının akışına bırakılm alıdır.

H alk oyunlarımızın kaynaktaki or- jiîiaî(yalın, otantİK, ilk şekli, geleneksel, bozulmamış, el değm em iş v.b.) haliyle aynen sergilenm esi, köydeki ortam ın aynen sahneye getirilm esi m üm kün değildir. A ncak, oyunlar sahnelenirken aslına en yakın olanı sa h ­ nelemeye azami dikkat gösterm ek gereklidir. Böyle bir sahnelem e ise, sağlıklı derlem e yapıldıktan sonra m üm kün olabilir.

Sahnelem e çalışm alarının zirveye tırmandığı, halk oyunlarının Sahnelenmesiyle uğraşanların sayısının milyonlara vardığı günüm üzde, oyunları yeniden derlem enin geriye dönüş olduğunu düşünenler olabilir. A ncak bize göre vakit geçmiş değildir. E s­ kiden video v.b. gibi teknik cihazlar b u lun­ madığı, hareket notasyonu gibi sistem ler bilin­ mediği için, yapılmış oian derlem eleri işe yaram adığını(özellikle öğretim işine) belirtmiştik. Y eniden yapılacak olan d e rj lem eler söz konusu teknik aletlerle yapılacağından sağlıklı olacak vc sahnelem e çalışm alarına sağlıklı yapılabilmesi, teknik cihazın yanında çeşitli uzm anların b erab er çalışmasına da bağlıdır. Y ani derlem e müzikçi, folklor araştırm acısı veya folklor sahasında uzm anlaşm ış antropolog-etnolog, ses teknisyeni, kam eram an, fotoğrafçı ve giyim uzm anından m eydana gelen bir ekiple yapılmalıdır. D erlenen oyunların hareket notasyonu yazılmalı, öğretim filmleri hazırlan- m alıdır. Sahnelem e safhasında oyun m ahal­ lini iyi bilen, oyun ve sahne uzm anlarından yararlanılm alı, öğretim in m utlaka o ilin, o bölgenin insanı tarafından yapılması sağlan­ malıdır.

İm kân olduğu ölçüde oyunları sahneye koyarken, sayıları az da olsa, yurdum uzda var olan, T ürk halk oyunları konusuna vakıf koreolojistlerden yararlanm ak suretiyle sahne düzenlem esi yapm ak gerekir.

G ünüm üzde oyun öğreticisi hem öğretim yapıyor, hem de müzik ve sahne düzenlem esi yaparak oyun ekibini sahneye hazırlıyor. Eğer, gerçekten bu konulara vakıf öğreticiler varsa onlara sözüm üz yok. A ncak, ışık, makyaj v.b. gibi teknik konuların da sah­ nelem ede yer aldığını düşünürsek; bir kişinin hem müzik, hem oyun, hem sahne, hem de makyaj ve ışık gibi konuları tek başına hallet­ mesi m üm kün gözükm em ektedir.

Ö ğreticilerin yeterliliği bir devlet kuruluşu tarafından tesbit edilmeli, bir kişinin kendi yöresi dışında, başka bir oyun öğretm esi engellenm elidir.

Y urdum uzdaki halk oyunları çalışm aları, yukarıda sözünü ettiğimiz yollar takip edilerek yapıldığı takdirde, günüm üze kadar yapılmış olan yanlışlara düşülmeyeceği, oyunlarımızın orjinal müzik ve figür yapılmış olan yanlışlara düşülmeyeceği, oyunlarımızın orjinal müzik ve figür yapılarının bozulm adan gelecek nesillere aktarılabileceği kanaatindeyiz.

Kaygımız halk oyunlarımızın değişmesi değil, bu güzel kültür mirasımızın dejenerasyona uğrayıp h ed er olm asıdır. Oyun­ larımızın m ahallî özelliklerinin bozulm adan, çağın gereklerine uygun olarak m odern bir şekilde sahnelenm esi, yayılıp yaşatılması en büyük dileğimizdir.

Son olarak da, oyun öğreticilerine, folklor uzm anı ünvanıyla kart bastıranlara, m asa başında otu ru p halk oyunlarıyla ilgili kitap yazanlara, kendisini k oreograf zan­ nederek kafalarına göre sahne düzeni yapan­ lara bir çift sözüm üz var:

"Lütfen ilgilendiğiniz oyunun kaynağına giderek bir defa görünüz."

Referanslar

Benzer Belgeler

Örneğin, çocuğu olmayan kadınlar için kırk aileden kumaş toplanıp elbise dikil- mesi, kırk bir kadından mum toplanıp eritilerek kısır kadının başına dökülmesi

Dairenin içerisin- deki taşı hangi oyuncu vuramazsa o ebe olur veya yassı taşı almaya gelirken ebe, gelen oyuncuya dokunursa o oyuncu ebe ile yer

H alide Edip’in Ateş’ten Gömlek (1922) romanı Ulusal Kurtuluş Savaşı için­ de İzmir, İstanbul ve Ankara üçgeninde geçer, tik kez Anadolu’ya açılım gerçekle-

Vezir Hanı, Çemberlitaş, Atik Ali Paşa, Mahmud Paşa ve Nuruosmaniye camilerinin çevrelediği bu semtin kalbi, eski adı Çarşı-yı Kebîr olan Kapalıçarşı’da

1993 inkılâbından sonra ve genç yaşta yazı yazmıya başlı- yan Fuat Köprülü ilk zamanlarda şiirler, edebî ve fikrî makaleler neşretmiş, daha sonra

FTIR ( Fourier change infrared spectroscopy ) is the numerical cycle of Fourier change to deciphering the crude information from range frequency interferogram into the real

ÇalıĢmanın ilk basamağında Tekirdağ ili halk oyunları ve müzikleri ile ilgili kaynaklar tespit edilerek incelenmiĢtir. Tekirdağ halk oyunları ile ilgili en kapsamlı

Geleneksel halk hikâyelerinin dö- şeme metnine örnek olarak Klasik Aşk Hikâyeleri Külliyatı’nın, “Giriş”..