• Sonuç bulunamadı

Ülkelerarası Büyüme FarklılıklarınıAçıklanmasında Kurumların Önemi:Panel Veri Analizi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ülkelerarası Büyüme FarklılıklarınıAçıklanmasında Kurumların Önemi:Panel Veri Analizi"

Copied!
15
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

39

Ülkelerarası Büyüme Farklılıklarını

Açıklanmasında Kurumların Önemi:

Panel Veri Analizi*

Öz

Bu çalışmada, kurumlar ve onların sahip olduğu kurumsal yapıların ekonomik bü-yüme üzerindeki etkileri 107 ülke için 2003-2014 yılları arasını kapsayan dönem-de panel veri yöntemi kullanılarak tespit edilmeye çalışılmıştır. Yapılan analizdönem-de ülkelerin ekonomik büyümesini açıklamak amacıyla ekonomik özgürlükler, politik haklar ve sivil özgürlükler ile kurumsal yapıyı temsil eden yolsuzluğun kontrolü, politik istikrar, hukukun üstünlüğü ve hesap verebilirlik değişkenleri kullanılmıştır. Elde edilen sonuçlar kurumsal yapı ile ekonomik büyüme arasında pozitif yönlü ilişkinin varlığını göstermekte ve ülkelerin kurumsal yapıları ile bağlantılı olarak ekonomik gelişme sergilediklerini ortaya koymaktadır.

Anahtar Kelimeler: Kurumlar, Ekonomik büyüme, Panel veri analizi

The Importance of Institutions in Explaining

Growth Differences Between Countries

Abstract

In this study, we have attempted to determine the impacts of institutions and their structures on economic growth using panel data method for the period 2003-2014 for 107 countries. We have used variables of economic freedom, political rights and civil liberties, and the variables of control of corruption, political sta-bility, rule of law and accountasta-bility, which represent the institutional structure to explain growth in the analysis. The findings reveal that there is a positive relationship between institutional structure and economic growth and that the co-untries exhibit economic development in connection with institutional structures. Keywords: Institutions, Economic growth, Panel data analysis

Merve YOLAL1 Aygül ANAVATAN2

1 Araş. Gör., Dokuz Eylül

Üniversitesi, İİBF, Maliye Bölümü, merve.yolal@deu.edu.tr ORCID ID: 0000-0001-5980-5610 2 Araş. Gör. Dr., Pamukkale Üniversitesi, İİBF, Ekonometri Bölümü, aanavatan@pau.edu.tr ORCID ID: 0000-0003-0130-9555 * Bu çalışma, 2017 yılında

Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Maliye Anabilim Dalı’nda savunulmuş olan “Hayek, Buchanan ve North: Üç Nobel Ekonomi Ödülü Sahibinin Kurallar ve Kurumlar Üzerine Düşünceleri: Analiz ve Değerlendirmeler” başlıklı yüksek lisans tezinden yararlanılarak hazırlanmıştır.

(2)

40 Giriş

Kurum kavramının tanımına yönelik literatüre ba-kıldığında, kurum olgusunun geniş anlamlar içer-mesinden dolayı çok sayıda farklı açıklamaların bulunduğu görülmektedir. Örneğin kurumsal ikti-sat alanında adından sıkça söz ettiren Commons’a göre kurum, bireysel eylemlerin serbestleşmesi ve bu eylemlerin kontrol edilmesi ile ortaya çıkan toplu eylemler (1931: 649) iken; Veblen cephe-sinden değerlendirildiğinde kurum, kalıplaşmış düşünce alışkanlıkları (1961: 90) şeklinde tanım-lanmaktadır. Yeni kurumsal iktisadın öncülerinden olan Douglass C. North’a göre ise kurumlar, bir toplumdaki insan davranışlarını sınırlandıran ve yönlendiren oyunun kuralları olarak yorumlan-maktadır. Farklı tanımlamalar kurumların farklı yönlerini vurgularken, aynı zamanda kurum ve bireylerin karşılıklı bir etkileşim içerisinde oldu-ğunu da ortaya koymaktadır. Dolayısıyla karşılıklı yaşanan bu etkileşim sonucunda kurumların di-namik yapısına da bağlı olarak ekonomik olaylar şekillenmektedir.

Kurumlar ve ekonomik büyüme arasındaki kar-şılıklı ilişki son yıllarda önemi giderek artan ko-nuların başında gelmektedir. Neden bazı ülkeler ekonomik büyüme ve kalkınma sürecini etkili bir şekilde yönetirken diğer ülkelerin ekonomik per-formansları gelişememekte veya geriye doğru git-mektedir? Bu sorunun yanıtı ise kurum faktörüne işaret etmektedir. Kurumlar bir toplumun kültürel kimliğini içinde barındıran, toplumların ayakta kalmasını, gelişmesini ve nesiller boyu devam edebilmesini sağlayan formel ve enformel kural-lar bütünüdür. Diğer bir deyişle, kurumkural-lar tıpkı bir kalp organın işlevini yerine getirmesi nedeniyle toplumların hayatta kalmasını sağlayan can da-marlarıdır. Dolayısıyla, bu denli önemli bir fonksi-yonu yerine getiren kurumlar; ulusların ekonomik başarısını veya geriye gitmelerinin nedenlerini açıklamak için dikkat edilmesi gereken en temel faktörlerin başında gelmektedir.

Çalışmada öncelikle kurum kavramına yönelik çe-şitli iktisatçılar tarafından yapılmış tanımlamalara yer verilerek kurumların bir toplumda, bir ekono-mide hangi işlevlere sahip olduğundan bahsedi-lecektir. Kurum kavramı tanımlanıp işlevleri an-latıldıktan sonra; kurumlar ile ekonomik büyüme arasında ilişki olduğuna yönelik yapılmış olan te-orik ve ampirik çalışmalara yer verilecektir. Daha

sonra kurumlar ve ekonomik büyüme arasındaki ilişkinin tespit edilmesi amacıyla kurumsal yapıyı temsil eden hukukun üstünlüğü, yolsuzluk, istik-rar ve hesap verilebilirlik değişkenleri kullanıla-rak 107 ülkeye panel veri analizi uygulanmıştır. Yapılan analiz sonucuna göre “kurum faktörünün ekonomik büyüme üzerinde etkili olup olmadığı” sorusunun cevabı aranmıştır. Sonuç kısmında ise yapılan açıklamalar ve analizler eşliğinde kurum-lar ile ekonomik büyüme ilişkisi yorumlanmıştır.

1. Kurum Kavramı ve İşlevleri

Toplumsal düzenin sağlanabilmesi için kurumlar ayrı bir öneme sahiptir. Kurum kavramı aslında kurallar bütününden oluşmaktadır. Yani, bir arada yaşayan insanların her türlü davranış ve hareketle-rini sınırlayan, değer yargılarını oluşturan ve za-manla benimsenmiş olan formel ve enformel ku-ralların tamamı, kurum kavramıyla ifade edilmek-tedir. Türk Dil Kurumu’na göre kurum kavramı; belirli düşüncelerin, davranış kalıplarının, bireyler arasındaki ilişkilerin ve karşılıklı görevlerin oluş-turduğu, kökü birtakım törelere dayalı toplumsal örgenleşme anlamına gelmektedir (TDK, 2016). Kurumsal iktisat denildiği zaman akla ilk gelen ve kurumsal iktisadın öncüsü olarak kabul edilen Veblen’e göre kurumlar, örgütsel kuruluşlar değil düşünce kalıplarıdır. Diğer bir deyişle Veblen, ku-rumları insanların geneline yerleşmiş olan alışkan-lıkların düşünce kalıpları olarak tanımlamaktadır. Bu düşünce kalıpları; örf ve adetler, gelenekler, görenekler, görgü kuralları ve davranış kurallarını içermektedir. Veblen bu sosyal alışkanlıkların ve geleneklerin evrimini ekonomik ve diğer değiş-kenler çerçevesinde açıklamaya çalışmıştır (So-well, 1967: 189). Ayrıca Veblen, kurumsal yapının büyümesi ve gelişmesini gruptaki bireylerin dav-ranış ve hareketlerine bağlamaktadır. Çünkü ku-rumsal yapı kişilerin tecrübelerinin dışında, alış-kanlıklarından ortaya çıkarak, kurumların davra-nış amaçlarını ve sonucunu doğrudan etkilemekte-dir. Dolayısıyla, kurum sistemi bireylere alışılmış standartları, düşünceleri ve davranış kurallarını benimsetmekte ve toplumsal düzenin oluşmasını sağlamaktadır (Veblen, 1909: 629).

Bir diğer kurumsal iktisatçılardan olan Wesley Clair Mitchell ise kurumu; önemli ölçüde kabul edilen, fazlasıyla alışılmış sosyal alışkanlıklar ola-rak tanımlamıştır. Kurumsal iktisat kavramını ilk

(3)

41 kez kullanan Walton Hamilton’un kurum

kavra-mına yönelik yapmış olduğu tanımda ise, yaygın veya kalıcı olan grup alışkanlıklarının ya da gele-neklerin içine gömülmüş eylem veya düşüncelerin ayrılmaz parçalarını kurum olarak tanımlanmakta-dır. J. Fagg Foster ise kurumları, önceden belirlen-miş ve birbiriyle bağlantılı davranış kalıpları ola-rak tanımlamıştır (Neale, 1987: 1178-1180). Kurumsal iktisat alanında akla ilk gelen isimlerden biri olan John Rogers Commons’a göre, kurumsal iktisadın tanımını yaparken asıl zorluk “kurum” tanımının net olmamasıdır. Kurum, bazen yasa-lar çerçevesini ifade ederken bazen de bireylerin birbirleriyle olan samimi ilişkilerini barındıran do-ğal hakları ifade etmektedir. Bazen de klasik veya hazcı iktisada getirilen eleştiriler veya eklemeler kurumsal olarak kabul edilmektedir. Bazen iktisa-di davranış olan herhangi bir şey kurumsaldır, ba-zen statik yerine dinamik olan şey, baba-zen bir eşya yerine yöntem, duygular yerine eylemler, bireysel eylemler yerine kitlesel eylemler, eşitlik yerine yö-netim, özgürlük yerine denetleme kurumsal iktisat gibi görünmektedir. Şüphesiz bu kavramların hep-si kurumsal iktisat içerihep-sinde yer almaktadır. Fa-kat, bunların hepsi mecazi veya betimleme olarak söylenebilmektedir. Düşünüre göre, kurumsal ikti-sat çeşitli niteliklere sahip, tarif edilemeyen ancak betimsel olan “iktisadi davranış” olarak adlandırıl-maktadır (Commons, 1931: 648).

Kapp’e göre kurum, geçmişten gelen ve şimdiki zamanda halen gelişerek varlığını koruyan sabit-leşmiş davranış kalıpları, düşünce ve grup alışkan-lıkları ile düşünce kalıplarını içeren davranışlar olarak tanımlanmaktadır (Kapp, 1968: 2-3). Ku-rumların tarihsel ve analitik gelişimini inceleyen, Thorstein Veblen ile yakın düşüncelere sahip olan Ayres ise kurum kavramını, sosyal olarak belirlen-miş ve birbiriyle ilişkili davranış kalıpları olarak tanımlamaktadır. Birbiriyle ilişkili davranış kalıp-ları, toplumsal değer yapıları tarafından belirlen-mektedir. Yani, değerler kurumsal alan içerisinde birbiriyle ilişkili davranışlar için kriter olarak işlev görmektedir (Bush, 1983: 36).

Grief’e göre ise, kurumlar birçok şekilde tanım-lanmaktadır ve bu tanımlamaların örneği; kurallar, oyunun kuralları, inançlar, normlar ya da davranış şekilleridir. Oysa günümüz perspektifinde kurum-lar monolitik (tekçi yapı) kuruluşkurum-lar okurum-larak değil, kimi zaman organizasyon olarak tezahür eden;

özellikle kurallar, inançlar ve normlar gibi farklı parçaların birbirine geçmiş hali olarak tanımlan-maktadır. Bunlar bireylerin her birinin davranışla-rını etkileyen dışsal parçalardır. Onlar yol gösterici ve motive edici özellikleriyle, bireylere zihinsel, eşgüdümsel, kuralcı ve enformasyonel davranışlar sağlamaktadır (Grief, 2006: 15).

North’a göre kurumlar, gündelik hayattaki belir-sizlikleri ortadan kaldırarak, bireylerin tercihlerini tanımlamasını veya sınırlandırmasını sağlar. Bunu sağlayan ise, oyunun kuralları olarak adlandırdığı kavramının içerisinde bulunan formel ve enfor-mel kurallardır. Bu kurallar sayesinde bireylerin hangi faaliyetleri yapıp yapamayacağını gösteren kurumsal kısıtlamalar ortaya çıkmaktadır. Ay-rıca North’a göre, kurumlar insanlar tarafından oluşturulup insanlar tarafından değiştirilmektedir (North, 2002: 9-12).

Voigt’a göre kurum kavramı, aktörlerin kurumla-rın varlığında, yokluğunda veya farklı kurumlakurumla-rın varlığı halinde, daha farklı davranmasını ifade etmektedir. Düşünüre göre tanımın daha anlamlı olması için iki önkoşulun yerine getirilmesi ge-rekmektedir. Birincisi, öncelikle evrenin sadece kurumlardan oluşmadığının farkına varılmasıdır. Bazen kurum kelime olarak düşünüldüğünde her şeyi kapsamaktadır. Eserler, gazeteler, marketler ve hatta telefon kabini kurum olarak tarif edil-mektedir. Genellikle kurumlar ve organizasyonlar arasında belirgin olmayan bir ayrım vardır. İkin-ci önkoşul, kurum olanlar ve kurum olmayanlar arasındaki kavramsal ayrımdır. Ampirik olarak kurumları anlamak mümkün olabilmektedir, aksi halde kurum olayı herhangi bir şekilde kanıtlana-mamaktadır (Voigt, 2009: 2).

Neale ise kurumların belirleyici üç temel özelli-ğinin olduğunu belirtmiştir. Birincisi, kurumlarda çok sayıda insanın bulunmasıdır. İkincisi, tekrar-lanan, durağan, tahmin edilebilen faaliyetleri sağ-layan kuralların olmasıdır. Üçüncüsü, çoğunlukla Walton Hamilton’un “entelektüel kullanım deme-ti” ile ifade ettiği ya da eylemlerin ve kuralların gerekçeleri olan halkın ortak fikirlerinin olmasıdır. Özetle, kurumun her bir bileşeni gözlemlenebilen veya test edilebilen tahmini olay örgüsü olmakta-dır. Bu olay örgüsünün unsurları; insanların yap-tıkları, kurallar ve takip edilen durumlar, kuralları açıklayan toplumsal görüşler olmaktadır (Neale, 1987: 1182-1185).

(4)

42 Kurumlar ise tıpkı kurallar gibi, kişilerin birbirle-riyle olan sosyal davranışlarında yol gösterici ol-makta ve kolaylık sağlaol-maktadır. Kurumlar saye-sinde, bireyler tarafından keşfedilmemiş sosyal rol ve ilişki formları hazır bulunmaktadır. Buna bağlı olarak da bireyler başkalarıyla olan ilişkilerinde neyi yapması veya yapmaması gerektiğini bilerek hareket etmektedir. Ayrıca kurumların önceden sahip olduğu rol ve ilişki formları sayesinde, bi-reyler özel yetenek ve isteklerini de gerçekleştir-me imkânı elde etgerçekleştir-mektedir. Dolayısıyla kurumlar, bireylerin sosyal ihtiyaçlarını karşılamakta, birey-lerin belirlenmiş davranış kuralları çerçevesinde hareket etmesini sağlayarak düzen ortamı yarat-makta ve toplumun kültür yapısını yansıtarak kül-türel sürekliliğin devamını sağlamaktadır (Fichter, 1990: 112).

Kurumların sahip olduğu bir takım özellikleri maddeler halinde sıralamak gerekirse (Bakırtaş, 2014: 10) ;

Kurumlar, bir arada yaşayan bireylerin davra-nışları ve faaliyetleri sonunda oluşmaktadır.

Kurumlar, formel ve enformel kuralların bileşi-minden oluşmaktadır.

Kurumlar önceden belirlenmiş olan bir takım amaçları gerçekleştirmek için vardır.

Kurumlar toplum yapılarına göre farklılık gös-termekte ve toplum yapısına bağlı olarak gelenek, görenek ve alışkanlıklar değişebilmektedir.

Kurumlar uzun süre boyunca varlığına devam etmekte ve zamanla değişime uğrayabilmektedir.

Kurumların oluşması, gelişmesi, kanıksanması veya değişime uğramasında rol alan temel faktör-ler, bilgi, tecrübe ve öğrenmedir.

Kurumlar toplumların kültür yapılarını yansıtan değerler topluluğudur.

Literatürde, kurumsal yapıyı inceleyen ekonomet-rik çalışmalarda, kurum kavramını temsil eden farklı değişkenler kullanılmıştır. Gökalp ve Balde-mir (2006), kurumsal yapıyı; ifade özgürlüğü ve hesap verebilirlik (şeffaflık), politik istikrar, yöne-timin etkinliği, düzenlemelerin kalitesi, hukukun üstünlüğü ve yolsuzlukların önlenmesi değişken-leri ile ifade etmiştir. Şahbaz (2013), mülkiyet

hakları değişkenini kullanarak kurumsal yapının analizini yapmıştır. Özdemir (2015) siyasal ku-rum değişkenleri olarak; insani gelişme endeksini, ülkenin yönetim rejimini, rejim üzerinde askeri gücün etkisini, yargı bağımsızlığını ve denge-fren (hesap verebilirlik) mekanizmasını kullanmıştır. Yıldırım (2010), Artan ve Hayaloğlu (2013) ku-rumsal yapının göstergesi olarak ekonomik ve politik özgürlükleri analizlerine dâhil etmişlerdir. Artan ve Hayaloğlu (2014) çalışmasında ise, ku-rumsal yapıyı analiz etmek için sadece politik öz-gürlük değişkeni kullanılmıştır.

2. Kurumsal Yapı ve Ekonomik Büyüme İlişkisine Yönelik Teorik ve Ampirik Çalışmalar

Yeni kurumsal iktisat yaklaşımı, kurumların orta-ya çıkması ve evriminin ekonomik kalkınma için uygun bir zemin oluşturması amacıyla çeşitli teo-rik ve ampiteo-rik çalışmaları incelemiştir (Gagliardi, 2008: 417). Keefer ve Shirley, makro-ekonomik politika ve kurumsal kalitenin farklı kombinas-yonlarını inceleyen Dünya Bankası araştırmasın-dan bir takım bilgiler rapor etmişlerdir. Çalışmada, kurumsal kalite düzeyi, sözleşmeler ve mülkiyet haklarının güvenliği açısından ölçülmüştür. Ku-rumsal kalite düzeyi yüksek olan ancak kötü mak-roekonomik politikalar üreten ülkelerin, kurumsal kalite düzeyi düşük olan ancak iyi makroekono-mik politikalar üreten ülkelerden iki kat daha hızlı büyüdüğü gözlemlenmiştir (Gagliardi, 2008: 436). Mauro ise, kurumlar ve ekonomik büyüme ara-sındaki mevcut ilişkiyi araştırmak için kurumsal kalite göstergeleri olarak bürokratik yolsuzluk ve verimliliği kullanmıştır. Çalışmanın veri seti, 1980-1983 dönemi için 70 ülkeye ait yargı siste-minin yolsuzluğu ve verimliliği hakkındaki Ulus-lararası İş Şirketi Yolsuzluk Endekslerinden oluş-turulmuştur. Ampirik sonuçlara göre, bürokratik verimliliği yüksek olan yatırımların, ekonominin daha hızlı büyümesini sağladığı ortaya çıkmıştır. Mauro bürokratik etkinlik sayesinde yaşanan hızlı ekonomik büyümenin, yatırımların belirlenmesin-de siyasi istikrar kadar önemli olduğu sonucuna varmıştır (Gagliardi, 2008: 436).

Knack ve Keefer, uluslararası ticari kuruluşlar ta-rafından derlenen mülkiyet haklarının uygulanma-sına yönelik ölçümler ile ilgilenmişlerdir. Diğer

(5)

43 birçok çalışma, eğitim kurumlarındaki

çeşitlenme-yi ve beşeri sermayedeki benzer farklılıkları ince-lemiştir. Yapılan çalışmaların tamamı, ekonomik kurumlara ait ölçümlerde önemli farklar bulmak-ta ve bu ölçümlerle çeşitli ekonomik performans göstergeleri arasında anlamlı bir ilişkiye ulaşmak-tadır. Örneğin, Djankov ve diğerleri, 1999 yılında orta ölçekli bir işyeri açmanın toplam maliyetini çeşitli ülkeler için karşılaştırmıştır. Bu maliyet, Amerika Birleşik Devletleri’nde kişi başına dü-şen GSMH’nın %0.02’sinden az olmasına rağ-men, Nijerya’da kişi başı GSMH’nın %2.7’sine, Kenya’da %1.16’sına, Ekvador’da %0.91’ine ve Dominik Cumhuriyetinde %4.95’ine tekabül et-mekteydi. Bu giriş engelleri, ekonomik büyüme oranı ve gelişmişlik düzeyi de dâhil olmak üzere çeşitli ekonomik çıktılar ile son derecede ilişkilidir (Acemoğlu ve Robinson, 2008: 137).

Acemoğlu ise, kurumların ekonomik performans üzerindeki etkisini tahmin etmek için kurumlarda dışsal çeşitliliğin kaynağını tanıtmış ve Avrupa-lılar tarafından sömürge edilen ülkeler arasında kurumsal çeşitlilik teorisini türetmiştir. Önerilen teori üç varsayıma dayanmaktadır. Birincisi, farklı tip sömürge politikalarının kurumlarda çeşitlilik yaratmış olmasıdır. İkincisi, sömürge stratejileri-nin yerleşim imkânlarından etkilenmiş olmasıdır. Üçüncü ise, sömürgeci devlet ve ilgili kurumların bağımsızlık sonrası bile varlıklarını devam ettirmiş olmasıdır. Bu varsayımlar temelinde, Acemoğlu 17. ve 19. yüzyıllar arasında Avrupa’da yerleşmiş olan sömürgelerin ölüm oranlarını kullanmış ve sömürge politikaları yapılırken bu oranın değerine bağlı olarak tercihlerin oluştuğunu savunmuştur. Ona göre, bilhassa ölüm oranlarının yüksek ol-duğu ülkeler sömürge yerleşimlerinin bulunol-duğu ülkelerdir ve böyle ülkeler verimsiz kurumlara ve kötü ekonomik performansa sahiptir (Gagliardi, 2008: 435).

Daron Acemoğlu, farklı siyasal rejimler altında ekonomik performans analizi de yapmıştır. Siyasi iktidarın büyük üreticilerin elinde olduğu oligar-şik toplumlarda, üreticilerin mülkiyet haklarının korunduğunu fakat yeni girişimcilere karşı önemli giriş engellerinin uygulandığını söylemiştir. Siyasi iktidarın daha yaygın şekilde dağıldığı demokrasi toplumlarında ise, üreticilere yeniden dağıtıcı ver-giler uygulanmakta fakat giriş engelleri önlenme-ye çalışılmaktadır. Demokraside vergiler yüksek uygulandığında ve giriş engellerinden kaynak-lanan aksaklıklar düşük olduğunda, oligarşik bir

toplum daha fazla verimlilik elde etmektedir. Fa-kat oligarşik toplumlar, karakteristik özelliği gere-ği ilk başta zengin olmalarına rağmen, daha sonra demokratik toplumlara benzer bir şekilde düşüş yaşamaktadırlar (Acemoğlu, 2008: 1).

Ekonomik kurumlar toplumdaki önemli ekono-mik aktörlerin teşviklerini şekillendireceğinden dolayı ekonomik büyüme için önem taşımaktadır. Özellikle fiziksel ve beşeri sermaye ile teknoloji ve üretim organizasyonları; yatırımları etkilemek-tedir. Kültürel ve coğrafi faktörler de ekonomik performans için önemli olmakla birlikte bilhassa ekonomik kurumlardaki farklılıklar; ekonomik büyüme ve refahın elde edilmesi için uluslarara-sı farklılıkların yaşanmauluslarara-sında önemli bir kaynak teşkil etmektedir. Çünkü ekonomik kurumlar, top-lumdaki temel ekonomik aktörleri yönlendirmekte ve bu nedenle ekonomik büyümenin gerçekleşti-rilmesinde en önemli faktör olmaktadır. Ekonomik kurumlar, sadece ekonominin toplam ekonomik büyüme potansiyelini değil, aynı zamanda toplum içinde kaynakların dağılımı da dâhil olmak üzere ekonomik sonuçları belirlemektedir (Acemoğlu ve Robinson, 2008: 140-141).

Ekonomik kurumları belirleyen faktör, siyasi ik-tidardır ve siyasi iktidarın, ekonomik kurumlar üzerinden kaynakların dağılımında dolaylı olarak çıkarları bulunmaktadır. Siyasal iktidarın iki bile-şeni olan “de jure” (yasal) ve “de facto” (fiili) si-yasi güç birbirinden ayrılmaktadır. De jure siyasal iktidar, toplumdaki siyasi kurumlardan kaynakla-nan gücü ifade etmektedir. Örneğin, siyasal ku-rumlar veya ekonomik kuku-rumlar, aktörlerin siyasal alandaki teşvik ve kısıtlamalarını belirlemektedir (Acemoğlu ve diğerleri, 2005: 389-390).

Bununla birlikte siyasi güç, siyasi kurumlardan daha fazla şey ifade etmektedir. Çünkü bir grup insana siyasi kurumlar tarafından güç verilmemiş olsa bile, yine de siyasi bir güce sahip olabilmek-tedirler. İşte siyasi gücün bu türü, de facto siya-sal güç olarak ifade edilmektedir ve bu gücün iki kaynağı bulunmaktadır. İlk olarak, de facto güç bir gruptaki bireylerin toplu gerçekleşen bir olay karşısında sorunları çözme yeteneğine bağlıdır. İkincisi ise, bir grubun de facto gücü onun eko-nomik kaynaklarına bağlıdır. Bu kaynaklar, siyasi kurumların mevcut yeteneklerini farklı gruplara karşı kullanmasını sağlamaktadır (Acemoğlu ve diğerleri, 2005: 391). Acemoğlu, Johnson ve Ro-binson bu çerçeveyi Şekil 1’deki gibi özetlemiştir.

(6)

44 Şekil 1. Kurum Belirleyicileri

Kaynak: Acemoğlu, Simon ve Robinson, 2005: 392.

Sonuç olarak, kurumlar işlem maliyetlerini ve do-layısıyla ekonomik faaliyete geçmenin fizibilitesi-ni ve karlılığını etkileyerek ekonomik performansı etkileyebilmektedir. Diğer bir deyişle, kurumlar, fırsat kümesini belirlemekte ve belirsizliği azal-tarak insan etkileşimi için istikrarlı bir yapı sağ-lamaktadır (Gagliardi, 2008: 437). Kurumların mülkiyet haklarını koruması ve sözleşmelerin uy-gulanırlığını sağlaması ise ekonomik kalkınmayı teşvik etmektedir. Dolayısıyla, kurumsal çerçeve ekonomik değişim ve ekonomik performansını önemli ölçüde etkilemektedir.

3. Metodoloji

3.1. Panel Birim Kök Testleri

Zaman serisi analizinde kullanılan birim kök test-leri, hem zaman hem de kesit boyunu içeren pa-nel veri için genişletilmiştir [Im, Pesaran ve Shin (2003)followed by N (the cross sectional dimen-sion, Levin, Lin ve Chu (2002), Hadri (2000) ve Pesaran (2007)]. Bu ilave boyut sayesinde testle-rin gücü artmıştır ancak yatay kesit bağımlılığı ve heterojenlik gibi yeni problemlere sebep olmuş-tur. Birinci nesil panel birim kök testleri, yatay kesit birimlerinin bağımsız olduğu varsayımına dayanmaktadır. Ortak bir şoktan etkilenen yatay kesitler olması durumunda (örneğin, 2008-2009 büyük ekonomik durgunluğu) bağımsızlık varsa-yımı gerçekçi olmayacaktır. Levin ve Lin (1992) ve Levin, Lin ve Chu (2002) gibi bazı birinci nesil panel birim kök testleri, panellerin homojen oldu-ğunu varsaymaktadır, Buna karşın Im, Pesaran, ve Shin (2003followed by N (the cross sectional dimension), Maddala ve Wu (1999), Hadri (2000) ve Choi (2001) gibi diğer testler heterojenliğe izin vermektedir.

Taylor ve Sarno (1998), Breuer, Mcnown ve Wal-lace (2002) ve Pesaran (2007) heterojenliğini yanı sıra yatay kesit bağımlılığını da hesaba katan ikin-ci nesil birim kök testlerini geliştirmiştir. Pesaran (2007) tarafından önerilen yatay kesitsel genişle-tilmiş Dickey-Fuller (cross-sectionally-augmented Dickey-Fuller - CADF) testi, her t dönemi için ortalama yatay kesitleri hesaplar ve yatay kesit bağımlılığını yaratan ortak faktörler olarak onla-rı modele dâhil eder. N yatay kesiti ve T zaman periyodu için aşağıdaki ADF regresyonu aşağıdaki gibidir;

(1)

Burada ve ’dir. CADF

testi, (1)’deki artıkların ortak olduğunu ve tüm se-rilerin;

(2) şeklindeki iki parçadan oluştuğunu varsayar. Bu-rada gözlenemeyen kısımdır ve bunun durağan olduğu varsayılır. ise her seri için kendine öz-güdür ve bağımsız ve özdeş dağılmaktadır. Bu modeldeki yatay kesit bağımlılığı gözlenemeyen kısımdan kaynaklanmaktadır.

Pesaran (2007), ’nin ortalaması sıfırdan farklı ol-duğunda ve iken gözlenemeyen kısmın

ve onun gecikmeli değerlerine

yak-laştığını göstermiştir. Her bir yatay kesit için ’deki potansiyel otokorelasyonu dikkate almak için

’nin gecikmeli değerleri ( )

modele dâhil edilmektedir. Böylece CADF süreci aşağıdaki EKK tahminine indirgenir:

(7)

45

(3)

için sıfır hipotezi,

alternatifine karşı test edilmektedir. Bu test için kritik değerler Pesaran (2007) tarafından hesaplanmıştır. Pesaran (2007) ayrıca, CADF tes-tinin hem hem de durumu için etkili olduğunu gösteren Monte Carlo simülasyonları gerçekleştirmiştir.

Daha sonra, panel birim kökün varlığına karar vermek için Pesaran (2007) tarafından yatay kesit-sel Shin (cross-sectional Im-Pesaran-Shin - CIPS) istatistiği hesaplanmıştır. CIPS ista-tistiği, her yatay kesit birimi için bulunan CADF değerlerinin aritmetik ortalamasıdır;

(4) Bu test istatistikleri Pesaran (2007)’da verilen kri-tik değerlerden daha küçük olduğunda, sıfır hipo-tezi (birim kök olduğu ya da şokların kalıcı oldu-ğu) reddedilmektedir.

3.2. Yatay Kesit Bağımlılığını Test Etme

Yatay kesit bağımlılığı, i yatay kesitindeki herhan-gi bir zamandaki şokun, aynı ya da daha sonraki bir dönemde j yatay kesitini etkilemesi anlamına gelmektedir. Yatay kesit bağımlılığı, mekânsal veya yayılma etkilerine veya gözlenmeyen ortak faktörlere bağlı olarak ortaya çıkabilir. Artıklar arasındaki korelasyon, ampirik analizlerde ince-lenmelidir. Bunun için en yaygın bilinen test, Bre-usch ve Pagan (1980)’ın Lagrange çarpanı (LM) testidir. LM istatistiği ( );

(5) şeklinde hesaplanabilir. Burada , EKK ile (3)’ün tahmininden elde edilen artıklar arasındaki basit korelasyon katsayısıdır. N sabit ve iken ar-tıklar arasında korelasyon olmadığı sıfır hipotezi altında dağılımı göstermektedir. Ancak iken istatistiği kullanılamamakta-dır. Bu problemin üstesinden gelmek için, Pesaran (2004), büyük N ve büyük T için alternatif istatistiğini üretmiştir;

(6) test istatistiği, büyük T için normal dağılıma sahiptir ve olduğunda da uygundur. testine ek olarak Pesaran (2004), sırayı dikkate

almaksızın ve olması durumunda

kullanılabilecek olan CD istatistiğini geliştirmiş-tir;

(7)

CD testi hem hem de olduğunda kullanılabilmektedir.

3.3. Eğim Homojenliğini Test Etme

Birim kök, eştümleşme ve nedensellik testlerinin uygulanması için önemli bir husus, modeldeki eğim katsayılarının homojen veya heterojen bir yapıya sahip olup olmadığıdır. Pesaran ve Yama-gata (2008), yatay kesit birimleri arasındaki he-terojenliği incelemek için eğim homojenliği tes-ti Delta tes-tilde ve düzeltes-tilmiş Delta tes-tilde testlerini geliştirmiştir. Bu testler yatay kesit sayısı zaman periyodundan büyük olduğunda da geçerlidir. Sa-bit etkiler ve heterojen eğimler varsayımı altında aşağıdaki model tahmin edilmektedir:

(8)

Burada ;

boyut-lu birler vektörü; ;

boyutlu bilinmeyen eğim katsayıları vektörü ve ’dir. Tüm i değerleri için

sıfır hipotezine karşı için alternati-fi test edilmektedir. Eğer sıfır hipotezi reddedile-mezse, serilerin homojen olduğu sonucuna ulaşılır.

3.4. Eştümleşmeyi Test Etme

Eğer veride birim kök varsa, değişkenler arasın-daki eştümleşme ilişkileri analiz edilmelidir. Panel veride değişkenler arasındaki uzun dönem ilişki-ler için testilişki-ler, ampirik literatürde yaygın olarak kullanılmaktadır (Pedroni, 1999, 2004; Wester-lund, 2007; Westerlund ve Edgerton, 2007; Wes-terlund, 2008). Eğer yatay kesit bağımlılığı varsa,

(8)

46 Westerlund (2008) eştümleşmeyi test etmek için Durbin-H yöntemini önermektedir. Bu test, grup ve panel için eştümleşme ilişkilerini ayrı ayrı in-celer. Grup eştümleşme testi, otoregresif paramet-relerin yatay kesitler arasında değişmesine izin vermektedir. Sıfır hipotezinin reddedilmesi, en azından bazı yatay kesitler için eştümleşme ilişki-lerinin olası olduğu anlamına gelmektedir. Panel eştümleşme testi, otoregresif parametrelerin tüm yatay kesitler için aynı olduğunu varsaymaktadır. Bu durumda sıfır hipotezinin reddedilmesi, tüm yatay kesitlerde eştümleşme ilişkisinin olduğunu ifade etmektedir.

3.5. Eştümleşme Katsayılarını Tahmin Etme

Eştümleşme ilişkisinin varlığı tespit edildikten sonra, ilişkiye ait uzun dönem eştümleşme katsa-yıları elde edilmektedir. Katsayı tahmin yöntem-lerinden biri Pedroni (2001) tarafından geliştirilen FMOLS (Full Modified Ordinary Least Square) yöntemidir. FMOLS yöntemi, standart sabit etkili tahmincilerdeki (otokorelasyon, değişen varyans gibi sorunlardan kaynaklanan) sapmaları düzeltir-ken yatay kesitler arasında heterojenliğe izin ver-mektedir.

4. Veri Seti ve Ampirik Sonuçlar

Kurumsal yapının ekonomik büyüme üzerindeki etkisini açıklamak için 2003-2014 yılları arasın-da Türkiye dâhil 107 ülke için analiz yapılmış-tır. Veri setine dâhil edilen ülkeler Ek Tablo 1’de sunulmaktadır. Ekonomik ve politik özgürlükler kurumsal yapının gelişmişliğini göstermektedir. Ekonomik Özgürlük endeksi ülkeleri 1 ila 10 ara-sındaki özgürlük seviyelerine göre sıralamaktadır. Bu endekste 1 ve 10, sırasıyla en kötü ve en iyi özgürlük seviyesini göstermektedir. Politik

özgür-lükleri temsil etmek için Politik Haklar ve Sivil Özgürlükler endekslerinin ortalaması kullanılmış-tır. Bu endeksler, 1 en yüksek ve 7 en düşük özgür-lük düzeyini temsil edecek şekilde 1-7 arasında bir ölçektedir. Politik özgürlükler, yorumlamada ko-laylık sağlamak için Ekonomik Özgürlük endeksi ile aynı ölçeğe dönüştürülmüştür. Bu dönüşüm, ülkelerin sırasını tersine çevirerek ve 1 ile 10 ara-sında yeniden ölçeklendirerek yapılmaktadır. Kurumsal yapının performansını gösteren değiş-kenler olarak yolsuzluk, istikrar, hukukun üstünlü-ğü ve hesap verebilirlik değişkenleri ülkeler için-deki yüzdelik sırasına göre ele alınmıştır. Yüzdelik sıralaması, 0 en düşük sıraya, 100 en yüksek sı-raya karşılık gelecek şekilde ülkenin sıralamasını belirtmektedir. Yolsuzluğun kontrolü, hem küçük hem de büyük yolsuzluk biçimleri de dâhil olmak üzere, özel çıkarlar için kamu gücünün ne ölçüde uygulandığına ilişkin algıların yanı sıra devletin seçkinler ve özel yatırımlar tarafından “ele geçiril-mesi” kavramlarını da kapsamaktadır. Yolsuzluk değişkeni, yolsuzlukla mücadelede başarılı olmayı yüzde cinsiden göstermektedir. Politik istikrar ve şiddet/terörizmin bulunmaması, politik istikrar-sızlık ve/veya terörizm de dahil olmak üzere po-litik olarak güdülenmiş şiddet olasılığı algılarını ölçmektedir. Hukukun üstünlüğü, karar vericilerin toplum kurallarına ne derecede güvenip uyduğu algısını ve özellikle sözleşme yükümlülüklerinin, mülkiyet haklarının, polis ve mahkemelerin kali-tesi ile suç ve şiddet olasılığına ilişkin algıları kap-samaktadır. Konuşma yetkisi ve hesap verebilirlik, ülke vatandaşlarının hükümetlerini seçmenin yanı sıra, ifade özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü ve özgür medya seçimine ne ölçüde katıldığına iliş-kin algıları ölçmektedir. Kullanılan değişkenler ve değişkenlerin elde edildiği kaynaklar Tablo 1’de özetlenmektedir.

(9)

47

Tablo 1. Analizde Kullanılan Değişkenler ve Kaynakları

Değişken Kaynak

GSMH: GSMH Büyüme Oranı (yıllık %) The World Bank

Ekonomik: Ekonomik Özgürlük Özeti Endeksi (1-10 arasında) Fraser Institute

Politik: (8-Politik Haklar ve Sivil Özgürlüklerin ortalaması)*10/7 (1-10 arasında) Freedom House Yolsuzluk: Yolsuzluğun Kontrolü (Yüzdelik Sıralaması) The Worldwide Governance

Indicators (WGI)

İstikrar: Politik İstikrar ve Şiddet/Terörizmin Bulunmaması (Yüzdelik Sıralaması) The Worldwide Governance Indicators (WGI)

Hukukun Üstünlüğü: Hukukun Üstünlüğü (Yüzdelik Sıralaması) The Worldwide Governance Indicators (WGI)

Hesap Verebilirlik: Konuşma Yetkisi ve Hesap Verebilirlik (Yüzdelik Sıralaması) The Worldwide Governance Indicators (WGI)

Kurumsal Yapı: Yolsuzluk, İstikrar, Hukuk ve Hesap Verebilirlik değişkenlerinin

ortalaması

Yolsuzluk, istikrar, hukukun üstünlüğü ve hesap verebilirlik değişkenleri arasında korelasyon çok yüksek olduğundan tahminlenen modelde çoklu doğrusal bağlantı sorununa yol açmaktadır. Bu ne-denle bu değişkenlerin ortalaması alınarak

kurum-sal yapının göstergesi olan yeni bir değişken elde edilmiştir. Tanımlayıcı istatistikler Tablo 2’de ve ilgili değişkenlere ait korelasyon matrisi ise Tablo 3’te ve gösterilmektedir.

(10)

48 Tablo 2. Tanımlayıcı İstatistikler, 2003-2014

Değişken Örneklem Ortalama Standart Sapma Minimum Maksimum Gözlem Sayısı GSMH tümü 4.106957 4.103424 -14.8142 34.5 N=1284 gruplar-arası 2.320408 -0.7546385 11.87075 n=107 grup-içi 3.391159 -16.63233 29.13532 T=12 Ekonomik tümü 6.887492 0.7472093 4.81 8.57 N=1284 gruplar-arası 0.7159006 5.201667 8.315 n=107 grup-içi 0.2240584 5.818326 8.103325 T=12 Politik tümü 7.385959 2.370466 2.14286 10 N=1284 gruplar-arası 2.324883 2.14286 10 n=107 grup-içi 0.510266 3.338338 11.01691 T=12 Yolsuzluk tümü 53.37931 27.21965 1.4218 100 N=1284 gruplar-arası 26.81279 5.4164 99.75668 n=107 grup-içi 5.305434 22.5042 80.69656 T=12 İstikrar tümü 54.64104 26.87288 4.6948 100 N=1284 gruplar-arası 26.6802 5.936833 99.27942 n=107 grup-içi 4.052371 34.83592 84.30865 T=12 Hukukun Üstünlüğü tümü 53.27313 26.9786 2.40385 100 N=1284 gruplar-arası 26.72253 5.004524 99.48312 n=107 grup-içi 4.45797 26.29046 76.27184 T=12 Hesap Verebilirlik tümü 54.64104 26.87288 4.6948 100 N=1284 gruplar-arası 26.6802 5.936833 99.27942 n=107 grup-içi 4.052371 34.83592 84.30865 T=12 Kurumsal Yapı tümü 53.98363 25.71701 5.7774 99.8798 N=1284 gruplar-arası 25.59507 8.082352 99.22307 n=107 grup-içi 3.445821 37.75644 73.11385 T=12

Tablo 3. Korelasyon Matrisi

Yolsuzluk İstikrar ÜstünlüğüHukukun VerebilirlikHesap

Yolsuzluk 1.0000 0.8274 0.9448 0.8274

İstikrar 0.8274 1.0000 0.8331 1.0000

Hukukun Üstünlüğü 0.9448 0.8331 1.0000 0.8331

Hesap Verebilirlik 0.8274 1.0000 0.8331 1.0000

Analize başlamak için ilk olarak yatay kesit ba-ğımlılığı ve homojenlik tespit edilmektedir. Yatay kesit bağımlılığı, bir ülkede meydana gelen şokun aynı zamanda veya daha sonraki zamanlarda diğer ülkeleri etkilemesidir. Yatay kesit bağımlılığını in-celemek için üç alternatif test kullanılmıştır. İlk iki test CDLM1 (Breusch-Pagan, 1980) ve CDLM2 (Pesaran, 2004), N ve T’nin sonsuza gittiği

du-rumlarda daha uygundur. CD testi (Pesaran, 2004) ise, çalışmamızda olduğu gibi büyük N ve küçük T durumlarına uygundur. Tablo 4, yatay kesit ba-ğımlılığı test sonuçlarını göstermektedir. GSMH ve Ekonomik özgürlük değişkenlerine ait sabitli modelin ve hem sabit hem de trend içeren modelin CD test sonucu hariç, tüm testler için tüm değiş-kenlerde yatay kesit bağımlılığı bulunmuştur.

(11)

49

Tablo 4. Yatay Kesit Bağımlılığı Test Sonuçları

CDLM1 CDLM2 CD

Değişken Sabit Sabit + Trend Sabit Sabit + Trend Sabit Sabit + Trend

GSMH 9552.7863*** 11961.2484*** 36.4491*** 59.0640*** -0.6865 0.4838

Ekonomik 9721.6322*** 11391.1710*** 38.0345*** 53.7111*** 0.6643 -0.9413

Politik 11542.9720*** 12540.6326*** 55.1365*** 64.5043*** 5.5727*** 6.1915***

Kurumsal Yapı 11723.7548*** 12118.1985*** 56.8340*** 60.5377*** 4.5899*** 4.332***

Not: *** , ** ve * sırasıyla %1 , %5 ve %10 önem düzeyinde sıfır hipotezinin reddedildiğini göstermektedir. CDLM1: Breusch-Pagan (1980) LM testi (N sabit, ), CDLM2: Peseran (2004) ( ), CD: Peseran (2004) ( ).

Tablo 5. Homojenlik Test Sonuçları

Delta tilde ( ) Düzeltilmiş Delta tilde ( )

Bağımlı

Değişken Test istatistiği Olasılık Test istatistiği Olasılık

GSMH -2.354 0.991 -3.001 0.999

Eğim katsayılarının homojenliğini incelemek için Pesaran ve Yamagata (2008) tarafından geliştiri-len homojenlik testi uygulanmış ve test sonuçları Tablo 5’te verilmiştir. Tüm bağımsız değişkenler için eştümleşme denklemindeki eğim katsayıları-nın homojen olduğunu test eden sıfır hipotezi red-dedilememektedir. Böylece, verilerin yatay kesit bağımlılığına sahip olduğu ve eğim katsayılarının homojen olduğu sonucu çıkmaktadır.

Analizdeki ikinci aşama panel birim kök testle-rinin uygulanmasıdır. Değişkenlerin durağanlığı, Levin-Lin-Chu (LLC), Im-Pesaran-Shin (IPS) ve CADF testleri ile kontrol edilmektedir. LLC testi,

panellerin homojen olduğunu varsaymaktadır, IPS testi heterojenliği dikkate almaktadır. CADF testi ise hem yatay kesit bağımlılığına hem de hetero-jenliğe izin vermektedir. LLC ve IPS test sonuçları Tablo 6’da özetlenmektedir. LLC testi sabitli mo-del ve hem sabit hem de trendli momo-del için tüm de-ğişkenleri düzeyde durağan olarak bulmuştur. IPS testine göre, politik özgürlükler değişkeni sabitli ve hem sabit hem de trendli model için düzeyde birim kök içermektedir. IPS testi aynı zamanda, kurumsal yapı değişkeninin de düzeyde sabit ve trendli modelde birim kök içerdiğini tespit etmek-tedir. Değişkenlerin tümü birinci farklarda her iki test için de durağandır.

Tablo 6. Birinci Nesil Panel Birim Kök Test Sonuçları

Levin-Lin-Chu Im-Pesaran-Shin

Düzey Sabit Sabit + Trend Sabit Sabit + Trend

GSMH -19.1782*** -17.7782*** -8.56121*** -4.13167*** Ekonomik -17.2119*** -18.0398*** -5.91270*** -2.09748*** Politik -4.35596*** -4.35432*** 0.64397 1.52448 Kurumsal Yapı -6.97190*** -8.98437*** -1.43497* 0.68200 Birinci Farklar GSMH -23.2221*** -21.6705*** -15.1208*** -5.87373*** Ekonomik -18.0447*** -18.0535** -9.76490*** -3.62095** Politik -3.26648*** -5.96669*** -4.39068*** -1.30960* Kurumsal Yapı -11.4095*** -15.3184*** -7.58390*** -2.92792***

(12)

50 Tablo 7. CIPS Test Sonuçları

CIPS

Sabit Sabit + Trend

GSMH -2.1333 -2.4477

Ekonomik -1.5139 -2.3385

Politik -2.4248 -2.6539

Kurumsal Yapı -3.0337 -3.7310

Not: *** , ** ve * sırasıyla %1 , %5 ve %10 önem düzeyinde sıfır hipotezinin reddedildiğini göstermektedir. Pesaran (2007)’deki Tablo 1(b) ve 1(c), T=10 ve N=100 için %1 , %5 ve %10 anlamlılık düzeylerinde kritik değerleri sabit terimli model için -5.89, -3.96, -3.28; sabit terim ve trendli model için -7.40, -4.88, -4.01 olarak vermektedir.

Tablo 8. Durbin-H Eştümleşme Testi Sonuçları

Bağımlı Değişken: GSMH Durbin-H Grup İstatistiği 986.926***

Durbin-H Panel İstatistiği 0.748

Not: *** , ** ve * sırasıyla %1 , %5 ve %10 önem düzeyinde sıfır hipotezinin reddedildiğini göstermektedir.

Verilerde yatay kesit bağımlılığı tespit edildiği göz önüne alınarak, ikinci nesil birim kök testlerinden CADF test uygulanmıştır. 107 tane yatay kesit boyutu bulunmaktadır bu nedenle burada CADF değerlerinin aritmetik ortalaması olan CIPS ista-tistikleri raporlanmıştır. CIPS test sonuçları her iki modele göre de tüm değişkenler düzeyde birim köke sahip olduğunu göstermektedir. CIPS test is-tatistikleri Tablo 7’de sunulmaktadır.

Tablo 6 ve Tablo 7’deki sonuçlar birlikte değerlen-dirildiğinde serilerin düzeyde durağan olmadığı ve I(1) özelliği gösterdiği görülmektedir. Değişkenler düzeyde durağan olmadığından üçüncü aşamada aralarında eştümleşme olup olmadığı incelenmek-tedir. Değişkenler arasındaki eştümleşme ilişkisi yatay kesit bağımlılığına izin veren Durbin-H tes-ti (Westerlund, 2008) ile incelenmiş ve sonuçlar Tablo 8’de verilmiştir.

Otoregresif parametrelerin yatay kesitler arasında değişmesine izin veren grup eştümleşme testine göre bazı yatay kesitler için eştümleşme ilişkile-ri bulunmaktadır. Otoregresif parametreleilişkile-rin tüm yatay kesitler için aynı olduğunu varsayan panel eştümleşme testi, tüm yatay kesitlerde eştümleşme ilişkisi olmadığını ifade etmektedir.

Bu noktaya kadar olan kısımda değişkenlerin du-rağan olmadığı ve grup eştümleşme testine göre eştümleşik olduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle, bu değişkenler arasındaki uzun dönem ilişki araş-tırılabilir. Bu uzun dönem ilişkisini incelemek için analizin son aşamasında, gruplandırılmış panel tahmin yöntemini kullanarak FMOLS (Pedroni, 2001) modeli tahmin edilmiş ve tahmin sonuçları Tablo 9’da özetlenmiştir.

Tablo 9. FMOLS Tahmin Sonuçları

Katsayı t-istatistiği

Ekonomik 0.759350** 2.172346

Politik 1.896865** 2.188446

Kurumsal Yapı 0.158519*** 2.671174

(13)

51 Ekonomik ve politik özgürlükler ile kurumsal yapı

değişkenlerine ait katsayıların işareti beklentile-re uygun olarak pozitif ve katsayılar istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. Ekonomik özgürlük endeksinin uzun dönemde %1 artması panel ge-neli için GSMH’yi yaklaşık % 0.76 arttıracaktır. Uzun dönemde ülkelerin politik özgürlük endek-sindeki %1’lik artış, GSMH’yı yaklaşık olarak %1.9 arttıracaktır. Hukukun üstünlüğü, yolsuzlu-ğun önlenmesi, istikrar ve hesap verebilirlik yüz-delik sıralamalarının ortalaması alınarak elde edi-len değişken, kurumsal yapıların performansı için bir gösterge niteliğindedir. Genel olarak kurum-ların performansındaki %1’lik artış uzun vadede GSMH’yı yaklaşık % 0.16 arttırmaktadır.

Sonuç

Çalışmada kurumsal yapının ülkelerin ekonomik büyümeleri üzerinde meydana getirdiği etki panel veri analiz yöntemi ile araştırılmıştır. Analiz 2003-2014 yılları arasını ve 107 ülkeyi kapsamaktadır. Analiz 4 aşamadan oluşmaktadır. İlk aşamada yatay kesit bağımlılığı (Breusch ve Pagan, 1980; Pesaran, 2004) ve homojenlik testi (Pesaran ve Ya-magata, 2008) uygulanmıştır. Değişkenlerde yatay kesit bağımlılığı tespit edilmiş ve eğim katsayıları-nın homojen olduğu bulunmuştur. İkinci aşamada serilerin durağan olup olmadığı LLC (Levin, Lin ve Chu, 2002), IPS (Im, Pesaran ve Shin, 2003) ve CADF (Pesaran, 2007) birim kök testleri kul-lanılarak incelenmiş ve serilerin düzeyde durağan olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Üçüncü aşamada Durbin-H testi (Westerlund, 2008) ile serilerde eştümleşmenin varlığı araştırılmış ve grup eştüm-leşme testine göre eştümeştüm-leşme bulunmuştur. Son aşamaya gelindiğinde ise, FMOLS yöntemi ile uzun dönem eştümleşme katsayıları elde edilmiştir (Pedroni, 2001).

Ekonomik, politik özgürlükler ve kurumsal yapı-nın ülkelerin büyümesi üzerinde pozitif ve anlamlı bir etkisi olduğu bulunmuştur. Ekonomik özgür-lüklerde, uzun dönemde %1’lik artış panel gene-li için GSMH’yi yaklaşık % 0.76 arttırmaktadır. Politik özgürlük endeksindeki ülkeler genelinde %1’lik artış, GSMH’yı yaklaşık olarak %1.9 art-tıracaktır. Kurumsal yapının performansında mey-dana gelen ortalama %1’lik artış ekonomik büyü-mede oranını yaklaşık % 0.16 arttırmaktadır. An-cak bu etkinin büyüklüğü, özgürlükler alanındaki kadar kuvvetli değildir.

Sonuç olarak çalışmada elde edilen bulgular, ku-rumsal yapının ülkelerin ekonomik performans-larını etkileyen önemli faktörlerden biri olduğunu ortaya koymaktadır. Elde edilen sonuçtan hare-ketle, ülkelerin büyümesinde ve kalkınmasında önemli bir rol oynayan kurumsal yapının sağlam-laştırılmasına yönelik olarak belirlenecek politi-kalar ile daha yüksek bir ekonomik performansın sağlanabileceği söylenebilmektedir. Dolayısıyla bir ülkenin yasaları, politikaları, hukuk sistemi vb. uygulamaları sonucunda kurumlar ve kurum-sal yapılar doğrudan etkilenmekte ve buna bağlı olarak da ülkelerin ekonomik büyümeleri değiş-mektedir.

Bu çalışmada kurumsal yapıyı ölçmek için yolsuz-luk, istikrar, hesap verilebilirlik ve hukukun üstün-lüğü değişkenleri ile ekonomik ve politik özgür-lükler değişkenleri birlikte kullanılmıştır. Ancak literatürde kurumsal yapıyı ölçmede kullanılan mülkiyet hakları, beşeri ve sosyal sermaye ve tek-noloji gibi kurumsal yapıyı temsil eden değişken-lerin de dikkate alınması bu alana ilişkin literatüre daha da katkı sağlayacaktır.

Kaynakça

ACEMOĞLU, Daron ve James ROBINSON; (2008), The Role of Institutions in Growth and Development Commission on Growth and Development, World Bank Publications, Washing-ton DC.

ACEMOĞLU, Daron, Simon JOHNSON ve James A. ROBIN-SON; (2005), “Institutions as a Fundamental Cause of Long-Run Growth”, Hand book of Economic Growth, 1, ss. 385-472. ACEMOĞLU, Daron; (2008), “Oligarchic Versus Democratic Societies”, Journal of the European Economic Association, 6(1), ss. 1-44.

ARTAN, Seyfettin ve Pınar HAYALOĞLU; (2013), “Ülkelerarası Büyüme Farklılıklarının Açıklanmasında Kurumsal Yapının Rolü: Panel Veri Analizi”, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İİBF Dergisi, 8(3), ss. 31-54.

ARTAN, Seyfettin ve Pınar HAYALOĞLU; (2014), “Kurumsal Yapı ve İktisadi Büyüme İlişkisi: Türkiye Örneği”, Sosyoeko-nomi, 2, ss. 347-365.

BAKIRTAŞ, Doğan; (2014), “Kurumsal İktisat Perspektifin-den Vergi Kültürü ve Ekonomik Gelişme: Teori ve Uygulama”, (Yayınlanmamış Doktora Tezi), İzmir: Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

BREUER, Janice Boucher, MCNOWN, Robert ve Myles WAL-LACE; (2002), “Series-specific Unit Root Tests with Panel Data”, Oxford Bulletin of Economics and Statistics, 5, ss. 527-546.

(14)

52 BREUSCH, Trevor Stanley ve Adrian Rodney PAGAN; (1980),

“The Lagrange Multiplier Test and its Applications to Model Specification in Econometrics”, The Review of Economic Stud-ies, 47(1), ss. 239-253.

BUSH, Paul D; (1983), “An Exploration of the Structural Char-acteristic of a Veblen- Ayres-Foster Defined Institutional Do-main”, Journal of Economic Issues, 17(1), ss.35-66.

CHOI, In; (2001), “Unit root tests for panel data”, Journal of International Money and Finance, 20, ss. 249-272.

COMMONS, John Rogers; (1931), “Institutional Economics”, American Economic Review, 21, ss. 648-657.

FICHTER, Joseph; (1990), “Sosyoloji Nedir?”, Çev. Nilgün Çelebi, Selçuk Üniversitesi FEF Yayınları, Konya.

GAGLIARDI, Francesca; (2008), “Institutions and Economic Change: A Critical Survey of the New Institutional Approaches and Empirical Evidence”, Journal of Socio-Economics, 37(1), ss.416-443.

GÖKALP, M. Faysal ve Ercan BALDEMİR; (2008), “Kurumsal Yapı ve Ekonomik Büyüme İlişkisi”, Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 8(1), ss. 212-226.

GRIEF, Avner; (2006), “Institution and the Path to the Modern Economy: Lessons from Medieval Trade”, Cambridge Univer-sity Press, ABD.

HADRI, Kaddour; (2000), “Testing for Stationarity in Heteroge-neous Panel Data”, The Econometrics Journal, 3, ss. 148-161. IM, Kyung So, PESARAN, Mohammad Hashem ve Yongcheol SHIN; (2003), “Testing for unit roots in heterogeneous panels”, Journal of Econometrics, 115(1), ss. 53-74.

KAPP, K. William; (1968), “In defense of Institutional Econom-ics”, The Swedish Journal of Economics, 70(1), ss.1-18. LEVIN, Andrew ve Chien-Fu LIN; (1992), Unit Root Tests in Panel Data, Asymptotic and Finite-Sample Properties, No. 92-93, San Diego.

LEVIN, Andrew, LIN, Chien-Fu ve Chia-Shang James CHU; (2002), “Unit root tests in panel data: Asymptotic and finite-sample properties”, Journal of Econometrics, 108(1), ss. 1-24. MADDALA, Gangadharrao Soundalyarao ve Shaowen WU; (1999), “A comparative study of unit root tests with panel data and a new simple test”, Oxford Bulletin of Economics and Sta-tistics, 61(S1), ss. 631-652.

NEALE, Walter C.; (1987), “Institutions”, Journal of Economic Issues, 21(3), ss. 1177-1206.

NORTH, Douglass Cecil; (2002), “Kurumlar, Kurumsal Değişim ve Ekonomik Performans”, Çev. Gül Çağalı Güven, Sabancı Üniversitesi Yayınları, İstanbul.

ÖZDEMİR, Pınar; (2015), “Kurumlar, Yönetişim ve Ekonomik Gelişme”, Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dok-tora Tezi, Adana.

PEDRONI, Peter; (1999), “Critical values for cointegration tests

in heterogeneous panels with multiple regressors”. Oxford Bul-letin of Economics and Statistics, 61(S1), ss. 653-670. PEDRONI, Peter; (2000), “Fully-Modified OLS for Heteroge-neous Cointegrated Panels”, Advances in Econometrics, 15, ss. 93-130.

PEDRONI, Peter; (2004), “Panel Cointegration: Asymptotic and Finite Sample Properties of Pooled Time Series Tests with an Application to the PPP Hypothesis”, Econometric Theory, 20, ss. 597-625.

PESARAN, Mohammad Hashem; (2004), General Diagnostic Tests for Cross Section Dependence in Panels, No. CWPE 0435, Mimeo, University of Cambridge, Cambridge.

PESARAN, Mohammad Hashem; (2007), “A Simple Panel Unit Root Test in the Presence of Cross Section Dependence”, Journal of Applied Econometrics, 22, ss. 265-312.

PESARAN, Mohammad Hashem ve Takashi Yamagata; (2008), “Testing slope homogeneity in large panels”, Journal of Econometrics, 142, ss. 50-93.

SOWELL, Thomas; (1967), “The Evolutionary Economics of Thorstein Veblen”, Oxford Economic Papers, New Series, 19(2), ss. 177-198.

ŞAHBAZ, Ahmet; (2013), “Mülkiyet Hakları ile Ekonomik Büyüme Arasındaki İlişki: AB Ülkeleri Üzerine Ampirik Bir İnceleme”, Sosyoekonomi, 2, ss.161-179.

TAYLOR, Mark P. ve Lucio SARNO; (1998), “The behavior of real exchange rates during the post- Bretton Woods period”, Journal of International Economics, 46, ss. 281-312.

TÜRK DİL KURUMU; (2016), “Kurum”, http://www.tdk.gov.tr/ index.php?option=com_bts&arama =kelime&guid=TDK.GTS.5 78bf7311331d7.05390987, (20.04.2017).

VEBLEN, Thorstein; (1909), “The Limitations Marginal Utility”, Journal of Political Economy, 17(9), ss. 620-636.

VEBLEN, Thorstein; (1961), “Theory of the Leisure Class: An Economic Study in the Evolution of Institutions”, New York: Random House.

VOIGT, Stefan; (2009), “How (not) to Measure Institutions”, Joint Discussion Paper Series in Economics, 37, ss. 1-25. YILDIRIM, Selim; (2010), “Kurumların Dinamik Yapısının Eko-nomik Büyüme Üzerine Etkisinin Analizi”, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 10(3), ss. 111-126.

WESTERLUND, Joakim; (2007), “Testing for error correction in panel data”, Oxford Bulletin of Economics and Statistics, 69(6), ss. 709-748.

WESTERLUND, Joakim; (2008), “Panel Cointegration Tests of the Fisher Effect”, Journal of Applied Econometrics, 23, ss. 193-233.

WESTERLUND, Joakim ve David L. EDGERTON; (2007), “A panel bootstrap cointegration test”, Economics Letters, 97, ss. 185-190.

(15)

53

Ek Tablo 1. Analize dâhil edilen ülkeler

Arnavutluk Danimarka İrlanda Madagaskar Ruanda

Almanya Ekvador İspanya Malawi Senegal

ABD El Salvador İsrail Mali Şili

Arjantin Endonezya İsveç Mauritius Sırbistan

Avustralya Ermenistan İsviçre Meksika Slovenya

Avusturya Estonya İtalya Moğolistan Sri Lanka

Azerbaycan Etiyopya İzlanda Moldova Tanzanya

Bahreyn Fas Jamaika Moritanya Tayland

Bangladeş Fiji Japonya Mozambik Togo

Belçika Fildişi sahili Kamerun Namibya Tunus

Belize Filipinler Kanada Nepal Türkiye

Benin Finlandiya Karadağ Nijer Uganda

Birleşik Krallık Fransa Kazakistan Nijerya Ukrayna

Bolivya Gana Kenya Nikaragua Umman

Botsvana Guatemala Kolombiya Norveç Ürdün

Brezilya Güney Afrika Kosta Rika Pakistan Uruguay

Bulgaristan Gürcistan Kuveyt Panama Vietnam

Burkina Faso Guyana Lesoto Paraguay Yeni Zelanda

Burundi Hindistan Letonya Peru Yunanistan

Çad Hırvatistan Litvanya Polonya

Cezayir Hollanda Lüksemburg Portekiz

Referanslar

Benzer Belgeler

S ayın Samet Ağaoğlu eleştirm e­ lerinde, benim D em okrat Parti tarihini,-aşağı yukarı daha A ta­ tü rk devrinde başlamış büyük bir sosyal değişiklik

Bir dizi tarihsel kanıt, ekonomisinde kurumların çoğuna sahip olan zengin ülkelerin, belirli bir ekonomik refah seviyesine ulaştıktan sonra değil ekonomik kalkınmaya

Burcu PEHL‹VANO⁄LU Sanatta Yeterlilik Makalesi HIP Otel (Kendine Özgü Mekanlar /Highly Individual Places) Olarak Tan›mlanan Konaklama Mekanlar›n›n Analizi / The Analysis of

Correction of inverted nipple: an alternative method using two triangular areolar dermal flaps. Ann Plast

Bu bölümde uyku kayıtları, klasik evreleme metotları ve BİS sistemine göre farklı dönemlere bölünmüş ve bu dönemler için işitsel uyarılma potansiyelleri

The aim of this activity is to help students make connections between the reflection of light and real life, make predictions about the situations that may occur as a result

KG: Öyleyse 1915 gibi İstanbul’a çalışmaya geldi ve ayakkabı boya imalatçısı Ermeni ustasının yanına çırak olarak girdi, desek, Şafak Boya Sanayi A.Ş.’nin web

Hemiparetik Serebral Palsili çocuklarda sadece Bobath tedavisi alanlar ile Bobath tedavisine ek ev egzersizi olarak uygulanan Ayna tedavisinin el becerileri üzerine