• Sonuç bulunamadı

Tarihsel Kadın

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Tarihsel Kadın"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

6 AĞUSTOS 2006 PAZAR

SANATA BAKIŞ

SELMt ANDAK

Tarihsel Kadın

Dünyada tarih yaratan kadınlar vardır. Dünyada in­ sanlığa hizmet etmiş ve etmekte olan kadınlar vardır. Savaşa hayır diyen, barış isteyen kadınlar vardır. İşte

Jeanne D’arc, Madame Curie ve bilinen, hatta var­ lıkları unutulan kadınlar vardır... Ve politikada, sosyal yaşamda, sanatta ekol yaratmış ve yaratmaya devam eden kadınlar vardır... Varlıkları ile ulus yaratmış ve ye­ niliklerle, ileri görüşle dünya yaratmaya çalışan, emek veren kadınlar vardır... İşte, bu insanlardan biri, geçen­ lerde yaşamını yitiren ve arkasında onun görüşlerini paylaşan anılarını, bizlere ancak bırakan, bir kişi idi.

Duygu Asena... Evet, Duygu Asena!..

Duygu Asena’yı sadece "kadın hakları ” nı savunan ve korumak için çaba sarf eden, feminist akımın bir öncüsü olarak tanımlamak ve şimdi ölümünden son­ ra anılarını incelemek ve yayına iletmek, magazinsel bir tutumdan öteye geçmez ve asıl Duygu Asena’yı tüm kişiliğiyle, anılarıyla değerlendirmek sınırına ulaş­ maz! Bu durum çok önemli bir nokta üzerinde oyna­ maktır. Şimdi, hiç olmazsa Duygu Asena’nın ölümsüz kişiliği, gerçekleriyle incelenerek onun nice nitelikle­ rini tekrar ortaya çıkarmak gerekir. Şöyle ki:

Duygu Asena’nın temelden bir özelliği, onun gaze­ teci karakterini çok araştırmacı, bilgili ve duygulu

biçimde taşıyarak yazılarına döktüğü zaman okuyu­ cuda da heyecan uyandırma kabiliyeti idi. Duygu’nun ikinci özelliği: Dünya görüşü olarak Duygu Asena fe­ minist düşüncenin ve kadın-erkek eşitliği savunu­ culuğunun cesur ve ateşli bir emekçisi olarak Aydın­ lanma Devrimi’nin güçlü bir üyesi sayılırdı. Bu kadın haklarına dayanılarak Fransa’da oy verme ve seçilme hakkı 1944’te tanındı.. Türkiye’de 1934 yılında tanın­ dı...

Bir durumu da unutmamak gerek. O da Duygu Ase- na’nın kız kardeşi İnci Asena'dan gördüğü çalışma desteği idi.

Duygu Asena basında yaptığı çalışmaları ile birlik­ te, kitap olarak yayımlanan eserleriyle de topluma ya­ kınlaşmış bir yazar sayılırdı, özellikle "Kadının Adı Yok” adlı kitabı, yayımlandığı 1987 yılında ilgi rekoru kırmıştı. Aynı zamanda Türkiye’de ilk kez yasal gös­ teri sayılan Kadınlar Yürüyüşü, ilk feminist eylem ola­ rak da sayıldı ve “Dayağa Karşı Yürüyüş” niteliğini ka­ zandı.. Duygu Asena 1972 yılında Hürriyet gazetesin­ de çalışmalarıyla birlikte “Kelebek"te muhabirlik ve kö­ şe yazarlığı yaptı. 1976-78 yıllarında Man Ajans’ta metin yazarlığı görevini üstlenmişti. Sonra Gelişim Ya- yınları’nda genel yayın yönetmeni oldu. Bu dönemde Sabah, Söz, Güneş, Milliyet, Vatan gazetelerinde yö­ neticilik, köşe yazarlığı ve söyleşi yazarlığı yaptı... Bü­ tün bu uğraşların yanı sıra Duygu Asena’nın yaşama veda edişinden sonra, ortaya çok önemli bir soru çı­ kıyor? BS sorunun da dayandığı konu, ölümsüz insan Duygu Asena için yazılan, çizilen ve yapılan etkinlik­ lerde az çok yer almıyor?! Soralım öyleyse...

Duygu Asena’nın yaşam süresinde, sanat ile yakın­ lığı ve ilgisi neydi, ne kadardı? Bu soruya, tek bir söz­ le yaklaşalım:

Duygu Asena’nın, yurtiçindeki ve yurtdışından ko­ nuk olarak gelmiş, en önemli, ünlü ve başarılı sanat­ çılar ile yaptığı söyleşiler, onlar için yazdığı yazılar ve her türlü etkinlikler, bu sanatçıların eserleri kadar de­ ğer taşıyor...

Referanslar

Benzer Belgeler

Hauner’e göre uyku sırasında tek bir korkulu anının tekrarlı olarak canlandı- rılması, anıların gece uykusunda doğal bi- çimde, gelişigüzel canlanmasından daha

CERN ’in yaptığı açıklamaları dikkatle takip edenlerin hatırlayacağı gibi, geçen sene Temmuz ayında yapılan açıklamada kesin olarak yeni bir parçacık bulunduğu ve

İsmail Çelik ile kanser, kansere neden olan etkenler ama en önemlisi de kanser tedavisinde modern tıp yöntemlerinin ne kadar önemli olduğunu konuştuk.. Kendisi özellikle

hardallı ballı sos ile servis edilen Kuzu Kaski; tatlı olarak ise özel milföy hamurunda vişneli sos ve beyaz çikolata ile hazırlanan Beyaz Gelin mönüde yer alan

Topaloğlu, bununla ilgili olarak, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Almanya’nın durumunu örnek verir: “Alman kadınlarının düştükleri acıklı halleri, hatta

Applied hydraulic retention time, or sludge age, provided the conversion of bound nitrogen and phosphorus forms into inorganic forms at high efficiency.. The high conversion

The raw petroleum reserve in Turkey is 39.199.000 tons (1993 data) Tur- key's annual petroleum consumption is 27 million tons.. Turkey produces only 4 million tons

Dünyanın dört bir yanında yüzyıllardır, farklılaşma ve ayrışmanın sosyal ve kültürel simgeleriyle, bahsi  geçen  bu  farklılaşmanın  içindeki  erkek