> < Bilim ve Teknik Aralık 2013
G
ünümüzde bu tür bozukluklarda hastaların korkularını bilinçli olarak üzerlerinden atmalarını gerektiren “yüz-leşme terapileri” uygulanıyor. Bu tedavi-lerde hastalar bir terapistin sağladığı gü-venli ortamda travmayla ilişkilendirdikle-ri işaretçilerle tekrarlı bir biçimde yüzleşe-rek bunlara karşı tepkilerini azaltmayı öğ-reniyor. Bu durum, uygulamanın anıla-rı değiştirdiğini düşündürüyor. Ancak bu tedavi şekli bazı hastalar için, özellikle de başlarda çok acı verici olabiliyor. Chicago Üniversitesi’nden Katherina Hauner ve ça-lışma arkadaşlarının geliştirdiği, insanlar uykudayken uygulanan yeni yüzleşme te-rapisi işte bu hastalar için ümit vaat ediyor.Hauner ve ekibi, korkulu anılar oluş-turmak için deneye katılan kişilere limon ya da nane kokusu gibi keskin bir kokuy-la eş zamanlı okokuy-larak gösterdikleri yüz re-simleri eşliğinde hafif elektrik şokları ver-di. Katılımcılar daha sonra resimleri gö-rüp kokuları alınca bir şoka maruz kala-caklarını öngördüklerinden hafifçe terle-me tepkisi verdi. Bu alıştırmanın ardın-dan katılımcılar laboratuvardaki uyku odasında uyudu. Katılımcılar uykuday-ken araştırmacılar katılımcıların kafaları-na yerleştirdikleri elektrotlarla beyin dal-galarını izledi. Katılımcılar yakın tarihli anıların tekrar edildiği ve güçlendirildi-ği aşama olan yavaş dalga uykusuna
ge-çince, araştırmacılar korkuyla ilişkilen-dirilen kokulardan birini 30 saniye ara-lıklarla ortama verdi. Böylece daha ön-ce elektrik şokunun verilmesi sırasında fotoğrafı gösterilen insan yüzüne ilişkin anıyı, elektrik şoku olmaksızın canlan-dırmaya çalıştılar. Katılımcılar tıpkı uya-nıkken yaptıkları gibi uyurlarken de ha-fif terleme belirtisi gösterdi, ancak bu etki giderek azaldı. Etkideki azalma uyku son-rasında da devam etti. Katılımcılar uya-nıp, uyku terapisinden önce korku tepki-si vermiş oldukları koku-yüz kombinas-yonuyla tekrar karşılaştırıldılarında daha önce verdikleri korku tepkilerinin yok ol-maya başladığı görüldü. Beynin duygular ve korkularla ilgili işlevleri olan amigdala adlı bölgesinde görülen etkinlik değişim-leri, tedavinin korkulu anıları silmediğini, daha çok koku-yüz kombinasyonuyla ye-ni ve zararsız bağlantılar oluşturduğunu düşündürüyor. Daha uzun süre uyuyup daha uzun süre uygulamaya tabi tutulan katılımcılar en çok fayda görenler oldu.
Hauner’e göre uyku sırasında tek bir korkulu anının tekrarlı olarak canlandı-rılması, anıların gece uykusunda doğal bi-çimde, gelişigüzel canlanmasından daha çok uyanıkken yapılan yüzleşme terapisi-ne benziyor. Uyku sırasında uygulanan ye-ni tedaviye-nin kalıcılığının ve gece uykusu-nun tedaviye etki edip etmeyeceğinin an-laşılması için daha fazla çalışma yapılması gerektiği düşünülüyor.
Tekniğin tedavi amaçlı kullanımına ge-lince, Hauner gerçek travmatik anıların, özellikle de çok eski olanların, laboratu-var ortamında oluşturulan basit senaryo-lardan çok daha karmaşık olduğunu, dola-yısıyla tedavilerinin bunlar kadar basit ol-mayabileceğini düşünüyor. Hauner bunun çok yeni bir alan olduğunu ve sürecin iyi-leştirilmesi gerektiğini belirtiyor.
Kötü Anıları Silmek İçin Uyku Terapisi
Psikiyatri araştırmacıları uyku sırasında uygulanacak yeni bir terapi tekniğinin kötü anıların etkilerini hafifletebileceğini gösteren
bulgular ortaya koydu. Çalışmaları Nature Neuroscience’da yayımlanan araştırmacılar bu tekniğin ileride fobileri ve travma sonrası stres
bozukluğu gibi psikiyatrik bozuklukları tedavi etmede kullanılabileceğini düşünüyor.
Bilimsel Programlar Uzmanı, TÜBİTAK Bilim ve Teknik Dergisi
İlay Çelik
59 59