• Sonuç bulunamadı

Okul öncesi beslenme eğitiminde çocuktan çocuğa eğitim

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Okul öncesi beslenme eğitiminde çocuktan çocuğa eğitim"

Copied!
115
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

İLKÖĞRETİM ANABİLİMDALI

OKULÖNCESİ ÖĞRETMENLİĞİ BİLİMDALI

OKULÖNCESİ BESLENME EĞİTİMİNDE ÇOCUKTAN

ÇOCUĞA EĞİTİM

Yüksek Lisans Tezi

Danışman

Doç. Dr. Nurhan ÜNÜSAN

Hazırlayan

ÜMMÜ ATAMAN

064214011004

(2)

Bu tezin proje safhasından sonuçlanmasına kadarki bütün süreçlerde bilimsel etiğe ve akademik kurallara özenle riayet edildiğini, tez içindeki bütün bilgilerin etik davranış ve akademik kurallar çerçevesinde elde edilerek sunulduğunu, ayrıca tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalışmada başkalarının eserlerinden yararlanılması durumunda bilimsel kurallara uygun olarak atıf yapıldığını bildiririm.

Öğrencinin imzası

(3)

Ümmü ATAMAN tarafından hazırlanan ‘’Okul Öncesi Beslenme Eğitiminde Çocuktan Çocuğa Eğitim’’ başlıklı bu çalışma 09/10/2009 tarihinde yapılan savunma sınavı sonucunda oybirliği/oyçokluğu ile başarılı bulunarak jürimiz tarafından yüksek lisans tezi olarak kabul edilmiştir.

Ünvanı, Adı Soyadı Başkan İmza

Ünvanı, Adı Soyadı Üye İmza

(4)

Bu araştırma, okul öncesine devam eden 6 yaş grubu çocuklara verilen beslenme eğitiminin, çocuktan çocuğa eğitim ile diğer çocuklara aktarılıp, etkinliğini saptamak amacıyla yapılmıştır. Araştırma ön test, beslenme eğitimi, çocuktan çocuğa eğitim ve son test olarak planlanıp uygulanmıştır.

Örneklemi, Erzurum ili Karayazı ilçesinde anasıfına devam eden 6 yaş grubu 40 çocuk oluşturmaktadır.

Araştırmaya katılan çocukların annelerine ön test ve son test olarak Beslenme Tutum Ölçeği uygulanmıştır. Deneysel uygulama öncesinde bağımlı değişken açısından gruplar arasında herhangi bir fark olup olmadığı ön testle kontrol edilmiştir. Ön test sonuçları t testi ile kontrol edilmiş ve iki grubun beslenme alışkanlıkları hakkındaki tutumları arasında anlamlı bir fark bulunamamıştır.

Sekiz hafta süren eğitim uygulamarında beslenme alışkanlıklarını ve genel beslenme bilgilerini içeren toplam 8 etkinlik deney grubu çocuklarına uygulanmıştır.

Çocukların annelerinin eğitim durumlarının ve çalışma durumlarının çocukların beslenme alışkanlıklarını etkilemediği sonucu bulunmuştur.

Deney grubuna deneysel uygulamanın ardından, ön test olarak uygulanan Beslenme Tutum Ölçeği, son test olarakta kullanılmıştır. Deney grubuna verilen etkinliklerden sonra, bu öğrencilerin kontrol grubundaki çocuklarla etkileşime girip Çocuktan Çocuğa Eğitim uygulaması yapmaları için gerekli ortam hazırlanmıştır. Kontrol grubundaki çocuklara da son test olarak Beslenme Tutum Ölçeği kullanılmıştır. Verilen beslenme eğitiminin ve Çocuktan Çocuğa Eğitim uygulamasının çocukların beslenme alışkanlıklarını olumlu etkilediği görülmüştür.

(5)

This study has been done to research the effects nutrition habits of 6 years group children who are going to kindergarten on Child to Child education. The research was planned and applied as pre-test, nutrition education, child to child education and last test.

As the sambling, 40 children were selected in accidentally from 6 years group Children who are going to kindergarten in Karayazı village of Erzurum city.

The sambling children were divided in two groups considering their gender. While the first group was being determined as experiment group, the second group was determined as control group.

The mothers of children who are participated, in the research were applied Nutrition Attitude Scale as pre- test and last test. Before applying the experiment, with the pre- test, it was controlled that there wasn’t any difference between the groups regarding the interdependent variable. The result of pre- test was analyzed with t-test and it wasn’t found any meaningfull defference between the groups in about the attitude of nutriment habits.

In education applying lasting eight weeks, total eight facilities, including nutriment habits and general nutriment information has been applied to the children.

It was found as result that the education level and working manners of the mothers did not effect the nutriment habits of the children.

After applying Nutrition Education as the experimentel practise to experiment group, to determine any changes at the Nutrition habits attitude of the children, the parents were applied at last test, Nutrition Attitude Scale which was applied as pre-test . According the t results of last test, it was seen that Nutrition Education and Child to Child Education had a possitive effect on the nutriment habits of the children. Also, the gender of the children who participated in to the research showed no meaningful differences.

(6)

Araştırmanın başından sonuna kadar, kendisine ayırmış olduğu zamandan bile fedakârlık ederek, çalışmanın her aşamasında vermiş olduğu destek ve katkılarından dolayı danışmanım Sayın Doç. Dr. Nurhan ÜNÜSAN’a sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.

Çalışmalarımın her aşamasında maddi ve manevi desteklerini esirgemeyen anne ve babam Ayşe ve Hüseyin GEZER’e, çalışmam süresince bütün sıkıntılarıma ortak olan sevgili eşim Ahmet ATAMAN’a teşekkürlerimi sunuyorum.

(7)

ÖZET………...iii SUMMARY………...iv TEŞEKKÜRLER………..v İÇİNDEKİLER………....vi TABLOLAR LİSTESİ………..…x BÖLÜM I 1. GİRİŞ... 1 1.1. Problem ... 2 1.2. Araştırmanın Amacı... 2

1.2.1. Araştırmanın Alt Amaçları: ……….…….2

1.3. Varsayımlar………3

1.4. Sınırlılıklar……….3

1.5. Tanımlar……….…4

1.6. Araştırmanın Önemi……….……….….5

BÖLÜM II ARAŞTIRMANIN KAVRAMSAL VE KURAMSAL TEMELLERİ……….7

2.1. OKUL ÖNCESİ EĞİTİM ………7

2.1.1. Okul Öncesi Eğitim ve Önemi …….……… 8

2.2. BESLENME ve SAĞLIK ……….……….10

2.2.1. Okul Öncesi Beslenme Eğitiminin Önemi ……….11

(8)

2.2.2.1. Süt ve Türevleri ……….. 16

2.2.2.2. Et, Yumurta ve Kuru baklagiller ……….18

2.2.2.3. Sebze ve Meyveler ………..19

2.2.2.4. Tahıl ve Türevleri ……….. 20

2.2.2.5. Yağlar ve Tatlılar ……….. 21

2.3. Çocuktan Çocuğa Eğitim Yöntemi……… 23

2.3.1 Çocuktan Çocuğa Yönteminin Gelişimi ………..23

2.3.2. Çocuktan Çocuğa Eğitim Yönteminin Önemi……… 25

2.3.3. Çocuktan Çocuğa Eğitim Yönteminin Özellikleri ………...27

2.3.4. Çocuktan Çocuğa Eğitim Yönteminin Basamakları ………... 28

2.3.5. Çocuktan Çocuğa Uygulamalarında Öğretim Yöntemleri ………..30

2.3.6. Okul Öncesi Dönemde Çocuktan Çocuğa Eğitim Yönteminin Yeri …..33

2.3.6.1. Sınıf İçi ve Dışı Etkinlikler ………...34

2.3.6.2. Okul Dışı Etkinlikler ………35

2.3.7. Resmi Eğitim Sisteminin İçinde Çocuktan Çocuğa Eğitim Etkinlikleri...35

2.3.8. Resmi Eğitim Sisteminin Dışında Çocuktan Çocuğa Uygulaması…….. 36

2.3.9. Özel ve Zor Durumlardaki Çocuklar ve Çocuktan Çocuğa Uygulaması..37

(9)

3.1. YÖNTEM ………. 43

3.2. ARAŞTIRMANIN MODELİ ………43

3.3. ÖLÇME ARAÇLARI ………43

3.4. EVREN VE ÖRNEKLEM……….. 44

3.5. VERİLERİN TOPLANMASI VE ANALİZİ ……….45

3.5.1. ÖN TEST VERİLERİNİN TOPLANMASI………...45

3.5.2. SON TEST VERİLERİNİN TOPLANMASI……….. 45

3.5.3. UYGULAMA PLANI ………...46

BÖLÜM IV 4. BULGULAR VE YORUM………..……….….47

4.1.Çocuklar ve Aileleri Hakkındaki Bilgilere İlişkin Bulgular ……….47

4.2.Çocukların Yeterli ve Dengeli Beslenme Bilgisi ve Çocuktan Çocuğa Uygulamasına Yönelik Bulgular……….………...52

BÖLÜM V TARTIŞMA VE YORUM………...…..……… 56 BÖLÜM VI SONUÇ ve ÖNERİLER ……….. 61 SONUÇ……….. 61 ÖNERİLER ………62 KAYNAKÇA ………65 EKLER ………..72

EK-1 BESLENME EĞİTİMİ VE ÇOCUKTAN ÇOCUĞA EĞİTİM UYGULAMASI ÖRNEKLERİ ……….…………..….. 73

EK-2 : BESLENME EĞİTİMİ PROGRAMI ÖRNEĞİ……….………...82

(10)

EK-3: AİLEYE İLİŞKİN BİLGİ EDİNDİRME FORMU……….90 EK-4: AİLELERİN ÇOCUKLARININ BESLENME ALISKANLIKLARINA

YÖNELİK TUTUM ÖLÇEĞİ………91 EK-5: ETKİNLİKLER ESNASINDA KULLANILAN RESİMLİ KARTLAR……....92 EK: 6: ÖZGEÇMİŞ………..104

(11)

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 1: 0-7 Yas Arası Çocukların Beslenme Özellikleri ve Beklenen Davranıslar….13 Tablo 2: Okul Öncesi Çocuklarının Günlük Diyetinde Bulundurulması Gereken

Besinlerin Ortalama Ölçüleri Ve Porsiyon Sayıları………15

Tablo 3: Süt ve Çeşitli Süt Ürünlerinin Yenebilen 100 gramlarının Sağladığı Kalori ve Besin Öğeleri Miktarı……….17

Tablo 4: Kuru Baklagiller Fıstık Vb Yiyeceklerin Yenebilen 100 Gramlarının Sağladığı Enerji Ve Besin Öğeleri Miktarları………19

Tablo 5: Bazı Sebze ve Meyvelerin Yenebilen 100 gramlarının Sağladığı Enerji ve Besin Öğeleri Miktarları……….………..…..20

Tablo 6: Bazı Tahıllar ve Mamullerinin Yenebilen 100 gramlarının Sağladığı Enerji ve Besin Öğeleri Miktarları………...21

Tablo 7: : Bazı Şeker, Şekerli Yiyecekler ve Yağların Yenebilen 100 gramlarının Sağladığı Enerji ve Besin Öğeleri Miktarları………..22

Tablo 8: Çocuklar ve Ailelerine İlişkin Bulgular……….………..48

Tablo 9: Deney ve Kontrol Grubu Öntest Sonuçları………...52

Tablo 10: Deney Grubu Öntest-Sontest Sonuçları………..………..53

Tablo 11: Kontrol Grubu Öntest – Sontest Sonuçları………..………….54

(12)
(13)

BÖLÜM I

GİRİŞ

Beslenme; insanın, büyüme, gelişme, sağlıklı ve üretken olarak uzun süre yaşaması için gerekli olan öğeleri alıp, vücudunda kullanmasıdır (Baysal, 2000).

Türkiye’de beslenme konusu ile ilgili yapılan çalışmaların sonuçları göstermiştir ki; Türkiye’de beslenmeye ilişkin bilgi yetersizliğinden dolayı, beslenmeye bağlı birçok sağlık problemleri yaşanmaktadır. Bu tip sağlık problemlerinin aşılması için her yaştan bireye beslenme eğitimi vermek ve beslenme eğitiminin gerekliliğini vurgulamak gerekmektedir.

Beslenme bilgisi, bireylerin, ailelerin ve toplumların beslenme durumları ve alışkanlıklarını etkileyen etmenlerden biridir. Bu etmen, özellikle yetersiz ve dengesiz beslenme sorunlarından en çok etkilenen büyüme çağındaki çocukların beslenmesi yönünden önemlidir. Bu nedenle, yetersiz ve dengesiz beslenme sorunlarının önlenmesinde araçlardan biri, beslenme araştırması ve eğitimidir (Baysal, 2004).

Yetersiz ve dengesiz beslenme sorunlarından en çok etkilenenler ise şüphesiz büyüme çağındaki çocuklardır. Bu yüzden beslenme eğitiminin erken yaşlarda, okul öncesi dönemde verilmesi büyük önem taşımaktadır. İnsan zekâsının %70 ‘i ilk 6 yaşta tamamlanmaktadır ve okul öncesi dönem, çocuğun her yönden geliştiği, bir sonraki dönemlere hazırlandığı bir dönemdir. Uzmanlarda bu dönemde alınan eğitimin ve kazanılan alışkanlıkların ileriki yaşlar için önemli olduğunu sürekli olarak vurgulamaktadırlar (Akyıldız, 2000).

Bu gereksinimlerden yola çıkılarak yapılan bu araştırmada iki amaç üzerinde durulmuştur. Bu amaçlardan ilki; okul öncesi dönemdeki çocuklara doğru beslenme bilgi ve alışkanlıklarını kazandırarak sağlıklı yaşam sürmelerine katkıda bulunmak, ikincisi ise bir eğitim modeli olan Çocuktan Çocuğa Eğitim Modelini beslenme konularının aktarılmasındaki etkinliğini denemektir.

(14)

1.1. Problem

Bu araştırma da, okul öncesi 6 yaş grubu çocuklarının yiyecek ve içecekleri ayrım yapmadan ve yeterli miktarda yemeleri, sağlığı olumsuz etkileyen yiyecek ve içecekleri yemekten kaçınmaları, öğün zamanları, yiyecek ve içeceklerin temizliği gibi konular esas alınarak, ilişkiler kurulmaya çalışılmış ve çocukların belirli bir bilinç düzeyine erişmelerinde birbirlerini nasıl etkiledikleri gösterilmeye çalışılmıştır.

Bu doğrultuda, okul öncesi dönem çocuğunun yeterli ve dengeli beslenme bilgisi sorunları ele alınmış ve çocuktan çocuğa eğitim yöntemi ile beslenme bilgisinin geliştirilmesine ilişkin deneysel bir uygulama yapılmıştır.

1.2.Araştırmanın Amacı

Bu araştırma; okul öncesi dönemi çocuklarına ‘’yeterli ve dengeli beslenme’’ konusunda beslenme eğitimi programı hazırlayıp, çocuklar üzerinde uygulayıp, çocuktan çocuğa eğitim yöntemiyle diğer çocuklara aktarıp, verilen eğitimin çocukların beslenme bilgisi ve davranışlarına olan etkisini belirlemeyi amaçlamaktadır.

1.2.1. Araştırmanın Alt Amaçları:

1. Belirlenen beslenme eğitimi öncesinde 6 yaş grubu çocukların beslenmeye ilişkin bilgi düzeyleri ve davranışları nelerdir?

2. Yeterli ve dengeli beslenme bilgilendirilmesine yönelik beslenme programı destekli eğitimin, 6 yaş grubu çocukların beslenme bilgisi ve davranışlarına etkisi var mıdır? 3. Yeterli ve dengeli beslenme bilgilendirilmesine yönelik beslenme programı desteği

alan çocuklar, Çocuktan Çocuğa Yaklaşımı kullanarak yaptıkları uygulamada ne kadar yeterlidir?

4. Çocuktan Çocuğa Yaklaşımı, 6 yaş grubu çocukların beslenme bilgisini ve davranışlarını geliştirmekte etkili midir?

(15)

1.3.Varsayımlar

1. Kullanılan ölçek, verileri elde etmede yeterli olacaktır.

2. Örneklem alınacak öğrenciler evreni temsil edecek niteliktedir.

3. Ebeveynler için hazırlanan anketler amaca hizmet edecektir.

4. Öğrencilere verilen eğitim süre olarak yeterli olacaktır.

1.4. Sınırlılıklar

1. Araştırma Erzurum ili Karayazı ilçe merkezinde bulunan ilköğretim okullarının anasıfına devam eden 6 yaş grubu 40 çocuk ile sınırlıdır.

2. Bu araştırma 2008–2009 öğretim yılında 6 yaş anasınıfı öğrencilerine uygulanmıştır. Yeterli ve dengeli beslenme bilgisine yönelik beslenme eğitimi programlarının çocukların beslenme bilgisi ve davranışlarına kazandırmayı amaçlayan konularıyla sınırlıdır.

(16)

1.5. Tanımlar

Okul Öncesi Eğitimi: Doğumdan ilköğretim yıllarına kadar çocuğun kişisel özelliklerine, gelişim düzeyine uygun, çocuğa çeşitli ve zengin uyarıcı imkânları sağlayarak temel bilgi ve beceriler kazandıran, toplumun sosyal ve kültürel değerleri doğrultusunda yönlendiren düzenli ve sistemli bir eğitim sürecidir (Dirim, 2004).

Beslenme: Büyüme, gelişme, onarım, sağlıklı yaşam ve beden faaliyetlerini devam ettirmek için, tüm besinlerden sistemli bir şekilde ihtiyaç kadar vücuda alınmasına ve kullanılmasına ‘’beslenme’’ denir (Baysal, 2004).

Beslenme Eğitimi: Toplumu, yeterli ve dengeli besin tüketme alışkanlıklarının geliştirilmesi, yanlış ve olumsuz beslenme uygulamalarının ortadan kaldırılması, besinlerin sağlık bozucu duruma gelmesinin önlenmesi ve besin kaynaklarının daha etkin ve ekonomik kullanımı konularında eğiterek beslenme durumunun düzeltilmesini amaçlar (Baysal, 2000).

Yeterli ve Dengeli Beslenme: Vücudun büyümesi, yenilenmesi ve çalışması için gerekli olan besin öğelerinin her birinin yeterli miktarlarda alınması ve vücutta uygun şekilde kullanılması durumudur (Baysal, 2000).

Çocuktan Çocuğa Eğitimi: Çocukların kendi kendilerine yardım etmesini sağlayan, diğer çocukların, toplumun ve çevrenin gelişimlerine ve sosyal hayat şartlarına katkıda bulunmasını sağlayan bir yaklaşımdır (Child-toChild Trust, 2001).

(17)

1.6. Araştırmanın Önemi

Ülkemiz Temel Eğitim Programı (TEP) ‘’Çocuktan Çocuğa’’, ‘’Aile Tabanlı Erken Çocukluk Gelişimi Okul Öncesi Eğitimi’’ (EÇGOÖE), ‘’ Toplum Tabanlı Rehabilitasyon’’ gibi yeni yaklaşımlarla, eğitimcilere, toplum ve çocuklara ulaşmayı amaçlamaktadır. Bu yaklaşımlardan ‘’Çocuktan Çocuğa’’ bir eğitim yöntemidir. Amacı; çocuğun öğrenme sürecine etkin olarak katılmasını özendirerek, öğrendiklerini uygulamasına yardımcı olmaktır. Buna göre de, Çocuktan Çocuğa yaklaşımının etkili olduğu üç alandan söz edilmektedir.

1. Özellikle daha az eğitim ve olanağa sahip olan çocuklar ile vasat ve iyi düzeyde eğitim ve olanağa sahip çocuklar arasında etkileşim yaratmak (Çocuktan Çocuğa). 2. Öğrenilen konuları etkileşim yolu ile toplum içinde yaygınlaştırmak (Çocuktan

Topluma).

3. Bilgilerin aile ile paylaşılmasını sağlamak (Çocuktan Aileye) (Batak, 1997).

Çocuktan Çocuğa yönteminde kullanılacak konuların seçiminde halk sağlığına olumsuz etki eden konular ile birlikte çocukların yaşları, yöre özellikleri ve koşulları da değerlendirilmelidir. Bu doğrultuda önerilen konular arasında:

1. Çocuğun büyüme ve gelişmesi 2. Beslenme

3. Birey, toplum sağlığı ve hijyeni 4. Güvenlik önlemleri

5. Özürlülerin tanımlanması ve yardım 6. Hastalıkların önlenmesi ve tedavisi gibi konular yer almaktadır (Batak, 1997).

(18)

Beslenme eğitimine erken yaşlarda başlanmasında büyük yarar vardır. Özellikle okul öncesi dönemde verilen eğitimler, geleceğe yönelik yatırımlarımızdır. Bu bağlamda, okul öncesi çocuğuna verilecek olan beslenme eğitimi ile çocuğun gelecekteki beslenme davranışlarına yön verilebilir (Ünver, 2004).

Bu çalışma ile genel hatları yukarıda sıralanan özellikler esas alınarak, belirlenen konularda Çocuktan Çocuğa Eğitim yöntemi ile verilen beslenme eğitiminin, okul öncesi kurumlarına devam eden çocukların beslenme bilgi düzeyine ve alışkanlıklarına olan etkilerini ortaya çıkararak, böyle bir eğitim için hazırlanacak diğer eğitim programlarına da temel oluşturabilir.

(19)

İKİNCİ BÖLÜM

ARAŞTIRMANIN KAVRAMSAL VE KURAMSAL TEMELLERİ

2.1. OKUL ÖNCESİ EĞİTİM

Okul öncesi eğitimi genel olarak 0–6 yaş arası çocukların gelişim özelliklerine ve bireysel özelliklerine uygun, zengin ve uyarıcı bir çevre sunarak onların zihinsel, sosyal, bedensel ve duygusal yönlerini destekleyen, kendilerini toplumun kültürel değerleri doğrultusunda yönlendiren ve ilköğretime hazırlayan bir eğitim sürecidir. Zorunlu ilköğretim çağına gelmemiş çocukların bedensel, zihinsel ve sosyal gelişimini planlanmış bir ortam içinde sağlayan ve onları ilköğretime hazırlayan bir eğitim kademesidir (Kantarcıoğlu, 1998).

Bloom’un da belirttiği gibi zihinsel gelişimin büyük bir kısmının oluştuğu, bedensel büyümenin çok hızlı olduğu, duygusal ve sosyal gelişimin gerçekleştiği yıllardır. Aynı zamanda bu yıllar temel alışkanlıkların çocuk tarafından kazanıldığı, karakter ve kişilik yapısının şekil almaya başladığı yıllardır (Baysal, 2003).

Yaşamın en duyarlı dönemi olan çocukluk döneminde nitelikli uyarılarla karşılaşmak çocuğun tüm gelişimini ve kişiliğini etkiler. Bunun için, farklı sosyo-ekonomik ve kültür düzeyinde büyüyen çocuklar arasında meydana gelen eğitim farklılıklarının en az düzeye indirilmesi ve toplumun her kesimindeki çocukların daha iyi gelişmelerinin sağlanması okul öncesi eğitimin önemini arttırmaktadır (Pazarlı, 2008).

Çalışan annelerin çocuklarına gerekli bakım ve eğitimi verecek yetişkinlerin olmaması, ailelerin genellikle kendi geçmiş yaşantılarına dayanarak çocuklarını yetiştirme eğilimleri ve geçmiş yaşantılarının çağın eğitim anlayışına göre yetersiz kalması, okul

(20)

öncesi eğitimin önemini arttırmaktadır. İlkokula hazırlık ve okula başlamayı kolaylaştırması yönünden okul öncesi kurumlarının eğitimdeki önemi yadsınamaz (Saat, 1986).

2.1.1. Okul Öncesi Eğitim ve Önemi

Bir ülkenin var olmasında en önemli etken toplum olarak düşünüldüğünde, toplumu oluşturan bireylerin ne tür niteliklere sahip olduğu önem kazanır. Nitelikli insanlar yetiştirmenin en temel yolu iyi bir eğitim sürecidir. Eğitim etkinlikleri ne denli nitelikli olursa toplumda o kadar nitelikli olur (Yavuzer, 1990).

Yapılan araştırmalara göre; okul öncesi döneme yönelik eğitim programlarının çocuklar ve aileleri üzerinde olumlu etkileri vardır. Çalışmalar, erken çocukluk eğitimi programlarına yapılan yatırımın arttırılması üzerine yoğunlaşmaktadır (Hayran vd., 1990).

Okul öncesi çocuğu, çevresini merak eden öğrenmeye ve düşünmeye güdülenmiş çocuklardır. Okul öncesi eğitim de, çocukların bu özelliklerini, yönetme, teşvik etme ve geliştirme gibi çok önemli bir görevi üstlenmiş aileleri, çocuklarının eğitimine dâhil etmenin, çocukların okul başarısını arttırdığına olan inanç da pek çok erken çocukluk eğitim programının önemli bir öğesi haline gelmiştir.

Toplumdaki gelişme ve değişmelere paralel olarak ailenin yapı ve fonksiyonlarında meydana gelen değişiklikler, aileyi tek başına çocuğun eğitimini başaramayacağı bir duruma getirmiştir. Böylece okul öncesi eğitim kurumları ailelere eğitim desteği veren temel kuruluşlar olarak yerlerini almaktadır. Eğitimin en önemli amaçlarından birisi, bireyin içinde bulunduğu ortama dengeli bir şekilde uyum sağlamasını gerçekleştirmesidir. Bu uyumun sağlanmasına esas olarak sağlam temellerin okul öncesi eğitim döneminde

(21)

atılması gerektiği tartışılmaz bir gerçektir. Bu bakımdan eğitim ihtiyacımızın önemli, öncelikli ve ağırlıklı bir bölümü olan ve eğitim sistemimizin ilk basamağını teşkil eden okul öncesi eğitim, ülkemizin geleceği bakımından hayati önem taşımaktadır (Şanlıer, 1999).

En geniş anlamıyla çocuğun doğumundan ilkokula başlayıncaya kadar süren döneme "okul öncesi dönem", bu dönemdeki eğitsel etkinliklerin tümüne de "okul öncesi eğitim" adı verilmektedir. İnsan yaşamında ilk yaşların önemi, bugün bilimsel araştırmalarda kanıtlanmıştır. Özellikle ilk beş yaşta beyin ve sinir sisteminin hızlı gelişmesine paralel olarak çocuğun öğrenme kapasitesi de hızla artmakta ve yeterli zihinsel gelişim için çevreden gelen uyaranlar çok önemli olmaktadır (Sarı, 2007).

Okul öncesi dönem olarak kabul edilen 0–6 yaş çocuklarına olumlu ya da olumsuz anlamda verilenlerin, onları yetişkinlik yıllarında da etkileyeceği dikkate alındığında, bu dönemde verilen eğitimin gelecekteki toplum sağlığı açısından da ne kadar etkili olduğu gözden kaçırılmamalıdır. Okul öncesi dönem insan hayatının en duyarlı olduğu dönemdir (Kandır, 2001).

(22)

2.2. BESLENME ve SAĞLIK

Uzun yıllardır sürdürülen bilimsel araştırmalar sonucunda, beslenme de bir bilim dalı olarak gelişmiştir. Bu bilim dalı;

1. Beslenmede esas olan besin öğelerinin türleri, miktarları, özellikleri ve vücut çalışmasındaki işlevlerini,

2. Besinlerin bileşimi, fiziksel ve kimyasal özellikleri, üretimden tüketime değin uygulanan işlemlerin besin kalitesine etkilerini,

3. Değişik yaş, cinsiyet, çalışma ve özel durumda olan bireyler ve gruplar için uygun beslenme planlarının yapılmasını inceler.

Kısaca beslenme; besinlerin üretiminden hücrede kullanımına değin geçen tüm evrelerde insan-besin ilintisini inceleyen bir bilim dalıdır (Baysal, 2004).

Yetersiz ve dengesiz beslenmeye bağlı bazı sağlık sorunları; 1. Çocuklarda raşitizm,

2. A vitamini yetersizliğinden göz ve deri bozuklukları, 3. Bazı B vitamini yetersizliğinden deri bozuklukları,

4. Demir, bazı B ve C vitaminleri yetersizliğinden oluşan anemiler, 5. Kronik ishaller,

6. Kalp damar hastalıkları, 7. Kanser,

8. Sindirim sistemi hastalıkları, 9. Şeker hastalığı,

(23)

Vücut direnci yetersiz ve dengesiz beslenen kişilerde oldukça düşüktür. Bu yüzden hastalıklara yakalanma riski artmakta ve hastalıklar ağır seyretmektedir. Kızamık, difteri, boğmaca gibi çocuk hastalıkları ile solunum yolları hastalıkları yetersiz ve dengesiz beslenen gruplarda sık görülmekte, ağır seyretmekte ve bir kısmı da ölümle sonuçlanmaktadır (Baysal, 2004).

Toplumdaki beslenme sorunlarının nedenleri;

1. Besin üretimi, dağıtımı ve teknolojisinde yetersizlik ve düzensizlikler, 2. Satın alma gücünün yetersizliği ve dengesizliği,

3. Kültürel etmenler ve eğitim yetersizliği, 4. Aile kalabalığı,

5. Çevre koşullarının sağlık kurallarına uygun olmayışı, 6. Beslenme bilgisindeki yetersizlikler,

…gibi etkenler sayılabilir (Baysal, 2004).

2.2.1. Okul Öncesi Beslenme Eğitiminin Önemi

Gıda tüketimi, diyet ve beslenme durumu, ulusal ve topluluk düzeyinde bilgi toplama sistemlerinde yer almalı, bununla beraber beslenme alanında araştırma ve bilimsel çalışmalar üretilmesi gerekmektedir (Kasnakoğlu ve Ülgüray, 2003).

Sağlıklı beslenme alışkanlıklarının temeli çocukluk döneminde atıldığından bu çağlarda verilecek eğitim birey olma yolundaki çocuk için çok önemlidir. İnsan yavrusu hücresel aşamadan başlayıp devamlı ve dinamik bir gelişim süreci içindedir. Çocuğun beden ölçüleri sürekli değişir, motor ve bilişsel yetenekleri olgunlaşır.

(24)

Okul öncesi dönem çocuklarında görülen en belirgin özellik, kendi besinlerini kendilerinin seçmelerinin zorluğudur. Ebeveynlere ve özellikle eğitimcilere düşen en önemli görevde; kaynakları en iyi şekilde kullanarak ve beslenme ilkelerine uygun olarak, bireylere bilgiler vererek doğru beslenme alışkanlıkları kazandırmak, yanlış beslenme bilgi ve alışkanlıklarını değiştirip olumlu uygulamaları yaşam biçimi haline dönüştürülmesini sağlamaktır (Şanlıer, 1999).

Çocuğun beslenmesindeki amaç, sağlıklı büyüme ve gelişmeyi sağlamaktır. Büyüme ve gelişmeyi sosyal ve kültürel koşullar etkilediği gibi beslenmede büyük oranda etkilemektedir. Bunun için okul öncesi çocuklarının beslenme bilgisi yönünden geliştirilmeleri de oldukça önemlidir. Büyüme ve gelişmeye birçok etmenler etki ettiği için her toplumun kendine özgü standardı olması gerekir (Baysal, 2004).

Okul öncesi dönemde çocuk çoğu temel alışkanlıkları kazanır ve yaşamına taşır. Bazı dönemlerde çocuklardan beklenen belirli beslenme biçimleri vardır. Aşağıdaki tabloda temel alışkanlıkların kazanıldığı bu dönemlerde dikkat edilmesi gereken hususlar ile çocuklardan beklenen temel beslenme ve yemek yeme davranışları anlatılmıştır(Merdol, 1999).

(25)

Tablo: 1 0-7 Yaş Arası Çocukların Beslenme Özellikleri ve Beklenen Davranışlar 0–2. ay Ağladıkça emzirilir. Çocuğun öğün saatlerini düzene sokmaya

çalışmak doğru değildir. Emzirme, bebek ve anne arasında yakınlık sağlamanın en güzel yoludur.

2–6. ay

Düzenli aralıklarla beslenir. Ancak her çocuğun açlık tokluk duygusu aynı olmaz. Acıkmamış çocuğu zorla yedirmek, açlıktan ağlayan çocuğu henüz saati gelmedi diye beslememek doğru olmaz. Çocuğun fizyolojik açlık ve tokluğu yaşamasına fırsat verilmelidir. Aksi halde çocuk açlık – tokluk duygusunu ayırt edemez. Dördüncü aydan sonra gerekirse (çocuğun ağırlık kazanımı yeterli degilse) ek besinlere başlanabilir. Ek besinlere çok az miktarlarda ve birer birer başlanır. Bu dönemde ek besinler yumuşak, pütürsüz hazırlanır. İlk verilecek besinler, muhallebi, yoğurt, meyve suyu vb dir.

6. ay

Katı besinlere başlanır. Katı besinlere başlama çocuğun fizyolojik gereksiniminin karşılanmasından çok besini tanıması ve yutma eylemini öğrenmesi için önemlidir. Ağzına katı besin alan çocuğun yapacağı ilk hareket besini geri çıkarmaktır. Bu doğal bir davranıştır. Bu durum çocuğun besini beğenmedigi anlamına gelmez. Anne, yeniden çocuğun ağzına bir parça verir. Çocuk bir süre sonra yutmayı dener ve böylece yutmayı ögrenir. Çocuğun aspire etme (besin parçasını soluk borusuna kaçırma) tehlikesi de vardır, ancak bu zayıf bir ihtimaldir. Çocuklar bu dönemde besini yutmayı becerebilirler, annenin telaşlanmaması, çocuğu yutarken izlemesi gerekir. İlk yutmada çocuk zorlanabilir, ancak başarır. Annenin göstereceği telaş hareketi çocuğu korkutabilir ve yutma denemesini tekrarlamak istemeyebilir. Bu durumda yemek yedirmek zorlaşır. Çocuğun besine karşı alerjisi olup olmadığının belirlenebilmesi için besinlere birer birer başlanır.

9. ay

Aile ile sofraya oturtulur. Çocuğun masa düzenini tanıması, yemek saatlerini öğrenmesi, aile ile yemeği paylaşmayı öğrenmesi ve bundan zevk alması için çocuğun sofraya oturtulması önemlidir. Bu ayda çocuk ekmek ve bisküvi yiyebilir. Kaşık tutabilir, ancak kasığı ağzına götüremez. Eli ile kaşıgı iyi kavrar. Annesi yedirirken bir taraftan elinde kaşık tutmak ona keyif verir ve yemeği kendisinin yemesi için gerekli ilk adımı atmış olur.

12. ay

Bu dönemde fizyolojik gereksinim azaldığı için çocuğun yemeğe ilgisi azalır. Bu dönemde ısrar etmek, çocuğun arkasından elde bir tabak ve kaşıkla dolaşmak yanlış olur. Çocuk oturup yemek yemeyi öğrenemez. Çocuğun uzun aralıklarla yemesi iştahını daha da arttıracağından sorun olmaz.

(26)

15. ay

Kaşıkla yiyebilir. Ancak hala ters tutar. Fincandan bardağa geçer. Yemeğini kendisi yiyebilir, fakat yorulur. Çocuk kendisi yemeğe gayret ederken, anne de bir taraftan çocuğu beslemeye devam etmelidir.

18-21.ay

Yemeğini kaşığı doğru tutarak yiyebilir, etrafı kirletir. Çocuğun yemek yerken etrafı kirletmemesi için uyarılması son derece yanlış bir davranıştır. Bu durumda çocuk yemeyi reddedebilir.

2 yaş

Yemeğini temiz yiyebilir. Ancak sulu olanları yine de dökebilir. Tek başına yemekten hoşlanmaz.

2,5 yaş

Çatalla yemek ister, yemeği küçük parçalara bölünmüş olmalıdır.

3 yaş

Tamamen yardımsız yiyebilir. Ancak çalışmalar beş yaşa kadar da çocukların kendi başlarına yemek yiyememelerinin normal kabul edilmesi gerektiğini göstermektedir. Çocuk 6 yaştan sonra hala kendisi yiyemiyorsa, bu normal degildir.

4 yaş Bıçak kullanabilir. Ancak kesemez.

7 yaş

Eti bıçakla kesebilir, yemekte yalnız bırakılabilir.

Kaynak: (Sütçü, 2006)

Çocuklarda sağlıklı beslenme bilincinin yerleşmesi için verilebilecek okullardaki beslenme programları, çocukların hem bedensel sağlıklarının gelişmesinde hem de okul başarısının artmasında etkili olabilir. İnsanların bilgi almaya ve alışkanlık kazanmaya en elverişli dönem okulöncesi olduğu göz önüne alındığında, bu dönemde çocuklara verilecek beslenme eğitimi çocukların davranışları üstünde daha kalıcı izli olabileceği gibi çocukların sağlıklı ve dengeli beslenme alışkanlığı edinmeleri sağlanabilip, bu şekilde geleceğin yetişkinleri olacak çocuklarla sağlıklı nesillerin temeli oluşturulabilir (Kasnakoğlu vd., 2003)

(27)

2.2.2. Okul Öncesi Dönem Çocuğu Besin Grupları

Canlıların yaşamlarını devam ettirmeleri, büyümeleri, gelişmeleri ve üremeleri için enerjiye ihtiyaçları vardır. Bunu sağlamak için de besin öğelerine ihtiyaçları vardır. Beslenmek için aldığımız besinler içerdikleri karbonhidrat, yağ, protein, vitamin ve mineraller açısından farklıdırlar. Bu yüzden besinleri gruplandırırız. Besinleri; etler, kuru baklagiller, süt ve türevleri, tahıllar, sebze ve meyveler, yağlar ve tatlılar olarak gruplandırabiliriz (Şanlıer, 2003).

Tablo–2: Okul Öncesi Çocuklarının Günlük Diyetinde Bulundurulması Gereken Besinlerin Ortalama Ölçüleri ve Porsiyon Sayıları

BESİN GRUPLARI Yaşa göre alınması gereken porsiyon sayıları ve ortalama ölçüleri

1–3 yaş 4–6 yaş SÜT ve TÜREVLERİ(tam porsiyon) 2 ½ 2–3 Süt, yoğurt(orta boy su bardağı)

Peynir(kibrit kutusu kadar)

2 2 1 1 YUMURTA, ET, KURU BAKLAGİL(tam porsiyon) ¾-1 ½ 1-1 ½ Yumurta(adet olarak) Etler(köfte büyüklüğünde) Kuru baklagiller Günde Günaşırı 1 1 1-2 2-3 1-2 YK 2-3 YK SEBZE ve MEYVELER(tam porsiyon) ¾ -1 2-3 Yeşil yapraklı sebzeler

Turunçgil ve öteki meyveler(tam porsiyon)

1-2 YK 2-3 YK 1 KB 1 OB 1/3 ½ TAHIL ve TÜREVLERİ(tam porsiyon) 1 ½ -2 4-6 Ekmek(orta kalınlıkta dilim)

Pilav, Makarna

1-2 İnce 2-3 1-2 YK 2-3 YK

(28)

ŞEKER, TATLI, YAĞ Şeker, Pekmez, Reçel, Bal Sıvı ve katı yağ 2-3 YK 3-4 YK 1 YK 1-2 YK 1 YK 1 YK Kaynak: Işıksoluğu, 1998. 2.2.2.1. Süt ve Türevleri

Bu grupta; süt, yoğurt, ayran, peynir, süz tozu, çökelek, dondurma, sütlü tatlılar v.b besinler yer alır. Süt ve türevleri en iyi kalsiyum ve fosfor kaynaklarıdır. Kemiklerin ve dişlerin gelişimi, sinir sistemi ve kasların düzenli çalışmaları için gerekli vitamin ve mineralleri içeren bu grup besinlerinden gün içinde yeterli miktarlarda tüketilmelidir (Ünver, 2004).

Okulöncesi çocuğun diyetinde bu gruptan günde 2–3 porsiyon bulundurulmalıdır. Süt ve türevlerinden, 5–6 yaş okul öncesi çocuklarının tüketebileceği porsiyon örnekleri olarak 1 fincan süt, 1 fincan yoğurt 1 porsiyon olarak değerlendirilebileceği gibi ½ fincan dondurma ve tatlı yoğurt, ½ fincan puding yarım porsiyon (1/2) olarak değerlendirilebilir. Sonuç olarak en azından verilecek olan 2 su bardağı süt (400–500 gr.), 1 kibrit kutusu kadar peynir yada çökelek çocuğu günlük ihtiyacını karşılayabilir.

(29)

Tablo-3: Süt ve çeşitli süt ürünlerinin yenebilen 100 gramlarının sağladığı kalori ve besin öğeleri miktarı

Yiyecekler Ölçü (100 gr için) ortalama Enerji Karbon hidrat gr Protein gr Yağ gr Kalsiyum gr Demir mg Vit. A I.U Vit. B1 mg Vit. B2 mg Niasin mg Vit. C mg İnek sütü (orta yağlı) 1 çay bardağı 64 5.5 3.5 3.0 120 0.1 150 0.04 0.21 0.1 1 Keçi sütü 1 çay bardağı 70 5.0 3.3 4.0 150 0.2 75 1.06 0.18 0.3 1 Yoğurt (orta yağlı) 1 çay bardağı 59 5 3.2 2.6 120 0.1 120 0.06 0.18 0.1 1 Çökelek (taze) 1 küçük su bardağı 100 3.2 35.0 5.6 150 0.3 150 0.03 0.35 0.60 1 Peynir (kaşar) 3 kibrit kutusu 404 1.4 27.0 31.7 700 1.0 1000 0.01 0.49 0.1 0 B.peynir (yağlı) 3 kibrit kutusu 289 0 22.3 21.6 162 0.5 720 0.08 0.30 0.4 0 B. peynir (yağsız) 3 kibrit kutusu 99 0 19.0 0.7 96 0.4 14 0.02 0.30 0.1 0 Süttozu (yağlı) 1 küçük su bardağı 429 37.0 26.0 27.0 897 0.7 1080 0.24 1.31 0.7 4.0 Süttozu (yağsız) 1 küçük su bardağı 360 51.0 36.0 1.0 1235 0.9 40 0.35 1.80 1.0 6.0 Kaynak: Baysal, 2000.

(30)

2.2.2.2. Et, Yumurta ve Kuru Baklagiller

Sığır, koyun, kümes, av ve deniz hayvanlarının yenilebilen kısımları et olarak tanımlanır. Yumurta, genel olarak kabuk, beyaz ve kısımlarından oluşur. Kuru baklagiller, bitkilerin olgunlaşmış tohumudur. Başlıcaları; nohut, mercimek, fasulye, bezelye, börülcedir (Baysal, 2003).

Et, yumurta ve kuru baklagiller en önemli protein kaynaklarıdır. Ayrıca demir, kalsiyum, çinko ve B vitaminleri bakımından da zengindirler. Enerji verirler. Bellek ve öğrenme kapasitesini arttırırlar. Kasların güçlenmesi, kan yapımı, vücudun sağlıklı büyümesi ve sağlıklı yaşam için gün içinde uygun miktarlarda tüketilmeleri gereklidir (Baysal, 2003).

Okulöncesi çocuğun diyetinde bu gruptan günde ilk yaşlarda ½ porsiyon kadardan başlanarak (bir yumurta, bir köfte kadar et ya da bir yemek kaşığı kuru baklagil), çocuk büyüdükçe (4–6 yaş) bu oran 1 – 1 ½ tam porsiyona arttırılabilir. Et, Yumurta, Kuru baklagillerden, 5–6 yaş okul öncesi çocuklarının tüketebileceği porsiyon örnekleri olarak 2–3 pişmiş köfte büyüklüğünde et, 3–4 parça küçük tavuk budu, 3–4 kaşık pişmiş kuru baklagil, 1 yumurta 1 porsiyon olarak değerlendirilebileceği gibi ½ fincan kuru fasulye ve 1/3 kâse sert kabuklu kuru yemiş (fındık, fıstık, ceviz) yaklaşık olarak 28 gr. Ete eş gelir, yarım porsiyon (1/2) olarak değerlendirilebilir.

(31)

Tablo-4: Kuru baklagiller fıstık vb yiyeceklerin yenebilen 100 gramlarının sağladığı enerji ve besin öğeleri miktarları

Yiycekler Ölçü (100 gr için) Ortalama Enerji Karb. Gr Protein gr Yağ Gr Kal. gr De mir mg Vit. A I.U Vit. B1 mg Vit. B2 mg Niasin mg Vit. C mg Bakla 1/3 su bardağı 354 53.7 25.0 1.7 77 6.0 100 0.53 0.3 0 2.5 6 Fasulye 1/3 su bardağı 349 55.9 22.6 1.6 86 7.6 15 0.54 0.1 9 2.1 3 Nohut 1/3 su bardağı 376 56.7 19.2 6.2 134 7.3 45 0.46 0.1 6 1.7 1 Mercimek 1/3 su bardağı 351 57.4 23.7 1.3 68 7.0 100 0.46 0.1 5 1.7 1 Bezelye 1/3 su bardağı 346 61.6 22.5 1.8 64 4.8 100 0.72 0.1 5 2.4 4 Fındık içi ¾ su bardağı 634 16.7 12.66 62.4 209 3.4 -- 0.06 0.0 5 2.1 Az Yer fıstığı 2/3 su bardağı 59 18.8 25.5 44.0 66 3.0 30 0.91 0.2 1 17.6 1

Ceviz içi 1 su bardağı 704 13.5 15.0 64.4 84 2.1 40 0.40 0.2

0 1.5 3

Kaynak: Baysal, 2000.

2.2.2.3. Sebze ve Meyveler

Bitkilerin olgunlaşmış çekirdekleri ve çekirdeğe yakın kısımların ‘’meyve’’ ; çiçek, yaprak ve gövdelerine de ‘’sebze’’ denilmektedir. Yeşil(ıspanak, maydanoz v.b), kırmızı(karalâhana, pancar v.b), sarı(havuç, turunçgiller v.b) ve beyaz(soğan, karnabahar, kereviz v.b) renktedirler. Bu besinler bol miktarda C vitamini içerirler. Özellikle yeşil yapraklı sebzeler, A, B, C vitaminleri bakımından zengindirler (Baysal, 2000).

1–3 yaşlarındaki çocuğun 2 yemek kaşığı sebze yemeği, 2 adet küçük boy meyve ve sebze alması yeterli olabilirken, çocuk büyüdükçe verilen miktarda arttırılır. Örneğin; 5-6 yaş çocuklarının günlük olarak meyve grubundan 2 porsiyon, sebze grubundan 3 porsiyon almaları yeterlidir (http://www.bilgiara.com/bilgi/ttmmc-okul-oncesi-donemde-beslenme-egitimi/).

(32)

Tablo-5: Bazı sebze ve meyvelerin yenebilen 100 gramlarının sağladığı enerji ve besin öğeleri miktarları Yiyecekler Ölçü (100 gr için) Ortalama Enerji Karbon hidrat gr Prtn. gr Yağ gr Kalsiym gr Demir mg Vit. A I.U Vit. B1 mg Vit. B2 mg Nia sin mg Vit. C mg Bezelye 1 küçük su bardağı 47 8.7 2.2 0.2 78 1.1 300 0.08 0.12 1.1 30 Domates 1 orta boy 25 4.0 0.8 0.3 7 0.6 600 0.16 0.05 0.7 23 Taze

Fasulye 1 su bardağı 46 5.4 2.0 0.2 55 1.4 700 0.08 0.11 0.6 20 Ispanak

2 su bardağı

parçalanmış 33 3.5 2.8 0.4 80 3.2 8000 0.08 0.20 2.6 50 Havuç 1 orta boy 42 8.0 1.0 0.3 35 0.9 10000 0.060 0.4 0.6 5 Lahana 1 su bardağı kıyılmış 33 5.1 1.7 0.2 43 0.7 90 0.06 0.04 0.3 43 Marul 13 yaprak 25 3.2 1.7 0.2 79 2.0 3000 0.07 0.12 0.4 11 Patates 1 küçük boy 81 17.5 1.8 0.1 12 0.8 20 0.09 0.03 1.5 16 Elma 1 orta boy 63 14.0 0.3 0.3 6 0.4 30 0.03 0.05 0.2 6 Muz 2 adet küçük 102 23.2 1.2 0.2 10 0.8 135 0.04 0.04 0.6 9 Portakal 1 küçük boy 49 10.1 0.8 0.2 34 0.7 120 0.08 0.03 0.2 59 Mandalina 1–2 adet 46 11.6 0.8 0.2 40 0.4 120 0.08 0.03 0.3 33 Çilek ½ su bardağı 40 7.2 0.8 0.3 29 1.0 30 0.03 0.04 0.4 70 Üzüm 1 küçük salkım 76 16.2 0.6 0.7 15 0.9 80 0.05 0.04 0.5 3 Kavun- Karpuz 1–2 dilim 29 6.1 0.5 0.1 6 0.2 210 0.02 0.03 0.2 6 Kaynak: Baysal, 2000. 2.2.2.4. Tahıl ve Türevleri

Başlıca tahıllar; buğday, arpa, çavdar, yulaf, mısır ve pirinçtir. Türevleri ise; ekmek, şehriye, bulgur, irmik v.b. Bu gruptaki besinler genellikle karbonhidrat ve B grubu vitamin ihtiyacını karşılar. En iyi protein kaynağı tahıl pirinç, en düşük mısırdır.( http://www.forumturka.net/forum/archive/index.php/t-331364.html).

Tahıl ve türevlerinden, çocuklarının tüketebileceği porsiyon örnekleri olarak 1 dilim ekmek, yarım fincan büyüklüğünde pasta ya da pişmiş tahıl, 4–6 tane kraker, 10–15 adet bisküvi, 4–6 kaşık makarna ya da pilav, yarım fincan pişmiş tahıl 1 porsiyon olarak değerlendirilebilinir(http://www.forumturka.net/forum/archive/index.php/t-331364.html).

(33)

Tablo-6:Bazı tahıllar ve mamullerinin yenebilen 100 gramlarının sağladığı enerji ve besin öğeleri miktarları

Yiyecekler Ölçü (100 gr için) Ortalama Enerji Karbon hidrat gr Protein Gr Yağ Gr Cal . gr Demr mg Vit. A I.U Vit. B1 mg Vit. B2 mg Niasi n mg Vit. C mg Buğday 2/3 su bardağı 354 69.3 11.5 2.2 36 3.1 0 0.5 7 0.1 2 4.3 0 Mısır 2/3 su bardağı 351 72.0 9.4 4.2 9 2.5 200 0.4 3 0.1 0 1.9 0 Pirinç(kabuğu iyice ayrılmamış) 2/3 su bardağı 359 78.0 7.1 1.1 14 1.0 0 0.1 6 0.0 4 2.5 0 Pirinç(kabuğu iyice ayrılmış) 2/3 su bardağı 360 68.9 6.7 0.7 10 0.9 0 0.0 8 0.0 3 1.6 0 Buğday unu (%72 rand.) 1 küçük su bardağı 364 75.5 10.9 1.5 16 1.0 0 0.1 3 0.0 4 1.1 0 Buğday unu (%85 rand.) 1 küçük su bardağı 350 68.9 9.7 1.9 50 4.0 15 0.3 8 0.2 0 7.2 0 Bulgur 2/3 su bardağı 350 69.8 1.25 1.5 40 3.5 0 0.4 0 0.0 4 4.3 0

Ekmek(beyaz) 2 orta dilim 247 53.1 7.2 1.1 20 1.3 -- 0.2

5 0.0 6 2.1 0 Makarna 1 su bardağı 367 76.3 11.0 1.1 16 1.0 0 0.1 3 0.0 4 1.1 0 Bisküvi 10-15 adet 341 -- 8.1 10.5 217 0.5 -- -- 0.0 8 0.4 0 Kaynak: Baysal, 2000. 2.2.2.5. Yağlar ve Tatlılar

Yağlar; bitki ve hayvan dokularından elde edilirler. Yağların vücudumuzdaki görevlerini;

1. Vücut için gereken enerjiyi sağlarlar,

(34)

3. Midenin boşalmasını geciktirirler,

4. Elzem yağ asitlerinin vücuda alınmasını sağlarlar, 5. Organları dış etkenlerden korurlar,

şeklinde sıralayabiliriz (www.aof.anadolu.edu.tr/kitap/EHSM/1209/unite07.pdf).

Tatlılar grubunda ise; bal, reçel, pekmez v.b besinler yer almaktadır. Tatlılar da yağlar gibi vücuda enerji verirler. Okul öncesi çocuğunun yeterli ve dengeli beslenmesi demek, çocuğun çok yemek yemesi demek değildir. Diğer besinlerin tüketiminde olduğu gibi, yağ ve tatlı grubundaki besinleri tüketirken de; çocuğun günlük enerji ihtiyacına dikkat edilerek

tüketilmesi gerekmektedir(www.aof.anadolu.edu.tr/kitap/EHSM/1209/unite07.pdf).

Tablo -7: Bazı şeker, şekerli yiyecekler ve yağların yenebilen 100 gramlarının sağladığı enerji ve besin öğeleri miktarları

Yiyecekler Ölçü (100 gr için) Ortalama Enerji Karbon hidrat gr Protein gr Yağ gr Kalsiyum gr Demir mg Vit. A I.U Vit. B1 mg Vit. B2 mg Niasin mg Vit. C mg Şeker 1 küçük su bardağı 380 99.5 0 0 0 5 0 0 0 0 0 Reçel 4-5 yemek kaşığı 319 75.1 -- -- -- -- -- 0.2 0 0.2 0 0.8 --

Tahin helva 3 kibrit

kutusu 516 53.5 10.5 28.0 91 9.0 0 0.3 5 0.0 5 1.5 0 Bal 4-5 yemek kaşığı 315 78.4 0.3 0.0 15 0.8 Az 0.0 1 0.0 7 0.2 4 Margarin ¾ su bardağı 736 0 0.6 81.0 4 0 250 0 0 0 0 0 Bitkisel sıvı yağlar 1 küçük su bardağı 900 0 0 100.0 -- -- 0 0 0 0 0 Zeytinyağı 1 küçük su bardağı 900 0 0 100.0 -- -- 0 0 0 0 0 Kaynak: Baysal, 2000.

(35)

2.3. Çocuktan Çocuğa Eğitim Yöntemi

2.3.1 Çocuktan Çocuğa Yönteminin Gelişimi

Çocuktan çocuğa eğitim programı 1978 yılında İngiliz Hükümeti ve Dünya Sağlık Örgütü’nün çalışmaları ile ilk olarak ‘’Alma Ata İlkokulların Sağlık Koruma Bildirisi’’nde yer almıştır. Uluslar arası çocuk yılı için çalışmalar yapılması isteği doğrultusunda, Çocuktan Çocuğa Eğitim Programı Londra’daki Ana-Çocuk Sağlığı Enstitüsünde geliştirilmiştir (Madeley, 1986).

Çocuk sağlığı ve eğitimi enstitülerinden öğretme ve sağlık görevlileri, ülkelerdeki meslektaşları ile çalışarak, Çocuktan Çocuğa Eğitim konusunda pek çok düşünce ve etkinliği geliştirmişlerdir. Çocuktan Çocuğa yöntemine ilişkin çalışmalar 1992’de derlenerek, yazılı, temel bir kaynak kitap haline getirilmiştir. Günümüzde de bu yaklaşım tüm dünyaya hızla yayılmakta ve aynı temel ve düşünceleri geliştiren beslenme, sağlık ve eğitim çalışmalarının işbirliğini sağlamaktadır. Bugün bu yaklaşım 250’den fazla projesi ile 70’ten fazla ülkede kullanılmaktadır (Hawes ve Bonati, 1992).

Çocuktan Çocuğa yaklaşımı, dünyanın fakir ülkelerinde, birinci basamak sağlık hizmeti vermeye (sıtma, ishal gibi…) dayanmaktaydı. Bununla beraber 1990’lı yılların başında Manchester’da, çocukların diğer şartlar ve çevreye uyumunu sağlamak amacıyla, projelerde çeşitli esneklikler yapılarak uygulanmaya başladı. Uluslar arası Sağlık Servisi (NHS) küresel ve ulusal deneyimleri daha üst düzeye çıkartmak için bu yaklaşımı seçti ve 1999’da Londra’da ilk Çocuktan Çocuğa projelerine başladı. Lambeth ve Lewisham’da birinci kademe ve ikinci kademe okulları, okul sonrası kulüpleri, yaz oyunları gibi alanlarda yaklaşık iki yıl süren bir çalışma yaptılar. Londra’da Çocuktan Çocuğa yaklaşımında iki genel aktiviteyi kullandılar: Popüler eğitim ve çocuk katılımı (Gibbs vd., 2002, 6).

(36)

Popüler Eğitim: Toplumsal değişim için eğitim, Çocuktan Çocuğa yaklaşımının birincil şartıdır. Çocuktan Çocuğa yaklaşımı, bu öğrenme modeline dayanmaktadır. İlk çalışma Paolo Friere tarafından, Brezilyalı köylüler ile yapılan okuma yazma çalışmalarıdır. Popüler eğitim, sosyal problemlerdeki kişisel deneyimleri ortaya koymak için fakir ve zengin ülkelerin her ikisinde de uygulanmıştır. Bu çalışmalar yol gösterici olmuş ve neler yapılması gerektiğini öğrenmek daha kolay hale gelmiştir (Gibbs vd., 2002).

Popüler eğitim, başka birinden öğrenme biçimidir. Öğrenicilerinin, nasıl ve ne öğreneceklerini seçmelerini gerektirmektedir. Herkesin öğretebileceği ve öğrenebileceği, uzman gerektirmeyen bir eğitimsel yaklaşımdır (Gibbs vd., 2002).

Çocuk Katılımı: Çocuktan Çocuğa yaklaşımının ikincil şartıdır. En geniş anlamıyla, çocukların kendi dünyalarında oynadıkları oyunlar, anlamlı bir rol oynamaktadır. Ve bunları anlamak için çocuk katılımcılara başvurulmaktadır. Çocuklar aralarında çeşitli konuları tartışıp, etkinlikler sergilemektedir. Yetişkinler, çocukların etkinliklerinde yer alarak, onlara destek olmalıdırlar (Gibbs vd., 2002).

(37)

2.3.2. Çocuktan Çocuğa Eğitim Yönteminin Önemi

Çocuktan Çocuğa Eğitimi; çocukların kendi kendilerine yardım etmesini sağlayan, diğer çocukların, toplumun ve çevrenin gelişimlerine ve sosyal hayat şartlarına katkıda bulunmasını sağlayan bir yaklaşımdır (Child-toChild Trust, 2001).

Çocuktan çocuğa yaklaşımı için seçilen konular, gerek çocukların gerekse toplumun sağlığı için önem taşıyan, çocuklar tarafından iyi ve çabuk anlaşılabilecek, ilgi çekici, somut ve uygulama olanağı olan konular seçilmelidir. Konu seçimi bu özelliklere göre yapıldığında her şeyden önce beslenme, sağlık eğitimi, hijyen, trafik, çevre, özürlülerin saptanması ve yardımcı olunması, hastalıkların izlenmesi ve tedavisi gibi çözümü gerçekleşince toplumun refahını arttırıcı yönde olan konuları gündeme getirmektedir (UNICEF, 1996).

Tüm dünya ülkelerinde gerçekleştirilen çocuktan çocuğa etkinlikleri çocukları, hem kendi sağlıklarını hem de başkalarının sağlık ile ilgili bilgilerini geliştirebileceklerini kanıtlamışlardır. Bu amaçla Çocuktan Çocuğa Eğitim kapsamında, çocukların gerçekleştirebileceği eylemler şunlardır.

 Gerek kendi küçük kardeşlerini gerekse çevrede bulunan kendisinden küçük çocukları bilgilendirmek (Çocuktan Çocuğa).

 Çevredeki diğer çocuklar, özellikle kendilerine göre az fırsata ve eğitime sahip olanları eğitmek (Çocuklardan Çocuklara).

 Sağlıkla ilgili görüş ve mesajları bulundukları toplum içinde yaygınlaştırmaya çalışmak (Çocuklardan Topluma).

(38)

Çocuklara kazandırılan doğru sağlık bilgisi ve alışkanlıklarının aile ve toplumla paylaşılması, çocukların kendileri tarafından kullanılabilmesi ve bir toplumun gelişmesinde çocuktan çocuğa yönteminin yeri yadsınamaz (Hanburry, 1994).

Çocuktan Çocuğa Yaklaşımının kullanımının sonucunda:

1. Çocuklar toplumsal sorunları çözmek için daha çok uğraşabilir. 2. Çocuklar kendileri hakkında daha iyi düşünürler.

3. Çocuklar grupta daha iyi çalışırlar.

4. Çocuklar seçilmiş belirli sorunları hakkında daha iyi düşünürler. 5. Çocuklar ve yetişkinler, birbirleriyle daha iyi iletişim içinde olurlar.

SİSTEMATİK DİYAGRAM:

Okul Hazırlığında Çocuktan Çocuğa Yaklaşımı

İLKOKULLAR İlk Dönem İlkokul Çocukları Son Dönem İlkokul Çocukları

Küçük Çocuklara yardım (0–5 yaş)*

Okula Hazırlanan Çocuklar (Okul Öncesi)

(4–6 Yaş)* Aracı 2

Aracı 1

Çocuklar okula zamanında başlıyor ve daha iyi hazırlanmış oluyorlar.

*Farklı okula başlama yaşlarını belirtmektedir.

(39)

6. Çocuklar kendileri ile ilgili konularda daha ilgili olurlar ve konuşmaktan hoşlanırlar.

7. Çocuklar araştırmalar hakkında daha geniş bilgiye sahip olur ve topluluklarındaki var olan hizmetlerden haberdar olurlar.

8. Toplum çocukları dinlemeye daha açık hale gelir ve çocuklarla daha çok ilgilenirler. 9. Aileler ve toplum, çocukların hayallerini ve umutlarını daha iyi anlayıp, saygı

duyarlar (Gibbs vd., 2002).

2.3.3. Çocuktan Çocuğa Eğitim Yönteminin Özellikleri

İnsanları belli bir amaca göre yetiştirme sürecine ‘’eğitim’’ denir. Öğrenme ise; yaşantılar sonucu bireyde kalıcı izli davranışlar oluşmasıdır.

Çocuktan çocuğa yaklaşımını kullanmaya başlayan herhangi birisi aşağıdaki şekillerde bu uygulamayı kullanabilir:

1. Okullarda

2. Yakın çevre ve ya komşularla 3. Toplumsal kuruluşlarda 4. Çevreci gruplarda 5. Sağlık merkezlerinde 6. Gençlik gruplarında

7. Tatil eğlenceleri planlamalarında 8. Birleştirilmiş sınıflarda

Çocuktan Çocuğa Yaklaşımı yukarıdaki bütün farklı ortamlarda kullanılabilir. Bütün öğretmenler, genç girişimciler, okul hemşireleri, aileler ve toplum için çalışan gruplar, çocukların gelişimi için bu yaklaşımı kullanmaktadır. Ve gelişmeye çalışan toplumlarda 9– 13 yaş arası çocukları tercih etmektedirler. Küçük çalışma gruplarında (yaklaşık 30 kişilik gruplar için) 3–5 yetişkin çocuk yetiştirmektelerdir (Gibbs vd., 2002).

(40)

Çocuktan Çocuğa yaklaşım uygulamalarını, çocukların gelişimlerini dikkate alarak kolaylaştımak gerektirmektedir. Uygulamaları kolaylaştırmak için;

a. Çocukları dikkatlice dinleyin

b. Çocukların düşüncelerini ve deneyimlerini paylaşın c. Esnek olun

d. Açık ve yaklaşılabilir olun e. Yöntem için zaman tanıyın f. Cesaretlendirin

g. Çocukların ihtiyaçlarını göz önünde tutun h. Gülünç şeyleri idare edin

i. Sabırlı olun j. Yapıcı olun k. Demokratik olun l. Eleştirileri dinleyin m. Somut fırsatlar sağlayın n. Gerçekçi geribildirim verin o. Gücü paylaşın

p. Hatalardan ders alın (Gillian ve Smith, 1997).

2.3.4. Çocuktan Çocuğa Eğitim Yönteminin Basamakları

Çocuktan çocuğa etkinliklerin temelinde verilen mesajların öğretilmesi ve unutulmamasının sağlanması yatar. Bu durum belirli bir süreç gerektirir. Bu süreç içinde öğretmen denetleyici olmaktan çok, yol göstermelidir. Çocuklar bu öğrenme sürecinde çok geniş bir denetime sahip olup, etkinliklerin içine daha fazla girerek katılımda bulunurlar. Bu yöntemin öğrenme basamaklarını oluşturan zig-zag ya da altı adım yaklaşımı, yetişkinlerin bir öğretmen olarak çocuklarla çalışmasında, çocukların öğrenme sürecinde en çok kullanılan yöntemlerden birisidir (UNICEF, 1998; Giffort, 2003).

(41)

1. Adım; Hedeflerin Seçimi:

Çalışılacak konu şu şekilde belirlenir: Çocuklar çalışmak istedikleri konuyu-sorunu teker teker söylerler. Her bir çocuğun söylediği listelenir. Listeden ortak çalışmak istedikleri konuyu belirlerler. Bu aşama tamamen çocuklara bırakılır. Böylece hem kendi istedikleri alanda çalışırlar hem de grup çalışması ön plana çıkmış olur (UN ICEF, 1992).

2. Adım; Bilgi Toplama: Bu aşamada çocuklar seçmiş oldukları konu ile ilgili araştırma yapıp, ön bilgileri toplama aşamasıdır. Çocukların konu hakkındaki ön bilgileri yoklanır ve görüşleri alınır. Çocukların öğrendikleri ile okul ve ev arasında ilişkiler kurmaları sağlanır. Çocuklar nasıl bilgi toplanacağını ve belgeleneceğini öğrenip, önemli iletişim becerilerini kazanırlar. Araştırmalar, yüz yüze görüşmeler, anketler, gözlemler, konu ile ilgili tartışmalar en önemli bilgi toplama yollarıdır. Toplanan bu bilgiler, grafik ve çizelgelerle gösterilebilirler (UNICEF, 1992).

3. Adım; Planlama: Çocuklar topladıkları bilgileri öğrenme alanına getirerek bu bilgileri sunarlar ve daha sonraki etkinliklerin planlanmasında temel olarak kullanırlar.

Öğretmen burada çocukların topladıkları bilgilerin doğruluğunu ve sunum yapılıyorsa sonucu denetlemekten sorumludur. Bilgileri önem sırasına koymada destek olmalıdır. Her etkinliğe özgü mesajı daha iyi iletebilecekleri ilginç tasarımlarda çocuklara yardımcı olunmalıdır(oyun, piyes, poster v.b) (UNICEF, 1992).

4. Adım; Uygulama- İş Yapma: Çocukların yaşama (aile-toplum) ve öğrenme alanlarında (ev-okul) uygulamaya geçmeleridir. Bu aşamada çocuk yardım edebilir ya da işi kendi yapabilir. Örneğin oral rehidratrasyon sıvısının hazırlanması, okulun temizlenmesi gibi… Uygulamada yaptıklarını anlatmak ve mesajların paylaşımını sağlamak için oyun, rol yapma, anlatma, afiş hazırlama gibi yollar kullanılabilir (UNICEF, 1992).

(42)

5. Adım; Sonuçları Değerlendirme-Tartışma: Tartışarak ve sonuçlara bakarak neler yapılabildiği konusunda değerlendirme yapılır. Örneğin kaç kişi rehidratrasyon sıvısını hazırlayabildi, kaç kişi bu görevleri aileye ve çevreye iletti…

Burada öğretmen ve çocuklar yaptıklarının etkinliklerini değerlendirirler. Beklenmedik sorunlarla karşılaşıldığında uygun çözümler uygulanmalıdır. Burada gereli ise önceki adımlara dönüp, tekrarlama yapılabilir (UNICEF, 1992).

6. Adım; toplumsal sorunlar ile ilgili mesajları yaşamın bir parçası haline getirmek için bu adım, çocukların dördüncü adıma kadar uyguladıkları etkinlikleri geliştirip, yeniden uygulamalarını içerir (UNICEF,1992).

2.3.5. Çocuktan Çocuğa Uygulamalarında Öğretim Yöntemleri

Çocukları etkinliklere katmak için, konuların eğlendirici biçimde verilmesi gerekmektedir. Çocuktan Çocuğa Uygulamalarında dokuz farklı eğitim yöntemi kullanılabilmektedir.

1.Çiz ve Anlat: Tahta ve alıştırma kitapları kullanılabilir ve yapılacaklarla ilgili listeler hazırlanabilir (UNICEF, 1994).

2.Tartışma Grupları: Çocukların sorunları daha iyi anlayarak neler yapılacağına karar vermelerinde kullanılabilecek en etkin yollardan biridir.

Çocuklar ve kendi aralarında tartışma yapacak gruplar iyi planlanmalıdır. Bu etkinlik çocukların öğrenmesini derinleştirir, yeni öğrendiklerini eski bilgileri ile birleştirme yardımcı olur. Her grup için yöneticiye ve eğer okul çağı çocukları ise bir yazıcıya gereksinim vardır. Çocuklar birbirlerini görebilecek biçimde oturtulmalı ve sıra ile herkesi dinlemeyi ve soruları yanıtlamayı öğrenmelidirler (Akt. Batak, 1997).

(43)

Tartışma konusu yapılacak etkinlik için düşüncelerin oluşturulmasında deneyimler, resimler, resimli kitaplar, öyküler, rol oynamak, çağrışım oyunu gibi yöntemler kullanılabilir (UNICEF,1994).

1. Öyküler yaratmak: Öyküye başlamadan önce çocukların her biri rahatça görülebilecek biçimde toplanmalı, öykü öncesi bazı sorular sorularak, sonrasında bunların yanıtlarının isteneceği açıklanmalıdır. Çocukların öyküye katılmaları, yorumlarını söylemeleri, hatta kendini kahramanların yerine koymaları sağlanmalıdır. Daha sonra öykü, tiyatro eseri gibi çalışmaları canlandırılarak sorular sorulabilir. Çocuklardan öyküye farklı sonuçlar bulmaları istenebilir, en önemlisi bu öyküleri aileleri ve diğer arkadaşları ile paylaşmaları sağlanmalıdır (Kantarcıoğlu, 1990).

2. Resimler: Bilgi ifadesi olarak kullanılabilirler. Çocuklara gerçek yaşamda göremeyecekleri bazı durum ve nesneleri göstermek amacıyla ya da zor anlaşılır konuları daha kolay anlaşılır hale getirmek için resim kullanılabilir. Örneğin; beslenme bozukluğu olan çocuk resmi…

Resimlerle tartışma, analizler, öykü yaratma, canlandırma yapılabilir. Özellikle grubun önünde çizilen ve grubun resme katkıda bulunmasına izin verilen resimlerde denetim, seçim ve daha etkili öğrenme şansı sağlanır (Luswata, 1992).

3.Deney ve Gösteriler: Özellikler beslenme ile ilgili düşünceleri anlamasında önemlidir. Öğretmen gösteri yolu ile öğretebilir. Olanak olduğunda çocukların kendi deneylerini hazırlayıp yapmaları sağlanmalıdır (UNICEF, 1994).

4.Araştırmalar: Özellikle çocuk deneyim kazanana kadar seçilen araştırma konuları, karmaşık olmayan, insanların duygusal davranmayacağı konularda olmalıdır. Araştırmanın nasıl yapılacağı çocuklara öğretilmeli ve uygulanabilirliği daha önceden

(44)

belirlenmelidir. Çocukları araştırmaya yönlendirmenin en iyi yolu, onların toplumsal sorunlardan ve sağlık konularından haberdar olmalarını ve bunları öğrenmeye etkin bir biçimde katılmalarını sağlamaktır (UNICEF, 2000).

5.Tiyatro: Çocuklar beslenme ile ilgili mesajları iletirken maske, kostüm, kukla gibi materyallerle öyküleri canlandırabilirler. Oyundan sonra farklı sonuçlar üzerinde tartışılarak konu ve konu olabilecek farklı durumlar üzerinde düşünmeleri sağlanabilir. Çocuklar rol yaparken kullandıkları farklı durumlar üzerinde düşünmeleri sağlanabilir. Çocuklar rol yaparak empati kurmayı öğrenirler. (UNICEF, 2000).

Çocuklar rol yaparken sözcükler, mimikler ve hareketler kullanır. Vücut dilini kullanarak iletişim kurar ve hayal güçlerini geliştirirler. Tiyatronun öğeleri olan bu davranışlar, çocukların düşündüklerini ve kendilerini kendi yöntemleri ile anlattıklarının göstergeleridir. Bir sorunun anlaşılması ve çözümünde rol yapma önemli bir öğrenme yoludur (UNICEF, 2000).

6.Şarkı ve Şiirler: Önemli mesajların öğrenilmesinde eğlenceli bir yol olan şarkı ve şiir, aynı zamanda tiyatro içinde kullanılabilir. Çocuklar için kolay bir öğrenme yoludur (UNICEF, 1994).

7.Oyunlar: Çocuklar birçok şeyi oyun yolu ile öğrenip, bu sayede rahatlayıp yeni beceriler kazanırlar. Oyun, çocuğun en doğal öğrenme ve yaratma durumudur. Bu yaklaşımda oyunlara, küçük yaş grubu çocuklarında sıkça yer verilmelidir (UNICEF, 1995).

(45)

Tüm deneyim ve gözlem yeteneklerini oyunlarında sergilerler. Oyun, çocuğun kendini ifade etmesine olanak sağlar, yaşıtlarıyla uyum kurmasına yardımcı olur. Ayrıca oyun kurma ile çocuk ilk toplumsallaşmasını gerçekleştirir. Çocuğun oyunlarındaki davranış biçimi onun aile içinde aldığı eğitimi de yansıtır. Oyun çocuğun kişilik gelişimi konusunda bilgi verir. Oyun ortamı hazırlanırken, çocukların gelişim düzeyine uygun ve sağlığa zarar vermeyecek materyaller seçilmeli ve ortam güvenli olmalıdır (Batak, 1997).

Oyun yolu ile çocuklar yeni kelime ve cümleleri öğrenebilir ve yeni oyunlar yaratabilirler.

Bunların dışında oyunlar sergiletmek, yaşamdan örnek olaylar anlatmak, testler uygulamak, dramalar yaptırmak veya gerçekçi hikâyelerin hazırlanıp uygulanması gibi metodlarda kullanılmaktadır (Rana, 2007).

2.3.6. Okul Öncesi Dönemde Çocuktan Çocuğa Eğitim Yönteminin Yeri

Çocuğun gelişiminde ilk yıllarda önce psiko-motor gelişim ön planda olurken, daha sonraki yıllarda bilişsel öğrenme ve sosyal öğrenme ön plana çıkmaktadır. Çevre uyarıcıları ile sosyal çevre çocuğu bu dönemde önemli ölçüde etkilemektedir. Uyarıcıları fazla olan bir çevrede yetişen çocuğun bilişsel gelişimi daha iyi olurken, uyarıcısı az olan çevrede yetişen çocuğun bilişsel gelişimi yaşıtlarının gerisinde kalacaktır. Çocukluk çağındaki gelişimin önemsenmesinin sosyal sonuçları, okul öncesi eğitimde ve aile tabanlı eğitimde kaliteye yönelik değişikliklerin yapılması gereksinimi ihtiyacını ortaya çıkarmıştır (Lansdown, 1995).

Bu gerçeklerden yola çıkılarak, evde bakım, çocuk bakım merkezleri, ana-baba eğitimi, kitle iletişim araçlarından yararlanma, bilginin yaygınlaştırılması gibi ailelere ve çocuklara daha çabuk ve ekonomik ulaşılabilecek alternatif modellerin geliştirilme gerekliliği sonucuna varılmaktadır (UNICEF, 2008).

(46)

Araştırmalar iyi bir biçimde desteklenen çocukların daha sonraki okul yaşamında daha sağlıklı ve başarılı olduklarını göstermiştir. Örneğin; Bostwana’da küçük öğretmenler diye anılan okul çocuklarından her biri bir çocuğun okula katılımından sorumludur. Onlara sağlıkla ilgili doğruları öğretmekte, kendi temizliklerine dikkat etmelerini sağlamakta ve ilk okuma alıştırmalarına ve sayı oyunlarına yardımcı olmaktadırlar. Araştırmalar bu küçük öğretmenlerin, bu tür sorumlulukları olmayan çocuklara göre derslerinde daha başarılı olduklarını göstermektedirler. Bu çocukların sorumluluk duygusunun artması bunun nedenlerinden biri olarak değerlendirilmektedir (UNICEF, 2008).

Çocuktan çocuğa yaklaşım ile eğitim, bu dönemde kullanılabilecek etkili bir yöntemdir. Kaynaklara başvururken çocuklarla birlikte yetişkinler de öğrenir, çocuklar bilgilerini paylaşırken paylaştıkları bireyler öğrenir, kendileri de öğrendiklerini pekiştirirler (Webmer, 1993).

2.3.6.1. Sınıf İçi ve Dışı Etkinlikler

Çocuktan Çocuğa Eğitim etkinlikleri, tek bir derste değil zaman içinde, özellikle sağlık (beslenme, hijyen) bilgisi içeren derslerde kullanılabilir. Sınıftaki etkinlikler, evdeki ve toplum içindeki etkinliklerle paralel yürütülür (Somerset, 1987).

Çocuktan Çocuğa yönteminin uygulandığı okullarda, etkinlikleri planlayıp, düzenleyecek bir sağlık komitesi oluşturulur. Yaşamsal önemi olan mesajların iletiminde, televizyon, radyo gibi kitle iletişim araçları da kullanılabilir (UNİCEF, 1995).

Çocuktan Çocuğa yöntemi sınıf dışında tüm etkinliklerde kullanılabilir. (Yaz okulları, kurslar, tatil eylenceleri vb.) Oynanan oyunlarda bile içeriğine anlamlı mesajlar

(47)

katarak çocukların öğrenmeleri sağlanır. Bu sayede çocuklar öğrendiklerini aktarabilirler. Bu bir iletişime dayalı yaklaşımdır. Çocuğun öğrenmesi, diğer çocukları, ailelerini ve toplumu dolaylı olarak etkilemektedir (Peralta, 2002).

2.3.6.2. Okul Dışı Etkinlikler

Çocuktan Çocuğa Eğitim yönteminin temelinde sadece okul etkinlikleri yoktur. Okulun düzenli programı ile birleştirilmezse, bu etkinlikler okul dışında yapılabilir. Çocuklar bir araya geldikleri zaman; gençlik grupları, sağlık merkezleri, göçmen kampları ve sorunlu çocukların bulunduğu gruplar içinde bu etkinliğe yer verilebilir (Hanbury, 1994).

Okul dışında; yakın çevre ve komşularda, toplumsal kuruluşlarda, çevreci kuruluşlarda, sağlık merkezlerinde, gençlik kamplarında, tatil eylence yerlerinde bu uygulamaya yer verilebilir. Böylece hem eğitim okul dışına taşınmış olur, hem de etkilenen grup sayısı artar.

2.3.7. Resmi Eğitim Sisteminin İçinde Çocuktan Çocuğa Eğitim Etkinlikleri

Çocuktan Çocuğa Eğitim yaklaşımının, ilköğretim programı genel hedefleri içinde yer alması istenilen bir yaklaşımdır. Bu anlayış UNESCO, UNICEF ve birkaç hükümet (Zambia ve Gana) tarafından benimsenmiş bir politikadır.

Türkiye, Nepal, Hindistan gibi pek çok ülke, çocuktan çocuğa yaklaşımını kendi sağlık müfredatları içinde önerilen bir yaklaşım olarak açıklamışlardır. Uganda, Sierra Lona ve Zambia’da ise çocuktan çocuğa yaklaşımı öğretmen okullarının programlarına girmiştir (Batak, 1997).

Şekil

Tablo  -7:  Bazı  şeker,  şekerli  yiyecekler  ve  yağların  yenebilen  100  gramlarının  sağladığı enerji ve besin öğeleri miktarları
Tablo 8. Çocuklar ve Ailelerine İlişkin Bulgular               Deney Grubu                  (n = 20)            Kontrol Grubu                (n = 20)  n  %  n  %  Cinsiyet  Erkek                                                  9                       45
Tablo -9: Deney ve Kontrol Grubu Öntest Sonuçları
Tablo  9’da  yer  alan  deney  ve  kontrol  grubunun  beslenme  alışkanlıkları  ortalama  puanlarına  bakıldığında,  deney  grubunun  ön  test  ortalama  puanının  46,52  olduğu,  kontrol  grubunun  ise  ortalama  puanının  45,30  olduğu  görülmektedir
+2

Referanslar

Benzer Belgeler

• Erkek ve kadın bireylerin enerji ve protein tüketim miktarlarının RDA’ya göre değerlendirilmesinde cinsiyete göre gösterdikleri fark istatistiksel olarak anlamlı

• Kalsiyuma olan ihtiyaç gebelikte arttığı için daha çok absorbe edilir ve kullanılır.. • Gebeliğin erken dönemlerinde kalsiyum ihtiyacı artmakla birlikte, fetusun

Okul öncesi dönem yetişkinlik için temel oluşturan pek çok alışkanlığın geliştirildiği bir dönemdir.. Bu dönemde yeterli ve dengeli beslenme kadar, iyi

Farklı şeyler öğrenilir (beslenme, hastalık, psikolojik durum) Yaşam boyu sürecek davranışlar

類別:奶類 營養素:主要提供鈣質、蛋白質及維生素B2

We wish to draw attention to anesthesiologists of the possibility that even in the presence of a negative aspiration test or without noticeable dural puncture, the injected drugs

中文摘要 螺旋 基異  類似物之合成與立 體化學之研究 JKL 1067 (2,3-methylenedioxy-9,10-dimethoxyspirobenzylisoquino

With this Communication (COM(2011) 743 final) Commission proposed a four pillars approach to migration and mobility: (1) Organizing and facilitating legal migration and