Okul Öncesi Dönem Çocuklarda Beslenme
Dr. Hülya YARDIMCI
Ankara Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik bölümü
Okul Öncesi Dönem Çocuklarda Beslenme
Dr. Hülya YARDIMCI
Ankara Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik bölümü
Toplumların sağlıklı gelecekleri için temel, sağlıklı yetişmiş çocuklardır.
Okul öncesi dönem yaşamın en duyarlı dönemlerinden biridir. Bu dönemde içinde bulunulan çevre, alınan uyarılar, çocuğun fiziksel, zihinsel, sosyal ve ruhsal yönden büyüme ve gelişiminde çok etkin
rol oynar.
Yeterli ve dengeli beslenme doğumdan ölüme kadar insan yaşamı boyunca yalnız fizyolojik gereksinimin giderilmesi için değil, aynı zamanda psikolojik ve sosyolojik gereksinimlerin giderilmesinde de
önemli bir yer tutar.
Okul öncesi dönem yetişkinlik için temel oluşturan pek çok alışkanlığın geliştirildiği bir dönemdir.
Bu dönemde yeterli ve dengeli beslenme kadar, iyi geliştirilmiş sağlıklı beslenme alışkanlıkları edinmek
de önemlidir.
Okul öncesi dönem yetişkinlik için temel oluşturan pek çok alışkanlığın geliştirildiği bir dönemdir.
Bu dönemde yeterli ve dengeli beslenme kadar, iyi geliştirilmiş sağlıklı beslenme alışkanlıkları edinmek
de önemlidir.
Okul öncesi dönem denildiğinde çocuğun genellikle okula başlamadan önceki bir iki yılı anlaşılmaktadır.
Ancak unutulmamalıdır ki, çocuğun sağlıklı bir okul öncesi dönem geçirmesi, doğumdan o döneme kadar
geçirdiği dönemin sağlıklı olmasına bağlıdır.
0-1 yaş arası dönem bebeklik dönemi, 1-3 yaş oyun çağı ve 3-6 yaş arası da okul öncesi dönemdir.
Okul öncesi dönem denildiğinde çocuğun genellikle okula başlamadan önceki bir iki yılı anlaşılmaktadır.
Ancak unutulmamalıdır ki, çocuğun sağlıklı bir okul öncesi dönem geçirmesi, doğumdan o döneme kadar
geçirdiği dönemin sağlıklı olmasına bağlıdır.
0-1 yaş arası dönem bebeklik dönemi, 1-3 yaş oyun çağı ve 3-6 yaş arası da okul öncesi dönemdir.
İki-üç yaşını kuralları öğrenerek geçiren çocuk üç-dört yaşlarda hayal
dünyasının genişlediği bir döneme girer. Dört-altı yaşlar yaratacılık dönemi olarak adlandırılır. Okul öncesi dönemde fiziksel aktivite yüksektir,koşma vs..
Taklit etme yeteneği başlar, yemekte ebeveyni taklid ederler.
İki-üç yaşını kuralları öğrenerek geçiren çocuk üç-dört yaşlarda hayal
dünyasının genişlediği bir döneme girer. Dört-altı yaşlar yaratacılık dönemi olarak adlandırılır. Okul öncesi dönemde fiziksel aktivite yüksektir,koşma vs..
Taklit etme yeteneği başlar, yemekte ebeveyni taklid ederler.
Okul öncesi dönem çocuğu yemeğini yardımsız yiyebilir. Ancak çalışmalar, beş yaşa kadar da çocukların kendi başlarına yemek yiyememelerinin normal kabul edilmesi gerektiğini göstermektedir.
Okul öncesi dönem çocuğu yemeğini yardımsız yiyebilir. Ancak çalışmalar, beş yaşa kadar da çocukların kendi başlarına yemek yiyememelerinin normal kabul edilmesi gerektiğini göstermektedir.
Çocuk 6 yaştan sonra hala kendisi yiyemiyorsa bu normal değildir. Çocuklar 4 yaşında bıçak kullanabilirler ancak sert besinleri yardımsız kesemezler. Kesme işlemi 6 yaşından sonra başarılabilir ve çocuklar ancak 7 yaşında yemekte yalnız bırakılabilirler.
Çocuk 6 yaştan sonra hala kendisi yiyemiyorsa bu normal değildir. Çocuklar 4 yaşında bıçak kullanabilirler ancak sert besinleri yardımsız kesemezler. Kesme işlemi 6 yaşından sonra başarılabilir ve çocuklar ancak 7 yaşında yemekte yalnız bırakılabilirler.
• Yutmak için çocuklar daha çok dilleri yerine yanaklarını
kullanırlar. Besinleri parmaklarıyla kaşığın üzerine itmeye, çatal ile yiyecek almaya ve bardak ile içmeye başlarlar.
• Yutmak için çocuklar daha çok dilleri yerine yanaklarını
kullanırlar. Besinleri parmaklarıyla kaşığın üzerine itmeye, çatal ile yiyecek almaya ve bardak ile içmeye başlarlar.
Okul öncesi dönem çocuğu, besinlere karşı belirli ve kesin tavırlar koymaya başlar.
Bu yaş grubu çocuklar besin grupları içinde en az sebzeleri severler.
Ayrıca bu yaş grubu çocuklar besinleri karışık olarak tüketmekten hoşlanmazlar.
Besini tanıyabilecekleri şekilde görmek ister ve besinler elleri ile yiyebilecekleri şekilde olursa daha çok severler.
Okul öncesi dönem çocuğu, besinlere karşı belirli ve kesin tavırlar koymaya başlar.
Bu yaş grubu çocuklar besin grupları içinde en az sebzeleri severler.
Ayrıca bu yaş grubu çocuklar besinleri karışık olarak tüketmekten hoşlanmazlar.
Besini tanıyabilecekleri şekilde görmek ister ve besinler elleri ile yiyebilecekleri şekilde olursa daha çok severler.
Anneler, sebzeleri çocuklara sunarken pişirme şekli ve servisine özen
göstermelidirler.
Bu yaş çocuklar genellikle lahana, karnabalar, pırasa, kereviz gibi sebzeleri yemezler. Keskin tatlar ve
kokulara çok hassastırlar. Bu nedenle çiğ yenebilen domates, havuç gibi sebzeleri pişmiş diğer sebze yemeklerinden daha çok
tercih ederler.
Sınırlı da olsa yediği birkaç sebze ve yediği çeşitli meyveler, sebze ve meyve grubundan alması gereken besin ögelerini karşılamaya yeter.
Anneler, sebzeleri çocuklara sunarken pişirme şekli ve servisine özen
göstermelidirler.
Bu yaş çocuklar genellikle lahana, karnabalar, pırasa, kereviz gibi sebzeleri yemezler. Keskin tatlar ve
kokulara çok hassastırlar. Bu nedenle çiğ yenebilen domates, havuç gibi sebzeleri pişmiş diğer sebze yemeklerinden daha çok
tercih ederler.
Sınırlı da olsa yediği birkaç sebze ve yediği çeşitli meyveler, sebze ve meyve grubundan alması gereken besin ögelerini karşılamaya yeter.
• Et, bu yaşlarda büyük parçalar halinde tüketilemez. Bu nedenle genellikle kıyma şeklinde kullanılır.
Anneler çoçuklarının bonfile, pirzola vb et tüketmelerini
istiyorlarsa, iyi pişirilmiş olmalarına özen göstermeli ve bu etleri çocukları için kendileri küçük
parçalara bölmelidir.
• Çocuk büyük parça eti, kendisi keserek ancak 7-8 yaşlarında
yiyebilir.
• Bu dönemde süt tüketimi azalır(1-2 porsiyon tüketirler)
• Yumurta genelde sevilir, ekmek ve krakere eğilim vardır.
• Et, bu yaşlarda büyük parçalar halinde tüketilemez. Bu nedenle genellikle kıyma şeklinde kullanılır.
Anneler çoçuklarının bonfile, pirzola vb et tüketmelerini
istiyorlarsa, iyi pişirilmiş olmalarına özen göstermeli ve bu etleri çocukları için kendileri küçük
parçalara bölmelidir.
• Çocuk büyük parça eti, kendisi keserek ancak 7-8 yaşlarında
yiyebilir.
• Bu dönemde süt tüketimi azalır(1-2 porsiyon tüketirler)
• Yumurta genelde sevilir, ekmek ve krakere eğilim vardır.
Okul Öncesi Dönem
Çocukların Enerji ve Besin Ögesi Gereksinimleri
Çocuklar, genetik yapıları, anne karnındaki ve bebeklik dönemindeki beslenme durumları,
geçirdikleri hastalıklar vb nedenlerle birbirlerinden büyük farklılıklar gösterirler.
Bu nedenle, hiçbir çocuğun besin gereksinimi
bir diğerine eşdeğer değildir.
• Çocukların boy ve ağırlıkları değerleri 15.-85. persentiller arasında ise büyümeleri normal kabul edilir.
• Ağırlık artışı üç yaştan sonra yılda ortalama 2,5 kilo, boy artışı ise 5-7 cm. dir.
• Çocuklar genellikle dört yaşında doğum boylarının iki katına ulaşırlar.
Büyümenin izlenmesi
1-10 yaş AĞIRLIK: yaşx2+8(+-%20) BOY: yaşx5+76-80(+-%10)
• Çocukların boy ve ağırlıkları değerleri 15.-85. persentiller arasında ise büyümeleri normal kabul edilir.
• Ağırlık artışı üç yaştan sonra yılda ortalama 2,5 kilo, boy artışı ise 5-7 cm. dir.
• Çocuklar genellikle dört yaşında doğum boylarının iki katına ulaşırlar.
Büyümenin izlenmesi
1-10 yaş AĞIRLIK: yaşx2+8(+-%20)
BOY: yaşx5+76-80(+-%10)
• Enerji Gereksinimi:
Üç-altı yaş çocukların günlük almaları gereken enerjinin belirlenmesi için basit bir formülden yararlanılır.
Enerji Gereksinimi = Enerji hesabı =1000+ yaşx100 yada 90-100 kcal/kg/gün OGA
Buna göre üç yaşında 1300, 4 yaşında 1400, 5 yaşında 1500 kalorilik enerji almaları gerekir.
Ancak bunlar ortalama değerlerdir, çocuğun bulunduğu persentil değerine göre alacağı enerji azalır ya da çoğalır. Çocuğun aldığı enerjinin yeterli olup olmadığı büyümenin izlenmesi ile anlaşılır.
Enerjinin % 15’i proteinden, % 55’i karbonhidratlardan, % 30’u yağlardan gelmelidir
• Enerji Gereksinimi:
Üç-altı yaş çocukların günlük almaları gereken enerjinin belirlenmesi için basit bir formülden yararlanılır.
Enerji Gereksinimi = Enerji hesabı =1000+ yaşx100 yada 90-100 kcal/kg/gün OGA
Buna göre üç yaşında 1300, 4 yaşında 1400, 5 yaşında 1500 kalorilik enerji almaları gerekir.
Ancak bunlar ortalama değerlerdir, çocuğun bulunduğu persentil değerine göre alacağı enerji azalır ya da çoğalır. Çocuğun aldığı enerjinin yeterli olup olmadığı büyümenin izlenmesi ile anlaşılır.
Enerjinin % 15’i proteinden, % 55’i karbonhidratlardan, % 30’u yağlardan gelmelidir
• Protein Gereksinimi:
Okul öncesi dönem çocukları günlük protein gereksiniminin yarıdan fazlası et, süt, yumurta gibi iyi kalite proteinden sağlanmalıdır.
• (0.95 g/kg/gün (2-3 yaş)- 1.1g/kg/gün (4-5 yaş)).
• Çocuğun sıvı gereksinimi ise= 100-120 mL / kg/gün yada kcal başına 1 mL.
• Protein Gereksinimi:
Okul öncesi dönem çocukları günlük protein gereksiniminin yarıdan fazlası et, süt, yumurta gibi iyi kalite proteinden sağlanmalıdır.
• (0.95 g/kg/gün (2-3 yaş)- 1.1g/kg/gün (4-5 yaş)).
• Çocuğun sıvı gereksinimi ise= 100-120 mL / kg/gün yada kcal başına 1 mL.
• Vitaminler önemlidir ancak vitaminlerin fazla alınmalarının (A,D,E,K) zararlı etkileri göz önüne
alınarak hiçbir zaman doktor ve diyetisyene danışmadan fazla vitamin tüketilmemelidir.
• Vitaminler önemlidir ancak vitaminlerin fazla alınmalarının (A,D,E,K) zararlı etkileri göz önüne
alınarak hiçbir zaman doktor ve diyetisyene danışmadan fazla vitamin tüketilmemelidir.
Günümüzde çocuklar yeterli posa tüketmemektedir.
Önerilen miktar 4-9 yaş için 20-25 g/gün dır.
Çocuklar için en iyi posa kaynakları; tam tahıllar, meyveler ve sebzelerdir.
Günümüzde çocuklar yeterli posa tüketmemektedir.
Önerilen miktar 4-9 yaş için 20-25 g/gün dır.
Çocuklar için en iyi posa kaynakları; tam tahıllar, meyveler ve sebzelerdir.
• Çocuklar için önemli mineraller, kalsiyum,fosfor ve demirdir.
Kalsiyum ve demiri yeterli miktarda sağlayan besinler diğer tüm mineralleri de sağlarlar.
• Kalsiyum yetersiz alınırsa çocuklarda büyüme geriliği ve raşitizm görülür. En iyi kalsiyum kaynakları, süt, peynir,
yoğurt, fındık, fıstık gibi kuruyemişler ve yeşil yapraklı sebzelerdir.
• Çocuklar yeterli demir alamadıklarında ya da doğru beslenmediklerinde demir yetmezliği anemisi oluşur.
Demirden zengin besinler et, yumurta, yeşil yapraklı sebzeler, kuru baklagiller, kuruyemişler, yağlı tohumlar,
pekmez ve kuru meyvelerdir.
• Çocuklar için önemli mineraller, kalsiyum,fosfor ve demirdir.
Kalsiyum ve demiri yeterli miktarda sağlayan besinler diğer tüm mineralleri de sağlarlar.
• Kalsiyum yetersiz alınırsa çocuklarda büyüme geriliği ve raşitizm görülür. En iyi kalsiyum kaynakları, süt, peynir,
yoğurt, fındık, fıstık gibi kuruyemişler ve yeşil yapraklı sebzelerdir.
• Çocuklar yeterli demir alamadıklarında ya da doğru beslenmediklerinde demir yetmezliği anemisi oluşur.
Demirden zengin besinler et, yumurta, yeşil yapraklı sebzeler, kuru baklagiller, kuruyemişler, yağlı tohumlar,
pekmez ve kuru meyvelerdir.
Okul Öncesi Dönem Çocuklarda Beslenme Sorunları Okul Öncesi Dönem Çocuklarda Beslenme Sorunları
Besin seçme
• En büyük etken aile bireylerinin besinlere karşı tutumudur. Çocuk aile içinde gördüğünden oldukça etkilenir.
Çocuklar özellikle meyve ve sebze gibi yeni yiyecekleri denemekte isteksiz olabilirler.
• Çocuklar bazen sofrada oturur ancak yemek dışında herhangi bir şey ile ilgilenebilir.
• Çocuklar belirli renk veya dokuda besinleri reddedebilir. Örneğin kırmızı ve yeşil renkli;
çekirdeği olan veya peltemsi yiyecekleri reddedebilir.
• Aynı zamanda oyun, çocuk için çok çekici olacağından yemek yemeyi unutabilir. Bunun yanında çocuklar bazı besinleri sevmezler, zorlamak o besine karşı tiksinti, reddetme duygusu oluşturur.
• Bu durumda çocuğun üzerine gidilmemeli, daha sonra tekrar yemesi denenmelidir. Eğer her denemede çocuk o besini yemeyi reddediyorsa, diğer yemeklerle birlikte garnitür olarak yedirilmeye çalışılabilir.
• Bu yaşlarda beslenme, çocuk ve ailesi arasında duygu alışverişini belirtmenin en iyi yolu olduğu için, besin seçme çoğu zaman ilgiden hoşlanmaktan ötürüdür.
Besin seçme
• En büyük etken aile bireylerinin besinlere karşı tutumudur. Çocuk aile içinde gördüğünden oldukça etkilenir.
Çocuklar özellikle meyve ve sebze gibi yeni yiyecekleri denemekte isteksiz olabilirler.
• Çocuklar bazen sofrada oturur ancak yemek dışında herhangi bir şey ile ilgilenebilir.
• Çocuklar belirli renk veya dokuda besinleri reddedebilir. Örneğin kırmızı ve yeşil renkli;
çekirdeği olan veya peltemsi yiyecekleri reddedebilir.
• Aynı zamanda oyun, çocuk için çok çekici olacağından yemek yemeyi unutabilir. Bunun yanında çocuklar bazı besinleri sevmezler, zorlamak o besine karşı tiksinti, reddetme duygusu oluşturur.
• Bu durumda çocuğun üzerine gidilmemeli, daha sonra tekrar yemesi denenmelidir. Eğer her denemede çocuk o besini yemeyi reddediyorsa, diğer yemeklerle birlikte garnitür olarak yedirilmeye çalışılabilir.
• Bu yaşlarda beslenme, çocuk ve ailesi arasında duygu alışverişini belirtmenin en iyi yolu olduğu için, besin seçme çoğu zaman ilgiden hoşlanmaktan ötürüdür.
İştahsızlık* Zayıflık
• Yeme sorunlarının başında gelen bir durumdur.
• Gerçek anlamda iştahsızlık, çocuğun besini almak istememesi ile ortaya çıkan bir durumdur.
Kansızlık, bağırsak parazitleri, hastalıklar çocukta iştah kaybına yol açabilir. Bu gerçek anlamda iştahsızlıktır. Yeme isteği kaybolmuş, hemen hemen hiçbir şeyi yemek istememektedir. Bu durumda kilo kaybı kaçınılmazdır. Kısa süreli bir hastalık nedeniyle ortaya çıkan bu gibi
durumlar geçicidir ve asıl sorun ortadan kalktığında süratle iştah düzelir ve kaybedilen kilolar çabucak geri alınır.
• Gerçek olmayan iştahsızlık durumunda ise çocuk yeme konusunda isteksiz ya da bazı
yiyecekleri yemek istemesine karşın bazılarını yemek istememektedir, seçici davranmaktadır.
Bunun nedeni bir dönem bazı koku ve tatlara aşırı hassasiyet olabilir. Bu durum besin seçmedir.
• Çocuğun iştahını etkileyen en büyük etmen yemeğin görüntüsü ve kokusudur.Ve örnek aldığı kişilerin ne yiyip içtiği de önemlidir.
• Ülkemizde malnütrisyon nedeni ile enfeksiyon hastalıkları sonucu ölüm oldukça yüksektir.
İştahsızlık* Zayıflık
• Yeme sorunlarının başında gelen bir durumdur.
• Gerçek anlamda iştahsızlık, çocuğun besini almak istememesi ile ortaya çıkan bir durumdur.
Kansızlık, bağırsak parazitleri, hastalıklar çocukta iştah kaybına yol açabilir. Bu gerçek anlamda iştahsızlıktır. Yeme isteği kaybolmuş, hemen hemen hiçbir şeyi yemek istememektedir. Bu durumda kilo kaybı kaçınılmazdır. Kısa süreli bir hastalık nedeniyle ortaya çıkan bu gibi
durumlar geçicidir ve asıl sorun ortadan kalktığında süratle iştah düzelir ve kaybedilen kilolar çabucak geri alınır.
• Gerçek olmayan iştahsızlık durumunda ise çocuk yeme konusunda isteksiz ya da bazı
yiyecekleri yemek istemesine karşın bazılarını yemek istememektedir, seçici davranmaktadır.
Bunun nedeni bir dönem bazı koku ve tatlara aşırı hassasiyet olabilir. Bu durum besin seçmedir.
• Çocuğun iştahını etkileyen en büyük etmen yemeğin görüntüsü ve kokusudur.Ve örnek aldığı kişilerin ne yiyip içtiği de önemlidir.
• Ülkemizde malnütrisyon nedeni ile enfeksiyon hastalıkları sonucu ölüm oldukça yüksektir.
DEMİR VE İŞTAH ?
• Demir eksikliği anemisi (DEA) en sık görülen nütrisyonel anemidir
• En belirgin klinik bulgularından biri iştahsızlıktır
• Bir çok çalışmada İştah uyarıcı olan ghrelin düzeyi ile demir düzeyi arasında pozitif bir ilişki olup
DEA’da iştahsızlığın, ghrelin düzeyindeki
düşüklüğe bağlı olabileceği bildirilmektedir.
• Demir eksikliği anemisi (DEA) en sık görülen nütrisyonel anemidir
• En belirgin klinik bulgularından biri iştahsızlıktır
• Bir çok çalışmada İştah uyarıcı olan ghrelin düzeyi ile demir düzeyi arasında pozitif bir ilişki olup
DEA’da iştahsızlığın, ghrelin düzeyindeki
düşüklüğe bağlı olabileceği bildirilmektedir.
ÇİNKO VE İŞTAH?
• Çinko tat duyusu üzerinden, hipotalamusdaki nörotransmitter mekanizmaları üzerinden iştahı etkiler.
• Çinko desteğinin hem ağırlık hem boy artışına neden olduğu, bu etkinin malnutre çocuklarda daha belirgin olduğu görülmüştür. Bu etki
iştahın artması ile ilişkili olduğu bildirilmektedir.
• Çinko tat duyusu üzerinden, hipotalamusdaki nörotransmitter mekanizmaları üzerinden iştahı etkiler.
• Çinko desteğinin hem ağırlık hem boy artışına neden olduğu, bu etkinin malnutre çocuklarda daha belirgin olduğu görülmüştür. Bu etki
iştahın artması ile ilişkili olduğu bildirilmektedir.
Kabızlık-Gastoenterit
Kabızlık da bu dönemin en sık şikayetlerindendir.
Yapılan çalışmalarda kabızlığı olan çocukların boy uzunluğu, ağırlık ortalama değerlerinin sağlıklı
çocuklara göre istatistiksel olarak anlamlı ölçüde düşük olduğu saptanmıştır.
Kabızlığı olan çocukların posa ve su alım miktarının sağlıklı çocuklara göre anlamlı derecede düşük olduğu
görülmüştür .
Yine bu dönem çocuklarında enfeksiyona açık olmalarından ötürü sıkça gastoenterit problemler
görülebilmektedir.
Kabızlık da bu dönemin en sık şikayetlerindendir.
Yapılan çalışmalarda kabızlığı olan çocukların boy uzunluğu, ağırlık ortalama değerlerinin sağlıklı
çocuklara göre istatistiksel olarak anlamlı ölçüde düşük olduğu saptanmıştır.
Kabızlığı olan çocukların posa ve su alım miktarının sağlıklı çocuklara göre anlamlı derecede düşük olduğu
görülmüştür .
Yine bu dönem çocuklarında enfeksiyona açık olmalarından ötürü sıkça gastoenterit problemler
görülebilmektedir.
Obezite
• Aşırı yemek yeme yani şişmanlık daha çok anne- baba ve bakıcıların hatasıdır.
• Yetişkinlikte obez olan bireylerin yaklaşık 1/3'ünün çocukluk çağında şişman olduğu görülmektedir. Şeker, bisküvi, çikolata, patates
cipsleri, kolalı içecekler, tatlılar yüksek enerji verici yiyeceklerdir ve çocuklar tarafından sevilerek tüketilmekte ve ailenin, çocuğa bir
ödülü olarak sunulmaktadır.
Obezite
• Aşırı yemek yeme yani şişmanlık daha çok anne- baba ve bakıcıların hatasıdır.
• Yetişkinlikte obez olan bireylerin yaklaşık 1/3'ünün çocukluk çağında şişman olduğu görülmektedir. Şeker, bisküvi, çikolata, patates
cipsleri, kolalı içecekler, tatlılar yüksek enerji verici yiyeceklerdir ve çocuklar tarafından sevilerek tüketilmekte ve ailenin, çocuğa bir
ödülü olarak sunulmaktadır.
İyot yetersizliği ve Raşitizm İyot yetersizliği ve Raşitizm
• İyot yetersizliği sonucu gelişen endemik guatr özellikle zihinsel gelişimi olumsuz etkiler.İyotlu tuz kullanılmalıdır.
• Ülkemizde raşitizm de halen önem
taşımaktadır. D vitamini yetersizliği sonucu
gelişen raşitizmden korunmak için, güneş
ışığından yeterince faydalanılmalıdır.
Demir eksikliği Anemisi
• İstanbulda yapılan bir çalışmada
çalışmaya alınan 38255 hastanın 13728 inde hemoglobin düzeyi bakılmış olup yapılan değerlendirmede 2-4 yaş grubu çocuk oranı; %30.2 olarak tespit
edilmiştir. Bunların ise %42.5’ inde anemi tespit edilmiştir. En sık tespit edilen ise DEA dir.
Bu calışmada Bakırkoy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi acil Cocuk polikliniği ve Cocuk polikliniklerine 01 01 2007 -31 12 2007 tarihleri arasında herhangi bir nedenle başvuran 38255 cocuk hasta incelenmiştir.
Diş çürükleri
Diş çürükleri genelde 5 yaş altı çocuklarda oldukça sık görülür bunun nedeni de evde iyi bir diş bakımının
yapılmamasıdır.
Yiyecek ve içeceklerdeki şeker ve asit diş çürümelerine neden olur.
Bu ürünlerin tüketim sıklığını ve miktarını sınırlamak diş çürüklerinin oluşma riskini azaltmaktadır.
Diş çürükleri genelde 5 yaş altı çocuklarda oldukça sık görülür bunun nedeni de evde iyi bir diş bakımının
yapılmamasıdır.
Yiyecek ve içeceklerdeki şeker ve asit diş çürümelerine neden olur.
Bu ürünlerin tüketim sıklığını ve miktarını sınırlamak diş çürüklerinin oluşma riskini azaltmaktadır.
Çocuklara Doğru Beslenme Alışkanlığı Kazandırmak İçin Uygun Yaklaşımlar
• Yemek porsiyonları anne-babanın ölçüsüne göre değil, çocuğun kendi gereksinimlerine ve yaşına uygun olarak hazırlanmalıdır. Çocuk gerekenden fazla yemeye zorlanmamalıdır.
• Çocuğun yemeğini yemesi için yeterli zaman verilmeli, ancak süre yarım saatten fazla olmamalıdır.
• Çocuklar dönem dönem bir yiyeceğe aşırı düşkünlük gösterirken, bir diğerini reddedebilir. Bunun geçici bir süreç olduğu bilinmeli ve bir süre sonra çocuğun hiç yemediği yiyecek farklı bir şekilde sunularak tekrar denenmelidir.
• Çocuklar bazı besin gruplarını yemeği reddedebilir. Örneğin; Et yemek istemeyen bir çocuğun alması gereken protein, yumurta ya da kuru baklagiller verilerek desteklenebilir.
• Kendi yaşıtları ile grup halinde yemek yemek, özellikle yemek seçen çocukları farklı tatları denemek konusunda cesaretlendirebilir.
• Çocuğa ara öğünlerde şeker, bisküvi,çay, gazoz vs verilmemelidir.
• Yemek porsiyonları anne-babanın ölçüsüne göre değil, çocuğun kendi gereksinimlerine ve yaşına uygun olarak hazırlanmalıdır. Çocuk gerekenden fazla yemeye zorlanmamalıdır.
• Çocuğun yemeğini yemesi için yeterli zaman verilmeli, ancak süre yarım saatten fazla olmamalıdır.
• Çocuklar dönem dönem bir yiyeceğe aşırı düşkünlük gösterirken, bir diğerini reddedebilir. Bunun geçici bir süreç olduğu bilinmeli ve bir süre sonra çocuğun hiç yemediği yiyecek farklı bir şekilde sunularak tekrar denenmelidir.
• Çocuklar bazı besin gruplarını yemeği reddedebilir. Örneğin; Et yemek istemeyen bir çocuğun alması gereken protein, yumurta ya da kuru baklagiller verilerek desteklenebilir.
• Kendi yaşıtları ile grup halinde yemek yemek, özellikle yemek seçen çocukları farklı tatları denemek konusunda cesaretlendirebilir.
• Çocuğa ara öğünlerde şeker, bisküvi,çay, gazoz vs verilmemelidir.
Çocuklara tüketebilecekleri düşünülenden az besin verilmelidir. Daha fazla istemeleri onlara
bırakılmalıdır.
Çocuklara yemek yemenin bir gereksinim olduğu bu yaşta öğretilmelidir. Şarkı söyleyerek, dans ederek yemek yedirmek veya çocuğa yemek yedirirken çok acele etmek veya oyalamak uygun tutum değildir.
Çocukların açlık belirtilerine kulak verilmelidir.
Çocuk doyduğunu söylediğinde ona uyulmalıdır.
Çocukların yemeklerini kendilerinin yiyebilmesi için olanak sağlanmalıdır.
Çocuğun kullanacağı kaşık ve çatal çocuğun eline ve ağzına uygun olmalı, oturuş yüksekliği masaya göre ayarlanmalıdır.
Yemek saatlerinin çocuğu mutlu yapan saatler olması sağlanmalıdır. Çocukların hatalı
davranışlarının konuşulması gereken saatler yemek saatleri dışında olmalıdır.
Çocuklara tüketebilecekleri düşünülenden az besin verilmelidir. Daha fazla istemeleri onlara
bırakılmalıdır.
Çocuklara yemek yemenin bir gereksinim olduğu bu yaşta öğretilmelidir. Şarkı söyleyerek, dans ederek yemek yedirmek veya çocuğa yemek yedirirken çok acele etmek veya oyalamak uygun tutum değildir.
Çocukların açlık belirtilerine kulak verilmelidir.
Çocuk doyduğunu söylediğinde ona uyulmalıdır.
Çocukların yemeklerini kendilerinin yiyebilmesi için olanak sağlanmalıdır.
Çocuğun kullanacağı kaşık ve çatal çocuğun eline ve ağzına uygun olmalı, oturuş yüksekliği masaya göre ayarlanmalıdır.
Yemek saatlerinin çocuğu mutlu yapan saatler olması sağlanmalıdır. Çocukların hatalı
davranışlarının konuşulması gereken saatler yemek saatleri dışında olmalıdır.
• Çocuklar için iki öğün arası 4-5 saatten az olduğunda çocuğun fizyolojik açlık duygusu gelişemeyebilir. Bu
nedenle iştahsız çocuklar daha uzun aralıklarla beslendiklerinde daha iyi yerler.
• Çocuklara sevmedikleri bir besin için ısrar edilmemeli, yemek önüne konulmalı, 20 dakika geçmesine
rağmen yemiyorsa önünden kaldırılmalıdır.
• Bu yaş çocuklarının baharatlı ve karışık yemeklerden hoşlanmadığı unutulmamalıdır.
• Çocuklar için iki öğün arası 4-5 saatten az olduğunda çocuğun fizyolojik açlık duygusu gelişemeyebilir. Bu
nedenle iştahsız çocuklar daha uzun aralıklarla beslendiklerinde daha iyi yerler.
• Çocuklara sevmedikleri bir besin için ısrar edilmemeli, yemek önüne konulmalı, 20 dakika geçmesine
rağmen yemiyorsa önünden kaldırılmalıdır.
• Bu yaş çocuklarının baharatlı ve karışık yemeklerden hoşlanmadığı unutulmamalıdır.
Ve
Aile çocuğun sevmediği yemekleri sofraya koyarak onun görmesini ve öğrenmesini sağladığı
sürece, çocuk ileri yaşlarda bu yemekleri severek yiyecektir. Tekrar tekrar aynı yemeği
gören çocuk genellikle bir süre sonra
kendiliğinden yemeği merak duygusu ile tatmak ister.
Ve
Aile çocuğun sevmediği yemekleri sofraya koyarak onun görmesini ve öğrenmesini sağladığı
sürece, çocuk ileri yaşlarda bu yemekleri severek yiyecektir. Tekrar tekrar aynı yemeği
gören çocuk genellikle bir süre sonra
kendiliğinden yemeği merak duygusu ile tatmak ister.