• Sonuç bulunamadı

Başlık: VRKİYEDE VETERİNER HEKİMLİK ÖCRETİMİ~İN BAŞLANGıCı VE BUGONE KADAR GEçİRDİCİ SAFHALAR 'QZERİNDE YENİ ARAŞTIRMALARYazar(lar):ERK, NihalCilt: 6 Sayı: 3.4 DOI: 10.1501/Vetfak_0000001836 Yayın Tarihi: 1959 PDF

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: VRKİYEDE VETERİNER HEKİMLİK ÖCRETİMİ~İN BAŞLANGıCı VE BUGONE KADAR GEçİRDİCİ SAFHALAR 'QZERİNDE YENİ ARAŞTIRMALARYazar(lar):ERK, NihalCilt: 6 Sayı: 3.4 DOI: 10.1501/Vetfak_0000001836 Yayın Tarihi: 1959 PDF"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

(Prof. Dr. N. Tüzdi!) .

VRKİYEDE VETERİNER HEKİMLİK ÖCRETİMİ~İN BAŞLANGıCı VE BUGONE KADAR GEçİRDİCİ SAFHALAR 'QZERİNDE

YENİ ARAŞTIRMALAR II

NihaI Erk BUndan evvelki yazımızda Türkiyede veteriner hekimlik ö~retimi-nin 1842 yılında başladı~nı yazmıştık. 1848 e kadar 3 er yıllık devre ile" iki defa tekrarlanan ö~retim, 1849 dan itibaren Harp okulunda yapıl-ma~a başlamıştır. O zaman bu okul Maçka kışlasında idi. Harp okulun-da kurulan ilk veteriner sınıflarının ö~retim süresi dört yılolarak kabul edilmiş ve Godlewsky'nin yerine de Fransadan g inci suvari alayının bi-rinci veterineri Dubroca İstanbula getirilmiştir. Dubroca, Türk ordusun-da sa~lık kontrolu yapacak, aynı zamanordusun-da okulordusun-da ders verecekti (3). Aynı yıl Harp okulu suvari sınıfından birincilikle çıkan Mehmet Refet, Dubroca'ya tercümanlıkla görevlendirildi. Mehmet Refet, veteriner te-rimlerini Türkçeye çevirme işini çok iyi yaptı~ndan ve bir veteriner ka-dar bilgi sahibi oldu~dan, sonraları Erkanı harp Baytar Mehmet Refet paşa ünvanı ile tanınma~a başlandı (1). Harp okulunun birinci sınıfından kura ile on taleb e aynı okul içinde bir dershanede okumak üzere veteriner talebesi olarak ayrıldı (1). Ö~retimin birinci yılında matematik, kimya, fizik, fransızca, botanik ve anatomi; ikinci yılında kimya, fizik, fransızca, botanik, anatomi, fizyoloji ve at eşkaU; üçüncü ve dördüncü sınıflarında klinik dersleri okutuluyordu. Bu mesleki ders-ler yanında suvarilik dersders-leri de okutuluyor ve mezun olanlara hem ve-terinerli~e hemde suvari subaylı~na mahsus bir diploma veriliyordu (4). Bu suretle mektebi bitirenler orduda binbaşı rütbesine kadar ve-teriner, ondan sonra suvari subayı olarak çalışıyorlardı (1).

1853 de Osmanlı-Rus harbi başladı~da Harbiye Mektebine Osmanli müttefiki Fransız askerleri yerleştirildi~inden mektep' Taşkışlaya ta-şındı (4). Ö~retim malzemesi ve yer bakımından fakir olan mektebe 1854 de Fransadan at ve di~er hayvan iskeletleri gönderildi. Mektepten ilk çıkan askeri veterinerlerden Ahmet ve Osman iyi fransızca bildikleri 281

(2)

VETERİNER ÖGRETİMİ

için muallim muavinligi ile mektepte bırakıldıklanndan ögretim kad rosu da biraz genişlemiş oldu. 1858 de Dubroca'nın ölümü üzerine ye rine gene Fransadan Levis getirildi ve ögretime devam edildi (1).

Tanzim.ata gelinceye kadar ilk ögretimin durumu çok iptidai idi. II. Mahmut zamamnda 8ıbyan mektepleri ile medrese veya medrese-nin dışında kurulmuş askeri okullar arasında bir ögretim kademesi mev

cut degildi. II. Mahmud'dan evvel ve onun zamanında kurulmuş 01 Mühendis ve Harp okulları gibi mektepler yüksek ihtisas okullan idi.

Halbuki Sıbyan mektepleri bu yüksek okullara girecek ögrenciyi bu 'ögretimi takibe elverişli bir seviyede yetiştirmernekte idi. Böyle oldugu için askeri okullar aldıklan ögrenciye matematik ve türkçe dersi ver-mekle işe başlıyorlardı. 1838 de 8ıbyan mekteplerinin üstünde olmak üzere Rüştiye mektepleri açılmasına karar verildi ise de 1837 ye kadar bunlardan ancak iki tane açılabildi. İşte' bu sebeplerle bu askeri okul. lar işe, kabul ettikleri talebelere ilk ögretime esas. teşkil eden bilgileri vermekle başladıklanndan tahsil müddeti uzuyordu. Hatta askeri Tıp ve Harp okullari ilk mezunlanm onbeş yıl içinde.verebilmişlerdi. Yani 1834 de kurulan Harp okulunda ilk yıllar orta ögretim ile geçmiştir . .Askeri ögretim üçe bölündü; Ordu merkezlerinde üçer sınıflı,

İstanbul-da ise 4 sımflı olmak üzere iİstanbul-dadiler kuruldu. Ordu merkezlerinde üç yıl idadi ögretimi gören ögrenciler İstanbulda dördüncü sımfı da okuduk-tan sonra Harp okuluna girmeğe başladılar (5). İşte 1849 da ilk vete-riner sımfma da ögrenciler bu dört yıllık idadi'yi bitirenler

arasından

seçildiler.

Bu askeri okullarda ögretime önem verilmekte imtihanlar bazan "Padişahın huzunında yapılmakta idi. Bunlara .«Huzur imtiham» denir-di. 1866 yılında veteriner sımflannda Abdülaziz'in bulundugu bir hu-zur imtihanı yapılmıştır. Gene bu yıl Geroge isminde bir veteriner da-ha ögretim için getirilmiştir (1).

Askeri veterinerlerin orduda binbaşı rütbesine kadar kendi meslek-,lerinde çalıştıktan sonra daha yüksek rütbeleri ancak suvari subayı ola-rak alabilmeleri, veterinerlerin asıl mesleklerine önem vermemelerine sebep oluyordu. Buna karşı ~ir tedbir olarak veteriner sımflan 1873 de Harp subay sınıfından aynlarak 1839 dan beri Galatasarayında ö~etim yapan Askeri Tıp okuluna nakledildi. Fakat burada da yer darlı~dan ancak bir tek dershanede ögretim yapılıyordu. 1877 de Askeri Tıp rnek. tebi Sarayburnunda Gülhanedeki büyük binaya nakledilince veteriner

sımnan da ayrı,ayrı ders yerlerine sahip oldular. Ders nazırı da ilk me-.zunlardan general Ahmet idi (1).

Veteriner sımnan Tıp mektebine nakledilince mektebe öğrenetler Tıbbiye idadisi mezunlarından seçilmeğe başlandı. Tıbbiye idadisi beş

:282

(3)

or, hatta sınıfların mevcudu yediyi geçmiyordu. Bu durum ttlektebin ocalarını düşündürüyordu. Tedbir olarak daha erken yaşlarda vete-iner sınıfları için öğrencinin ayrılması gerekiyordu .. Bunun için 1886 a ayrı bir Baytar Rüştüyesi teşkil edildi ve Soğukçeşme rüştiyesinde <Baytar mahreç sınıfı» şeklinde öğretime başlandı. Sonra bu rüştiye

yüp te İplikh8:Il:edenilen yere nakledildl. (4). Bu mektebi bitiren tale-e tale-eskidtale-en olduğu gibi tıbbiytale-e idadisintale-e dtale-eğil Çtale-engtale-elköYdtale-eki asktale-eri ida-diye devama başladılar. Talebeler burayı da bitirdikten sonra Baytar

ektebine giriyorlardı (1) .

. 1884 de Belçikadan Dezutter getirtildi ve Taksirnde bir. «Baytar eliyat mektebi» kuruldu. Subayolarak mezun olan veterinerler bu-aya bir yıl devam ettikten sonra yüzbaşı rütbesi ile orduda vazifeleri

aşına gidiyorlardı. 1888 de veteriner sınıfları tekrar Harp okuluna nak-edildi. Bu suretle 1873 den itibaren 15 yıl müddetle Tıp mektebi ile ay-ı çatay-ı altay-ında öğretim yapay-ılmay-ıştay-ı. Fakat bu şartlarda talebe Tıp mekte-ine de girmek imkanım bulduğundan veteriner sınıflarına çok az öğ-enci ayrılıyordu. Bu sebepten önce idadl1er ayrılmış sonra da mektep

arp okuluna nakledilmiş oldu. 1890 da Veteriner sınıfları ders nazırlı- • nı Yarbay Daniş üzerine almıştı. Klinik dersleri öğretimini Dezutter, nun tercümanlığını da Binbaşı Minas yapıyordu. O yıl birinci ve ikin-ci sınıftaki veteriner talebeleri arasında bir imtihan açılarak kazanan dört kisi Alfort mektebine tahsile gönderildi. Gidenler Adil, Nuri, Hay-rettin v~ Ahmet idiler, Sonradan orada ölen Ahmedin yerine İsmail Hak-kı gönderilmişti. Beş yıl sonra 1895 de bu dört veteriner Alfort mekte-bini bitirerek memlekete döndüler ve mektepte vazife aldılar (1). Et-hem'e (4) göre bu suretle daha evvel Tıp mektebi hocalarile yapılan öğretim aevresi kapanarak yeni hocalar elinde daha iyi ve ihtiyacı

kar-.ılar tarzda öğretim yapılmağa başlanmıştır.

Bundan sonra on yıl daha yani 1905 e kadar veteriner sınıfları Harp okulu ile birlikte bulunmasına devam etmiştir. Bu tarihte ani bir ka-rarla mektep Haydarpaşa semtinde yeni inşa edilen Tıp mektebi bina-ının bir kanadına nakledildi. 1909 da ise tıbbi öğretime hazırlık yapan idadiler kapandı. Bundan sonra sivil liselerden gelen öğrenciler bir yıl askerlik yaparak veteriner okuluna girmek hakkını kazanıyorlardı (6).

Tıbbiye çatısında ikinci defa bulunuşundan itibaren dört yıl geç-'şken 1909 da, ilk defa olarak veteriner sınıfları mustakil bir mektebe sahip oldular. Bina Haydarpaşada bugün hastane olan yerdi. Biraz dar oldugundan Selimiyedeki Kuduz hastanesi!1iIi bulunduğu bina bo-şaltılarak mektep oraya taşındı. Klinik için de Selimiyedeki topcu ala-yının hasta hayvanlarından faydalanılması temin edildi (1) .

•••

*.

(4)

VETERİNER ÖGRETİMİ

Eskiden beri memleketimiz de ara sıra hüküm süren sı~r vebas Tanzimatta,n sonra da sık sık memleketimizi istil' etmistir. Mesela 1847 1877, 1881, 1888, 1893, 1894, 1898, 1899, 1905, 1906 da' arka arkaya çı kan salgın geniş mikyasta sı~r telefatma sebep olmuştur (8).

M~mlekette askeri veterinerlarin bulunuşu sivil halk elindeki hay vanIann salgın hastalıklarla kınlmasını önliyemiyordu. Sivil veteriner lere şiddetle ihtiyaç duyulmakta idi. Askeri veteriner mektebi ögret' heyeti de bu ihtiyacı duydu~dan, memleketin önemli bir derdine ça re bulmak üzere, Tıp mektebi ö~retmenleri ile birlikte bir komisyo teşkil ederek askeri veteriner sınıflanna sivil ö~renci alınması için t şebbüse .geçitiler. Bekman (1), bu komisyon mazbatalarının bir kısmın aynen neşretmiştir. Bunlardan biri şöyledir: «Fenni baytari tahsili iç' askeri ve mülki'ye mahsus olarak Mektebi Tıbbiyei Şahaneye iki nevi ,şakird alınacak ve bunlar pro~ram m.ucibince iptida beş sene mektebi

Tıbbiye idadisinde ve muahharan dahi dört sene Mektebi Tıbbiyede tah sil edüp ikmali tahsil eylediklerinde bilimtihan yedierine şahadetna meler ita olunarak atide beya? olundu~ veçhile askeri takımı ordu humayunlara ve mülkiye takımı dahi vilayetlere taksim ve izam oluna caklardır.» Komisyonun teklifleri 1881 yılında karara ba~landı (2). Bu suretle askeri veteriner ö~retimi yapılan sınıflara sivil taleb de alınmasına başlanmış oldu. Fakat bu da memleket ihtiyacım kar şılamaktan uzak bir durumdu. Bunun için ayn bir sivil veteriner mek-tebine ihtiyaç her gün artmakta idi.

Daha önce sivil mektep açılması için başladı~ çalışmalanna Va-sıtai Servet isimli mecmuasındaki yayınlanle devam eden veteriner yarbay Mehmet Ali, 1888 de Nafıa nezaretine ba~lı Umuru Baytariye Müfettişi Umumili~ine tayin edilince işi daha da kolaylaşmış oldu. Mehmet Ali sı~r vebasının yaptı~ zararlan ve halkın u~radı~ ziyam bildiren bir rapor hazırlıyarak Nafıa nezaretine sundu. Rapor müz"ak re ve kabul edilerek bir komisyon kuruldu. Komisyon memlekette yal-nız sekiz viliiyette veteriner bulundu~ndan memleket ihtiyacını kar-şılıyacak derecede veteriner yetiştirebilmek için "Mülkiye Tıp mektebin-de bir sınıf açılmasını, ö~retimin dört yıl süreli olmasını, son iki sını-fın yeni açılacak olan Halkalı Ziraat mektebinde okutulmasını ve her sınıfa kırk talebe alınmasını kararlastırarak bir mazbata tanzim etti. - Bu mektebin ilk iki sınıfı o zariıan Ahırkapısı semtinde olan sivil tıp mek-tebinde gündüzlü olarak okuyacak, son iki sınıfı da Halkalıda (Klinik için çiftlik hayvanlarından faydalanılır düşüncesile) yatılı olarak ö~re-tim görecektL Ders pro~ramlanda şu şekilde tanzim edildi:

Birinci sıml'da tıbbi fizik, tıbbi kimya, jeoloji ve mineroloji, ana. tç>mi; ikinci sımfda botanik, organik kimya,ve fannasi, zooloji, anatomi

(5)

ika, salgınlar ve klinik; dördüncü sınıfta salgınlar, sa~lık zabıtası ve dU tıp, et muayenesi, aşı ve serum, do~m bilgisi ve klinik.

Komisyonunvermiş oldu~ bu kararlar tasdik edildikten sonra 889 da Maarif nezaretine ba~lı olarak Ahırkapıda Mülkiye Tıp mekte-inde ilk sivil veteriner mektebi açıldı (1). İki yıl burada okuyan tale-eler üçüncü ve dördüncü sınıfları okumak üzere 1891 de Halkalıda eni yapılmış, fakat henüz açılmamış olan Ziraat mektebinde yatılı larak ögretime devam ettiler. Sivil mektebi tesis için gece gündüz ça-ışarak gayret gösteren Mehmet Ali bir yıl sonra 1892 de Halkalı Ziraat

ektebinin de açılmasını takiben Halkalı Baytar ve Ziraat Mektebine üdür tayin olundu (4). Bu sırada Fransadan Martel isimli bir vete-iner klinik dersleri 'vermek üzere getirilmiştir.

Sivil veteriner mektebi ilk mezunları 1893 de mektepten çıktılar. unlar arasında milli şairimiz Mehmet Akif de bulunuyordu (1) .

•Mektebin ilk iki sınıfının Tıbbiyede, son iki sınıfın Halkalıda olu-.u, Halkalının şehire uzaklı~ ve klinik tatbikatının da yeter olmayısı

ektebin İstanbul içinde bir yere naklini icabettirdi. Bunun için 1893 e İstanbul da Cündi (4) veya Cinci (2) meydam denilen yerde bir bi. aya, yeni bir mektep tesisine kadar, muvakkaten taşındı ve «Mülkiye aytar Mektebi Alisi» adı altında dört gınıf da bir araya toplandı. Fran-ada Alfort mektebinde tahsiİden dönen asker ve sivil veterinerlerin ö~re-im kadrosuna alınmasile ö~retim biraz daha iyilesti. Mehmet Ali Mül-iye Baytar Mektebi Alisi'nin her hususta daha iyİ olması için çok 'ça-ışmıştır. 1893 tarihine kadar Baytar ve Tıbbiye mekteplerinde

bakteri-oloji dersi okutulmuyordu. Bu tarihten itibaren Mehmet Ali'nin gay. etile mektep programlarına bu ders ilave edildi ve ögretim yapanlar ',çin bir kurs açıldı. .Fakat 1897 de Mehmet Alinin İttihat ve Terakki emiyetine girdi~ haber verildiginden vazifesinden alınarak Yemene

efyedildi (2).

Mehmet Ali beyden sonra bu mektepte 1901 e kadar Zai.ıiı bey mü-ürlük yapmıştır. Aynı yıl Sultanahmet semtinde bir konak satın alı-arak gerekli degişiklikler yapıldı ve mektep oraya yerleşti. Bu yeni ina da tesisler 've ders için gerekli araçlar' daha iyi bir şekilde düzen-enmisti. Mektebin müdürıügünü

.

de Adil Bey üzerine almıssa da 1904

.

e hastalanması üzerine müdürlüge Mehmet Nuri getirildi (4). Dört yıl sonra Meşrutiyetin ilanı üzerine Mehmet Ali, Ziraat nazırı

Mavro-ürdato tarafından İstanbula çagrılarak tekrar Mülkiye Baytar Mekte- . bi Alisi müdürıügüne' tayin edildi. 1908 de işi tekrar ele alan Mehmet Ali, ö~retim 'heyeti ve programını yeniden tanzim ve takviye etmiş ve hemen ertesi yıl'da Avrupaya ihtisas için sivil veterinerler

(6)

göndermiş-VETERİNER OORETİMİ

tir. 1909 da Avrupaya gönderilen bu veterinerler 1911 de ihtisas yap rak geri geldiklerinde ög-retirtıyapanlar arasına katıldılar (2). Bunla a.rasında emekliye aynlıncaya kadar veteriner ög-retiminehizmet etmi olan Fazlı Faik Yegül, Hilmi Dilgimen, Samuel Aysoy ve Salih Ze Berker'i burada hürmetle ananz.

Mehmet Ali kısa zaman sonra, 1909da, mesleg-ehizmet bakımınd diha önemli gördüg-üUmuru Baytariye Müdürlügii vazifesine geçine mektebin müdürlüg-üne ilk defa olarak bir sivil veteriner, Abdul~ahbe tayin edildi (4). 1911 de ise daha öncedenberi mektepte hocalık ya makta olan Ali Rıza müdür olmuşsa da 1912de Umuru Baytariye M dürü Umumisi olunca bu görevini bırakmak zorunda kalmıştır (2 Yerine S. Ethem (4) in kitabını yazdıg-ı1918 tarihinde henüz müdü bulunmakta olan Rıza bey getirilmiştir.

Balkan harbi sırasında mektep bir yangın atlatmışsa da pek tehl keli olmamıştır. Fakat 1920.de kullanılamıyacak bir şekilde yanını. tır (6). Bahar aylarında olan bu yangın üzerine talebeler o yıl ög-ret.

sonuna kadar' Ziraat nezaretine bag-lısanayi mektebinde yatıp kalktıla ve imtihanlan yapıldı. Fakat gelecek yıl için tedbir almak lazım ge yordu. Sivil ve askeri veteriner mektebi hocalan bir toplantı yapara iki mektebin birleştirilmesi imkanlarını görüştüler. Ortada bir mis vardı, asker ve sivil tıp mektepleri birleşerek faküıte haline gelmişt Birleşmeyi temin için resmi bir komisyon kunıldu ve iki mektebi «Baytar Mektebi Misi» adı ile birleştirilmesine ve ög-retimin1909 da beri Askeri mektebin bulundug-u Selirniyedeki binalarda yapılmasın karar verildi. Bu suretle 1920 de birleşmiş olan bu mektebin ög-ret' kadrosu da kuvvetlenmiş oldu(1). 1928de mektebin adı «Yüksek Ba tar Mektebi» şeklinde deg-iştirildi (7).

Bu tarlhçede başlangıçtan beri görü!ürki veteriner hekimlik ög-r timi bir tek oda içinde bir tek hoca ile başlamıştır. Fakat kuruluşt . itibaren miistakil bir mektep oluncaya kadar imkanların müsaade nisbetinde iyiye gitmek gaye olmuş ve birçok veterinerler bu gayey hizmet etmişlerdir. Osmanlı İrnparatorlug-unun son yüzyılı batıWaş hareketlerinde ulema ile mücadele, harpler, hudutların küçülmesi v bunların sonucu ekonomik sıkıntılar içinde geçmiştir. Bu sebeplerI gerek askeri 0914 de 10000 lira), gerekse sivil mekteplerin 0914 d

8000lira) çok küçük bütçeleri vardı (6). Bu kadar az para ile ög-retim lazım gelen araçlar tam bir yeterlik gösteremezdi. İstiklal Savaşını m' teakip y.eni kurulan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, memleketin ço ihtiyacı bulunan veterinerlerin en iyi bir şekilde yetiştirilebilmeleri iç' yüksek bir ilgi göstermiştir. Bunun sonucu olamkAnkarada yap masına başlanan bina1ar 1933 de tamamlanınca İstanbuldaki mekte

(7)

ekilde yapılmag-a başladı. Bu tarihten günümüze kadar olaiı kısım

ay-bir yazımızda bildirilecektir. i

Summary

The teaching of vetermary medicine in Turkey started in 1842and as been continued at the Milltary Academy since 1849. ,

Although in 1889 a separate Civil Veterinary school had opened, 1920 both the Milltary and Civil schools were united.

After the revolutions the school was transfered to Ankara in 1933 d was settled in its present buildings and installions.

LITERATDR

i - Bekmem. M.: Veteriner Tarihi. Ankara Bas,ım ve ciltevi. 105-150, 1940. 2 - Bekm_. M.: Veteriner Hekimliğimizin Büyükleri. Marifet Basımevi. ıstanbul

II _ 28. 1945.

3 - Eichhaam. F.: Gesehiehte. der T~ierheilkunde. Verlag Paul Par~y. Berlin. 175. 1885.

1 - Elhem S.: Nevsali Baytari. Agep Matyesyan Matbaası, Dersaad&t, 7-40. 1918 S - Karal.

E:

Z.: Osmanilı Tarihi. Türk Tarih Kurumu Basımevi. Ankara. eilt V:.

170-175. 1954.

ô - Tbieme:' Die, Ve1erinarmedizine in der Turkei. ihre Gesehiehte und ihr Stand zu Beginn des Weltkrieges. Zseh. Vet. Kde. 14. 25-57. 1922.

7 - Tiizclil. A. H.: Türk Veteriner Hekimliği Tarihi. Ankara Üniversitesi Basımevi.

20, 1955. J'

Referanslar

Benzer Belgeler

U18 genç futbolcularda sadece 20 metre sürat ile skuat Gmaks arasında anlamlı bir ilişki belirlenirken, 20 metre sürat ile diğer anaerobik güç

Birden fazla üyesi olan bir takımın, zaman ve maliyet kısıtları altında, en çok noktaya uğramasını hedefleyen problemdeki noktaların salkımlar halinde gruplanması

Atakut, On the approximation of functions together with derivatives by certain linear positive operators, Commun.. Gupta, An estimate on the convergence of Baskakov–Bézier

Considering alterations in chlorophyll contents, proline, malondialdehyde, and conductivity levels, and antioxidant enzyme activity levels, leaves and roots of tomato

While engraftment levels were significantly lower for NSG mice, MDS clonality of primary and secondary grafts in MISTRG and NSG recipients was confirmed by targeted exome sequencing

TEOAE ölçümleri hiperinsülinemik grup içinde glisemik düzeye göre NGT, BAG ve BGT olarak üç ayrı grupta incelendiğinde; hiperinsülinemiyle birlikte disglisemik

Şekil 4.22 1/6 sn pozlama süresinde yüksek derece (kırmızı kesikli çizgi) ve düşük dereceli (mavi sürekli çizgi) kansere sahip Hodgkin Lenfoma dokusuna ait farklı

Hipotalamik BHSH (büyüme hormonu salgılattırıcı hormon) tarafından fizyolojik uyarıma ek olarak pitüiter bezden BH salınımı ‘’ BH sekrete edenler’’ Yemek alımı, uyku