• Sonuç bulunamadı

BM ve AB çerçevesinde Kıbrıs sorununa güncel bir bakış

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "BM ve AB çerçevesinde Kıbrıs sorununa güncel bir bakış"

Copied!
22
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

BM ve AB Çerçevesinde Kýbrýs Sorununa Güncel Bir Bakýþ

Hasan DURAN

Özet: Kýbrýs'ta II. Dünya Savaþý'ndan sonra iki taraf arasýnda baþlayan soruna çözüm arayýþlarý da yýllardýr devam etmektedir. 1960 yýlýnda kurulan Kýbrýs Cumhuriyeti soruna çözüm olmamýþtýr. 1974'te Ada fiilen ikiye bölünmüþ, Güneyde Rumlar, Kuzeyde de Türkler kalmýþtýr. Ýkiye bölünmüþlüðü ortadan kaldýrmak için yapýlan giriþimler de sonuçsuz kalmýþtýr. AB'nin, 2004 yýlýnda, Rum tarafýný Ada'nýn tümünün temsilcisi olarak tam üyeliðe kabul etmesi, BM Annan Planý'ný da etkisizleþtirmiþtir. Çalýþmada bu süreç genel hatlarýyla ele alýnmaktadýr.

Anahtar kelimeler: Kýbrýs Sorunu – BM ve Kýbrýs – Kýbrýs'ta Taraflar -Annan Planý – AB ve Kýbrýs

A Contemporary Look into the Cyprus Conflict and the Involvement of UN and EU

Abstract: The search for a solution to end the conflict between two sides in Cyprus has continued since the World War II. The establishment of the Republic of Cyprus was an unsuccessful attempt. In 1974 the Island was de facto divided; the Greek Cypriots remained in the southern part while Turkish Cypriots remained in The North. To this date, efforts to end this division have produced little outcome. The EU's acceptance of Greek Cyprus as the representative of the whole Island has made UN Annan Plan redundant. In this study, the process mentioned above is examined with due detail and special attention is paid to the UN and EU's involvement.

Keywords: Cyprus Issue – UN and Cyprus – Cyprus Sides- Annan Plan – EU and Cyprus

GÝRÝÞ

Kýbrýs'ýn bugüne kadar önemli olmasýnýn altýnda yatan sebep, sahip olduðu coðrafi konumudur. Akdeniz'de Sicilya ve Sardunya'dan sonra üçüncü büyük ada olan Kýbrýs, üç temel Akdeniz yolu üzerine açýk bulunmaktadýr. “Ege ve Marmara denizleri ile Karadeniz'e açýlan deniz yolu, Batý Akdeniz ve Süveyþ Kanalý vasýtasýyla Kýzýldeniz'e, Akdeniz'den Mezopotamya üzerinden Ýran Körfezi'ne uzanmasý, Kýbrýs'ý stratejik açýdan konumunu belirtmekte yeterli olmaktadýr”(Bozkurt ve Demirel, 2004: 5). Kýbrýs, sahip olduðu jeopolitik konum sayesinde Ortadoðu ve Doðu Akdeniz'i, Süveyþ Kanalý'ný, bu bölgeden geçen bütün deniz ve hava yollarýný, Kýzýldeniz ile Ýran Körfezi'nin tamamýný

*Yrd. Doç. Dr., Dumlupýnar Üniversitesi ÝÝBF

(2)

kontrol edebilecek durumdadýr” (Olgun, 1991: 4).

1878'den beri Ada'nýn yönetimini elinde bulunduran Ýngiltere, (Bozkurt, 2002: 39-40), 1950'li yýllarda Ada'da iki halk arasýnda baþlayan olaylara ek olarak ve ülkesinde hükümet deðiþikliðinin olmasý -muhafazakârlarýn iþ baþýna gelmesi- ve yeni hükümetin Kýbrýs sorununa çözüm bulmak isteme çabalarýnýn da etkisiyle 1960 yýlýnda baðýmsýz Kýbrýs Cumhuriyeti kurulmuþtur.

1959 Londra, Zürih ve Garanti Anlaþmalarý ile Kýbrýslý Türklere tanýnan haklar gene Yunanistan'ýn kýþkýrtmasý ve 1963 Kanlý Noel saldýrýlarý ile görmezden gelinmeye çalýþýlmýþtýr. Bunun üzerine Türkiye bu antlaþmalarla kendisine verilen hakký kullanmýþ ve 1974'te Kýbrýs'a iki askeri müdahalede bulunmuþtur. Avrupalý devletler her ne kadar Türkiye'yi iþgalci olarak adlandýrsa da Türkiye o dönemde adayý bölmek yerine sadece Kýbrýslý Türk ve Hýristiyanlarýn güvenliðini saðlamayý amaçlamýþtýr. Bundan sonra yapýlan görüþmelerden herhangi bir sonuç alýnamayýnca da 1983 yýlýnda KKTC kurulmuþtur.

Garanti Anlaþmasýnýn 1. maddesine göre Kýbrýs Cumhuriyetinin, hiçbir birliðe girme hakký olmamasýna raðmen, GKRY, bütün ada adýna, 1990 Temmuzunda AB üyeliðine baþvurmuþ ve Aralýk 1997 Lüksemburg zirvesinde de tam üyelik için adaylýðý kabul edilmiþtir. Annan Planý ile sorunun çözülüp Kýbrýs'ýn AB'ne katýlmasý amacý güdülmüþtür. 24.04.2004 tarihinde yapýlan referandum ile Rumlardan “Hayýr”, Türklerden “Evet” cevabýnýn çýkmasý, tüm dünyaya uzlaþmaz tutum içinde olan kesimin Rumlar olduðunu göstermiþtir.

KIBRIS SORUNU VE BÝRLEÞMÝÞ MÝLLETLER

Her ne kadar Kýbrýs sorunu Genel Kurul gündemine 1954 yýlýnda girmiþse de aslýnda Yunanistan ve Kýbrýs Rumlarý bu konuda daha önceleri de çeþitli çabalarda bulundular. Enosis düþüncesi ile 1950 yýlýnda Kýbrýslý Rumlar kaderlerini kendileri tayin edebilmek amacýyla BM Genel Sekreterliðine sunmuþlardý. Birinci Komite'de büyük imparatorluklara zarar vermeden kendi kaderlerini tayin ilkesi kabul edilmiþti. 1953 yýlýnda benzer tutum devam ederken, Yunanistan 16 Aðustos 1954 tarihinde BM'ye “Halklarýn hak ettiði ve kendi kaderlerini tayin ilkesinin BM'nin gözetimi altýnda Kýbrýs halkýna uygulanmasý” adý altýnda IX. Dönem Genel Kurulu gündemine alýnmasý için baþvurmuþtur (Sönmezoðlu, 1991: 42).

Kýbrýs Cumhuriyeti kurulduktan sonra 1960 yýlý içerisinde BM'ye üye oldu. Ýlk defa 1964 yýlýnda BM Güvenlik Konseyinin aldýðý 186 sayýlý kararla gündemde yer almaya baþladý ve o günden bu yana önemli bir gündem maddesi olmaya

Ýkinci Dünya Savaþýndan sonra Ýngiltere Kýbrýs'ta uyguladýðý baský ve sýkýyönetim politikasýný gevþetmeye baþlamýþ ve özerk bir yönetim oluþturmak istemiþtir. Bu nedenle peþ peþe planlar hazýrlamýþtýr. Planlarýn ortak özelliði Ýngiliz egemenliðinin devamýný saðlamaya yönelik olmasýydý.

1 1

(3)

devam etti. Çözüm arayýþlarý 1964'ten beri genellikle Genel Sekreterin yardýmý veya aracý olmasýyla veyahut ta onun gözetiminde Ada'daki iki toplumun liderleri veya temsilcileri arasýnda gerçekleþen görüþmelerle sürdürülmüþtür. Sorunu 1963'ten itibaren gündemine alan BM, 1974 yýlýnda Türkiye gerçekleþtirilen Kýbrýs Barýþ Harekâtýna kadar çözümün nasýl olacaðýna iliþkin bir tavsiye yapmamýþ, harekât sonrasý dönemde aldýðý kararlarda tavsiyelerde bulunmaya baþlamýþtýr. Çeþitli dönemlerden geçen, zaman zaman kesintiye uðrayan, farklý mekân ve biçimlerde tekrar baþlayan görüþmelerde somut bir sonuca/çözüme ulaþýlamamýþtýr (Türk, 2003: 163). Son dönemde sorunun çözümüyle ilgili en somut önerilerinden biride Annan Planýydý.

1964'ten beri devam eden bu çözümsüzlük ayný zamanda sorunun taraflarý arasýnda var olan derin görüþ ayrýlýklarýnýn da bir göstergesidir. Gerek özel temsilciler gerekse de bizzat BM genel Sekreterlerinin -Perez De Cuellar (1982–1991), Butros Butros Ghali (1992–1996) ve Kofi Annan (1997–2006)- imzalarýný taþýyan çözüm önerileri de sonuçsuz kalmýþtýr (Türk, 2003: 173). 1974 sonrasý dönemde gündeme gelen bu öneriler, birbirlerinin devamý gibidirler ve önerilerin hiç biri üzerinde taraflar arasýnda tam bir kabulü içeren uzlaþma olmamýþtýr. Ayrýca, farklý etkenler sorunun çözümsüzlüðü üzerinde kronikleþmeyi desteklemiþtir. Bunlardan en önemlilerinden birisi de baþta BM olmak üzere, uluslararasý örgütlerce Kýbrýs Rum tarafýnýn 1963 olaylarý ve onu izleyen olaylarla ortak devlet niteliðini kaybetmiþ olan Kýbrýs Cumhuriyeti'nin yasal hükümet olarak benimsenmesi, kuzeydeki Türk yönetiminin yasa dýþý görülmesidir (Türk, 2003: 163).

Türkiye, Ýkinci Dünya Savaþý'ndan sonra izlemiþ olduðu dýþ politikada Asya ve Afrika'daki baðýmsýzlýk hareketlerini desteklemediði gibi, ortaya çýkan bu devletlerin güvenlik ve kalkýnma hamlelerini iki blok dýþýnda gerçekleþtirme

BM Genel Sekreterlerinden Perez De Cuellar 1985-1986 yýllarýnda “Anlaþma Taslaðý”, Butros Gali 1991-1992 yýllarýnda “Fikirler Dizisi”, ve Kofi Annan 2002-2003 yýllarýnda “Kýbrýs Sorunu Ýçin Kapsamlý Uzlaþma Temeli” yada kýsaca “Annan Planý” diye bilinen önerilerde bulunmuþlardýr.

Bu konuda verilecek somut örnekler olarak 1975'te kurulan KTFD ve 1983'te kurulan KKTC'ye karþý BM Güvenlik Konseyi'nin almýþ olduðu 367 ve 541 sayýlý kararlardýr. Alýnan kararlarda Türk tarafýnýn kararlarý esefle karþýlanarak,1983'te kurulan KKTC'nin tanýnmamasý çaðrýsý yapýlmýþtýr. 1975 tarihli 367 sayýlý karar metni için bakýnýz:

http://www.un.org/documents/sc/res/1975/res367e.pdf, 1983 tarihli 541 sayýlý karar metni için bakýnýz:

http://daccessdds.un.org/doc/RESOLUTION/GEN/NR0/453/99/IMG/NR045399.pdf?OpenEle ment, (17.04.2008). 1977 ve 1979 tarihlerinde, iki toplum liderleri arasýnda, Ada'daki sorunun çözümüyle ilgili olarak ilke anlaþmasýna varýlmýþtýr. 1977 anlaþmasý için bakýnýz: Kudret Özersay, Kýbrýs Sorunu Hukuksal Bir Ýnceleme, 2.B., (Ankara: ASAM Yayýnlarý, 2003), s. 105. 1979 tarihli anlaþmanýn metni için bakýnýz: http://www.kktcbe.org/TR/Icerik.ASP?ID=517, (17.04.2008)

2

3

3

(4)

arayýþlarýný da deðerlendirmekten uzak kalmýþtýr. Özellikle bazý Avrupalý müttefiklerinin sömürgelerinden geri çekilmemek için gösterdiði direnç, Türkiye tarafýndan desteklenmiþtir. Bu politik tavýr, tablonun baðlantýsýzlýk hareketlerine karþý Türkiye'nin Batýnýn çýkarlarýnýn temsilcisi biçiminde ortaya çýkmasýný saðlamýþtýr (Türk, 2003: 116-117) . Bu dönemde Kýbrýs Cumhuriyeti rotasýný Baðlantýsýzlara çevirmiþti. Sorunun BM gündemine girmesiyle birlikte, Türkiye baðlantýsýzlar grubuna derdini anlatma sorunuyla karþýlaþmýþtýr. Grubun genel yaklaþýmý, Adaya yönelik dýþ müdahalelere son verilmesi ve sorunun BM gözetiminde, toplumlararasý müzakereler yoluyla çözülmesidir. GARANTÝ ANLAÞMASI VE GELÝÞMELER

Ýngiltere Grivas'ýn eylemlerinin baþlamasýyla birlikte en önemli ilk adýmýný attý. Ýngiltere, Popogos hükümetini ve Türkiye'yi Londra Konferansý'na davet etti. Burada Kýbrýs'taki ortak savunma konusu görüþülecekti. Türkiye bu daveti kabul etti. Yunanistan da endiþelerine raðmen bu konferansa katýlacaðýný bildirdi (Harman, 37-38).

29 Aðustos 1955'te Londra Konferansý baþladý. Ýngiltere Dýþiþleri Bakaný Mc Milan yaptýðý konuþmada Ýngiltere'nin NATO'ya ve Ortadoðu'da ikili anlaþmalar sayesinde baðlý olduðu ülkelere karþý sorumlu olduðunu, bu nedenle de Kýbrýs'ýn Ýngilizlerin himayesinde olmasý gerektiðini vurguluyordu. Bunun dýþýnda Ýngiltere'nin adada üsleri de vardý. Yunanistan Dýþiþleri Bakaný Stefonopulos bu konuda olumlu konuþma yaparken, Türkiye adýna konuþan Zorlu ise Kýbrýs'ýn Türkiye'nin savunmasýnda önemini ve Ada'nýn Türkiye'ye verilmesini istiyordu. Böylece Londra Konferansý, bir sonuca varýlmadan son buldu (Harman, 38-40).

1955'ten önceki yýllardaki yürüyüþlerde atýlan sloganlardan en fazla kullanýlaný “Kýbrýs Türk'tür, Türk Kalacaktýr” olanýydý. 1955'ten sonra ise “Ya Taksim Ya Ölüm” kullanýlmaya baþlandý (Çavdar, 2000: 53).

Rumlarýn Enosis isteði, Türklerin ise self-determinasyon hakkýna sahip çýkýyor olmasý, Rumlarýn Enosis isteðini tam olarak gerçekleþtirmelerini engelliyordu. Rumlarýn Enosis düþüncesi, Türklerin taksim isteði sonucunda adanýn baðýmsýzlýðý düþüncesi ortaya çýkmýþtýr. Bu fikri Amerika, Ýngiltere, Yunanistan ve Türkiye kabul etti. Böylece 11 Þubat 1958'de Zürih Antlaþmasý, 19 Þubat 1959'da Londra Antlaþmasý imzalandý. Zürih ve Londra Antlaþmalarýna Ýngiltere, Türkiye, Yunanistan, Kýbrýslý Türkler ve Rumlar tarafýndan böylece kabul edilmiþ oldu. Bu antlaþmalar ile Rumlarýn ve Türklerin ortak egemenliðinde ve iki toplumlu bir Cumhuriyet kurulmuþ oldu. Enosis ve Taksim yasaklandý. Yeni yapýlanmada Cumhurbaþkaný Rum, Yardýmcýsý Türk olacaktý. Resmi dil Türkçe ve Rumca idi. Bakanlar Kurulu 3 Türk'ten, 7 Rum'dan; Temsilciler Meclisi 35 Rum ve 15 Türk'ten oluþacaktý. Cumhuriyet Ordusu, 60–40, memur kadrosu ise 70–30 olacak þekilde düzenlenecekti. Birer Cemaat

(5)

Meclisi oluþturulacaktý. Bu meclis, iki topumun da iç iþlerine karýþacaktý. Anayasal konulardaki anlaþmazlýklarý çözmek için Anayasa Mahkemesi kurulacaktý. Bu mahkemede 1 Türk, 1 Rum, 1 Baðýmsýz Yargýç olacaktý (Bozkurt, 2002: 52).

1960 Garanti Anlaþmasý

1974'teki Barýþ Harekâtý baþlamadan önce, iki tarafýn da kesin tutum ve tezleri bulunmaktaydý. Türk tarafý, 1959 ve 1960 Antlaþmalarýyla (www.mfa.gov.tr, 2008) kazandýðý haklarýndan vazgeçmeyeceðini belirtiyordu. Özellikle de Garanti ve Ýttifak Antlaþmalarýyla kazanýlan ve uluslararasý platformda da geçerli haklar, Türk tarafý için büyük önem taþýyordu. 1959–60 Antlaþmalarý ile Kýbrýs'ta Türkler ve Rumlar arasýnda siyasi eþitlik temelinde bir Kýbrýs Cumhuriyeti kurulmuþ oluyordu. Temelde kurulan bu cumhuriyet, baðýmsýz olsa da gerçek anlamda hükümran bir devlet olarak siyasal sistemde yer alamadý. Çünkü Türkiye, Yunanistan ve Ýngiltere'ye bazý haklar verilmiþti. Eðer Anayasa tamamen ve kýsmen deðiþtirilecek olursa, bu üç ülkenin de müdahale hakký vardý. Yani Kýbrýs Cumhuriyeti, tam anlamýyla hükümran deðildi. 1959 ve 1960 Antlaþmalarý ile kurulan Kýbrýs Cumhuriyeti, iki toplum arasýndaki bir ortaklýk antlaþmasýna baðlýydý ve kurulan yeni kurumlar da bu çerçevede düzenlendi Ünal ve Coþkun, 2001: 41-42).

1963 Kanlý Noel

Kýbrýs'ta Zürich ve Londra antlaþmalarýyla oluþan yeni düzen çok uzun sürmedi. Makarios, 1960 Aðustosu'nda kabul edilip-yürürlüðe giren anayasayý uygulamada yarattýðý aksaklýklarý bahane ederek tek taraflý olarak bozdu ve 13 maddesinin deðiþtirilmesini istedi. Bu aslýnda bir bahaneydi. Amaç Türk tarafýný devre dýþý býrakýp, Enosis'i gerçekleþtirmek için gerekli ortamý hazýrlamaktý. Makarios'un bu açýklamasýndan sonra; EOKA 21 Aralýk 1963 yýlýndan itibaren Türk tarafýna çeþitli saldýrýlarda bulunmaya baþlamýþtýr (Denker, 2001: 15-16). Türkiye Ada'daki Türk kesimine yapýlan saldýrýlarýn devam etmesi üzerine 15 Þubat 1964'te Müdahale kararý almýþtýr. Ancak BM Güvenlik Konseyi bunu engelleyerek Kýbrýs'a, uluslararasý barýþ ve güvenliði korumak, çarpýþmalarýn

Zürih ve Londra'da imzalanan antlaþmalarýn metinleri için bkz:

http://www.mfa.gov.tr/MFA_tr/DisPolitika/AnaKonular/Kibris/, 13.03.2008 [y.y.], Kýbrýs Gerçeðinin Bilinmeyen Yönleri, s. 52- 53.

24 Aralýk 1963 gecesi 20 Türk öldürülmüþ, 40 Türk yaralanmýþtýr, 1963 Noel arifesinde Türk-lerin evTürk-lerine saldýrýda bulunulmuþ ve bir Türk ailesinin 10 yaþýndaki kýzlarý, 19-17 yaþlarýndaki iki oðlunun öldürülmesi, Ayný gün 13 yaþýndaki baþka bir çocuðun ellerinin dizlerinden baðlanmasý ve bedenine tacizde bulunulup, ensesinden tabanca ile öldürülmesi, 1963 Noel'i öncesi, Kýbrýs Türk Kuvvetler Alayý Baþ Doktoru Binbaþý Nihat Ýlhan'ýn eþi, iki çocuðu ve beþ misafirinin öldürülmesi bunlara verilebilecek örneklerdir.

4 5 5 6 6 4

(6)

yeniden baþlamasýný önleyici çabalarda bulunmak ve normal þartlara dönülmesine yardýmcý olmak amacýyla bir Barýþ Gücü gönderdi (www.un.org, 2008). Konsey'in 4 Mart 1964 yýlýnda aldýðý 186 (1964) sayýlý kararýn giriþi öyledir: Bütün üyeler, uluslararasý iliþkilerde herhangi bir devletin toprak bütünlüðüne ve siyasi baðýmsýzlýðýna karþý veya Birleþmiþ Milletlerin amaçlarý ile baðdaþmayacak herhangi bir baþka þekilde kuvvet kullanmaktan veya tehdidinde bulunmaktan kaçýnacaklardýr (daccess-ods.un.org, 2008). Kararýn 1. maddesinde de; 'Bütün üye devletler, Kýbrýs'ýn Birleþmiþ Milletler Yasasý altýndaki yükümlülüklerine uygun olarak egemen Kýbrýs Cumhuriyeti'ndeki durumu kötüleþtirebilecek veya uluslararasý barýþý tehlikeye sokacak herhangi bir hareketten veya hareket tehdidinde bulunmaktan kaçýnmaya çaðrýlmaktaydý. Ada'da BM Barýþ Gücü'nün görevlendirilmesine iliþkin 4 Mart 1964 tarih ve 186 sayýlý BM Güvenlik Konseyi kararý, bu tarihten itibaren Kýbrýs Türk halkýna, 1983 sonrasýnda ise KKTC'ye karþý uluslararasý alanda tecrit politikasý izlenmesi için, hukuki bir dayanak olmasa da “bahane” teþkil etmiþtir. Rum Yönetimi, bu kararda GKRY'den “Kýbrýs'ýn meþru hükümeti” olarak söz edildiði gerekçesiyle, tüm Kýbrýs'ý temsile yetkili bir tutum içinde olmuþ, Kýbrýs Türklerine siyasi, ekonomik, sosyal, kültürel ve sportif yasaklamalar baþlatmýþ, 1974 sonrasýnda ise uluslararasý destek bulmuþtur (Sezer, 2007: 87).

ABD'de çeþitli planlarla (Acheson ve Plaza) adadaki sorunlarý çözmeye çalýþsa da baþarýlý olamamýþtýr. Rum Milli Muhafýz ordusu ve Yunan Birlikleri 15 Kasým 1967'de Geçitkale ve Boðaziçi'ne saldýrýlar düzenlemiþ ve bunu üzerine 28 Aralýk 1967'de Geçici Türk Yönetimi ilan edilmiþtir. Daha sonra Geçici Türk yönetimi Kýbrýs Türk yönetimi adýný almýþ ve 1974''te Otonom Türk yönetimi ilan edilene kadar bu isimle anýlmýþtýr. 1968'de Uluslararasý görüþmeler devam etmiþtir. 28 Þubat 1971'de Grivas EOKA-B'nin baþýna geçmiþtir. 1974'te Yunanlý subaylarýn komutasýnda RMMO ve EOKA-B Makiros'un sarayýný yýkýp, AKEL ve EDEK partilerinin yandaþlarýný öldürdüler. Sampson Cumhurbaþkaný olmuþ ve Kýbrýs Elen Cumhuriyeti'ni ilan etmiþtir. Türkiye tüm bu olanlardan sonra harekete geçmiþ ve adaya müdahale de bulunmuþtur (Bozkurt ve Demirel, 2004: 29-31).

Kýbrýs Barýþ Harekâtý

186 sayýlý karara dayanarak 27 Mart 1964'te kurulan BM Kýbrýs Barýþ Koruma Gücü (UNFICYP), o günden bu yana görevine devam etmektedir. Güçle ilgili ayrýntýlar için bakýnýz: http://www.un.org/Depts/dpko/missions/unficyp/index.html, (18.04.2008)

Kararýn tam metni için bakýnýz: http://daccess-ods.un.org/TMP/8088206.html, (14 .04.2008) BM tarafýndan Barýþ Gücü'nün kurulmasý tavsiye edilirken bunun Kýbrýs Hükümetinin Rýzasý þartýna baðlamýþtýr. Ýki toplumluluk temeli üzerine kurulan ve toplumlardan birinin rýzasý olmadan karar alýnamayan Kýbrýs Devleti ve Hükümetinde, Türklerin temsil edilmediði bir durumda Rumlardan oluþan hükümet yasal bir hükümet olarak kabul edilmiþ ve onlarýn rýzasýyla Ada'ya Barýþ Gücü gönderilmiþtir. Özersay, s. 75-76.

7 9 9 8 8 7

(7)

1974 yýlýnda Yunanistan ile Ege sorunu nedeniyle gerginlikler artmýþ hemen ardýndan da Yunanistan destekli faþist EOKA'cýlarýn darbesi olmuþtur. Tüm bunlardan sonra Türkiye ada halkýnýn güvenliðini siyaset gündeminde baþ sýraya koymuþtur. 1971 yýlýndaki yönetimce yasaklanan haþhaþ ekimine tekrar izin verilmesi nedeniyle ABD askeri yardým konusunda ambargo koymuþ ve bu da Amerika aleyhtarý tutumun artmasýna neden olmuþtur. Hem iç hem de dýþ siyasi etkenler, Kýbrýs'taki Türklere karþý düzenlenen insanlýk dýþý saldýrýlar nedeniyle Ecevit önderliðindeki CHP-MSP koalisyonu Zürih ve Londra Antlaþmasýnýn Türkiye verdiði haklarý kullanmýþtýr. Ýlki 20–22 Temmuz 1974, ikincisi ise 14–16 Aðustos 1974 yýllarýnda Ada'nýn kuzeyine havadan ve karadan iki askeri harekât yapmýþtýr (Tunçay ve diðerleri, 2000: 271-272).

Gerçekte bu iki harekât, 1963 yýlýnda birbirinden ayrý düzen Kýbrýs'ýn iki halkýnýn coðrafi anlamda da iki bölünmesiydi. Adanýn bölünmesi 1974'lerden öncesine dayansa da bu tarihten sonra coðrafi olarak da belirginleþmiþtir (Güzel, 1995: 31).

Türk ordusu Kýbrýs'a sebepsiz yere müdahale yapmamýþtýr. Yunan ordusunun (1974) yapmýþ olduðu darbe hem Devlet Baþkaný Marios'u devirmek, hem de adayý Kýbrýs'a baðlamak amaçlýydý. Bu darbe Kýbrýs'taki halkýn can güvenliðini tehlikeye sokmuþtur. Zürih ve Londra Antlaþmalarýnýn Türkiye vermiþ olduðu garantörlük hakký vardýr. Müdahaleyi bu hakka dayanarak gerçekleþtiren Türkiye'nin amacý adayý iþgal deðil, ada halkýnýn ve Cumhuriyetinin güvenliði ve bütünlüðünü saðlamaktýr. Hala da Batý devletler ve Yunanistan Türkiye'nin adadan askerlerini çekmesi için zorlamaktadýr (Tuð, 1995: 39-40).

(8)

Kaynak: Tablonun oluþturulmasýnda, (Ahmet Sözen & Kudret Özersay, “The Annan Plan: State Succession or Continuity”, Middle Eastern Studies, Vol. 43, No. 1, 125 – 141, January 2007. sh. 127-129) adlý çalýþmadan yararlanýlmýþtýr.

(9)

TOPLUMLARARASI GÖRÜÞMELER

1974–1990 Dönemi

1974 yýlýndaki harekâttan sonra, Glafkos Klerides, BM Genel Sekreteri Özel temsilcisi Louis Weckmen ve Barýþ Gücü Komutaný General Prem Chand Kýbrýs Türk yönetimi yürütme Kurulu Baþkaný Rauf Denktaþ ile görüþmüþler ve iki lider çözüm için görüþmelere baþladýlar. 25 Temmuz 1974 I. Cenevre görüþmesi, 8 Temmuz 1974'te II. Cenevre Konferansý, 10 Þubat 1974'te Viyana görüþmeleri yapýlmýþtýr. 12 Þubat 1977 yýlýnda iki lider arasýnda bir anlaþma imzalanmýþ ve “iki toplumlu iki kesimli bir federasyonu amaç edinmiþtir. Taraflarýn dört þartla anlaþmalarý üzerine dört ilke antlaþmasý ismini almýþtý. 18–19 Mayýs 1979 Doruk antlaþmasý yapýlmýþtýr.

1982 yýlýnda ise Rumlar, sorunu uluslararasý platformlarda gündeme getirme giriþimlerinde bulunmuþlardýr. 15 Kasým 1983 yýlýnda KKTC kurulmuþtur (Özersay, 2003: 112-113). Bu geliþme üzerine toplanan Güvenlik Konseyi 541 sayýlý kararý almýþtýr (/www.un.org, 2008). Kararda Kýbrýslý Türk yetkililerce yapýlan KKTC'nin ilanýný duyuran açýklamadan doðan endiþeler dile getirilmekte ve bunun 1960 tarihli Kurucu ve Garanti antlaþmalarýna uygun olmadýðý, KKTC'nin ilanýnýn geçersiz olduðunu ve Ada'daki durumun kötüleþmesine katkýda bulunacaðý belirtilmekteydi. Deklarasyonun geri çekilmesi istenmekte ve tüm devletlere çaðrý yapýlarak Kýbrýs'ta Kýbrýs Cumhuriyeti'nden baþka hiçbir devleti tanýmamalarý istenmiþtir. Bundan sonrada uzun süre görüþmeler durmuþtur. Daha sonra 17 Ocak 1985'te Kyprianou Zirvesi, 24 Aðustos 1988 Cenevre uzlaþýsý, 15 Eylül 1988 Denktaþ-Vasiliu Görüþmesi, 26 Þubat–2 Mart 1990'da New York Zirvesi yapýlmýþtýr (Bozkurt ve Demirel, 2004: 106-114).

1990–2007 Dönemi

BM Güvenlik Konseyi, 1990 yýlýnda 649 sayýlý kararýný aldý. Bu kararla BM, Ada'daki her iki tarafý da, kabul edilebilir bir çözüm bulma yolunda çaba göstermeye çaðýrdý. Ayný karar böyle bir çözümün iki toplumlu, iki kesimli bir anlayýþa sahip olmasý ve çözümün siyasi olarak iki eþit toplum liderinin direkt görüþmeleri yoluyla saðlanmasý gerektiðini vurguladý. Kararýn, Kýbrýs Sorunu'nu 1974'te deðil de, 1960'lara hatta öncelerine dayandýrmasý bir baþka önemli nokta idi. 1990 Temmuz'unun ilk haftasý içinde Kýbrýs Rum Yönetimi "Kýbrýs" adýna AB'ye üyelik için baþvurdu. BM'nin ve Türk tarafýnýn uyarýlarýna raðmen topluluk 11 Eylül 1990'da bu baþvurunun normal süreç içinde

10

10

11

11

KTFD Yasama Meclisi, oybirliðiyle almýþ olduðu kararla KKTC'yi ilan etti ve Baðýmsýzlýk Deklarasyonu'nu açýkladý. Meclisin kararý için bkz: Özersay, s. 112-113.

(10)

deðerlendirilmesini kararlaþtýrdý ( , 2008). Rumlarýn Kýbrýs adýna AB'ye yaptýklarý baþvuru hukuk bakýmýndan sakatlýklarla doludur. Rumlarýn baþvurusunun AB tarafýndan iþleme konulmasý ve akabinde üyelik müzakerelerinin baþlamasý tam üyelik için aranan Kopenhag kriterlerine aykýrýdýr ( , 2008). Kýbrýs Rum tarafýnýn meþru bir anayasasý olmadýðý gibi 1960 tarihli Kýbrýs anayasasýna göre hareket ettikleri kabul edilse bile, anayasa deðiþiklikler ve baþka konularda Türk tarafýnýn onayý gereklidir (Ülger ve Efegil, 2002: 24).

BM Güvenlik Konseyi'nin 1990'lý yýllarýn baþlarýnda almýþ olduðu kararlara bakýldýðýnda -649 (1990), 716 (1991), 750 ve 774 (1992)- Kýbrýs sorununun çözümünde temel alýnacak ilkeler belirtilmekte ve taraflara iþbirliði çaðrýsý yapýlmaktadýr. Bu kararlarda genel olarak 1977 ve 1979 Zirve Anlaþmalarýna atýfta bulunulmakta, sorunun çözümünün Kýbrýs Cumhuriyeti'nin egemenlik, baðýmsýzlýk, baðlantýsýzlýk ve toprak bütünlüðünün korunmasý ve baþka bir ülke ile kýsmen veya bütünüyle birleþme, bölünme ve ayrýlmaya meydan verilmemesi istenmekte, Ada'daki her iki tarafýn mutluluk ve güvenliði için iki bölgeli ve iki toplumlu bir federasyonu güvence altýna alacak anayasal düzen kurulmasý vurgusu yapýlmaktadýr.

1992'de100 paragraftan oluþan BM Fikirler Dizisi, taraflarýn onayýna sunuldu. New York'ta sürdürülen görüþmelerin ardýndan BM Genel Sekreteri Butros Gali, toprak düzenlemeleri ve anayasal konularýn tümünü kapsayacak bir paket anlaþma hazýrladý. Türk tarafý 100 paragraftan 91'ini onayladýðýný açýkladý. Rum tarafýnda ise, Kýbrýs Rum lideri Yorgo Vasiliu paketi onaylarken, daha sonra iktidara gelen Glafkos Klerides, bu pakete karþý çýktý. 4 Ocak 1997'de Kýbrýslý Rumlarýn, Rusya'dan S–300 yerden havaya 150 km. menzilli füze alýmýna iliþkin anlaþmaya imza koymasý uluslararasý arenayý ve dolayýsýyla hassas Türk-Yunan iliþkilerini karýþtýrdý ( , 2008). Türkiye, Kýbrýslý Türklerin güvenliðini tehdit edecek herhangi bir geliþmeye göz yummayacaðýný açýkladý. Ýngiltere ve BM de anlaþmaya sert tepki gösterdi.

24 Þubat 1997'de AB, Kýbrýs'ýn AB'ye tam üyeliðine iliþkin geleneksel tavrýný deðiþtirerek, Kýbrýs'ýn AB'ye tam üyeliðinin gerçekleþebilmesi için Ada'da önce siyasi bir çözümün þart olduðunu açýkladý. Yunanistan da bu açýklamaya

www.sabah.com.tr

www.belgenet.com

www.sabah.com.tr

Kopenhag Kriterleri için Bakýnýz:

http://www.belgenet.com/arsiv/ab/kopenhag_kri.html, 14.04.2008.

649 sayýlý karar için bkz: http://www.un.org/Docs/scres/1990/scres90.htm, 716 sayýlý karar için bkz: http://www.un.org/Docs/scres/1991/scres91.htm,

750 ve 774 sayýlý karar için bkz: http://www.un.org/documents/sc/res/1992/scres92.htm (17.04.2008)

12

12

13

(11)

tepkilerini bildirdi. AB, ilk defa topluluða tam üyelik konusunda Kýbrýs Türklerinin de dikkate alýnmasý gerektiðini, tam üyelik görüþmelerine Ada Türklerinin de katýlmasý gerektiðini belirtmek suretiyle net bir þekilde ifade ediyordu. Yunanistan Dýþiþleri Bakaný Theodoros Pangalos, bu açýklamalarýn hemen ardýndan AB'nin Doðu'ya doðru geniþlemesini veto edeceðini açýkladý. Aralýk 1997'de yayýnlanan Lüksemburg Zirvesi sonuç bildirgesinde Türkiye'yi doðrudan ilgilendiren kararlardan biri de Kýbrýs'tý (ue.eu.int, 2008). Sonuç bildirgesinin 10–12. maddelerinde Kýbrýs'ýn 2004 yýlýnda 9 aday ülkeyle birlikte tam üyeliðe kabul edileceði, 28 Þubat 2003 yýlýna kadar bir sonuca ulaþýlamazsa da Rum yönetiminin Kýbrýs adýna birliðe üye olabileceði belirtilmiþtir. Böylece müktesebat Kuzey taraf için askýya alýnacak, bu arada kuzeye ekonomik destek saðlanacaktýr. AB, bu tutumu ile uluslararasý anlaþmalarý çiðnemiþ, Kýbrýs'taki çözümsüzlüðü daha da arttýrmýþtýr. Hâlbuki 1960 Garanti Antlaþmalarý, Enosis ve Taksim ile birlikte, iki garantör ülke olan Yunanistan ve Türkiye'nin birlikte üye bulunmadýklarý herhangi bir örgüt ya da kuruluþa Kýbrýs'ýn üye olmasýný yasaklamýþtýr. Bundan saðlanmak istenen amaç yetkileri kýsýtlý bir devlet olarak oluþturulan Kýbrýs Devleti'nin dolaylý da olsa kendi baðýmsýzlýðýný ortadan kaldýrmasýný engellemekti.

1999 yýlýnýn sonlarýnda BM gözetiminde müzakereler baþlamýþ ancak BM'nin tutumu nedeniyle 2000 yýlýnda Denktaþ görüþmelerden çekilmiþtir. Bir yýl boyunca hiçbir görüþmeler yapýlmamýþtýr. Avrupalýlar Türk tarafýný “çözüm istemeyen-görüþme masasýndan kaçan-uzlaþmadan kaçan” olarak görmüþ, Rumlarý ise”Avrupalý-barýþçý-medeni” olarak adlandýrmýþtýr. 2002 yýlýnda ise Kýbrýs Rum kesiminin AB'ne girmesine az zaman kalmasý nedeniyle ada da çözüm bulunmasý için çaðrýlar baþladý (Coþkun, 2002:47-48). 15 Mayýs 2002'de Ada, 1979 yýlýndan bu yana ilk kez bir BM genel sekreterini aðýrladý. BM Genel Sekreteri Kofi Annan, Kýbrýs Rum kesimi lideri Glafkos Klerides'le görüþtükten sonra KKTC Cumhurbaþkaný Denktaþ'la da bir araya geldi.

Her iki lider arasýnda Ocak 2002'de baþlayan yüz yüze görüþmeler, Birleþmiþ Milletler Genel Sekreteri Annan'ýn 11 Kasým 2002 tarihinde taraflara, Annan Planý olarak da anýlan “Kýbrýs Sorununa Kapsamlý Çözüm Temeli” baþlýklý belgeyi sunmasýyla sonuçlanmýþtýr ( , 2008). Bundan sonraki süreç ise Annan Planý ve Kýbrýs Rum Kesiminin AB ye üye olmasý ile devam etmiþtir.

www.mfa.gov.tr

Lüxemburg Zirvesi'nin sonuç metni için bkz:

http://ue.eu.int/ueDocs/cms_Data/docs/pressData/en/ec/032a0008.htm, (04.04.2008) Antlaþma metni için bakýnýz:

http://www.mfa.gov.tr/MFA_tr/DisPolitika/AnaKonular/Kibris/Garanti_Antlasmasý_ Zurich11Subat1959.htm, (28.03.2008) 14 14 15 15

(12)

Annan, 26 Þubat 2003 tarihinde gittiði Ada'da planýn üçüncü versiyonunu taraflara sunmuþtur. Genel Sekreter söz konusu planý ve planda öngörülen süreci kabul edip etmediklerini bildirmek üzere iki tarafý 10 Mart 2003 tarihinde Lahey'e davet etmiþtir. Davet üzerine iki lider 10 Mart tarihinde Lahey'de bir araya gelmiþlerdir. Anýlan toplantýya Garantör ülkeler olarak Türkiye, Yunanistan ve Ýngiltere de katýlmýþtýr. 16 Nisan 2003 tarihinde, Atina'daki AB Zirvesi'nde diðer 9 aday ülkeyle birlikte GKRY de AB ile Katýlým Antlaþmasý'ný imzalamýþtýr. Böylece, Türk tarafýnýn uyarýlarýna raðmen, GKRY'ni çözüme teþvik edebilecek önemli bir unsur yitirilmiþtir. KKTC Bakanlar Kurulu, 16 Nisan 2003 tarihinde iki taraf arasýndaki ticaretin serbestleþtirilmesi yönünde bir karar almýþtýr. Buna benzer þekilde, 21 Nisan tarihinde KKTC'nden GKRY'ne ve GKRY'nden KKTC'ne geçiþlerin de serbestleþtirilmesine yönelik bir dizi düzenlemeyi tek yanlý olarak uygulamaya koymuþtur. Karar, 23 Nisan 2003 günü yürürlüðe girmiþtir ( , 2008).

Dönemin Rum lideri Papadapulos yani Rum Yönetimi, Annan Planýný reddetseler de AB üyelik sürecinin baþlayacaðýný biliyordu. Bu nedenle de, Türk tarafýnýn planý reddi ya da kabulü aslýnda onlar için çokta önemli deðildi ( , 2007). Rauf Denktaþ planý kesin bir dille reddediyordu. Denktaþ'a göre plan Adaya huzursuzluk ve savaþ getirecek, ve adadaki Türk varlýðýný kýsa sürede yok olmasýný saðlayacaktý ( , 2008; Güven, 2003: 159-198; Türk, 2003: 180-186; Bozkurt ve Demirel, 2004: 99-103)).

Müzakereler neticesinde nihai hale getirilen çözüm planý 24 Nisan 2004 tarihinde GKRY ve KKTC'de ayrý ayrý fakat eþzamanlý olarak düzenlenen referandumlarla Kýbrýs'taki iki halkýn onayýna sunulmuþtur. Rum halkýnýn %75.83'ü Planý reddederken, Kýbrýs Türk tarafý kendileri için getireceði pek çok zorluða raðmen %64.91 çoðunlukla Plan'a “evet” demiþtir. Sonuçta, Rum toplumunun güçlü reddi karþýsýnda, BM ve AB dâhil tüm uluslararasý camianýn desteklediði bu kapsamlý çözüm planý geçersiz hale gelmiþtir.

Referandumlar sonucunda Ada'da yeni bir durum ortaya çýkmýþtýr. Referandumun ardýndan baþta BM, AB gibi uluslararasý kuruluþlar ile ABD, Ýngiltere, Almanya gibi ülkelerden Kýbrýs Türk tarafýnýn tutumunu destekleyen, Rum tarafýnýn planý reddetmesinden üzüntü duyulduðunu beyan eden ve Kýbrýs

www.mfa.gov.tr

www.trncwashdcoc.org

www.volkangazetesi.com

http://www.trncwashdcoc.org/News/03-02_25.html (15 Mayýs 2007)

Annan Planý'na yönelik deðerlendirme ve eleþtiriler için bkz: 28 Þubat sürecinde Kýbrýs: Sorunlar, Çözümler,(Panel Kitapçýðý) (Ankara: Baþkent Üniversitesi Stratejik Araþtýrmalar Merkezi, 2003), s. 27-52; Veysi Akýn, 'Türkiye'nin AB Müzakere Sürecinde Kýbrýs Sorunu: Enosis mi? Kalýcý Çözüm mü?', Kýbrýs Laboratuvarý, Derleyen: Þenol Kantarcý, Ýstanbul, Aktüel, 2005, s. 71-83; Cemalettin Taþkýran, 'Kýbrýs Meselesinde Son Durum ve Muhtemel Geliþmeler', Kýbrýs Laboratuvarý, Derleyen: Þenol Kantarcý, Ýstanbul, Aktüel, 2005, s. 87-94.

16

16

17

(13)

Türk tarafýnýn izolasyonunun artýk devam edemeyeceðini vurgulayan açýklamalar gelmiþtir. Bu konuda bazý adýmlar atýlmýþsa da bugün itibariyle gelinen noktada Kýbrýs Türklerinin yýllarca maruz kaldýklarý izolasyonun kýrýlmasý saðlanamamýþtýr ( , 2008).

AB'nin yapmasý gereken, onlarca yýldýr KKTC'ye devam eden haksýz ambargo uygulamasýný kaldýrmaktýr. Sorunun çözümü için yapabileceði en önemli katkýda sorunun taraflarýndan birine, diðerinin þartlarýný kabule zorlayýcý baskýlar uygulamak deðil, aksine aralarýnda çözümün saðlanmasýna yönelik bir diyalogun kurulmasýna yardýmcý olmaktýr (Türk, 2003: 193).

Genel Sekreteri'nin iyi niyet misyonu ve müzakere sürecine iliþkin 28 Mayýs 2004 tarihli raporu 3 Haziran 2004 tarihinde (S/2004/437) yayýnlanmýþtýr. BM Genel Sekreteri iyi niyet misyonu raporunda, referandumlar sonrasýnda Kýbrýs Türklerinin durumunun uluslararasý camia tarafýndan ele alýnmasý gereðine iþaret etmekte ve Kýbrýs Türklerine baský uygulamak veya onlarý dünyadan tecrit etmek için hiçbir gerekçe kalmadýðýný kayda geçirmektedir. Bu çerçevede Kýbrýs Türklerine yönelik ambargo ve kýsýtlamalarýn kaldýrýlmasý için uluslararasý camiaya ve Güvenlik Konseyi'ne kuvvetli bir çaðrýda bulunmakta, Kýbrýs Türk tarafýnýn kalkýnmasýný engelleyen ve onlarý dünyadan tecrit eden uygulamalara son verilmesini istemektedir.

KKTC Cumhurbaþkanlýðý seçimleri 17 Nisan 2005 tarihinde yapýlmýþtýr. Baþbakan Mehmet Ali Talat birinci turda oylarýn % 55.60'ýný alarak Cumhurbaþkanlýðýna seçilmiþtir. Talat, 20 Nisan tarihinde düzenlenen yemin töreninin ardýndan görevi Rauf Denktaþ'tan teslim almýþtýr. Türk tarafý sorunun çözümü konusunda giriþimlerine devam ederek 2005 yýlýnýn sonlarýna doðru iki taraf arasýnda çatýþma ve bölünmenin sembolü olan Lokmacý Kapýsýný açma giriþiminde bulunmasýna raðmen sonuç alamamýþtýr ( , 2008). Türkiye, 30 Mayýs 2005'te, tüm kýsýtlamalarýn ilgili taraflarca ayný anda kaldýrýlmasýna yönelik yeni bir öneriyle, Kýbrýs'ta adil, kalýcý ve kapsamlý bir çözüm amacý güden yeni bir açýlýmda bulunmuþ ve bu giriþimin unsurlarý Genel Sekretere gönderilen bir mektup ile uluslararasý toplumun dikkatine sunulmuþtur. Öneride, kiþilerin, mallarýn ve hizmetlerin serbest dolaþýmýna iliþkin mevcut kýsýtlamalarýn ilgili tüm taraflarca karþýlýklý olarak ayný anda kaldýrýlmasýný öngörülmekteydi. Öneri paketi kabul görmüþ olsaydý, sadece Kýbrýs Türklerinin dünyayla bütünleþmesini saðlamakla kalmayacak, Kýbrýslý

www.mfa.gov.tr

www.cnnturk.com

Raporun orijinal metni için bakýnýz:

http://daccess-ods.un.org/TMP/3146553.html, (28.03.2008)

Lokmacý Kapýsý ile ilgili geliþmeler ve son durum hakkýnda bakýnýz:

http://www.cnnturk.com/DUNYA/haber_detay.asp?PID=319&haberID=444225, (04.04.2008). Mektubun metni için bkz: http://daccess-ods.un.org/TMP/6204223.html, (04.04.2007). Belge no: A/59/820 - S/2005/355 18 20 20 19 19 18

(14)

Rum gemi ve uçaklarýnýn da Türk deniz ve hava limanlarýna girebilmeleri mümkün olacaktý.

KKTC Cumhurbaþkaný Mehmet Ali Talat, BM Genel Sekreteri Kofi Annan'la 20 Kasým 2006 tarihinde Cenevre'de bir görüþme gerçekleþtirmiþtir. BMGS Annan görüþme sonrasýnda yaptýðý açýklamada, 2004 yýlýnda yapýlan referandumlarýn sonucuna atýfla, Kuzey Kýbrýs'ýn kalkýnma çabalarýna bütün taraflarýn yardýmcý olmasý gerektiðini vurgulamýþ ve Mayýs 2004 tarihli iyi niyet misyonu raporunda Kýbrýslý Türklere uygulanan izolasyonlarýn kaldýrýlmasý gerekliliðine dikkat çektiðini belirtmiþtir ( , 2008).

Birleþmiþ Milletler Genel Sekreteri Ban Ki Moon, 25 Kasým 2006 – 25 Mayýs 2007 dönemini kapsayan Kýbrýs'ta konuþlu BM Barýþ Gücü (UNFICYP) raporunu 5 Haziran 2007 tarihinde Güvenlik Konseyi'ne sunmuþtur. Raporda, Kýbrýs Türklerine uygulanan kýsýtlamalarýn kaldýrýlmasýnýn önemine vurgu yapýlmaktadýr.

ANNAN PLANI

Annan Planý, BM Genel Sekreterlerinin getirmiþ olduðu çözüm önerileri içerisinde en kapsamlý ve en ayrýntýlý olanýdýr. Fakat plan her iki taraf içinde ideal bir plan deðildir (Sözen ve Özersay, 2007: 138). 11 Kasým 2002 tarihinde ilk kez Annan Planý Ada'daki iki tarafýn liderine sunulmuþtur. Taraflarýn yapmýþ olduðu görüþ ve öneriler deðerlendirilmesiyle, 10 Aralýk 2002, 26 Þubat 2003 ve 29 Mart 2004 yýllarýnda düzeltmeler ve eklemeler yapýlmýþtýr. Planýn son hali ise Genel Sekreter tarafýndan 31 Mart 2004'de Ýsviçre Bürgenstock kentinde taraflara sunulmuþtur ( , 2008).

Plan gerek sahip olduðu içeriði ve gerek görüþülme süreci itibariyle AB'nin geniþleme takvimi ve Kýbrýs'ýn AB üyeliðine-kimi durumlarda da Türkiye'nin AB üyeliðine- endekslenmiþtir. Planda, Kýbrýs Cumhuriyetinin ortak kurucularý olan Rum ve Türk taraflarýnýn siyasal eþitlik temeline dayalý iki bölgeli, baðýmsýz ve birleþik bir Kýbrýs'ta, Uluslararasý Hukuk ve BM ilke ve amaçlarýna baðlý; barýþ, dostluk, güvenlik ve refah içerisinde ortaklýklarýný yenilemeleri öngörülmektedir ( , 2008).

Ýki kurucu devlet olan Kýbrýs Rum Devleti ve Kýbrýs Türk Devleti, federal bir yapý içerisinde Birleþik Kýbrýs Cumhuriyeti'ni oluþturacaktýr. Planda 'Kýbrýs Cumhuriyeti' ifadesi kullanýlmamýþ, yeni ortaklýkla oluþturulacak olan devlet 'birleþik Kýbrýs Cumhuriyeti' olarak adlandýrýlmýþtýr. 1960 tarihli Kýbrýs

www.mfa.gov.tr

www.sabah.com.tr

www.mfa.gov.tr

http://www.sabah.com.tr/ozel/3142/dosya_42.html (15.04.2007)

Annan Planý madde 1/5'te “Kýbrýs, Yunanistan ve Türkiye ile özel dostluk baðlarýný, Garanti ve Ýttifak Antlaþmalarý ile iþbu Anlaþma'nýn Kýbrýs'ta oluþturduðu dengeye saygý göstererek sürdürür ve Avrupa Birliði üyesi bir ülke olarak Türkiye'nin Birliðe katýlýmýný destekler” denilmektedir. http://www.mfa.gov.tr/MFA_tr/DisPolitika/AnaKonular/Kibris/BM_Kapsamlý_ cozum_Planý_AnnanPlaný.htm, (17.04.2008) 21 21 23 23 22 22

(15)

Cumhuriyeti Kuruluþ Antlaþmasý ile Garanti antlaþmasý ve Ýttifak Antlaþmasý'nýn yürürlükte kalmasý ve kýyas yoluyla Kýbrýs'taki yeni duruma uygulanmasý öngörülmüþtür (Türk, 2003: 179). Annan Planý'nda yer alan baþlýca anlaþmazlýk konularý aþaðýdaki tabloda baþlýklar halinde gösterilmiþtir.

Tablo 2. Annan Planýndaki Kýbrýs Anlaþmazlýðýnýn Ana Konularý

Müzakere Konularý Annan Pla ný

Siyasal sistem Kýbrýs Rum ve Kýbrýs Türk kurucu devletlerini kapsayan iki

bölgeli bir yapýya sa hip Birleþik Kýbrýs C um huriyeti

öngörülm ektedir. Bu devlet, -özel bir adý olmaya n-

federa syonla konfederasyonunun karýþýmýdýr. Federal hükümet ve onun kurucu devletlerle iliþkileri Ýsviçre modeli, devletin dýþ iliþkileri ve iki kurucu devlet ara sýndaki iç iliþkilerde Belçika modeli kullanýlýr.

Federa l Yetkiler Zayýf merkezi yetkiler

(Kurucu) Devlet Yetkileri Belirli alanlarda güçlü ve ya ygýn yetkiler (eðitim , din vb. gibi)

Egemenlik Paylaþýlan tek egem enlik (ENOSÝS ve TAKSÝM ya saktýr)

Temsil Dönüþüm lü C um hurba þkanlýðý ve üst mecliste (Senato) 50:50

oranýnda (iki toplumluluðu/ m illetliliði sem bolize etme k için); alt mecliste (M illet Meclisi), bakanlar kurulunda (Ba þkanlýk Konseyi) ve federal kurumlarda nüfusla orantýlý tem sil hakký.

Garantörlük 1960 Ga ranti Antlaþmasý gerekli deðiþikliklerle güç lendirilerek

devam edec ek. (Adanýn gerçe kleriyle uyumlu olarak)

Yargý Organý En yüksek yargý or ganý Yüksek M ahkem edir. Kurucu

devletler, kurucu devletlerden biri ve ya her ikisiyle f edera l devlet a rasýnda çýkaca k uyuþma zlýklarý çözme yetkisi vardýr. Mahkem e her iki kur ucu devletten eþit sayýda hâ kimle ve ya aksi ka rarla þtýrýlmadýkça Kýbrýslý olmayan üç hâkimden oluþur. 3 özgürlük

Hareket özgürlüðü Hareket özgürlüðünde bir sýnýr lama yok.

Yerleþme özgürlüðü Yeni devletin iki bölgeliliðini tanýyan sýnýr landýrýlmýþ özgürlük.

Yýlý belli olm ayan bir m ora toryum (veya Türkiye AB üyesi olana kada r) bir kota

Mülkiyet Özgürlüðü Yeni devletin iki bölgeliliðini tanýyan sýnýrlandýrýlmýþ özgürlük

Yýlý belli olm ayan bir m orotaryum (veya Türkiye AB üyesi olana kada r) bir kota

Bölgesel Düz enlemeler 72:28 oranýnda

Askeri Yýðýnak Süresi belli olmayan ya da Türkiye AB üyesi olunca ya kadar,

yabancý askerlerin geri çekilme takvimi. 1960 Gara nti Antlaþmasýnda kararla þtýrýldýðý gibi 650 Türk, 950 Yunan askeri kalacak. Her bir devlet için hafif silahlý polis gücü ve federa l devlet polis gücü

Yerlerinden Edilmiþ Kiþiler& Mallar Yerlerinden edilenlerin bazýlarýnýn bölgese l düzenlemelere

uygun olarak yer leþtirileceði ve geri kalanlarýn ya önceki mülklerine yerleþtir ileceði ya da m ali olarak telafi edileceði karm aþýk bir düzenleme.

Yerleþtirilenler/Göç menler Belirli kriterlere da yanan (evlilik, belirli bir dönem çalýþma

veya ika metgâh vb.) Sabit sayýda (45.000) Türk

göçmen/yerleþimci ka lacak. Diðerleri ise Tür kiye’ ye

yerleþm eyi isteme seçeneðine sahip olacaktýr. Benzer bir liste (45.000 kiþi) de Kýbrýs Rum tarafý iç in tasarlanýr.

AB Üyeliði Topluluk m ükte sebatýna yönelik birlikte olasý kapsamlý

çözümle ilgili düze nlemelerin sonucunda AB üyeliði

Kaynak: Tablonun oluþturulmasýnda, (Ahmet Sözen & Kudret Özersay, “The Annan Plan: State Succession or Continuity”,

(16)

Annan Planý'nda uzlaþmanýn adý olarak geçen Kuruluþ Anlaþmasý temelde, Kýbrýs sorununa kesin bir çözüm bulmayý amaçlamaktadýr. Yeni düzenin adý Birleþik Kýbrýs Devleti olacaktýr. Yeni düzen ile tek bir uluslararasý kiþilik ve egemenlikte olan baðýmsýz bir devlet kurulacaktýr. Birleþik Kýbrýs Cumhuriyeti'nin baþkenti Lefkoþe, resmi dili Yunanca ve Türkçe olacaktýr. Resmi tatilleri Kýbrýs Cumhuriyet'inin Milli Bayramý, Yýl Baþý günü, Ýþçi Bayramý ve Hýristiyan-Müslüman Dini Bayramlarý olacaktýr. Birleþik Kýbrýs Cumhuriyeti Anayasasý, ülkenin en üst anayasasý olacaktýr (Dodd, 2004: 13). 24 Nisan 2004 tarihinde Ada'daki her iki tarafýn eþ zamanlý ve ayrý ayrý yaptýðý referandum sonucunda Rum tarafý Planý % 76 oranýnda reddederken Türk tarafý Planý % 65 oranýnda kabul etti. Referandumun sonucu, çözüm için Türk tarafýnýn gerekli iyi niyete sahip olduðunu gösterirken, Rum tarafýnýn yetki paylaþýmý ve Kýbrýs Türk tarafýnýn siyasal eþitliðini kabule hazýr olmadýðýný gösterdi (Sözen ve Özersay, 2007: 139). Rum toplumunun güçlü reddi karþýsýnda, BM ve AB'nin de aralarýnda bulunduðu tüm uluslararasý toplumun desteklediði kapsamlý çözüm planý masada kalarak geçersiz hale geldi. Planda yer alan hüküm gereðince de referandumun sonucundan baðýmsýz olarak 1 Mayýs 2004 tarihinde AB üyeliðine kabul edilmiþtir.

AB, tüm Ada'yý temsilen Rumlarý üyeliðe kabul ederken sonraki süreçte Türk tarafýna yaptýðý haksýzlýðý bir nebze olsun gidermek için bir önlemler paketi devreye sokmuþtur. Bu çerçevede; Ercan Havaalaný'nýn uluslararasý hava trafiðine açýlmasý, doðrudan ticaret anlaþmasý/tüzüðünü yürürlüðe koyma, izolasyonlarý tedricen kaldýrma, iki kesim arasýndaki ekonomik büyüme farklýlýðýný kýsmen gidermek amacýyla 259 milyon Euro'luk yardým paketini açma gibi önlemler almýþtýr. Fakat AB vermiþ olduðu taahhütlerden sadece yardým paketinin 150 milyon Euro'luk kýsmýný ödeyerek –Rumlarýn ve Yunanistan'ýn vetolarýndan dolayý 109 milyon Euro'luk kýsmý kadük hale gelmiþtir- diðer önlemleri hukuki engellere takýldýðý gerekçesiyle gerçekleþtirmemiþtir.

Ayrýca AB, Gümrük Birliðinin 2004 yýlýnda üyeliðe kabul edilen 10 ülkeyle de –Kýbrýs Rum Yönetimi de dâhil- geniþletilmesi ve uygulanmasý, dolayýsýyla da deniz ve hava limanlarýnýn Kýbrýs Rum Yönetimi'ne açýlmasýný kapsayan Ek Protokolü Türkiye'nin imzalamasýný istemiþ, Türkiye ise bu isteðe karþý çýkarak bir Karþý Deklarasyon yayýmlamýþtýr. Türkiye'nin bu hamlesine karþýlýk AB Komisyonu da, tam üyeliði getirecek 8 müzakere baþlýðýný askýya alarak müzakerelere açmamýþtýr. Sürecin bu derece olumsuz geliþmesinde ve Rum Tarafýnýn AB'ye kolaylýkla üye olabilmesinde 2003 yýlýndaki Lahey Zirvesi'nde masaya oturmayý reddeden Kuzey Kýbrýs Türk Cumhuriyeti Yönetimi'nin de katkýsý olmuþtur (Oktay, 2003).

BM Genel Sekreteri Kofi Annan, 2003 yýlýnda Güvenlik Konseyi'ne sunduðu Kýbrýs Raporu'nda hayal kýrýklýðýný belirtmiþ ve uluslararasý toplumun

(17)

desteðiyle yürüttüðü çözüm çabalarýnýn sonuçsuz kalma nedenlerini ayrýntýlý olarak anlatmýþ ve çözümsüzlüðün baþkahramaný olarak Rauf Denktaþ'ý göstermiþtir.

Sorunun çözümünü kendi istekleri doðrultusunda gören taraflar 40 yýlý aþkýn süredir sorunun çözümünde uzlaþamamýþlardýr. Aslýnda çözüm için kendi çýkarlarýna göre deðil de ortak çýkarlara göre hareket edebilselerdi uluslararasý toplumun gündeminde böyle bir sorun yer almayabilirdi. Kýbrýs sorununda baþarýlý ve kalýcý bir çözüm ancak kazan-kazan esasýna dayalý olarak saðlanabilir kazan-kaybet mantýðýyla deðil.

SONUÇ

Kýbrýs sorunu yarým yüzyýlý aþkýn bir süredir Türkiye'nin gündeminde olan bir konudur. 1950'li yýllardan itibaren sorun Yunanlýlarýn da giriþimleriyle uluslararasý platformlara-BM- kaymýþ ve buradan çýkan sonuçlar genelde Kýbrýslý Türklerin ve Türkiye'nin aleyhine olmuþtur. Bu durumun doðmasýnýn önemli nedenlerinden biri Türk tarafýnýn tezlerinin –özellikle- Baðlantýsýzlarýn görüþlerine ters düþmesidir.

Kýbrýs sorununun Türk dýþ politikasýnda oldukça önemli bir gündem maddesi olmasý üzerine, hükümetler kayýtsýz þartsýz Batýcý politikalar izlemeyi býrakýp daha esnek bir dýþ politika izlemeye baþladýlar. Ankara genelde batýya özelde ABD'ye verdiði siyasal desteðin doðru olmadýðýný, batýnýn çýkarlarýna hizmet eden ama Türkiye'nin çýkarlarýna ters düþen konular olabileceðini ve bu durumda da baðýmsýz hareket etmesi gerektiðini kabul etti (Ersoy, 2002: 242). 1963 Kanlý Noel'deki Türk tarafýna yapýlan katliamlarýn durdurulamamasý ve Türkleri adada azýnlýk durumuna düþürme çabalarý nedeniyle yapýlan harekâtlar (1974) bile halen uluslararasý toplumun çoðunluðu tarafýndan haksýz bir iþgal olarak görülmektedir. Hâlbuki 1960 Garanti Antlaþmasý ile Türkiye'ye Yunanistan gibi garantörlük hakký verilmiþtir. Türkiye bu harekâttan önce gerekli giriþimlerden bir sonuç alamayýnca böyle bir giriþimde bulunmuþtur. Rum tarafýnýn uzlaþmaz tutumunun sonucu olarak, BM'nin iyi niyet giriþimleriyle 1977–1983 yýllarý arasýnda devam eden taraflar arasý görüþmelerden bir sonuç alýnamayýnca, Kýbrýslý Türkler 15 Kasým 1983'te Kuzey Kýbrýs Türkiye Cumhuriyetini ilan ettiler. Kýbrýs Türk tarafý, yýllardýr adada bir azýnlýk olduðunu, taksim ile iki yapýlý federasyon isteðini belirtse de 1983'te kurulan KKTC'yi dünya devletleri tanýmayý kabul etmemiþlerdir. Bugün ise bu sorunun kendi lehlerine çözümü adýna Türkiye'nin AB'ne girme

http://www.un.org/News/Press/docs/2003/sc7727.doc.htm, (17.04.2008)

Bu konuda verilecek en tipik örnek 1964 tarihli Johnson Mektubudur. Bu mektup sonrasýnda Türkiye BM'de baþta Müslüman ülkeler olmak üzere, Üçüncü Dünya Ülkeleriyle iyi iliþkiler kurmasý gerektiðinin farkýna vardý.

24

24

25

(18)

isteði kullanýlmaya baþlanmýþtýr. Böyle bir koþulu Türkiye'nin önüne çýkarma hakký olmayan Avrupalý devletler (özellikle de Yunanistan'ýn Enosis düþüncesi nedeniyle olan baskýsýyla) bu sorunu, Rum istekleri doðrultusunda çözme yönünde baskýda bulunmuþlardýr. Kýbrýs Türk tarafý ilkesel olarak AB üyeliðine karþý olmamakla birlikte AB üyeliðinin Ada'nýn kendine özgü koþullarýna göre (Sui Generis) deðerlendirilmesi gerektiðini düþünmektedirler.

Türkiye BM'yi devre dýþý býrakmak suretiyle konunun baþka forumlara taþýnmasýna yönelik eðilimlere karþýdýr. GKRY'nin süregelen uzlaþmaz tutumu nedeniyle Genel Sekreterin müzakereleri yeniden baþlatma çabalarýnýn bugüne kadar sonuçsuz kalmýþtýr. Bu olumsuzluklara raðmen, Türkiye KKTC ile birlikte, Kýbrýs sorununun BM himayesinde, iki bölgelilik, siyasi eþitlik, iki kurucu Devletin eþit statüsü ve yeni bir ortaklýk devleti kurulmasý gibi yerleþik BM parametrelerine dayalý bir ortaklýk temelinde kalýcý ve kapsamlý bir çözüme ulaþtýrýlmasý yönündeki çabalarý desteklemeye devam etmektedir.

Bugün gelinen sonuç eski sorunlarýn devam edeceðini göstermektedir. Hâlbuki 1960 Garanti Antlaþmasýnýn 1. maddesine göre Kýbrýs, hiçbir uluslararasý örgüte girmeyecektir. Bu anlaþmayý çiðneyen Avrupalý Devletler, Türkiye'nin AB'ye girme sürecinde Kýbrýs sorununu her zaman önünde bir engel olarak göstermektedir ve gösterecektir. Türkiye ise bu andan itibaren ancak AB'ne girdikten sonra eþit koþullarda masaya oturmayý kabul ettirmek durumundadýr. Yoksa Yunanistan'ýn Enosis düþüncesi Türkiye'nin gelecekteki güvenliði açýsýndan büyük bir sorun olarak kalacaktýr.

(19)

KAYNAKÇA

Akýn, Veysi, 'Türkiye'nin AB Müzakere Sürecinde Kýbrýs Sorunu: Enosis mi? Kalýcý Çözüm mü?', Kýbrýs Laboratuvarý, Derleyen: Þenol Kantarcý, Ýstanbul, Aktüel, 2005.

Bozkurt, Enver – Demirel, Havva, Birleþmiþ Milletler ve Avrupa Birliði Kapsamýnda Kýbrýs Sorunu, 1. Baský, (Ankara: Nobel Yayýnevi, 2004).

Bozkurt, Ýsmail, 'Kýbrýs'ýn Tarihine Kýsa Bir Bakýþ', AB ve Kýbrýs, Bugünü ve Geleceði, Ed: Ýrfan Kaya Ülger ve Ertan Efegil, (Ýstanbul: Gündoðan Yayýnlarý, 2002).

Çavdar, Tevfik, Türkiye'nin Demokrasi Tarihi (1950–1955), 2. Baský, (Ankara: Ýmge Kitabevi, 2000).

Demirtaþ, Birgül Coþkun, “Kýbrýs'ta Yeni Süreç, Dostlar Masa Baþýnda Görsün Taktiði Mi,, Çözüm Ýçin Yeni Bir Strateji Mi?”, Stratejik Analiz, C:III, S:21, Ocak 2002.

Denker, M. Sami, Kýbrýs Sorunu: Bir Milletin ve Devletin Yaþama Hakký, 1. Baský, (Ýstanbul: Türkar Yayýnlarý, 2001).

Dodd, Clement. “Annan Planý ve Kýbrýs Sorunu”, Güncel Hukuk Dergisi, Sayý 3, Ankara, 3 Mart 2004.

Ersoy, Hamit, 'Kýbrýs Sorunu'nun Türk Dýþ Politikasýna Etkileri', AB ve Kýbrýs, Bugünü ve Geleceði, Ed: Ýrfan Kaya Ülger ve Ertan Efegil, (Ýstanbul: Gündoðan Yayýnlarý, 2002).

Güven, Erdal, Helsinki'den Kopenhag'a Kýbrýs, (Ýstanbul: Om Yayýnevi, 2003).

Güzel, Þükrü. “Kýbrýs Sorununun Tarihçesi”, Kýbrýs Sorunu ve Birleþmiþ Milletler, Birleþmiþ Milletler Türk Derneði Yýllýðý, C:I, S:19, Ankara, 1995. Harman, Doðan. Emperyalizm Kýbrýs ve AKEL, ([y.y.]: Kýbrýslý Yayýnlarý, [t.y.]).

Oktay, Emel Osmançavuþoðlu, “Atina Zirvesi'nin Ardýndan Türkiye'nin AB ve Kýbrýs Politikasý”,

http://www.stradigma.com/turkce/haziran2003/print_08.html, (17.04.2008). Olgun, Aydýn, Kýbrýs Gerçeði 1931-1990, (Ankara: Demiroðlu Matbaacýlýk, 1991).

Özersay, Kudret, Kýbrýs Sorunu Hukuksal Bir Ýnceleme, 2.B., (Ankara: ASAM Yayýnlarý, 2003).

(20)

2007.

Sönmezoðlu, Faruk, Taraflarýn Tutum ve Tezleri Açýsýndan Kýbrýs Sorunu, (Ýstanbul: Ý. Ü. Basýmevi, 1991).

Sözen, Ahmet ve Özersay, Kudret, “The Annan Plan: State Succession or Continuity”, Middle Eastern Studies, Vol. 43, No. 1, January 2007

Taþkýran, Cemalettin 'Kýbrýs Meselesinde Son Durum ve Muhtemel Geliþmeler', Kýbrýs Laboratuvarý, Derleyen: Þenol Kantarcý, Ýstanbul, Aktüel, 2005.

Tuð, Aydýn Zeki. “Kýbrýs Sorunu Nasýl Çözülür”, Türk Ýdare Dergisi, Y:67, S:408, Ankara, 1995.

Tunçay, Mete vd., Türkiye Tarihi 4: Çaðdaþ Türkiye 1908-1980, 6. Baský, (Ýstanbul: Cem Yayýnlarý, 2000).

Türk, Hikmet Sami, Kýbrýs Sorunu: Çözüm Zamaný, (Ankara: TESAV Yayýnlarý, 2003).

Ülger, Ýrfan Kaya ve Efegil, Ertan, Avrupa Birliði Kýskacýnda Kýbrýs Meselesi: Bugünü ve Yarýný, 1. Baský, (Ankara: Ahsen Matbaacýlýk, 2001).

Ünal, Hasan ve Coþkun Birgül Demirtaþ, “Kýbrýs Meselesi: Kýsa Tarihçe, Mevcut Durum Analizi ve Muhtemel Senaryolar”, Stratejik Analiz, C:I, S:12, Nisan 2001.

28 Þubat sürecinde Kýbrýs: Sorunlar, Çözümler, (Panel Kitapçýðý) (Ankara: Baþkent Üniversitesi Stratejik Araþtýrmalar Merkezi, 2003)

Kýbrýs Gerçeðinin Bilinmeyen Yönleri, (Ýstanbul: Promat Yayýnlarý, 1992) Ýnternet Kaynaklarý http://www.mfa.gov.tr/MFA_tr/DisPolitika/AnaKonular/Kibris/, (13.03.2008). http://www.un.org/Depts/dpko/missions/unficyp/index.html, (18.04.2008). http://daccess-ods.un.org/TMP/8088206.html, (14.04.2008). http://www.un.org/Docs/scres/1983/scres83.htm, (17.04.2008). http://www.sabah.com.tr/ozel/kibris13/dosya_28.html, (29.02.2008). http://www.belgenet.com/arsiv/ab/kopenhag_kri.html, (14.04.2008). http://www.sabah.com.tr/ozel/kibris13/dosya_28.html, (29.02.2008). http://www.mfa.gov.tr/MFA_tr/DisPolitika/AnaKonular/Kibris/Kibrissongelis mele 082002.htm, (24.03.2008). http://www.trncwashdcoc.org/News/03-02_25.html, (15.05.2007).

(21)

http://www.volkangazetesi.com/haber/03Subat/250203/habert1.htm, (15.05.2007) http://www.cnnturk.com/DUNYA/haber_detay.asp?PID=319&haberID=4442 25, (04.04.2008). http://www.mfa.gov.tr/MFA_tr/DisPolitika/AnaKonular/Kibris/BM_Kapsamlý _Cozum_Planý_AnnanPlaný.htm, (17.04.2008).

(22)

Referanslar

Benzer Belgeler

Hakkımda her nasılsa vukua gelmiş olan muame­ lâtın heyeti âyanca da mucibi te­ essür olduğu fakat zamanın neza­ keti derpişi teemmül edilerek bu babda bir

İngiltere bir taraftan stratejik olarak kendisi açısından Mısır hâkimiyetinden sonra çok önem arz etmese de adayı hâkimiyet altında bulundurma politikası

[r]

D) Asker arkadaşıyla uzun süre konuştu. 7- Aşağıdakilerden hangisi nesnel bir cümledir? A)Sınıfın en sevimli öğrencisi Murtaza’ydı. B)Kitap okumak, insana çok

Elde edilen analiz sonuçları, güdülenmeme alt boyutunun sporcu tükenmişliğinin tüm alt boyutlarını; özdeşim alt boyutunun azalan başarı hissi alt boyutunu,

Başpiskopos Makarios da içinde olmak üzere önde gelen tüm Rum liderlerini bünyesinde toplayan EOKA'nın yönlendirdiği Enosis hareketi Enosis'e kesinlikle karşı çıkan

Anahtar Kelimeler: Kıbrıs, Rumlar, Türkler, EOKA, Enosis, Makarios, Grivas,

Çukurova Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi Dergisi, 31(2), Aralık 2016 Çukurova University Journal of the Faculty of Engineering and Architecture, 31(2), December