• Sonuç bulunamadı

Zati Sungur

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Zati Sungur"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

/

Altı dil bildiği halde baıan in­

sana bukadar dilin bile kâfi

gelmediğini söyüyen Zati Sun­

gur yeni yeni diller öğrenmek

hevesindedir. 52 yaşında 1.65

boy ve 85 kilo ağırlığındadır.

{

__________ ________________

-Yazan: Oğuz Özdeş

F otola r: R ü çhan A rıkan

Z

ati Sungurla ilk tanışmamız bundan on bes yıl evvel olm uştur. O zaman ben lisede h e ­ nüz talebeydim . Y eni Sinem aya Z ati Sungur gelmiş, num aralar ya pıyordu . A ile ce gittik. Biletleri ilk alanlardan olduğum uz için, en ön sı­ ralardan birisine oturduk.

Nihayet sanatkâr tem siline başladı. Malûm tek gözlüğünü takmış. Sırtında frak ve m akferlan, başında da silindir şapkası... D oğru sun u isterseniz, k oca salonda, en isteksiz alkışlıyan bendim . Ç ü n ­ kü oraya, pek iyi niyetle gitmemiştim. Bütün d ik ­ katimi on a teksif ed ecek, herkesi h ayrette b ıra ­ kan num aralarının “ dalaveresini keşfed ip k a h ­ kahayı basacaktım .

Sıra şem siye num arasına gelin ce, salondan bir çocu ğ u n gelm esini söyledi. Z aten tetikteydim . K o s k o ca b oyu m a bakm adan, hem en sahneye fır­ ladım. Zati Sungur, h iç bozuntuya verm ed en :

— Lütfen şu şem siyeyi tutunuz! dedi. Sonra müzik başladı. Birkaç tatlı söz... Bir ta­ kım nükteli kelim eler... A m a ben bütün dikkatim ­ le Zati Sungurun bir hareketini gözden kaçırm a- m ıya çalışıyordum . “ H op, h op... derken, baktım elim deki şemsiye, aynı b oy d a bir b oru olmuş.

Zati Sungur, belki de fena niyetim i keşf mişti. Y anım a yaklaşarak zeki bir gülüşle:

— Lütfen şem siyem i veriniz! dedi. Usta hırsız ev sahibini bastırırm ış <

Ben d e :

— A ld ığ ı şem siyeyi, şemsiye olarak verebilir, dedim . Asıl marifet, benim gibi şem siyeyi su borusu olarak verm ektir. Bu b oru nu zu!

Soğuk mu, sıcak mı kaçtığını pek diğim bu espirim e hayli gülenler oldu. F lip sayılır bu yold a m ağlup kabilinde inip yerim e oturdum .

Zati Sungurla, T eşvikiyedeki do evinde, o n . beş yıl sonra tekrar karşı ka linçe onun hâlâ zindeliğini m uhafaza hayretle gördüm . O günden sonra geçirdiği lerce tatlı ve hoş hatıraları arasında, b en i unut­ muştu ama, sıhhatinden hiçbir şey kaybetm em işti. Maamafih, beni tanıyacak korkusu, mülâkatı- mızın sonuna kadar içim den çıkm adı. K endi k en ­ dim e :

— Ya, elim deki kalem i bir sopa yapar, bir satır bile not almam a mâni olursa! diyordum .

Yahut, ister misiniz, koltuğum da k o s k o ca bir soba borusu ile beni m atbaaya kadar yollasın ?

Ç ok şükür, bunların hiçbirisi olm adı.

Zati Sungur, hakikaten gen ç kalm anın sırrı­ na vakıf görü n ü yor. G erçi saçları dökülm üş ama, maşallah yüzünden sıhhat fışkırm aktadır. Biraz unutkan olacak ki, boyu nu n uzunluğunu bir türlü hatırlıyam adı ve karısını çağırarak, boyu n u n kaç oldu ğu nu on a sordu. M eğer, k a rı-k oca aynı b oy- dalarm ış. Fakat zevcesi 1,62 b oyu nda olduğunu söyleyin ce, Zati Sungur:

— Y oo... dedi. Ben 1.68 den aşağı değilim. N eticede ikisinin ortasını aldık; 1.65 de sulh olduk.

Zati Sungurun uzun bir meslek hayatı var.

Referanslar

Benzer Belgeler

Ancak Bayın vd.’nin (2015:257) araştırma sonuçlarına göre katılımcıların hastanedeki çalışma süresine göre örgütsel sessizlik nedenlerine katılım

Yine de yeterince gelişmiş bir derin öğrenme yazılımının za- man ve mekân sezgilerimizi sandığımızdan çok daha mükemmel şekilde modelleyerek, homotopi tipleri kuramı

Kim binecek te bu oto­ mobillerle mezarlığa gidecek İki ak­ tör arkadaşı, yine tiyatro müstahde- mininden birkaç kişi ve dükkânından iki üç

Başbakan Sayın Demirel’in de dediği gibi, Türkiye, Rusya müstesna, komşularının kendisinden çekinmeleri lâzım gelecek kadar büyük devlet ve büyük

Hattâ her tarafı kahramanlıklar ve zaferler hatıratı ile dolu olan mübarek toprakları bu sefer dikkatle gezeyim ve heyecanla tetebbü ede­ yim ile bir büyük

«Aile, cemiyetlerin en küçüğü, fakat en canlısı­ dır. Aile cemiyeti, millî cemiyetin temelidir. Aile ne kadar kuvvetli olursa, millet de o kadar kudretli

Eski bir Boğaziçi yalısının yıkılmıya terk edilmiş bu hâli insanın içine hü­ zün vermektedir. Eski asırlardan bugüne ne kadar binamız

yüzyılın ikinci ya­ rısında yaşamış Kutsal Roma İmparatoru Fredrich’in geldiği­ ni, “ barbaros” sözcüğünün Yunanca düpedüz “ barbar” de­