• Sonuç bulunamadı

Ermeni kabristanından papatya mevsimine

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ermeni kabristanından papatya mevsimine"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

+

G

ündem

tí..,

ERMENİ KABRİSTANINDAN PAPATYA MEVSİMİNE

M m i£î

Ertugrul OZKOK

mmmmmmmmmm ’

ı .

UGÜN sizi, Mecidiyeköy'deki Katolik Ermeni kabristanına gö­ türmek istiyorum.

Oradaki mütevazı mezarlardan birinin önünde durup, bir insan hikâyesi anlatacağım.

Mezarın üzerinde şu ismi okuyacaksı­ nız:

“Kevork Viçen Aznavur...”

Kimdir bu insan?

Bugünün Türkiyeli Ermenilerinin dahi bildiğini sanmıyorum.

Oysa bu mezar taşının arkasında, beni çok etkileyen bir tutku, bir ihtiras hikâye­ si vardır.

Bir Osmanlı vatandaşının tabiat tutku­ sunun hikâyesi.

Aznavur, Türkiye'de bulunan 1 0 0 0 bitki türünün adını koyan insandır.

Bir bitki ve çiçek tutkunu yani.

Sizi işte bu küçücük tutku tramvayına bindirip biraz dolaştırmak istiyorum.

★ ★ ★

Kevork Viçen Aznavur'un hikâyesi, 18 Aralık 1 8 6 1 'de başlar.

Birçok Türk münevveri gibi, onun yolu da Galatasaray Lisesinden geçer.

Okulu bitirdiğinde, Fransızca, Latince, Ermenice ve Türkçe konuşan bir Osman­ lI aydınıdır.

tş hayatına Mahmutpaşa Havuzlu Ha­ n'da, ecza ve kimyasal maddeler ithal eden bir şirkette başlar.

Şirketin adı “ Aznavur

Birader-le r” dir.

Orada defter tutan bir memurdur.

Ama gözleri muhasebe defterlerinde, aklı ise botanikte, çiçeklerde, bitkilerde­ dir.

1 8 8 5 yılında önce İstanbul civarındaki bitkileri toplamaya başlar.

Sonra Anadolu’ya geçer.

Konya, Merzifon, Rize, Ağrı, Sira Adası ve başka güzergâhlar birbirini izler.

Bu Anadolu güzergâhının sonuna gel­ diğinde elinde 2 0 bin bitki türünden olu­ şan bir herbaryum vardır.

1 8 9 7 yılından itibaren İstanbul flo­ rasını anlatan kitaplarını Fransızca ola­ rak yayınlamaya başlar.

Türkiye florası üzerine 19 kitap yazar. Bu çalışmaların sonunda Türkiye’de bulunan ve daha adı konmamış 1 0 0 0 bit­ kiye adını verir.

Tam 4 4 tür, 4 alt tür, 8 alt varyete ol­ mak üzere 9 7 bitki ortaya çıkarmıştır.

★ ★ ★

Aznavur'un bitkilere adadığı hayatı, 11 Kasım 1920'de sona erer.

Mecidiyeköy’deki mütevazı mezarda yatan Osmanlı vatandaşı Kevork Viçen Aznavur işte bu insandır.

Onun hayaü biter, ama yazdığı eserle­ rin hikâyesi devam eder.

Beş ciltlik, “ İstanbul Florası” adlı Fransızca elyazması kitap ortada kalmış­ tır.

Kardeşi bu kitabı, İstanbul Üniversitesi Tıp ve Fen Fakültelerinin botanik hocası Prof. Esad Şerefettin Köprülü'ye gö­ türür.

★ ★ ★

Prof. Köprülü, üniversiteden parayı bulamadığı için elyazmalannı alamaz.

Aznavur'un kardeşi bu defa elyazma­ larını Robert Kolej'in hekimi Doktor

B.V.D. Post'a teklif eder.

O, iki bin dolar karşılığında eseri satın alır.

Ama kardeşinin bir şartı vardır. Eser en geç 5 yıl içinde basılacaktır. Bu vaat yerine getirilmez.

Daha da kötüsü, eseri satın alan Dok­ tor Post'un eşi Anna Post, bu kitabı kendi adıyla iki cilt halinde yayınlar.

1 8 9 7 'd e yazılan bu kitabın hüzünlü hikâyesi işte budur.

Fransızca yazılan kitap, tam 4 8 yıl

sonra yazıldığı topraklann dili olan Türk­ çe'ye çevrilip yayınlanacaktır.

Bu hüzünlü hikâyeyi, Arşen Y ar-man’ın yazdığı “Osmanlı Sağlık Hiz­ metlerinde Ermeniler” adlı güzel ki­ tapta okudum.

★ ★ ★

Tuhaftır, ne zaman kar yağsa, benim bitkilere düşkünlüğüm artar.

Kann altındaki tabiatı, hayvanlan, bit­ kileri merak ederim.

Bir de her yıl ocak ayından itibaren içimdeki papatya tutkusu canlanmaya başlar.

Çocukluğumun Ege'sine dönerim. Kırmızı, sarı ve beyazdan oluşan bir bayrak içimde dalgalanmaya başlar.

Beyaz ve ortasındaki san, papatyalan; j kırmızı ise gelincikleri temsil eder.

Ve hayatımın hesabını hep ikiye böle- j rek çıkannm.

Kaç yaşımda olduğumu, doğum günle- rime bakarak hesaplanm.

O bellidir.

Bir de belli olmayan bir şey vardır ki, i onu da papatyalara ve gelinciklere göre ölçerim.

Daha kaç yıl yaşayacağımı...

Daha kaç yıl yaşayacağımın ise tek bir taksimetresi vardır.

Daha kaç bahar, kaç papatya ve gelin­ cik mevsimi göreceğim.

Ne yazık ki, her geçen yıl, o mevsimle- i rin tükenmekte olduğunu bilirim.

O yüzden Mecidiyeköy'deki o mezar taşının hikâyesi beni çok etkiledi.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Güncel sanatta da bu içerik- lere karşı, Pop sanatın günün tüm değerlerini sevip, empati kurduğunu, Minimalizm ve soyut sanatın yeni temsilcilerinin ise güncel

Beni kıl mağfiret ey Rabb-i Yezdân Bi hakk-ı ArĢ-ı Â΄zam nûr-ı Kur’ân Gelüb kabrim ziyâret iden ihvân Ġdeler rûhuma bir fâtiha ihsân Gülmezzâde Elhac Muhammed

Yine aynı şekilde siyasetin sertliği ve o sertliğin ya- rattığı parçalanma ile sanatın yumuşaklığı ve o yumuşaklığın yarattığı bü- tünleşme arasındaki

Horizontal göz hareketlerinin düzenlendiği inferior pons tegmentumundaki paramedyan pontin retiküler formasyon, mediyal longitidunal fasikül ve altıncı kraniyal sinir nükleusu

Bizler zaman şeridinin, bir ucu yüzyıllar öncesinin derinliklerinde yi­ tip giden ince yollarında gezinirken, ışık gölge oyunlarıyla bezenmiş görsel imajlar birer iki­ şer

Zirâ Allah “ Ey mutmain (güvenceye kavuşmuş) olan nefs! Hoşnut etmiş ve hoşnut edilmiş olarak Rabbine dön. Seçkin kullarım arasına karış ve cennetime gir!” 9 ilâhî

Okul sı- ralarında devam eden bu tutku, onun 1922 de Güzel San'atlar Akademisine girmesini Resim tahsiline Akademi'de Hikmet Onat atölyesinde başladı.. Sonra Çallı İb-

Bu iki buluş yani, baskı ve gravür, bilginin gelişiminde çok büyük önem taşımaktadır.. Baskı, temel alınabilecek matematiksel ve astronomik tabloların; gravür