• Sonuç bulunamadı

MAKSILLER SINÜS DEV HÜCRELI GRANÜLOMU: PERIODONTAL HASTALıĞıN ÖNEMI

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "MAKSILLER SINÜS DEV HÜCRELI GRANÜLOMU: PERIODONTAL HASTALıĞıN ÖNEMI"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

K.B.B. ve BBC Dergisi, (10) : 52-54, 2002

52

D

Drr.. ÝÝllk

kn

nu

urr H

HA

AB

BE

ER

RA

AL

L*

* D

Drr.. H

Haak

kaan

n G

ÖÇ

ÇM

ME

EN

N*

* D

Drr.. M

Mu

ussttaaffaa A

Assýým

m Þ

ÞA

AF

FA

AK

K*

*

D

Drr.. M

Mu

uzzaaffffeerr Ç

ÇA

AY

YD

DE

ER

RE

E*

**

* D

Drr.. C

Caav

viitt Ö

ÖZ

ZE

ER

RÝÝ*

*

GIANT CELL GRANULOMA OF THE MAXILLARY SINUS: THE IMPORTANCE OF

PERIODONTAL DISEASE

M

MA

AK

KS

SÝÝL

LL

LE

ER

R S

SÝÝN

ÜS

S D

DE

EV

V H

ÜC

CR

RE

EL

LÝÝ G

GR

RA

AN

ÜL

LO

OM

MU

U:: P

PE

ER

RÝÝO

OD

DO

ON

NT

TA

AL

L H

HA

AS

ST

TA

AL

LIIÐ

ÐIIN

N

Ö

ÖN

NE

EM

MÝÝ

ÖZET

Dev hücrreli tümörrlerr genellikle uzun kemiklerrin epifiz bölgelerrinde geliþþirrlerr. Bu yyazýda maksillerr sinüste dev hücrreli grranülomu olan birr hastanýn klinik, histolojjik ve rradyyolojjik bulgularrý, tümörr dokusu ile diþþ kökünün iliþþkisi ve tedavi yyaklaþþýmýmýz sunulmuþþturr. Vaka nede-niyyle perriodontal hastalýðýn errken taný ve tedavisinin önemi vurrgulanmýþþtýrr.

Anahtarr SSözcüklerr : Dev hücreli tümör, periodontal hastalýk

SUMMARY

Giant cell tumours are usually found in the epiphysial regions of long bones. Clinical, histopathologic and radiographic presentation of a patient with giant cell granuloma of the maxillary sinus, resorption between the tumoral tissue and the tooth root and the therapeutical approach are presented. The importance of early identification and treatment of periodontal disease is expressed.

Keyy worrds: Giant cell tumour, periodontal disease.

* S.B. Ankara Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi KBB Kliniði - ANKARA ** S.B. Ankara Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi Patoloji Kliniði

Çalýþmanýn Yapýldýðý Klinik(ler) : S.B. Ankara Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi Çalýþmanýn Dergiye Ulaþtýðý Tarih : 07.02.2001

Çalýþmanýn Basýma Kabul Edildiði Tarih : 14.08.2001

Yazýþma Adresi : Dr. Ýlknur HABERAL, Mektep sok. 18/10 06600Kurtuluþ Ankara Email: ilknurh@ato.org.tr

(2)

GÝRÝÞ

Dev hücreli tümörler genellikle uzun kemiklerin epifizle-rinde yerleþirler. 1953 yýlýnda Jaffe çenede benzer lezyonlar tesbit ettiðinde bunlarý ayrý bir patolojik yapý olarak düþünerek dev hücreli reperatif granülom olarak isimlendirmiþtir (5). Bir zamanlar bu iki tanýnýn farklý hastalýklara ait olduðu düþünül-müþken, günümüzde bunlarýn ayný olduðu kabul edilmektedir (1).

Bu çalýþmada diþ kökü ile tümör dokusu arasýndaki re-zorpsiyonun izlendiði radyolojik görüntüler, tümörün histo-patolojisi ve tedavi yaklaþýmý sunulmuþtur. Vaka nedeniyle periodontal hastalýðýn erken tanýsýnýn önemi vurgulanmýþtýr.

OLGU SUNUMU

19 yaþýnda erkek hasta 3 yýldýr sol gözünde yukarý kay-ma ve sol yanakta giderek büyüyen ve aðrýsýz olan þiþlik þi-kayetiyle baþvurdu. Hasta travma, epistaksis, rinore ve nazal obstrüksiyon tariflemiyordu.

Fizik muayenede sol gözün süperiora doðru yer deðiþ-tirdiði ve proptozis varlýðý tesbit edildi. Göz hareketleri ve görme normaldi. Diplopi yoktu. Sol üst 3. molar diþ 2. molar diþi anterolaterale doðru itmiþti ve bu diþin kökünden püy ge-liyordu. Diðer KBB muayenesi normaldi.

Çekilen konvansiyonel ve panoramik mandibula (Þekil I) grafilerinde multipl, iyi sýnýrlý kistik lezyonlar tesbit edildi. Bilgisayarlý tomografi incelemesinde sol maksiller sinüs içe-risinde molar diþ kökü ile yakýn iliþkili olan multiloküler ve lobüle kistik bir kitle görüldü. Komþu diþkökünde resorbsi-yon mevcuttu (Þekil II). Bu kitle nazal kemikten baþlýyor, int-raorbital ve intrakonal yapýlara uzanýyordu (Þekil III). Bu ne-denle göz küresi superiora doðru itilmiþti. Ayrýca mandibula-nýn korpus ve her iki ramus bölgesinde çok sayýda, diþ kök-leriyle ilgisiz olan kistik lezyonlar mevcuttu. Hastanýn preoperatif incelemesinde gerek fizik muayene gerekse rad-yolojik bulgularý ile bu kitlenin odontojenik kist, ameloblas-toma ve keratokist tanýlarýndan biri olabileceði düþünüldü.

Sol Caldwell Luc insizyonu ile alýnan biyopsi sonucu "dev hücreli granülom" olarak rapor edildi. Lezyon yoðun

hiper-sellüler fibröz stroma içinde daðýlmýþ çok sayýda dev hücre ve yeni oluþmuþ osteoid doku içeriyordu (Þekil IV). Ayrýca K.B.B. ve BBC Dergisi, (10) : 52-54, 2002

MAKSÝLLER SÝNÜS DEV HÜCRELÝ GRANÜLOMU: PERÝODONTAL HASTALIÐIN ÖNEMÝ

53

Þ

Þeekkiill II:: Multiple, iyi sýnýrlý kistlerin görüldüðü panoramik mandibula grafisi. Þ

Þeekkiill IIII:: Tümör ve diþ kökü arasýndaki yakýn iliþkinin görüldüðü bilgisayarlý tomografi incelemesi

Þ

Þeekkiill IIIIII:: Nazal kemikten intraorbital intrakonal bölgeye uzaným gösteren tü-mörün bilgisayarlý tomografi incelemesi

Þ

Þeekkiill IIVV:: Hipersellüler fibröz stroma içinde çok sayýda dev hücre lerin ve ye-ni oluþan osteoid dokuyu gösteren histopatolojik inceleme.

(3)

K.B.B. ve BBC Dergisi, (10) : 52-54, 2002 Dr. Ýlknur HABERAL ve Arkadaþlarý

54

stroma içerisinde lokal kanama alanlarý ve vasküler prolife-rasyon bölgeleri seçiliyordu.

Hastanýn parathormon, kalsiyum, fosfor ve alkalen fos-fataz düzeyleri ile uzun kemik grafileri normaldi.

Operasyonda sol Weber Fergusson insizyonu ile girildi-ðinde tümörün maksiller sinüsün ön, orbitanýn inferior duva-rýný tuttuðu ve maksiller antrumun ön kýsmýný doldurduðu iz-lendi. Posterior duvar normaldi.Tümör dokusu mor renkli, multiloküle, süngerimsi ve son derece frajil yapýda idi. Tü-mör dokusu yer yer çekiç guj yer yer de küret yardýmýyla te-mizlendi. Operasyonun sonunda tümör dokusu ile iliþkili olan ve parsiyel olarak antrum içinden izlenen diþ ekstrakte edildi. Ýnfraorbital bölgede 3x3 cm lik bir doku defekti oluþ-muþtu. Ayrýca tümör nedeniyle infiltre olan infraorbital ke-narda ameliyat sýrasýnda alýnmýþtý. Bu bölgeler inferior kon-kal greft ve sentetik dura kullanýlarak rekonstrükte edildi (Þekil V). Bu greftler maksiller sinüs içine konulan Foley ka-taterle alttan desteklendi. 10 gün sonra Foley katater alýndý. Postoperatif sorunu olmayan hastanýn 10. aydaki kontrolün-de nüks yoktu.

TARTIÞMA

Dev hücreli tümörlerin etyolojisi oldukça tartýþmalýdýr. Travmaya sekonder intrameduller hemoraji ve inflamasyon suçlanan faktörlerdir. Ancak travma hikayesi birkaç vakada alýnabilmektedir. Batsakis bu tümörlerin esasen odontojenik mezenþim, dental kese ve periodontal membranýn zedelen-mesine baðlý olabileceðini belirtmiþtir. Bu tümörlerin gerçek nedeni bilinmemesine raðmen, birçok araþtýrmacý bunlarýn reaktif olduðunu düþünmektedir (3, 4). Santral dev hücreli tümörler çoðunlukla çocuklarda ve genç eriþkinlerde görülür. Kadýnlarda daha sýktýr. Bu tümörlerin % 75 i en sýk olarak ya-þamýn ilk 3 dekadýnda ve mandibulada görülürler (2, 6).

Histolojik olarak primer ve sekonder hiperparatroidiz-me baðlý Brown tümörler ile santral dev hücreli granülom ayýrd edilemez. Bu nedenle eðer santral dev hücreli granülom tanýsý konulacaksa mutlaka serum kalsiyum ve fosfor seviye-leri bakýlarak hiperparatroidi ekarte edilmelidir. Çenenin

santral dev hücreli tümörüyle ayný histolojiye sahip diðer tü-mörler arasýnda cherubism, anevrizmal kemik kisti ve kemi-ðin gerçek dev hücreli tümörü sayýlabilir.

Bu makalede maksillanýn dev hücreli granülomu ve bu tümörün diþ kökü ile olan yakýn iliþkisi sunulmuþtur. Bu va-kanýn özelliði tümör dokusu ile diþ kökü arasýndaki neden so-nuç iliþkisini ve periodontal hastalýðýn bu tümörün geliþimin-de rolü olabileceðini göstermesidir.

Çocukluk çaðýnda ayýrýcý tanýda dev hücreli granülo-munda hatýrlanmasý gerektiði bu vaka nedeniyle vurgulan-mýþtýr. Özellikle diþ hekimlerinin rutin radyografik ve klinik muayenede bu tümörün tanýsýný erken koymalarý çok önemli-dir. Periodontal hastalýðýn erken teþhis ve tedavisi ile hastalý-ðýn bu kadar ciddi boyutlara ulaþmasý, bu vakada olduðu gi-bi benign gi-bir hastalýk için bu kadar agresiv gi-bir cerrahinin ya-pýlmasý engellenmiþ olacaktýr. Bu nedenle küçük bir çocuk veya genç bir eriþkin diþ veya yanak bölgesinde aðrý ile baþ-vurduðunda, muayenede diþ köküne komþu sinüs mukoza-sýnda minimal mukozal reaksiyon tesbit edildiðinde problem daha büyük boyutlara ulaþmadan hasta bir diþ hekimi tarafýn-dan deðerlendirilmelidir. Böylece periodontal hastalýðýn te-davisi ile olay ciddi boyutlara ulaþmadan sorun halledilmiþ olacaktýr.

KAYNAKLAR

1- ABRAMS B. SHEAR M. A histologic comparison of the gi-ant cells in central gigi-ant cell granuloma and the gigi-ant cell tu-mour of long bone. J Oral Pathol 1974;3:217-223.

2- AUSTIN LT. DAHLIN DC. ROYER RQ. Giant cell reparative granuloma and related conditions affecting the jawbones. Oral Surg 1959;12:1285.

3- GREER RO. ROHRER MD. YOUNG SK: Non odontogenic tumours: Clinical evaluation and pathology. THAWLEY SE. PANJE WR. (eds): Comprehensive management of head and neck tumours. WB Sounders Company. Philadelphia, 1987. Volume II. Pp 1534-1536.

4- GÜNGÖR A. POYRAZOÐLU E. EROL HÝ. CANDAN H. ÖZKAL Þ. YAZGIN Ý. Çenede görülen dev hücreli reparatif granülomlar. KBB ve Baþ Boyun Cerrahisi Dergisi 1996;4:99-102.

5- JAFFE HL. Giant cell reparative granuloma, traumatic bone cyst, and fibrous (fibro-osseous) dysplasia of the jawbones. Oral Surg Oral Med Oral Pathol 1953;6:159-175.

6- WALDRON CA. SHAFER WG. The central giant cell repara-tive granuloma of the jaws: An analysis of the 38 cases. Am J Clin Pathol 1966;45:437.

Referanslar

Benzer Belgeler

Alveol kemiğin yüksekliğinin azaldığı ancak iki dişin mine-sement sınırını birleştirdiği varsayılan hayali çizgiye göre paralelliğin korunduğu kemik

Diş yüzeyi temizliği ve kök yüzeyi düzleştirmesi Detertraj- Küretaj Diş yüzeyi temizliği Detertraj: Diş yüzeyinden mikrobiyal dental plak ve diş

78 Yapılan bir çalışmada periodontitisli diyabetik bireylerde serum selenyum, glutatyon ve katalaz seviyelerinin periodontitisi olan ve olmayan sağlıklı bireylere

39 Sonuç olarak; çalışmaların çoğunda, kronik diyaliz hastalarında periodontal hastalık görül- me sıklığının arttığı, periodontal hastalıklar ise, sistemik

Probiyotik bakterilerin azalmasında gastrointestinal flora tarafından sentezlenen vitamin K ve vitamin B’nin azalması periodontal kanamalarına neden olur.. A vitamini

Maksiller molar ve premolar bölgesindeki dişlerde yapılan cerrahi nedeniyle oroantral açılma, dişlerin bir veya birkaçının yada tamamının antruma kaçması veya maksiller

Çünkü; örneğin, daha önceden orta derecede horizontal kemik kaybı ile sonuçlanan generalize periodontal hastalığı olan bir hasta, başarılı bir periodontal tedavi görmüş,

 Ceplerin sondalanması (biyolojik yada histolojik derinlik, klinik sondalama derinliği). 