• Sonuç bulunamadı

Hasip Paşa Yalısı tarihi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Hasip Paşa Yalısı tarihi"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

HAS İP

PASA

YALISI

TARİHİ

Erdem YÜCEL

Beylerbeyi ile Çengelköy arasında olan ve bir süre önce şüpheli bir şekilde yanan Hasip Paşa yalısını X IX ’ ncı yüzyılın başlarında, vakıf gelirleri ile meşgul M eh­ met Emin Efendinin oğlu Mehmet Hasip Paşa yaptır­ mıştır. Hasip Paşa'nın ismi tarihe ilk defa Sultan İkin­ ci Mahmut’un Tophane de inşâ ettirdiği Nusretiye Ca­ mimin bina emini yanında kâtip oluşuyla geçer. Nus­ retiye Cami inin tamamlanmasından sonra bu işteki yararlılığı sarayın dikkatini çekmiş ve hacegânlık rüt­ besi ile taltif edilmiştir. Bundan sonra da önce

darpha-S ^ darpha-S û / ,

(2)

ne defterdarı sonra evkaf nazırı oimuş ve aynı zaman­ da da ona müşir payesi ile paşalık unvanı verilmiştir. Tarihi kaynaklar Hasip Paşa’nın beş defa evkaf nazırı, iki dlfa maliye nazırı olduğundan ve 1870 yılında da Şeyhülislâm iken öldüğünden söz eder. Mezarı Üsküdar Selimiye Camii haziresinded'i.r

Hasip Paşa yalısı Türk-Ampir üslubunda yapılmıştır. Mimarının kim olduğu kesin olarak bilinmiyorsa da bir İtalyan olduğu sanılır. Sultan İkinci Mahmut zamanında yapılan yalı, eşyaları döşeneceği sırada yanmış, bun­ dan sonra harem ve selâmlık olmak üzere iki ayrı bölük halinde yeniden yaptırılmıştır. Yalının ilk şekli hakkın­ da yeterli bilgimiz yoksa da, harem ve selâmlığın bir­ birlerine kapalı bir geçitle bağlantılı olduğu söylenir.

Oldukça geniş bir bahçe içerisinde, arkadaki sırt­ larla koruluğu da kapsayan yalının 'haremi, sonradan epey tadilât görmüş ve eski üslûbundan çok şey kay­ betmiştir. Halk arasında Kuleli Yalı ismi ile tanınan harem, bugün Kalkavanlar Yalısı diye bilinir. Gerçekte Hasip Paşa yalısının üzerinde durulması gereken bölü­ mü selâmlığı idi. Yanan bu yapının ilginç bir plânı vardı. Ön ve arka cephelerinin mimari akslarında tama- miyle ortada yer alan beyzi sofaya uyulmuş, bu yüz­ den yalı hafifçe kavisli olarak inşâ edilmişti. Deniz ta­ rafından «yalı direk» ve «eli böğründe» diye isimlendiri­ len çıkmalarla dışarıya taşırılmamış, iki baştaki odalar temelden biraz ileriye uzatılmış, arada kalan cephe kavisli bir şekle sokulmuştur. Bunun sonucu olarak de­ niz üzerindeki odalarda aynı görüş birliği elde edil­ miştir.

Yalının ortasındaki M ısır hasırları ile döşeli büyük beyzi sofanın hiç bir yere dayanmadan doğrudan doğ­ ruya çatı ile bağlantılı olduğu söylenirdi. Bunun yanı sıra yalının üzerinde durulması gereken bir başka özel­ liği de ortadaki büyük beyzi sofanın dört tarafına yer­ leşti rlen, birbirleri ile bağlantısı bulunmıyan dört ayrı daire idi. Ortadaki altlı üstlü iki beyzi salona açılan, her kapı, ayrı bir daireye aitti. Böylece yalının sekiz dairesi ile yinmialtı odası vardı. Biri Boğaziçine, diğeri de bahçeye bakan bu daireler, üç oda vl bir banyodan

m eydana gelm işti.

Hasip Paşa yalısının iç süslemesi ve bilhassa ban­ yo muslukları ile çeşme aynaları barok-rokoko üslûbun­ da idi. iç dekorunu birbirinden güzel Venedik, Bohem avizeleri ile Üsküdar çatması sedirler, hasırlar tamam­ lıyordu. Üst kattaki fayans döşeli hamam, bahçedeki barok üslûptaki şadırvan ve balıkhane olarak kullanılan

havuz da bu eski Türk yalısını tamamlıyan diğer ele­ manlar idi.

Hasip Paşa yalısını bir kaç yıl ara ile iki defa ziya­ ret etmiştim. Her defasında Hasip Paşa ailesinden mer­ hum Hârni Beyin yakını bir hanım isteğimizi red etme­ miş, bizi nazikâne karşılamış, yalıyı kıyı bucak gezdir­ miş ve sorduğumuz sorulara bıkmadan, üşenmeden ce­ vap vermişti Bu arada odalardan birisinde dikkatimizi çeken bir resmin Mareşal Fevzi Çakmağın büyük baba­ sına ait olduğunu ve burada onun bir süre misafir kal­ dığını öğrenmiştik. *

Geçtiğimiz yılın son aylarına kadar Hasip Paşa ya­ lısı da pek çok benzeri gibi kendi haline terkedilmiş­ ti. Gün geçtikçe biraz daha çöken, zamanın insafsız tah­ ribi karşısında harap olan yalıyı Hasip Paşanın varisle­ rinin maddi yetenekleri yaşatmıya yeterli olmamıştı. Bir ara burası iki milyon liraya satışa çıkarılmış, ancak alıcı bulamamış, sadece içerisindeki eşyaları haraç me­ zat satılmış ve oraya buraya dağılmıştı. Onun satışa çıkarıldığını duyan rahmetli Ulunay ise sadece şu sa­ tırlarla yetinmişti :

«Benim tarihî eserlere, milli mefahire nasıl bir meczup gibi bağlı olduğumu bilenler, bu satış meselesi hakkında kalemimin) ekseriya olduğu gibi feryad edece­ ğini zannederler. Hayır, Hasip Paşa yalısı da diğerleri gibi çoktan ölüm döşeğine girmiştir.

Hasip Paşa yalısı senelerden beri köşe sedirine kâh uzanan, kâh oturan bir eski devir hanımefendisi­ dir. O hale gelmiş ki, ona kimse bir kuvvet ilâcı dahi veremiyor.

O halde ah-ü vah etmek neye yarar?

Bırakalım. Artık o da diğerleri gibi tarihin yaprak­ larına gömülsün.»

Nihayet Hasip Paşa’nın vârisleri, istedikleri fiata bir alıcı bulmuşlar ama bu defa da satış, yalının sonu olmuştur. Gazetelerdeki üç beş satırlık bir haber eski İstanbul hayranları başta olmak üzere pek çok sanat ta­ rihçisi ve mimarı üzüntü içerisinde bırakmıştı. Bu acı ha­ berde Boğaziçindeki tarihi Hasip Paşa yalısının yandığı, yeni mal sahibinin başka bir şehirde olduğu ve içeri­ sindeki iki işçinin de kayıplara karıştığından söz edili­ yordu. Ne varki, Hasip Paşa Yalısının yanışı kamu oyun­ da geniş tepkiler yapmış, Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu başta olmak üzere ilgililer hare­ kete geçmiş, bu gibi kazaların bir daha olmaması için en ağır tedbirleri almağa kararlı görünmüşlerdir.

O

1 2

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

2011 kazı sezonunda daha önceki çalışmalarda kuzey giriş kapısının doğusunda yer alan Erken Bizans kilisesinden güneye doğru uzanan portikin devamının görülmesi

In this research, social emotional adjustment behavior, temperament traits and empathy skills of children were investigated to see whether they differed according to gender

Şimdiye kadar “ gazi,, silâh arkadaş­ larının başında kumanda eden Onun maddî varlığı gibi bundan sonra “ şe­ hit,, çocuklarının yanında yaşıyacak

Neither atropine sulfate and ramosetron nor theophylline pretreatment significantly changed the blood flow responses obtained from GLP–2 infusion.. Conclusion: These

Ünlü oyuncular tek tek incelen- diğinde, Kıvanç Tatlıtuğ ile ilgili satın alma niyetine istatistiksel olarak anlamlı etki eden marka denkliği unsurları, etki sırasına

Ankara Devlet Balesi, bu yıl Uluslararası İstanbul Festivali’- ne müziğini Bülent Tarcan’ın gerçekleştirdiği “Deli Dumrul” balesiyle katıldı.

Dilimin döndüğü, aklımın erdiği ka - dar anlatmak istedim, bunun adeta bir nevi talim ve terbiye tekniği olduğunu, talebeye usul tahtında nasıl ders

Çünkü, tam­ pon bölgeye girmiş olan Türk askerinin bu bölgeye girmiş olabileceğine ilişkin olarak Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından Bartş Gücü'ne