• Sonuç bulunamadı

tıklayınız.

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "tıklayınız."

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Değerli Eğitim Emekçisi Arkadaşım,

Ülke olarak 15 Temmuz’da tehlikeli bir darbe girişimi ile karşı karşıya kaldık. Toplumun farklı kesimlerinin darbe karşıtı bir tutum alarak tepki göstermesi, girişimin başarısız olmasını sağladı.

Darbe girişimi başarısız olmasına rağmen hükümet, yaşanan süreci fırsata çevirmekte gecikmedi. En temel hukuk kuralları hiçe sayılarak kamuda büyük bir “cadı avı” başlatıldı. 3 ay süreyle ilan edilen OHAL ve ardından çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile TBMM devre dışı bırakılırken, darbe girişimi ile hiç ilişkisi olmayan sayısız düzenleme hayata geçirildi.

672 sayılı KHK ile gerekli hukuksal süreçler işletilmeden 28 bin 163’ü MEB, 2.346’sı üniversitelerden toplamda 50.875 kamu personeli ihraç edildi. Başbakan’ın OHAL hukukunun arkasına sığınarak 14 bin öğretmenin daha açığa alınacağını açıklaması, eğitim emekçilerinin örgütlü mücadelesine yönelik açık bir tehdittir ve kabul edilemez. En temel hukuk kuralları yok sayılarak işletilen bu anti demokratik süreci onaylamamız mümkün değil. Hangi siyasi görüşten ya da düşünceden olursa olsun, kamuda yürütülen darbe soruşturmaları hukuk kuralları içinde titizlikle yapılmalı, darbe girişimi ile somut bağlantısı olmayanlar en kısa sürede görevlerine iade edilmelidir.

Hepimiz çok iyi biliyoruz ki, darbelere gerçek anlamda karşı olmak, başta inanç sömürüsü olmak üzere, her türlü sömürüye, darbeci zihniyeti besleyen tüm politika ve uygulamalara karşı somut tutum almayı gerektiriyor. 15 Temmuz sonrası hükümetin darbe fırsatçılığı yaparak iş güvencemizi hedef alması, eğitimde kadrolu istihdam yerine sözleşmeli ve güvencesiz istihdamı hayata geçirmesi elbette kabul edilemez.

Türkiye’de eğitim sisteminin, bugün darbeci ilan edilenlerle el ele verilerek, siyasi iktidarın hedefleri doğrultusunda biçimlendirildiğini hepimiz çok iyi biliyoruz. Eğitimde 4+4+4 düzenlemesiyle daha da belirginleşen bu süreç, eğitim biliminin en temel ilkelerine, laik-bilimsel eğitim anlayışına meydan okurcasına hayata geçirilirken, eğitimde hızla artan dinselleşme ve ticarileşme uygulamaları eğitim sistemini büyük bir çöküşün eşiğine getirmiş durumda.

Eğitim politikalarının belirlenmesi, oluşturulması ve uygulanması sürecinde Diyanetin, dini vakıf ve cemaatlerin belirleyiciliği ve etkinliği son yıllarda belirgin bir şekilde arttığını gözlemliyoruz. Yaşananlardan gerekli dersler alınmamış olacak ki, geçmişte beraber hareket ettiği bir cemaati tasfiye eden hükümet, onların yerine başka cemaatleri ikame ederek, devlet içinde cemaatler merkezli yeni oluşumlara zemin hazırlıyor.

Türkiye’de darbe zemini gerçekten ortadan kaldırılmak isteniyorsa atılacak adımlar bellidir. Eğitimin ve ülkenin demokratikleşmesi için kamuda her türlü vesayete ve dışlayıcı yaklaşıma son verilmeli, kamu istihdamında liyakat ve eşitlik ilkesi temel yaklaşım olarak benimsenmelidir.

Eğitim Sen, eğitimde yaşanan çürümenin ve çöküşün durdurulması için eğitim sisteminin gerçek anlamda laik, bilimsel ve demokratik bir içerikte, eğitimin tüm bileşenlerinin katkılarıyla yeniden düzenlenmesi gerektiğini savunuyor.

Bizler ortak sorunlarımız ve haklı taleplerimiz için birleşip birlikte mücadele etmedikçe, iş güvencemiz başta olmak üzere, en temel haklarımızı korumamız mümkün görünmüyor. Yıllardır benzer sorunları yaşayan eğitim emekçileri olarak, en temel hak ve çıkarlarımız için birlikte davranmak, örgütlü hareket etmek zorundayız. Eğitim emekçileri olarak ancak örgütlü olduğumuzda, ortak çıkarlarımız için birlikte hareket ettiğimizde gerçek anlamda güçlü olabileceğimizi unutmayalım.

Emeğimize ve geleceğimize sahip çıkacağımız, umuda ve barışa en çok ihtiyaç duyduğumuz bugünlerde, 2016-2017 eğitim-öğretim yılının ülkemiz için, hepimiz için sorunlardan ve acılardan uzak ve başarılı geçmesini diliyorum.

Kamuran KARACA Eğitim Sen Genel Başkanı

Aziziye Mahallesi Cinnah Caddesi Willy Brandt Sokak No:13 Çankaya / Ankara

Referanslar

Benzer Belgeler

1) Merkez Bankası tarafından bankalara gerekli likidite limitsiz olarak sağlanacak. 2) Bankalara sağlanan gün içi likidite imkânının komisyon oranı sıfır olarak uygulanacak. 3)

Uyarı: Bu rapor tarafımızca doğruluğu ve güvenilirliği kabul edilmiş kaynaklar kullanılarak hazırlanmış olup yatırımcılara kendi oluşturacakları yatırım

Darbe Karşıtı Platform, 12 Eylül askeri darbesinin 27’inci yılında, darbeyi gerçekleştiren komutanlar için "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi"" ile Uluslararası

Diğer deyişle, 15 Temmuz darbesi sonrasında demokrasi ve sivil toplum tezahürü için meydanları dolduran büyük halk kitleleri, Türk siyasal tarihinin

Yapısal kırılmalı birim kök testi sonuçlarına göre 15 Temmuz 2016 tarihinde BIST 100 endeksinde herhangi bir anlamlı kırılma tespit edilemediğinden 15 Temmuz darbe

Bu çalışmada 15 Temmuz akşamı ülke gündemine damgasını vuran darbe girişimiyle ve sonrasında tutulan 27 günlük demokrasi nöbetiyle ilgili çıkan

Ayrıca Rusya’nın Ukrayna Krizinden sonra Batı karşısında kısmen zor durumda kalmasının ardından, tam da Türkiye ve NATO ilişkilerinde problemlerin

Çünkü soykütük, dayatılan kimliklerin reddedilmesinde yöntemsel bir araçtır (Foucault, 2014a: 23). Foucault, modern öncesi dönemde iktidarı “hukuksal-söylemsel