• Sonuç bulunamadı

LİBYA FİZAN’DAKİ UBARİ (AWBARİ) GÖLÜ’NÜN MİKROBİYOLOJİK ÖZELLİKLERİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "LİBYA FİZAN’DAKİ UBARİ (AWBARİ) GÖLÜ’NÜN MİKROBİYOLOJİK ÖZELLİKLERİ"

Copied!
49
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

KASTAMONU ÜNİVERSİTESİ

FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

LİBYA FİZAN’DAKİ UBARİ (AWBARİ) GÖLÜ’NÜN

MİKROBİYOLOJİK ÖZELLİKLERİ

Salim Ali Salim OMAR

Danışman Doç. Dr. Nejdet GÜLTEPE Jüri Üyesi Prof. Dr. Savaş CANBULAT Jüri Üyesi Doç. Dr. Sefa ACARLI

YÜKSEK LİSANS TEZİ

GENETİK VE BİYOMÜHENDİSLİK ANA BİLİM DALI

(2)
(3)
(4)

ÖZET

Yüksek Lisans Tezi

LİBYA FİZAN’DAKİ UBARİ (AWBARİ) GÖLÜ’NÜN MİKROBİYOLOJİK ÖZELLİKLERİ

Salim Ali Salim OMAR Kastamonu Üniversitesi

Fen Bilimleri Enstitüsü

Genetik ve Biyomühendislik Ana Bilim Dalı Danışman: Doç. Dr. Nejdet GÜLTEPE

Küresel su kalitesinin izlemesindeki kilit sorunlardan biri, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki su kalitesi verileri arasındaki boşluğu azaltmaktır. Libya, göstermiş olduğu çabalara rağmen, az gelişmiş su ve göl altyapısından dolayı çeşitli sıkıntılar yaşayan bir ülkedir. Özellikle su kaynaklarının ve göllerin uzak bölgelerde olması, su temini projelerinin sayısının artmasını teşvik etmekte ve hatta zorunlu kılmaktadır. Fakat başta diyare olmak üzere suyun mikrobiyolojik özelliklerinden kaynaklanan hastalıklara karşı yapılan planlama neredeyse yok denecek kadar azdır. Libya'da mikrobiyal su kalitesi üzerine yapılmış pek fazla çalışma mevcut olmayıp bunlarda toplumsal yaşamdan uzakta olan birkaç göl ile sınırlıdır. Sayısı az olan bu çalışmaların hemen hepsi Libya’nın doğusundaki şehirlerde yapılmış olup Libya’nın batısındaki şehirlerde böyle bir çalışma mevcut değildir.

Bu çalışmanın amacı, Libya’nın Fizan kenti bölgesindeki Wadi Irawan, Wadi al-Ajal ve Awbari bölgelerinde bulunan Ubari (Awbari) Gölü’nün mikrobiyal su kalitesinin belirlenmesi ve değerlendirilmesidir. Bu çalışmanın sonuçları, mevcut göl suyunu davranışsal ve ekonomik materyallerle birlikte yönetim düzeyinde anlama ve iyileştirmeye yönelik, sistematik bir mikrobiyolojik veri elde edilmesini sağlamaktadır. Bu özellikleri ile çalışma yeni veriler ortaya koyması ve Libya’nın kullanım ve içme suyu kalitesinin iyileştirmesine de ışık tutacağı düşünülmektedir. Çalışmada belilrlenen örnekleme noktalarından su örnekleri steril numune şişeleri ile alınmış ve mikrobiyolojik analiz için laboratuvara getirilmiştir. Laboratuvarda standart mikrobiyolojik analizler neticesinde elde edilen sonuçlara göre; (1) suların kalitesinin kaynakta artırılması sağlamaya yönelik çalışmalar yapılması, (2) su ve su dağıtımı ile ilgili yapılan ve/veya yapılacak olan projelerde teknik şartnamelerin net olarak ortaya konulması ve ayrıca (3) projelerin su bağlantıları ve musluk suları için kalite göstergelerinin aylık izleme programları hazırlanarak takip edilmesi tavsiye edilmektedir.

Anahtar Kelimeler: Mikrobiyal su analizi, Libya Fizan Awbari Gölü, su kalitesi,

içme suyu, uzaktan algılama

2019, 36 sayfa Bilim Kodu: 923

(5)

ABSTRACT

MSc. Thesis

MICROBIOLOGICAL CHARACTERISTICS OF UBARI (AWBARI) LAKE IN LIBYA FIZAN

Salim Ali Salim OMAR Kastamonu University

Graduate School of Natural and Applied Sciences Department of Genetics and Bioengineering Supervisor: Assoc. Prof. Dr. Nejdet GÜLTEPE

Abstract: One of the key problems in monitoring global water quality is to reduce the

gap between water quality data in developed and developing countries. Despite its efforts, Libya is a country with various problems due to its underdeveloped water and lake infrastructure. Especially the fact that water resources and lakes are in remote areas encourages and even makes it necessary to increase the number of water supply projects. However, planning for diseases caused by microbiological properties of water, especially diarrhea, is almost non-existent. There are not many studies on microbial water quality in Libya, but they are limited to a few lakes that are far from social life. Almost all of these few studies have been done in the cities in the east of Libya, and there is no such study in the cities in the west of Libya.

The aim of this study is to determine and evaluate the microbial water quality of Ubari (Awbari) Lake located in Wadi Irawan, Wadi al-Ajal and Awbari regions in Fizan city region of Libya. The results of this study provide a systematic microbiological data to understand and improve the available lake water with behavioral and economic materials at the management level. It is believed that the study will reveal new data and shed light on the improvement of the drinking and drinking water quality of Libya. Water samples from the sampling points determined in the study were taken with sterile sample bottles and brought to the laboratory for microbiological analysis. According to the results obtained as a result of standard microbiological analyzes in the laboratory; (1) conducting studies to increase the quality of the water at the source, (2) clear technical specifications in the projects made and / or to be carried out regarding water and water distribution, and (3) monthly monitoring of the quality indicators for the water connections and tap water of the projects programs are recommended to be followed and prepared.

Key Words: Microbiological water analyses, Awbari Lake in Fizan-Libya, water

quality, drinking water, remote sensing

2019, 36 pages Science Code: 923

(6)

TEŞEKKÜR

Araştırma projesi boyunca göstermiş oldukları rehberlik, cesaretlendirme, etkin danışmanlık ve çok değerli tavsiyeleri ve araştırma görevlisi olarak gelişmemde katkı sağladığı için tez danışmanım Doç.Dr. Nejdet GÜLTEPE’ye teşekkür ederim.

Ayrıca bana olan destek ve anlayışları için, eşime, aileme, özellikle ebeveynlerime vdadaşlarıma teşekkür ederim.

Ülkem Libya'ya eğitimim için gerekli bursu sağladığı, beni kabul ettiği için Türkiye Cumhuriyeti’ne ve Kastamonu Üniversitesi’ne teşekkür ve minnetlerimi sunarım.

Salim Ali Salim OMAR Kastamonu, Ocak, 2019

(7)

İÇİNDEKİLER Sayfa TEZ ONAYI... ii TAAHHÜTNAME ... iii ÖZET... iv ABSTRACT ... v TEŞEKKÜR ... vi İÇİNDEKİLER ... vii SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ ... ix ŞEKİLLER DİZİNİ ... x TABLOLAR DİZİNİ ... xi GRAFİKLER DİZİNİ ... xii FOTOĞRAFLAR DİZİNİ ... xiii 1. GİRİŞ ... 1

1.1. Göl Sularının Fiziksel ve Kimyasal Özellikleri ... 4

1.2. Ubari (Awbari) Gölü ... 6

2. MATERYAL VE METOD ... 11

2.1. Araştırma Alanı ... 11

2.2. Uzaktan Algılama Görüntüleri ... 11

2.2.1. Optik Görüntüler ... 12

2.2.2. Radar Görüntüleri ... 13

2.3. Su Numunelerinin Alınması ... 15

2.4. Suyun Fizikokimyasal Analizleri ... 15

2.5. Mikrobiyolojik Analizler ... 16

2.6. İstatistiksel Analizler ... 18

3. BULGULAR VE TARTIŞMA ... 19

3.1. Uzaktan Algılama Görüntüleri Bulguları ... 19

3.2. Fizikokimyasal Analiz Bulguları ... 21

3.2.1. pH ... 21

3.2.2. İletkenlik (EC) ... 21

3.2.3. Toplam Çözünmüş Katılar (TDS) ... 21

(8)

3.2.5. Toplam Sertlik (TH) ... 22

3.2.6. Klorür (Cl) ... 22

3.2.7. Sodyum (Na) ... 23

3.2.8. Potasyum (K) ... 23

3.3. Mikrobiyolojik Analiz Bulguları ... 24

4. SONUÇ ... 30

KAYNAKLAR ... 31

(9)

SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ Simgeler ˗ Negatif + Pozitif °C Santigrat derece °F Fahrenhayt derece

cfu mL-1 Koloni Oluşturan Birimler / Mililitre

cfu Koloni Oluşturan Birimler

Cl Klor CO3 Karbonat g Gram H2 Hidrojen H2S H2S üretimi HCO3 Bikarbonat J Jul K Potasyum kg kilogram kJ Kilojul L Litre mg L-1 Milligram / Litre MgCl2 Magnezyum klorür mL L-1 Miligram / Litre mL Mililitre mm Milimetre mol Molar Na Sodyum Na2CO3 Sodyum karbonat

NaCl Sodyum klorür

NaCl2 Sodyum diklorür

NaHCO3 Sodyum bikarbonat

(10)

ŞEKİLLER DİZİNİ

Sayfa

Şekil 1.1. Awbari Gölleri ... 9 Şekil 2.1. Awbari'yi gösteren harita ... 11

(11)

TABLOLAR DİZİNİ

Sayfa

Tablo 2.1. Örnekleme alanları ve derinlikleri ... 15

Tablo 2.2. Mikrobiyal ayırma teknikleri ... 17

Tablo 3.1. Gölün GPS koordinatları ve rakımı ... 20

(12)

GRAFİKLER DİZİNİ

Page

Grafik 1.1. Göl suyu kullanımı ... 3

Grafik 3.1. İnkübatörünün sıcaklık günlüğü ... 25

Grafik 3.2. Triplikasyon sonucunun standart sapması ... 25

Grafik 3.3. Örnek sayısı ile mikrobiyal su kalitesi ... 26

Grafik 3.4. Toplama alanında 100 mL numune başına medyan ve ortalama Escherichia coli sayısı ... 27

Grafik 3.5. Musluk suyunun mikrobiyal kalitesi ... 27

Grafik 3.6. Sabit akışlı ve aralıklı akışlı musluk sularında E. coli sayısı ... 28

Grafik 3.7. E.coli log ile akan musluk saatleri arasındaki korelasyon ... 28

(13)

FOTOĞRAFLAR DİZİNİ

Sayfa

Fotoğraf 3.1. Landsat tematik harita fotoğrafı ... 19 Fotoğraf 3.2. Uydu fotoğraf görüntüleri ... 19 Fotoğraf 3.3. Mikrobiyal ekim sonuçları ... 26

(14)

1. GİRİŞ

Göl, nehrin ve gölün beslenmesi veya drenajı için kullanılan herhangi bir nehir hariç, yerel su ile doldurulmuş kapalı bir havuz alanıdır. Göller beslenme kaynakları dışında bir bağlantısı yoktur ve okyanusun bir parçası değildir, bu nedenle nehirlerden farklı olarak, resmi ya da bilimsel bir tanım olmamasına karşın belli bir derinliğe sahip su kaynaklarıdır. Göller sıklıkla akarsular ile etkileşime girebilir. Göllerin çoğu nehirler ve drenajlar tarafından boşaltılır. Doğal göller çoğunlukla dağlık alanlarda, çatlaklarda ve akan buzullarda bulunur. Diğer göller, iç havzaların nehirlerinde veya büyüyen nehirlerin derelerinde bulunur. Buzul Çağı'nın kaotik drenaj düzeninden dolayı dünyada çok sayıda göl vardır. Tüm göller geçici bir jeolojik zaman ölçeğidir, çünkü çökeltileri yavaşça doldururlar. Günümüzde göllerin büyük bir çoğunluğu yapaydır ve endüstriyel ve tarımsal amaçla kullanılırlar ayrıca içme ve kullanım suyu temini, sulama, estetik, rekreasyon veya diğer faaliyetler için üretilmişlerdir.

Dünya genelinde göller su havzaları (rezervuar olarak da bilinir), akış ve drenaj, besin içeriği, çözünen oksijen, kirleticiler, pH ve sedimantasyon gibi kalitatif ve kantitatif özelliklere sahiptir. Göl suyu seviyelerindeki değişim gölün toplam hacmine kıyasla giriş ve çıkış farklarıyla kontrol edilir. Önemli su girdileri; göl havzaları, yeraltı su kanalları ve akiferler, nehirler ve havza dışındaki yapay kaynaklardan oluşmaktadır. Su çıkışları ise; göllerin buharlaşması, yüzey ve yeraltı su kanalları ve göl suyunun herhangi bir yolla tahhliyesi ile olur. İklim koşullarına ve insanların su ihtiyacına bağlı olarak göllerin özellikleri değişmektedir. Göller, bitki büyümesini de etkileyen zengin besin maddelerine göre de sınıflandırılabilmektedir. Genellikle derin ve besin maddesi az olan göller oligotrofiktir ve daha düşük bitki ömrü konsantrasyonuna sahiptirler. Mezenterik göller iyi bir derinliğe ve orta derece besin maddesine sahiptir. Ötrofik göller, bitki ve fitoplanktonların büyümesine ve çoğalmasına neden olan besinler bakımından zengindir. Hipertrofik göller besin maddesi bakımından daha zengin su kütleleridir. Bu göller genellikle alg patlamalarına karşı hassastır. Göllerdeki alg patlamaları genellikle, çeşitli insan aktiviteleri örneğin göl suyunda gübre karışması gibi durumlarda ulaşır (Pallas, 1978). Bu göller, sınırlı kullanımları ve düşük oksijen çözünürlüğü nedeniyle zayıf ekosisteme sahiptir. Sıcaklık ve su sıcaklığı arasındaki

(15)

anormal ilişki sebebiyle göllerde, termodinamik hareketler oluşur ve buna bağlı olarak sıcaklıklar nispeten değişkendir. Temiz ve oksjence zengin sular, en sık deniz seviyesindeki rakımlarda ve yaklaşık 4 °C (39,2 °F) civarında olmaktadır. Göl yüzeyindeki su sıcaklığı, derinlerdeki su ile aynı sıcaklığa ulaştığından, göldeki su hareketleri, anaerobik suyun ılık havalarda soğuyarak oksijen azalması ile gölün derinliklerineinmesi ile olmaktadır (Cremaschi ve di Lernia, 1998). Derinlik arttıkça göllerin termodinamik su hareketleri karmaşıklık gösterir ve bu göller yıl boyunca soğuk su depolama alanına dönüşür ve bazı şehirlerde bu durumdan soğutma tanklarına pompalanarak kullanıması şeklinde faydalanılır.

Yeryüzü "Su Gezegeni" olarak bilinir, çünkü yaklaşık 14.108 kilometrekare suya sahiptir. Bununla birlikte, bu suyun % 97,5'i okyanuslarda ve kalan tüm tatlı su Antartika, Kuzey Kutbu ya da yeraltı sularında buz örtüsü ile birleşir. Mevcut suyun sadece % 0,002’lik kısmı nehirlerdedir ve böylelikle su kaynağı olarak göller bize suya daha kolay ulaşım imkanı sağlar. Bu nedenle göller, gezegendeki "en iyi su kaynağı" olarak tanımlanmaktadır. Göller, su, balıkçılık, su taşımacılığı, rekreasyon ve turizm gibi bir çok amaç için kullanılırlar.

Genel olarak dünyadaki ve özellikle Libya'daki su tüketiminin takribi olarak dağılımı % 18,4 hanehalkı, % 17,4 sanayi ve % 64,1 tarım şeklindedir. Göller, tüm bu kullanımlar için önemli bir su kaynağıdır. Libya’da bulunan göller saniyede 61,45 ton su sağlayabilecek kapasitededir. Genel bir dağılımla Libya'daki göllerin suları % 82,7 tarımsal, % 13,3 sanayi ve % 3,8 kamusal olarak kullanımaktadır. Aynı zamanda mevcut göllerden 14.000.000 kişinin su ihtiyacı karşılanmaktadır (White, McLaren, Black ve Parker, 2000). Aynı zamanda göl suları hidroelektrik santraller aracılığyla enerji kaynağı olarak da çok değerlidir. Hidroelektrik santraller aracılığıyla Libya elektrik üretiminin yaklaşık % 10 karşılanmakta ve bu hidroelektrik santralleri yalnızca yapay ve doğal göletlerdeki suyu kullanmaktadırlar. Ayrıca, insanlar “su ile birlikte yeşil alanları” oluşturan rekreasyon alanlarında kendilerini rahat hissederler. İnsanlar göl kıyılarını, yürüyüş ve balık tutma gibi diğer eğlence ve spor aktiviteleri için kullanırlar ve dündayda her geçen yıl göllerin ziyaretçilerinin sayısının arttığı bilinmektedir (Fontes ve Gasse, 1991). Libya’da geçmiş yıllarda turizm amaçlı seyahat eden birçok kişi, büyük şehirler ve turistik yerler dışında çeşitli su kaynaklarını da

(16)

ziyaret etmişlerdir. Libya’daki göllerin 1.590.000 m3 su rezervi olup ortalama

1.440.000 m3 su haznesinde mevcuttur. Ayrıca bu göller, bir çok balık türüne ev sahipliği yapmanın yanında balıkçılık açısından zengin bir kaynağa sahiptir. Örneğin, Hi-numa Gölü avlanan ve kıyılarda bulunan indikatör türler dahil 59 balık türüne ev sahipliği yapmaktadır. Wuhu Gölü ise dört milyon yıllık bir tarihinin yanı sıra (Gasse, Tehet, Durand, Gibert ve Fontes, 1990), 12 tanesi endemik olmak üzere 52 farklı Tatlısu balık türü vardır. Göller yalnızca balıklara değil aynı zamanda kuşlar, amfibiler ve diğer canlılara da ev sahipliği yapar. Yaşam alanlarının kötüleşmesi halinde, özellikle de göçmen kuşlarda, gidilen ülkenin ekosistemi de etkilenmektedir. Libya'da bu durumlar dikkate alınarak “Yeşil Su Kaynaklarının ve Göl Ekosistemlerinin Korunması Sözleşmesi” imzalanarak koruma çalışmaları başlatılmıştır.

Grafik 1.1. Göl Suyu Kullanımı

Genel olarak göller, nehir akışının düzenlenmesi, kuru mevsimsel su haznelerinin, ekosistemlerin depolanması ve hidroelektrik santrallerin üretimi gibi çeşitli nedenlerden dolayı önemlidir. İnsanlar, su ve yeşil alanlardan oluşan kıyı alanlarında

Doğal ortamın korunması

İçme suyu kaynağı Balıkçılık Göç Sanayi su temini Turizm Akış kontrolü Hidroelektrik Yüzme Diğerleri

(17)

kendilerini rahat ve mutlu hissederler. Ayrıca bu alanlarda, göl yürüyüşleri, gezinme ve balık tutma gibi diğer eğlence ve spor faaliyetlerini de gerçekleştirirler. Bu durum göl ve göletlerin çevresi ile birlikte doğal rekreasyon alanları oluşturmasını sağlamaktadır. Bu nedenle gün geçtikçe bu tür alanların ziyaretçi sayıları da artmaktadır. Ekosistem olarak sağlıklı göller ve kıyı şeridi topluma birçok çevresel fayda sağlamanın yanı sıra yaşam kalitesini artırır ve ekonomik gelişime de katkı sağlar. Göller, bizlere eğlence, seyahat fırsatı, hafta sonu tatili ya da temel kolaylıkları sağlar. Çoğu insan tarihi ve geleneksel değerlere saygı duyar ve göller, belediyeler için bu bakımdan işlenmemiş su kaynağı olabilir. Göller, ayrıca endüstriyel su temini ve tarımsal sulama olarak da kullanılmaktadır. Gölün doğru bir şekilde işletilmesi, uygun akış rejimleri ve havza yönetimi yapılarak sel, taşkın ve kuraklık gibi doğal afetlerin etkileri de azaltılıp veya tamamen ortadan kaldırılabilir. Bunun dışında göller, yeraltı suyunun geri kazanılması, düşük su kalitesinin iyileştirilmesi, bölgedeki biyolojik çeşitlilik ve habitatın korunması bakımından da önem arz etmektedir. Göller farkında olduğumuz veya olmadığımız ekolojisi, normal olarak amacına uygun kullanımı bakımından tüm canlılar için hayati önem arz etmektedir.

1.1. Göl Sularının Fiziksel ve Kimyasal Özellikleri

Su, H2O kimyasal formülünün elementidir ve H molekülü sudaki oksijen atomlarına kovalent olarak bağlanmış iki hidrojen atomuna sahiptir. Göl suyu, oda sıcaklığında ve basınçta kokusuz bir sıvıdır. Sıvı göl suyunun mavi gibi görünen düşük dalga boyu 750 nm'dir. Bu durum, su banyosunda veya beyaz bir havuzda kolayca görülebilir. Büyük buz kristalleri, buzullar gibi mavidir. Oksijen serisindeki diğer benzer hidritlerin aksine, çoğu durumda su, standart koşullarda hidrojenden daha ağırdır. Su molekülleri birbiriyle ilişkili olarak sürekli hareket eder, hidrojen bağları 200 femtosaniyeden (2x10-13 saniye) daha hızlıdır ve zamanla tahrip edilir ve onarılır. Bununla birlikte, ilgili bağlantılar pek çok su özelliği üretebilecek kadar güçlüdür ve bazıları hayatlarını terk eder. Göl suyu ayrıca süperkritik bir sıvı oluşturur. Kritik sıcaklık 647 K'dır ve kritik basınç 22,064 MPa'dır. Bu durum, doğada aşırı koşullarda nadiren görülür. Göl suyu, tüm heteroatom türlerinde (amonyağın ardından) ve buharlaşma sıcaklığının en yüksek olduğu ikinci sıcaklık (40.65 kJ/mol veya 2257 kJ/kg) olan 25 °C'de 4,1814 J/(g·K) yüksek termal kapasiteye sahiptir. Sonuç, normal

(18)

kaynama noktasındaki kJ/kg molekülleri arasında büyük bir hidrojen bağıdır (Shata, 2000). Bu iki sıra dışı özellik, göl suyunun, dünya'nın iklimini tampon sıcaklıktaki büyük dalgalanmalarla yumuşatmasını sağlar. Suyun yoğunluğu santimetreküp başına 1 gramdır (metreküpte 62 pound); bu oran öncelikle gramın belirlenmesinde kullanılmıştır. Yoğunluk sıcaklığa göre değişir, ancak doğrusal değildir; sıcaklık arttığında, yoğunluk 3,98 °C'de (39,16 °F) zirveye çıkar ve sonra düşer.

Su molekülünün kimyasal formülü H20'dur. İki atomlu hidrojen (H2) atomik oksijen

(O) ile birleştirilir. Elektronlar (negatif yük ile açıklanmaktadır) aralarında bir bağlantı kurar. Oksijen hidrojenden daha fazlasını yapabilir. Göllerde, su molekülleri oksijen ve hidrojen atomlarına pozitif şekilde yaklaşmalıdır. Ayrışma nedeniyle, su molekülleri mıknatıs olarak çözünmeye zorlanır. Uzun süreli duvarlardaki göllerde, suyolları sık sık suya, toprağa ve tortuya giren minerallerin erozyona ve tortulara neden olan kimyasal işlemlere neden olur, ancak bazı durumlarda, suda karışıklık veya mineral nemine, kil mineraline neden olan kimyasal reaksiyonlar oluşur. Kaya oluşumu, kimyasal bir değişimdir. Yağmur, göl suyunun ana kaynağıdır. Yağmur çoğunlukla asitlidir ve 5,2 ile 5,8 pH değeriyle karbondioksitten daha güçlü bir sülfit içermez. Havada pek çok azot ve kükürt bileşiğinin olması halinde, bulutlarda ve yağmurda erirler ve asitli göl suyuna yol açacak asit yağmuruna neden olurlar. Ayrıca göl suyu, diğer genel kombinasyonlara kıyasla sıcaklığı arttırmak için daha fazla ısı gerektirir, çünkü hidrojen bağlarının ilk bölünmesi ısının çoğunu gerektirir. Ayrıca, su ısıyı tutar ve ısının yavaşça düşmesine neden olur. Başka bir ifadeyle (göller, okyanus veya vücut gibi) pek çok su sistemi, daha düşük veya uzun süreli bir sıcaklığı korumaya meyillidir, böylece dünyada (ve insan bedeninde) nispeten sabit bir sıcaklığın korunmasına yardımcı olur. Diğer yandan, iyonik bileşikler göl suyunda çözünme eğilimindedir, anyonları ve katyonları suyla birlikte hareket eder ve daha fazla reaksiyona izin verir. Bu nedenle, su kimyasal reaksiyonları azaltmaya yardımcı olur.

32 °F (veya 0 °C) ve altındaki su molekülleri, kafes yapısında hidrojen bağları oluşturur. Bu temas, moleküllerin normal moleküllerin ötesine geçmesine ve suyun donmasına neden olur. Bu durum, göllerde oluşma eğilimindeki buz yoğunluğunun musluk suyundan daha düşük olmasına neden olur. Buz kütleleri dünyadaki yaşam için

(19)

hayati öneme sahiptir. Su kütlesi alttan donar ve onu donma durumu altında tutan bir buz tabakası temin eder. Yüzeyin altında yaşayan canlılar için bu özellik soğuk havanın deneyimlenmesine yardımcı olur.

1.2. Ubari (Awbari) Gölü

Son arkeolojik çalışmalar, antik Palaolaks olarak bilinen birkaç tatlı su gölünün varlığını ortaya koymuştur. Bu göllerin bazıları Wadi Irawan, Wadi Al-Ajal ve Ubari Kumul'unun güney kesiminde yer almaktadır. Arkeolojik keşiflerde Fizan’da, koyu gri kabukları, el aletlerini ve eski insan faaliyetlerini güçlü bir şekilde gösteren diğer Paleolitik ve Neolitik delilere rastlanılmıştır. Genel olarak bölgeye bakıldığında bu göller, efsanevi Tritonis Gölü ve Çad Gölü arasındaki diğer küçük göllerle çevrili daha geniş bir gölün parçasıdır (White, McLaren, Black ve Parker, 2000). Efsanelerde geçen bu göllerin kesin yeri doğrulanmamıştır, ancak araştırmalar Pleistosen ve Holocaust'un varlığını göstermektedir. Bununla birlikte, Wadi Al-Ayala'da yapılan çalışmaların sonuçları (Playa Germa ve göl kurumadan önce gösterilen tuzlu sedimanlar gibi pürüzlü yüzeyleri) bu göllerin 3000 yıl önce kaybolduğunu göstermektedir.

Ubari Gölü, yüksek tepeler ve Ubari kayalıkları üzerinde 20 gölden oluşmaktadır. Bu gölü ziyaret edenler, genellikle Wadi Otba Sharrabah, Wadi al Hayaa veya Tsawah Wadi Otbh'ı keşfetmek için bu bölgelerinde birinde kamp yaparlar. Libya dalış merkezi gölün derinliğinin 7 metreden (Garbrunn), 32 metreye kadar değişik (Gindames yakınındaki Ain Al-Dibbanah) derinliklerde olduunu bildirmektedirler (Strickland ve Parsons, 1972). Yeraltı kaynaklarının zayıf olması, kuraklık ve sulama için kullanılan drenaj nedeniyle bazı göller kurumuştur. Um-al-Maa (Göl Suyu) gölü Gaberoun'daki en güzel manzaraya sahiptir. Turistlerin ziyaret ettiği ve nadir göller arasında değerlendirilen iki göl vardır. Bunlar, Umm Hisan ve Kuzey Gaberoun'daki Weimei Hassan'dır. Umm Hisan, Tarhouna'da, Al-Hishana'ya yaklaşık 11 km uzaklıkta yer almaktadır.

Gaberoun Gölü Ubari, güzel plajların, palmiye ağaçlarının ve diğer antik kalıntıların bir tarafında en büyük ve en güzel göllerden biridir. Libya’daki göller genelde geniş yüzey alanına sahip olmasına rağmen göl suyunda karbon gazları bulunmaktadır.

(20)

Rakım olarak oldukça yüksek rakımda bulunmaktadır. Wava gölünün adı, gelişen ve zararsız, Tuareg gibi küçük kırmızı karidesleri, kek tadı ve yöre halkını hazırlamak için kullanılan kekleri, yemek odasındaki sığ suyun adını ifade etmektedir (Da veya Dawwada). Libyanın kuzeyindeki tropikal ve subtropikal bölgelerde yer almaktadır. Sahara Çölü, oldukça kuru iklim şartlarında Afrika topraklarının çoğunu kapsamaktadır. 70'lerin başından itibaren Libya, geçtiğimiz yüzyılda ciddi zorluklarla karşı karşıya kalmıştır. Bu, öncelikle yağış rejimindeki zayıflıktan ve su mevcudiyetindeki değişikliklerden kaynaklanmaktadır. Libya'nın kuzeyinde, yüksek kum tepelerinin ve palmiye kumlu deniz manzarasını sunan yirmi göl bulunmaktadır. Bunların arasında Gaberoun; Umm al-Maa, Tuz Gölü, Mafo Awbari Gölü yakınındadır. Gaberoun ve Umm al-Maa, turistlerce nadiren ziyaret edilen iki güzel göldür. Gaberoun'un adı, Tuareg'de küçük bir kabilenin eviyle alakalı olan, Gaber (mezar) ve Oun'dan (adı) kelimelerinden oluşmaktadır.

İnsanların konutları palmiye ağaçları arasındadır. Gölün kuzey-batı kıyısı başka yerlere aktarılmıştır. Olağandışı soğuk, düzgün zemin ya da oldukça sıcak alanlar üzerinde su ısınmaktadır. Umm al-Maa, suyun annesi olarak adlandırılır. Sabha şehrinin yaklaşık 150 kilometre batısındadır. Mafo Gölü de bu göllerin yakınında yer alır. Tüm bu alanlarda sıcaklıktan dolayı yüksek tuz içeriği oluşabilimektedir (Cremaschi ve di Lernia, 1998). Toplam tuz konsantrasyonu deniz suyundakini aşmakta, proliferatif göller drenaj görevi görmekte ve su havzaları oldukça yaygınlaşmaktadır. Su tuzluluğunun büyük etkisinden dolayı, göllerin zorlu çevre koşullarında varlıklarını sürdürdükleri düşünülmektedir. Çok sayıda göl, genellikle çöllerde bulunan ekoturizm, bilimsel araştırma ve eğitim amacıyla kullanılmaktadır. Söz konusu göllerin konumu oldukça zorlu bir araziye sahiptir bu durum nedeniyle de bir kısım göller oluşturulmuştur. Bu nedenle, bu çalışmanın amacı Gaber-Oun, Umm al-Maa ve Mafo göllerinden alınan fizikokimyasal özellikli su karşılaştırmalı veri olacak kullanılacaktır. Ekoturizm ve diğer çeşit turizm amaçlarıyla değerlendirilme yapılması kamu yararınadır.

Awbari’nin coğrafyası Afrika’daki diğer yerlerden daha güzeldir. Libya çölünün inanılmaz vadisi, dünyanın en güzel ve sıradışı yerlerinden biridir. Ubari Oasis; Sahra

(21)

Çölü'nün Libya’da kalan kısmında ve İdehan Ubari Çölü'nün kumulları arasında, bazı tuzlu gölleri içeren Targa vadisinde yer almaktadır.

Ubari veya Awbari, kentin vahasında, Libya'nın güneybatı bölgesindeki Fizan'da yer almaktadır. İdehan Ubari, Libya devlet sınırının bir kısmını oluşturmaktadır. Ülkenin güneybatısındaki antik Balathi'nin başkentidir ve Awbari olarak adlandırılır (Gasse, Tehet, Durand, Gibert ve Fontes, 1990). Ubari, Taqq hanedanı ile vadi arasında, Messak Sattafat Dağları ile İdhan Ubari arasındaki göller arasında yer almaktadır. Doğal bitkiler, yemyeşil göllerin doğal tarihi ve Sahara'nın yerel tarihidir

Ubari'nin kum dolu denizi, Libya'nın güneyindeki Fizan bölgesindeki en güçlü kum kemeridir. Ancak 200.000 yıl önce, bol miktarda yağmur alan ve akan nehirlerin olduğu hassas ve verimli bir arazi olduğu üşünülmektedir. Bu nehirler, Mega Fizan Gölü olarak bilinen Fizan Ovası'ndaki büyük bir gölden beslenmektedir. Yağışlı havalarda, göller 120.000 kilometrekareye kadar ulaşabilir. İklim değişikliği, Sahra'nın yaklaşık 3.000 ila 5.000 yıl önce kurumasına neden olmuş ve göllerin oluşumu gerçekleşmiştir. Bu büyük gölün izleri, günümüzün vahşi doğasındaki yeşil dekorasyon gibi güçlü kum tepeleriyle dağılmış minik göllerde gösterilmektedir. Şu anda, zorlu çöl koşullarında olağandışı görünen keskin gözlerin güzel bir vahası olan Ubari çölünde yaklaşık 20 göl vardır.

Ubari'nin Ghat'a yerleşmesinden sonra, Kel Ayer, Tuareg'in ikinci merkezi olmuştur. Topluluklar Germ ve Garran kabilelerini içermektedir. Ubari, dünyanın en eski ve en korkunç bölgelerinden birinde yer almaktadır. Kışlar kısa ve sıcak, ama yazlar çok sıcakt ve çöl iklimine sahiptir (Keburn Classification BWh). Yıllık ortalama yağış miktarı, dünyadaki en düşük yağış seviyelerindedir ve yalnızca 8 mm (0,31 inç) olmasına rağmen yağmur yağmadan 10 yıllar boyunca yağışsız geçebilmektedir (Szabo, Haynes ve Maxwell, 1995). Ubari, her mevsimde kalıcı, sonsuz güneş ışınlarına ve açık gökyüzüne sahiptir. Bu kuru toprakta bulutlar nadiren görülür. Haziran-Eylül ayları arasındaki ortalama sıcaklık 40 °C’nin (104 °F) üstündedir.

(22)

Şekil 1.1. Awbari Gölleri

Bölgedeki en güzel göller biri Gaberoun ve Umm al-Maa'dır (suyun annesi). Gaberoun, eski bir köyün kalıntılarına bitişik konumdadır. Plajdaki ana turist kampı, açık bahçeler, yatak odaları ve hediyelik eşya dükkanlarından oluşmaktadır. Gaberoun'un kuzeyindeki Oum El Hasan'da Umm al-Hisan (Majka Konja), ve Umm al-Hishanah'den 11 km uzaklıkta Tarhouna'da iki güzel göl daha vardır. Ancak, turistler tarafından nadiren ziyaret edilirler (Nessim ve El-Deek, 1995).

Ubari Gölü çok tuzludur. Bunun nedeni, bu göllere herhangi bir nehir aracılığıyla su girişi olmaması ve suyunun yenilenmemesidir. Libya'da uzun yıllardır nehir bulunmamaktadır. Bu durum, göl suyunda çözünür minerallerin konsantrasyonunun artmasına yol açmaktadır. Bu göllerin bazıları deniz suyundan beş kat daha tuzludur. Kimi insanların tenleri, tuz benzeri alglerden dolayı kanlı kırmızı tonlara sahiptir. Ubari Gölü, 7 ila 32 metre derinlikte olmasına rağmen zaman zaman kuruyabilmektedir (Kinawy, 1974). Sahrada yeraltı sularının on binlerce yıl önceki suları daha fazla kısıtlayıcı bir faktör olarak rol oynamaktaydı fakat su kullanımı, nüfusun azalmasına rağmena artmıştır. Libya hükümeti, yaklaşık otuz yıl boyunca, Fizan bölgesinin tabanından su pompalamak ve yeraltı boru şebekesinden su açmak amacıyla Büyük İnsan Yapımı Nehir adlı iddialı bir kanal projesi başlatmıştır. Proje başarılı olursa, 50 ila 100 yıl boyunca yalnızca büyük miktarda suya yatırım yapmış olacaktır. Bu nehirler, Fizan Ovasında Mega Fizan Gölü diye adlandırılan büyük bir göl oluşturacaktır. Gölün maksimum yüzey alanının zaman içerisinde 120.000

(23)

kilometrekareye ulaşabileceği planlanmaktadır. İklim değişikliği daha önceden var olan gölün kurumasına ve 3000 ila 5000 yıl önce gölün buharlaşmasına neden olmuştur. Ubari gibi küçük göl kalıntıları; Ubari Oasis'in yerleşimi, Ghat'tan sonra Tuareg'in ikinci merkezidir. Yakınlarda Germa ve Garran köyleri vardır. Yazın çok sıcak ve kışın da kısa kış mevsimi yaşanır. Neredeyse yağmur yağmamaktadır. Yıllık ortalama yağış miktarı, yalnızca 8 mm (0,31 inç) ile dünyanın en düşük yağış rejimine sahip alanlarından biridir ve yıllarca yağış almayabilir. Vaha oldukça güzeldir ancak suyu tuzlu ve kirlidir bu yüzden içilmez.

Sahra düşünüldüğünde, kimisi kumu aklına getirir ancak çöl oldukça şaşırtıcı özelliklere sahiptir. Ubari Vahası Libya Çölü'nün ortasında yer alır ve oldukça mükemmel ve gerçekdışı görünmektedir. Ubari, Tarqa vadisinde, 100.000 yıldan fazla bir tarihe sahiptir, Messak Sattafat platosu ile İdhan Ubari arasında yer almaktadır. Köyde yaklaşık 20 küçük tuz gölü var. Binlerce yıl önce, Sahra Çölü yeşilken, etkili bir su ekosistemi olduğu düşünülmektedir. 200.000 yıl önce, bol yağmurlu ve akan nehirleriyle bölgenin nemli ve verimli olduğu düşünülmektedir. Araştırmacılara göre, antik üç adet gömülü nehir sistemi, 100.000 yıl önce, Sahra Denizi'nden Akdeniz'e, insan göçü için uygun bir rota oluşturmuş olabileceği iddia edilmektedir.

Libya eski devlet başkanı Saif el Islam Gaddafi ve diğer bazı devlet görevlileri, komşu ülke Nijerya'ya kaçmaya çalışırken Ubari'nin 50 mil batısında yakalanmış, 22 Eylül 2011 tarihinde gözaltına alınmış ve 2011 Libya İç Savaşı sırasında Geçiş Konseyi güçleri tarafından tutuklanmıştır. 19 Kasım 2011'de, İkinci İç Savaştan sonra, şehir Tuareg ve Tubu kabileleri tarafından ele geçirilmiştir (Acharya, Hathi, Patel ve Parmar, 2008). Bu yaşanan olaylar gölün tarihi önemini daha da artırmaktadır.

Bütün bu değerlendirmeler ışığında; Ubari (Awbari) Gölü’nün Libya ve bulunduğu bölge için önemi ortadadır. Bu amaçla bu çalışmada, gölün genel olarak incelemesi yapılmış ve mikrobiyolojik özellikleri ortaya konulmaya çalışılmıştır.

(24)

2. MATERYAL VE METOD

2.1. Araştırma Alanı

Gaber-Oun, Umm Al-Maa ve Mafo gölleri, Gaber, Umm al-Maa ve Mafo Gölü, Libya'daki Sahra Çölü'nün Idehan Ubari (Awbari) bölgesinde, Libya'nın güneybatısında, Saba kasabası yakınında bulunmaktadır.

Şekil 2.1. Awbari'yi gösteren harita 2.2. Uzaktan Algılama Görüntüleri

Uydu görüntüsülerinin erişilemeyen geniş alanları keşfetmeve inceleme imkanı tanıması nedeni ile geleneksel saha araştırmalarında karşılaşılan bir çok sorunun çözümü için bize olanak tanımaktadır. Ubari ve Wadi Al-Hayat için optik ve radar görüntüleri kullanılmıştır. Uzaktan algılama teknolojilerinin sağladığı imkanlarla optik veriler ve radar verileri aşağıda detaylı eşkilde bildirilmiştir.

(25)

2.2.1. Optik Görüntüler

Tematik Mapper (TM) terminolojisi, Landsat uydu görüntülerinin iki farklı türünü ifade etmek için kullanılmaktadır. Görüntülerin alınmış olduğu yıllar belirtilerek, Wisk el-Hayat, Misk Sataf, Marzouk'un kuzeybatı kapsamlı bir şekilde verilmeye çalışılacaktır. Söz knusu bölge Ubari'nin güneyinde kalmaktadır. Elde edilen görüntüler çok kesimli kısa dalga kızılötesi (1-5 ve 7 bant) 30 metre yüksekliğe sahip 6 bant nominal piksel boyutu çözünürlüklü ve düşük çözünürlüklü termal kızılötesi şeritten alınmıştır ve 15 metre uzunluğundaki barkod, geniş dalga boyu ve kızılötesi dalga boyu kapalı tutulmuştur. Termal kızılötesinde 15 m çubuklar çoğunlukla Ubari yol planlamasında ve yol görüntülerinde kullanılmıştır.

2000 yılında alınmış olan resme göre en kapsamlı alan, resmi oluşturmak için kullanılan uzun bant 7,4 ve 1'dir. Çubuk şeklindeki bir pikselin yoğunluğu, yeryüzünün kuvvetine bağlıdır, piksel yüzeyi, piksel yüzeyi özel koleksiyonu tarafından görüntülenen ışığın dalga boyunu yansıtır (Riley ve Skirrow, 1961). Üç bant birleştirilir ve yanlış renk kompozit görüntü oluşturmak için belirginleşir ve kombinasyon farklı özellikleri ve farklı metal türlerini tespit etmek amacıyla kullanılır. Örneğin, alçı ve kireçtaşı kabukları, görünen kısmın mavi ucu ile ilişkilidir. Bu nedenle, elektromanyetik spektrum birinci aralıktadır (0,45 – 0,53 μm dalga boyu) ve görünür mavi ışığı temsil eder.

Bu kabuklar genellikle yüzeye bağlanır ve bu nedenle temsil ettikleri görüntülerle değerlendirilir. Yalnızca bir bant veya bant 7, 4 ve 1 kombinasyonunu gösterir. Buna göre yerkabuğunda belirlenmek istenen metal analiz edilir. Elde edilen görüntülerden daha iyi sonuç almak için, elde edilen görüntü bulanıklığı simülasyona tabi tututulur ve belirli bir yüzeyin en yüksek oranı istatistiksel olarak hesaplanır. Yapılan hesaplamada bir sabit elde edilir. Bu sabit kullanılarak yüzey türlerinin sayısını belirtilerek görüntüdeki her piksel grafiğini tanımlanır. Mevcut göresellerin değerlerine dayanarak, yüzeyin tipi orantılı bir şekilde simüle edilmiş olur. Genel olarak bu tür görüntülerde yüzey en temiz piksel ile görünür. Bu durum, uydu görüntülerinin dönüştürülmesine izin verir. Bu yolla önce izafi yüzey örtüsü

(26)

oluşturulur bu da genel olarak arazideki alçı oranını belirlemek için kullanılır ve çalışma alanının yaşını gösterir.

2.2.2. Radar Görüntüleri

Uzaktan algılama çalışmasında radar görüntüleri ile RADARSAT ve JERS-1 uydularından alınan görüntülerden iki farklı çakışma noktasından görüntüler oluşturulmuştur. RADARSAT verileri ile, Jarma'nın kuzeyindeki ve doğusundaki alanlar da dahil olmak üzere 5,6 cm dalga boyunda elde edilmiştir. JERS-1 verileri ile 23 cm dalga boyunda görüntüler elde edilmiştir. Her iki uydunun görüntü çakışmasından faydalanılarak Ubari ve Hayat Vadisi uydu görüntüleri ve bölgeye uuygun raporlar hazırlanmıştır (Welch, 1952).

Optik uydu ekranı çoğunlukla yüzeyin renk ve metal uzantı bileşenlerini ölçer. Radar çok pürüzlü ve dalga boyu çok uzundur. Radarın en güçlü yansıması yüzeyde gerçekleşecektir. Topografik değişiklikler radar dalga boylarına benzer; yani kısa radar dalgalarında gerçekleşir. Bu nedenle, uzun dalga boyundan daha küçük bir ölçekte özellikleri ayırt edebilir (Kouimtzis, Samara, Voutsa ve Zachariadis, 1994). RADARSAT etkileşimi nedeniyle görüntüde oluşan şekiller özellikle kum tepeleri Ubari’nin jeolojik yapısını ortaya koymaktadır. Buna karşılık, JERS görüntüleri yalnızca kum tepecikleri yapılarını gösterir. Bazı yerlerde, kum çölleri gibi görünen alanların çoğu su alanlarıdır. Bununla birlikte, her iki düşünce tarzı da pürüzlü alanları tespit etmek için kullanılabilir.

Sert mineral kabul (duricrust) yatakları tipik olarak tabalakararası alanların koridoru boyunca yönlendirilir ve oldukça doğrusaldır, birkaç yüz metre, birkaç mil, birkaç yüz kilometre genişliğindedir. Bölgede bulunan metal esas olarak kalsittir; rengi çok açıktır ve kolay görünür. Örneğin, palaolak yatağı güney bölgede yoğunlaşmıştır ve Ubari Çölü, Ubari'nin en ünlü batı kısmıdır. Genel dağılımına bakıldığında çoğu 530 metre Deniz Seviyesi'nden (AMSL) daha az olan bölgelerde bulunmaktadır. Bir dizi palaolak yatağının güneyinde doğrudan görülebilen kum kayaları mevcuttur, TM görüntüleri ile sınırlıdır. Bunlar arasında yaklaşık 560 metre uzunluğunda, 26.03745 kuzey, 13.30949 doğu konumunda, en yüksek rakımlı Wadi al-Hayat paleontolojik

(27)

çökeltileri mevcuttur. Bu durum, çevrenin yerine kum tepelerinin hakim olduğu bir seviyeyi temsil eder ve bu tarz vadilerin tipik bir örneğidir.

Her ne kadar dijital görüntüler yüksek kalsit yoğunluğuna sahip olsa da, görsel görüntüler daha fazla ve kimliklerini tanımlamak için daha uygun durumdadır. Ancak, yalnızca radar görüntülerinde görünür olan düşük karbonat içerikli çelik alaşımları vardır. Ubari'nin yaklaşık 10 kilometre kuzeyindeki büyük bir alanda, birkaç kilometreye yayılan bir dizi parlak reflektör mevcuttur. Saha araştırmalarına göre, bu özellikler, eolik kayalıkların uzun dönemli mevcudiyetiyle alakalıdır (Kouimtzis ve diğ., 1994). Birkaç küçük nokta olmasına rağmen, görsel verilerde kısıtlamaları vardır. Bu nedenle, radar görüntü yüzeyini tespit etmek zordur, ancak kuma benzer. Bu yüzeyler radarla kuvvetli bir şekilde temas eder, bunun sonucu yükselme, flashback ve sinyalin son görünümünü parlaklaştırmasına neden olur. Gölün dibinde tortu mevcut değildir ve su seviyesi yakınında ya da yüzeyde çok yüksek değildir. Geçmişte bir süre kapalı kalmıştır. Bitkisel floara açısından zengin olan bu alan bataklık olarak tanımlanabilir. RADARSAT görüntüleri genel anlamda görsel bilgi ve radar desteği sağlar, aynı zamanda farklı türleri ve antik çevreyi tanımlamak için kullanılan bir yöntemdir.

Uzaktan algılama görüntülerine göre, Ubari ve Ed Messak Sattafet, alçı yüzey kabuğu ile nitelendirilen büyük alanda görülmektedir. Bunlar, ilk frekans bandındaki TM verileriyle kolayca tanımlanabilir, bunlardan en önemlisi; Ubari-Qhat yolu yaklaşık 26 km ila 26.349 K, 12.468 D ve 20 km uzunluğunda 26.469 K, 12.388 D boyunca uzanır. Bu alandaki yerler açıktır ve taşkın kumtaşının uzantısını temsil eder. Alçı taşı ve daha derin alanlara uygundur ve uçuş tabanı yaklaşık beş kilometre uzaktadır. Büyük paleolinin kıyı şeridinin sınırdan ayırt edilmesinin zor olmasına rağmen, bu sınır bununla ilişkili olabilir. 530 metre etrafındaki her yerde görünür haldedir. Bu durum, kıyı şeridinin altında tam bir sekanstır. Paleolitik derinlik profilde belirgin haldedir ve aynı tipteki sarı tabaka kırmızı çamurla kaplıdır. Kök oluşumu, göl sedimanları olarak yorumlanır. Sırayla, gri madde ile kaplıdır. Göl suyu, birçok yumuşakça kabuğuyla çöker. Bu birikintiler genellikle sert mineral kabuklarla (duricrust) sınırlıdır. Esasen kalsiyumdur ve bazı yerlerde alçı kabuğu ile kaplıdır. Çökeltilere ve sert mineral kabuklara yönelik yaklaşım yavaş kurumayla açıklanabilir. Büyük gölün sonunda ve

(28)

alçıtaşı yağmurunun sonucunda sert mineral kabuklar oluşur ve yaygın deflasyonlar, gölün kalıntılarıdır. İyi durumdadır ve erozyon mevcut değildir.

Tortu yatağın dibinde belirlenir. Güney limanı Eski negatif olarak kabul edilir. Bazı yerlerde, yatağın altına düşer ve çoğu plaj çakıl taşı, tortul olarak yorumlanır. Bu çakılların en belirgin olanı Güney Jarma'dadır ve eğri bir yayla sarılmış sörf platformuna (26.510267 K, 13.08636 D) benzerler. Bu yükseklik, gölün yüksek su seviyesine sahip olduğunu belirtmektedir. Gölün yüksekliği kıyı şeridi özellikleri ile GPS sisteminin diferansiyel ölçümleri arasında ayrım yapmaktadır (APHA 1998). Eski yüzeyin yüksekliğini değerlendirmek amacıyla, konum, kuzey sahili vadisinin diğer tarafına yerleştirilmiştir ve Ubari'nin kenarındaki küpler kuzey boyunca daha eğimli olan kıyı şeridi topografyası boyunca uzanmaktadır. Maden bakımından zengin mineralli göl çökeltileri, ölçümlere göre hala en yüksek rakıma sahiptir.

2.3. Su Numunelerinin Alınması

0,5 m derinliğindeki her üç gölün su örnekleri Haziran 2014 baharında toplanmıştır. Steril örnekleme kapları ile örnek alınmıştır. Belirlenen analitik numune parametreleri sahada yapılabilenler yapılmış mikrobiyolojik analiz için numune soğutularak laboratuvara taşınmıştır (Steel, Robert, Torrie ve James, 1980).

Tablo 2.1. Örnekleme alanları ve derinlikleri

Örnekleme Yeri Örnekleme Derinliği

Gaberoun Gölü (S1) 0,5 m

Umm Al-Maa Gölü (S2) 0,5 m

Mafo Gölü (S3) 0,5 m

2.4. Suyun Fizikokimyasal Analizleri

Toplanan numuneler, pH kalitesi, su kalitesi parametreleri, iletkenlik (EC), toplam çözünen (TDS) toplam alkalinite (TA), toplam sertlik (TH), klorür Cl-, standart

sodyum (Na+) ve potasyum (K+) analitik metot, ve pH benzersiz elektrot aletini kullanarak pH ölçümü multimetre (model - Hannah, Hassasiyet ‰ 0,01) ile EC ölçümü ise Model - Jenway-4520 ile yapılmıştır. Laboratuvar analizlerinde buharlaştırma

(29)

yöntemi ve çaşitli titrasyon metotları kullanılmıştır. Cl içeriği mohro yöntemi ile Na+

ve K+ ölçümü ise spektrofotometre yardımıyla spektrofotometrik olarak yapılmıştır (Alsalman, Ibrahim ve Musbah, 2004).

Laboratuvar çalışmaları, Libya’nın Al-Khums şehrinde bulunan Al-Mergheb Üniversitesi Kimya Fakültesi Analitik Kimya Laboratuvarı’nda yapılmıştır.

2.5. Mikrobiyolojik Analizler

Mikrobiyolojik su analizi, mevcut mikroorganizmaların sayısını tahmin etmek ve su kalitesi yönünü korumak amacıyla gerekli olanları belirlemek için kullanılan bir su testi yöntemidir. Mikrobiyolojik analiz programı, mikroorganizmaların konsantrasyonunu belirleyen su numunelerini kullanır.

Mikrobiyolojik analiz, mikroorganizmaları tanımlamak ya da saymak amacıyla biyolojik, biyokimyasal, moleküler ya da kimyasal yöntemleri kullanır. Suyun kullanıma uygunluğu, bu konsantrasyonlarla kabul edilebilir. Örneğin, işlem, suyun insan tüketimi veya plaj ve eğlence amaçlı güvenli olup olmadığını kanıtlamak için kullanılır.

Farklı su performansı ve hareket seviyesi suyun kullanımına bağlı olarak değişir. Çok ağır içme suyu üzerinde kullanıldığında, deniz suyu banyoları, daha rahat su kullanmalı ve tüketiciler daha az suya ihtiyaç duymalıdır (Banciu, Sorokin, Galinski, Muyzer ve Kleerebezem, 2004). Mikrobiyolojik analizler, kirliliğe, toksisiteye ve hastalığa neden olabilecek virüs, bakteri ve mikroorganizmaların yayılmasını kontrol etmeye yardımcı olur. Bakterilerin başarılı bir şekilde izolasyonunu ve tanımlanmasını sağlamak amacıyla uygun su kullanımı temin edilmelidir.

Bulaşıcı enfeksiyonların suyla yayılması, Amerika Birleşik Devletleri'nde ve dünyanın diğer bölgelerinde halk sağlığını tehdit etmektedir. Bunlar, insan ve hayvan atıklarından kaynaklanan hassas kontamine mikrobik patojenlerin yayılmasıyla kirlenme riski altında olan kaynak ve son içme suyunu etkiler. Modern içme suyunun geçmişi, insan bakteri kaynaklarını hedef alan patojenik mikroorganizmalarla ilişkilidir (Jones, Grant, Duckworth ve Owenson, 1998). İçme suyunun potansiyel

(30)

olarak mikrobiyolojik patojenlerinin belirlenmesi ve alınması için rasyonel ve proaktif süreçlere yönelik yeni gereksinimler bu araştırmanın kilit teşvikleri niteliğindedir. Bu sürecin bir parçası olarak, mikrobiyolojik patojenlerin belirlenmesi ve içme suyu ve kaynaklarının miktarının ayrıca doz-tepki ilişkisinin belirlenmesi, sudaki patojenlerin sağlığını ve insan sağlığı, karakterizasyonu ve ölçümü üzerindeki etkilerini etkileyen önemli adımlardır. Prion taşmaz ancak insan süngerimsi ensefalopatinin son kanıtlarına göre bovin süngerimsi madde ile kontamine olmuş sığırların, bulaşmış alanlarda yiyecek ve kontamine su gibi araçlarla temas riski oluşturabileceğini göstermektedir (Grant, 1986). Ayrıca, bu maddeler, çevresel ve çevre için kararlı olduklarını ve şeker ve suyun dezenfeksiyonuna karşı tamamen dirençli olduklarını belirterek, fiziksel ve kimyasal olarak zor ve fiziksel ve kimyasal maddelere karşı son derece dirençli olduklarını belirten diğer çevresel organizmalara kıyasla çok küçüktür.

Tablo 2.2. Mikrobiyal ayırma teknikleri

Yöntem Bileşeni Mikrobiyal Gruplar

Virüsler Bakteriler Parazitler

Konsantrasyon Adsorbsiyon / Elüsyon Membran filtrasyonu Kartuş filtrasyonu / İmmünopatojenik ayırma Algılama/Numaralandırma Hücre kültürü / Sitopatik etki, plak oluşturan bireyleri sayma Agarda koloni oluşturan birimleri sayma İmmünolojik boyama / Floresan kisti sayımı

Her ne kadar alt sınır tespiti sınırlanmış olsa da her kültür tekniği, numune miktarına bağlıdır. Kullanılabilecek numunenin azami boyutu, numuneler değerlendirilip, üst sınırı olmaksızın kullanılabilir. Tüm tarımsal ve istatistiksel yöntemlerle ilgili belirsizlik, hedef organizmaların Poisson sınıflandırması, Uluslararası Su Kalitesi Standardizasyon Enstitüsü Teknik Komitesi tarafından hazırlanan belgelerde açıklanmaktadır.

(31)

Bu araştırma, içme suyunda bulunan mikrobiyal kirleticilerin tanımlanmasında ve saptanmasında yardımcı olabilecek yöntemlerin mantıksal düzenini belirlemektedir. Ayrıca, tüm yöntemleri veya bileşenleri otomatikleştiren potansiyel teknolojiler dahil olmak üzere yeni teknolojiler de vardır (Grant, 1986). Bu araştırma, içme suyunda kirleticilerin tespitine yönelik önemli olan yöntemleri tartışmayı amaçlar. Genel olarak mikrobiyolojik analizlerde kullanılan metotlar Tablo 2.2’de özetlenmiştir.

Bu çalışmada Eawag tarafından hazırlanan inkübator kullanılmıştır. İnkübatörde üremenin etkisi, özellikle dış mekanlarda düşük sıcaklıklarda bölgenin hava şartları göz önüne alınarak yapılmıştır. İnkübatör içindeki sıcaklığı, çalışma sırasında bir sıcaklık sensörü izlemektedir. İnkübatörün sıcaklığı genel olarak 33-36 ° C arasında tutulmuştur. İnkübatör sıcaklık değişimi Grafik 3.1’de verilmiştir.

2.6. İstatistiksel Analizler

Genel olarak bu tarz çalışmalarda alınan örnekler dahil mikroorganizmaların üremesi bile tesadüfidir. Bu nedenle çalışmada tam şansa bağlı deneme planı uygulanmış ve buna göre çalışma sonuçları varyans analizine tabi tutularak örneklemelerden yapılan triplikasyonların standart sapmaları hesaplanmıştır (Emhemed, Gaballah ve Gültepe, 2017).

(32)

3. BULGULAR VE TARTIŞMA

3.1. Uzaktan Algılama Görüntüleri Bulguları

Uzaktan algılama çalışması sonucunda elde edilen tematik harita Fotoğraf 3.1’de verilmiştir.

Fotoğraf 3.1. Landsat tematik harita fotoğrafı Bölgeye ait uydu görüntüleri Fotoğraf 3.2’de verilmiştir.

(33)

Gölün kıyı şeridi ve ondalık derecelerde GPS koordinatları Tablo 3.1’de verilmiştir.

Tablo 3.1. Gölün GPS koordinatları ve rakımı

Nokta Enlem Boylam Rakım

1. Kıyı şeridi 26.510267 13.08636 497.34 2. Kıyı şeridi 26.508577 13.08532 497.89 3. Kıyı şeridi 26.507161 13.08136 498.78 4. Kıyı şeridi 26.507161 13.08136 509.58 5. Kıyı şeridi 26.599113 13.08031 464.41 6. Kıyı şeridi 26.560403 13.07078 458.02

Bu sonuçlar gölün deniz seviyesinden yaklaşık 500 metre yükseklikte olduğunu göstermektedir. Yükseklik bakımından gözle görülür bir fark vardır. Bu artış, sahildeki yanlış yere veya küçük tektonik hareketlere ve gölün kayabileceği yerin çökmesine bağlı olabilir. Bu durum, yeraltı suyunun giderilmesi sayesindedir. Damlayan bir yüzeye sahiptir ve bu nedenle orijinal yüzeyden biraz daha düşük olabilir ya da gölün biraz altında olduğu düşünüldüğünde farklı plajlarda farklı yükseklikleri temsil ettiği düşünülebilir.

Farklı GPS sonuçları, insanların paleolake alanını tanımlamasını sağlar. ABD Jeolojik Araştırmaları ve Dijital Yükseklik Modeli (DEM) Orta 30 seviyesinin (830 metrede yaklaşık 830 metre genişliğinde) yükseliş tahminleri sağlar, ancak dilimler büyüktür. Mevcut verilere göre bu DEM modelinin hatalı olduğu düşünülebilir, yükseklikler Ubari Al-Carman'ın pürüzsüz doğasıdır. Ancak, bu sonuçlar, Paleolake etrafında (2500 km) Alanın (76250 km2) ilk değerlendirme çalışmalarıdır. DEM modelindeki

hata ya da sapmalardan dolayı elde edilen verilerin ilk değerlendirme çalışması olduğunun düşünülmesi gerekmektedir. Durumu özetledikten sonra, Mega Fezzan gölünün şu anda Sahra Çölü bölgesindeki tüm göllerin en büyüğü olduğunu en son analiz netilerine göre belirlenmiştir. Yine de karşılaştırma bakımından hemen yakın bölgede bulanan Mega Chad Gölü'nün boyutunu buradaki verilerden elde edemeyebiliriz. Gölün bir vücut olduğu düşünülürse, gölün kolunun insan kolu gibi olduğu düşünülebilir. Gölün kenarlarından biri Wadi-el-Ajal'dan uzanmakta ve Sabha bölgesinden sallanmakta ve sonunda Ubari'nin batı kıyısında veya batı bölgesinde

(34)

bitmektedir. Diğer göllerde olduğu gibi bu gölde de tek bir nokta veya kol yoktur; bu gölün diğer yolları sahra boyunca gitmekte ve Wadi-ash-Shati ve Wadi Barjuj isimlerindeki iki bölgeye doğru ilerlemektedir.

3.2. Fizikokimyasal Analiz Bulguları

Su kaynaklarının fiziksel ve kimyasal özellikleri, yeraltı-yerüstü su yönetimi ve kaynakların kullanımına bağlıdır. Bu durum insan etkisini ve alanın doğal fiziksel-kimyasal özelliklerinin dışarı atılmasını kapsamaktadır. Sonuç olarak, su numunelerinin fiziksel ve kimyasal analizleri aşağıdaki gibidir.

3.2.1. pH

pH doğadaki birçok kimyasal ve biyolojik süreci etkiler. Su ve kalite analizi için önemli bir araçtır. Çalışmada, S1, S2 ve S3 noktalarından alınan örneklerde göllerin

suyunun pH değeri sırasıyla S1: 8,91; S2: 9,88 ve S3: 8,96 olarak ölçülmüştür. Bu

değerler Dünya Sağlık Örgütü (WHO)’nün standart değerleri ve Libya ülke standardı değerlernin kabul edilebilir sınırlarının üzerindedir. Alınan örneklere göre üç göl suyunun da değerleri alkalidir (Alsalman ve Ibrahim, 2004; Alsalman, Mahabbis, Elkartehi ve Ali, 2005).

3.2.2. İletkenlik (EC)

İletkenlik (EC); iyonları, konsantrasyon ve su saflığını hesaplamak için bir araç olarak kullanımaktadır. Alınan örneklerde göllerin suyunun EC değeri S1: 291,2 mS/cm; S2:

321,0 mS/cm ve S3: 212,3 mS/cm olarak ölçülmüştür. EC değeri WHO standartlarının

üzerinde olup, belirlenen sınırdan yaklaşık 200-300 kat daha yüksektir. Bu konuda Libya ülke standardı bulunmamakla birlikte; yüksek iyonize, inorganik özellikli bir su olarak değerlendirilebilir (Mousa, 2002).

3.2.3. Toplam Çözünmüş Katılar (TDS)

Toplam çözünmüş katılar (TDS) ve iletkenlik genellikle birbirleri ile koordineli şekilde değerler alır. Çalışmada ölçülen TDS değerleri S1: 199,23 g/L; S2: 217,42 g/L

(35)

ve S3: 144,20 g/L olarak bulunmuştur. WHO ve Libya ülke standartları bakımından

TDS değerleri aynıdır. Yaptığımız ölçümlerde TDS değerlerini kabul edilen bu değerlerin 145-217 kat fazlası olarak tespit edilmiştir. Elde ettiğimiz değerlerin kabul edilen standartlardan yüksek olmasının temel nededi daha önce de ifade edildiği gibi inorganik tuz konsatntrasyonunun bu göllerde çok yüksek olmasından kaynaklanmaktadır (Elssaidi, 2005).

3.2.4. Toplam Alkalinite (TA)

Göl suyunun alkalinitesi, çevresindeki topraktaki ve sedimentteki mineral türüne bağlıdır ve bu göl yatağını temsil eder. Göl yatağındaki farklı yardımcı iyonlar alkali karbonat, bikarbonat, borat, hidroksit, fosfat ve organik bileşiklerdir. Bunlar su kaynağının doğal niyteliklerini belirler ve farklı zamanlarda farklı değerler alabilir. Karbonat (CO3) ve bikarbonatın (HCO3-) nötürleştirilmesi için asit içeriğinin ölçümü,

sudaki iyonları ve tamponu ve su miktarını temsil eder. Yapılan ölçümlerde toplam alkanite değerleri, S1: 26,5 g/L; S2: 32,1 g/L ve S3: 15,2 g/L olarak tespit edilmiştir.

Bu değerler WHO ve Libya ülke standardının yaklaşık 75-160 katı kadar fazladır (Elssaidi, 2005; Awad, 1991).

3.2.5. Toplam Sertlik (TH)

Suların sertliği yapısında bulunan magnezyum ve kalsiyum iyonlarının varlığından kaynaklanmaktadır. Magnezyum ve kalsiyum mineralleri suda doğal olarak bulunur. Suyun sertliği suyun kaynağında sabun köpüğü oluşmasını önlemektedir. Yapılan ölçüm neticesinde alınan numunelerdeki suyun sertliği; S1: 6,76 g/L; S2: 3,87 g/L ve

S3: 1,4 g/L olarak belirlenmmiştir. Bu değerler WHO ve Libya ülke standardının

üstinde olup 2,8-13,5 katı kadar fazladır. Ölçülen değerlere göre göl suyu sınıflandırma bakımından sertlik değeri oldukça yüksek bir sudur (Helders, 2008).

3.2.6. Klorür (Cl)

Sularda geniş bir konsantrasyon aralığna sahip olan klorür, genellikle NaCl, CaCl2,

MgCl2 gibi tuzlar ve bileşikler şeklinde bulunur. Klorürün konsantrasyonu, büyük

(36)

85,04 g/L ve S3: 66,52 g/L olarak ölçülen klor konsantrasyonu, Dünya Sağlık Örgütü

ve Libyülke standartlarından takribi olarak 266-340 kat daha yüksek bulunmuştur (Kumar ve Kumar, 2011).

3.2.7. Sodyum (Na)

Sularda en fazla NaCl biçiminde bulunan sodyumun istasyonlardan ölçülen değerleri S1: 45,0 g/L; S2: 47,5 g/L ve S3: 37,5 g/L olarak tespit edilmiştir. Yapılan ölçüm

sonuçları WHO ve Libya ülke standartlarının 185-235 katı daha fazla değerderdedir.

3.2.8. Potasyum (K)

Göl sularındaki büyük miktardaki potasyum, kayaların yıpranmasıyla ortaya çıkar ancak su kaynaklarına atık su boşaltılmasından dolayı da sudaki potasyum miktarı artmaktadır. Örnekleme noktalarından ölçülen potasyum iyonlarının konsantrasyonu, S1: 6,21 g/L; S2: 6,42 g/L ve S3: 5,3 g/L olarak belirlenmiştir ve bu değerler Libya ülke

standartlarının 132-160 katı fazladır. Baz aldığımız kritelere gre WHO’nun bu konuda bildirmiş olduğu bir seviye mevcut değildir.

Yapılan analizler neticesinde alınan su numunelerine göre göl suyunun alkali özellikte olduğu belirlenmiştir. Elde edilen sonuçlar literatür çalışmaları ile de uyumludur (Trivedy ve Goel, 1984). Elde edilen değerlerin yüksek olması göl suyunda bulunan metal karbonat, hidrojen karbonat, hidroksit, fosfat varlığından kaynaklandığı düşünülmektedir. Alkali özellikteki göller, suyun mineralleri bırakarak buharlaşmasından dolayı parlak bir görünüme sahiptirler. Bu göller başta sodyum ve potasyum kaynağı olmanın yanısıra mineral içeriklerinin zenginliklerinden dolayı cilt ve zührevi hastalıklar konusunda tedavi edici özelliğe sahiptirler. Gaberoun ve Umm Al-Maa gölleri bu özellikleri nedeni ile bölge halkı tarafından tedavi amaçlı da kullanılmaktadır. Normalde göllerde birçok canlı türü yaşar ve bunların pH toleransları 6,5-8,0 arasındadır (Boros, 2003). Bu göllerde ise pH’nın yüksek olmasından dolayı yaşayan organizma sayısı azdır ve pH’nın yüksek olması birçok canlı türünün de çoğlamasını kısıtlamaktadır.

(37)

Alınan örnekledeki sodyum ve klor konsantrasyonunun yüksek olması göl suyunda yüksek nitelikte tuz bulunduğunun göstergesidir. Daha önceki çalışmalarda da göl suyunun alkali göl ve tuzlu olduğu rapor edilmiştir (Dalton, 2007). Göller; jeolojik, iklimsel ve biyojeokimyasal koşulları arasındaki karmaşık ilişkiler nedeni ile zorlu koşullarda oluşur. Özellikle kurak iklim bölgelerinde, yüksek sıcaklık ve onu hızlandıran buharlaşma göllerin oluşumuna etki eden en önemli faktördür. Kurak iklim bölgelerinin çoğunda, yüksek miktarlarda sodyum karbonat (Na2C03 + NaHC03)

yatakları olduğu değerlendirilmektedir. Bu nedenle, yüksek ışık yoğunluğu ve sınırsız CO3 arzı sebebiyle göl suyundaki pH değeri de sürekli artmaktadır. Kuru iklimde

yüksek buhar akışının olması, yüksek konsantrasyonda tortu birikmesine neden olur. Bulgularımızın çoğu, önceki araştırmacıların fikirlerini ve raporlarını destekler niteliktedir. Göl suyunun fizikokimyasal analiz sonuçları Tablo 3.2’de verilmiştir.

Tablo 3.2. Göl suyunun fiziko kimyasal analiz bulguları

Parametre Örnekleme Noktaları WHO

Standardı Libya Ülke Standardı S1 S2 S3 pH 8,91 9,88 8,96 6,5-8,5 6,5-8,5 EC (mS cm-1) 291,2 321,0 212,3 1,4 * TDS (g L-1) 199,23 217,42 144,20 1,0 1,0 TA (g L-1) 26,5 32,1 15,2 0,12 0,2 TH (g L-1) 6,76 3,87 1,40 0,5 0,5 Cl (g L-1) 83,13 85,04 66,52 0,25 0,25 Na (g L-1) 45,0 47,5 37,5 0,2 0,2 K (g L-1) 6,21 6,42 5,3 * 0,4 *: Değer belirtilmemiş.

3.3. Mikrobiyolojik Analiz Bulguları

Mikrobiyolojik analiz çalışmalarında kullanılan inkübatörün sıcaklık değerleri Grafik 3.1’de verilmiştir. Çalışmada yapılan ekimler triplikate olarak yapılmış olup triplikasyon sunucunun standart sapması Grafik 3.2’de verilmiştir. Triplikasyon, bulgulardaki standart sapma hassasiyetini artırmak için yapılmıştır. Örneklemelerde

(38)

standart olarak sıfır kabul edilmiş ve buna göre tüm numunelerin aynı miktarda Escherichia coli bakteri yüküne sahip olduğu değerlendirilmiştir. Bu çalışmanın amaçlarından biri toplama alanındaki su kalitesini ve evlerdede depolanan suyun kalitesini mikrobiyolojik bakımdan değerlendirmektir.

Grafik 3.1. İnkübatörünün sıcaklık günlüğü

(39)

Grafik 3.3. Örnek sayısı ile mikrobiyal su kalitesi (CFU / 100 ml numune): (solda) toplama noktası (n = 166); (sağda) ev (n = 512)

Fotoğraf 3.3. Mikrobiyal ekim sonuçları

Merkezi toplama alanı su kalitesinin farklı su kanalları ile karşılaştırılmasında, Ubari Gölü’nün mikrobiyal su kalitesinin diğer su katynaklarından daha iyi olduğunu göstermektedir. Tuareg’deki su toplama merkezinde ortalama Escherichia coli sayısı 100 cfu/L olarak belirlenmiştir. Diğer numunelerle karşılaştırıldığında, bu değer Jajarkot’da 460 cfu/L Escherichia coli olarak bulunmuş ve en kötü toplama alanı su kalitesi değeridir. Yaarkot su toplama merkezinin değeri ise diğer iki merkezin ortalaması olarak 280 cfu/L Escherichia coli değerine sahiptir.

(40)

Grafik 3.4. Toplama alanında 100 ml numune başına medyan ve ortalama E.coli sayısı

Yapılan mikrobiyolojik incelemelerde toplam 166 toplama alanı örneğinden ve 100 farklı mikroorganizma numunesi bulunmuştur. Yapılan incelemede 100 numuneden % 64'ünün daha düşük Escherichia coli bakteri yüküne sahip olduğu ve diğerlerine göre mikrobiyolojik olarak daha yüksek kalitede olduğu belirlenmiştir. Bunun yanısıra özellikle 10 numunede Escherichia coli miktarı yüksek bulunmuştur.

Grafik 3.5. Musluk suyunun mikrobiyal kalitesi

Bölge değerlendirildiğinde en önemli sorunlardan biri, bazı dağıtım borularının ve hatlardaki muslukların herzaman çalışmamasıdır. Genel olarak 100 musluktan 62 adedi sürekli çalışmakta ve bu da mikrobiyal kontaminasyon riskini artırmaktadır. Suyun sürekli olarak akması istatistiksel olarak da Escherichia coli konsatrasyonunun azaltmaktadır (p<0,05).

(41)

Grafik 3.6. Sabit akışlı ve aralıklı akışlı musluk sularında E. coli sayısı

E. coli ve muslukların akışları arasındaki ilişki, Grafik 3.6'da gösterilmektedir. Sonuç olarak, musluktaki E. coli miktarı akış artıkça zamana bağlı olarak azalmaktadır.

Grafik 3.7. E.coli log ortalama ile akan musluk saatleri arasındaki korelasyon

Bu nedenlerle genel olarak bölgede boru hattında mevcut olan akış sorunlarının çözülmesinin su kalitesini olumlu yönde etkileyeceği düşünülmektedir.

(42)

Aynı su hattı üzerindeki üç farklı su iletim hattı incelendiğinde bile elde edilen sonuçlar, kaynak aynı olsa bile iletim hattındaki akış rejiminin mikrobiyal su kalitesine önemli ölçüde etki ettiğini göstermiştir (p<0,05) (Grafik 3.8).

Grafik 3.8. Acham'daki farklı boru su projeleri arasındaki karşılaştırma

Genel olarak değerlendirildiğinde ise iletim hatlarındaki akışın su kalitesini iyileştirdiği ve iletim hatlarındaki mikrobiyal su kalitesinin toplama alanındaki su deposundan mikrobiyolojik bakımdan daha iyi kalitede olduğu belirlenmiştir (p <0,05).

(43)

4. SONUÇ

Bu çalışmanın amacı Libya Ubari Gölü'ndeki mikrobiyal su kalitesini incelemek ve mikrobiyolojik su analizi, piyasa analizi ve davranışsal araştırma ile uzman görüşmelerini birleştirerek su kalitesinin nasıl arttıralabileceğine çözüm önerileri sunmaktaır. Bu ndenele farklı alanlardan örnekleme yapılma yoluna gidilemiş ve elde edilen verilere göre mikrobiyal kaliteyi etkileyen faktörler değerlendirilmeye çalışılmıştır.

Mikrobiyal analiz neticesinde Escherichia coli bakterinin su toplama alanında ve iletim hatlarında olduğu tespit edilmiş ve bölgede yaşayan haklın yaklaşık % 91 kadarının kullanılan bu su aracılığıyla Escherichia coli bakterisine maruz kaldığı belirlenmiştir. Bu durum mevcut su dağıtımında kullanılan iletim boru hatlarındaki hatalı tasarımların, eksikliklerin ve bakımsızlığın göstergesidir. Sonuç olarak su toplama alanlarında ve iletim hatlarına yapılacak iyileştirmelerle hem mevcut projenin başta mikrobiyolojik olmak üzere diğer bütün yönleri ile su kalitesini izleyebilmemizi sağlayacak hem de kontrol edilebilme imkanı sağlayacağı düşünülmektedir.

Çalışmadan elde edilen bulgular neticesinde; Libya'da içme ve kullanım sularının iyileştirilmesi üzerinde iki temel öneri geliştirilmiştir. Bu önerilerden ilki, su kaynaklarının standardizasyonunu ve kullanılan suyun miktarını, boru hattı projelerinde su kalitesini korumak ve yer seçimi, kaynak veya su kalitesi dahil aylık planların izlenmesi gibi mevcut Libya su tedarik sisteminin iyileştirilerek geliştirilmesidir. İkincisi ise, evlerin su arıtma ihtiyaçlarını karşılamak için köylerin varlığı/test edilmesi, kontaminasyona sebep olabilecek tehlikeli kaynaklardan su kullanımı alışkanlıklarının değiştirilmesi ve güvenli su yönetimi anlayışı oluşturulmasıdır.

(44)

KAYNAKLAR

Acharya, G. D., Hathi, M. V., Patel, A. D. & Parmar, K. C. (2008). Chemical properties of groundwater inBhiloda Taluka Region, E-Journal of Chemistry, 5(4), 792-796.

Alsalman, M. I., Mahabbis, T. M., Elkartehi, E. & Ali, A. (2005). Examine the efficiency of Phragmites australis plant and filaments algae for uptake of heavy metals from industrial water's, Journal of Industrial Research, 12(21), 46-63. Alsalman, M. A., Ibrahim, A. & Musbah, O. (2004). Preliminary Study to Evaluate the Ecological Role of Biological Filter in Water Recurrent 58 Station—in Sebha City—Southern Libya. Zarqa Journal for Research and Studies, 6(1), 177-195.

Al-Tomi, A. S. (2007). Manual of bacteriological examination of drinking water. Department of Microbiology, Biotechnology Research Center, Tripoli, Libya. APHA (American Public Health Association) (1998). Standard Methods for the

Examination of Water and Wastewater, 20th Edition. Edited by Lenore S. Clesceri, Arnold E. Greenberg & Andrew D. Eaton. Washington, DC, American Water Works Association (AWWA) and Water Environment Federation (WEF).

Awad, A. (1991). Technology of drinking and sewage waters in Arabic countries. Arabic Journal of Sciences, 9, 18.

Banciu, H., Sorokin, D. Y., Galinski E. A., Muyzer, G. R. & Kleerebezem, J. G. (2004). Thialkalivibrio halophilus sp. nov., a novel obligately chemolithoautotrophic, facultatively alkaliphilic, and extremely salt-tolerant, sulfur-oxidizing bacterium from a hypersaline alkaline lake. Extremophiles, 8, 325- 334.

Bentzon-Tilia, M., Sonnenschein, E. C. & Gram, L. (2016). Monitoring and managing microbes in aquaculture towards a sustainable industry. Microb Biotechnol, 9(5), 576–584.

Bin-Youssif, A. & Al-Falaha, B. (2002). The First National General Conference for the Environment which was held in Brak city, Libya, in 2002 to find out the level of heavy elements in the water and the sediments, and to assess the environmental role of the bio-filter attached to the Lake, and also to test the extent of validity of such sediments in enriching the area's sandy soil. The First National General Conference for the Environment.

Boros, E. (2003). Alkaline Lakes, In National Ecological Network. N. P.: Authority for Nature Conservation, Ministry of Environment and Water, 2/10/2019,

Şekil

Grafik 1.1. Göl Suyu Kullanımı
Şekil 1.1. Awbari Gölleri
Şekil 2.1. Awbari'yi gösteren harita  2.2. Uzaktan Algılama Görüntüleri
Tablo 2.1. Örnekleme alanları ve derinlikleri
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

ÖZELLEŞTİRİLMİŞ SEZDİRİM (particularized implicatures) Özelleştirilmiş sezdirim, genelleştirilmiş sezdirimin tersine, kendisini içeren sözcenin içinde bulunduğu

• Nozokomiyal enfeksiyonlar, febril nötropeni için imipenem/silastatin, meropenem, doripenem.. What are they

Bundan sonra 1871 tarihli bir iradeyle, Istanbulu Bağdata bağlıyacak olan ve Anadolunun ana damarı sayılan (Anadolu - Bağdat) demir yolunun inşası

Fethiye Belediye Başkanı Behçet Saatcı beraberinde İyi Parti Muğla Milletvekili Adayı Koray Hayvacı ve İyi Parti İlçe Başkanı Suat Aybek ve yönetimiyle 24

“Denize en çok Mavi yakışır” sloganıyla Bodrum Belediyesi tarafından bu yıl ikinci kez düzenlenen “Bodrum Deniz Dibi Temizlik.. Kampanyası” yerli yabancı turistlerin de

Yazın Güneş ışınları dünyaya dik olarak gelir.. Bir yılda elli iki

Hidrojen, gelece¤in enerji ve yak›t alternatifi olmaya aday en önemli madde ve halen hem ABD hem di¤er geliflmifl ülkeler, hidrojen ekonomisine geçifli sa¤layacak pek çok

Dehidrasyon (Doku ve hücredeki fazla suyu alma).. Dehidrasyon (Doku ve hücredeki fazla