• Sonuç bulunamadı

100. yıldönümü törenlerle kutlanacak

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "100. yıldönümü törenlerle kutlanacak"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T

T- ‘ÎD İ, X 3/1

Bir Okulun

100. Y ılı

u g ü n G alata saray Lisesi- S © A nin 100. k u ru lu ş yılı şen- I lik le ri başlıyor. O kuldaki C a a ^ geleneksel p ilâv ziy afeti ilr. açılacak k u tlam a tö re n le rin in a y la rc a süreceğini öğreniyoruz. T ü z yıl boyunca m em lek et k ü l­ tü r ü n e b ü y ü k h iz m e tle ri geçen b u k ö k lü m üessesem izle ö v ü n ­ m ek için m u tla k a o rad an y e tiş­ m iş olm ak gerekm ediğine ş ü p ­ h e y o k tu r. T e v fik F ik r e t ta r a fın ­ d an «B atıya açılm ış pencere» d i­ y e ta n ım la n a n G a la ta sa ra y ’ın çağ d aş u y g a rlığ a yetişm e çab a­ la rım ız d a b ir z a m a n la r önem li b i r ro l o y n am ak la b e ra b e r B a tı­ y a açılm ış p en cerelerim izd en ne b irin c isi ne de sonuncusu olm a­ d ığ ın ı b iliy o ru z. M alım ut II dev ­ rin d e k u ru la n «M ühendishane-yi B e rri-y i H üm ayun» ile «M ekteb-i T ıb b iy e-i Şahane» adındaki y ü k ­ sek o k u lla rd a B atıdan getirilm iş ö ğ re tm e n le rin bilgisinden y a ra r­ la n ıla r a k T ü rk gençleri çağdaş u y g a rlık ilk e le ri üzere y e tiş tiril­ m ey e başlanm ıştı. U y u ştu ru cu , h ay siy e t kırıcı istib d a t re jim in i alaşağı etm eyi hedef edinen h e r ay ak la n m a h a re k e tin d e ilk in s u ­ b a y la rın ve o n la rla b e ra b e r h e ­ k im lerin öncü o la ra k g ö rü n m ele­ r i bizde çağdaş u y g a rlığ a u la ş­ m a g a y re tle rin in n ered en b a şla ­ dığını g ö sterir. B a tıy a açılan b i­ rin c i p en cere H arbiye, İkincisi de Tıbbiye o lduğuna göre, G a­ la ta sa ra y M ekteb-i S u ltan isi ii- çüncü p en cere olm ak üzere Ab- dülaziz zam an ın d a açılm ış ve «H arb-i Umumî» so n ların a değin e lli y ıl boyunca ağ ab ey lerin in y a n ıs ıra T ü rk v arlığ ın a değerli h izm etlerd e b u lu n m u ştu r. P o li­ tik a d a olsun, h u k u k ta , ik tisatta, tic a re tte olsun, ed eb iy a tta, bi­ lim de ve felsefede olsun G alata­ sa ra y ’dan pek çok ünlü k işiler y etişm iştir, ö ğ re n im düzeyi b ir a ra lık öylesine y ü k selm iştir ki, G a la ta sa ra y ’ı b itirm iş olm ak h e ­ m en hem en ü n iv e rsite a y arın d a b ir öğrenim e eşit sa y ılır o lm uş­ tu r . B irinci C ihan Savaşından sonra, birçok k u ru lla rım ız gibi bu okul d a yorgun, bezgin d ü ş­ m üş, eski p a rlak lığ ın ı b ir hayli y itirm iştir.

Benim G a lata saray ’a ilk g iri­ şim M ütareke y ılla rın a ra s tla r . O rad a geçirdiğim b ir yıl b oyun­ ca çok acı çektim . Ne h azin d ir ki. o günlerden belleğim de ka­ lan acı an ılar zam an zam an h âlâ yüreğim i sızlatır.

İstan b u l so k ak ların d a yabancı ü niform adan geçilm iyordu. Yeni G ün gazetesi kapanm ış, babam A n k ara’ya kaçm ıştı. O kulun az ışıklı taş k o rid o rla rın d a , yüreğim b ir öksüz çocuğunki gibi ezik ve b u ru k , yapayalnız d o laştık larım ı hiç u n u tam am . F ran sızca ö ğ ret­ m enlerim izin çoğu R um du. Yu­ nan çizm esinin B atı A nadolu to p ­ rağını çiğnediği b ir sıra d a bu ad am lard an d e rs alm an ın b ir T ü rk çocuğuna verebileceği aza­ bı düşününüz. B elki n iy etleri kö­ tü değildi, am a gözüm gözlerine değdikçe h a k a re te u ğ ru y o rm u ş gibi olur, b ak ışların ın ağ ırlığ ı a l­ tın d a ezilirdim . O kul y ö n etim i­ nin desteğiyle, b ü y ü k s ın ıfla rd a ­ ki çocuklar b ü tü n u m u tla rın ı o günlerin biricik T ü rk dostn b ili­ nen P ie rre L otî’ye b ağ lam ışlar­ dı. Ü nlü F ransız yazarının im ­ zalı resm ini d a ğ ıtıy o rlar, onun k a n a tla n a ltın d a o k u la d ik ile ­ cek kem gözlerden k o ru n ab ile­ ceğim izi u m u y o rla rd ı. (P ie rre L oti’nin son sın ıf öğrencilerine verdiği fotoğrafın o rijin ali G a­ latasaray M üzesindedir.)

B ir gün bizim sınıfa yüksek rü tb e li b ir F ran sız subayı geldi. Rum öğretm enle to k a la ştık ta n

NADİR NADl

(Devam ı Sa. 7, Sü. 4 te )

İstanbul

Lisesi de

84 yaşında

Cem ATABEYOĞLU

G

alatasaraylIlar bugün gele­neksel p ilâv lan ile okulla­ rının yüzüncü yıldönümü şenliklerini açarlarken, İstanbul

Liseliler de aşure kâselerinin b a ­ şında okullarının 84 üncü yaşını kutlayacaklar...

M em leketim izin en eski ve en ünlü yuvalarından biri olan İstan b u l E rkek Lisesi, her dalda yetiştirdiği sayısız değerleriyle ol­ duğu k ad ar «İstanbul LiseliUk» m efhum unun doğduğu yer olması bakım ından da haklı b ir g u rur 1- çinde bulunm aktadır.

______ (Arkası Sa. 7, Sü. 1 M

100’üncü

yıldönümü

törenlerle

kutlanacak

T ürkiye’nin m edeni anlam da ilk lisesi olan G alatasaray Ll- sesi’nin kuru lu şu n u n 100 üncü yıldönüm ü, bugün başlayacak tö ren lerle k u tlan acak tır. Eski G alatasaraylIların «Pilâvı ka­ şıklam aları» ile açılacak olan 100 üncü yıl program ı, birkaç ay sü re ile devam edecekti»-. Bu ara d a İsta n b u l’u ziyaret e- deceği bilinen Fransa Devlet Başkanı G eneral De G aulle’ün de G alatasaray Lisesi progra- G alatasaray Lisesi yeni öğrencilerinden biri, elinde G alatasaray ’uı m m a E kim ayında katılacağı ilk aldığı k u p a olduğu halde, takım ın son aldığı kupanın içinde... ve lisede b ir konuşm a yapaca-Yeni öğrencinin üzerindeki kıyafet, Lisenin «Sultanî» olduğu devrin ğı beklenm ektedir,

kıyafetidir. (F o to ğ ra f: S e lâ h a ttin G tZ ) (Arkası Sa. 1. Sü. 6 da)

G alatasaray Lisesine iiç yıldan beri kız öğrenci alınıyor. İşte G alatasaray ’ın «200 iincii yılında pilâvı biz de kaşıklayacağız» diyen üç yıllık k ız la rı... (F o to ğ ra f: S e lâ h a ttin GİZ)

‘Galatasaray’ı biz de en az

enlaı

kadar

tem sil

edeceğiz,

O rtaköy sahilleri... Beyaz fenerlerle süslü bir yalı... Bahçesin­ de göğüsleri «G S» arm alı üniform a giymiş kızlar... Ve 100 senedir «erkeklerin» lisesi olan G alatasaray için ne diyorlar:

«100 üncü yılda pilâvı koca bir masanın etrafına dizilip erkek erkeğe kaşıklıyorlar ama, görecekler ki 200 üncü yıldönüm ünde de Galatasaray Lisesinde kızlar erkeklerden çok olacak!..»

A rtık «asırlık» unvanı da a- lan em ektar G alatasaray Lise­ sine üç senedir «kadın ayağı» gireli-beri, erkek öğrencilerin «bozulmasına» karşılık, kızlar göğüsleri gururla kabarıp. «Biz de G alatasaray’ı en az onlar k adar temsil edeceğiz» derler... Şimdilik üç sınıfta ve 1500’e yakın genel toplamın sadece 32 tanesi olan G alatasaray’lı kızlar, o asil yalıda, G alatasa­ ray ’ı gözleri parlayarak anlat­ tılar. Hep bir ağızdan, neşeli çığlıklarla, 100 yıllık liseyi, şimdiki durum u ile ve kendile­ ri de dahil olduğu halde, ba­ kın nasıl görüyorlar:

BİR

ASIR

-Yazan:-Vehbi

B E L D A

Elimizdeki kitap P aris’te 1853 de basılm ıştır. Adı «Lettres sur la Turquie» dir. (Yazan: A. UBİCÎNÎ). Fakat bu ikinci baskısıdır.

Ubicini T ürkiye’de ^ sene

kalmış, örf ve âdetlerim izden, ihracat ve ithalâtım ıza kadar 19 uncu yüzyıl Türklerini bütün tafsilâtı ile tetkik e t­ miştir. Eserinin ikinci cildi Türklere aittir ve 600 sahile­ dir. Bu eser o derece önem­ lidir ki, yakm şark ülkeleri­ ne tayin edilen Fransız diplo­ matlarının m utlaka bu eseri okumaları gerekmiş olduğu yazılıdır.

1850 yıllarındaki nüfusum uz ve ır k la r hakkında ilginç bilgiler v a rd ır. (Genel n üfus 35 milyon, (Arkası Sa. T. SU. t da)

«Bu kadar seneden beri erkekle­ rin kurduğu Galatasaray havasını bozmamak için, biz kızların ne kadar gayret ettiğini kimse inkâr edemez... Doğrusu okulun kapı­ sından dışarı çıktığımız zaman, formalardaki arm ayı görenlerin (Aaa! bak. G alatasaraylI b ir kız) demeleri, çok biiyük zahmetlere değer ama, bu liseye kız olarak kabul edilmek de çok zor... Biz, kızlar, G alatasaraylI erkeklerden çok mem nunuz. Hele böyle ünlü bir lisenin ilk kız talebeleri olmak, bizi daha da memnun ediyor... Amma Bir de şu eşitlik doğsa ..

(2)

Bir O kulun

100. Yıiı

(B aşm ak aled en d evam ] sonra s ıra la r a ra s ın d a d o laşırk en benim önüm de d u ra ra k «Adın ne? kav yaşındasın?» gibi so ru ­ la rla beni sın av a kalk ıştı. Ne y a ­ pacağım ı şaşırm ış, o tu rd u ğ u m yerde başım iiniime eğik, büzül­ m üştüm . B ird en Kum öğ retm e­ nin sesi k u la k la rım d a çınladı :

— A yağa k a lk !

d iy o rd u . A yağa kalkm adım . V avaş y av aş başım ı k a ld ıra ra k acı dolu gözlerim le ö ğretm ene değil, F ran sız su b a y ın a b aktım . S ubay a n lam ıştı. B eni kendi h a ­ lim e b ıra k tı.

B irkaç gün so n ra babam bizi A n k ara’ya ald ırd ığ ı zam an sa n ­ ki d ü n y a la r benim olm uştu. 1020 y ılla rın ın A n k arasın ı b u g ü n ü n gençleri h a y a lle rin d e bile k u ra ­ m azlar. B a ta k lık la r o rtasın d a, sü p ü rg e yüzü görm em iş tozlu so k ak ları, k erp iç ev leri ile ba­ kım sız, v ira n b ir kasaba.

B ir sü re o rad a o rta o k u la de­ vam ettim ve in an ın bana, çok m u tlu oldum . C ebecideki b a ra ­ ka y apının s a ra y la rı k ıs k a n d ıra ­ cak b ir ferah lığ ı v ard ı. B arak a okulu sev iy o rd u m , k alp ak lı öğ­ re tm en lerim i seviyordum , sınıf a rk a d a ş la rım ı seviyordum .

T e k ra r G a la ta sa ra y ’a d ö n d ü ­ ğüm de d u ru m a rtık değişm işti. O yıl Y unan o rdusu denize dö­ k ü ld ü . B ir yıl so n ra C u m h u riy e t ilân o lundu. Ve B atıya açılan birinci pen ceren in y etiştird iğ i k ah ram an A ta tü rk y u rd u n b ü ­ tü n pen cerelerin i B atıy a açtı.

NADİR NADİ

G a la ta s a r a y 'ı

I Başta rafı ı mcı Sahıtcde) Bir de kızların erkeklerle aynı sa­ yıda olacağı günler gelse... Semte adını veren Lise binasının içinde sadece erkek sesleri değil de, kız sesleri de caddeye taşsa... O za­ man dalıa memnun olacağız.»

O nlar böyle derken, eski G alata­ saraylIlardan olan öğretmenleri atılıyor, «Lâfa bakın siz... Biliyor musunuz, o (G alatasaray havası)- nın kurulm ası için 100 sene geç­ m iştir ve onu erkekler kurm uş­ tur!

«Olsun» diyor kızlar, «Biz de 200 üııcii yılda aynı havayı kurar, ama o masanın etrafına, kaşıkla­ rımız elimizde, erkeklerle birlik­ te otururuz ...»

Daha Orta Okul öğrencisi olan G alatasaray’ın kızları, okullarını anlatırken, belli belirsiz bir gu­ ru r; aynı zamanda da bir kızgınlık içindeydiler. G u ru rlu olduklarını kendileri söylüyorlar... K ızgınlık­ larının sebebi ise, o büyük lisenin, çok eskiden içine aldığı kişilerin hep erkek oluşu ve şimdi duyduk­ ları «GalatasaraylI gururu» nda kendilerinin b ir payı bulunm ayı­ şı...

T ürkiye’ye, şu yüzyıl içinde, bütün şerefli m eslekler için m u­ azzam bir kadro yetiştiren G ala­ tasaray, şimdilik O rtaköy sahille­ rinin romantik atm osferinde giz­ lediği kızlarını da yurdun «sanat­ çı kadrosu» için hazırlam akla .. Bir Hülya Tanı-ıöver var, henüz orta birinci sınıfta iken duraksız konuşabilen bir hatip, m üthiş bir kalem e sahip... Bir Çiğdem Poy­ raz var. öğretmeni onun için. «Han gi tarafını söyliyeyim?» diyor, «Ses, şiir, müzik, resim ..» Boğaz sularına bakıp, sanatçı oluyorm uş G alatasaray’ın kızları...

Ve, artık «derslerini kaynatm a­ mak» için yanlarından ayrılırken, ardım ızdan seslendiler: «Ne olur yazar mısınız, biz G alatasaray’ı cok seviyoruz ama. erkekler gibi biz de bu lisenin (BİZF. AİTl ol­ duğunu hissetmek istiyoruz... Söy­ leyin onlara, bizi de içlerine a l­ sınlar...»

I3ir

( B a ş t a r a l ı ı inci Sıabıtede)

T ürk 12, Yunan 2, Erm eni 2. İs­ lav 6, Rumen 4, K ürt 1 milyon vesaire. )

İthalât ve ihracat için yazar T ürkiyede istatistik ler bulam a­ yınca, Türkiye ile ticaret yapan m em leketlerin güm rük kayıtların­ dan istifade etm iş. E serin 401 in­ ci sahifesinde verdiği bılgıve gö­ re, ithalâtım ız toplam 257 m il­ yon frank, • ihracatım ız ise 483 milyon fra n k tır, th ra c a u n bu­ günkü yaklaşık değeri 20 m ilyar lira.

E serin 213 üncü sahıfesl eğiti­ me a ittir. Y üksek tahsil kısm ın­ d a S ultan M ahm ut tarafın d an G alatasarayda bir tıp m ektebi kuru ld u ğ u ve iki kısım dan teşek ­ kül ettiği yazılıdır. Birinci kısm ı (asıl bizi ilgilendiren) tıp tah si­ linden evvel yapılan section pre- p arato in hazırlık eğitim kısm ı­ dır. U bicini, bu kısım hakkında birinci sınıf b ir secondaire m ek­

tep olduğunu yazm aktadır. Öğ­

renci sayısı ilk kısm ında 241, tıp kısm ında 169 dur. Bütün öğ­ renciler b o u rsier parasızdır. M üs lim ve gayri m üslim arasın d a ayırım yapılm adan alın m ak tad ır. B urada en önem li bilgiye geliyo­ ruz. Ö ğretim kısm en tü rk çe ve kısm en de fransızcadır. Mektep­ te ayrıca şu ek faaliyet vardır:

A şı b ü ro su 1851 yılında 12000 kişiye aşı yapılm ıştır. G azette medicale de C onstantinople (Is ­ tanbul T ıp gazetesi) yayın kısm ı. T abiî ilim le r ve fizik kısm ı. B ir de d ispanser.

K itab m 551 inci sahifesinde m ektebin faaliyeti hakkında pe- dişaha verilen fransızca ra p o r yazılıdır.

PA D İŞA H A VERİLEN RAPOR

Bazı yerlerini özetle alıyoruz : M ektep haşm etli pederinizin İs­ lâ h a tta n so n ra ilk fenni tesisi­ d ir. M ektep ilk zam anlar fena ve d a r b ir binada faaliyet gösterdi, so n ra G alatasaray güzel tesisine geçti. (Bel E tablissem ent) güzel m üessese tâ b iri kullanıldığına gö re bina 100 yıldan evvel güzelli­ ği İle m eşhurm uş. Bu tarih ten so n ra m ektepten çık an lara dok­ to r İsmi verildi, tik zam anlar te d risa t y a n T ü rk ve yarı fran- sızca idi. F ak at tü rk çe bilm e­ yen hocaların tü rk çe d e rs ver­ m ek m ecburiyeti ve fransızca çok az bilen öğrencilerin fran sızca d ersleri tak ip etm ek nıec •buriyeti çok güçtü. Bu sebeple

kısa bir te re d d ü t devresinden so n ra bilhassa tıp eğitim i için tü rk çe k itap bulunm ayışı dolayı siyle ilk kısım da fransızca öğre­ tilm esi k a ra n verildi. Raporda sınıfların mevcudu hakkında ra ­ k am lar vardı.

Section p rep arato in denilen kısm ın birinci sınıfında 27 öğ­ renci, 2 ncide 28, 3 üncüde 28, tıp kısm ının cerrah i bölüm ünde 47, tıp bölüm ünde toplam 122 dlr.

T ıp meclisi reisi (şeflı olarak İsm ail H akkı Paşadan çok iyi b ir tek ild e b a h se d ilm e k te d ir,.

asar

Bu su retle G alatasarayda 116 se- ne evvel fransızca eğitim yapıl- 1 m ış olduğu anlaşılm aktadır.

K U ŞA KTAN K UŞAĞA G alatasarayda b ir ru h vardır ki, yüzyıllar boyu kuşaktan ku­ şağa geçm iştir. Bu ru h u taşıyan­ lardan b iri de Sadrazam Melek A hm et P aşadır. 1604 de doğm uş­ tu r. 13 yaşında iken o vakit bir j enderun m ektebi olan G alatasa ra y ’a g irm iştir. H erkese isim ta- , kıldığı gibi ona da Malak ( Man- j d a yavrusu) ism i tak ılm ış ve Ma­ lak A hm et d en m iştir. F akat se­ n eler geçip adam olm ağa başla­ yınca lâkabı ayıp olm asın diye M elek’e çevrilm iş ve Melek Ah­ m et P a şa diye tanınm ıştır.

E ski kıym etli m üdürüm üz m er hum Fethi İsfendiyaroğlu. kita­ bında ondan bahsederken çalış­ kan, uslu, güzel ve güler yüzlü idi diyor. 4 üncü M uradın kızı Kaya S u ltan la evlenm iştir. Oku­ m a • yazm a bilm eyen Sadrazam lar yanında k ü ltü rlü Melek A h­ m et P aşa, vezirler serisinde b ir aydınlık gibi geçer.

100. yıl

(B a şta ra fı 1 inci say fad a) G alatasaray Lisesinin 100 üncü yılı m ünasebeti ile b ir «100 üncü yıl» kom itesi k u ru lm u ş ve bu kom ite, G eneral De G aulle’Un ge­ liş ta rih i ile G alatasaray’ın 101 İn­ ci eğitim yılm a başlam a törenle­ rinin aynı zam ana raslatılm asm ı k a ra rla ştırm ış tır.

E k im sonuna k a d a r sürecek o lan k u tlam a program ında, çeşit­ li sp o r gösterileri, sergiler, san- tra n ç gösterileri, konserler ve edebiyat geceleri, «GalatasaraylI s a n a tk â rla r geçidi» yer alm ıştır. P ro g ram d a yer alan bütün san at­ çılar, sp o rcu lar ve sergi sahipleri. G alatasaray'ın 100 yıl içinde ye­ tiştird iğ i ve şim di iş hayatına a- tılm ış olan kişiler olacak, bu ara ­ da d a «G alatasaray’dan mezun olanların eserleri» konulu biri tek n ik, diğeri İse edebiyat alanında iki büyük sergi açılacaktır

Lise ilgilileri, 100 yıl içinde Ga la ta sa ra y ’m özellikle sp o r alanın­ da b üyük başarı gösterdiğini ve 1300’ü aşkın kupa aldığım söyle m işlerdir.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Several complications are associated with pierced ears: local infection, bifid earlobe, allergy, keloid or cyst formation, sarcoid granuloma, hematoma, embedding, and inhalation of

Two rationales can be extended for transformational leadership for NGOs: (1) due to the voluntary nature of nonprofit activities and practices, they are more open to

Anne-babanın eğitim durumu sürekli değişken olarak alınmak suretiyle gerçekleştiri- len pearson korelasyon analizi sonucunda da anne-babanın eğitim düzeyi ile öğrencilerin

) Türk tiyatrosunun ünlü aktörü Vasfi Rı­ za Zobu, iki bin kitaplık kütaphanesini Marmara Üniversitesi Fen ve Edebiyat Fakültesi'ne bağışladı. Fen ve Edebiyat

1-(4,7-Dihidro-[1,3]dioksepin-2-il)-propan-2-on‟un dmdm ile reaksiyonu sonucu ise, karbonil ylid üzerinden oluşmuş  -hidrojen eliminasyonu ürünü tek ürün olarak ele

On hastanın tanısı, polimeraz zincir reaksiyonu (PCR) yöntemiyle KKKA virusu (CCHFV) RNA pozitifliği gösterilerek; PCR-negatif olan 2 hastada ise ELISA yöntemiyle anti-CCHFV

Bu çalışmada İzmir ilin- de düşük ve orta sosyoekonomik düzeyde olan bir bölgede farklı yaş gruplarında hepatit A seroprevalansının prospektif bir saha

Çalışmada; elli adet baharat türünden hazırlanmış olan etanol ve aseton ekstraktlarının antimikrobiyal etkileri, in-vitro olarak disk difüzyon ve agar dilüsyon metoduna