• Sonuç bulunamadı

İstanbul'dan 'saçları saman sarısı, kirpikleri mavi' bir kadın geçti:Nazım'ı Vera anlatıyor

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İstanbul'dan 'saçları saman sarısı, kirpikleri mavi' bir kadın geçti:Nazım'ı Vera anlatıyor"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

‘ÇAĞININ VİCDANIYDI!- Vera, Nâzım için “O bir kahraman, çağının vicdanıydı. Ona Meksika, Tayland gibi dünyanın her ülkesin­ den üzerinde sadece ‘Nâzım Hikmet, Sovyet- ler Birliği’ yazan mektuplar gelirdi” diyor.

İstanbul'dan \saçları sam an sarısı

,

kirpikleri m avi9 bir kadın geçti

Nâzım’ı \fera anlatıyor

MUHARREM AYDIN

İstanbul’dan “ Saçları saman sarısı, kirpikleri mavi” bir ka­ dın geçti. Nâzım Hikmet’in bu sözlerle tanımladığı son eşi Ve­ ra Tulyakova şairin vasiyeti üze­ rine geldiği İstanbul’da Boğaz’- da balık yedi, rakı içti. Dost sohbetlerinde hep Nâzım’ı an­ lattı. 27 yıllık bir hasretten son­ ra Türkiye’ye gelmekten son de­ rece mutlu olduğunu belirten Vera’dan, Nâzım Hikmet’in bi­ linmeyen yönlerini dinliyoruz:

“ İstanbul olağanüstü bir et­ ki uyandırdı bende. Boğaz’ın kuşattığı İstanbul hep Nâzım’- ın düşlerindeydi. O her sabah İstanbul’la ilgili bir anıyla baş­ lardı güne. Ölünceye kadar da bağlı kaldı şehrine...”

Nâzım Hikmet’in ölümünden Radyo fabrikasının işçileri Nâ- Nâzım Hikmet’in müzik ve sonra İstanbul’un kendisinden zım için özel bir alıcı yaptılar, edebiyat ilgisini Vera şöyle dile gittikçe uzaklaşmaya başladığını Türkiye’ye dönük bu alıcıyla 12 getiriyor:

söyleyen Vera, “ Büyük bir şai- yıl ülkesini izledik. Moskova’- ‘‘Her türlü Türk müziği, Ru- rin ölümünden sonra sessizlik daki evimizi müze yapmak için hi Su bütün rekabetlerin ötesin­

deydi ona göre. Dostoyevski’yi severdi. Ben ayrıca ona Puşkin sevgisini aşıladım. Onu âşık et­ tim Puşkin’e. Bir gün şaka yol­ lu bana takıldı: ‘Öteki dünyada tekrar evlenmen gerektiğinde benimle mi yoksa Puşkin’le mi evlenirsin..?’

Shakespeare’e Tanrı gibi hay­ randı. Sizden ise Aziz Nesin, olur bizde. Nâzım ölünce de çalışıyorum. Kısa bir zaman Fakir Baykurt, Yaşar Kemal, böyle oldu. 7 yıl sonra kapımı- sonra oraya gelip Nâzım’ın oda- Orhan Veli ve Melih Cevdet An- zı Türkler çalmaya başladı” di- sini gördüğünüzde bu eski mo- day’ı okurdu. Rusça ve Fransız-

yor ve ekliyor: da büyük radyoyu fark edecek- çayı çok iyi konuşur, İngilizce “ Nâzım’ın Moskova’ya gel- siniz. Göreceksiniz ki o radyo- ve Almancayı az konuşur, ama dikten sonra ilk istediği şey ba- da Nâzım’ın kulağının izleri iyi anlardı,

na bir radyonun sağlanmasıydı. var.” (Arkası Sa. 9. Sü. 8 ’de)

^B oğaz’ın kuşattığı İstanbul hep

Nâzım’ın düşlerindeydi. O her sabah

İstanbul’la ilgili bir anıyla başlardı

güne. Ölünceye kadar da bağlı kaldı

(2)

Nâzım ’ı Vera

(Baştarafı 1. Sayfada)

Hitler’den nefret ederdi, ama VVagner’i dinlerdi hep. Çay- kovski’ye hayrandı, ama Stalin, Kruşçev ile diğer bakanların Çaykovski’yi sabahtan akşama kadar radyoda çaldırmalarına çok kızardı.”

En sevdiği tarafının iyiliği ol­ duğunu vurgulayan Vera, Nâ­ zım’ı anlatmayı sürdürüyor:

“ Türk erkekleri gibi çok kıs­ kançtı. Her yere ışık gibi girer­ di ve kadınlar o girdiğinde akıl­ larım kaçırmış gibi olurlardı. O bir kahraman, çağının vicdanıy­ dı. Ona Meksika, Tayland gibi dUnyanın her ülkesinden üzerin­ de sadece ‘Nâzım Hikmet, Sov- yetler Birliği’ yazan mektuplar gelirdi.”

Nâzım’ın, sevgilisine kaçan kocasını yuvasına dönmesi için ikna etmeye çalışan kadınların, âşık olduğu kızı ailesinden iste­ mesini rica eden gençlerin yar­ dımlarına koştuğunu, birçok t yöneticiye işe almaları için işçi­ lerin eline yardım dilekçeleri verdiğini anlatıyor Vera.

Vera, Nâzım’ı anlatırken tek­ rar o günlere dönüyor sanki. Sözlerini şöyle tamamlıyor:

“ Nâzım’dan bahsederken hep düşündüğüm şey şudur: ‘Onun Türkiye'den uzakta bir izolas­ yon, bir yalıtım halinde yaşama­ sı ne kadar güç bir şey. Ama o her anında ülkesinin propagan­ dasını yaptı.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Tablo 8: "Türk iĢletmeleri yabancı sözcük içeren marka adını dıĢ pazara açılırken tercih etmemelidir." Fikrine Katılma Düzeyi Türk işletmeleri yabancı sözcük içeren

Kassing ve Avtgis [11], içsel kontrol odağına sahip çalışanların orta derece ya da dışsal kontrol odağına sahip çalışanlardan daha fazla açık muhalefet

İnsanlığın başlangıcından bugüne değişime uğrayan doğada görülen farklılıklar, değişen toplumsal değerler ve doğa insan ilişkisi ve sanat- sal

Sabık serasker ve Tophanei âmire müşiri Ali Saip paşanın hafidi ve Sa­ di paşanın ikinci oğlu Osman bey, etrafa bambaşkalık, yepyenilik olsun diye

I ye giden Fikret Mualla, Münih Akademisi afiş ve desinatör- lük bölümünde bir yıl çalıştık­ tan sonra Berlin Güzel Sanat­ lar Akademisl’nde Prof. Arthur Kamph

Nine apansızın ölüp varı yo ğu ka­ panım elinde kalınca baskısız kalan Sadi, K avuklu H am dinin orta oyun­ larında, Şevkinin tiyatrosunda aktör lüğe

A number of independent practice tasks can be suggested for the client following the first consultation, for example, collection of stuttering severity scores during everyday talking

BEN DE FOTOĞRAFINI ÇEKİYORUM — Sami Güner’e göre Yunus Emre’den Tlırgut Uyar’a şairler, insanın ve doğanın şiirini yazıyor, kendisi de fotoğrafını