1907-1908 sezonunda İstanbul Futbol Ligi'nde şampiyon olan Galatasaray futbol takımı, o sıralar mektep müdürü olan şair Tevfik Fikret'le birlikte. Üst sıra (soldan): Adnan, Milo, Ali Sami, Ahmed Robenson, Asım Tevfik, Emin Bülent, Flamid Flüsnü, Flasan Fuad. Orta sıra: Celal, Mahir, Tevfik Fikret, Haşan, Bekir. Alt sıra: Hures, İdris.
R
uşen Eşref Ünaydın, Galatasaray veFutbol -Hatıralar- adlı kitabında (Yenilik Basımevi, 1957) bu fotoğrafla ilgili anılarını şöyle anlatır:
"[Galatasaray] gene o rejim altında bu yabancı ve yerli âlemi de yenerek, Türk Istanbulun
futbol liginin ilk Türk şampiyonu olmaya doğru yol aldı.
Ve murâdına işte tam meşrutiyetin ilk yılın daki spor mevsiminde erdi.
Gazetelerinde 'nikâh, velfme ve hitan' dışında cemiyet sözünü bile yazdırmaz ettirmez istibdadın mantıksız yasağına ayak direyerek kayıtsız, nizamnâmesiz, izinsiz oynar bir savaşçı topluluk
olmakdan Galatasaray işte o yıl çıktı; cemiyetler kanununa göre siciline kayıtlı, müsaadeli, meşru bir spor kulübü oldu: meşru ve meşhur!..
Lisenin spor müzesinde ve bizlerin evlerimizde bir fotoğrafı vardır ki daha yukarılarda bir nebze tasvir etmiştim. Ona ben, gönlüme hâlâ gençlik heyecanı ve başarı gururu duyuran şanlı olayın solmaz belgesi diye baktığım kadar memleke timizdeki sportif ve sosyal zihniyet
tekâmülünün bir anıdı diye de bakıyorum... Orta yerde en önde 'şild', zaferin ışığı gibi parıldıyor. Galatasarayın, spordaki kazancının başarısı hakkı olarak aldığı bu mükâfat, fethedilen bir kalenin anahtarı gibi mânâlı görünüyor...
Zaten bu resim, gözde, Galatasaray'ın baştan başa bir çok ilkliğini ve birinciliğini bir araya toplamış bir sembol demeti gibi
büyümektedir: 'Şild'in arkasında ortada oturan insan, o tarihden yirmibeş otuz yıl önce kendi sınıfının birincisi olarak bu liseden diploma almış bir GalatasaraylIdır. Bu resimden iki, iki buçuk yıl önce ilkin onun:
'Millet yoludur, hak yoludur tuttuğumuz yol' 'Ey hak yaşa, ey sevgili millet yaşa, var ol'
diye haykıran sesi Resne dağlarını çınlatmıştır; o ses ki en koyu istibdâd günlerinde haykıra haykıra millete, kendini sarmakta olan 'Sis'i bildirmek cesaretinde bulunmuştu. İşte o resimde, kulübün zafer armağanının başucunda o sesin sâhibi; Galatasarayda, yeniçağı ilk açmış, Galatasaray idaresini ilk büsbütün
Türkleştirmiş; mektebin ikinci müdürlüğüne ilk Türk ikinci müdür olarak Salih Keramet Nigâr'ı getirmiş; ilk Türk birincisi Galatasaray futbol kulübünün ilk fahrf başkanı olmuş; modern bir anlayışla spora, futbole ve kulübe koruyucu kanadını açmış büyük şâir ve inkılâba müdür Tevfik Fikret oturuyor!.. Gene o resimde, Tevfik Fikret'in arkasında ayakta duran futbolcular arasında bir başka genç şâir daha var: meşhur 'Kin' ve 'Hisarlara karşı'nın şâiri ve Galatasaray "tim'inin ilk Türk kaptanı Emin Bülend!.. Bir de en arkada sivil geyimliler arasında Galatasaray futbol kulübünün kurucu başkanı Ali Sâmi Yen!.. Eli kalem tutar, dili söz eder Ali Sâmi Yen...
İşte koruyucu müdürü, kurucu başkanı, ilk Türk kaptanı ile bir zaferi gözlerimiz önünde
hâlâ diri tutan o resim, konuşan bir târihtir... Solmayacak bir anlamı bütünü ile belirten o belge diyor ki: 'Galatasaray, bu memlekette ilk Türk futbol kulübüdür; gösterdiği şu takım ise, işte, Türkiyenin ilk Türk birincisidir.'
Galatasaray -biraz önce de dediğim gibi- bu murâdına Meşrûtiyet'in ilk yılı erdi;
gerçekten, (1908-1909'da) memleket parlamentoya yeniden kavuştuğu yıl, Galatasaray da şampiyonluğa, bu şampiyonlukla birlikte 'meden; hak'ka kavuştu; yâni mektep ve hele hükümet idâresi ile kovalamaca ve kaçmaca, birbirinden sakınmaca ve saklanmaca devrinin artık bir daha dirilmemek üzere sona erdiği yıl... Doğrudan doğruya lise müdürünün kulübe fahrf başkan olduğu yıl..."
(Orijinal metindeki imla korunmuştur.)
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi