• Sonuç bulunamadı

Tarım ve tarım dışında çalışan Suriyeli mültecilerin sosyo-ekonomik yapısı ve sorunları; Konya ili örneği

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Tarım ve tarım dışında çalışan Suriyeli mültecilerin sosyo-ekonomik yapısı ve sorunları; Konya ili örneği"

Copied!
92
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ FEN BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

TARIM VE TARIM DIġINDA ÇALIġAN SURĠYELĠ MÜLTECĠLERĠN SOSYO-EKONOMĠK YAPISI VE SORUNLARI;

KONYA ĠLĠ ÖRNEĞĠ

MOUAZ ALHABAL YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

TARIM EKONOMĠSĠ ANABĠLĠM DALI

Temmuz-2019 KONYA Her Hakkı Saklıdır

(2)

TEZ KABUL VE ONAYI

Mouaz ALHABAL tarafından hazırlanan “ Tarım ve Tarım DıĢında ÇalıĢan Suriyeli Mültecilerin Sosyo-Ekonomik Yapısı ve Sorunları; Konya Ġli Örneği ” adlı tez çalıĢması 04/07/2019 tarihinde aĢağıdaki jüri tarafından oy birliği / oy çokluğu ile Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Tarım Ekonomisi Anabilim Dalı‟nda YÜKSEK LĠSANS olarak kabul edilmiĢtir.

Jüri Üyeleri Ġmza

BaĢkan

Prof.Dr. Kenan PEKER ……….. DanıĢman

Prof.Dr. Cennet OĞUZ ………..

Üye

Prof.Dr. Yusuf ÇELĠK ………..

Üye

Prof. Dr. Kenan PEKER ………..

Yukarıdaki sonucu onaylarım.

Prof. Dr. ……. …….. FBE Müdürü

(3)

TEZ BĠLDĠRĠMĠ

Bu tezdeki bütün bilgilerin etik davranıĢ ve akademik kurallar çerçevesinde elde edildiğini ve tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalıĢmada bana ait olmayan her türlü ifade ve bilginin kaynağına eksiksiz atıf yapıldığını bildiririm.

DECLARATION PAGE

I hereby declare that all information in this document has been obtained and presented in accordance with academic rules and ethical conduct. I also declare that, as required by these rules and conduct, I have fully cited and referenced all material and results that are not original to this work.

Mouaz ALHABAL 04/07/2019

(4)

iv ÖZET

YÜKSEK LĠSANS

TARIM VE TARIM DIġISNDA ÇALIġAN SURĠYELĠ MÜLTECĠLERĠN SOSYO-EKONOMĠK YAPISI VE SORUNLARI; KONYA ĠlĠ ÖRNEĞĠ

MOUAZ ALHABAL

Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Tarım Ekonomisi Anabilim Dalı

DanıĢman: Prof. Dr. Cennet OĞUZ

2019, 79 Sayfa

Bu çalıĢmada Konya ilinde yaĢayan, tarım ve tarım dıĢında çalıĢan Suriyeli mültecilerin sosyo-ekonomik yapıları analiz edilerek, Konya bölgesinde Suriyelilerin temel sorunları ve çözüm önerileri amaçlanmıĢtır. ÇalıĢmanın örnek hacmini Konya ilinde yaĢayan Suriyeli mültecilerden basit tesadüfi olasılık örnekleme yöntemine göre seçilen 136 kiĢi oluĢturmaktadır. Bu örnek hacminin 30‟u tarımsal faaliyetlerde çalıĢmakta ve 106‟sı ise tarım dıĢı sektörlerde çalıĢmaktadır. ÇalıĢma kapsamında yapılan anketler bizzat araĢtırıcı tarafından yapılmıĢ olup veriler 2017-2018 dönemini kapsamaktadır. AraĢtırma alanında tarım dıĢı sektörlerde çalıĢanların ortalama nüfusu 3,95 olup bunun %51,07‟sini erkek, % 48,93‟ünü kadın nüfus oluĢturmaktadır. Tarım sektöründe çalıĢanların ise ortalama nüfusu 2,77 kiĢidir. Bunun %61,45‟ini erkek ,%38,55‟ini ise kadın nüfus oluĢturmaktadır. AraĢtırma alanında tarımsal faaliyetlerde çalıĢan nüfusun %59,19‟u fiilen çalıĢan nüfus olan aktif nüfustan oluĢmaktadır. Tarım dıĢı sektörlerde çalıĢan nüfusun ise %61,45‟i aktif nüfustur. AraĢtırma alanında hanehalklarının yaĢadıkları problemler ve ihtiyaçların belirlenmesinde faktör analizi kullanılmıĢtır. Analiz sonucunda 6 değiĢken faktör belirlenmiĢ olup bu değiĢkenler; temel ihtiyaçlar, sosyal ihtiyaçlar, ekonomik sorunlar, sosyal sorunlar, sağlık sorunları ve uyum sorunları olarak adlandırılmıĢtır. AraĢtırma alanında hanehalklarının sorunlarının derinliğini ve etki derecesini ölçmek için regresyon analizi yapılmıĢtır. Modelde bağımlı değiĢken olarak AraĢtırma alanında hanehalklarının gelirleri, bağımsız değiĢken olarak ise temel ihtiyaçlar, sosyal ihtiyaçlar, ekonomik sorunlar, sağlık ve uyum sorunları alınmıĢtır. Buna göre, 5 değiĢkenden 3‟ü anlamlı bulunmuĢtur. Analiz sonucunda temel ihtiyaçlar, sosyal ihtiyaçlar ve ekonomik sorunlar (p<0,01) %1 önem düzeyinde istatistiki olarak anlamlı bulunmuĢtur.

(5)

v ABSTRACT

MASTER THESIS

The SOCIO-ECONOMIC STRUCTURE AND PROBLEMS OF SYRIAN REFUGEES WORKING ON AGRICULTURE AND OFF FARM WORK; THE

CASE STUDY OF KONYA PROVINCE

MOUAZ ALHABAL

The Graduate School Of Natural And Applied Science Of Selcuk University The Degree Of Master Of Science

Department Of Agricultural Economics

Advisor: Prof. Dr. Cennet OĞUZ

2019, 79 Pages

This study aims to determine the basic problems and provide solutions for Syrian refugees living in the province of Konya working in agricultural and non-agricultural sectors by analyzing their socio-economic structures. The sample size of the study consists of 136 people selected by the simple random probability sampling method among the Syrian refugees living in Konya. 30 of this sample volume works in agriculture and 106 works in non-agricultural sectors. The surveys conducted within the scope of the study were conducted by the researcher himself and the survey data covers the 2017-2018 period. In the research area, the average population of individuals working in non-agricultural sectors is 3.95, which made of 51.07% male and 48.93% female. The average population of individuals working in the agricultural sector is 2.77 , which made of %61.45 male and %38.55 female. In the research area 59.19% of the population working in non-agricultural activities consists of active population, while 61.45% of the population working in the agricultural sector is the active population. Factor analysis was used to determine the problems and needs of households in the research area. As a result of the analysis, 6 variable factors were determined as basic needs, social needs, economic problems, social problems, health problems and adaptation problems. In the research area, regression analysis was conducted to measure the depth and impact of household problems. In the model, the incomes of the households were taken as dependent variable while basic needs, social needs, economic problems, health and adaptation problems were taken as independent variables. Accordingly, 3 of 5 variables were found statistically significant. As a result of the analysis, basic needs, social needs and economic problems (p <0.01) were significant at 1% significance level.

(6)

vi ÖNSÖZ

Tez çalıĢmam boyunca beni yönlendiren ve çalıĢmamı yöneten, değerli hocam Prof. Dr. Cennet OĞUZ‟a ve Tarım Ekonomisi Bölümü öğretim elemanlarına çalıĢmamda yaptıkları katkı ve destekler için teĢekkür ederim. Yine, her türlü yardımlarını benden esirgemeyen ArĢ.Gör. Gürhan Özaydın‟a, yüksek lisans öğrencileri Rüveyde Yılmaz ve Hüsniye Özer‟e, ayrıca, eğitim hayatım boyunca benden desteklerini esirgemeyen aileme sonsuz saygı ve teĢekkürlerimi sunarım.

Mouaz ALHABAL KONYA-2019

(7)

vii ĠÇĠNDEKĠLER ÖZET ... iv ABSTRACT ... v ÖNSÖZ ... vi ĠÇĠNDEKĠLER ... vii KISALTMALAR ... xiii 1. GĠRĠġ ... 1 1.1. AraĢtırmanın Önemi ... 1 1.2. AraĢtırmanın Amacı ... 2 2. KAYNAK ARAġTIRMASI ... 4 3. MATERYAL VE YÖNTEM ... 11 3.1 Materyal ... 11 3.2 Yöntem ... 11

3.2.1 Örnek Hacminin Belirlenmesinde Kullanılan Yöntem ... 11

3.2.2 Verilerin Analizinde Kullanılan Yöntemler ... 12

4. KAVRAMSAL ÇERÇEVE ... 16

4.1 Göç Kavramı ... 16

4.2 Ġç Göç ... 16

4.3 DıĢ Göç ... 17

4.4 Düzenli Göç (Yasal Göç) Kavramı ... 17

4.5 Düzensiz Göç ( YasadıĢı Göç ) Kavramı ... 17

4.6 Mülteci Kavramı ... 19

4.7 Sığınmacı Kavramı ... 20

4.8 Göçmen Kavramı ... 20

5. DÜNYA’DA VE TÜRKĠYE’DE GÖÇ OLGUSU VE TARĠHSEL GELĠġĠMĠ . 21 5.1 Dünya‟da Göç ve Göç Olgusu ... 21

5.2 Türkiye‟de Göç ve Tarihsel GeliĢimi ... 22

6. SURĠYE KRĠZĠ VE SURĠYELĠ MÜLTECĠLERĠN TÜRKĠYE’YE GELĠġĠ.... 26

6.1 Suriye Ġç SavaĢı ... 26

6.2 Suriyeli Mültecilerin Sayısı ... 26

6.3 Suriyeli Mültecilerin Türkiye'de Barınma Durumu ... 27

6.4 Suriyelilerin Türkiye'de Yasal Durumu ... 27

6.5 Türkiye‟deki Suriyeli Mültecilerin Yarattıkları ve YaĢadıkları Zorluklar ... 27

(8)

viii

7. ARAġTIRMA ALANI HAKKINDA GENEL BĠLGĠLER ... 34

7.1. Coğrafi Konum ... 34

7.2. Nüfus Durumu ... 35

7.3. Göç Durumu ... 35

7.4. Ekononik Yapısı ... 35

8. ARAġTIRMA BULGULARI VE TARTIġMA ... 37

8.1 AraĢtırma Alanında Hanehalklarının Sosyal Özellikleri ... 37

8.1.1 AraĢtırma Alanında Hanehalklarının YaĢ Gruplarına Göre Dağılımı ... 37

8.1.2 AraĢtırma Alanındaki Hanehalklarının Eğitim Durumu ... 38

8.1.3 Nüfusun Türkiye'de Ġkamet Etme Durumu ... 38

8.1.4 Nüfusun Günlük KonuĢma Dili ... 39

8.1.5 AraĢtırma Alanında Hanehalklarının Türkçe Bilme Durumu ... 40

8.1.6 AraĢtırma Alanında Hanehalklarının Türkçeyi Bilme Derecesi ... 40

8.1.7 AraĢtırma Alanında Hanehalklarının Yardım Alma Durumları ... 41

8.1.8 AraĢtırma Alanında Hanehalklarının Yardım aldıkları Kurum/KuruluĢlar ... 42

8.1.9 AraĢtırma Alanında Hanehalklarının Ġkamet Yerleri ... 42

8.1.10 Ġncelenen Bireylerin Türkiye'deki Eğitim Sorunları ... 43

8.1.11 Ġncelenen Bireylerin YaĢadıkları Eğitim Sorunları ... 44

8.1.12 AraĢtırma Alanında Hanehalklarının Gelecekte Türkiye'de Kalma Ġstekliliği ... 44

8.1.13 AraĢtırma Alanında Hanehalklarının Türkiye'ye Gelmeden Önce YaĢadıkları Olaylar ... 45

8.1.14 Tarımsal Faaliyetlerde ÇalıĢan Bireylerin Tarımsal Faaliyetler Konusunda Eğitim Alma Durumları ... 47

8.1.15 Tarımsal Faaliyetlerde ÇalıĢan Bireylerin Tatil Yapma Durumları ... 47

8.1.16 Tarımsal Faaliyetlerde ÇalıĢan Bireylerin Sosyal Sigortalı Olma Durumu 47 8.1.17 Tarımsal Faaliyetlerde ÇalıĢan Bireylerin ĠĢletmede Kalma Durumları ... 48

8.1.18 ĠĢletmede Kalan Bireylerin Barınma Durumları ... 48

8.1.19 ĠĢletmede Kalan Bireylerin Ailelerinin ÇalıĢma Durumları ... 49

8.1.20 Tarımsal Faaliyetlerde ÇalıĢan Bireylerin ĠĢletmede Kaldıkları Yer ... 49

8.1.21 Tarımsal Faaliyetlerde ÇalıĢan Mültecilerin yararlandıkları Bilgi Kaynakları ... 50

8.2 AraĢtırma Alanında Hanehalklarının Ekonomik Özellikleri ... 50

8.2.1 AraĢtırma Alanında Bireylerin Düzenli Gelire Sahip Olma Durumu ... 50

8.2.2 Tarım DıĢı Faaliyetlerde ÇalıĢan Bireylerin ÇalıĢtıkları ĠĢ Kolları ... 51

8.2.3 Bireylerin Aylık Gelir Durumu ... 51

8.2.4 Bireylerin Suriye'de Bulundukları Dönemdeki Meslekleri ... 52

8.2.5 Mültecilerin Suriye‟de ÇalıĢtıkları Dönemdeki Aylık Gelir Durumları ... 53

8.2.6 Bireylerin Türkiye 'de Ġstihdam Sorunları ... 54

8.2.7 AraĢtırma Alanında Bireylerin Türkiye‟de YaĢadıkları Ġstihdam Sorunları 55 8.2.8 Tarımsal Faaliyetlerde ÇalıĢan Bireylerin ÇalıĢtıkları Üretim Dalları ... 56

8.2.9 Tarımsal Faaliyetlerde ÇalıĢan BireylerinYaptıkları ĠĢler ... 56

8.2.10 Tarımsal Faaliyetlerde ÇalıĢan Mültecilerin ÇalıĢtıkları Süre ... 57

8.2.11 Yevmiye Ġle ÇalıĢan Bireylerin Ücret Durumu ... 57

8.2.12 Tarımsal Faaliyetlerde ÇalıĢan Bireylerin ĠĢletme DıĢı Tarımsal ĠĢlerde ÇalıĢma Durumları ... 58

8.2.13 Tarımsal Faaliyetlerde ÇalıĢan Bireylerin Tarım DıĢı Faaliyetlerde ÇalıĢma Durumları ... 58

(9)

ix

8.2.14 Tarımsal Faaliyetlerde ÇalıĢan Bireylerin Gelir Durumu ... 59

8.3 AraĢtırma Alanında Hanehalklarının Türkiye‟de KarĢılaĢtıkları Problemler ... 59

8.3.1 Tarımsal Faaliyetlerde ÇalıĢan Suriyeli Mültecilerin KarĢılaĢtıkları Problemler ... 59

8.3.2 Tarım DıĢı Faaliyetlerde ÇalıĢan Mültecilerin KarĢılaĢtıkları Problemler ... 60

8.4 AraĢtırma Alanında HaneHalklarının Ġhtiyaç Analizi ... 62

8.5 AraĢtırma Alanında Hanehalklarının YaĢadıkları Sorunların Analizi ... 62

9. SONUÇ VE ÖNERĠLER... 67

KAYNAKLAR ... 71

(10)

x TABLOLAR LĠSTESĠ

Çizelge 6.1. Bölgedeki Ülkelere Göre Suriyeli Mültecilerin Dağılımı (BMMYK, 2019a)

... 26

Çizelge 7.1. ÇalıĢma Alanının Nüfus Yapsı ... 35

Çizelge 7.2. Konya Ġli Yıllara Göre Aldığı Verdiği Göç ... 35

Çizelge 8.1. AraĢtırma Alanında Hanehalklarının YaĢ Gruplarına Göre Dağılımı ... 37

Çizelge 8.2. AraĢtırma Alanındaki Hanehalklarının Eğitim Durumu (KiĢi, %) ... 38

Çizelge 8.3. Nüfusun Türkiye'de Ġkamet Etme Durumu (Sayı ve %)... 39

Çizelge 8.4. Nüfusun Günlük konuĢma Dili (Sayı ve %) ... 39

Çizelge 8.5. AraĢtırma Alanında Hanehalklarının Türkçe Bilme Durumu (Sayı ve %) 40 Çizelge 8.6. AraĢtırma Alanında Hanehalklarının Türkçeyi Bilme Derecesi (Sayı ve %) ... 41

Çizelge 8.7. AraĢtırma Alanında Hanehalklarının Yardım Alma Durumları (sayı,%) ... 41

Çizelge 8.8. AraĢtırma Alanında Hanehalklarının Yardım aldıkları Kurum/KuruluĢlar ... 42

Çizelge 8.9. AraĢtırma Alanında Hanehalklarının Ġkamet Yerleri ... 43

Çizelge 8.10. Ġncelenen Bireylerin Türkiye'deki Eğitim Sorunları (Sayı, %) ... 43

Çizelge 8.11. Ġncelenen Bireylerin YaĢadıkları Eğitim Sorunları (Sayı, %) ... 44

Çizelge 8.12. AraĢtırma Alanında Hanehalklarının Gelecekte Türkiye'de Kalma Ġstekliliği (sayı, %) ... 45

Çizelge 8.13. AraĢtırma Alanında Hanehalklarının Türkiye'ye Gelmeden Önce YaĢadıkları Olaylar ... 46

Çizelge 8.14. Tarımsal Faaliyetlerde ÇalıĢan Bireylerin Tarımsal Faaliyetler Konusunda Eğitim Alma Durumları ... 47

Çizelge 8.15. Tarımsal Faaliyetlerde ÇalıĢan Bireylerin Tatil Yapma Durumları ... 47

Çizelge 8.16. Tarımsal Faaliyetlerde ÇalıĢan Bireylerin Sosyal Sigortalı Olma Durumu ... 48

Çizelge 8.17 Tarımsal Faaliyetlerde ÇalıĢan Bireylerin ĠĢletmede Kalma Durumları .. 48

Çizelge 8.18. ĠĢletmede Kalan Bireylerin Barınma Durumları ... 48

Çizelge 8.19. ĠĢletmede Kalan Bireylerin Ailelerinin ÇalıĢma Durumları ... 49

Çizelge 8.21.Tarımsal Faaliyetlerde ÇalıĢan Mültecilerin yararlandıkları Bilgi Kaynakları ... 50

Çizelge 8.22. AraĢtırma Alanında Bireylerin Düzenli Gelire Sahip Olma Durumu (Sayı ve %) ... 50

Çizelge 8.23. Tarım DıĢı Faaliyetlerde ÇalıĢan Bireylerin ÇalıĢtıkları ĠĢ Kolları ( Say, %) ... 51

Çizelge 8.24. Bireylerin Aylık Gelir Durumu (Sayı,%) ... 52

Çizelge 8.25. Bireylerin Suriye'de Bulundukları Dönemdeki Meslekleri (Sayı,%) ... 53

Çizelge 8.26. Mültecilerin Suriye‟de ÇalıĢtıkları Dönemdeki Aylık Gelir Durumları (Sayı,%) ... 54

Çizelge 8.27. Bireylerin Türkiye 'de Ġstihdam Sorunları ... 55

Çizelge 8.28. AraĢtırma Alanında Hanehalklarının Türkiye‟de YaĢadıkları Ġstihdam Sorunları ... 55

Çizelge 8.29. Tarımsal Faaliyetlerde ÇalıĢan Bireylerin ÇalıĢtıkları Üretim Dallar ... 56

Çizelge 8.30. Tarımsal Faaliyetlerde ÇalıĢan Bireylerin Yaptıkları ĠĢler ... 57

Çizelge 8.31. Tarımsal Faaliyetlerde ÇalıĢan Mültecilerin ÇalıĢtıkları Süre ... 57

(11)

xi

Çizelge 8.33. Tarımsal Faaliyetlerde ÇalıĢan Bireylerin BaĢka ĠĢletmelerde Tarımsal ĠĢ Yapma Durumu ... 58 Çizelge 8.34. Tarımsal Faaliyetlerde ÇalıĢan Bireylerin Tarım DıĢı Faaliyetlerde ÇalıĢma Durumları ... 59 Çizelge 8.35. Tarımsal Faaliyetlerde ÇalıĢan Bireylerin Gelir Durumu ... 59 Çizelge 8.36. Tarımsal Faaliyetlerde ÇalıĢan Mültecilerin KarĢılaĢtıkları Problemler Ortalama ve Oranları (%) ... 60 Çizelge 8.37. Tarım DıĢı Faaliyetlerde ÇalıĢan Mültecilerin KarĢılaĢtıkları Problemler Ortalama ve Oranları (%) ... 61 Çizelge 8.38. AraĢtırma Alanında Hanehalklarının Ġhtiyaçları ... 62 Çizelge 8.39. Problemlerin Algılarına Yönelik Faktör Analizi ... 63 Çizelge 8.40. Hanehalklarının YaĢadıkları Sorunlara ĠliĢkin Faktör Yükleri ve

Adlandırma ... 64 Çizelge 8.41. Hanehalklarının YaĢadıkları Sorunlara Yönelik Regresyon Analizi ... 66

(12)

xii GRAFĠKLER

Grafik 1. Türkiye‟de Yıllara Göre YakalanmıĢ Olan Düzensiz Göçmenler (Göç Ġdaresi, 2016) ... 18 Grafik 2. 2016 Yılında Türkiye‟de YakalanmıĢ Olan Düzensiz Göçmenler (Göç Ġdaresi, 2016) ... 19 Grafik 3. ġehirlere Göre Suriyelilerin Dağılımı (Göç Ġdaresi, 2016) ... 32 Grafik 4. Suriyelilerin ġehir Nüfuslarına Göre Kıyaslama Yüzdesi (Göç Ġdaresi, 2016) ... 33 Grafik 5. Yıllara Göre Türkiye'de Bulunan Suriyeli Göçmenlerin Sayısı (UNHCR, 2019a). ... 33 Grafik 6. Temel Problemlerin Önemlilik Grafiği ... 63

(13)

xiii KISALTMALAR

BM: BirleĢmiĢ Milletler

AFAD: Afet ve Acil Durumu Yönetim BaĢkanlığı

BMMYK: BirleĢmiĢ Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği UNHCR: United Nations High Commissioner for Refugees TÜĠK: Türkiye Ġstatistik Kurumu

(14)

1. GĠRĠġ

1.1. AraĢtırmanın Önemi

Son yıllarda, dünya genelinde herhangi bir sebepten dolayı evlerini terk etmeye zorlanan kiĢilerin sayısı en yüksek düzeye ulaĢmıĢtır. BirleĢmiĢ Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK)'ne göre, 2014 sonuna kadar evlerinden kaçmaya zorlanan kiĢilerin sayısı 59,5 milyonu aĢarak 2. Dünya savaĢından sonra en yüksek artıĢa Ģahit olunduğu görülmektedir. Mütecilerin 21,3 milyonu yaĢadıkları ülkelerinin sınırları içerisinde iltica etmek zorunda kalırken, ülkelerinden zorunlu olarak kaçan sığınmacıların sayısı 38,2 milyona ulaĢmıĢtır (BMMYK, 2015). ġiddet, zulüm, insan hakları ihlalleri ve Ortadoğu‟daki krizler devam ettiği sürece insanlar yaĢadıkları ikamet yerleri terk ederek güvenli yerler bulmaya çalıĢacak bundan dolayı bu sayı da giderek çarpıcı bir Ģekilde artıĢ gösterecektir. 2014 yılında göç etmeye zorlanan kiĢilerin sayısı 8,3 milyona ulaĢırken, bunların 2,3 milyonu uluslararası sınırları geçerek diğer ülkelere iltica etmiĢtir (BMMYK, 2015). Mültecilerin yarıdan fazlası geliĢmiĢ olmayan ülkelerin milletlerinden oluĢmaktadır (BMMYK, 2015).Bunların yüzde 50‟si ve daha fazlasını Filisten, Suriye, Afganistan, Somali. Irak ve Afrika ülkelerini terk edenlerin oluĢturduğu dikkat çekmektedir. Bu ülkelerdeki uygun olmayan durumlar, iĢsizlik, ekonomik sorunlar ve iç savaĢ gibi nedenler insanları daha güvenli ve isikrarlı yerlere ulaĢma konusunda risk almaya itmektedir. BMMYK‟ya göre 2014 - 2016 yılları arasında Akdeniz‟i geçerek Avrupa‟ya ulaĢmaya çalıĢan on binden fazla insan hayatını kaybetmiĢtir (BMMYK, 2016). Kitlesel veya zorunlu göç, dünyanın en büyük probemlerden biri haline gelmiĢtir. Suriye Arap Cumhuriyeti'ndeki son kriz, dünya genelinde zorunlu göçmenlerin bu dramatik artıĢının ana nedenidir. Suriyelilerin çoğu, Suriye'de yaĢanan iç savaĢ ortamından kaçabilmek için ailelerini, evlerini terk ederek Türkiye‟ye iltica etmiĢtir. Ġnsanlık tarihinin en karmaĢık mülteci problemden olan Suriye krizi, Türkiye‟yi etkilemiĢtir. Türkiye‟nin sınır illerinde açtığı kamplar ve barınma merkezleri Suriye‟den gelen mültecilerin sayısına yetmemiĢtir. Bundan dolayı Suriyelilerin büyük kısmı Ģehir merkezlerine taĢınmıĢtır. Suriyeli mülteciler ekonomik, sosyal, eğitim, sağlık, sosyal güvenlik ve sosyal uyum gibi birçok sorun ile karĢılaĢmaktadır. Bulundukları yerlerden göç etmek zorunda kalan veya göç etmeye zorlanan insanların göç ettikleri yerlere sosyal, ekonomik, siyasi ve kültürel olarak etkileri olacaktır. Söz konusu araĢtırma sığınmacıların göç ettikleri yerlere olan etkilerini tespit edip çözüm önerileri sunabilmek için önemlidir.

(15)

ÇalıĢmada örnek il olarak Konya ilinin seçilme nedeni çok fazla Suriyeli sığınmacıya ev sahipliği yapmakta olmasıdır. Böylece Suriyeli sığınmacıların Konya iline sosyal, ekonomik, kültürel olarak olumlu ve olumsuz etkileri daha iyi analiz edilmiĢ olacaktır. Özellikle tarım sektöründe Suriyeli sığınmacıların önemli bir yeri bulunmaktadır. Bu nedenle, tarımda ve tarım dıĢında çalıĢan Suriyeli mültecilerin sosyo-ekonomik yapılarının ortaya konulması hem Konya bölgesi için hem de Suriyelilerin içinde bulundukları Ģartların ortaya konulması açısından önemli olacaktır.

1.2. AraĢtırmanın Amacı

Dünyanın birçok yerinde yaĢanan savaĢlar ve çatıĢmalar milyonlarca insanın yaĢadığı ülkeyi terk etmesine sebep olmaktadır. Son yıllarda yaĢanmıĢ olan sıcak siyasi olaylar, protestolar, iç savaĢlar ve terör olaylarından dolayı mültecilik sorunu ortaya çıkmıĢtır. Mültecilik sorunu, savaĢların varlığı ile geniĢ bir coğrafyada uzun yıllardan beri yaĢanan ve milyonlarca insanı yerinden etmektedir. 2011'de protestolarla baĢlayan ve zamanla birçok Ģehre yayılarak bütün Suriye‟yi etkisi altına alan iç karıĢıklıklar zamanla ciddi bir istikrarsızlığa dönüĢmüĢtür. Bu olayların etkisiyle insanlar çatıĢmalar bitene kadar baĢka Ģehirlere ya da baĢka ülkelere göç etmek zorunda kalmıĢtır. Suriyelileri hayatlarını sürdürebilmek için Suriye'yi bırakıp baĢka ülkelere iltica etmek zorunda kalmıĢlardır. Suriyeliler farklı ülkelere iltica etmiĢ olmakla beraber en çok Türkiye‟de bulunmaktadırlar. Suriyeliler iltica ettikleri ülkelerde farklı problemlerle karĢılaĢmaktadırlar. Ayrıca, mültecileri misafir eden ülkeler de sosyal, ekonomik, sağlık ve kültürel yönlerden farklı problemler yaĢamaktadırlar. Türkiye'deki Suriyeli mültecilerin sayısı 3,6 milyona yaklaĢmıĢtır. Bu oldukça fazla bir sayı olup problemler de beraberinde gelmiĢtir. Suriye‟deki iç savaĢ ve terör olayları devam ettiği sürece Suriyeli mülteciler daha uzun bir zaman Türkiye‟de kalacaklar ve kısa zamanda Suriye'ye dönüĢleri mümkün olmayacaktır. ÇalıĢmanın temel amacı Suriye'den savaĢtan dolayı Türkiye‟ye iltica eden ve Konya ilinde ikamet eden tarım ve tarım dıĢında çalıĢan Suriyeli mültecilerin sosyo-ekonomik yapıları ve sorunlarını incelemektir. Bu temel amaca yönelik olarak aĢağıdaki konuların çalıĢılması da hedeflenmektedir.

 Tarım ve Tarım dıĢında çalıĢan Suriyelilerin yaĢadıkları temel sorunları (ikamet, ekonomik, sağlık, eğitim, barınma, beslenme, istihdam ve psikolojik) incelemek,  Konya ilinde tarım ve tarım dıĢında çalıĢan Suriyelilerin iltica öncesi ve sonrası

(16)

 Türkiye‟ye geliĢ nedenleri ve geliĢ sürecinde yaĢanan problemler,

 Tarım ve tarım dıĢında çalıĢan mültecilerin sosyal ve ekonomik sorunlarını ele almak,

 Tarım ve tarım dıĢında çalıĢan Suriyeli mültecilerin gelirlerini etkileyen faktörlerin analizi,

 Tarım ve tarım dıĢında çalıĢan Suriyeli mültecilerinin gelecek beklentileri ve bunu etkileyen faktörler analiz edilmiĢtir

 Bu alanda politika oluĢturuculara kaynak oluĢturmaktır,

(17)

2. KAYNAK ARAġTIRMASI

Bayraklı (2007) yılında yaptığı, “DıĢ Göçün Sosyo-Ekonomik Etkileri” Görece Göçmen Konutlarında (Ġzmir) YaĢayan Bulgaristan Göçmenleri Örneği” adlı çalıĢmasında anket, gözlem ve mülakattan oluĢarak tesadüfi örnekleme yöntemleri kullanılmıĢtır. ÇalıĢmanın amacı; seçilen bölgedeki göçmen ailelerin ülke ekonomisini etkileme Ģekillerini saptayabilmektir. ĠĢgücü piyasalarına dâhil olan ve olmayanların saptanmasının yanı sıra bireylerin tüketim eğilimleri, eğitim anlayıĢları, sosyal güvenceye verdikleri önem ve Bulgaristan‟a geri dönüĢ ile ilgili görüĢleri alınmıĢtır. Birincil veriler saptanarak, SPSS programı ile analiz edilmiĢtir. Göç kararı alan bireylerin yas ve cinsiyet bilesimi ile ekonomideki rollerinin önemi üzerinde durulmuĢ ve temel belirleyiciler olarak kabul edilmiĢtir. Gelen göçmenlerin sosyo-ekonomik etkilerinin analizi bu belirleyiciler ile açıklanmaya çalıĢılmıĢtır.

Kıratlı (2011) yılında yaptığı, “ Mülteci Ve Sığınmacıların Toplumsal Görünümü (Türkiye Örneği) “ ÇalıĢılmasında elde edilen veriler ıĢığında Türkiye‟de ikamet etme süreleri uzun yılları bulan ve devam edeceği öngörülen mülteci ve sığınmacı olgusuna karĢı oluĢturulacak politikalara ıĢık tutmak amaçlanmıĢtır. AraĢtırma sonucunda Türkiye 51 uydu kentte yaĢayan yüzlerce mülteci ve sığınmacının varlığıyla transit ülke olma konumundan ev sahibi ülke konumuna geçmiĢ ve bu gerçeklikten hareketle çalıĢmada uydu kentlerde mülteci ve sığınmacıların toplumsal yaĢamlarının önemine vurgu yapılmıĢ ve toplumsal yaĢamları analiz edilmiĢtir.

Paksoy ve ark. (2012) yılında yaptıkları "Arap Baharının Sosyo-Ekonomik Etkileri: Türkiye-Suriye KarĢılaĢtırması" adlı eserde Türkiye'nin Suriye ile olan ekonomik ve sosyal iliĢkilerinin Arap Baharı ile nasıl Ģekillendiği ortaya koyulmaya çalıĢılmıĢtır. Sonuç olarak da on binlerce insan yerinden yurdundan ayrılarak Suriye sınırına yakın olan Kilis, Hatay, ġanlıurfa gibi illere akın etmiĢlerdir. Bu mültecileri konteynır kent, çadırkent gibi yerlerde veya okul, kapalı spor salonu gibi yerlerde misafir edilmektedir. Mültecilerin bir kısmı ise parklarda kalmaktadır. Ayrıca, ev alan, kiralayan mülteciler de azımsanmayacak bir çoğunluğa sahiptir. Her nasıl olursa olsun mülteciler yaĢam kalitesiyle ilgili ciddi sorunlarla karĢı karĢıya kalmaktadır sonucuna varılmıĢtır.

(18)

ġit (2012) yılında yaptığı, " Çifte DıĢlanma: 2000‟li Yıllarda Ġsviçre‟de Kürt Mülteciler " adlı çalıĢmasında bir niteliksel yöntem olan derinlemesine görüĢme tekniği kullanılmıĢtır. Bunun yanı sıra odak grup çalıĢması yapılmıĢ ve derinlemesine gözlem teknikleri kullanılmıĢtır. AraĢtırma kapsamında Türkiye‟den Ġsviçre‟ye iltica talebinde bulunmuĢ yirmi dokuz genç Kürt kadın ve erkek ile derinlemesine yüz yüze görüĢmeler yapılmıĢtır. Bu çalıĢmaya konu olan politik Kürt ilticacıların göç öncesi bireysel güzergahları ve bu bağlamda politik sosyalizasyon ile politik angajman kazanma süreçleri ve militan yaĢamları; ayrıca göç etme edimleri ile Ġsviçre‟deki yaĢamları ele alınmıĢtır. ÇalıĢmaya katılanların Türkiye ve Ġsviçre deneyimi üzerinden; sürgünlük, dıĢlanma ve aidiyet/aidiyetsizlik gibi meselelerine bakılmıĢtır.

Paksoy (2013) yılında yaptığı "Ġç SavaĢtan Kaçarak Kilis'te YaĢamını Sürdüren Suriyelilerin Sosyo-Ekonomik Sorunları Üzerine Bir AraĢtırma Raporu" adlı eserinde iç savaĢtan kaçarak Türkiye'de devletin oluĢturduğu çadır kent, geçici kabul merkezi ve konteyner kentte kalan Suriyelilerin sayısı 200 bini aĢmıĢtır. Bunlar değiĢik il ve ilçelerde oluĢturulan çadır kent, geçici kabul merkezi ve konteyner kentlerde yaĢamaktadır. Suriyelilerin bir kısmı ise Kilis'te yaĢamaktadır. Kilis'teki Suriyelilerin bir kısmı akrabalarının yanında, ev kiralayarak veya ev satın alarak yaĢamaktadır. Kilis, Halep'e yakın olması nedeniyle konteyner kentte kalan Suriyelilerin dıĢında birçok Suriyelilerin akraba yanında kaldığı, ev kiraladığı veya ev satın aldığı bir il olmuĢtur. Bu nedenle Kilis'te yaĢayan Suriyelilerin karĢılaĢtıkları sosyo-ekonomik sorunları araĢtırmıĢtır.

Öztürkler (2014) yılında yaptığı, "Arap Baharı'nın Ekonomik Analizi" adlı eser, Arap Baharı'nın ekonomik bir analizini yapmaktadır. Analiz sonuçlarına göre, Arap Baharı, ekonomik, sosyal ve politik birçok nedenden kaynaklanmaktadır. Buna karĢın, Ortadoğu bölgesinin sahip olduğu doğal kaynaklar, insan sermayesi ve gerçekleĢtirilen baĢkaldırı baĢarı potansiyelinin varlığına iĢaret etmektedir. Genç nüfus, hem igücü hem de piyasa olarak büyük bir potansiyeli ifade etmektedir. Ortadoğu hem hidrokarbon hem de yenilenebilir enerji kaynakları bağlamında dünyanın en zengin bölgesini oluĢturmaktadır. Ģmalat, hizmetler ve turizm önemli yatırım ve kalkınma alanlarını yansıtmaktadır.

(19)

Demirel (2014) yılında yaptığı "Türkiye'de Geçici Koruma Statüsüyle Bulunan Suriye VatandaĢlarına Yönelik Harcamaların Güvenlik Ekonomisi Açısından Değerlendirilmesi" adlı eserde, 2011 yılından itibaren Suriye yönetiminin uygulamalarından kaçarak 'sığınan Suriye vatandaĢlarının Türkiye'ye geliĢi, Türkiye‟nin Suriyeli sığınmacılara yönelik politikaları, verilen hizmetler, ulusal ve uluslararası mevzuat açısından mevcut durum ortaya koyulmuĢtur. Ardından Suriyeli sığınmacılar için yapılan ulusal ve uluslararası harcamalar ile bu harcamaların sosyal koruma harcamaları (sosyal yardım, sosyal hizmetler), sosyal güvenlik harcamaları, sağlık harcamalarını azaltıcı etkisinin olup olmadığı güvenlik ekonomisi açısından incelenmiĢtir. Konunun güncel olması, veriye ulaĢımın çeĢitli nedenlerle (gizlilik, açık bilgi kaynaklarında veri olmaması, resmi verilerin açıklanmak istenmemesi vb.) çok sınırlı olması çalıĢmayı zorlaĢtırmıĢtır. ÇalıĢmanın sonucunda, Suriyeli sığınmacılara yönelik ulusal ve uluslararası harcamaların miktarı, kiĢi baĢına harcama miktarı, kiĢi baĢına günlük harcama, 2011-2013 yılları arasında yapılan harcamaların aynı yıllarda sosyal koruma, sosyal güvenlik, sağlık harcamaları için bütçe ödeneklerini azaltıp azaltılmadığı ortaya koyularak tartıĢılmıĢtır. Yapılan ayrıntılı değerlendirmeler ve ortaya çıkan rakamlara bakarak sayıları 400 ile 800 bin arasında oldukları tahmin edilen Suriyeli sığınmacılara yönelik ulusal harcamaların kamu sosyal koruma harcamaları üzerinde olumsuz bir etkisi tespit edilememiĢtir. Aynı Ģekilde sağlık, sosyal güvenlik, sosyal yardımlar ve sosyal hizmetlere ayrılan kaynaklar da değerlendirilmiĢ; ancak olumsuz bir etki tespit edilememiĢtir.

Göçer ve Çınar (2015) yılında yaptığı, "Arap baharının Nedenleri, Uluslararası ĠliĢkiler Boyutu ve Türkiye'nin DıĢ Ticaret ve Turizm Gelirlerine Etkileri" adlı eserde, Arap Baharının nedenleri, yayılma süreci, Ġran, Rusya, Avrupa Ülkeleri ve Amerika BirleĢik Devletleri‟nin bölgeyle ilgili politikaları ve bölgede yaĢanan geliĢmelerin Türkiye‟nin bölge ülkeleriyle olan ekonomik iliĢkilerine etkileri incelenmiĢtir. Sonuç olarak, bölgede yaĢanan geliĢmelerin, Türkiye‟nin Mısır, Libya, Suriye ve Tunus‟la olan ekonomik iliĢkilerini önemli ölçüde olumsuz yönde etkilediği tespit edilmiĢtir.

MemiĢ (2015) yılında yaptığı, "Ġç SavaĢ Nedeniyle Kilis'te YaĢayan Suriyelilerin OluĢturduğu Sosyo-Ekonomik Algılar Üzerine Bir AraĢtırma" adlı eserde, Kilis‟te bulunan Suriyelilerin, ilin sosyo-ekonomik yapısına etkileri araĢtırılmıĢtır. Suriye‟de 15 Mart 2011‟de barıĢçıl ve sivil halk ayaklanması Ģeklinde ortaya çıkan

(20)

Arap Baharının daha sonra iç savaĢa dönüĢmesiyle zor durumda kalan Suriyelilerin önemli bir kısmı ülkelerini terk etmek zorunda kalmıĢlardır. Göçten en çok etkilenen ülkelerin baĢında da Türkiye gelmektedir. En son yapılan resmi açıklamalara göre, Türkiye‟deki Suriyelilerin sayısının 1.050.000 olduğu ifade edilmektedir. Türkiye‟ye gelen Suriyelilerin önemli bir bölümü de Kilis‟te yaĢamaktadır. Bu rakamın da 100.000‟in üzerinde olduğu vurgulanmaktadır. Sonuç olarak, 90.000 civarında nüfusa sahip olan Kilis‟te, 100.000‟den fazla Suriyelinin yaĢamakta olması nedeniyle, çeĢitli sosyo-ekonomik problemlerin ortaya çıkması kaçınılmazdır.

Achili (2015) yılında yaptığı, "Ürdün'deki Suriyeli Mülteciler: Gerçeklik Kontrolü" araĢtırmada Ürdün‟de buluna Suriyelilerin mevcut durumları ve yaĢadıkları ekonomik sorunları araĢtırmıĢtır. Aynı sırada Ürdün Hükümet‟i ve BirleĢmiĢ Milletlerden Suriyelilere yönelik yardımları değerlendirme yapılmıĢ. AraĢtırmanın sunucunda Ürdün‟deki Suriyelilere sunulan yardımlar yetersiz olduğunu tespit etmiĢtir ve Suriyeliler farklı sorunlarla karĢılaĢmaktadırlar.

ErcoĢkun (2015) yılında yaptığı, “ Suriyeli Mültecilerin Türkiye‟ye Sosyokültürel Ve Sosyoekonomik Etkileri “ adılı araĢtırmasında ekonomik, sosyal, kültürel gibi faktörlerin etkisiyle gerçekleĢen göç olgusu, yarattığı sonuçlar neticesinde göç veren ve göç alan merkezleri etkilerinin belirlemesi amaçlanmıĢtır.

Karkın ve Yazıcı (2015) yılında yaptıkları "Arap Baharının Suriye'ye Yansıması ve Türkiye'ye Sığınan Mülteciler (Gaziantep Örneği)" adlı eserde, Suriye‟deki etnik çeĢitliliğe, suni bölünmelerin sebeplerine, arap baharının Suriye‟ye yansımalarına ve Türkiye‟ye sığınan mültecilerin Türkiye‟de hangi Ģartlarda yaĢadıklarına Gaziantep‟te yaĢayan mültecilerin bir kısmına ulaĢılarak yapılan görüĢmeler doğrultusunda cevap aranmıĢtır. Gaziantep‟te kamplar dıĢında yaĢayan Suriyeli mültecilerle yapılan görüĢmeler sonucunda mültecilerin hangi koĢullarda yaĢadıkları, dil ya da dinî yaĢayıĢları konusunda ne gibi zorluklarla karĢılaĢtıkları, eğitim sorunlarını nasıl çözdükleri, hayatlarını nasıl idame ettirdikleri, Türk halkının kendilerine nasıl davrandıkları, geçimlerini nasıl sağladıkları, Suriye iç savaĢı bitince ne yapmayı düĢündükleri… gibi konularda anket çalıĢması yapılmıĢ bu konularda yaĢanan sıkıntıların cevapları aranmıĢtır. Bu çalıĢma kapsamında Suriyeli sığınmacılar için neler yapılabileceği konusunda ipuçları edinilmeye çalıĢılmıĢtır. Sorulara verilen cevaplara

(21)

bakıldığı zaman genel kanı olumlu olsa da Türkiye‟de yaĢam standartlarının yüksek olması dolayısıyla yaĢanan birtakım güçlükler olmaktadır. Mülteciler çoğunlukla vatanlarına, Suriye‟deki yaĢamlarına, sosyal iliĢkilerine vb. birçok Ģeye özlem duymaktadırlar. Duygusal yönde oluĢan bu boĢluk geçmiĢlerine duydukları özlemi yoğun Ģekilde yaĢamalarına sebep olmaktadır. Ġç savaĢ biter bitmez ülkelerine dönmek istemeleri muhtemelen bu özlemden kaynaklanmaktadır.

Karayel (2016) yılında yaptığı, “ Muğla‟da Ġkamet Eden Suriyeli Sığınmacıların ÇalıĢma Hakları (Çözüm ve Öneriler)” adılı araĢtırmasında Suriye‟de yaĢanan iç savaĢtan kaçarak Türkiye‟ye gelen ve Muğla ilinde ikamet eden Suriyeli sığınmacıların iĢgücü piyasasında karĢılaĢtıkları sorunları incelemeyi ve çözüm önerileri sunmayı amaçlamıĢtır. AraĢtırmada veriler, nitel araĢtırma tekniği olan yarı yapılandırılmıĢ mülakat formu kullanılarak derinlemesine görüĢmeler yoluyla elde edilmiĢtir. GörüĢmelerde “kartopu örnekleme yöntemi” kullanılmıĢtır. AraĢtırmanın analizinde nitel araĢtırma tekniklerinden biri olan betimsel analiz kullanılmıĢtır. AraĢtırmanın sonucunda Muğla‟ da yaĢayan sığınmacıların genellikle tarım, inĢaat, mermer, nakliye, oto yıkama gibi vasıfsız iĢlerde çalıĢtıkları anlaĢılmıĢtır. Hemen hemen tamamının çalıĢma koĢullarının ulusal ve uluslararası mevzuata uygun Olmadığı ve izinsiz çalıĢtıkları incelenmiĢtir.

Döner (2016) yılında yaptığı, “ Suriyeli Göçmenlerle YaĢanan Sorunlar Üzerine Sosyolojik Bir AraĢtırma Hatay Ġli Örneği” adılı araĢtırmasında Hatay ilinde yaĢayan halk ve bu ilde kalan Suriyeli mültecilerle görüĢmeler yapılmıĢtır. Seçilecek örneklem grubunun 20‟si Suriyeli göçmenler, diğer 20‟si de yerli halktan olmak üzere toplamda 40 kiĢiyle görüĢme yapılmıĢtır. Tezin amacı Türkiye„ye sığınan Suriyeli mültecilerden kamp dıĢında bölge halkıyla birlikte aynı ortamda yaĢayan mültecilerin uzun süren mültecilikleri sonucunda iki halkın da birbirine karĢı zamanla değiĢen bakıĢ açılarında nasıl değiĢiklikler yaĢandığı, mültecilerin buradaki bölge halkıyla yaĢadıkları sorunlar, bu sorunların ortaya çıkıĢ nedenleri sorunların geliĢmesine ve yayılmasına neden olan durumları ortaya koymak ve genel olarak iki taraf için ortaya koyulabilecek çözüm önerileri sunmuĢlardır.

Kaya (2016) yılında yaptığı, “ Türkiye‟deki Suriyeli Sığınmacıların Sorunları: Nizip Örneği” adılı çalıĢmasında Gaziantep‟in Nizip ilçesinde ikamet eden sığınmacılar

(22)

ile yapılan mülakatlarda elde edilen veriler üzerinden sığınmacıların istihdam, barınma, beslenme, ikamet tezkeresi harcı, sağlık, psikoloji ve eğitim ile ilgili sorunlarının, bağımlı değiĢken olarak, demografik olanlar baĢta olmak üzere, çeĢitli bağımsız değiĢkenlere göre değiĢimi incelenmiĢtir. Verilerin analizi SPSS programı ile yapılmıĢ ve analizlerden %95 güven ile çalıĢılmıĢtır.

AktaĢ (2016) yılında yaptığı, “ Tükiye‟de YaĢayan Suriyeli Kadın Mülteciler: Kilis Örneği ” adılı araĢtırmasında Kilis‟te yaĢayan Suriyeli kadın mülteciler DRC (Danish Refugee Council) „nin datalarından rastgele seçilen, farklı mahallerden 20 mülteci kadın ile anket yapılmıĢ. Sorular yaĢ, eğitim, geldikleri Ģehir, meslek gibi genel sorular yanı sıra Ģiddet, istismar, cinsellik gibi konular hakkında da sorular yönetildi. ÇalıĢmanın amacı Kilis‟te yaĢayan Suriyeli kadın mültecilerin sorunlarının belirlemesidir. AraĢtırmalar ve yapılan görüĢmelerden de anlaĢıldığı üzere Suriyeli kadın mülteciler birçok konuda istismara uğramakta, erkeklere oranla daha zor durumlarla karĢı karĢıya kalmıĢtır.

Karadeniz (2016) yılında yaptığı, "Kilis'te YaĢayan Suriyeli Sığınmacıların Ġl Ekonomisine Etkisi" adlı araĢtırmasında Kilis‟te yaĢayan Suriyeli sığınmacıların Kilis ilinin ekonomisine etkilerini ve Kilis halkının bu konu ile ilgili düĢüncelerini ortaya koymayı amaçlamıĢtır. AraĢtırmanın birincil verileri anket yoluyla elde edilmiĢtir. Ġkincil verileri ise konuyla ilgili kitap, makale, bildiri, rapor vd. bilimsel çalıĢmalardan sağlanmıĢtır. Ġnternet kaynakları da göz ardı edilmemiĢtir. AraĢtırma, Suriye‟deki iç savaĢtan kaçarak Kilis‟te yaĢamını sürdüren Suriyelilerin Kilis ekonomisine etkilerini belirlemek amacıyla, il merkezinde faaliyet gösteren iĢletmeleri kapsamaktadır. AraĢtırmada 100 iĢletmeye anket uygulanmıĢtır. AraĢtırmacı araĢtırma alanını çok iyi bildiği için, örnek kitlenin seçiminde “Gayeli Örneklem Yöntemi” kullanılmıĢtır.

Uzun ve Bütün (2016) yılında yaptıkları, "Okul Öncesi Eğitim Kurumlarındaki Suriyeli Sığınmacı Çocukların KarĢılaĢtıkları Sorunlar Hakkında Öğretmen GörüĢleri" çalıĢmada okul öncesi eğitim kurumlarına devam eden sığınmacı çocukların uyum sağlama sürecinde karĢılaĢtıkları sorunların belirlenmesi amaçlanmıĢtır. AraĢtırma Suriyeli sığınmacı çocukların okul öncesi kurumlarında yaĢadıkları sorunları belirlemek ve ayrıntılı bir Ģekilde ortaya koyabilmek için nitel desende tasarlanmıĢtır. Bu araĢtırmada okul öncesi öğretmenleri ile çalıĢılmıĢtır. Katılımcıların belirlenmesinde

(23)

amaçlı örnekleme yöntemlerinden biri olan kartopu örnekleme yöntemi kullanılmıĢtır. Verilerin analizinde içerik analizi yöntemi kullanılmıĢtır. AraĢtırmanın sonucunda Suriyeli sığınmacı çocukların bulundukları eğitim kurumlarına uyum sağlamakta ciddi güçlükler yaĢadıkları görülmektedir. Yapılan görüĢmelerde bütün katılımcıların birleĢtiği en önemli ortak noktanın çocukların Türkçe bilmemeleri nedeniyle ciddi sorunlar yaĢadıklarıdır. Çocuklar Türkçe bilmedikleri için hem öğretmenleri ile hem de akranları ile iletiĢim kuramamaktadırlar. Bu nedenle de sosyalleĢememekte ve grubun dıĢında kalmaktadırlar. Aynı zamanda çocukların ülkemize tam olarak yerleĢemedikleri ve sığınmacı konumunda oldukları için beslenme, barınma, temizlik gibi temel ihtiyaçlar noktasında sorunlar yaĢadıkları saptanmıĢtır.

(24)

3. MATERYAL VE YÖNTEM 3.1 Materyal

ÇalıĢmanın ana materyalini, Konya ilinde yaĢayan Suriyeli mültecilerden anket yoluyla toplanan orijinal veriler oluĢturmaktadır. Ayrıca, konu ile ilgili çeĢitli kurum, kuruluĢ ve kiĢilerin yapmıĢ oldukları tezler, araĢtırmalar ve istatistiki verilerden de yararlanılmıĢtır.

3.2 Yöntem

3.2.1 Örnek Hacminin Belirlenmesinde Kullanılan Yöntem

Konya ilinde 2017 yılı itibari ile yaĢayan toplam Suriyeli mültecilerin sayısı 73445 olup çalıĢmanın ana çerçevesini oluĢturmaktadır. Bu ana çerçeveden, ana kitle oranlarına dayalı basit tesadüfi olasılık örneklemesi yöntemi kullanılarak örnek hacmi toplam 136 olarak hesaplanmıĢtır (Oğuz ve Karakayacı, 2017). Bu miktarın 30 adedi tarım sektöründe çalıĢmaktadır.

n=Örnek hacmi

N=Populasyondaki birim sayısı

p=Ġncelenen biriminin popülasyondaki oranı (0,5) = Hatanın varyansı

= (1-p)

d=Kabul edilebilir hata payı (%10)

t= % 90 güven aralığında tablodaki t değeri (1,65)

[ ]

(25)

3.2.2 Verilerin Analizinde Kullanılan Yöntemler

Tarım ve Tarım DıĢı faaliyetlerde ÇalıĢan Suriyeli Mültecilerin Sosyo-ekonomik özellikleri belirlemek ve tespit etmek amacı ile demografik özellikleri (Cinsiyet, yaĢ, eğitim, gelir) anket yolu ile elde edilen verilerden oluĢturulan çizelgeler ile basit yüzde oranlar ve ortalamalar olarak hesaplanmıĢtır. Anket verileri gelir grupları dikkate alınarak 1-2000 TL ve 2001 TL ve üzere Ģeklinde iki grup oluĢturularak değerlendirilmiĢtir. Yine, araĢtırmada eğitim, gelir, uyum, sağlık, psikolojik ve sosyal durumları ve mültecilerinin ülkelerine geri dönme isteği ile ilgili tablolar oluĢturulmuĢ ve yüzde oranlar üzerinden yorumlanmıĢtır.

AraĢtırma alanında hanehalklarının, ihitiyaçları, yaĢadıkları sorunları ve gelirlerini etkileyen faktörlerin berilenmesinde Likert Ölçeği kullanılmıĢtır. Likert

ölçeği, tutumları ölçmek için kullanılan en kolay ve en kullanıĢlı yöntemdir. Bu yüzden

de tutum ölçekleri arasında en çok kullanılan Likert ölçekleridir (Türker ve Turanlı, 2008). Tutum ölçmede çoğunlukla ölçekler kullanılmaktadır. Belli baĢlı kullanılan tutum ölçekleri ise; Bogardus„un Toplumsal Uzaklık Ölçeği, Thurstone„un EĢit Görünümlü Aralıklar Ölçeği, Likert„in Toplamalı Sıralama Ölçeği (Likert Tipi Ölçek), Guttman„ın Birikimli Ölçekleme Tekniği, Osgood„un Duygusal Anlam Ölçeği„dir. Ancak bu ölçekler içerisinde en kullanıĢlısı Likert tarafından geliĢtirilmiĢ olan ve kendi adıyla anılan ölçektir (Güllü ve Güçlü, 2009). Derecelendirme sorularında, her yanıt seçeneğinin derece ortalaması hesaplanır; böylece genel olarak en çok hangi yanıt seçeneğinin tercih edildiğini belirleyebilirsiniz. En yüksek derecelendirme ortalamasına sahip yanıt seçeneği en çok tercih edilen seçenektir. Derecelendirme ortalaması Ģu Ģekilde hesaplanmıĢtır.

W =derecelendirmenin ağırlığı X = yanıt seçeneğinin yanıt sayısı X1.W1+X2.W2+…….+Xn.Wn/Anket Sayısı Toplamı

AraĢtırma alanında hanehalklarının, ihitiyaçlarını belirelemek için 5‟li likert ölçeği kullanılmıĢtır. Ölçekteki değerler;

(26)

5: Kesinlikle ihtiyaç var, 4: ihtiyaç var, 3:Kararsızım, 2: Ġhtiyaç yok, 1: Kesinlikle ihtiyaç yok Ģeklinde kodlanmıĢtır. AraĢtırma alanında hanehalklarının, yaĢadıkları sorunları ve gelirlerini etkileyen faktörlerin berilenmesinde 5‟li likert ölçeği kullanılmıĢtır. Ölçekteki değerler;

5: Kesinlikle katılıyorum, 4: Katılıyorum, 3:Kararsızım, 2: Katılmıyorum, 1: Kesinlikle katılmıyorum Ģeklinde kodlanmıĢtır.

AraĢtırma alanında hanehalklarının yaĢadıkları problemlerin belirlenmesinde likert ölçeğinin yanında araĢtırmanın iç tutarlılığını sağlamak için Cronbach„s Alpha analizi uygulanmıĢtır. Ölçekte yer alan k sorununun varyansları toplamının genel varyansa oranlanması ile bulunan ve 0 ile 1 arasında değerler alan Alfa katsayısı bir ağırlıklı standart değiĢim ortalamasıdır. Cronbach Alfa Katsayısı, ölçekte yer alan k sorunun homojen bir yapıyı açıklamak üzere bir bütün oluĢturup oluĢturmadıklarını araĢtırır. Alfa katsayısı bireysel puanların k soru içeren bir ölçekte sorulara verilen cevapların toplanması ile bulunduğu durumlarda soruların birbirleri ile benzerliğini, yakınlığını ortaya koyan bir katsayıdır (George and Mallery 2003).

ÇalıĢmada alfa katsayısının bulunabileceği aralıklar ve buna bağlı olarak da ölçeğin güvenilirlik durumu aĢağıda verilmiĢtir .

 α değeri 0,00 ile 0,40 arasında ise ölçek güvenilir değildir.  α değeri 0,40 ile 0,60 arasında ise ölçek düĢük güvenilirliktedir.  α değeri 0,60 ile 0,80 arasında ise ölçek oldukça güvenilirdir.

 α değeri 0,80 ile 1.00 arasında ise ölçek yüksek derecede güvenilirdir.

AraĢtırma alanında hanehalklarının sorunlarının derinliğini ve etki derecesini ölçmek için faktör analizi ve çoklu doğrusal regresyon analizi yapılmıĢtır. Faktör analizi, çok sayıda iliĢkili değiĢkeni az sayıda önemli ve bağımsız faktör haline getiren ve yaygın olarak kullanılan çok değiĢkenli istatistiksel tekniklerden biridir. Faktör analizinin temel amacı, iliĢkili olduğu düĢünülen çok sayıda değiĢken arasındaki iliĢkiyi anlamak ve yorumunu kolaylaĢtırmak için daha az sayıda temel boyutu azaltmak veya özetlemektir (Korkmaz, 2000). KMO testi gözlenen korelasyon katsayıları büyüklüğü ile kısmi korelasyon katsayılarının büyüklüğünü karĢılaĢtıran bir indekstir. KMO oranının (0,5)„in üzerinde olması gerekir (Tatar, 2018). KMO değeri aĢağıdaki formül ile hesaplanır;

(27)

KMO değerleri ve yorumları aĢağıda verilmiĢtir (Sharma, 1995).

KMO Değeri Yorum 0,90 Mükemmel 0,80 Çok iyi 0,70 Ġyi 0,60 Orta 0,50 Zayıf

0,50„nin altı Kabul Edilemez

Ġki veya daha fazla bağımsız değiĢken ve bağımlı değiĢkenin varyansını açıklamaya çalıĢan çoklu doğrusal regresyon analizi, yaygın olarak kullanılan bir istatistiksel yöntemdir. Çoklu doğrusal regresyon analizinde, gözlemlenen ve beklenen değerler arasındaki farkların karelerinin toplamı azaltılarak analiz çıktıları sağlanmaktadır. Regresyon analizi temel olarak değiĢkenler arasındaki iliĢkiyi belirlemeyi amaçlamaktadır. Bağımsız değiĢken olarak bir değiĢken kullanılırsa basit regresyon, tahmin değiĢkeni olarak iki veya daha fazla değiĢken kullanılırsa çoklu doğrusal regresyon analizi kullanılır. Çoklu doğrusal regresyon modeli aĢağıda verilmiĢtir (Kayaalp ve ark., 2015).

Y

i

= β

0

+ β

1

x

1i+

β

2

x

2i+………

β

p

x

pi +

e

i

i=1,2,...n.

Yi: bağımlı değiĢkeni β0: sabit değeri

x1i..pi, bağımsız değiĢkenleri

(28)

ei ise bağımsız değiĢkenlerin bağımlı değiĢkenin varyansında açıklayamadığı kısmı bir diğer ifade ile regresyon modelindeki hata varyansını ifade etmektedir (Volkan ve Doğan, 2015) .

Bu araĢtırmada kullanılan değiĢkenler aĢağıda belirlenmiĢtir. Bağımlı DeğiĢken (Y) AraĢtırma Alanında Bireylerin Aylık Gelirleri X1 Temel Ġhtiyaçlar X2 Sosyal Ġhtiyaçlar X3 Ekonomik Sorunları X4 Sağlık Sorunları X5 Uyum Sorunları

(29)

4. KAVRAMSAL ÇERÇEVE

4.1 Göç Kavramı

Göç genel olarak; insanların ve ailelerin yaĢadığı bir yerden, bazı nedenlerden dolayı baĢka bir yere yerleĢmesidir. Göç, belirli sorunlarla dolu bir süreç olmakla birlikte, aslında bireysel bir süreçtir; Bu, toplumsal açıdan; küresel kalkınma, rekabetçilik, karĢılıklı anlayıĢ ve kültürlerin barıĢ içinde birlikte yaĢama kapasitesinden yararlanan bir fenomendir (Urk, 2010). Farklı bir açıdan: kiĢilerin parasal, diplomatik ve sosyolojik açıdan yaĢadığı yerdeki sıkıntılardan dolayı baĢka yerlere gitmesidir (Civan ve Gökalp, 2011). BaĢka bir deyiĢle göç: insanların ve ailelerin her hangi bir sebpten dolayı yaĢamlarını devam ettiterbilmek için ülkelerini terk edip baĢka ülkelerde yerleĢmesidir. Son zamanlarda, “zorunlu göç” Kavramı geniĢ bir Ģekilde yayılmıĢ ve göç çalıĢmaları alanında en sık kullanılan kavramlardan biri haline gelmiĢtir.

4.2 Ġç Göç

Ġç göç, tek bir ulus devletin siyasi sınırlarının içerisindeki insan göçüdür. Ġç göç, insanların eğitim ve ekonomik geliĢme, doğal afet ya da sivil rahatsızlıklar nedeniyle yer değiĢtirmesidir. Ġç göç, genellikle politik ya da ekonomik sebeplerden kaynaklanmaktadır (Sağlam, 2006). BaĢka bir deyiĢ ile Ġç göç, insanların ekonomik, sağlık veya eğitim gibi nedenlere bağlı olarak yaĢadıkları ülkenin içerisinde göç hareketidir. Bu göç hareketi, bir ülkenin genel nufüsünün toplamında her hangi bir değiĢim meydana getirmemektedir.Ġç göç, bir ülkenin bölgelerinin toplam nufüsünü azaltır yada artırır (Koçak ve Terzi, 2012).Ġç göçün türleri ; kentten köye, kasabadan kente, kentten kente veya köyden kente yapılan göçler olarak sınıflandırılabilmektedir (Abadan, 2002). Türkiye‟de Ġç göç, 1950 yılından sonra yaĢanan sanayileĢme nedeniyle en yüksek düzeye çıkmıĢtır. Türkiye vatandaĢları daha uygun koĢullarda yaĢamak ve daha iyi bir iĢ bulmak amacıyla köylerden Ģehir merkezlerine doğru yerleĢmiĢtir. Türkiye vatandaĢları, 1980‟li yıllardan itibaren Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yaĢanmıĢ olan terör olaylardan kaçabilmek ve hayatlarını normal bir Ģekilde sürdürebilmek için bu yerlerden Türkiye‟deki daha güvenli yerlere göç etmiĢlerdir (Eraldemir, 2013).

(30)

4.3 DıĢ Göç

DıĢ Göç, Ġnsanların her hangi bir nedenden dolayı kendi ülkelerinden ayrılıp baĢka bir ülkede yaĢamları sürdürmesidir (Urk, 2010). BaĢka bir ifade ile az geliĢmiĢ veya geliĢmemiĢ ülkelerde yaĢayan kiĢilerin ekonomik, eğitim, sosyal ve siyasi nedenlere bağlı olarak baĢka bir ülkeye gitmesidir. Uluslararası göç düzenli göç ve düzensiz göçü kapsamaktadır. DıĢ göç, insanların bireysel veya kitlesel olarak yaĢadıkları ülkeyi terk ederek gerçekleĢtirdikleri göç hareketidir. Uluslararası göç daha iyi koĢullar altına yaĢayabilmek, doğal afetlerden kaçabilmek, muzdarip ülkelerdeki savaĢ ve iç çatıĢmalardan kurturabilmek, açlık ve hastalıktan etkilenmemek gibi sebeplere bağlanabilmektedir.

4.4 Düzenli Göç (Yasal Göç) Kavramı

Düzenli göçü, hukuki bir göçmenlik olayı olarak kavramak mümkündür. Bu doğrultuda yasal göçü " belirli bazı nedenlerle insanların kendi ülkelerinden çıkıp baĢka ülkelerde yaĢamlarını sürdürmek için aldıkları hukuksal hareketler "olarak ifade etmek mümkündür. Yasal göç kavramında en birincil esası, kanunlara bağlı olma yetisidir. Bu tür göç hareketlerine konu olanlar, gittiği ülkenin kanunlarına göre ülkeye girmiĢtir. Üstelik amaçlarına uygun olarak gerekli izinleri aldıktan sonra ülkeye yerleĢmiĢtir. Alınan bu izinler arasında yerleĢim izni, çalıĢma izni ve eğitim izni yer almakta olup bu izinler yurt dıĢından gelen kiĢilere hukuksal açıdan bazı haklar sağlamaktadır. Yukarıda bahsedilen haklar uluslararası yasaların bir güvencesi olarak görülse de, ülkelerin siyasi, dini ve ekonomik düĢünceleri ile bu kiĢisel hakları kullanılmasına izin verilmektedir (Urk, 2010). Yasal göçmenler diplomatik Ģartları sağlandığında pasaport ve vize ile diğer ülkelere girebilirler. Ayrıca yasal göçmenler göç ettikleri ülkelerde uzun süre kalmaları halinde veya yeni bir konut elde etmeleri halinde çalıĢma ve ikamet izni gibi Ģartları yerine getirirler. Devletler, bunun gibi düzenli ve yasal göçü teĢvik edip destekler fakat usulsüz ve yasadıĢı göçleri önlemek için ise ise gerekli önlemleri alırlar. Örnek olarak, öğrenci oturma iznini alan yasal bir göçmenin her hangi bir yabancı üniversitede okuması. (Urk, 2010).

4.5 Düzensiz Göç ( YasadıĢı Göç ) Kavramı

Düzensiz göç; hukuksal kurallar dıĢında bir ülkeye girme, o ülkede hukuksuz olarak kalma veya yasal zaman çerçevesinde ayrılmama anlamına gelmektedir.

(31)

Düzensiz göç, amaç, transit ve odak noktası olan ülkeler yönünden ayrı ayrı analiz edilmesi gereken bir mevzudur. Düzensiz göç; seçilen ülkeler bakımından, ülkelerine yasadıĢı yollarla giren veya yasal yollardan giren ve yasal sürede ülkeyi terk etmeyen kiĢileri içine almaktadır. Düzensiz göç, göz önünde olan ülke için gerekli izin ve belgeleri yerine getirmeksizin ülke içine yerleĢen kiĢileri kapsar. GeçiĢ ülkeleri açısından; yaĢanlan ülkeden yaĢanılmak istenen ülkeye ulaĢmak ve bu ülkeyi transit ülke olarak kullanmak ve ülkeyi terk etmek için yasal veya yasadıĢı yollarla ülkeye girenleri içine alan bir kavramdır. YasadıĢı göç, düzensiz göçle aynı anlama gelmekle birlikte, yasadıĢı göç genellikle insan kaçakçılığı yada insan istismarı ile açıklanmaktadır (Asar, 2006).

YasadıĢı göç, insanların kanuni olarak yaĢadıkları ülkeyi bırakarak baĢka bir ülkeye yasadıĢı yollarla giriĢ yapması, kanuni yollarla giriĢ yaptıktan sonra belli bir süre içinde ülkeden çıkıĢ yapmamak suretiyle, o ülkede, gerekli izinleri almadan uzun süreli olarak yerleĢmesi yada çalıĢmasıdır”. Öyleyse, gerekli olan belgeler veya izinler olmadan ya da sahte belgelerle gerçekleĢtirilen göçe, yasadıĢı göç denir (Asar, 2006).

Grafik 1. Türkiye’de Yıllara Göre Yakalanmış Olan Düzensiz Göçmenler (Göç İdaresi, 2016)

Türkiye‟ye yasadıĢı yollardan giriĢ yapan ve yakalanan düzensiz göçmen sayısını gösteren grafik. 2005 yılından itiberen 2016 yılı sonuna kadar yakalanmıĢ olan göçmenlerin sayısı 817863‟tür. 2011 yılından 2016 yılına kadar yakalanan göçmenlerin çoğunu Suriye‟den kaçan mülteciler oluĢmaktadır (Göç Ġdaresi, 2016).

57482 51983 64290 65737 34345 32667 44415 47510 39890 58647 146485 174466 0 20000 40000 60000 80000 100000 120000 140000 160000 180000 200000 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 2015 2016

(32)

Grafik 2. 2016 Yılında Türkiye’de Yakalanmış Olan Düzensiz Göçmenler (Göç İdaresi, 2016)

4.6 Mülteci Kavramı

Sığınma, sığınma hakkının verilmesinin yasal çerçevede uygun görülmüĢ bir konumdur. Sığınmacı kavramı ise yasal konum kazanılmasından ziyade mecburi bir harekete verilen bir isimdir. Mülteci veya sığınmacı; herhangi bir düĢünceden, dinden, ırktan dolayı ülkelerinden uzaklaĢtırılması veya uzaklaĢtırılma korkusu yaĢayan, hatta bazı Ģeylere maruz kalmıĢ veya zulüm görmüĢ kiĢilerin hayatlarından endiĢe duyarak baĢka bir ülkede yaĢama isteği sonucunda oluĢmuĢ bir hareketlilik ismidir (Özcan, 2005). Mülteci kavramı; Medya, politikacılar ve halk tarafından belirli nedenlerden dolayı yaĢadığı ikamet yerini bırakmak anlamında kullanılan bir terimdir. 1967 tarihli Mültecilerin Hukuki Statüsüne ĠliĢkin Protokol uyarınca bir kiĢinin ırkı, dini, milliyeti, belirli bir sosyal grup üyeliği veya siyasi düĢünceleri nedeniyle zulüm görmekten korktuğu için kendi vatandaĢlığı ülkesinin dıĢında olan ve vatanını n korumasından yararlanamayan veya korkusundan yararlanma ihtimali bile olmayan, ya da geçmiĢte yaĢadığı korku yüzünden vatanına geri dönmek istemeyen, ülkesinde ikamet etmeyip ülke dıĢında ikamet eden toplum üyeleri mülteci olarak tanımlanır. Mülteci en genel tanımı ile; Ülkesinde yerinden olmuĢ bir kiĢi "silahlı çatıĢmalar yüzünden, doğal afetler, açlık ve kuraklık gibi değiĢik doğa olaylardan dolayı daimi yaĢadığı bölgeyi terk eden kiĢi olarak nitelendirilmektedir. Mülteci olarak ifade edilen bu kiĢiler, özellikle uluslararası alanda tanınmıĢ bir sınırdan arkasına bakmaksızın kaçan kiĢilerdir (Öztürk, 2012). Uluslararası hukukta “mülteci” kavramı, vatandaĢı olduğu ülke dıĢında olan ve "ırkı, dini, tabiiyeti, belirli bir sosyal gruba mensubiyeti veya siyasi düĢüncesi nedeniyle zulme uğrayacağından haklı sebeplerle korktuğu" için vatandaĢı olduğu

0 10000 20000 30000 40000 50000 60000 70000 80000 Suriye Afganistan Irak Pakistan Gürcistan Bangladeş İran Özbekistan Myanmar(Burma) Azerbaycan

2016 Yılında Türkiye‟de Yakalanan Düzensiz Göçmenler

(Ġlk 10 Uyruk)

(33)

ülkeye dönemeyen veya dönmek istemeyen kiĢileri ifade etmektedir. Mülteci olma, hukukun sunduğu bir konum veya mevkidir. Mültecilerin, ülkelerini terk etmeleri veya ülkelerinden kaçmaları farklı nedenlerle açıklanabilir (BMMYK, 1994). Bu bırakma; zorla terk etme, ülkelerinde gördükleri baskılar, insan hayatına ve özgürlüğüne engellemeler, adli kovuĢturmalar, yoksulluk ve sefalet, savaĢ ve iç düzensizlikler, doğal afetlerden gelebilir. Mülteci konseptinin öncüllüğü, bireyin kaçıĢ olayları ve sonuçları karĢısında yardıma ve korunmaya layık olduğu varsayımı yatmaktadır. Bu nedenle, devletler mültecileri, ekonomik nedenlerle ülkelerinden göçe zorlananan "hukuki mülteci" ve "ekonomik mülteciler" olarak görmemektedir. Bu nedenle, mülteciler diğer göçmen kategorilerinden farklı olmalıdır. Mülteciler, genelde özgür iradelerine sorulmaksızın, zulüm korkusu nedeniyle ülkelerinden ayrılmayı tercih etmektedirler. 4.7 Sığınmacı Kavramı

Sığınmacılar, mülteciler gibi uluslararası koruma arayıĢında olan ancak statüsü henüz resmen tanınmayan insanlardır. Bu terim çoğunlukla mülteci statüsünün uygulanmasını bekleyenlerin hükümet veya BirleĢmiĢ Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) tarafından çözülmesini beklemek isteyenler için kullanılır. Tüzük resmi olarak tanınmamıĢ olsa da, sığınmacılar zorla menĢei ülkelerine geri gönderilemezler ve hakları korunmalıdır. Bir sığınmacı, mülteci olduğunu ve henüz mülteci statüsü baĢvurusu yapmadığı gerekçesiyle terk edilmiĢ bir kiĢidir. Mülteci reddeden kiĢilerin sığınmacı olarak tanımlanamayacaklarına göre, sığınmacı unvanını kullanabilmek için korkularında, korkularında haklı olmaları gerekir. Bu iki kavram genellikle birbiryle karıĢıktırılmakta ve gündelik hayatta yanlıĢ kullanılmaktadır (BMMYK, 1994).

4.8 Göçmen Kavramı

Göçmen; Mali ve sosyal durumunu iyileĢtirmek ve kendileri veya aileleri için gelecek beklentilerini artırmak için baĢka bir ülkeye veya bölgeye göç eden insanları ifade etmektedir. Özünde, ülkesinde zulm uğrayarak korku yaĢamak istemeyen eğitim ve çalıĢma gibi nedenlerle ülkesinden ayrılan insanlar olarak tanımlanabilir. Göçmenler vatandaĢlarının korunmasından fayda sağlamaya devam ederken, daha iyi bir yaĢam standardı elde etmek için bu yolculuğu kendi iradeleri ile alırlar. Bu yolculukların bazıları pasaport, vize gibi yasal belgelerle düzenli olarak organize edilmekle birlikte, bazıları ülkelerin yasal sistemlerine aykırı olarak usulsüzce de yapılabilir. Mülteci veya sığınmacı; herhangi bir dini inanıĢ, siyasi görüĢ, ırkı, herhangi bir gruba üyeliği

(34)

yüzünden karĢıt düĢünceye sahip kiĢilerce zulme, baskıya uğrayan veya zulme uğrama endiĢesi ve psikolojisi ile ülkesinden ayrılan, ayrılmak zorunda kalan ve hatta yerleĢtiği ülkede yaĢam sürdüren toplum üyelerine verilen isimdir (Çakır, 2011)

5. DÜNYA’DA VE TÜRKĠYE’DE GÖÇ OLGUSU VE TARĠHSEL GELĠġĠMĠ

5.1 Dünya’da Göç ve Göç Olgusu

Göç, insanlık tarihinin en büyük gerçekliklerinden biridir. Ġnsanlar tarih boyunca siyasi sınırlar ortaya çıkmadan önce de dünyanın her bölgesine göç etmiĢtir. Bilimsel araĢtırmalara göre göç 50000 veya 60000 yıl önce baĢlamıĢtır (Brian, 2009). Ġnsanlığın yolculuğu gönüllü yada istemesiz olarak tarih öncesinden günümüze kadar devam etmektedir. Ġnsanlar, daha iyi bir Ģekilde yaĢayabilmek, yaĢadığı yerde her türlü baskı, iĢkence, zulüm ve Ģiddetten kaçarak baĢka bir ülkeye yerleĢebilmek, tehlikesiz yerlere taĢınabilmek için göç etmek zorunda kalmıĢtır. Ayrıca eski zamanlarda kıtlık, kuraklık, deprem, sel, heyelan ve doğal afet da göçü zorunlu kılan nedenlerden olmuĢtur. Bundan dolayı göç tarihi insanlık tarihi ile baĢlamıĢtır.

Romalı askerler Ġngiltere'den Türkiye'ye uzanan bir imparatorluk kurmuĢtur. Yunanlılar Akdeniz etrafında Ģehirler inĢa etmiĢtir. Avrupa 4. ve 7. yüzyıllar arasında “ulusların göçü” olarak bilinen bir dönem görmüĢtür. Yine Avrupa 15. Yüzyıldan itibaren ve 300 yıl süren büyük bir göç dönemine Ģahit olmuĢtur. Dünyanın farklı bölgelerinden zorla getirilen milyonlarca insan Avrupa ve Amerika‟yı ĢekillendirmiĢtir. Köle ticareti yasaklandıktan sonra Karayipler, Afrika ve Asya‟dan iĢgücü olarak binlerce insan Avrupa‟ya gönderilmiĢ ve bu insanların çoğu gittikleri ülkede devamlı olarak yerleĢmiĢtir. Özellikle Amerika keĢfedildikten sonra, sömürge ülkeler Hollanda, Ġspanya, Fransa ve Ġngiltere gibi Avusturalya ve Amerika‟ya milyonlarca insan göndermiĢlerdir. Tarih boyuna Avrupa‟dan Amerika‟ya olan göç en büyük göç hareketlerinden biri haline gelmiĢtir. 19. yüzyılın ilk yıllarında yaklaĢık 55 milyon kiĢi Avusturalya ve Kuzey Amerika‟ya taĢınmak amacıyla Ġskandinavya, Rusya, Ġtalya ve Ġrlanda‟dan ayrılmıĢtır. Ayrıca sanayi devrimiyle artan iĢ gücü talebi sebebiyle milyonlarca insan Avrupa kıtasının sınırlarının içerisinde yer değiĢtirmiĢtir (Brian, 2009).19. ve 20. yüzyılın baĢları incelendiğinde; dünyanın her bölgesinden gelen göçmenler her hangi bir kısıtlama ile karĢılamamıĢlardır. Hedef ülkeye vardıklarında sağlık kontrolünden geçtikten sonra, göçmenlerin ülkede yeni bir baĢlangıç yapabilmeleri için yeĢil kart veya vize almaları gerekmemekteydi. 1901‟de Avustralya,

(35)

Beyaz politikasını uygulayarak özellikle Asya‟dan gelen göçmenleri kabul etmemeye baĢlamıĢtır. Amerika 1920 yılında serbest göç politikasını durdurup Latin ülkelerinden ve Avrupa‟dan gelen insanlara kapısını kapatmıĢtır. 2.Dünya SavaĢından sonra “ misafir iĢçi” kavramı ortaya çıkmıĢtır.

Misafir iĢçi olarak geliĢmemiĢ ülkelerden gelen göçmenlerin bazıları üzüm toplama gibi tamamen mevsimsel ve kolay iĢler yaparken diğerleri otomobil üretimi gibi önemli sektörlerde çalıĢmıĢtır (Brian, 2009). Batı Avrupa‟daki ülkeler savaĢtan sonra yeniden yapılanmaya ve ekonomik büyümeye katkıda bulunmak amacıyla göçmenlere kapılarını açmıĢlardır. Bir süre sonra özellikle 1960 yıllarda bu göçmenlere yaĢadıkları ülkerlere ailelerini getirmelerine izin verilmiĢtir. Ekonomik planlarını desteklemek için Avusturalya, Kanada ve Amerika tekrar yüksek rakamlarla göçmen iĢçi almıĢtır. 1970‟lerde ekonomik krizler özellikle petrol krizi nedeniyle uluslararası göçmenlik hareketi yavaĢlarken tekrar 1980‟lı yıllardan itibaren küresel ekonomik büyüme dolayısıyla iĢçi göçmenlik hareketi hızlanmıĢtır. Ayrıca 2000‟li yıllarda küresel krizin etkisiyle iĢçi talebi zayıflanmıĢtır (Karayel, 2016).

BM‟in verilerine göre dünya genelindeki 6,7 milyar insanın %3‟ü (190 milyon) doğduğu ülkede yaĢamamaktadır. Bu rakam düĢük görünebilir, ancak OECD bölgesinde Avustralya ve Ġsviçre gibi nüfusun % 23'ünden fazlasını, Finlandiya ve Macaristan'da yalnızca% 3'ünü göçmenlerden oluĢturmaktadır. Genel olarak, dünyadaki göçmenlerin yaklaĢık üçte biri geliĢmemiĢ bir ülkeden geliĢmiĢ bir ülkeye göç etmiĢtir (Brian, 2009). Günümüzde insanlar daha iyi Ģartlarda yaĢayabilmek, maddi durumunu iyileĢtirebilmek, gelecek beklentilerini arttırmak için ekonomisi iyi düzeyde olan ülkelere göç etmektedir. Bu tip göç, ülkeler arasında ferah ve gelir düzeyi farklılıklarında kaynaklanmaktadır. Fakat son yıllarda Ortadoğu ve Afrika ülkelerde yaĢanan ekonomik krizler, protestolar, iç çatıĢmalar, insan özgürlüğüne yönelik tehditlerden dolayı milyonlarca insan yaĢadıkları yerleri terk etmek zorunda kalmıĢtır. koruma arayıĢında bulunan kiĢiler tarafından yaratılan mültecilik sorununu dünyanın tüm ülkelerini ilgilendiren bir hale almıĢtır.

5.2 Türkiye’de Göç ve Tarihsel GeliĢimi

Osmanlı Devleti döneminde imparatorluk birçok göç hareketine tanık olmuĢtur. Osmanlı yetkilileri açık kapı politikası ile dünyanın farklı bölgelerinden ve farklı sebeplerden dolayı sığınmak isteyenleri ev sahipliği yapmıĢtır. Bunun sebebi Osmanlı imparatorluğunun insani, dini ve politik tutumundan farklı yerlerden sınır dıĢı edilen

(36)

çok sayıda Müslüman ve Müslüman olmayan mülteci almayı kabul etmesidir. Örneğin, Ġspanyol Engizisyonundan kaçan Yahudileri ve Müslüman mültecileri misafir etmiĢtir. Üstelik, Osmanlı döneminde Macar ve Polonyalılar gibi farklı Avrupa ülkelerinden gelen sığınmacıların, defalarca Osmanlı topraklarına girip yerleĢmeleri kabul edilmiĢtir (Latif, 2002). Ek olarak, 19. yüzyıl boyunca, Bulgaristan göçmenleri gibi Türkiye'ye göç etmek zorunda kalmıĢtı. Tatarlı göçmenler Kırım Rus kontrolü altındayken Osmanlı Ġmparatorluğu'na iltica etmek zorunda kalmıĢlardır. Aynı durum, Osmanlı Ġmparatorluğu çökerken Balkanlardan kaçmak zorunda kalan Kafkasyalı Çerkesler için de geçerlidir (Latif, 2002). 20. yüzyılın baĢında, Osmanlı Ġmparatorluğunun kademeli olarak çökmeye baĢlamasıyla eski Osmanlı bölgesinden Anadolu'ya doğru kitlesel zorunlu göçmen dalgaları olmuĢtu. Aynı zamanda, 1922'de Yunan ordusunun yenilmesinden sonra yaklaĢık yarım milyon Yunan Ortodoks Hristiyan‟ı Osmanlı topraklarından kaçmıĢtır. Daha sonra, Türkiye ile Yunanistan arasındaki nüfus değiĢimi iĢleminin bir parçası olarak, yaklaĢık 1.3 milyon Yunan Yunanistan'a taĢınmak zorunda kalmıĢtı ve yaklaĢık yarım milyon Türk ise Yunanistan'ı bırakıp Türkiye'ye yerleĢmiĢtir. Ġlerleyen yıllarda Türkiye ile Balkan devletleri arasında insan değiĢimi de dahil olmak üzere birçok yeni anlaĢma yapılmıĢtır. Ermeni azınlığı da çoğunlukla Türk sınırlarından türemiĢtir (Ġçduygu ve Sert, 2009).

Osmanlı Ġmparatorluğunun son on yılında yaĢadığı uzun savaĢın halk arasında büyük bir can kaybına olduğu, sosyo-ekonomik kalkınma süreci için gerçek bir tehdit oluĢturduğu ve Osmanlı Devletinin dıĢ tehditlere maruz bırakılması Türkiye'yi yeni göçmenleri kabul etmeye motive eden sebeplerden biri olmuĢtur. Bu zorlukları geçmek ve ülkeyi korumak için Türkiye, nüfusu artırabilecek yeni bir nüfus politikası takip etmiĢtir (Arı, 1992). Balkanlar ve Kırım'daki eski Osmanlı bölgelerinden zorunlu göçmenleri kabul etmek veya onlara göçmenlik teklif etmek, nüfus kaybını telafi etmenin bir yolu olarak Türkye‟nin yeni nüfus politikasının bir parçasıydı (Duman, 2009). Müslüman Türk soyundan gelen göçmenleri kabul ederek veya Türk kimliğine kolayca entegre olabilen birini Türkiye‟ye davet ederek Türk hükümeti ulus devlet oluĢturmaya çalıĢmaktaydı. Bu politika, Türkiye Cumhuriyeti‟nin kuruluĢundan 1997‟e kadar geçen sürede Türkiye‟ye yerleĢecek yaklaĢık 1,6 milyon göçmeni kabul ederek temsil edilmiĢtir. Türkiye‟nin kuruluĢundan sonraki ilk on yılda, özellikle de Birinci ve Ġkinci Dünya savaĢları arasındaki dönemde, göçmenlerin Türkiye‟ye giriĢi devam etmiĢtir. Bu göçmenlerin kaynakları Eski Osmanlı bölgeleri, Alman, Avusturya ve Nazizm'den kaçan Avrupalı Yahudilerdir. O zamanlar, Türkiye tarımdan sanayi

Şekil

Grafik 1. Türkiye‟de Yıllara Göre YakalanmıĢ Olan Düzensiz Göçmenler (Göç Ġdaresi,  2016) ..............................................................................................................................
Grafik 1. Türkiye’de Yıllara Göre Yakalanmış Olan Düzensiz Göçmenler (Göç İdaresi, 2016)
Çizelge 6.2. Türkiye ġehirlerine göre Kayıtlı Olan Suriyeliler Sığınmacıların Sayısı (Sayı, ġehir  Nüfusu ile Kıyaslama %)
Grafik 3. Şehirlere Göre Suriyelilerin Dağılımı (Göç İdaresi, 2016)
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Vatan, bir günahın açışım çeker g i­ bi bugün: “ Nazmı Hikmet, Türk milleti için ölmüş, o- nun yerine Türk milletinin bir düşmanı bir Moskof

Üç çeşit deri kanse- rinden ikisi, epidermoid ve bazal hücreli deri kanserleri, en sık görü- len, fakat tedavisi mümkün kanser- lerdir.. Bunlar kesinlikle UV ışınları-

Buna göre Türkçe öğretmeni adayları içerisinde kız öğrenciler toplamda 250, matematik öğretmeni adayları içerisinde kız öğrenciler toplamda 399, İngilizce öğret-

I chose to compare probiotic penetrance due to two different bacteria’s percentages of autoaggregation and coaggregation results because they need to aggregate and cover the human

2011 yılında başlayan ve uluslararası düzeyde Arap Baharı olarak adlandırılan Suriyeli mülteci hareketleri ekonomik, siyasi, kültürel ve toplumsal olarak ülkemizi

Türk toplumu ve Suriyeli insanlar arasında yaşam ve kültür tarzı açısından farklılıklar olmasına rağmen Suriyeli mülteciler için toplumsal uyum ve kabul

Bu yazıda, yaygın kas ağrısı ve ani gelişen parapare- zi tablosu ile nöroloji acil ünitesinde görülen, inflamatu- var miyojen hastalıklar, akut gelişen miyelit sendromla-

Frontal horn, lateral ventrikülün gövdesini drene eden venler internal serebral vene; Temporal horn ve etrafındaki yapıları boşaltan venler bazal venlere; atrium