• Sonuç bulunamadı

İlkokuma ve yazma öğretiminde ailenin rolü üzerine bir araştırma

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İlkokuma ve yazma öğretiminde ailenin rolü üzerine bir araştırma"

Copied!
114
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

İLKÖĞRETİM ÖĞRETMENLİĞİ ANABİLİM DALI SINIF ÖĞRETMENLİĞİ BİLİM DALI

TEZİN ADI:

İLKOKUMA VE YAZMA ÖĞRETİMİNDE AİLENİN

ROLÜ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

YÜKSEK LİSANS TEZİ

DANIŞMAN:

YRD. DOÇ. DR. ÖNDER PİLTEN

HAZIRLAYAN: YAVUZ ŞEREFLİ

(2)

ÖZET

Okuryazar yoksunluğundan kaynaklanan ekonomik, sosyal ve politik sorunlar tüm ülkelerin başat sorunlarından biridir. Bu evrensel okuryazarlık sorununu çözümünde ilk okuma ve yazma becerisinin önemi büyüktür. Okuma-yazma öğretimi, sadece bir amaç olarak ele alınmamalı, bireyin sosyal, ekonomik, yurttaşlık görevleri ve rollerine hazırlanmasının bir yolu olarak görülmelidir. Okuma ve yazma becerisinin sağlıklı ve kalıcı olarak verilebilmesi için öğretmen kadar ailenin de çaba göstermesi gerekmektedir. Bu şekilde çocuklar iyi birer okuryazar olarak yetiştirilebilir.

Bu araştırmada; 2005–2006 yılında uygulamaya konulan ses temelli ilk okuma

ve yazma öğretiminin ailelere yüklediği sorumlulukların ve ailelerin ilk okuma ve

yazma öğretiminde çocukların başarıları üzerindeki etkisinin tespit edilmesi amaçlanmıştır.

Örneklem, ilköğretim birinci sınıf düzeyinde 704 öğrencinin velisi ve 115 ilköğretim öğretmeninden oluşmuştur. Araştırmanın amacı doğrultusunda veri toplamak için her iki gruba da yedişer soruluk anket uygulanmıştır.

Araştırmanın sonuçlarını şöyle özetlemek mümkündür:

1. Anne ve babalara yönelik olarak anne-çocuk sağlığı ve çocuk eğitimi hakkında seminerler verilebilir.

2. Eğitim programları hazırlanırken farklı sosyo-ekonomik düzeydeki ailelerin dikkate alınmasının olumlu sonuçlar vereceği düşünülmelidir. 3. Anne ve babalara kendilerini eğitmeleri ve geliştirmeleri için imkanlar

sağlanmalıdır.

4. Çocuklar, sinema, tiyatro, kütüphane gibi okul dışı eğitim ortamlarına daha çok yönlendirilmelidir

(3)

SUMMARY

Economical, social and political problems, which originate from deprivation of literate people, are among the main problems of all countries. First reading – writing skill has a big importance to solve this universal literacy problem. Reading – Writing education is not only considered as an aim but also should be seen as a way of person’s preparing himself / herself to his / her social, economical, citizenship duties and roles. Besides the teacher, the family should strive for a permanent reading – writing education. Children can be grown up as good literate people by this way.

This search aims to find the effects of sound-basic reading – writing education, which was firstly carried out in 2005 – 2006 educational year, on families’ responsibilities and their children’s successes in first reading – writing education.

Sample consists of 704 first grade primary educations students’ guardians and 115 primary education teachers . In direction of the search’s aim a questionnaire which consists of seven questions was applied to both of the groups for gathering the data.

It is possible to summarine the results of the research like this

1. Inner intensity the families' which are lived all individuals a psychological beloved inside to your process must be done

2. Taking into account different socio-economic level prepares for its training programs for families to positive results engagement.

3. Training for themselves and to develop opportunities for mothers and fathers give it must be ensured.

4. Boys movie a theatre and a library outer is to education environments she must be direct much.

(4)

İÇİNDEKİLER sayfa ÖZET ...i SUMMARY...ii İÇİNDEKİLER ...iii TABLOLAR LİSTESİ ... ... v ÖNSÖZ ...viii BÖLÜM I GİRİŞ ... ....1 PROBLEM ... ... ...3 ALT PROBLEMLER ... ... ...3 ARAŞTIRMANIN ÖNEMİ ... ...4 SAYILTILAR ... ... ...5 SINIRLILIKLAR ...5 TANIMLAR ... ...5 BÖLÜM II LİTERATÜR TARAMASI... ... ...7 A:Okuma-Yazma ve Okuryazarlık...7 1. Okuma... ...7

Okuma Eğitiminin Unsurları...7

Okuma Türleri...9

2. Yazma... ... ...9

3. Okuryazarlık... ...9

4. İlk Okuma ve Yazmanın Temel Amacı... ...10

5. İlk Okuma ve Yazma Öğretiminin Önemi...11

B: Ses Temelli Cümle Yöntemi... ...12

1. Ses Temelli Cümle Yönteminin Özellikleri...12

2. Ses Temelli Cümle Yönteminin İlkeleri... ...14

3. Ses Temelli Cümle Yönteminin Aşamaları.... ...15

Hazırlık Aşaması... ...15

Sesi Hissetme ve Tanıma... ... ...17

(5)

Hece, Kelime, Cümle ve Metin Oluşturma... ...19

C: Ailenin Çocuk Başarısına Etkisi...24

1. Ailenin Çocuk Üzerindeki Etkisi... ...24

2. Başarıyı Etkileyen Aile Faktörleri... ...26

2.1. Anne Babanın Eğitim Düzeyi... ...26

2.2. Anne Babanın Gelir Durumu... ...28

2.3. Anne Baba Arasındaki İletişimin Kalitesi...29

2.4. Okul Dışı Eğitim Ortamının Sağlanması... ...31

2.5. Ailenin Okuma ve Yazma Etkinliklerine Katılması... ..32

2.6. Ailenin Çocuklarına Karşı Tutumları...35

2.7. Okul Aile İşbirliğinin Sağlanması...38

BÖLÜM III YÖNTEM...41

ARAŞTIRMA MODELİ...41

EVREN VE ÖRNEKLEM... ...41

VERİLERİN TOPLANMASI... ...43

VERİLERİN ÇÖZÜMLENMESİ VE YORUMLANMASI. ... ..43

BÖLÜM IV BULGULAR VE YORUMLAR... ...44

A. Anket Sonuçlarına Ait Bulgular ve Yorumlar...44

B. Elde Edilen Verilerin Birlikte Değerlendirilmesi...76

BÖLÜM V SONUÇ VE ÖNERİLER... ...82

KAYNAKLAR... ...85 EKLER:

Ek 1: Öğretmen ve İdareci Anket Formu Ek 2: Veli Anket Formu.

Ek 3: 2007-2008 Çankırı İli İlköğretim Okulları Öğrenci Öğretmen Derslik ve Lojman Sayısı

(6)

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 1: Evren Tablosu...42 Tablo2: Araştırmaya Katılan Veli, Öğretmen Ve İdarecilerin Okullara Göre Dağılımı...42 Tablo 3: Okul-Aile İşbirliğinin, İlkokuma Ve Yazma Başarısı İle İlişkisi Üzerine Öğretmen Ve İdareci Görüşleri:...44 Tablo 4: Velilere Göre, Okul Aile İşbirliğini Sağlamaya Yönelik Etkinliklere Katılma Oranı:...45 Tablo 5: Velilere Göre, Okul Aile İşbirliğini Sağlayan Etkinlikler:...45 Tablo 6: Okul Aile İşbirliğini Sağlayan Etkinliklerin, Velinin Eğitim Durumuna Göre Dağılımı:...46 Tablo 7: Okul Aile İşbirliğini Sağlayan Etkinliklerin, Velinin Gelir Düzeyine Göre Dağılımı:...46 Tablo 8: Öğretmen Ve İdarecilere Göre, Ailelerin Okuma Ve Yazma Etkinliklerine Katılımı:...47 Tablo 9: Velilere Göre, Okuma Ve Yazma Etkinliklerine Katılım Oranı:...48 Tablo 10: İlkokuma Ve Yazma Başarısını Arttırmak İçin Velilerin Katıldıkları Okuma Ve Yazma Etkinlikleri:...48 Tablo 11: Velilerin Eğitim Düzeyine Göre, Okuma Yazma Etkinliklerine Katılım Oranları:...49 Tablo12: Velilerin Gelir Düzeyine Göre, Okuma Yazma Etkinliklerine Katılım Oranları:...49 Tablo 13: Anne Babalara Göre, Düzenlenmesinde Yarar Olan Okuma Ve Yazma Etkinlikleri:...50 Tablo 14: Ailenin Eğitim Durumuna Göre, Düzenlenmesinde Yarar Olan Okuma Ve Yazma Etkinlikleri:...51 Tablo 15: Ailenin Gelir Düzeyine Göre, Düzenlenmesinde Yarar Olan Okuma Ve Yazma Etkinlikleri:...51 Tablo 16: Öğretmen Ve İdarecilere Göre, Okuma Ve Yazma Başarısını Etkileyen Aile Tutumları... 52 Tablo 17: Ailelerin Çocuklarına Karşı Tutumlarının Başarıya Etkisinin Velilere Göre Değerlendirilmesi:...53

(7)

Tablo 18: Velilere Göre Okuma Ve Yazma Başarısını Etkileyen Aile Tutumları:....53 Tablo 19: Velilerin Eğitim Düzeyine Göre, Okuma Ve Yazma Başarısını Etkileyen Aile Tutumları:...54 Tablo 20: Velilerin Eğitim Düzeyine Göre, Okuma Ve Yazma Başarısını Etkileyen Aile Tutumları:...55 Tablo 21: Anne-Baba Gelir Seviyesinin Okuma Ve Yazma Başarısını Etkilemesi Üzerine Öğretmen Ve İdareci Görüşleri:...56 Tablo 22: Anne-Baba Gelir Seviyesinin Okuma Ve Yazma Başarısını Etkilemesi Üzerine Velilerin Görüşleri:...56 Tablo 23: Gelir Seviyesi Yüksek Olan Ailelerin, Çocuklarının Başarısı Üzerine Etkisi Hakkında Veli Görüşleri:...57 Tablo 24: Gelir Seviyesi Yüksek Olan Ailelerin, Çocuklarının Başarısı Üzerine Etkisinin Veli Eğitim Durumuna Göre Karşılaştırılması:...57 Tablo 25: Gelir Seviyesi Yüksek Olan Ailelerin, Çocuklarının Başarısı Üzerine Etkisinin Veli Gelir Düzeyine Göre Karşılaştırılması:...58 Tablo 26: Gelir Seviyesi Yüksek Ailelerin Okuma Ve Yazma Başarısını Arttırmak İçin Yaptıkları Etkinlikler Hakkında Velilerin Görüşleri:...59 Tablo 27: Gelir Seviyesi Yüksek Ailelerin Okuma Ve Yazma Başarısını Arttırmak İçin Yaptıkları Etkinliklerin, Velinin Eğitim Durumuna Göre Dağılımı:...59 Tablo 28: Gelir Seviyesi Yüksek Ailelerin Okuma Ve Yazma Başarısını Arttırmak İçin Yaptıkları Etkinliklerin, Velinin Gelir Düzeyine Göre Dağılımı:...60 Tablo 29: Eğitim Düzeyi Yüksek Bir Ailenin, Çocuklarının İlkokuma Ve Yazma Başarısını Nasıl Etkileyeceği Hakkında Öğretmen Ve İdareci Görüşleri: ...61 Tablo 30: Ailenin Eğitim Düzeyinin, Çocuklarının İlkokuma Ve Yazma Başarıları Üzerine Veli Görüşleri:...62 Tablo 31: Eğitim Düzeyi Yüksek Bir Ailenin Çocuklarının İlkokuma Ve Yazma Başarısı Üzerine Etkisi Hakkında Velinin Görüşleri:...62 Tablo 32: Eğitim Düzeyi Yüksek Bir Ailenin Çocuklarının İlkokuma Ve Yazma Başarısı Üzerine Etkisinin Velinin Eğitim Durumu İle Karşılaştırılması:...63 Tablo 33: Eğitim Düzeyi Yüksek Bir Ailenin Çocuklarının İlkokuma Ve Yazma Başarısı Üzerine Etkisinin Velinin Gelir Düzeyi İle Karşılaştırılması:...64

(8)

Tablo 34: Çocuğun İlkokuma Ve Yazma Başarısını Etkileyecek Olan Okul Dışı Eğitim Ortamları Hakkında Öğretmen Ve İdareci Görüşleri:...65 Tablo35: Okul Dışı Eğitim Ortamının Okuma Ve Yazma Başarısı Üzerine Etkisi Hakkındaki Veli Görüşleri:...65 Tablo 36: Veli Görüşlerine Göre, Çocukların İlkokuma Ve Yazma Başarsını Etkileyen Okul Dışı Eğitim Ortamları: ...66 Tablo 37: Velilerin Eğitim Durumlarına Göre, Çocuklarının İlkokuma Ve Yazma Başarsını Etkileyen Okul Dışı Eğitim Ortamları:...66 Tablo 38: Velinin Gelir Düzeyine Göre, Çocuklarının İlkokuma Ve Yazma Başarsını Etkileyen Okul Dışı Eğitim Ortamları:...67 Tablo 39: Veli Görüşlerine Göre, Ailelerin Okul Dışı Ortam Tercihleri:...68 Tablo 40: Velinin Eğitim Durumuna Göre, Ailelerin Okul Dışı Ortam Tercihleri: ..69 Tablo 41: Velilerin Gelir Düzeylerine Göre, Ailelerin Okul Dışı Ortam Tercihleri:.70 Tablo 42: Öğretmen Ve İdarecilere Göre, Anne-Baba Arasındaki İletişimin, Çocuklarının İlkokuma Ve Yazma Başarısına Etkisi:...71 Tablo 43: Veli Görüşlerine Göre, Anne-Baba Arasındaki İletişimin, Çocuklarının İlkokuma Ve Yazma Başarısına Etkisi:...71 Tablo 44: Anne-Baba Arasındaki İletişimin Kalitesinin, Çocuklarının İlkokuma Ve Yazma Başarılarına Etkisi Üzerine Veli Görüşleri:...72 Tablo 45: Anne-Baba Arasındaki İletişimin Kalitesinin, Çocuklarının İlkokuma Ve Yazma Başarılarına Etkisinin Veli Eğitim Durumuna Göre Değerlendirilmesi:...72 Tablo 46: Anne-Baba Arasındaki İletişimin Kalitesinin, Çocuklarının İlkokuma Ve Yazma Başarılarına Etkisinin Veli Gelir Düzeyine Göre Değerlendirilmesi:...73 Tablo 47: Çocukların Başarısını Arttırmak Amacıyla Anne-Baba Arasında Yapılan İletişim Düzenlemeleri Hakkında Velilerin Görüşü:...74 Tablo 48: Çocukların Başarısını Arttırmak Amacıyla Anne-Baba Arasında Yapılan İletişim Düzenlemelerinin, Velinin Eğitim Durumu İle Karşılaştırılması:...74 Tablo 49: Çocukların Başarısını Arttırmak Amacıyla Anne-Baba Arasında Yapılan İletişim Düzenlemelerinin, Velinin Gelir Düzeyi İle Karşılaştırılması:...75

(9)

ÖNSÖZ

Türk Milli Eğitiminin birçok problemi vardır. En başta gelen problemlerinden bir tanesi de ilk okuma ve yazmada karşılaşılan güçlüklerdir. Okuryazar bir ulus yetiştirmek için her şeyden önce ilk okuma ve yazma becerilerinin iyi bir şekilde kazandırılması gerekmektedir. Bu süreci etkileyen pek çok unsur vardır.

Eğitim sistemimizde davranışçı yaklaşımın yerini yapılandırmacı yaklaşımın alması öğrenci ve ailenin ön plana çıkmasına sebep olmuştur. Bu nedenle ailenin öğrenci üzerine etkisi artmıştır. Aileler çocukları ile daha çok ilgilenmek zorunda kalmışlar ve bu sayede çocuklarının başarılarına önemli katkılar yapmaktadırlar. Bu araştırmada; ilk okuma ve yazma öğretiminde öğretmen ve ailelere faydalı olabilecek ve öğrenci başarısına katkı sağlayacak bilgiler sunmak amaçlanmıştır.

Tez çalışmam süresince vermiş olduğu destek, göstermiş olduğu hoşgörü, kazanımlarımdaki yardımları için; danışmanım olmasından gurur duyduğum, kişiliğiyle, işindeki disipliniyle, bilim adamı ve öğretici sıfatıyla hayatımın her alanında kendime örnek alacağım çok değerli hocam Sayın Yrd. Doç. Dr. Önder PİLTEN’e şükranlarımı sunarım.

Hayatımın her safhasında olduğu gibi bu çalışmada da her zaman yanımda olan ve hiçbir zaman desteğini esirgemeyen sevgili anneme, babama, ağabeyim Yüksel GÜLTEPE’ye ve sevgili kardeşim Mürüvvet GÜLTEPE’ye çok teşekkür ederim.

(10)

1.1. GİRİŞ

Okuryazarlık, okuma ve yazmaya adım atmakla başlar ve bir kültür olarak devam eder. Belli bir döneme kadar okuryazarlık kültürü pek çok kişide devam eder. Tüm insanlar okuryazarlık aşamasından geçerler, ancak okul hayatından sonra ikiye ayrılırlar. Birinci grup okuryazarlığı devam ettirirken, diğer grup ta okuryazarlıktan uzaklaşır. Okuryazarlık kültürünü benimsemiş olan insanlar, bu kültürü hayatları boyunca devam ettirirler. Bazı insanlar okuryazarlığı sadece okul yıllarında devam ettirirler. Daha sonraları ise dinleme ve konuşma tercih edilir.

Okuryazarlık kültürünü benimsemiş olan bir insan okul yıllarından sonra da çeşitli kitaplar okur, eksikliklerini giderir. Sadece kendi ülkesindeki edebi kitapları değil değişik dillerden de çevrilmiş olan kitapları ve yayınları da takip eder. Hiçbir zaman yaşadığı çağın gerisinde kalmaz ve daima çağa uygun olarak yaşamaya özen gösterir.

Birçok gazete, dergi veya yayınlarda duya geldiğimiz “ Türkiye’de okuryazarlık oranı %90’lar civarındadır”. Yargısı aslında gerçeği pek yansıtmamaktadır. Yapmış olduğumuz okuryazarlık tarifine uyan pek az insan vardır. Ülkemizdeki okuryazarlık oranı, gelişmiş ülkelerdeki okuryazarlık oranından hiç kıyaslanamayacak kadar düşük olduğu aşikârdır.

Okuryazarlığın düşük olmasının bir diğer sebebi de, halk gözüyle bu görevin sadece devlete ait olarak görülmesidir. Devlet kurumlarında bu insanları yetiştirir ve topluma kazandırır gözüyle bakılmaktadır. Bu düşünce anne ve babalara sorumluluk yüklememektedir. “ Ancak, eğitim devletin olduğu kadar, ailenin de görevidir”( Aşıcı, 2005).

Tuvalet eğitimi, büyüklere saygı, yemek yeme alışkanlığı gibi bir çok eğitim unsuru ailede verilmeye başlar. Okullarda ise çocuğun kazanımlarına yenileri eklenmektedir.

Okullarda verilen eğitimin daha nitelikli olması için, ailenin de evde bu konulara destek vermesi gerekmektedir. Okullarda öğrencilere kazandırılmaya çalışılan kazanım ve becerilerin daimi olması için sürekli tekrar edilmesi gerekmektedir. Tekrar edilmeyen bilgi ve becerilerin unutulacağı muhakkaktır.

Hepimizin bildiği gibi okuryazarlığın temelleri ilköğretim birinci sınıfta atılır. Bir binanın sağlam olmasını sağlamak amacıyla nasıl temel önem arz ediyorsa,

(11)

birinci sınıfta da okuryazarlık aynı derecede önemli olacaktır. Okuryazarlığın iki temel öğesi olan okuma ve yazma becerileri birinci sınıfta öğrenciye tam olarak kazandırılmaz ise ileriki yıllarında okuryazarlık kültüründen uzaklaşmaları kaçınılmaz hale gelebilir. Bu durumda ilk okuma ve yazma öğretiminin önemi ortaya çıkmaktadır.

2005–2006 eğitim-öğretim yılında yapılan sistem değişikliği sonucunda eğitim unsurlarından bazılarının önemi daha çok ortaya çıkmıştır. Öğretmenler eski sistemdeki gibi bilgi aktaran durumundan çıkmıştır ve öğrencinin bilgiye nasıl ulaşacağı hakkında rehberlik hizmetini üstlenmiştir. Öğretmen merkezli bir eğitim terk edilerek, bizzat öğrencinin aktif olacağı öğrenci merkezli bir sistem oluşturulmuştur.

İlk okuma ve yazma öğretimi de sistem değişikliğinden etkilenmiştir. Yıllarca kullanılan cümle yönteminin yerine tamamen zıt olan ses yöntemi getirilmiştir. Öğrencilerin ezbercilikten kurtulması, hece ve kelimelerin tamamen öğrenci tarafından yapılandırması amaçlanmıştır.

İlk okuma ve yazma öğretiminde başarılı olmak için öğretmen, öğrenci ve idarecilere pek çok görev düşmektedir. Herhangi birinin eksikliğinde ya da aksadığında telafisi mümkün olmayan problemler ortaya çıkacaktır.

Diğer unsurlarda olduğu gibi ailenin de görev ve sorumluluklarında değişmeler olmuştur. Ezberci bir eğitim ile verilen ilk okuma ve yazma öğretiminde pek zorlanmayan anne ve babanın yapılandırmacı yaklaşım ile daha çok zorlanacağı muhakkaktır.

Okullarımızın birçoğunda ders araç ve gereçlerinin olmayışı ya da eksik oluşu gibi olumsuzluklar göze çarpmaktadır. Sürenin azlığı da buna eklenince ailelerden çocuklarına yardım etmeleri beklenmektedir.

(12)

1.2. PROBLEM

Çocuk, doğumundan okul hayatının başlangıcına kadarki sürede ailesinin yardımına ve gözetimine ihtiyaç tutmaktadır. Bu süreç içerisinde öğrendikleriyle hem hayata hazırlanmakta hem de toplumsallaşma yolunda ilerlemektedir. Aile ortamında serbest yetişen çocuk, örgün eğitime geçişte yardıma ihtiyaç duyacaktır. Bu yardım okul ve aile işbirliği ile sağlanır.

1739 sayılı Türk Milli Eğitim Temel Kanunu’nda Türk Milli Eğitiminin temel ilkeleri açıklanırken “Eğitim kurumları, amaçlarının gerçekleştirilmesine katkıda bulunmaları amacıyla, okul ile aile arasında işbirliğini sağlar” ibaresi yer almaktadır.

Çocuğun eğitiminde eğitim kurumlarının yanı sıra aile de önemli bir rol oynadığı için aile ile okulların sürekli bir işbirliği yapması gerekir. Çocuğun ailede elde ettiği bilgi ve beceriler onun okuldaki başarısını etkiler. Çocuğun aile içinde öğrendiği bilgi, tutum ve beceriler okulda öğrendiklerini destekler nitelikte ise çocuk okulda daha başarılı olur (Doğanay,2006).

Bu araştırmanın amacı, 2005–2006 yılında uygulamaya konulan ses temelli

ilk okuma ve yazma öğretiminin ailelere yüklediği sorumlulukların ve ailelerin ilk

okuma ve yazma öğretiminde çocukların başarıları üzerindeki etkisinin tespit edilmesi amaçlanmıştır.

1.3. ALT PROBLEMLER:

Yukarıdaki genel amaca uygun olarak aşağıdaki sorulara cevap aranacaktır. 1. Okul - aile işbirliğinin, çocuklarının ilkokuma ve yazma başarısı ile ilişkisi var mıdır?

2. Ailenin okuma ve yazma etkinliklerine katılımının, çocuğunun ilkokuma ve yazma başarısı ile ilişkisi var mıdır?

3. Ailelerin çocuklarına karşı tutumlarının, çocuklarının ilkokuma ve yazma başarısı ile ilişkisi var mıdır?

4. Anne – babanın gelir seviyesinin, çocuklarının ilkokuma ve yazma başarısıyla ilişkisi var mıdır?

5. Ailenin eğitim düzeyinin, çocuklarının ilkokuma ve yazmadaki başarısıyla ilişkisi var mıdır?

(13)

6. Okul dışı eğitim ortamının, çocuğun ilkokuma ve yazma başarısı ile ilişkisi var mıdır?

7. Anne – baba arasındaki iletişimin kalitesi ile çocuklarının ilkokuma ve yazma başarısı arasında bir ilişki var mıdır?

1.4. ARAŞTIRMANIN ÖNEMİ

Çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmış bir millet olabilmenin en önemli şartlarından birisi istenilen bilgi ve becerilerle donatılmış, yetişmiş insan gücüne sahip olmaktır. Bu vasıflara sahip insan gücünü yetiştirebilmek ise eğitim programlarının birbirini tamamlayıcı ve takip edici bir zincir gibi hazırlanarak, uygulanmasıyla sağlanabilir. Bu faaliyetlerin temelinde ise ilkokuma - yazma becerisinin kazandırılması için gereken çabalar vardır.

İlkokulda ilkokuma – yazma öğretimi ile güdülen amaç öğrenciyi okuma ve yazma yeteneğini kazandıracak bilgilerle donatmaktır. Daha sonraki aşamada ise amaç okuduğunu anlama ve anladığını düzenli bir mantık örgüsü içinde yazıya geçirebilme yeteneğinin verilmesidir. Okuduğunu bilen ve anlayabilen birey, bilmediğini, merak ettiğini öğrenmenin anahtarına da sahip olacaktır. Bu sayede çocuk kendi kendini yetiştirecek ve olgunlaşacaktır.

Çocuğun okula başladığı andan itibaren pek çok faktörün öğrenci üzerinde etkili olduğu bilinmektedir. Çocuğun kişiliğini temellendiren etkenlerin başında “aile” gelmektedir. Ailenin çocuğun okul yaşamına, öğrenmesine, davranış geliştirmesine ve akademik başarısına etkisi yönünden bilimsel araştırmalara konu edinmesi önemli görünmektedir (Şatır,1995).

Bu araştırma, ilk okuma ve yazma öğretiminde ailenin çocukların başarıları üzerindeki etkisinin tespitinin iyi bir şekilde benimsenmesinde ve ilk okuma ve yazma öğretiminde çocukların başarılarını arttırmada bize yol göstermesi açısından önem arz etmektedir.

(14)

1.5. SAYILTILAR:

Bu araştırmada;

Araştırma örneklemine alınan öğrenci velilerinin, öğretmenlerin ve idarecilerin veri toplama aracında bulunan sorulara gerçek durumlarını yansıtacak şekilde doğru yanıt verdikleri varsayılmıştır.

1.6. SINIRLILIKLAR:

Araştırma, Çankırı İli’nin Merkez İlçesi, Kurşunlu İlçesi ve Çerkeş İlçesi’ndeki birinci sınıf öğrencilerinin velileri, sınıf öğretmenleri ve okul idarecileri ile sınırlıdır.

Araştırma, öğrenci sayısının 100’ün üzerinde olduğu ilköğretim okulları ile sınırlıdır.

Araştırma, örnekleme alınan birinci sınıf öğrencilerinin velilerinden, sınıf öğretmenlerinden ve okul idarecilerinden toplanan verilerle sınırlıdır.

Araştırma, kaynakçada belirtilen kaynaklarla sınırlıdır. Araştırma, 2007 – 2008 Eğitim Öğretim Yılı ile sınırlıdır.

1.7. TANIMLAR:

Okuma: Okuma, bir yazıyı, kelimeleri, cümleleri, noktalama işaretleri ve

diğer öğeleriyle görme, algılama ve kavrama eylemidir. Sesli okuma durumunda buna dudak, dil ve gırtlak gibi ses organlarının işlevi de katılır. İyi okuma gözün, zihin ve ses organlarının işbirliği içinde organik çalışmasına bağlıdır. Kelimeler zihinde tanıma merkezinde değerlendirilir. Zihin yeni karşılaştığı kelimelerle ilgili bilinçaltında var olan kelimeyi çağrışım yoluyla bilinç üstüne çıkarır. Kelime, ilk defa karşılaşılan bir kelimeyse, zihin orada durur, takılır kalır. Bu nedenle ilk okumaya çocuğun zihin dünyasında var olduğu varsayılan kelimelerle başlanmalıdır.(Ünalan,2001).

Yazma: Yazma düşüncelerimizi ifade edebilmek için gerekli sembol ve

(15)

ve kalıcı araçlardan birisi olan yazıdaki önemli unsurlar ise hız ve okunaklılıktır. Bu iki unsurun istenilen seviyede kazanılabilmesi, harflerin şekil olarak basit ve kolay üretilebilir nitelikte olmasıyla ilişkilidir. Çünkü harfler kolay ve hızlı bir şekilde üretilemezlerse, çocuk yazma sırasında organizasyonel yapıyla (fikirlerin organizesi, yazılanların sayfa üzerinde uygun bir şekilde yerleştirilmesi, vb.) ilgilenemez. Bu durum yazmada önceleri nitelik ve nicelik açısından yetersizliğe daha sonraları da yazmaktan nefrete dönüşebilir. Ancak iyi yazı yazma her zaman nitelikli ve nicelikli fikirler üretmeye temel oluşturmaz (Akyol,2003).

Ses Temelli Cümle Yöntemi: Beyin harfleri birleştirerek kelimeyi tanır.

Bu bulgudan hareketle okuma yazma öğretiminde aynı sıra izlenmekte, önce sesler verilmekte, sesler birleştirilerek hece ve kelimeler öğretilmektedir. Bu süreci en iyi destekleyen yazı bitişik eğik yazı olmaktadır. Bu nedenle gelişmiş ülkelerde ses yöntemleri ve bitişik eğik yazı öğretimi üzerinde önemle durulmaktadır. Beynin çalışmasına ve gelişim sürecine uygun olduğu için ülkemizde de 2004 Türkçe Öğretim Programı ile “Ses Temelli Cümle Yöntemi” ve bitişik eğik yazı öğretimi uygulamasına geçilmiştir (Güneş,2007).

Bu yöntem Çoklu Zeka, Yapılandırmacı Yaklaşım, Öğrenci Merkezli Öğrenme, Beyin Temelli Öğrenme ve Bireysel Farklılıklara Duyarlı Öğretim yöntemlerinin etkileşimi ile ortaya çıkmıştır.

Aile: Anne, baba ve çocuk ya da çocukların ve aralarındaki ilişkilerin

oluşturduğu en küçük toplumsal kurum (Şatır,1996).

Başarı: Birtakım bilgi ve beceri edinmeyi gerektiren konularda kişinin

(16)

BÖLÜM II

Bu bölümde, araştırma konumuzun literatür taramasına yer verilmiştir.

LİTERATÜR TARAMASI A.Okuma - Yazma ve Okuryazarlık:

1.Okuma:

Okuma, sembolleri sese çevirmektir. Konuşma dili önemli bir yere sahip ve yazma sözlü dile yardımcıdır. Temel unsur yazılı kodu çözümleyebilmektir. Her şeyden önce okuyucu, yazılı bilgiyi göz aracılığıyla almaktadır. Daha sonra sentaks ve semantik süreçler oluşmaktadır. Kelimelerin seslendirilmesi kelimelerin anlamlarına ulaşılmasına yol açar. Kelime anlamları birleşerek anlam üniteleri ve cümlelerin anlamlarına götürür. Daha sonra da paragraf ve metin anlamlarına ulaşır (Akyol,2003)

Birçoğumuz ilkokul yıllarımızda okumayı öğrenmekte zorluk çekmişizdir. Yaşımız ne kadar ilerlemiş olursa olsun, kötü okuma alışkanlıklarından kurtulma imkanı her zaman vardır. Ne yazık ki çoğumuzun kendimiz için oluşturduğumuz imajımız, okuma düzeyimizle yakından bağlantılıdır. Okuma yeteneğimiz arttıkça öz saygımızda artacaktır. Kendisiyle barışık olmayan kişilerin çoğu, okuma sorunu olan kişilerdir. Okuma yeteneğimiz, tıpkı konuşma yeteneğimiz gibi, teknik bilgiyi gerektiren ve düzenli bir çalışmayla bizi hayatın zirvesine çıkarabilecek bir yeteneğimizdir. Bu nedenle okuma eğitiminde başarıya ulaşmak için, okuma becerisinin temel unsurlarını bilmemiz gerekir (Ünalan,2001).

1.1. Okuma Eğitiminin Unsurları:

1.1.1. Okuma Eğitiminin Fiziksel Unsurları:

Gözümüz ve onu hareket ettiren göz kaslarımızın hareketleri okuma eğitiminin önemli unsurlarını oluşturmaktadır. Gözümüzün ve göz kaslarımızın hareketleri ile ilgili son bilimsel veriler, okuma öğretimi konusunda bazı yeni kavramlar ortaya çıkarmıştır. Bunlar:

 Netlik Alanı (Aktif Görme Alanı): Bir kağıt üzerinde herhangi bir yazıya baktığımız zaman, göz kaslarımız göz sinirlerimizin uyarması ile iki gözümüze 13-19 derecelik bir açı yaptırmaktadır. Bu açı ile iki gözümüz kağıt üzerinde bir alanı net biçimde görmektedir. Bu açıya netlik alanı denir.

(17)

 Göz Kasları: Yapılan araştırmalarla bir gözün okuma sırasındaki hareketleri tespit edilmiştir. Göz, göz kaslarının netlik alanı oluşturmasına göre okuma yapabilmektedir. Göz kasları tarama yapmaz ancak sıçrama yaparlar. Hızlı okuma tekniği de göz kaslarının ritmik sıçraması üzerine kurulmuş bir tekniktir.

 Okuma Mesafesi: Okuma mesafesi gözle kitap arasındaki mesafedir. Gözle kitap arasındaki mesafe 30–40 cm arasında olmalıdır.

 Netlik Açısı: İki gözümüz birden kağıtta bir noktaya odaklanıyor. Bu odaklanma esnasında göz kasları 13–19 cm. lik açı yapıyor. Soldan sağa veya sağdan sola doğru giderken 13-19 cm lik bir açıyla ilerliyor gözümüz. Bu açının bilinmesi önemlidir.

1.1.2.Okuma Eğitiminin Zihinsel Unsurları:

Göz ve göz kaslarının oluşturduğu ortam sonucu gözün netlik alanı içine giren kelime grubu beynimizde şu merkezlerde değerlendirilir;

 Görüntü Merkezi

 Görüntü Tanıma Merkezi  Görüntü Yorum Alanı  Okuma Merkezi

Görüntü merkezinin görevi tıpkı fotoğraf makinesindeki netlik alanı gibidir. Göz, bu görüntüyü merkeze ulaştırıncaya kadar çalışır. Görüntü merkezinde netlik sağlanmakla birlikte beyin harfleri de net bir şekilde anlayabilir. Görüntü netliği tam olursa tanıma merkezine gönderiyor. Tanıma merkezinde bunun bir yazı mı, şekil mi, fotoğraf mı olduğu tanınıyor. Tanıma işleminde bir sorun çıkmazsa bilgi, görüntü yorum alanına gönderiliyor. Bu merkezde o bilgiyle ilgili tüm bilgiler çağrışım yoluyla bilinç üstüne çıkıyor. Bundan sonra bu bilgi beynin okuma merkezine gönderiliyor. Bu merkezde sessiz okuma tamamlanmış oluyor. Hafızadaki bilgilerle karşılaştırılarak yorumlanan bilgiler son olarak okuma merkezinde okuma işlemine tabi tutuluyor (Ünalan,2001).

(18)

1.2. Okuma Türleri:

Sesli Okuma: Gözle algılanıp zihinle kavranan kelimelerin ve kelime

kümelerinin konuşma organlarının yardımıyla söylenmesidir. Sesli okumanın tam ve başarılı olabilmesi için yazıdaki anlamın kavranması önemlidir.

Sessiz Okuma: Ses organlarından herhangi birini hareket ettirmeden, gövde ve

baş hareketleri yapmadan, yalnızca gözle yapılan okuma faaliyetidir. Sessiz okuma, daha fazla anlama imkanı sağlar ve sesli okumaya göre daha hızlıdır.

2. Yazma:

Yazma, düşüncelerimizi ifade edebilmek için gerekli sembol ve işaretleri motorsal olarak üretebilmektir. İnsanoğlunun iletişimde kullandığı en etkili ve kalıcı araçlardan birisi olan yazıdaki önemli unsurlar ise hız ve okunaklılıktır. Bu iki unsurun istenilen seviyede kazanılabilmesi, harflerin şekil olarak basit ve kolay üretilebilir nitelikte olmasıyla ilişkilidir. Çünkü harfler kolay ve hızlı bir şekilde üretilemezlerse, çocuk yazma sırasında organizasyonel yapıyla ilgilenemez (Akyol,2003).

Yazma becerisi uygulama ile kazanılır. Öğrencilerin yazma becerilerini geliştirmeleri sürekli okumalarına, yazmalarına ve yazdıklarını incelemelerine bağlıdır. Bunun için ilköğretim birinci sınıfı çok önemlidir. Öğretmen, yanlış yazı öğretimini öğrencinin gelişim düzeyine uygun eğitim durumlarıyla düzeltmelidir (Demirel,2006).

3. Okuryazarlık:

Okuryazarlığı, her zaman okuma ve yazmayı bilmek olarak düşünürüz. Okuryazar kişi deyince aklımıza geçmiş zamanlarda öğrenmiş olduğumuz okuma ve yazma becerisi gelir. Bu yönüyle baktığımızda okuryazarlık okuma ve yazmaktan ibarettir.

Bu anlayış yüzyıllarca geçerliliğini korumuş, gerçek okuryazarlığın ne olduğu ise son yüzyılda yapılan araştırmalarla ortaya çıkmıştır. Okuryazarlık elbette alfabedeki sembolleri çözmekle başlar. Ama bu sadece başlangıç aşamasıdır ve buna ilkokuma yazma adı verilir. Bu dönemdeki okuma ve yazma yazı dilinin sistemini çözmek, seslendirmek ve harfleri kopya ederek yazmaktan ibarettir. Onun için bu okumaya “mekanik okuma” da denir. Mekanik okumada, metin doğru olarak seslendirilmeye çalışır; fakat bu seslendirme tam bir okuma değildir. Gerçek okuma,

(19)

sesli veya sessiz okunurken metnin anlamının zihinde oluşması ile gerçekleşir. Okuma yazmaya yeni başlayan her çocuk, mekanik okuma devresinden geçer. Bu nedenle okuduklarını, daha doğrusu seslendirdiklerini anlama ve yorumlamayı pek beceremez. Başlangıçta sembollerin karşılık geldiği nesne ve hareketle bağlantı kurmayı öğrenmeye çalışır, daha sonra sembol kavram ilişkisini kurarak gerçek okumaya geçer (Aşıcı,2004).

4. İlkokuma ve Yazmanın Temel Amacı:

Akyol’a (2003) göre, ilk okuma ve yazmanın temel amaçları aşağıda belirtilmiştir.

1. Türkçeyi doğru ve etkili kullanmamızı sağlayan okuma, yazma, konuşma ve dinleme gibi temel becerileri kazandırarak, Türk dilini sevdirmek.

2. Birinci sınıf çocuğunun kelime hazinesine giren kelimelerin doğru yazılış ve okunuşlarını öğretmek.

3. Noktalama işaretleri ve kullanıldığı yerleri kavratmak.

4. Öğrencilerin sözlü anlatımlarını geliştirerek, yazılı anlatıma hazırlamak.

5. Büyük ve küçük temel harflerin yazılış şekillerini ve yönlerini kavratarak, yazı becerilerini geliştirmek.

6. Kelime, hece ve harflerin doğru okunmasını öğreterek, çabuk ve anlamlı okumayı geliştirmek.

7. Okuma ve yazma zevk ve alışkanlığı kazandırmak. 8. Kelime hazinelerini geliştirmek.

9. Bildiği ve öğrendiği kelimeleri de kullanarak, düzeyine uygun bir hikaye, metin veya masalı anlama ve anlatma becerilerini geliştirmek.

10. Okuma ve yazmayla ilgili araç – gereçleri doğru ve ekonomik bir şekilde kullanma becerilerini kazandırmak.

11. Resimler ve benzeri çizimler üzerinde konuşturarak anlatım ve gözlem becerilerini kazandırmak ve geliştirmek.

12. Okuma yazmanın öğrencilerde davranış haline dönüşmesini sağlamaktır.

(20)

5. İlk Okuma Yazma Öğretiminin Önemi:

Demirel’in (2006) ifade ettiği gibi, ilk okuma yazma öğretimi, öğrenen öğreten ve toplum açısından önemli bir eğitim etkinliğidir. Bu etkinlik gerek ilköğretim okulunda gerekse daha sonraki öğrenim hayatında öğrenciye gerekli olacak, hatta sadece Türkçe dersinde değil diğer derslerde de başarısına yön verecek kuvvetli bir eğitim etkinliğidir.

İnsan yavrusunun disiplinli bir topluluk içine girdiği ilk yer okuldur. Okula gelinceye kadar bütün çalışmalarını ailesinin ve çevresinin yönlendirmesine göre yapmıştır. Öğrencilerin okula getirdikleri alışkanlıkların pek çoğu istenilen şekilde olmayabilir (Ünalan,2001).

Bunun içindir ki, ilköğretim okuma yazma öğretimi ile başlar. Çağımız teknoloji çağıdır. Baş döndürücü gelişmelere ayak uydurabilmek için çok miktarda ve farklı türde bilginin kısa zamanda işleme konularak ürüne dönüştürülmesi gerekmektedir. Bunu yapabilmenin yöntemi ise temelden yeterli ve nitelikli okuryazarlık becerilerine sahip olmaktır (Akyol,2003).

Bu durumlarda birinci sınıf öğretmenlerine çok yük düşmektedir. Birinci sınıf öğretmenleri okula yeni başlayan çocuğa sadece okuma ve yazmayı anlatmakla yetinmeyip ayrıca çocuğun okula uyum sağlama güçlüğünü de çözmelidir.

Okuma, insan için hayat boyu devam eden bir eğitim ve öğretim faaliyetidir. Her şeyden önce okul çalışmalarında ve derslerde başarılı olmak için iyi bir okuyucu olmak gerekir. Okuması ve yazması iyi olmayan öğrencilerin diğer derslerde de başarılı olması zordur. Okulu bitirip hayata atılanlar için okuma ve yazma yine hayati önemini korur. Okulda okuma ve yazma zevkini kazananlar, hayatta daha iyi gören, daha iyi düşünen başarılı kişiler olurlar. Yaşadığımız toplumda hak ve sorumluluklarımızı bilip yerine getirmek için iyi bir okuryazar olmak gerekmektedir. İşleri ne olursa olsun, insanların mesleklerinde ilerleyebilmeleri de iyi bir okuyucu olmalarına bağlıdır (Ünalan,2001).

(21)

B. Ses Temelli Cümle Yöntemi:

İnsanoğlunun ilk yazıyı bulmasıyla en basit ve ilkel biçimde ortaya çıkan okuma ve okuma alışkanlığı kavramları toplumların en önemli gelişmişlik ölçütlerinden biridir. Bu kavramların geliştiği toplumlar diğerlerine göre önde gitmektedirler. Ülkelerdeki gelişmişlik oranları kişi başına okunan kitap sayıları ile ifade edilir olmuştur. Bu konuda ülkemiz gelişmiş ülkelerin epeyce gerisinde bulunmaktadır. Sebep olarak uzun yıllardır ısrarla uygulanan cümle yöntemi gösterilmektedir.

Öğrencilerin okuma becerilerinin uluslar arası düzeyde belirlenmesi amacıyla PISA projesi oluşturulmuştur. PISA araştırmalarında öğrencilerin, bilgi ve becerileri gerçek hayatta kullanabilme, yani okuma, anlama, düşünceleri analiz edebilme, sorun çözme, akıl yürütme, etkin iletişim kurma becerileri ölçülmüştür. 2000 – 2003 yıllarında ülkemizin de katıldığı bu araştırmalarda, okuma alanında en yüksek başarıya Finlandiya ulaşmıştır. Bunu Kore, Kanada ve Avustralya, izlemektedir. En alt sırada Tunus bulunmaktadır. Bu nedenle gelişmiş ülkelerde ses yöntemleri ve bitişik eğik yazı öğretimi üzerinde önemle durulmaktadır. Bu araştırma sonuçlarından sonra birçok ülke okuma öğrenme yöntemlerini gözden geçirmişlerdir. Başta Kanada olmak üzere İngiltere, Fransa, İskoçya, Avustralya gibi ülkeler okuma öğrenmede ses yöntemini uygulamaya başlamışlardır. Almanya ve İsviçre’de ise bu geçiş daha önce olmuştur. Beynin çalışmasına ve gelişim sürecine uygun olduğu için ülkemizde de 2004 Türkçe Öğretim Programı ile “Ses Temelli Cümle Yöntemi” ve bitişik eğik yazı öğretimi uygulamasına geçilmiştir.

2004–2005 öğretim yılında 9 il ve 120 okulda pilot uygulamaya başlanmıştır. 2005–2006 öğretim yılında ise tüm ülke genelinde uygulama devam ettirilmiştir.

1. Ses Temelli Cümle Yönteminin Özellikleri:

İlkokuma ve yazma öğretiminde cümle yöntemi terk edilerek yerine “Ses Temelli Cümle Yöntemi” kullanılmaya başlanmıştır. Ses yönteminin tercih edilmesinde insan beyninin işleyişinin çok önemi vardır. Beyin kelimeyi bütün olarak tanımamakta, nöronlar kelimenin harflerini tek tek ve paralel yürütülen çalışmalarla işlemektedir. Bir başka ifadeyle kelime tanıma işlemi, sol beyinde yer alan, çok hızlı işlem yapan, karmaşık bir nöron ağının çalışmasıyla

(22)

gerçekleşmektedir. Bu ağ aracılığıyla kelimenin harfleri tek tek incelenmekte ve harfler birleştirilerek kelime tanınmaktadır. Kelimenin bütün biçimi, kelime tanıma sürecinde hiç rol oynamamakta ve beynin çalışmasına da uygun düşmemektedir. Kelimenin büyük ya da küçük harflerle yazılması ya da karışık yazılmış olması durumunda bile aynı işlemler yapılmakta, kelimenin harflerinden hareket edilerek, harfler birleştirilerek kelime tanınmaktadır. Görüldüğü gibi bu araştırmalar beynin harfleri birleştirerek kelimeyi tanıdığını ortaya koymaktadır. Bu bulgulardan hareketle okuma yazma öğretiminde aynı sıra izlenmekte, önce sesler verilmekte, sesler birleştirilerek hece ve kelimeler öğretilmektedir. Bu süreci en iyi destekleyen yazı bitişik eğik yazı olmaktadır.

Ses yönteminde önemli olan, önce harflerin öğrenilmesidir. Harflerin kavranılmasından sonra, bunların bir araya getirilmesiyle heceler, hecelerin bir araya getirilmesiyle sözcükler öğrenilir. Sözcüklerin bir araya getirilmesiyle de tümceler öğrenilir. Böylece okumayı öğrenme tamamlanmış olur.

Verilen ses bilmeceler, drama yöntemi ve tekerlemeler ile kalıcı hale getirilmeye çalışılır. Sesin geçtiği kelimelere ve görsellere örnekler verilir ve aynı şekilde öğrencilerden örnekler vermesi istenilir. Bu şekilde öğretim çalışmaları somutlaştırılmaya çalışılır. Yapılan tüm çalışmalar Türkçe öğretim programının 1. sınıf düzeyindeki kazanımların gerçekleştirilmesine yönelik olarak düzenlenmelidir.

Ses Temelli Cümle Yönteminin özellikleri şöyle sıralanabilir:

 Ses Temelli Cümle Yönteminde ilk okuma-yazma öğretimi, dinleme, konuşma becerilerinden kopuk sadece okuma-yazma becerilerini geliştirme olarak değil Türkçe öğretiminin beş öğrenme alanı ile birlikte yürütülmektedir.

 İlk okuma-yazma öğretimine seslerle başlanması, seslerin birleştirilmesi ile anlamlı heceler, kelimeler oluşturulması ve cümlelere ulaşılması öğrencinin bilgileri yapılandırmasını kolaylaştırmaktadır. Bu yönüyle Ses Temelli Cümle Yöntemi, yapılandırıcı öğrenme yaklaşımına uygun bir yöntemdir.

 Türkçede her harf bir sesi karşıladığından bu yöntem Türkçenin ses yapısına uygundur.

(23)

 Bu yöntem öğrencilerin duyduğu ve çıkardığı seslerin bilincine varmasını sağlamaktadır. Böylece öğrencilerin dil gelişimine (doğru telâffuz, akıcılık, sesleri ayırt etme vb.) katkıda bulunmaktadır.  Öğrencilerin bütün sesleri öğrenmesi, yazma sürecinde kelimeleri

doğru yazmalarını sağlamaktadır.

 Öğrenci yazı ile konuşma arasındaki benzerlikleri görmekte, yazının harflerin birleştirilmesiyle; konuşmanın ise seslerin birleştirilmesiyle yapıldığını anlamaktadır.

 Öğrencilerin sözlü dilden yazılı dile geçmesini kolaylaştırmaktadır.

Bu yöntem ilk okuma-yazmayı öğrenme sürecinde öğrencilerin bireysel,

zihinsel ve sosyal gelişimlerine katkı sağlamaktadır.

2. Ses Temelli Cümle Yönteminin İlkeleri:

İlk okuma-yazma öğretim sürecinde dikkat edilecek ilkeler şunlardır: İlk okuma-yazma öğretiminde;

a. Öğrencinin ön bilgilerinden hareket edilmelidir. b. Özellikle ve öncelikle anlamlı heceler elde edilmelidir.

c. Oluşturulacak hecelerde aşağıdaki ölçütlere dikkat edilmelidir.  Kolay okunması.

 Dilde kullanım sıklığına sahip olması.  Anlamının açık ve somut olması.

 Anlamı görselleştirilebilir olması (canlandırılabilir, resmedilebilir vb.).

 İşlek hece yapısına sahip olması. d. Kısa sürede cümlelere ulaşılmalıdır.

e. İmkânlar ölçüsünde görsellere başvurulmalıdır. f. Somut ögelerden yararlanmaya ağırlık verilmelidir. g. Hece tablosu hiçbir şekilde kullanılmamalıdır.

h. Öğrenilenlerin kalıcılığı sağlanmalıdır. Bu amaçla aşağıdaki etkinlikler kullanılabilir.

 Yeni öğrenilenleri önceki öğrenilenlerle ilişkilendirme.  Öğrenci defterlerine yazma.

 Okuma ve yazılanları sergileme.

(24)

3. Ses Temelli Cümle Yönteminin Aşamaları:

Ses Temelli Cümle Yöntemine göre ilk okuma-yazma öğretimi aşağıdaki aşamalar izlenerek gerçekleştirilir. İlk okuma-yazma çalışmaları sırasında ele alınabilecek etkinlikler öneri niteliğindedir. Öğretmen bu etkinlikleri değiştirebileceği gibi tamamen farklı bir etkinlikte uygulayabilir.

Bu yöntemde sesler altı gruba ayrılmıştır. 1.Grup: 2. Grup: 3. Grup: 4. Grup: 5. Grup: 6. Grup:

Birinci grup sesler öğretildikten sonra ikinci grup sesler öğretilir. Bu hiyerarşi bu şekilde devam ettirilir.

3.1. Hazırlık Aşaması: 3.1.1. Genel Hazırlık:

a. Öğrencileri sıralara yerleştirme b. Kendinizi tanıtma

c. Öğrencilerinizin kendilerini tanıtmaları  Adları soyadları

 Annesinin, babasının, kardeşlerinin adını söyleme  Neler yapmaktan hoşlandıkları

d. Sınıf ortamını tanıma

 Sınıfta neler yapacaklarını tartışma  Sınıf içi kuralları belirleme

e. Sınıfta bulunan eşyaları inceleme  Çöp kutusunun yeri, kullanımı  Sıraların kullanımı

(25)

 Kitaplıktan yararlanma

 Tabela, pano, resim ve işaretleri inceleme f. Okulun bölümlerini tanıma

g. Öğrencilerinizi tanıma  Sağlık  Kurallara uyumu  Arkadaşlarıyla uyumu  Öğrenme alışkanlıkları h. Aileyi Hazırlama

 Ailelere yöntem hakkında bilgi verme

 Çalışmalara yardımcı olabilmek için onlardan neler yapmalarını istediğinizi açıklama

3.1.2. Okumaya Hazırlık:

a. Sınıf kitaplığından kitap seçme

b. Kitaplarını açma, sayfalarını çevirme, kapatma

c. Kısa masal, öykü, fıkra, tekerleme vb. öğrencilerinize okuma d. Okunanların görsellerini yorumlama

e. Görselleri yorumlayarak kitabı anlatmak

f. Birlikte belirlenen bir kitabın içeriğini görsellerden tahmin etme g. Tahminlerinin doğruluğunu sizin okumanız ardından kontrol etme

3.1.3. Yazmaya Hazırlık:

a. Küçük kasları hazırlama

 Elma, armut toplma taklidi yapma  Direksiyon çevirme taklidi yapma

 Parmak uçları ile koşan at taklidi yapma (yavaş, hızlı, çok hızlı) b. Kalem tutma

c. Karalamalar yapma  Çember çizme  Tekerlek yapma  Kuş yuvası yapma

(26)

 Labirent bulmacada yolu çizerek takip etme

d. Düzenli çizgiler çizme  Yılan kıvrımını çizme  Yanyana tepeler çizme  Deniz dalgası çizme

3.2. Sesi Hissetme Ve Tanıma:

a. Tanıtılacak sesi anlamlı hale getirme:

 Tanıtılacak ses ile ilgili drama yapılabilir,

 Tanıtılacak ses ile ilgili tekerleme, şarkı söylenebilir,  Bilmece sorulabilir,

 Tanıtılacak sesin geçtiği bir öykü ya da bir olay anlatılabilir, b. Öğrencilerin ön bilgilerini harekete geçirme:

 Sesin geçtiği kelimelere örnekler vermeleri istenebilir,

 Sesin nasıl üretildiği, kim ya da neyin bu sesi çıkardığı tartışılabilir,  Öğrencilerin adlarında bu sesin geçtiği örnekler bulunabilir,

c. Görsellerden yararlanarak sesi hissetme ve tanıma:

 Sesin geçtiği görsellere örnekler verilerek tanıtılan ses vurgulanır.  Öğrencilerden gösterilen görsellerde tanıtılan ses geçiyorsa

sıralarına tıkırdamaları, geçmiyorsa herhangi bir ses çıkarmamaları istenebilir.

 Bir dizi görsel arasından sesin geçtiği görseli belirlemeleri istenebilir.

 Daha önce çalışılan ve sesin geçtiği görseller seçilerek sesin başta mı ortada mı ya da sonda mı geçtiğine karar vermeleri istenebilir. d. Ölçme ve Değerlendirme:

 Söylenilen kelimede sesin geçip geçmediğini söylemeleri istenebilir,  Sesin geçtiği kelimelere kendilerinin örnekler vermeleri istenebilir,  Bir dizi görsel arasından tanıtılan sesin geçtiği görseli bulmaları

(27)

 Gösterilen görselde sesin geçip geçmediğine karar vermeleri istenebilir.

(28)

3.3. Sesi Okuma ve Yazma: a. Sesi yazılışını öğrenme:

Sesleri sembollerle ifade ettiğimizi açıklayarak etkinliklerde söylediğimiz bu sesi şimdi sembolleştireceğimizi belirtiniz. Siz tahtaya tanıtılan sesin harfini yazarken öğrencilerinizin izlemesini isteyin.

 Tanıtılan harfi tahtaya büyükçe yazabilirsiniz,  Harfin yazılışını parmaklarını kullanarak havada, yazıyormuş gibi taklit etmelerini isteyebilirsiniz

 Tahtaya çıkararak yazdığınız harfin üzerinden gitmelerini sağlayabilirsiniz,

 Sıralarında, toprakta bu harfin yazılışını size göstermelerini isteyebilirsiniz,

 Fotokopi yapma olanağınız varsa harfin üzerinden kalemleriyle defalarca yazabilecekleri düzenlemeler yapabilirsiniz,

 Çizgisiz kağıtta renkli kalemlerle harfi defalarca yazmalarını isteyebilir, üretilenleri sınıfınızda sergileyebilirsiniz.

b. Sesi satır çizgilerine yazma:

 Tahtada çizili bulunan satır çizgilerine bu harfin nasıl yapılacağını bitişik eğik yazıya uygun olarak yazınız ve öğrencilerinizin sizi izlemesini sağlayınız.

 Tahtada öğrencilerinizin sizin örneğiniz üzerinden gitmelerini isteyebilirsiniz,

 Fotokopi yaparak satır çizgilerine yazılmış kılavuz harfler üzerinden gitmelerini sağlayabilirsiniz,

 Yazı defterlerine satır çizgilerinde yazmalarını isteyebilirsiniz. c. Yazılan sesi farklı karakterlerle (dik temel harflerle) yazılmış metinler

üzerinde buldurma:

Yazdıkları harfin kitaplarda farklı yazıldığını, ancak benzer olduğunu açıklayınız. Yazdıkları bu harfin kitaplarda nasıl yazılmış olabileceğini tahmin yoluyla bulmalarını isteyiniz.

 Sınıf kitaplığından seçilen kitaplarda yazdıkları sesi bulmaları ve okumaları istenebilir,

(29)

 Türkçe kitapları üzerinde bu işlem yapılabilir,

 Gazete veya dergilerde benzer işlemi tekrarlatabilirsiniz, d. Ölçme ve Değerlendirme:

 Dikte çalışması ile söylenileni yazmalarını isteyebiliirsiniz,  Bir dizi sembol arasından söylenilen sesin harfini bulmalarını

isteyebilirsiniz,

 Dik temel harflerle yazılmış metinler üzerinde tanıtılan sesin harfini bulup göstermeleri ve okumaları istenebilir.

e. İlk okuma-yazma çalışma tablosuna ele alınan sesi yazma ve okuma: f. Öğrenci gözlem formunu doldurma

 Çalışma dosyalarını sınıfınızda muhafaza ediniz.

 Sizin kontrolünüzde olmak koşuluyla öğretim yılı içinde ailelerle yapılan toplantılarda çalışma dosyalarının incelenmesine izin veriniz.

 Yapılan çalışmalar için öğrencilerinizle birlikte ölçütler geliştiriniz. Bu ölçütlere uygun olarak yapılan çalışmaları değerlendirebilirsiniz.

3.4. Hece, Kelime, Cümle ve Metin Oluşturma: 3.4.1. Hece Oluşturma:

a. Öğrenilen ilk iki sesin ardından hece oluşturunuz.

 Öğrenilenleri okuyup yazdırarak tekrar ediniz.

 Bir kartona öğrencilerin görebileceği büyüklükte önüne sesli harfi, arkasına sessiz harfi yazınız. Gösterdiğiniz tarafta yer alan sesi çıkarmalarını isteyiniz. Seri biçimde önce sesli harfi okumalarının hemen ardından sessiz harfin yazılı olduğu tarafı çeviriniz.

 Sınıfınızı iki gruba ayırarak bir gruba sesli harfi okumalarını diğer gruptan sessiz harfi okumalarını isteyiniz. Sizin işaretinize uyarak önce sesli sonra sessiz harfi okutunuz. Bu işlemi bir kaç defa yineleyiniz.

 Sesli harf önce gelmek koşuluyla harfleri tahtada yan yana bitişik yazarak nasıl okunabileceğini sorunuz.

(30)

 Onların deneyerek bulmalarına özen gösteriniz. Doğru okumayı yaptıklarında bir kaç kez okumayı tekrar ettiriniz.

 Üretilen heceyi defterlerine yazmalarını isteyiniz.

b. Hece ile çalışma:

 Hece anlamlı hale getirilmelidir. Bu amaçla resim yaptırılabilir. Canlandırma yaptırılabilir. Bir öykü oluşturulabilir. Şarkı söylenebilir.

 Heceyi daha önce öğrenilenlerin arasından seçmeleri istenebilir.  Dik temel harflerle yazılmış öykü, masal, tekerleme veya Türkçe

kitaplarında üretilen hece buldurularak okumaları istenebilir.

 Dikte çalışması yaparak diğer öğrenilenlerle karışık olarak söylenen heceyi doğru yazmaları kontrol edilebilir.

c. Ölçme ve Değerlendirme:

 Önceki öğrenilenlerin arasından yeni üretilen heceyi göstermeleri istenebilir,

 Sınıfın tabanına halkalar çizilerek bu halkalara öğrenilenler yazılabilir. Öğrencilerden söylenilen bilginin yer aldığı halkanın içine gidip durmalarını isteyebilirsiniz.

 Karton veya bir kağıda yazılan öğrenilmiş bilgiler karışık olarak masanın üzerinde yerleştirilebilir. Bunların arasından yeni üretileni bulmaları istenebilir.

 Dik temel harflerle yazılmış metinlerde yeni üretilen heceyi bulup göstermeleri ve okumaları istenebilir.

d. İlk okuma-yazma tablosuna yeni üretilen heceyi kaydediniz. Sizinle birlikte öğrencilerinizin de bu kaydı kendilerinde bulunan örneği üzerinde yapmalarını sağlayınız.

e. Öğrenci çalışma dosyasını işleyebilirsiniz.

3.4.2. Kelime ve Cümle Oluşturma:

a. “el “ hecesi örneğinde açık heceye geçiş için şu işlemlerin yapılması

(31)

 “el “ hecesini okuyup, yazmalarını sağlayınız. Bu hecenin sonuna daha önce öğrendikleri “e” sesini getirerek ikisini birlikte okuma denemeleri yaptırınız.

 Bir kartona öğrencilerin görebileceği büyüklükte bir tarafına “el” bir tarafına “ ” yazınız. Gösterdiğiniz tarafı okumalarını isteyiniz. Seri

biçimde önce bir tarafı okumalarını hemen ardından diğer tarafı okumalarını sağlayınız.

 Sınıfınızı iki gruba ayırarak bir gruba “ “ okumalarını diğer

gruptan “ ” okumalarını isteyiniz. Sizin işaretinize uyarak önce “el “

hecesini ardından hemen “ ” okutunuz. Bu işlemi bir kaç defa

yineleyiniz.

 Onların deneyerek bulmalarına özen gösteriniz. Doğru okumayı yaptıklarında bir kaç kez okumayı tekrar ettiriniz.

 Üretilen yeni kelimeyi defterlerine yazmalarını isteyiniz.

b. Yeni üretilen hece / kelime ile çalışma:

 Kelime anlamlı hale getirilmelidir. Bu amaçla resim yaptırılabilir. Canlandırma yaptırılabilir. Bir öykü oluşturulabilir. Şarkı söylenebilir.Örneğin “ ” oluşturularak “oynaya oynaya gelin çocuklar; el ele, el ele verin çocuklar” şarkısı söylenebilir. El ele tutuşan çocukların resimleri yaptırılabilir.Görselleri kullanarak cümleler yapılabilir. Öğrencinin hayal gücünü kullanmasına izin verin. İki öğrenci resmi yan yana verilerek bu resimleri takip edecek biçimde “ “ yazılabilir ve bu iki öğrenci resmine kendileri

adlar vererek cümleler oluşturulabilir. Farklı bir resim de seçilebilir.  Yeni öğrenileni daha önce öğrenilenlerin arasından seçmeleri

istenebilir.

 Dik temel harflerle yazılmış öykü, masal, tekerleme veya Türkçe kitaplarında üretilen yeni kelime buldurularak okumaları istenebilir.

(32)

 Dikte çalışması yaparak diğer öğrenilenlerle karışık olarak söylenen yeni kelimeyi doğru yazmaları kontrol edilebilir.

(33)

c. Ölçme ve Değerlendirme:

 Önceki öğrenilenlerin arasından yeni üretilen heceyi göstermeleri istenebilir,

 Sınıfın tabanına halkalar çizilerek bu halkalara öğrenilenler yazılabilir. Öğrencilerden söylenilen bilginin yer aldığı halkanın içine gidip durmalarını isteyebilirsiniz.

 Karton veya bir kağıda yazılan öğrenilmiş bilgiler karışık olarak masanın üzerinde yerleştirilebilir. Bunların arasından yeni üretileni bulmaları istenebilir.

 Dik temel harflerle yazılmış metinlerde yeni üretilen heceyi bulup göstermeleri ve okumaları istenebilir.

d. İlk okuma-yazma tablosuna işleme e. Öğrenci gözlem formlarını doldurma.

f. Öğrenci çalışma dosyasına yapılan çalışma örneklerinden ekleyiniz. 3.4.3. Açık Hece:

a. “ ” kelimesini okuyup yazmalarını sağlayınız.

b. Birkaç defa okuttuktan sonra “ “ hecesini kapatarak “ “harfini yalnız

bırakınız. “ “ sesini okutunuz. Tahtaya “ ” yazarak bir öykü

oluşturabilirsiniz.

“ Havada gezen bir bulut varmış. Bu bulut gelmiş bizim yazdığımız yerde durmuş. Ne görünüyor çocuklar? Bulutun kapladığı yerde ne kaldı?

Bir rüzgâr esmiş bulutu sürüklemiş, şimdide bakın nereyi kapattı? Şimdi ne görünüyor çocuklar?” Bu görünen tarafı nasıl okuyabiliriz

sorusunu yönelterek okuma denemeleri yaptırınız.

c. “ ” sesini daha önce öğrenmişlerdi. “ ” içinde “ ” kapatılarak geriye kalan okutulmaya çalışılır. Bu yapılan işlem doğru okuma yapılıncaya kadar tekrarlanır. “ ” ve “ ” ayrı ayrı yazılarak okunur.

(34)

d. “ “ hecesi ile ölçme ve değerlendirme çalışmaları yapılabilir.

e. “ “ hecesini tabloya yazınız. Öğrencilerin de kendi tablolarına yazmalarını sağlayınız.

3.4.4. Büyük harflerin öğrenilmesi:

a. “ “ sesini yukarıda verilen sıraya uygun olarak ele alınız.

b. Önceki öğrenilen “ “ sesi ile “ “ sesini yanyana getirerek “ “ kelimesini oluşturunuz.

c. “ “ kelimesine “ ” sesini ekleyerek “ “ kelimesini oluşturunuz.

d. “ “ kelimesinden “ ” hecesini elde ediniz.

e. “ “ hecesini kullanarak yeni kelimeler oluşturunuz. Bu kelimelerden yararlanarak cümleler yapınız.

f. Oluşturulan kelimeler arasında özel ad olan kelimelerden

yararlanılarak büyük harf tanıtımı yapılabilir. “ “ örneğinde

büyük harfi aşağıdaki işlemleri uygulayarak kazandırabilirsiniz.  “ “ kelimesinin anlamı üzerinde durularak bu kelimenin aynı

zamanda insan adı olduğu belirtilir. İnsan adlarının farklı yazıldığı açıklanarak insan adı olan “ ” kelimesinin yazımı tahtada

gösterilir.

“ ” bir göz rengi “ ” insan adı

 Her iki kelime alt alta tahtada yazılarak “e” sesinin küçük ve büyük harf karşılıklarının ayırt edilmesini sağlayınız.

 Öğrencilerinizin sizi izlemelerini isteyiniz ve tahtaya “ ”

(35)

 Büyük harfin nasıl yazıldığı üzerinde alıştırmalar yaptırınız. Bağımsız olarak “ ” kelimesinden hareketle “ ” nin yazımı

üzerinde durabilirsiniz.

 Öğrencilerinizin tahta üzerinde yazmalarını, kılavuz yazı üzerinde yazmalarını sağlayınız. Bu çalışmaların ardından satır çizgilerinde kelimeyi yazdırınız. “ “ harfıni bitişik yazı ile doğru biçimde

yazmalarına dikkat ediniz.

C. Ailenin Çocuk Başarısına Etkisi: 1.Ailenin Çocuk Üzerindeki Etkileri:

Okul hayatı ya da eğitim dendiğinde ilk akla gelen başarı kavramı olmaktadır. Başarının değerlendirme ölçütü ise öğrencilerin sınav notları ve öğretim programlarına uyumu ile belirlenmektedir. Çocukların eğitime başladıkları yer ilköğretim okullarıdır. Bu sebeple bu okullar hem ailelerin hem çocukların hayatında çok önemli bir yer teşkil etmektedir. Çünkü çocukların başarılı ya da başarısız olarak değerlendirilmeye başlanması bu dönemde gerçekleşmektedir.

Başarının oluşumunda öncelikle öğrencide bulunması gereken özellikler üzerinde durulmalıdır.

Öğrenciden kaynaklanabilecek başarı ya da başarısızlık nedenlerinin en önemlileri zeka, yetenek ve kişilik özellikleridir. Bu üç önemli öğeye başarının hammaddeleri diyebiliriz. Zeka ile ilgili birçok araştırmadan çıkan sonuç, öğretim programlarında başarılı olabilmek için her zaman çok üstün zekaya ihtiyaç olmadığıdır. Aksine çok zeki çocukların bile başarısız olabileceği sonucu çok önemli bir tespittir. Öyleyse, varolan zeka potansiyeli doğru şekilde yönlendirilmeli, işlerliğe sokulmalıdır. Tabi" burada sosyo-ekonomik durum, aile ortamı ve tutumları, duygusal nedenler de etkili olmaktadır. Duygusal ihtiyaçları karşılanmayan çocuklar ne kadar zeki de olsalar bunu kullanamazlar ve başarısız olurlar.

Bir diğer etken ise çocukların ilgi ve yetenekleridir. Yetişkinler gibi çocuklar da ilgilendikleri, sevdikleri konularda başarılı olurlar. Özellikle resim ve müzik yetenekleri ilköğretim döneminde en erken ortaya çıkan özelliklerdir. Bu özelliklere dikkat edilmeli, çocuklar bu yönde geliştirilmelidir. Başarının oluşumunda en önemli faktör ailedir.

(36)

Aile, çocuğun ilk deneyimleri kazandığı ve davranış biçimlerini öğrendiği en önemli sosyal kurumdur. Bu sebeple ailenin başarı ya da başarısızlığa bakış açısı ne olması gerektiği, düşünülmelidir.

En küçük toplum birimi olarak tanımlanan aile, bireyin doğumdan önce başlayan ve doğumdan sonraki ilk gelişim yıllarını da kapsayacak şekilde etkisini sürdüren bir kurumdur. Pek çok anne- baba, çocukları bebekken daha duyarlı ve hoşgörülüdür. Anne-babanın; bebeğin davranışlarına etkileri, bebeğin davranışlarını kabul alanı çok geniştir (Şatır.1996).

Ailenin öğrenciye destek vermesi, aile içi uyum ve ailenin okul etkinliklerine her türlü katılımı, öğrencinin okul başarısına önemli bir katkı sağlar. Anne–baba desteği ve ilgisinden yoksun olan öğrenciler genelde akademik başarısı düşük ve sınıf tekrarı gerektiren öğrencilerdir. (Çelenk, 2003). Anne–baba katılık, tutarsızlık ve geçimsizliğinin de düşük okul başarısında önemli bir risk faktörü olduğu görülmüştür. Ailesi tarafından destek gören öğrenciler derslerinde daha başarılıdır.

Toplumsal yaşamdaki değişimler ve insan hayatında geçirilen deneyimler, eğitim öğretim anlayışının da değişimini beraberinde getirmektedir. Gelişmiş ülkelerde daha nitelikli eğitim-öğretim sunabilmek ve öğrencilerin okul başarısını yükseltmek için ailelerin, çocuklarının okuldaki karar sürecinde sorumluluk almaları üzerinde durulmaktadır. Ailelerin okul öncesi dönemde, bilinçli anne-baba davranışı sergileyerek çocuklarıyla oyunlar oynaması ve bu şekilde sağlıklı bir iletişim kurulabilmesi; okul döneminde ise sorumlu bir veli olarak çocuklarının gelişim özelliklerini ve başarı düzeyi konusunda okul tarafından bilgilendirilmesi, veli katılımının öğrenci başarısı üzerindeki olumlu etkilerinin anlaşılması üzerine daha fazla önemsenir olmuştur (Argun,2007).

Çocuk doğduğu andan itibaren çevresiyle etkileşim içine girer. Bu etkileşimin önemli öğeleri çocuk, anne ve babadır. Bu dönemde anne ya da annenin yerine geçecek olan kişi çocuğun her türlü ihtiyacını karşılayarak bir etkileşim içine girer. Bu etkileşim çocuğun gelişimine olumlu ya da olumsuz bir yön verecektir.

Anne- babanın çocukla etkileşiminde meydana gelebilecek olan kötü tutum ve davranışlar ilerisi için derin yaralar açacaktır. Bu öngörü ile anne-babanın tabi tutulacağı ana-baba eğitimi önem arz etmektedir. Günümüzde sadece anneler değil,

(37)

babalar da bu eğitimden geçmekteler ve çocuğun gelişiminde pay sahibi olmaktadırlar. Çocuğun bakımı, beslenmesi ve eğitimi konusunda anneye yardımcı olmaktadırlar. Ana-baba eğitimi ile, aile-toplum ilişkisinin geliştirilmesi, çocuklarının bilişsel gelişimini tamamlamasında yardımcı olmak ve çocukla nasıl iletişim kurulması gerektiği konularında ebeveyne bilgi aktarılır.

Ana-baba eğitimi ile çocuk okul öncesine ve daha sonrasına hazırlanır. Çocukların içinde bulundukları ortamların farklılıklarından doğabilecek sorunların çözümü bu yolla mevcuttur.

Argun (2007), aileleri okula aktif katılımda bulunan çocukların okul başarısının daha yüksek, şiddet olaylarına katılma eğiliminin ise daha düşük olduğunu savunmakta; okula yönelik gönüllü aile katılımının sağlanması için okul yönetiminin, aileler ile sürekli ve düzenli iletişim kurmasının öneminden söz etmektedir.

2. Başarıyı Etkileyen Aile Faktörleri:

Aile içerisinde bazı unsurlar çocuğun başarısını önemli ölçüde etkilemektedir. Bu unsurlar aşağıda detaylı olarak açıklanmıştır.

2.1. Anne Babanın Eğitim Düzeyi:

Anne babanın eğitim seviyesi ile öğrencinin okuduğunu anlama başarısı arasında doğrusal bir ilişki vardır. Anne babnın eğitim seviyesi yükseldikçe, öğrencinin okuduğunu anlama başarısı da yükselmekte, eğitim seviyesi azaldıkça, öğrencinin okuduğunu anlama başarısı da azalmaktadır. Okuduğunu anlama puanları en yüksek olan grup, anne babası üniversite mezunu olan gruptur. Daha sonra lise mezunu anne babaların çocukları ve sırası ile ortaokul ve ilkokul mezunu anne babaların çocukları gelmektedir. Anne eğitim seviyesi gruplarında en başarısız öğrenciler annesi hiç eğitim almamış öğrencilerdir. Yalız baba eğitim seviyesi gruplarında bir farklılık göze çarpmıştır. Babası ilkokul mezunu olan öğrencilerin puanlarının aritmetik ortalaması, babası ortaokul mezunu olan öğrencilerin puanlarının aritmetik ortalamasından daha yüksek çıkmıştır (Çalışkan, 2000).

Anne babaların eğitim düzeyleri çocukların gelişimleri üzerinde önemli role sahiptir. Çünkü anne babanın eğitim düzeyi, bir çocuğun bakımı konusunda izlenen

(38)

yol ve yöntemleri etkilemektedir. Örneğin, eğitim düzeyi düşük olan anne babaların, çocuklarının girişimciliğini, kendine güven ve özerkliğini engelleyecek nitelikte davranışlar gösterdiği yönünde bulgular mevcuttur. Ayrıca çocuğun benlik saygısına zarar verebilen dayak gibi fiziksel veya aşağılama gibi sözel cezalar kullanımına, eğitim düzeyi düşük anne babalarda daha fazla rastlanmaktadır (Şendil, Balkan,2005).

Eğitim düzeyi yüksek anne babalar, çocuklarının biyolojik, psikolojik, duygusal, kültürel ve sosyal gereksinimlerini daha iyi anlayarak, bunları gidermek için daha çok çaba göstermektedirler. Eğitim düzeyi yükseldikçe ailenin, çocuğunun zekasına, yeteneğine, duygusal, kültürel ve sosyal yönlerine gösterdiği ilgi de yükselir. Buna bağlı olarak çocuğun okul öğrenimi ve başarısı da daha fazla önemsenmektedir (Çalışkan, 2000).

Evdeki kültürel ortam, çocuğun sağlıklı gelişmesi ve farklı olanaklara sahip olması açısından önemlidir. Ailenin sosyal etkinliklere katılma olanağı, bilgi ve becerisinin çeşitliliği, çocuk için de olumlu modeller sağlar. Yapılan bir araştırmada, çocukluktaki zihinsel gelişim ile anne babaların sosyoekonomik durumları arasındaki ilişki incelenmiştir. Bulgular, çocukların zihinsel gelişiminin, oniki aylık kadar erken bir zamandan itibaren anne babanın çocuğa sunduğu ortamdan etkilendiğini ortaya koymuştur (Şendil, Balkan, 2005).

Ailenin eğitim düzeyinin düşük olması, eğitime ilişkin beklenti ve ilgisinin düşük olmasına neden olabileceği gibi, çocuğun eğitimine destek olma konusunda bilgi eksikliği de beraberinde getirir. Yine bu faktör aynı zamanda ailenin okul ile yeterli ve doyurucu ilişki kurmada çekingen davranmasına yol açarak, katılımı engelleyebilir (Gümüşeli, 2004).

Eğitim düzeyi yüksek anne babaların okuma alışkanlığına sahip olması ve evlerine günde en az bir gazete alması beklenir. Bu ailelerin, çocuklarına da bu alışkanlığı kazandırmaya çalışması olasıdır. Bu nedenle bu ailelerin çocuklarının ders kitapları dışında da kitapları vardır ve aileleri tarafından okumaya teşvik edilirler. Oysa eğitim düzeyi düşük ailelerin çocuklarının ders kitapları dışında kitaplar edinme ve de okuma alışkanlığı kazanma şansı daha azdır. Bu da okuduğunu anlama başarısını etkileyen bir etmendir. Ailelerin eğitim düzeyi yükseldikçe sinema, tiyatro, konser gibi kültürel etkinliklerde bulunma oranı da artar. Bu da öğrencilerin çevreye

Şekil

TABLO  2:  Araştırmaya  Katılan  Veli,  Öğretmen  Ve  İdarecilerin  Okullara Göre Dağılımı
TABLO  4:  Velilere  Göre,  Okul  Aile  İşbirliğini  Sağlamaya  Yönelik  Etkinliklere Katılma Oranı:
TABLO 6: Okul Aile İşbirliğini Sağlayan Etkinliklerin, Velinin Eğitim  Durumuna Göre Dağılımı:
TABLO 8: Öğretmen ve  İdarecilere Göre, Ailelerin Okuma ve Yazma  Etkinliklerine Katılımı:
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Dördüncü Bölüm’ün son alt başlığı olan “Uygurlarda Müzik” adı altında Uygur müziğinin gelişmesinin başlıca nedenleri, müzik toplulukları ve konserler, müzik türleri,

p<0,05 olarak bulunduğu için H 1 hipotezi kabul edilecektir.Yani Katılımcıların sosyal refah hizmetlerinden memnuniyet seviyesi ile özelleştirmeye bakış

Çocuk mahkumların suçlu davranışlarında ailede suçlu birey olup olmamasının etkisini görebilmek amacıyla, çocuklara ailelerinde veya birinci derece

İnsülin tedavisine karşı en yüksek puan ortalaması (36,3±5,03) yalnızca OAD ilaç kullanan bireylerde görülürken, en düşük puan ortalaması (25,8±7,06) yalnızca

Bir kalibrasyon metodunun özgünlüğü kesinlik, doğruluk, bias, hassasiyet, algılama sınırları, seçicilik ve uygulanabilir konsantrasyon aralığına

 Durup dururken gidip onlara sarılın,öpün.Emin olun ki bu çocuklarınızın çok hoşuna gidecektir.Çocuklar ana babalarının koşuşturmaca içinde

Belirli süreli iş sözleşmelerinin karakteristik özelliği, hukuki bir işleme, teknik anlamda bir feshe gerek olmaksızın, sözleşme süresinin bitimi ile

Elde edilen sonuçlara göre; vücut kitle indeksi, vücut yağ oranı ve kütlesi, relatif bacak kuvveti ve dikey sıçrama açısından gruplar arası fark olmadığı, yaş,