• Sonuç bulunamadı

8. Sınıf Öğrencilerinin Biyoloji Dersine Hazır Bulunuşluk Seviyesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "8. Sınıf Öğrencilerinin Biyoloji Dersine Hazır Bulunuşluk Seviyesi"

Copied!
87
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

8. SINIF ÖĞRENCİLERİNİN BİYOLOJİ DERSİNE HAZIR

BULUNUŞLUK SEVİYESİ

Ayşenur Eryılmaz

YÜKSEK LİSANS TEZİ

MATEMATİK VE FEN BİLİMLERİ EĞİTİMİ ANABİLİM DALI

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

(3)

i

TELİF HAKKI VE TEZ FOTOKOPİ İZİN FORMU

Bu tezin tüm hakları saklıdır. Kaynak göstermek koşuluyla tezin teslim tarihinden itibaren 12 ay sonra tezden fotokopi çekilebilir.

YAZARIN

Adı : Ayşenur Soyadı : Eryılmaz Bölümü : Biyoloji Öğretmenliği İmza : Teslim tarihi : 27.09.2018

TEZİN

Türkçe Adı : 8. Sınıf Öğrencilerinin Biyoloji Dersine Hazır Bulunuşluk Seviyesi İngilizce Adı : The Level Of Readiness For Biology Lesson In 8th

(4)

ii

ETİK İLKELERE UYGUNLUK BEYANI

Tez yazma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyduğumu, yararlandığım tüm kaynakları kaynak gösterme ilkelerine uygun olarak kaynakçada belirttiğimi ve bu bölümler dışındaki tüm ifadelerin şahsıma ait olduğunu beyan ederim.

Yazar Adı Soyadı: Ayşenur Eryılmaz

(5)

iii

JÜRİ ONAY SAYFASI

Ayşenur Eryılmaz tarafından hazırlanan ‘’ 8. Sınıf Öğrencilerinin Biyoloji Dersine Hazır Bulunuşluk Seviyesi ‘’ adlı tez çalışması aşağıdaki jüri tarafından oy birliği / oy çokluğu ile Gazi Üniversitesi Matematik ve Fen Bilimleri Anabilim Dalın’nda Yüksek Lisans tezi olarak kabul edilmiştir.

Danışman: Prof. Dr. Tahir Atıcı Biyoloji Eğitimi Anabilim Dalı Başkan: ……….. Üye: ……….. Üye: ……….. Üye: ……….. Tez Savunma Tarihi :……/……/……..

Bu tezin Matematik ve Fen Bilimleri Anabilim Dalı’nda Yüksek Lisans tezi olması için şartları yerine getirdiğini onaylıyorum.

Unvan Ad Soyad

(6)

iv

8. SINIF ÖĞRENCİLERİNİN BİYOLOJİ DERSİNE HAZIR

BULUNUŞLUK SEVİYESİ

(Yüksek Lisans Tezi)

Ayşenur Eryılmaz

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Eylül 2018

ÖZ

Bu çalışmada öğrenme ve öğretme süreçleri içinde yer alan öğretim programları, öğrenme sürecinde çok önemli bir yer alan hazır bulunuşluk kavramı, öğrencilerin de bunlara bağlı olarak bir sonraki öğretim programına hangi seviyede hazır olduklarının incelenmesi amaçlanmıştır. Biyoloji dersi ile ilgili bireylerin hazır bulunuşluk durumlarını saptamak amacıyla 8. sınıf düzeyindeki bireylere bazı sorular sorulmuştur. Amaç, 5. sınıftan başlayıp ortaöğretim dönemine kadar olan süreçte bireylerin, fen bilimleri dersi kapsamında öğrendikleri biyoloji bilgilerinin hazır bulunuşluk seviyelerini tespit edebilmektir. Bu amaçla Gaziantep ili Araban ilçesinde bulunan MEB’e bağlı üç ortaokul içerisinden, 2017-2018 eğitim öğretim yılında öğrenim gören 59 sekizinci sınıf öğrencisine duyuşsal ve bilişsel içerikli sorular sorulmuş ve cevaplar değerlendirilmiştir. Yaptığımız bu araştırmada tarama modeli kullanılmıştır. Elde edilen veriler SPSS paket programında analiz edilmiştir. Yapılan analizlerde verilerin aritmetik ortalaması, frekansı, yüzdesi bulunarak yorumlanmıştır. Bilişsel sorulara göstermiş oldukları performanslar; boş, tamamen yanlış, doğru fakat yanlış cevaplar da var, kısmen doğru (cevap yeterli değil), tamamen doğru şeklinde değerlendirme yapılmıştır. İncelenen sonuçlara göre kız ve erkek öğrenciler arasındaki duyuşsal hazır bulunuşlukları arasında farklılık gözlenmiştir. Fen bilimleri ve biyoloji dersi öğretim programına göre kazanım karşılaştırılması yapılanarak hazırlanmış bilişsel sorularda ise öğrencilerin hazır bulunuşluk düzeyleri, akademik başarıyla orantılı olarak ‘’İyi’’ seviyede olduğu tespit edilmiştir.

(7)

v

Anahtar Kelimeler : Hazır bulunuşluk, Fen eğitimi, Biyoloji eğitimi Sayfa Adedi : 85

(8)

vi

THE LEVEL OF READINESS FOR BIOLOGY LESSON IN 8

th

GRADE STUDENTS

(Master’s Thesis)

Ayşenur Eryılmaz

GAZİ UNIVERSITY

INSTITUTE OF EDUCATIONAL SCIENCES

September 2018

ABSTRACT

In this study it is aimed to investigate the educational programs in learning and teaching processes, the concept of readiness which is vital to learning process and lastly in relation to these concepts the readiness levels of students to enter the next level of learning program. In order to find out the level of readiness of the students for biology lesson in 8th grades, the students were asked some questions. The purpose of asking those questions was to determine the level of readiness for biology knowledge gained from the 5th grade to secondary education within the scope of Life Sciences lesson. For this purpose, in the 2017-2018 academic year, 59 eighth grade students from three public secondary schools in Araban/Gaziantep were asked affective and cognitive questions and answers were evaluated. General survey method was used in our study. The data gained in the survey was analyzed through the SPSS program. The data was assessed by calculating arithmetic average and the percentage of frequency. For cognitive questions, student performance was assessed on a scale of unanswered question, completely wrong, correct but there are wrong answers too, partially correct (answer is not full), and completely correct. According to the the investigated results ,there is a substantial difference between boy and girl students in terms of cognitive readiness. For the cognitive questions which were prepared by taking primary education life sciences and high school biology lesson curriculum into consideration, the students’ level of readiness was “good” and was in line with academic success.

(9)

vii

Key Words : Readiness, Science education, Biology education Page Number : 85

(10)

viii

İÇİNDEKİLER

TELİF HAKKI VE TEZ FOTOKOPİ İZİN FORMU

... i

ETİK İLKELERE UYGUNLUK BEYANI

... ii

JÜRİ ONAY SAYFASI

... iii

ÖZ

... iv

ABSTRACT

... vi

TABLOLAR LİSTESİ

... xi

ŞEKİLLER LİSTESİ

... xiii

SİMGELER VE KISALTMALAR LİSTESİ

... xiv

BÖLÜM I

... 1

GİRİŞ

... 1 1.1.Problem Durumu... 1 1.1.1.Problem Cümlesi... 2 1.1.2.Alt Problemler ... 2 1.2.Araştırmanın Amacı ... 3 1.3.Araştırmanın Önemi ... 4 1.4.Sayıltılar ... 5 1.5.Sınırlılıklar ... 5

BÖLÜM II

... 6

KURAMSAL ÇERÇEVE

... 6

(11)

ix

2.1.Eğitim ve Öğretim ... 6

2.1.1.Eğitim Programı ... 8

2.1.2.Öğretim Programı ... 8

2.1.3.Ders Programı ... 8

2.1.4.Programın Temel Öğeleri ... 9

2.2.Fen Eğitimi ... 9

2.2.1.Fen Bilimleri Dersi Öğretim Programının Temelleri ... 10

2.2.1.1.Fen Bilimleri Dersi Öğretim Programının Vizyonu ... 10

2.2.1.2.Fen Bilimleri Dersi Öğretim Programında Fen ve Teknolojinin Algılanışı ... 11

2.2.1.3.Fen Bilimleri Dersi Öğretim Programında Öğrenme-Öğretme Süreci ... 11

2.2.1.4.Fen Bilimleri Dersi Öğretim Programında Değerlendirme İle ilgili Temel Felsefe... 12

2.2.2.Fen Bilimleri Dersi Öğretim Programı’nın Amaçları ... 12

2.3.Biyoloji Eğitimi ... 13

2.4.Hazır Bulunuşluk ... 15

2.4.1.Bilişsel Hazır Bulunuşluk ... 17

2.4.2.Duyuşsal Hazır Bulunuşluk ... 18

2.4.3.Eğitsel Hazır Bulunuşluk ... 18

2.4.4.Öğrenme Kuramlarına Göre Hazır Bulunuşluk ... 18

2.4.4.1.Bilişsel Öğrenme Kuramına Göre Hazır Bulunuşluk ... 19

2.4.4.2.Koşullu Öğrenme Kuramına Göre Hazır Bulunuşluk ... 19

2.4.4.3.Güdüsel Öğrenme Kuramına Göre Hazır Bulunuşluk ... 20

BÖLÜM III

... 21

İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

... 21

(12)

x

YÖNTEM

... 24

4.1.Araştırmanın Modeli ... 24

4.2.Çalışma Grubu ... 24

4.3.Verilerin Toplanması ... 25

4.3.1. Anket Amacının Belirlenmesi ... 25

4.3.2.Ölçülecek Davranışların Belirlenmesi ... 26

4.4.Verilerin Analizi ... 28

4.4.1.Verilerin Çözümlenmesi ... 28

BÖLÜM V

... 30

BULGULAR VE YORUM

... 30

5.1.Öğrencilerin Duyuşsal Sorulara Verdikleri Cevapların Analizi ... 30

5.2.Öğrencilerin Bilişsel Sorulara Verdikleri Cevapların Analizi ... 38

BÖLÜM VI

... 56

SONUÇ VE TARTIŞMA

... 56 6.1.Sonuçlar... 56 6.2.Öneriler ... 58

KAYNAKLAR

... 60

EKLER

... 64

(13)

xi

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 1. Öğretim Programının Öğeleri ... 9

Tablo 2. Anketi Cevaplayan Öğrencilerin Cinsiyet Dağılımı ... 25

Tablo 3. 5., 6., 7. ve 8. Sınıf Fen Bilimleri Dersi ile Biyoloji Dersi Konu/Kazanım Karşılaştırması ... 26

Tablo 4. Öğrencilerin Biyoloji Konularına Olan İlgisi ... 30

Tablo 5. Biyoloji (Canlı bilimi) İle İlgili Kitaplar Okumaktan Hoşlanır Mısınız? ... 31

Tablo 6. Biyoloji (Canlı bilimi) İle İlgili Belgesel vb. TV Programları İzlemekten Hoşlanır Mısınız? ... 32

Tablo 7. Biyoloji Öğrenmenin Gerekliliğine İnanıyor Musunuz? ... 33

Tablo 8. Biyoloji Dersinde Başarılı Olacağına İnanıyor Musunuz? ... 34

Tablo 9. Fen Bilimleri Dersinde Öğrendiğiniz Biyoloji Konularına Yeterli Süre Ayrıldığını Düşünüyor Musunuz? ... 35

Tablo 10. 5., 6., 7. ve 8. Sınıfta Fen Bilimleri Dersinde Öğrendiğiniz Biyoloji Bilgilerinin, Size Biyoloji Dersinde Yeterli Olacağını Düşünüyor Musunuz? ... 36

Tablo 11. Öğrendiğiniz Biyoloji Bilgilerini Günlük Yaşamınızda Kullanabileceğinizi Düşünüyor Musunuz? ... 37

Tablo 12. Birinci Sorunun Analizi ... 38

Tablo 13. İkinci Sorunun Analizi ... 39

Tablo 14. Üçüncü Sorunun Analizi ... 40

Tablo 15. Dördüncü Sorunun Analizi ... 41

Tablo 16. Beşinci Sorunun Analizi... 42

Tablo 17. Altıncı Sorunun Analizi ... 43

Tablo 18. Yedinci Sorunun Analizi ... 44

Tablo 19. Sekizinci Sorunun Analizi ... 45

(14)

xii

Tablo 21. Onuncu Sorunun Analizi ... 47

Tablo 22. On Birinci Sorunun Analizi ... 48

Tablo 23. On İkinci Sorunun Analizi ... 49

Tablo 24. On Üçüncü Sorunun Analizi ... 50

Tablo 25. On Dördüncü Sorunun Analizi ... 51

Tablo 26. On Beşinci Sorunun Analizi ... 52

Tablo 27. On Altıncı Sorunun Analizi ... 53

Tablo 28. On Yedinci Sorunun Analizi ... 54

(15)

xiii

ŞEKİLLER LİSTESİ

Şekil 1. Eğitim, öğretim, öğrenme ilişkisi ... 7 Şekil 2. Sınıf düzeyi, ünite numarası, konu numarası ve kazanım numarası gösterimi ... 26

(16)

xiv

SİMGELER VE KISALTMALAR LİSTESİ

ESA European Space Agency MEB Milli Eğitim Bakanlığı

SPSS Statistical Package for the Social Sciences f Frekans

x̄ Aritmetik Ortalama % Yüzde

(17)

1

BÖLÜM I

GİRİŞ

Çağdaş dünyada toplumlar bilimsel gelişmelere katkı yapabilecek, bu gelişmeleri bir adım daha ileriye götürebilecek, yaşadığı çağın gereksinimlerine uygun hizmet sunabilecek bireyleri yetiştirmeyi amaçlamaktadır. Aynı zamanda bir ülkenin diğer ülkelerle her alanda yarışabilmesi ancak nitelikli, sorgulayabilen, yorumlayabilen, bilgiye ulaşma yollarını bulup elde ettiği bilgileri de etkin bir biçimde kullanabilen bireyleri yetiştirmesi ile mümkündür.

İnsanın ve dolayısıyla toplumların sürekli ve hızla koşulları değişen dünyada bu değişime ayak uydurabilmesi ve kendini yenileyebilmesi ancak nitelikli bir eğitim faaliyeti ile mümkün olabilecektir. Ülkelerin uyguladıkları eğitim sistemlerinin de bu nitelikli bireyleri yetiştirecek düzeyde yani sürekli ve hızlı bir değişim ve planlama içince olması gerekmektedir.

1.1.Problem Durumu

Gün geçtikçe ortaya çıkan yeni bilimsel gerçekler dünyayı hızla değiştirmekte ve daha rekabetçi bir hal alan hayata uyumu zorlaştırmaktadır. Hızla değişen bu durumlara uyum sağlamak için, eğitim alanında birçok düzenleme ve yenilik ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Bu düzenlemelerin başında da öğretim programlarında, ders kitaplarında yapılacak düzenlemeler ve değişikliklerle öğretim stratejileri yöntem ve tekniklerin yapılandırılması gelmektedir.

Yeni geliştirilen Fen Bilimleri Öğretim Programı, biyoloji derisi içeriğimin daha fazla görsele yer verilen, bundan kaynaklı daha fazla öğrencilerin ilgisini çeken, alandaki yenilikleri ders içeriğinde yansıtan, daha çağdaş, dersi günlük hayatla sağlıkla ilgili

(18)

2

konularla yakınlaştıracak bir program içeriğine sahiptir. Bu programın esas ilkesi öğrencilerin öncelikle kendi vücutlarını, sağlıklarını keşfetmeleri, çevreleriyle ilgili bilgileri, bilimsel düşünme yetisini ve sağlıklı hayat bilinci farkındalığını kazanmaları, biyoloji bilimine karşı pozitif tutum geliştirmeleri, öğrenilen bu bilgi, beceri ve tutumlarını çevresindeki insanlarla paylaşmalarıdır.

‘’Öğrencileri ezberden uzaklaştıracak, düşünmeye ve araştırmaya sevk edecek yöntemlerin ve programların işe koşulması, programdaki hedeflerin daha etkili bir şekilde davranışa dönüştürülmesini sağlayacaktır’’ (Akbayın, Hevedanlı ve Oral, 2005). Belirlenen bu hedeflere ulaşabilmek için uygulanacak olan öğretim stratejisi, yöntem ve tekniklerinde aktif öğrenme anlayışı benimsenmelidir ki öğrencilerin öğrendikleri bilgiler kalıcı ve hazır bulunuşluk seviyeleri yüksek olabilsin.

Adalı (2005) da çalışmasında, ‘’fen derslerinde, bilimsel düşünceyi yaşam biçimi haline getirmek, öğrencileri temel bilimlerde çalışmalar yapmaya teşvik etmeli, fen derslerine yönelik tutumlarını olumu yönde geliştirmek, bilgi ve becerilerini artırmak için öğrencilerin aktif olduğu, araştırmaya dayalı, bilgilerin soyutlamadan öğretildiği eğitim ortamının gereklidir‘’ olarak vurgu yapmaktadır.

Biyoloji derslerinde, öğrencilerin ezberleme yerine sorgulamayı tartışmayı yorumlama özelliklerini geliştirecek öğretim programlarının kullanılması ile buna uygun öğretim ortamının oluşturulması, eğitim araçlarının geliştirilmesi oldukça önemlidir. Bu sayede öğrenciler karşılaştıkları problemlere bilişsel yöntemi kullanarak çözüm bulmaya çalışacaktır. İlerleyen öğretim kademlerinde de hazır bulunuşlukları yüksek, öğrenmeye daha istekli, başarılı, sorgulayan bireyler oluşacak ve bu bireylerin sorunlara getirecekleri çözümler ise ülkenin çağdaş dünyada saygınlığının artmasını sağlayacaktır.

1.1.1.Problem Cümlesi

8. Sınıf öğrencilerinin biyoloji derisine hazır bulunuşlukları hangi seviyededir?

1.1.2.Alt Problemler

Bu çalışmanın amacı doğrultusunda aşağıdaki sorulara cevap aranılacaktır.

(19)

3

2. Ortaokul Fen Bilimleri Öğretim Programı, biyoloji dersine öğrencileri ne kadar hazırlıyor?

3. Fen Bilimleri içeriği öğrencide biyoloji dersine karşı ilgi uyandırıyor mu?

1.2.Araştırmanın Amacı

‘’Bilimsel ve teknolojik alanda meydana gelen değişmelerden ve sahip olunan bilgi birikiminden insanları haberdar edilmesi, bir başka ifadeyle toplumu oluşturan bireylerin bilimsel okur-yazar hale getirilmesi gerekir. Mevcut bilgi birikimi planlı, programlı ve sistemli olarak önceden belirlenen hedefler doğrultusunda okullarda gerçekleştirilen eğitim faaliyetleri ile bireylere sunulur’’ (Ayas vd., 2012, s. 35).

Öğretilecek davranışların ve kazandırılacak bilgilerin belirlenmesi iyi bir planlamayı, dikkatli bir hazırlığı ve sistemli bir uygulamayı gerektirir. Öğretme faaliyetlerinin önceden belirlenen hedefler doğrultusunda istendik davranışların kazandırılması amacıyla düzenlendiği yerler ise genellikle eğitim kurumlarıdır. Belirlenen hedefler doğrultusunda öğretim faaliyetlerinin gerçekleştirilebilmesi için öğretim programları, öğrencilerin o öğretim programına hazır bulunuşluk seviyeleri, ilgileri, tutumları ve akademik başarıları oldukça önemlidir.

Bu çalışmada öğrenme ve öğretme süreçleri içinde yer alan öğretim programları, öğrenme sürecinde çok önemli bir yer alan hazır bulunuşluk kavramı, öğrencilerin de bunlara bağlı olarak dersteki akademik başarıları, öğrencilerin fen bilimleri dersine yönelik tutumları ve bir sonraki öğretim programına hangi seviyede hazır olduklarının incelenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla fen bilimleri ve biyoloji öğretim programı, derse olan tutumları hazır bulunuşluk kavramı ve önemi, duyuşsal ve bilişsel hazır bulunuşluk üzerinde durulacaktır. Yapılan bu araştırmada üzerinde durulan alanlarda yapılmış ulusal ve uluslararası çalışmalara da yer verilecektir.

Biyoloji konuları ile ilgili bireylerin hazır bulunuşluk durumlarını saptamak amacıyla 8. sınıf düzeyindeki bireylere bazı sorular sorulmuştur. Amaç, ortaokuldan başlayıp ortaöğretim dönemine kadar olan süreçte bireylerin, Fen Bilimleri dersi kapsamında öğrendikleri biyoloji bilgilerinin hazır bulunuşluk seviyelerini tespit edebilmektir. Bu amaçla Milli Eğitim Bakanlığına (MEB) bağlı üç ortaokulda 8. sınıf öğrencilerine sorular sorulmuş ve cevaplar değerlendirilmiştir.

(20)

4 1.3.Araştırmanın Önemi

Fen eğitiminin amaçlarının en önemlilerinden birisi de kişileri çevreyi tanımasını, sevmesini sağlamak, çevreyi geliştirmesine ve yaşadıkları çevreye daha kolay uyum sağlayabilmelerini sağlamaktır. Bu bağlamda da çevrenin bize sunduğu doğal kaynakların farkında olmak, onları tanımak, önemlerinin farkına varmak ve korumak da fen eğitiminin bireye kazandırmayı amaçladığı özellikler arasındadır. Gürdal (1992) çalışmasında ‘’tüm bunlar bireyin edindiği bilgileri günlük hayatta uygulayabilmesini sağlar. Fen günlük hayatın bir parçasıdır. Hangi yaşta olursa olsun insanlar, içinde yaşadıkları dünyayı yöneten temel fen prensiplerini öğrenmek ister’’ olarak vurgulamıştır. Anlamlı ve kalıcı öğrenmenin en önemli şartı da kuşkusuz bilgiye gereksinim duymaktır. Fene karşı duyulan ilgi de; fen eğitimin daha fazla gelişmesini sağlayıp, kişilerin fen okuryazar bireyler olarak yetişmelerini sağlayacaktır.

Fen öğretiminin kalitesini artırmak ve verilen öğretimi geliştirmek için günümüzde pek çok çalışmalar yapılmaktadır. Yapılan çalışmalar ve bu konudaki çeşitli yaklaşımlarda, kişilerin fen kavram ve konularını ezbere sadece okul kurumu içerisinde öğrenmelerini değil, aynı zamanda öğrendikleri bilgileri günlük hayatlarında da kullanabilmelerini sağlamak amacında olması gerektiğini vurgulanmaktadır. Günlük yaşamları dâhilinde teknolojik gelişmelerin farkında olmaları, takip etmeleri, teknolojiyi algılayıp, yorumlayabilmek için ise temel fen eğitiminin alınmış olması gerekmektedir.

Bu araştırmanın yapılması; fen bilimleri dersinin amacına ne kadar ulaştığının anlaşılması, öğrencilerin fen bilimleri dersine karşı tutumlarının ve hazır bulunuşluklarının hangi seviyede olduğunun tespit edilmesi gerekliliği düşünülerek, sonraki öğretim kademesindeki öğrenmelerini ne kadar etkilediğinin görülmesi anlamında önem göstermektedir. Bireylerin bir sonraki eğitim kademesine ne kadar hazır oldukları, verilen fen eğitiminin sonucunda öğrencilerin biyoloji dersine olan tutumları ve hazır bulunuşlukları hakkında fikir vereceği düşünülmektedir. Hazır bulunuşlukları ile başarıları arasındaki ilişkinin bilinmesi çalışmada gerekli önlemlerin alınmasını ve böylece istenilen amaçlara ulaşılmasına katkı sağlayacaktır. Çalışmanın bu konularda araştırma yapan kişilere ve fen eğitimcilerine öğretimlerinin etkililiği ve kalitesini artırmaları konusunda yardımcı olacağı ve yapılacak yeni araştırmalara ışık tutması beklenmektedir.

(21)

5 1.4.Sayıltılar

Yaptığımız bu araştırmanın sayıltıları şunlardır;

1. Test uygulanması sırasında bütün öğrencilerin sorulara motive olarak doğru cevap vermeye odaklanacakları varsayılmıştır.

2. Araştırmaya katılan öğrencilerin eşit koşullara sahip olduğu varsayılmıştır.

3. Öğrencilerin başarısını ölçmek için hazırlanan anketin geçerliği için uzman kanısının yeterli olduğu kabul edilmiştir.

4. Literatür taramaya ilişkin elde edilen bilgi ve bulguların yeterli düzeyde olduğu varsayılmıştır.

1.5.Sınırlılıklar

Bu çalışma aşağıda belirtilen sınırlılıklar dâhilinde yapılmıştır.

1. MEB’e bağlı üç ortaokul içerisinden alınan örnekleme göre 8. sınıf öğrencilerinin anket sorularına verdikleri cevaplarla sınırlıdır.

(22)

6

BÖLÜM II

KURAMSAL ÇERÇEVE

2.1.Eğitim ve Öğretim

‘’Latincede ‘’educare’’ sözcüğünden türetilmiş eğitim sözcüğü yetiştirmek, büyütmek, geliştirmek anlamına gelir’’ (Türer, 2011, s. 6). ‘’Genel çerçeve içinde eğitim literatüründe eğitimin tanımı değişik şekillerde yapılmaktadır’’ (Fidan ve Erden, 1998).

Eğitim;

 ‘’Aristoteles eğitimi ‘’İnsan aklının disiplinli işlemesidir’’ olarak nitelendirmiştir’’ (Türer, 2011, s. 1).

 ‘’Geniş anlamda, bireylerin toplumun standartlarını, inançlarını ve yaşama yollarını kazanmasında etkili olan tüm sosyal süreçlerdir’’ (Smith, Stanley, Shores’den aktaran Türer, 2011, s. 7).

 ‘’Kişinin yaşadığı toplum içinde değeri olan, yetenek, tutum ve diğer davranış biçimlerini geliştirdiği süreçlerin tümüdür’’ (Good’dan aktaran Türer, 2011).

 ‘’Seçilmiş ve kontrollü bir çevrenin (özellikle okulun) etkisi altında sosyal yeterlik ve optimum bireysel gelişmeyi sağlayan sosyal bir süreçtir’’ (Good’dan aktaran Türer, 2011, s. 7).

 ‘’Eğitim, önceden saptanmış esaslara göre insanların davranışlarında belli gelişmeler sağlamaya yarayan planlı etkiler dizgisidir’’ (Oğuzkan’dan aktaran Türer, 2011, s. 7).

 Fidan ve Erden (1998) ‘’Eğitim, bireyin davranışlarında kendi yaşantısı yoluyla kasıtlı olarak istendik değişme meydana getirme sürecidir’’ olarak tanımlar.

(23)

7

Pek çok eğitim tanımına bakılarak eğitimden bekleneni kısaca; bireyin sahip olduğu imkânları, güçleri dengeli bir biçimde geliştirmek, iyi bir yurttaş yetiştirmek, kişiyi yaşama hazırlamak olarak sıralamak mümkün.

‘’İnsan doğduğu andan ölünceye kadar belirli bir eğitim sürecinin içinde yer alır; varoluşunu bu sürecinin içinde gerçekleştirir. Farklı toplumsal kurumların, farklı toplumsal grupların üyesi olarak, yaşamı boyunca bu kurum ve gruplar tarafından sürekli belirli bir eğitim sürecinden geçirilir’’ (Türer, 2011). ‘’Bu eğitim sürecinden geçerken, kişilerde öğrenmeyi sağlamak amacıyla düzenlenen tüm faaliyetler öğretmeyi kapsar. Öğretme faaliyetlerinin önceden belirlenen hedefler doğrultusunda, planlı ve kontrollü düzenlenmesi ve uygulanması ise öğretim olarak adlandırılır’’ (Fidan ve Erden, 1998, s. 169).

Türer (2011) çalışmasında, ‘’Öğretim, öğretme ve öğrenimi birlikte kapsar. Öğretim etkinlikleri okullarda ve sınıflarda, eğitimin önceden belirlenmiş amaçlarını gerçekleştirecek biçimde düzenlenir. Öğrenciler kendileri için oluşturulan eğitim ortamında, öğretmenin rehberliğinde yeni bilgi, beceri, tutum ve idealler kazanırlar’’ olarak ifade eder. İşte bütün bunların öğrenciye kazandırılması ile ilgili faaliyetler öğretim kapsamında değerlendirilir. ‘’Bu faaliyetlerin sonucunda öğrencide ortaya çıkan kalıcı davranış değişiklikleri ise eğitim olarak nitelendirilir. Bu nedenle öğretim, eğitimin bir aracıdır. Fakat eğitim için öğretim yeterli değildir. Kapsam açısından bakıldığında eğitim, öğretim, öğrenme ilişkisi için şöyle bir şema oluşturulabilir’’ (Türer, 2011, s. 8);

EĞİTİM

ÖĞRETİM

ÖĞRENME

Şekil 1. Eğitim, öğretim, öğrenme ilişkisi. Türer, A. (2011). Türk eğitim tarihi. Ankara: Detay kaynağından alınmıştır.

Sağlam (2013) çalışmasında ‘’İlköğretim kademesi de toplumda herkesin sahip olması gereken asgari ve temel vatandaşlık bilgilerinin kazandırıldığı bir eğitim düzeyidir. 1961 yılında çıkarılan 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Temel Kanunu; ilköğretimi her yurttaşın görmesi gereken temel eğitim olarak tanımlamıştır. Bu eğitim, her yurttaşa yaşamında karşılaştığı ya da karşılaşacağı kişisel, toplumsal sorunlarını çözmede; toplumun değerlerine, düzgülerine uyum sağlamda; üretken ve tutumlu olmada temel yeterlikleri, alışkanlıkları kazandıran bir eğitimdir.

(24)

8

Aynı zamanda ülkelerin daha ileri eğitim ve öğretim düzeylerine ve türlerine sistemli bir biçimde oluşturacakları yaşam boyu sürecek bir öğrenmenin ve insan gelişiminin de temelidir’’ olarak vurgulamıştır (s. 13).

2.1.1.Eğitim Programı

Eğitim programı kavramı, eğitim araştırmacıları tarafından farklı şekillerde tanımlanmıştır. Örneğin, Varış (1998) eğitim programını; ‘’bir eğitim kurumunun veya sosyal çevrenin, bireylerin yaşantılarını düzenlemek ve zenginleştirmek için yürüttüğü tüm etkinlikleri kapsamaktadır’’ olarak tanımlamaktadır (s. 5). Demirel (2005) ise eğitim programını ‘’bireye okulda e-okul dışında planlanmış etkinlikler yoluyla sağlanan öğrenme yaşantıları düzeneği’’ olarak tanımlamaktadır (s. 10). ‘’Rehberlik hizmetleri, gezi-gözlem ve incelemeler, sosyal kulüp çalışmaları ve belirli gün ve haftalar gibi öğretim programının dışındaki etkinliklerin tümü eğitim programının içerisinde yer almaktadır’’ (Ekiz’den aktaran Çepni ve Çil, 2016, s. 2). Bu bağlamda eğitim programının okulda öğretilen derslerden, yapılan sosyal ve kültürel etkinliklere kadar planlı ve yasal olarak düzenlenmiş bütün çalışmaları içeren bir kavram olduğunu söyleyebiliriz.

2.1.2.Öğretim Programı

‘’Öğretim programları, belli eğitim kademelerinde öğrenilmesi istenen ders konularını, zaman ve süre ögeleri dikkate alınarak, eğitim kademesinin ve okul tipinin amaç ve ilkeleri doğrultusunda düzenlemektedir’’ (Varış, 1998, s. 6). Günümüz öğretim programları: programının vizyonu, programının yaklaşımı, öğrenme alanları, kazanımlar, öğrenme-öğretme etkinlikleri, örnek uygulamalar ve ölçme değerlendirme etkinlikleri gibi unsurları da kapsamaktadır.

2.1.3.Ders Programı

‘’Ders programı, öğretim programında yer alan tek disiplini, başka ifade ile özel bir alanı olan tek bir dersi içerir. Ders programları, öğretim programı içerisinde yer alan her bir dersin amaç ve kazanımları, içeriği, öğrenme-öğretme süreçleri, ölçme ve değerlendirme etkinliklerini kapsamaktadır’’ (Çepni ve Çil, 2016, s. 3).

(25)

9 2.1.4.Programın Temel Öğeleri

‘’Program geliştirirken öncelikle ‘’Bireyleri niçin eğitiyoruz?’’ sorusuna yanıt aranmalıdır. Bu sorunun yanıtı, programın hedeflerini ortaya koymaktadır. Toplumun eğitimden beklentileri, ülkenin ihtiyaç duyduğu yetişmiş insan tipinin özellikleri hedeflerin tespitinde rol oynamaktadır. Hedefler o ülkenin gelecek için kendine nasıl bir yol çizdiğini gösterir ve bir ülkenin eğitim felsefesini yansıtır. Yürütülen bütün eğitim faaliyetleri tespit edilen hedeflere ulaşma amacı taşıdığına göre, hedefler programın temel dayanağıdır. Belirlenen hedeflere ulaşmak için ‘’ne öğretelim?’’ sorusu programın içeriğinin oluşturulmasını sağlar. Hedeflere ulaşmada kullanılacak konuları ve bu konuları ne kadar derinlikte öğretmek gerektiğine karar verilir. İçeriğin belirlenmesinden sonra, belirlenen içeriğin ‘’nasıl?’’ öğretileceği programın öğretme-öğrenme süreçlerini ortaya koyar. Burada programın esas aldığı öğrenme kuramını, sınıfta uygulanacak öğretim yöntem ve tekniklerine, kullanılacak araç-gereçlere karar verilmelidir. Son olarak ‘’hedeflere ne kadar ulaşıldı?’’ sorusuna yanıt aranır. Belirlenen hedeflere ulaşıp ulaşılmadığı, ulaşılan hedeflere ne düzeyde ulaşıldığı, hangi hedeflere ulaşılmada sorunlar yaşandığı belirlenir. Böylelikle programın kalite kontrolü yapılmış olur. Program ile ilgili geri bildirim elde edilmiş olur. Ve eksikler, aksayan noktalar üzerinde tekrar durulur. Bu dört soruya verilen yanıtlar programın temel öğelerini oluşturur. Programın öğeleri ve yönetilen sorulan aşağıdaki tabloda özetlenmiştir’’ (Çepni ve Çil, 2016, s. 3-4);

Tablo 1

Öğretim Programının Öğeleri

Yöneltilen Soru Programın Öğesi

Niçin? Hedef/ Amaç ve Kazanım

Ne? İçerik

Nasıl? Eğitim Durumları (Öğretme-öğrenme yaşantıları)

Ne Kadar? Sınama Durumları(Ölçme ve Değerlendirme

Çepni, S. & Çil, E. (2016). Fen bilimleri dersi öğretim programı (tanıma, planlama, uygulama ve teog ile

ilişkilendirme) ilkokul ve ortaokul öğretmen el kitabı. Ankara: Pegem Akademi kaynağından alınmıştır.

‘’Programın bütün öğeleri birbiri ile karşılıklı etkileşim halindedir. Programın bu dört temel öğesinde birindeki değişim diğer öğelerin değişmesine de yol açabilmektedir. Örneğin, programların en temel öğesi olan hedeflerdeki değişiklik, programın diğer bütün öğelerinde değişimi zorunlu hale getirir. Eğer hedefler değişmiş ise, bu hedeflere ulaşmayı sağlayacak içerik, öğretme- öğrenme yaşantıları ve sınama durumları da değişir. İçerik değişmiş ise öğretme-öğrenme yaşantıları ile değerlendirme durumları da değişir’’ (Ekiz, 2008, s. 20).

2.2.Fen Eğitimi

Fen, fiziksel ve biyolojik dünyayı tanımlamaya ve açıklamaya çalışan dinamik ve beşeri bir faaliyettir. ‘’Bu faaliyet sonucunda organize, test edilebilir, objektif ve tutarlı bir bilgi bütünü oluşturmuştur ve oluşturulmaya devam edilmektedir. Fen, sadece dünya hakkındaki

(26)

10

gerçeklerin bir toplamı değil aynı zamanda deneysel ölçütleri, mantıksal düşünmeyi, sürekli sorgulamayı temel alan bir araştırma ve düşünme yoludur’’ (MEB, 2005).

Fen eğitimini genel anlamıyla; ‘’gözlem yapma, düşünme ve bunları hareket ve olaylara yansıtma’’ olarak tanımlamak mümkündür. Kimler ve Hofman’dan aktaran Brewer ve Bacon, (2001) araştırmasında ‘’fen eğitimi, ‘’belirli fenomenlerle (olgularla) ilişkili bilgidir.’’ Bilginin toplanması ve değerlendirilmesi için kullanılan teknoloji ile de ilişkili olan süreçtir. Fen, insanların yaşadığı dünyayı bilme ve anlamalarını mümkün kılarak, insanların doğaya adaptasyonunu sağlamaktır’’ olarak ifade eder.

Ülkemizde, Fen Bilimleri dersi ortaokul 5. Sınıfta başlayıp 8. Sınıfa kadar devam eden bir süreçte okutulmaktadır. Bu derslerin ilk dört sınıfta yer alan Hayat Bilgisi derslerinden sonra başlaması ile orada kazanılan bilgi ve becerilerin ardışıklığı amaçlanmaktadır. Ortaokulda önemli bir yeri olan Fen ile ilgili beceriler günlük hayatın bir parçasıdır. Hangi yaşta olursa olsun, bütün insanlar yaşadıkları dünyayı yöneten fen prensiplerini öğrenmek isterler (Kaptan ve Kuşakçı, 2004).

‘’6-14 yaş arası, çocukların en meraklı, en araştırıcı olduğu yaşlardır ve çocukların en çok merak ettikleri, en çok soru sordukları konular, fen konularıdır’’ (Gürdal, 1992). ‘’Fen eğitimi verilmesinin amacı, çocuğu temel yaşama becerileri ile donatmaktır. Böylece çocuk kendisini korumayı ve çevresini tanımayı öğrenecek ve günlük yaşamı için gerekli olan bilgi ve becerileri kazanacaktır’’ (Şahin, 1998).

Fen eğitiminin faydaları Avrupa Uzay Ajansının (ESA, 2000) toplantısında şu şekilde belirtilmiştir;

 ‘’Fen eğitimi çocukların dünyayı ve kendilerini anlamalarını genişletir.

 Fenin günlük yaşamdaki önemini anlamalarını sağlar.

 Fen eğitimi almaları bireylerin kariyer seçimlerinde daha geniş bir seçenek sağlar.

 İş yaşamı ve endüstrinin her aşaması için beceri ve bilgi birikimi sağlar.

 Teknolojik ve bilimsel gelişmelerle ilgili kararlar almada daha çok bilgiye sahip, geleceğin vatandaşlarının yetişmesine yardımcı olur.

 Sağlık ve çevre gibi konulara ilişkin kişisel kararlar verirken temel bilim ve kanıtları anlamalarını sağlar’’.

2.2.1.Fen Bilimleri Dersi Öğretim Programının Temelleri 2.2.1.1.Fen Bilimleri Dersi Öğretim Programının Vizyonu

‘’Günümüzde yaşanan hızlı ekonomik, sosyal, bilimsel ve teknolojik gelişmeler yaşam şeklimizi önemli ölçüde değiştirmiştir. Özellikle bilimsel ve teknoloji gelişmelerin hayatımıza etkisi günümüzde belki de geçmişte hiç olmadığı kadar açık bir biçimde görülmektedir. Küreselleşme, uluslararası rekabet, hızlı bilimsel ve teknolojik gelişmeler gelecekte de

(27)

11

hayatımızı etkilemeye devam edecektir. Bütün bunlar dikkate alındığında ülkeler güçlü bir gelecek oluşturmak için her vatandaşın fen ve teknoloji okuryazarı olarak yetişmesinin gerekliliğinin ve bu süreçte fen derslerinin anahtar bir rol oynadığının bilincindedir. Fen Bilimleri Dersi Öğretim Programı’nın vizyonu; bireysel farklılıkları ne olursa olsun bütün öğrencilerin fen ve teknoloji okuryazarı olarak yetişmesidir.

Fen ve teknoloji okuryazarlığı, genel bir tanım olarak; bireylerin araştırma-sorgulama, eleştirel düşünme, problem çözme ve karar verme becerileri geliştirmeleri, yaşam boyu öğrenen bireyler olmaları, çevreleri ve dünya hakkındaki merak duygusunu sürdürmeleri için gerekli olan fenle ilgili beceri, tutum, değer, anlayış ve bilgilerin bir bileşimdir’’ (MEB, 2005, s. 5).

2.2.1.2.Fen Bilimleri Dersi Öğretim Programında Fen ve Teknolojinin Algılanışı

‘’Fen ve teknoloji günlük hayatımızın hemen her alanında etkilerini hissettirmektedir. Bu nedenle sadece fene ilişkin kavram ve ilkelerin öğrenilmesini gerektiren bir program yapısı düşünülemez. Bu nedenle programda fen konularının günlük hayata ve teknolojiye yansıyan yönlerine daha çok ağırlık verilmiştir.

Fen; fiziksel ve biyolojik dünyayı tanımlamaya ve açıklamaya çalışan bir bilimdir. Fen bilimleri sadece, bilim insanlarının çeşitli araştırmalar sonucu elde ettiği kesinliği kanıtlanmış bilgiler kümesi değildir. Aynı zamanda hayal gücü ve yaratıcılık gerektiren, içinde geliştiği toplum yapısından etkilenen doğal dünyayı daha iyi anlamak için gösterilen insan gayretleridir.

Teknoloji ise; insanların istek ve ihtiyaçlarını gidermek için araçlar, yapılar veya sistemlerin geliştirildiği ve değiştirildiği bir süreçtir. Teknoloji, sadece bilgisayar gibi elektronik cihazlar ve bunların çeşitli uygulamaları değildir. Teknoloji diğer disiplinlerden elde edilen kavram ve becerileri kullanan bir bilgi türü olmakla birlikte; materyalleri, enerjiyi ve araçları kullanarak belirlenen bir ihtiyacı gidermek veya belirli bir problemi çözmek için bu bilginin insanlık hizmetine sunulmasıdır. Fen ve teknolojinin birçok ortak yönü vardır. Hem bilimsel araştırmalarda hem de teknolojik tasarım süreçlerinde benzer beceriler ve zihinsel alışkanlıklar kullanılır. Fen ve Teknoloji birbirinden ayıran en önemli özellik, amaçlarının farklı olmasıdır. Fenin amacı doğal dünyayı anlayarak açıklamaya çalışmak; teknolojinin amacı ise insanları istek ve ihtiyaçlarını karşılamak için doğal dünyada değişiklikler yapmaktır’’ (MEB ‘den aktaran Çepni ve Çil, 2016, s. 29).

2.2.1.3.Fen Bilimleri Dersi Öğretim Programında Öğrenme-Öğretme Süreci

Eğitim alanında, özellikle de fen eğitimi alanında yapılan çalışmalar, öğrencilerin feni nasıl öğrendiği ve fen öğrenmeyi destekleyen koşullar hakkında önemli bulguları ortaya koymuştur. ‘’Bu bulgular dikkate alındığında, program hedeflerine ulaşabilmek için öğrenme öğretme süreci, öğrenme ortamı ve öğretim stratejileri hakkında yeni anlayışların geliştirilmesinin gerekli olduğu görülmektedir’’ (MEB, 2005, s. 12).

‘’Dünyada ve ülkemizde son zamanlarda geliştirilen eğitim programları daha çok yapılandırmacı, çoklu zeka, problem çözme, proje tabanlı öğrenme ve bilimsel süreç

(28)

12

becerilerinin geliştirilmesi gibi kuram ve yaklaşımlara dayandırılmaktadır’’ (Çepni ve Çil, 2016, s. 30).

2.2.1.4.Fen Bilimleri Dersi Öğretim Programında Değerlendirme İle ilgili Temel Felsefe

’’Eğitim öğretim faaliyetlerinin temel unsurlarından biri olan değerlendirme, veri toplama ve bu verileri yorumlamayı gerektiren bir süreçtir. Değerlendirme sadece öğrencilere not vermek amacıyla yapına çalışmalar değildir. Fen bilimleri eğitiminde değerlendirme şu amaçlar içinde kullanılabilir;

 Öğrencilerin öğretim programında belirtilen kazanımlara ulaşma düzeyini belirleme,

 Ele alınacak konu ile ilgili öğrencilerin ön bilgi becerilerini tespit etme,

 Öğrencilerin ele alınacak konuya ilişkin neler öğrenmek istedikleri, başka bir ifade ile öğrencilerin ihtiyaçlarını belirleme,

 Öğrenciye kendi öğrenmesi ile ilgili dönüt sağlama,

 Kullanılan öğretim yöntem ve tekniklerinin etkili olup olmadığını takip etme,

 Velilere, çocuklarını öğrenmesi ile ilgili bilgi sağlama olarak sıralayabiliriz’’ (Çepni ve Çil, 2016, s. 30).

2.2.2.Fen Bilimleri Dersi Öğretim Programı’nın Amaçları

Fen Bilimleri Dersi Öğretim Programı (2017), 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu’nun 2. maddesinde ifade edilen Türk Millî Eğitiminin Genel Amaçları ve Temel İlkeleri esas alınarak hazırlanmıştır. Bütün bireylerin fen okuryazarı olarak yetişmesini amaçlayan Fen Bilimleri Dersi Öğretim Programı’nın temel amaçları şunlardır:

1. Astronomi, biyoloji, fizik, kimya, yer ve çevre bilimleri ile fen ve mühendislik uygulamaları hakkında temel bilgiler kazandırmak,

2. Doğanın keşfedilmesi ve insan-çevre arasındaki ilişkinin anlaşılması sürecinde, bilimsel süreç becerileri ve bilimsel araştırma yaklaşımını benimseyip bu alanlarda karşılaşılan sorunlara çözüm üretmek,

3. Birey, çevre ve toplum arasındaki karşılıklı etkileşimi fark ettirmek; toplum, ekonomi ve doğal kaynaklara ilişkin sürdürülebilir kalkınma bilincini geliştirmek,

4. Günlük yaşam sorunlarına ilişkin sorumluluk alınmasını ve bu sorunları çözmede fen bilimlerine ilişkin bilgi, bilimsel süreç becerileri ve diğer yaşam becerilerinin kullanılmasını sağlamak,

5. Fen bilimleri ile ilgili kariyer bilinci ve girişimcilik becerilerini geliştirmek,

6. Bilim insanlarınca bilimsel bilginin nasıl oluşturulduğunu, oluşturulan bu bilginin geçtiği süreçleri ve yeni araştırmalarda nasıl kullanıldığını anlamaya yardımcı olmak,

7. Doğada ve yakın çevresinde meydana gelen olaylara ilişkin ilgi ve merak uyandırmak, tutum geliştirmek,

8. Bilimsel çalışmalarda güvenliğin önemini fark ettirerek güvenli çalışma bilinci oluşturmak, 9. Sosyobilimsel konuları kullanarak muhakeme yeteneği, bilimsel düşünme alışkanlıkları ve karar verme becerileri geliştirmek,

10. Evrensel ahlak değerleri, millî ve kültürel değerler ile bilimsel etik ilkelerinin benimsenmesini sağlamak.

(29)

13 2.3.Biyoloji Eğitimi

‘’Bir ülkenin ihtiyacı olan, çağın gerektiği nitelikli insan gücünün kazandırılması eğitimden geçer. Bu gereksinimin karşılanması ancak ilköğretimden başlayarak okullarda etkili bir fen eğitiminin gerçekleştirilmesi ile mümkündür’’ (Kaptan ve Korkmaz, 2001, s. 20). Çevresinde meydana gelen değişiklikleri algılayarak bu değişiklikleri anlamlandıran, sorgulama yeteneğine sahip bireyleri yetiştirmeyi amaçlayan fen bilimleri, bu nedenlerden dolayı çağın en önemli bilim alanlarından biri haline gelmiştir. Fen ve teknolojideki değişimler ülkelerin geleceklerini doğrudan etkileyecek durumdadır.

Nitelikli bir fen öğretimi öğrencide merak duygusu uyandırmayı, gözlemler yapmayı, gözlemlerini sorgulayarak kestirimler yapmayı ve çıkarımlarda bulunmayı, karşılaşılan problemlere farklı çözüm önerileri getirmeyi ve öğrenilen bilgilerin günlük hayatta kullanılabilmesini kazandırmalıdır. Etkili fen öğretimi öğrenciyi araştırıp sorgulayan bireyler olarak yetişmesini sağlamalıdır.

Fen eğitiminin en önemli aşamasını ortaokul kurumlarında verilmekte olan fen bilimleri dersleri oluşturmaktadır. Temel olarak, ilkokul 1., 2., 3. ve 4. sınıflarında Hayat Bilgisi dersi içinde, 5., 6. , 7. ve 8. sınıflarında Fen Bilimleri dersleri branş öğretmenlerince okutulmaktadır. Ortaöğretimde ise fen bilimleri alanlarına göre ayrılmakta fizik, kimya ve biyoloji dallarında branş öğretmenleri tarafından daha da ayrıntılı olarak öğrencilere aktarılmaktadır. Ortaöğretimde verilen fen derslerinde özellikle biyoloji çağımızın en hızlı gelişmekte olan ve gelişmiş ülkelerin eğitimine en çok önem verdiği, araştırmaların en yoğun olarak yapıldığı bilim dalıdır (Kurtcuoğlu, 2007, s. 2).

Biyoloji bilimi, her dönemde insanların yararına önemli hizmetler sunmuştur. Çağımızda ise önemi iyice artmaktadır. Biyoloji eğitimi bireylerin, sosyal, psikolojik, moral ve kişisel kararlarını almalarına; sağlık, beslenme, çevreyi koruma ve sevgi gibi çağdaş sorunlarına yardımcı olmaya hazırlar. ‘’Biyoloji bilimi bunu bir yandan araştırmalarla, bilgi toplamayı sürdürerek, diğer yandan canlılar arasındaki doğal ilişkileri inceleyerek, insanların bu denge üzerindeki olumsuz etkilerini açıklayarak yapar’’ (Ergenzen, 1994, s. 171-177). ‘’Biyoloji, insanı doğrudan doğruya ilgi alanı içine alan hem bilimsel ve hem de sosyal yanı olan temel bir bilim dalıdır’’ (Sekendiz, 1994, s. 165-169).

Bütün tıbbi bilimlerin temelini oluşturan biyoloji, doğayı anlamlandırma da oldukça önemli bir rol üstlenmiştir. Bu konuda Varış (1996) tarafından yapılan araştırmada ‘’biyolojinin bilimsel, çağdaş ve ülke kalkınmasına hizmet verebilecek nitelikli bireyler

(30)

14

yetiştirmeyi amaçladığı, bu anlamda biyoloji dersinin amacının; hayatın bizzat yaşanıldığı, yeni deneyimlerin kazanıldığı, hata kaynaklarının araştırılıp ortadan kaldırıldığı, çok yönlü, kültürel bir öğrenme ortamı oluşturmak şeklindedir’’ olarak vurgulamıştır.

Eğitim sistemimiz, ilkokul kademesinden başlayarak öğrencilerin ortaöğretim sonlanana kadar fen derslerindeki başarılarının arttırılması konusuna gün geçtikçe daha çok önem vermektedir Bu amaca ulaşma kapsamında ise ders kitapları öğretimde önemli yer kaplamaktadır.

Büyükalan (2003) çalışmasında ‘’ders kitapları öğretim programlarının uygulanmasında en fazla başvurulan ders aracı olduğunu, çok kullanılmasının nedenini ise öğretim programının bütün öğelerini içerme özelliğinin olmasıdır’’ olarak vurgulamıştır.

Biyoloji Dersi Öğretim Programı (MEB, 2017), 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu'nun 2. maddesinde ifade edilen Türk Millî Eğitimi’nin genel amaçları ile Türk Millî Eğitimin Temel İlkeleri esas alınarak hazırlanmıştır.

Bu programla öğrencilerin;

1. Biyolojide yer alan temel teoriler, kavramlar, süreçler ve uygulamalar konusunda bilgi sahibi olmaları,

2. Biyoloji bilgisi ve uygulamalarını günlük hayatta kullanma becerisi kazanmaları, 3. Tarihsel süreç içerisinde biyoloji alanına katkısı olan bilim insanlarını tanımaları,

4. Biyoloji ve bilimle ilgili tartışmalara etkin olarak katılmaları ve bu tartışmaları değerlendirebilmeleri,

5. Biyoloji dersinde edindikleri bilgi, beceri ve yeterlilikleri kullanarak yeni fikirler üretmeye ve özgün çalışmalar yapmaya istek duymaları,

6. Canlılar dünyasında gözlemlenen davranış ve özelliklerden ilham alarak geliştirilen teknolojilerin farkına vararak benzer inovasyonlar geliştirme motivasyonuna sahip olmaları,

7. Bilim ve teknolojinin insanın ve diğer canlıların yaşamlarına olan etkilerini değerlendirebilmeleri,

8. Bilimsel çalışmalarda ve toplumsal yaşamda etik değerlere sahip olmanın ve bu değerlere uygun davranmanın gerekliliğini ve önemini kavramaları,

9. Araştıran, düşünen, sorgulayan, üretken, hayat boyu bilim öğrenmeye istekli bireyler olmaları amaçlanmaktadır.

Biyolojinin bir bilim dalı olarak günümüzde ve gelecekte oldukça önemli bir yere sahip olduğu açıkça görülmektedir. Bu nedenle biyoloji eğitimi sadece üniversitelerde değil daha alt seviyelerde de en verimli hale getirilmelidir. Biyoloji eğitiminin verimliliğini arttırmak için eğitim ilk basamaklarında ortaokul ve orta öğretim seviyesinde önemli temellerin atılması gerekmektedir (Kurtcuoğlu, 2007, s. 3).

(31)

15 2.4.Hazır Bulunuşluk

Çevresinde meydana gelen değişiklikleri algılayarak bu değişiklikleri anlamlandıran, sorgulama yeteneğine sahip bireyleri yetiştirmeyi amaçlayan fen bilimleri, bu nedenlerden dolayı çağın en önemli bilim alanlarından biri haline gelmiştir. Fen ve teknolojideki değişimler ülkelerin geleceklerini doğrudan etkileyecek durumdadır. Günümüzde ise hayatımızın her alanını etkileyen teknolojik gelişmelerin farkına varıp, gelişmeleri algılayıp, yorumlayabilmemiz için temel düzeyde fen bilimleri eğitimi almış olmamız gerektiğini birçok araştırmacı çalışmalarında vurgulamaktadır. Fen Bilimleri dersi doğayı anlama, gelişen teknolojiyi yakından takip etme ve bilimsel düşünme yeteneğini kapsadığından önemli bir derstir.

Eğitim bir davranış değişliği sürecidir. Bu sürecin başlangıcı ile sonu arasındaki değişikliğin nicel ve nitel olarak ölçülebilmesi önemlidir. Bu önem de öğretim sürecine nereden başlanılacağının bilinmesini gerektirmektedir. Bu nedenle hazır bulunuşluk düzeyinin tespiti son derecede önemlidir

Eğitim öğretim süreci kapsamında önemli bir yere sahip olan hazır bulunuşluk kavramı öğrenme öğretme sisteminin önemli girdilerinden biridir. Eğitimde davranış değişikliğinin oluşması beklenir. Bu yeni davranış değişikliğinin ortaya çıkması öğrencilerin hazır bulunuşluk seviyeleri ile bağlantılıdır. Bu gelişmelere ayak uyduracak bireylerin yetiştirilmesi ise öğretmenlerin öğrencilerde merak uyandırarak, hazır bulunuşluk seviyesini yükselterek, dersi sevdirerek öğretim yapması ve bunları destekleyen öğretim programlarının işe koşulması ile mümkün olabilecektir.

Hazır bulunuşluğu oluşturan öğeler kişinin öğrenmeye karşı tavrını, geliştirdiği değerlerini, alışkanlıklarını, benlik duygusunu, ilgi ve ihtiyaçlarını, çalışma yöntemlerini, korkularını kapsar.

‘’Hazır bulunuşluk kavramını Thorndike;

 Birey etkinliği yapmaya hazırsa etkinliği yapması mutluluk verir.

 Birey etkinliği yapmaya hazır; fakat etkinliği yapmasına izin verilmezse bu durum bireyde kızgınlığa neden olur.

 Birey etkinliği yapmaya hazır değil, etkinliği yapmaya zorlanırsa bu durum kızgınlığa neden olur’’ (Harman, 2012).

(32)

16

‘’Thorndike, hazır bulunuşluğu, sinir sisteminin öğrenmeye hazır hale gelmesi olarak tanımlamıştır. Ancak günümüzde hazır bulunuşluk daha geniş anlamda kullanılmaktadır’’ (Binbaşıoğlu, 1995). ‘’Hazır bulunuşluk, belli bir öğrenme faaliyetinin gerçekleşmesi için gerekli olan ön koşul davranışların kazanılması anlamına gelmektedir‘’(Ülgen, 1997). “Bir organizmanın bir konuyu öğrenmeye hazır bulunması için hem yeteri seviyede olgunlaşmaya ulaşması, hem de konunun öncesi olan temel yaşantıları kazanması gerekmektedir” (Kutlu, 2011) .

Hazır bulunuşluk seviyesi öğrencinin deneyimleri, özgeçmişi olarak ifade edebiliriz. Öğrencinin yeteneklerini, amaçlanan davranışlarla ilgili bilgi ve becerilerinin düzeyi, ilgi ve tutumlarını da kapsamaktadır.

Bir öğrencinin öğrenme gücünü aşan bir öğretme yöntemi bireyler üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. Bu nedenle, öğrenme hayatı öğrencilerin mevcut seviyelerinden başlamalı ve onun daha ileri düzeylere taşınmasına yardım edebilmelidir.

“Organizmanın öğrenmeye hazır bulunuşluğu yalnız başına öğrenmeyi meydana getirmez. Öğrenmeye hazır bulunan organizmanın öğrenmek için harekete geçmesi, çaba göstermesi gerekmektedir. Organizma bir ihtiyacını doyurmak için harekete geçtiği zaman, öğrenmeye hazır bulunuşluğu oranında, eskiden öğrendiklerini kullandığı gibi, önüne çıkan yeni durumlara gerekli tepkiyi yapabilmek için, yeni yeni bilgi, beceri ve tavırları da öğrenmek zorunda kalır” (Kutlu, 2011).

Öğrenme ortamında karşılaştığımız öğrenciler, birçok konuda olduğu gibi sahip oldukları ön öğrenmeler açısından da birbirlerinden farklıdırlar. “Eğitimciler gayet iyi bilirler ki; öğrencilerin belirli tür öğrenim uygulamalarından yararlanma düzeyleri, tercih ettikleri öğretme-öğrenme yaklaşımları ve her bir öğrencinin öğretim uygulamasına tepkisi sahip olduğu bireysel özelliklere göre farklılaşmaktadır” (Kuzgun ve Deryakulu, 2004). Bu bireysel özellik hem bireyde zaman içinde değişiklik gösterebilen hem de toplumda bireyler arasında değişiklik gösterebilen hazır bulunuşluk düzeyidir. Hazır bulunuşluk, belli bir öğrenme faaliyetini gerçekleştirmek için gerekli olan ön koşul davranışların kazanılmış olmasıdır. Hazır bulunuşluk seviyesi, öğrencinin belirli bir konuya giriş seviyesidir ve konuyla ilgili ön bilgi ve tutumunu içerir.

‘’En basit tanımıyla, hazır bulunuşluk herhangi bir etkinliği yapmaya, bilişsel, duyuşsal, sosyal ve psiko-motor bakımlarından hazır olma olarak ifade edilebilir’’ (Başaran, 1998).

‘’Hazır bulunuşluk seviyesinin tespiti farklı amaçlar doğrultusunda kullanılabilir. Bunlar:

 Konunun başlangıcında öğrencilerin önceden neler bildiklerini tespit etmek,

 Öğrencilerin bireysel olarak hangi standartlara sahip olduklarını belirlemek,

(33)

17

Hazır bulunuşluk seviyesini belirlemek amacıyla kullanılan sınavlar, planlanan bir öğrenme birimine öğrencilerin bilgi ve beceri düzeyi olarak ne kadar hazır olup olmadığını belirlemek amacıyla yapılır. Bu sınavlar ile öğrencilerin öğrenme birimine geçmeden önce ne tür eksikleri olduğu belirlenir ve bu eksikler tamamlanır. Hazır bulunuşluk düzeyi yüksek olan öğrenciler, işlenen konuları daha çabuk kavrayıp, konu hakkında yorumlar yapabilir. Öğrenci konuyu ve konu ile ilgili kavramları anladığından dolayı verilen ödevleri rahatlıkla yapabilir. Bir önceki konuyu iyi öğrendiği için bundan sonraki konuyu öğrenmek için daha hazır hale gelir. Hazır bulunuşluk düzeyini yüksek tutmak için, fiziksel ihtiyaçların karşılanması gerekmektedir. Duygusal olarak ihtiyaç duyduğu sevgi ve ilgi gösterilmelidir. Öğrenme hızı, algılarının yaşına göre uygun olması gibi zihinsel beceriler takip edilmelidir’’ (Yenilmez ve Kakmacı, 2008).

‘’Ayrıca hazır bulunuşluk düzeyinin tespit edilmesi ilk günden başlanarak bireyin okula yönelik bireysel ve karakteristik özelliklerine uygun olarak rehberlik yapılmasına, bireyin ihtiyaçlarının belirlenmesine ve bu ihtiyaçlara uygun bir şeklide plan, program ve hazırlık yapılmasına imkân sunar’’ (Çakıcı, 2015).

Hazır bulunuşluk bilişsel hazır bulunuşluk, duyuşsal hazır bulunuşluk ve eğitsel hazır bulunuşluk olmak üzere üçe ayrılır (Ünal, 2005).

2.4.1.Bilişsel Hazır Bulunuşluk

‘’Bilişsel yönden hazır olma, hem o öğrenmeyle ilgili gerekli yeteneğe, hem de yeni öğrenmeyle ilgili önceden sahip olunması gerekli davranışlara sahip olmayı kapsar. Bu girdi, öğrenmelerin birbiriyle ilgili olduğu alanlarda daha da önemlidir. Bilişsel hazır bulunuşluk ise bireylerin eleştirel düşünce becerilerini geliştirilmesine olanak verecek ortamların oluşturulmasını zorunlu kılar. Bireyin edindiği ya da ulaştığı bilgilerin geçerlik ve güvenirliğine karar verebilmesi için soru sorması, sorgulaması, analiz ve sentez etmesi, tartışması ve değerlendirmesi gerekmektedir’’ (Ünal, 2005).

Bir öğrencinin yeni bir eğitim faaliyetine başlaması için sadece bilişsel düzeydeki ön bilgilerinin tam olması yeterli değildir. Bunun yanında duyuşsal ve psikomotor yönlerden hazır olma durumları da önem arz etmektedir. Tetenbaum ve Mulkeen (1986) araştırmasında ‘’2000 yılının öğretmenlerinin yetiştirilmesine yönelik olarak bir çekirdek model ortaya koyarken, öğretmen adaylarının, zekâ, eleştirel düşünme ve sorun çözme yeteneklerini de kapsayacak biçimde, bilişsel davranışların geliştirilmesindeki gereklidir’’ olarak vurgulamaktadır. Adaylara, sürekli artan bilginin genel bir çerçevede kazandırılması yanında öğretim etkinliklerinde önemli yararlar sağlayacak meslek bilgileri yönünde de bir gelişme süreci içinde eğitilmelerini zorunlu görmektedir.

(34)

18 2.4.2.Duyuşsal Hazır Bulunuşluk

‘’Bir işin daha kolay yapılabilmesi için duyuşsal ve sosyal açıdan hazır olmak son derece önemlidir. Birey başarı düzeyini kestiriyorsa ve kendisine güveniyorsa o derecede başarılı olacaktır’’ (Harman, 2012).

‘’Bloom’un tam öğrenme modelinde hazır bulunuşluğun duyuşsal boyutu “Duyuşsal Giriş Özellikleri” olarak ele alınmış olup, öğrencinin öğrenme ünitesine karşı ilgisinin, tutumunun ve akademik benlik kavramının bir bileşkesi olarak tanımlanmıştır’’ (Sever, 1995).

‘’Bir öğrencinin yeni bir eğitim faaliyetine başlaması için sadece bilişsel düzeydeki ön bilgilerinin tam olması yeterli değildir. Bunun yanında duyuşsal ve psikomotor yönlerden hazır olma durumları da önem arz etmektedir. Duyuşsal boyut, öğrencinin öğrenilecek konularla ilgili güdülenmişliğini, tutumunu, ilgi ve isteklilik durumunu içerir. Bireylerin duyuşsal olarak kendini hazır hissetmesi yapılacak işin daha da kolaylaşmasını sağlar. Bir birey kendinin o konuda ne kadar başarılı olabileceğini tahmin ediyor ve kendine güveniyorsa o derecede başarılı olacaktır’’ (Özçiftçi, 2012, s. 9-10).

2.4.3.Eğitsel Hazır Bulunuşluk

‘’Yaşam boyu ve iş başında gerçekleştirilen eğitim kavramları eğitsel hazır bulunuşluğu ifade eder. Eğitsel hazır bulunuşluk çok sayıda kaynaktan bilgiye ulaşma, ulaşılan bilgiyi değerlendirme, zaman ve mekân sınırı tanımadan bilgiyi paylaşma ve tartışma, gerekli durumlarda bu bilgiyi yaşamda kullanabilmeyi gerektirmektedir’’ (Aruk, 2008)

2.4.4.Öğrenme Kuramlarına Göre Hazır Bulunuşluk

Eğitim ve öğretim faaliyetlerinin amacına ulaşması için öğrenmenin gerçekleşmesi gerekmektedir. Ancak öğrenmenin etkili olması için öğrenmenin nasıl gerçekleşeceğinin de bilinmesi gerekir. Öğrenmenin hangi koşullar altında oluşacağını ya da oluşmayacağını ise öğrenme kuramları açıklamaya çalışmaktadır. Öğrenme kuramlarından Bilişsel Öğrenme Kuramı, Koşullu Öğrenme Kuramı ve Güdüsel Öğrenme Kuramını’na göre hazır bulunuşluk kavramının anlamı ve önemini vurgulanacaktır.

(35)

19

2.4.4.1.Bilişsel Öğrenme Kuramına Göre Hazır Bulunuşluk

Bilişsel yaklaşımın altında yatan temel düşünce, bilginin kazanılmasında ve kullanımında zihinde oluşan içsel süreçlerin etkili olduğu ve bu süreçlerin "anlamlar" yaratmaya yardımcı oldukları biçiminde özetlenebilir.

‘’Bilişsel öğrenme kuramına göre hazır bulunuşluk, öğrencinin yeni bir konuyu algılaması için gerekli olan, bilişsel örüntüye sahip olmasıdır. Öğrencinin geçmişte öğrendikleri birbirlerini etkileyerek, bir alan oluşturur ve bu alanı oluşturan yapılar bilişsel örüntüyü meydana getirir’’ (Kuzgun ve Deryakulu, 2004).

‘’Bilişsel yapı kuramına göre, insanlar yeni bilgileri varolan yapılarla karşılaştırır ve uygun gelen bilişsel yapıya yerleştirirler. Bu işleme, özümseme (assimilation) adı verilir. Eğer yeni bilgi varolan bi1işsel yapılara uymazsa, bellekte yeni bir yapı oluşttırularak ya da varolan yapılar geliştirilerek öğrenmenin gerçekleşmesi sağlanır. Bu işleme de uyarlama (accomodation) denir’’ (Aydın, 2000, s. 188).

2.4.4.2.Koşullu Öğrenme Kuramına Göre Hazır Bulunuşluk

‘’Davranışçı yaklaşım, öğrenmeyi yeni davranışın kazanılması olarak değerlendirmiştir. İnsanın öğrenme sürecini açıklayabilmek için de, hayvanlar üzerinde deneysel çalışmalar yapılmış ve bunların doğrultusunda öğrenme-öğretme kuramları geliştirilmiştir. Bu kuramlarda "koşullanma" öğrenmenin gerçekleşmesindeki temel süreç olarak ele alınmıştır’’ (Aydın, 2000, s. 184). Başka bir deyişle, davranışçı yaklaşım, öğrenmenin koşullanma yoluyla gerçekleştiğini savunmuştur.

Koşullu öğrenme kuramlarına göre hazır bulunuşluk, öğrencinin uyaranlara uygun tepkileri yapma ve bu tepkileri kendinde yerleştirme yeterliğidir. Öğrenmenin oluşması için, öğrencinin uyarana gereken tepkiyi yineleyebilmesi ve pekiştirebilmesi gerekir. Karmaşık bir konunun öğrenilmesinde, konudan gelen uyaranların hazır bulunuşluk düzeyine indirgenip yalınlaştırılması ve yalın uyaranlara gereken tepkinin verilmesi, öğrencinin yeterliğine bağlıdır. ‘’Öğrenci bu yeterliğe ulaşamamış ise, programlaştırılmış öğrenme ile konu çözümlenerek daha yalın uyaran tepki basamaklarına indirgenmelidir. Bu yöntemle konu, öğrencinin hazır bulunuşluk düzeyine indirgendiğinde, zor konunun öğrenilmesi kolaylaşır’’ (Başaran, 1997).

Eğitim iletişimi üzerinde en uzun süre etkili olan yaklaşım davranışçılıktır. Geçmişteki uygulamalarda daha yoğun hissedilen bu etki, bilişsel yaklaşımın gelişmesiyle birlikte zayıflamasına karşın devam etmektedir.

(36)

20

2.4.4.3.Güdüsel Öğrenme Kuramına Göre Hazır Bulunuşluk

‘’Güdüsel öğrenme kuramlarına göre hazır bulunuşluk, öğrencinin gelişim düzeyidir. Öğrenci, doğuşundan başlayarak her yaşında, belli gelişim düzeyine ulaşır ve böylece yaşına uygun düzeydeki konuları öğrenmeye hazır olur. Gelişim kusurları olan öğrenci, yaşının gerektirdiği tepkileri yapmada da kusurludur. Öğrencinin, öğrendiği konulara karşı hazır bulunuşluğunda görülen kusurların kökeni, gelişimde çok önemli olan ilk çocukluk evresindeki gelişim bozukluklarıdır. Bir konuyu öğrenciye öğretebilmek için, öğrencinin gelişim düzeyi iyi tanınmalıdır’’(Özçiftçi, 2012, s. 12).

‘’Özetle, öğrenme kuramları insanın nasıl öğrendiğini açıklamaya çalışan yaklaşımlardır. Bu yaklaşımlar arasında eğitim iletişimi üzerinde en fazla etkili olanları davranışçıhk ve bilişselciliktir. Davranışçı ve bilişsel yaklaşımlar eğitim iletişimine birçok yeni kavramın, ilkenin ve uygulamanın girmesini sağlamıştır’’ (Aydın, 2000). Alandaki uygulamalar da çoğunlukla bu yaklaşımlara dayanmaktadır.

(37)

21

BÖLÜM III

İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

Serin ve Mohammadzadeh (2008), ilköğretim sekizinci sınıf düzeyine uyguladıkları fen dersine karşı tutumları ve fen dersindeki akademik başarılarını incelemişlerdir. İnceledikleri araştırmalarını 330 sekizinci sınıf öğrencilerine uygulamışlardır. Araştırmalarını öğrencilerin cinsiyetleri, ailelerinin sosyoekonomik düzeyleri ve ailelerinin algılamalarına göre öğrencilerin, fen dersine yönelik başarılarını ve tutumlarını incelemişlerdir. Öğrencilerin incelenen bu özellikler bakımından fen dersine yönelik tutumları ve başarılarında anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Araştırmanın sonuçlarına göre de yöne öğrencilerin fen dersindeki tutumları ve fen dersindeki başarı arasında da anlamlı bir ilişkinin olduğu tespit edilmiştir.

M.H. Güneş ve Güneş (2005), fen bilgisi bölümünde öğrenim gören öğretmen adaylarının, biyoloji konusundaki hazır bulunuşluk seviyelerini incelemişlerdir. Bu araştırmanın örneklemini 435 öğrenci oluşturmuştur. Bu öğrencilerin 123’ünü 1. sınıf, 118’inin 2. sınıf, 102’sini 3. sınıf ve 92’sini ise 4. sınıf öğrencileri oluşturmaktadır. Çalışmanın veri toplama aracı olarak ise 80 soruluk çoktan seçmeli bir test kullanmıştır. Test biyolojinin temel konularını kapsamıştır. Yapılan araştırmanın sonucunda ise fen bilgisi öğretmen adaylarının, biyoloji konularındaki hazır bulunuşluk seviyelerinin yeterli düzeyde olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Reio ve Davis (2005), kişilerin yaşam boyu öz yönetimi öğrenmeye yönelik hazır bulunuşluklarını incelemişlerdir. Kişilerin cinsiyetleri ve yaşlarına bağlı olarak hazır bulunuşluklarını tespit etmeye çalışmışlardır. Araştırmanın örneklemini 530 kişi oluşturmaktadır. Bu örneklemi 3 grup olarak; lise düzeyinde öğrenim gören öğrenciler, diş hekimliği fakültesinde lisans düzeyinde öğrenciler ve yetişkin eğitimi halk merkezi

(38)

22

öğrencileri olarak incelemişlerdir. Kullanılan veri toplama aracı ise öz yönetimi öğrenme hazır bulunuşluk ölçeği ve demografik soruları içeren bir anket uygulanmıştır. Araştırmanın sonucunda kişilerin hazır bulunuşluk düzeyleri cinsiyete göre herhangi bir farklılık göstermediği fakat yaşlara göre farklılık olduğunu ortaya koymuşlardır.

Turhan (2003), ilköğretim sekizinci sınıf öğrencilerinin fen bilimleri dersi başarısını etkileyen faktörlere yönelik bir çalışma yapmıştır. Öğrencilerin fen dersindeki başarıları ve fen dersine yönelik tutumlarını karşılaştırmıştır. Veri toplama aracı olarak bir başarı testi ve tutum ölçeği uygulamıştır. Araştırma sonucunda ise öğrencilerin; fen dersindeki başarıları ile fen dersine yönelik tutumları arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki tespit etmiştir.

Yenilmez ve Kakmacı (2008), ilköğretim 7. Sınıfta öğrenim gören öğrencilerin matematik dersindeki hazır bulunuşluk düzeylerini incelemiştir. Araştırmasını öğrencilerin cinsiyetleri, matematik dersindeki başarıları, matematik dersinde başarılı olacaklarına olan inançları bakımından incelemiştir. Araştırmanın örneklemini Eskişehir ilinden rastgele tesadüfi seçilen 700 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırmanın veri toplama aracında ise öğrencilerin cinsiyetleri, karne notları, matematik dersine olan ilgileri ve matematik dersine başarma olan inançlarını kapsayan 25 soruluk hazır bulunuşluk testi uygulanmıştır. Araştırmanın sonucunda öğrencilerin matematik dersindeki başarıları, matematik dersine olan ilgileri ve bu dersi başarmaya olan inançlarının farklılık gösterdiği fakat cinsiyete göre bir farklılık oluşturmadığı tespit edilmiştir

Serin (2004) araştırmasında, öğretmen adaylarının problem çözme becerisi ve fene yönelik başarıları ve tutumları arasındaki ilişkiyi araştırmıştır. Bu bağlamda, öğrencilerin bölüm tercih nedenleri, bölümde okumakta olmaktan memnun olup/olmama durumlarını, fen başarıları ve fen tutumları ile ilgisini incelemiştir. Veri toplama aracı olarak problem çözme envanteri ve fene yönelik tutum ölçeği kullanılmıştır. Araştırmanının sonuçlarına göre öğretmen adaylarının fene yönelik tutumlarının bölümü tercih etme nedenleri ve bölümünde okuyor olmaktan memnun olup/olmama durumları açısından anlamlı düzeyde farklılık olduğu sonucuna ulaşmıştır. Diğer değişkenlerden olan fen başarılarının, bu bölümü tercih etme nedenleri ve bölümünde okuyor olmaktan memnun olup/olmama açısından ise anlamlı düzeyde farlılık bulunmamıştır. Ayrıca fene karşı tutumları ile problem çözme becerileri arasında negatif bir ilişkinin olduğu, fen tutumu ile fen başarısı arasında pozitif bir ilişkinin olduğu, öğrencilerin problem çözme becerisini algılamaları ile

(39)

23

fen başarıları arasında istatistiksel olarak anlamlı olmayan negatif yönde bir ilişkinin olduğu saptanmıştır.

Yılmaz (2008), öğrencilerin fen bilimleri dersindeki öğrendikleri temel bilgiler ile günlük hayatlarını ilişkilendirme düzeylerini incelemiştir. Örneklemini 3 gruba ayırarak oluşturmuştur. Bu örneklemi; ilköğretim ve 9. Sınıfta öğrenim gören öğrenciler ve fen bilgisi bölümünde lisans gören öğretmen adayları oluşturmuştur. Verilerin analizinde araştırmacı tarafında geliştirilen bir test uygulanmıştır. Araştırma sonucunda öğrencilerin fen bilimleri dersinde öğrendikleri temel kavramları günlük hayatla ilişkilendirme düzeylerinin düşük olduğu görülmüştür. Sınıf düzeyleri arasında da anlamlı bir farklılık olduğu fakat cinsiyet faktörü açısından anlamlı bir farklılığın olmadığı ortaya konulmuştur. Yiğit, Devecioğlu ve Ayvacı (2002), ilköğretim kademesindeki öğrencilerin fen kavramlarını günlük yaşantılarında karşılaştıkları olaylarla ve olgular ilişkilendirebilme düzeylerini incelemişlerdir. Öğrencilerin fen bilimleri dersinde öğrendikleri fizik, kimya ve biyoloji kavramlarını yeterli düzeyde ve bilimsellikte bilmedikleri tespit edilmiştir. Ayrıca zihinleri bu öğrendikleri kavramları yeterince değerlendirememesi, buna bağlı olarak bu kavramları yorumlayamadıklarını ve bu konudaki bilgilerini kullanamadıkları ortaya konulmuştur.

Şekil

Şekil  1.  Eğitim,  öğretim,  öğrenme  ilişkisi.  Türer,  A.  (2011).  Türk  eğitim  tarihi
Tablo 2 incelendiğinde uygulanan anketin %64,40’ını kız, %35,59’unu ise erkek öğrenciler  oluşturmaktadır
Şekil 2. Sınıf düzeyi, ünite numarası, konu numarası ve kazanım numarası gösterimi
Tablo  4’te  öğrencilerin  biyoloji  konularına  olan  ilgileri;  %8,46’sı  ‘’Düşük’’  olarak  incelenmiştir

Referanslar

Benzer Belgeler

Eğitim faaliyetlerinin yürütülebilmesi için kursta; mevzuat ve sigorta bilgisi için Hukuk alanında lisans mezunu bir (1), yönetim, protokol ve yazışma kuralları

İSG mevzuatında yer alan düzenlemelere dikkat ederek ve KKD kullanarak, foto epilasyon cihazının kullanma talimatına uygun olarak, hiç boşluk kalmayacak şekilde, aynı

Kurs programı Gemiadamları Eğitim ve Sınav Yönergesi'nde yayınlanmış Otomatik Radar Plotlama Aygıtlarını (ARPA) Kullanma Eğitimi programına uygundur.. Kursu

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından STCW 78 Sözleşmesi I/8, A-I/8 ve B-I/8 kurallarında belirtilen Kalite Yönetim Sistemi’nin uygulaması ile

Transparan toz pudrayı; fırça veya pudra süngeri yardımıyla tüm dekolte bölgesine, kas yönüne uygun şekilde, fazla bastırmadan, cildi tahriş etmeden, ince bir tabaka halinde

Çalışmaların kesintisiz ve uygun şekilde sürdürülmesi için iş alanının uygunluğunu kontrol eder.. İş alanının olumsuz özelliklerinin iyileştirilmesine katkıda

Kurs programı süresince her konu sonunda Özel Öğretim Kurumları Mevzuatı çerçevesinde yapılacak uygulamalı sınavlardan aldıkları puanların ortalaması 100 üzerinden

2. Demi Plié ve Grand Plié hareketlerini yapar. Arabesque ve klasik bale pozları ile yapıldıktan sonra yarım parmak ucunda 4. Temps Liés hareketini yapar. pozisyondan