• Sonuç bulunamadı

İlk öğretmen Rena Erksan

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İlk öğretmen Rena Erksan"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Ok öğretmen Rana Erksan

*

rs

yk'i.u

1930'LARDA ABLASIYLA — Bugün seksen yaşında olduğunu "iddia eden" Rana Erksan (oturan) daha 15 yaşında piyano dersleri vermeye başlamış. "Çocukluğum ­ dan beri" diyor Erksan. "öğretmeye, ders vermeye çok merakım vardı. Konuya kom­ şuya ders verirdim ." Erksan’ ın ablası (ayakta) da çocukluğunda keman dersi almış.

Rana Erksan ısrarla 80 yaşında ol­ duğunu iddia etse de 70 bile göster­ miyor. Gözlerinin içi aynen gençlik resminde olduğu gibi gülüyor. Ko­ nuşması, gülüşü cıvıl cıvıl, hareket­ leri, davranışları genç... Bu işin sır­ rını birazdan çözeceğiz:

“Babam askerdi, çok mutaassıp bir asker. Fakat müziğe çok meraklı olan annemin bana piyano dersi, ab­ lama da keman dersi aldırmasına hiç karşı çıkmadı. Sadece örtünmemizi isterdi sokağa çıktığımızda. Cemal Reşit’in (Rey) tek çarşaflı öğrencisi bendim mesela. Çocukluğumdan be­ ri öğretmeye, ders vermeye çok me­ rakım vardı. 15 yaşında ders verme­ ye başladım. Konuya komşuya ders verirdim.”

Rana Hanım’ın neden genç kaldı­ ğı böylece anlaşıldı. Çocukları çok seviyor bir kere, üstelik çociiklarla çok özel bir diyalogu var: “Her ço­ cuğun buyu suyu başkadır. Kimi yu­ muşaklıktan, kimi sertlikten anlar. Kimi çocuk çabuk sıkdır, dikkati he­ men dağılır, kimi daha dikkatlidir, tik derslerde onları hiç sıkmam. Beş dakika ders, beş dakika oyun. Ken­ di bulduğum yöntemle onlara önce sağlam solfej bilgisi veririm.”

Rana Erksan, kendisine güç veren, öğretmenliğe teşvik eden hocası Ce­ mal Reşit Rey için “O benim velini- metimdir” diyor.

“Konservatuvardan 193Tde mezun oldum. Epey konser verdim o yıllar­ da. Hem Ömer Refik Yaltkaya hem de Ferdi Statzerile Mozart’ın İki Pi­ yano Konçertosu'nu çaldım. Yanılmı­ yorsam 1942’de Bach’ın Dört Piya­ no Konçertosu’nu çaldık. Birinci pi­ yanoyu Ömer Refik, İkinciyi ben, üçüncüyü Ferdi Bey, dördüncüyü de Cemal Bey çalmıştı. Orkestrayı Re­ şit Abet yönetmişti- Daha sonraki bir tarihte Ankara’da Mozart’ın Do Minör Piyano Konçertosu’nu çalmış­

tım. Şef Ferit Alnar’dı. Ama benim için varsa yoksa çocuklar” diyor Ra­ na Hanım.

öğrencileri arasında kimler var di­ ye sorduğumuzda Rana Hanım baş­ lıyor saymaya:

“Verda Erman, Meral ve Tiraje Güneyman, Güher ve Süher Pekine), Hülya Saydam, Hülya Tarcan, Hül­ ya Balçık, Seher Dosdoğru, Suna Ere), Mehveş Emeç, Yüksel Kopta- gel, İhvana Alton, Ova Sünder, Yıl­ dız Künutku, Gülseren Sadak, Ersin Onay, Elif Karaca (Aran), daha ye­ nilerden Ayşegül Kuş, Viktoria Ka- suto, Benal Tannsever, Sibel Atay, Zeynep Yamantürk, Ece Demirci.

Unuttuklarım oldu mu acaba" diye soruyor Rana Hanım.

Bugün müzik yaşamımızda adları sık sık duyulan, hatta dünya çapın­ da kariyerleriyle ünleri yurtdışma ta­ şan birçok piyanistimizin ilk piyano hocası olan Rana Erksan, İstanbul Belediye Konservatuvarı’nda 37 yıl çalışmış... 1975’te emekliye ayrılmış, ama evde ders vermeye devam etmiş.

Rana Hanım hâlâ küçüklere ders vermekten sıkılmıyor, derviş sabrıy­ la, çocuk ruhunu tanıyarak, çocuk sevgisiyle geçen dolu ve verimli bir ömür. Rana Hanım’ın genç kalma­ sının sırrı gerçekten çocuklarla iliş­ kisini hiç koparmaması olsa gerek...

H H H İ

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Kuruluş dampinglere karşıdır ve Tarımsal Ticaret Enstitüsü gibi ABD merkezli sivil toplum kurulu şları ile birlikte besin egemenliği kavramını tarımsal ticaretin

Avrupa Birliği, geniş çaplı çevre politikaları ve sosyal politikalar için uygun bir ölçek olarak değerlendirilebilecekse de, bu politikaların hayata geçirilmesi ancak

Avrupa Birli ği ülkelerinde getirilecek olan ithal ette daha önce istenen ‘deli dana, brusella, tüberküloz ve IBR hastalığı için istenen 4′lü testler özellikle et

1a- “Doğruluk ya da adalet, herkese borçlu olduğumuz şeyi ödemektir.” Bu tanımın, yeterli olup olmadığı konusunda bir tartışma yürütülür?. Gerçekte kime

Çünkü genelde insanların çoğunluğunun, gerçekte adaletin kendisi bakımından değil, sonuçları bakımından, yani gerçekte adil/doğru olmayıp, sözde/görünüşte

Daha önce tartışmalarda, bireysel ve tikel olanda adaletin hem kendisi hem sonuçları bakımından yeterli bir tanımının verilememesi nedeniyle,

Özellikle bu sınıf için her tür edinimler ve sahiplenmeler için öngörülen ortaklık, öncelikle her türlü kötülüğün nedeni olan tamahkarlık ve kıskançlığı

Some banks insist on receiving prior notice of a planned withdrawal from a passbook saving deposit. Some do not insist on receiving a prior notice of