• Sonuç bulunamadı

Sami Güner'in anısına yarışma

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Sami Güner'in anısına yarışma"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Sam i Gibıer m anısına yarışım

► Bursa Büyükşehir

Belediyesi’nin 1991 ’de

yitirdiğimiz Sami Güner

anısına düzenlediği

uluslararası fotoğraf

yarışmasının sergisi yarın

Yıldız Teknik

Üniversitesi’nde açılıyor.

MEHMET BAYHAN

20 Şubat 1991 ’de kaybetmiştik

Sami Güner’i. Türkiye’ye fotoğ­

rafı sevdiren insanı. Zaman nasıl da akıp gitmekte. Zaman ya da bizler. Bizler ya da ben... Her başım sıkıştığında O’nun bitmez tükenmez coşkusunu ve sevgisi­ ni, sevecenliğini anımsıyorum. Ben’den yola çıkarak bütünü ku­ caklayan.

Fotoğraf, on dokuzuncu yüzyılın ilk yankında bulundu. Endüstri devriminin geliştirdiği sosyal yapının artan gereksin­ melerinin karşılanabilmesi için teknolojiye dayalı yeni üretim yolları aranmasının sonuçlann- dan biri idi. Fotoğrafın, sergi sa- lonlan dışında geniş çevreye ula­ şabilmesi için matbaa baskı yön­ temlerinin gelişmesi gerekecekti.

1900 sonrasında günlük basın, fotoğrafı kullanır oldu. 1940'ta renkli fotoğraf yaşama kanştı. Ülkemizde renklinin yaygınlaş­ ması 1960sonrasındadır. Ülkele­ rin kültürel yapısı, iç ve dış ticare­ ti gelişmeye başlayınca rek­ lamcılıktan ve reklam fotoğrafı­ ndan (tanıtım fotoğrafı) söz edi­ lebilirdi artık. Türkiye’de tanıtım fotoğrafının öncülerindendir Sami Güner.

Matbaada basılacak her tür malzeme için umulmadık fotoğ­ raflara gerek duyulur ve şaman

kısadır. Şimdi gelişmekte olan fotoğraf arşivlerinin amacı bu gereksinimleri hemen karşılayabilmek. Ama uzun süre bu tür istekleri tek bir arşiv-kişi karşı­ lamıştır: Sami Güner. İşyerindeydim, pamuk kozası fotoğrafı arıyorlardı, [şıklı masasını donatıverdi; fi­ lizlenmişi, açılmamışı, açılmışı, toplanmışı... Ne aranır, nasılı istenir, hangi mevsimde nerede ne çeki- ı#lir, iyi jjilirdi. Hayıflandığına çok tanık olmuşuzdur,

“Ah şimdi Ağrı’da kar ve koyunlar” veya “Alanya’da çivit mavisi denizin tam zamanı” ya da “Portakal çi­ çekleri açmıştır, orada olmalıydım...” Bir keresinde

Bolu’ya gidiyorduk, sert bir frenle durdurdu arabayı ve fırlayıp gitti. İleride bir çayır ve sürü. Döndüğünde

“Sütçüler, ayakkabıcılar çok istiyor bunları” demişti.

Günlük tüketimi karşılamak durumundaki

profes-$ r ’

1991 yılında bir trafik kazasında yitirdiğimiz Sami Güner, tanıtım fotoğrafının ustasıydı

yönel fotoğrafçı, ne arandığını ve bunları nerede bu­ lacağını bilmek durumundadır. Bunu en iyi bilen Sami Güner’di. Korkanm, bıraktığı boşluk bu açı­ dan pek doldurulamadı..

Ancak O’nun çok büyük bir özelliği vardı. Fotoğ­ rafı, daha doğrusu fotoğraf yoluyla tüm ayrıntılarına dokunduğu varoluşu tutku ile seviyordu. Dışarıdan bir gözlemci gibi değil, içeriden bir parçası olarak... Doğanın uyumunu ve titreşimini yüreğinde yaşıyor ve çevresindekilere aktanyordu. Şöyle demişti:

“Fotoğraflarken sanki var olan her şeyle konuşuyo­ rum. Aman Tanrım şunlara bakın; ağaçlar, çiçekler, tomurcuklar, kelebekler. Binbir türlüsü. Mutluluk, se­ vinç bunlar. Daha da ötesinde bir şeyler, ama anlata­ mıyorum. Fotoğraflarını çekiyorum, doyamıyorum.”

Gerçekte daha güzel anlatıla­ mazdı.

Profesyonel yaşamın kazan­ dırdığının tümünü, çok sevdiği ülkesinin güzelliklerini görün­ tülemek ve herkese göstermek için harcadı. Kaç ülkeye gitti ser­ gileri... Son sergisini Bursa’da açmış ve dalga dalga yükselen sesi ile son konuşmasını orada yapmıştı. Şimdi Bursa Büyükşe­ hir Belediye Başkanlığı O’na yakışır bir çalışma ile anıyor us­ tayı: Sami Güner Uluslararası Fotoğraf Yarışması. Ulusal bo­ yutta başlatılan bu güzel çalışma genişliyor, 52 ülkeyi kucaklıyor. 950 kişi 4081 fotoğrafla katılıyor. Ödüller dışında 123 siyah-beyaz ve 48 renkli baskı, sergide yer alı­ yor. Siyah-beyaz bölümde Ya-

kup Kütük (Adana), renklide Sadık Demlröz (Eskişehir) ve Adem Sönmez (Muş) ülkemizden

ödül alanlar oluyorlar. Bursa Bü­ yükşehir Belediye Başkanı Sayın

Teoman Özalp’in, Sami Güner ile

dostluğunun getirdiği anışın öte- fotoğraf çalışmalarımıza bir katkı olan bu güzel çalışmanın gelenek olarak süre­ cek olması hepimiz için sevinçtir. Yarışma sekreteri Ilhan Özer ve ekibinin özverili çalışması nite­ likli sonucu getirdi. Sergilenen fotoğrafların tümünün basıldığı katalog dışarıda da ilgi görecek­ tir. Ancak birtakım küçük kusur­ ların önlenebilmesi için daha yakın işbirliği yapılması umula- bilir.

Sami Güner’i kaybedişimizin üçüncü yılındayız. Doğrusu, kayıp sözcüğü gönlümdeki an­ lamla pek uyuşmuyor. Evet, yok artık Sami Ağabey. Belki de her yerde, her yamacın arkasında, çeşmenin başında, taa uzaklar­ daki yelkenlinin içinde. Fotoğ­ raflarda, duygularda, gür kahka­ halarda (hala atılabiliyorsa).

Yarışmada seçici kurul özel ödülünü alan fotoğra­ fa birazcık değinmek istiyorum. Zaten kendisi gözle­ rimize değinmekte. Bilinçli ve oldukça düzeyli bir çalışma olmasının yanında, seçerken belki çok değil, ama şimdi bakarken sanki Sami Güner de oyu ile destekledi duygusuna kapılıyorum. Güzeli bilen ve seven, sevdiren Usta’yı ruhumuzla duyarak. Güven

Aktaş, A. Halim Kulaksız, Sedat Tosunoğlu ve Sefa Ulukan ile beraber paylaştık ödüllerin sorumluluğu­

nu.

Fotoğrafseverler, yanşma sergisi yarın 18.30’da Yıldız Teknik Üniversitesi Sanat Merkezi’nde açılı­ yor. Sami Güner’i 193 güzel fotoğrafla anmak isti­ yorsanız hepinizi bekliyoruz.

Referanslar

Benzer Belgeler

Chandra’n›n bir yandan X-›fl›nlar›n›n enerjilerini ölçerek, bir yandan da Günefl rüzgar›ndaki parçac›klar›n say›s›n› ölçerek yürüttü¤ü gözlemlerse,

Core conversion calculations have been carried out for different core loadings of the TR-2 reactor in order to find out the optimum design for the radioisotope production.. Using

It was revealed that the oil-gas-condensate filtrate samples did not contain significant Pu isotopes content (<0.02 Bq/1), and this enables to suppose Pu isotopes to be

BizanslIlar tarafından tesis edilmiş olan Hiyeron mevkiini hükümdar Prosyas Milâddan 192 sene evvel zaptetmiş, az sonra buradan çekilme­ ğe mecbur olmuştu.. Çok

Bu yalı bilâhare Haşim Paşaya in­ tikal edince, Paşa tabiatı iktizası bü­ tün emlâkinde yaptığı gibi bunu dahi aşı boyası rengine boyatmış­

Surphiraşdagabet Kilisesi bugün çevresinde ibadet edecek Ermeni vatandaşların sayısı azaldığı için haftanın sadece iki günü kapılarını açıyor: Perşembe ve

ıBen, işini, Kendi czkayııaklanyla yapm asını seven bir adam ım Şimdiye kadar bütün yadnm tanm ı, özkayıiaktan yaptım Bu y ıl İlk defa biraz açıldım

1960 son­ rasının ileriye dönük şairleri Nâzım Hik­ met’in ve genel olarak toplumcu Türk şi­ irinin mirasçısı, devam ettiricisi oldukla­ rı gibi, Türk şiirinin