• Sonuç bulunamadı

Sohbetindeki lezzeti, ince esprilerini ve entelektüel donanımını özlememek mümkün değil:Erol Akyavaş, hoşçakal ressam

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Sohbetindeki lezzeti, ince esprilerini ve entelektüel donanımını özlememek mümkün değil:Erol Akyavaş, hoşçakal ressam"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SAYFA

CUMHURİYET

14

KÜLTÜR

Sohbetindeki lezzeti, ince esprilerini ve entelektüel donanımını özlememek mümkün değil

Erol Akyavaş, hoşçakal

HALDUN POSTOĞLU___________________

Erol Akyavaş ıram süren hastalığına yenilerek 20 Nisan’da aramızdan ayrıldı.

1985’te Ankara’da Tanbay Galerisi’ndeki ser­ gisi nedeniyle tanıdığım Erol Bey’le dostluğu­ muz o günden bu yana kesintisiz 14 yıl sürdü. Onun­ la Galeri Nev olarak sergiler düzenledik, kitaplar yayımladık, Miraçname süitini gerçekleştirdik, projeler hayal ettik, olacak, olmayacak şeyler düş­ ledik. Ama şimdi, şu an bütün bunlar bana çok önemli gelmiyor. Önemli geleni ise anlatmak çok zor.

Erol Bey’le yeni projeler gerçekleştiremeyece­ ğimize değil de ondan yeni şeyler öğrenemeye­ ceğim fikrine katlanmak zorunda olmak daha ağır geliyor.

Amerika'da kerpiçten evler inşa edip fırınlaya­ rak seramik yapılar yapan mimarı, Hallac-ı Man-

sur’u, fîhi ma fih’i Erol Bey’den öğrendim. Eero

Saarinen’in dedikodularım ya da Mary Boone’un galerici numaralarını, Shaker’larm mobilya tasa­ rımlarını, Mesnevi’yi, Gülşeni Raz’ı anlatacak kimse yok artık. Renkli kişiliğini, sohbetindeki lez­ zeti, ince esprilerim ve entelektüel donanımım özlememek mümkün değil.

Akyavaş 1957 yılında New York’ta açtığı ilk ser­ gisinden bir eserle Museum o f Modem Art ko­ leksiyonuna katılıyor. Böylece sanat serüvenine de böyle bir müzenin koleksiyonuna dahil olarak oldukça zor ve üst bir noktadan başladı. Bu eser daha sonra müzenin koleksiyonundan yapılan bir seçmeden oluşan bir sergiye katılarak Monet, Ma­ tisse, Miro, Modigliani, Magritte, Picasso, Pollock,

Tapies vs. ile birlikte 1963 Aralığı’ndan 1964

Martı’na kadar Washington'da National Gallery’de sergilendi.

Akyavaş’m sanatında oldukça çeşitlilik göste­ riyor olmasına rağmen 40 yılı aşkın bir süredir

üret-A

kyavaş’ın 40 yılı aşkın bir

süredir ürettiği yapıtlarına

topluca bakıldığında ilk

yapıtları ile son yapıtları

arasındaki bağı görmek

zor değildir.

Duvarlar’dan

enteryörlere, Che

Guevara dizisinden

Gazali’ye, fihi ma fih’ten

Hallac-ı Mansur’a akan

aslında aynı

ırmağın suyu.

Farklı kollardan

akıp giden su

gelenek deltasında

denizinize karışmış hep.

tiği yapıtlarına topluca bakıldığında ilk yapıtları ile son yapıtları arasındaki bağı görmek zor de­ ğildir. Duvarlar’dan enteryörlere, Che Guevara dizisinden Gazali’ye, fihi ma fih’ten Hallac-ı Man­ sur’a akan aslında aynı ırmağın suyu. Farklı kol­

lardan akıp giden su gelenek deltasında denizini­ ze karışmış hep.

Kendisi geleneksel sanata iki türlü yaklaştığı­ nı dile getirmiştir. 1960’larda yaptıklarını formel bir yaklaşım olarak görür ve o yıllar yaptıklarını

ressam

geleneksel sembollerin sadece form olarak de­ ğerlendirmesi diye yorumlar. Daha sonraki yapıt­ larında ise kullandığı sembollerin bir anlamı ol­ duğunu söyler. Yazı ve sembollerin resimle, res­ min içeriği ile bir ilişkisi olduğunu dile getirir.

1989’da 2. İstanbul Bienali için gerçekleştirdi­ ği fihi ma fih (içindeki içindedir) adlı eseriyle 3 dinin sembollerini birden kullanarak Aya İrini’de,

Sultan Mehmed’in Hıristiyan annesinin ibadeti için

koruduğu kilise ile bambaşka bir söylemin içine girmiştir.

Bu eser Alman küratör Wieland Schmidt’in il­ gisini çekmiş ve onu 1990’da Berlin’de Martin Gropius-Bau’da da düzenlediği Gegenwart- Ewig­ keit adlı sergiye koyarak başka bir kontekste okun­ masına olanak tanımıştır.

Bu eserle birlikte tanıştığı yeni malzeme plek- siglas ile daha sonra “İkonoklastiar için İkonalar” dizisini gerçekleştirmiştir. Bu dizi önce St. Peters- bourg’da Benoit Palace’da, daha sonra da İstan­ bul’da sergilenmiştir. Pleksiglas’m içinden yüze­ yine çeşitli tabakalardan oluşan eserlerde adeta Ak- yavaş’ın tüm serüveninin üst üste binmiş halleri­ ni izledik. Bin yılı aşkın bir tarihi arkeolojik bir bütün halinde, kült-büyü-ihtişam etkisiyle sunmuş­ tu, bizlere. Neredeyse bu eserler, özel içten aydın­ latmaları ile çok kültürlü bir mitos gösterisine dö­ nüşmüştü.

Son 10 gündür bir proje nedeniyle beş yüze ya­ kın Akyavaş eserinin diaları ile haşır neşirim... ve gördüklerim beni çok heyecanlandırıyor. 1950’ler- den 90 ’lara uzanan bir maceraya toplu olarak bak­ mak, baktıklarımın arkasındakini görme fırsatını tamdı. Dileğim sanatseverlerin bu heyecan veri­ ci serüveni, çileyi bir gün toplu olarak izleyebil­ me şansına erişmeleri. “Değişmeyeni arayarak

değişmeyi anlatan” ressamı seyretmeleri, tanıma­

ları.

Hoşçakal ressam.

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha

Eleştirel bakış açısının sağladığı açılım doğrultusunda her bir dizinin tek bölümünde yer alan “ilahi adalet” teması; dizi adı, öykü adı,

Çok boyutlu ölçekleme analizi sonuçları incelediğinde çiftçilerin sürdürülebilir tarımın sağlanması ve genç girişimciliğin sağlanması yargıları genç

Bu projede farklı olan, yeni insanın belirli bir yaşa gelmesinin (14-16) ardından ya da daha yüksek yaşlarda Kürt toplumundan ayrı bir bölgede –Bekaa ve

Harekat alanı hangisi olursa olsun, gerilla savaşı yapan bir devrimci ordu, daha önce de söylediğimiz gibi, fazladan, desteği çok önemli olan, savaşmayan bir örgüte

Metrogarden konut projesi ile Mayıs 2011 yılında bölgeye adım atan ve 2014 Eylül ayında Metrogarden Alışveriş Merkezi’nin açılması ile bölgeye değer kazandırmaya

[r]

SAĞLAYACAĞI FAİZ İNDİRİMİ NE ANLAMA GELMEKTEDİR ? ... 41) RİSKLİ YAPILARDA KİRACI veya SINIRLI AYNİ HAK SAHİBİ OLANLARIN RİSKLİ YAPININ YENİDEN YAPIMI HALİNDE HUKUKİ