A K B A N K
AKCADIN
YIL: 10 SAYI: 5 2
EYLÜL • EKİM 1992
HOCASI ve
ÖĞRENCİSİ
İDİL BİRET
WILHELM
M
İÇİNDEKİLER
Bir D a k ik a 1 id il B iret v e W ilh e lm K e m p ff 2
Londra 6
P avarotti H a k k ın d a B ilm e d ik le rin iz 9 M im sa n atçısı: M a r c e l M a r c e a u 1 0 K a d ın S orunlarını A ra ştırm a M e rk e z i 1 2 S e b z e v e M e y v e le rd e k i Z a ra rlı M a d d e le r 1 4 K o rtiz o n Y a ra rlı mı, Z a ra rlı mı? 1 6 A ç ık O tu ru m 18 Ç e v re 9 2 2 3 H a le S ontaş 2 6 S in e m a d a 9 2 / 9 3 M e v s im i 2 8 B irb ir G e c e M a s a lla rı 2 9 O m u rg a n ız ın D e ğ e rin i B ilin 3 0 M o d a 3 2 S iz d e Y a p a b ilir s in iz 3 6 M ü z ik te Y eni Y e te n e kle r 3 7 B izim M u tfa ğ ım ız d a n 3 8 S o fra n ız ın B a şta cı: Pirinç 4 0 K ü lfü r-S a n a t-M a g a z in 4 2 K ita p la rın D ili 4 9
İdil Biret
AK<ADIN
YIL: 10 SAYI: 52 EYLÜL-EKİM 1992 Akbank T.A.Ş. adına, sahibi:
NAZMİ AKIMAN
Yazı işleri Müdürü: DENİZ BANOĞLU
Grafik Tasarım: BÜLENT ENGEZ Fotoğraflar. TANCAN BALTALI, MUSTAFA AKÖZ
idare Yeri: AKBANK UMUM MÜDÜRLÜĞÜ Kültür Sanat Hizmetleri Bölümü Fındıklı/istanbul Tel: 244 60 03 Ofset Hazırlık, Baskı, Cilt
H ürriyet O fset
Matbaacılık ve Gazetecilik A.Ş. / Sefaköy-istanbul Tel: 541 58 58
YAZI KADROSU- SAĞLIK EĞİTİM: Doç. Dr Meral ALPAY. Nuran DİREK, Prol Dr Aysel EKŞİ. Prol. Dr, Oval GÜRAY. Prol Dr Ozcan KOKNEL, Dr Türker ÖRNEKOL. Doç Nursel TELMAN Dr Fikret TUMER Prol Dr Haluk YAVUZER. Dr Vedat YEĞINSU, SANAT, MAGAZİN, RÖPORTAJ: Haluk AKÇAM. Gulflün AYRAL, Nuveyre GULTEKIN, Zahir GUVEMLI. İsmet KUR TaytunOMAY
Gül REFIĞ Onay SÖZER Kamil SUVEREN. Neşel T1RKEŞ, Kayahan TÜRKÇÜ, Muzaffer YAZICI DEKORASYON, GÜZELLİK, FOLKLOR: Semai KIZILKAYA. Sabıha TANSUĞ. Füsun AKDOĞAN, MÜZİK-KİTAP: Selmı ANDAK. Mustafa ERBIL. Evin İLVASOĞLU. Sennur SEZER. Faruk YENER SİNEMA: Hakan SONOK
çünkü benim hocalarımla ters düşmek istemiyordu. Konservatuvarı bitirdikten sonra Almanya'da Münih'de ve İtalya’da çok beraber olduk ve birlikte çalıştık, "il ginçtir ki Kempff’le Türkiye’de hiç bera ber olamamış idil Biret. Oysa Kempff'in Türkiye ile aşinalığı 1920’li yıllarda baş lar. Bazen solist, bazen de orkestra eş liğinde sayısız konserler verir. 1927 yı lında da Ankara’yı ilk ziyaretinde insan olarak hayran olduğu Atatürk'le tanışır.
"Bir davette tanıştığı Atatürk'le sa bah saat 4'e kadar sohbet ettiler. Al manya'dan sanat ve eğitim alanında ün lü profesörlerin Türkiye’ye çağrılması konusunda uzun uzun görüştüler" diye anlatıyor Kempff'in kızı İrene, bu tarihi karşılaşmayı.
Kempff idille birlikte olmuyor
Türki-\
İdil Biret, Wilhelm K em pffle Positano'da 1982 yılında
B
ir anı, ya da o anıyı tazeleyen bir olay, kimi zaman onunla bağlantılı geride kalan pek çok yaşanmış anıyı da beraberinde getirir. O yıllara dönmek, onlarda yaşanan anları belleğinizde ye niden canlandırmak için sabırsız bir is tek, dayanılmaz bir acelecilik doldurur İçinizi aniden.Piyanist ¡dil Biret’in, gelmiş geçmiş dünyanın en büyük piyanistlerinden ay nı zamanda hocası olan Wilhelm Kempff'in anısına düzenlenen gecede, onun çaldığı parçalardan oluşan unutul maz resitali ¿öylesine bir geçmişe dön me özlemi uyandırdı içimizde. Anı gece si ve-resital için Kempff’in kızı Irene Ba uer Kempff ile oğlu Roland Kempff'in İs tanbul’da bulunması ise sadece güzel bir rastlantı değil, zaman tünelinde kay bolup gerilere dönmek İçin bir fırsattı da aynı zamanda.
idil Biret’in piyano tuşlarında uçar casına gidip gelen parmaklarının hızını gözlerimizle izlerken, onu Paris'te The atre des Champs Elysées’de Mozart'ın iki piyano için konçertosunu Wilhelm Kempff’le birlikte çalarken görüyoruz. Sanatçımız o günlerde henüz 11 yaşın dadır. Müzik ve piyano yeteneği yaşına göre çok çok büyüktür ama, bir piyano dehası ile birlikte çalmanın heyecanını duyamayacak kadar çocuktur. Oysa müzik yaşamı boyunca ona hocalık ya panlar İçinde (Nadia Boulanger Jacqu es Février, Jean Doyen ve Alfred Cor tot) onu en çok etkileyen Wilhelm
Idil Biret 12 yaşında iken, Wilhelm K em pffle Pariste
Kempff olmuştur. Ancak Kempff’le çal manın onu heyecanlandırmamasının yaşça küçük olmasının dışında bir baş ka nedeni vardır.. “Çünkü bana öyle do ğal geliyordu ki” diye anlatıyor sevecen bir gülümsemeyle idil Biret, “Biz bir aile gibiydik Kempff’lerle... Biliyorsunuz onun 7 çocuğu vardı, bense 8’nci çocu ğu gibiydim. Sanki bir amcamdı o be nim... Öyle yakındık birbirimize". Kempff'in hangi özelliklerinin ve yönleri nin kendisini etkilediğini de şöyle sıralı yor. “Her açıdan etkilemiştir beni: müzi ği, insanlığı, kişiliği ile...Yedi yaşında iken babasıyla Paris’e geldiğinde onu ilk dinleyen Kempff, olmuş ama, konserva- tuvarı bitirene kadar idil'in hocası olmak istememiş. "Başlarda beni hep dinleme yi tercih etti” diyor idil Biret, ve ekliyor”
V
-ye’de ama, onun konserlerini, başarıları nı uzaktan adım adım takip ediyor. 1963'de Ankara’da vereceği bir resita lin, ABD Başkanı John F. Kennedy’nin bir suikast sonucu öldürülmesi nedeniy le iptal edildiği Kempff'e duyurulunca, piyanist kendi konserine üzülmüyor, an cak endişeyle "Acaba idil'in Boston'daki konseri de İptal edildi mi" diye soruyor.
Ünlü piyanistin endişe ettiği gibi ol mamış, idil Biret'in konseri iptal edilme diği gibi, başarısı.nedeniyle kendisine Lily Boulanger ödülü verilmişti.
Kempff idil Biret’in tüm müzik yaşa mında hep vardı; çocukluğunda, öğren cilik yıllarında gençliğinde ve sanatının olgunluk döneminde. Blret’le Kempff arasındaki hoca-öğrencl, akrabalık dü zeyindeki amca-yeğen ve nihayet sanat çı sanatçı ilişkisi bugün hala en anlamlı biçimde sürüyor. Öğrenci idil Biret onun anısına düzenlenen konserde, Kempff in çalmış olduğu yapıtları tekrar seslendi rirken, yeni doldurmuş olduğu plakta, Kempff’ln Bach, Haendel, Mozart’ın pi yano uyarlamalarını ve kendi besteleri olan İtalyan Süiti ile Piyano Sonatı'nı ses lendiriyor.
Deniz BANOĞLU
IDİL
BİRET'le
• •MÜZİK
DIŞINDAKİ KONUŞMALARDAN NOTLAR
I
- DİL BİRET’in piyano repertuvarında 300 solo, 120 konçerto hemen hemen aynı sayıda oda müziği var
- ilk hocası, Türkiye’de Mithat Fen- men
- Onun için en önemli besteci, piya noya yepyeni ufuklar açtığı için, Chopin - Plak yapımı dışında, resital ve kon serlerinde nota kullanmıyor. Ama kullan mam diye de bir kompleksi yok. "Richter bile notaya bakarak çalardı" diyor. "Mü zikle çalan arasında doğrudan ilişki ku rulabildiği ve daha İyi düşünmeye yö nelttiği için, yine de "notasız çalmanın" daha İyi olaöağını söylüyor.
- Hiçbir müzisyen ve müzik tarzı ay rımı yapmıyor ama piyano İçin yapılmış eserleri, enstrümanın tüm olanaklarını kullanabildiği için tercih ediyor.
- Kendi yapmış olduğu besteleri var, ama henüz istediği gibi olmadığını dü şünerek ortaya çıkarmıyor.
- Mükemmele ulaşmanın arayışı içinde olmak gerektiğine İnanıyor.
- Hiçbir şeyde ve konuda sözü kuv vetlendirici "en” zamirini sevmiyor.. “En iyi müzisyen” "En iyi dinleyici" "En güzel kent" sorularına; "En büyük diye bir şey yok", “En sevdiğim de yok" diye yanıt veriyor. “Kalite önemlidir" diye ekliyor, "iyi dinleyicinin bulunduğu her kent gü zeldir.Bir kentte çok müzik olayı vardır
ama, belki de bu moda olduğu içindir. insanların gerçekten müziğe sevgi duyduklarını hissetmek önemlidir ben ce" diyor.
Yalnız bedensel değil, zihinsel de çalıştığı İçin günün her saatinde çalışı yor.
I
dil Biret dünyanın en büyük or kestralarının eşliğinde (Boston Filarmoni, Leningrad Filarmoni, Boston Senfoni - Londra Senfoni, Berlin Senfoni, vb.) ve dünyanın en ünlü yönetmenleri ile (Monte- ux, Leinsdorf, Boult, Sçherchen, Burgos. vb.) çaldı, ilk kez Ameri ka’da Rachmaninoff'un 3 ’üncü piyano konçertosunu çaldığında 21 yaşındaydı, dünyaca ünlü Rus piyanisti Emil Gilels'ln daveti üze rine ilk çıktığı Sovyetler Birliği tur nesinden sonraki yıllarda bu ül kede 18 konser verdi. H içbir uluslararası yarışmaya katılmadı; ama dünyanın en önemli müzik yarışmalarında jüri üyeliği yaptı ve halen yapmakta. Sayısız ödül aldı, dünya basınında hakkında binlerce olumlu eleştiri yayınlan dı.- Ona göre klasik müzik bütün dün yada bir geçiş dönemi yaşamakta. Belli belirsiz bir tehlike görüyor. İnsanların okuma alışkanlığının azalması gibi, kla sik müziğe ilgisinin de azaldığını düşü nüyor. Yeni tip müziğin, melodiyi yok et tiğini, bugünün bestecilerinin değişik bir armoni ile yarattığı eserlerin, kimsenin kolaylıkla seslendlremedlğlnl ve aklında tutamadığını söylüyor. Bekleyelim, ba kalım ileride ne olacak” diyor.
- Üç cümlede kendini tarif edemiyor ama “Benim için en önemli olan özgür lüktür. Rahat bir insanım, küçük ayrıntı lara önem vermem, kendimi de fazla ciddiye almam, kendisini ciddiye alan çevresini de ciddiye alır” diyor,
- Eşi Şefikle 15 yıllık bir evliliği var ama zaman onun için sınırlandırılmış bir kavram değil, “zamanın farkında deği lim. Benim için zaman kavramı yoktur” diyor.
- Müzik yaşamında en büyük des tekleyicisi eşi Şefik için “Çok iyi müzik ten anlıyor, piyano da çalıyor. Güzel bir beraberliğimiz var. Karşılıklı dostluk ve sevgi beraberliğimizin en güzel yanları” diyor.
Ve müzik dışında en çok sevdiği şey, YAŞAMAK “En büyük uğraşım yaşamak. Yaşamayı çok seviyorum" diyor.
KIZI,
KEMPFF'İN
YAYINLANMAMIŞ
ESERLERİNİ
MÜZİK DÜNYASINA
ÇIKARMAYA HAZIRLANIYOR
/
Wilhelm Kempff’in oğlu Roland Kempff ve k m Irene Bauer Kempff. Ailede, müzikle uğraşan yok. Roland Kempff tüccar, İrene Kempff’ın k m Sylvie’nin sesi güzel ancak mesleği çocuk yuvası yöneticiliği. Bir oğlu tekstilci, müziğe ilgi duyuyor, ama resimi daha çok seviyor.Asıl baba Kempff müzikal bir ortamda yetişmiş. Babası (ve büyükbabası) org çalarmış ve seçkin kilise müzikçileri yetiştirmiş. Kempff piyano çalmasını babasından öğrenmiş.
t i 4 981 yılında Fransa, Belçika ■ ve Almanya'daki turnesi çok başarılıydı. 1982’de Viyana'da son konserini verdi. Son zam anlarda kulakları ağır işitiyordu. 1986'da annem öldükten sonra, İtalya’ya gitti, Positano’da yaşamaya başla dı. Parkinson hastalığı vardı. Kulak ları duyuyor, zihnî melekeleri tama men çalışıyor, ama konuşamıyor- du. Çok iyi bakılıyordu. Buna rağ men ne yazık ki fazla yaşayamadı 1991 yılının Mayıs ayında öldü"
Wilhelm Kempff’in kızı İrene an latıyordu bunları. Almanya’nın Oh- land adlı küçük bir kentinde yaşı yordu Irene Bauer. Ev kadınıydı, ama şu sıralar çok önemli bir göre vin sorumluluğunu taşıyor, babası K em pff’in gün ışığına çıkmamış bestelerini tek tek toplayıp biraraya getirerek yayınlanmasını g e rç e k leştirmeye çalışıyordu. Bir de ba basının biyografisini yazıyordu...
Gözleri ışıldayarak, "Yaptığım bu işten büyük bir zevk alıyorum” diyordu Irene Bauer, babasının dosyalar, raflar, dolaplar dolusu dokümanları, küçük piyano parça ları, orkestra müziği, 2. senfonisi, keman konçertosu, beş operası, org için yazdığı kilise müzikleri ve 100 kadar da aryası olduğunu söy lüyordu.
irene Bauer'in çalışmaları sonu cu bugüne kadar Kem pff'in bazı yayınlanmamış eserleri çalınmış. 1932'de kendisinin ilk kez çaldığı
“Ein Totentanz" (Bir ölünün dansı) adlı bir piyano konçertosunu idil Bi- ret, geçen yıl Almanya’nın en uzun süreli festivali olan Schleswig Holstein Festivali’nde ikinci kez seslendirmiş.
Bu yıl Temmuz ayında ise “ Un Giorno qi Positano" (Pozitano'da bir gün) adlı orkestra süiti Alman ya'nın Wörg kentindeki festivalde
ilk kez seslendirildi.
“Babamın hayatta iken en bü yük arzusu bestelerinin çalınmasıy- dı. Onun bu arzusunu ben yerine getireceğim " diyor İrene Bauer. K em pff’in biyografisinin de önü müzdeki yıl içinde yayınlanacağını söylüyor.
D.B.
M ÜZİK TARİHİNDE İLK KEZ
İDİL BİRET ÜC BESTECİNİN ESERLERİNİ
26 COMPACT DİSC'E DOLDURDU
Yurt dışında en çok plak yapan bir sanatçımız olan idil Blret’ln, dünyanın en büyük ve ünlü plak firması Naxos İle yapmış olduğu 26 plak (compact disc) dünya müzik piyasasında olay yaratıyor. Çünkü Biret, AvrupalI müzik otoritelerini bile şaşırtan olağanüstü bir çalışma ile üç büyük bestecinin eserlerini müzik tarihinde İlk kez, aynı proje içinde 26 plaktan (CD) oluşan bir albüm halinde müzik dünyasına sunuyor..
idil Biret’ln 1,5 yıl İçinde gerçek leştirdiği bu olağanüstü çalışmanın en önemli plak dizisini Chopin'nin tüm yapıtlarını kapsa yan 15 plaklık (CD) albüm oluş turuyor, Compact Disclerin bir kısmı halen piyasada satılıyor, 15 plak tan oluşan tamamı ise, komple, tek bir albüm halinde Ka sım ayında Türkiye dahil tüm dünyada müzik piyasasına sunulacak. Albü mün tamamlan
ması nedeniyle Idil Biret Kasım ayında Paris’de bir Chopin resitali verecek, aynı zamanda tüm basın ve yayın or ganlarında büyük bir tanıtım kampan yası yapılacak. Türkiye'de aynı olay
nedeniyle idil Biret'in Cemal Reşit Rey salonunda 9,11,13 Kasım tarihlerinde Chopln resitalleri yer alıyor.
Chopln dışında, idil Biret Brahms'ın Komple solo piyano ve pi yano konçertoları İle, Rachmani- noff’un piyano solo eserlerini seslen dirdi. 7 plaktan oluşan BRAHMS albü münden solo parçalar piyasaya çıktı, 1 ve 2 numaralı piyano konçertoları da önümüzdeki aylar İçinde çıkacak, idil Biret'in çaldığı Rachmanlnoff’un piyano solo eserleri de 4 plakta top lanmış. İNGİLİZ BASINI U lu sla ra ra sı müzik basınında hakkında en çok övgüyle söz edi len eleştiriler ya yınlanmış olan Idil Biret, Chopin ses lendirmeleri için özellikle İngiliz basınında olağa nüstü övgü topla dı. İngiliz müzik otoriteleri piyanis timiz için “Çağımı zın en büyük piyanisti” derken CD REWiEV dergisinde, Biret'in doldur muş olduğu Rachmaninoff plakların dan üçü, yılın en iyi plakları arasında yer aldı.
WILHELM
KEMPFF
4.5.1991’de Positano'da ve fat eden Wilhelm Kempff’i kon ser müdavimleri, öncelikle bir piyanist olarak tanırlar. Kendisi 6 yaşından 82 yaşına kadar As ya, Afrika, Amerika ve Avru pa’nın müzik metropollerinde konserler verdi, ilki 1920 sene sinde olmak üzere, yüzlerce plak doldurdu. Bu plaklar ara- sında-en az 3 defa olmak üzere- Beethoven’in tüm sonat ve piyano konçertoları İle Mo zart’ın, Schubert, Liszt ve Brahms’ın eserleri de bulun maktadır,
Wilhelm Kempff yirmili yıllar dan itibaren düzenli olarak Tür kiye’yi ziyaret etmiş ve bazen solist olarak bazen de Türk or kestraları eşliğinde konserler vermiştir. Kempff Türkiye’yi se viyordu ve batı klasik müzik ge leneğinin daha da yaygınlaş ması amacıyla Türkiye'de kon- servatuvar ve müzik okullarının açılması için girişimlerde bulun muştu. 1927 senesinde Anka ra'yı ilk ziyaretinde tanışmış ol duğu ve gerek insan olarak ve gerekse yaptığı reformlar açı sından çok takdir ettiği Kemal Atatürk ile aynı fikirdeydi.
Kempff hem piyanist, hem de orgcu olarak konserler ver miştir. Kempff'in iki müzik aleti ne olan yakın ilgisini piyanoya uyarladığı ve idil Biret'in de programına aldığı, Bach’ın org parçalarından anlamak müm kündür. Diğer taraftan d ’Albert ve Busani’yi örnek olarak 18. yüzyıl eserlerini de 1931'den iti baren piyanoya uyarlamış ve “Barok ve Rokoko Çağının Mü ziği” adı altında piyasaya çıkart mıştır. Beste yapmaya eğilimi de çok genç yaşlarda farkedil- miş. İlk bestesini 6 yaşında yap mıştır. Müziğin çeşitli türlerinde opera, bale, oratoryo, senfoni, oda müziği, org ve piyano için parçalar ve Lied’leri vardır.
Geçmişteki ve günümüzde ki birçok piyanist/kompozitörün aksine, Kempff'te ağırlık yo- rum’dadır; besteci yanı giderek piyanist Kempff'in gerisinde kalmıştır. Bestelerinde çıkış noktası genelde daha ziyade melodik düşünceler, eski Alman ezgileri, başka memleketlerin şarkı ve dansları olup, notalar zarif ve renkli bir armoni çerçe vesinde bir araya gelmektedir. Hareketli parçaların yanında ciddi ve ağır çalışmaları da vardır.
İdil Biret Roland Kempff ve İrene Bauer Kempff’te birlikte
AK<ADIN 5
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi