• Sonuç bulunamadı

Ahmet Rasim Bey:Kaşla göz arasında güftesi yazılan, bestelenen bir şarkı -12-

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ahmet Rasim Bey:Kaşla göz arasında güftesi yazılan, bestelenen bir şarkı -12-"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

{ Gazeteler, Gazeteciler |

Ahmet Rasim Bey

Kaşla göz arasında güftesi

yazılan, bestelenen bir şarkı

A h m e t R asim in eserleri, şiirleri, şa rk ıla rı

O lm u ş bir h ik â ye

E vd en

çıkarken

sö ylen en bir sözün A h m e t R a sim ’in

sa n a tk â r ruhu ü zerin d e k i tesiri

-

12

-Ahmet Raim deyince akla Şehir Mektupları, elli sene ev­ velki hayatı canlandıran yazı­ lar gelir. Hakikaten Ahmet Ra­ sim beyin yazılarının büyük bir kısmı bu mevzulara dairdir ve

elli altmış sene evvelki hayatı onun kadar iyi anlatan kimse

yoktur. Fakat Anmet Rasim

beyin yazıları bundan ibaret

değildir. Muhtelif tarihlerde

çıkmış çok dikkate şayan eser­

leri vardır. Bunların baslıcala- n şunlardır:

Meylidil (roman) 1892, Gece­

lerim 1896, Nagâm t roman)

1899, Kitabet Gam (3 cilt 1899, Makalât ve Müşahedat 1909, Şehir Mektupları (4 cilt) 1012 - 1913, Tarih ve Muharrir 1913, İki Hâtırat, 3 Şahsiyet 1916, Eş­ kâli Zaman 1918 Ged ve Mi­ zah 1920, Hamamcı Ülfet (ro­ man 1922, Fuhşuatik 1924, Şair Muharrir Edip 1924, Gülüp Ağ­

ladıklarım 1924 İstibdattan

Hâkimiyeti Millîyeye 1624, Mu­ harrir Bu ya 1927, Matbuat Ta­ rihîne Medhal: İJk büyük m u­ harrirlerden Şinasl 1927.

Ahmet Rasim beyin dört cilt­ lik resimli ve hantalı OsmanlI tarihini bunlara ilâve etmek İk­ amı geldiği gibi şiirlerini de unutmamak icabfder. Şiirleri­ sin bir kısmı «Asarı Hayal» başlığı altında neşredilmiştir. Fakat neşredilmeyen pek çok şiiri ve şarkısı vardır.

Ahmet Rasim’in şarkılarından

geçende bahsetmiştik. Bugün

bâlâ söylenen ve tazeliğini kay­ betmemiş olan bu şarkılarını besteleri gibi güfteleri de Rasim beyindir. O, kendini hiç yor­ m adan bu güfteleri hazırlardı. Günün hâdiseleri, duyguları lâ- a m gelen ilhamı vermeğe ye­ terdi.

Güfteyi hazırlayınca kolayca bestelerdi. Bunu ne kadar ko- Jayhkla yaptığım 6 ekim 1948 tarihli «Aydede» de «-ölmüş Hi­ kâyeler» başlığı altında çıkan

3« yazı pek güzel anlatıyor:

«Ahmet Rasim kendini kap­ mış, koyuvermiş üç beş ay evi­ nin semtine uğramamış. «İç bade, güzel sev de ne

derlerse desinler»

«Meyhanede yat evde ne

yerlerse yesinler» Beytine uygun bir hayat sür­ müş, meyhane peykelerinde sa­ bahlamış, kir pas içinde kal­ mıştı.

Nihayet temizlenmek; derle­ nip toplanmak ihtiyacını his­ setmiş, Bakırköydeki evinin yo­ lunu tutmuştu.

Refikası, halim, selim, sabırlı, muhterem bir hanımefendiydi. Onu, daima mazur görür, kıra­ cak hiç bir harekette bulun­ mazdı. Nitekim bu sefer de bir serzeniş bile etmeden Ahmet Rasimi karşılamış, derhal su ısıtmış, kocasını yıkamış; san­ dıktan çıkardığı mis gibi sabun kokulu tertemiz İç çamaşırları­ nı giydirmiş, elbisesini ütüle- nıişti. Aynanın karşısında ken­ disine çeki düzen veren Ahmet Rasim:

— Hanım, diye lâfa başlamış­ tı. Eve gelirken yolda Selâmı i paşaya tesadüf ettim. Beni ça­ ğırdı, Miltiyadinin gazinosunda bekliyor.

Refikası, üç aydır yüzünü gör­

mediği kocasına mümanaat et­ memiş, onu kapıya kadar geçir­ miş ve Ahmet Kasım dışarı çı­ karken yalnız şu sözleri söyle­ mişti :

— Bey sakın geç kalmayınız, bu akşam erken geliniz!

Bu rica Ahmet Rasimin sa­ natkâr kafasında bir anda akis­ ler yapmıştı. Miltiyadinin gazi­ nosuna doğru hemen yürüyor, hem mıraldamyordu:

— Sakın geç kalma, erken gel!

Ahmet Rasim, masaya otu­ rurken bu, tek mısraın altını tamamlamış, bestesini yapmış ve dostu Selâm! paşaya şöyle demişti:

— Evden çıkarken refikam bana tembih etti. «Sakın geç kalma erken gel!» dedi. Ben de yolda buraya gelinceye kadar bunu bir kıt’a haline getirdim, besteledim.

Ahmet Rasim kadehinden bir yudum içmiş, ellerini dizlerine vurarak usûl tuta tuta şimdi

hepimizin bildiğimiz meşhur

şarkısını biraz kalınca sesiyle okumağa başlamıştı.

«Sakın geç kalma erken gel» «Bu akşam gün batarken gel» «Ne müşkül ayrılık hali»

«Bu akşam beklerim yari»

«Sakın geç kalma erkengel»

«Bu akşam gün batarken gel»

Bu sırada Ahmet Rasimin

gözüne gazinodaki lâterna iliş- mişti. Derhal onun dişlerini Ah­ met Rasimin hu yeni şarkısına göre ayarladılar ve şarkıyı lâ­ terna ile çalmağa başladılar.

Coştukça coşmuşiardı. Nihayet Selâm! paşa şu teklifte bulun­

du:

— Lâternada bu yeni şarkıyı çala çala eve gidelim!

Hep beraber ayağa kalktılar; önde lâterna, arkasında Selâmi paşa ve Ahmet Rasim, Bakırköy sokaklarına bir ragme dalgası halinde döküldüler...

O akşam Ahmet Rasim saba­ h a karşı evine gelebilmiş, erken tavsiyesine bu kadarcık olsun riayet edebilmişti»

Bu yazı Ahmet Rasimin ne kadar ince hisli, aynı zamanda

ne derece büyük bir sanatkâT

olduğunu göstermeğe yeter. Mu­

harrir evinden çıkarken refika-

snun sözlerinden müteessir o- luyor. Bu teessürün şevkiyle yolda kendi kendine:

«Aman geç kalma erken gel» Diye söylenmeğe başlıyor. Bu­ nun arkasını getirerek güfteyi hazırlıyor ve hemen besteliyor-.. Evden gazinoya giderken kısa bir yolda hem şarkı yazmak, hem bunu cidden pek güzel bir surette bestelemek... Bu her babayiğitin kârı değildir.

Enis Tahsin TİL |

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Ancak, Kuiper Kufla¤› ci- simleri çok uzak, soluk ve so¤uk ol- duklar› için bunlar üzerinde flimdiye kadar sa¤l›kl› albedo ölçümleri yap›- lam›yor ve

Cihan Ünal’la evliliği olay yaratan ve Yağmur adlı kızı doğduktan sonra mutlu­ luktan uçtuğunu sık sık tekrarlayan Türkân Şoray, dün yeni bir dünya­ ya adım attı ve

6.ayda gerçekleşen FEV1 değeri, preoperatif FEV1 değeri üzerinden hesaplanan prediktif postoperatif FEV1 değeri ile karşılaştırıldığında, iki değer arasında orta ve

Baris ÇAKIR 25 Istanbul Teknik ÜNV... Baris ÇAKIR 25 Istanbul

DSQ İPEK ÖZTURNA 01 3K-Ankara Ihtisas Spor Klubu DNF ZEYNEP ASUDE DOĞAN 01 3K-HACETTEPE SPOR KULÜBÜ DNF IRMAK ÇINAR 02 3K-Ankara Yüzme Akademi S.K.... ASLINAZ ÖZTÜRK 99

Kura’nın gözü var; ağzı, dili yok Onun gördüğünü kimse göremez Aslı bir damla su olan her insan Ve yanında yüreğini gezdiren Onun ağzı olur bazen söz tapar Bazen

Gördüm, sızma girişimin vardı bu şehre Ölü bir kızı delil gösteriyordun ha bire İnandığın güzel günlerin geleceğine. Oysa aydınlığın en kötü tanımıydın

Ben uzun senelerdenberi kendisi ile dargındım, fakat bu dargınlık onun, yaşadığımız devrin en büyük şâir’i olması­ na tesir etmez, ben Yahya Kem al’i,