• Sonuç bulunamadı

Üniversite Öğrencilerinde Pozitif Şemaların İyi Oluş ve Psikolojik Belirtileri Yordaması

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Üniversite Öğrencilerinde Pozitif Şemaların İyi Oluş ve Psikolojik Belirtileri Yordaması"

Copied!
207
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

ÜNĠVERSĠTE ÖĞRENCĠLERĠNDE POZĠTĠF ġEMALARIN ĠYĠ

OLUġ VE PSĠKOLOJĠK BELĠRTĠLERĠ YORDAMASI

Sabire KILIÇ

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

EĞĠTĠM BĠLĠMLERĠ ANA BĠLĠMDALI

GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ

(3)

TELĠF HAKKI VE TEZ FOTOKOPĠ ĠZĠN FORMU

Bu tezin tüm hakları saklıdır. Kaynak göstermek koĢuluyla tezin teslim tarihinden itibaren 6 (altı) ay sonra tezden fotokopi çekilebilir.

YAZARIN

Adı : Sabire Soyadı : KILIÇ

Bölümü : Rehberlik ve Psikolojik DanıĢmanlık Ġmza :

Teslim tarihi :

TEZĠN

Türkçe Adı : Üniversite Öğrencilerinde Pozitif ġemaların Ġyi OluĢ ve Psikolojik Belirtileri Yordaması

Ġngilizce Adı : The Prediction of Posıtıve Schemas of Wellbeıng and Pscyhopathology of University Students

(4)

ETĠK ĠLKELERE UYGUNLUK BEYANI

Tez yazma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyduğumu, yararlandığım tüm kaynakları kaynak gösterme ilkelerine uygun olarak kaynakçada belirttiğimi ve bu bölümler dıĢındaki tüm ifadelerin Ģahsıma ait olduğunu beyan ederim.

Yazar Adı Soyadı: Sabire Kılıç Ġmza:

(5)

JÜRĠ ONAY SAYFASI

Sabire KILIÇ tarafından hazırlanan “Üniversite Öğrencilerinde Pozitif ġemaların Ġyi OluĢ ve Psikolojik Belirtileri Yordaması” adlı tez çalıĢması aĢağıdaki jüri tarafından oy birliği ile Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı‟nda Yüksek Lisans tezi olarak kabul edilmiĢtir.

DanıĢman: Prof. Dr. Galip YÜKSEL

Rehberlik ve Psikolojik DanıĢmanlık A.B.D., Gazi Üniversitesi ………

BaĢkan: Prof. Dr. Mehmet Güven

Rehberlik ve Psikolojik DanıĢmanlık A.B.D., Gazi Üniversitesi ………

Üye: Dr. Öğretim Üyesi Gökhan ATĠK

Rehberlik ve Psikolojik DanıĢmanlık A.B.D., Ankara Üniversitesi ………..

Tez Savunma Tarihi: 03/07/2018

Bu tezin Eğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı‟nda Yüksek Lisans tezi olması için Ģartları yerine getirdiğini onaylıyorum.

Prof. Dr. Selma YEL

(6)

TEġEKKÜR

Tez yazım sürecinde en çok zorlandığım kısım bu bölüm olsa da kariyerimde attığım her adım için, hayatım boyunca denk geldiğim her yaĢam öyküsüne bir teĢekkür borçluyum. Bunun yanında bu araĢtırma özelinde tezimin her aĢamasında bana güvenen ve fikirlerimi destekleyen, sorularımı ve sorunlarımı dikkate alarak bana yol gösteren ve hepsinden önemlisi eğitime ve bilime olan inancı ile her görüĢmemizde beni derinden etkileyen değerli tez danıĢmanım Prof. Dr. Galip Yüksel‟e,

Akademik geliĢimimde katkısı olan, baĢta Prof. Dr. Mehmet Güven ve Doç. Dr. ġerife IĢık olmak üzere lisans ve lisansüstü eğitimimde yer alan tüm eğitimcilere, tez savunma sürecinde yaĢadığım heyecanı benimle paylaĢan ve harikulade geribildirimlerle beni daha da çok çalıĢmaya motive eden Dr. Öğretim Üyesi Gökhan Atik‟e, araĢtırmamın analizlerinde sorduğum sorulara hiç yorulmadan cevap veren Doç. Dr. Bülent Altunkaynak‟a,

Lisansüstü eğitim hayatım boyunca sevinçlerimi, üzüntülerimi ve her türlü “aĢırılık” olarak tanımlanabilecek davranıĢlarımı sabırla, sevgiyle ve gülücüklerle karĢılayan çok sevgili çalıĢma arkadaĢlarım ArĢ. Gör. Berkay Özünlü, ArĢ. Gör. Nazife Üzbe Atalay, ArĢ. Gör. Ümre Kaynak, ArĢ. Gör. Semih Kaynak, ArĢ. Gör. Sare Terzi Ġlhan, ArĢ. Gör. Elvan Yıldız Akyol, ArĢ. Gör. Baki Büyüksevindik, ArĢ. Gör. Mustafa Kayıf, ArĢ. Gör. Orhan Yoncalık‟a ,

Eğitim hayatım boyunca çıldırmamdan korkmalarına rağmen beni daha çok öğrenmeye ve çalıĢmaya motive eden dostlarım Neriman ve Dudu Öztürk, Hatice Körükoğlu, Özlem Var, Aysun Kale, Emine Yücel, Hatice Dalak‟a ve daha nicelerine,

Ve her hikâyemin baĢlangıcında yer alan aileme, baĢta kardeĢim can dostum Hatice Kılıç‟a, umut ıĢığı ablam Tuba Arslan‟a, karizmatik abim Resul Kılıç‟a, merhamet temsili annem Asiye Kılıç‟a ve ayak izlerinde yeĢerdiğim babam Ayhan Kılıç‟a sonsuz teĢekkür ediyorum.

(7)

Başta “İçimdeki Çocuk” Olmak Üzere;

(8)

ÜNĠVERSĠTE ÖĞRENCĠLERĠNDE POZĠTĠF ġEMALARIN ĠYĠ OLUġ

VE PSĠKOLOJĠK BELĠRTĠLERĠ YORDAMASI

(Yüksek Lisans Tezi)

Sabire Kılıç

GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ

EĞĠTĠM BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

Temmuz 2018

ÖZ

Bu araĢtırmada üniversite öğrencilerinin pozitif Ģemaların iyi oluĢ ve psikolojik belirtileri yordamadaki rolünün incelenmesi amaçlanmıĢtır. ÇalıĢma iliĢkisel tarama modeli kullanılarak yürütülmüĢ ve katılımcılara kolaylıkla bulabilene örnekleme yöntemi ile ulaĢılmıĢtır. AraĢtırmada veri toplama araçlaçları olarak, KiĢisel Bilgi Formu, PERMA Çok Boyutlu Ġyi OluĢ Ölçeği, Kısa Semptom Envanteri ve Türk kültürüne uyarlama çalıĢması araĢtırma kapsamında gerçekleĢtirilen Pozitif ġema Ölçeği kullanılmıĢtır. ÇalıĢma sonucunda Pozitif ġema Ölçeği‟nin Türkçe formunun üniversite öğrencilerinin pozitif Ģemalarının ölçülmesinde geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı olarak gerekli psikometrik özellikleri taĢıdığı görülmüĢtür. Ayrıca, pozitif Ģemalar hem iyi oluĢun hem de psikolojik belirtilerin yordanmasında anlamlı bulunmuĢtur. AraĢtırmada pozitif Ģema alt boyutlarının iyi oluĢ ve psikolojik belirti alt boyutlarını yordanması incelenmiĢ ve iyi oluĢ ve psikolojik belirtilerin alt boyutların yordanmasında anlamlı bulunan pozitif Ģema alt boyutlarının farklılık gösterdiği görülmüĢtür. AraĢtırma sonuçları ilgili alanyazın doğrultusunda tartıĢılmıĢ ve araĢtırma kapsamında elde edilen bulgular temel alınarak öneriler üretilmiĢtir.

(9)

THE PREDICTION OF POSITIVE SCHEMAS OF WELLBEING AND

PSCYHOPATHOLOGY OF UNIVERSITY STUDENTS

(M.S. Thesis)

Sabire Kılıç

GAZI UNIVERSITY

GRADUATE SCHOOL OF EDUCATIONAL SCIENCES

June 2018

ABSTRACT

The current study aimed at investigating the role of positive schemas in the prediction of university students‟ wellbeing and psychopathology. Study was conducted as a correlational design and convenience sampling was used to reach the participants. As data collection tools, Demographic Information, PERMA Wellbeing Scale, Brief Symptom Inventory and Positive Schema Scale which was adapted into Turkish culture in the study were used. In the results of the study, Turkish form of Positive Schema Scale was found to have necessary psychometric properties as a valid and reliable instrument in measuring university students‟ positive schemas. Furthermore positive schemas were found to be significant in the prediction of both wellbeing and psychopathology. Furthermore, different positive schema sub factors were examined in their roles of prediction for different sub factors of well being and psychological symptoms and it was found that different positive schema sub factors were significant in prediction of different wellbeing and psychopathological constructs. The results were discussed in accordance with relevant literature and based on the findings some suggestions were put forward.

Key Words : Positive Schemas, PERMA, Wellbeing, Psychopathology Page Number :207

(10)

ĠÇĠNDEKĠLER

TELĠF HAKKI VE TEZ FOTOKOPĠ ĠZĠN FORMU

... i

ETĠK ĠLKELERE UYGUNLUK BEYANI

... ii

JÜRĠ ONAY SAYFASI

... iii

TEġEKKÜR

... iv

ÖZ

... vi

ABSTRACT

... vii

ĠÇĠNDEKĠLER

... viii

TABLOLAR LĠSTESĠ... xiv

ġEKĠLLER LĠSTESĠ

... xvi

SĠMGELER VE KISALTMALAR LĠSTESĠ ... xvii

BÖLÜM I

... 1

GĠRĠġ

... 1 Problem Durumu ... 1 Varsayımlar ... 8 Sınırlılıklar... 8 Tanımlar ... 8

BÖLÜM II

... 11

KURAMSAL ÇERÇEVE VE ĠLGĠLĠ ARAġTIRMALAR

... 11

Pozitif Psikoloji... 11

Ġyi OluĢ ... 13

PERMA Çok Boyutlu İyi Oluş Modeli ... 16

Olumlu Duygular ... 18

(11)

Anlam ... 20 Başarı ... 21 Psikolojik Belirtiler ... 22 Depresyon ... 23 Anksiyete ... 24 Olumsuz Benlik ... 25 Somatizasyon ... 25 Hostilite ... 26 BiliĢsel ġemalar ... 27

BiliĢsel Terapi Kapsamında ġema Kavramı ... 28

ġema Terapi Kapsamında ġema Kavramı ... 31

Pozitif ġemalar ... 34 Değerlilik ... 35 İyimserlik ... 36 Öz Yetkinlik ... 36 Başarı ... 37 Güven ... 38 Ġlgili AraĢtırmalar ... 39

BÖLÜM III

... 43

YÖNTEM

... 43 AraĢtırmanın Modeli ... 43 ÇalıĢma Grubu ... 43

Veri Toplama Araçları ... 45

BilgilendirilmiĢ Onam Formu ... 46

KiĢisel Bilgi Formu ... 46

Çok Boyutlu Ġyi OluĢ Ölçeği (PERMA) ... 46

Kısa Semptom Envanteri (KSE) ... 48

Pozitif ġema Ölçeği (PġÖ) ... 49

Ölçeğin Orijinal Formunun Geçerlik ve Güvenirlik Sonuçları ... 49

Ölçeğin Türk Kültürüne Uyarlanması ... 50

(12)

Pilot Uygulama ... 54

Pilot Uygulama Çalışma Grubu ... 54

Veri Toplama Araçları ... 55

Genelleştirilmiş Öz Yetki Beklentisi Ölçeği (GÖYÖ) ... 55

Rosenberg Benlik Saygısı ve Güven Ölçeği ... 56

Yaşam Yönelimi Testi ( YYT) ... 57

Geçerlik ve Güvenirlik Çalışması ... 58

Geçerlik ve Güvenirlik Çalışma Grubu ... 58

Verilerin Analize Hazırlanması ... 59

Ölçeğin Yapı Geçerliği ... 60

Pozitif Şema Alt Boyutları Arasındaki İlişkiler ... 65

Ölçeğin Ölçüt Geçerliği ... 66

Güvenirlik Çalışması ... 68

İç Tutarlılık ... 68

Test Tekrar Test Sonuçları ... 68

Verilerin Toplanması ... 70

Verilerin Analizi ... 70

Verilerin Yorumlanması ... 72

BÖLÜM IV

... 73

BULGULAR

... 73

Pozitif ġema Puanları ile Ġyi OluĢ Puanları Arasındaki ĠliĢkinin Ġncelenmesi ... 73

Pozitif ġema Puanlarının Ġyi OluĢ Puanlarını Yordama Gücünün Ġncelenmesi ... 75

Pozitif ġema Alt Boyut Puanlarının Ġyi OluĢ Toplam Puanını Yordama Gücünün Ġncelenmesi ... 76

Pozitif ġema Alt Boyut Puanlarının Ġyi OluĢun Olumlu Duygular Alt Boyut Puanını Yordama Gücünün Ġncelenmesi ... 77

Pozitif ġema Alt Boyut Puanlarının Ġyi OluĢun Bağlanma Alt Boyut Puanını Yordama Gücünün Ġncelenmesi ... 78

Pozitif ġema Alt Boyut Puanlarının Ġyi OluĢun Olumlu ĠliĢkiler Alt Boyut Puanını Yordama Gücünün Ġncelenmesi ... 79 Pozitif ġema Alt Boyut Puanlarının Ġyi OluĢun Anlam Alt Boyut Puanını

(13)

Pozitif ġema Alt Boyut Puanlarının Ġyi OluĢun BaĢarı Alt Boyut Puanını Yordama Gücünün Ġncelenmesi ... 81 Pozitif ġema Alt Boyut Puanlarının Ġyi OluĢa ĠliĢkin Sağlıklı Olma Alt Boyut Puanını Yordama Gücünün Ġncelenmesi ... 82 Pozitif ġema Puanları ile Psikolojik Belirti Puanları Arasındaki ĠliĢkinin Ġncelenmesi ... 83 Pozitif ġema Toplam Puanının Psikolojik Belirti Toplam Puanlarını Yordama Gücünün Ġncelenmesi ... 86 Pozitif ġema Alt Boyut Puanlarının Psikolojik Belirti Toplam Puanını Yordama Gücünün Ġncelenmesi ... 86 Pozitif ġema Alt Boyut Puanlarının Psikolojik Belirtilerin Depresyon Alt Boyut Puanını Yordama Gücünün Ġncelenmesi ... 87 Pozitif ġema Alt Boyut Puanlarının Psikolojik Belirtilerin Anksiyete Alt Boyut Puanını Yordama Gücünün Ġncelenmesi ... 88 Pozitif ġema Alt Boyut Puanlarının Psikolojik Belirtilerin Olumsuz Benlik Alt Boyut Puanını Yordama Gücünün Ġncelenmesi ... 89 Pozitif ġema Alt Boyut Puanlarının Psikolojik Belirtilerin Somatizasyon Alt Boyut Puanını Yordama Gücünün Ġncelenmesi ... 90 Pozitif ġema Alt Boyut Puanlarının Psikolojik Belirtilerin Hostilite Alt Boyut Puanını Yordama Gücünün Ġncelenmesi ... 91 Pozitif ġema, Ġyi OluĢ ve Psikolojik Belirti Puanlarının Demografik DeğiĢkenlere Göre Ġncelenmesi ... 92 Pozitif ġema, Ġyi OluĢ ve Psikolojik Belirti Puanlarının Cinsiyet DeğiĢkenine Göre Ġncelenmesi ... 93

BÖLÜM V

... 95

TARTIġMA

... 95 Pozitif ġema Puanlarının Ġyi OluĢ Puanlarını Yordamasına Yönelik Bulguların TartıĢılması ... 95 Pozitif ġema Alt Boyut Puanlarının Ġyi OluĢ Alt Boyut Puanlarını Yordamasına Yönelik Bulguların TartıĢılması ... 99 Pozitif ġema Alt Boyut Puanlarının Olumlu Duygular Puanlarını Yordamasına Yönelik Bulguların TartıĢılması ... 100 Pozitif ġema Alt Boyut Puanlarının Bağlanma Puanlarını Yordamasına Yönelik Bulguların TartıĢılması ... 101 Pozitif ġema Alt Boyut Puanlarının Olumlu ĠliĢkiler Puanlarını Yordamasına Yönelik Bulguların TartıĢılması ... 102

(14)

Pozitif ġema Alt Boyut Puanlarının Anlam Puanlarını Yordamasına Yönelik

Bulguların TartıĢılması ... 104

Pozitif ġema Alt Boyut Puanlarının BaĢarı Puanlarını Yordamasına Yönelik Bulguların TartıĢılması ... 106

Pozitif ġema Alt Boyut Puanlarının Sağlıklı Olma Puanlarını Yordamasına Yönelik Bulguların TartıĢılması ... 107

Pozitif ġema Puanlarının Psikolojik Belirti Puanlarını Yordamasına Yönelik Bulguların TartıĢılması ... 108

Pozitif ġema Alt Boyut Puanlarının Psikolojik Belirti Alt Boyut Puanlarını Yordamasına Yönelik Bulguların TartıĢılması ... 110

Pozitif ġema Alt Boyut Puanlarının Depresyon Puanlarını Yordamasına Yönelik Bulguların TartıĢılması ... 111

Pozitif ġema Alt Boyut Puanlarının Anksiyete Puanlarını Yordamasına Yönelik Bulguların TartıĢılması ... 114

Pozitif ġema Alt Boyut Puanlarının Olumsuz Benlik Puanlarını Yordamasına Yönelik Bulguların TartıĢılması ... 115

Pozitif ġema Alt Boyut Puanlarının Somatizasyon Puanlarını Yordamasına Yönelik Bulguların TartıĢılması ... 116

Pozitif ġema Alt Boyut Puanlarının Hostilite Puanlarını Yordamasına Yönelik Bulguların TartıĢılması ... 117

Pozitif ġema, Ġyi OluĢ ve Psikolojik Belirti Puanlarının Cinsiyet DeğiĢkenine Göre Ġncelenmesine ĠliĢkin Bulguların TartıĢılması ... 118

BÖLÜM VI

... 120

SONUÇ VE ÖNERĠLER

... 120 Sonuçlar ... 120 Öneriler ... 122

KAYNAKLAR

... 124

EKLER

... 164

EK1. BilgilendirilmiĢ Onam Formu/Gönüllü Katılım Formu ... 165

Ek 2. KiĢisel Bilgi Formu ... 166

EK 3. PERMA Çok Boyutlu Ġyi OluĢ Ölçeği ve Yazar(lar)dan Alınan Kullanım Ġzni ... 167

(15)

EK 6. Yazarlardan Alınan Etik Ġzin Mail-1 ... 170 EK 7. GenelleĢtirilmiĢ öz yetki beklentisi ölçeği ve Yazar(lar)dan Alınan Kullanım Ġzni ... 172 EK 8. Rosenberg Benlik Saygısı ve Güven Ölçeği ve Yazar(lar)dan Alınan Kullanım Ġzni ... 173 EK 9. YaĢam Yönelimi Testi ve Yazar(lar)dan Alınan Kullanım Ġzni ... 174 EK 10. Etik Kurul Ġzni ... 175

(16)

TABLOLAR LĠSTESĠ

Tablo 1. Çalışma Grubuna Yönelik Demografik Bilgiler ... 44

Tablo 2. Ölçek Geçerlik ve Güvenirlik Çalışma Grubu Demografik Bilgileri ... 58

Tablo 3. Birinci Düzey Doğrulayıcı Faktör Analizi Uyum İndeksleri ... 63

Tablo 4. İkinci Düzey Doğrulayıcı Faktör Analizi Uyum İndeksleri ... 65

Tablo 5. Pozitif Şema Ölçeği’nin Alt Boyutları Arasında ve Alt Boyutlar ile Toplam Puan Arasındaki İlişkiler ... 66

Tablo 6. Pozitif Şema Ölçeği Toplam Puan ve Alt Boyut Puanları ile Ölçüt Ölçekler Arasındaki İlişkiler... 67

Tablo 7. Pozitif Şema Ölçeği İç Tutarlık Katsayıları ... 68

Tablo 8. Pozitif Şema Ölçeği Test Tekrar Test Sonuçları ... 69

Tablo 9. Pozitif Şema Toplam Ve Alt Boyut Puanları İle İyi Oluş Toplam Ve Alt Boyut Puanları Arasındaki İlişkiler ... 73

Tablo 10. Pozitif Şema Toplam Puanının İyi Oluş Toplam Puanını Yordamasına Yönelik Regresyon Analizi ... 76

Tablo 11. Pozitif Şema Alt Boyut Puanlarının İyi Oluş Toplam Puanını Yordamasına İlişkin Regresyon Analizi ... 77

Tablo 12. Pozitif Şema Alt Boyut Puanlarının İyi Oluşun Olumlu Duygular Alt Boyut Puanını Yordamasına İlişkin Regresyon Analizi ... 78

Tablo 13. Pozitif Şema Alt Boyut Puanlarının İyi Oluşun Bağlanma Alt Boyut Puanını Yordamasına İlişkin Regresyon Analizi ... 79

(17)

Tablo 15. Pozitif Şema Alt Boyut Puanlarının İyi Oluşun Anlam Alt Boyut Puanını Yordamasına İlişkin Regresyon Analizi ... 81 Tablo 16. Pozitif Şema Alt Boyut Puanlarının İyi Oluşun Başarı Alt Boyut Puanını Yordamasına İlişkin Regresyon Analizi ... 82 Tablo 17. Pozitif Şema Alt Boyut Puanlarının İyi Oluşa İlişkin Sağlıklı Olma Alt Boyut Puanını Yordamasına İlişkin Regresyon Analizi ... 83 Tablo 18. Pozitif Şema Toplam Ve Alt Boyut Puanları İle Psikolojik Belirtiler Toplam Ve Alt Boyut Puanları Arasındaki İlişkiler ... 84 Tablo 19. Pozitif Şema Toplam Puanının Psikolojik Belirti Toplam Puanını Yordamasına İlişkin Regresyon Analizi ... 86 Tablo 20. Pozitif Şema Alt Boyut Puanlarının Psikolojik Belirti Toplam Puanını Yordamasına İlişkin Regresyon Analizi ... 87 Tablo 21. Pozitif Şema Alt Boyut Puanlarının Psikolojik Belirtilerin Depresyon Alt Boyut Puanını Yordamasına İlişkin Regresyon Analizi ... 88 Tablo 22. Pozitif Şema Alt Boyut Puanlarının Psikolojik Belirtilerin Anksiyete Alt Boyut Puanını Yordamasına İlişkin Regresyon Analizi ... 89 Tablo 23. Pozitif Şema Alt Boyut Puanlarının Psikolojik Belirtilerin Olumsuz Benlik Alt Boyut Puanını Yordamasına İlişkin Regresyon Analizi ... 90 Tablo 24. Pozitif Şema Alt Boyut Puanlarının Psikolojik Belirtilerin Somatizasyon Alt Boyut Puanını Yordamasına İlişkin Regresyon Analizi ... 91 Tablo 25. Pozitif Şema Alt Boyut Puanlarının Psikolojik Belirtilerin Hostilite Alt Boyut Puanını Yordamasına İlişkin Regresyon Analizi ... 92 Tablo 26. Üniversite Öğrencilerinin Cinsiyetlerine Göre Pozitif Şema, İyi Oluş ve Psikolojik Belirti Toplam Puanlarına İlişkin t-testi Sonuçları ... 93

(18)

ġEKĠLLER LĠSTESĠ

Şekil 1. Pozitif Ģema ölçeği birinci düzey doğrulayıcı faktör analizi (ġekilde verilen öz yetkinlik, baĢarı, güven, iyimserlik ve değerlilik pozitif Ģema ölçeğinin alt boyutlarını oluĢturmaktadır.) ... 61 Şekil 2. Pozitif Ģema ölçeği ikinci düzey doğrulayıcı faktör analizi (ġekilde PSO pozitif Ģema ölçeği toplam puanını, SE öz yetkinlik alt boyutunu, SU baĢarı alt boyutunu, TRST güven alt boyutunu, OPT iyimserlik alt boyutunu, WRTH değerlilik alt boyutunu temsil etmektedir.) ... 64

(19)

SĠMGELER VE KISALTMALAR LĠSTESĠ

APA Amerikan Psikoloji Derneği (American Psychological Association)

DFA Doğrulayıcı Faktör Analizi GÖYÖ GenelleĢtirilmiĢ Öz Yetki Ölçeği ITC Uluslararası Test Komitesi

(International Test Commision) KSE Kısa Semptom Envanteri PERMA Çok Boyutlu Ġyi OluĢ Modeli PġÖ Pozitif ġema Ölçeği

(20)

BÖLÜM I

GĠRĠġ

ÇalıĢmanın bu bölümünde araĢtırmanın problem durumuna, amaç ve alt amaçlarına, araĢtırmanın önemine, varsayımlarına, sınırlılıklarına ve araĢtırmada ele alınacak tanımlara yer verilmiĢtir.

Problem Durumu

Psikoloji ve ilgili alanyazın incelendiğinde bilimsel araĢtırmaların çoğunun bireylerin sahip olduğu patolojik ve psikolojik sorunlar ve deneyimledikleri olumsuz yaĢantılar üzerinde yoğunlaĢtığı görülmektedir (MacLeod & Moore, 2000; Seligman & Csikszentmihalyi, 2000). Nitekim Diener, Suh, Lucas ve Smith (1999) tarafından yapılan bir araĢtırma psikoloji alanyazında üretilen makaleleri pozitif ve negatif durumların çalıĢılma oranına göre karĢılaĢtırmıĢ ve araĢtırma sonucunda yapılan çalıĢmaların 18‟inin sadece birinde pozitif durumların çalıĢıldığı görülmüĢtür. Ancak günümüzde alanyazında yer alan bu negatif/olumsuz odağa tepki olarak pozitif ve negatif olguların/kavramların birlikte daha bütünsel bir Ģekilde ele alınması gerektiği anlayıĢı doğmuĢtur. Geleneksel patoloji temelinde ilerleyen yaklaĢımlarda olduğu gibi psikolojik sorunların iyileĢtirilmesinin önemi kabul edilmiĢ ancak bunun yeterli olmadığı ve bunun yanında iyi oluĢu arttırıcı yollar üzerine de çalıĢılması gerektiği savunulmuĢtur (Wood & Tarrier, 2010).

(21)

psikoloji, iyi oluĢ kavramını temel olarak almıĢ ve bu kavrama iliĢkin araĢtırmalara hız kazandırmıĢtır (Butler & Kern, 2016). Bu kapsamda alanyazında iyi oluĢun öneminin fark edildiği ancak yurt içinde ve yurt dıĢında konunun karmaĢıklığının anlaĢılması noktasında araĢtırmaların halen sınırlı sayıda olduğu görülmektedir.

Ġyi oluĢa iliĢkin olarak, yaĢam doyumu ve mutluluk gibi yapılar alandaki birçok olumlu ve istendik davranıĢla iliĢkili bulunmuĢ ve bu pozitif yapılar, okul ve iĢ baĢarısında artıĢ, daha iyi ve sağlam arkadaĢlık iliĢkileri, daha sağlıklı bir beden gibi yaĢamın birçok farklı alanında olumlu etkileri bulunan önemli özellikler olarak ortaya çıkmıĢtır (Diener & Chan, 2011; Huppert, 2009; Lyubomirsky, King & Diener, 2005). Bu sebeple bu pozitif kavramların temelinde yer alan iyi oluĢun çalıĢılması, konu ile ilgili teorik çerçevesinin tam anlamıyla ortaya koyulması ve bireylerde iyi oluĢun desteklenmesinin sağlanması önemli bir ihtiyaç olarak görülmektedir (Dunn & Dougherty, 2008).

Alanyazında iyi oluĢun duygusal, psikolojik, sosyal veya bütünleĢtirici olmak üzere birçok farklı boyutlarda ele alındığı ve iyi oluĢa yönelik birçok farklı tanımlamalar yapıldığı görülmüĢtür (Forgeard, Jayawickreme, Kern & Seligman, 2011). Ancak en genel anlamda iyi oluĢun bireyin iĢlevselliğini iyi bir hayat sürdürme noktasında koruyabilmesi olarak bireyin iyi olma durumunu tanımladığı belirtilmiĢtir (Huppert & So, 2013). Ayrıca iyi oluĢa iliĢkin farklı yaklaĢımların hepsinde ortak olarak iyi oluĢ, bireyin psikolojik iĢlevselliğinin temelinde yer alan ve deneyimlenen psikolojik sorun ve belirtilerle negatif yönlü bir iliĢki içinde bulunan temel bir kavram olarak ortaya konmuĢtur (Keyes, 2002; Seligman, 2002b, 2011). Bunun yanında, psikolojik iĢlevselliği psikolojik belirtiler doğrultusunda ele alan geleneksel psikoterapi yaklaĢımlarından biliĢsel model temelli kuramların iyi oluĢ ve psikolojik rahatsızlıkların temeline biliĢsel yapıları yerleĢtirdiği bilinmektedir. Bu kapsamda bu kuram ve yaklaĢımlar çerçevesinde her bir psikopatolojik durum ve sorun için belirli bir biliĢsel yapı ve içerik anahtar rol oynamaktadır (Beck, 1967; Dozois & Beck, 2008; Leahy, 2007). Bu noktada bireylerin sahip oldukları negatif düĢünce yapıları ve kendilerine özgü biliĢsel Ģemaları her türlü psikolojik iĢlevsizlik için sorumlu tutulmuĢlardır. Bu sebeple, bu kuram ve yaklaĢım temelindeki araĢtırmalar incelendiğinde

(22)

uyumsuz ve iĢlevsiz negatif Ģemaların en temel risk faktörü olarak ele alındığı görülmektedir (Beck, 2005; Young, 1990).

Bu alanda yapılan araĢtırmalarda, kiĢinin yaĢadığı psikolojik sorunların yüksek düzeyde olmasının kiĢinin iyi oluĢ düzeyinin düĢük düzeyde olması ile eĢ değer kabul edildiği ve bu iki durumun da bireylerin sahip olduğu negatif Ģemalarla açıklanabileceği savunulmuĢtur (Beck, 1987; Clark, Beck & Alford, 1999; Cole & Turner, 1993; Young, Klosko & Weishaar, 2003). Ancak bu kapsamdaki araĢtırmalara eleĢtiri getiren pozitif psikoloji, iyi oluĢun sadece negatif durumların yokluğu ile açıklanamayan daha üst bir düzeyde yer aldığını ortaya koymuĢtur. Nitekim negatif durumları kapsayan psikolojik belirtilerin olmaması veya düĢük düzeyde deneyimlenmesi iyi oluĢun varlığını ispatlayan bir bulgu değildir çünkü bu durum pozitif durum ve olguların varlığı hakkında bilgi sunmak için yeterli bulunmamaktadır (Maddux, Snyder, & Lopez, 2004; Seligman, 2002b; Seligman & Csikszentmihalyi, 2000; Sheldon & King, 2001). Bu sebeple iyi oluĢu anlamada negatif Ģemaların rolüne odaklanmak geleneksel psikolojinin patoloji odağına benzer olarak alandaki bütüncül yaklaĢımı zedelemekte ve kavramın tümüyle anlaĢılmasını engellemektedir (MacLeod & Moore, 2000; Wood & Joseph, 2010).

Negatif Ģemaların baskın bir Ģekilde çalıĢılması Ģema kavramının negatif Ģema ile kısıtlanmasına da sebep olmaktadır. Hâlbuki en genel anlamda Ģemalara bakıldığında, Ģemaların bireyin deneyimlerini algılamasını, yorumlamasını ve değerlendirmesini denetleyen ve düzenleyen temel biliĢsel yapılar olarak tanımlandığı görülmektedir (James, Reichelt, Freeston & Barton, 2007; Schmidt, Schmidt & Young, 1999). ġema içerikleri ise sadece negatif değil pozitif de olabilmekte ve bireylerin kendi benliklerine, baĢkalarına ve geleceğe yönelik temel yargı ve yorumlama süreçlerini etkilemektedir (Beck, 1967). Buna rağmen, ilgili alanyazında negatif Ģemaların pozitif içerikli Ģemalara oranla daha fazla çalıĢılması bu araĢtırmalardaki önemli bir eksikliğe iĢaret etmektedir (Macleod & Moore, 2000; Lumley & McArthur, 2016).

(23)

zarar verici olduğu ve bu kuramlar temelinde yapılan çalıĢmaların sağlıklılıktan çok psikolojik fonksiyonsuzluk/iĢlevsizlik üzerinde yoğunlaĢtıkları dikkat çekmektedir (Beck, 2005; Young vd., 2003). Ancak psikolojik sağlık açısından nihai hedef olan iyi oluĢun tam anlaĢılması için kavramın olumlu psikolojik yapıları ihmal etmeden bütüncül bir bakıĢ açısı ile çalıĢılması gerekmektedir (Duckworth, Steen & Seligman, 2005). Bu sebeple pozitif psikoloji akımının etkisiyle yapılan güncel çalıĢmalarda Ģemaların pozitif içerikleri desteklenmiĢ ve pozitif Ģemaların bireylerin iyi oluĢları ile iliĢkisinin incelenmesinin hem psikolojik sağlık hem de psikolojik belirtiler kapsamında daha kapsamlı ve yararlı sonuçlar elde edilmesine katkı sağlayacağı belirtilmiĢtir (Keyfitz, Lumley, Hennig & Dozois, 2013; Macleod & Moore, 2000; McArthur, Cherry & Lumley, 2017). Ancak alanyazın incelendiğinde, yurt dıĢında pozitif Ģemaların yeni çalıĢılmaya baĢlandığı; yurt içinde ise pozitif Ģemalara yönelik herhangi bir araĢtırmaya rastlanmadığı görülmüĢtür. Bu sebeple, pozitif düĢünce yapılarının negatif düĢünce yapıları gibi psikolojik iĢlevsellik açısından önemli yapılar olarak araĢtırılması alanyazında yer alan bu eksikliğin giderilmesi açısından önemli gözükmektedir (Macleod & Moore, 2000; Prieto, Cole & Tageson, 1992).

Bu bağlamda düĢünüldüğünde, bu çalıĢma Türk kültüründe henüz çalıĢılmamıĢ olan pozitif Ģemaların ilk kez çalıĢılmasını ve kavramın kültüre kazandırılmasını sağlayacaktır. Ayrıca, pozitif Ģemaların beliren yetiĢkinlik dönemindeki bireylerde iyi oluĢ ve farklı psikolojik belirtilerle iliĢkisinin incelenmesi sadece kavramın ulusal kapsamda araĢtırılmasını değil uluslararası alanyazında da kavramın bireylerin psikolojik iĢlevselliğini yordamadaki gücünün ortaya konmasını ve kavramın farklı örneklemlerde ele alınmasını sağlayacaktır. Son olarak, bu çalıĢma ile kavramsal çerçevesi Türk kültüründe araĢtırılan pozitif Ģemaların bireylerin iyi oluĢu ve yaĢadıkları özel psikolojik belirtilerle iliĢkisi incelenerek psikoterapi alanında yer alan patoloji yönelimli çalıĢma odağının yerine psikolojik iĢlevselliğe geliĢimsel ve önleyici bir yön eklenmesine ve daha bütüncül bir bakıĢ açıcı kazandırılmasına katkı sağlayacağı düĢünülmektedir.

(24)

AraĢtırmanın Amacı

Bu araĢtırmanın temel amacı, üniversite öğrencilerinin pozitif Ģema puanlarının iyi oluĢ ve psikolojik belirti puanlarını yordamadaki rolünün incelenmesidir. Bu amaç doğrultusunda: 1. Üniversite öğrencilerinin pozitif Ģema toplam ve alt boyut ölçek puanları ile iyi oluĢ

toplam ve alt boyut ölçek puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı iliĢkiler var mıdır?

2. Üniversite öğrencilerinin pozitif Ģema toplam ve alt boyut ölçek puanları öğrencilerin iyi oluĢ toplam ve alt boyut ölçek puanlarını istatistiksel olarak anlamlı bir Ģekilde yordamakta mıdır?

3. Üniversite öğrencilerinin pozitif Ģema toplam ve alt boyut ölçek puanları ile psikolojik belirtiler toplam ve alt boyut ölçek puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı iliĢkiler var mıdır?

4. Üniversite öğrencilerinin pozitif Ģema toplam ve alt boyut ölçek puanları öğrencilerin psikolojik belirti toplam ve alt boyut ölçek puanlarını istatistiksel olarak anlamlı bir Ģekilde yordamakta mıdır?

5. Üniversite öğrencilerinin cinsiyete göre pozitif Ģema ölçek puanları istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar göstermekte midir?

6. Üniversite öğrencilerinin cinsiyete göre iyi oluĢ ölçek puanları istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar göstermekte midir?

7. Üniversite öğrencilerinin cinsiyete göre psikolojik belirti ölçek puanları istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık göstermekte midir? Soruları cevaplanmaya çalıĢılmıĢtır.

AraĢtırmanın Önemi

Geleneksel psikoloji ve ilgili alanyazın incelendiğinde olumsuz psikolojik yapıların ve psikolojik sorun ve belirtilerin olumlu psikolojik yapılara oranla dikkat çekici bir oranda daha fazla çalıĢıldığı görülmektedir (Diener vd., 1999). Alanyazında yer alan bu patolojik veya olumsuz yapıların araĢtırılma yoğunluğu psikolojik sağlık ve iĢlevselliğe yönelik

(25)

bu bakıĢ açısı Dünya Sağlık Örgütü‟nün sağlıklı olma tanımlamasında yer alan “tam anlamıyla fiziksel, psikolojik ve sosyal iyi oluĢ durumu”nu açıklamakta yetersiz kalmaktadır. Ayrıca, alanyazında psikolojik sağlık üzerine yapılan çalıĢmaların olumsuz durum ve psikolojik belirtilerden yola çıkılarak araĢtırılması sağlıklı olmanın sağlıksızlığın zıddı olduğu yanılgısına sebep olmaktadır (Seligman & Csikszentmihalyi, 2000; Moneta, 2014). Bu yanılgı ile olumlu psikolojik yapı ve durumlar çalıĢılmamıĢ veya çok az çalıĢılmıĢ ve bu yapıların psikolojik iĢlevsellik ve psikolojik belirtiler açısından rolleri ihmal edildiği görülmüĢtür (Duckworth vd., 2005; Maddux vd., 2004; MacLeod & Moore, 2000; Wood & Tarrier, 2010) .

Alanyazında yer alan bu konudaki eksiklikleri gidermek için bu çalıĢmada yeni bir yaklaĢım olarak geliĢen pozitif psikoloji yaklaĢımından yararlanılmıĢtır. Pozitif psikoloji, patoloji odaklı geleneksel bakıĢa eleĢtiri olarak; olumlu, koruyucu, önleyici ve geliĢtirici özellikteki psikolojik yapıları araĢtırmayı teĢvik etmektedir (Seligman & Csikszentmihalyi, 2000). Ancak hızla geliĢmekte olmasına rağmen pozitif psikoloji kavramlarına yönelik Türk kültüründe yapılan çalıĢmalar yeterli sayıda değildir. Bu kapsamda düĢünüldüğünde bu çalıĢma ile alanyazında eksik kalan temel olumlu psikolojik yapılar arasında yer alan iyi oluĢun Türk kültüründe pozitif psikoloji yaklaĢımı kapsamında daha iyi anlaĢılmasına katkıda bulunulacaktır.

Türk kültüründe pozitif psikoloji araĢtırma ve uygulamalarına katkı sağlamanın yanında bu araĢtırmanın dikkat çekici bir diğer özelliği iyi oluĢ kavramının PERMA iyi oluĢ modeline dayalı olarak çalıĢılmasıdır. Alanyazında iyi oluĢa yönelik araĢtırmalar incelendiğinde psikolojik, öznel ve sosyal iyi oluĢ gibi tek bir boyutla ele alınan modelleri temel alarak yapılan incelemelerin çoğunlukta olduğu ve iyi oluĢun karmaĢıklığının anlaĢılmasında tek boyutlu modellerin yetersiz kaldığı görülmektedir (Ryan & Deci, 2001; Hone, Jarden, Schofield & Duncan, 2014). PERMA iyi oluĢ modelinde ise bu farklı kavramsallaĢtırma çalıĢmalarını içeren çok boyutlu bir yapı önerilmiĢtir (Butler & Kern, 2016; Seligman, 2002a). Bu sebeple bu çalıĢmada bu model kullanılarak birçok farklı yaklaĢım ve tanımı

(26)

bulunan iyi oluĢ kavramına alanyazındaki farklı kuramsal temelleri bir arada kapsayan bütüncül bir bakıĢ açısı getirilmeye çalıĢılmıĢtır (Forgeard vd., 2011).

Psikolojik belirtilerle ve iyi oluĢla iliĢkili olarak ele alınan Ģema yapılarının negatif Ģema odaklı olması ve negatif Ģemalardan farklı birer yapı olarak var olan pozitif Ģemaların çalıĢılmasının ihmal edilmesi de alan yazındaki önemli eksiklikler arasındadır. Nitekim pozitif düĢünce yapılarının negatif düĢünce yapılarının yokluğu ile açıklanamayacağı ve negatif durumların tam tersinin pozitif durumlar olmayacağı birçok araĢtırmada vurgulanmıĢ olmasına rağmen iyi oluĢun ve psikolojik iĢlevselliğin anlaĢılmasında negatif Ģemaların rolü yoğun bir Ģekilde araĢtırılırken pozitif Ģemaların rolü ihmal edilmiĢtir (Keyfitz vd., 2013; MacLeod & Moore, 2000). Bu konudaki eksikliği gidermek adına yurt dıĢında pozitif Ģemalar çalıĢılmaya baĢlanmıĢ ancak yurt içinde yapılan araĢtırmalarda henüz bu kavrama rastlanmamıĢtır. Bu anlamda, psikolojik sağlık ve iyi oluĢ açısından önemli bir faktör olarak ortaya çıkan pozitif Ģemaların araĢtırılması önem taĢımaktadır. Bireylerin sahip oldukları bu olumlu özellikteki Ģemaların yapıları, bu yapıların bireylerin iyi oluĢları ile iliĢkisi, pozitif Ģema yapılarının farklı psikolojik belirtilerle olan iliĢkileri gibi sorulara cevap sunabilecek araĢtırmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Ancak bu çalıĢmaların ön koĢulu olarak öncelikle bireylerin pozitif Ģemalarının belirlenmesine ve ölçülmesine ihtiyaç vardır. Fakat yurt içinde pozitif Ģemaları ölçmeye yönelik olarak geliĢtirilen bir ölçme aracına rastlanmamıĢtır. Bu anlamda bu araĢtırma yurt dıĢında geliĢtirilen pozitif Ģema ölçeğinin Türk kültürüne uyarlanması ile pozitif Ģemaların ölçülebilmesinde gerekli olan ölçek ihtiyacını karĢılayacaktır. AraĢtırma sonucunda elde edilen pozitif Ģema ölçeği kavrama iliĢkin ileride yurt içinde yapılacak çalıĢmalara olanak sağlayacak ve kavramın daha iyi anlaĢılmasına katkıda bulunacaktır.

Özetle, bu araĢtırmanın olumlu psikolojik yapıların önemini vurgulaması, pozitif Ģemaların olumlu psikolojik yapılar olarak varlığını ortaya koyması, bireylerin iyi oluĢlarını çok boyutlu bir yapıda ele alması, psikolojik iĢlevselliği iyi oluĢ ve psikolojik belirtilerle birlikte araĢtırması ve beliren yetiĢkinlik döneminde yer alan üniversite öğrencilerinin

(27)

pozitif Ģema yapılarının incelenmesine olanak sağlaması açılarından alanında bir öncü niteliği taĢıyacağı düĢünülmektedir.

Varsayımlar

Bu araĢtırmanın dayandığı temel varsayımlar Ģu Ģekildedir:

1. AraĢtırmaya katılan tüm katılımcıların, ölçeklerde yer alan maddeleri içtenlikle yanıtladıkları varsayılmıĢtır.

Sınırlılıklar

AraĢtırmanın sınırlılıklarına aĢağıda yer verilmiĢtir.

1. AraĢtırmadan elde edilen veriler 2017-2018 eğitim öğretim yılı ile sınırlıdır. 2. Bu araĢtırma sonuçlarının genellenebilirliği araĢtırmadaki üniversite öğrencileri ile

bu öğrencilere benzerlik gösteren üniversite öğrencileri ile sınırlıdır.

Tanımlar

Ġyi OluĢ: En genel tanımıyla iyi oluĢ, psikolojik iĢlevsellik ve deneyimlerin en iyi ve tatmin edici düzeyde olması durumuyla açıklanmaktadır (Ryan & Deci, 2001). Bu çalıĢma kapsamında, pozitif psikoloji temelinde Martin Seligman (2011) tarafından geliĢtirilen PERMA çok boyutlu iyi oluĢ kavramı temel alınmıĢtır. Bu kapsamda ele alınan iyi oluĢ, olumlu duygular, bağlanma, olumlu iliĢkiler, anlam ve baĢarı olmak üzere toplam beĢ bileĢenden oluĢmaktadır.

Psikolojik Belirtiler: Psikololojik belirtiler psikolojik rahatsızlık ve bozuklukların teĢhis edilmesinde ve ilgili tanılamaların yapılmasında yararlanılan ve bireylerin psikolojik iĢlevselliğini olumsuz yönde etkileyen göstergeler olarak tanımlanmaktadır (Tuğlacı, 2002). Bu çalıĢmada psikolojik belirtiler, Derogatis (1992) tarafından geliĢtirilip ġahin ve Durak (1994) tarafından uyarlama çalıĢması yapılan Kısa Semptom Envanteri‟nin alt

(28)

ölçeklerinin ölçtüğü anksiyete, depresyon, olumsuz benlik, somatizasyon ve hostilite belirtilerini ifade etmektedir.

ġema: Amerikan Psikoloji Derneği (APA) psikoloji sözlüğü Ģema kavramını, bir kavram veya bir varlık veya herhangi bir Ģey hakkında onu algılamaya, yorumlamaya, hayal etmeye ve ona yönelik problem çözmeye yardımcı olan toplam bilgi birikimi olarak tanımlamıĢtır. BiliĢsel Ģemayı ise, bireyin kendisi, baĢkaları ve dünya hakkında sahip olduğu varsayımlar Ģeklinde açıklamıĢtır. Bu çalıĢmada ise Ģemalar açıklanan biliĢsel Ģemalar olarak ele alınmıĢtır (APA, 2015).

Pozitif ġemalar: Lindsey Keyfitz (2010) tarafından ortaya atılan pozitif Ģema kavramı bireyin kendisine, diğer insanlara, dünyaya ve geleceğe yönelik olarak sahip olduğu olumlu temel biliĢsel yapılar olarak ele alınmıĢtır. Bu çalıĢmada Keyfitz‟in (2010) pozitif Ģema kavramı temel alınmıĢ ve bu kapsamda pozitif Ģema yapıları değerlilik, öz-yeterlik, iyimserlik, güven ve baĢarı olmak üzere beĢ alt boyut ile ele alınmıĢtır.

(29)
(30)

BÖLÜM II

KURAMSAL ÇERÇEVE VE ĠLGĠLĠ ARAġTIRMALAR

Bu bölümde, araĢtırmanın temel kavramlarını oluĢturan iyi oluĢ, psikolojik belirtiler ve pozitif Ģemalar ile ilgili kuramsal çerçeve ve ilgili kavramların birbiriyle iliĢkilerini açıklamaya yönelik yurtiçinde ve yurtdıĢında yapılmıĢ araĢtırmalar ele alınmıĢtır. Bu bölümde iyi oluĢ kavramı pozitif psikoloji kuramsal çerçevesinde, psikolojik belirtiler çalıĢmada kullanılan ölçeğin kuramsal temeli çerçevesinde ve pozitif Ģema kavramı ise biliĢsel ve Ģema terapi kuramsal çerçevesinde ele alınarak açıklanmıĢtır.

Pozitif Psikoloji

Ġlk olarak 1998‟de Martin Seligman‟ın Amerikan Psikoloji Derneği yıllık konferansında dile getirdiği pozitif psikoloji, sonrasında Seligman‟ın Mihaly Csikszentmihalyi ile 2000 yılında Amerikan Psikologları dergisinde çıkardıkları özel sayı ile teorik ve uygulama boyutlarıyla yeni bir yaklaĢım olarak ele alınmaya baĢlanmıĢtır. Bu özel sayı tamamen pozitif psikolojiye ayrılmıĢ ve çalıĢmada geleneksel psikolojinin sınırlılıkları dile getirilerek psikolojinin ilerideki yönelimine farklı bir bakıĢ açısı sunulmuĢtur (Moneta, 2014).

Seligman ve Csikszentmihalyi (2000) II. Dünya SavaĢı öncesinde psikolojinin; psikolojik rahatsızlıkları tanımlamak ve tedavi etmek, bireylerin verimliliğini artırmak ve belirli düzey tatmin duygusu elde etmelerini sağlamak ve yetenekli insanların keĢfedilmesine ve geliĢtirilmesine yardımcı olmak gibi üç ana misyonu olduğunu belirtmiĢlerdir. Ancak

(31)

stres ve onun psikolojik ve fiziksel sağlıkla iliĢkisinin temel amaç edinildiği belirtilmiĢtir. Bu noktada; pozitif psikoloji, alayazında baskın bir Ģekilde psikopatolojik durum ve rahatsızlıkların çalıĢıldığını, araĢtırmalarda nihai hedefin psikolojik sorun ve rahatsızlıkların olmamasına indirgendiğini halbuki sağlıklı olmanın bundan çok daha fazlası olduğunu savunmuĢtur (Moneta, 2014). Ayrıca geleneksel patoloji odaklı çalıĢmalarda psikolojik rahatsızlıklara ve problemli psikososyal iĢleyiĢe katkı sağlayan biyolojik ve çevresel faktörlerin ağırlıkla incelenmesinde bireye biçilen rolün pasif olduğunu belirterek bu bakıĢ eleĢtirilmiĢtir (Linley, 2006; Linley, Joseph, Harrington & Wood, 2006).

Pozitif psikoloji yaklaĢımı pozitif psikolojik süreç ve yapıların psikolojik rahatsızlık ve belirtilerin tersi olmadığını ve farklı birer yapı olarak algılanması gerektiğini savunmaktadır (Wood & Tarrier, 2010). Bunun yanında pozitif psikoloji, geleneksel patoloji ağırlıklı çalıĢmalarda ele alınanın aksine bireylerin en kötü durumlarda bile pasif olmadığını ve en iyi Ģekilde duruma ve çevreye adapte olmak için çaba sarfeden, toparlanmayı amaçlayan aktif yapılar olduğunu belirtmektedir (Moneta, 2014).

Seligman ve Csikszentmihalyi‟nın (2000, s.7) ifade ettiği gibi “Psikoloji sadece patoloji, zayıflıklar ve zarar üzerine yapılan çalıĢmalardan ibaret değildir, bunların yanında erdem ve güçlü yanların çalıĢılmasını da kapsar. Terapi ise sadece bozuk olanı tamir etmek, yolunda gitmeyeni düzeltmek değil, en iyiye doğru yönlendirip beslemektir. Psikoloji hastalık veya sağlık kapsamında tıp alanının altında yer alan küçük bir bölüm değil; iĢ, eğitim, içgörü, sevgi, geliĢim ve oyun gibi birçok farklı boyutu içeren kapsamlı bir alandır.” Bu sebeple pozitif psikoloji bireylerin yaĢadığı sorun ve olumsuzlukların çalıĢılmasının önemli olduğunu kabul ederken bu çalıĢmaların insan potansiyelinin geliĢtirilmesi ve daha iyiye doğru yönlendirilmesi hakkında çok yeterli bilgi sunamayacağını savunmaktadır (Seligman & Csikszentmihalyi, 2000; Moneta, 2014; Wood & Tarrier, 2010). Bu noktada pozitif psikoloji kuramsal ve araĢtırmaya dayalı çalıĢmaları insan iĢleyiĢinin en iyi noktasına ulaĢmaya yönlendirmiĢ ve ancak bu Ģekilde

(32)

psikoloji alanının olumsuz ve olumlu durum ve özellikler noktasında bir denge kazanarak ilerleyeceğine iĢaret etmiĢtir (Keyes, 2002; Wood & Tarrier, 2010).

Bireyler için daha iyisini araĢtırmayı hedefleyen pozitif psikoloji kuramsal çerçevesinde ele alınan ve araĢtırmalarda yer verilen en önemli kavramlardan biri iyi oluĢ kavramıdır (Seligman, 2011). Pozitif psikoloji iyi oluĢ kavramı konusunda birçok farklı bakıĢ açısı sunarak bireyleri daha iyi olmaya teĢvik edici rol oynamaktadır. Bu noktada pozitif psikoloji kapsamında yapılacak çalıĢmalarda iyi oluĢun daha iyi anlaĢılmasına katkı sağlamak amacıyla birçok farklı alandaki araĢtırma kaynaklarından yararlanılması ve kültürlerarası çalıĢmalarla iyi oluĢun göstergelerinin evrenselliğinin incelenmesi önemli bir ihtiyaç olarak görülmektedir (Moneta, 2014).

Ġyi OluĢ

Alanyazında iyi oluĢ kavramına yönelik birçok farklı yaklaĢım ve tanım bulunmakla birlikte (Forgeard vd., 2011; Hone vd., 2014) kavramın, yapılan çalıĢmalarda iyi olma, mutluluk, iyilik hali, öznel iyi oluĢ, gerçekleĢme süreci gibi birçok farklı kavramla karıĢtırılarak kullanıldığına rastlanmaktadır (Butler & Kern, 2016; Eryılmaz, 2014).

En genel tanımıyla iyi oluĢ, psikolojik iĢlevsellik ve deneyimlerin en iyi ve tatmin edici düzeyde olması durumuyla açıklanmaktadır. Çok uzun yıllar boyunca felsefe, din, psikoloji gibi birçok alanda sıkça ele alınan bir konu olmasına rağmen en iyi psikolojik iĢlevsellik düzeyinin ve iyi bir yaĢamı ifade eden göstergelerin neler olduğuna yönelik tartıĢmalar sürmektedir. Ġyi oluĢun tanımlanmasına ve açıklanmasına yönelik yapılan bu tartıĢmaların iki farklı ancak iliĢkili felsefi düĢünce akımları çerçevesinde geliĢtiği görülmektedir (Ryan & Deci, 2001; Moneta, 2014). Ġyi oluĢu açıklamaya yönelik olarak geliĢen bu önemli yaklaĢımlardan biri hedonik, hazcı yaklaĢımı (Kahneman, Diener & Schwarz, 1999) temsil ederken diğer görüĢ ödonomik (eudaimonic) iyi oluĢ (Waterman, 1993) görüĢünü oluĢturmaktadır.

(33)

deneyimlemek olduğu belirtilmiĢtir. Bu yaklaĢım, iyi oluĢu mutluluk ve haz duyulan anların toplamı olarak ele almakta ve öznel iyi oluĢ kavramını ifade ederek keyif verici olan ve olmayan deneyimler arasındaki farka dikkat çekmektedir (Ryan & Deci, 2001). Nitekim, Kahneman ve diğerleri (1999) hedonik psikolojiyi deneyimleri ve yaĢamı keyifli veya keyifsiz yapan Ģeylerin araĢtırılması olarak tanımlamıĢtır. Ġyi oluĢ, hedonizm ve mutluluk terimlerini eĢ anlamda kullanan bu yaklaĢım iyi oluĢu olumlu duyguların acı gibi olumsuz duygulara ağır basması olarak açıklamıĢtır (Kahneman, 1999).

Hazcı yaklaĢım kapsamında yürütülen çalıĢmalar öznel iyi oluĢ üzerine yoğunlaĢmıĢ ve öznel iyi oluĢun hem biliĢsel hem de duygusal içeriğinin olduğuna dikkat çekilmiĢtir (Diener & Lucas, 1999). Bireyin kendi yaĢamına dair genel anlamda yaptığı biliĢsel değerlendirmeyi içeren yaĢam doyumu, öznel iyi oluĢun biliĢsel içeriğine iĢaret ederken, bireyin deneyimlediği duyguların çoğunlukla olumlu yönde olmasını kapsayan mutluluk boyutu ise öznel iyi oluĢun duygusal içeriğini göstermektedir (Diener, 1984).

Ödonomik yaklaĢım çerçevesinde ise iyi oluĢun haz edinimi ile değil erdemlerin yaĢanması ve ifade edilmesi ile gerçekleĢeceği savunulmuĢtur (Ryan & Deci, 2001). Ödonomik ifadesinin kullanılması ile bu kavram ve mutluluk arasında bir ayrım yapılmakta ve sadece öznel düzeyde ihtiyaç olarak hissedilen ve aslında insan geliĢimine zarar veren Ģeyler ile objektif gerçeklikte ihtiyaç duyulan ve insan doğasının gereği olan Ģeyler arasındaki farka dikkat çekilmektedir (Fromm, 1981). Bu sebeple bu yaklaĢımda keyif verici her Ģeyin insanlar için iyi ve olumlu algılanamayacağı ve iyi oluĢu geliĢtirmeyeceği vurgulanmakta ve öznel mutluluğun iyi oluĢ ile aynı olmadığı belirtilmektedir (Ryan & Deci, 2001). Waterman (1993) iyi oluĢun hazcı bir bakıĢ açısında olduğu gibi salt bir mutluluk ile tanımlanamayacağını aksine iyi oluĢun insanların gerçek benlikleri ile uyum içinde yaĢamaları olarak açıklanması gerektiğini savunmuĢtur. Ryff (1995) ise Waterman‟ın tanımına benzer olarak iyi oluĢun haz duyma kadar basit olmadığını, iyi oluĢun bunun ötesinde bireyin mükemmelliğe doğru yönelmesi ve kendi potansiyelini geçekleĢtirmesi olarak açıklanabileceğini savunmuĢ ve bu yaklaĢım ile öznel iyi oluĢ ve psikolojik iyi oluĢ kavramları arasındaki farkı vurgulamıĢtır. Psikolojik iyi oluĢ, iyi ve keyifli hissetmekten

(34)

farklı olarak çok boyutlu bir yapı olarak ele alınmıĢ ve özerklik, kendini geliĢtirme, kendini kabul, yaĢam amaçları, çevreye hakim olma ve olumlu iliĢkiler kurma olmak üzere kendini gerçekleĢtirme özellikleri kabul edilen bu altı farklı yapı kapsamında incelenmiĢtir (Ryff & Keyes, 1995).

Ryff (1989) tarafından çok boyutlu bir yapı olarak incelenen iyi oluĢ kavramına benzer olarak birçok araĢtırmacı kavramın tek boyutlu bir yapı olarak ele alınmasının yarattığı eksiklikleri fark etmiĢ ve bu farkındalık alanda önemli bir ihtiyaca dikkat çekerek zaman içinde farklı yaklaĢımların birleĢtirildiği çok boyutlu iyi oluĢ modellerinin geliĢmesine sebep olmuĢtur (Ryan & Deci, 2001).

Çok boyutlu iyi oluĢ kuramlarından bazılarına bakıldığında: Keyes‟in (2002) iyi oluĢu, duygusal, psikolojik ve sosyal iyi oluĢ boyutları ile ele aldığı, Huppert ve So (2013) iyi oluĢu; yeterlik, duygusal kararlılık, bağlanma, anlam, iyimserlik, pozitif duygular, pozitif iliĢkiler, dayanıklılık, öz güven ve enerji olmak üzere toplam on olumlu özellik ile ele aldığı, Rusk ve Waters (2015) tarafından olumlu iĢlevsellik olarak tanımlanan iyi oluĢun algılama ve baĢa çıkma, dikkat ve farkındalık, duygular, amaç ve alıĢkanlıklar, erdem ve iliĢkiler olmak üzere beĢ boyuttan oluĢtuğu görülmüĢtür.

Ġyi oluĢ kavramını çok boyutlu ele alan bu yaklaĢımların kavramsallaĢtırmalarında farklılıklar gözlense de paylaĢtıkları bazı ortak özelliklerin olduğu dikkat çekmektedir. Ġlk olarak, çok boyutlu modellerin hepsi iyi oluĢ kavramının yalnız bir boyut ile açıklanamayacak kadar karmaĢık bir yapıda olduğunu vurgulamaktadırlar (Hone vd., 2014). Ayrıca, çoğunda iyi oluĢa temel olan kavramlarda benzerlikler olduğu görülmektedir. Örneğin; Keyes‟in (2002) sosyal iyi oluĢ ile açıkladığı boyut, Huppert ve So (2013) tarafından pozitif iliĢkiler ve Rusk ve Waters (2015) tarafından iliĢkiler olarak ele alınmıĢtır. Aynı Ģekilde yaklaĢımların çoğunda pozitif duygular, yaĢamda anlam, baĢarı gibi boyutların da benzer Ģekilde önemli yapılar olarak belirtildiği görülmektedir (Keyes, 2002; Huppert & So, 2013; Rusk & Waters, 2015).

(35)

farklılıklar dikkate alınarak pozitif psikoloji kapsamında oluĢturulan çok boyutlu iyi oluĢ modellerinden biri Martin Seligman (2002a) tarafından geliĢtirilmiĢtir.

PERMA iyi oluĢ modeli olarak adlandırılan bu modelde, iyi oluĢu oluĢturan beĢ farklı boyut ele alınmıĢ ve iyi oluĢ kendi baĢına “bir Ģey” değil kendisine katkıda bulunan farklı bileĢenlerle ortaya çıkan “bir yapı” olarak açıklanmıĢtır (Seligman, 2011). Bu yaklaĢım ile hem kavramın tek bir ölçümle tanımlanmaya zorlanması engellenmiĢ hem de alanyazında yer alan diğer çok boyutlu modellerde önemli olduğu vurgulanan alt boyutlar birarada toplanmıĢtır (Forgeard vd., 2011). Bu açıdan bu model, tek boyutlu iyi oluĢ yaklaĢımlarının kavramın karmaĢıklığını yansıtmadaki eksikliği gidermesi ve diğer çok boyutlu yaklaĢımların önemli yapılarını içermesi açılarından dikkat çekici niteliktedir (Butler & Kern, 2016).

PERMA Çok Boyutlu İyi Oluş Modeli

PERMA çok boyutlu iyi oluĢ modeli, Martin Seligman‟ın daha önceki otantik mutluluk yaklaĢımını diğer iyi oluĢ çalıĢmaları doğrultusunda ele alması ve yaptığı incelemeler sonucunda yeniden gözden geçirmesiyle oluĢmuĢtur (Butler & Kern, 2016; Demirci, EkĢi, Dinçer & KardaĢ, 2017).

Seligman (2011) ilk geliĢtirdiği otantik mutluluk yaklaĢımı ile iyi oluĢ modeli arasında önemli farklılıklar olduğunu belirtmiĢtir. Ġlk olarak, otantik mutluluk modelinde “otantik” ifadesinin ĢiĢirilmiĢ benlik yapısını çağrıĢtıran ve aĢırı kullanıldığından anlamsızlaĢan bir kavram olduğunu ve mutluluk ifadesinin ise haz duyma, keyifli olma ve gülme gibi anlık zevklerle eĢ anlamlı kullanıldığını belirtmiĢtir.

Otantik mutluluk modelinde, pozitif psikolojinin temel konusu mutluluk, temel amacı yaĢam doyumunu artırmak ve yaĢam doyumunun belirlenmesinde kullanılan ölçme araçları ise yaĢam doyumu ölçekleri olarak belirtilmiĢtir. Modelde ele alınan mutluluk kapsamında olumlu duygular, anlam ve bağlanma boyutları da ele alınmıĢtır ancak modelin temelinde pozitif duygular yer almaktadır (Seligman, 2002a).

(36)

Seligman (2011) otantik mutluluk modeline iliĢkin olarak zaman içerisinde üç önemli eksiklik olduğunu fark ettiğini belirtmiĢtir. Bunlardan ilki; mutluluğun neĢe ile eĢ anlamlı ele alınmasıdır. Bu noktada model, insanın temel motivasyonunu mutlu olma olarak belirtmiĢ ve insan davranıĢlarını anlama noktasında mutluluk ve hazzı tek motivasyon kaynağı olarak aldığından indirgemeci bir bakıĢ edinmiĢtir. Anlam ve bağlanma boyutları ise ihmal edilmiĢtir. Modeldeki diğer bir zayıf nokta ise yaĢam doyumuna bağlı yapılan değerlendirme ve yorumlamalardan kaynaklıdır. Bireyin yaĢamından ne kadar tatmin olduğunun değerlendirilmesinin bireyin anlık mutluluk düzeyiyle iliĢkili olduğu görülmüĢtür. Bu sebeple yaĢam doyumu mutlu olma ile iliĢkiliyken anlam ve bağlanma boyutları hakkında hiçbir bilgi sunmamaktadır. Son olarak, pozitif duygular, bağlanma ve anlam bireylerin yaptıkları seçimleri anlamaya temel oluĢturmada yetersiz kalmaktadır. Otantik mutluluk modeline iliĢkin bu zayıf noktaların giderilmesi amacıyla geliĢtirilen PERMA modelinde mutluluk yerine iyi oluĢ kavramı kullanılmıĢ ve mutluluğun bir “Ģeyi” ifade ederken iyi oluĢun bir “yapıyı” belirttiği savunulmuĢtur. Ġyi oluĢ hava gibi, özgürlük gibi kendi baĢına karmaĢık bir yapıdır ve nasıl ki hava; sıcaklık, nem, rüzgar hızı, barometrik baskı gibi birçok element ele alınarak açıklanabiliyorsa iyi oluĢun da birçok boyutta ele alınması gerektiği belirtilmiĢtir (Seligman, 2011).

Ġyi oluĢ kavramının karmaĢıklığının anlaĢılmasında çok boyutlu bir yapının gerekliliğinin anlaĢılması üzerine, Seligman (2011) iyi oluĢa katkı sağlayan ve iyi oluĢu tanımlamada yardımcı olan en önemli bileĢenleri belirlemeye yönelmiĢtir. Ġyi oluĢ modelinde yer alması gereken bileĢenlerinin belirlenmesi sürecinde üç temel kriter esas alınmıĢtır. Aranan özelliklerden ilki, bileĢenin iyi oluĢa katkı sağlaması gerektiğidir. Ġkinci olarak, bireylerin bir bileĢene yönelik motivasyonlarının modelde yer alan farklı bir bileĢene yönelik olmamasıdır. Son olarak, her bir bileĢenin diğerlerinden ayrı olarak tanımlanabilmesi ve ölçülebilmesi gerekmektedir.

Bu kriterler doğrultusunda otantik mutluluk yaklaĢımında eksik kalan boyutlar tekrar ele alınmıĢ ve yeni model, iyi oluĢa katkı sağlayan fakat tek baĢına iyi oluĢu açıklamada

(37)

PERMA kısaltmasını oluĢturmakta ve olumlu duygular (positive emotions), bağlanma (engagement), olumlu iliĢkiler (pozitive emotions), anlam (meaning), ve baĢarı (accomplishment) boyutlarını içermektedir (Seligman, 2011).

Olumlu Duygular

Otantik mutluluk yaklaĢımının temelinde yer alan pozitif duygular yeni iyi oluĢ modelinde de bir boyut olarak ele alınmıĢtır. Ancak PERMA modelinde pozitif duygular ilk modeldeki merkezi rolünü yitirmiĢ ve sadece iyi oluĢa katkı sağlayan bir bileĢen olarak değerlendirilmiĢtir (Seligman, 2011).

GeçmiĢ hedonik yaklaĢımlarda haz bileĢeni olarak ele alınan olumlu duygular; keyif, coĢku, rahatlık, sıcaklık ve zevk gibi öznel iyi oluĢa dayalı değiĢkenleri içermekte ve kiĢiler arası iliĢkiler, iĢ hayatı gibi yaĢamın pek çok alanında önemli etkileri olduğu belirtilmektedir (Huppert, 2009; Diener, 2000).

Olumlu duyguların araĢtırılmasında özellikle öne çıkan araĢtırmacılardan biri olan Fredrickson (1998, 2001) geniĢletme ve inĢa etme kuramı (the broaden-and-build theory) ile olumlu duyguların dikkat, düĢünce ve davranıĢ repertuarı üzerindeki etkilerini araĢtırmıĢtır. Yapılan çalıĢmalarda özellikle eğlence, ilgi, memnuniyet ve sevgi gibi olumlu duyguların bireyin anlık düĢünce davranıĢ repertuarını geniĢlettiği ve bunun sonucunda bireyin fiziksel, entelektüel, sosyal ve psikolojik açılardan kiĢisel kaynaklarını inĢa etmesine yardımcı olduğu bulgulanmıĢtır. Bunların yanında pozitif duyguların problem çözme, stresle baĢ etme, üretkenlik ve iĢ verimliliği gibi birçok farklı alanda da olumlu etkileri olduğu belirtilmiĢtir (Fredrickson, 2004, 2013).

Bağlanma

Yapılan bir aktiviteye, organizasyona, amaca veya belirli birĢeye yönelik hissedilen yoğun psikolojik bağlantı olarak tanımlanabilen bağlanma ilgili olma, kendini kaptırma, kendini birĢeyde kaybetme gibi göstergeler ile ifade edilebilmektedir (Khaw & Kern, 2014). Bunun yanında alanyazında tam bir bağlanma yaĢamanın akıĢ durumu olarak tanımlandığına da

(38)

rastlanabilmektedir. Csikszentmihalyi (1990, 1997) akıĢ kavramını, yaratıcılık ve yaratıcılık süreçlerine yönelik yaptığı araĢtırmalar sırasında sanatçıların sanat eserlerini ortaya çıkarırken yaĢadıkları deneyimlerden etkilenerek ortaya koymuĢtur. Tamamıyla kendini birĢeye kaptırma, içsel motivasyonla yapılan bir iĢte yaĢanan yüksek düzey konsantrasyon olarak da tanımlanabilen akıĢ durumlarında zaman farkındalığı yitebilir veya herhangi bir duygu veya düĢünce deneyimlenmeyebilir. Bu sebeple, Seligman (2011) pozitif duygular ile bağlanmayı karĢılaĢtırmıĢ ve bireyin olumlu duyguların deneyiminin anında farkına varılabildiğini ancak bağlanmanın birey tarafından ancak geriye dönük olarak değerlendirilebildiğini belirtmiĢtir.

Alanyazında bağlanmaya yönelik yapılan çalıĢmaların birçok farklı alana yayıldığı görülmektedir. Organizasyonel psikoloji kapsamda iĢe yönelik bağlanma, eğitim alanında ise öğrenci bağlanmasından ve akademik bağlanmadan söz etmek mümkündür (Appleton, Christenson & Furlong, 2008; Schaufeli, Bakker & Salanova, 2006). Bu kapsamda bağlanmanın birçok farklı alanda gözlenebileceği ve duygusal, biliĢsel, ve davranıĢsal olmak üzere birçok boyutunun olabileceği savunulmaktadır (Butler & Kern, 2016).

Olumlu/İyi İlişkiler

Olumlu iliĢkiler en genel anlamıyla bireyin içinde yaĢadığı toplumla bütünleĢmesi ve diğer insanlar ile anlamlı ve iyi iliĢkiler kurması olarak tanımlanmaktadır. Bunun yanında olumlu iliĢkiler bireyin baĢkalarına yönelik sevgisi, sevdikleri tarafından sevilmesi, önemsenmesi ve iliĢkilerinden tatmin olması gibi sosyal iliĢkilerin olumlu özelliklerini de içermektedir (Khaw & Kern, 2014).

Olumlu iliĢkiler; sosyal çevrede bulundurulan kiĢi sayısını oluĢturan sosyal bağlar, kurulan sosyal bağların niceliğini içeren ağlar, kiĢinin çevresinden aldığı kaynaklara yönelik algıladığı destek düzeyi, kiĢinin objektif olarak dıĢarıdan aldığı yardımlar, kiĢinin kendisine baĢkaları tarafından sunulan desteğe yönelik memnuniyeti ve kiĢinin kendisinin baĢkalarına destek olması gibi birçok altboyutu kapsamaktadır (Taga, 2006).

(39)

Olumlu iliĢkilerin önemine yönelik olarak Seligman pozitif psikolojinin bir diğer kurucusu olarak bilinen Christopher Peterson‟dan alıntı yapmıĢ ve Peterson‟ın kendisinden pozitif psikolojinin çok kısa bir tanımını yapması istendiğinde “diğer insanlar” diye cevap verdiğini belirtmiĢtir (Seligman, 2011). Bu görüĢe paralel olarak, olumlu olan çoğu Ģeyin bireylerin baĢkaları ile paylaĢım ve birlikteliklerinden doğduğunu ifade eden Seligman (2011) diğer insanlara yönelmenin bilinen bütün sorunlara deva olabileceğini ve bunun insanı mutlu eden en güvenilir yol olduğunu belirtmiĢtir. Ayrıca, baĢkasına yapılan küçük bir iyiliğin bile insanın iyi oluĢ düzeyini olumlu etkileyebileceği ve bu davranıĢın altında yatan sosyal olma ve diğerlerine yönelme eğiliminin hayatta kalma açısından öneminin insanın soysal bir varlık olarak evrimleĢmesinde rolü olabileceği savunulmuĢtur. Bu sebeple, iyi oluĢ modelinde olumlu iliĢkilere sahip olmanın iyi hissetmenin ve iyi oluĢun önemli bir parçası olduğu belirtilmiĢtir (Butler & Kern, 2016).

Nitekim, alanyazında sosyal iliĢkiler ve sağlık üzerine yapılmıĢ çok sayıda çalıĢma bulunmaktadır (Tay, Tan, Diener & Gonzalez, 2013). Bu çalıĢmalarda; sosyal desteğin depresyon ve patolojik sorunların azalmasında, bedensel sağlığın iyileĢmesinde, ölüm riskinin azalmasında gibi birçok farklı alanda önemli ve olumlu etkisinin olduğu bulunmuĢtur (Cohen, 2004; Taylor, 2011). Bu kapsamda PERMA modelinde olumlu iliĢkiler bileĢeninin iyi oluĢun en önemli parçalarından biri olduğu düĢünülmektedir (Lovett & Lovett, 2016).

Anlam

Seligman (2011) PERMA modelinde anlamı, bireyin kendinden daha büyük birĢeye bağlılık duyması ve aidiyet hissetmesi ve ona yönelik hizmet etme arzusu içinde olması olarak tanımlamaktadır. Genel olarak anlam; yaĢamda bir amacın olması, yaĢamının anlamlı ve önemli olduğunu hissetme ve yapılan ve yaĢanan herĢeyin bir amacının olduğuna inanma gibi kiĢinin yaĢamında anlam bulması ve amaç edinmesi ile ilgili özellikleri içermektedir. Anlam, bireye yaĢamın değerli ve yaĢanmaya değer olduğu hissini

(40)

vermekle birlikte kiĢinin kendi yaĢamının bir anlamı olduğuna yönelik inancını da tanımlamaktadır (Steger, 2012).

Frankl (2009) insanı hayata bağlayan Ģeyin yaĢamda anlam bulması olduğunu ve yaĢamak için bir nedeni olan kiĢinin her türlü zorluğa katlanabileceğini belirtmiĢtir. Bununla birlikte, yapılan bazı çalıĢmalarda anlamın; yaĢamda anlam bulma ve anlam arayıĢı içinde olma olarak iki farklı alt boyutta ele alındığı görülmüĢtür. Bireyin yaĢamında bir anlama sahip olmasının, yaĢam doyumu, sevgi, mutluluk gibi birçok olumlu özellik ile ancak anlam arayıĢı içinde olmasının ise depresyon, korku ve üzüntü gibi olumsuz değiĢkenler ile iliĢkili olduğu belirtilmiĢtir (Steger, Frazier, Oishi & Kaler, 2006).

Başarı

Seligman (2011), Robert White tarafından motivasyon üzerine yazılan bir makalede ifade edilen, fareler ve insanların içgüdüsel davranıĢlarının yanında bazen sadece çevrelerini kontrol edip değiĢtirebilmeye ve baĢarıya yönelik hareket etmeye motive olduklarına iliĢkin bulgudan etkilenmiĢ ve baĢarı ve baĢarının iyi oluĢ ile iliĢkisi üzerine yoğunlaĢmıĢtır.

Belirli bir iĢte uzmanlaĢmayı, bir alanda yeterlik kazanmayı, hedeflerine ulaĢmayı ve bu hedeflere yönelik çalıĢmayı içeren baĢarı her zaman birey için olumlu duygular uyandırmak durumunda değildir (Lovett & Lovett, 2016). Aksine yapılan bazı davranıĢların altında mutlu olmak, fayda sağlamak, anlam kazanmak, baĢkaları ile iyi iliĢkiler kurabilmek gibi farklı arayıĢlar olmaksızın sadece baĢarıya ulaĢmak yatmaktadır. Bu noktada Seligman (2011) usta briç oyuncularını örnek vermiĢ ve bu oyuncuların herĢeylerini ortaya koyarak oynadıklarını ve kaybettiklerinde bile eğer güzel oynadıklarına inanırlarsa kendilerini baĢarmıĢ saydıklarını belirtmiĢtir.

Ancak PERMA modelinde baĢarının nesnel ölçümlerle değerlendirilebileceği gibi bireysel farklılıklardan etkilendiğine de dikkat çekilmiĢ ve öznel olarak da ölçülmesinin önemi vurgulanmıĢtır. Bu sebeple, iyi oluĢ modelinde baĢarının en genel özellikleri ile hedeflere

(41)

ulaĢmak için çalıĢmak ve günlük sorumlulukları yerine getirmek boyutlarıyla ele alındığı görülmektedir (Butler & Kern, 2016).

Psikolojik Belirtiler

Psikoloji alanyazını psikopatoloji kapsamında psikolojik sorun ve rahatsızlıkların tanımlandırılması ve sınıflandırılması açısından incelendiğinde kaynaklar arasında birçok farklılıkların olduğu ve yapılan kavramsallaĢtırmaların zaman içinde ve kültüre bağlı olarak değiĢiklikler gösterdiği görülmektedir (Barlow & Durand, 2012). Bu farklılıkların yanında psikolojik rahatsızlıkların belirlenmesinde ortak olarak önemli görülen belirli özelliklerin olduğu da dikkat çekmektedir. Bunlar Ģu Ģekilde özetlenebilir: bireyin yaĢadığı durumun içinde bulunduğu toplum baz alındığında çok aykırı veya olağandıĢı olması, bireyin günlük hayatını idame ettirmesindeki iĢlevselliğini engellemesi, birey için göz ardı edilemeyecek düzeyde rahatsızlık verici olması, bireyin kendisi veya diğer insanlar için tehlike oluĢturması özellikleri birey tarafından yaĢanan sorunun psikolojik rahatsızlık/bozukluk olarak belirlenip belirlenmemesine temel oluĢturmaktadır (Comer, 2010).

YaĢanan olumsuz deneyimlerin psikolojik rahatsızlıklar kapsamında sınıflandırmasının yanında psikolojik yardım hizmetleri kapsamında düĢünüldüğünde bireylerin yaĢadıkları psikolojik sorunların düzeyi ne olursa olsun değerlendirilmesi ve dikkate alınması önemli gözükmektedir. Nitekim koruyucu ve önleyici müdahaleler düĢünüldüğünde bireylerin çeĢitli psikolojik rahatsızlığa iliĢkin belirtiler açısından değerlendirilmesi önemli bir ihtiyaçtır. Bu kapsamda psikolojik belirtilerin tanımlanması ve sınıflandırılması da önemli bir gereklilik olarak görülmektedir (ġahin ve Durak,1994).

En genel anlamıyla, psikolojik belirtiler psikolojik rahatsızlık ve bozuklukların teĢhis edilmesinde ve ilgili tanılamaların yapılmasında yararlanılan ve bireyin psikolojik iĢlevselliğini olumsuz yönde etkileyen göstergeler olarak tanımlanmıĢtır (Kılıç, 1987; Tuğlacı, 2002). Bu kapsamda birçok araĢtırmacı bireylerin yaĢadıkları psikolojik belirtilerin/semptomların ne düzeyde olduğunu ve yaĢamlarının hangi alanlarına

(42)

yayıldığını belirlemeye yönelik olarak çalıĢmalar yürütmüĢlerdir (Derogatis, 1992, 2000; Derogatis & Cleary, 1977; Derogatis & Fitzpatrick, 2004; Derogatis & Melisaratos, 1983; Morlan & Tan, 1998; Boulet & Boss, 1991). Bu kapsamda yürütülen çalıĢmalar arasında uzun yıllar süren araĢtırmaları ile psikolojik belirtilerin gruplandırılması ve düzeylerinin belirlenmesine katkı sağlaması amacıyla Derogatis (1992) dokuz temel psikolojik belirti alanı tespit etmiĢtir. Bu belirti alanları; somatizasyon, obsesif-kompulsif, kiĢilerarası duyarlılık, depresyon, kaygı/anksiyete, hostilite, fobik anksiyete, paranoid düĢünce ve psikotizm olarak adlandırılmıĢlardır. Gruplandırılması yurt dıĢında yapılan psikolojik belirtilerin Türk örnekleminde çalıĢılması ġahin ve Durak (1994) tarafından gerçekleĢtirilmiĢ ve yapılan son çalıĢmalarda bu psikolojik belirtilerin depresyon, kaygı/anksiyete, olumsuz benlik, somatizasyon ve hostilite olarak gruplandığı görülmüĢtür. Psikolojik rahatsızlık ve belirtilerin kültüre duyarlılığı (Alegria & McGuire, 2003) dikkate alınarak bu çalıĢmada Türk kültüründe varlığı tespit edilen bu psikolojik belirtiler dikkate alınmıĢtır.

Depresyon

Psikopatoloji alanyazında depresyona iliĢkin birçok tanımlama olduğu görülmüĢtür. En genel anlamıyla depresyon Ģiddetli üzüntü ve hayattan zevk alamama durumu (Kring, Davison, Neale & Johnson, 2009) veya psikolojik çökkünlük olarak tanımlanmaktadır (Öztürk, 2004). Depresyonun bireyin duyuĢsal, biliĢsel, davranıĢsal ve fiziksel alanları üzerinde olumsuz etkileri olduğu ve belirtilerinin bu dört alanda yoğunlaĢtığı gözlenmektedir. DuyuĢsal belirtilerinin en yaygın olanları, yoğun üzüntü hissi ve aĢırı ve uzun süreli yas tutmaya benzer bir sürecin yaĢanması; biliĢsel belirtileri ise boĢluk, ümitsizlik, anlamsızlık, yetersizlik, değersizlik, baĢarısızlık gibi kötümser düĢünceleri içermektedir. DavranıĢsal belirtilerine sosyal iliĢkilerden çekilme, iĢlevsellik ve üretkenlikteki düĢüĢ örnek verilmekte ve son olarak fiziksel göstergelerine ise yemek yemeye yönelik isteklilikte ve kilodaki değiĢiklikler, fiziksel hareketlilikteki/

Şekil

Şekil  1. Pozitif Ģema ölçeği birinci düzey doğrulayıcı faktör analizi (ġekilde verilen öz  yetkinlik, baĢarı, güven, iyimserlik ve değerlilik pozitif Ģema ölçeğinin alt boyutlarını  oluĢturmaktadır.)
Şekil  2. Pozitif Ģema ölçeği ikinci düzey doğrulayıcı faktör analizi (ġekilde PSO pozitif  Ģema ölçeği toplam puanını, SE öz yetkinlik alt boyutunu, SU baĢarı alt boyutunu, TRST  güven alt boyutunu, OPT iyimserlik alt boyutunu, WRTH değerlilik alt boyutun
Tablo 6 incelendiğinde pozitif Ģema puanının yaĢam yönelimi ve genel öz yetkinlik ölçek  puanlarıyla  anlamlı  ve  pozitif  yönlü;  Rosenberg  Özsaygı  ve  Güven  ölçek  puanları  ile  anlamlı  ve  negatif  yönlü  iliĢkili  olduğu  görülmüĢtür
Tablo  26  incelendiğinde,  üniversite  öğrencilerinin  pozitif  Ģema  toplam  puanlarının  cinsiyetlerine  göre  istatistiksel  olarak  anlamlı  bir  Ģekilde  farklılaĢtığı  görülmektedir,  t(454)=2,01,  p<,05

Referanslar

Benzer Belgeler

Aynı şekilde “İnfertilite Stresi ile Başa Çıkma Ölçeği” alt boyut ve toplam ölçek puanları arasındaki korelasyonlarda alt boyut puanları arasında

Üniversite öğrencilerinin sahip olduğu değerler ile psikolojik iyi oluş arasındaki yordayıcı ilişkiler incelendiğinde, pozitif yönlü doğrusal bir ilişki

%27.2’sini açıklamaktadır. Yeni Psikolojik İhtiyaçlar ölçeğinin Başarı alt boyutu, Sosyal Kaygı Ölçeğinin Kritize Kaygısı ve Sosyal Kaçınma alt boyutları

Rein ve Rein (2005) mizahı iyi ve iyi olmayan mizah olarak iki şekilde ele almıştır. İyi mizah; hayatı tasdik eder, farklılıkları aşağılamaz, kötü bir dil kullanmaz ve her

Yapılan incelemeye göre kız ve erkek öğrencilerin somatizasyon bozukluğuna ilişkin belirtilere sahip olmalarına rağmen somatizasyon alt ölçeğinde alınan

Ġkiz ve arkadaĢlarının yaptığı çalıĢmada üniversite öğrencilerinin problemli internet kullanımı (internetin olumsuz sonuçları, sosyal fayda/sosyal rahatlık ve

Significant therapeutic effect was further demonstrated in vivo by treating nude mice bearing COLO 205 tumor xenografts with MIC (50 mg/kg ip). The protein expression of p53