• Sonuç bulunamadı

İstanbul'un üç büyük oteli için yer

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İstanbul'un üç büyük oteli için yer"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

İstanbulun Üç Büyük Oteli İçin Yer

D

ünkü yazımda, İstanbulun beş-

yüzüneü fetih şenliklerine ka­ dar hazırlanmalarım istediğim üç büyük oteli için kendimce müna­ sip görülmüş yerler olduğunu söy­ lemiştim. Şimdi bu yerleri bildire­ ceğim.

Bu yerlerden birini sanırım ki herkesi itirazsız kabul eder. Bu, uzaktan misafirlerini kabul etme­ ğe hazır gibi görünen ve gövdesi­ nin boşalmış, yanıp gitmiş oldu­ ğunu fark ettirmeyen duvarlarile yeşil dağ ve mavi deniz arasında hâlâ beyaz ve muhteşem bir saray olduğuna insanı inandıran Çıra- ğan sarayı, yani onun yeridir. Abdüiazizin yaptırdığı ve yeğeni Mehmet Reşadııı yangından koru­ ma tedbirleri istemeden Mebusan ve Âyân Meclisleri olmak üzere teslim ettiği (Çırağan), millî mec­ lislerin dairesi olduktan a* sonra cayır cayır yanmış, o zamandan, yani otuz yılı aşkın bir müddetten beri de metruk kalmıştır. Fakat büsbütün m etruktür de denemez. Kısmen depo, bîr tarafı da maç sahasıdır. Ve Pierre Loti’nin en güzel romanlarından biri olan

(Aziyade) de arka caddesinin

yüksek duvarları ve hâlâ nefis ve azametli kapısı tasvir edilen bu bina ile etrafını bugünkü sefil halden kurtarm ak, gecikmiş bir vazifeyi yerine getirmek olacak­ tır.

(2)

dimdik durmakla beraber bunlar­ dan istifade kabil olup olmadığım bilmiyorum. Lâkin, her halde, bu­ rada yapılacak otel binası dışın­ dan eski sarayın manzarasını mu­ hafaza etmelidir, sade, tabiî bir keyfiyet olarak yeni bina üc, h at­ tâ dört katlı olmak zaruretinde­ dir. Zira, alt kat yemek ve oturma salonlarını ihtiva edeceğine göre, aksi takdirde yalnız bir k at yatak odalarına tahsis edilmiş olur ki bu da birinci sınıf bir oteli besli-

yecek miktarda müşteri bulun­

masını temin edemez. Bu yeni Çı- rağan sarayının sapa yeri sebebi- le bir otel olmağa kabiliyeti bu­ lunmadığı iddiasına gelince, bu ü- zerinde durulmağa değmez bir fi-, kirdir. Zira, bu otele gelecek m üş-; teri zengin tiirist veya iş adamı­ dır. Onıı îstanbulun dört bucağı­ na ulaştırmak üzere ol elin — şim -. di depo olan — rıhtımında sıra sı­ ra motörler bekliyecek ve cadde­ ye açılan kapılarının önünde oto-' mobiller duracaktır. Kaldı ki, Çı-,

rağan otelinin müşterisi için

tramvay, otobüs ve lıcle vapur-, dan istifade etmek Beyoğlu müş-' ferisi için olduğundan hiç dc da­ ha güç olacak değildir...

İkinci ve üçüncü otellerin yerlerini

biri için İstanbulun tam ortası

sayabileceğimiz Fatih semtini, Fatihin kendi eamiile türbe ve medreselerine bakan geniş bir sa- hajp pek muvafık sayıyorum. F a­ tih tarafı İstanbulun en havadar ve güzel yerlerinden biridir ve

(3)

seyyahın îstanbulda kalmak iste- “ miyeceğl saçma hir iddiadır. Is- tanbula gelecek tu rist modem bi­ nalarımızı değil bilhassa — ve h attâ ancak — camileri, türbele­ ri, çeşme ve hanları, maalesef ço­ ğu dikkatli tamirler bekliyen bu eski eserleri görmeğe gelecektir. Esasen, birinci sınıf otel, lokan­ tası ve seyyahın her an uğramak istiyebileceği çeşitli mağazasile onu dağ başında veya çöl ortasın­ da da alıştığı hayat şartları için­ de yaşatabilen bir tesistir. îiiğer taraftan, Beyoğlunun medenî ih­ tiyaçları tatmin imkânları san­ mak istediğimiz kadar büyük de­ ğildir, ve zaten, bütün bu şeyler, sulbün gerçekleşmesini hesap e- derek sekiz yıl sonrası için konu­ şulduğuna göre, o vakit hem tu ­ rist dilediği anda Beyoğltına geç­ mek üzere bütün taşıt vasıtaları­ nı Fatih önünde bulacak, hem de seyyahın gece gidebileceği yerler o zamana kadar İstanbul cihetin­ de de vücude getirilmiş buluna­ caktır. Muhakkak olan nokta, kendisini Istanbula çeken bütün eski eserlerin ortasında kalmanın ve penceresinin tâ önünde muh­ teşem kubbeler ve narin minare­ ler seyretmenin seyyah üzerinde fevkalâde bir cazibesi olacaktır.

Üçüncü oteli ise, tstaııluıla sadece iş icabı gelmiş olup adları­ na birinci sınıf dememize rağmen aslâ birinci sınıf olmıyan, şimdi­ den de ihtiyaca yetmiyen otelleri­ mizi beğenmiyecek iş adamlarına mahsus olmak üzere Beyoğlunda yaptırmalıdır. Böyle bir otel için ideal yer, zaten kâfi gelmediği ı- çin bir kısmı Kabataşa gitmiş o-1 lan Galatasaray lisesinin yeridir.]

(4)

Fakat Galatasaray yuvasından ayrılmak istemediği gibi bu tak ­ dirde hem ona yeni bir yer temin etmek, hem de mektebi belki ta ­ mamen yıkıp yeni binayı yap­ mak, yani iki iş gerekli olacaktır. Bu itibarla, Taksim bahçe sil e Harbiye arasındaki boş sahanın . bir kısmı bu üçüncü otele talısis

edilmelidir. İhtimal ki, burasını ■I

bazıları Beyoğlunun merkezî bir noktası saymazlar. F ak at şehir­ lerin merkezî noktaları bu imti­ yazı ebediyen muhafaza etm ez-1 ler. Nitekim, eskiden Beyoğlunun* mühim parçası Tünelle Galatasa-j ray arası iken şimdi bu Galatasa-! rayla Taksim arası olmuştur.

Kaldı ki, şehirlerin siklet ve ehemmiyet merkezlerini çok kere büyük binalar değiştirir ve bun­ ların en mühim ve kudretlilerin­ den biri birinci slnıf otellerdir.

Referanslar

Benzer Belgeler

— Aydınlatma : Bütün güzergâh yük- sek basınçlı sodyum buharlı tabii ışık veren ampullerle, bağlantı yolları da cı- va buharlı ampullerle

Büyük bir şantiyeye benzeyen Mü- nih, Olimpiyat oyunlarının başlayacağı 26 Ağustos tarihine kadar, bütün yol- ları muntazam şekilde işleyen, en dü- zenli bir şehir

Evlerini Millî Korunma Kanununa göre kiralayanlar, bunların arasında geçimlerini sadece bir iki parça gayrı menkulün gelirine bağlamış olan eski aileler, yetimler,

Çalışmada, fenomonolojik film analizi yöntemi ile Wes Anderson’ın yönettiği Büyük Budapeşte Oteli isimli film, renk- mekân anlatım ilişkisi bağlamında incelenerek

Tasavvufi edebiyat bünyesinde, divan edebiyatı, aşık edebiyatı, halk edebiyatı ve hatta yeni edebiyat tarzını benimseyen sanatçıların yer alması, bu edebiyatın muayyen bir

Truman’ın, dünyayı genel ve devamlı bir barışa götürmek ve her millet için güvenli bir dünya yaratmak üzere belirlediği ana prensiplerin bütün milletlerce

Büyük verinin sunduğu bilgi hazinesinden ya- rarlanmak, algoritmaları kontrol ederek görünürlüğü artırmak, paylaşım ve sosyal medya akışını belirleyerek internette daha

Çelişki’nin yerini fark’ın alması Holloway için kabul edilebilirdir ancak post-operaismo’nun diyalektiği terk edip Spinoza’yı diriltmesi, Holloway’in Hardt,