• Sonuç bulunamadı

Gurbette ölen kimsesiz ve asi bir Türk ressamı:Fikret Mualla

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Gurbette ölen kimsesiz ve asi bir Türk ressamı:Fikret Mualla"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

yeditepeg

'

^ T -50^30 g

9

GURBETTE ÖLEN KİMSESİZ VE ÂSİ BİR TÜRK RESSAMI

Rkrcl

m u ali

F

RANSA Aşağı Alpes’- lerde Riellane kasa­ basında yaşamakta ci­ lan değerli ressam Fik­ ret Muallâ 19 tem­ muzda altmış dört yaşında öl­ müştür.

Birinci Dünya Savaşından hemen önce Fransa’ya gidip çı­ rada kalmış ve tek başına ya­ şayarak uzun ve zahmetli ça­ lışmalar sonunda kendisini ge­ niş resim çevrelerine kabul et­ tirmeği başarmış Fikret Mual- lâ’nın ölüm haberi, dostları ve onunla yakından ilgilenenler tarafından geç haber alınmış, cenazesi tedavi edildiği hasta- hanece kimsesizler mezarlığına gömülmüştür. Böylece, kade­ rin cilvesi, hayatında elli yıldır kimsesiz yaşamış olan Fikret Muallâ’yı ölümünde yalnız bı­ rakmıştır.

Onunla Türk resim dünyası, yabancı illerde ikinci sanatçısı­ nı kaybetmiş bulunuyor. Birin­ cisi Hale Asaf idi, o da Fran­ sa’da 1938’de, henüz otuz üç yaşında hayata gözlerini yum­ muştu. Ve dostlarının delâleti ile Paris civarında Thiais adlı kabristana gömülmüş olmakla birlikte, beş yılda bir kabir ki­ rasını verecek kimse bulunma­ dığı için artık onun da bir me­ zarı yoktur. Hâtırası, adı, sanat tarihi kitaplarında anılmakta­ dır.

Fikret Muallâ için durumun ne olduğu daha belli değildir. Varlıklı bir sanat dostu kadın ona, yaptığı ve yapacağı resim­ ler karşılığı, yukarıda adını söylediğimiz kasabada bir ev ve bir hizmetçi vasiyet etmiş­ ti. Fikret Muallâ’mn öldüğü anda da seyahatte bulunuyor­

(Fotoğraf : A. Güler)

Fikret Muallâ du. Ölüm haberini alınca, dön­

düğünde sanatçının cenazesini o kasabaya naklettirip ona lâ­ yık bir mezar yaptıracağını, oturduğu evi de müze haline getireceğini söylemiştir. Adı Angles olan bu kadın, İstan­ bul’a gelerek Fikret Muallâ’yı tanımış olanlarla temasa geçe­ ceğini hâtıralar toplayarak o- nun hakkında bir kitap mey­ dana getireceğini de söylemiş­ tir.

Fikret Muallâ, çevresi ile u- yuşamıyan bir yaratılışa sahip­ ti. Bunun birçok sebebi ara­ sında küçük yaşta anasını kay­ bedip şefkatten ve babasının bir başka kadınla evlenmesiyle aile yuvasından mahrum kalı­ şı gösterilebilir. Fakat aslın­ da, resim büyüsüne tutulmuş olması en önemli sebeptir. Sa­ nat tarihinde, gerçek ressam­ lardan çoğunun, onun gibi bu büyünün etkisiyle toplum dışı kalmış garip, hattâ delice dav­ ranışları dikkati çekmiş olan­ lar bulunduğunu biliyoruz. Fik­ ret Muallâ da onlardandı. Re­ simden gayrı hiç bir şeyi cid­ diye almazdı. Ruskin’in bir sö­ zü vardır : “ El, kafa ve kalp beraber çalışırsa sanat güzel­ dir” der. Fikret Muallâ bu gü­ zelliği gerçekleştirmek uğruna kendini harcıyordu, etrafını hi­ çe sayıyor, toplum ona kanun­ ları, gelenekleri ile karşı geli­ yorsa homurdanarak eğiliyor­ du. Ama hiciv de ediyordu. O- nun için Soyadı Kanunu çıktı­ ğı zaman kendisine “ Saygı” a­

dını almıştı, bunu kullanırken alay da ederdi.

Fikret Muallâ ömrünün yarı­ dan fazlasını yabancı memle­ ketlerde, Almanya’da, İtalya’da ve büyük bir kısmım Fransa’­ da geçirmiştir. Oralarda tek ba­ şına yaşamağı bir ikinci huy edinerek acı, geçinilmesi güç bir insan olmuştur. Bu yüzden, içine dönüp büsbütün kapan­ mış, kendisini tamamıyle res­ me vermiştir. Fakat bu, ancak görünüşte kabildir. Nasıl ki Fikret Muallâ, bütün resimle­ rinde çevresi, toplum ve dünya ile ilgilidir, bütün resimleri bunlardan örnekler vermekte­ dir.

Fikret Muallâ’nm sanatı em­ presyonizm ve fovizm ile karı­ şık figüratif bir tarzdadır. O, zamanımızın türlü sıfaltlar a- lan akımlarına iltifat etmemiş, tabiatına, görünüşüne göre seç­ tiği tarzda ilerlemeğe insan o- larak davranışlarının eseri ile hoş görülmesini gerektiren bir çalışma ile son günlerine ka­ dar devam etmiştir. Gerçek sa­ natçıların hareketleri mazur görülür, sonuç olarak geriye e- serleri kalacaktır. Eğer Mada- me Angles da söylediklerini yapacak olursa, Fikret Muallâ’­ nm eseri de değer olarak kala­ caktır. Çünkü kalabilmek için sade değer yetişmiyor, değer­ lenmek için daha başka şartlar ve çevre gerektir.

Fikret Adil

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Dizide okuyucunun daha az tanıdı­ ğı sanatçılarla ilgili ciltler, özellikle de çağımıza daha yakın dönemlerle ilgili klasikleşmiş yazarlara ayrılacak

The dilatometer data of the dimensional change or shrinkage (dL/L0) and shrinkage rate (dL/dt) of the pellets in the first stage sintering zone is given in Figure 3 depending

Okmeydanı ile sim­ geleşmiş her biri birer sanat eseri olarak tasarlanmış bu dikilitaşlan bulabilmek bugün zorlu bir araştır­ mayı, hatta arkeolojik

Kültür endüstrisinin ideolojisi, panzehirini yine kendi içinde taşır (Dellaloğlu, 2001: 96). Endüstri’nin kendisiyle çelişir hale gelebilmesi için, belirli bir

Verilen bilgilere göre ayrıca darülkurra, Cumhuriyet döneminde önce sağlık müzesi, ardından müftülük binası, 1968’den sonra Kültür Bakanlığı’na bağlı

Aya Yorgi manastırı, denize i- nen sert bir yamacın üzerinde inşa edilmiş olduğundan burası halk ara­ sında «Krimnos» yâni «Uçurum» manastırı diye de

Numune Maks.. fazla tokluk kazanımı elde edilerek üstün bir tokluk değerine ulaşılmıştır. Saf epoksi Zn nanopartikül ilaveli numunelerin postkür uygulanmış ve

Kemal paşa zade Sait beyin mnhtumu babaaum- j el yazısile yazılmış bazı notlarını j görmem için bana