• Sonuç bulunamadı

Aşka dair ne düşünüyorsunuz?:Fazıl Ahmet Bey cevap veriyor:Aşk; içinde her yalana yer olan bir hakikat! Yahut içinde en katil hakikatler barınan bir yalan...

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Aşka dair ne düşünüyorsunuz?:Fazıl Ahmet Bey cevap veriyor:Aşk; içinde her yalana yer olan bir hakikat! Yahut içinde en katil hakikatler barınan bir yalan..."

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Aşka da

Ur

ne düşünuyorsunıaz?

' “ ~s"" =vT< V ‘ \ \

Fazıl Ahmet Bey

cevap veriyor

Aşk; içinde her yalana yer olan

bir hakikat! Yahut içinde en

katil hakikatier barınan bir yalan...

Nev’i şahsında başlayıp ge­ ne şahsında biten, eski tabirle nev’i şahsına münhasir ediple­ rimizden biri de Fazıl Ahmet Beydir. Yazıları Şark ile Gar­ bın beraberce koşuştukları en­ gin bir saha gibidir. Yalnız şu muhakkak ki,Fazlı Ahmst ne Şarkın, ne de Garbin kör bir muhakkak ki, Faz:l Ahmet ne olan orijinailiktir.Buluş ve gös teriş itibarile eşi olmayan kıy­ metli muharrir aşk hakksrda

ne düşündüklerini yazarken

her zamanki gibi en kuvvetli tarafı olan zekâsını kullanı­ yor..

İşte anketimize gönderdiği cevap:

— Bana sorduğunuz mesele­ ye bir kere daha cevap vermek vaziyetinde kalmıştım. O za­ man söylediklerimi şimdi bu­ rada hulâsa etmeme izin verir misiniz?

Aşkı bin türlü tarif etmek mümkün. Ve tariflerin hemen

F a zıl A h m e t B ey hepsi de hem doğru, hem yan­ lış.

Meselâ deyebilirim ki aşk, içinde her yalana yer olan bir hakikattir. Yahut tamamile ak si. Yani içinde en katil haki­ katler barınan bir valan!

Aşk, lezzetlerin en ekşisi ya-

j

hut acıların en lezzetlisi diye tarif olunabilir. Zira birincisi de mümkün İkincisi de! Devam edelim:

Aşk, mutlaka haile ile niha- yetlenen bir karnaval. İçimi enfes, hazmi dehhaş ve sarhoş­ luğu berbat bir kokteyl.

Aşk, iki ruhun biribirini an­ ladım zannetmesinden doğan bir gaflet, bir sui tefehhüm! Felâketlerin en cazibi! facia larm en gülüncü, yahut gü­ lünçlüklerin en ağlancı..

Hasılı ne tarafından baksa­ nız acayip bir şey! Meselâ is­ terseniz sevgi için yüzü ipek ter

si, kıtık bir kumaş diyelim.

Maamafih şunu da pek âlâ di­ yebilirdik:

Aşk. şeytanı mabut karidesi timsah ve atmacayı yarasa ya­ pabilen bir tılısimdir. Ne bile­ yim ben? İstediğiniz kadar söy leyin! İsterseniz ben bile daha bir çok söz bulayım. Hem de az çok doğru olarak! Fakat ina nın ki bunlardan hiç bir netice çıkmaz. İşte şu dakika da ak­ lıma gelen bir kaç tarif:

Aşk, insanı en müthiş irtifa­ da düşüren bir tayyare! Aklı, hikmeti fare yerine koyan bir kedi!

İşkencelerin en hoşu, ölüm­ lerin en hayat vereni. Her ha­ kikatten daha ciddi bir saçma!

Ruhun çıkarabileceği en teh likeli çiçek ve ya kızıl. Gökler­ den büyük bir sabun köpüğü. Katreyi Okyanus./ ve Kutupla­ rı hattı üstüva yapan yegâne hokkabaz, Himalâya büyüklü­ ğünde bir kum tanesi! Yahut bir çocuk oyuncağı! Fakat di­ namitten ve ateşten yapma!

(Napoleon ) aşkı nasıl tarif

ediyor bilirsiniz değil mi? Diyor ki: «Aşk,ancak işi gü­ cü olmıvanlarm intihap ettiği

meşgaledir!.»

Ne dersiniz? Şüphesiz, onun da haylt hakkı var.

Hulâsa olarak şöyle diyece­ ğim:

Aşk, bütün meçhullerin en malûmu, yahut bütün malûm­ ların daima meçhul kalanıdır.

Ben sanıyorum ki sevmek, kimse tarafından aranmaz fa­ kat herkes tarafından bulunur bir kimya otuna benzer. Bun­ dan başka sevmek o nevi bir griptir ki tutulana da acırım tutulmayana da! Hasılı aşk, temmuzda esen bir berdulacuz kalplerimizin oynadığı en kor­ kunç hava oyunudur. Bir yan­ gındır ki ancak ikinci bir ate­ şin kucağında süner. Yahut kaynar sudan bir tufandır!

Aşkı, bazı defa kurşundan dökme bir can kurtarana ben­ zettiğim de oldu. Her halde dünya yüzünde istediğini her kese yaptıracak kadar kudretli tek müstebit olarak şimdi yal­ nız onu tanırım. Onun için bu âfetten mümkün olduğu kadar kaçmağa bakalım. Gene demin bahsettiğim (Napoleon) değil­ imdir ki aşkta en büyük zafer firardır demiş!

* * *

Altı sene evvel yazarak si­ ze burada tekrar ettiğim söz­ leri okurken dikkatimi dürten bir nokta oldu. Gördüm ki bü­ tün bu sözler kıymeti şüpheli bir edebiyattan ibaret! Bence sorduğunuz sualin en muasır ve mütekâmil İrfanla verilmiş cevaplarını Cenap Şahabeddin ve Mazhar Osman Beyefendi üstatlarımızdan almışsınız.

Binaenaleyh ben ayni fikir­ leri rekâketli bir üslüple tekrar layıp gerek sizi, gerek okuyu­ cuları rahatsız etmekten kendi­ mi koruyacağım...

M. Salâhaddin Ta h a Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Çocuk kendi bedeni içinde koordinasyon eksiklikleri gibi nedenlerden ötürü bedenini bütün olarak değil, parçalanmış beden, koparılmış, eksik, yetersiz beden

Sırayla seleksiyondaki ilerleme, her bir özelliğin seleksiyonu için ne kadar zaman harcandığına ve seleksiyon uygulanan özellikler arasındaki genetik korelasyona

Hizmet - İş sendikasının hazırladığı ‘Sayılarla Su’ adlı kitapta, insanlığın su konusunda hızla kutuplaşmaya doğru gittiği çarpıcı istatistiklerle ortaya

Bu projenin temel gerekçesi; Kuşadasında bugüne kadar hazırlanmış herhangi bir Turizm yatırım projesinin olmamasıdır. Bölgeye yatırım yapmak isteyen kamu ve özel

Bilâ­ kis Fazıl Ahmet Bey, ufak bir inhiraf hareketi bile yapmıyan pratik zekâsile kısmetinin me­ teliğini bile zıyaa uğratmıyor. Ben, kendi hesabıma ( Tanin )

Üstad, Bahriye mektebinden başka M'cdre- set-ül-İrşad, mülga Dâr-ül-Hilâfe medreselerin­ de, Dâr-ül-Fünun İlâhiyat Fakültesinde Felse­ fe, Tarihi Felsefe,

• Engebeli yerlerden gelip geçenlerin ayak izlerinden oluşan, tekerlekli araç işlemeyen dar yol. • Dağın veya tepenin herhangi bir yanı. • Yapıları dış etkilerden

1963 yılı için söylenecek çok şey var ama bizim için önemli olan Ankara’ya taşınmış olmamızdı.. Atiye Altınok isminde yaşlıca bir