• Sonuç bulunamadı

Ağlayan, hıçkıran, inleyen 150.000 kişi büyük ölünün huzurunda eğildi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ağlayan, hıçkıran, inleyen 150.000 kişi büyük ölünün huzurunda eğildi"

Copied!
10
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Perşembe

Çankırı Caddesi, AnkaraUlus Basımevi

17

Telgraf Ulus - Ankara

SONTEŞRÎN TELEFON 1 9 3 8 5 KURUŞ imtiyaz sahibi 1144 Başmuharrir 1371 Yazı işleri 1062-1063 Matbaa müdürü 1061 İdare 1064

I M I X

I M l I Z D I

MILLI YASİN 8 İNCİ GÖNÜ

Büyük ölünün cenazesi önünde

Istanbulun tazim geçidi başladı

Kamutay Celâl Bayar hükümetine 344 reyin ittifakıyle

ve sürekli alkışlar arasında itimadını

bildirdi

Celâl Boyarın beyanatı

jimi korumak

hakkındaki

ihtirasımız ölçüsüzdür

Haricî siyasetimizde değişecek hiç bir şey yoktur,

anlaşmalarımıza, dostluklarımıza sadıkız

Büyük Millet Meclisi, dün B. Abdülhalik Renda’nın reisliğin­ de saat 15 te toplanmış ve Başvekilimizin beyanatım dinliyerek kabineye 344 reyin ittifakiyle itimadını bildirmiştir.

Başvekilimizin irticalen söyledikleri beyanat sürekli alkışlarla yer yer kesilmiştir. Meclis müzakerelerine ait tafsilâtı bugün 8 in­ ci sayfamızda bulacaksınız.

Başvekilimiz Celâl Bayar’ın çok kıymetli sözleri şudur: — Sayın arkadaşlar,

İkinci Cürnhurreisimiz İsmet İnö­ nü’nün itimatlarına mazhar olarak, Başvekâlete tayin edildim. Kendileri­ ne takdim eylediğim Heyeti Vekile â- zalarınm isimlerini havi listeyi lütfen

tasvip buyurdular.

Teşkilâtı esasiye kanununun hü­ kümlerine göre, sizin de itimadınıza mazhar olmak şerefini kazanırsam, vazifeme devam edeceğim. (Şiddetli alkışlar).

Resmî bir lisanla bu maruzatımı bil­ dirirken, inkılâbın ve Atatürk rejimi­ nin en mümtaz bir siması ve türk mil­ letinin büyük evlâdı olan, ikinci Rei­ simiz İnönü’nün, Cümhur reislik dev­ rinin, milletimiz için müteyemmen vs mesut olmasını temenni ederim, buna şahsen emin olduğumu ifade eylerim (Bravo sesleri ,sürekli ve şiddetli al­ kışlar),

Arkadaşlar,

Milletlerin tarihi, acı, tatlı bir çok hâtıralarla doludur. Bugün biz inkılâp tarihimizin, en acı ve fakat en önemli bir devrini yaşıyoruz: Aziz varlığını her küvetin fevkinde telâkki ettiğimiz ve öyle olduğuna da inandığımız Ş e f­ imizi kaybettik. Şef’in hayatında türk milleti nasıl yekvücut olarak, tek bir kalp gibi O’nun sevgisinde birleşmiş­ se, matemini de aynı surette, bir kalp halinde tutuyor, ve ıstırabiyle ağlıyor.

 lem şü m u l acı

Denilebilir ki, şimdiye kadar hiçbir ( Sonu 9. uncu sayfada)

Dün yüksek tahsil gençliği Atatürk anıtı ö- nünde muazzam tezahürat yapmıştır. On binlerce genç Ulus meydanında ve sonra Emniyet âbidesinde toplanarak Atatürk i- çin andiçmiştir. Bu husustaki tafsilât ve re­ simler altı ve yedinci sayfalarımızdadır.

mmmmm B ' f " ' " ■i İ Ü ' *

Î

¿ â t

' ■

!/■" S=sS*5"

-i l f-i-il s

'İN-vv, «s*

Ağlıyan, hıçkıran, inliyen

150.000

kişi

dün

!■ ■■ ■■

B U G Ü N

2 incide : Başyazımız — Haşan Ali Yücel, Burhan Belge, Nurettin Artam. 3 üncüde: A. Ş. Esmer’in, Fazıl Ahmet

Aykaç’ın yazıları.

4 üncüde: Sabahattin Sönmez’in bir yazısı, Tarık Binat’ın şiiri.

5 incide : Nasuhi Baydar’ın yazısı, bir al­ man gazetesinin, Kadri Yaman­ ın yazıları.

Celâl Bayar nutkunu söylüyor

Celâl Bayar'ın gençliğe fâziyeli

Yüksek tahsil gençliğinin dünkü tezahürleri esnasında fakülte­ ler namına hitabeler irat olunduktan sonra :

Başvekilimiz B. Celâl Bayar Ankara yüksek tahsil gençliği ida­ re heyetinden bir genci kabul buyurarak gençliğin gösterdiği he­ yecanı takdir etmiş ve kendisine, arkadaşlarına iblâğ olunmak ü-zere şu sözleri söylemiştir :

“ B u gençlik tezahürünü . § e f ölü m ü n d en evel g ö r ­

m üş olsaydı gözlerini daha müsterih kapardı.

Arkadaşlarınıza taziyellerimi ve selâmlarımı bildir­ m enizi rica ed erim .’’

huzurunda eğildi

( Arkadaşımız Neşet Atay telefonla bildiriyor )

İstanbul, 16 — Sabahın ilk saatleri, yanımda İngiliz, fransız, İtalyan ame­ rikan, alman, yunan, yugoslav, romen ve bütün dünya matbuatını temsil e- den güzide bir kalabalık, ağır ağır. Ayaspaşa’dan Dolmabahçe’ye iniyoruz.

Önümüzde kadınlı erkekli yüzden

cenaze alayı Ankara programını

bugün 3 üncü sayfada bulacaksınız

fazla insan var. Gözlerimizi kapasak bu kalabalığın hıçkırıkları bizi gidece­ ğimiz yere kadar götürebilir. Bir İngi­ liz gazeteci, yanıma sokuluyor:

— İnsan kalbinin, diyor; dünya - nın hiç bir devrinde bu kadar temiz ve insanlığın bütün tarihinde, buna ben - zer müşterek ve derin bir ıstırabı ol - mamıştır.

Sonra ötekiler konuşuyorlar. Ci - hanşümul Atatürk iktidarını anlatı - yorlar.

İnsanlık tarihinde asker, şef, devlet adamı, idealist ve insan olarak birçok isimler vardır. Hattâ bunların içinde adlarının yanına “ büyük” vasfını koy- durmıya muvaffak olanlara da rastla - nabilir. Beşeriyet, büyük askerler, bü­ yük şefler, büyük idealistler, büyük devlet adamları ve büyük insanlar ye - tiştirmiştir. Fakat bütün bu vasıflan bir arada ve kendi şahsında toplamı - ya muvaffak olan, insanlık tarihine a- dını aynı zamanda, en büyük asker,

(.Sonu 9. uncu sayfada)

Partiye gelen

tebrik telgrafları

Cümhuriyet Halk Partisi Ge­ nel Sekreterliğine memleketin her köşesinden Parti, Halkevi, Belediye ve diğer müesseseler - le bir çok yurttaşlardan gelen binlerce telgrafta Büyük Millet Meclisinin her zaman olduğu gibi büyük türk milletinin efkâr ve hissiyatına tercüman olmak­ taki ulvî isabetinin İsmet İnö­ nü’nü Cümhurreisliğine seç - mekle bir daha tecellî etmesin­ den halkm şükrân ve memnu - niyeti kaydedilmektedir. Parti­ ce bu telgraflara teşekkür ve tebrik cevabı verilmiştir.

$ \ & * ■ > V v - A' Y-V • '< : ‘İ-YHV '’ 4 ft».«;-'- '♦«&!** *'• • hi vwiy? *V v • * -V 'v . • • •• - •'O •. ••:vf ’.*■? V İM ' ■ • - ,v ''i ' ■ ■' • ■ ' ı A) • v

(2)

— 2

U L U S

17 - 11 - 1938

CelûiBayar

hükümetine

itimad

F. R. AT A Y Cümhurreisimiz ismet İnönü, ilk hükümetini teşkil etmek va - zifesini Celâl Bayar’a tevdi etti. Bu tevdi, sadece bir istikrar te­ zahürü hükmünde olmamıştır: Cümhurreisimiz Ce’ âl Bayar’ın şahsında Kamutay Vn, on dört a- ya yakın Icra-hayerı ile tam iti­ madını kadanan asil ve muvaf - fak şahsiyeti bul' uıştur.

Atatürk’ün hastalığı ciddî en­ dişeler uyandırmağa başladığı zamandarber Celâl Bayar pek nazik bir v ite ve mesuliyet levrinin ağı. yükünü, müstesna bir karalt er küveti ile taşıdı. Bu levri, sac ;r ; ¡ir dost ve arkadaş ıfatı ile, b yük hastanın başu - uında, n , adder facianın adım adım yaklaştığını görerek ve kal­ bi onun ıstırabı ile parçalanarak geçirmek dahi kahramanca bir tahammül istediğini tahmin e- dersiniz. Fakat diğer tarafta bü­ tün hizmetleri ile devlet, ve hiç bir an durmıyan millî hayat var­

dır. Kalbi kadar aklım kullan­ mak, faciadan sonrası ve ötesi 'çin hazırlanmak, hastanın ya - nfa v arağında, göz yaşlarını te «'kıtmak, bizzat Atatürk’ün Tiemleketin şeref ve menfaati nına beşerlighıi feda etmek

2ümdı. Celâl Bayar Atatürk’ e

lâtlığım, hükümete reisliğini i Kamutay âzalarına vefakâr ostluğunu, ancak hizmet aşkı e karakter asaleti ile izah olu- labilecek bir nefis feragati için­ le ve efendice yapmıştır. Cüm - hurreisimizin ve Kamutay’ ın sa­ mimî ve tam itimadı, kendisinin mesuliyet adamlığına olduğu ka­ dar, insanlık vasıflarına karşı pek yerinde bir şehadet teşkil eder. Herkesin vazifesi ağır, fa - kat hiç kimsenin vazifesi onunki kadar güç değildi. Istıraba tes­ lim olmak bir tesellidir: Vazife ve mesuliyet sahibi bu teselliden mahrumdu.

Dün Kamutay’ a hitap ederken, sesinin hâlâ mağlûp olmıyan az­ mi, hepimizindir; milletindir. İs­ met İnönü’nün kuvayı milliyeci -

ler ruhu tâbirini hatırlarsınız: Atatürk’ün, eserini devam ettire­ cek olan hakikî mirası bu ruh­ tur. Kan, gözyaşı ve ateş, bu ruh bütün riyazetlerini geçirdi. Millî ahlâkta onun cevher saflığını koruyacağız.

Ne Atatürk yaşarken, sadece bir sevginin, ne de onun ölümün­ den sonra hepimizin olan bir ya­ sın birleştirdiği insanlar değiliz: Atatürk bir fikrin, bir nizâmın, bir cemiyet dâvasının rehberi idi. Onun büyüklüğü gibi bizim birliğimiz de bütündür. Sancak binlerce omuz değiştirecek, fa­ kat türk nesillerinin saf bozmaz ordusu, onun kumanda sesini kaybetmeksizin, zafer yollarını takip edecektir. Yalnız istikbal hakikidir.

Kırşehir gençliği

and içti

Kırşehir, 16 a.a. — Günlerden be ri Kırşehir beşikteki çocuğundan dağ­ daki çobana kadar büyük Ata’sının ar­ dından ağlıyor. Dün anıt önünde top - lanan gençlik Ulu Şef’in büyük ema - netini koruyacaklarına, izinden ayrıl - mıyacaklarına andiçmişlerdir.

Berlin radyosunda

Berlin radyosu bu ayın 27 inci gü­ nü akşamı Berlin saatiyle saat 20.40 da bir “ Atatürk hatırası saati,, tertip etmiştir, bu saatte ebedî şefimiz hak­ kında neşriyat yapılacak Herbert Melzıg’in eserinden bazı parçalar o- kunacaktır.

îonsiye keşidesi

m m I Yüzde 3 faizli ve ■J'

I

İ Ç T E N

D I Ş T A N

\

... ... ...

J

Size gıpta ediyorum...

Gençler;

Bundan yirmi sene önce ben de sizin gibi, sizin bugün ağladığınız, çağladığınız gibi dertli, elemli, coşkun ve ateşliydim. Ben de sizin gibi kürsüler üstüne çıkar, en gür sesimle yaslarımı, hicranlarımı haykırır­ dım. Bundan yirmi sene önce, ben de sijçin gibi yumruklarımı göklere kaldırır, karşımdaki genç kalabalığı yüreğimden kopan hıçkırıklı söz­ lerle coşturur, kükretirdim. Fakat bütün bunlar ne içindi, biliyor mu­ sunuz, gençler, biliyor musunuz? Can çekişen vatan içindi, ölen devlet içindi, başsız ve perişan kalan millet içindi.

Gıpta ediyorum size, gençler; siz de bu gün haykırıyorsunuz; ağ­ lıyorsunuz; yaslı ve hicranlısınız; dertli ve elemlisiniz. Fakat ne için ve kimin için? Bizim ölümüne ağladığımız vatanı kurtaran için, yıkılan devleti yeniden kuran için, başsız ve perişan türk milletine baş olan kahramap için.. O ’nun hâtırasını anarak, O ’nun ölümüne yanarak, O ’- nun hür yarattığı vatanda, ancak istiklâl havasını içmiş göğüslerinize O nun sevgisi, O ’nun gururu dolarak ağlıyorsunuz. Size gıpta ediyorum. Doğum tarihiniz, istiklâl mücadelesinin doğumuna rastlıyor. Size gıp­ ta ediyorum, gençler; kara bayraklarla inkırazı remzedilmiş bir devrin acı, öldürücü zehrini tatmaksızın O ’nun açtığı tarihî çağın içinde dün­ yaya geldiniz. Size gıpta ediyorum.

Sözleriniz beni ağlattı. Gözleriniz beni ağlattı. Ölümüne ağladığı­ nız büyük insan, sizi dinliyenler arasında bulunsaydı, (ah, bulunsay­ dı...) kimbilir O nasıl coşar, taşar ve bahtiyarlıkların en İlâhisini nasıl bir heyecan tufanı içinde duyardı. En çok duyan O idi. Öyle duymasay- dı siz, bu gün böyle her kula nasip olmaz bir asaletle ateş dolu yürekle­ rinizi bu kadar necip bir boşalışla milletin kalbine dökebilir miydiniz? Gençler, size gıpta ediyorum ; koskoca türk milletine, O ’ nu ağlatarak emniyet ve tesliyet verebildiniz. Sizden önceki nesilden olup da Büyük A ta’sından ödev almış bulunanlar, yarın size, ellerindeki vazifeyi tes­ lim ederlerken fânilere vâdedilmiş huzur ve gururun en yükseğini his­ sedecekler. Size gıpta ediyorum, gençler; on yedi milyona istikbali işa­ ret ve ebediliği hissettirdiniz. Vatan toprağı üstünde vücuda getirdiği­ niz kalabalığın kaynıyan, coşan, koyu sathını, aziz Atatürk’ün gökler­ den yere akseden gölgesi olarak takdis ediyorum. Gençler, size gıpta e- diyorum ; size gıpta ediyorum, gençler!...

Haşan - A li Yücel

Yarından itibaren

Ankara’ya günde

on fren işliyecek

Devlet demiryolları idaresi cuma gününden itibaren gelecek perşembe gününe kadar Anadolu hatlarında her türlü eşya ve ticaret mallarının nakliyesine nihayet verecektir. Bu tedbir büyük Şef’in cenaze töreni i - çin yolcu trenlerinin arttırılmış ol­ masından ileri gelmiştir.

Cuma gününden itibaren Ankaraya ve pazartesinden itibaren de İstan­ bul’a günde on yolcu treni hareket edecektir. Bu trenler cenaze töreni için gelecek ecnebi heyetlerle askerî kıtalara ve törene iştirâk edecek ze - vataı tahsis olunacaktır.

Etrüsk vapurunun eski

sürati temin edildi

İstanbul, 16 (Telefonla) — D eniz- bank Etrüsk vapurunun sürati hak - kında şu izahatı verm iştir:

Geminin Almanya’da yaptığı sürati burada temin edemeyişinin sebepleri araştırılmış ve bu farkın ızgaralardan ileri geldiği anlaşılmıştır. Izgaralar, kömürlerimize uygun ızgaralarla teb­ dil edilmiştir. Ve mahzur ortadan kaldırılmıştır. Gemi muayyen sürati­ ni yapacaktır.

İzmit matem

içinde

İzmit, 16 a.a. — Büyük Kurtarıcı­ mız Atatürk’ün vefatı haberi geldiği günden beri bütün İzmit derin bir sü­ kût ve matem içinde bulunuyor. Yarı­ ya indirilen bayraklariyle, çocuğiyle, genciyle, hitiyarlariyle bütün şehir O- nun aramızdan ayrılışına ağlamakta - dır .Bu acı haberin geldiği gün her ta­ rafta olduğu gibi, mekteplerde çocuk­ ların hrçkırık ve göz yaşları arasında doktorların müdahalesini icabettirecek kadar derin teessürler vukua gelmiş - tir. Bir gün sonra Büyük Millet Mecli­ sinin, Büyük Ata’ mızın en güzide me­ sai arkadaşı olan ve bütün milletin kalbinde derin bir hürmet ve sevgi ile yaşayan İsmet İnönü’ nü devlet şefli­ ğine seçmesi, bu hazin matemin için - deki ümitsizliği gidermiş ve büyükle - rimze karşı olan saygı ve bağlılıkları tekrarlamıştır. Şimdi bütün İzmit Ata­ mızın aramızdan geçecek olan büyük ölüsüne son bir defa yüz sürmek bah­ tiyarlığına nail olabilmek için O’nun Ankara’ya geçeceği hazin günü bekle­ mektedir.

Eski Afgan kıralı

Beynelmilel kanser haftası İstanbul, 16 (T elefonla) — 23-28 i- kinci teşrin zarfında bütün dünyada yapılacak olan kanser haftası memle­ ketimizde de açılacak ve bu işle kan­ ser enstitüsü meşgul olacak ve radyo­ mun keşfinin kırkıncı senesi dolayı- siyle neşriyat yapılacaktır.

Trabzonun

göz yaşları

Trabzon, (Hususî) — Günden gü­ ne derinleşip kökleşen büyük acının ıstırabiyle kıvranan trabzonlular halk- evinde ve hoparlörlerin başmda bir toplantı yaptılar Hatipler kayıbın bü­ yüklüğü karşısında duyulan derin acı­ yı tebarüz ettirdiler. Göğüslerinde A- ta’ nın siyah kordelâlara sarılı resimle­ rini taşıyan on binlerce kişi göz yaş - lariyle buradan ayrıldılar.

Amanullah Han

Atatürk’ ün

tabulu önünde

İstanbul, 16 (Telefonla) — Eski Afgan kıralı Amanullah Han ebedî Ata’ya son hürmet ve vedâ vazifesini ifa etmek için bugün İstanbul’a gel­ di ve saat birde Dolmabahçe sarayına giderek Atatürk’ün huzurunda daki­ kalarca hüngür hüngür ağladı. Ve ih- tisasatını şöyle anlattı:

“— Roma’da evimizde idik. Radyo dinliyorduk. Kara haberi öğrenince ne hale geldiğimizi tasavvur edemez­ siniz. Kalbimizden vurulmuş gibi ol­ duk. Deli olacağımızı zannettik. Ma­ temimizi gazetelerin verdiği tafsilât büsbütün artırdı. Çocuklarım siz kalı­ nız • ben gidip büyük Ata’mn kayıbı karşısındaki elem ve teessürlerimi o- na kendi huzurunda izhar etmek İs­ tiyorum dedim. İstanbul’a bu maksat­ la ve tamamen hususî mahiyette gel­ dim. Eğer gelmeseydim, ebediyete intikal eden büyük ölünün önünde ağ lamasaydım bu ebedî ayrılığa taham­ mülüm çok güç olacaktı. Ona son hür met vazifemi yapabilmek için İstan­ bul’a geldim. Gelir gelmez saraya git­ tim. Büyük arkadaşımın tabutu h u ­ zurunda durdum, eğildim ve ağla­ dım. Elemim türk mîlletinin elemi kadar büyüktür. Çok sevdiğim türk milletine taziyetlerimin arzına tavas­ sutunuzu rica ederim.

Amanullah Han Atatürk’ün büyük hizmetlerine karşı hayranlığını ve bu hizmetlerin şark memleketlerindeki tesirlerini anlattıktan sonra türk mil­ letinin İsmet İnönü’nü Atatürk’ün boş bıraktığı yere intihap suretiyle verdiği isabetli kararı takdirle öğmüş, İsmet İnönü’nün Atatürk’le beraber başardığı büyük hizmetleri anlatmış ve resmî merasimden sonra Ankara’­ ya giderek İsmet İnönü’ne tâziye ve tebriklerini ve muvaffakiyet temen­ nilerini arzedeceğini söylemiştir.

Amanullah Han Atatürk’ün cenaze merasimine İstanbul’da ve hususî ola­ rak iştirâk edecektir.

Tramvay ve tünel şirketleri umumî heyetleri toplanıyor

İstanbul, 16 (Telefonla) — T ram ­ vay ve tünel şirketleri devlet tarafın­ dan satın alınacağı için, her iki şir­ ket de hükümetle yapılacak müzake­ reler hakkında karar almak üzere 19 birinci kânunda umumî heyet toplan­ tılarım yapacaklardır.

K öylü için bir kahramanlık destanı bastırıldı

Ordu’nun harp görmüş subayları - nın hatıralarına müracaat olunmak su­ retiyle toplanan ve kahramanlık des - tanları adı verilen eser İç Bakanlık ta­ rafından 27.000 nüsha olarak bastırıl­ mıştır. Bu eser, köy kanunu tatbik o - lunan köylerimize tevzi olunacak ve faydalanması için köylünün toplu bu - lunduğu yerlerde öğretmen, eğitmen, kâtip ve diğer köy okur yazarları ta - rafından köylüye okunup anlatılacak­ tır.

Mısır'ın yeni millî

müdafaa plânı

Kahire, 16 a.a. — Mısır hükümeti tarafından tanzim edilen beş senelik millî müdafaa plânında ihtiyat kıtala­ rının çoğaltılması ve kıtaların mev­ cudiyetinin plân tamamlandığı zaman 200.000 kişiye çıkarılması derpiş edil- d ği bildirilmektedir.

Bu miktara eyaletlerdeki polisler de dahildir. Plânda bundan başka Kahi- re’de de bir harp malzemesi fabrikası­ nın kurulması da derpiş edilmekte­

dir.

İ N S A N

V E

K Ü L T Ü R

Atatürk Enstitüsü

Bir iki kitapta bulacağımız izahat haricinde, Atatürk’ün belli başlı bir biografisi bile yoktur. Yabancı muharrirler, kâh buraya uğradık­ ları zaman ve kâh bulundukları yerlerden, memleketimizin bu iş­ le alâkadar farzettikleri müesse - selere müracaat ederler ve bunları müşkül vaziyette bırakırlardı. O’nun bugün eseri meydanda dur -

duğu halde bunun ne şekilde mey­ dana getirildiğine dair ve bu da eserin birinci parçasına ait bulun­ mak üzere mazbut ve sarih olarak eldeki yegâne vesika, Büyük Ada - mm bizzat kendisi tarafından ya­ zılmış nutuktur. Büyük Adam, sanki zamanın ve zaman içinde bir çok mefruz ve gayrı mefruz âmillerin vesikalarla hâdiseler a- rasına girerek bunların her birini bir tarafa savurmasına mâni ol - mak istiyormuş gibi, eserinin bi - rinci parçasına ait bilinmesi lâzım her hakikati bir cildin çatısı ve da­ mı altına almıştır.

Sivas ve Erzurum kongreleri hakkın­ da detaylı ve kolay okunur ve ha­ fızalarda kolay muhafaza edilir muhtelif muhatablara göre düşü - nülmüş muhtelif hacim ve mahi - yette yazılarımız yoktur.

Atatürk, inkilâbm muhtelif safhala­ rında gayet muayyen sözler söyle­ miş ve gayelerine muayyen bir strateji ve taktik takip ederek va­ sıl olmuştur. O’nun bu fiil ve ha - reketlerinde geniş ölçüde insani bir taraf vardır. Bunlara dair de, ancak bazı hafızalarda malumat vardır.

Atatürk aramızdan dün ayrıldığı i - çin, O’nu çok iyi tanıdığımızı far - zedebiliriz. Fakat unutmıyalım ki zaman, bu hususta affetmez bir küvettir. Vesika toplamamak, bü­ yük tarihî hamlelerimizi ciltlere ve taşlarla tunçlara havale etme­ mek itiyadımız yüzünden, Timur, Yavuz v.s. gibi büyüklerimiz hak- kındaki malûmatımız bile ne ka

-dar noksandır! Buna karşılık, kolbaşları esatir devrine dalan bü­ yük grek şahsiyetlerinin eserleri ve hüviyetleri muhafaza olunmuş - tur.

Atatürk’ü olduğu gibi muhafaza et­ mek ve gelen nesillere bu şekilde emanet eylemek kararında oldu - ğumuza şüphe yoktur. Unutmıya - lım ki, bunun için en büyük hüsnü niyet dahi kâfi değildir. Bunu ya - pabilmek için bir tek çare vardır:j İlim.

Bizde llim’in O’ndan büyük kurucu­ su ve koruyucusu çıkmamıştır. Bize düşen, O’nun böylece en yük­ sek yere oturttuğu ilim’i derhal O’nun hizmetine vermektir. Demek ki bir “Atatürk Enstitüsü”nü

O’nun bu gibi işlerde gösterdiği karar sürati ile bir an önce kurma­ mız ve :

1. Atatürk’ün eserini izah,

2. Atatürk’ün muhtelif hüviyetleri ve insan tarafmı tesbit,

3. Atatürk sevgisini milletin bü « tün tabakaları arasında daima canlı ve taze tutmak.

işini, bu müesseseye, yani ilim’e ha ■ vale eylememiz lâzımdır.

Hislerimiz güzeldir. O’na olan sevgi­ miz büyüktür. O’nun hakkındaki malûmatımız kâfidir. Bunlar, bu­ gün için mükemmel şeylerdir. Şu­ rası yalnız muhakkaktır ki, ne mermer, ne de tunç, ne edebiyat ne de his, Atatürk cinsinden olan bir varlığı kucaklamıya ve göster- miye kâfi gelemez. Türk ve insan­ lık tarihinin nadide bir incisi olan Atatürk’ün lâyik mahfazası an - cak “ ilim” olabilir.

Enstitü’nün bizde ve dışarıda âzâsı, O’na lâyik bir binası ve büroları, yanı başmda müzesi, nakdî mükâ­ fatları ve madalyeleri ve bütün bunları başarabilmek üzere de tahsisatı ve varidat kaynakları ol­ malıdır.

Burhan BELGE

Hariciye imtihanı

tâlik edildi

21 ikinciteşrinde yapılacak olan ha­ riciye imtihanı 5 ilkkânuna talik edil­

miştir. (a.a.)

Ankara emniyet üçüncü şube müdürlüğü

Gümrük muhafaza genel komu - t anlığı hâkimlerinden B. İrfan Parlan Ankara emniyet müdürlüğü üçüncü şube müdürlüğüne tayin edilmiştir .

Vilâyet büdçelerinde yapılacak münakaleler İç Bakanlıkta müteşekkil vilâyet hususî idare büdçeleri tetkik korniş - yonu Rize, Sinop, Çoruh, Çorum, Kırk lareli, İstanbul, Denizli, Mardin, Ay­ dın, Burdur, Manisa, Kırşehir, Sivas, Eskişehir, Antep, Ağrı, Kars, Erzin - can, Konya, Seyhan ve İzmir vilâyet - lerinin 1938 finans yılı büdçelerinde yapılması teklif olunan münakaleleri kabul etmiştir. İç Bakanlık bu müna - kalelere ait kararname projesini Baş­ bakanlığa vermiştir .

Artırım ve yerli malı haftası hazırlığı

Her yıl olduğu gibi bu yıl da 12 birincikânunda dokuzuncu arttırım ve yerli malı haftası Başbakanın bir söy­ levi ile açılacaktır. Bu haftanın canlı ve özlü bir ekonomi haftası halinde kutlanması için hazırlıklara başlan - mıştır.

MUCİZELER

Meşhur bir aı;ap mersiyesinin

ilk mısraları şunlardır :

“ Hayatta da, ölümde de yük - seklik!

işte bu, muhakkak ki, bir mu­ cizedir.,,

Meali, hayal meyal, hatırım -da kalan bu iki mısraı söyleyeni de, kimin için söylendiğini de bilmiyorum.

Fakat, mucizelerle dolu bir hayatın, ölümünden sonra da kendi sevgili milleti ve aziz yur-hâlâ, ebedî bir tanrı gi-■ yaratmakta devam

ettiğine bir kere daha inanmak isterseniz, yedi kat ellerin O’na dair yazdıklarını tekrar tekrar

okuyunuz.

Şaheserler dili fransızca, en güzide üsluplariyle O’nu bütün dünyaya, bütün transız gençle­ rine bir kahramanlık örneği gi­ bi gösterdi.

Şekspir’in lisanında “ Beşeri­ yetin bu en büyük adamı,, ken­ dine tavsif kelimelerinin en seç­ mesini buluyor.

O’nun ölümüyle bütün dünya­ nın yoksul kaldığını, O’ndan

sonra cihanı daha az enteresan bulacağımızı bizimle, hattâ biz­ den önce söyliyenler, yabancı -lardtr.

O’nu son istirahatgâhına ka­ dar teşyi etmiye gelenler içinde dünya memleketlerinden bir çoğunun bayrakları da, O’nun âziz vücudünü ebediyen sara -cak türk bayrağının etrafına bir çerçeve halinde sıralanacaktır. Bütün dünya O’ndan ve O’n­ dan bahsederken O’nun kurdu­ ğu büyük eserden, bizden ve bizim yurdumuzdan bahsedi

-yor.

O’nun hayatında koyduğu e - ser, O’nun ölümü yüzünden de insan oğlunun konuşabildiği bü­ tün dillerde sevgilerle, saygı - larla terennüm olunmaktadır.

Tarih, - öncesinin tanrıları, ve yarı - tanrılarını masal kah­ ramanı gibi dinliye biliriz belki; fakat hayatında ve hayatından sonra gösterdiği mucizeler kar­ şısında bu tarihin ve tarih - son­ rasının, tanrısını inkâra kim

kıyışabilir ?

N. ARTAM

Cümhurreisimizin

yüksek meziyetleri

Tiran, 15 a. a. — Alba ajansı tebliğ ediyor:

Türkiye’nin yeni reisicumhurunun intihabı hakkında mütalealar yürüten Dirito gazetesi şöyle d iy or:

“ Türkiye’nin Reisicumhuru İsmet İnönü, ziyaı Arnavutluk’ta şiddetli a- cı uyandırmış olan yeni Türkiye bâıni- sinin eserine devam edecektir.”

Yeni türk reisicumhurunun yüksek meziyetlerini hatırlatan bu gazete, şöyle devam ediyor:

Arnavut milleti, Türkiye Büyük Millet Meclisinin kararını büyük bir memnuniyetle karşılamıştır. Burada İsmet İnönü’ne türk siyasetini idame edecek mümtaz ve kıymetli bir şef na­ zariyle bakılacaktır.

Drita gazetesi, yazısının sonunda Türkiye’nin refahı hakkında temenni­ lerde bulunmaktadır.

Shtypti gazetesi, İsmet İnönü’nün intihabı hakkındaki haberleri neşret­ mekte ve birinci sayfasında büyük başlıklar altında Türkiye’nin yeni re­ isicumhurunun tercümeihalini yaz - makta ve yüksek meziyetlerini say • maktadır.

Vilâyet ziraat memurları kadrolarında değişiklik Bakanlar Heyeti bazı vilâyetlerin ziraat memurluklarına ait teadül cet- velerinde değişiklikler yapmıştır. Bu değişikliklere ait kararnameler vilâ­ yetlere tebliğ olunmuştur.

H ____ A

V '

A

:0 ~ /

x 1 l j | § İ

A.1

k \ V ,

Soğuklar artmakta devam ediyor

Dün şehrimizde hava açık ve du gun geçmiştir. En yüksek ısı 11 der ce kaydedilmiştir. Yurdun Trak' Kocaeli mıntakalariyle Ege’nin şi; linde hava bulutlu, Karadeniz salı rinde bulutlu ve mevziî yağışlı, d mıntakalarda açık geçmiştir. 24 içindeki yağışların karemetreye t tığı su mikdarları Samsun’da 5, zon’da 4, Terme ve Ordu’da 1, gramdır. Rüzgârlar şark, cenuj' ve Akdeniz sahil mıntakalarm" nubu garbiden saniyede 1, diğ" lerde umumiyetle şimalden er^ metre kadar hızla esmiştir. ısı sıfırın altında 11 derecedir sek ısı da İzmir ve İslahiye’!?11" talya, ile Adana’da 22 derecr

(3)

17 - 1 1 - 1938

U L U S

— 3 —

Atatürk ve cihan

sulhu

Atatürk’ün ölümünde türk mil­ leti kurtarıcısını kaybettiği gibi

dünya da sulhun büyük koruyu­ cusunu kaybetmiştir. Bu büyük matem içinde yabancı gazetele - rin neşriyatı, Atatürk’ün sulhse- verliği üzerinde çok durmuştur. Bir Danimarka gazetesi, “ O za­ feri kazandıktan sonra kılıcını bırakmıştır.,, diyor. Diğer bir İs­ kandinav gazetesi de diyor ki:

“Atatürk'ün dış politikası,, ta­ rihte bir imtisal nümunesi olarak kalacaktır.,,

Dünyanın en büyük askeri o- lan Atatürk, şüphesiz, sulhun da en büyük koruyucusu idi. Ata­ türk türk milletinin mukaddera­ tını eline aldığı zaman, Yakın - Şark, belki de tarihte misli gö - rülmemiş bir anarşi içinde idi. Atatürk millî mücadeleyi, türk milletinin hayat ve çalışma hak­ kım temin etmek için yapmıştır. Fakat bugünkü vaziyet de gös - terdiği gibi aynı zamanda sulh ve müsalemet uğrunda yapılmış bir mücadele olmuştur. Danimar­ ka gazetesinin çok doğru olarak yazdığı gibi, Atatürk, Yakın Şark’ta sulhun istikrarı için el- ipem addettiği hedefe vardıktan sonra kılıcı bırakmış, türk mille­ tine hedef olarak medeniyet ve kültür yolunda ilerlemeği işaret etmiştir. Atatürk’ün sulhseverli - ği, yalnız türk milletine sükûn içinde çalışma imkânım hazırla­ mak düşüncesinin mahsulü de - ğildi. İnsanlığın bu yüksek mef- kûresi Atatürk’ün yüreğine ya - kındı. Atatürk insanlığın sulh ve sükûn içinde çalışma ile yüksele­ ceğine inanırdı. Bunun için kendi memleketine uzaktan da gelse her sulh teşebbüsünü dai - ma memnuniyetle karşılardı. Y a ­ kın Şark’ta sulhun istikrarı ve sağlamlaşması için sarfettiği me­ sai, Balkan paktı, Sadâbad pak­ tı gibi bir takım anlaşmaların imzasiyle muvaffakiyetli netice - çeler vermiştir. Bu sayede bir za­ manlar, “ barut fıçısı,, mahiyetin­ de ol an Yakın Şark, istikrarsız bir âlemin ortasında bir sulh ve s ü k û n slÜm i oV«v\x%tvxT.

Fakat Atatürk umumî sulh te­ şebbüslerini de daima memnuni­

yetle karşılardı. Harbin ilgası gi­ bi insani bir gaye istihdaf eden Kellogg misakını, canlı bir haki­ kat halinde yaşatmak ve ervter - nasyonal münasebetlerin nazımı haline koymak için çalıştı.

Atatürk dünyanın en büyük milliyetperveridir. Fakat milli - yetperverliği sekter değildi. Türk milleti için ısrarla istediği her hakkı, hiç bir milletten inkâr et­ meği aslâ düşünmemiştir. Sulh - perevrliğinin bir sırrı da bu hak- perestliğindedir. Tarih Atatürk’ e sayfalarında yer verirken, bu sulhseverliği üzerinde çok dura­ caktır.

A . Ş. ESMER

K Ü Ç Ü K D I Ş H A B E R L E R

X Moskova — Yüksek Sovyet mec­ lisi, B. Benediktov’u ziraat halk komi­ serliğine tayin etmiştir.

X Roma — Ingiliz sefiri Lord Perth, Chigi sarayında Kont Ciano’ya itimatnamesini tevdi etmiştir.

X Tokyo — Devlet meclisinin hu - susî komisyonu, Almanya ile Japonya arasında kültürel bir mukavele akdi le hinde karar vermiştir.

X Paris — Ticaret nezareti ticaret itilâfları direktörü B. Alphand, İktisa­ dî bir heyetin başında olduğu halde sa­ lı günü Paris’ten hareket etmiştir He­ yet, bir ay" kadar seyahat edecek, Bük­ reş, Sofya ve Belgrad’a uğrıyacaktır.

X Vaşington — Matbuat konferan - sında reisicümhur B .Ruzvelt, Ameri­ ka’nın teslihat siyasetine yeni bir isti­ kamet verilmesi lehinde beyanatta bu­ lunmuştur.

X Prag — Çekoslovak maka matı, çek tâbiyetine girmemiş olan mülteci­ lerin umumî bir tahriri nüfusunun ya - pılmasını emretmişlerdir.

X Paris — Varşova’dan bildiriliyor. Polonya hükümeti, geçen cuma Polon­ ya istiklâlinin yirminci yıldönümünün tesidi esnasında Dantzig arazisinde Polonya bayrağının uğramış olduğu hakareti serbest şehir âyan meclisi nezdinde protesto etmiştir.

X Londra — Yeni Zelanda hükü­ meti, tayyare küvetlerini sistematik surette arttırmak niyetindedir. Millî müdafaa nazırı B. Jones, Ingiltere hü­ kümeti ile 250 tayyare satın almak i - çin müzakerelerde bulunmaktadır.

Belçika parlâmentosunda

Büyük Şef Atatürk'ün

hâtırası tebcil edildi

Cenaze töreninde bulunacak yabancı

heyetler yola çıkmağa başladılar

Brüksel, 16 a.a. — Belga ajansı bildiriyor: Mebusan meclisi, dünkü celsesinde Atatürk’ün hatırasını tebcil etmiştir. Meclis re­ isi, mebusları ayağa kalkmağa dâvet etmiş ve Atatürk’ün ölümü­ nü heyecanlı tâbirlerle meclise bildirmiştir.

Reis, müteakiben Türkiye’yi muha­ tap edinerek bir taziye hitabesi irat etmiştir. Müteakiben meclis ruzname- ye geçmiştir.

Yunan h eyeti cumartesi günü İstanbul’da

Atina, 16 a.a. — Başında Başvekil B. Metaksas bulunan Kemal Atatürk- ün cenaze merasimine iştirâk edecek olan heyet hususî trenle perşembe akşamı yola çıkacaktır.

Cumartesi günü öğleden sonra he - yet İstanbul’a varacak ve Ankara’ya müteveccihen yoluna devam edecek­ tir.

Gazeteler, Türkiye’ye ait haberle - ri ve fotoğrafileri neşretmekte berde­ vamdırlar.

Elefteron Vima gazetesi, muhabiri B. Yokarinis’in göndermiş olduğu u- zun bir yazıyı neşretmektedir.

Bütün yunan gazeteleri, cenaze pro­ gramını neşretmektedirler.

Fransız heyeti

Paris, 16 a.a. — Havas ajansı tebliğ ediyor:

Fransız hükümetini Atatürk’ün ce­ naze merasiminde temsil etmeğe me­ mur edilmiş olan fransız heyeti bu akşam saat 22.15 de Paris’ten hareket edecektir.

Dahiliye Nazırı ve eski Ankara se­ firi B. Albert Sarraut’nun riyaseti al­ tında bulunan heyet, yüksek harp meclisi azasından general Georges ve yüksek bahriye meclisi âzasından Visamiral Laborde’den mürekkeptir.

1 8 0 bahriye silâhendazı da geliyor

Heyete 180 bahriye silâh endazı re­ fakat edecektir.

Fransa’ nın Srnrvye A\\ Komiseri Kont de Martel, ve şarktaki fransız küvetleri kumandanı general Cailla- ult, cenaze merasiminde temsil edile­ ceklerdir.

Albay Köle de heyete dahil bulun­ maktadır.

Emile Bertin adındaki fransız krü- vazörü Atatürk’ün cenaze merasimi­ ne iştirâk etmek üzere İstanbul’a ge­ lecektir.

Alm an heyeti

Atatürk’ün cenaze merasiminde ha­ zır bulunacak olan alman heyetinin tam listesi:

Müşavirler meclisi reisi Son

Ekse-lâns Baron von Neurath, Ordu ku­ mandanı piyade generali List, amiral Cerls, hava ordusu kumandanı gene­ ral Felmi, Orta Elçi von Kotze, sefa­ ret müsteşarı Braun fon Stumm, sefa­ ret kâtiplerinden fon Kessel, tayyare albayı Kettenbeil, yarbay fon Rost, bahriye birinci mülâzimi Betge. (a.a.)

Bulgar heyeti

Atatürk’ün cenaze merasiminde ha­ zır bulunacak olan Bulgar heyetinin tam listesidir:

Kıral sarayı mülkî dairesi şefi Cos- tantin Panof, Majeste Bulgar Kiralı­ nı temsil edecektir.

Hükümeti temsil edecek olan H a ­ riciye Nazırı general Thedosi Das- caloff.

Orduyu temsil edecek olan Sofya garnizonu kumandanı general Kos- tantin Lukach. (a.a.)

Bir so v y e t m ü frezesi d e geliyor

Atatürk’ün cenaze merasimine 100 kişilik bir Sovyet müfrezesinin z a ­ bitleriyle birlikte iştirâk edecekleri haber alınmıştır, (a.a.)

Arnavut heyeti yola çıktı

Tiran, 16 a.a. — Alba ajansı tebliğ ediyor:

Kemal Atatürk’ün cenaze merasi­ mine iştirâk edecek olan Arnavutluk heyeti tayyare ile hareket etmiştir. Adliye nazırı B. Faik Shatku, heyete riyaset etmekte ve heyet meyanında mebuslardan B. Cavit Leskoviku ile Arnavutluğun Ankara elçisi B. Asaf Djadjul bulunmaktadır.

İtalya’mdan çelenk gönderildi

İstanbul, 16 (TeVeîonYâ> — İtalya hükümeti adına Atatürk’ün cenazesi için Roma’dan muazzam bir çelenk gönderilmiştir. Çelenk İtalya sefareti memuru tarafından sefaretaneye gö­

türülmüştür.

Mısır heyeti geldi

İstanbul, 16 a.a. — Büyük ölünün cenaze merasiminde, Mısır hükümeti­ nin Ankara büyük elçisi ile beraber Mısır hükümetini temsil edecek olan Bükreş daimî maslahatgüzarı B. Amin Fuad, dün sabahki ekspresle şehrimi­ ze gelmiştir.

Atatürk'ün hatırasını bir dakika

sükûtla tebcil eyledikten sonra..:

Balkanlar arası turizm

konferansı işe başladı

Atina, 16 a.a. — Atina ajansı bildiriyor: Dün saat 11 de mat­ buat ve turizm sekreter muavinliği binasında Balkanlar arası tu­ rizm konferansının mesaisi başlamıştır.

Konferansta şu zevat bulunmuştur: Romanya namına B. Contantinesco, Türkiye namına B. Bürhan Zihni Sanuz ve Şinasi Hisar,

Yugoslavya namına B. Sederiadis, B. Agopitos, B. Popadakis ve B. Pet- racopulos.

Açılma nutkunu matbuat ve turizm sekreteri B. N icolidis irat etmiştir.

B . Nicolidis’ in nutku

B. Nicolidis, delegelere “hoş gel­ diniz,, dedikten sonra, komitenin uh­ desine düşen vazifenin ehemiyetini anlatmış, antant devletleri arasında başlıyacak olan turizm cereyanının a- lâkalı memleketler arasındaki tesanü- dü artırdıktan başka onları dünyaya da tanıtmağa yarıyacağını tebarüz et­ tirmiştir.

Atatürk için bir dakika sükût

B. Nicolitis sözlerine devamla de­ miştir ki:

“ — Müzakerelerinize başlamadan evel hatırıma gelen bir şeyi söylemek istiyorum. Sizler, yanılmıyorsam yal­ nız türk kardeşlerimizi değil, dört Balkan milletini máteme garketmiş olan elemli hâdiseden sonra ilk

bal-kanlılar içtimaini aktetmiş bulunu - yorsunuz. Bu dakikada reis Atatürk- ün dâhi şahsiyetini, o büyük şefin ha­ tırasını düşünüyorum. Onun memle­ ketine yaptığı şeyler, onun balkan antantı için yaptığı şeyleri şimdi bu­ rada söylemenin zamanı değildir. Fa­ kat şöhretşiar ölünün hatırasını teb­ cil için- bir dakika sükût etmek husu­ sunda benimle müttefik olduğunuza eminim.«

D elegem izin cevabı

B. Nicolidis’in nutkuna cevap veren Türk murahhası B. Sanuz, görmüş olduğu iyi kabulden dolayı arkadaş­ larına teşekkür etmiştir. Mumaileyh bilhassa Atatürk’ün büyük ziyaı do- layısiyle türk milletinin duçar oldu­ ğu mâteme Elen milletinin ve zimam­ darlarının sempati ve tesanüt hisle - riyle iştirâk etmiş olmasından dolayı teşekkür etmiştir. Türk murahhası, bunu müteakip konferansın sarfede- ceği mesai neticelerinin yalnız İk ti­ sadî mahiyette olmıyacağını, aynı za­ manda sosyal ve siyasî bir ehemiyeti haiz olacağım söylemiştir.

Bir dakika sükûttan sonra konfe - rans mesaisine başlamıştır.

Heykeline

bakarak...

Milli cenaze alayı

Ankara programı

Cenaze pazarertesi günü saat 10 da

Büyük Millet Meclisi binasından kaldırılacak

Atatürk’ün cenaze töreninin Anka­ ra'ya ait esas programı şudur:

Ankara'ya muvasalat

20 sonteşrin 1938 pazar günü: Cenazeyi taşıyan tren saat 10 da Ankara istasyonuna muvasalat ede - cek ve Reisicümhur, Büyük Millet Meclisi Reisi, Mareşal, icra Vekille­ ri heyeti ve şaylavlar tarafından me­ rasimle karşılanacaktır. Bu karşılan­ ma merasimine bir piyade taburu iş­ tirâk edecektir.

Tabut vagondan indirilecek ve bu esnada ihtiram kıtasına refakat eden bando tarafından Chopin’in mâ tem marşı çalınacaktır. Tabut 12 general tarafından kemali tâzimle istasyonun büyük holünden geçirilerek istasyon merdivenleri önünde bulundurulacak olan top arabasına vazedilecektir.

Top arabası istasyon caddesini tâ- kiben Büyük Millet Meclisine doğru ilerliyecektir.

istasyondan Ulus meydanına giden caddenin iki atrafına asker dizilecek- tir.

Tabutun top arabasına nakli esna - sında 101 pare top atılacaktır. Tabut frak giymiş 12 saylav tarafından top arabasından indirilecek ve Kamutay binasının methalinde önceden hazır - lanan mahalli mahsusa vazedilerek bir katafalk vücuda getirilecektir. Katafalk’ın iki tarafına altı oku tem- silen altı meşale konulacak ve bu me- şaellerin yanlarında sağ ve solda bi­ rer general, birer subay ve erden mü­ teşekkil altı kişilik bir heyet büyük üniformalarını lâbis ve kılıçları çe - kilmiş bir vaziyette tâzim nöbeti bek- liyeceklerdir.

Saat 13 den itibaren İstanbul’da yapıldığı veçhile' Reisicümhur, Bü­ yük Millet Meclisi Reisi, Başvekil, icra Vekilleri heyeti, saylavlar, baş­ ta Mareşal olmak üzere kara, deniz ve hava küvetleri mensupları ile mül­ kî erkân, cümhuriyet Halk Partisi, erkânı, dekan ve profesörleri başta olmak üzere Ankara’daki fakülteler, harp okulu ve diğer yüksek okullar talebeleri, memurlar, malî ticarî ve İdarî teşekküller mensupları, matbu­ at mümessilleri ve arzu eden halk Katafalk’ın önünden geçerek resmi tâzimi ifa edeceklerdir.

Cenaze töreni

21 Sonteşrin 1938 pazartesi günü : Cenazeyi takip edecek zevat saat 9 a kadar Kamutay binasına gel - miş bulunacaklardır. Ecnebî, murah­ has heyetleri, Ankarapalas holünde toplanacaklar ve bilâhare kendilerine tahsis edilen yerleri işgal edecekler­ dir.

T op arabasının önünde gidecek o - lan kıtalar, Kolbaşısı Halk sineması önünde bulunmak üzere Çankırı cad­ desi boyunca yürüyüş kolunda top­ lanmış bulunacaklardır. Yabancı k ı ­ talar Parti binası ile Halk sineması arasında kendilerine gösterilecek yer­ de yürüyüş kolu nizamında hazır ola­ caklardır. >

Saat 10 da tabut, frak giymiş 12 saylav tarafından kaldırılarak, Kamu­ tay binası önünde bulundurulacak o- lan top arabasına vazedilecektir. Bu esnada cenazeye refakat edecek o - lan 12 general, top arabasının iki ta­ rafında kılıçlarını çekerek mevki ala­ caklardır.

Tabut top arabasına vazedildikten sonra, verilecek işaret üzerine, kıtaat yürüyüşe başlıyacak ve cenazeyi se - lâmlıyarak 1 numaralı krokide gös - terilen yerlerini almak üzere ilerliye- ceklerdir. Bu yürüyüş esnasında ki - taata refakat eden bandolar çalm ıya- caktır.

Cenaze alayının nihayetinde g id e ­ cek olan piyade taburunun kolbaşısı Halk sineması önüne gelince tabur duracaktır. Müteakiben, yabancı kıta­ lar da harekete geçerek top arabası­ nın önündeki yerlerini işgal edecek­ lerdir. Bunun üzerine cenazeyi takip edecek olan zevat 2 numaralı krokide gösterildiği veçhile, yerlerini alacak ve arkalarına, alayın nihayetini teşkil edecek olan tabur ilerliyerek korteji kapıyacaktır.

Bu suretle teşekkül eden cenaze a- layı, verilecek bir işaret üzerine, ha­ reket eyliyecektir. Bu esnada Riyase- ticümhur bandosu Chopin’in mâtem marşını çalmağa başlıyacak ve diğer bandolar münavebe İle ve alaydaki sıralarına göre mâtem havası çalacak­ lardır.

Alayın yürüyüşe başlamasından iti­ baren cenazenin müzeye muvasalatı­ na kadar her 5 dakikada bir adet top atılacaktır.

Alay kıtaatının kolbaşısı bahriye caddesi hizasına varınca kıtalar 3 nu­ maralı krokide işaret edilen yerleri alacaklardır. Topçu taburu krokide işaret edilen mahalle yaklaşırken yo­ lun sağına yanaşacak ve tam mevki­ ine gelince duracaktır. Türk piyade kıtaatı ile ecnebî kıtaatı yürüyüşe de­ vam ederek krokide gösterilen yerle­ rini yola tevcihi cephe ederek işgal edecekler ve cenaze geçerken selâm- lıyacaklardır.

Cenazeyi taşıyan top arabası ve bu­ nu takip eden heyet ilerliyerek Et­ nografya müzesinin methaline tekar- rüp edecekler ve 3 numaralı krokide gösterildiği üzere ahzı mevki eyliye- ceklerdir.

Tabut generaller tarafından mahal­ li mahsusuna nakledilecek ve tören burada hitam bulacaktır.

Cenaze alayı

Cenaze alayı şu suretle teşekkül e- decektir:

1 — Mızraklı bir süvari alayı, 2 — Topçu taburu,

3 — Alay sancağı ve bandosu ile Muhafız Alayı,

4 — Alay sancağı ve bandosu ile bahriye alayı,

5 — Ecnebî kıtalar - alfabe sıra - siyle

-6 — Bandosu ile bir deniz müfre - zesi,

7 — iki tarafında kılıç çekmiş va­ ziyette 12 general bulunan ve cenaze­ yi taşyan top arabası,

8 — Atatürk’ün harp ve istiklâl ma- dalyelerini taşıyan general ve onu ta­ kip eden Riyaseticümhur erkânı,

9 — Atatürk’ün ailesi efradı, -10 — Reisicümhur,

11 — Büyük Millet M eclisi Reisi, Başvekil, Mareşal,

P ro to k o l -12 — Ecnebî misyon şefleri,

13 — Kordiplomatik ve misyon şef­ lerine merbut heyetler,

P ro to k o l -14 — icra Vekilleri heyeti,

P ro to k o l -15 — Saylavlar,

P ro to k o l

-16 — Barem üçüncü dereceye kadar askerî erkân

17 — Barem üçüncü dereceye ka - dar mülkî erkân,

18 — Bir piyade taburu.

M atem marşları

1 — Gerek İstanbul’da gerekse An­ kara’da yürüyüş esnasında cenaze ala­ yına refakat edecek olan bandolar mü­ navebe ile Chopin ve Bethoven’in ma­ tem marşlarını çalacaklardır. Bando - lar tarafından verilecek fasılalar esna­ sında trampetaları sükût içersinde yürüyüş takip edecektir.

2 — Beşinci dereceye kadar- dahili teşrifat olup merasime iştirâk edecek zevattan mülkî erkân silindir şapka frak, “ siyah yelek beyaz kıravat,, ve askerî erkân büyük üniformalarını gi­ yecekler ve istiklâl madalyası taka - caklardır. Elçiler ve maiyetleri büyük üniforma giyeceklerdir. Üniforma giymiyen sefirler frak giyeceklerdir.

Vilâyetlerde yapılacak m erasim

Cenazenin Ankara’ya muvasalâtın - dan defni tarihine kadar Büyük Kur - tarıcı Atatürk’ün heykel ve büstleri - nin bulundukları mahallerde bu hey - kellerin önünde altı adet meşale ya - kılacak ve beher meşalenin önünde süngü takmış vaziyette birer asker bu­ lundurulacaktır.

Halkevi bulunan mahallerde Ulu ön der Atatürk’ün vücude getirdikleri büyük eserler hakkında söylevler ter­ tip edilecektir.

Gerek İstanbul’da gerek Ankara’da icra edilecek cenaze merasiminin muh­ telif safahatı röportaj şeklinde radyo ile neşredilecektir.

Cenazenin mahalli "mahsusuna vazı- nı müteakip Ankara’daki imdat sireni üç dakika sükût vakfesini ihbar ede - cek ve saat 11 de bütün Türkiye’de üç dakika sükûtla tazim vakfesi ifa edi

-Akşam olmuştu; fakat gene her - kes O’nu bulmıya O’na benzer bir şey görmiye çalışıyor gibiydi. Parti binasının bahçe kapısı önün - den başlıyan bir halkaya ben de ka - rıştım. Herkes, karşımızda duran Şahamet timsaline bakıyordu. Y ı l ­ larca önünden geçtiğim bu anıt bu sefer benim de gözümde yeni mânâ­ lar alrnıya başladı.. Fakat donuk di­ liyle bize sonsuz millet maceraları anlatan taş ve tunç yığını da şimdi tıpkı bizim gibi matemden susmuş kalmıştı diyebilirim.

Bütün duranların gözü yaşlıydı. Düşündüm; düşündüm; bu ne iş, bu ne ölçülemez vecd ve ideal i>ba - deti 1

Şimdi biz burada bu heykel kar - şısında ürperirken önümüzdeki man­ zaradan bin kere daha maveraî bir hâdise oluyor. Bütün Türkiye ve tek­ mil himalâyaları, ummanları ve ne - hirleriyle koskoca küre O’nun ha - yali karşısında elpençe divan dur - maktadır!

Ne mutlu sana türk milleti! İn - sanlığa ne eşsiz bir insan nümunesi armağan etmişsin !

Duruyrum, duruyorum, gene dü - şünüyorum; O’nun bence büyük sö - zünü bizim küçük aklımız vaktiyle hiç kavrıyamamış ve belki bazı defa şişkin bir edebiyat sanmış :

Şu sözleri söyliyen Atatürk değil miydi ?

“Millî ülküye tam bütünlükle yü - rümekte olan türk milletinin büyük millet olduğunu medenî âlem, az za­ manda bir kere daha tanıyacaktır.,,

Ya bütün dünya basınında bin türlü eşini görerek iftihar ettiğimiz şu sözleri nerede okuduk ?

“Yeni Türkiye’nin kurucusu Ata - türk’ün vefatiyle büyük bir asker, büyük bir devlet adamı, ve büyük bir lider dünyadan kaybedilmiş oluyor!,,

“ Bir zaman Avrupa’ya fuzulî gir - miş devlet sayılan Türkiye, Atatürk’­ ün liderliği altında Avrupa’nın iç po­ litikası için kıymetli ve terakkisever bir âza mahiyeti almıştır.«

— Taymis Gazetesi — Evet bu satırları da (Taymis) ga - zetesinin sütunlar dolduran takdir ve hayranlık sayfalarında görüyo - ruz. Ne düşündürücü, ne baş döndü - rücü manzara Ulutanrım! Dikkatim­ den aslâ kaçmamaktadır; Her defa kendisinden bahsetmıye başlayışta “En büyük fazileti...,, diye söze giri­ yoruz ve ondan sonra görüyoruz ki, bu en büyük vasfı altında saymrya başladığımız hasletler okyanos dalgaları gibi şahlana şahlana biri - birinin arkasmdan koşuyor.

Abdülhak Hâmid’in mısraı aklı - ma geldi :

“ Gösterdiğin mealî, ehramdır mü- selsel!,,

Hudutsuz kudret ve dehasının ye­ timi kalan bizler için, gelecek nesil ­ ler için acaba en gerçek, en tesirli, teselli kelimesini nerede bulabili - riz? Atatürk’ün Ulus Meydanındaki heykeline bakarken bunu kafamın her köşesinde aradım. Ve O’nun ar - tık memleket ufuklarını aşarak ebe - diyete bakan sabit gözlerini sorguya çekmek istedim.

Sorgumun cevabı çabucak hatırı - ma geldi ve gene bu cevabı Şefimi - zin vecizeleri arasında buldum. Îşteî:

“ Büyük işler başardık. Daha bü - yük işler başaracağız. Çünkü türk milleti, birlik ve beraberlikle güç - lükleri yenmeyi bilmiştir!,,

Meclise doğru yürürken artık gün tamamiyle sönmüştü. Bayan Mihri Bektaş’m çok güzel bir görüşünü düşündüm; çünkü benzi iyice solan ufkun simasında akşam yıldızı tıpkı bir göz yaşı gibi titriyordu !

Fazıl Ahmet A Y KAÇ

lecektir. Bu vakfe siren bulunan yer - lerde siren ile temin olunacaktır.

Cenaze töreninde C. 11. Partisi G en yön ku ru lu n u B . trıcedayı

tem sil ed ecek

İstanbul’da bugün başlıyacak olan Büyük Atatürk’ün cenaze töreninde Cümhuriyet Halk Partisi Genyönku - rulunu, üyelerden Sinop mebusu B. Cevdet Kerim Incedayı temsil edecek­ tir.

B. Incedayı dün akşam’-! ekspresle İstanbul’a hareket etmiştir.

Stoyadinoviç hükümetinin üç senelik faaliyeti

Belgrat, 16 a.a. — Stoyadinoviç hü­ kümetinin üç senelik faaliyeti ismiy­ le Saraybosna’ da açılan sergi dün ka­ panmıştır.

Sergi büyük bir muvaffakiyet ka­ zanmış ve 35.000 den fazla ziyaretçi ta­ rafından gezilmiştir.

Bu sergi Kragejevaç şehrinde ayın 20 sinde yeniden açılacaktır.

Referanslar

Benzer Belgeler

Yenimahalle-Çar şı Mahallesi’nde beş gündür akmayan su, cumartesi akşamı geldi, pazar günü de aralıklarla akmaya devam etti.. Demetevler Ye şilevler Mahallesi’nde ise

Kesici, “Gölde azot-fosfat gibi besi elementlerinin a şırı oranda artışıyla birlikte gölde yeşil ve mavi-yeşil alglarının çoğalmasıyla, göl suyundaki

ETS’de gerçekleşen eğitime maliyet eklemek için öncelikle gerçekleşen eğitim görüntüle sayfasından ilgili eğitim bulunmalıdır ve güncelle butonuna

Bu tarihten 5 yıl sonra 23 Nisan 1929’da Atatürk bu bayramı çocuklara armağan etmiştir ve 23 Nisan ilk defa 1929 yılında Çocuk Bayramı olarak da kutlanmaya

2002’nin Nisan ayında artemisinin bazlı ilaçlarla teda- vi Dünya Sağlık Örgütü tarafından sıtma için birincil teda- vi olarak önerildi.. Bununla birlikte artemisinine

Olgu 2: Kırk beş yaşında, erkek hasta, 15 gün önce başla- yan ateş, kas ve eklemlerinde ağrı ve sağ testiste şişlik şikayeti ile kliniğimize yatırıldı.. Fizik

Bu nedenle, klinik ve laboratuvar ola- rak KKKA açısından şüpheli olgularda kene tutunması veya keneyle temas öyküsünün olmaması, KKKA

The index is arranged in alphabetical order of surnames and names of the authors of the articles.. The numbers next to the names are the fi rst pages of