aBenzen'in Sıçan Karaciğer ve Böbreğinde Hekzokinaz Aktivitesine Etkisi
•sThe Effect of Benzene on Hexokinase Activities on the Liver and Kidney of Rats
"Egemen DERE *, Fatma TÜKEN **
ÖZET
Bu çalışmada, intraperitonal (i.p) olarak benzen verilen sıçan karaciğer ve böbrek hekzokinaz enzim aktivitesinin deği-şimi incelendi. Bu amaçla benzenin 100 mg.kg"1
dozu i.p olarak enjekte edildi. Kontrol gruplarına ise aynı şekilde serum fizyo-lojik verildi.
Benzen uygulamasından O, 2, 4, 8, 16, 32 ve 64 saat sonra servikal dislokasyon yolu ile öldürülen sıçanların karaci-ğer ve böbrekleri çıkarıldı. Gerekli işlemlerden sonra enzim aktivitelerine bakıldı. Karaciğer dokusundaki enzim aktivitesi 20.9±0.31 Unit/ mg protein den 17.0±1.23 Unit / mg proteince kadar düştü. Böbrek dokusundaki enzim aktivitesi ise 11.410.69 Unit / mg protein den 17.2 ± 1.96 Unit / mg prote-in'e kadar çıktı. Bununla beraber sonuç olarak, hem karaciğer-de hem karaciğer-de böbrekte hekzokinaz aktivitesinin kontrollere göre azaldığı görüldü.
Anahtar Kelimeler: Benzen, hekzokinaz
SUMMARY
in this study, an attempt was made to investigate the changes in liver and kidney hexokinase activities in rats administered benzene intraperitoneally (i.p). One hundred mg.kg ' doses of benzene were injected i.p to the rats. The control groups on the other hand were administered physiological serum via the same route..
Rats were killed by decapitation at O, 2, 4, 8, 16, 32 and 64 hours after administration of benzene and their livers and kidneys were removed. Following necessary treatments, enzyme activities were determined. Enzyme activities in liver tıssues decreased from 20.9±0.31 Unit/ mg protein to 17.0+1.23 Unit / mg protein, but enzyme activities in kidney tıssues increased from 11.4±0.69 Unit / mg protein to 17.2 ± 1.96 Unit / mg protein. However, as a result of our study, hexokinase activities were found to be increased compared to controls in both liver and kidney.
Key Words: Benzene, hexokinase
C. Ü. Tıp Fakültesi Dergisi 23 (4): 179 -184, 2001
GİRİŞ
Genel olarak yağların çözücüsü olarak bilinen or-ganik çözücüler, günlük hayatımızın her safhasında karşımıza çıkarlar. Özellikle, endüstride yaygın olarak kullanılan bu maddeler, uçucu bileşikler oldukları için solunum yoluyla canlıları etkilerler (1). Bu bileşikler organizmaya solunum yolu ile girdikleri gibi oral yol ve deri yoluyla da girerek önemli hasarlar oluştururlar. Benzen ilk olarak 1825 yılında Faraday tarafından ta-nımlanmış ve bütün organik moleküllerin yapısına girdiği açıklanmıştır (2). Doğal olarak da oluşabilen benzen petrolün önemli bir bileşenidir. Benzen kimya sanayiinde bir çok kimyasal maddenin sentezinde kullanıldığı gibi, tüketim mallarında ara ürün, lastik, ayakkabı, kozmetik, deterjan, çeşitli yapıştırıcılar, boya sanayiinde, zırayi mücadele ilaçlarının üretiminde ve otomobil yakıtlarında da sıkça kullanılmaktadır (3).
Yrd. Doç. Dr., Uludağ Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü, Bursa Yrd. Doç. Dr., Cumhuriyet Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu, Sivas
Benzen'in Sıçan Karaciğer ve Böbreğinde Hekzokinaz Aktivitesine Etkisi
Çok geniş bir kullanım alanına sahip olan benzen
ile yakın temasta bulunan sanayii işçileri, meslekleri
gereği bu maddenin toksisitesinden kurtulamazlar.
So-nuçta ciddi sağlık problemleri ile karşı karşıya kalırlar
(4). Benzen ile yapılan ilk çalışmalar benzenin tek başına
çok önemli bir toksik ajan olmadığını ortaya koymuştur.
Benzen organizmaya girdikten sonra başlıca karaciğerde
Sitokrom P450 2E1 enzim sistemi aracılığı ile metabolize
olmakta ve ortaya çıkan ara ürünlerin (hidrokinon,
fe-nol, katekol, benzokinon, mukonaldehit) toksisiteye
neden olduğu ileri sürülmektedir (5). Oluşan bu
metabolitler genotoksisite, hematotoksisite ve lösemi
gibi hastalıkların ortaya çıkmasından doğrudan doğruya
sorumludurlar (6). Benzenden meydana gelen fenol ve
hidrokinon kan yoluyla kemik iliğine geldiği zaman,
burada peroksidatif bir enzim olan miyeloperoksidaz
(MPO) aracılığı ile daha toksik bir madde olan
1,4'-benzokinon meydana gelir. 1,4'-1,4'-benzokinon, özellikle
DNA ve protein bağları üzerinde etkili olurken, DNA ve
RNA sentezini de engellemekte, Tek iplik DNA'da
kırık-lara neden olmakta, kromozom hasarlarına neden
ol-makta, mikrotübül oluşumlarına müdahale etmekte,
mitoz ve mayozun normal işleyişi engellenmektedir (7).
Yapılan bir çalışmada, bu ara metabolitlerin yerleştikleri
veya bağlı oldukları dokularda birbirleri ile etkileşim
içinde oldukları ve bu etkileşimlerin toksisitede ve diğer
ciddi rahatsızlıkların oluşumunda kilit rol oynadıkları ileri
sürülmüştür (8).
Bazı araştırıcılar, benzen metabolizması üzerine
yaptıkları çalışmalarda, benzenin hepatik
metabolizma-sında yükseltgenmeye ve konjugasyona katılan
enzim-lerde bölgesel bir farklılık gözlemleyerek bu durumun
kritik bir rol oynadığını göstermişlerdir (9,10). Povvley ve
Carlson ise, dolaylı yoldan akciğerlerin benzen
toksisitesinde önemli bir rol oynadığını ortaya
koymuş-lardır (11).
Benzen metabolizmasının karaciğerde meydana
gelmesi hepatotoksisitenin açığa çıkmasında önemli bir
safha olduğunu düşünen Manenti ve arkadaşları,
amino-n-demetilaz aktivitesinde artış, glikoz 6-fosfataz, alkalin
fosfodiesteraz I ve alkalin fosfatazda azalış fakat
glutamıjtransferaz enzim aktivitesinin düzeyinde bir
değişim olmadığını saptamışlardır (12).
Benzen metabolitlerinden olan benzilidin
bileşikle-rinin bazı monosakkaritlerle tepkimeye girip, yeni
monosakkarit türevlerinin oluştuğunu saptayan Sakarin'
ve arkadaşları, bu durumun disakkaritlerde de
olabile-ceğini göstermişlerdir (13). Misra ve arkadaşları da
lineer alkil benzen sülfonatlarını balıklara uygula!
yüzgeçlerindeki, solungaçlardaki, karaciğer ve P
(erdeki glikojen, laktik asit, sialik asit, alkali/'^
parametelerindeki değişimleri incelemiş ve uygulfl sonra
laktik asitte önemli bir artış, alkalen ?
n<aktivitesinin
inhibisyonu ile birlikte glikojen ve siî
cu' miktarlarında
azalma saptamışlardır (14). Sukhodr araştırıcı
karaciğerde mikrozomal glikoz 6-f
01-aktivitesinde bir
azalma mikrozomal glikoz dehidrt'
acaktivitesinde ise bir
artışın meydana geldiğini ile''
0" muştur. Aynı araştırıcı
periferal dokularda glikor
trınımının azalması sebebiyle
hipergliseminin olaşaf
1'-' ğini ortaya atmıştır (15). Peters
ve arkadaşları d^"
1' tıkları bir çalışmada 72 saat
sonunda kan glikol normale döndüğünü saptamışlardır
(16).
Sıçan karaciğerinde yapılan bir başka çalışmS
se, malondialdehit ve glutatyon seviyeleri tespit efl
bir antioksidan olan a-tokoferolün etkisi ile karşılfl
mistir. Benzen uygulanmış grupta kontrole ~çf
malondialdehit seviyesi yüksek bulunurken, Glutçsf
seviyesi düşük bulunmuştur (17).
m(\;
Benzen metabolitlerinin bir çoğu karacijrtaı
mikrozomal fraksiyondaki enzimlere ve proteinlere lal
lanarak hepatik fonksiyonu etkilemektedir (18). Dui0)
ve arkadaşları fareler ve sıçanlara benzen vererekM
tıkları çalışmalarında benzenin karaciğer metabolizması
ve sitokrom enzimi ile ilişkisini araştırmışlardır. Ben
<u||;
uygulaması ile hem farelerde hem de sıçanl)
<ayı
sitokrom P450 IIE1 enzim sisteminin indükleı%ıel
gözlemişlerdir (19).
ğıdc
Bu çalışmada, bütün canlı hücrelerin solunumedil
fermantasyonunda anahtar enzim görevi üstlere
fosforilasyonda önemli bir rol oynayan Hekzokinaz (k .,,
enziminin, benzenin etkisi ile sıçan karaciğer ve böl»~~
ğindeki değişiminin zamana göre nasıl değiştiğini ara
tırarak, bu konuda yapılan çalışmalara katkıda bulunu M<
yi amaçladık.
r>
A1
GEREÇ ve YÖNTEM
Çalışmamızda Uludağ üniversitesi deney hayvanla
laboratuvarlarında üretilen 250-300 gr ağırlığında î
çanlar (Rat rattus norvegicus) kullanıldı. %99.5 saflıktı ki
Benzenin (Siklohexatrien), 100 mg kg"
1ete
intraperitoal (i. p) yolla sıçanlara uygulandı. Kontra
grubunda, çalışılan her deney periyodu için 4, benzeı
grubunda çalışılan her deney periyodu için 8 sıçan de
neye alındı. Enjeksiyondan önce hayvanlar 24 saat 35
bırakıldı. Benzenin etkisini ortaya koyabilmek için ü
•ıpjrup serum fizyolojik uygulanmış kontrol ele alındı. ^Enjeksiyondan o, 2, 4, 8, 16, 32 ve 64 saat sonra fjâervikal dislokasyon yolu ile öldürülen sıçanların karaciğer ve böbrekleri süratle çıkarılarak 0,15 M KCI içinde ^yıkandı. Dokuların yaş ağırlıkları hassas terazide ölçüldü. ,jk Dokular 1/3 (w/v) olacak şekilde 0,15 M KCI içinde T-(j j l i n e l a b o r a t o r y s tı r r e r ( m o d e l N o : 1 3 6 - 2 )
£ homojenizatöründe 2000 devir/dak hız durumunda karaciğer için 4 vuruş, böbrek için 3 vuruşla homojenize s edildi. Elde edilen homojenat 48000g'de 30 dak Dupont , Instruments sorval (RC-5 superspeed refrigerated ıfl centrifuge) santrifüjünde çevrildi. Süpernatantlar enzim kaynağı olarak kullanıldı. Total protein değerleri Technicon RA-1000 otoanalizöründe yapılırken aktivite
tayinleri Cecil marka spektrofotometrede yapıldı (20).
3.00 Volüm Aktivite = •
e x l x 0. 1 E = 6.22 mM -1 cm -1
Enzimlerin spesifik aktiviteleri, karaciğer ve böb-rek homojenatlarının total protein miktarları saptandık-tan sonra aşağıdaki formülle hesaplandı.
Volüm Aktivitesi Unit/ mg Prot ein =-
Protein Derişimi (mg/ml)
Hekzokinaz aktivitesinin tayini
Bu enzimin aktivitesi, glikozdan glikoz-6-fosfat (G6P) oluşması ve GöP'nda glikoz-6-fosfat dehidrogenaz (G6P DH) enzimiyle glukonat-6-fosfata dönüşmesi sıra-sında oluşan NADPH'm 340 nm de 5 dakika süresince artan absorbansı kaydedilerek, başlangıç hızının doğru-sal kısmından elde edilen M değerinden hesaplandı (20).
Hekzokinaz enziminin spektrofotometrik tayini es-nasında referans olarak 3 mi Triethanolamin tamponu kullanıldı. Karaciğerden ve böbrekten elde edilen enzim kaynaklarının deney ortamına ilave edilmesiyle tepki-meler başlatıldı. M ların hesaplanmasından sonra aşa-ğıdaki eşitlikten faydalanılarak enzim aktiviteleri tayin edildi.
_____
Deney Karışımı ____________________________ Miktarları Triethanolamin tamponu (pH=7.6 0.1 M 1,19 mi MgCI(O.lM) 0,20 mi D-Glukoz (0.55 M) 1.20 mi ATP (81 mM) 0,10 mi NADP(llmM) 0,20 mi G6P-DH (140 U/ml) 0,01 mi Enzim kaynağı (karaciğer veya böbrek) 0,10 miElde edilen verilerin değerlendirilmesinde Kruskal-VVallis ve Mann-VVhitney testleri uygulandı (21). Enzim stabilizasyonunu sağlamak için homojenizasyon ve santrifüj işlemlerinin 0-4 °C de yapılmasına özen göste-rildi. Spektrofotometrik enzim aktivite çalışmaları üç tekrarlı olarak yapılarak bir sıçandan elde edilen karaci-ğer ve böbrek homojenatları için kaydedilen dekaraci-ğerlerin ortalamaları ele alındı.
BULGULAR
Sıçanlara 100 mg kg"1
benzen verildikten sonra, zamana karşı elde edilen HK enzim aktiviteleri, karaciğer dokusu için şekil l de böbrek dokusu için ise şekil 2 de gc<-*-°~"miştir. Verilerin istatistiksel olarak değerlendiril-mesi Tablo l de verilmiştir. Benzen, Hem karaciğerde hem de böbrek dokusunda HK aktivitesini ilk saatlerden itibaren inhibe etmektedir (Şekil 1). Karaciğer dokusun-daki inhibisyon 0., 2. ve 4. saatlerde istatistiksel olarak önemsiz olurken 8. saatten itibaren 0.05 olasılık düze-yinde önemli olmaktadır. Görülen inhibisyon 32. saatte %22.7 ye kadar çıkmaktadır (Tablo 1).
Böbrek dokusunda ise, HK aktivitesinde 0. ve 2. s a at l er d e ö n e m s iz b ir az a lm a o lu r k en , 4 . , 8 . v e 16.saatlerde meydana gelen inhibisyon 0.05 olasılık düzeyinde önemli olmaktadır (tablo 1). 32. ve 64. saat-lerde HK aktivitesi, serum fizyolojik kontrol grubunun altında değerler almakla birlikte ortaya çıkan inhibisyon istatistiksel olarak önemsizdir. Aktivasyonda görülen azalma 4. saatte %31.3 olurken, 8. saatte %31.7 ol-maktadır. Bu saatten sonra HK aktivitesi, çalışılan diğer deney periyotlarında kontrol grubuna doğru gittikçe yaklaşmaktadır (Şekil 2).
18
AA
Tablo 1. Serum Fizyolojik kontrol ve benzenin de
ğişik saatlerde karaciğer ve böbrek HK aktivitelerine etkisi
nucı
0 OrtiSH' Ortli l 20,5±0,65ax 22,1± l,19ax 21,4± l,21ax 21,7± 0,66ax 21,9± 0,99ax 22,0± 0,95ax 22,4*0^ 20, 9± 0, 31ax 20,5± 0,98ax 19, 8± l,05ax 18, 4± 0, 59ay 18,6± l, 02ay 17, 0± l, 23ay 18,9± l^ yd i 15, 0± 0, 55ax 14,l ±0, 78ax 17, 9± 0, 75ax 18,3± 0,66ax 18, 5± l, 26ax 18,6± l, 02ax 18, 6±l, 2m li 14,8± 0,78ax 11,4± 0,69ax 12,3± 0,63ay 12,5± 0,78ay 14,2± 0,92ay 16,3± 0,68axoğrı
zaln
aksi
•olu,
nad
nin başında gelmektedir (22). Oldukça yaygın bir kı
)0t>t
nım alanına sahip olduğu için insanlar, doğrudan do^
e|<ii
ya veya dolaylı olarak bu maddenin toksisitesine nc,
za|
kalmaktadırlar (l 1,23).
/akl
İnsan hekzokinaz enzimi, her biri farklı genlermal
rafından kotlanan 4 majör izoenzime sahiptir (24),:feç<
yıllarda özellikle kanserli dokularda hekzokinaz enzimnur
aktivitesi üzerine yapılan çalışmalarda artış gözienraçalı
tedir (25). Bizim yaptığımız araştırma da karaciğer ı lan
kuşunda, çalışılan bütün deney periyotları süresincel
aktivitesinde azalmaların olduğu görülmektedir (şekil: da
İlk saatlerden itibaren görülen bu azalmanın nede
mıbenzenin karaciğer dokusunda çok süratli bir şekil
remetabolize olarak, kendisinden daha toksik ol
mmetabolitlerinin meydana gelmesi olabilir. Yapılan bi d<
çalışmalarda benzenin, karaciğer dokusunda diğer H
kulara nazaran daha hızlı bir şekilde metabolitlerit ^
oluştuğu gösterilmiştir (16,26). Schlosser ve ark. fareH
sıçan karaciğer mikrozomlarmda benzen metabolizrnal$
nı araştırmışlar, karaciğer mikrozomlarındaki benzerB
%20'sinin fenole, %31'inin hidrokinon ve katekole«
{nüştüğünü saptamışlardır (27). Hem farelerde ha
(sıçanlarda yapılan bir çalışmada, benzenin metabolizma
sından sorumlu olan sitokrom P 450 II El enzimini!
benzenin etkisiyle indüklendiği ileri sürülmüştür (19K
Benzenin karaciğerde metabolizmasından sorumlu et
zimlerden biri olan dihidrodiol dehidrogenaz enzimiıH
de aktivitesi artmaktadır (28). Karaciğer dokusunda 6*
saatte kontrol grubuna göre inhibisyon devam etmekte»
dir.
Benzen ya da metabolitleri, bazı enzimlerH
aktivitesine neden olurken bazı enzimlerin d«
inhibisyonuna neden olmaktadır. Kende ve arkadaşları
Hepatik mikrozomal monooksijenaz aktivitesini
incele-182
Deney Periyodu (Saat) ________ SF Benzen ' ı Benzen 16 Ort±SH 2 Ort±SH 4 Ort±SH 8 OrtiSH KC Bö b A: 18 'h co 614 112 S 10 a 8i cn • 6 30 40 20 Q. 10 CD î,-2032
Ort±SHrmiş
* Yatay sütunda aynı harflerle gösterilen veriler 005 olasılık düzeyinde birbirinden farklı değildir (abc) ** Düşey sütunda aynı harflerle gösterilen veriler 005 olasılık düzeyinde birbirinden farklı değildir (xyz) t: Tablodaki her veri U/mg xlO"3 protein olarak özgül aktiviteyi göstermektedir. SF : Serum Fizyolojik, SH : Standart hata, Ört: Ortalama, KC : Karaciğer, Böb: Böbrek
T—ı—S&ımR^dcjik ]-•-! ••• Efenasn
50
Şekil 1: Benzenin karaciğer hekzokinaz aktivitesine etkisinin
zamana bağlı olarak değişimi
50 60 30 40
Sman (saat)
Şekil 2: Benzenin böbrek hekzokinaz aktivitesine etkisinin
zamana bağlı olarak değişimi
TARTIŞMA
Benzen, toksik ve kanserojen bir madde olmakla
birlikte, endüstrinin vazgeçilmez kimyasal
maddelerin-den birisidir. Dolayısıyla da en önemli çevre
kirleticileri-misler, hem oksidatif hem de enzimatik metabolizma sonucu oluşan bazı benzen metabolitlerinin bu enzim-lere bağlanarak inhibisyonlarına neden olduklarını gös-termişlerdir (29).
Böbrek dokusunda HK aktivitesinde 0. ve 2. saat-lerde önemsiz bir azalma olurken, 4., 8. ve 16.saatsaat-lerde meydana gelen inhibisyon 0.05 olasılık düzeyinde ö-nemli olmaktadır. Bu saatlerden sonra HK aktivitesi, çalışılan diğer deney periyotlarında kontrol grubuna doğru gittikçe yaklaşmakta ve inhibisyon yüzdelerinde azalmalar gözlenmektedir. Benzen ve metabolitlerinin toksik etkilerinin bir an önce ortadan kaldırılmasının bir yolu, çok kısa sürede vücuttan atılmalarıdır. Bu toksik maddeler suda çözünebilir bileşikler haline getirilerek böbrekler aracılığı ile vücuttan uzaklaştırılmaktadır. Bu şekilde ilk saatlerde görülen inhibisyonlar kısa sürede azalmaya başlamış ve daha sonrada kontrol değerlerine yaklaşmıştır. Adams ve ark. Benzenle yaptıkları çalış-malarında 72 saat sonunda %77'sini idrarla %15'inin feçes yoluyla olmak üzere benzenin büyük çoğunluğ u-nun vücuttan atıldığını göstermişlerdir (30). Bir başka çalışmada da kan ve idrar örneklerinde benzen mikta r-ları tayin edilmiştir (31).
Her iki dokuda da görülen HK aktivitesinde mey-dana gelen azalmaların bir nedeni de, benzenin ya da met abolitlerinin DNA veya RNA'ya bağlanarak replikasyon, transkripsiyon ve translasyon düzeyinde meydana gelen inhibisyonlar olabilir. Lattanzi ve arka-daşları fare ve sıçanlarda yaptıkları çalışmalarında ben-zen ve metabolitlerinin hem DNA'ya hem de RNA'ya bağladığını göstermişlerdir (9). Başka bir çalışmada ise Fr ant z v e Ch en, b en z en v e m et ab olit l er in in topoizomeraz II enzimini inhibe ettiğini göstererek benzenin replikasyon düzeyinde inhibisyonlara neden olduğunu belirtmişlerdir (27). Ayrıca bir başka araştırıcı, nukleus ve mitokondrilerde kırık formundaki DNA hasa-rına sebep olabilen ve makro moleküllerle kovalent bağlar yapabilen reaktif türlerini oluşturduğu da belir-lenmiştir (28).
Benzen ve benzenden meydana gelen metabolitler kromozomlar üzerine de etkili olmaktadır. Jablonicka ve arkadaşlarının benzene maruz kalan fabrika işçileri üze-rinde yapmış oldukları çalışmada kromatid tipindeki kırıkların oranı %1.69 olarak belirlenmiştir (29). Jones ve arkadaşlarının yaptığı bir başka çalışmada ise benze-ne maruz kalan işçilerde kromatid tipi deiesyonlar göz-lenmiştir (30). Rupa ve arkadaşları da yaptıkları lenfosit kültürlerinde kromatid tipi gaplara ve poliploidiye rast-
lamışlardır (36). Kromozomlarda meydana gelen bu tip has ar lar, dolaylı veya direkt olarak enzimlerin aktivitelerini etkilemektedir.
Yapılan bir çalışmada benzenin etkisiyle glikoz 6-fosfataz aktivitesinin azaldığı ve dolayısıyla kan glikoz seviyesinin düştüğü ileri sürülmüştür (12). Bir başka çalışmada ise, balık yüzgeçlerinde, solungaçlarda, kara-ciğer ve böbreklerde, glikojen ve sialik asit seviyelerinde önemli azalmaların olduğu görülürken, laktik asit mik-tarlarında artış ve alkalen fosfataz enziminde ise inhibisyonlar gözlenmiştir (14). Sukhodub ise benzenin karaciğerde glikojen metabolizması üzerine etkilerini çalışmış ve mikrozomal glikoz 6-fosfataz aktivitesinde az alm anın, mikr oz om al glik oz deh idr og en az aktivitesinde ise bir artışın olduğunu saptamıştır (15). Bu sonuçlar benzenin kanserojenik bileşikler olmasının yanında karaciğer ve böbrekte bulunan HK aktivitesini azalttığını göstermektedir. İnsan Metabolizmasında önemli görevleri olan HK aktivitesinin azalması önemli sorunlara yol açacaktır. Bu nedenle işyerlerinde bezenle yakın temasta olan kişilerde önemli sağlık soru n-ları oluşacağından gerekli önlemlerin alınması sağlan-malıdır.
KAYNAKLAR
1. Vural N, Toksikoloji. Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Yayınları. No 56 1984.
2. İkizler A, Organik kimyaya giriş. Karadeniz Teknik Üniver-
r
"esi Fen Edebiyat Fakültesi Trabzon 1988.
3. VVorld Healt Organization. Environmental Healty Criteria. 150, Benzene. Genova.
4. Grilli S, Lutz WK ve Parodi S, Possible implications from result of animal studies in human risk estimations for benzene, nonlinear dose-response relationship due to saturation of metabolism. Canser Research Clinical Oncology 113 349-358 1987.
5. Rogene FH, Species Diffeences in the Metabolism of Benzene. Environ Healty Perspect, 106 (6) 1173-1175 1996.
6. Ganousis LG, Goon T, Zyglevvska KK, Ross WD, Metabolism in mouse Bone Marrovv Stroma. Study of activation and detoxification of benzene metabolites. Mol. Pharmacol. 42 (6) 1118-1125 1992.
7. Smith MT, Yager JW, Steinmetz KL, and Eastmond DA,
Peroxidase dependent metabolism of benzenes phenolic metabolites and its potential role in benzene. Environ. Healt Perspertives (82) 23-29 1989.
8. Subrahmanyam VV, Doane PS, Steinmentz KL, Ross D,
Smith MT, Phenol-Induced stimulation of hydroquinone bioactivation in mouse bone marrovv in vivo. Possible implications in benzene myelotoxicity. Toxicology, 62 (1), 107-116 1990.
9. Lattanzi G, Bartolı S, Bomora B, Colaccı A, Grilli S, Nıero A, Mazzullo M, in vivo and in vitro interaction of 1,2- Dichlorobenzene with Nucleic Acids and Proteins of mice and rats. Tumori, 76 (4) 339-344 1991.
10. Hedli CC, Hoffmann MJ, Jı S, Thomas PE, Synder R, Ben zene metabolism in the isolated perfused mouse liver. Toxicol Appl Pharmacol. 146 (1) 60-68 1997.
11. Povvley MW, Carlson GP, Species comparison of hepatic and pulmonary metabolism of benzene. Tcodcology, 139 (3) 207-217 1999.
12. Manenti G, Dragani TA, Della GP, Effects of phenobarbital and 1,4-Bis [2-(3,5-dichloropyridyloxy)] Benzene on differentiated functions in mouse liver. Chem. Biol.Interact. 64 (1-2), 83-92 1987.
13. Sakariri N, Kuzuhara H, Chemical behavior of benzylidene acetal groups bridging the contigous glucose residues in malto oligosaccharide derivatives. Carboyhydr. Res. 246 61-73 1993.
14. Mısra V, Kumar V, Pandey DS, Vısvvanathan PN, Biochemical alterations in fih fingerling exposed to subethal concentration of lenear alkyl benzene sulphonate . Arch. Environ. Contam. Toxicol. 21 (4) 514-517 1991. 15. Sukhodub AL, Activity of microzomal liver enzymes and
blood glucose level in normal and benzene-treated rats of various ages. Ukr.Biokhim. Zh. 69 (3) 119-121 1997. 16. Peters MM, Jones TW, Monks TJ, Lau SS, Cytotoxicity
and cell-proliferation induced by the nephrocarcinogen hydroguinone and its nephrotoxic metabolite 2,3,5- (Tris- Glutathione-S-yl) Hydroguinone. Carcinogenesis 18 (12) 2394-2395 1997.
17. inal M, Erkut I, Kanbak G, Hepatic malondialdehit and vvhole blood Glutathione levels in benzene-treated rats. Effect of a-Tocopherol. Ann. Med. Sci. 7, 10-13. 1998. 18. Povvley MW, Carlson GP, Cytochromes P450 Involved vvith
benzene metabolism in hepatic and pulmonary microsomes. J. Biochem. And Molecular Toxic.l4 (6) 303- 309 2000.
19. Duzhak TG, Gutkina NI, Tsyrlov IB, Lıakhovıch W, Comparision of cytochrome P450 forms induced by phenobarbital and 1,4-Bis (3,5-dichloropyridyloxy) benze ne in the mouse and rat liver. Biokhimiia, 53 (2), 188-195 1988.
20. Bohringer, Mannheim, Biochemical Information, Hexokinase 113, 1973.
21. Jerrold HZ, Biostatistical Analysis. Prentice- Hail, Inc., Englevvood Cliffs New Jersey 138-178 1984.
22. Aki N, Shougo K, Shinsuke M, Takashi Y, Comparison of the mutations induced by p-benzoguinone, a benzene metabolite, in human and mouse cells, Mutation Research/Genetic Toxicology and Environmental Mutagenesis, 470 (2), 147-153 2000.
Yazışma Adresi __________ :
23. Luigi P, Francesco P, Serena R, Andrea P, Analysis of benzene toluene, ethylbenzene and (
in biological samples from the general population.H of chromatography B. Biomed. Sci. App. S0378-fl>, pr(
00446-7 Oct2001
24. Kanno H, Hexokinase: gene structure and mutatioH practice research clinical haematology 13 (1) 83-88:beC 25. Golestani A, Nemat GM, Hexokinase binding o'm
and tumoral human brain mitochondria 215 (1-2) H 2000.
26. Marazzini A, Chelotti L, Barraı I, Loprıeno N, Baral^B vivo genotoxic ınteractions among three phenolickştırc ne metabolites. Mutat. Res. 341 (1) 29-46 1994. • 27. Schlosser PM, Bond JA, Medınsky MA, Ben;:e%ik< phenol metabolism by mouse and rats liver micro^l Carcinogenesis 4 (12) 2477-2486 1993.
28. Nakagavva M, Tsukada T, Nakayama T, Matsuura K,H A, Savvada H, Identification of two dihydB dehydrogenases associated with 3 (17) ir hydroxysteroid dehydrogennase activity in mouse kfl J. Biochem 106 (4) 663-668 1989.
29. Kende AS, Ebetino FH, Drendel WB, SundaralıngaıM Glover E, Poland A, Sturucture-activity reletionshj bispyridyloxybenzene for ınduction of mouse hser|(
aminopyrine N-demethylase activity. Chemical, Bioloı and X-ray crystallographic studies. Mol. Pharmocol 28K 445-453 1985.
30. Adams PE, Feıl VJ, Poulson GD, Metabolism of P" sulphadimethothoxane in swine. Xenobiotica 26 (9),fl
933 1996. iol
31. Mark RL, Cammey EC, Paul MS, A Revievv of Qı-antitîjır Studies of Benzene Metabolism. Critical Reviews| Toxicology, 31 (3), 285-311 2001
32. Frantz C E, Chen H, Inhibition of human Topoizomeraa 91 gt in vitro by bioactive benzene metabolites. Environmet health perspectives supplements. 104. (6) 1319-lî ' 1996.
33. Kalf KF, recent advances in the metabolis and toxidtyl benzene CRC critical revievvs in Toxicology 18 (2) 141-1} 1987.
34. Jablonicka A, Vargova M, Karelova J, Cytogenetic analy» of peripheral blood lymphocytes in workers exposedt benzene. Journal of Hygiene, Epidemiology, microbioloj and Immunology 81 (2) 113-127 1987.
35. Jones-Y A, Anderson D, Lovel DP, Jenkinson PC, AnalyJ of chromosomal aberations in vrorkers exposed to ta level benzene. British Journal. Of Industrial Medicine 47, 48-51 1990.
36. Rupa DS, Reedy PP, Reddi OS, Genotoxic effect of benze
ne hexachloride in cultured human lymphocytes. Human genetics 83 271-273 1989.
184
Yrd. Doç. Dr. Egemen Dere