| >ııııımmMMiiıiıiHiıııııııiHiMiııııımtMiıımııııııııııııım»)i«iMwmHMHuıııuuııııiMİiMi
! Şehir Köşesi
İKİ KAYIP
Eskiden seyf-ii kalem diye bir terkip vardı. Kılınç ve kalem iki şerefli şey olarak mektep lerde öğretilirdi her ikisine sa hip olanlar takdir edilirdi.İk i giin ara ile kılınç ve ka lem sahiplerinden birer kıymet kaybettik. Kara Kuvvetleri Ko mutanı Orgeneral Şükrü Kanat- lı’ nın cenaze merasimi Taksim meydanından hazin bir surette geçirilirken, bu meydana bakan binalardan birinde oturan İs mail Habip Sevük bir kalb buh ranı neticesinde son nefesini ve riyordu.
Kılınç sahibi Şükril Kanatlı yı bir yolculukta tanımıştım. Nazik, güler yüzlü, vakur bir şahsiyete sahipti. Vücudünü ke mirmekte olduğunu sonradan öğrendiğimiz melun hastalığı tebessümü altında saklamağa muvaffak oluyordu.
İsmail Habip Sevük’ ten, otuz yıl evvel bahsedildiğini, o tarih te neşredilen "Güneş” isimli mecmuada görmüştüm. O ara lık, Türk Teceddüt Edebiyatı isimli bir eser yazmıştı, şair ve muharrir üstad Cenap Şahabed- din tarafından tenkid edilmişti. İsmail Habip aynı mecmuada cevap yazmış, münakaşa İlci ta rafın birer yazısı daha neşredil dikten sonra tatlıya bağlanmış- l
I
ti.j
Ne tatlı bir münakaşa idi!1
İsmail Habip, Ccna.p Şalıabrd
- f
dinin ûstadlığına, Cenap Şaha
- 1
beddin onun kıymetine hürmet
f
ediyordu ve okuyucular da. hay
- 1
ranlıklannı gizlemiyorlardı. \ Şimdi, ötede - eğer bir ötesi
1
varsa - bu iki çelebi ve güzellik \ âşıkı ruh buluştular.
İSTANBULLU
!
. V I
BİR