SALI,30 Ekim 2001
r
*, I
i
á
'UNDEM
m
%
v«*i
fa* <MB&! Wm
Devletle barışıyor
Nazım Hikm et çok uzun yıllar yasaklandığı, tabu kabul edildiği vatanında artık hakettiği yeri alma yolunda. Nazım Hikm et'in eserleri artık yasak değil. G erçi oyunları için çeşitli engeller çıkarılm ıyor değil; ancak Nazım artık "D evlet"le de barışıyor. Kültür Bakanlığı'nın U N ESCO nezdindeki girişim leri
sonucu 2002 “ Nazım Y ılı" olarak kabul
edildi. Dünyaca ünlü piyanist Fazıl Say'ın
N azım H ikm et'in şiirlerinden yola çıkarak bestelediği "N azım " adlı eser,
de 4 Ekim 'de ilk kez Ankara'da seslendirilm işti. Eseri
Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, Kültür
Bakanlığı Devlet Çok Sesli Korosu
seslendirmişti.
Bı
ir zamanlar yasak üstüne yasak konulan ünlü
ozanımız Nazım Hikmet'in şiirleri artık bayramlarda
da okunmaya başlandı. Antalya'daki törenin açılışını
yapan Edebiyat Öğretmeni Vedat Sümbül, Nazım'ın,
"K u vayı Milliye Destanı"ndan bazı bölümler okudu.
I
1 Cumhuriyet
' COŞKUSU
O
İSTANBUL'da gün boyu Cumhuriyet coşkusu yaşandı. AKM'deki resepsiyonda Vali Erol Çakır, 78. yıl coşkusunun, Cumhuriyet'in sonsuza dek yaşatılacağının göstergesi olduğunu söyledi.Kentin tüm ilçelerinde ve beldelerinde de balolar ve fener alayları düzenlendi. Yürüyüşe katılan on binlerce İstanbullu Atatürk'e sevgi ve saygılarını ifade ettiler. Balolara katılan çiftler ise Cumhuriyet'in ilk yıllarındaki kıyafetlerle dans ettiler.
Tribün çöktü
18 yaralı
O
Kocaeli'nin Kandıra İlçesi'nde, Cumhuriyet Bay ramı kutlamalarına katmanla rın bulunduğu bir tribünün çökme si sonucu 18 kişi yaralandı. Kent stadında saat 10.00'da başlayan kutlamalarda, askeri birlikler ve si vil toplum örgütlerinin geçit resmi sırasında, halkın bulunduğu 3 tribünden biri çöktü. Kandıra Devlet Hastanesi'nde tedavi altına alınan 18 kişinin sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi.C
UMHURİYET’İNkuruluşunun 78. yıldönümü
dün tüm yurtta, dış
temsilciliklerde ve KKTC’de
büyük bir coşku içinde kutlandı.
Gündüz yapılan törenlere ek
olarak gece de çeşitli etkinlikler
ve fener alayları düzenlendi.
Antalya’daki kutlamalara ise ünlü
şair Nazım Hikmet damgasını
vurdu. Törende, Nazım’ın,
“Kuvayı Milliye Destanı”ndan
bazı bölümler okundu. Antalya’da
yağmur nedeniyle spor salonunda
yapılan törenler sırasında Nazım
Hikmet’in şiirlerinden pasajlar
okundu. Yabancı turistlerinde
izlediği törenlerde bazı öğrenciler
baygınlık geçirdi. Törenlerde
Çağlayan Lisesi’nin Türkiye
birincisi folklor ekibi gösteri
yaptı. Öğrencilerin şürler
okuduğu tören sırasmda, törenin
sunuşunu yapan Özel Akdeniz
Koleji Edebiyat Öğretmeni Vedat
Sümbül. Nazım Hikmet’in
şiirlerinden pasajlar okudu.
Sümbül, Nazım’ın “Kuvayı Milliye
Destam’’nda. Büyük Taarruz
öncesi Afyon Kocatepe’deki
Atatürk’ü anlattığı bölüm ile
“Davet” adlı şiirlerini okudu.
Bando
'O n iki
D e v
Adam'ı
Avrupa Basketbol Şam piyonasının dillerden düşmeyen, m illi takım ım ız için Athena Grubu tarafından bestelenen "12 Dev Adam " parçası, kutlama törenlerinde de popülerliğini sürdürdü.
Çanakkale'de Boğaz Komutanlığı Bandosu, "O n iki Dev Adam " parçasını seslendirirken büyük alkış aldı. Adana'da da öğrenciler, öğretmenler ve sporcular Adana Büyükşehir Belediye Bandosu'nun seslendirdiği "12 Dev Adam " ve Kayahan'ın "G önül Sayfam " parçaları eşliğinde yürüdüler.
arışın |
bir kurda
benziyordu
•
Özel Antalya Koleji Edebiyat
Öğretmeni Vedat Sümbül'ün
Cumhuriyet Bayramı töreninde, Nazım
Hikmet in, “Kuvayı Milliye Destanfndan
okuduğu bazı bölümler şöyle:
Dağlarda tek tek ateşler yanıyordu
Ve yıldızlar öyle ışıltılı, öyle ferahtılar ki
şayak kalpaklı adam
nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden
güzel, rahat günlere inanıyordu
ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki
mavzerinin yanında,
birdenbire beş adım sağında onu gördü.
Paşalar onun arkasındaydılar.
O , saati sordu.
Paşalar: "Ü ç" dediler.
Sarışın bir kurda benziyordu.
Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.
Yürüdü uçurumun başına kadar,
eğildi, durdu.
Bıraksalar
ince uzun bacakları üstünde yaylanarak
ve karanlıkla «akan bir yıldız gibi kayarak
Kocatepe'den Afyon Ovası'na atlayacaktı.
(...)
Dört nala gelip Uzak Asya'dan
Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan
bu memleket bizim.
Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar
çıplak
ve ipek bir halıya bezenen toprak,
bu cehennem, bu cennet bizim.
Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın,
yok edin insanın insana kulluğunu,
bu davet bizim ...
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
ve bir orman gibi kardeşçesine,
bu hasret bizim ...
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi