• Sonuç bulunamadı

Alantar'ın yağlı boya resim sergisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Alantar'ın yağlı boya resim sergisi"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Âlantar’ın yağlı boya resim sergisi

ERDAL ALANTAR

Gültekin ELİBA L

Yirmi yıldan beri, çalışmaları nı Paris’te sürdüren ressam Er dal Alcntar (1932). son bir yı­ lın yağlıboya yaratılarını. Be bek/Akbank Sanct Galerisinde sergiledi.. Bu sergiyle, galeri­ ler sayısına bir yenisi ekleni­ yor. topluca da Erdal’ın yağlı boyalarım İzlemiş oluyorduk.. Yirmiye yakın yağlıboya tab­ lodan ikisini Alantar ülkeye gel­ diği yağ dinlenmesi ve özlem gidermesi sırasında yaomış.. Diğerleriyle arasında bir bi­ çere ve birliktelikten uzak ol­ mayışı, konuşurken ilettiğimiz­ de. sevincini gizlemedi..

«Demek kİ. Icdoğa önemli.. Nerede olursan ol, resim ya­ pıyorsun, sürdürüyorsan bu işi. kendi getireceğin tadı, dünya nı, evrenini, birliktelikte, tek’llk te düğümleyeceksin..» diyordu.

Alantar, ilkin doğa’dan yola çıkmış, anımsadığım bir «görü nü» de bile deviniyi/hareketl, başlatmanın, basamaklamanın İCtenliğindeydi.. Sonra yıllar, yıllcrı kovaladı..

Erdal, yağlıboyalarını İzle yenlere, aydınlık bir soru so­ rabilir mi?.. «Alışkanlık mı?.. Sevgi mi?..» Alışkanlığın üs­ tünde, hfç mi hic yineleme ge tirmeyen, yineleme olmayan, aşamalı tekniğinde evrenselliği üstlenmiş, yüreklice..

Erdal Alantar'a göre, yeryü zünde bir sevgi vardır. Ya da yeryüzünde sevgi yazılıdır, cn lamok isteyene, eğilenine. Kim ki anlar, mutlu O'dur, payını alır.. Erdal «devini resmi», «ta­ vır resmi»nin kimliğidir, ürkme sizce, yalınca. Erdal böylesi- ne çiziyor, boyuyor, bir andan bir an'a, diğer an’dan bir baş- kc an’a resim-yazı, yakıştırma

sı uygun düşerse, actıon ile. ya da geste ile yürüyor yara-

tılarında..

«Devini ve tutum resim» an lotısı, uygulaması güçlü bir teknik ister. Erdal bu tekniklen menin geçitlerinde, basamakla rında gerçekçi cabalar göster mlş, belgelemiştir.. Yağlıboya, fresk, diğer karışık teknikler, özgünbaskı halı dokumacılığı, metalürli uğrcşcılığı. büyük bir duyarlığı içeren gözlemcilik, A - lantar’ın kabına sığamıyan kim fiğinden bu son yağlıboyalarına ulaşmamızı sağlıyor.. Elbettekl Erdal, musiki evreninin adamı dır.. Erdal gene ve elbette ül­ kesinin yoğrulmuş bir bireyidir. Ne ver ki Erdal, tümlenme yo­ lunda ayırım yapmaz.. Kaynak lanması, konulanması, vürekll ligidir. İçinden geldiği gibi, soyluca vurguyu elden bırak­ mamak yöntemselliğidir O ’nun kişiliğidir.

Ressam Erdal Alantar, devi nlyl cçıklıyor, sevdiriyor, anım satıyor, yüceltiyor ve onsuz

olunamayacağını resimliyor. Erdal, deviniyl donduruyor.. Ye niden yasatmak ¡cin, evrenin onsuz olamayacağım göster­ mek için gizemliliği, bir güçler birliğini yeniden ele alıyor. Y c - pıtlarındakl acunsal bir devini yl, doğumun muştulanması olarak, görmek, duymak olası, ölüm de, ölüm sonrası da bel gelenlyor bu yağlıboyalarla.. Tüm yaşem. belki de bir ges- te/tovır, tutumdur, renkler, elz giler alaşımında.

Erdal Alantar, yineleyelim kİ, doğaçtan kimliğinde, devi niy'e yoğrulmuştur.. Birden bir kıpırtı alıyor çevresini, cev resine hemen aktarmalıdır bu nu. Kavrıyor, kavratıyor. Işık lı, renkli, kimi kez seçilmiş fi­ gürler bu evrene motif oluyor. Alaşımın doğurganlığı, tablo­ ya ulaşan bir gözü alıp, vü- cutlaşıyor, doğumdan önce, ö- lümden sonraki doğumlara ha zırlıyor, devlnisinln musikisi, resimlerinde, kendisiyle birlik te çevresini de..

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Ta h a T o ro s Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Büyük proteinler işbirlikçidirler; allosteri (aşağıda anlatılacak) ve çok değerli (mültivalent) bağlar oluş- tururlar; bu süreçler birçok özdeş etkin nokta

Saat yap›mc›lar›, sanki saatleri hiç dur- madan binlerce y›l çal›flacakm›fl gibi konufluyor ol- salar da, tipik bir sezyum saati 20 y›ldan daha uzun

Cenub doğudan şimal batıya doğru en dibde büyük kurşun kubbeli izzet Mehmedpaşa camii, onun üstünde ki- remid kubbeli Köprülü Melvmed Paşa camü, onun

Sanki onun bir parça­ sı olan bu insanlar, dışardan içeriye bakarken Ruhi Bey içerden dışarı­ ya bakmaktadır. İki yönlü bir yol­

Siyah boyalı yazı masası, ortada küçük yuvarlak bir masa ve karşıda üst kenarı bir kale burcu gi­ bi inip çıkan büyük bir dolap bulunuyordu; du­ var

Primer infertilite grubunda operasyon sonrası, operasyon öncesine göre sperm motilitesinin ve total motil sperm sayısının, sekonder infertil grupta ise sperm sayısının, sperm

Deneylerde poli(3,4-etilendioksitiyofen) (PEDOT) sabit gerilim uygulayarak ve CV yöntemi ile altın (Au), platin (Pt) ve camsı karbon (GCE) elektrotlar üzerine

Çalışmanın sonucunda, klasik gitar alanında yapılan tezlerin yarısından fazlasının yüksek lisans tezi olduğu, en çok tezin 2010 yılında yapıldığı, yılda ortalama