• Sonuç bulunamadı

Kaşmir örme kumaşların ısıl konfor özellikleri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kaşmir örme kumaşların ısıl konfor özellikleri"

Copied!
104
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

GİYİM ENDÜSTRİSİ VE GİYİM SANATLARI EĞİTİMİ

ANA BİLİM DALI

GİYİM SANATLARI EĞİTİMİ BİLİM DALI

KAŞMİR ÖRME KUMAŞLARIN

ISIL KONFOR ÖZELLİKLERİ

Selma DOLANBAY DOĞAN

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Danışman

Doç. Dr. Nurgül KILINÇ

(2)
(3)
(4)
(5)
(6)

ÖNSÖZ

Bu araştırma, Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Giyim Endüstrisi ve Giyim Sanatları Eğitimi Ana Bilim Dalında yüksek lisans tezi olarak hazırlanmıştır.

Bu araştırmanın planlanmasında katkılarını ve desteğini esirgemeyen ve her zaman yol göstericim olan danışman hocam Sayın Doç. Dr. Nurgül Kılınç’a, numune üretimlerinde tez çalışmama inanarak destek olan Silk & Cashmere firmasının yönetim kurulu üyesi Sayın Selmin Korman’a, üretim süreçlerini beraber takip ettiğimiz Sayın Öznur Çavuşoğlu’na, testler sırasında yardımcı olan Yrd. Doç. Dr. Gonca Özçelik Kayseri’ye ve tezimi finanse eden S. Ü. Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinatörlüğü’ne sonsuz teşekkürlerimi sunarım.

(7)

İÇİNDEKİLER Sayfa No Özet ... iii Summary ... iv Önsöz ... v İçindekiler ... vi Kısaltmalar ... ix Tablolar Listesi ... x Şekiller Listesi... xi 1. GİRİŞ ... 1

1.1. Müşteri Talepleri ve Giysi Seçimi ... 1

1.2. Konforun Tanımı ... 2

1.3. Konfor Algısı ... 3

1.4. Isıl Konfor ... 4

1.4.1. Isıl Konfor Fizyolojisi ... 5

1.5. Kumaş Özelliklerinin Isıl Konfor Özelliklerine Etkisi ... 9

1.5.1. Lif Türünün Etkisi ... 9

1.5.2. Örgü Türünün ve İplik Özelliklerinin Etkisi ... 14

1.5.3. Uygulanan Terbiye İşlemlerinin Etkisi ... 17

1.6. Isıl Konforun Değerlendirilmesi ... 19

1.6.1. Objektif Yöntemler ... 19

1.6.2. Subjektif Yöntemler ... 20

1.7. Kaşmir Lifleri ... 21

1.7.1. Kaşmir Liflerinin Tanımı ... 21

1.7.2. Kaşmir Liflerinin Özellikleri, Kalitesi ve Kullanım Alanı ... 22

1.7.3. Kaşmir Liflerinin Dünya Genelinde Üretimi ve Tüketimi ... 24

1.8. Araştırmanın Önemi ... 24

1.9. Araştırmanın Amacı ... 25

1.10. Tanımlar ... 25

1.11. İlgili Araştırmalar ... 26

(8)

2.1. Araştırmanın Modeli ... 29

2.2. Evren ve Örneklem Seçimi ... 29

2.3. Varsayımlar ... 30

2.4. Kapsam ve Sınırlılıklar ... 30

2.5. Veri Toplama Tekniği ... 30

2.5.1. Kumaşların Yapısal Özelliklerinin Ölçümü ... 31

2.5.1.1. Kumaşların Gramaj Ölçümü ... 31

2.5.1.2. Kumaşların Kalınlık Ölçümü ... 31

2.5.2. Kumaşların Isıl Konfor Özelliklerinin Ölçümü ... 32

2.5.2.1. Kumaşların Isı Geçiş Özelliklerinin Ölçümü ... 32

2.5.2.2. Kumaşların Bağıl Su Buharı Geçirgenlik Özelliklerinin Ölçümü .... 35

2.5.2.3. Kumaşların Hava Geçirgenlik Özelliklerinin Ölçümü ... 37

2.5.2.4. Kumaşların Nem İletim Özelliklerinin Ölçümü ... 38

2.6. Veri Analiz Tekniği... 41

3. BULGULAR ... 43

3.1. Kumaşların Yapısal Özelliklerinin Ölçüm Sonuçları ... 43

3.2. Kumaşların Isıl Konfor Özelliklerinin Ölçüm Sonuçları ... 44

3.2.1. Kumaşların Isı Geçiş Özelliklerinin Ölçüm Sonuçları ... 44

3.2.2. Kumaşların Su Buharı Geçirgenlik Özelliklerinin Ölçüm Sonuçları ... 45

3.2.3. Kumaşların Hava Geçirgenlik Özelliklerinin Ölçüm Sonuçları ... 46

3.2.4. Kumaşların Nem İletim Özelliklerinin Ölçüm Sonuçları ... 46

4. DEĞERLENDİRME ve TARTIŞMA ... 47

4.1. Örgü Tipi Değişiminin Isıl Konfor Özelliklerine Etkisi ... 47

4.2. Örgü Sıklığı Değişiminin Isıl Konfor Özelliklerine Etkisi ... 55

4.3. Katlı İplik Kullanımının Isıl Konfor Özelliklerine Etkisi ... 62

5. SONUÇ VE ÖNERİLER ... 72

5.1. Sonuçlar ... 72

5.2. Öneriler ... 72

KAYNAKÇA ... 74

(9)

EK 1: Literatürde Yer Alan Konforun Değerlendirildiği Bazı Çalışmalarda

Kullanılan Yöntemler ... 84

EK 2: Literatürde Yer Alan Isıl Konforun Objektif Olarak Değerlendirildiği Bazı Çalışmalarda Ölçülen Parametreler ve Kullanılan Cihazlar………...87

(10)

KISALTMALAR b: Isıl Soğurganlık (Ws1/2/m2K) G: Gramaj (g/m2) HG: Hava Geçirgenliği (lt/ m2s) K: Kelvin lt: Litre

MAR: Kumaşın Maksimum Absorbsiyon Hızı m: Metre

MMT: Moisture Management Tester (Nem İletim Özellikleri Ölçüm Cihazı) MWR: Kumaşın Maksimum Islanma Çapı

OMMC: Kumaşın Çok Yönlü Nem İletim Kapasitesi OWTC: Kumaşın Tek Yönlü İletim Kapasitesi p: Bağıl Su Buharı Geçirgenliği (%)

pes: Poliester

R: Isıl Direnç (m2K/W)

SS: Kumaşın Sıvı Yayılma Hızı t: Kalınlık

W: Watt

WHO: Dünya Sağlık Örgütü WT: Kumaşın Islanma Süresi λ: Isıl İletkenlik (W/mK)

(11)

TABLOLAR LİSTESİ Sayfa No

Tablo 1: Numune Kumaşlar ve Özellikleri ... 29

Tablo 2: Deneysel Çalışmada Test Edilen Özellikler ve Kullanılan Test Cihazları .. 31

Tablo 3: Numunelerin Gramaj ve Kalınlık Değerleri ... 43

Tablo 4: Numunelerin Isıl Özellik Değerleri ... 44

Tablo 5: Numunelerin Su Buharı Geçirgenlik Değerleri... 45

Tablo 6: Numunelerin Hava Geçirgenlik Değerleri ... 46

Tablo 7: Örgü Tipi Değişiminin Isıl İletkenlik Üzerine Etkisi ... 48

Tablo 8: Örgü Tipi Değişiminin Isıl Direnç Üzerine Etkisi ... 49

Tablo 9: Örgü Tipi Değişiminin Isıl Soğurganlık Üzerine Etkisi ... 51

Tablo 10: Örgü Tipi Değişiminin Bağıl Su Buharı Geçirgenlik Üzerine Etkisi ... 52

Tablo 11: Örgü Tipi Değişiminin Hava Geçirgenlik Üzerine Etkisi ... 55

Tablo 12: Örgü Sıklığı Değişiminin Isıl İletkenlik Üzerine Etkisi ... 56

Tablo 13: Örgü Sıklığı Değişiminin Isıl Direnç Üzerine Etkisi ... 57

Tablo 14: Örgü Sıklığı Değişiminin Isıl Soğurganlık Üzerine Etkisi ... 58

Tablo 15: Örgü Sıklığı Değişiminin Bağıl Su Buharı Geçirgenlik Üzerine Etkisi .... 59

Tablo 16: Örgü Sıklığı Değişiminin Hava Geçirgenlik Üzerine Etkisi... 61

Tablo 17: Katlı İplik Kullanımının Isıl İletkenlik Üzerine Etkisi ... 63

Tablo 18: Katlı İplik Kullanımının Isıl Direnç Üzerine Etkisi ... 65

Tablo 19: Katlı İplik Kullanımının Isıl Soğurganlık Üzerine Etkisi ... 67

Tablo 20: Katlı İplik Kullanımının Bağıl Su Buharı Geçirgenlik Üzerine Etkisi ... 68

(12)

ŞEKİLLER LİSTESİ Sayfa No

Şekil 1: Subjektif Olarak Konfor Algısının Akış Şeması ... 3

Şekil 2: İnsan Vücudunun Termoregülasyon Mekanizması ... 6

Şekil 3: Kaşmir Keçisi ... 21

Şekil 4: SDL Atlas M034A Model Kumaş Kalınlığı Ölçüm Cihazı ... 32

Şekil 5: Alambeta Cihazı ... 33

Şekil 6: Alambeta Cihazının Şematik Görünümü ... 33

Şekil 7: Permetest Cihazı ... 36

Şekil 8: Permetest Cihazının Çalışma Prensibi ... 37

Şekil 9: Textest FX 3300 Hava Geçirgenliği Cihazı ... 38

Şekil 10: MMT Cihazı ... 39

Şekil 11: MMT Sensörlerinin Şematik Görünümü (a) Sensör Yapısı, (b) Ölçüm Halkaları ... 40

Şekil 12: Örgü Tipi Değişiminin Isıl İletkenlik Üzerine Etkisi ... 47

Şekil 13: Örgü Tipi Değişiminin Isıl Direnç Üzerine Etkisi ... 48

Şekil 14: Örgü Tipine Göre Kalınlık Değerleri ... 50

Şekil 15: Örgü Tipi Değişiminin Isıl Soğurganlık Üzerine Etkisi ... 51

Şekil 16: Örgü Tipi Değişiminin Bağıl Su Buharı Geçirgenlik Üzerine Etkisi ... 52

Şekil 17: Örgü Tipine Göre Gramaj Değerleri ... 53

Şekil 18: Örgü Tipi Değişiminin Hava Geçirgenlik Üzerine Etkisi ... 54

Şekil 19: Örgü Sıklığı Değişiminin Isıl İletkenlik Üzerine Etkisi ... 56

Şekil 20: Örgü Sıklığı Değişiminin Isıl Direnç Üzerine Etkisi ... 57

Şekil 21: Örgü Sıklığı Değişiminin Isıl Soğurganlık Üzerine Etkisi ... 58

Şekil 22: Örgü Sıklığı Değişiminin Bağıl Su Buharı Geçirgenlik Üzerine Etkisi ... 59

Şekil 23: Örgü Sıklığı Değişiminin Hava Geçirgenlik Üzerine Etkisi ... 61

(13)

Şekil 25: Katlı İplik Kullanımının Isıl Direnç Üzerine Etkisi ... 65

Şekil 26: İplik Kat Sayısına Göre Kalınlık Değerleri ... 66

Şekil 27: Katlı İplik Kullanımının Isıl Soğurganlık Üzerine Etkisi ... 67

Şekil 28: Katlı İplik Kullanımının Bağıl Su Buharı Geçirgenlik Üzerine Etkisi ... 68

(14)

1. GİRİŞ

1.1. Müşteri Talepleri ve Giysi Seçimi

Tekstil endüstrisindeki küresel rekabet tekstil firmalarını başarılarının devamlılığını sağlayabilmek için rekabetçi olmaya zorlamaktadır. Bu nedenle tüketici ihtiyaçlarını ve taleplerini anlamak firmalar için zorunluluk haline gelmiştir.

Müşterilerin giysi talepleri, değişen dünya ve gelişen teknoloji sayesinde farklılaşmıştır. Giysinin sadece güzel görünmesi yeterli olmamakta, giysinin kişiyi iyi ve rahat hissettirmesi de önemli talepler arasında yer almaktadır. Wong ve Li (2002) araştırmalarında, konforun ve vücuda uygunluğun giysi seçimini etkileyen en önemli iki özellik olduğunu tespit etmişlerdir. Benzer şekilde Kaplan ve Okur da (2008) araştırmalarında, araştırmaya katılan tüketicilerin giyimde aradıkları en önemli özelliklerin konfor ve vücuda uygunluk olduğunu belirlemişlerdir. Silverman’in raporuna göre Uluslararası Araştırma Enstitüsü’ nün sosyal değişiklikleri göz önüne alarak yaptığı bir araştırmada, araştırmaya katılan tüketicilerin %81’inin giyimde aradıkları en üst özelliğin konfor, takibinde kolay bakım ve dayanıklılık olduğu belirtilmiştir (Li ve Wong, 2006a: 1).

Çoğu toplumlarda giysi zenginlik, statü, meslek, yaş, durum ve cinsiyetin ifade edilmesidir. Toplumlarda kıyafet seçimini etkileyen faktörler; sosyal faktörler, ekonomik faktörler, çevresel faktörler ve fizyolojik faktörler olmak üzere dört ana gruba ayrılmıştır. Bu grupları oluşturan etkenler aşağıda belirtilmiştir.

• Sosyal faktörler: Kişinin yaşadığı yer, kültürel geçmiş, yetiştirilme tarzı, cinsiyet, meslek, durum ve sosyal statüsüdür.

• Ekonomik faktörler: Sosyo-ekonomik durum, bireyin sosyo-ekonomik statüsü ve teknoloji/materyal kullanılabilirliğidir.

• Çevresel faktörler: İklim koşulları, zor durumlardan korunma, olağan dışı yerleri (deniz dibi, uzay) kapsar.

• Fizyolojik faktörler: Kişinin yaşı, sağlık durumu, vücudun fiziksel yapısı, vücudun ısıl tepkisi, aktivite seviyesidir (Das ve Alagirusamy, 2010: 2).

(15)

1.2. Konforun Tanımı

Konfor, farklı disiplinleri içinde bulundurması nedeniyle karmaşık bir konudur. Hu (2006) konforun insanoğlu için temel ve evrensel bir ihtiyaç olduğunu ve tanımlaması zor, karışık ve net olmayan bir konu olduğunu belirtmiştir.

Literatürde rastlanan konfor ile ilgili bazı tanımlar aşağıda belirtilmiştir.

•Türk Dil Kurumu, Güncel Türkçe sözlüğünde; “günlük hayatı kolaylaştıran maddi rahatlık” olarak tanımlanmaktadır.

•Oxford’un sözlüğünde; “ağrı ve şikayetten kurtulma ve fiziksel rahatlık durumu” olarak tanımlanmaktadır.

• Slater’e (1985) göre insan ve çevre arasındaki fizyolojik, psikolojik ve fiziksel uyumun memnuniyet verici durumudur.

• Memnuniyetsizlik ve konforsuzluk hissinin bulunmaması veya memnuniyetin daha canlı durumu ile kıyaslandığında nötr bir durumdur (Milenkovic vd., 1999: 101).

• Belirli çevre koşullarında giysiyi giyen kişinin fizyolojik hissi veya yargısıdır (Wong vd., 2005: 321).

•Giysinin, insanın hoşnutluk ve rahatlığıyla belirlenen ortam veya çevreyle uyumu, tutarlılığı olarak düşünülebilir (Ravandi ve Valizadeh, 2011: 61).

Wong (2002) konforun temel bileşenlerini aşağıda belirtilen şekilde tanımlamıştır:

1- Konfor, çeşitli duyuların subjektif algısı ile ilgilidir.

2- Konfor; görsel (estetik), ısıl, dokunma ve ağrı gibi insan duyularının birçok yönünü içerir.

3- Subjektif algılar, ilgili duyusal algıların formüle edildiği, ölçüldüğü, birleştirildiği, geçmiş deneyimlere ve gelecek isteklere karşı biçimlendirildiği konfor durumunun toplam değerlendirmesini içeren psikolojik bir süreci kapsar.

4- Kişinin konfor durumunun belirlenmesinde vücut-giysi etkileşimi önemli rol oynar.

5- Dış çevrenin kişinin konfor durumu üzerinde önemli bir etkisi vardır.

Konfor genel olarak ısıl konfor, duyusal konfor, ergonomik konfor ve psikolojik konfor olmak üzere dört farklı bölümde sınıflandırılmıştır.

(16)

Isıl konfor, kumaşta ısı ve nem geçişini sağlayarak sıcaklık ve nem rahatlığına ulaşma durumudur.

Duyusal konfor, tekstilin cilt ile direkt teması sonucu ortaya çıkan mekanik algılamalar olarak tanımlanmaktadır. Pürüzsüzlük ve yumuşaklık memnuniyet algısına; kaşındıran, sert ve cilde yapışan tekstiler memnuniyetsizliğe neden olabilmektedirler.

Ergonomik konfor, giysinin bedene uygunluğu ve hareket özgürlüğü ile ilgilenir. Ergonomik konfor giysinin kalıbı ve materyalin elastikliğine bağlıdır.

Psikolojik konfor, kişisel tercihlerden, modadan ve ideolojiden etkilenir (Shishoo, 2005: 177-178; Li ve Wong, 2006a: 4).

1.3. Konfor Algısı

Konfor; fiziksel, fizyolojik ve psikolojik süreçlerin birbiri ile eş zamanlı etkileşimi sonunda subjektif olarak algılanır. Bu süreçler şematik olarak şekil 1’de gösterilmiştir.

Şekil 1: Subjektif Olarak Konfor Algısının Akış Şeması

Kaynak: Li ve Wong, 2006b: 10 Giysi ve Çevre Vücut ve Çevre Beyin Fiziksel Süreçler Fizyolojik Süreçler Psikolojik Süreçler Toplam Algı

*Görsel Uyarı- Renk, Işık, Yansıma *Termal Uyarı- Isı ve Nem Transferi *Basınç uyarısı- Mekanik davranış *Dokunsal uyarı-Mekanik davranış

*Uyarıya Sinir Uçlarının Duyusal Tepkileri- Isıl, Basınç, Ağrı

*Isıl Düzenleyici Tepkiler- Terleme, Kan Akışı Kontrolü, Titreme

*Duyusal Algılama (Çeşitli duyumları değerlendirme/ tartma

(17)

Fiziksel süreçte insan vücudundaki duyusal organlara işaret veya uyarı gönderilir. İşaret ve uyarılar alındığında nörofizyolojik dürtüler üretilir ve beyne gönderilir. Terleme seviyesinin, kan akışının ve bazen de titreme ile ısı üretiminin ayarlanması gibi çeşitli mekanizmalar harekete geçer. Beyin duyusal sinyalleri işleme alır, değerlendirir ve geçmiş deneyimleri ve şimdiki istekleri tartarak subjektif algıyı tanımlar (Li ve Wong, 2006b: 9).

1.4. Isıl Konfor

İnsan vücudu ile çevresi arasındaki, fizyolojik, psikolojik ve fiziksel uyumun memnuniyet verici olma durumunu gösteren konforun en önemli parametrelerinden birisi ısıl konfordur (Marmaralı vd., 2006: 241).

ASHRAE (The American Society of Heating, Refrigerating and Air Conditioning Engineers) standartlarında ısıl konfor, çevrenin termal şartlarına karşı duyulan memnuniyet verici durum olarak ifade edilmiştir (Bedek vd., 2011: 792). ISO 7730 1994 standardına göre ise termal çevreyle uyumlu olma halini ifade eden düşünce durumu olarak tanımlanmıştır.

Isıl konfor, sıcaklık ve nem transferi ile kişinin vücut ısısının düzenlenmesini kapsamaktadır. Buradaki önemli parametreler; ısıl yalıtım, nefes alabilirlik ve nem yönetimidir (Shishoo, 2005: 177).

Fanger bir kişinin ısıl konforda olabilmesi için üç şart tanımlamıştır. Bu şartlar; •Vücut ısı dengesinde,

•Ter oranı konfor limitleri içerisinde,

•Ortalama cilt sıcaklığı konfor limitleri içerisinde olmasıdır (Song, 2009: 20). Giysiler, cilt ve çevre arasındaki ısı ve nem transferinde bariyer görevi görür (Havenith, 2002: 225). Giysiler, insan vücudunun %90’ınını kaplar. Bu nedenle giysinin ısıl iletim özellikleri çok önemlidir, vücudumuz dış ısıl çevreden gelen etkilerden giysi sayesinde korunur (Das ve Alagirusamy, 2010: 83). Isıl açıdan konforlu giysiler, farklı çevre koşulları ve aktivitelere bağlı olarak, vücudun değişen sıcaklık ve nemini transfer ederek vücudun ısı ve nem dengesinin korunmasında en önemli işlevi yerine getirirler (Marmaralı vd., 2006:241). Wong ve diğerleri (2005)

(18)

ıslak- ısıl konforun, konfor algısının yaklaşık %40’ını oluşturduğunu tespit etmişlerdir.

1.4.1. Isıl Konfor Fizyolojisi

Hu (2006) tarafından konfor fizyolojisinin önemli bulguları aşağıdaki gibi tanımlanmıştır.

• Cilt, vücut sıcaklığının korunması ile ilgili bazı özel doku ve hücreleri içeren ve algısal bilginin ortaya çıkarıldığı çok tabakalı yapısıyla önemli bir organdır.

• Vücutta üretilen ısının büyük bir kısmı üç ayrı mekanizma ile organlarda üretilir. Bu mekanizmalar; bazal ısı üretimi, titreme ve istemli eksersizdir.

• Daha sonra cilde transfer edilen ısı; iletim (kondüksiyon), taşınım (konveksiyon) ve ışınım (radyasyon) mekanizmaları ile çevreye iletilir.

• İstemsiz terlemeyi ve terlemeyi içeren gizli ısı kaybı termoregülasyonun en önemli mekanizmalarından biridir. Sistemin istemsiz terlemesi pasifken, terleme insan termoregülasyonu tarafından kontrol edilir.

İnsan Vücudunun Termoregülasyonu:

İnsanın sağlıklı kalabilmesi için vücut sıcaklığının dar bir aralıkta korunması ve ısı kaybının çok hızlı ya da çok yavaş olmaması gerekir (University of Washington, 2012). Nötr ortamda, istirahat anında, insan vücudu sıcaklığını 37°C civarında düzenler. Bu sıcaklık herkes için kesin olarak sabitlenmiş olmayıp gün içinde genellikle ± 0,8°C olarak değişiklik gösterebilir. Örneğin sabahları yatak istirahatinden sonra ölçüldüğünde 0,35°C’lik bir standart sapma ile ortalama 36,7°C olabilir. Akşam geç saatlerde en yüksek seviyesine ulaşıp tekrar ertesi sabah günlük ritmine göre azalır (Havenith, 2002: 222).

Bazal ısı üretimi, titreme ve istemli egzersiz sonucunda insan vücudu ısı üretir. Vücut sıcaklığının sabit tutulması için, çevreye ısı bırakılarak ısı üretiminin ısı kayıpları ile dengelenmesi gerekir. Bu süreç, ciltteki termoreseptör ve hipotalomus tarafından gönderilen sinyaller ile kontrol edilir. Isı üretimi ve ısı değişiminde; damar genişlemesi, damar büzülmesi, terleme ve titreme olmak üzere dört farklı mekanizma kullanılarak kontrol sağlanır. Örneğin yüksek aktivite durumlarında vücut sıcaklığı normalin üzerinde artış gösterdiğinde derideki kan damarları genişler, yüzeye daha

(19)

çok ısı taşıyan kan getirilir. Aynı zamanda ter salgı bezleri de uyarılır ve cilt yüzeyine gelen ısı cilt gözenekleri sayesinde vücuttan buharlaşır ve dolayısıyla vücut serinler. Bu buharlaşan ter ısı kaybının büyük bir bölümünü oluşturur. Az bir miktar ısı da aynı zamanda ciğerlerden su buharlaşmasıyla ve solunum sistemiyle devamlı olarak kaybedilir (Voelker vd., 2009: 1360; University of Washington, 2012). İnsanın termoregülasyon mekanizması şematik olarak şekil 2’de gösterilmiştir (Wang, 2002: 28).

Şekil 2: İnsan Vücudunun Termoregülasyon Mekanizması

Kaynak: Wang, 2002: 28.

İnsan Vücudu ve Çevre Arasındaki Isı Akışı:

Vücut ve çevre arasındaki ısı değişimi; iletim (kondüksiyon), taşınım (konveksiyon), ışınım (radyasyon) ve buharlaşma olmak üzere dört farklı şekilde meydana gelir. Isı değişiminin şematik görünümü şekil 3’te verilmiştir.

• İletim (kondüksiyon) ile ısı transferi: İletim ısının insan vücudundan çevreye direk transferidir (Hu vd., 2006: 190).

• Taşınım (konveksiyon) ile ısı transferi: Taşınım su veya havanın vücut etrafından blok hareketidir (Hu vd., 2006: 190).

(20)

• Işınım (radyasyon) ile ısı transferi: Işınım ısının cilt yüzeyinden enerji emisyonu vasıtasıyla kazanımı ya da kaybıdır (Hu vd., 2006: 190).

• Buharlaşma: Vücuttan buharlaşma vasıtasıyla ile ısı kaybıdır. Terlemeyi örnek olarak verebiliriz (Das ve Alagirusamy, 2010: 84).

Isı değişimiyle ilgili dış faktörler ise; sıcaklık, havanın nemi, rüzgarın hızı olarak belirtilmektedir (Havenith, 2002: 224-225).

Sıcaklık: Hava sıcaklığı yükseldiğinde vücudun taşınım, iletim ve ışınım ile sağlanan ısı kayıpları azalır. Eğer, çevre sıcaklığı cilt sıcaklığı üzerinde artarsa, vücut ısı bırakmak yerine çevreden ısı kazanır.

Havanın Nemi: Buhar halindeki nemin ciltten çevreye doğru veya tersine akıp-akmayacağı havadaki nem miktarı ile belirlenir.

Rüzgarın Hızı: Hava hareketinin büyüklüğü buharlaşma ve taşınım ile olan ısı kayıplarını etkiler. İki durum için de ısı değişimi rüzgar hızının artmasıyla artar.

İnsan Vücudunun Toplam Isıl Eşitliği:

Termal konfor, giysinin ısı ve buharlaştırılmış teri ciltten çevreye doğru iyi şekilde iletimine bağlıdır. İnsan vücudu termal çevre ile devamlı olarak ısı değişiminde bulunur. Isı değişimi ısı farklılıklarına bağlıdır. Bireyin termal konfor algısı vücut tarafından üretilen ısı ve ısı kaybı arasında sağlanan dengeye bağlıdır ve aşağıdaki eşitlikler ile ifade edilebilir (Hu vd., 2006: 191).

Q= H – R – E ( 1. Eşitlik)

Q: Vücut tarafından üretilen net ısı

H: Vücut tarafından üretilen ısı (metabolizma hızına bağlıdır) R: Solunum yoluyla ısı kaybı

E: Ciltten buharlaşma yoluyla ısı kaybı (ter)

Dengenin sağlanması için, Q değeri taşınım ve ışınım vasıtasıyla giysiden kaybedilmelidir.

Q= H – R – E= Qr + Qc (2. Eşitlik) Qr: Işınım tarafından ısı kaybı Qc: Taşınım tarafından ısı kaybı

Vücut tarafından üretilen ısı miktarı (H) ısı kaybından yüksek olursa, vücut fazla ısınır ve bu durumu telafi etmek için ciltten buharlaşma artar. Eğer cilt

(21)

soğuklaşırsa, vücut yüzey hava direncini artıran cildin pürüzlenmesine neden olan titreme ile tepki verir ve bu yüzden ısı transferine direnç artar (Hu vd., 2006: 191).

Isı ve Nem Transferi:

Isı transferi, yüksek sıcaklıktaki ortamdan düşük sıcaklıktaki ortama iletilen enerji oranını ifade etmektedir. Isı transferi iki ortam aynı sıcaklık ve dengeye ulaşıncaya kadar devam eder. İletilen enerji oranı ortamlar arasındaki sıcaklık farklılığına ve direnç derecesine bağlıdır (Song, 2009: 21).

Isı enerjisi; iletim, taşınım ve ışınım mekanizmalarında veya bunların kombinasyonunda oluşabilir (Hu vd., 2006: 190). Tekstillerin içerisinde ısı transferi genellikle üç farklı formda yer almaktadır. Birinci form, kuru koşullarda gerçekleşir ve iletim, taşınım ve ışınım mekanizmalarını içerir. İkinci form, istemsiz terin difüzyonunu içerir. Son form ise sıvı terin difüzyonunu içerir. Toplam ısı transferi; kuru ısı transferi, nem ve sıvı transfer bileşenlerinden meydana gelmektedir (Song, 2009: 22).

Tekstil materyallerinden su buharı transferi difüzyon, absorbsiyon/desorpsiyon ve taşınım gibi farklı süreçlerle sağlanır. Gözenekli (geçirgen) bir yapıdan sıvı transferi ıslanma ve kılcal ıslanma olmak üzere iki sırasal işlem gerektirir ve sıvı yayılımında ilk süreç ıslanmadır. Terleme durumunda, kılcal ıslanma konfor hissini sürdürmede en etkili süreçtir. Yüksek kılcal ıslanma özelliğine sahip giysilerde ciltten gelen nem kuru his vererek kumaşa yayılır ve sıvının yayılması nemin kolaylıkla buharlaşmasını sağlar. Sıvı, lifleri ıslatınca lifler arasındaki boşluklara ulaşır ve kapiler basınç yaratır. Sıvı bu basınçla zorlanır ve kapiler boyunca gözeneklerin dar sınırlarında içbükey eğim derecesine göre çekilir (Das vd., 2007: 101). Islanma daha geniş bir tanımlamayla katı yüzey üzerinde termodinamik etkileşimlerle bir sıvının taşınması olarak tanımlanmış bir süreçtir ve lif, iplik veya kumaşın sıvıyla temasının başladığı andaki davranışı açıklamak için kullanılır. Kılcallık ise sıvının kapilar kuvvetler etkisiyle gözenekli bir yapıda kapilar kanallar içinden hareketliliği olarak tanımlanabilir (Güneşoğlu, 2005: 74).

(22)

1.5. Kumaş Özelliklerinin Isıl Konfor Özelliklerine Etkisi

Bu bölümde lif türü, iplik özellikleri (eğirme yöntemi, numarası ve bükümü), örgü tipi ve uygulanan terbiye işlemlerinin ısıl konfor üzerindeki etkisi ilgili literatürden yararlanılarak açıklamaya çalışılmıştır.

1.5.1. Lif Türünün Etkisi

Yün lifleri; tekstil lifleri arasında en yüksek nem çekme özelliğine sahip olan bir liftir (Kaya ve Yazıcıoğlı, 1992: 201). Nem çektiği zaman herhangi bir yaşlık hissi vermediği için cilde rahatlık ile temas edebilir (Gürcüm, 2010: 274). Zhou ve diğerlerinin çalışmasında (2007) bitim işlemleri ve örme teknolojisindeki gelişmeler sayesinde ince yünlü kumaşların yazlık giysi olarak daha çok kullanım alanı bulduğu, yün liflerinin nem çekme ve geri bırakma özellikleri ile beraber yüksek ısı bırakımı ve ısı çekme özelliklerine sahip olduğu ve bu özelliklerin insan vücudu ve çevre ile giysi arasındaki tampon etkiyi güçlendirdiği belirtilmiştir. Farklı sıvı transfer özelliğine sahip yün, yün-pes ve yün-pamuk karışımında olmak üzere toplam altı kumaş geliştirilmiş ve MMT cihazı kullanılarak nem iletim özelliklerini ölçülmüştür. Yünlü kumaşın en düşük, yün-pamuk kumaşın ise en yüksek nem iletim özelliklerine sahip olduğu görülmüştür.

Bambu lifleri; selüloz, semi selüloz ve ligninden oluşmaktadır (Karahan vd, 2006: 239). Doğal anti bakteriyel özelliği, biyolojik olarak ayrışabilme, yüksek oranda nem tutma kapasitesi, yumuşaklık ve parlaklık, UV ışınlarını kırma gibi özellikleri sayesinde diğer selülozik liflere alternatif oluşturmakta ve geniş bir kullanım alanı bulmaktadır (Erdumlu, 2008: 45). Bambu lifleri 27 °C’ de % 30 relatif nemde % 4.5, % 60 relatif nemde % 8.9 ve % 90 relatif nemde % 14.7 nem içerirler (Karahan vd., 2006: 239). Troynikov ve Wardiningsih’in çalışmasında (2011) poliester, yün-poliester (farklı oranlarda 43/57, 48/52 ve 61/29), yün, yün-bambu (farklı oranlarda 35/65, 52/48 ve 60/40) ve bambu olmak üzere dokuz örme kumaşın nem iletim özellikleri MMT cihazı kullanılarak ölçülmüştür. Yün-poliester ve yün-bambu karışım kumaşların, % 100 yün ve % 100 yün-bambu kumaşlara kıyasla daha iyi nem yönetim özelliklerine sahip olduğu görülmüştür.

(23)

Cimilli ve diğerlerinin çalışmasında (2010) modal, micro modal, bambu, soya ve chitosan gibi yeni liflerden yapılan çorapların konfor özellikleri ile pamuk, viskon gibi klasik liflerden üretilen çorapların konfor özellikleri incelenmiştir. Kumaşların ısıl direnci, hava geçirgenliği, su buharı geçirgenliği, kılcal ıslanma, transfer kılcal ıslanma ve kuruma süresi gibi özellikleri ölçülmüştür. Sonuçlar; lif tipi ve kalınlık gibi kumaş özelliklerinin kumaşların bazı konforla ilgili özelliklerini etkilediğini ortaya koymuştur. Chitosan, modal ve viskoz kumaşların incelenen bütün özellikleri göz önüne alındığında diğer kumaşlardan daha iyi konfor özelliklerine sahip oldukları görülmüştür.

Namlıgöz tarafından yapılan çalışmada (2010) serin tutma özelliğinin arzu edildiği sıcak iklim bölgelerinde; ısıl geçirgenlik, su buharı ve hava geçirgenliği en yüksek çıkan lyocell, viskon ve bunların karışımlarının kullanımı diğer yandan nem iletim kapasitelerinin en yüksek olduğu selülozik/pes karışımı kumaşların kullanımı önerilmektedir.

İpek lifi doğal lifler içerisinde en lüks olarak nitelendirilen lifler arasında yer almaktadır. Hafifliği, parlaklığı, yumuşaklığı ve yüksek mukavemet değerleri ile giyim sektöründe tercih edilen bir liftir. Kamijo ve diğerlerinin çalışmasında (2009) bükülü ipek ipliğinden, ham ipek ipliğinden ve pamuk iplikten hazırlanan örme kumaşların fiziksel özellikleri, dokunsal özellikleri ve insan vücudunun verdiği fizyolojik cevaplar ölçülmüş ve giysi konforu incelenmiştir. Bükülü ipek ipliğinden elde edilen örme kumaşın termal konfor hissi sağladığı ve iç giyim olarak yazın en iyi giysi olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Oğlakçıoğlu ve diğerlerinin çalışmasında (2009) Angora tavşan lifinin özel bir kürk lifi olduğu, iyi bir yumuşaklık, beyazlık ve sıcaklık sağladığı belirtilmiştir. Pamuk ve angora liflerinden farklı oranlarda (%100 pamuk, %5 angora/ %95 pamuk, %15 angora/ %85 pamuk ve %25 pamuk/ %75 pamuk), ring ve open-end olmak üzere iki farklı iplik eğirme sistemi kullanılarak kısa lif iplikler eğrilmiştir. Bu iplikler kullanılarak rib örgü yapısında sekiz farklı kumaş hazırlanmıştır. Bu kumaşların Alambeta ve Permetest cihazları kullanılarak termal konfor özellikleri incelenmiştir. Sonuçlar kumaştaki angora lif oranının artışının ve iplik eğirme sisteminin termal konfor özelliklerini etkilediğini göstermiştir. Ring ipliklerden örülen kumaşların open-end iplikten örülen kumaşlara göre ilk temasta daha sıcak bir

(24)

his verdiği ve daha iyi ısıl yalıtım sağladığı fakat daha az su buharı geçirgenliğine sahip olduğu görülmüştür. Kış kıyafetlerinde ilk temasta daha sıcak bir his için ve yüksek ısıl yalıtımla soğuk havadan korunmak için angora karışımlı kumaşların kullanılması tavsiye edilmiştir. Yüksek seviyerlerde konfor özelliklerini elde etmek için en az %25 angora iplik tercih edilmelidir. Diğer yandan daha iyi nem yönetimi için yüksek bağıl su buharı geçirgenliğine ihtiyaç duyulan yüksek aktivite kıyafetlerinde düşük oranda angora lifi olan kumaşların seçilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

Frydrych ve diğerlerinin çalışmasında (2002) pamuk ve tensel kumaşların ısıl yalıtım özellikleri (ısıl iletkenlik, ısıl soğurganlık ve ısıl direnç) ve hava geçirgenliği özellikleri karşılaştırılmalı olarak analiz edilmiştir. Test için altı pamuk ve dokuz tensel dokuma kumaş numunesi üretilmiştir. Bütün kumaşların atkı ve çözgü iplikleri 20 tex numarasında kullanılmıştır. Bezayağı, kanvas ve dimi (twill) olmak üzere üç farklı dokuma örgü tipi kullanılmıştır. Pamuk kumaşlara iki farklı bitim işlemi, tensel kumaşlar üç farklı bitim işlemi uygulanmıştır. Isıl özelliklerin ölçümleri Alambeta cihazında, hava geçirgenliği özellikleri Polonya standartlarına PN-EN-ISO- 9297:1998’ e göre yapılmıştır. Tensel iplikten yapılan kumaşlar pamuk kumaşlara göre daha düşük ısıl iletkenlik ve ısıl soğurganlık değerleri gösterirken daha yüksek ısıl yayılım ve direnç değerleri gösterdikleri görülmüştür. Fakat sıcak-soğuk hissi ve hava geçirgenliği bakış açısından tensel kumaşların daha üstün olduğu da görülmüştür. Bu yüzden materyal seçimi, kullanıcı için hangi özelliğin daha önemli olduğu kişisel bakış açısına dayalı olduğu belirtilmiştir.

Demiryürek ve Uysaltürk’ün çalışmasında (2013) Violoft elyafı, yassı enine kesiti ve tırtıllı yüzeyi iplik içerisinde hava boşluklarının oluşmasını sağlayarak bu ipliklerden elde edilecek olan kumaşların ısıl özelliklerini iyileştirmeye yardımcı olan ve yeni geliştirilen selülozik bir elyaf olduğu belirtilerek violoft/polyester ve violoft/pamuk karışımlı örme kumaşların ısıl iletkenlik, ısıl yayılma, ısıl soğurganlık, ısıl direnç, nem ve hava geçirgenliği gibi ısılla ilgili özellikleri araştırılmıştır. Bu amaç için poliester, violoft-poliester karışımlarında (üç farklı karışım oranında: 33/67, 50/50, 67/33), violoft, pamuk ve violoft-pamuk karışımlarında (üç farklı karışım oranında: 33/67, 50/50, 67/33) 19.7 tex numarasında ring eğirme sisteminden iplikler eğrilmiştir. Bu ipliklerden süprem ve 1 x 1 rib örgü tipinde kumaşlar

(25)

üretilmiş ve kumaşların konfor özellikleri Alambeta, terleyen sıcak levha sistemi, Permetest ve hava geçirgenliği test cihazları kullanılarak ölçülmüştür. Sonuç olarak karışımda violoft oranının artmasıyla üretilen kumaşların ısıl özelliklerinin iyileştiği görülmüştür. Ancak bağıl su buharı geçirgenliği değerlerinin violoft/poliester karışımları için istatistiksel olarak anlamlı olmadığı, violoft/pamuk karışımları için ise anlamlılık derecesinin zayıf olduğu görülmüştür. Ribana kumaşların süprem kumaşlara göre daha yüksek ısıl iletkenlik, çok az yüksek ısıl soğurganlık, daha düşük ısıl direnç değerine sahip olduğu ve su buharı geçirgenlik değerlerinin birbirine çok yakın olduğu tespit edilmiştir.

Akrilik lifi, sentetik bir liftir. Isı tutma yeteneklerinin iyi (yün ayarında), yaylanma yeteneklerinin yüksek, özgül ağırlıklarının düşük ve buruşmazlık özelliklerinin de iyi olması nedeniyle bu lifler birinci derecede yün liflerinin kullanıldığı yerlerde kullanılmaktadırlar (Seventekin, 2011: 82). Çil ve diğerlerinin çalışmasında (2009) pamuk, akrilik ve pamuk- akrilik karışımlı kumaşların bazı konfor ile ilgili özelliklerinin elde edilmesi için kumaşların kuruma alışkanlıklarını, kılcal ıslanma yeteneklerini, su buharı geçirgenliklerini kapsayan su ile etkileşimleri test edilmiştir. Konfor özellikleri üzerinde lif içeriği, iplik numarası ve sıklık gibi kategorik değişkenlerin etkisi test edilmiştir. Deneysel çalışma sonuçları göstermiştir ki, kumaşların transfer ve dikey kılcal ıslanma özellikleri kalın iplik kullanımı ile artarken kuruma hızları ince iplik kullanımı ile artmaktadır. Ayrıca lif içeriğinde akrilik lif oranının artmasıyla dikey ve transfer kılcal ıslanma özellikleri ile birlikte kumaşların kuruma hızları da artmaktadır.

Poliester lifi de sentetik bir liftir. Hidrofob yapıda olduklarından çok az nem içerirler. Normal şartlardaki nem miktarı % 0.4’tür (Seventekin, 2011: 68-69). Elastikiyet, yumuşak tutum, hafiflik, kolay kullanım ve düşük maliyet gibi avantajlarından dolayı giyimde tercih edilen bir liftir (Chaudhari vd., 2011: 4). Bozdoğan’ın çalışmasında (2008) pes liflerinin kesit şekli ve filaman sayıları değiştirildiğinde, örme kumaşların ısıl konfor ve tutum, dökümlülük, sürtünme mukavemeti, hava geçirgenliği, patlama mukavemeti gibi pek çok mekanik özelliklerinin değiştiği belirtilmiştir. Enine kesit şekli boşluklu yuvarlak kesit seçildiğinde ısı tutuculuğu yüksek daha sıcak tutan bir kumaş elde edilirken, W

(26)

kesitli liflere sahip iplikler seçildiğinde daha dökümlü bir kumaş elde etmek mümkün olmuştur.

Son yıllarda konforu yüksek giysilerin üretiminde, iç ve dış katmanlarında birbirinden bağımsız iplikler kullanılan çift katlı kumaşlar kullanılmaktadır. Bu çift katlı kumaşlarda iç katmanda nem transfer özelliğine sahip PA (poliamid), PES (poliester) ve PP (polipropilen) gibi sentetik materyal, dış katmanda ise nem absorbe yeteneği yüksek olan pamuk, yün, rayon gibi doğal liflerin ve karışımların kullanılması oldukça yaygındır. Sentetik materyal, teri kılcal (kapiler) etki ile emme yeteneği yüksek olan dış yüzeye hızla iletir. Emici olan dış tabaka, sentetik iç tabakanın depolama özelliği olmadığı için, aşırı tere tampon görev yapar. Bu aşırı ter, eğer bir ara katman yoksa daha sonra dış tabakadan çevreye iletilir (Marmaralı vd., 2006: 245). Süpüren ve diğerlerinin çalışmasında (2011), özel bir örme yapısı olan çift yüzlü kumaş yapısı kullanılarak, iç ve dış yüzey için sırasıyla pamuk-pamuk, polipropilen-pamuk, pamuk-polipropilen, polipropilen-polipropilen iplik kullanılarak kumaş numuneleri hazırlanmıştır. Hazırlanan kumaş numunelerinin MMT cihazı kullanılarak nem yönetim özellikleri, Alambeta cihazı kullanılarak da ısıl soğurganlık özelliğinin değişimi ölçülmüştür. Test sonuçlarına göre, polipropilen (iç yüzey)-pamuk (dış yüzey) olan kumaşın en iyi nem yönetim özellikleri taşıdığı, yüksek seviyelerde konfor sağladığı, aktif ve spor giyim, yaz için tercih edilebileceği sonucuna ulaşılmıştır. Namlıgöz ve diğerleri tarafından yapılan bir çalışmada (2010), MMT cihazı kullanılarak farklı liflerden dokunan kumaşların sıvı nem iletim özelliklerinin göstergeleri, derecelendirilmesi üzerine odaklanılmıştır. % 100 selülozik ve poliester kumaşların aksine, selülozik/poliester karışımı kumaşların etkili bir şekilde sıvı absorbsiyonu ve iletimi sağladığı bulunmuştur.

Marmaralı ve diğerlerinin çalışmasında (2007) elastik iplikli düz örme kumaşların ve elastik iplik içermeyen düz örme kumaşların ısıl özellikleri ve su buharı geçirgenlik özelliği test edilmiştir. Isıl özelliklerin (ısıl iletkenlik, ısıl direnç, ısıl soğurganlık) ölçümünde Alambeta cihazı, su buharı geçirgenlik özelliği ölçümünde Permetest cihazı kullanılmıştır. Test sonuçları istatistiksel olarak değerlendirilmiş ve karşılaştırılmıştır. Sonuçlara göre, kumaş yapısında kullanılan elastik iplik miktarı arttıkça ısıl direnç değerlerinde artış, ısıl iletkenlik değerlerinde azalma, ısıl soğurganlık değerlerinde artış meydana geldiği ve bu kumaşların daha

(27)

soğuk hissedildiği saptanmıştır. Süprem kumaşlarda elastik iplik kullanıldığında bağıl su buharı geçirgenlik değerinde azalma meydana gelmiştir.

1.5.2. Örgü Türünün ve İplik Özelliklerinin (Eğirme Yöntemi, Numarası ve Bükümü) Etkisi

Yanılmaz ve Kalaoğlu tarafından yapılan çalışmada (2012) akrilik örme kumaşlarda farklı örgü tipleri (süprem, 1x1 rib, 2x2 rib ve interlok) ile bazı ısıl konfor özellikler (ıslanma, kılcal ıslanma ve kuruma özellikleri) arasındaki ilişki incelenmiştir. Tüm yapılar da 28/2 Nm akrilik iplikler kullanılarak gevşek ve sıkı olmak üzere iki farklı örgü sıklığı değerinde toplam sekiz farklı çeşitte numune kumaş üretilmiştir. Test sonuçları konfor parametrelerinin örgü tipinden önemli derecede etkilendiğini ortaya koymuştur. İstatistiksel analiz sonuçları kılcal ıslanma uzunluğu ve gözenek boyutu arasında ters bir korelasyon göstermektedir. Gevşek örgü sıklığındaki 2x2 rib, 1x1 rib, interlok ve süprem örgüler kendi sıkı örgü sıklığındaki yapılarıyla kıyaslandığında daha yüksek transfer kılcal ıslanma oranına sahip oldukları görülmüştür. Su buharlaşma oranı, kumaş kalınlığı ile ters ilişkilidir. Bütün sıkı örgü sıklığına sahip örme yapılar gevşek yapılarına göre yüzeyin yoğunluğuna bağlı olarak daha yüksek temas açısına sahiptirler.

Majumdar ve diğerleri tarafından yapılan çalışmada (2010) üç farklı karışımdan oluşan lif (pamuk, pamuk-bambu ve bambu), üç iplik numarası (30 tex, 24 tex ve 20 tex) kullanılarak üç farklı örgü yapısında (düz, ribana, interlok) hazırlanan numunelerin termal özellikleri incelenmiştir. Örme kumaşların ısıl iletkenlik değerlerinin bambu lif oranının artışı ile azaldığı ve aynı lif karışım oranında ince ipliklerden yapılan kumaşların ısıl soğurganlık değerlerinin daha düşük olduğu bulunmuştur. İnterlok örgü yapısındaki kumaşların ısıl soğurganlık ve ısıl direnç değerleri maksimum olduğu ve bunu ribana ve düz örgü yapısının takip ettiği görülmüştür. Örme kumaşların su buharı ve hava geçirgenliklerinin bambu lif oranı arttıkça arttığı ve düz örgü yapısının rib ve interlok örgü şekillerine göre daha iyi su buharı ve hava geçirgenliği değerlerine sahip olduğu görülmüştür.

Tyagi ve diğerlerinin çalışmasında (2011) düşük gramajlı bambu-pamuk karışımlı hazır giyim kumaşlarının ısıl konfor özelliklerinin lif karışımı, iplik kalınlığı ve eğirme tipi ile ilişkisi incelenmiştir. Test edilecek pamuk-bambu dokuma

(28)

kumaş numuneleri; MJS iplik tipinde iki farklı karışım oranında (bambu-pamuk sırasıyla 70:30, 48:52), iki farklı iplik numarasında (19.6- 14.7) ve üç farklı bükümde (4.0- 4.5- 5.5), ring iplik tipinde iki farklı karışım oranında (bambu-pamuk sırasıyla 70:30, 48:52), iki farklı iplik numarasında (19.6- 14.7) hazırlanmıştır. Hava geçirgenliği Prolific hava geçirgenliği test cihazında, su buharı iletimi ve ısıl izolasyon Permetest cihazında, kumaş emiciliği ve toplam kumaş emicilik özellikleri belirli standartlara göre ölçülmüştür. Deneysel sonuçlar, kalın kumaşın yüksek ısıl yalıtım, yüksek emicilik ve yüksek hava ve su buharı geçirgenliğine sahip olduğunu göstermiştir. MJS iplikten yapılan kumaşlar ring iplikten yapılan benzer kumaşlar ile karşılaştırıldığında, oldukça yüksek hava ve su buharı geçirgenliği, yüksek ısıl direnç ve düşük kılcal ıslanma kabiliyeti gösterdiği görülmektedir. 70:30 bambu-pamuk kumaşların, 48:52 bambu-pamuk kumaşlara göre daha düşük hava ve su buharı geçirgenliği, daha düşük ısıl direnç gösterdikleri ve yüksek kılcal ıslanma kabiliyeti sergiledikleri sonucuna ulaşılmıştır.

Oğlakçıoğlu ve Marmaralı’nın çalışmasında (2010) farklı pamuk iplikleri ile örülen kumaşların hem kuru hem de ıslak durumlar için ısıl iletkenlik, ısıl soğurganlık ve ısıl direnç değerleri test edilmiştir. Sonuçlar karde ve penye iplikler ile örülen kumaşların ısıl konfor özellikleri arasında önemli bir farkın olmadığını, diğer yandan merserizasyon işleminin bu özellikleri önemli seviyede etkilediğini göstermiştir. Tüm kumaş numuneleri ıslandıktan sonra soğuk his ve düşük ısıl yalıtım özelliği sergilemiştir.

Oğlakçıoğlu ve Marmaralı’nın çalışmasında (2007) pamuk ve poliester kumaşlarda süpremi 1x1 ribana ve interlok örgü yapılarının özelliklerini istatistiksel olarak incelemişlerdir. Isıl özellikler Alambeta ve Permetest cihazı ile ölçülmüştür. Araştırma sonuçlarında; interlok ve rib kumaşların dikkate değer yüksek ısıl iletkenlik ve ısıl direnç değerine sahip olduğu, öte yandan süprem kumaşların ise yüksek bağıl su buharı geçirgenliğine sahip olduğu ve düşük ısıl soğurganlık değerleri ile sıcak bir his verdiğini tespit etmişlerdir.

Özdil ve diğerlerinin çalışmasında (2007) ribana örgü yapısında, farklı özellikteki çeşitli iplikler kullanılarak hazırlanan örgü kumaşların termal özellikleri ölçülmüştür. Bahsedilen iplik özellikleri; iplik numarası, iplik bükümü ve tarak sürecidir. Alambeta cihazı ile numunelerin ısıl konfor özellikleri, Permetest cihazı ile

(29)

su buharı geçirgenliği özellikleri ölçülmüştür. Test sonuçları istatistiksel olarak değerlendirilmiştir ve ölçülen parametreler arasındaki ilişki önem seviyeleri belirlenmiştir. Gözlenmiştir ki 1x 1 rib örgü kumaşların iplik numarası, iplik bükümü gibi iplik özellikleri ve pamuğun tarama süreci farklı termal özellikleri etkilemektedir. İplik bükümü ve iplik numarası artarken termal direnç değerleri azalmakta ve su buharı geçirgenliği değerleri artmaktadır. Tarama süreci termal özellikler üzerinde aynı etkiyi yapmaktadır.

Marmaralı ve diğerlerinin çalışmasında (2009) yeni jenerasyon ipliklerden yapılan örme kumaşların ısıl konfor parametreleri incelenmiştir. Bu ipliklerden; A tipi olarak adlandırılan dört kanallı PES, B tipi olarak adlandırılan oluklu yapıda dizayn edilmiş yüksek fonksiyonlu PES ve C tipi olarak adlandırılan da doğal ve sentetik lif karışımlı patentli bir ipliktir. Numuneler sıkı, orta ve gevşek olmak üzere üç farklı sıklık değerinde hazırlanmıştır. İncelenen ısıl konfor parametreleri: Isıl iletkenlik, ısıl direnç, ısıl soğurganlık, bağıl su buharı geçirgenliği ve hava geçirgenliğidir. Isıl iletkenlik, ısıl direnç ve ısıl soğurganlık değerleri Alambeta cihazında, bağıl su buharı geçirgenliği değerleri Permetest cihazında, hava geçirgenliği değerleri FX3300 test cihazında ölçülmüştür. Sonuçlar, gevşek kumaşların yüksek izolasyon ve yüksek hava geçirgenliği değerlerine sahip olduğu ayrıca daha sıcak his verdiğini göstermiştir. C tipi iplik kullanılarak örülen kumaşlar en yüksek hava geçirgenliğine ayrıca daha iyi ısıl direnç değerlerine sahip olduğu ve düşük soğurganlık değerleri ile birlikte daha sıcak bir his verdiği belirlenmiştir.

Özdil ve diğerleri tarafından yapılan çalışmada (2009) farklı iplik numaralarında (Ne: 20, Ne: 30, Ne: 40) ve iplik büküm katsayılarında (α: 3.2, 3.6, 4.0) üretilmiş olan pamuk iplikleri kullanılmış ve bu ipliklerden aynı üretim şartlarında süprem kumaşlar örülmüştür. Kumaşların nem iletim özellikleri MMT cihazında ölçülmüştür. Islanma süresi, maksimum absorbsiyon hızı, yayılma hızı gibi dinamik sıvı iletim özellikleri ölçülmüş ve iplik numarası ile iplik büküm katsayısının bu özellikler üzerinde etkisinin önemli olduğu belirlenmiştir. Çok yönlü nem iletim kapasitesi değerlerine göre, çalışmada incelenen tüm kumaşların iyi nem iletim yeteneğine sahip olduğu belirlenmiştir.

(30)

1.5.3. Uygulanan Terbiye İşlemlerinin Etkisi

Terbiye işlemleri, son kullanım için ürünün kalitesinin geliştirilmesi amacıyla kumaşa uygulanan kasar, renklendirme ve bitim işlemlerinin tümüdür. Apre tekstil mamulünün değerini yükselten, özelliğini, görünüşünü değiştiren ve tekstil materyalini satışa hazırlayan mekanik veya kimyasal işlemlerdir. Antistatik, antibakteriyel, güç tutuşurluk, buruşmazlık, leke tutmazlık, sürtünme dayanımı, hava dayanımı gibi çok fazla sayıda apre çeşidi vardır (Gürcüm, 2005: 399). Tekstil materyallerine uygulanan tüm terbiye işlemlerinin kumaş özelliklerinde olumlu gelişmeler sağladığı gibi olumsuz gelişmeler de sağlayabilmektedir. Örneğin merserizasyon pamuk liflerinin parlaklığını, boya alımını, ıslanabilirliğini arttırırken diğer yandan tuşesini sertleştirmekte ve eğilme direncini arttırmaktadır (Ravandi ve Valizadeh; 2011: 75).

Mert ve diğerleri tarafından yapılan çalışmada (2014) takım elbiselik kumaşlara uygulanan kalandırlama ve dinkleme işlemlerinin kumaşların ısıl konfor ve yüzey özelliklerine etkileri incelenmiştir. Isıl konfor özellikleri incelenirken hava geçirgenliği, su buharı geçirgenliği, ısıl direnç ve ısıl soğurganlık değerleri ölçülmüştür. Kalandırlama işleminin hava geçirgenliği ve ısıl direnç değerlerini düşürdüğü, ısıl soğurganlık değerini arttırdığı görülmüştür. Dinkleme işleminin ise hava geçirgenliği ve ısıl direnç değerlerini arttırdığı, ısıl soğurganlık değerlerini düşürdüğü görülmüştür.

Abreu ve diğerleri tarafından yapılan çalışmada (2014) farklı yumuşatma formülasyonları (Beş farklı non-iyonik polietilen çözeltisi, katyonik silikon yumuşatıcı mikro emülsiyonu), noniyonik polietilen ve katyonik silikon yumuşatıcısının karışımı yazlık çarşaflık dokuma kumaşlara uygulanmış ve ısıl konfor özellikleri incelenerek uygun şekle getirilmeye çalışılmıştır. Isıl konfor özellikleri incelenirken maksimum ısı akışı, ısıl soğurganlık ve ısıl iletkenlik değerleri ölçülmüş ve ayrıca termal manken sistemi kullanılarak ısıl konfor değerlendirilmesi yapılmıştır. Sonuç olarak materyalin konfor özelliklerinin polietilen yumuşatıcı kullanımında formülasyona ve konsantrasyona bağlı olarak değişim gösterdiği, silikon yumuşatıcı kullanımının materyalin mekanik özellikleri ile ilgili özelliklerini etkilediği tespit edilmiştir.

(31)

Electrospun nanowebs’ ler son derece hafiflik ve yüksek su buharı geçirgenlik özelliği göstermeleri nedeniyle su geçirmez- nefes alabilen yeni tekstiller olarak değerlendirilmektedir. Kim and Park tarafından yapılan çalışmada (2014) alüminyum kaplı poliüretan nanowebs’ lerin ısıl konfor ve su geçirmez-nefes alabilir performansları değerlendirilmiştir. Alüminyum ile işlem gördükten sonra gözenek büyüklüğü ve hava geçirgenliği azalmış, ısıl direnç değerleri işlem görmemiş nanowebsler ile kıyaslandığında % 30-40 oranında artmıştır. Araştırmanın sonucunda, alüminyum ile işlem görmüş nanoweb tekstillerin var olan su geçirmez- nefes alabilen tekstillere göre daha yüksek hava ve nem geçirgenliğine sahipken aynı zamanda gelişmiş ısıl yalıtım özellikleri de gösterdiği sonucuna ulaşılmıştır.

Bajzik ve Hes tarafından yapılan çalışmada (2012) üç farklı pamuk kumaşa farklı konsantrastonlarda uygulanan farklı bitim işlemlerinin (su iticilik, güç tutuşurluk, sanforizasyon ve yumuşatma) ısıl konfor özellikleri üzerindeki etkisi incelenmiştir. Isıl konfor özellikleri incelenirken ısıl iletkenlik, ısıl direnç, ısıl soğurganlık, su buharı geçirgenliği ve hava geçirgenliği değerleri ıslak ve kuru durumlarda test edilmiştir. Sonuç olarak; konsantrasyon artışı bütün ölçülen parametrelerde istatistiksel olarak önemli bir rol oynamamıştır. En yüksek etkinin, sanforizasyon işleminde olduğu gözlenmiştir ve ıslak ortamda test edilen kumaşlar arasında ısıl iletkenlik değerinde düşüşe sebep olmuştur. Test edilen kumaşların ıslak ısıl iletkenliği bu kumaşların kuru hallerinin ısıl iletkenliğinden daha yüksektir. Benzer olarak, çalışılan kumaşların ıslak olarak ısıl soğurganlığı kuru kumaşlardan daha yüksek (daha serin) ölçülmüştür ve tersi olarak da ıslak ortamdaki kumaşların ısıl direnci kuru ortamdakinden daha düşük olduğu bulunmuştur.

Namlıgöz tarafından yapılan çalışmada (2010) dokuma kumaşlar üzerinde bitim işlem yöntemleri ve kimyasal maddeleri uygulamanın konfor özellikleri üzerindeki etkisi incelenmiştir. Ön terbiyesi işlemi tamamlanan kumaşlara emdirme ve transfer yöntemi ile farklı bitim işlem maddeleri aplike edilmiştir. Farklı bitim işlemleri uygulanan kumaşlara su iticilik, yağ iticilik, buruşmazlık ve ısıl konfor testleri uygulanmıştır. Isıl konfor testleri için, ısı akış değeri, ısıl soğurganlık, ısıl direnç ve ısıl iletkenlik ölçümleri Alambeta cihazında, su buharı geçirgenliği ölçümleri Permetest cihazında, nem iletim özellikleri MMT cihazında ve hava geçirgenliği ölçümleri FX3300 cihazında yapılmıştır. Sonuç olarak, aplikasyon

(32)

yöntemi ve madde tipi ısıl konfor, su buharı geçirgenliği ve hava geçirgenliği üzerindeki etkisi istatistiksel olarak önemlidir. Madde konsantrasyonu; ısıl konfor ve su buharı geçirgenlik özelliği üzerindeki etkisi istatistiksel olarak önemli iken hava geçirgenlik özelliği üzerindeki etkisi istatistiksel olarak önemli değildir. Nem iletimi açısından aplikasyon yöntemleri arasındaki farklılıklar MMT cihazı ile yapılan ölçümlerde tespit edilememiştir.

Parthiban ve Kumar tarafından yapılan çalışmada (2007) pamuk ve poliester kumaşlara uygulanan yumuşatma işleminin ısıl konfor özellikleri üzerindeki etkisi incelenmiştir. Isıl konfor özellikleri incelenirken hava geçirgenliği, ısıl yalıtım ve kılcal ıslanma kabiliyeti değerleri ölçülmüştür. Farklı seviyelerdeki uygulanan yumuşatma işleminin, pamuk kumaşlarda hava geçirgenliğini ve kılcal ıslanma kabiliyetini önemli seviyede düşürdüğü fakat poliester kumaşlarda bu özellikleri etkilemediği gözlenmiştir. Yumuşatma işlemi pamuk ve pes kumaşlarda aynı derece de ısıl izolasyon değerini arttırmıştır.

1.6. Isıl Konforun Değerlendirilmesi

Kişilerin konfor algılarının değerlendirilmesinde objektif yöntemler, subjektif yöntemler ve bu ikisinin kombinasyonu ile geliştirilen yöntemler kullanılmaktadır. Objektif yöntemler, nicel ölçümlerden yararlanılarak yapılan analizlerdir. Subjektif yöntemler ise anket, ölçek ve puanlama gibi yöntemler kullanılarak yapılan psikolojik değerlendirmelerdir (Balci, 2011: 139). Literatürde yer alan ısıl konforun değerlendirildiği bazı çalışmalar ve bu çalışmalarda kullanılan yöntemler ek 1’de belirtilmektedir.

1.6.1. Objektif Yöntemler

Literatürde yer alan ısıl konforun objektif olarak değerlendirildiği bazı çalışmalar incelenerek bu çalışmalarda ölçülen parametreler ve kullanılan test cihazları ek 2’de özetlenmiştir. Isıl konforun değerlendirilmesinde kullanılan ve bu tez çalışmasında kullanılan ısı geçiş özellikleri (ısıl iletkenlik, ısıl direnç ve ısıl soğurganlık), su buharı geçirgenliği özelliği, hava geçirgenlik özelliği ve nem iletim

(33)

özellikleri hakkında bilgi 2.5. Veri Toplama Tekniği bölümünde ayrıntılı bir şekilde verilecektir.

1.6.2. Subjektif Yöntemler

Konforun subjektif olarak değerlendirilmesinde kullanılan ve literatürde çok rastlanan yöntemlerden bir tanesi giyim denemeleridir. Subjektif giyim denemelerinin yapılabilmesi için çalışmanın amacına uygun çevresel şartlara, giyim denemelerini gerçekleştirecek kişilere, fizyolojik ölçümlere ve algının ölçülmesi için çeşitli subjektif ölçeklere ihtiyaç duyulmaktadır. İhtiyaç duyulan bu koşulların açıklaması aşağıda yer almaktadır (Okur ve diğerleri 2008:6-7).

-Çevresel Şartlar: Çalışmanın amacına bağlı olarak çevre havasının sıcaklığı, bağıl nemi ve hız değerleri belirlenmektedir. Örneğin Fan ve Tsang (2008) çalışmalarında spor aktiviteler boyunca giysi termal özelliklerinin kişilerin konfor özellikleri üzerindeki etkisini belirlemek amacıyla badminton sporunun yapılabilmesi için gerekli kapalı mekanda 20±1 ºC ve % 65±5 bağıl neme sahip ortam şartları sağlamış ve giyim denemeleri gerçekleştirmişlerdir.

-Denekler: Giyim denemelerini gerçekleştirecek kişilerin fizyolojik ve kişisel özelliklerinin birbiriyle uyumlu olması beklenmekte ve değerlendirmelerde tutarlılık sağlanabilmesi için kişilerin ön eleme yapılarak seçilmesi güvenilir sonuçların alınması açısından önemlidir.

-Fizyolojik Ölçümler: Giysi denemeleri boyunca çevre şartları ve giysi özellikleriyle vücuttaki fizyolojik değişimler arasında ilişkiler kurulması için deneme boyunca belirli aralıklarla kişilerin deri yüzey sıcaklıkları, deri-giysi arasındaki hava tabakasının bağıl nemindeki değişim, terleme oranı, nabız, oksijen alımı, enerji tüketimi gibi vücudun fizyolojisine bağlı olarak değişen parametreler ölçülmektedir.

-İncelenen Algılar ve Kullanılan Ölçekler: Kişilerin giyim denemeleri sırasında ortaya çıkan psikolojik algılarının ölçekler vasıtasıyla değerlendirilmesi sağlanır.

Fan ve Tsang (2008) çalışmasında subjektif incelemelerin giysilerin ısıl konforu ile ilgili performanslarını doğrudan karşılaştırma yapması açısından avantajlı, öte yandan, daha az tekrarlanabilirlik, daha az tutarlılık ve bazen deneği tehlikeli test şartlarına maruz bırakabilme eğilimi olduğunu belirtmiştir. Yüksel ve

(34)

Okur da (2011) kişilerin subjektif algılarının belirlenmesi amacı ile uygulanan giyim denemelerinin uygulanması sırasında deneysel koşulların kontrolünün zor olması, elde edilen sonuçların doğruluğundan şüphe edilmesi ve sonuçların tekrarlanabilirliğinin az olması nedeniyle araştırmacıların subjektif değerlendirme yöntemlerinin yanı sıra, aynı zamanda objektif ölçüm cihazlarının kullanımına da yöneldiklerini belirtmiştir.

1.7. Kaşmir Lifleri

Bu bölümde kaşmir liflerinin tanımı, lif özellikleri, kalitesi, kullanım alanları ve dünya genelinde üretim ve tüketim miktarları ile ilgili kısa bilgiler verilmiştir.

1.7.1. Kaşmir Liflerinin Tanımı

Kaşmir lifleri, lif sınıflandırılmasına bakıldığında kıl kökenli hayvansal lifler grubunda yer almaktadır. Orta Asya’da özellikle Himalayalar, Moğalistan, İran ve Afganistan’da yaşayan “Capra hircus laniger” adlı kaşmir keçilerinden elde edilir. Bu tür keçiler genellikle yüksek yerlerde (5000 metrenin üzerindeki yüksekliklerde), kışları soğuk ve sert geçen iklimlerde yaşamaktadırlar. Bu hayvanların vücutları kalite ve özellik bakımından birbirinden farklı iki tip kıl örtüsüyle kaplıdır. Üst kıllar iklim koşularına adapte olmuş sert kıllardır. Dış kılların altında çok daha iyi kalite de ve kaşmir olarak adlandırılan kıllar bulunmaktadır (Atav ve diğerleri, 2003).

Şekil 3: Kaşmir Keçisi

(35)

Kaşmir lifleri, kaşmir keçisinden taranarak veya yolunarak elde edilir (Kaya ve Yazıcıoğlu, 1992: 221). Bir kaşmir keçisinden elde edilen yıllık kaşmir lifi miktarı 80-100 gramdır (Kaya ve Yazıcıoğlu, 1992: 221). Babaoğul ve diğerleri (2010) ise bir keçiden 200-250 gram kaşmir lifi alınsa bile iplik ve kumaş yapımında bunun 100-150 gramından yararlanıldığını belirtmişlerdir.

Kaşmir lifleri dünyada lüks lifler olarak anılmaktadır. Atav (2013) çalışmasında, kaşmir liflerinin üretim miktarları göz önüne alındığında önemsiz gibi görünse de, katma değeri dikkate alındığında öneminin daha iyi anlaşılabileceğini vurgulamıştır. Bunun nedenleri;

1- Dünyanın belirli bölgelerinde yaşayan kaşmir keçilerinden elde edilmeleri ve yıllık üretim miktarlarının çok düşük olması,

2- Diğer doğal lifler ile karşılaştırıldığında ekstra yumuşaklık ve parlaklık göstermeleri,

3- Pahalı bir lif olmasından dolayı kişiler tarafından ulaşılma ihtimalinin düşük olması ve bu durumun kişilerde lüks algısını meydana getirmesi ve ulaşma isteğinin artmasıdır.

1.7.2. Kaşmir Liflerinin Özellikleri, Kalitesi ve Kullanım Alanı Kaşmir lifleri; lif özellikleri, kalite ve kullanım alanları bakımından diğer kıl kökenli hayvansal lifler ile benzerlik göstermektedir. Aynı zamanda kendilerine has bazı özelliklerde taşımaktadırlar.

Özellikleri:

Mikroskobik yapısına bakıldığında kaşmir liflerinde kütikula ve korteks (epidermis) tabakası bulunurken, medula tabakası bulunmaz. Koyundan veya moherden elde edilen herhangi bir yün lifinden çok daha incedir. Epidermis hücrelerinin pulcukları yün lifine göre daha az belirgindir. Pulcukların uçları sivri değildir. Kenarları dalgalı, mozaik görünüşlü, yuvarlak yapılıdır fakat dişli değildir. Lif birbiri içinde bölmelerden oluşmuş gibi görülür. Bu durum lifin yumuşak olmasını sağlar. Enine kesitine bakıldığında daire şeklinde yuvarlağa yakındır (Harmancıoğlu, 1974: 252-254, Babaoğul ve diğerleri, 2010: 151). Kaşmir liflerinin

(36)

incelikleri ortalama olarak 13 micron ile 19 micron arasında, uzunlukları 20 mm ile 50 mm arasında değişmektedir (Vineis ve diğerleri: 2008: 68).

Fiziksel ve kimyasal bazı özelliklerini yün ile kıyasladığımızda aşağıdaki sonuçlar elde edilmektedir.

*Kohezyon ve çekme özelliği (düşük iç gerilim, kıvrımın az olması ve düşük lif sürtünme özelliğinden dolayı), daha düşüktür (Atav, 2013: 7).

*Kimyasal maddelere karşı dayanımı daha düşüktür. Alkali, asit ve beyazlatıcı maddelerin çözeltilerinin yoğunlukları ve sıcaklıkları daha düşük olsa bile kaşmir lifleri bunlardan zarar görür ( Harmancıoğlu, 1974: 254).

*Su ile ıslatıldığında kaşmir lifleri daha kısa sürede sature olmuş bir hal alır (Harmancıoğlu, 1974: 254).

*Özgül mukavemeti, gerilme modülü ve relaksasyon süresi daha yüksektir. Sabit hızda uzatma altında gerilme direnci ve releksasyon hızı daha düşüktür (Atav, 2013: 10).

*Parlaklığı, yumuşaklığı daha yüksektir. *Daha hafiftir, daha incedir.

Kalitesi: Kaşmir lifinin kalitesinin, fiyatının ve son kullanımının belirlenmesinde rol oynayan faktörler: Lifin inceliği, uzunluğu, rengi, kıvrımlılığı ve saflığıdır. İyi kaliteli kaşmir liflerinde incelik lifin yumuşaklığını etkiler ve örme giyimde kullanılabilen kaşmir için lifin inceliği yani çapı için kabul edilen en üst sınır 16.5 mikrondur. Lifin uzunluğu, ipliğin kullanımını belirler ve son ürünün daha dayanıklı olmasını sağlar. Lifin rengi de kolay ve düzgün boyanabilme durumunu etkiler ve kolay boyanabildiği için beyaz renkli lifler daha çok tercih edilmektedirler. Lifin elde edildiği keçinin genetiği, yaşadığı yerin yüksekliği ve hava koşulları (yaşadığı coğrafi bölge), beslenme şartları gibi tüm faktörler bu bahsedilen lif inceliği, uzunluğu ve rengini etkilemektedir (Weijer, 2011).

Çin’de üretilen kaşmirin en ince ve en yüksek kalitedeki kaşmir olduğu düşünülmektedir. Moğalistan kaşmiri bunu takip eder, lifleri daha kaba fakat daha uzundur, bu özellik de son ürüne sağlamlık kazandırır. Afgan ve İran kaşmiri aynı grupta değerlendirilir ve kalite olarak sıralamayı takip eder (Weijer, 2011).

Kullanım Alanı: Kaşmir lifleri, tekstil sektöründe dokuma ve örme alanında kullanılan lüks lifler arasında önemli bir yere sahiptir ve yumuşak olmaları nedeniyle

(37)

zarif ve güzel görünüşlü tekstil ürünlerinin yapımında kullanılır. Bu lifin saf olarak kullanıldığı tekstil ürünleri (kazak, hırka, elbise, şal, manto, içlik, battaniye …vs) yüksek fiyatlarda alıcı bulurken, karışım olarak kullanıldığı tekstil ürünleri daha uygun fiyatlarda alıcı bulmaktadır. Tekstil firmaları müşteri profillerine uygun olarak kullanım şekillerini çeşitlendirmektedir.

1.7.3. Kaşmir Lifinin Dünya Genelinde Üretimi ve Tüketimi

Kaşmir lifinin dünya genelinde üretimi yıllık 16.000 ton olduğu tahmin edilmektedir. Bu yıllık üretimin % 72’ si Çin, % 18’si Moğalistan, % 7’si Afganistan ve %3 diğer ülkelerde (İran, Hindistan, Nepal, Pakistan, Tibet, Kazakistan, Tacikistan ve Kırgızistan) yapılmaktadır. Ham haldeki kaşmir lifinin kilogram fiyatı 21 – 34 dolar arasında değişmektedir (Weijer, 2011: 4, 9).

Kaşmir lifi, son tüketici ile buluştuğunda dünya pazarında birbirinden tamamiyle farklı iki pazar segmentine sahiptir: Birincisi Çin’in hakim olduğu orta ve düşük seviyedeki segmenttir. İkincisi ise, Avrupa’daki markaların hakim olduğu yüksek seviyedeki segmenttir. Orta seviyedeki segmentte, giysiler genellikle Çin ve Moğalistan’da üretilir, Asya, Avrupa ve Amerika’da satılır. Bu tüketici pazarları arasında perakende fiyatları çok büyük farklılıklar gösterir (Weijer, 2011: 13).

1.8. Araştırmanın Önemi

Tekstil sektöründe arz-talep dengelerinde yaşanan değişiklikler, hızlı moda tüketiminin artması, standart tekstil üretiminin uzak doğu ülkelerine (Çin, Hindistan, Pakistan, Bangladeş gibi) kayarak üretim maliyetlerinin azalması gibi küresel pazarda görülen değişiklikler tekstil firmalarını standart üretim dışında yenilikçi ürünler yapmaya zorlamaktadır. Giysinin sadece güzel görünmesi yeterli olmamakta, giysinin kişiyi iyi ve rahat hissettirmesi de önemli talepler arasında yer almaktadır. Konfor genel olarak kişinin kendisini iyi hissetme durumu olarak tanımlanan kişisel bir histir. Konforu etkileyen çevresel, fizyolojik, psikolojik etkenler içinde kumaş özellikleri müdahale edilebilen bir etken olduğu için çalışmalar kumaş özellikleri üzerinde yoğunlaşmıştır. Bu durum konforunun ölçülmesi ihtiyacının ortaya çıkmasına ve bu alanda yapılan çalışmaların artmasına yol açmıştır. Giysinin ısı ve

(38)

nem iletimi ile ilgili olan ve objektif olarak ölçülebilen ısıl konfor ile ilgili çalışmalar da önem kazanmıştır.

Kaşmir lifleri tekstil sektöründe kullanılan en değerli doğal lifler arasında yer almaktadır. Üretim miktarlarının az olması ve üretim zorlukları bu liflerin değerini daha da arttırmaktadır. Ayrıca doğal liflerin sağlıklı giyim özelliği, eşsiz yumuşaklığı ve hafifliği gibi kullanımdaki avantajları nedeniyle hazır giyim sektöründe tercih edilmektedir. Yapılan literatür araştırmasında kaşmir örme kumaşların ısıl konforu ile ilgili bir çalışma bulunmadığı tespit edilmiştir. Bu araştırma literatürdeki eksiğin giderilmesi ve kaşmir örme kumaşların ısıl özelliklerinin ortaya konması açısından önemlidir. Araştırma sonuçlarının kaşmir örme kumaşlar ile ilgili araştırma yapan araştırmacılara ve kaşmir giysi üreten firmalara yol gösterici olması beklenmektedir.

1.9. Araştırmanın Amacı

Araştırmanın amacı, kaşmir örme kumaşlarda örgü türü, örgü sıklığı ve katlı iplik kullanımı özelliklerinin kumaşların ısıl konfor özellikleri üzerindeki etkisinin belirlenmesidir.

Araştırmanın alt amaçları:

1. Kaşmir örme kumaşlarda, örgü tipinin kumaşların ısıl konfor özellikleri üzerindeki etkisi nasıldır?

2. Kaşmir örme kumaşlarda, örgü sıklığının kumaşların ısıl konfor özellikleri üzerindeki etkisi nasıldır?

3- Kaşmir örme kumaşlarda, katlı iplik kullanımının kumaşların ısıl konfor özellikleri üzerindeki etkisi nasıldır?

1.10. Tanımlar

Araştırmada kullanılan kavramların tanımları aşağıda verilmiştir. Absorbsiyon: Emilim (Türk Dil Kurumu, 2012).

Difüzyon: Yayılma. Moleküllerin yada iyonların yüksek konsantrasyonlu bir alandan düşük konsantrasyonlu bir alana geçişidir (Türk Dil Kurumu, 2012).

Fizyoloji: Canlıların hücre, doku ve organlarının görevlerini ve bu görevlerin nasıl yerine geldiklerini inceleyen bir bilim dalıdır (Türk Dil Kurumu, 2012).

Şekil

Şekil 1: Subjektif Olarak Konfor Algısının Akış Şeması
Şekil 2: İnsan Vücudunun Termoregülasyon Mekanizması
Tablo 1: Numune Kumaşlar ve Özellikleri
Tablo 2: Deneysel Çalışmada Ölçülen Özellikler ve Kullanılan Ölçüm Cihazları  Deneysel Çalışmada Ölçülen Özellikler  Ölçüm Cihazı ve Standardı
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Literatürdeki ısı iletkenlik değerleri doğal taşların ısı uygulanmadan ve ısı uygulandıktan sonraki termografik görüntüleri kıyaslandığında elde edilen görüntülerin

The thermal resistance values of two ply textured polyester mesh knitted fabrics decreased with increasing density and the highest loop length two ply textured polyester mesh

b) Cebri sirkülasyonlu konvektörler ... Gömülü Tip Konvektörler ... KONVEKTÖRLERDE ISI TRANSFERİ VE LİTERATÜR ÇALIŞMALARI ... Konvektörlerde Isı Geçişini

Sekizer ritmik sayarken aşağıda verilen sayılardan bir önce ve bir sonra söylediği-?. miz

Nihayet asrı bir tersane ihtiyacı karşısında 1805 yılında çok harap bir hale gelmiş olan Aynalı kavak sarayı yıktırılıp yerine yeni bir havuz,

Uşaklıgil şöyle tanımlıyor onu: “ Yunus Nadi, yurdun mutlaka kurtulacağı imanını, zifiri ka­. ranlık içinde, madde bulamadığı zaman kalbinin ışığından alan

V itray sanatındaki amaç, mimari yapılara veya günlük eşyalara belli bir uyum ve bütünlük içinde, biçim, renk ve sanatsal ışık katarak görsel bir sevinç,

(2020) conducted a drought analysis in Tokat province using the precipitation simulated with the CLIGEN. According to the preliminary research, there is no study on