• Sonuç bulunamadı

Kadınların giysilerdeki süslemelere yönelik görüşleri: İstanbul örneği

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kadınların giysilerdeki süslemelere yönelik görüşleri: İstanbul örneği"

Copied!
150
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ

SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ

TASARIM ANA BĠLĠM DALI

TASARIM BĠLĠM DALI

KADINLARIN GĠYSĠLERDEKĠ SÜSLEMELERE

YÖNELĠK GÖRÜġLERĠ: ĠSTANBUL ÖRNEĞĠ

Derya SARDI

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

DANIġMAN

Doç. Dr. Hatice HARMANKAYA

(2)

T.C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ

SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ

TASARIM ANA BĠLĠM DALI

TASARIM BĠLĠM DALI

KADINLARIN GĠYSĠLERDEKĠ SÜSLEMELERE

YÖNELĠK GÖRÜġLERĠ: ĠSTANBUL ÖRNEĞĠ

Derya SARDI

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

DANIġMAN

Doç. Dr. Hatice HARMANKAYA

(3)
(4)
(5)

ÖNSÖZ

Ġnsanlığın var oluĢundan günümüze kadar beğenilme ve farklı olma isteği, giyimde süslemeyi ihtiyaç haline getirmiĢtir. Teknolojinin geliĢmesi ile geliĢen sanayi sektöründe modanın sürekli değiĢmesi, tüketiciler tarafından yeni modeller istenmesi ve farklı olma ihtiyacı, giyimde süslemenin önemini daha da arttırmaktadır. Tüketicilerin beğeni ve istekleri doğrultusunda giyimde farklı tarzlarda süslemeler yapılması gerekmektedir. Bu bağlamda araĢtırmada; kadınların giysi süsleme tasarımlarına yönelik görüĢleri, giysi satın alma davranıĢları, süsleme teknikleri ve süslemeden beklentileri incelenmeye çalıĢılmıĢtır.

Bu çalıĢmanın planlanması, araĢtırılması, uygulanması esnasında katkılarını, bilgi, sabır, zaman ve tecrübelerini esirgemeyen kıymetli hocam Sayın Doç. Dr. Hatice HARMANKAYA‟ya, araĢtırma çalıĢmalarımda sevgi, destek ve yardımlarını esirgemeyen, her anlamda yanımda olan sevgili aileme ve eĢim BarıĢ SARDI‟ya sonsuz teĢekkür ederim.

Derya SARDI 2019, Konya

(6)

T. C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Öğ

renci

ni

n

Adı Soyadı Derya Sardı

Numarası 154263001013

Ana Bilim / Bilim Dalı Tasarım / Tasarım

Programı Tezli Yüksek Lisans x Doktora

Tez Danışmanı Doç. Dr. Hatice HARMANKAYA

Tezin Adı Kadınların Giysilerdeki Süslemelere Yönelik Görüşleri: İstanbul Örneği

ÖZET

KüreselleĢen dünyada modanın hızlı döngülerle değiĢiyor olması, kiĢileri ve firmaları yenilikler aramaya yönlendirmektedir. Giyim sektöründeki pazar alanında rekabet bu yüzden oldukça fazladır. Firmaların diğer rakiplerini geride bırakabilmesi ve ürünlerini tercih edilir kılabilmesi tasarımlarına farklılık katmaları ile mümkündür. Tasarımcıların sadece biçim ve form odaklı giysi tasarımları yapmaları yeterli olmamakta ve süsleme tekniklerini tasarımlarında kullanmaları gerekmektedir. Bu nedenle süsleme konusunda tüketici istek ve beklentilerinin belirlenmesi giysi tasarımlarının oluĢturulması açısından önem taĢımaktadır. AraĢtırmada çalıĢan ve çalıĢmayan kadın tüketicilerin giysilerdeki süslemelere yönelik görüĢleri, giysileri süsleme özelliklerine göre satın alma alıĢkanlıkları ve süsleme tekniklerine yönelik bilgileri belirlenmiĢtir.

Betimsel araĢtırma yöntemi kullanılan araĢtırmanın evrenini, Ġstanbul‟da yaĢayan çalıĢan ve çalıĢmayan kadınlar, örneklemini ise Avrupa ve Anadolu yakasında rastlantısal olarak seçilen 813 çalıĢan ve çalıĢmayan ankete katılan gönüllü kadın oluĢturmaktadır. AraĢtırmada veri toplama aracı olarak anket formu kullanılmıĢtır. Bu anketlerin sonuçları SPSS programı yardımıyla incelenerek analizleri ve yorumlamaları yapılmıĢtır. Elde edilen veriler yüzdelik tablolarda verilmiĢ, çalıĢan ve çalıĢmayan kadınlara ait çapraz tablo bulguları yüzdelik tabloların altında açıklanmıĢtır. Ayrıca

(7)

çalıĢan ve çalıĢmayan kadın tüketicilerin T-testi ve yaĢ değiĢkenleri ile yapılan ANOVA testi bulguları da likert tipi sorulara yönelik tablolarda verilmiĢtir.

AraĢtırmaya göre; kadınların giysilerde süslemeleri istemelerine rağmen, çalıĢan kadınların çalıĢmayan kadınlara göre giysilerde süslemeleri daha çok tercih ettikleri belirlenmiĢtir. Ayrıca kadınların alt giysi guruplarında süsleme istemedikleri oldukça dikkat çekicidir. Her iki gurubunda giysilerde süslemelerde problem yaĢadıkları, giysi süsleme tekniklerini çalıĢan kadınlara göre, çalıĢmayan kadınların daha çok bildiği sonuçlarına ulaĢılmıĢtır.

Anahtar kelimeler: Giyim, Süsleme, Süsleme Teknikleri, Süsleme Sanatı, Kadın

(8)

T. C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Öğ

renci

ni

n

Adı Soyadı Derya Sardı

Numarası 154263001013

Ana Bilim / Bilim Dalı Tasarım / Tasarım

Programı Tezli Yüksek Lisans x Doktora

Tez Danışmanı Doç. Dr. Hatice HARMANKAYA

Tezin İngilizce Adı Opinions of Women Towards Ornaments in Dress: İstanbul Example

SUMMARY

The fact that fashion is changing with fast cycles in a globalizing world leads people and companies to look for innovations. The competition in the marketplace in the clothing sector is therefore quite high. It is possible for companies to leave their competitors behind and make their products preferable by adding differences to their designs. It is not enough for designers to design clothes that focus on form and style, so they also need to use ornament techniques in their designs. For this reason, identification of consumer desires and expectations about ornament is important for the creation of garment designs. In this research, opinions of women consumers who work and who do not work on ornaments in clothes, buying habits according to ornament features and information about ornament techniques have been unearthed.

The research, which is of descriptive method, is focused of working and non-working women living in Istanbul and the sample is composed of 813 non-working and non-working volunteer women randomly selected on the European and Anatolian sides of the city. The questionnaire was used as a data collection tool. The results of these questionnaires have been analyzed and interpreted with the help of SPSS program. The data obtained are given in percentage tables and cross-table findings of working and non-working women are explained below the percentage tables. In addition, the T-test findings of the working and non-working female consumers and

(9)

the ANOVA test findings made intendant the questions with age variables are also given in the likert type tables.

According to the research; although women want to ornament clothes, it has been determined that working women prefer to ornament more than non-working women. It is also noteworthy that women do not want to ornaments in their lower body garments. It is concluded that both groups have problems in clothes ornament and that the women who do not work know more about garment ornament techniques when compared to their non-working counterparts.

Keywords: Clothing, Ornaments, Ornaments Techniques, Ornaments Art, Women Consumers

(10)

ĠÇĠNDEKĠLER

Sayfa No

BĠLĠMSEL ETĠK SAYFASI... i

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ KABUL FORMU ... ii

ÖNSÖZ ... iii ÖZET ... iv SUMMARY ... vi ĠÇĠNDEKĠLER ... viii TABLOLAR LĠSTESĠ ... x BÖLÜM I: GĠRĠġ ... 1 1.1. Konu ... 1 1.2. Problem Cümlesi ... 1 1.3. Alt Problemler ... 1 1.4. AraĢtırmanın Amacı ... 1 1.5. AraĢtırmanın Önemi ... 2 1.6. AraĢtırmanın Sınırlılıkları ... 2 1.7. AraĢtırmanın Sayıltıları ... 3 1.8. Tanımlar ... 3

BÖLÜM II:KAVRAMSAL ÇERÇEVE ... 5

2.1. Süsleme Kavramı ... 5

2.2. Süslemede Desen ve Motif ... 7

2.3. Türk Giyim Süsleme Sanatının Tarihçesi ... 11

2.3.1. Orta Asya Türk Dönemlerinde Giyim Süsleme ... 14

2.3.2. Selçuklu Döneminde Giyim Süsleme ... 18

2.3.3. Osmanlı Döneminde Giyim Süsleme ... 20

2.4. Giysi Tasarımında Süsleme ... 27

2.4.1 KiĢiye Özel Giysi Tasarımında Süsleme ... 27

2.4.2. Hazır Giyimde Süsleme ... 32

2.5. Giyimde Kullanılan Süsleme Teknikleri ... 36

2.5.1. Örme Teknikleri ile Yapılan Süslemeler ... 36

2.5.2. ĠĢleme Teknikleri ile Yapılan Süslemeler ... 38

(11)

2.5.4. Hazır Gereçler ile Yapılan Süslemeler ... 52

2.5.5. Baskı Tekniği ile Yapılan Süslemeler ... 54

2.6. Konu ile Ġlgili AraĢtırmalar ... 61

BÖLÜM III:YÖNTEM ... 65

4.1. AraĢtırma Modeli ... 65

4.2. Evren Örneklem ... 65

4.3. Veri Toplama Tekniği ... 66

4.4. Veri Analizi ... 67

BÖLÜM IV:BULGULAR VE YORUM ... 69

5.1. Kadın Tüketicilerin Demografik Özellikleri ... 69

5.2. Kadın Tüketicilerin Giysi Satın Alma DavranıĢları ... 74

5.3. Kadın Tüketicilerin Giysi Süsleme Tasarımlarına Yönelik Beklentileri ... 80

BÖLÜM V:SONUÇ ve ÖNERĠLER ... 105

6.1. Sonuçlar ... 105

6.2. Öneriler ... 111

KAYNAKÇA ... 113

EKLER ... 130

EK-1. Anket Soruları ... 130

(12)

TABLOLAR LĠSTESĠ

Tablo No: Tablo Adı: Sayfa No: Tablo 1. Kadın Tüketicilerin Demografik Özellikleri ... 69 Tablo 2. Kadın Tüketicilerin Demografik Özelliklerinin ÇalıĢma Durumuna

Göre Çapraz Tablo Sonuçları... 70

Tablo 3. Kadın Tüketicilerin Giysi AlıĢveriĢi için Harcadıkları Aylık

Ortalama Miktar ... 71

Tablo 4. Kadın Tüketicilerin Giysi AlıĢveriĢi için Harcadıkları Aylık

Ortalama Miktarın ÇalıĢma Durumuna Göre Çapraz Tablo Sonuçları ... 71

Tablo 5. Kadın Tüketicilerin Tercih Ettikleri Giyim Tarzları ... 72 Tablo 6. Kadın Tüketicilerin Tercih Ettikleri Giyim Tarzlarının ÇalıĢma

Durumuna Göre Çapraz Tablo Yorumları ... 73

Tablo 7. Kadın Tüketicilerin Giysi AlıĢveriĢi Yaptıkları Yerler ... 74 Tablo 8. Kadın Tüketicilerin Giysi AlıĢveriĢi Yaptıkları Yerlerin ÇalıĢma

Durumuna Göre Çapraz Tablo Sonuçları ... 74

Tablo 9. Kadın Tüketicilerin Giyim AlıĢveriĢi Yapma Durumları ... 76 Tablo 10. Kadın Tüketicilerin Giyim AlıĢveriĢi Yapma Durumlarının ÇalıĢma

Durumuna Göre Çapraz Tablo Sonuçları ... 77

Tablo 11. Kadın Tüketicilerin Giysi AlıĢveriĢi Yapma Nedenleri ... 78 Tablo 12. Kadın Tüketicilerin Giysi AlıĢveriĢi Yapma Nedenlerinin ÇalıĢma

Durumuna Göre Çapraz Tablo Sonuçları ... 79

Tablo 13. Kadın Tüketicilerin Giysilerde Süslemeye ĠliĢkin Yenilikleri Takip

Etme Durumları ... 80

Tablo 14. Kadın Tüketicilerin Giysilerde Süslemeye ĠliĢkin Yenilikleri Takip

Etmelerinin ÇalıĢma Durumlarına Göre Çapraz Tablo Sonuçları ... 81

Tablo 15. Kadın Tüketicilerin Giysilerdeki Süsleme Seçimlerini Etkileyen

Faktörler ... 82

Tablo 16. Kadın Tüketicilerin Giysilerdeki Süsleme Seçimlerini Etkileyen

Faktörlerin ÇalıĢma Durumuna Göre Çapraz Tablo Yorumları ... 82

(13)

Tablo 18. Kadın Tüketicilerin Giysilerde Tercih Ettiği Süsleme ÇeĢitlerinin

ÇalıĢma Durumuna Göre Çapraz Tablo Yorumları ... 84

Tablo 19. Kadın Tüketicilerin Süsleme Bulunmasını Tercih Ettiği Ürün

Grupları ... 85

Tablo 20. Kadın Tüketicilerin Süsleme Bulunmasını Tercih Ettiği Ürün

Gruplarının ÇalıĢma Durumuna Göre Çapraz Tablo Yorumları ... 86

Tablo 21. Kadın Tüketicilerin Süsleme Bulunmasını Tercih Ettiği Ürün

Gruplarının ÇalıĢma DeğiĢkenine Göre T-testi Analiz Sonuçları ... 87

Tablo 22. Kadın Tüketicilerin Süsleme Bulunmasını Tercih Ettiği Ürün

Gruplarının YaĢ DeğiĢkenine Göre ANOVA Testi Analiz Sonuçları ... 87

Tablo 23. Kadın Tüketicilerin Giysilerde Süsleme Tasarımlarını Tercih Etme

Nedenleri ... 88

Tablo 24. Kadın Tüketicilerin Giysilerde Süsleme Tasarımlarını Tercih Etme

Nedenlerinin ÇalıĢma Durumuna Göre Çapraz Tablo Sonuçları ... 90

Tablo 25. Kadın Tüketicilerin Giysilerde Süsleme Tasarımlarını Tercih Etme

Nedenlerinin ÇalıĢma DeğiĢkenine Göre T-testi Analiz Sonuçları ... 92

Tablo 26. Kadın Tüketicilerin Giysilerde Süsleme Tasarımlarını Tercih Etme

Nedenlerinin YaĢ DeğiĢkenine Göre ANOVA Testi Analiz Sonuçları .... 93

Tablo 27. Kadın Tüketicilerin Giysilerdeki Süsleme Tasarımlarında Dikkat

Ettikleri Özellikler ... 94

Tablo 28. Kadın Tüketicilerin Giysilerdeki Süsleme Tasarımlarında Dikkat

Ettikleri Özelliklerin ÇalıĢma Durumuna Göre Çapraz Tablo Sonuçları ... 96

Tablo 29. Kadın Tüketicilerin Giysilerdeki Süsleme Tasarımlarında Dikkat

Ettikleri Özelliklerin ÇalıĢma DeğiĢkenine Göre T-testi Analiz Sonuçları ... 98

Tablo 30. Kadın Tüketicilerin Giysilerdeki Süsleme Tasarımlarında Dikkat

Ettikleri Özelliklerin YaĢ DeğiĢkenine Göre ANOVA Testi Analiz Sonuçları ... 98

Tablo 31. Kadın Tüketicilerin Giysilerdeki Süslemelere ĠliĢkin YaĢadığı

(14)

Tablo 32. Kadın Tüketicilerin Giysilerdeki Süslemelere ĠliĢkin YaĢadığı

Problemlerin ÇalıĢma Durumuna Göre Çapraz Tablo Sonuçları ... 100

Tablo 33. Kadın Tüketicilerin Giysi Süsleme Tasarımındaki Teknikleri

Tanıma Durumları... 101

Tablo 34. Kadın Tüketicilerin Giysi Süsleme Tasarımındaki Teknikleri

Tanıma Durumlarının ÇalıĢma Durumuna Göre Çapraz Tablo Yorumları ... 102

Tablo 35. Kadın Tüketicilerin Giysi Süsleme Tasarımındaki Teknikleri

Tanıma Durumlarının ÇalıĢma DeğiĢkenine Göre T-testi Analiz Sonuçları ... 103

Tablo 36. Kadın Tüketicilerin Giysi Süsleme Tasarımındaki Teknikleri

Tanıma Durumlarının YaĢ DeğiĢkenine Göre ANOVA Testi Analiz Sonuçları ... 104

(15)

BÖLÜM I GĠRĠġ 1.1. Konu

Bu bölümde araĢtırmanın konusunu oluĢturan problem cümlesi, araĢtırmanın amaçları, alt problemleri, önemi, sayıtlıları ve sınırlılıkları üzerinde durulmuĢtur.

1.2. Problem Cümlesi

Bu araĢtırmada; çalıĢan ve çalıĢmayan kadınların giysi satın alma davranıĢları ve giysilerdeki süslemelere yönelik görüĢleri nelerdir? problem cümlesine cevap aranmak istenmiĢtir.

1.3. Alt Problemler

1. Kadınların giysi satın alma durumlarını ve giysi satın alma nedenleri nelerdir?

2. Giysilerdeki süsleme tasarımlarını tercih etme nedenleri nelerdir?

3. Kadınların giysi süslemelerinde dikkat ettikleri özellikleri belirleyerek, giysilerde tasarım açısından süslemelerden beklentileri nelerdir?

4. Kadınların giysi süslemelerine iliĢkin karĢılaĢtıkları problemler nelerdir? 5. Kadınların çalıĢıp çalıĢmama ve yaĢ faktörü ile giysi satın alma davranıĢları arasında iliĢki var mıdır?

6. Kadınların çalıĢıp çalıĢmama ve yaĢ faktörü ile giysi süslemeden beklentileri nelerdir?

1.4. AraĢtırmanın Amacı

Bu araĢtırma, çalıĢan ve çalıĢmayan kadınların giysilerdeki süslemelere yönelik görüĢlerini belirleyerek, giysilerde süslemeleri nasıl değerlendirdikleri, ne tür süslemeler tercih ettiklerini ve süslemelerde hangi sorunlar ile karĢılaĢtıklarını ortaya çıkarmak amacıyla planlanmıĢ ve bu doğrultuda yürütülmüĢtür.

(16)

1.5. AraĢtırmanın Önemi

Giyinme olgusu, çevresel ve kültürel faktörler ile ihtiyaç olmaktan çıkarak, moda olgusuna ve süslenme ihtiyacına dönüĢmüĢtür. Günümüzde modanın en büyük belirleyicisi tüketiciler olmuĢtur. Sürekli değiĢen ve geliĢen zevklere hitap etmekte olan moda sektörü, tüketicilerin geçici heveslerine bağlı olarak süsleme, stil ve detay gibi moda eğilimlerinde değiĢikliği sağlayan olgulara ihtiyaç duymaktadır. Giyimde süsleme, bir giysiye estetik değer katmak onu daha cazip hale getirmek ve giysilerde özgünlük yaratma açısından oldukça önemlidir.

Modanın sürekli değiĢmesi, insanların farklı beğenilere sahip olması ve ihtiyaç fazlası tüketimlerin artması, üreticilerin hızlı ve farklı tarzda üretim yapmalarını zorunlu kılmaktadır. Bunun sonucunda ‟fast fashion‟ denilen hızlı moda kavramı yani modelleri hızlı bir Ģekilde değiĢen giysi koleksiyonlarının pazara sunulmasını ortaya çıkarmaktadır. Giyim sektöründeki pazar alanında rekabet oldukça fazladır. Firmaların diğer rakiplerini geride bırakabilmesi ve ürünlerini tercih edilir kılabilmesi için tasarımlarına farklılık katmaları gerekmektedir. Tasarımcılar koleksiyonlarında farklı süsleme tekniklerini ve malzemelerini kullanarak özgün tasarımlar geliĢtirebilir.

Oldukça yaygın ve etkin kullanım alanları olmasına rağmen süslemeye yönelik bilimsel araĢtırmalar oldukça sınırlıdır. Giysi süslemede ne gibi yöntem ve tekniklerin uygulandığının tespit edilmesi, belgelenmesi ve süsleme sanatlarının da devamı açısından araĢtırma konusu önem taĢımaktadır.

1.6. AraĢtırmanın Sınırlılıkları

Bu araĢtırma:

 Ġstanbul Avrupa ve Anadolu yakasında çalıĢan ve çalıĢmayan genç ve orta yaĢ kadınlara,

 Veri toplama aracı olarak kullanılan anketlerden elde edilen verilerle,

(17)

1.7. AraĢtırmanın Sayıltıları

AraĢtırmada geçerli olabilecek sayıltılar aĢağıda belirtilmiĢtir:

 AraĢtırmaya gönüllü olarak katılan kadınlar veri toplama aracına doğru ve samimi cevaplar vermiĢlerdir.

 Veri toplama aracında yer alan sorular problemin çözümünü kapsayan ve alt problemleri çözümleyecek niteliktedir.

 ÇalıĢmaya katılan örneklem grubu evreni temsil edecek niteliktedir.

1.8. Tanımlar

Giyim: Ġnsanların var olmasıyla birlikte dıĢ etkenlerden korunmak için ortaya

çıkan bir ihtiyaç, süslenme isteğini karĢılayan bir sanat, günlük yaĢamı ve kiĢisel görünümü yansıtan toplumsal bir olgudur (Salman ve Atmaca, 2010: 11). Ġlk giysiler doğa koĢullarına karĢı gereksinim olarak doğmuĢ ve iĢlevsel, yalın halde kullanılmıĢtır. Hızla geliĢen teknolojik ilerlemeler ve toplumsallaĢma giysilere estetik görünümü, zenginleĢtirici ayrtıntıları ve süslemeyi getirmiĢtir (Ercan, 1994: 19).

Süsleme: Bir eĢyayı, yapıyı kullanıĢ amacıyla birlikte olduğundan daha güzel

biçimde göstermek için birtakım obje ve teknikler ile oluĢturulan, estetik çalıĢmaların tümüdür (Koç, 1999: 397).

Giyim Süsleme: Giysiye çeĢitli süsleme teknikleri uygulayarak güzelleĢtirmek

ve farklılaĢtırmaktır. Ġnsanları giyinmeye iten en önemli faktörlerden biri farklı olma, hoĢa gitme yani süslenme ihtiyacıdır. Bazı buluntular kadınlarda süslenme iç güdüsünün örtünmeden daha güçlü bir Ģekilde olduğunu göstermektedir (Türkoğlu, 2002: 4,5).

Süs: Süs canlıların doğasında varolan bir olgudur. Bu olgu insanın sanata

yönelmesini sağlayan büyük bir etken olmuĢtur. Süslemeyi sanata yaklaĢtıran, süs unsurlarının estetik ölçüler doğrultusunda asıl nesnenin güzelleĢmesini sağlayacak uyum ile yapılmasıdır (Koç, 1999: 397).

(18)

Süsleme Sanatı: Bir milletin kültürünü, duygularını ve düĢünce biçimini ifade

eden bunun yanısıra milletin gelenek ve göreneklerini gelecek nesillere aktaran bir bilim unsurudur. Güzellik duygusu en ilkel toplumlarda bile varolmuĢtur. Ġnsanlar varolduğu zamandan bu yana doğal bir içgüdü sonucu kendisini, çevresini, eĢyalarını süsleme ihtiyacı duymuĢ ve süsleme sanatının doğmasına etken olmuĢtur. Bu sanatın geliĢmesinde diğer önemli faktör ise gelenekler, din ve dinin oluĢturduğu sınırlamalardır (Akgün, 2008: 46).

(19)

BÖLÜM II

KAVRAMSAL ÇERÇEVE

2.1. Süsleme Kavramı

Ġnsan için bir ihtiyaç olan süsleme, güzellik ve estetik amacının yanı sıra topluma, doğaya uyum sağlayabilmek ve insanın eksiklik duygusunu gidermek için yaptığı bir faaliyettir (Yıldırım, 2008: 269).

Süslemeler, insanların çeĢitli ihtiyaçlarını karĢılamak ve süslemek amacı ile ortaya çıkmıĢtır. Ġlerleyen zaman içinde geliĢmiĢ ve çevrenin Ģartlarına göre farklılık göstermiĢlerdir. Ayrıca süslemeler bir toplumun değer yargılarını yansıtmıĢ, kültür yapısının ve seviyesinin aynası olmuĢtur (Yıldırım, 2013: 10,11).

Süsleme sanatı, herhangi bir nesnenin veya mekanın doğal Ģeklini ve iĢlevini bozmadan, onu güzelleĢtirmek için yüzeylerinin üzerine bir çok teknik ile renkli, renksiz estetik çalıĢmalar yapma sanatıdır (Alpaslan, 2003: 13). Süslenme, toplumların teknolojik, sosyal, kültürel ve ekonomik yapılarından beslenmektedir. Bu da süslenmeyi ait olduğu topluma özgü kılmakta ve bu bilgiler doğrultusunda süsleme özelliklerine bakarak o toplumun yaĢayıĢ biçimleri ile ilgili bilgi sahibi olunabilmektedir (Bilki ve Güzel, 2008: 669,671). Farklı topluluklar arasındaki kültürel farkı belirginleĢtiren süsleme, bu farkı koruma sembolü olduğu gibi aynı zamanda sosyal sınırların ve dinsel simgelerin belirgin taĢlarından biridir (Kutlu ve Özmen, 2008: 313). Süsleme tasarımının amacı ürünün iĢlevini değiĢtirmeden ürüne estetik katmak ve güzelleĢtirmektir. Süsleme tasarımı yaparken genellikle doğal, soyut ve somut biçimlerden ilham alınmaktadır (Alpaslan, 2003: 85).

Süslemenin, kiĢinin çevresine ve kendisine estetik görünme arzusundan dolayı ortaya çıktığı söylenebilir. Zamanla estetik görünüm sağlama isteği, süslemeyi ihtiyaç haline getirerek, yaĢama yerleĢtirmiĢ ve çeĢitli tekniklerin geliĢtirilmesine ve üretilmesine imkan sağlamıĢtır (Bahar, 2013: 140).

(20)

Süslemecilik insanlığın oluĢumu ile birlikte baĢlamıĢtır. Kendisini, yaĢadığı ortamı, kullandığı giysileri, takıları, eĢyayı en güzel Ģekilde süslemek ve onu sanat anlayıĢı yapmak insanoğlunun yaratılıĢından gelen bir tutku olmuĢtur (Yavuz, 2008: 10). Süslemenin tarihçesine bakıldığında; süsleme ve süslenme ihtiyacı her dönemde varolmuĢtur. Ġnsanlar süsleme isteği ile kullandıkları eĢyalarda ve her alanda yenilikler yapmıĢ, kendilerine ait olan evlerini, giysilerini süsleme çabasında bulunmuĢlar ve süslemeyi sanat haline getirmiĢlerdir (Eronç, 1984: 3). Ġnsanların ilkçağlarda süslemeye tutkuyla sarılmıĢ olmasının nedenini Prehistorya uzmanları “Ġnsanda yaĢama isteğinin göstergesi” olarak ele almıĢlardır. Buda geçmiĢte de süslemenin ne kadar önemli olduğunu bize göstermektedir (Koç, 1999: 397). Yüzyıllar boyunca yaprak, kumaĢ, balık pulları gibi farklı malzemelerin, ilk zamanlarda dal veya kemikten yapılmıĢ iğneler ile, keten, deri ve dövülmüĢ ağaç kabuğu gibi, dikiĢ tutabilecek neredeyse her türlü malzeme üzerine dikilerek, aplike edilerek süslendiği yazılı ve görsel belgelerde belirtilmiĢtir (Kozbekçi, 2017: 207).

Tarih boyunca en yaygın süslenme nesnesi, madenlerden ve bir çok farklı taĢtan üretilmiĢ boncuklardır. Ġnsanlar ilk zamanlarda süs malzemelerini yaĢadıkları çevredeki doğal kaynaklardan elde etmiĢler, sonrasında Ortadoğu‟da Epipaleolitik dönemden itibaren süs malzemelerinin uzun mesafeli ticaretinin yapılması ile birlikte farklı malzemelere ulaĢabilmiĢlerdir. Deniz kabuğu, değerli taĢlar, obsidyen, bakır, gümüĢ, cam, kemik ve altın süs malzemelerinden bazılarıdır (Aydın, 2009: 7).

Doğar doğmaz “örtünme” ihtiyacı duyan insanın hayatını devam ettirebilmek için asgari de olsa giyinmesi gerekmektedir. Bundan dolayı dokumacılığın oluĢmasıyla beraber ilk baĢta giyim ihtiyacı karĢılanmıĢtır. Ancak giyinme; insanların temel ihtiyacı olmasının yanısıra güzel görünme, süslenme, statü belirleme gibi bazı anlamlar kazanmıĢtır. Yüzyıllar boyunca kendi toplumlarının kültürlerine, ihtiyaçlarına, sanat anlayıĢlarına ve ellerinde ki imkanlarına göre giysilerini süslemeye çalıĢmıĢlardır (Salman, 1990: 141; Mutaf, 2015: 284). Süslemeler, insanlara görünüĢlerini tamamlamada yardımcı olmaktadır. Tiyatro sahneleri bir oyunun temasını güçlendirdiği gibi süslemelerde kıyafet için aynı amacı taĢımaktadır. Giyim ve aksesuardaki estetik ihtayaca hizmet etmekte ve özelliklede

(21)

kadınlar için büyük bir önem taĢımaktadır (Tain, 2006: 248). Ġnsanoğlunun farklı olma ve baĢkaları tarafından beğenilme arzusu her alanda süslemeyi doğurmuĢtur. Giyim alanındaki süsleme tekniklerinin yaĢamın farklı alanlarında kullanılması çok eski zamanlara kadar dayanmaktadır (Harmankaya vd., 2012: 628).

Tarihte kadınlar saçlarına çeĢitli takılar takarak ve Ģekiller vererek kendilerini süslemiĢlerdir. ÇeĢitli bitkilerden elde ettikleri boyaları ise güzelleĢmek için kullanmıĢlar, tebeĢir ve üstübeçle ten beyazlattıkları, kömür tozu ve toz antimon ile kaĢ ve göz kapaklarını renklendirdikleri, yanaklarını ve dudaklarını ise Ģarap tortusu ve aĢı boyası kullanarak kırmızıya boyadıkları görülmüĢtür (Aydın, 2009: 7).

Ġnsanların kendi bedenlerini boyama ve süsleme istekleri her zaman varolmuĢtur. Eski zamanlarda karmen kırmızısı boyası elde etmek için Coccus Ġllicis (Kırmız Böceği) ve Coccus Cacti (KoĢenil) bitkileri, su moru isimli erguvan rengi için ise Murex Brandaris adlı deniz yumuĢakcası hayvansal boyaları, bitkisel boyalar elde etmek için ise çivit, safran, rezene, meĢe kabuğu, kına, mersin ve Rubia Tinctorum (kök boya) kullanılmaktaydı. Süslenmek amacı ile kullanılan maddeler, ilk önce toz haline getirilip ardından badem, ceviz, zeytin, gül ve susam yağları ile karıĢtırılarak uygulanmaktaydı (Gürel, 2005: 7). Ġlkel olarak adlandırılan eski insanlar ile günümüzdeki insanlar arasında süsleme isteği açısından çok fazla değiĢiklik olmamıĢtır. DeğiĢenler temel aletler ve yöntemlerdir. Ġnsandaki süslenme ve süsleme isteği aynı Ģekilde devam etmiĢtir (Hamlyn, 1991: 12).

GeçmiĢten günümüze kadar değer kaybetmeden gelen süsleme, her alanda insanlar ile doğru orantılı olarak büyümeye devam etmiĢtir. Teknolojinin ilerlemesi ile artan imkanlar, sağlanılan kolaylıklar ve giderek estetik görünme isteğinin hızla artması, çeĢitlerin çoğalması süslemeyi günümüzde kaçınılmaz hale getirmiĢtir (AtlamıĢ, 2008: 2).

2.2. Süslemede Desen ve Motif

Süsleme genel olarak resim sanatının bir kolu olmak ile birlikte bir eĢyanın daha güzel hale gelebilmesi için üsluplaĢmıĢ bir Ģekil, resim ve motiflerle

(22)

değerlendirilmesidir. Yani ana teması desen, deseni de meydana getiren motiflerdir (Yavuz, 2008: 12).

Bilimsel araĢtırmalar insanın süsleme isteğinin altında yatan asıl gerçeği “boĢluk korkusu” olarak tanımlamaktadır. Süsleme tarihi, süs motifleri ve desenler uygarlıkların sanat anlayıĢları hakkında bilgi vermektedir. Bu bakıĢ açısıyla desen ve motif dünyası geçmiĢin arĢivine ıĢık tutmakta ve bu zengin arĢiv, geçmiĢin zengin desen çeĢitliliğini günümüze taĢımaktadır (Özpulat ve Yurt, 2013: 29).

Süsleme sanatında motiflerin ve desenlerin gösterdiği özellikler, sanat anlayıĢının yansıra o toplumun zevklerini, düĢünce yapılarını ve yaĢam biçimlerini anlamaya yardımcı olmaktadır (Seçkinöz vd., 1986: 108). Tarihsel süreç içinde uygarlıklarda ve her dönemde desenler ve üslupları farklılık göstersede insan deneyimleri ile oluĢturulan temel formlar aynı kalmıĢtır (Özpulat ve Yurt, 2013: 29)

Ġnsanlar, tarihin dönemlerinde bazı canlıların, hayali varlıkların, bitkilerin ve nesnelerin büyülü güçlere ya da sembolik anlamlara sahip olduklarına inanarak bunlara bir takım özel anlamlar yüklemiĢlerdir. Bu Ģekilde sanatçı bir yandan oluĢturduğu sanat eserini istediği Ģekilde süslerken, diğer yandan da bu motiflere yüklediği anlamlar ile onları değerli hale getirerek kutsallaĢtırmaya çalıĢmıĢtır. Örneğin, mezar taĢlarının üzerlerine iĢlenen bazı desen ve motifler, süsleme amacının yanı sıra kiĢilerin hayatta iken cinsiyetini, mesleğini hatta ne tür bir kiĢiliğe sahip oldukları hakkında bilgi veren sembollere dönüĢmüĢtür (Çağlıtütüncügil, 2013: 62).

Desen, birçok farklı araç ve gereçler ile yüzeylerin üzerine yapılan iki boyutlu biçimlemeleri kapsayan görsel sanata verilen isimdir. Fransızcadan gelen desen sözcüğüne, nesnelerin çizgiler ile oluĢturulmuĢ Ģekli de denilmektedir. Güzel sanatlarda ve uygulamalı sanatlar alanında tasarım her zaman desenle baĢlamaktadır. Süsleme sanatında desen ise herhangi bir yeri, nesneyi süslemek ve süsler oluĢturmak için kullanılmaktadır (Alpaslan, 2003: 112; Sanal 1, 2017: 1).

Görsel sanatların temelini desen oluĢturuyor ise desenin temelini de çizgi oluĢturmaktadır. Çizgiye duyguların anlatım aracı olarak bakılabilir. Sanatsal olarak

(23)

desen, görsel bir dildir ve dünyayı nasıl gördüğümüzü, algıladığımızı, iç dünyamızı nasıl yansıttığımızı gösterir. Bir objeyi yorumlama ve betimleme Ģeklimiz düĢünme biçimimizi de ortaya koymaktadır (Ayaydın, 2010: 162). Deseni tasarlayan kiĢinin; gözlemleri, zevkleri, algıları, duyguları, hissettikleri, yaĢayıĢ biçimleri ve karar verme özellikleri deseni meydana getirir. Desen görünen gerçeği değil, tasarımcının yorumunu gösterdiği için tasarımcının imzasını taĢımaktadır (Sanal 2, 2017: 2).

Motifler ise bezeme ve süslemede bütünü meydana getiren parçalara verilen isim olarak tanımlanmaktadır. Türkçede ise motif kelimesinin karĢılığını tamamlayan “örge” kelimesi kullanılmaktadır (Soysaldı vd., 2016: 14). Süslemenin kendisini meydana getiren bir parçası olan motif, tek baĢına güzel olsada yerine göre kullanılmadığında güzel görünmemektedir. Süslemede motif oluĢturulurken hangi amaç ile, nasıl bir iĢ için, nasıl bir yüzeyde kullanılacağı ve kullanılacak olan gereçlerin ve tekniğin düĢünülmesi gerekmektedir (Seçkinöz vd., 1986: 12).

Desen ve motif tasarımları, süslemenin vazgeçilmez bir unsurudur. Tasarım, zihinde oluĢturulan biçimdir. Zihinde hayal etme, farklılıkları ortaya çıkarma, yaratıcı ve eleĢtirisel düĢünme gibi süreçleri canlandırarak, süslemeyi anlam ve görsel açıdan tamamlayan yeni ve yaratıcı tasarımlar ortaya çıkarmaktadır (Megep, 2012: 5).

Motif ve desen oluĢturulurken, kompozisyondaki temel prensipler süsleme tasarımı ilkelerine göre uygulanmalıdır. Asıl önemli olan kompozisyonun uygulanacağı ürünün biçimine ve ölçüsüne göre tasarlanmasıdır. Desen tasarımını yapmadan önce bunlar belirlenmeli ve süslemenin yapılacağı yüzey iyi kullanılmalıdır. Motifler, çizgi ve Ģekil olarak resimsel öğe gibi düĢünülerek tasarlanmalıdır (Alpaslan, 2003: 192).

Süsleme tasarımının yapımında, motiflerin ve biçimlerin renkleri, dokuları, aralıkları, yönleri ve boyutları birbirleri ile uyum içinde olmalıdır. Süslemede kullanılan desen ve motiflerin bütünü oluĢturacak Ģekilde düzenlenmesinde en önemli unsurlar denge ve uyumdur. ÇıkıĢ noktası olarak simetrik ve asimetrik gibi bir nokta belirlenmelidir (Megep, 2012: 9). Bir tasarımda dengesizlik var ise,

(24)

dengesizliği oluĢturan kısımların yeri, rengi, yönü, tasarımı gerektiği oranda değiĢtirilmeli veya denge sağlayıcı unsurlar eklenmelidir (Alpaslan, 2003: 75).

Motif ve desen tasarımında diğer önemlı unsur ise renklerdir. Renkleri belirlerken; renklerin birbirleri ile uyumuna, kullanılacak olan kumaĢın veya zeminin renk geçiĢlerindeki tonlamaya dikkat edilmelidir (Megep, 2012: 5). Uygulanacak olan desende motif her zaman doğal haliyle yansıtılmamaktadır. Deseni iĢleyen kiĢinin veya desinatörün bakıĢ açısı, iĢlemenin tekniği gibi nedenler ile ilk halinden farklı Ģekilllerde ve renklerde desene aktarılabilmektedir (Aytaç, 1999: 3).

Desenin çizilmesi her Ģeyden önce bakmayı öğretir. Aslında desen ve motif yaĢamın heryerinde varolan bir kavramlardır. Öyle ki; gökyüzünde farklı Ģekilllerde bulunan bulutlar, leoparın üzerindeki birbirinden farklı oluĢan lekeler veya bir yaprağın damarlarında bulunan uyum içindeki motifler bize desen ve motif hakkında bilgi vermektedir. Tasarımcılar, renk ve uyum açısından zengin bir kaynak olan doğayı desen ve motif oluĢturma aĢamasında sıkça kullanmaktadırlar (Öztürk, 2015: 20).

Desen ve motif, süslemenin kullanıldığı her alanda çok önemli bir faktördür. Tüm sanat dallarında ve kullanıldığı her alanda özgünlüğü de getirmiĢtir. Mimari, seramik, görsel sanatlar, grafik, el sanatları gibi birçok alanda kullanılan desen ve motif tasarımları, özellikle moda ve tekstil sektöründe giyim ve süslenmenin vazgeçilmez bir öğesidir.

Giysi süsleme tasarımlarındaki özgünlüğü ve tasarımcının kimliğini yansıtmasını sağlayan en önemli etkenler; desen, renk, doku ve detaydır. KumaĢ yüzeyini süsleyen ve kumaĢa albeni kazandıran en önemli unsurlar ise desen ve motiftir. Tekstil tasarımında desenin esin kaynaklarını insanın inançları, korkuları, umutları ve sosyal hayatındaki olguların simgelenmesine kadar uzanan değiĢimler oluĢturmaktadır. Tekstil yüzeylerinde yapılan tasarımlardaki desen oluĢturma iĢlemlerinde; baskı, aplike, pul-boncuk, iĢleme vb. teknikler kullanılmaktadır (Göklüberk ve Dengin, 2017: 219,220).

(25)

Giyim süslemede desen, kumaĢın üzerine basılan, dokunan veya dikilerek elde edilen tekrarlı dekoratif bir tasarımdır. Bazı desenler giysi Ģeklini aldıktan sonra bambaĢka bir tasarım meydana getirmektedir (Ambrose ve Harris, 2012: 83).

2.3. Türk Giyim Süsleme Sanatının Tarihçesi

Türkler Malazgirt savaĢını 1071 yılında kazanarak Anadoluya gelmiĢler ve beraberinde kültürlerinide getirmiĢlerdir. Türklerin sanat anlayıĢı Anadolu‟ya yabancı kalsa da, burada gördükleri ve öğrendiklerini kendi anlayıĢları ile birleĢtirerek yepyeni bir Türk sanatının doğmasını sağlamıĢlardır. Ġslam sanatı da bu yeni sanatı etkilemiĢtir (Sürür, 1976: 10).

GelmiĢ geçmiĢ uygarlıkların arasında, süsleme sanatları en olgun ve seçkin bir seviyeye ulaĢmıĢ milletlerden biri de Ģüphesiz Türklerdir. Orta Asya‟dan baĢlayarak, yakın doğuyu da içine alan milli sanat kültürünü yüzyıllardan beri Anadolu ve Trakya‟da çok baĢarılı bir Ģekilde yürütmüĢlerdir (Yavuz, 2008: 10). Türk süslemesi oldukça estetik bir yapıya sahiptir. Motif çeĢitlerinin bolluğu, zengin oluĢu ve motiflerinin estetik bir yapıya sahip olması gelenekler ile yoğrulmuĢ dekoratif sanatlarının ilerlemesini sağlamıĢtır (Kurnaz, 2013: 36). Motif çeĢitliliğinin oluĢumun nedenlerinden biri de, Türk sanatkarlarının dini yasaklar nedeniyle resim ve heykel sanatlarında kısıtlandıkları için benliğini süsleme sanatları kanalıyla korumaya çalıĢmalarıdır (Yavuz, 2008: 12). Ġslam sanatında tarihi çok eski zamanlara dayanan cam süslemeler özel bir yere sahiptir. Cam süslemelerin tarihi çok eski zamanlara dayanmaktadır. Yapılan kazılarda Neolitik çağlara ait cam ve cam ile yapılmıĢ süs eĢyaları bulunmuĢ, ama ilk nerede ve kimler tarafından yapıldığı tam olarak bilinmemektedir. Ġslam mimarisine pencere camı olarak girmiĢ ve çeĢitli Ģekiller, renkler verilerek el sanatları kolunda da geliĢmiĢ ve bunlar altın yaldızlar ve mineler ile süslenmiĢtir (Önder, 1969: 1).

Türkler, hayal gücünü bazen ileri derecede bir stilizasyona, bazen ise soyutlamaya kadar giden, modası geçmeyen yapıtlar meydana getirmiĢlerdir. Örneğin; selvi ağacı motifinin yanı sıra, aynı büyüklükte bir gül motifini iĢleyerek ölçü birimini ortadan kaldırmıĢlardır. Ayrıca süslemede, doğanın güzelliği ve

(26)

verdiği ilham göz önüne alınacak olursa, yüzyıllar boyu kendilerine en güzel yöreleri yurt edinen Türk insanının, gerçek bir sanatçı olarak, doğayı aynen taklit etmek yerine onu üsluplaĢtırarak uygulamayı doğru bulduğu görülür (Yavuz, 2008: 12).

Türk süslemeleri güzelliği ve ahengi ile dünya süslemeleri arasında yayılarak Avrupalılar tarafından “Ġslam Sanatı” adını almıĢtır. Türk süslemeleri kendi sanatlarına kaynak oluĢturmuĢtur (Arseven, 1983: 37). Türk süsleme sanatı altın çağını Selçuklu ve Osmanlu Ġmparatorluğu zamanında yaĢamıĢtır. Bu dönemde süsleme çalıĢmalarında daha güzelini yapma çabası gösterilmiĢ ve bilimsel bir yöne çevrilmiĢtir (Kurnaz, 2013: 36).

Tarih boyunca Türkler, kendine özgü kıyafetler kullanan bir toplum olmuĢtur. YaĢamlarını sürdürdükleri coğrafya koĢullarına, kendi gelenek ve göreneklerini gösteren, tamamen kendilerine özgü kıyafetler kullanmıĢlardır (Salman, 2006: 112). YaĢam koĢulları gereği üĢüdüklerinde kalın kıyafetler yerine giysilerini kat kat giyerek ihtiyaçlarını karĢılamıĢlardır. Ġlk baĢlarda katlı giyinmek ihtiyaç olsada zamanla süslenme unsuru olmuĢtur. Giysi parçalarının farklı Ģekillerde kullanılması, süslenme Ģeklini de ortaya koymaktadır. Giysi parçaları bölgesel olarak süslemesi, kullanımı, bağlama farklılıkları ile süslenme biçimlerini çeĢitlendirmiĢtir. Giysilere yapılan motifler, süslemeler, renkler ve takılar Anadolu ve çevresindeki insanların yaĢamlarının her döneminde bölgesel farklılıkların oluĢmasını ve özgün olunmasını sağlamıĢtır (Koç ve Koca, 2016: 239,240).

Türk kumaĢları, dokunuĢ ve süslemede desen üstünlüklerinden dolayı dünya kumaĢçılığında büyük bir öneme sahiptir. 14. yüzyılda kumaĢlardaki motifler büyük, renkleri az ama canlıdır. 15. yüzyılda desenler daha küçük ve renkler çok çeĢitlidir. 16. yüzyılda ise kumaĢ sanatı çok geliĢmiĢ, kompozisyonlarda daha farklı süsleme düzenleri görülmektedir (Seçkinöz vd., 1986: 249,251).

Türk milleti kıĢın keçeden, yazın kıldan yaptıkları çadırlarda uzun yıllar göçebe hayat sürdürmüĢlerdir. Bu çadırların içleri yaptıkları süslemeler ve el sanatları ile evden farklı olmamıĢtır. Türk toplumunun giysilerini ve çadırlarını itina

(27)

ile süslediklerine bakılacak olduğunda süsleme sanatında oldukça ilerledikleri bilinmektedir. Günümüzde geleneği devam ettirip Orta Asyada çadırda yaĢamını devam ettiren insanlar vardır. Bu çadırların üzerine iĢlenen veya dikilen nakıĢ, desen ve figürler o halka özgü olan özellikleri taĢımaktadır (Zaimoğlu, 2014: 147).

Türkler giysilerini oluĢturmada, model ayrıntılarından daha çok süslemeye önem vermiĢlerdir. Halk giyimindeki süslemeler, gelenekli diğer sanat dallarında da olduğu gibi çoğunlukla doğurganlık, bereket, nazar, korku, sevgi gibi duygular ve inançlar ile ĢekillendirilmiĢtir. Süslemeler genellikle iĢleme, örgü, dokuma ve dikiĢ teknikleriyle uygulanırken, süslenme Ģekilleri ise aksesuarların, takıların kullanımı ve giyinme biçimleriyle sağlanmıĢtır. Giysilerin arasında görülen farklılıklar giyim kuĢamın ve takıların kullanımından kaynaklanmıĢtır (Koç ve Koca, 2016: 240).

Giyim modası biliĢsel ve duyusal unsurlar içermektedir. Giyim süsleme bireylerin duyusal deneyimlerine yönelirken; farklı bir kesim, bir aksesuarı kullanmanın farklı biçimi gibi unsurlar ise biliĢseldir (Kireçci, 2015: 24). Giysi ve takı dıĢında iki önemli süsleme unsuruda saç ve makyajdır. Giysiyi süsleme sürecinde moda hareketlerine birçok farklı iĢlem veya nesne katılmaktadır. Bu nesnelerin her biri giysiyi güzel veya kötü yapabilmektedir. Bunlar giysiyi tamamlayan, süsleyen öğelerdir (Waquet ve Laporte, 2011: 11,13).

Kıyafetin kendine özgü bir dili bulunmaktadır. Giyside kullanılan süslemelerde bunu destekler niteliktedir. Fiziksel çekiciliğin artmasını, bireysel özelliklerin yansıtılmasını ve yaratıcılığın ortaya çıkmasını sağlamaktadır. Giyimde süslemeler bazen vücut kusurlarını kapatmak için kullanılmıĢ ve kemer gibi aksesuar süslemeleri ile bellerini ince göstermeye çalıĢmıĢlardır (Blanc, 1877: 120,123). Özellikle kadınlar vücuda farklı bir Ģekil veren korseler, biye ve vatkalar gibi malzemeler ile modaya uygun olan silueti zaman içinde değiĢtirmiĢler ve vücut Ģekillerini dahi süslemiĢlerdir (Jones, 2013: 28). Süslemeler giysiye estetik özelliği katmanın yanı sıra giysiye model özelliği uygulamak, giysinin ek yerlerini kapatmak ve giyside lekeli, yırtılmıĢ gibi hatalı yerleri gizlemek için de kullanılmaktadır (Sanal 3, 2018: 1).

(28)

2.3.1. Orta Asya Türk Dönemlerinde Giyim Süsleme

YaĢamaya elveriĢli olmayan Orta Asya tabiat Ģartlarından dolayı Türk boylarının sanatında göçebe hayatın etkisi görülür. Kalıntılar günlük hayatta kullanılan taĢınabilir eĢyalarının üzerlerini hayvan figürleri ile süslediklerini göstermektedir (Sürür, 1976: 10,11).

YerleĢik hayata geçtikten sonra tarım ve hayvancılık yapan Orta Asya Türkleri hayvanlardan elden edilen yünleri bükerek dokuma yapmıĢlardır. Dokumalar ana renkler ile boyanmıĢ ve kumaĢ parçaları aplike Ģeklinde dikilmesi sonucu oluĢmuĢtur. Dokumalarda ve keçelerde hayvan mücadeleleri motif olarak iĢlenmiĢ, bu iĢlemelerde sarı, siyah ve kırmızı renkler daha çok hakim olmuĢtur. Ġpek ve brokar kumaĢlarda ise bulut parçaları, çiçekler, hayali yaratıklar ve kuĢ ile bezenmiĢ kenar süsleri görülmektedir (Salman, 1990: 141,142). Orta Asya Türkleri saçlarını dahi farklı Ģekillerde örerek süslemiĢlerdir. Uzun ve örgülü saç Ģekli, Orta Asya‟da Hunlardan itibaren kadınlar ve erkekler tarafından benimsenmiĢtir (Sanal 4, 2018: 1). Süslemede önemli bir yeri olan iĢlemenin, 13. Yüzyılda Türkler ile birlikte doğduğu ve Orta Asya‟dan Avrupa‟ya kadar yayıldığı belirlenmiĢtir. Türklerin önemli yerlere ve kiĢilere üzeri iĢlemeli giysiler hediye etme adetlerinin Türk iĢlemelerinin yayılmasında ve geliĢmesinde etkili olduğu düĢünülmektedir (Harmankaya vd., 2012: 628).

Hunlar keçelerin üzerine genellikle aplikeler yapmıĢ ve düz dokumalarda da aplike kullanmıĢtır. Dağ keçileri, geyikler ve saldıran Ģekilde tasvir edilen grifonlar en çok tasvir edilen figürler olmuĢtur. Bazen bu figürler keçe üzerinde tekrar edilerek yüzey doldurulmuĢtur. Oldukça soyutlanan bu figürlerin yüz ifadeleri ve çektikleri acılar tüm soyutlamalara rağmen realist bir Ģekilde vurgulanmıĢtır (Aslanpala, 1999: 5). Keçe aplike tekniği ile keçe çoraplar, çizmeler, çadır içi perdeleri, örtüler ve kilimler süslenmiĢtir. Çinli Song Yong, M.S. 518 yılında Eftalit-Akhun-Hakanın çadırından bahseden bir belge bırakmıĢ ve bu belgede Hakanın iĢlemeli ipekten elbisesi olduğunu belirtmiĢtir (Sürür, 1976: 12).

(29)

Hunların giysileri V yakalı sağdan sola kapanan kısa kaftanlardır. Dar süvari pantolonları giymiĢler ve diz altına kadar gelen kısa ve yumuĢak çizme kullanmıĢlardır. Kaftanları ve çizmeleri üçgen Ģeklinde iĢlemiĢ altın levhalar ile adeta zırhla kaplamıĢlardır. Kemerleri 16 büyük altın levha ile süslenmiĢtir. Kını ve kabzası altın ile süslenen bir de kamaları bulunmaktadır. BaĢlarındaki külahlara yine altın ve tüy ile süsleme yapmıĢlardır (Aslanpala, 1999: 5).

Altay Dağlarında yaĢamını sürdüren Hunların M.Ö. 1. ve 2. yüzyıla ait olan iĢlemeleri Noin-Ula, Pazırık kazılarında bulunmuĢtur. Bu iĢlemelerde; perdelerde kordon tutturma, zincir iĢi uygulandığı görülmüĢ ve altın süslemeli gömlek, eyer örtüleri, kırmızı, yeĢil renkte elbiseler bulunmuĢtur (Özcan, 1994: 2). Noin-Ula kurganında bulunan örtüde ise kaplan postlu motifi, Fatih Sultan Mehmet‟in kaftalarında görülmüĢtür. Noin-Ula'da bulunan baĢka bir yün örtüde ise balıklar, su kaplumbağaları ve su bitkilerinin dalları iĢlenmiĢtir. Buna benzer bulunan diğer parçalarda ise at üzerinde duran süvari figürlerinin iĢlendiği görülmektedir (Salman, 1998: 142).

Hun kadınları yaĢmak kullanmıĢlar ve bu yaĢmaklar mevkiye göre ipekli kumaĢlardan veya tülbentten yapılmıĢ ve omuzlara kadar inmektedir (Süslü, 1989: 151). Bizans elçisi olan Zemarhos ise Hakanın kakım kürkleriyle ve ipek iĢlemeler ile süslü muhteĢem çadırını gezi günlüğünde anlatmıĢtır (Sürür, 1976: 12).

Göktürkler, Türk toplumlarının ataları olarak bilinmektedir. Göktürklerden sonra kurulan tüm Türk devletleri, Göktürklerin endüstriyel ve sanatsal tecrübelerinden faydalanmıĢtır. Göktürklerin sanatsal faliyetlerini incelemek oldukça zordur. Çok eski bir medeniyet olduğu için eselerin çoğu günümüze ulaĢamamıĢtır. Büyük bir coğrafya üzerinde yayılmıĢ olması da incelemeleri zorlaĢtıran önemli bir faktördür (Zaimoğlu, 2014: 146,147).

Hunlardan sonra Göktürklerin sanatı, daha sonraki medeniyetlere göre baĢka kültürlerden daha az etkilenmesi ve daha çok Türk‟e has olmasından dolayı, Türk kültür ve medeniyet alanının en önemli temsilcisi olmuĢtur (Talas ve Aksoy, 2006: 460). Türk kelimesini adında ilk defa kullanan ve Orhun Kitabeleri ile anılan

(30)

“Göktürkler‟in Çin ve Bizans kaynaklarında, tekstil ve metal gibi alanlarda çalıĢtıkları ve güzel iĢler çıkardıkları kaydedilmiĢtir (Oransay, 2012: 14).

Türk tarih araĢtırmacılarının çalıĢmalarına göre Göktürk Devleti kendi döneminin ekonomik açıdan en güçlüsü kabul ediliyordu. O dönemin koĢullarında hayvancılıkta oldukça ilerlenmiĢtir. Göktürkler hayvanın derisini ve yününü iĢleyerek kıyafetlerinde ve ev eĢyalarında kullanmıĢlardır (Zaimoğlu, 2014: 147).

Göktürk dönemine ait kıyafetler ile ilgili sınırlı bilgilere ulaĢılmaktadır. Göktürk döneminden kalan çeĢitli kurganlar, duvar resimleri ve bazı veriler değerlendirilerek birtakım bilgiler edinilmiĢtir. Tula nehri kıyısında bulunan prens mezarlarında yapılan kazılardan elde edilen kumaĢların bazı araĢtırmacılara göre Ġran ve Çin‟den getirildiği düĢünülmek ile birlikte, o bölgede üretilmiĢ Türk kumaĢları olabilme ihtimali de düĢünülmüĢtür (Salman, 2006: 13).

Orhun Abidelerinden olan Kültigin anıtında “Erkek çocuğunu baba yetiştirir.

Evladına hayvan yetiştiriciliğini, el işçiliğini, avlanmayı ve ok atmayı öğretir. Kız çocuğunu annesi yetiştirirken ona, ev hanımlığını, yemek pişirmeyi ve dikiş-nakışı öğretir” diye yazmaktadır (Zaimoğlu, 2014: 148). Bu da Göktürk döneminde dikiĢ

ve nakıĢın önemini göstermektedir.

Katanda bulunan giysi parçaları Göktürk dönemine ait en önemli bilgi kaynağıdır. Bu kurgandaki giysiler ipekli ve kürklü olarak ikiye ayrılmıĢtır. Prof. Wice bu kumaĢları “kemba” olarak adlandırılan Bizans Ġpekli kumaĢ olarak değerlendirmiĢ fakat Bahaddin Ögel bu kumaĢları M.S. VII ve VIII yüzyılına ait Çin kumaĢı olarak sınıflandırmıĢtır. Göktürk dönemine ait kumaĢların resmi bir görüntüsü olmadığı için kesin bir tasvir yapılamasada, pantolonların elbiseyi tamamlaması ve kürkler ile kaplanmasının Türklere has bir özellik olduğu bilinmektedir. Hun döneminde tunik Ģeklindeki kısa cübbelerin yerleĢik hayatın etkisi ile Göktürk döneminde boyları uzamıĢtır. Uzun kollu kaftanların kolları, yüzyıllar sonraki Osmanlı kaftanlarına öncelik eder Ģekilde dardır. Elbiselerin arka robası ve ön kısmındaki mostrası (klapası) kürkler ile süslenmiĢtir. Yaka

(31)

bulunmayan elbiselerde dikiĢ yerleri kaytan ile tutturulmuĢtur (Salman, 2006: 13,14).

YerleĢik hayata geçen Uygurlardan günümüze gelmiĢ eserlerine bakıldığında, soyluların elbiseleri iĢlemeler ile zenginleĢtirilmiĢ ve uyguladıkları teknik genellikle aplike olmuĢtur. Aplikeler, renkli iplikler ile deri ve ipek üzerine uygulanmıĢtır (Özcan, 1994: 2).

Eski Türklerden olan Uygurların süslü Ģapkalar ve kürkler giydikleri, kadınların daha çok samur derileri, hotozlu Ģapkalar ve çok değerli olan, ünlü çiçekler ile süslenmiĢ kumaĢları kullandıkları bilinmektedir (Sanal 5, 2018: 1). Figürler incelendiğinde baĢın üst kısmına yakın yere etrafı farba Ģeklinde kıvrımlar oluĢturarak yuvarlak taĢlı Ģapkaya benzer süsleme bulunmaktadır. Diğer figürlerde ve baĢlıklarda kalp biçimindeki kıvrımların içine üçgen motifler yerleĢtirilmiĢ ve kulak hizasında püsküllü takılar ve taĢlar omuzlara sarkıtılarak süslemeler kullanılmıĢtır (Özder, 1999: 23). Erkeklerin kırmızı ya da siyah keçeden oluĢan yuvarlak baĢlıkları çenelerine kırmızı ve siyah Ģeritler ile bağlanmıĢtır. Kaftanların boyları ayaklarına kadar olup kemer ve askıları yuvarlak maden süsleri ile kaplanmıĢtır. Kızların ise elbiseleri gri ve yeĢildir. Sarı renkli, önü açık, kısa kollu ceketlerinin içine kırmızı bluz giymiĢler ve kemerlerini göğüsten bağlayıp altına yere kadar uzanan bol etek giymiĢlerdir. Önlerine de bir eĢarp sallandırarak süslemiĢlerdir (Aslanpala, 1999: 17,18).

Uygurlarda hayvan uslübü yerine zamanla “kıvrık dal üslubu” ortaya çıkmıĢtır. Bu tür motifler hayvanların ayak, boynuz gibi organlarının stilizasyonu ve süs motifi gibi kıvrılmaları ile oluĢturulmuĢtur. Uygurlar dönemindeki portre niteliğinde yapılan fresk figürlerdeki elbiselerin üzerinde basit bitkisel süslemeler görülmektedir (Salman, 1998: 142,143). Duvar fresklerindeki giysi Ģekillerinin daha çok geliĢtiği resmedilmiĢtir. Murtuk ve Bezeklikte bulunan duvar resimleri arasında yer alan figürlerin giysilerinde Türklerin giyimlerinin değiĢtiği gözlemlenmiĢtir. Ön ortası, Ģal yakası ve tiraz bordürleri iĢlemeler ile süslenmiĢtir. Elbiselerde bitkisel ve geometrik bezelerin sarma iğnesi ile uygulandığı ve

(32)

iĢlemelerin genellikle pamuklu kumaĢların üzerine aplike Ģeklinde yapıldığı görülmüĢtür (Megep, 2012: 8,9; Salman, 1998: 143).

2.3.2. Selçuklu Döneminde Giyim Süsleme

Selçuklular, Anadolunun zengin kültürel yapısını oluĢturmuĢtur. 8. yüzyılda en parlak dönemini yaĢayan Selçuklularda kullanılan giyim ve süslemeler hakkındaki bilgilere o dönemlerdeki çini, taĢ, cam ve maden süslemeler üzerindeki insan figürlerinden ulaĢılmaktadır (Koçhan, 2007: 22).

Selçuklunun baĢkenti Rey‟de bulunan keramik kaplardaki figürlerin tasvirlerinde kıyafet Ģekilleri ve baĢlık türleri hakkında bilgi sahibi olunmaktadır. 1187 tarihli bir tabağın tasvirine bakıldığında hükümdar giysisinin çizgili ve kıvrımdallı bir kumaĢtan dikildiği görülür. Bu kıvrım dallar rumiye benzemektedir. Bazı tasvirlerde, kare ve sekizgenlerle Türk geometrik Ģekillerin içiçe geçerek oluĢturduğu kumaĢ desenlerine de rastlanmaktadır (Salman, 1990: 143).

Selçuklular kürk yapımında ustalaĢmıĢ ve giyim eĢyası olarak yaygın bir Ģekilde kullanmıĢlardır.Yazılı kaynaklarda kürkün hem Selçuklu imparatorları tarafından hem de halk tarafından kullanıldığı belirtilmektedir. BaĢlarına giydikleri kürklü börkler (baĢlıklar) ve kaftanların yakalarında kullandıkları kürkler bunları göstermekte ve ayrıca kullandıkları bazı çizmelerin Ģekil ve desen bakımından deri oldukları anlaĢılmaktadır (Öztürk, 2013: 161).

Köymen‟in yazılarında ve Divan‟da da belirtildiğine göre Selçukluların elbise dikmekte birbirlerine yardım ettikleri ve hatta inci dizme, süslenme ve giyinme konusunda yarıĢmalar düzenlendikleri, birbirlerine süsleme konusunda maharetlerini gösterdikleri anlatılmaktadır (Özder, 1999: 31).

Selçuklularda tamamen yerleĢik bir hayata geçilmesi sanatçılara dolayısıyla sanata yansımıĢtır. Selçuklularda çadır sanatı iĢlemeciliği geliĢmiĢ, hayvan ve kıvrım dalları simetrik Ģekilde kullanılmıĢtır. “Diba-i Selçuk” ismi ile bilinen ipekçilik sanayi yabancı ülkelerin ilgisini çekecek düzeyde geliĢmiĢtir (Özcan, 1994: 2). Selçuklu kumaĢ süslemelerinde desen olarak genellikle rumiler, kıvrık dallar hayvan

(33)

figürleri, çift baĢlı kartal ve ejder kullanılmıĢtır. Renk olarak ise kırmızı, açık kızıl kahve, altın sırma ve ten rengi çoğunlukla tercih edilmiĢtir. Bu desenler genellikle sırma ile iĢlenerek oluĢturulmuĢtur (Salman, 1990: 45). Selçuklular giysilerde ipek, pamuk ve yün kumaĢlar kullanmıĢlardır. Kadınlar sokakta yaĢmak ile beraber ferace, kaftan, hırka ve Ģalvar giymiĢlerdir. “ġalvar ve çakĢır” kaftanların altına giyilen, Türklerin klasik giyimi ve savaĢçı kavimlerin giyim Ģeklidir. Bu giysilere kaftanın altına giyildiğinden dolayı iç giyim olarak da adlandırılmıĢtır (ġahin, 2009: 13).

Selçuklu kadın ve erkek giyiminde; yuvarlak kapalı yakalı, önden açık elbise ve kaftanlar kullanılmıĢ, bunların altına bol paçalı Ģalvarlar ve dize kadar uzanan çizme giyilmiĢtir. Elbiseler deve tüyü ipliğinden, keçeden, yün-ipek karıĢımı ve pamuktan oluĢan kumaĢlardan yapılmıĢtır (Özel, 1992: 14). Selçuklu kıyafetinde kadını erkekten ayıran en önemli özellik baĢ kısmında görülmüĢtür. Gelinler baĢlarını “didek” olarak adlandırılan örtü ile örtmüĢlerdir. Selçuklu kadınları; genellikle “bağalltak” ve “üsküf” denilen baĢlıklar kullanmıĢlardır. Bağaltaklar üç dilimli, kenarları değerli taĢlar ve sırmalarla süslü kumaĢlar ile hazırlanmıĢtır. Ayrıca uç kısımları arkaya doğru sarkan külah Ģeklindeki keçe ya da kalın kumaĢlardan yapılan üsküfler yaygın Ģekilde kullanılmıĢtır (Sanal 4, 2018: 1).

Halkın giydiği giysiler ile saray halkının ve sultanların giydiği elbiseler farklılık gösterir. Saray halkı giysilerinin kumaĢları sanat atölyelerinde özel denetimler ile dikilmiĢtir. Bu elbiseler genellikle altın, gümüĢ ve ipek kullanılarak yapılan oldukça süslü giysilerdir (Salman, 1990: 146).

Türklerde takı giyim kuĢamın bir parçasıdır. Selçuklu döneminde kadın takı ve aksesuarlarının çok özenli iĢlemelerden oluĢtuğu bilinmektedir. Giysilerini halhal, küpe, inci ve bilezikler ile süsleyerek zenginleĢtirmiĢlerdir. Tokaların ise inci, gümüĢ, altın ve değerli taĢlar ile kaplı olduğu ve bunların hakimiyet sembolü sayıldığı söylenmektedir. Kadınların ayağa giydikleri mest türü giyimler uçlarının pullar ile kaplandığı tasvirlerde görülür (Harmankaya vd., 2012: 630).

Selçuklular giysiyi tamamlayan bilezik, gerdanlık ve baĢlık gibi süs eĢyalarını da sıklıkla kullanmıĢlardır. BaĢlıklardan börk, büyük bir öneme sahip olmuĢ,

(34)

kadınlarda erkeklere benzer fes ve börkler kullanmıĢlar ve bunları firuze yakut ve inci takılar ile süslemiĢlerdir. “But” ismi verilen değeri yüksek büyük firuzelerin kız ve erkek çocukların alınlarına veya kaküllerinin arasına takıldığı bilinmektedir (Özder, 1999: 31).

Selçuklularda kadınlar giysilerin yanı sıra kırmızı boyayı yüzlerine allık olarak sürmüĢ, cam isinden oluĢturulan ağaç tığlarla ise kirpiklere sürme çekmiĢler ve yüzlerine ben kondurmuĢlardır. Kınayı ise ellerine ve baĢlarına sürerek kendilerini süslemiĢlerdir (Süslü, 1989: 138). Selçuklular anıtlarını süslemek için kullandıkları motifleri, dokumalara da süsleme olarak kullanmıĢlardır. Bu süsleme motiflerinin belirgin özellikleri giysi düğmelerine benzeyen yuvarlak Ģekiller, bükülmüĢ zırhlar, kordon Ģeritler ve örgülerdir. Bunların yanında yazıdan gelme motifleri kullandıkları da görülmüĢtür (Mert, 2008: 19).

2.3.3. Osmanlı Döneminde Giyim Süsleme

Osmanlı döneminde giyim kuĢam ve süslenme ile ilgili örnekler çoktur. Osmanlı medeniyetinin ilk dönemlerinde giyim-kuĢam bir tüketim aracı olmaktan çok uzak olmuĢtur. Özellikle kumaĢ cinsleri, elbise kesimleri ve saç biçimleri aynı olan doğu kadınını moda kavramı hiç etkilememiĢtir (TaĢtepe, 2014: 8,9). Ġstanbul‟un fethinden sonraki dönemlerden kalan giysiler ve eserler sayesinde Osmanlı Dönemi kıyafetleri ile ilgili güvenilir bilgiler günümüze kadar gelmiĢtir. Türk giyim ve süslemeyi geliĢtiren en önemli etken Osmanlı Devletinde farklı toplulukların gelenek ve görenekleri ile kültür alıĢveriĢleri sonucu olmuĢtur (ġahin, 2009: 14).

Osmanlı Ġmparatorluğu zamanında Orta Asya ve Selçuklu giyim geleneğini sürdürmekle birlikte devletin topraklarının geniĢlemesi ile gelen kültürel etkilenmeler ve devletin zenginleĢmesi sonucu gösteriĢli bir giyim Ģekli oluĢmuĢtur. Osmanlı sarayının ihtiĢamlı, süslü giyim kuĢamı Ġstanbul‟u da etkilemiĢ ve Ġstanbul halkı pahalı, gösteriĢli kıyafetlere yönelmiĢlerdir. Anadolu da yaĢayan halk ise süsten uzak, sadece kumaĢlar ile geleneksel kıyafetlerini kullanmıĢlardır (Özel, 1992: 15).

(35)

Osmanlı kadın giyiminde üst ve orta tabaka arasında giysi formu bakımından farka rastlanılmamıĢtır. Farklı statülere sahip kadınlar giysilerindeki süsleme ile ayırt edilmiĢlerdir. Giysilerdeki süsler ne kadar ağır, güzel olursa ve ne kadar değerli malzeme kullanılırsa giysinin değeri o kadar artmıĢtır. Bu da giysinin formundan daha çok süslemesi ile önem kazandığını göstermektedir (Barbarasoğlu, 2016: 104).

Osmanlı giyiminde “kesim” denince belli bir giyim Ģekli ve dikiĢ tarzı akla gelmiĢtir. Ġstanbul kesimi, Cezayir kesimi entari, Ģalvar, topuk gibi birçok kesim tarzı bulunmaktaydı. Ayrıca kadınların giyimleri kocasının statüsüne, yaĢa, mevsimlere, ekonomik durumlarına, doğum, ölüm, düğün gibi sosyal olaylara, ev içi ve dıĢında yapılan iĢlere göre farklılık göstermiĢtir. En süslü ve yeni kıyafetler düğünlerde ve bayramlarda giyilmiĢtir (Sanal 4, 2018: 1).

Osmanlı sarayında statü belirtisi olan kürklerin önemi büyük olmuĢtur. Devlet görevlerinde ve ödüllendirme esnasında kürk kaplı hil‟at verme çok eski zamanlara dayanan bir Türk geleneğidir. PadiĢahların kürklerine bakıldığında; yaz aylarında bile kürk giydikleri fakat kürklerin cinslerinin mevsimlere göre değiĢtiği görülmüĢtür. Özellikle sultanlar merasimlerinde, elçi kabul ettiklerinde ve halka göründüklerinde kapaniçe dedikleri seraser kumaĢları kullanmıĢlardır. Bu kumaĢlar tilki kürkü ile kaplanmıĢ, önleri altın, yakut, elmas, zümrüt gibi değerli taĢlarla süslenmiĢtir. Kapaniçelerin değerli kürklerinin yeni bir kaftana kaplanmak üzere söküldüğü bazı kaynaklardan anlaĢılmaktadır (Kopan, 2008: 78).

Osmanlıda baĢlıklar süslenerek kullanılmıĢtır. Genellikler fes erkekler tarafından kullanılmıĢtır. Çoğunlukla sade fes kullanılsa da iĢlemeli olanlarını da kullanmıĢlardır. Kadınlar ise feslerin kenarlarına yazma, yemeni gibi örtüler sararak süslemiĢlerdir. Fes dıĢında baĢka baĢlıklar da vardır. Bunlar; taç, mücevherler ile süslenmiĢ kumaĢ veya madeni baĢlıktır. Tuzak, madeni süsler takılmıĢ, kumaĢ ile yapılan bir kadın baĢlığıdır. Tepelik, köylerde yaygın bir Ģekilde çevresine altın ve gümüĢ paralar takılarak giyilmiĢtir. Hotoz ise daha çok Ġstanbullu kadınların ev içinde taktıkları ön tarafına elmas, çeĢitli oya veya tüy takarak kullandıkları baĢlıklardır (Özel, 1992: 19).

(36)

Osmanlı toplumunda iĢleme sanatına oldukça önem verilmiĢtir. Giyim-kuĢam, aksesuarlar, örtüler, çadır hatta askeri teçhizat gibi çok geniĢ bir uygulama alanında iĢlemeler kullanılmıĢ, ağır ve hafif iĢlemeler olarak sınıflandırılmıĢtır. Ağır iĢlemeler, genellikle kadife ve deri kumaĢlar üzerine sim teller ile atölyelerde yapılmıĢtır. Hafif iĢlemeler ise hanımlar tarafından pamuklu, keten ve ipekli kumaĢlar üzerine renkli iplik ve simler ile uygulanmıĢtır. Ayrıca her genç kızın yetiĢtirilmesinde iĢleme yapmanın öğretildiği ve bu bilginin büyük öneme sahip olduğu bilinmektedir (Harmankaya ve Güzel, 2008: 677).

Osmanlı kadın giyiminde iki etek entariler; kadife telli hare denilen ipekliden dikilmiĢ ve etek kenarları sırma ile iĢlenmiĢtir. Üç etekler ise genellikle seraser, kadife, bindallı, atlas, gibi iĢlemeli kadifeler veya çizgili kumaĢlardan dikilmiĢ, düğün ve tören kıyafetleri ağır ve değerli kumaĢlardan hazırlanmıĢtır. Bu elbiselerin bel kısmına çoğunlukla değerli ve süslü kemerler takılmıĢtır. “holta” diye adlandırılan entarinin aynı kumaĢından dikilen ve iĢlemeleri bulunan Ģalvar giyildiğinde ise üç eteğin ön etek uçları kemere takılarak, holtanın iĢlemeleri ortaya çıkartılmıĢtır (Sanal 4, 2018: 1). Önemli müzelerde korunan Osmanlı kaftanlarında bulunan aplike ve iĢleme teknikleri kullanılarak yapılmıĢ desenler oldukça etkileyici ve göz doldurucudur. Kaftan kumaĢlarının yanı sıra astar süslemelerinde de aplike tekniğinin kullanılmıĢ olduğu görülmektedir (Kozbekçi, 2017: 208).

Ġngiliz Moryson, bir seyahatnamesinde Osmanlı kadın giyimini anlatmıĢtır. Ġnce bezden elbise giydiklerini, elbiselerin eteklerinin ipek iğne iĢi ile iĢlendiğini ve açık renk deriden ve üzerleri inci, altın, gümüĢ gibi değerli taĢlar ile süslü ayakkabı ve çorap giydiklerini, kulaklarına ise inci küpeler taktıklarını tasvir etmiĢtir. Pul,boncuk ve inci iĢlemeli kadın giysileri saray dıĢındaki uzman terziler tarafından yapılmıĢtır. Pul, boncuk ve sırma Türklerin en iyi kullandığı iĢlemelerdir. Osmanlı döneminde bu iĢlemeler için en iyi yerin Beyazid da SimkeĢhane olduğu belirtilmektedir (Harmankaya vd., 2012: 630).

Osmanlı devletindeki sarayda giysilerinin üzerleri çeĢitli el sanatları teknikleri ile kaplanmıĢ, dokumaların yüzeylerine olağan üstü gösteriĢli olacak Ģekilde sırmalar, altın, gümüĢ gibi değerli parçalar kullanılmıĢtır (Uğurlu, 1992:

(37)

326). Osmanlı dönemindeki bir seramik tabakda görülen kadın figürünün mavi renkte bir tunik, kırmızı Ģalvar giydiği ve belinde toplanan mavi beyaz kuĢağın kırmızı bir iğne ile toplandığı görülmüĢtür. BaĢka bir tabakda çizgili bir kumaĢtan kuĢak ve baĢında çiçekli baĢlık bulunur. Ayrıca yakasız yarım kollu önden açık kaftan giyildiği ve kaftanın üzerinde çarpastlar olduğu betimlenmiĢtir (Çobanlı ve KanıĢkan, 2013: 97).

Osmanlı Ġmparatorluğunda kadın ve erkekler için hazırlanan önemli gün ve tören giysilerinin yaka, kol ağzı, etek ucu v.b. kısımlarında kordonlar ile yapılmıĢ süslemeler kullanılmıĢtır. Saray giyimini kendisine her zaman örnek alan halk giyiminde kordonla yapılan süslemelere sıklıkla rastlanmıĢtır. Kenar süslemelerinde kullanılan kordonlar, saç örgüsü ve balıksırtı Ģeklinde örerek kullanılmıĢtır (Can, 2018: 35).

Selçuklular, Tunahanoğulları ve Artukoğulları kumaĢ süslemeciliğini geliĢtirerek Osmanlıya getirmiĢtir. Osmanlı döneminde ise en yüksek seviyeye ulaĢmıĢtır. Figür olarak hayvan, gökteki yaratıklar ve bitkiler kullanılmıĢtır. Madalyonlar ve yazılarda kumaĢ üzerine güzel bir Ģekilde iĢlenmiĢtir . Türk kumaĢları renkleri ve desenleri ile hayranlık uyandırmıĢtır. “Yünlü”, “sunî”, “pamuklu” ve “ipekli” olarak sınıflandırılmıĢlardır (Talas ve Aksoy, 2006: 465,466).

Osmanlı “saray kumaĢları” çok zengin desen içeren, sultan ailesi ve saray mensupları için dokunan kumaĢlardır. Ġpek iplik ile birlikte gümüĢ, altın ya da alaĢımlı gümüĢ teller ile desen yapılarak süslenmiĢtir. Kıymetli madeni tel kullanımı saray kumaĢlarının özelliğidir (Gürcan, 2016: 228). Osmanlı kumaĢlarında renk ve desen çeĢitliliği dikkat çekmektedir. XIV. Yüzyılda kumaĢlar büyük motifler ve çok canlı renkler içermektedir. Bu kumaĢlarda iri kozalak, çınar yaprağı ve nar motifleri belirgin Ģekildedir (Sanal 6, 2018: 1). Hatai grubundan olan stilize çiçekler, Kanunî Sultan Süleyman zamanında hançer yaprağı olarak bilinen kıvrık yapraklar ile birlikte farklı kompozisyonlarda yer almıĢ ve dokuma tekniği oldukça zor olan kemha kumaĢ desenlerin de baĢarılı bir Ģekilde uygulanmıĢtır (Mert, 2008: 28).

(38)

Osmanlı döneminde saray kumaĢları, sarayda yapılan süsleme programına tabi olmuĢtur. En çarpıcı özellikleri desenleri ve kontrast renkleridir. Desenlendirme yapılırken “monoton ana Ģema” ve “Ģemanın içindeki motiflerin oluĢturduğu kompozisyonlar” yapılmıĢtır. Bu kompozisyonlar Osmanlı saray kumaĢlarının uzaktan bile fark edilmelerini, farklı ve özgün olmalarını sağlamıĢtır (Alpat, 2010: 47). Türk kumaĢlarında en çok kırmızı tercih edilmiĢtir. Mavi, yeĢil, beyaz bej, siyah, ve nihayet altın rengini andıracak sarı renkler, kırmızıdan sonra en çok tercih edilen renkler olmuĢtur. Bal rengi vesüryanî denilen, koyu fındıkiye benzeyen bir renk olan aseli rengi de kumaĢlarda yer almıĢtır. Doğanın sınırsız kaynaklarından ve kendi gelenek ve göreneklerinden esinlenerek geliĢtirilmiĢ olan Türk kumaĢı süsleme sanatı Osmanlı döneminde sonsuz bir alan haline getirilmiĢtir (Talas ve Aksoy, 2006: 466). Kutnu kumaĢların, Osmanlı‟daki kullanım alanı oldukça geniĢtir. Kutnu ile yapılan kadın giysilerinin ön kısmı açık, yanları yırtmaçlı, içi astarlı ve kenarlarına harçlar ile süsleme yapılmıĢtır. Günümüzde Anadolunun çeĢitli yerlerinde geleneksel törenlerde halen kutnu giyilmektedir. Bu desenli kumaĢ, kürklerin astarlanmasında ve dekoratif amaçlı olarak kanepe, perde, yastık örtülerinde de görülmektedir (Gürcan, 2016: 225).

15. yüzyılda hızlı geliĢme gösteren Türk kumaĢçılığı 16. yüzyılda zirve dönemini yaĢamıĢtır. Avrupa ve hatta Ġran pazarlarında hakimiyet kurmuĢtur. Ġstanbul‟da bulunan tezgahların sayılarında Kanunî Sultan Süleyman döneminde çok fazla artıĢ olmuĢ ve sayılarının tahdidi için ferman çıkarılmak zorunda kalınmıĢtır (Talas ve Aksoy, 2006: 465). Bu yüzyıllarda Osmanlıda süslemede en parlak dönemlerini yaĢamıĢtır. Giysilerde danteller ve fistolar sıklıkla kullanılmıĢ, erkek ve kadınların iç giysilerinde zengin süslemeler görülmüĢtür. Selçuklular zamanında geliĢen ipekçilik Osmanlı döneminde en parlak zamanını yaĢamıĢ ve Bursa ili ipekçiliğin merkezi haline gelmiĢtir. Bu yüzyıllarda iĢleme sanatının en güzel örneklerine oldukça fazla rastlanmaktadır. Bu iĢlemeler, giysilerin üzerine renkli ipek iplik, gümüĢ ve altın metal iplikler kullanılarak, kordon yürütme, metal plaka, aplike, kordon tutturma, dival iĢi gibi teknikler ile yapılmıĢtır. KumaĢ olarak atlas, kadife ve ipek daha çok kullanılmıĢtır (Koçhan, 2007: 24).

Referanslar

Benzer Belgeler

The findings from this study suggest that male students have shown a more posi- tive attitude toward physics than female stu- dents, and also there are differences

 “El Hijyeni Uyum Ölçeği” ve alt boyutlarının “Eğitim Alma Zamanı” değişkenine göre eğitimi 1 ay önce aldığını belirten YHP’nin; “Hasta Çevresine

I love to drink many types of tea, and to drink tea is something I do every morning, even without eating something for breakfast. The kinds of tea I love to drink are mostly

f) devlet adamlarına ve paşalara ait malların gelir bakımından yönetimini yapmak gibi işlerle uğraşmışlardır. Savaşların sıklaşması, büyüyen ordunun

Bazı araştırmalar, komplike olmayan alt idrar yolu infeksiyonlarının tedavisinde kullanılan antibiyotiklerin aktivitesinin standart duyarlılık testleri ile olduğundan daha az

Erzurum Kongresi'nden milli konular göıi!şü!Urken Rizeli delegeler söz almış ve yapılan seçimlere adayolmuşlardır. Erzurum Kongresi kararlarında Rizeli delegeler

Mikrogranit malzemesi toplam alkali oranı %8’ler civarında olan ergitici bir malzemedir ve sırlı granit porselen bünyede etkili bir ergitici olarak rahatlıkla

ARAŞTIRMALARI DERGİSİ Research Journal of Politics, Economics and