• Sonuç bulunamadı

İş stresinin ilköğretim okullarında görev yapan yöneticilerin davranışlarına etkisi : Edirne ili örneği

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İş stresinin ilköğretim okullarında görev yapan yöneticilerin davranışlarına etkisi : Edirne ili örneği"

Copied!
107
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

1

T.C.

TRAKYA ÜNĠVERSĠTESĠ

SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ

EĞĠTĠM BĠLĠMLERĠ ANABĠLĠM DALI

EĞĠTĠM YÖNETĠMĠ TEFTĠġĠ PLANLAMASI VE EKONOMĠSĠ

BĠLĠM DALI

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

Ġġ STRESĠNĠN ĠLKÖĞRETĠM OKULLARINDA

GÖREV YAPAN YÖNETĠCĠLERĠN

DAVRANIġLARINA ETKĠSĠ

(EDĠRNE ĠLĠ ÖRNEĞĠ)

NESLĠHAN USTA

TEZ DANIġMANI

YRD. DOÇ. DR. BĠROL YĠĞĠT

(2)
(3)
(4)

Tezin Adı: ĠĢ Stresinin Ġlköğretim Okullarında Görev Yapan Yöneticilerin DavranıĢlarına Etkisi (Edirne Ġli Örneği)

Hazırlayan: Neslihan USTA

ÖZET

Bu çalıĢmanın amacı, iĢ stresinin ilköğretim okullarında görev yapan yöneticilerin davranıĢlarını nasıl etkilediğini ortaya koymak ve bu kapsamda yapılması gerekenler konusunda öneriler geliĢtirmektir.

AraĢtırma tarama modelindedir. Veri toplama aracı olarak Prof. Dr. Ġnayet PEHLĠVAN tarafından geliĢtirilen anket formları kullanılmıĢtır. AraĢtırma verileri 2011-2012 eğitim-öğretim yılında Edirne Ġli Ġlköğretim okullarında görev yapan 81 yöneticiye (müdür ve müdür yardımcısı) anket uygulanarak elde edilmiĢtir. Verilerin analizi SPSS Statistics 20 paket programından yararlanılarak yapılmıĢtır. Sorulara verilen yanıtların frekans, yüzde, ortalama ve standart sapmaları hesaplanmıĢtır. Okul yöneticilerinin cinsiyet değiĢkenine göre stres düzeylerindeki farklılıkları belirlemek için t testi kullanılmıĢtır. YaĢ grubu ve yöneticilik kıdemi değiĢkenlerine iliĢkin stres düzeylerindeki farklılıkları belirlemek için tek yönlü varyans analizi yapılmıĢtır. Analiz sonuçları araĢtırmanın amacına uygun olarak tablolaĢtırılmıĢ ve yorumlanmıĢtır.

AraĢtırmanın sonucunda; yöneticilerin örgütsel stres kaynakları algılarının ve yöneticilerin stres belirtileri algılarının cinsiyet, yaĢ ve kıdem değiĢkenlerine göre farklılık göstermediği saptanmıĢtır. Yöneticilerin yaĢadıkları mesleki stresin, iĢ performansına olan etkisinin de cinsiyet, yaĢ ve kıdem değiĢkenlerine göre farklılık göstermediği görülmüĢtür. Stresle baĢa çıkmada kullanılan yöntemler boyutunda her cinsiyet, yaĢ ve kıdemdeki yöneticinin strese karĢı benzer yöntemlerden yararlandıkları, cinsiyet, yaĢ ve kıdeme göre belirgin bir farklılığın olmadığı sonucuna ulaĢılmıĢtır.

(5)

ii

AraĢtırmanın diğer bulguları ise, yöneticilerin yoğunluklu olarak algıladıkları örgütsel stres kaynaklarının sırasıyla; “Yetkilerin yetersiz olması”, “ÇalıĢmaların karĢılığını alamamak” ve “Personel değerlendirmede adaletsizlikler” etkenlerinin olduğudur. Yöneticiler “ĠĢ yerinde aydınlatmanın kötü olması” etkenini örgütsel stres kaynakları arasında en hafif düzeyde algılamaktadırlar. Yöneticilerde en çok görülen stres belirtileri sırasıyla; “Gerginlik”, “Yorgunluk” ve “Uykusuzluk” olup, yöneticilerin en az düzeyde algıladıkları stres belirtisi ise “Alerji”.

AraĢtırmanın sonucuna göre; yöneticilerin yaĢadıkları iĢ stresi iĢ performanslarını en çok; “ĠĢe gitmede isteksizlik”, “Yapılan iĢin niteliğinin düĢmesi”, “ĠĢten ayrılmayı düĢünme” yönünde etkilemektedir. Yöneticilerin mesleki stres nedeniyle iĢ performanslarına yönelik olarak en az gösterdikleri davranıĢlar ise “ĠĢ çevresine karĢı kırıcı davranma” ve “Ġzin veya rapor alarak iĢten uzaklaĢma isteği” davranıĢlarıdır. Yöneticilerin stresle baĢa çıkma yöntemlerinden sırasıyla en çok, “Stres yaratan durumu güvenilen biri ile konuĢmak”, “Aile fertleri ve dostlarla eğlenceli ortamlarda birlikte olmak”, “Olay veya durumun üstüne gitmek” seçeneklerini kullandıkları sonucuna ulaĢılmıĢtır. Yöneticilerin stresle baĢa çıkma yöntemlerinden “Konu ile ilgili olarak birini suçlamak” yöntemini en az düzeyde kullandıkları saptanmıĢtır.

(6)

Name of Thesis: The Effect of Work Stress on The Behavıours of the Managers Working at Elementary Schools (Edirne Example)

Prepared by: Neslihan USTA

ABSTRACT

The aim of this study is to identify how work stres affects the behaviours of the managers working at elementary schools and to develop suggestions on what to do in this respect.

This is a survey method researc. The survey which was developed by Prof. Dr. Ġnayet PEHLĠVAN was used as a data collection ınstrument. The research data was collected throught applying the survey to 81 managers working at elementary schools in 2011-2012 academic year in Edirne. SPSS Staticties 20 Package Programme was employed to analyze the researc data. The frequency, percentage, average and Standard deviation of the answers given to the questions were caltulated. T-test was used to discern the stres level differences of the School managers in terms of the rex variability One-way variance Analysis was employed to discern the stress level differences of the School managers in terms of age and length of service variables. Analysis results were put in a table and assessed considering the aim of the research.

The research has discerned that the perceptions of organizational stres resources and stress symptoms do not vary in terms of the sex, age and length of service of the managers. It was found that the effect of vocational stress that the managers experience on the work performance does not vary in terms of sex, age and length of service variables. In order to cope with the stress, the managers regardless of their sex, age and length of service, benefit from similar methods and it was found that it does not vary in terms of the sex, age and length of service of the managers.

Order finding of the research is that, the most important organizational stress resources that the managers mostly perceive are respectively; “their lack of

(7)

iv

authority”, “not getting what they deserve in return of their effort” and “ inequity in personnel assessment”. The managers stated that “bad lighting at the work place” is the least important factor as an organizational stress resource. In terms of stress symptoms, it was indicated that “ stress” (tension, “tiredness” and “sleeplessness” are the most available stress symptoms; “alergy” is the least important one that stres causes.

The work stress that the managers experience affects their work performance most in terms of “unwilligness to go to work”, “the decrease in the quality of the work done” and “considering of quiting the job”. The behaviours that the managers display at least in their work performance because of the vocational stres are; “ being offensive at the work place”, “willingness to quit job by taking permission or sick leave”. The methods that the managers utilize to cope with stres are respectively; “ talking about the stressful situations with someone reliable”, “being with family members and friends in entertaining places” and “ trying to overcome the event or situation”. The least used method for coping with stress by manager was indicated to be”, putting the blame on someone about the situation”.

Key Words: Vocational stres, Organizational stres,Tension, School administrators

(8)

ÖNSÖZ

Ġnsanların yaĢadıkları çeĢitli sağlık sorunlarının nedenleri incelendiğinde en önemli faktörün stres olduğu görülmektedir. Stres bedensel ve ruhsal tüm hastalıkların kökenini oluĢturmaktadır. Gerek özel yaĢamda gerekse iĢ yaĢamında stresin kiĢi üzerinde pek çok olumsuz etkileri bulunmaktadır.

Stres temelde olumsuz sonuçlar doğuran bir etken olmasına karĢılık, stres yaratan durumlar doğru algılanıp doğru yönetildiğinde olumlu sonuçlar da verebilmektedir. Bunun için bireylerin stresle baĢa çıkma yöntemlerini bilmesi ve kullanabilmesi gerekir. Pek çok meslek mensubunda olduğu gibi okul yöneticileri de iĢ yaĢamında stres yaratan çeĢitli durumlarla karĢılaĢmaktadırlar. Eğitim gibi geleceği Ģekillendiren ve yapılan hataların geriye dönük telafi edilmesinin zor olduğu bir alanda görev yapan yöneticilerin, iĢ ortamındaki stres düzeylerinin mümkün olduğunca düĢük olması gerekir ki, çalıĢmalarında etkili ve verimli olabilsinler. Yönetim iĢinin temeli karar almaktır ve stres altındaki bireylerin doğru kararlar alabilmesi mümkün değildir.

Bu araĢtırmada, iĢ stresinin ilköğretim okullarında görev yapan yöneticilerin davranıĢlarını ne düzeyde etkilediği saptanmaya çalıĢılmıĢtır. Stres, eğitim kurumu yöneticilerinin verimini düĢürdüğü gibi bu durumdan eğitim kurumları da olumsuz etkilenmektedir. AraĢtırma, okul yöneticileri üzerinde stres yaratan durumların saptanarak, stresle baĢa çıkmada kullanılabilecek yöntemlerin bilinmesi ve uygulanması, böylece stresin yöneticiler üzerindeki olumsuz etkilerinin azaltılması bakımından önemlidir.

Bu tez çalıĢmasında; bilgi ve deneyimlerini paylaĢarak beni sürekli destekleyen, daima yapıcı eleĢtirilerde bulunarak daha mükemmele ulaĢmam için teĢvik edip güdüleyen değerli danıĢmanım Yrd. Doç. Dr. Sayın Birol YĠĞĠT’e ve araĢtırmamın tamamlanmasına katkıda bulunan tüm ilköğretim okulu yöneticilerine teĢekkür ederim.

(9)

vi

ĠÇĠNDEKĠLER

Sayfa ÖZET……… i ĠÇĠNDEKĠLER………. iii ÖNSÖZ………. v TABLOLAR LĠSTESĠ………. ix BÖLÜM I GĠRĠġ………. 1 1.1.Problem……….. 1 1.2.Amaç……….. 3 1.3.Önem………. 3 1.4.Sayıltılar………. 4 1.5.Sınırlılıklar………. 4 1.6.Tanımlar………. 4 1.7.Ġlgili AraĢtırmalar……….. 5

1.7.1.Yurtiçinde YapılmıĢ AraĢtırmalar ………. 5

1.7.2.YurtdıĢında YapılmıĢ AraĢtırmalar……….... 12

BÖLÜM II ĠLGĠLĠ ALANYAZIN……… 16

2.1 Stres Kavramı ve Tanımı... 16

2.2.Stresi OluĢturan Etmenler………... 18

2.3.Stres Belirtileri………... 19

2.3.1.Fiziksel Belirtiler…….………... 20

2.3.2.DavranıĢsal Belirtiler………. 22

2.3.3.Psikolojik Belirtiler……….………... 24

2.4.Örgütsel Stres……….……… 25

2.4.1.Örgütsel Stres Kaynakları……… 26

2.4.1.1. ĠĢ Yapısına Yönelik Stres Kaynakları……… 27

(10)

2.4.1.2. Örgütsel Yapı ve Yönetim Yapısına Yönelik Stres

Kaynakları……… 33

2.4.1.3. Örgüt Ġçi Fiziksel KoĢullara Yönelik Stres Kaynakları…. 39 2.4.1.4. Genel Çevresel Faktörlere Yönelik Stres Kaynakları……. 42

2.5.Yönetimde Stres Yaratan Faktörler…..………...……….. 44

2.5.1. Yönetim ve Stres………….……….……... 44

2.5.2.Yönetimde Stres Yaratabilecek Faktörler ve Bunlara KarĢı Alınabilecek Önlemler……….. 45 2.6. Stresle BaĢa Çıkma Yöntemleri………. 47

2.6.1. Stresle BaĢa Çıkmada Bireysel Yöntemler………..…………. 48

2.6.1.1.Problem Çözme Becerilerinin GeliĢtirilmesi….………… 48

2.6.1.2.Etkili ĠletiĢim….………....………… 49

2.6.1.3.BiliĢsel Yeniden Yapılandırma.………..…..……….. 49

2.6.1.4.Biyolojik Geri Bildirim………...………..……... 50

2.6.1.5.Zaman Yönetimi….………...………..……... 51 2.6.1.6.Savunma Mekanizmaları.………..……. 51 2.6.1.7.GevĢeme Eğitimi………..…... 52 2.6.1.8.DavranıĢ DeğiĢtirme..………...………. 53 2.6.1.9.Beslenme…..………... 53 2.6.1.10.Toplumsal Destek………..…..……… 54

2.6.1.11.Sosyal,Kültürel ve Sportif Etkinliklere Katılma……….. 54

2.6.1.12.Masaj……… 55

2.6.1.13.Dua ve Ġbadet……… 55

2.6.1.14.Hobiler …….……… 55

2.6.2.Stresle BaĢa Çıkmada Örgütsel Yöntemler…...……… 55

2.6.2.1.Örgütsel Ġklimin Denetimi.……… 56

2.6.2.2.Sosyal Destek Sağlanması……….. 56

2.6.2.3.ÇalıĢanların Rollerinin Yeniden Tanımlanması…………. 57

2.6.2.4.AĢırı veya Az ĠĢ Yükünün Önlenmesi……….………….. 58

2.6.2.5.Personel Destek Programlarının Uygulanması…….….… 58

(11)

viii

2.6.2.7.Fiziksel ÇalıĢma KoĢullarının ĠyileĢtirilmesi...………… 59

2.6.2.8.Amaçları Belirleme………..………... 59

2.6.2.9.Duygusal Ġklim Denetimi…..…..………... 60

2.6.2.10.Stres Yönetimi Eğitimi………..………... 60

BÖLÜM III YÖNTEM 3.1.AraĢtırma Modeli……… 61

3.2.Evren ve Örneklem………. 61

3.3. AraĢtırma Örnekleminin Özellikleri……….. 61

3.4.Veri Toplama Aracı……… 64

3.5.Verilerin Çözümü ve Yorumlanması……….. 65

BÖLÜM IV BULGULAR VE YORUM 4.1.Ġlköğretim Okullarında Görev Yapan Yöneticilerin Örgütsel Stres Kaynakları Algıları Ġle Ġlgili Bulgular……….. 66 4.2. Ġlköğretim Okullarında Görev Yapan Yöneticilerin Stres Belirtileri Algıları Ġle Ġlgili Bulgular……… 69 4.3. Ġlköğretim Okullarında Görev Yapan Yöneticilerin Mesleki Stresin ĠĢ Performansına Etkileri Ġle Ġlgili Bulgular………. 72 4.4. Ġlköğretim Okullarında Görev Yapan Yöneticilerin Stresle BaĢa Çıkmada Kullandıkları Yöntemler Ġle Ġlgili Bulgular ……… 74 BÖLÜM V SONUÇ VE ÖNERĠLER 5.1.Sonuçlar……….. 77 5.2.Öneriler………... 78 KAYNAKÇA……… 80 EKLER

EK-1 : AraĢtırma Anket Formu

EK-2 : AraĢtırma Ölçeğini Kullanmak Ġçin Alınan Ġzin EK-3 : AraĢtırma Ġçin Valilik Ġzin Yazısı

(12)

TABLOLAR

Tablo 1. AraĢtırmanın Örneklemini OluĢturan Okullar ve Yönetici Sayıları 62 Tablo 2. Yöneticilerin Cinsiyet DeğiĢkenine Göre Dağılımları 63 Tablo 3. Yöneticilerin YaĢ Grubu DeğiĢkenine Göre Dağılımları 63 Tablo 4. Yöneticilerin Kıdem DeğiĢkenine Göre Dağılımları 63 Tablo 5. Ġlköğretim Okullarında Görevli Yöneticilerin Cinsiyet DeğiĢkenine Göre Örgütsel Stres Kaynakları Algıları

66

Tablo 6. Ġlköğretim Okullarında Görevli Yöneticilerin YaĢ Grubu DeğiĢkenine Göre Örgütsel Stres Kaynakları Algıları

67

Tablo 7. Ġlköğretim Okullarında Görevli Yöneticilerin Kıdem DeğiĢkenine Göre Örgütsel Stres Kaynakları Algıları

67

Tablo 8. “Örgütsel Stres Kaynakları” Boyutundaki Sorulara Verilen Cevapların Ortalama ve Standart Sapmaları

68

Tablo 9. Ġlköğretim Okullarında Görevli Yöneticilerin Cinsiyet DeğiĢkenine Göre Stres Belirtileri Algıları

69

Tablo 10. Ġlköğretim Okullarında Görevli Yöneticilerin YaĢ Grubu DeğiĢkenine Göre Stres Belirtileri Algıları

70

Tablo 11. Ġlköğretim Okullarında Görevli Yöneticilerin Kıdem DeğiĢkenine Göre Stres Belirtileri Algıları

70

Tablo 12. “Stres Belirtileri” Boyutundaki Sorulara Verilen Cevapların Ortalama ve Standart Sapmaları

71

Tablo 13. Ġlköğretim Okullarında Görevli Yöneticilerin Cinsiyet DeğiĢkenine Göre ĠĢ Stresinin ĠĢ Performansına Olan Etkisi Algıları

72

Tablo 14. Ġlköğretim Okulu Yöneticilerinin YaĢ Grubu DeğiĢkenine Göre ĠĢ Stresinin ĠĢ Performansına Olan Etkisi Algıları

72

Tablo 15. Ġlköğretim Okulu Yöneticilerinin Kıdem DeğiĢkenine Göre ĠĢ Stresinin ĠĢ Performansına Olan Etkisi Algıları

73

Tablo 16. “Stresin Performansa Etkileri” Boyutundaki Sorulara Verilen Cevapların Ortalama ve Standart Sapmaları

(13)

x

Tablo 17. Ġlköğretim Okullarında Görevli Yöneticilerin Cinsiyet DeğiĢkenine Göre Stresle BaĢa Çıkma Algıları

74

Tablo 18. Ġlköğretim Okullarında Görevli Yöneticilerin YaĢ Grubu DeğiĢkenine Göre Stresle BaĢa Çıkma Algıları

75

Tablo 19. Ġlköğretim Okullarında Görevli Yöneticilerin Kıdem DeğiĢkenine Göre Stresle BaĢa Çıkma Algıları

75

Tablo 20. “Stresle BaĢa Çıkma” Boyutundaki Sorulara Verilen Cevapların Ortalama ve Standart Sapmaları

(14)

Modern toplumun hastalığı olarak ifade edilen stres, aslında günlük yaşamın bir parçasıdır. Günümüzde çoğu insan, farkına varmasa da yoğun bir stres yükü altındadır. Süregelen yaşamımızda değişikliğe neden olan herhangi bir şey ya da vücut sağlığımızda meydana gelecek herhangi bir değişiklik strese neden olur. İyi ve ya kötü ne olursa olsun yaşamımızdaki zihinsel değişiklikler de gerçek, somut yaşantılar kadar strese yol açarlar. Hemen her gün karşılaştığımız iddialar, yorumlar, anlaşmazlıklar ve çatışmalar da stres ve kaygı yaşamamıza neden olurlar. Stres sadece özel yaşamımızı değil, iş yaşamımızı da derinden etkiler.

1.1.Problem

Topluma uyumlu ve yararlı bireyler yetiştirmek, eğitim örgütlerinin görevidir. Eğitim örgütleri bu görevlerini sağlıklı bir şekilde yerine getirmek için, etkili ve verimli çalışmalar yapmak zorundadır. Eğitim hizmetlerinin amacına ulaşmasında en büyük sorumluluk ise bu hizmetlerin üretilmesi ile görevli olan okullara, dolayısıyla okul yöneticilerine ve öğretmenlere düşmektedir. Okulların etkili olarak çalışmasını engelleyen en önemli sorunların başında stres gelmektedir.

İş ve iş çevresi ile ilgili olarak stres oluşturan birçok stres kaynağının ne derecede stres yarattığı ve bu durumun çalışanlar üzerindeki etkilerini bilmek, örgüt çalışanlarının verimliliğini artırmada önemli bir unsurdur. Çünkü, stresli bir iş ortamı çalışanların performansını olumsuz etkileyecektir. Örgüt çalışanlarının stresten uzak tutulması, verimlilik açısından çok önemlidir. Mesleki stres bireylerde; işe gitmede isteksizlik, işten ayrılmayı düşünme, çevresine kırıcı davranma, hata yapma, isabetsiz kararlar verme, işbirliği kuramama gibi davranışlara neden olabilmektedir.

(15)

2

Bilimsel ve teknolojik yenilikler toplumsal ve ekonomik yaşamı büyük ölçüde etkilemektedir. Buna paralel olarak da toplumsal kurumların yapı ve işleyişinde önemli değişmeler yaşanmaktadır. Doğal olarak örgütsel yapının harekete geçirilmesinde temel etken olan insan öğesi de, değişen koşullara uyum sağlayabilmek için yeni dengelere ihtiyaç duymaktadır. Örgütün yapısı ve örgütle işgören arasındaki karmaşık ilişkiler örüntüsü, her zaman istenilen düzeyde ve dengede olmayacağı için, doğal olarak işgören-örgüt ilişkilerinde, örgütün temel girdisi olan işgörende stres meydana getiren birtakım durumlar oluşabilmektedir.

Günümüzde belli bir örgütte çalışan bir birey, zamanının büyük bir bölümünü iş ortamında geçirmekte, belli amaçları gerçekleştirmek üzere kendisinden beklenen rolleri ve görevleri yerine getirmektedir. Bu durum, örgüt ortamında meydana gelen “örgütsel stres” kavramını ortaya çıkarmaktadır (Pehlivan, 1995).

Stresten tamamen uzak bir günlük yaşam düşünmek ne derece olanaksız ise toplumsal yaşamın temel dokusu olan örgütlerdeki iş yaşamının da stresten tamamen uzak olması o denli olanaksızdır. Bu durumda stresi, çağdaş örgüt ve yönetim kuramının vurguladığı biçimde toplumsal ve örgütsel yaşamın gerçek bir olgusu olarak kabul etmek, ussal bir yönetici stratejisi uygulayarak stresle başa çıkmak gerekmektedir (Aslan,1995).

Stresli bir ortamda çalışan okul yöneticisinin verimsizliğinin sonuçları öğretmenleri, öğrencileri, aileleri ve giderek tüm toplumu etkileyecektir. Okul yöneticilerinin iş hayatındaki performansı üzerinde stresin etkisi gittikçe artmakta, kurum içinde ortaya çıkan stresin iyi yönetilememesi, iş stresinin yöneticiler üzerindeki etkisi bir problem olarak karşımıza çıkmaktadır.

İlköğretim okullarında çalışan yöneticilerin, iş stresi olarak belirtilen örgütsel stres kaynaklarından hangi düzeyde etkilendiklerini, stres belirtilerinin düzeyinin ne olduğunu ve çalışma performanslarını ne derecede etkilediğini, stresle başa çıkma yöntemlerini ne düzeyde kullandıklarını belirlemek, araştırmanın problemini oluşturmaktadır.

(16)

1.2. Amaç

Bu tezin genel amacı; iş stresinin ilköğretim okullarında görev yapan okul yöneticileri üzerindeki etkisini belirlemektir. Bunun için araştırmada; ilköğretim okul yöneticilerinin iş ortamlarındaki stres kaynaklarından hangi düzeyde etkilendiklerini, stres belirtilerinin düzeyinin ne olduğunu ve çalışma performanslarını ne derecede etkilediğini, stresle başa çıkma yöntemlerinin hangilerini ve ne düzeyde kullandıklarını ortaya çıkartarak stres yönetiminde yapılabilecekler hakkında genel bir görüş oluşturma amacı taşımaktadır. Bu temel amaç çerçevesinde aşağıdaki sorulara cevap aranacaktır:

1-İlköğretim okullarında görevli okul yöneticilerinin örgütsel stres kaynakları.

2-İlköğretim okullarında görevli okul yöneticilerinin iş ile ilgili olarak ortaya çıkan stres belirtileri.

3-İlköğretim okullarında görevli okul yöneticilerinin yaşadıkları mesleki stresin iş performansını nasıl etkilediği.

4-İlköğretim okullarında görevli okul yöneticilerinin stresle başa çıkmada hangi yöntemleri kullandığı

a. Cinsiyet, b. Yaş, c. Kıdem

değişkenlerine göre incelenecektir.

1.3. Önem

1-İş yaşamında bireyi zorlayıcı ve onun bazı gereksinimlerini kısıtlayıcı etkilerin ortaya çıkması ile oluşan stres, bireyin verimini düşürmekte ve bu durum bireyin içinde bulunduğu örgütleri olumsuz yönde etkilemektedir. Yaşanan stres sonucu örgütlerde işe gitmede isteksizlik, hata yapma, sağlık problemlerini öne sürerek işten uzaklaşma, isabetsiz kararlar verme v.b. olumsuzluklar giderek yaygınlaşmaktadır.

(17)

4

2-Günlük yaşamın dikkate alınması gereken bir zorunluluğu olan stres, insan sağlığını ve üretkenliğini olumsuz yönde etkileyen bir kavram olarak, okullarda da üzerinde durulması gereken bir sorun olarak önem taşımaktadır. Ayrıca bu araştırma ile ilköğretim okullarında yöneticilik yapan bireylerin;

1) Örgütsel stres kaynaklarının ve stres belirtilerinin ortaya çıkması 2) Stresin yöneticiler üzerindeki iş performansına etkileri

3) Stresle başa çıkma yöntemlerinin tespit edilmesi

4) Eğitim örgütlerinde strese dayalı olumsuzluklara karşı gerekli önlemlerin alınması,

Konularında bilgi sahibi olmaları ve stres yönetimi üzerine yeni araştırmalar yapmaları açısından önemli olduğu düşünülmektedir.

1.4. Sayıltılar

Araştırmanın sayıltıları aşağıda sıralanmıştır.

1- İş stresi ilköğretim okullarında görev yapan yöneticilerin davranışlarını etkilemektedir.

2- Örneklem grubunda yer alan yöneticiler anket maddelerine hiçbir etki altında kalmadan cevap vereceklerdir.

1.5. Sınırlılıklar

Araştırmanın sınırlılıkları aşağıda şekilde belirlenmiştir.

1- Araştırma, Edirne il merkezindeki ilköğretim okulları ile sınırlıdır.

2- Araştırma 2011-2012 öğretim yılında Edirne il merkezinde bulunan devlet okullarında görev yapan ilköğretim okulu müdür ve müdür yardımcıları ile sınırlıdır.

1.6. Tanımlar

Stres: Bireyin bir gereksiniminden vazgeçmesine yada bir tepkide bulunmasına zorlayıcı, bireyin içinden veya dışından gelen ve çoğu zaman bireyde gerilime, çöküntüye yol açan güçtür (Başaran,1982).

(18)

Gerilim: Stres durumunun sistem üzerindeki etkisidir (Şahin, 1999).

Örgütsel stres: Örgütle ya da işle ilgili herhangi bir beklentiye karşılık bireysel enerjinin harekete geçmesi (Pehlivan,1993).

Performans: İş görenin gösterdiği çaba ile elde ettiği ürünün, başarısının nesnel olarak ölçülebilen kısmına denir (Başaran, 1982).

Kişilik: İnsanın bir bütünlük içinde süreklilik gösteren davranış özellikleri ve çevreye uyum biçimidir (Başaran, 1982).

Yönetici: İlköğretim okullarında görev yapan müdür ve müdür yardımcıları

1.7. İlgili Araştırmalar

1.7.1. Yurtiçinde Yapılmış Araştırmalar

Yurtiçinde stres kaynakları ile ilgili olarak yapılan araştırmalar aşağıda özetlenmiştir.

Özdayı (1990) tarafından yapılan “Resmi ve Özel Liselerde Çalışan Öğretmenlerin İş Tatmini ve İş Streslerinin Karşılaştırmalı Analizi” başlıklı araştırmanın amacı resmi ve özel liselerde çalışan öğretmenlerin iş tatmini ve iş stres düzeylerinin belirlenmesi ve farklılıkların ortaya konulmasıdır. Araştırmada 1987-88 öğretim yılında İstanbul il merkezinde 804’ü resmi liselerde, 330’u özel liselerde olmak üzere 1134 öğretmen üzerinde yapılmıştır.

Araştırma sonucunda, resmi liselerde çalışan öğretmenlerin özel liselerde çalışanlara göre iş doyumlarının düşük, stres düzeylerinin ise yüksek olduğu saptanmıştır. En fazla strese neden olan etken, alınan maaşların yetersiz olmasıdır. Bu etkeni sırası ile resmi liselerde mesleki gelişme azlığı, öğrencilerin verimsiz çalışma alışkanlığı, sınıfların kalabalıklığı, mesleki statü durumu, bakanlık emirlerine aynen uyma ve kırtasiyecilik gelmektedir. Özel liselerde de sırasıyla öğrencilerin verimsiz çalışma alışkanlıkları, öğrencilere araştırma yaptıramama, boş zaman azlığı ve sınıfların homojen olmaması gelmektedir. Her iki grupta en az strese neden olan kaynaklar ise, yönetim-veli ilişkileri, meslekteki siyasi ayrımlar, kendini yetersiz

(19)

6

hissetme, zaman yetersizliği ve yönetimin ayrıcalıklı tutumu noktalarında yoğunlaşmaktadır.

Kırel (1991) tarafından yapılan “Örgütlerde Stres Kaynaklarının Çalışan Kadınlar Üzerindeki Etkileri ve Eskişehir Bölgesinde Bir Uygulama Çalışması” başlıklı araştırmanın amacı, işin niteliğinden kaynaklanan stresin özellikle çalışan kadınlarda hangi tür bireysel ve örgütsel sonuçlara yol açtığını saptamaktır. Araştırmanın örneklemi Eskişehir bölgesinde tekstil ve bankacılık sektöründe çalışan 350 kadın denekten oluşmuştur. Veri toplama aracı 40 sorudan oluşan bir ankettir. Araştırmada, yapılan işin niteliğinden kaynaklanan stres kaynakları; çok fazla veya çok az iş, zaman baskısı, vardiyalı çalışma düzeni, işte tehlike unsurlarının varlığı, rol çatışması ve rol belirsizliği olarak belirtilmiştir. İşin niteliğinden kaynaklanan psikolojik sorunlar; “endişe, aşırı yorgunluk sonucu rahatsızlık korkusu, kaygı nevrozu, isteksizlik, bıkkınlık ve uyku problemleri”; davranışsal sonuçlar ise; “sigara alışkanlığı ve aile ile ilgili problemler” olarak saptanmıştır. Örgütsel sonuçlar, “yabancılaşma, tatminsizlik ve iletişim kopukluğu” olarak görülmektedir.

Çakmur (1993) tarafından yapılan “ Yöneticilerde Kişilik Faktörü İle Stres Arasındaki İlişki ” konulu araştırmada, yöneticilerde stresin içten ya da dıştan denetimli olmakla bir ilişkisinin bulunup bulunmadığının ortaya çıkartılması amaçlanmıştır. Bilgi toplama aracı olarak Rotter’in “Denetim Odağı Ölçeği” ve Batlaş ve Baltaş’ın “ Stres Kaynağı Ölçeği ” kullanılmıştır. Araştırmanın evrenini ve örneklemini Atatürk Üniversitesi’nde yöneticilik pozisyonunda bulunan akademisyenler oluşturmaktadır. Araştırmadan elde edilen bulgular şunlardır:

Dıştan denetim inançlı yöneticilerin stres oranları daha yüksek bulunmuştur. Dıştan denetim inançlıların olayların sonucunu kader, şans, tanrı gibi etkenlere bağlamalarından dolayı strese kapılmalarının içten denetimlilere oranla daha fazla olduğu görülmüştür. İçten denetimliler olayın sonucunun kendisinden kaynaklandığını, bunun akışını değiştirmenin kendi elinde olduğunu düşündüğünden stres düzeyi diğer gruptakilere oranla daha düşük olmaktadır.

(20)

Ertekin (1993) tarafından yapılan “Yönetsel Stres” başlıklı araştırmada, stres kavramının orta düzeyde kamu yöneticileri tarafından nasıl algılandığı, stresle ilgili birtakım konuları (stres nedenleri, yapılan işin özellikleri ve stres, iş değiştirme, stres nedeniyle oluştuğu sanılan sağlık sorunları gibi) nasıl değerlendirdiklerinin saptanması amaçlanmıştır. Araştırma Türkiye Elektrik Kurumu, Emekli Sandığı, Ankara Numune Hastanesi ve TODAİE – Kamu Yönetimi Uzmanlık Programı öğrencilerinden tesadüfi örneklemle seçilen 150 orta düzey yöneticinin verdikleri yanıtlara dayanmaktadır. Belirlenen altı faktöre göre stres nedenleri “asla”, “seyrek olarak”, “Bazen”, “Sık sık”, “Daima” şeklinde derecelendirilmiştir. Tanımlanan altı faktöre göre elde edilen bulgular şunlardır:

Genel Faktör: Bu faktörde haberleşme kanallarının dışında kalma, kararlara katılamama, aşırı disiplin ve baskı, aile sorunlarının çalışma hayatını olumsuz olarak etkilemesi, güven vermeyen bir ortamda çalışma ile görev ve yetkilerdeki dengesizlik en belirleyici stres kaynaklarıdır.

İş Faktörü: İş yükünün fazlalığı, bir işi belirtilen zamanda bitirme zorunluluğu ile uzun ve yorucu çalışma saatleri bu faktörü belirleyen başlıca değişkenlerdir.

İlişki Faktörü: İlişki faktörü başlığı altında toplanan ve belirleyici olan değişkenler, halkla ilişkilerde ortaya çıkan zorluklarla çalışanlar arasındaki tartışma ve anlaşmazlıkların varlığıdır.

Kariyer Geliştirme Faktörü: Burada en belirleyici stres etmeni olarak ortaya çıkan değişken mesleki yönden kendini geliştirme olanağının sağlanmamasıdır.

İş Monotonluğu Faktörü (1): Bu faktör kariyer geliştirme ile önlenebilecektir. İş Monotonluğu Faktörü (2): İşin monotonluğu tek başına stres etmeni değilken vatandaş tarafından şikayet edilme ile birleştiğinde stres etmeni olmaktadır.

Pehlivan (1993) tarafından yapılan “Eğitim Yönetiminde Stres Kaynakları” başlıklı araştırmada, MEB bakanlık müfettişleri ile teknik liselerde görev yapan okul müdürleri ve öğretmenlerin örgüt ve işle ilgili olarak karşılaştıkları stres yaratıcı durumların ortaya çıkarılması amaçlanmıştır. Araştırmanın evrenini Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olarak çalışan Bakanlık Müfettişleri, teknik lise müdürü ve

(21)

8

öğretmenleri, örneklemini ise185 müfettiş, 115 okul müdürü ve 427 öğretmen olmak üzere toplam 727 denek oluşturmaktadır.

Araştırmada stres kaynakları işlevsel ve toplumsal çevre boyutlarında ve bu boyutları oluşturan çeşitli yapılar temel alınarak incelenmiştir. Araştırmada aşağıdaki bulgular elde edilmiştir.

İşlevsel Çevre Boyutunda Stres Kaynakları

İşlevsel çevre boyutunda incelenen stres kaynaklarına ait bulgular aşağıda sıralanmıştır.

Görev Yapısına Ait Stres Kaynakları: Ücret yetersizliği okul müdürü ve öğretmenlerde çok derecede stres yaratmaktadır. İş yükünün ağır olması, üç denek grubunda orta derecede stres yaşanmasına neden olmaktadır.

Yetke Yapısına Ait Stres Kaynakları: Yetkilerin az olması okul müdürlerinde, personel değerlendirmede adaletsizlikler olması öğretmenlerde çok derecede strese yol açmaktadır. Mevzuatın karışık olması, önemli karar verme zorunluluğu, yetki ve sorumlulukların açıkça belirlenmemiş olması, verilen kararların yarattığı vicdanı sorumluluk üç denek grubunda da orta derecede stres yaratmaktadır.

Üretim Yapısına Ait Stres Kaynakları: Araç-gereç yetersizliği öğretmenlerde, çalışmaların karşılığını alamamak hem öğretmenlerde, hem de okul müdürlerinde aşırı derecede strese yol açmaktadır.Yeteneklerin yapılan işte tam olarak kullanılamaması üç grupta da orta dereceli stres yaratmaktadır.

Toplumsal Çevre Boyutunda Stres Kaynakları

Toplumsal çevre boyutunda incelenen stres kaynaklarına ait bulgular aşağıda sıralanmıştır.

Kümeleşme Yapısına Ait Stres Kaynakları: Öğrenci velilerinin haksız talepleri, iş ortamındaki huzursuzluklar ve üstlerle anlaşmazlık okul müdürü ve öğretmenlerde orta dereceli strese yol açmaktadır. İşyerinde dedikodu yapılması üç denek grubunda da orta dereceli stres yaşanmasına neden olmaktadır.

(22)

Rol Yapısına İlişkin Stres Kaynakları: İş yerindeki kişilerin farklı beklentilerinin olması okul müdürü ve öğretmenlerde orta derecede strese yol açmaktadır.

Kültür Yapısına İlişkin Stres Kaynakları: Mesleğin statüsünün düşük olması hem okul müdürlerinde hem de öğretmenlerde orta derecede stres yaratmaktadır.

Yıldırım (1995) tarafından yapılan “Hacettepe Üniversitesinde Stres Tipleri” başlıklı araştırmada, Hacettepe Üniversitesi’nde çalışan yönetici ve memurların hangi tip strese sahip olduklarının ortaya çıkarılması amaçlanmaktadır. Araştırmanın örneklemi Hacettepe Üniversitesi, İdari Mali İşler Daire Başkanlığı ve Personel Daire Başkanlığında görev yapan 121 memurdan oluşmaktadır. Araştırmada stres tiplerini betimleme anketi kullanılmıştır. Yapılan faktör analizi sonucunda 5 faktörün stres tiplerini betimlediği ortaya çıkarılmıştır. Bunlar baskı faktörü, iş yönelimi faktörü, kazanma isteği faktörü, sabırsızlık faktörü ve aktivite eğilimi faktörüdür.

Kayum (2002) tarafından yapılan “İlköğretim Okulu Yöneticilerinin Örgütsel Stres Kaynakları” başlıklı araştırmada yöneticilerin örgütsel stres kaynaklarının neler olduğu ve bu stres kaynaklarının yöneticiler tarafından yaşanma düzeyleri belirlenmeye çalışılmıştır.Araştırmanın örneklemi Van İl merkezi ve ilçelerinde çalışan 8’i kadın 121’i erkek 129 yöneticiden oluşmuştur. Veri toplama aracı 81 sorudan oluşan bir ankettir. Araştırmada kadın yöneticilerin daha yüksek düzeyde örgütsel stres yaşadıkları, yaşı büyük olan yöneticilerin yaşı küçük olanlardan daha fazla stres yaşadıkları tespit edilmiştir.Ayrıca örgütsel yapının yöneticilerde daha fazla stres nedeni olduğu görülmektedir.

Çivilidağ (2003) tarafından yapılan “Anadolu Lisesi ve Özel Lise Öğretmenlerinin İş Tatmini, İş Stresi ve Algılanan Sosyal Destek Düzeylerinin Karşılaştırılmasına Yönelik Bir Analiz” adlı çalışmada, öğretmenlerin etkililiğini ve verimliliğini etkileyen iş tatmini, iş stresi ve algılanan sosyal destek düzeyinin Anadolu Liseleri ile Özel Liselerde Çalışan Öğretmenler arasındaki farkının belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırma 225 gönüllü öğretmenin katılımıyla gerçekleştirilmiş, öğretmenlere Kişisel Bilgi Formu, İş Tatmini (MSQ), İş Stresi ve

(23)

10

Algılanan Sosyal Destek ölçekleri uygulanmıştır. İş Stresi ile ilgili karşılaştırmada Anadolu Liselerinde çalışan öğretmenlerle Özel liselerde çalışan öğretmenler arasında anlamlı bir farklılık bulunamamıştır. Her iki okulda çalışan öğretmenlerin iş stresi ve demografik özellikler açısından karşılaştırılmasından ise şu sonuçlara ulaşılmıştır:

1-Anadolu liselerinde çalışan kadın öğretmenlerin özel liselerde çalışan kadın öğretmenlere göre daha stresli oldukları.

2-Anadolu liselerinde çalışan dul öğretmenlerin özel liselerde çalışan dul öğretmenlere göre daha stresli oldukları.

3-Anadolu liselerinde yabancı dil alanına ait branşlarda çalışan öğretmenlerin özel liselerde yabancı dil alanına ait branşlarda çalışan öğretmenlere göre daha stresli oldukları görülmüştür.

Ok (2006) tarafından yapılan “İş Stresinin İlköğretim Okullarında Okul Yöneticileri Üzerindeki Etkisi (Konya Örneği)” adlı çalışmada, iş stresinin ilköğretim okul yöneticileri üzerindeki etkisini ortaya çıkarmak amaçlanmıştır. Araştırma tarama modelindedir. Veriler anket ve kaynak tarama ile toplanmıştır. Araştırmanın evrenini Konya ili merkez ilçelerindeki (Karatay, Selçuklu ve Meram) Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı özel ve devlet ilköğretim okullarında 2005 – 2006 eğitim öğretim yılında görev yapmakta olan ilköğretim okul yöneticileri oluşturmaktadır. Araştırmada 370 katılımcı yer almıştır. Bunlardan %7,84’ü özel okul yöneticisi, % 92,16’sı devlet okulu yöneticisidir. Araştırma için 75 maddeden oluşan likert tipi ölçek kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen sonuçlar şunlardır:

1-Kadın ve erkek yöneticilerin iş stresi boyutlarından aynı düzeyde etkilendikleri.

2-Devlet okullarında görev yapan yöneticilerin örgütsel stres kaynaklarından özel okullarda çalışan yöneticilerden daha çok etkilendikleri.

3-Stresle başa çıkma yöntemlerini özel okul yöneticilerinin daha yüksek düzeyde kullandıkları.

(24)

4-İş ve iş çevresiyle ilgili olarak örgütsel stres kaynaklarından 20-30 yaş arasındaki yöneticilerin 31-40 yas arasındaki yöneticilerden daha çok etkilendiği.

5-Stresle başa çıkma yöntemlerini 20-30 yaş arasındaki yöneticilerin 41-50 yaş arasındaki yöneticilerden daha yüksek düzeyde kullandıkları, 41-50 yaş arasındaki yöneticilerin 50 yaş ve üzeri yöneticilere göre daha üst düzeyde stresle başa çıkma yöntemlerini kullandıkları saptanmıştır.

Ekinci (2006) tarafından yapılan “İlköğretim Okulu Yöneticilerinin Sosyal Beceri Düzeylerine Göre Öğretmenlerin İş Doyumu ve İş Stresinin Karşılaştırılması” adlı çalışmada, ilköğretim okulu yöneticilerinin sosyal beceri düzeylerine göre öğretmenlerin iş doyumu ve iş stresi düzeyleri karşılaştırılmıştır. Araştırma sosyal becerisi düşük ve sosyal becerisi yüksek toplam sekiz okul müdürüne bağlı çalışan 205 öğretmen üzerinde yapılmıştır. Veri toplama araçları olarak da Riggoio (1986,1989) tarafından geliştirilen ve Yüksel (1997) tarafından Türkçe’ye uyarlanan Sosyal Beceri Envanteri, Şahin (1999) tarafından geliştirilen İş Doyumu Ölçeği ve Önsan (1996) tarafından geliştirilen İş Stresi Ölçeği kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen sonuçlar şunlardır:

1-Yöneticiler sosyal becerilerini yüksek düzeyde; öğretmenler de iş stresi ve iş doyumlarını orta düzeyde algılamaktadır.

2-Yöneticilerin sosyal beceri düzeylerine göre öğretmenlerin hem iş stresi hem de iş doyum düzeyleri anlamlı şekilde farklılaşmaktadır.

3-Öğretmenlerin iş doyum düzeyleri öğrenci sayısına göre, iş stresi düzeyleri de kıdemlerine ve öğrenci sayısına göre anlamlı düzeyde farklılaşmaktadır. Diğer değişkenlere göre ise öğretmenlerin iş doyum ve iş stresi düzeylerinde anlamlı bir farklılık bulunmamıştır.

4-Araştırmada, öğretmenlerin iş doyumu ile iş stresi arasında da negatif yönde güçlü bir ilişki bulunmuştur.

Yılmaz (2007) tarafından yapılan “İlköğretim Okulu Yöneticilerinin İş Doyumu İle Örgütsel Stres Kaynakları Arasındaki İlişki (Gaziantep Örneği)” adlı çalışmada, ilköğretim okulu yöneticilerinin iş doyumları ile örgütsel stres kaynakları

(25)

12

arasındaki ilişkinin ortaya çıkarılması amaçlanmıştır. Araştırma ilişkisel tarama modelindedir. Araştırma örneklemi Gaziantep ili Şehitkamil ve Şahinbey ilçelerinde görev yapan 284 ilköğretim okulu yöneticisinden oluşmaktadır.Veri toplama araçları olarak D.J. Dawis ve arkadaşları (1967) tarafından geliştirilen ve Telman (1988) tarafından Türkçe’ye uyarlanan “Minnesota İş Doyumu Ölçeği” ile Pehlivan (1993) tarafından geliştirilen “Örgütsel Stres Kaynakları Ölçeği” kullanılmıştır. Araştırma sonucunda şu bulgulara ulaşılmıştır:

1-İş Doyumu ile örgütsel stres kaynakları arasında düşük düzeyde, negatif yönde ve anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Araştırmaya katılan yöneticilerin iş doyum düzeylerinin normal düzeyde olduğu.

2-Yöneticilerin örgütsel stres kaynaklarından en fazla “yetke yapısına “ilişkin stres kaynaklarını, en az ise “kültürel yapıya” ilişkin stres kaynaklarını algıladıkları,

3-Yöneticilerin iş doyumlarını algılamalarında kıdem ve görev ünvanı değişkenleri anlamlı farklılık yaratırken, cinsiyet, yaş, öğretmen sayısı, eğitim yönetimi ile ilgili kurs, seminer ya da hizmetiçi eğitime katılma durumu değişkenlerinin anlamlı farklılık yaratmadıkları,

4-Yöneticilerin örgütsel stres kaynaklarını algılamalarında cinsiyet ve kıdem değişkenleri anlamlı fark yaratırken, yaş, görev ünvanı, öğretmen sayısı, eğitim yönetimi ile ilgili kurs, seminer ya da hizmetiçi eğitime katılma durumu değişkenlerinin anlamlı farklılık yaratmadıkları saptanmıştır.

1.7.2. Yurtdışında Yapılmış Araştırmalar

Çalışanlarda stres yaratan durumlar ve stres kaynakları konusunda araştırma konusu ile ilgili bazı çalışmalar aşağıda özetlenmiştir.

Miller (1991) tarafından yapılan araştırmada bürokrasi, inanç sistemi ve iş ile ilgili stres arasındaki ilişkilerin ortaya konulması amaçlanmıştır. Amerika’da büyük okul bölgelerinde yer alan 214 lise müdürü ve yardımcısı araştırmanın örneklemini oluşturmaktadır. Ölçek olarak Boyd Swent’in Yönetici Stres Endeksi, Milton Rokeach’ın Dogmatizm Ölçeği ve Richard Hall’ın Örgütsel Envanteri kullanılmıştır.

(26)

Araştırma sonuçlarına göre, inanç sistemlerinin okul müdürlerinin iş ile ilgili stres algılarını etkilediği ancak müdür yardımcılarını etkilemediği, bürokratik yapının ise müdür yardımcılarının iş ile ilgili stres algılarını etkilediği, müdürlerin algılarını etkilemediği görülmüştür.

Green-Reese vd.(1991) tarafından yapılan bir çalışmada yaş, kıdem ve okulun öğrenci sayısına göre öğretmenlerin iş doyumu ve iş stresi düzeyleri araştırılmıştır. Araştırmada, öğrenci sayısı 1.500’ün üzerinde olan okullarda görev yapan beden eğitimi öğretmenlerinde, okulun öğrenci sayısının onların iş doyumu ve iş stresini olumsuz etkilediği, ancak yaş ve kıdemin ise öğretmenlerin iş doyumu ve iş stresi üzerinde önemli bir faktör olmadığı bulunmuştur.

Pullis (1992) tarafından yapılan araştırmada, öğretmenlerin stres kaynakları, etkileri ve başa çıkma yöntemleri açısından mesleki streslerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla 244 öğretmen araştırma kapsamına alınmıştır. Araştırma sonucunda, okulda kariyer gelişimi ve iş yükü ile ilgili stres kaynaklarının öğrenci ile ilişkilerle ilgili olanlardan daha stresli olarak algılandığı görülmüştür. “Tükenme, engellenmişlik ve okul dışındaki yaşama olumsuz etkiler” sıklıkla görülen stres sonuçları olarak belirtilmiştir.

Strassmeier (1992) tarafından yapılan araştırmada, zihinsel özürlü çocukların öğretmenlerinin stres düzeylerinin ortaya çıkarılması amaçlanmıştır. Zihinsel özürlü çocuklarla çalışan 716 öğretmen örnekleme alınmıştır. Araştırmada 716 öğretmenin % 12’sinde yüksek düzeyde stres ve tükenme eğilimi bulunmuştur Bu bireyler,

1-Yüksek eğitim düzeyine sahiptirler, 2-Kendilerini yetersiz hissetmektedirler, 3-Olumsuz tutumlara sahiptirler,

4-Genel olarak işte doyumsuzdurlar, 5-İş arkadaşları ile uyuşmazlık içindedirler.

(27)

14

Billingsley ve Cross, (1992) yaptıkları araştırmada, temel olarak öğretmenlerin bağlılık, iş doyumu ve öğretmenlikte kalma nedenlerini ortaya çıkarmayı amaçlamışlardır. Araştırmanın bir diğer amacı bağlılık ve iş doyumu verilerinin öğretmenlikte kalma isteğinin üzerindeki etkisinin düzeyini saptamaktır. Bu amaçla rastgele örneklem yoluyla seçilen 558 özel eğitim ve 589 genel eğitim öğretmenine sorular yöneltilmiştir. 956 öğretmen örneklem olarak alınmıştır. Her iki grubun % 83’ü soruları tamamlamıştır. Araştırma sonucunda yöneticinin desteğinin olmaması, rol çatışması, rol belirsizliği ve stresin, iş doyumu ve bağlılık üzerinde demografik belirtilerden daha etkili olduğu belirlenmiştir.

Renz (1992) tarafından yapılan araştırmada okul büyüklüğü ve yöneticilik deneyimi değişkenlerinin, okul müdürlerinin çeşitli stres kaynaklarından etkilenme düzeyleri ve erken emeklilik kararlarını etkileyip etkilemediğinin ortaya çıkartılması amaçlanmıştır. Araştırmanın evrenini ABD’nin İndiana eyaletindeki 289 okul, örneklemini ise büyük, orta ve küçük boyutlardaki okullardan toplam 165 okul müdürü oluşturmaktadır. Araştırmada okul büyüklüğü ve deneyimin, müdürlerin stres kaynaklarından etkilenmeleri üzerinde az bir etkisi olduğu, yine okul büyüklüğü ve deneyim değişkenlerinin müdürlerin erken emeklilik eğilimleri üzerinde anlamlı bir etki yapmadığı görülmüştür.

Manthei ve Gilmore (1995) yaptıkları araştırmada öğretmenlerin stres kaynaklarını saptamayı amaçlamışlardır. Yeni Zelanda’da sekiz ilkokul, ortaokul ve lisede çalışan 640 öğretmen araştırmanın örneklemini oluşturmaktadır. Araştırmada kullanılan veri toplama aracı son dört yılda aynı okullarda beş kez uygulanmıştır. Araştırma sonucunda, öğretmenlerin stres nedenlerinin önceki yıllarda yapılan çalışmalarla aynı olduğu bulunmuştur. Yüksek düzeyde stres, düşük iş doyumu ve uzun çalışma saatlerinin etkisiyle oluşan zayıf ilişkilerle ilişkilidir. Devamsızlık ile stres arasında ilişki bulunamamıştır. Öğretmenlerin stres düzeyinde önceki çalışma sonuçlarına göre önemli bir artış olmamıştır.

Tang vd (2001) tarafından yapılan araştırmada Hong Kong’daki Çinli öğretmenler arasında iş stresinin ruhsal sağlık üzerindeki etkileri araştırılmıştır.

(28)

Kendi kendine yeterlilik ve aktif tutum ile ruhsal sağlığı olumsuz etkileyen verimsizlik arasında negatif bir ilişki bulunmuştur. Çalışmada ayrıca stres kaynağı faktörlerle öğretmenlerin ruhsal sağlık durumu arasında doğrudan bir ilişkinin var olduğu ortaya çıkarılmıştır (Akt. Ekinci, 2006).

Kyriacou ve Chien, (2004) tarafından yapılan araştırmada Tayvan’daki ilköğretim okulu öğretmenlerinin iş streslerini araştırılmıştır. Araştırma, 203 öğretmen üzerinde yapılmıştır. Çalışmaya katılan öğretmenlerin %26’sı öğretmenlik mesleğini stresli ya da çok stresli olarak değerlendirmiştir. Aynı çalışmada öğretmenler, stresi azaltmak için okul yönetiminin veya hükümetin öğretmenlerin iş yükünü azaltması gerektiğini belirtmişlerdir.

(29)

BÖLÜM II

İLGİLİ ALANYAZIN

2.1. Stres Kavramı ve Tanımı

Stres, günlük yaşamımızın bir parçası ve modern toplumların hastalığıdır. Stres, toplumun her kesiminin sıkça kullandığı bir sözcük olup aynı zamanda birçok insanın da yaşadığı psikolojik bir durumdur. Yapılan araştırmalar herkesin stres tanımının farklı olduğu gibi, insanlarda gözlenen stres nedenleri, stres belirtileri ve olumlu stres düzeylerinin de farklı olduğunu göstermektedir. Hızla değişen dünyamızda stres, günlük yaşamın bir parçası haline gelmiştir.

Sözcük olarak stres; Latince kökenli olup “estrictia” dan ve eski Fransızca’ da “Estrece” kelimelerinden gelmektedir (Ertekin, 1993). Stres sözcüğü; sıkıca sarmak, sıkmak, sıkıştırmak, bağlamak anlamlarını içeren Latince “stringere” kelimesinden türetilmiştir (Stora, 1992). 17. yüzyılda felaket, bela, musibet, dert, keder, elem gibi anlamlarda kullanılmıştır. 18. ve 19. yüzyıllarda ise kavramın anlamı değişmiş ve güç, baskı, zor gibi anlamlarda objelere, kişiye, organlara ve ruhsal yapıya yönelik olarak kullanılmıştır. Buna bağlı olarak da stres kavramı; nesne ve kişinin bu tür güçlerin etkisi ile biçiminin bozulmasına, çarpıtılmasına karşı bir direnç anlamında kullanılmaya başlanmıştır (Torun, 1997).

En yaygın olarak kullanılan stres tanımlarından biri McGrath’e ait olan stres tanımıdır. McGrath (1970)’e göre, organizma ile çevre arasında bir ilişki vardır. Stres ise bir organizmanın çevreden gelen taleplerle baş etme mekanizmaları arasında bir dengesizlik olduğu zaman ortaya çıkmaktadır.

Sabuncuoğlu (1996) stresi, kişinin uyum sınırlarının zorlanması, psikolojik veya fiziksel baskı altında gösterdiği tepki şeklinde tanımlamıştır.

(30)

Cüceloğlu (1991) strese yol açan olayların ikiye ayrılabileceğini belirtmektedir. Birinci grup bedenin içinde veya dışında olan uyaranları, ikinci grup ise bedensel veya psikolojik uyaranları kapsamaktadır. Cüceloğlu, kişinin ne kadar stres yaşadığı ve bu yaşadığı stres ile de nasıl başa çıkacağının bireyin anlamlandırma tarzı ve deneyimleri ile bağlantılı olduğunu söylemektedir.

Diğer bir bakış açısında ise kişinin yaşamındaki dengelerden bahsedilmektedir. Buna örnek olarak Şahin (1994), her organizmanın kendi içindeki denge bozulmalarını düzeltme eylemi sayesinde canlılığını koruduğunu ifade etmektedir. Kişi kendi içindeki dengeleri koruma çabasındadır ve dengede olmasına homeostasis denmektedir. Dengelerde meydana gelen bozulmalar stres olarak da algılanabilmektedir. Fakat belli bir miktar stresin faydalı olduğu hatta yaşamın sürdürülebilmesi için şart olduğu da ayrıca vurgulanmıştır.

Baltaş ve Baltaş (2002)’a göre “stres, organizmanın fizik ve ruhsal sınırlarının zorlanması ve tehdit edilmesiyle ortaya çıkan bir durumdur”. Eren (2001) de stresi, bireyler üzerine etki yapan ve onların davranışlarını, iş verimini, başka insanlarla ilişkilerini etkileyen bir kavram olarak adlandırmaktadır.

Can (1999)’a göre ise stres, bütün fizyolojik ve patolojik etmenlerin organizma üzerine yaptığı kaba ve sert etkidir. Işıkhan (2004) stresi, bir kişinin üzerinde belirli bir uyarıcının neden olduğu aşırı psikolojik ve fiziksel taleplere uyum gösterme sırasında verdiği yanıt olarak tanımlamaktadır.

Selye (1974) stresi, uyarıcılara karşı gösterilen genel tepkiler olarak tanımlamaktadır. Bu araştırmacıya göre, tüm stres kaynaklarına karşı beden tarafından verilen ortak cevaplar söz konusudur. Selye, bu ortak cevapları “Genel Uyum Sendromu” olarak tanımlamaktadır. Genel uyum sendromu üç safhadan oluşmaktadır. Bu safhalardan ilki alarm safhasıdır. Alarm safhası, uyarıcının stres kaynağı olarak algılandığı ve uyarıcıya karşı ilk cevapların verildiği safhadır. Bu safhada, beden durumla başa çıkabilmek için aktif fizyolojik girişimlerde bulunmakta, kalp atışını hızlandırarak, kan basıncını yükselterek, gerekli enerjiyi

(31)

18

sağlamak için glikoz salgılayarak çabuk bir cevap için kendisini hazırlamaktadır. Sempatik sinir sisteminin devreye girdiği bu aşamada beden “savaş ya da kaç tepkisini” ortaya koymaktadır.

Stres kaynağı uzun süre etkisini devam ettirirse, direnç dönemi adı verilen ikinci safha oluşmaktadır. Stres kaynağına karşı vücut, direncini yükseltmekte, alarm safhasında verilen ilk tepkiler yerini mevcut duruma uyumu artıran uzun dönemli cevaplara bırakmaktadır. Direnç dönemi safhasında, denge durumuna ulaşmak için vücut tarafından gösterilen sürekli bir çaba söz konusudur. Üçüncü safha, sürekli olarak gösterilen uyum sağlama çabalarından dolayı enerjinin bitmesi, kişilerin tükenmesi safhasıdır. Bu durum, kişinin artık stresle mücadele edemeyeceği anlamına gelir. Bu nedenle üçüncü safha, stres kaynağına karşı direncin kaybedilmesi olarak da ifade edilebilir.

2.2. Stresi Oluşturan Etmenler

Hobfoll (1993)’a göre, strese neden olan etkenler çevreden veya kişinin kendi içinden gelen baskı veya taleplerdir. Yaşamda karşılaşılan minör güçlükler daha çok bireylerin bilişsel süreçleri hakkında bilgi verirken, majör stres etkenleri kişiler ile çevre arasındaki etkileşimi aydınlatmaktadır. Araştırma yaparken iki tarafa da fazla kaymamaya özen göstermek gerekmektedir. Çünkü tamamen küçük sıkıntılardan yola çıkıldığında neredeyse çevre ile bağlantısız ve sadece nevrotik yapı hakkında bilgi edinebilmektedir. Diğer bir tarafta ise büyük çaptaki etkenlere fazla ağırlık verildiğinde kişiler arası farklılıkların önemi gözden kaçırılabilmektedir. Strese neden olan etkenler, altı farklı grupta belirtilebilmektedir:

1. Fiziksel etkenler: Kişiden kaynaklanan ya da dıştan gelen etkenler. 2. Psikolojik etkenler: Düşünce tarzları, olaylara bakış açısı.

3. Toplumsal etkenler: Kişiler arası çatışmalar, sosyo-ekonomik durum. 4. Ruhsal etkenler: Yaşam amacının olmaması.

(32)

6. Durumsal etkenler:Yetersiz eğitim almış olmak, meslektaşları ile duygu paylaşımı yaşayamama (Hobfoll, 1993).

2.3. Stresin Belirtileri

Stres birey üzerinde hem psikolojik hem de fizyolojik tepkiler şeklinde belirti gösterir. Bu belirtiler çoğu zaman açıkça görülebilir niteliktedirler. Stresin tehlikeli boyutlara ulaştığı evrede birey üzerinde en çok görülen belirtiler şöyle sıralanabilir:

Kalp atışının ve solunumun hızlanması. Kan şekerinin yükselmesi.

Kasların gerginliğinin artması, kasılma ve eklem ağrıları. Ağızda ve boğazda kuruluk.

Bitkinlik.

İştahsızlık ve zayıflama. Çok fazla yemek yeme isteği. Baş ağrısı, baş dönmesi.

* Otururken, yürürken dengesizlik, sallanma. Ellerde ve ayaklarda terleme.

Uykusuzluk, aşırı uyku, dengesiz uyku. Uykuda diş gıcırdatma, konuşma.

Korkulu rüyalar görme, korkarak uyanma, uykuda yürüme. Mide, bağırsak, sindirim bozukluğu.

Bulantı, kusma, ishal.

Konuşma güçlüğü, az ya da çok konuşma. Gürültüye ve sese duyarlılık (Şimşek, 1998).

Araştırmada stresin belirtileri; Fiziksel Belirtiler, Davranışsal Belirtiler ve Psikolojik Belirtiler olmak üzere üç bölümde incelenmiştir..

(33)

20

2.3.1. Fiziksel Belirtiler

Zararlı etkenler organizmanın belirli sistemlerinde ve işlevlerinde değişikliklere yol açar. Bu değişikliklerin farklı evreleri de çeşitli belirtilerin, yakınmaların ortaya çıkmasında rol oynar (Köknel, 1998). En sık rastlanan stres belirtileri; tansiyon yükselmesi, terleme, sindirim bozukluğu, mide bulantısı, baş ağrısı, nefes darlığı, yorgunluk, alerjidir. Aşağıda, fiziksel stres belirtileri kısaca açıklanmıştır.

Tansiyon yükselmesi: Bazı araştırmacılar yüksek tansiyon ile stres arasında ilişki olduğunu ileri sürmüşlerdir. Stresin yüksek tansiyona ne derecede etken olduğu hakkında hala soru işareti bulunmasına rağmen, önceden mevcut tansiyona etkide bulunduğu kesindir. Bünye gerçek ve hayali tehlikelerle karşılaştığında kan basıncı artarak tepki gösterir. Tehlike geçtiğinde endişe devam etmiyorsa, kan basıncı normal düzeye iner. Eğer bilinçaltında tehlikeler sürerse kan basıncı yüksek kalır ve uzun süreli gereksiz gerilim yaratır. Tehlike tamamen ortadan kalksa bile basıncın normale dönmesi uzun zaman alabilir. Bu tepkinin her tekrarlanışında basınç az bir miktar düşer ve sonunda normalin üstünde bir düzeyde dengeye gelir (Yates, 1985).

Yüksek tansiyon, beyine oksijen sağlayan damarlarda çatlama yapabilir ya da kalp artan dirence karşı koymak için var gücüyle kanı pompalamayı sürdürdüğünden normalin üstünde çalışabilir. Bu durum beyin ve kalp sağlığını tehlikeye sokar.

Terleme: Korku, öfke ve stres durumları terlemeyi arttırır. Stres terlemesi özellikle avuç içi, ayak tabanı ve koltuk altlarında görülür. Bu durum bireyi toplum içinde de zor durumda bırakabilir.

Sindirim Bozukluğu: Aşırı stres bireyde ishal ve pekliğe neden olabilir. Vücutta trioksin salgılanması ishali başlatır. Stres nedeniyle kasların büzülmesi ise geçici peklik durumlarına yol açabilir.

(34)

Mide Bulantısı: Stresin fizyolojik etkileri nedeniyle mide ve sindirim sisteminin etkilenmesi mide bulantısı yapabilir. Adrenalin hormonunun aşırı salgılanması mide bulantısına neden olabilmektedir.

Baş Ağrısı: Yapılan araştırmalar insanların büyük çoğunluğunun baş ağrısı çektiğini göstermektedir. En sık rastlanılan baş ağrısı türünün gerginlikten kaynaklandığı, diğerlerinin ise damar rahatsızlıklarından kaynaklandığı bilinmektedir. Stresin sebep olduğu gerginlik damarların daralmasına, kafanın belirli bölgelerine giden kanın bir hayli azalmasına yol açar. Diğer taraftan bir dokunun kansız kalması ağrıya sebep olur. Ağrı gerginliğe, gerginlik kaygıya, kaygı da ağrının şiddetlenmesine yol açar (Baltaş ve Baltaş, 1993).

Nefes Darlığı: Aşırı endişe ve sıkıntı durumlarında istem dışı aşırı soluk alıp verme görülür. Bunun sonucunda kandaki karbondioksit düzeyi ve serbest kalsiyum düzeyi düşer ve ellerde bükülme, çekilme ve kasılmalar, tüm bedende uyuşma, baş dönmesi, dengesizlik, halsizlik görülür (Köknel, 1998).

Yorgunluk: Genel olarak fiziksel ve zihni yorgunluk olarak iki şekilde ele alınan yorgunluk; hoşnutsuzlukla dolu ve onunla birlikte görülen, aşırı bir çalışma sonucu işlevsel gücün azalmasıdır.. Fiziksel yorgunluk doku ve organların uyarıcılığını yitirmesidir. Kassal yorgunluklar kendini kramplar ve ağrılı sertleşmelerle gösterir. Sinir merkezleri de etkilenerek sinirsel bir yorgunluk meydana gelir. Bunun en belirgin yönü uykusuzluktur. Kişilikteki çatışmalar, bunalımlarla dinlenmekteki başarısızlıklar nevrotik yorgunluğa sebep olabilir. İş süresi, vücut hareketlerinin süresi, grup baskısı, zaman kısıtlamaları, gürültü, ısı ve nem, aydınlanma, özerklik ve sorumluluk, belirsizlik derecesi, rol belirsizlikleri, rol çatışmaları ve dinlenme, ekonomik arzu ve bekleyişler de iş sırasındaki yorgunluk üzerinde etkili olurlar (Çelebioğlu, 1990).

Alerji: Alerjiler, aslında zararsız olan, hatta hiç var olmayan tehditlere karşı vücudun bilinçsizce meydan okuyarak kendini yaralaması ile ortaya çıkar. İnsanlar aşırı sıkıntı, endişe ile karşı karşıya kaldıklarında diz kapaklarının aşağı kısmında,

(35)

22

koltuk altlarında, yüzlerinde kızarıklık, sivilce benzeri görüntüler, derinin bazı bölgelerinde kaşınma ve yanma gibi rahatsızlıklar ortaya çıkabilir (Erdoğan, 1996).

Stres bireyde aşırı duyarlılık oluşturarak alerjik tepkilere yol açar. Birçok bireyde yalnızca stres durumlarında alerji görülmektedir. Alerji bir anlamda, bedenin stres karşısında uyarılmasıdır.

2.3.2. Davranışsal Belirtiler

Stresin birey üzerinde; iştahsızlık, aşırı yeme isteği, konuşma bozuklukları, uykusuzluk, uyuma isteği, sigara veya alkol kullanma gibi belirtileri vardır. Aşağıda bu belirtiler açıklanmıştır.

İştahsızlık : İştahsızlık pek çok hastalığın ilk belirtilerindendir. Aşırı stres durumlarında bireylerde yaşama olan ilgi azalır, beslenme gereksinimi yavaşlar ve iştah tamamen kaybolur. Bireyler zorlama ile yemek yemeye çalışsalar bile, bunalım ağırlaştıkça yemeğe olan ilgi iyice azalır. Bu durum bedeni zayıf düşürerek bir takım rahatsızlıkları da beraberinde getirir.

Aşırı Yeme İsteği: Aşırı yemek yeme biçimindeki davranışlar bir stres belirtisi olduğu gibi aynı zamanda stresten kaçış yoludur. Birey, gerilime tepki olarak gösterdiği tüm davranışlarında bilinçsiz olarak, bütünüyle güzel bir duyguyu gerilim duygusunun yerine geçirmektedir. Yemede artış da böyle bir davranış biçimidir. İlgisini güzel lezzet ve haz verici yeme duygusu üzerinde odaklaştırır (Albrecht, 1989).

Eller, beyin ve ağız yemekle uğraşırken sorunlar için endişelenmek ve düşünmek için çok fazla zaman harcanmaz. Ayrıca yemenin hipotalamus ve zihin üzerinde yatıştırıcı bir etkisi vardır (Pehlivan, 1995). Fizyolojik olarak dolu bir mide ve bağırsaklar bol kan kullanır. Karındaki bu artan kan ihtiyacı, beyindeki kan dolaşımını biraz azaltarak az da olsa rahatlatıcı etki yapar. Böylelikle zihinde tetikte olma hali azalır (Akt: Ok, 2008).

(36)

Konuşma Bozuklukları: Yapılan araştırmalar, stresin bireylerin konuşmasında biçimi ve içerik üzerinde değişiklikler meydana getirdiğini ortaya çıkarmıştır. Bunlar kısaca; kekeleme, konuşma güçlüğü, sözcüklerin yuvarlanması, sözcüklerin tekrarı ve uzun duraklamalardır. Bunların yanı sıra konuşma sırasında anlamsız sesler çıkarma, cümle yapısının değişmesi, duygulanım yükü fazla olan sözcüklerin sıkça kullanılması, sık sık cümleye yeniden başlayıp düzeltme girişimleri, konuşmaya başlarken ve konuşma süresince duraksama ve kararsızlık, kimi sözcüklerin unutulması, yanlış kullanılması, dil sürçmeleri gibi içerik bozulmaları da görülür (Köknel, 1998).

Uykusuzluk: Uyku bozuklukları, ilk ortaya çıkan stres belirtilerindendir ve bireylerin en çok yakındıkları belirtilerin başında yer alır. Sebebi ne olursa olsun insanın ruh sağlığındaki en küçük dalgalanma bile kendisini uyku düzenindeki bir bozuklukla ortaya koyar. Uykunun başlaması için beyinde bir mekanizmanın harekete geçmesi gereklidir. Bu mekanizmanın harekete geçmesi için de kaslardan gerilimin azaldığı konusunda bilgi gelmesi gereklidir. Kas gerilimi azaltmadığı takdirde beyin sapındaki “uyanıklık” sistemi uyarılmaya devam eder ve kişi bir türlü uykuya geçemez (Batlaş ve Baltaş, 1993). Uykusuzluk bedeni halsiz bırakır ve bireyin direnci düşer.

Uyuma İsteği: Stres altındaki bireylerin büyük bir bölümü uyumada zorlanırken, bazıları ise tam tersine aşırı derecede uyumaya eğilim gösterirler. Bazı insanlar yaşadıkları kaygı, gerilim ve zorlanmadan uzaklaşmak için uyumayı bir kaçış olarakgörürler. Böylece rahatlayacaklarını düşünürler.

Sigara Kullanma: Stres altında yaşamanın sonuçlarından biri de sigara tüketiminin artmasıdır. Sigara tiryakileri sigaranın gerilimi azalttığını iddia ederler ve stresli durumlarda daha yoğun olarak sigara içerler. Özellikle kaygılı bir kişilik özelliğine sahip bireyler stresle karşı karşıya kaldıklarında sigaraya sarılırlar ve bırakmışlarsa bile yeniden başlarlar. Ancak bu durum bedeni olumsuz etkiler. Vücudun direnci düştüğü için başka bir takım hastalıklara da zemin hazırlar.

(37)

24

Alkol Kullanma: Çalışma hayatındaki değişik etkenler kişiyi alkol kullanmaya itebilir. İşgörende gerginlik yaratan bu etkenler alkolün geçici rahatlatıcı etkisi ile giderilmek istenebilir. Düşük dozlarda alınan alkol, merkezi sinir sistemini uyarır; biraz daha arttırılınca, sakinleştirici bir etki yapar. Ancak alkolün miktar ve sıklığı giderek fazlalaştığında depresyon durumu meydana gelebilir. Uzun süre alkol kullananlarda duygusal ve bilişsel işlevlerdeki olumsuz değişiklikler de ruhsal kaynaklı zararlı etken olabilir (Köknel, 1998).

2.3.3 Psikolojik Belirtiler

Stresten kaynaklanan psikolojik belirtiler geçimsizlik, işbirliğinden kaçma, sürekli endişe, gerginlik ve düş kırıklığı şeklinde sıralanabilir. Bu belirtiler aşağıda açıklanmıştır.

Geçimsizlik: Stres, sözel ve fiziksel olarak başkalarına karşı kötü davranışlara yol açar. Birey, sıkıntısını iş ve aile çevresine olumsuz bir şekilde yansıtır (Pehlivan, 1995). Stres kişileri daha saldırgan bir hale getirebilir. Saldırganlığın en uç boyutu fiziksel saldırganlıktır. Aşırı tepki gösterme, başkalarına yönelik öfke nöbetleri, kırıcı ve anlayışsız olma gibi çeşitli biçimlerde ortaya çıkabilir.

İşbirliğinden Kaçma: Bireyler yaşadıkları stres nedeniyle çevrelerindeki insanlardan kendisini çeker ve içine kapandıklar gibi bazen de sorunları tümüyle yok sayarak olayların dışına çıkabilirler. Kişi karşısındaki bireye karşı sıkıntı ve öfke duyguları yaşar ve ilişkilerde bozulmalar görülür.

Sürekli Endişe: Aşırı stres, bireylerin olayları ve çevrelerindeki insanları anlamalarını zorlaştırarak gereksiz endişeler yaşamasına neden olabilir. Sürekli endişe duygusu zihni yorar ve birey yavaş yavaş hayattan kopmaya başlar.

Gerginlik: Stres arttıkça gerginliğin şiddeti de artar. Birey gerilim içinde olduğunu genellikle açlık, doyumsuzluk, huzursuzluk, tedirginlik, kızgınlık, öfke gibi durumlarla ortaya koyar. Stres altındaki insanlar genel olarak daha kolay sinirlenir ve

(38)

önemsiz olaylarda bile büyük tepkiler gösterebilirler. Bu insanların uyku düzeni değişir, daha fazla içki ve sigara içerler.

Düş Kırıklığı: Çeşitli nedenlerle amaçlarına ulaşamayan bireyler düş kırıklığı ve çaresizlik duyguları yaşar. Amaca ulaşamamanın ortaya çıkardığı problemler insan davranışı üzerinde önemli etkiler yapar. Kişi kendini heyecanlı, huzursuz hisseder, etrafına düşmanlık hisleri besler (Hatiboğlu, 1993).

2.4. Örgütsel Stres

İnsanlar, en çok iş yaşamında stresle karşı karşıya kalırlar. Çalışan bireylerin işe ve örgüte uyum sürecinde karşılaştığı problemler, onların sağlığını olumsuz yönde etkiler. Stres, bireyin işe ve örgüte uyumunu zorlaştırarak fiziksel ve ruhsal sağlığını olumsuz yönde etkiler. Bu durum bireyin verimini önemli ölçüde düşürür. Örgütlerde stres yaratan faktörlerle her zaman karşılaşılabilir. Bu nedenle örgütsel stres kavramı oldukça önemlidir.

Örgütsel stres, “kişi ve örgüt arasındaki ilişkilerden kaynaklanan, kişilere göre değişiklik gösteren ve kişinin normal fonksiyonlarından uzaklaşmasına neden olan bir durum” olarak tanımlanabilir (Arıkanlı ve Ulubaş, 2004: 107).

Örgütsel stres kavramı, mesleki stres, çalışma stresi, endüstriyel stres, iş stresi, iş baskısı, iş gerilimi gibi kavramlarla aynı anlamlarda kullanılmaktadır (Temizkan, 2004).

Akgündüz (2006)’e göre örgütsel stres, “bireyin çevre ile ilişkisi olarak ifade edilen, bireysel farklardan ve psikolojik süreçlerden etkilenen, kişiye fazla psikolojik veya fiziksel istekler yükleyen, dış çevre, durum veya olayın sonucu olan bir tepkidir. Örgütsel stres, kişi ve iş ilişkilerinden doğan ve insanı normal işlevlerinden alıkoyan değişiklikler getiren bir durumdur”.

Referanslar

Benzer Belgeler

Ebû Hayyân çok güzel bir şekilde bölüm ve kısımlara ayırdığı İrtişâfu’d- Darab min Lisâni’l- ‘Arab adlı eserini, şâirler için şiirlerde söz konusu

Bu çalışmada amaç annelerin annelerinden algıladıkları ret ile iyi oluşları arasındaki ilişkide ebeveyn bilinçli farkındalığının aracı rolü- nü

Çatalın atrofiye uğrayıp küçülmesiyle tırnağın arka yarımının daralmasına ökçe darlığı denir.

constant curvature and obtained the following sharp inequality for a warped product isometrically immersed in a Riemannian manifold of quasi-constant curvature:..

In the light of all of the evidence, in crisis period where there is a decrease in risk appetite, financial investors perceive service sector stocks more

Bu çalışmanın amacı, Türkiye ile dış ticaretin önemli bir bölümünü gerçekleştirdiği AB -15 ülkelerinin tekstil ve hazır giyim endüstrisi dış ticaretinde,

İlköğretim kurumlarında görev yapan yönetici ve öğretmenlerin, öğrencilerin devamsızlık ve okul terki nedenlerine ilişkin görüşlerini almak amacıyla “Sizce

fıkrası uyarınca bilimsel, kültürel, istatistik, teknik, tıbbi, mali, hukuki ve benzeri uzmanlık alanlarında yasal olarak görüş verme yükümlülüğü bulunan kişi, birim ya