• Sonuç bulunamadı

Diyarbakır camileri 2

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Diyarbakır camileri 2"

Copied!
162
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

DİYARBAKIR CAMİLERİ

2

(2)

DİYARBAKIR CAMİLERİ 2

Prof. Dr. Yusuf Kenan Haspolat

Tür

Araştırma

Sayfa Tasarımı

Erdinç Baş

Birinci Baskı

AĞUSTOS

2014(e-kitap)

Bu kitabın her türlü yayın hakkı Prof. Dr. Yusuf Kenan Haspolat’a aittir.

Tanıtım amacıyla yapılacak

kısa alıntılar dışında yazarın yazılı izni olmaksızın hiçbir yolla

çoğaltılamaz.

ISBN:

978-605-9064-02-6

(3)

Yusuf Kenan Haspolat

• 1954 yılında Diyarbakırda doğmuştur. Çocuk

Hastalıkları, Çocuk Acil, Gelişimsel Pediatri ve Endokrin dallarında

profesör olan yazar halen Dicle Üniversitesi Çocuk Hastanesinde

Anabilim Dalı Başkanı olarak görev yapmaktadır. Yazar evli ve iki çocuk

babasıdır.

Yayınlanmış Eserleri

Bedüzzaman ve Diyarbakır

Dicle İlçesi

Diyarbakır Ekonomi Tarihi 1

Diyarbakır Ekonomi Tarihi 2

Diyarbakır Sosyokültürel Tarihi 1

Diyarbakır Sosyokültürel Tarihi 2

Diyarbakır Sosyokültürel Tarihi 3

Diyarbakır Yeraltı Kaynakları

Diyarbakır Yerüstü Kaynakları 1

Diyarbakır Yerüstü Kaynakları 2

Diyarbakır'da Çevre ve Doğa (Sempozyum)

Diyarbakır'da Doğal Hayat, Su, İklim, Enerji, Maden

Eğil ve Turizm

Ergani İlçesi ve Turizm

Gül Şehri - Diyarbakır Sempozyumu

Hani İlçesi

Her Yönüyle Diyarbakır İlçeleri

Karacadağ

Peygamberler, Sahabeler ve Evliyalar Kenti Diyarbakır

Peygamberler, Sahabeler ve Evliyalar Kenti Diyarbakır (4. Baskı)

Sema (Şiir)

Tabiattan Fısıltılar (Şiir)

Tarih - Kültür - İnanç Kenti Diyarbakır

Tüm Yönleriyle Çermik İlçesi ve Turizm

Ümit (Şiir)

Tüm Yönleriyle Diyarbakır Kulp İlçesi Ve Turizm

Tüm Yönleriyle Diyarbakır Kocaköy İlçesi Ve Turizm

Tüm Yönleriyle Diyarbakır EĞİL İlçesi Ve Turizm

Diyarbakır Hz. Süleyman Camii

Beşinci Harem-i Şerif

Diyarbakır Camileri 1

Diyarbakır Camileri 2

(4)

İÇİNDEKİLER

(5)

2.BÖLÜM

(6)

1

Behram paşa

Türbesinin Üsküdar'da bulunduğunu Tuhfetül- Mi'marîn adlı eserden öğreniyoruz. Bugün mevcut olmayan bu türbenin yeri dahi belli değildir. Yine aynı esere göre, Behram Paşa'nın Diyarbekir'de bir camii vardır. Her ikisi de Mimar Sinan yapısıdır. Bunlardan başka, Yemen'de Behramiye adıyla anılan bir şehir kurmuş ve burada saray, cami, imaretler, medrese, urban şeyhlerinin ve maiyyetlerinin barınmaları için evler ve binalar yaptırmıştır. Behram Paşa, eski Yemen Valilerinden Kara Şahin Mustafa Paşa'nın oğlu olup, yine aynı vilâyetin eski valilerinden Rıdvan Paşa'nın kardeşidir. Her ikisi de II. Selim (1566-1574) devri ricâlindendir. Yemen harekatı sırasında Gazze'de mirliva olan Behram Paşa'ya 976 (1568)'de Yemen Eyaleti tevcih edildi. Daha sonra Anadolu Beylerbeyi olmuş ve 1570'te Kıbrıs Seferi'ne katılmıştır. Bir müddet sonra Erzurum Beylerbeyi olmuş ve Lala Kara Mustafa Paşa'nın yanında 5 Nisan 1578 tarihinde İran Seferi'ne iştirak etmiştir. Aralık 1578'de Diyarbekir Beylerbeyi olan Behram Paşa, camiinin yapımına kapısı üzerindeki kitâbesine göre 972 (1564-65) yılında başlamış ve 980 (1572) tarihinde tamamlamıştır. Evliya Çelebi'ye göre, Behram Paşa aslen Gazzeli olup "Arabistan'da gördüğü gibi bir sanatlı hamam ve kurşunlu bir cami" inşa ettirmiştir. Kendisinin Sokollu Mehmet Paşa ahfadından olduğu da söylenir. Türbenin hangi tarihte yok olduğu belli değildir. Tavaşi Hasan Ağa Camii civarında ve Gündoğumu Caddesi üzerinde bulunduğu sanılmaktadır. Bu cadde üzerinde etrafı muntazam kesmetaş sofalar ve Eyüp Nişancası'nda Murat Molla Tekkesi hazîresinde olduğu gibi etrafı kesme taş parmaklık ile çevrili hazîreler vardır. Bunlardan ikincisinin üzerine bir apartman yapılmış olup harpuştalı parmaklıklar elan görülmektedir. Bunlardan birinin veya ikisinin birer türbeye ait olduğu yapılan araştırma neticesinde anlaşılmıştır. Burada, ters olduğu için okunamayan iki şâhide vardır.

Ş.urfa gümrük handa Kitabede; Sultan Süleyman devrinde, Behram Paşa’nın Urfa’da bir han yaptırdığını belirtmektedir. Gönüllere ferahlık veren bu hanı, insanların görüp beğenmesini istemektedir. Sonunda tarih düşürmüştür.

Kitabenin altında yazdığı tarih 974’dür. Dört rakamını İran dördü olarak yazmıştır. Son mısrada (Mübarek ola bu hanı) kelimelerinin harfleri toplam 974 hicri tarihi (Miladi 1566– 67)etmektedir.

Şimdi Gümrük Hanı diye adlandırdığımız bu kervansaray, Kanuni Sultan Süleyman (1520– 1566) zamanında Behram Paşa tarafından 1566 tarihinde yaptırılmıştır. Bu tarih Kanuni

(7)

2 Sultan Süleyman’ın öldüğü yıla rastlamaktadır. Han iki katlı olup, içinde mescidi ve

dershanesi de bulunmakta idi.

Behram Paşa ismine Urfa Dabakhane camiinin bir köşesinde rastladık. Orada hicri 970 (miladi 1562) tarihi kayıtlı idi. Behram Paşa bu kervansarayın vakfiyesini hicri 976 (miladi 1568) de hazırlamıştır. Bu Behram Paşa’nın Diyarbakır Beylerbeyliği yapan Halhallı Behram Paşa olduğu muhtemeldir.(72)

Diyarbakır’ın güneybatısında, Süleyman Nazif Mahallesindedir. Yapı tek kubbeli kare planlıdır. Kuzeyinde çift kademeli yanlara da taşan beş kubbeli bir son cemaat yeri vardır. Son cemaat yerinin tavanı ahşaptır. Yapı almaşık örgülüdür. İç revak altı kubbelidir. Kare planlı harimin doğu ve batı yönlerinde üçer tonozlu eyvan bulunur. Bu eyvanlar güney ve kuzey yönlerinde ikiye düşer. Girişin yanındaki merdivenlerden üstteki mahfillere ulaşılır. Son cemaat yerinde iki mihrap daha bulunur. Kare plana geçiş tromplarla sağlanır. Sekizgen bir kasnağın üzerine kurşun kaplı kubbe oturur. Behram Paşa Camisinin adı Tuhfetül-Mimarinde geçer. Sinan’ın Silivri Kapı Hadım İbrahim Paşa Camisi ile benzerlik gösterir. (22)

Behram paşa camii minaresi

1564-1572 yılında Diyarbakır’ın 13. Osmanlı Valisi , Behram Paşa .tarafından Behram Paşa Mahallesinde yaptırılmıştır, Üzerinde kitabe bulunmayan minarenin plan ve mimari özelliklerine bakılarak camiyle birlikte yapıldığı düşünülmektedir. Caminin minaresi son cemaat yerinin batısında yer alır, Minareye, kaidenin kuzey cephesinde yer alan basık kemerli kapıyla girilir. Klasik formlu inşa edilen minare tek şerefeli silindirik gövdelidir Kare bir kaide üzerine oturtulmuştur, Silindirik gövdeyle yükselen minare şerefe altında saçaklı mukarnaslarla süslenmiştir, Tek şerefeli minare konik bir külahla sonlandırılmıştır Minare tamamen düzgün kesme taş malzemeyle inşa edilmiştir Kaidenin cephelerinde yer alan dikdörtgen süsleme panoları ve çerçeveleri ise beyaz taş malzemeyle yapılmıştır; Minarenin bir çok yerinde görülen bu süslemeler adeta abidevi yapıyla bütünleşmektedir. Minare 1928 yılında yıldırım düşmesi sonucu hasar görmüş ve 1929 yılında tamir edilmiştir, Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından 1998 yılında restore edilmiştir .(118)

(8)

3

(9)

4

Behrampaşa camii(Google earth)

(10)

5

Behrampaşa camii ve çevresi-1922(110)

kitabe H.980 M.1572 tarihlidir. Diyarbakır’daki Osmanlı yapısı camilerin en büyüğü ve en önemlisidir. Aynı tarihte camiin bitişiğine bir Mescid ve bir Medrese inşa edilmiştir. Avlusundaki şadırvan sütunları farklı desenlerle işlenmiştir. Camiin minber kapısı şeffaf mermerdir çok süslü bir sanat eseri olup kufi yazılıdır. Kurşunlu Camii gibi camiin minber kapısı şeffaf mermerdir, iç tarafta kibrit yakılırsa dış taraftan ışığı görünür. İçi çinilerle süslüdür. Fatih Paşa Camisiyle benzerlik taşımaktadır. Mimar Sinan yapıtı olduğu söylenen Camiin içi Selimiye camiinin iç görüşünü anımsatmaktadır. Camiin son cemaat yerine ikinci bir son cemaat yeri eklenmiştir. Dört duvar üstüne tek kubbe ile yükselmiş yapıların en güzellerindendir. Kapıdan girilince sağlı sollu mahfiller vardır. Mahfillerin üst katını teşkil neden kesme taş döşemenin eni üç metre’ye yakın kalınlığı 15 santim kadar olduğu halde bu döşeme yekpare bir betonarme plaka gibi durmaktadır. Üstten bakılınca muhtelif ebatta muntazam eşkalde zemin döşenmiş levhalar halinde görüldüğü gibi aşağıdan tavana bakıldığı zamanda o taş levhaların yalnız derzleri faslı müşterekleri görülmektedir. Haricen altlı üstlü birer satıhtan ibaret görülen bu döşeme plakanın içeriden hususi ve gizli demir atkılarla bağlanarak yekdiğerine zıvana lamba edilmiş olduğu anlaşılıyor ki bu mahirane inşa usulünü İstanbul abidelerinde göremeyiz. Minaresi Melek Ahmet Paşa minaresine benzer. “Edirne’deki Selimiye camisi ile yaşıt sayılabilir. Minare kalker (beyaz) taştan yapılmış

(11)

6 yuvarlaktır. Son cemaat yerindeki madalyonların benzeri Fatih Paşa ve Safa camilerinde de kullanılmıştır.(135)

(12)

7

Behrampaşa kapısı-1922(110)

(13)

8

(14)

9 Mimar Sinan eseri olan yapının avlusuna kuzey, doğu ve batıdan açılan kapılarla giriş sağlanmaktadır. Avlunun kuzeybatı köşesinde cenaze yıkama yeri, kuzeydoğusunda ise tuvalet yapısı yer almaktadır. Avlunun ortasında sekizgen planlı sekiz sütun üzerine oturan şadırvanı bulunmaktadır. Şadırvanın üst örtüsü yenilenmiş, sütunları işlemeli olup iki renkli taş kullanılmıştır. Sütunların bitiş yerlerinde, Arap alfabesiyle yazılmış yazıtlar mevcuttur. Caminin asıl son cemaat yeri kubbelidir. Ortadaki kubbe daha yüksek tutulmuş ve içerden kaburgalıdır. Bunun önündeki eğimli çatıyla örtülü ikinci bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Bir sıra beyaz, bir sıra siyah taşlardan yapılmıştır. Son cemaat yerinde, iki küçük mihrabiye yer almaktadır. Özenle işlenmiş ve nişi mukarnaslarla bezenmiştir. Camiye; dilimli kemer kavsara içinde basık kemer açıklıklı büyük bir kapıdan girilmektedir. Kapının etrafını, mukarnaslı bir bordür çevrelemektedir. Kavsaranın içi, iri mukarnaslar ve sarkıtlarla süs-lenmiştir. Ayrıca kapının sağ ve sol tarafında da nişler bulunmaktadır. Tek kubbe ile örtülü olan caminin kubbesi, duvarlara değil her duvara duvar ayağı diyebileceğimiz, ikişer çıkıntı yapmış ayaklara oturmaktadır. Kubbeye geçiş, tromplarla sağlanmıştır. Trompların duvarlara binen ayakları, mukarnaslarla işlenmiştir. Duvar ayakları, birbirine kemerlerle bağlanmıştır. Yukarı kısımda da üç tarafı çeviren bir mahfil bulunmaktadır. Camide; ana mihrap dışında, dekoratif amaçlı (üç tane sağda, üç tane solda) olmak üzere altı tane mihrap bulunmaktadır. Caminin bütün duvarları, alttan belirli bir yüksekliğe kadar çinilerle süslemiştir. Güney kısmında; mermer kapılı, sivri külahlı, minberi mevcuttur. Minber kapısının üstü, mermerden bitkisel bezekli yapılmıştır. Kubbede, kalem işi bezemeler mevcuttur. Kubbenin merkezinde, kasnağında ve tromplarda ayet sırası mevcuttur.(112)

Tamamen kesme taştan yapılmış olan cami ilk bakışta tek kubbeli basit bir yapı olarak görünmekteyse de iç ve dış süslemesiyle Diyarbakır'ın taş işçiliği yönünden zengin yapıları içinde başlı başına bir yer tutar. Yapının ibadet mekanı kare planlıdır ve bu mekanın üzeri kubbe ile örtülüdür. Burada dikkat çeken bir özelikte her duvara, duvar ayağı ismi verilen çıkıntılar yapılmış oluşu ve kubbenin de bu ayaklar üzerine oturtulmuş olmasıdır. Girişin sağına, soluna ve mihrap duvarına yakın doğu-batı duvarına yerleştirilen merdivenlerle mahfile çıkış sağlanmıştır. Ana mihrabın dışında cami içerisinde altı mihrap daha yapılmıştır. Bu mihraplar daha çok Mekan hareket kazandırmak amacıyla yapıldığı düşünülmektedir. Ayrıca mihrap ve minberi bezemelidir.

Harimin içindeki duvarlar alttan belli bir yükseldiği kadar karakteristik XVI. yy İznik çinileriyle süslenmektedir. Caminin diğer bir özelliği de kuzeyinde çift kademeli yanlar dan taşan beş sahınlı bir son cemaat yerinin olmasıdır. Son cemaat yeri yanlara doğru taşmış olup,

(15)

10 sağdaki kısmın üzerine de minare yerleştirilmiştir. Caminin giriş kapısı mukarnaslı bir bordür ile çevrilmiş, üzerine de bir kitabe yerleştirilmiştir. Minaresi I928 yılında yıldırım düşmesiyle yıkılmış, tek şerefeli ve silindirik olarak yenilenmiştir. Tuhfetül Mimarinde Mimar Sinan eseri olarak geçmekte fakat Sinan hakkındaki diğer yazmalarda Mimar Sinan’ın Behram Paşa Camisini yaptırdığına dair bilgi bulunmamaktadır. Yapı Sinan’ın Silivri kapı Hadım İbrahim Paşa Camisi ile benzerlik gösterir.

Taçkapı’daki inşa kitabesine göre Diyarbakır’ın 13. Osmanlı Valisi Behram Paşa’nın emri ile 1564 tarihinde yapımına başlanmış ve 1572 tarihinde inşası tamamlanmıştır. Aynı tarihte caminin hemen bitişiğine bir de medrese inşa edilmiştir. Bu çalışmalar için Behram Paşa’nın Diyarbakır ve Malatya’daki bütün emlaklerini vakfettiği bilinmektedir. Cami, Mimar Sinan’ın eserleri arasında sayılmaktadır.

Behram Paşa CamiiDiyarbakır’daki Osmanlı dönemi camilerinin en güzel ve en görkemli örneğini teşkil etmektedir. Caminin giriş kapısının üstündeki sağ ve sol sahanların ters düzeninin bugünkü inşaatlarda kullanılan modern sıkıştırma usulünün günümüzden 400 sene önce taş inşaatına uygulanması suretiyle yapılması bilim adamlarının dikkatini çekmekte ve takdirini kazanmaktadır.(17)

Yapı. kitabesine göre Diyarbakır'ın on üçüncü Osmanlı Valisi Behram Paşa" tarafından 972-980 H. / 1564-1572 M. tarihleri arasında yaptırılmıştır. Yapı Tuhfetu l-Mimarinde Sinan'ın eseri olarak geçmektedir. Şadırvan ise 1041-43 H. / 1631-33 M. yılları arasında Diyarbakır valiliği yapan Silahtar Murtaza Paşa tarafından

Behram Paşa'nm 976 /1571 -72 tarihli Vakfiyesi bulunmaktadır. Vakfiyede gösterilen hamam ve birçok gayrimenkuller-den elde edilen gelirlerle mütevelli, kâtip, nazır, cabi, imam, 1 müezzin, şeyh, 30 cüzhan ve 10 aşirhanm ücretleri ödenmektedir.

Bir külliye olarak tasarlandığı bilinen yapılardan sadece cami, şadırvan ve hamam günümüze ulaşmıştır. Caminin biri giriş kapısında diğeri de şadırvanda olmak üzere iki kitabesi bulunmaktadır.

Taç kapının basık kemerinin hemen üzerinde üstündeki mukarnas dizinin konumuna uygun bir şekilde yerleştirilmiş olan kitabe, iki satır halinde olup celi sülüs hatla Arapça ola-rak yazılmıştır. Kitabenin metni ise:

"Bu cami-i şerif merhum Sultan Süleyman kölelerinden ve Sultan-ı a'zam Selim zamanında abd-i zaif Behram Paşa tarafından 980de yaptırıldı. Allah dileğini kolay etsin."

(16)

11 Şadırvanın sütun başlıklarında buraya Hamravat Suyunun getirilmesiyle ilgili olarak celi sülüs hatla Osmanlı Türkçesi ile manzum bir kitabe yer almaktadır. Kitabenin metni ise:

"Silahlar Murtaza Paşa edüb hayrat ü ihsanı Yapıb âbâd kıldı nice yıldan kalma viranı Haraba yüz tutub Behram Paşa camisi hâlâ Anın ta'mirine sa'y eyledi ol âsaf-ı sâni Mücedded eyledi su yolların tâ ihtidasından Hdşli camie su ıneyt tek buldu yeni canı Su yolu üzre nice çeşmeler hem eyledi ihya Sebil etti meyanından akan âb-ı firâvânı Yine tarh-i nevi kümbet yapıp sekiz sütun üzre Anın havzıından akıttı kıyas el âb-ı harmanı Müzeyyen eyledi etrafını seng-i murahhamla Mücellâ etti fersin tarz-ı ahar sanat-ı Mâni Bu denlu sâ'y u dikkatten muradı bir dua ancak Umarını rûz-i mahşerde ola makbul-i Sübhanî Sevabın hibe etti hazret-i merhum mağfûre Ki daim hayr ile yâd ola Sultan İbrahim Hakanı"

Vakıflar Genel Müdürlüğü mazbut hayrat olarak kayıtlı olan Behram Paşa Camisi

1974-1975. 1977, 1998 ve 2005 yıllarında onarılmıştır. Cami günümüzde ibadete açıktır. Diyarbakır'ın en önemli yapılarından biri olan cami, kare planlı ve üzeri tek kubbe ile örtülü bir harim, beş bölümlü bir son cemaat yeri ve kuzeybatısında kare kaideli ve silindirik gövdeli minaresi oluşmaktadır. Yapı düzgün kesme taş malzeme ile inşa edilmiştir

Dış cepheler siyah ve beyaz iki renkli taşlarla süslenmiştir. Caminin kuzeyinde, köşelerdeki "L" biçimli payeler ile ortada(37)

Mimar Sinan eseri olduğu bilinmektedir.

Evliya Çelebi caminin kubbesinin kurşunlu olduğunu kaydetmiştir. Abdulgani Efendi, 1564-67 yılları arasında valilik yapan Halhallı

Behram Paşa tarafında yapılan bu camiyi sanatlı, zarif, latif, kâşîli (vitraylı) minaresi olan bir cami olarak tanımlar. Sultan II. Selim zamanında 1572 yılında ikmal edildiğini belirtir.

Beysanoğlu, bu caminin Diyarbekir’deki Osmanlı dönemi yapıları

(17)

12 ve 1572’de tamamlandığını, bu camiye vakfedilen bir çok dükkan, ev, bahçe

gibi gayrimenkullerin yanında “Paşa Hamamı”nın da ait olduğunu, ancak hanın 1930'lu yıllarda satıldığını kaydeder.

İnceleme döneminde kayıtlara yansıyan bu yer ile ilgili 1136/1724 tarihli bir belgede bu caminin ve vakfının Abdal Mahallesinde olduğu anlaşılmaktadır. 1152/1739 tarihli bir başka belgede Behram Paşa Camisinin el-hac Seydi Mahallesine çok yakın olduğu anlaşılmaktadır. 1152/1739 tarihli bir diğer belgede ise bu caminin “Behramiyye Vakfı” adını taşıdığı görülmektedir. 1153/1740 tarihli bir belgede Behram Paşa Camii Şerifi Evkafı gelirinden olarak yevmi 3 akçe vazife ile muallim tayin edilmiştir. 1160/1747 tarihli bir mülk satışında bu cami ve vakfının adı geçmektedir.(102)

Behram Paşa Camii inceleyen Sedat Çetintaş şu bilgileri vermektedir:

“Kapıdan girince sağlı sollu mahfiller vardır. Bu mahfillerin üst kısmını teşkil eden kesme taş döşemesinin inşa usulünü dikkate değer buldum. Bu döşemenin eni üç metreye kadar yakın ve kalınlığı da takriben 15 santim kadar olduğu halde bu döşeme yekpare bir betonarme plâka gibi durmaktadır. Üstten bakılınca muhtelif ebatta muntazam eşkaâde zemin döşenmiş levhalar halinde görüldüğü gibi, aşağıdan tavana bakıldığı zaman da bu taş levhaların yalnız dürzleri, faslı müşterekleri görülmektedir. Haricen altlı üstlü düz birer satıhtan ibaret görülen bu döşeme plâkanın içeriden hususî ve gizli demir atkılarla bağlanarak yekdiğerine zıvana lâmba edilmiş olduğu anlaşılıyor ki bu mahirane inşa usulünü İstanbul âbidelerinde görmekteyiz (...)

Minaresi Melek Ahmet Paşa Camii minaresine benzer. Edirne’deki Selimiye ile yaşıt sayılabilir. Kapısı, mihrap ve minberi yüksek birer san’at eseridir (87)

Tamamen kesme taştan yapılmış, tek kubbeli bir yapı olan cami ilk bakışta tek kubbeli basit bir yapı olarak görünmekteyse de iç ve dış süslemesiyle Diyarbakır’ın taş işçiliği yönünden zengin yapıları içinde başlı başına bir yer tutar. Caminin içindeki duvarlar alttan belli bir yüksekliğe kadar karakteristik XVI. Yüzyıl İznik çinileriyle süslenmektedir. Caminin diğer bir özelliği de kuzeyinde çift kademeli yanlardan taşan beş sahınlı bir son cemaat yerinin olmasıdır. Son cemaat yeri yanlara doğru taşmış olup, sağdaki kısmın üzerine de minare yerleştirilmiştir. Caminin giriş kapısı mukarnaslı bir bordür ile çevrilmiş, üzerine de bir kitabe yerleştirilmiştir(105)

(18)

13

Behrampaşa camii(105)

Güney duvarı iki ucuna birer hücre yerleştirmiştir. Duvar kalınlıkları bunu zorunlu kılmış gi-bidir. Mahfil merdivenleri, kuzey duvarı girişi iki yanına ve yan duvarların güney uçlarına alınır. Sakıflı son cemaat yeri, aynı üslupta yapılmış önündeki şadırvanı ile sütunlu bir saray girişini anımsatmaktadır. Bu tip sakıflı girişlere Osmanlı dönemi yapılarında rastlanmakla birlikte burada olanakların sonuna kadar zorlandığını görüyoruz. Son cemaat yeri daha öncekiler gibi beş kubbelidir ve harimden yanlara taşar. Tek fark, minarenin harimden ve son cemaat yerinden daha batı açığa alınmasıdır. Orta da yıldız biçiminde geçiş bölgeleri ile giriş kubbesinin yanlarında, ikişer kubbe olarak mermer sütunlar üzerinde beş gözlü son cemaat revakı iki yandan dışarı taşkın olup Üç yandan bunu çevreleyen düz çatılı bir dış revak bunu daha da genişletmektedir. Yıldızlı giriş kubbesinin altında taban döşemesinde renkli taşlarla ortadan denemiştir

. İç net boşluk ise 15.90 metreye erişmiştir. Tüm pencereler, üst kemerle örtülen girintiler içine alınmıştır. Son cemaat yerine ve güneye bakanlar ikişer taneye inmiştir.

• minare yine batı yönde ancak beş kubbeli son cemaat yerinden daha açığa alınmıştır. • Almaşık örgü özelikle kuzey yönde pencere sövelerinde de yoğunlaşır.

• Behram Paşa Camii harim kuzey yan eyvanları zemin kat tavanları bir teknik gösteri

(19)

14

• Harimde yan eyvanların her birine bire çinili mukarnaslı mihrap eklenir. Ana mihraptaki son cemaatteki iki ve taç kapının iki mihrabiyesi dâhil sayıları on biri bulur.

Diyarbakır Behram Paşa Camii'nde tromp kubbeli camilerin en dikkate değer örneklerinden biri ile karşılaşıyoruz eser süslemeleri nispetleri palanı bakımından Anadolu da camiler arasında önemli bir yer alır. Diyarbakır ın güney barı çeyreğinde Süleyman Nazif Mahallesi de bulanan cami güneyindeki konak ve hamamıyla özenli görkemli bir yapı topluluğudur Tek büyük kubbeli, kare planlı, kuzeyinde, iki sıralı, yanlara da taşan beş kubbeli son cemaat yeri vardır. Ahşap tavanlı, avluya akıntılı, kurşun kaplı 2 revak, önde sekiz beyaz, tek parçalı kolona oturur. Yanlarını L planlı ayaklar destekler. Eksene gelen iki kolon, siyah-beyaz almaşık yığma olup şadırvanında da yinelenir. Avlu yüzü almaşık örgüyle bütünleşir ve derinliğine aksı güçlendirir. İç (ilk) revak 6 kubbelidir. Eksendeki yükseltilen ve özenli en kubbesiyle girişi vurgular(125)

Behrampaşa mihrabı

Ana mihrap düzgün kesme taş ile duvar yüzeyine yerleştirilmiştir. Üzerindeki süslemeler için kabartma ve oyma tekniği kullanılmıştır. Günümüzde mihrap yeşil, kırmızı, lacivert tonlarında yağlı boyayla boyanmıştır.

Taçkapı ve camiyle uyumlu, kıble duvarından harime taşıntılı 3.78 x 5.60 m ölçülerindeki dikdörtgen görünüşlü mihrap, çerçeve, sütunce, beş kenarlı yarım sekizgen planlı hücre, kavsara, kuşatma kemeri ve köşelikten meydana gelmektedir

Çerçeve, farklı düzen ve ölçülerde hücreye doğru kademelenme yapan bordürlerden oluşmaktadır. En dıştaki düz ve kaval silmeyi 0.30 m genişliğinde mukarnaslı bordür takip etmektedir. Mihrabın görünüşünü etkileyen bu bordürden sonra yaprak dizisi ve üstünde üçer dilimli uzanan şerit gelmektedir. Bu iki farklı mukarnas oluşumuna sahip çerçeveye, 0.28 m genişliğindeki düz yüzeyli bordür, geometrik kompozisyonu ile katılmaktadır. Kompozisyon kapalı sekizgen ve bunun her bir kenarından kesişerek devam uçları birbirine bağlı yarım sekizgenlerin birleşmesinden oluşmaktadır. Bu bordür zeminde oturtmalığa kadar devam etmektedir. En içteki şeritte ise, kakma tersli düzlü "Y" harfinin oluşturduğu motifler sıralanmaktadır.

İki yandan sütuncelerle sınırlandırılan hücre, 1.56 m genişlik ve 0.84m derinliğindedir. Beş kenarlı hücrenin ortadaki üç yüzeyi eşit ölçülerde yanlardaki yüzeyler orta yüzeylerin yarısı kadar tutulmuştur. Hücrenin yüzeyini dört yönden sınırlandıran şerit, birbirini birer atlamalı takip eden, uçları içe ve dışa ok ucu motifleriyle oluşturulmuştur. Bu şerit yanlarda kenar

(20)

15 yüzeylerinin ortasından, üstte kavsara altından, altta da beş sıralı kesme taş yüzeyin tam ortasından geçmektedir(4)

Behrampaşa Camii Taş İşçiliği

Yapı tek kubbeli kare planlıdır. Kuzeyinde çift kademeli yanlara da taşan beş kubbeli bir son cemaat yeri vardır. Son cemaat yerinin tavanı ahşaptır. Yapı almaşık örgülüdür. İç revak altı kubbelidir. Kare planlı harimin doğu ve batı yönlerinde üçer tonozlu eyvan bulunur. Bu eyvanlar güney ve kuzey yönlerinde ikiye düşer. Girişin yanındaki merdivenlerden üstteki mahfillere ulaşılır. Son cemaat yerinde iki mihrap daha bulunur. Kare plana geçiş tromplarla sağlanır. Sekizgen bir kasnağın üzerine kurşun kaplı kubbe oturur.Taş ve ahşap işçiliğinin mükemmelliğinin yanı sıra müezzin mafillerinin bir sütuna dayanmadan iki duvar arasına yerleştirilmesi bir statik harikasıdır.(42)

(21)

16

Behrampaşa camii-Tarihi görünüm(92)

Behrampaşa camisinde taş mihrap, iç ölçülerle, atmosferiyle oldukça uyumludur. Kıble duvarından 13.50 cm taşkın olup 3.78 m eninde ve 5.59 m yüksekliğindedir. Ahşap döşeme altında kalan 6 cm. buna eklemek gerekir.

55.50 cm enindeki mukarnaslı dış ters U çerçeveyi içinde sırayla mihra- biyeli, geometrik bezeli, tersli yüzlü Y'lerin sıralandığı 3 aşamalıları izler. Camii içinde mekân dört tarafa doğru geniş nişlerle genişletilmiştir.

Yanlardaki üçer nişten her birine birer mihrap konulmuştur. Mihrap duvarında iki niş, giriş eyvanının iki tarafında birer niş vardır. Kuzeydeki mahfillerden doğu, batı mahfillerine geçiş vardır.

Portal ve mihrapta aynı şekilde mukarnas sıralı nişler vardır. Kapısı işlemeli minber mermerdendir. Aynı örnekte çinilerden meydana gelen süslemeler mekânın zenginliğini daha da artırıp renklendirmektedir.

(22)

17

Behrampaşa camii planı

(23)

18

Behrampaşa camii(93)

İlk revak (içte kalan) kemer ve kubbelerin altı beyaz monolit mermer kolona oturur. Üst başlıkları demir gergilerle yana ve gerilere bağlıdır.

Girişi örten kubbe kasnağıyla daha yüksek tutularak derinliğine ekseni vurgular. Kemer ve duvar örgüsü bu kesimde hep almaşık tır. Mukarnaslı tek harim taç kapı Mimar Koca Sinan'ın yapısı olan Behram Paşa’dadır. Diyarbakır da gördüğümüz en görkemli harim taç kapısı burada mukarnasla el ele vererek adeta anıtlaşır, Heykelleşir.

(24)

19 belki de kurgusunu İstanbul da hazırladıklarını düşünebiliriz (9).

Behrampaşa Camii Kapısı Süslemesi

(25)

20 Avlu Sütunları

(26)

21 Behram Paşa Camii’nin kuzeyinde yer alan şadırvan altı sütun üzerine oturtulan geniş

bir saçak ve pramidal külahtan meydana gelmektedir. Saçağı taşıyan sütunların gövdeleri iki renkli taş işçiliğinin yanı sıra, plastik örgülerle zenginleştirilmiştir (11)

Behrampaşa yer süslemeleri Tavan

(27)

22 Caminin içi, tabandan başlayıp bir metre yüksekliğe kadar boydan boya çiniyle çevrelenmiştir.

Çini Süslemenin Özellikleri:

Şekil Behram Paşa Camii Çinileri

Çiniler beyaz zemin üzerine mavi, yeşil, firuze renklerden oluşan hatayiler, hatayilerin aralarından çıkan rozet içekleri ve hançer çiçekleri yer almaktadır. Bordürlerde ise ortadaki bir palmeti iki yandan kuşatan Rumilerle bir düzenleme yapılmıştır(123)

(28)

23 Behrampaşa camii çinilerinin İznik çinileri olduğu düşünülmektedir

-

(29)
(30)

25

Behrampaşa kapı

Diyarbakır da gördüğümüz en görkemli harim taç kapısı burada mukarnasla el ele vererek adeta anıtlaşır. Heykelleşir..(33)

Behram Paşa Camii planını, Mimar Sinan daha önce, İstanbul`da Yenibahçe`deki Bali Paşa Camii’nde ve Silivrikapı Hadım İbrahim Paşa Camii`nde uygulamıştır. Topografyasının getirdiği değişiklikler dışında bu iki plan hemen hemen birbirinin eşidir. Boyutları da birbirine

(31)

26 çok yakındır. Sıra Diyarbakır`a gelince, Mimar Sinan bir adım daha ileri atar. Güney duvarı iki ucuna birer çilehane tasarlar. Mahfil merdivenleri, kuzey duvarı girişi 2 yanına ve yan duvarların güney uçlarındadır. Minare, harimden ve son cemaat yerinden daha batı açığa alınır. Üçüncü boyut, kitleyle dengesi açısından bunu zorunlu kılmış gibidir. Taçkapı’daki mukarnasın, harimde hemen arkasında kullanılması da ayrı bir özen ve ayrıcalığıdır. Eyvanın düz taş tavanı, demir parmaklık lokmaları tam Mimar Sinan`a yaraşır niteliktedir. Zaten camiin yapıldığı 1572 tarihi de Mimar Sinan`ın doruktaki konumuyla özdeşleşmektedir.(17)

(32)

27 Harimi tek büyük kubbeli, son cemaat yeri 5 eşit gözlü ve minaresi yine kuzeybatı açığına alınan yapı Sinan'ın Diyarbakır'daki yapıtlarının en görkem- lisidir. İşlemeli demir parmaklıkları, zengin mukarnas dizileri, içeride yan üçer eyvana yerleştirilen her biri diğerinden farklı planlı birer mihrap, renk almaşığı örgü, çok güzel ana mihrap ve minberi, Behram Paşa'nın saray ve çevresinde oldukça saygın, etkin biri olduğunu gösteriyor. Harimin yanlarını çevreleyen üçer girintiye derinlikleri nedeniyle artık eyvan denebilir. Sinan'ın bu güzel ve görkemli yapısında süslemeye ve örgüye yönelik yerel özellikler yine ustaca birleşip bütünleşir. Yapıda ziranın yine 75 cm olarak alındığı anlaşılıyor. Ahşap eğik tavanlı 2. son cemaat yeri yapıya sonradan ustaca eklenmiş olup minare küpündeki aksamalardan da anlaşılmaktadır

• Güney dış ölçü 23,15 m (31 ziradan 10 cm eksik), • Kitlenin derinliği 29,55 m (39,5 ziradan 12,5 cm eksik),

• Avlu (kuzey) yüzü özgün kolonları akstan aksa 29,10 m (39 ziradan 15 cm eksik), • Avlu (kuzey) yüzü dıştan dışa 29,85 m (40 ziradan 15 cm eksik),

• Son cemaat yerinin harim kitlesinden yanlara taşkınlığı 3,35 m (4,5 ziradan 2,5 cm

eksik),

• Harim yan duvar kalınlıkları 3,62.5 m (5 ziradan 12,5 cm eksik) • İç net boşluk (en ve derinlik) 15,90 m (21 ziradan 15 cm fazla)

(33)

28 Behrampaşa minberi

Kapısı üzerinde bulunan kitabesine göre Diyarbakır'ın on üçüncü Osmanlı valisi Behram Paşa tarafından 1564-1572 (H. 972-980) tarihleri arasında yaptırılan Behram Paşa Camii, Tuhfetü'l Mimarin'de Sinan'ın eseri olarak geçmektedir

Mihrabın sağında yer alan minber kapı, gövde ve taht bölümlerinden meydana gelmektedir. Fatih Paşa Camii minberinde söz konusu olan iki renkli mermer kullanımı bu minber için de geçerlidir

Zeminden iki basamakla ulaşılan kapının üstünde üç sıralı mukarnas korniş yer almaktadır. Üç sıra halinde yukarıya doğru kademelenerek genişleyen mukarnaslar altta sivri kemer formlu yuvacıklarla başlamakta üstte tepe nişleriyle sonlanmaktadır. Alınlığın üstünde yer alan taç kısmı uzun kenarlarından kesilen yarım şemse motifi şeklinde düzenlenmiştir

Kornişin altında, bitkisel bordürün çerçeve teşkil ettiği alana basık sivri kemerli kapı açıklığı yerleştirilmiştir. Çerçeve bordüründe ardışık olarak ters- düz devam eden palmetler tepe yapraklarından birbirine bağlanmaktadır. Ortadaki tam palmetlerin kaydırmalı eksenlerine kenarlarda yine aynı düzenlemeye sahip yarım palmetler yer almaktadır. Kapının bulunduğu dikdörtgen prizmanın yan yüzeylerini dolgulayan bitkisel düzenlemede dikey doğrultuda bir hatai iki küçük palmet ardışık olarak sıralanmaktadır. Kaydırmalı eksenlerde kenarlara yarım olarak işlenen sistemde motifler oval şeritlerle birbirine bağlanmaktadır

Kapı açıklığının üstünde kemer köşeliklerine simetrik bulut kompozisyonları işlenmiştir Mermer kapı kanatları oyma-kabartma tekniğindeki farklı düzenlemelere sahiptir

Taht bölümüne çıkışın sağlandığı merdiven korkuluklarında oluk ve kaval silmelerin sınırladığı alana silindirik şeritlerle örgü yaparak bağlanan üç bölüm oluşturulmuştur. Kenarlarda üç dilimli forma sahip olan bu bölümlere birbirini tekrar eden bitkisel düzenlemeler işlenmiştir. Kafes oyma tekniği ile işlenen düzenlemeler orta eksendeki farklı boyut ve şekil özelliklerine sahip palmetlerden gelişen rumilere dayanmaktadır. Palmet ve rumilerin yüzeyi düz ve sarmal yivlerle hareketlendirilmiştir

Minberin üçgen aynalıklarının yüzeyi sadedir. Aynalıkların alt kesimindeki süpürgelikler kademeli kaş kemer formunda beş açıklıktan oluşmaktadır. Açıklıkların arasındaki bölümlerde bitkisel karakterli süslemeler bulunmaktadır. Batı kenarda aynı kompozisyon şemasını tekrar eden düzenleme, dikey olarak orta eksene yerleştirilen palmetleri iki yandan sararak birbirine bağlayan Rumilerden meydana gelmektedir. Aradaki boşluklar Rumilerden gelişen çiçekli ve Rumili kıvrık dallarla dolgulanmaktadır . Doğu kenarda batıdaki düzenlemeye ek olarak farklı bir kompozisyon kullanılmıştır. Kompozisyon orta eksendeki hatailerden gelişen çiçekli kıvrık dallardan meydana gelmektedir(126)

(34)

29

(35)

30

Behrampaşa camii

Behrampaşa camii şadırvan

(36)

31

Behrampaşa camii taç kapı

(37)

32

Behrampaşa camii son cemaat yeri

(38)

33

Behrampaşa camii son cemaat yeri

(39)

34

Tarihte Behram Paşa Camii (87) Behrampaşa camii

(40)

35 Behrmpaşa camii kıble ve doğu tarafı

(41)

36

Behrampaşa minare Fatih Paşa (Kurşunlu) Camii (Merkez Sur İlçesi)

. Diyarbakır’ın ilk Valisi Bıyıklı Mehmet Paşa tarafından 1516-1520 yıllarında Kurşunlu veya Fatihpaşa ismiyle anılan bir cami yaptırılmıştır.

Yavuz Selim’in emri üzerine aslen Diyarbakırlı olan Bıyıklı Mehmet paşa Diyarbakır’ı şah ismail’in adamı Karahandan kurtarmak üzere yola çıktı.Kürt beyleri;Amasya ve Sivas beylerbeyi şadi bey de harekete geçti.Diyarbakır’da Karaköprüde karargah kurdular.Burada su açısından Dicle nehri ve konaklama için geniş bir düz alan vardı.Türk beylerbeylerinin burada toplanması haberi üzerine Karahan ,Diyarbakır kuşatmasını keserek ayrıldı.Yavuz’un birlikleri 10 Eylül 1515’de Diyarbakır’a girerek Diyarbakır’ı kurtardı (78) 4 Kasım 1515 (h.27ramazan 921)tarihinde Diyarbakır beylerbeyliğine atanan Bıyıklı Mehmet Paşa bazı kaynaklara göre Diyarbakır kökenlidir İdrisi Bitlisi Yavuz Sultan Selimden Diyarbakır bölgesine Kürt beylerinin itaat edecekleri birinin atanmasını dileğinde Padişah Bıyıklı Mehmet Paşayı uygun görmüş ve zamanı gelince de onu atamıştır. Bıyıklı Mehmet Paşa bölgede otoriteyi sağlamış halkın sevgi saygısını kazanmış bir adamdı. Halk tarafından bölgeyi ve Şehri Şii Safevilerden kurtardığı için Fatih Paşa olarak anılmıştır. Yaptırdığı Cami ve Caninin bulunduğu mahalle bu günde Fatih Paşa adını taşır

Camiine gelince Fatih Paşa mahallesinde bulunan bu Camiye Fatih paşa camii veya Kurşunlu camii denilmektedir. H.922-927/m. 1515-1520 tarihleri arasında inşa edilmiştir. Binaya sekiz sutün ve yedi kubbeli bir son cemaat mahalinden girilir.(90)

Yapının inşa kitabesi günümüze ulaşamamıştır. Ancak Osmanlı Devleti'nin Diyarbakır ve çevresini fethiyle birlikte 922-925 H. / 1516-1520 tarihleri arasında Diyarbakır'ın ilk Osmanlı Valisi Bıyıklı Mehmet Paşa1

tarafından yaptırılmış olan ilk Osmanlı camisidir. Avlu dış kapı üzerinde bir inşa kitabesinin olduğu söylense de 1819 yılında bu kapının yıkılmasıyla birlikte kitabe de kaybolmuştur. Bani Bıyıklı Mehmet Paşa 928 H. / 1521 M. yılında vefat etmesi üzerine caminin doğusundaki hazireye gömülmüştür. Safiler kısmı ise XVI. yy ikinci yarına aittir. Caminin Kubad Hamamı, İçkale yakınlarındaki Saray Hamamı, dükkânları, Cemal

(42)

37 Hanı, Atik Han ile mahzen ve bahçe gibi akarları bulunmaktadır. Fatih Paşa Cami Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından 1960, 1975-1976,1981-1983 ve 2008 yıllarında onarılmıştır(37)

Kubbelerinin kurşun ile kaplı olmasından ötürü Kurşunlu diye de anılan Diyarbakır’daki ilk Osmanlı eseri olan cami, Diyarbakır`ın kuzeydoğusunda, Fatih Paşa Mahallesi, İç Sokak’ta bulunmaktadır. İçkale’nin güney kapısından başlayan yol, güneye uzanarak, bu yapı topluluğuna ulaşır. Cami, Bıyıklı Mehmed Paşa tarafından 1516–1521 yılları arasında yaptırılmıştır.

Bıyıklı Mehmed Paşa, 1516 senesinde Yavuz Sultan Selim tarafından Diyarbakır’a, buranın ilk Osmanlı valisi olarak tayin edilmiştir. İdris-i Bitlisî’nin yardımıyla Musul, Mardin ve el-Cezire’nin (Yukarı Mezopotamya) diğer beldelerini de fethetmiştir. Bu fetihler Mehmet Paşa’nın “Fâtih” olarak anılmasına sebep olmuştur. Diyarbakır’da altı sene görev yapan Fâtih Mehmet Paşa, kendi adı ile anılan bu camiyi inşa ettirmiştir. 1521 senesinde vefat ederek bu camiinin doğu yönündeki haziresine defnedilen Mehmed Paşa’nın bu caminin inşası için birçok arazi ve emlakini vakfettiği bilinmektedir.(12)

Kurşunlu camiinde caminin banisi Bıyıklı Mehmet Paşa,eski Diyarbakır valisi,sonra sadrazam olmuş Özdemiroğlu Osman paşa yatmaktadır.Başka paşaların yanı sıra seyidler de medfundur. Kıble tarafında yıkık bir türbe vardır. Hz. Yunus’un yattığı rivayetleri de mevcuttur. Özdemiroğlu Osman’ Tebriz’de vefat edince Diyarbakır’a gömülmesini vasiyet etmiştir. Sahabeler türbesi yerine Kurşunlu camiine kendini gömdürmesi ilginçtir(48)

Fatih Paşa Camii’nin hemen doğu yönündeki haziresinde, Bıyıklı Mehmed Paşa’nIn kabrinin daha kuzeyinde ise Diyarbakır’ın 16. Osmanlı Valisi Özdemiroğlu Osman Paşa’nın medfûn olduğu sekizgen bir türbe bulunmaktadır Caminin kıble istikametindeki haziresinde ise kime ait olduğu konusunda bilgi edinilemeyen yıkık halde bir türbe daha bulunmaktadır. Ayakta kalan kısımlardan anlaşıldığına göre türbe, sekizgen gövdeli olup, kesme taştan yapılmıştır. Bu taş sıraları arasında iç kısımlarda enlemesine beyaz taşların da sıra halinde kullanıldığı görülmektedir. Sekizgen planlı türbenin bütün cephelerinde birer pencere açılmıştır. Üst örtüsünün nasıl olduğu konusunda bilgi bulunmamaktadır. Duvarların belirli bir düzeye kadar ayakta kaldığı türbenin, üst örtüsünün kubbe olması mümkündür.

(43)

38 Fatihpaşa camii(Google earth))

Hamam, medrese ve camiden oluşan yapı topluluğu içinde sadece Cami günümüze kadar gelebilmiştir. Diyarbakır’ın kuzeydoğusunda İçkale’nin güney kapısını izleyen yol üstündedir. Merkezdeki kubbeyi dört yönde dört yarım kubbe destekler. Harimde dört ayak esas baldakeni oluşturur. Kuzeyde, yedi bölmeli son cemaat yerinin sağında ve solunda birer mekan bulunur. Som Cemaat yerini taşıyan sekiz kolon beyaz mermerdendir. Minber mermerden yapılmıştır. Üstte sekizgen kasnak esas kubbeyi taşır. Yapının kare planlı bir harimi vardır. Avlu cephesi bazalt ve kireç taşı almaşığıdır. Kemer aralarına damla ve rozet motifi yerleştirilmiştir. Sütün ve başlıkları mermerdir. Minare batıda yer almaktadır. Kaide bazalttan, gövde ise kireç taşından yapılmıştır. Taş mihrap kıble duvarından taşar ve mukarnaslıdır. Dört yarım kubbesi Sinan’ın Şehzade Camisi ile benzerlik gösterir(22)

(44)

39

(45)

40 Yapı cami gelişimi içinde önemli bir yer tutmaktadır. Plan olarak Diyarbakır yapılarından ayrılır. Merkezdeki kubbenin dört yarım kubbeyle desteklenmiş olması Sinan üslubunu vurgulamaktadır. Plan ve mimari özellikleri bakımından değerlendirildiğinde camii Diyarbakır’daki diğer Osmanlı Dönemi camiilerinden ayrılmaktadır. Burada görülen kubbeyi genişletme sistemi Diyarbakır’daki diğer camilerde rastlanılmamaktadır. Cami Sinan’ın İstanbul Şehzade Camii’nde yarattığı ideal merkezi yapı için kendisine fikir verecek bir mimari gelişime hazırlık olduğu düşünülmektedir. Kare planlı caminin son cemaat yerinin sağında ve solunda birer mekân bulunmaktadır. Son cemaat yeri sekiz sütunun taşıdığı yedi kubbe ile örtülmüştür. Yedi kubbeli son cemaat yerine yer yer dışardan mihrabiyeler açılarak bu bölüm büyük oranda hareketlendirilmiştir. Siyah ve beyaz taşlardan yapıldığı için zengin bir görünümü vardır. Camiinin hemen sağında yer alan minare caminin gösterişini bir kat daha arttırmıştır. Silindirik tek şerefeli minaresi k Klasik Osmanlı Minare Mimarisini yansıtmaktadır.(105)İbadet mekanının içerisinde dört kare ayak üzerine ana kubbe oturtulmuş ve bu kubbe dörtkenardaki yarım kubbelerle desteklenmiştir. İlk yapıldığı dönemde duvarların belirli bir yerine kadar yükselen çiniler onarım sırasında yerlerinden sökülmüş ve bir daha da yerlerine konulmamıştır. İçeride görülen kalem işleri son dönemde yapılmıştır. Mihrap ve minberi Klasik Osmanlı mihrap ve minberlerinin benzeridir. Kare planlı caminin son cemaat yerinin sağında ve solunda birer mekân bulunmaktadır. Son cemaat yeri sekiz sütunun taşıdığı yedi kubbe ile örtülmüştür. Siyah ve beyaz taşlardan yapıldığı için zengin bir görünümü vardır. Kemerlerin arasında sütunların üzerinde ve köşelerde bezemeli madalyonlar yapılmıştır. Son cemaat yerinin kubbeleri Diyarbakır'daki diğer camiler gibi dışarıdan gizlenmemiştir. Özellikle orta giriş kubbesi daha da yükseltilmiştir. Son cemaat yerinin sağında Klasik Osmanlı mimarisinde görülen tek şerefeli minaresi bulunmaktadır. Kare kaidesi siyah taştan olup, üst köşelerdeki profillerle beyaz taşlı gövdeye geçilmektedir. Minarenin yanına Özdemiroğlu Osman Paşanın türbesi eklendiğinden minare kaidesinin bir kısmı kapanmıştır. (213)

Fatih Paşa Camii Mihrabı

Merkezi planlı camide bulunan üç mihraptan ikisi son cemaat yerinde biri harim mekânında yer almaktadır. Son cemaat yeri mihrapları giriş kapısının iki yanına simetrik olarak yerleştirilmiştir. Aynı özellikleri taşıyan mihraplar iki renkli kesme taşlarla yapılmış, yarım daire planlı ve çeyrek küre kavsaralıdır. Sade yapıda, çerçevesiz ve süslemesiz mihraplar, caminin sıvalı duvar cephesinde iki renkli düzgün kesme taş yüzeyi ile belirginleşmektedir.

(46)

41 Harimdeki ana mihrap, kıble duvarı ortasına yerleştirilmiş ve girişle aynı eksendedir Mihrap dış cepheye herhangi bir taşıntı yapmamaktadır. Mihrabın tamamı düzgün kesme taştan inşa edilmiş ve geneli kabartma ve oyma tekniği ile yapılan geometrik süslemelerle bezenmiştir. Son dönemlerde yüzeyinin büyük bir bölümü kırmızı ve yeşil renkte boyayla boyanmıştır.

Kıble duvarından harime 0.11m taşıntı yapan mihrap, 3.95 m eninde, 5.80 m yüksekliğinde dış ölçülere sahip dikdörtgen görünüşlüdür. Mihrap çerçeve, sütunce, beş kenarlı hücre, mukarnaslı kavsara, kuşatma kemeri ve köşeliklerden meydana gelmiştir.

Mihrabı kuşatan çerçeve, farklı düzen ve genişlikte içe doğru kademe- lenme yapan altı sıradan oluşmaktadır. En dışta 0.12 m genişliğinde düz yüzeyli bir silme yer almaktadır. İkinci sırada ise kaval silme yer almakta, bu da altta altıncı bordüre kadar zemine paralel devam etmektedir. Üçüncü mukarnaslı bordür, 0.46 m genişliğinde dıştan içe kademelenme yapmakta-dır. Bunu takip eden dördüncü bordür de iki sıra halinde mukarnas dizisinden meydana gelmektedir. Beşincisi 0.26 m genişliğindeki düz yüzeyli olup, içerisi kapalı sekizgen ve bunun her bir kenarından kesişerek devam eden uçları birbirine bağlı yarım sekizgenlerin birleşmesinden oluşan geometrik kompozisyonla doldurulmuştur. En içteki bordür ise, 0.13 m genişliğinde düz yüzeyli olup, üzeri tersli düzlü "Y" harfi şeklinde motiflerle süslenmiştir.

Köşelerden sütuncelerle sınırlandırılmış hücre 1.50 m genişliğinde, 1.00 m derinliğinde beş kenarlı yarım sekizgen planlıdır. Hücrenin ortadaki üç kenarı 0.61m, kenar yüzeyleri ise ortadakilerin yarısı kadar 0.30 m genişliğinde düzenlenmiştir. Hücrenin cephesini oluşturan üç yüzey bir bordür ile çerçevelendirilmiş olup, burası boydan boya üç bölüm halinde düzenlenmiştir. Alt kısmı 1.10 m yüksekliğinde alçı sıva kaplı, üzerine sonradan gri zemin üzerine siyah konturlarla bitkisel süsleme yapılmıştır. İkinci orta bölüm, dıştan geometrik örgülü ince şeritlerin dikdörtgen biçimde sınırlandırdığı sivri kemerli panolardan oluşmaktadır. İçleri yanlardakinde sekiz, ortadakinde on kollu geometrik yıldızlarla süslenmiştir. Üçüncü üst bölümün her bir yüzeyinde enine dikdörtgen kartuşlara yer verilmiş ve içleri celi sülüs yazılarla doldurulmuştur.

Mihrap nişinin iki köşesine yerleştirilen sütunceler 0.23 m çapında ve 2.87 m yüksekliğinde yarım silindirik olarak düzenlenmiş ve yüzeyleri kabartma, çift yivli zencerek motifleriyle süslenmiştir. Sütuncelerin kare kaidesi köşelerden pahlanmıştır. Gövdeden burmalı bir bilezikle geçilen başlık iki kademelidir. Başlığın yüzeyi palmet ve rumilerden oluşan girift bitkisel süslemeye sahiptir.(4)

(47)

42 Yapıya, üzeri açık avlusunun kuzey kısmından girilmektedir. Avlunun güneyinde bulunan caminin son cemaat yeri, sekiz sütuna dayanan, yedi kubbe ile örtülüdür. Kubbeler, kalem işi ile bezenmiştir. Caminin sağ ve solunda birer kapı ve bu kapılarla, camiden bağımsız mekanlara geçilmektedir. Caminin iç kısmı, kare ayaklar üzerine yükselen ve sivri kemerler üzerine oturan kubbeyle örtülüdür. Kubbeye geçiş, pandantiflerle sağlanmıştır. Kemerlerle, mekan içi üç bölüme ayrılmıştır. Yapının doğu ve batısında, basık kemer içine alınmış üçer lentolu, lokma bezekli, parmaklıklı penceresi vardır. Güney duvarında yeralan mukarnaslı ve kalemişi ile süslü mihrabı beyaz taştandır. Tepe pencereleri vitraydır. Batı yönünde yer alan minaresi, bazalt kaide üzeri, beyaz taşlarla silin- dirik formludur. Tek şerefeli olup şerefenin altı mukarnas bezeklidir.(112)

(48)

43 Fatih Paşa Camii’nin kuzeydoğusunda bulunan avlulu iki sahınlı Şafiî bölümü ise Lâtifiye olarak da adlandırılmakta ve geçmişte medrese olarak hizmet veren bu bölüm uzun süre âtıl olarak kalmış ise de, 2004 yılında onarılarak SHÇEK Kadın ve Çocuk Eğitim Merkezi olarak kullanılmaya başlanmıştır. Bu bölüm, Vakıflar Genel Müdürlüğü veritabanında "Fatih Paşa (Bıyıklı Mehmet Paşa-Kurşunlu) Camii Şafiiler Bölümü"adı ve 21.00.01/011 envanter numarası ile “Türkiye Kültür Mirasları” arasında kayıtlıdır.

(49)

44 Orhan Cezmi Tuncer, duvarları çok güzel Osmanlı çinileri ile kaplı Fatih Paşa Camii’nin mimari yapısı hakkında şu değerlendirmelerde bulunmaktadır: “Yapı, Diyarbakır`daki camilerin en boyutlu ve özenlisidir. Merkezdeki kubbeyi dört ana yönde dört yarım kubbe desteklemektedir. Bu planı ile cami, cami planları gelişimi içinde önemli bir köşe taşıdır. Dört ana ayak baldaken çatkıyla birbirine bağlanırken, üstte sekizgen kasnak ve buna oturan kubbeyle dışa yansır. Sekiz pencere iç alanı yeterince aydınlatır. Harim, kare planlı; kubbeli son cemaat yeri iki yanındaki güneye bakan hücrelerle, avlu yüzünde yatay planlıdır. Caminin kuzey avlu yüzü almaşık örgülüdür. Her kemer koltuğuna, Diyarbakır`da yaygın olarak kullanılan, birer atlamalı damla ve rozetler kabartmalı olarak yerleştirilmiştir.

Fatihpaşa camii (49)

Caminin son cemaat yeri sekiz sütuna dayanan yedi kubbe ile örtülüdür. Minare batı uçtadır. Kare kaide siyah taştan olup üst köşelerindeki profillerle beyaz taşlı gövdeye geçilir. Minarenin batısına, iki kemerli, üstü kapalı ve kapısı az çok özenli bir türbe daha bulunmaktadır”. Minareye bitişik bu türbede lahidli iki de mezar bulunmaktadır. Şeyhzadelere ait olan bu mezarlardan birinde Şeyhzade Muhammed Bey (ö.1296/1876) medfûndur. Bu bölümündeki geçitten geçildiğinde arka bölümdeki mezarlığa ulaşılır.

5.66 m. yüksekliğindeki taş mihrap kıble duvarından 11 cm. taşkın olup, yanlarında 12 cm.’lik sağırlık bırakan ters U çerçeve altı sıralıdır. Dışta özenli mukarnas sırasıyla görsel

(50)

45 etkinliği arttırır. Mermer minber özenli ve görkemlidir. Köşk bölümü, şebekeleri ve özellikle mermer kapı kanatlarına oldukça emek verildiği görülmektedir. Kûfi panolar, yazılar, zengerek ve kıvrık dallarla bezenmiştir. Mihrap ve minberin cami iç hacmiyle oldukça orantılı olduğu görülmektedir. Mihrap günümüzde sağlam, orijinal yapısını büyük ölçüde muhafaza eden Osmanlı mihrabı örneklerindendir.

Camii, Vakıflar Genel Müdürlüğü veritabanında "Fatih Paşa (Bıyıklı Mehmet Paşa-Kurşunlu) Camii"adı ve 21.00.01/033 envanter numarası ile “Türkiye Kültür Mirasları” arasında kayıtlıdır.

Arsa alanı 1800 m², cami alanı 500 m² ve cemaat kapasitesi 750 kişi olan, tek şerefeli tek minareye sahip Fatih Paşa Camii’nin mülkiyeti, Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne aittir. Daha önce iç tamirat geçiren cami, Vakıflar Genel Müdürlüğünce ihalesi yapılarak 23.05.2008 sözleşme tarihi itibariyle genel onarıma alınmıştır. 55

Fatih Paşa Camii, Diyarbakır Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından “Kurşunlu Camii ve Hazire” adı ile 12.06.1991 tarih ve 784 sayılı kurul kararı ile tescillenmiş ve korumaya alınmıştır(12)

(51)

46

Fatihpaşa(Kurşunlu) camii son cemaat yeri

(52)

47 Son cemaat yeri sekiz sutuna dayanan yedi kubbeyle örtülüdür. Siyah ve beyaz taşlardan düzenli olarak yapıldığı için zengin bir görünüşü vardır. Sivri kemerler ayrıca enine görünüşü kesmekte hareketi daha da kuvvetlendirmektedir. Bütün bunların dışında Şeyh Safa Camisinde görüldüğü gibi kemerlerin arasında sutunların üstüne rastlayan yerlerde ve köşelerde bezemeli madalyonlar yerli özellikler olarak beliriyor. Bu kadar uzun bir son cemaat yerinin ortaya çıkış nedeni iki yandaki mekanlardan gelmektedir.

Ayrıca bu yöndende yapı ilgiyi üzerine çekmektedir. Son cemaat yerinden bu yan mekanlara özel kapılar birerde pencere açılmıştır. Ayrıca ana yapı kısmına rastlayan kısımlarda de birer pencereyle iki sson cemaat yeri mihrabcığı bulunmaktadır.

Son cemaat yerinin genel görünüşünde beliren özelliklerden biri de diger bir çok Diyarbakır camilerinde olduğu gibi son cemaat yeri kubbelerle dışardan gizlenmemiş orta giriş kubbesi biraz yükseltilerek önemi ortaya konmuş ve iç görünüşü de diğerlerinden ayrı olarak belirmiştir.

Son cemaat yerinin sağında klasik tek şerefeli minaresi yükselir. Minareye doğrudan doğruya dışardan girilmekte içerden ayrıca bir girişi bulunmaktadır. Çok yalın görünüşü minarenin tek beliren yanı mukarnaslı şerefe kısmıdır.(90)

(53)

48

Minber ve mihrap

Fatih paşa minberi

Mihrabın sağındaki minberin yapımında farklı iki tür mermer kullanılmıştır. Kaliteli bir görünüme sahip sarı mermer aynı zamanda süslemenin de uygulandığı asıl malzeme niteliğindedir. Damarlı yapısıyla kiremit tonlarındaki diğer mermer çeşidi, yan yüzeyler ve taht bölümünde çerçeveleyici şerit niteliğinde kullanılarak minbere iki renkli bir görünüm kazandırmakta, ayrıca süsleme unsuru içermemektedir.

Kapı, gövde ve taht kısımlarından oluşan minber genel olarak 0.70 m genişliğinde ve 4.90 m yüksekliğindedir . Zeminden iki basamakla ulaşılan 1.40 x 0.67 m ölçülerindeki kapının üstünde üç sıralı mukarnas korniş yer almaktadır . Mukarnaslar alt sırada yuvarlak kemer formlu nişlerle başlamakta, üstte dilimli tepe nişleri ile tamamlanmaktadır. Kornişin üstündeki taç kısmı uzun kenarlarından kesilen yarım şemse formundadır. Yüzeyine işlenen bitkisel kompozisyonda eşkenar dörtgenin eksenlerine birer palmet yerleştirilmiştir. Bu palmetleri iki yandan saran rumiler ortada bir göbek ve buna bağlı salberkler oluşturmaktadır . Kornişin altında, bitkisel bordürün çerçeve teşkil ettiği alana basık sivri kemerli kapı yerleştirilmiştir . Çerçeve bordüründe uç kısımlarından karşı karşıya gelen lotusa yakın görünümde iki palmet ortada tam, kaydırmalı eksenlerde kenarlarda yarım olacak şekilde devam etmektedir. Palmetlerden gelişen

(54)

49 dallar motifler arasındaki bağlantıyı sağlamaktadır . Zeminin maviye boyandığı bordürde süslemeler kırmızıya boyanarak belirtilmiştir. Benzer tarzda bir düzenleme kapıyı oluşturan dikdörtgen prizmanın yan yüzeylerini de hareketlendirmektedir

Kapı açıklığının üst kesiminde, kemer köşeliklerine lacivert zemin üzerine kabartma tekniği ile bulut kompozisyonu işlenmiştir Kapalı bulutlardan gelişen serbest bulutlar "S" kıvrımları yaparak iki kenarı dolgulamaktadır

Mermer kapı kanatlarında süslemeler dıştan iki şeritli örgü ile sınırlandırılmıştır. Bu örgüyü takip eden bir kıvrık dal, kapı kanatlarını bölümlere ayırmaktadır. Üst bölümlere celi sülüs yazılar yazılmıştır. Bunu takip eden kare bölümlere makili hatlı "Muhammed" kelimesi işlenmiştir . Harflerin arasındaki oyuntulara siyah mermer parçalar kakılarak uygulamaya iki renkli bir görünüm kazandırılmıştır . Yazıların altındaki dikdörtgen bölümlerin yüzeyini girift bitkisel kompozisyonlar hareketlendirmektedir.

Kapı kanatlarının alt kare bölümlerinde sağ kanatta zeminine siyah parçalar kakılarak oluşturulan, on iki kollu yıldız sisteminden bir kesit yer almaktadır. Köşelerde 1/4 oranında işlenen on kollu yıldızlar ortadaki sekizgen ve etrafındaki beş köşeli yıldızlara bağlanmaktadır. Sol kanatta dört yaprak dalı dip kısımlarından birleşmektedir

Taht bölümüne çıkışı sağlayan merdivenlerin iki yanındaki korkuluklar içe doğru kademelenen silmelerle sınırlandırılmıştır. Uçlarda üçgen formda son bulan silmelerin sınırlandırdığı alanda silindirik şeritli örgülerle üç bölüm oluşturulmuştur. Bu bölümlerin her biri kenarlarda üç dilimli formda sonlan- maktadır. Kenar bölümler korkuluğun uçlarında birer palmet-rumi düzenlemesine bağlanmaktadır. Bu bölümler kafes oyma tekniğinde işlenmiş bitkisel süslemelere sahiptir. Süslemelerde iri palmetlerden gelişen rumiler yandaki boşluları doldurmaktadır. Palmet ve rumilerin yüzeyi yivlendirilerek hareketlendirilmiş, motiflerin yüzeyi kırmızıya boyanmıştır

Minberin üçgen aynalıklarının yüzeyi sadedir. Aynalıkların alt kesimindeki süpürgelikler kademeli kaş kemer formunda dört açıklıktan oluşmaktadır. Açıklıkların arasındaki bölümlerin yüzeyi bitkisel karakterli süslemelerle doldurulmuştur. Doğu yüzdeki bölümlerde iki farklı düzenleme kullanılmıştır. İlk düzenlemede dikey olarak orta eksene yerleştirilen palmetleri iki yandan sararak birbirine bağlayan rumilerden gelişen çiçekli ve rumili kıvrık dallar boşlukları dolgulamaktadır. Ortadaki bölümde yer alan düzenlemede orta eksendeki hatailerden gelişen çiçekli kıvrık dallar yüzeyi hareketlendirmektedir. Batı yüzdeki süpürgeliklerdeki kompozisyon, ortadaki palmetler, rumilerle çevrelenmekte, bu rumilerden gelişen kıvrık dallar zemindeki boşlukları dolgulamaktadır

(55)

50 Minberin taht bölümüne sonradan kafes oyma tekniği ile geometrik süslemeli ahşap bir kubbe eklenmiştir. Doğu ve batı yüzde tahtın alt kesiminde altta kare bir pano, bunun üstünde de bir palmet dizisine yer verilmiştir(126)

(56)

51

(57)

52

Fatihpaşa camii(eski hal()92)

(58)

53

Bıyıklı Mehmet Paşa (Fatih veya Kurşunlu) Cami (87)

(59)

54 Son cemaat yeri

(60)

55

Fatihpaşa tavan süslemeciliği

Tac kapıdan girildiğinde ilk göze çarpan nokta dört kare ayak üzerine kurulu örtü sistemidir. Ortadaki pandaftilli ana kubbe dört yana yarım kubbelerle açılmakta yarım kubbelerde duvarlara ve kemerlere birer büyük daha sonra küçük eksedarlarla baglanmaktadır. Dört kalın ayagaragmenyinede ortada toplu bir mekan yaratılmak istenmiştir. Tek bütünlügü bozan oldukça ölü alanlar meydana getiren dört köşedeki küçük tromblu kubbeleri olan kısımlardır. Aynı şemeyi tekrarlayan İstanbuldaki bu plan tipinin örneklerinde de bu köşe mekanları hep ikinci derecede kalmıştır. İdeal merkezi cami mimarisinde toplu mekan elde etmek için daha başka yollar denenmiş bir adım olarak bu tip yapılar kullanılmıştır(90)

Fatih Paşa Camisinde bu orta alanın dışında yanlarda iki bağımsız oda daha vardır. Bu yüzden erken Osmanlı mimarisinin ters t biçimli cami tipiyle dört yarım Kubbeli merkezi yapı tipinin bir arada kullanıldığı ilkinin son belirtileri ikinci planda olsa da yaşadığı bu yapıda açıkça görülür. Fakat burada esas önemli olan dört yarım kubbeli oldukça mükkemel bir yapıyla karşılaşmamızdır. Gerçi içerdeki oranların uyumluluğu dışa yansımamıştır fakat her şeye rağmen bu yapı yeni bir denemedir. İlk bakışta görüldüğü gibi dışarda yarım kubbeler orta kubbeden sonra biraz zayıf kalmaktadır. Bütün bunların iç ve dış görünüşleri tamamen ayarlamak oranları olgunlaştırmak daha sonraki mimarları işi olmuştur.(90)

(61)

56

(62)

57

(63)

58

Fatih paşa camii minaresi

Caminin minaresi son cemaat yerinin sağında yer alır.Minare klasik, tek şerefeli ve yalın görünüşlüdür Minarenin kaidesi kare planlı olup, siyah bazalt tastandır, Tamamen düzgün kesme taş malzemeyle inşa edilen minare Osmanlı dönemi minare mimarisini yansıtmaktadır, Kaidenin cephelerinde yer alan dikdörtgen süslemeler, kare yazı panoları, çerçeveler dikkatleri üzerine çekmektedir Gövde kısmı ise Klasik Osmanlı minarelerine uygun olarak silindirik gövdeli, tek şerefeli yapılmıştır, Minare-dışarıdan sekizgen piramidal külahla örtülüdür.Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından 2004 yılında pabucuna kadar tamamen sökülerek restore edilmiştir,(118)

(64)

59 Kurşunlu camii kubbesi

(65)

60 Kurşunlu camii

(66)

61 Son cemaat yeri

Son cemaat yeri

(67)

62 Son cemaat yeri mihrap

(68)

63 Minare kaide süsleme

(69)

64 Giriş kapısı

(70)

65 Minber

(71)
(72)

67 Mihrap

(73)

68 Tavan süsleme

(74)

69

Fatih Paşa Camisi Şafiîler Kısmı

Caminin kuzeydoğusunda caminin ilerisinde Şafiîler kısmı yer almaktadır. Enine dikdörtgen planlı bu bölümün üzeri düz dam ile örtülüdür. Şafiîler kısmının, karşısında bugün tuvalet olarak kullanılan, medrese olması muhtemel bir yapıyla bütünlük teşkil etmektedir . Yapının önündeki son cemaat yeri yıkılmış olup duvarındaki kirişler ve kemer ayakları gibi kalıntılardan eğimli bir çatıyla örtüldiiğü, yerdeki sütun kalıntılarından da, kemerlerle bağlı bir ön yüzü bulunduğu anlaşılmaktadır Harimin kuzey cephesinin ortasında basık kemerli kapı açıklığı, solda yarım daire planlı mihrabiye düz lenlolu ve sivri kemer alınlıklı iki, sağda üç pencere yer almaktadır. Batı cephede iki katlı dörder pencere düzenlemesi görülmektedir. İç mekân silindirik gövdeli dört sütunun taşıdığı sivri kemerle, mihraba paralel iki şahından oluşmaktadır. Doğu duvarı sade olup diğer duvarlar, açılan pencerelerle hareketlendirihniştir. Kıble duvarının ortasında beşgen mihrap yer almaktadır. Nişin her bir kenarının üst kısmında küçük birer sivri sağır kemer görülmekledir (37)

(75)

70

Fatih paşa camii-Şafiler kısmı

(76)

71

Hüsrevpaşa

Diyarbakır Deliller hanı(1527), ve yapımcısı Hüsrev paşa’nın icraatları Adilcevaz Hüsrev paşa hanı (XVI.yüzyıl)

Hüsrev paşa:1521-1528’de Diyarbakır valisi olur.Diyarbakır Hüsrev paşa camii 1521’de yaptırmış ve Deliller hanını yaptırmış.Diyarbakırda 7 yıl kalmıştır,deva hamamı vakfındandır Hüsrev paşa 1545’de İstanbulda öldü.Türk mimarisinin zarif örneklerinden biri kabul edilen türbesi İstanbulda Fatih ile Çapa arasında,Yenibahçeye inan yamaçta,Bali Paşa camiinin az ötesindedir

Köse Hüsrevpaşa:1567’de Amida ve Van beylerbeyliği yapmıştır.Eski Van’da camii ve medresesi vardır.Behram paşadan sonra Diyarbakırda 3 yıl vali oldu(!567-1570)

Hüsrevpaşa Camii

Hüsrevpaşa Camii, Merkez Sur İlçesi’nde Cemal Yılmaz Mahallesi Çukurlu Sokak’ta, Mardin Kapı yakınında, Deliller Hanı’nın arkasında bulunmaktadır. Cami orijinalinde, Diyarbakır’ın ikinci valisi olan Hüsrev Paşa tarafından 1521–1528 tarihleri arasında Hüsreviyye Medresesi olarak yaptırılmış fakat 1728 tarihinde silindirik bir minare eklenerek dershane kısmındaki mescid, cami haline getirilmiştir. Kuzeydeki medrese portalinden yapıya girilmekte, sağ ve sol taraflarda medrese odaları yer almaktadır. Ana girişin tam karşısında ise caminin giriş kapısı yer almaktadır. Kasnak ve belirgin kubbesi olan orta alan yanlara tonozlarla uzanırken, yarım sekizgeniyle güneye de taşarak ters T tipini oluşturduğu görülmektedir. Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde caminin gayet sanatlı ve şirin olduğunu ifade etmektedir (12).

Yapının üzerinde kim tarafından ve ne zaman yapıldığını gösteren bir kitabe bulunmamaktadır. Ancak Diyarbakır'ın Osmanlı idaresindeki ikinci valisi, Hüsrev Paşa'nın' valiliği döneminde 928-935 H. / 1521-1528 M. tarihleri arasında, medrese olarak yapılmış, Hüsreviye Medresesi adını alan yapı, XVIII. yüzyılda dershane kısmındaki mescidin halk tarafından sürekli kullanılmaya başlaması sonucu camiye çevrilmiştir. 1141 H. / 1728 M. yılında bir minare eklenmiştir (37)

Medrese olarak inşa edilen yapının mescit kısmı devamlı ibadet yeri olarak kullanılınca yapıya 1728’de bir de minare eklenerek cami olarak kullanılmaya başlanılmıştır. Ortak bir

(77)

72 avlu etrafında konumlanan cami ve medreseden oluşan yapıda avlunun etrafını sivri kemerli revaklar çevirmekte ve revakların arkasında medrese odaları yer almaktadır. Yapının güneyinde yer alan cami olarak kullanılan kısım ters T planlıdır.Caminin silindirik planlı manaresi Diyarbakır’daki diğer Osmanlı minarelerinden ayrılmaktadır. Minarede yerden külaha kadar kara bazalt taş kullanılmış gövde kısmına ise yer yer bordür şeklinde beyaz kalker taşı kullanılarak bu kısımda yer bezemeye yer verilmiştir.

Hüsrev Paşa'nın vakfiyesi günümüze ulaşamamış ancak Tahrir Defteri'ndcki kayıtta vakfın gelirleri olarak; Kebir Han, Sağir Han, Gümrükhanc, Mizanhane, bunların çevresindeki 71 dükkân, Kebir Hamam ve çevresindeki 18 dükkân ve ev, Bican Bey Hamamı'nın 35 hisseden 26 hissesi, Mahmud Bey Hamamı, Hacı Halil (Yeni) Hamamı'nın üçte bir hissesi, Sakil" Kalesi Hamamı (Hasankeyf te), 3 değirmen, 2 bostan, 8 mahzen, 6 ev ve arsalar verilmektedir. Yapı Vakıflar Genel Müdürlüğü kütüklerinde Mazbut hayrat olarak kayıtlı olup 1958,1970, 1984 ve 2005 yıllarında onarılmıştır.

Minaredeki kitabe celi talik hatla Osmanlı Türkçesi ile yazılmış olup iki sıra halindeki iki kıtadan oluşmakladır. Kitabe. yanlardan kaş kemer biçiminde sonlanan kartuşlar içine alın- mıştır. Kitabenin metni:

"Şahidin islemez ey Hüsrev-i âli nıikdar Oldu bir tarh-ı cedid üzre mübarek mümtaz Olup tarih-i Sâli bu minârın

Nihal-i taze-i tevhîd-i bârı (1141)"(37)

Medrese iken de cami kısmı devamlı ibadet yeri olarak kullanılmıştır. Evliya Çelebi, caminin Mardin Kapısı semtinde, çok süslü, şirin bir yapı olup kubbesinin kurşunsuz olduğunu ve şehrin kalabalık yerinde

yapıldığından cemaatinin çok olduğunu kaydetmiştir. Esası medrese üzerine kurulan bu yapının on dört hücreli

medresesinin yanında zaviye, imarethane, çocuklar için dershane ve kütüphanenin bulunduğunu Abdulgani Efendi’den öğrenmekteyiz. Ayrıca Hüsrev Paşa'nın bu yapıların devamı için kurduğu vakfa Deliller Hanı, Deva Hamamı, Çardaklı Hamamı, İçkale'deki Kale Hamamı ve kale dahilindeki Das Değirmeni’nin gelirlerini bağışladığını kaydeder.

Beysanoğlu, Metin Sözen’e dayanarak 1728 yılında camiye siyah

taştan yapılmış tek şerefeli bir minare eklendiğini belirtir. Ayrıca 1540 tarihli tapu tahrir defterindeki kayıtlara dayanarak bu caminin vakıf gelirinin anılan

Şekil

Şekil Behram Paşa Camii Çinileri
Şekil  Hüsrev Paşa Camii Çinileri
Şekil 25 İskender Paşa Camii Çinileri

Referanslar

Benzer Belgeler

Lai、波士頓科技創 投 MassVentures 副總裁 Jennifer Jordan、以 色列知名新創業師 Rani Shifron、英科智能 台灣區執行長 Artur Kadurin

醫療衛教 認識先天性巨結腸症 返回醫療衛教 發表醫師 方旭彬醫師 發佈日期

臺北醫學大學活動成效報告表 活動 名稱 臺北醫學大學 品德教育系列活動 活動 時間 98 年 03 月 01 日 至 98 年 04 月 30 日 活動

However, it was recognized that QSPR model evaluation should take into consideration of the possible impact of biological parameters of skin (transepidermal water loss

ce olarak dllimeyip üzerine mevsim meyvalarını da ince ince doğrayıp yerleştirin ve üzerine dilimlerden taşmayacak şekilde yoğurt koyun.. Sonra bunun üzerine

Özellikle sosyal medya, kullanıcıların kelime, resim, video gibi farklı formatlardaki dijital içeriği üretmesi, paylaşması, bu içerikle ilgili yorum yap- ması için kolay

Çalışmamızda, bazıları çeşitli araştırmalara konu olan, büyük bir kısmı ise henüz bilinmezliğini koruyan Manisa Hamamları ele alınacak; söz konusu hamamlar, mimari ve

► Ayhan Baran’la otuz yıl beraber olan Selçuk, son on yıldaki sorunlara karşın hep korudu aşkını.. Belki de gençliğinde kendisine verdiği sözü tutma adınaydı bu