• Sonuç bulunamadı

Farklı zamanlarda hasat edilen ve tarla silosunda bekletilen şeker pancarında silolama süresinin verim ve kaliteye etkisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Farklı zamanlarda hasat edilen ve tarla silosunda bekletilen şeker pancarında silolama süresinin verim ve kaliteye etkisi"

Copied!
61
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ FEN BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

FARKLI ZAMANLARDA HASAT EDĠLEN VE TARLA SĠLOSUNDA BEKLETĠLEN ġEKER

PANCARINDA SĠLOLAMA SÜRESĠNĠN VERĠM VE KALĠTEYE ETKĠSĠ

Doruk DEMĠREL

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ Tarla Bitkileri Anabilim Dalı

Kasım-2014 KONYA Her Hakkı Saklıdır

(2)
(3)

Bu tezdeki bütün bilgilerin etik davranıĢ ve akademik kurallar çerçevesinde elde edildiğini ve tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalıĢmada bana ait olmayan her türlü ifade ve bilginin kaynağına eksiksiz atıf yapıldığını bildiririm.

DECLARATION PAGE

I hereby declare that all information in this document has been obtained and presented in accordance with academic rules and ethical conduct. I also declare that, as required by these rules and conduct, I have fully cited and referenced all material and results that are not original to this work.

(4)

iv

ÖZET

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

FARKLI ZAMANLARDA HASAT EDĠLEN VE TARLA SĠLOSUNDA BEKLETĠLEN ġEKER PANCARINDA SĠLOLAMA SÜRESĠNĠN VERĠM VE

KALĠTEYE ETKĠSĠ Doruk DEMĠREL

Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Tarla Bitkileri Anabilim Dalı

DanıĢman: Prof. Dr. Fikret AKINERDEM 2014, 51 Sayfa

Jüri

Prof. Dr. Fikret AKINERDEM Prof. Dr. Mehmet Emin ÇALIġKAN

Doç. Dr. Özden ÖZTÜRK

Bu araĢtırma, 2013 yılında Ankara ekolojik Ģartlarında farklı zamanlarda hasat edilen ve tarla silosunda bekletilen Ģeker pancarının kökünde meydana gelen ağırlık ve kalite kayıplarını belirlemek amacı ile Türkiye ġeker Fabrikaları A.ġ. Etimesgut Deneme Ġstasyonunda yürütülmüĢtür. AraĢtırmada Pauletta ve Bison olmak üzere iki çeĢit kullanılmıĢtır. Deneme, farklı hasat tarihleri ve farklı bekleme süreleri için ayrı ayrı planlanmıĢ ve 4 tekerrürlü olarak Tesadüf Bloklarında BölünmüĢ Parseller Deneme Desenine göre yürütülmüĢtür. Her iki denemede de, çeĢitler ana parseli oluĢturmuĢtur. ġeker pancarı köklerinin verim ve kalite analizleri hem farklı hasat tarihlerinde (23 Eylül, 26 Eylül, 29 Eylül, 2 Ekim, 5 Ekim, 8 Ekim) hem de hasattan 3, 6, 9, 12 ve 15 gün bekletildikten sonra yapılmıĢtır.

AraĢtırmada; kök verimi, Ģeker oranı, ağırlık kazanç ve kayıpları ile Ģeker kazanç ve kayıplarına ait analizler yapılmıĢtır. Ayrıca usare safiyeti, sodyum, potasyum, zararlı azot ve kuru madde analizleri de yapılarak değerlendirilmiĢtir.

Denemede en yüksek kök verimine Pauletta’da 5 Ekim, Bison’da 8 Ekim’de, en düĢük verime ise her iki çeĢitte de 26 Eylül’de ulaĢılmıĢtır. En yüksek Ģeker oranına Pauletta’da 26 Eylül’de, Bison’da ise 2 Ekim’de ulaĢılmıĢ, en düĢük Ģeker oranı ise Pauletta’da 23 Eylül’de, Bison’da ise 5 Ekim’de tespit edilmiĢtir.

Denemede tarla silolarında bekletilen pancarlarda çeĢide göre % 29,91’e kadar ağırlık kaybı tespit edilmiĢ, ağırlık kaybı sonucu kuru madde ve Ģeker oranında yükselme olmuĢ fakat ağırlık kaybı daha fazla olmuĢtur.

Anahtar Kelimeler: Ağırlık Kaybı, Hasat Zamanı, Kalite, Silolama Süresi, ġeker Pancarı, Verim

(5)

v

ABSTRACT MS THESIS

THE EFFECT OF STORAGE DURATION ON THE YIELD AND QUALITY OF SUGAR BEET, HARVESTED AND STORAGED IN FIELD DIFFERENT

TIMES

Doruk DEMĠREL

THE GRADUATE SCHOOL OF NATURAL AND APPLIED SCIENCE OF SELÇUK UNIVERSITY

THE DEGREE OF MASTER OF SCIENCE IN FIELD CROPS

Advisor: Prof. Dr. Fikret AKINERDEM 2014, 51 Pages

Jury

Prof. Dr. Fikret AKINERDEM Prof. Dr. Mehmet Emin ÇALIġKAN

Assoc. Prof. Dr. Özden ÖZTÜRK

This research was carried out to determine the weight and quality losses in the roots of sugar beet harvested at different times and stored in silos in the field. Trials were conducted at the field of Sugar Institute, Etimesgut Experimental Station, Ankara in 2013. Two types were used in this research be about Pauletta and Bison. Experiments were planned in the roots of sugar beet harvested at different times and stored in silos and were conducted according to split plot in a randomized complete block with four replications. In this experiment, types were created main blocks. The beets yield and quality were analyzed both at different harvest days (September 23, 26, 29, October 2, 5, 8) and 3, 6, 9, 12, 15 days after harvesting. Moreover, juice purity, sodium, potassium, alpha-amino nitrogen, dry matter analyzes were also made.

The highest root yield were obtained when the beets harvested for Pauletta on October 5 and for Bison on October 8. The lowest yield was obtained when the beets harvested on September 28 in both varieties. The highest sugar content were obtained for Pauletta on September 26, for Bison on October 2. The lowest sugar content were obtained for Pauletta September 23, for Bison October 5.

The weight-loss has been detected at a rate of 29,91 % in beets stored in field silos. As a result of this, dry matter and sugar content-loss were increased but the beet yield decreased more.

(6)

vi

ÖNSÖZ

ġeker pancarı, ülkemizde tarıma dayalı sanayi ürünleri içerisinde önde gelen ürünlerden biridir. ġeker pancarı hasadı, ürünün olgunlaĢma değerleri ve fabrikaların iĢleme kapasiteleri de dikkate alınarak yapılmaktadır. Üreticiler, geliĢen mekanizasyonun da etkisiyle kısa sürede hasadı tamamlayabilmektedir. Fabrikalar belirli bir program dahilinde tesellüm iĢlerini gerçekleĢtirdikleri için üreticilerin hasadını da belirlemekte, tarlasını bir an önce boĢaltmak isteyenler tarla siloları yapmak zorunda kalmaktadırlar. Bu durum Ģeker pancarında verim ve kaliteyi olumsuz etkilemektedir.

Bu araĢtırmada, ülkemizde yaygın olarak yetiĢtiriciliği yapılan, farklı zamanlarda hasat edilen ve tarla silosunda bekletilen iki farklı Ģeker pancarı çeĢidinde silolama süresinin verim ve kaliteye etkisi belirlenmiĢtir. Bu araĢtırma esnasında bilgi ve ilgisini benden esirgemeyen değerli hocam Prof. Dr. Fikret AKINERDEM’e, çalıĢmanın yapılmasına imkan sağlayan ġeker Enstitüsü Müdürü Dr. Hasan ĠNAN’a, denemenin kurulması ve yürütülmesinde Ģubesinin imkanlarını seferber eden Tarımsal Mekanizasyon ġubesi Müdürü Dr. K. Mehmet TUĞRUL ve Ziraat Mühendisi ġevki BUZLUK’a, denemenin yürütülmesinde ve sonuçların istatistiki analiz ve değerlendirmesinin yapılmasında değerli yardımlarını hiç esirgemeyen Deneme ve Ġstatistik ġubesi Müdürü Dr. Murat TUĞRUL ve tüm çalıĢanlarına, ekilen çeĢitlerin özellikleri hakkında bilgilenmemi sağlayan Bitki Islahı ġubesi Müdürü Doç. Dr. Songül GÜREL’e, gerekli Ģeker pancarı analizlerinin yapılmasını sağlayan Pancar Analiz Laboratuvarı personeline, denemenin arazi çalıĢmalarının yapılmasında yardımlarını esirgemeyen Deneme Ġstasyon ġefi Cahit AKBAġ ve tüm çalıĢanlarına, tecrübelerini benden hiçbir zaman esirgemeyen Bitki Besleme ve Toprak ġubesi Müdürü ve babam Zir. Yük. Müh. Fatih DEMĠREL’e ve aileme teĢekkürü bir borç bilirim.

Doruk DEMĠREL KONYA-2014

(7)

vii ĠÇĠNDEKĠLER ÖZET ... iv ABSTRACT ...v ÖNSÖZ ... vi ĠÇĠNDEKĠLER ... vii SĠMGELER VE KISALTMALAR ... ix 1. GĠRĠġ ...1 2. KAYNAK ARAġTIRMASI ...3

3. ARAġTIRMA YERĠNĠN GENEL ÖZELLĠKLERĠ ... 13

3.1.Ġklim Özellikleri ... 13

3.2. Toprak Özellikleri ... 15

4. MATERYAL VE METOT ... 17

4.1. Materyal ... 17

4.2. Metot ... 17

4.2.1.AraĢtırmanın kurulması ve yürütülmesi ... 17

4.2.2.Bakım ... 18

4.2.3. AraĢtırmada incelenen özellikler ... 22

4.2.3.1. Kök verimi (kg/da). ... 22

4.2.3.2. ArıtılmıĢ Ģeker verimi (kg/da) ... 22

4.2.3.3. ġeker oranı (digestion) (%) ... 22

4.2.3.4. Ağırlık kaybı (%) ... 22

4.2.3.5. Sodyum (Na) ve potasyum (K) içeriği (meq/100g) ... 22

4.2.3.6. Zararlı azot (alfa amino azot) içeriği (meq/100g) ... 23

4.2.3.7. ArıtılmıĢ digestion oranı (%). ... 23

4.2.3.8. Kuru madde oranı (%) ... 23

4.2.4. Ġstatistiki analiz ve değerlendirme ... 23

5. ARAġTIRMA SONUÇLARI VE TARTIġMA ... 24

5.1.Kök Verimi ... 24

5.2. ArıtılmıĢ ġeker Verimi ... 26

5.3. ġeker Oranı (Digestion) ... 29

5.4. Ağırlık Kaybı ... 31

5.5. Sodyum Ġçeriği ... 33

5.6. Potasyum Ġçeriği ... 35

5.7. Zararlı Azot Ġçeriği ... 36

5.8. ArıtılmıĢ Digestion ... 39

(8)

viii 6. SONUÇ VE ÖNERĠLER ... 44 6.1. Sonuçlar ... 44 6.2. Öneriler ... 45 KAYNAKLAR ... 46 ÖZGEÇMĠġ... 52

(9)

ix

SĠMGELER VE KISALTMALAR

% : Yüzde

Arı. : ArıtılmıĢ ark. : ArkadaĢları A.ġ. : Anonim ġirketi

B : Bor

CaCO3 : Kalsiyum Karbonat

cm : Santimetre Cu : Bakır da : Dekar EC : Emilsüyon konsantre F : Önem derecesi Fe : Demir g : Gram

ICARDA : Uluslararası Kurak Alanlarda Tarımsal AraĢtırma Merkezi ICUMSA : Tekdüzen ġeker Analizleri Uluslararası Komisyonu

K : Potasyum K2O : Potasyum Oksit kg : Kilogram m : Metre m2 : Metrekare meq : Miliekivalan mm : Milimetre mmhos : Milimhos Mn : Mangan N : Azot Na : Sodyum o C : Santigrat derece p : Olma olasılığı P2O5 : Fosfat pH : Toprak reaksiyonu ppm : Milyonda kısım TSP : Triple süper fosfat

(10)

1. GĠRĠġ

ġeker, insan beslenmesinde kalori kaynağı ve vücudun iĢlevsel faaliyetleri için gerekli ve temel besin maddesidir. Ġnsanların Ģekere olan ihtiyaçları, bugün olduğu gibi ilkel devirlerde de vardı. Daha önceleri bu ihtiyaç bal ve Ģeker içeren birçok bitki ve özellikle de üzümden karĢılanmaktaydı. Çok sayıda bitki Ģeker içermesine rağmen bugün ekonomik olarak Ģeker, Ģeker kamıĢı ve Ģeker pancarından elde edilmektedir.

ġeker pancarı (Beta vulgaris L. var. Saccharifera Alefeld), gerek tarımsal özellikleri ve gerekse teknolojik özellikleri nedeniyle yaprak ve gövdesinden çok yönlü faydalanılan bir endüstri bitkisidir. Gövdesinden Ģeker, melas, Ģlam (pres çamuru), Ģlempe, ispirto veya alkol elde edilirken, baĢ ve yaprakları hayvan beslenmesinde kullanılmaktadır (Ġlisulu 1986).

Dünyada Ģekerin %79’u kamıĢtan, %21’i pancardan üretilmektedir. KamıĢ ve pancardan elde edilen Ģekerler arasında kalite bakımından bir farklılık bulunmamaktadır. Ancak sadece tropik ve alt tropik bölgelerde yetiĢtirilebilen Ģeker kamıĢının Ģeker pancarına kıyasla daha düĢük maliyetle üretilmesi, iĢleme maliyetlerinin düĢüklüğü gibi nedenlerle pancar Ģekeri maliyetine göre kamıĢtan elde edilen Ģekerin maliyeti daha düĢük olmaktadır.

Dünyanın en büyük Ģeker üreticisi Brezilya olup 38 milyon ton ile dünya üretiminin yaklaĢık beĢte birini gerçekleĢtirmektedir. Ülkemiz, dünya pancar Ģekeri üretiminde 2012/13 döneminde %6’lık pay ile Rusya, ABD, Almanya, Fransa ve Ukrayna’nın ardından 6. sırada yer almıĢtır (Anonim, 2014).

ġeker pancarı üretimindeki esas hedef, verim ve kalitesi yüksek Ģeker pancarı yetiĢtirmektir. ġeker pancarında verim ve kaliteyi etkileyen en önemli faktörler iklim ve insandır. Ġklim faktörü bizim kontrolümüz dıĢındadır. Ancak, insan tarafından kontrol edilebilen verim ve kalite faktörleri, tarla ve tohum yatağı hazırlığı ile ekim durumu, çeĢit seçimi, bitki sıklığı, bakım, zararlı ve hastalıklarla mücadele, vejetasyon süresi, baĢ kesimi, hasat ve silolama Ģekli ve silolama süresi olarak sıralanabilir.

ġeker pancarı kökleri ortalama %75 oranında su ihtiva etmekte, böylece silolama zorlaĢmakta ve hasat kayıplarını arttırmaktadır. ġeker pancarı her ne suretle depolanırsa depolansın, sürenin kaliteye mutlak surette olumsuz etkisi vardır (Yılmaz 1987).

Akınerdem’e (2003) göre, bir siloda bulunan pancarların Ģeker kaybı, pancarın siloda bulunma yerine göre değiĢmekte olup kenarlarda bulunan kayıp oranı %40’ları bulmaktadır. Bir silo yüzeyinde bulunan pancarın toplam pancara oranının ortalama

(11)

%17 olduğunu ve böylece silo yüzeyinin azaltılması ile silo kayıplarının azaldığını, tarlada yapılan kısa süreli silolamada önemli kayıplar oluĢacağından pancarların uzun süreli silolama yapılan yerlere çabucak ulaĢtırılmasının gerekliliğini belirtmektedir.

ġeker pancarının baĢarılı bir Ģekilde depolanabilmesi için depolama ortamında en uygun sıcaklık derecesi 4-6o

C ve nispi nem ise %95-98 arasında olmalıdır. Pancarda, 2oC’de, %6 CO2 ve %5 O2 ortamında bakteri, fungal büyümeler ve kökte oluĢan

çimlenmeler sakaroz ve rafinoz oluĢumunu engellemektedir. Hasat edilmiĢ ürünleri kısa sürede soğuk zararlanmasının üzerinde bir sıcaklığa düĢürmekle solunum hızları yavaĢlatılıp mikrobiyal aktiviteleri de geciktirilebilmektedir (Batu 2002).

Yapılan bu araĢtırmada verim ve kalite kayıpları Etimesgut Ģartlarında tespit edilmiĢ ve hasat zamanının bu unsurlar üzerine etkileri ölçülerek en uygun hasat zamanı ve silolama süresi belirlenmeye çalıĢılmıĢtır.

(12)

2. KAYNAK ARAġTIRMASI

BaĢı kesilen pancarlar sökülmeden tarlada bırakılırsa 2 günde % 1 oranında Ģeker kaybeder. Tarladaki pancar yığınlarının üstü derhal toprakla örtülerek hava ile teması kesilir ve böylece ağırlık ve Ģeker kaybı önlenir. Don tehlikesine karĢı yığınların bir tabaka toprak, bir tabaka saman ve üstüne tekrar bir tabaka toprak ile örtülmesi tavsiye edilmektedir. Silolarda Ģeker kayıplarını önlemek ve pancarın fabrikada kolay iĢlenmesini sağlamak amacıyla Almanya’da Ģeker fabrikaları kampanyalarını 24 Aralıktan önce bitirmek üzere düzenler ve söküm tarihi, ekonomik kayıp olmayacak Ģekilde belirlenir. Böylece tarlada yığın yapma ihtiyacı en aza indirilmektedir. Almanya’da Ekim ve Kasım ayları soğuk olduğundan yığınlarda Ģeker kaybı ülkemizdekine göre çok azdır (Gediz 1953).

Haase (1964), depolama veya silolama esnasında çürümüĢ, zedelenmiĢ ve hastalanmıĢ olan pancarların ayrılmasına dikkat edilmesi gerektiğini açıklamıĢtır. AraĢtırıcıya göre, muhafaza ortamının serin olması gerekir. Çünkü; pancarlar solunum nedeniyle kolay ısınır ve sonrasında artan besin maddesi tüketimi gösterirler.

ġeker pancarı silolamasında silolama süresi ve zamanının önemi büyüktür. Genel olarak sıcaklık hasat edilen pancarların muhafazasında önemli rol oynamaktadır. Hava sıcaklığının düĢük olduğu bölgelerde, yüksek olan bölgelere nazaran daha az kayıplar gerçekleĢmektedir. Olgunluk derecesi de silolama açısından önemlidir. Digestionun düĢük olduğu yıllarda silolarda kayıplar artmakta, bu nedenle hasat zamanı iyi ayarlanmalıdır. Hollandada küçük yığınlar halinde açıkta ve üzeri pancar yapraklarıyla örtülen silolarda ağırlık ve Ģeker kayıplarını incelemek amacıyla yapılan çalıĢmada beĢ yıllık verilere göre, üzeri açık silolarda 12 gün sonunda bir dekardan elde edilen 5790 kg kökün 5220 kg’a, 997 kg Ģeker varlığının ise 921 kg’a düĢtüğü tespit edilmiĢtir (Göbelez 1966).

Akıltepe ve ark. (1967)’na göre, basit havalandırma usulleri kullanarak, pancarı fabrikaya eksiklik esasına göre sevk edip yığınları sık sık kontrol etmek, bozulmaya baĢlayan pancarları öncelikle iĢlenmek üzere Ģeker fabrikalarına göndermek gibi tedbirler alınarak pancarın (Beta vulgaris var. saccharifera L.) silolarda fazla bir kayba uğramadan 2-3 ay süre ile muhafazası mümkün olmaktadır.

ġeker pancarı hasadının fizyolojik olgunluğa ulaĢtığı Eylül sonu ile Ekim ayı süresince yapılması kök, yaprak ve Ģeker verimi açısından önemlidir (Ġncekara 1973).

(13)

Bugbee (1976), Rusya orijinli 5 Ģeker pancarı hattı üzerinde pancar köklerinin olgunluk derecelerine göre (bitki vejetasyon süresi 80,121,162 gün) mikroorganizma faaliyetleri ve Ģeker pancarı hatlarının çürümeye karĢı dayanıklılıkları üzerine yaptığı çalıĢmada, hatlara göre küçük değiĢiklikler olmakla birlikte, özellikle Botrytis cinerea, Penicillium claviforme ve Phoma betea isimli fungusların pancar köklerinde çürümelere sebep olduğundan bahsetmiĢtir. AraĢtırıcı bu fungusların 5-20 oC arasındaki silo

sıcaklığında silolamanın ilk 20-30 günündeki aktivitelerinin sıcaklığın yükselmesine paralel olarak arttığını vurgulamıĢtır. Ayrıca 30 günden sonra Ģeker pancarı köklerinin direncinin kırılması ile birlikte, özellikle Botrytis cinerea aktivitesinin maksimuma çıktığına değinerek, erken hasat edilmiĢ pancar köklerinin patojenlerden daha fazla zarar gördüğünü bildirmiĢtir.

Alexander (1977)’a göre, silolama sırasında pancar üzerinde bulunan yabancı maddeler (baĢ ve yaprak ile toprak miktarı) pancarın silolanabilirliğine büyük ölçüde etki etmektedir. BaĢları düzgün kesilmiĢ pancarlar silolarda daha az Ģeker kaybederler. Bu Ģekilde pancarların siloya alınmasıyla, silo sıcaklığının düĢük olması nedeniyle solunum yolu ile meydana gelen kayıp ile kök çürüklüğü daha alt seviyede görülmektedir. Hasattan hemen önceki dönemde azot ve su ikmali düĢük olursa pancar, daha kalın duvar oluĢturmaya yöneldiğinden mekanik iĢlemler sırasında görülen sıyırma ve kırılmalar daha az olmaktadır.

Mekanik olarak yaralanmıĢ pancardaki solunum hızı normal olana göre silolarda %26 daha fazla olmakta ve yaralanmalar sonucu Ģeker oranındaki %1’lik gerileme sonucu digestion içerisindeki invert Ģeker %22’ye yükselmektedir (Cole 1977).

Johnson ve ark. (1977)’na göre büyük silolar her ne kadar fabrika tarafından iĢlenerek her gün bir miktar küçülürse de bunların birçoğunun iĢlenmesi Ģubat ayı sonu veya mart ayı ortasına kadar devam etmektedir. KıĢı çok sert geçen yerlerde siloda bulunan pancarlara 7-10 cm derinliğine kadar donduğunu, iĢlemek üzere fabrikaya sevk edilinceye kadar da böyle kaldığını belirtmiĢler, dıĢ yüzeydeki sıcaklığın donmuĢ pancarların çözülmesine yol açacak Ģekilde mutedil olması halinde ise silolardaki pancarların oldukça kısa zamanda çürüdüğünü belirtmiĢlerdir.

Hasadın gecikmesiyle birlikte, verimde önemli artıĢlar sağlanmasına rağmen yağıĢlı ve soğuk periyot döneminde topraktaki fazla suyun pancar kökleri tarafından alınması nedeniyle, Ģeker oranı düĢerek Ģeker verimini sabitler. ABD’de 5 yıl süreyle ve toplamda 95 genotiple yürütülen araĢtırmada, Eylül ayının ikinci yarısı ile Ekim ayının ilk yarısı arasındaki bir aylık dönemde hasat tarihi, kök verimi, Ģeker oranı ve Ģeker

(14)

verimi üzerine önemli etkide bulunmuĢtur. Nitekim Eylül ayının ilk yarısında yapılan hasatta sırasıyla ortalama kök verimi, Ģeker oranı ve Ģeker verimi 4440 kg/da, %13,63 ve 605 kg/da iken Ekim ayındaki ikinci hasatta ise bu değerler sırasıyla 4757 kg/da, %16,34 ve 777 kg/da olmuĢtur (Oldemeyer ve ark. 1977).

Bilgin (1978), Ülkemizde pancarın günlük ağırlık kaybının ortalama %6 hatta 17

oC sıcaklığa sahip bölgelerde %9 civarında olduğunu belirtmiĢtir. AraĢtırıcı, kurak

devreden sonra gelen yağıĢlarda pörsüyen pancarın, bir miktar su alarak tekrar ağırlığını artırdığını ancak bu nispi artıĢın zamanla tekrar pörsümeye yol açtığını ve parçalanan Ģeker kaybının da tekrar yerine gelemediğini açıklamıĢtır.

Erzurum bölgesinde sera Ģartlarında gerçekleĢtirilen bir araĢtırmada, büyüme mevsiminin 60 gün uzatılması ile pancar veriminde %39,4’lük bir artıĢ sağlandığı gözlemlenmiĢ, ancak Ģeker oranları bakımından herhangi bir artıĢın olmadığı bildirilmiĢtir (Oral 1979).

ġeker pancarı köklerinde yaralanmalar, silolama esnasında solunum hızını artırmaktadır. Makine ile yapılan hasatta pancar yaralanmaları el ile yapılan hasada göre daha fazladır. SilolanmıĢ pancarlarda solunum hızı 10 saat içerisinde maksimuma ulaĢmaktadır. 10 günlük silolama sonunda makine ile hasat edilen pancarlardaki solunum hızı el ile hasat edilenlere göre %43 daha fazladır. BaĢları kesilmemiĢ pancar kesilmiĢlere göre daha fazla solunum yapmakta, boyun kısmının solunum hızı köklere göre yaklaĢık üç kat daha fazla olmaktadır. El ile yapılan hasatta yaralanmalar makineli hasada göre daha az olduğundan pancar baĢları düzgün kesilsin ya da kesilmesin yaralı pancarlara göre daha az solunum yapmaktadır. YaralanmıĢ pancarlar sadece solunum hızını değil aynı zamanda silolamada fungal enfeksiyonların Ģiddetini de artırmaktadır. Böylece sağlam pancarların siloya alınmalarıyla solunum ve enfeksiyonun olumsuz etkisi azalmakta ve böylece Ģeker kayıpları düĢmektedir (Wyse ve Peterson 1979).

Nagy ve ark. (1983), Ģeker pancarında, Ģeker veriminin hasat tarihi geciktikçe arttığını, yaprak veriminin ise azaldığını belirtmiĢler ve en uygun hasat zamanının Ekim ayının ikinci yarısı olduğunu bildirirken; Ģeker pancarında ıĢık, sıcaklık ve gün uzunluğu gibi faktörlerin verim ve Ģeker oranı üzerine oldukça etkili olduğunu belirtmiĢlerdir. Erken hasatta %2 Ģeker kayıpları yaĢanabilmektedir (Sekin 1983).

ġeker pancarının hasadı, fizyolojik olgunluk dönemi sonunda sıcaklıkların düĢmeye baĢladığı, yaprak oluĢumu ve geliĢiminin durduğu ve pancarın ürettiği Ģekerin solunumla harcadığı miktardan daha az olduğu dönemde yapılmalıdır (Er 1984).

(15)

Kök verimi, Ģeker oranı ve Ģeker verimi üzerine iklim, toprak, çeĢit ve hasat zamanının etkisinin önemli olduğunu, hasadın ekim ayında yapılması gerektiğini, erken ve geç hasat arasındaki verim farkının %35’lere ulaĢtığını ve mevsim (kıĢ) Ģartlarının kötüleĢmeye baĢlaması ile birlikte Ģeker pancarı köklerinde fiziksel ve kimyasal değiĢikliklerin oluĢtuğunu belirten Carter ve ark (1985), ABD’de üç farklı Ģeker pancarı çeĢidi üzerinde yaptıkları araĢtırmada, Ekim ve Kasım aylarındaki hasatlarda kök verimi, Ģeker oranı ve Ģeker veriminin sırasıyla 7440-7520 kg/da, %16.7-16.3 ve 1240-1227 kg/da arasında değiĢtiğinibildirmiĢlerdir.

Donma riskini önlemek için, Kasım ayında hasat edilmemiĢ bütün pancarlar hasat edilir, teslim alınır ve fabrikalarda depolama yapılır. Fakat depolamada uzun süre kalan pancarlar Ģeker kaybederler. Bu kayıplar hasat edilen döneme göre 135-277 g/ton/gün arasında değiĢir (Ġlisulu 1986).

Avrupa ülkelerinde genellikle günlük her ton pancarda Ģeker kaybı 211-450 g, Ülkemizde ise bu değer 101-567 g/ton arasında değiĢmektedir (Bilgin 1987 a).

Bilgin (1987 b), Ģekerpancarında iklimin verim ve kaliteye etkisini araĢtırmak için yaptığı bir çalıĢmada, Konya Ģartlarında 15 Eylül, 30 Eylül, 15 Ekim ve 30 Ekim tarihlerinde yapılan digestion analizleri sonucu sırası ile %16.7, %17.3, %17.5 ve %17.7 Ģeker oranları tespit ettiğini bildirmiĢtir.

Ketizmen’e (1987) göre, amaca uygun bir silo yapabilmek için silolanacak pancar miktarı, silolama sahası, silolama dönemi ve bu dönemde oluĢabilecek hava Ģartları, mevcut imkanlar ve silolama masrafları tespit edilmelidir. Öbekler halindeki çiftçi silolarının dıĢ yüzeyleri çok büyük olup buradaki pancarlar daha fazla rüzgar, don ve sıcaklık tesiri altında kalmaktadır. Bu silolarda iki hafta sonunda % 10,4 ağırlık kaybı gerçekleĢmektedir. Silolama iĢleminde zaman çok önemlidir. Kasım ayından itibaren yağıĢlı olmayan günlerde siloların yapılması uygun olacaktır. Sıcak günlerde yapılan silolarda silo içi sıcaklığı fazla olduğundan solunumla beraber Ģeker kaybı meydana gelmektedir. Burada gerçekleĢen kayıplar silolama süresine göre değiĢmektedir. Nitekim, 15 günlük silolama sonunda % 6.50, 45 günlükte % 8.44 ve 75 günlükte ise % 15.05 Ģeker kaybı meydana gelmektedir.

Yılmaz (1987), Ģeker pancarı kökünün sökümden itibaren süratli su kaybettiğini, bu kaybın ilk günlerde çok fazla iken sonraki günlerde gittikçe azaldığını, kaybedilen suyun içeriden tamamlanmaya çalıĢıldığını bildirmiĢtir. Aynı araĢtırıcı, %15’ten fazla su kaybetmiĢ pancarların hücre yapılarının genel durumunun bozulması ile fabrikasyonda Ģeker üretiminin zorlaĢtığını, su kaybeden pancarın ağırlıkta kaybedeceğini, ağırlık

(16)

kaybının ise Ģeker kaybı demek olduğunu belirtmektedir. SilolanmıĢ pancarda günlük ortalama %0,5-0,6 suya eĢdeğer bir ağırlık kaybı olmaktadır.

ġeker pancarında verim ve Ģeker oranı üzerine çevresel faktörlerin yanında çeĢit ve hasat zamanı da istatistiki önem seviyesinde etkili olmaktadır (Takada ve ark. 1988).

Hills ve ark. (1990), Ģeker pancarı köklerinde Ģeker birikiminin 20-24 hafta devam ettiğini, Ģeker birikiminin kök verimi ile paralel olmadığını, Ģeker oranının çevre koĢullarından çok fazla etkilendiğini ve özellikle hasattan 4-8 hafta önceki düĢük gece sıcaklığının digestion oranının artmasını sağladığını, yüksek gece ve gündüz sıcaklıklarının ise Ģeker oranını düĢürdüğünü bildirmiĢlerdir.

Zeng ve ark. (1991), Ģeker pancarında olumsuz silolama Ģartlarında (özellikle 10

oC’de) Ģeker konsantrasyonu azalırken, sakaroz konsantrasyonunun gerilediğini, usare

aktivitesi ve kök membran geçirgenliğinin artmakta olduğunu bildirmektedirler.

ġeker oranının baĢ, boyun, gövde ve kuyruk kısımlarının kimyasal bileĢimi farklı olduğu için söküm esnasında baĢın derinden kesilmesi veya kuyruğun derin kopması sökülen pancarın fiziksel ve kimyasal bileĢimini değiĢtirmekte, söküm zamanı gibi söküm kalitesi de elde edilecek verim ve kaliteyi bozmaktadır. Hasatta Ģeker pancarı baĢı normalden 1 cm derin kesildiğinde %8.4, 2 cm derin kesildiğinde %18.6, kuyruk kırılma çapı 2.5 cm olduğunda %1.4, 3.5 cm’de %5.4 ve 5 cm’de %10.1 hasat kaybı gerçekleĢmektedir. SökülmüĢ pancarların tarla veya fabrika silolarında bekletilmesi de pancarın fiziksel ve kimyasal kompozisyonunu etkilemekte, siloda bekletilen pancarın Ģeker kaybının iklim seyri ile yakın iliĢkisi olmaktadır. Eylül ayının sıcak geçmesi halinde pancarlardaki günlük Ģeker kaybı %1’i bulabilmektedir (Bilgin 1992).

Koç (1992), Ģeker pancarında vejetasyon süresi uzadıkça kök veriminin arttığını belirterek, Ģeker pancarının en fazla ağırlık ve Ģeker kaybına ilk söküldüğü gün uğradığını daha sonraki günlerde ise bu kaybın azaldığını açıklamıĢtır.Ayrıca araĢtırıcıya göre, bekleme sırasında % 0,5-0,6 oranında sakaroz kaybına uğrayan Ģeker pancarında kaybın hepsi sakaroz olmayıp rafinoz, invert Ģeker v.b. olmaktadır.

Eylül-Ekim aylarında hasadın bir gün geç yapılması ile 20-25 kg/da kök verimi, % 0.04-0.09 Ģeker oranı ve 5-7.5 kg/da Ģeker verimi artıĢı olmaktadır. ġeker pancarında kök verimi, digestion oranı ve diğer teknolojik özellikler Eylül baĢı ile Ekim ortası arasında hızı iklim seyrine bağlı olmak üzere devamlı bir yükselme gösterir. Bu nedenle, pancarın yalnızca programında öngörülen miktarda sökülmesi verim ve teknolojik kaliteyi büyük ölçüde artırmaktadır. ġeker pancarının baĢ kısmının teknolojik

(17)

kalitesi boyun ve gövdeye göre daha düĢüktür. Sökülen pancarlar baĢları üstteki yeĢil yaprak saplarının alt hizasından düzgün kesilmeli ve ölmüĢ sarı yaprak gözlerinin bulunduğu kısım ise yeĢillik kalmayacak Ģekilde tıraĢlanmalıdır. BaĢları nizami olarak kesilmemiĢ ve yaprak gözleri iyi bir Ģekilde tıraĢlanmamıĢ pancarlar siloda kısa sürede filizlenerek Ģeker kayıplarını artırmaktadır (Özgör 1992).

Hasadın erken yapılmasıyla kampanya döneminin 15-30 gün uzatılabileceğini belirten Lauer (1995), ABD’de üç yıllık süre ile yaptığı çalıĢma neticesinde 13 Eylül’de yaptığı hasatta ortalama 4740 kg/da, 25 Ekim’de ise 5240 kg/da kök verimi ve sırasıyla %15.0-17.2 Ģeker oranı elde ettiğini bildirmiĢtir.

ġeker pancarında Ģeker verimi, kök verimi ve Ģeker oranı ile alakalı olarak değiĢmektedir. Ayrıca Ģeker verimi iklim dalgalanmalarından en fazla etkilenen diğer bitkisel özelliklerle de yakın korelasyon içerisindedir (Okut 1995).

Akınerdem ve ark. (1996), Konya Ģartlarında Ģeker pancarının uygun hasat zamanının belirlenmesi üzerine yaptıkları üç yıllık araĢtırmada; 15 Eylül tarihinde yapılan hasatta ortalama kök veriminin 3764 kg/da, Ģeker oranının ise %15,5 olarak gerçekleĢtiğini, sırasıyla bu değerlerin 1 Ekim hasadında 4053 kg/da ve %16,6;15 Ekim hasadında 4198 kg/da,%17,4 ve 1 Kasım hasadında ise 4142 kg/da ve %18,1 olarak gerçekleĢtiğini bildirmiĢlerdir. AraĢtırıcılar, kök veriminin önce belirli bir periyotta arttığını ancak son hasat tarihinde gece gündüz sıcaklıkları farkı ve bitkinin geliĢme seyri ile alakalı olarak gerilediğini açıklamıĢlardır.

Finlandiya’da yapılan iki yıllık bir araĢtırmada, ortalama 20-30 tonluk silolarda 100 gün süre ile silolanan Ģeker pancarı köklerinde silo içi sıcaklığın -25o

C ile +5oC arasında değiĢtiğini ve Ģeker konsantrasyonlarının %17’den %16’ya gerilediğini tespit etmiĢlerdir (Berghall ve ark. 1996).

ġeker pancarı kökü yaĢayan bir canlıdır. Bu nedenle silolamanın iyi yapılarak ağırlık ve kalite kayıplarının önüne geçilmelidir. Silolamada siloda bekleme süresi, pancarların olgunluk durumu, köklerin yaralanma miktarı ve silolama süresince oluĢan iklim koĢulları etkili olmaktadır (Arıoğlu 1997).

Ecevit ve Kara (1997), depo atmosferinin bileĢiminin ürünlerin dayanma süreleri üzerine etkili olduğunu açıklamıĢtır. AraĢtırıcılara göre, ortamın oksijen miktarını düĢüren ve karbondioksit miktarını artıran Ģartlar solunumu yavaĢlatır. Ancak bu değiĢiklik aĢırı seviyelere çıkarsa oksijen azalması anaerobik solunumun artmasına dolayısı ile fermantasyona yol açar bu ise depolamada istenmeyen bir durumdur. Her

(18)

meyve ve sebzenin istediği depolama sıcaklığı birbirinden farklıdır. Bununla birlikte hepsinin ortak özelliği düĢük sıcaklık dereceleri istemeleridir.

Jaggard ve ark. (1997) tarafından Ġngiltere’nin doğusunda yapılan 84 günlük bir araĢtırmada, silolama sırasında meydana gelen kökteki Ģeker kayıpları belirli aralıklarla ölçülmüĢtür. Günlük Ģeker kayıplarının ortalama %0.02, ancak kirli pancarlarda meydana gelen kayıpların %0.143 ile %0.187 arasında değiĢtiği, yani kirli pancarlarda kayıpların temiz olanlara göre ortalama % 73 daha fazla olduğu tespit etmiĢlerdir.

ġeker pancarında hasat zamanı geciktikçe kök verimi ve Ģeker oranı artmaktadır. Nitekim, ABD’de 1992 ve 1993 yıllarında 18 çeĢitle yürüttükleri çalıĢmada, 14 Eylül, 28 Eylül, 19 Ekim ve 28 Ekim tarihlerinde hasatlar gerçekleĢtirilmiĢtir. 1992 yılında bu sökümlerden sırasıyla 4110, 4620, 5110 ve 4980 kg/da verim, %17.8, 19.7, 19.1 ve 19.6 Ģeker oranı, 1993 yılında ise 4110, 3960, 4630 ve 5050 kg/da kök verimi, %15.2, 17.6, 17.5 ve 18.3 Ģeker oranı elde edilmiĢtir (Lauer 1997).

Er ve Uranbey (1998), Ankara’da 1200-1400 kg’lık yığınlarda, Ekim ayında yapılan tarla içi silolarda, 21 günde %24.9 kök ve %16.1 Ģeker kaybı tespit etmiĢlerdir.

Ülkemizde Ģeker pancarı hasadı genellikle Ekim-Kasım aylarında yapılmakta ancak kampanya dönemlerinin uzunluğuna bağlı olarak Eylül ayında erken veya Aralıkta geç söküme gidilebilmektedir. Hasat sonrasında ise Ģeker pancarı kökleri uygun ortamlarda silolanmalıdır. Silolama iĢleminde silo zemini, çeĢit özelliği ve pancarın baĢ kesimi ki, silolarda pancar baĢında 1 g filizin oluĢmasıyla 0.15 g Ģeker tüketilirken, köklerin yaralanma durumu, olgunluk derecesi, hastalık ve zararlıların varlığı, pancarın kirliliği, yetiĢtiricilikte uygulanan azot miktarı ve sıcaklık, don, nem gibi faktörler de silo kayıpları üzerine önemli derecede etkilidir (Er ve Uranbey 1998).

BaĢı düzgün kesilmemiĢ ve çamurlu pancarlar silo içi hava akımını engelleyerek, silo içi sıcaklığının yükselmesine ve Ģeker kaybına sebep olmaktadır (Legrand 1998).

Silo çürüklükleri, pancar yumrusunun hasat sırasında veya baĢka nedenlerle yaralandığı yerlerden Fusarium ssp., Penicillium ssp., Botrytis cinerea, Rhizopus nigricans ve Sclerotinia sclerotiorum gibi parazitik mantarların köke girmesi nedeni ile ortaya çıkar. Ayrıca, bu mantarlar don zararı görmüĢ pancarlarda da geliĢirler. Siloya alınan pancarlarda yaprak kalıntıları, yüksek sıcaklık ve rutubet çürüklükleri arttırır, önlem alınmazsa kayıplar büyük olabilir. Bu nedenle hasat esnasında yumrunun yaralanmaması, baĢ kesiminin derin yapılmaması, temiz ve kuru pancarların siloya alınması, don zararından korunması ve çürüme görülen pancarların fazla bekletilmedin

(19)

iĢlenmesi gibi önlemler alınmalıdır. Silo çürüklükleri daha önce Rhizoctonia türleri tarafından zarara uğramıĢ pancarlarda da görülmektedir (Lejealle ve Cie, 1999).

Adıyaman(2000), siloya alınan pancarların üzerlerinde, özellikle baĢ kısmında değiĢik renklerde bir mantar tabakasının görüldüğünü, bu aĢamadan sonra da kökte içe doğru çürümeler olduğunu ve bu durumun yavaĢ yavaĢ silodaki diğer pancarlara da geçerek silo kayıplarına neden olduğunu, bu nedenle siloya sağlam pancarların alınması gerektiğini bildirmiĢtir.

Boyraz (2000), hasat edilmiĢ pancarların özellikle baĢ kısmında veya üzerindeki yaralarda değiĢik renklerde sık mantar miselleri oluĢtuğunu belirtmiĢtir. Aynı araĢtırıcıya göre, bu yollarla köklerin iç kısmına giren çeĢitli mantarlar silolarda çürümelere ve kızıĢmalara yol açar. Botrytis cinerea (Gri küf), Rhizopus nigricans (Siyah küf), Penicillium expansum (Sarı-yeĢil küf), Scloretinia sclerotiorum (pamuklu küf), Fusarium oxyporum (beyaz küf), Fusarium betae (benli küf) ve Fusarium culmorum (pembe küf) gibi zayıflık parazitleri söküm, baĢ kesimi, yükleme-boĢaltma ve taĢıma sırasında veya dondan sonra oluĢan yara ve çatlaklardan köklere girer. Siloların içindeki toprak ve yaprak kalıntıları ile aĢırı nem ve sıcaklık Ģartları, mantar geliĢmesi pancarların çürümesine yol açarak önemli seviyede kayıplara sebep olabilmektedir.

Brezilya’da depolama sıcaklığının 15-26oC arasında olduğu bir bölgede Scalon

ve ark. (2000)’nın yaptığı bir çalıĢmada, 12 günlük depolama sonucunda Ģeker pancarı köklerinde %55’lik bir ağırlık kaybının tespit edildiğini bildirmiĢlerdir.

Erzurum yöresinde yapılan üç yıllık bir araĢtırmada 26 Eylül ve 16 Ekim tarihlerinde yapılan hasatlarda ortalama sırası ile 4735 kg/da ve 5366 kg/da kök veriminin elde edildiği bildirilmiĢtir (Çakmakçı ve Oral 2002).

Batu (2002), pancarın aĢarı soğuktan don zararına uğraması durumunda Ģekerin belli bir kısmının zamk maddeleri ile invert Ģekere dönüĢtüğünü saptamıĢtır. AraĢtırmaya göre, bu tip pancarların birçoğu fabrikanın hızını ve verimini büyük ölçüde azaltmaktadır. Yine aynı araĢtırıcı, Ģeker sanayinde üretilen esas Ģekerin sakaroz olup zamk maddeleri ve invert Ģeker oluĢumunun Ģeker üretiminde istenmediğini, iyi depolanmıĢ bir pancardan ortalama %16.5 Ģeker elde edilirken, bu oranın kısmen don zararına uğramıĢ pancarda ise %12.5’e kadar düĢtüğünü açıklamıĢtır.

Cengiz ve ark.’na (2002) göre, pancar yığınlarındaki pancarlar dıĢ koĢullardan etkilenme derecelerine göre iki gruba ayrılırlar. Birincisi 0.5 m derinliğine kadar olan dıĢ yüzey pancarları, diğeri ise geriye kalan silo içi pancarlardır. Bu bölgelerdeki arıtılmıĢ Ģeker kayıpları da birbirinden farklıdır. Örtme Ģekline bağlı olarak yığın

(20)

ortalama arıtılmıĢ Ģeker kayıpları örtüsüz kontrol silosunda 300 g/ton/gün iken bu değer 15-20 cm kalınlığında odun yongası ile örtülmüĢ siloda 260 g/ton/gün ve plastik örtü ile örtülmüĢ siloda 200 g/ton/gün olmuĢtur. AraĢtırıcıya göre 0.5 m derinliğindeki dıĢ yüzey pancarları bütün yığının ancak %17’sini teĢkil ettiği halde yığındaki tüm kayıpların %40-45’inden sorumlu olmaktadır. Bu yüzden bu bölgelerin çok iyi korunmaları gerekmektedir.

Topal ve ark. (2003), Konya Ģartlarında Ģeker pancarı hububat münavebesinde uygun ekim ve hasat zamanlarının belirlenmesi üzerine yaptıkları iki yıllık araĢtırmada, birinci yıl 18-20 Eylül tarihlerinde yaptıkları hasattan ortalama 4464 kg/da kök verimi ve %13.5 Ģeker oranı, 2-4 Ekim tarihli sökümde 5177 kg/da kök verimi ve %14.1 Ģeker oranı, 18-23 Ekim tarihlerindeki hasatta 5492 kg/da kök verimi ve %15.0 Ģeker oranı, 1-3 Kasım tarihli sökümde 51-378 kg/da kök verimi ve %15.5 Ģeker oranı tespit etmiĢlerdir. Aynı araĢtırmanın ikinci yılında ise 18-20 Eylül tarihinde yapılan hasattan ortalama 2873 kg/da kök verimi ve %16.3 Ģeker oranı, 2-4 Ekim tarihli sökümde 3566 kg/da kök verimi ve %16.5 Ģeker oranı, 18-23 Ekim tarihindeki hasatta 4218 kg/da kök verimi ve %16.4 Ģeker oranı, 1-3 Kasım tarihli sökümde 4139 kg/da kök verimi ve %17.4 Ģeker oranı belirlenmiĢtir.

Son yıllarda Ģeker fabrikalarının pancar iĢleme kapasitelerine bağlı olarak tarla kenarlarında yığınların yapılması önem kazanmıĢtır. Almanya’da hasadın baĢlamasından Ekim ayının üçüncü çeyreğine kadar geçen sürede tarla kenarlarında silolama 4 günü geçmemekte, bu tarihten sonra 6 haftaya kadar silolama yapılabilmektedir. AraĢtırmanın yapıldığı 2000 yılı kampanya döneminde silolardaki kayıp, el ile yapılan hasatta tonda 526 g/gün olurken, makine ile yapılan hasatta silolarda tonda 967 g/gün olmuĢ ve hasat tekniği silolarda oluĢan Ģeker kaybı üzerine önemli etkide bulunmuĢtur (Kromer ve Schmitz 2004).

Rybar (2004)’ın yaptığı bir araĢtırmada, Çek Cumhuriyeti’nde Ģeker pancarı hasadının %40-60’ının Kasım-Aralık aylarında yapıldığını ve silolama süresinin ortalama 10-30 gün olduğunu, silolarda kızıĢmalar ve solunum sonucu pancarların toplam enerjisinde önemli kayıpların oluĢtuğu, mikrobiyal aktivite sonucunda Ģeker pancarı bünyesindeki Ģeker varlığının %20-30 arasında azaldığını, patojenlerin çoğalmasının sıcaklık ve su oranı ile önemli iliĢkisinin bulunduğunu vurgulamıĢtır.

Abdollahian- Noghabi ve Zadeh (2005) Ġran’da üç yıl süreyle yaptıkları çalıĢmada, Ģeker pancarı köklerinin söküldükten sonra hızla ağırlık kaybettiğini belirtmiĢlerdir. AraĢtırıcılar minimum 25-28 oC sıcaklığın olduğu Ģartlarda sökülen ve

(21)

baĢ kesimi yapılan pancarlarda iki gün sonunda % 27,5 ağırlık kaybı ve el ile hasat edilen kontrol parsellerinden ortalama 8668 kg/da kök verimi, % 16,5 Ģeker oranı ve 1237 kg/da arıtılmıĢ Ģeker verimi elde ettiklerini bildirmiĢlerdir.

Ada ve Akınerdem (2006), Ģeker pancarı kök veriminin 15 Ekime kadar arttığını, bu tarihten sonra ise biraz düĢtüğünü, silolama zamanının Kasım ayına doğru kaymasıyla birlikte ağırlık kayıpları görülürken, Ģeker kayıplarının 15 Ekim tarihine kadar azaldığını bu tarihten sonra ise donma ve çözülmelerle Ģeker kayıplarının arttığını, hasadın Ekim’de, silolamanın ise 30 günden fazla süreyle yapılmaması gerektiğini bildirmiĢlerdir. Konya koĢullarında Fiona çeĢidiyle yaptıkları çalıĢmada, 15 Eylül, 1 Ekim, 15 Ekim ve 1 Kasım sökümlerinden sırasıyla 5351, 5531, 6023 ve 5995 kg/da kök verimi elde etmiĢlerdir. AraĢtırıcılar, 15 Eylül’de oluĢturdukları 30, 60 ve 90 günlük silolarda ağırlık ve Ģeker kayıplarının sırasıyla %54.83, 64.75, 61.76 ve %3.53, 17.24, 20.35, 1 Ekim’de %45.10, 52.84, 51.82 ve %1.56, 3.92, 19.13, 15 Ekim’de %43.65, 43.90, 36.07 ve %2.39, 10.36, 9.94 ve 1 Kasım’da %30.21, 36.72, 45.85 ve %8.71, 21.06, 28.69 olduğunu rapor etmiĢlerdir. Ağırlık ve Ģeker kayıplarının ortalama olarak 15 Eylül’de %60.45 ve 13.71, 1 Ekim’de %49.92 ve 8.20, 15 Ekim’de %41.21 ve 7.56 ve 1 Kasım’da %37.60 ve 19.49 olarak gerçekleĢtiğini beyan ederken 30 günlük silolarda ortalama ağırlık ve Ģeker kayıplarının ise ortalama %43.53 ve 4.05, 60 günlükte %49.55 ve 13.14 ve 90 günlükte ise %48.87 ve 19.53 olduğunu bildirmiĢlerdir. ġeker pancarında silo kayıpları üzerine yetiĢtirme tekniğinin, hasat zamanının, çeĢit özelliğinin, iklimin ve bu faktörler sonucu oluĢan kök çapının etkili olduğunu belirten Haagenson ve ark. (2006), kök çapının azalmasıyla birlikte silolardaki pancarlarda solunum oranının ve kayıpların arttığını bildirmiĢlerdir.

Sarwar ve ark. (2008), Pakistan’da yaptıkları çalıĢmada, Ģeker pancarında silolamada sıcaklığa bağlı olarak farklı ağırlık kayıplarının yaĢandığını belirtmiĢlerdir. Siloya aldıkları pancarları 2, 3, 4, 5 ve 6 gün süreyle bekletip sırası ile ortalama % 9.70, 14.10, 18.30, 21.66 ve 25.11 ağırlık kaybının olduğunu tespit etmiĢlerdir.

Ada ve Akınerdem (2011)’in 5 farklı tarihte (15 Eylül, 1 Ekim, 15 Ekim, 1 Kasım, 15 Kasım) hasat etikleri Ģeker pancarında en yüksek değerler kök veriminde 15 Kasım (8088 kg/da), Ģeker oranında 15 Ekim (% 18,78), Ģeker veriminde 15 Kasım (1401 kg/da) hasadından elde edilmiĢtir.

Kıllı ve Altunbay (2012)’ın yapmıĢ oldukları çalıĢmada hasat zamanı geciktikçe kök veriminin arttığı, Ģeker oranının önemli düzeyde değiĢmediği görülmüĢtür.

(22)

3. ARAġTIRMA YERĠNĠN GENEL ÖZELLĠKLERĠ

Farklı zamanlarda hasat edilen ve tarla silosunda bekletilen Ģeker pancarı çeĢitlerinde silolama süresinin verim ve kaliteye etkisini araĢtırmak amacıyla yürütülen bu çalıĢma, ġeker Enstitüsü Etimesgut Deneme Ġstasyonunda 2013 yılında yürütülmüĢtür. AraĢtırmanın yapıldığı yer deniz seviyesinden 806 m yüksekliktedir.

3.1.Ġklim Özellikleri

AraĢtırmanın yapıldığı yetiĢtirme ve silolama dönemine (Nisan-Ekim) ait 2013 yılı ve uzun yıllar (1994-2012) ortalama sıcaklık, toplam yağıĢ ve nispi nem gibi önemli iklim değerleri Çizelge 3.1’de verilmiĢtir.

Çizelge3.1. AraĢtırmanın yapıldığı döneme (2013) ve uzun yıllar ortalamasına ait bazı meteorolojik değerler*

2013 Uzun Yıllar (1994-2012)

Ortalama Toplam Ortalama Ortalama Toplam Ortalama Sıcaklık YağıĢ Nispi Nem Sıcaklık YağıĢ

Nispi Nem (oC) (mm) (%) (0C) (mm) (%) Nisan 12,0 27,0 61,3 10,8 43,3 64,0 Mayıs 18,6 20,2 48,9 16,4 41,1 60,1 Haziran 21,3 21,7 44,2 20,9 29,4 55,1 Temmuz 23,3 14,2 41,4 24,5 12,5 50,7 Ağustos 23,8 0,7 38,6 24,0 9,9 50,4 Eylül 17,5 4,4 45,0 18,7 12,1 57,2 Ekim 10,3 21,0 55,0 12,7 35,2 66,5 Toplam ---- 109,2 ---- ---- 183,5 ---- Ortalama 18,1 ---- 47,8 18,3 ---- 57,7 *Değerler Ankara Meteoroloji Bölge Müdürlüğü’nden alınmıĢtır.

Çizelge 3.1’in incelenmesinden de anlaĢılacağı gibi, araĢtırmanın yapıldığı 2013 yılının 7 aylık yetiĢme dönemine ait ortalama sıcaklık 18,1oC olarak gerçekleĢmiĢ olup

uzun yıllar ortalaması olan 18,3oC ile önemli bir fark görülmemiĢtir. Denemenin

yapıldığı Nisan, Mayıs ve Haziran ayları hariç geliĢmenin hızlı olduğu Temmuz, Ağustos, Eylül ve Ekim ayları ortalama sıcaklıkları uzun yıllar ortalamasına göre biraz düĢük seyretmiĢtir. Bu nispi serinlik Ģeker pancarı geliĢimi için avantaj sağlamıĢtır. ġeker pancarı tohumlarının küçük, optimum çimlenme sıcaklıklarının yüksek ve

(23)

fidelerin düĢük sıcaklığa karĢı hassas oldukları bu dönemde meydana gelen küçük iklim değiĢiklikleri bile pancar fidelerinin geliĢimine mani olabilmekte, hatta dekara belirli bitki hesabı yapılarak ekimi yapılan Ģeker pancarı fidelerinin ölümüne sebep olarak mükerrer ekim yapılmasına neden olmaktadır (Akınerdem, 2003).

Çizelge 3.1’in değerlendirilmesinden de görülebileceği gibi, deneme süresince düĢen toplam yağıĢ miktarı 109,2 mm olarak gerçekleĢmiĢ, uzun yıllar rasat ortalaması ise 183,5 mm olmuĢtur. Bu verilerden de anlaĢılacağı gibi denemenin yapıldığı dönem süresinde alınan toplam yağıĢ uzun yıllar ortalamasından daha az olmuĢtur. Bu toplam yağıĢ miktarındaki azalma, Ģekerpancarı yetiĢtiriciliği için çok önemli olup sulama sayısını artırmıĢtır. Deneme süresince sulamada su sıkıntısı çekilmemiĢ fakat sulama masraflarını artırmıĢtır. Aylar üzerinden bakıldığında da deneme süresindeki alınan yağıĢ, Temmuz ayı hariç uzun yıllar ortalamasının hep gerisinde kalmıĢtır. Bu durum, öngörülenin üzerinde su miktarı ihtiyacına sebep olmuĢtur.

Çizelge 3.1’in incelenmesinden de anlaĢılacağı gibi deneme süresinde (7 ay) ortalama nispi nem miktarı (%47,8), uzun yıllar ortalamasından (%57,7) oldukça geride kalmıĢtır. Aylar üzerinden bir değerlendirme yapıldığında deneme süresi boyunca her ayın nispi nem miktarı uzun yıllar ortalamasının gerisinde kalmıĢtır. Bu durum, verim seviyesini olumsuz yönde etkilemiĢtir. Nem miktarının düĢük kalması düĢen yağıĢ miktarı ile doğru orantılıdır.

AraĢtırmada hasat ve silolamanın yapıldığı tarihlere ait meteorolojik değerlerin verildiği Çizelge 3.2’nin incelenmesinden de anlaĢılabileceği gibi, en yüksek günlük ortalama sıcaklık 18,3 oC ile 27 Eylül’de, en düĢük günlük ortalama sıcaklık ise 5,4 o

C ile 6 ve 7 Ekim’de görülmüĢtür. Hasat ve silolamanın yapıldığı tarihlerde sadece 4 günde toplam 10,4 mm yağıĢ görülmekte olup en fazla yağıĢ 7,5 mm ile 2 Ekim’de görülmüĢtür. Günlük ortalama nispi nem değerlerini incelediğimizde ise en yüksek nispi nem % 72,0 ile yağıĢın en fazla olduğu 2 Ekim’de, en düĢük nispi nem ise % 41,2 ile en yüksek günlük ortalama sıcaklığın görüldüğü 27 Eylül’de görülmüĢtür.

(24)

Çizelge 3.2. AraĢtırmada hasat ve silolamanın yapıldığı tarihlere ait bazı meteorolojik değerler Günlük Günlük Günlük

Ortalama Toplam Ortalama Sıcaklık YağıĢ Nispi Nem

(oC) (mm) (%) 23.09.2013 13,5 0,0 49,9 24.09.2013 13,6 0,0 53,7 25.09.2013 14,8 0,0 53,3 26.09.2013 17,2 0,0 41,9 27.09.2013 18,3 0,0 41,2 28.09.2013 17,4 0,0 45,3 29.09.2013 15,5 0,0 45,0 30.09.2013 16,8 0,0 41,9 01.10.2013 17,9 0,0 53,5 02.10.2013 14,1 7,5 72,0 03.10.2013 8,8 2,5 68,9 04.10.2013 5,7 0,2 66,8 05.10.2013 5,6 0,2 59,2 06.10.2013 5,4 0,0 58,5 07.10.2013 5,4 0,0 53,8 08.10.2013 7,8 0,0 49,5 Toplam ---- 10,4 ---- Ortalama 12,4 ---- 53,4

*Değerler Ankara Meteoroloji Bölge Müdürlüğü’nden alınmıĢtır.

3.2. Toprak Özellikleri

AraĢtırmanın yapıldığı ġeker Enstitüsü Etimesgut Deneme Ġstasyonu arazisine ait toprak analizleri Çizelge 3.2’de verilmiĢtir.

Çizelge 3.3. AraĢtırma yeri topraklarının bazı fiziksel ve kimyasal özellikleri* Toprak Derinliği (cm) pH EC (mmhos/cm) P2O5 (ppm) Zn (ppm) Fe (ppm) Cu (ppm) 0-30 7,85 6,10 19,24 0,345 2,21 0,98 30-60 8,16 6,70 2,34 0,131 2,24 0,88 Toprak Derinliği (cm) Mn (ppm) K2O (ppm) B (ppm) Organik Madde (%) CaCO3 (%) Bünye Sınıfı 0-30 2,12 138,4 1,11 1,44 9,2 Killi Tınlı 30-60 1,71 13,2 1,07 1,12 9,8 Killi Tınlı

*Toprak analizleri ġeker Enstitüsü Bitki Besleme ve Toprak Ģubesi tarafından yapılmıĢtır.

Çizelge 3.3’ün incelenmesinden de anlaĢılacağı gibi topraklar killi tınlı bir bünyeye sahip olup organik madde muhtevası 0-30 cm ve 30-60 cm derinlikte düĢük

(25)

seviyededir (%1.44, 1.12). Kireç muhtevası bakımından kireçli sınıfa giren topraklar (%9.2, 9.8), alkali reaksiyon göstermekte (pH= 7.85, 8.16) olup, tuzluluk bakımından orta seviyededir (6.10, 6.70 mmhos/cm). Toprakta fosfor 0-30 cm derinlikte orta seviyede (19.24 ppm), 30-60 cm derinlikte çok düĢük seviyededir (2.34 ppm). Potasyum ise 0-30 cm derinlikte orta seviyede (138.4 ppm), 30-60 cm derinlikte çok düĢük seviyededir (13.2 ppm). Analiz sonuçlarına göre deneme toprakları çinko (0.345, 0.131 ppm), demir (2.21, 2.24 ppm), bakır (0.98, 0.88 ppm) bakımından düĢük seviyede, mangan (2.12, 1.71 ppm) ve bor (1.11, 1.12 ppm) bakımından ise yüksek seviyededir.

(26)

4. MATERYAL VE METOT

4.1. Materyal

Bu çalıĢmada materyal olarak üreticilerin yaygın olarak kullanmakta olduğu, firmadan doğrudan temin edilen Bison ve Pauletta Ģeker pancarı çeĢitleri kullanılmıĢtır. Bison, kök ve Ģeker verimi yüksek NZ tipi bir çeĢittir. Aynı zamanda Rhizomania’ya yüksek seviyede dayanıklı, kök ur nematoduna toleranslıdır. Fusarium ve Verticilium fungal hastalıklarına karĢı toleranslıdır. Pauletta çeĢidi ise hem Rhizomania, hem de Kist nematodu bulaĢık tarlalarda yüksek kök ve Ģeker verimine ulaĢabilen N tipi bir hibrit çeĢittir.

4.2. Metot

4.2.1.AraĢtırmanın kurulması ve yürütülmesi

Farklı zamanlarda hasat edilen ve tarla silosunda bekletilen Ģeker pancarında hasat zamanlarının ve silolama sürelerinin verim ve kaliteye etkisini araĢtırmak amacıyla yürütülen bu çalıĢma, ġeker Enstitüsü Etimesgut Deneme Ġstasyonunda iki ayrı deneme olarak Tesadüf Bloklarında BölünmüĢ Parseller Deneme Desenine göre 4 tekerrürlü olarak kurulmuĢtur.

Farklı hasat tarihlerinin verim ve kaliteye etkisinin araĢtırıldığı denemede, çeĢitler ana parselleri oluĢturmuĢ, alt parsellere 6 farklı hasat tarihi (23 Eylül, 26 Eylül, 29 Eylül, 2 Ekim, 5 Ekim, 8 Ekim) tesadüfi olarak dağıtılmıĢtır.

Farklı bekleme sürelerinin verim ve kalite üzerine etkisini belirlemek amacıyla yürütülen denemede ise ana parsellere çeĢitler, alt parsellere silolama süreleri (kontrol, 3, 6, 9, 12 ve 15 gün) tesadüfi olarak yerleĢtirilmiĢtir. Denemede hasat 23 Eylül’de yapılmıĢ, bu tarihte hasat edilenler kontrol olarak kabul edilmiĢ ve analizleri yapılmıĢtır. Diğer parsellerin ise üçer gün ara ile (3, 6, 9, 12, 15 gün) silolamaları gerçekleĢtirilerek analizleri yapılmıĢtır.

Denemede, her alt parsel 4 sıra ve her parsel 140 bitki olacak Ģekilde tertiplenmiĢtir. AraĢtırmada her blok tekerrür olarak kabul edilmiĢ ve hasat parselleri arası ikiĢer sıra kenar tesiri olarak değerlendirilmiĢtir.

(27)

Deneme arazisinde anız bozma iĢlemi 17 Temmuz 2012 tarihinde soklu pullukla gerçekleĢtirilmiĢ, 19 Temmuz 2012’de dipkazan, 23 Temmuz 2012’de Disk-Harrow çekilmiĢtir. 16 Kasım 2012’de soklu pullukla sürülmüĢ, 8 Nisan 2013’te kombikürüm çekilerek 22 Nisan 2013’te parsel ekim makinesi ile ekim gerçekleĢtirilmiĢtir. Ekim, her iki denemede de sıra arası 45 cm, sıra üzeri 7 cm olacak Ģekilde yapılmıĢ ve seyreltmeyle birlikte sıra üzeri 21 cm’ye çıkarılmıĢtır.

Denemede kullanılan Bison ve Pauletta çeĢidinin tohumları, firma tarafından hastalık ve haĢerelere karĢı etken maddesi Imidacloprid, Thiram ve Hymexazol olan ilaçlarla ilaçlanmıĢtır.

4.2.2.Bakım

Deneme parselleri 22.04.2013 tarihinde ekilmiĢ, 25.04.2013 tarihinde yağmurlama usulü çıkıĢ sulaması yapılmıĢtır. ÇıkıĢ, 29.04.2013 tarihinde baĢlamıĢ, 02.05.2013 tarihinde tamamlanarak sırayı dizmiĢtir.

Tüm parsellerde çıkıĢ tamamlandıktan sonra bitkiler 3-4 yaprak seviyesine ulaĢtığında (22.05.2013) körçapa ve tekleme bir arada yapılmıĢtır. 07.06.2013 tarihinde seyreltme ve bir çapa daha beraber yapılmıĢtır. 11.07.2013 tarihinde görülen kaba otlar el ile alınmıĢtır.

Hasat iĢlemi yapılana kadar 6 defa yağmurlama sulama yapılmıĢtır (Çizelge 4.1). Denemede 08.04.2013 tarihinde toprak altı zararlılara karĢı Cypermethrin bileĢimli ilaçlarla 30 ml/da doz ile ilaçlama yapılmıĢtır. 24.05.2013 tarihinde Agrotis görülmüĢ ve 30 ml/da doz ile mücadele yapılarak tahribata meydan verilmemiĢtir.

Deneme ön bitkisi buğdaydır. Deneme tarlasına 11 kg/da P2O5 (%42-44 TSP), 7 kg/da K2O (%48-52 potasyum sülfat) 15.11.2012 tarihinde toprak altına uygulanmıĢtır.

Azotlu gübre olarak toplam %33’lük amonyum nitrattan 17 kg/da N iki uygulama olarak (08.04-06.06.2013) yapılmıĢtır.

(28)

Çizelge 4.1. Denemenin yürütülmesi için yapılan tarımsal uygulamalar ve tarihleri YAPILAN ĠġLEMLER ĠġLEM TARĠHĠ

Anız Bozma 17.07.2012

Disk Harrow 23.07.2012

Dipkazan 19.07.2012

Taban Gübresi Uygulaması

(TSP %42-44 P. Sülfat %48-52) 15.11.2012 Sürüm 16.11.2012 1. Gübreleme (A.Nitrat %33) 08.04.2013 Kombikürümler 08.04.2013 Ekim 22.04.2013 ÇıkıĢ Sulaması 25.04.2013 ÇıkıĢ BaĢlaması 29.04.2013 Sıra Dizme 02.05.2013 Kör Çapa (1. Çapa) 22.05.2013 Tekleme 23.05.2013 2. Gübreleme 06.06.2013 2. Çapa 07.06.2013 Ot Alma 11.07.2013 1. Sulama 31.05.2013 2. Sulama 26.06.2013 3. Sulama 23.07.2013 4. Sulama 12.08.2013 5. Sulama 28.08.2013 6. Sulama 08.09.2013 Ġlk SökümTarihi 23.09.2013

(29)

ġekil 4.1. AraĢtırmada ekim iĢleminin yapılması

(30)

ġekil 4.3. AraĢtırma sahasının hasat edilmesi

(31)

4.2.3. AraĢtırmada incelenen özellikler

4.2.3.1.Kök verimi (kg/da)

Hasatta her parseldeki pancarların kökleri baĢ kısımlarından kesilerek ayrılmıĢ ve tartılmıĢtır. Elde edilen değerler dekara çevrilerek verimleri bulunmuĢtur (Acar 2000).

4.2.3.2. ArıtılmıĢ Ģeker verimi (kg/da)

Her parselin kök verimi, arıtılmıĢ Ģeker varlığı değeri ile çarpılarak söz konusu parsele ait arıtılmıĢ Ģeker verimleri tespit edilmiĢ, daha sonra oranlanmak suretiyle dekardaki arıtılmıĢ Ģeker verimi bulunmuĢtur (Uranbey, 1997).

Bunu aĢağıdaki gibi formüle etmek mümkündür;

ArıtılmıĢ ġeker Verimi (kg/da) = Kök verimi (kg/da) x ArıtılmıĢ Ģeker varlığı (%) / 100

4.2.3.3. ġeker oranı (digestion) (%)

26 g Ģeker pancarı lapasının 178.2 ml kurĢun asetat veya alüminyum sülfat ile karıĢtırmak suretiyle ekstrakte edilip süzüldükten sonra Ģeker miktarının polarimetrede okunması ile elde edilen değerdir (Anonim, 2012).

4.2.3.4.Ağırlık kaybı (%)

Hasat zamanı geldiğinde pancar kökleri hasat edildikten sonra tartılarak silolara yerleĢtirilmiĢ ve belirlenen tarihlerde tekrar tartımları yapılarak ağırlık kayıpları bulunmuĢ ve kayıp yüzdeleri hesap edilmiĢtir.

4.2.3.5. Sodyum (Na) ve potasyum (K) içeriği (meq/100g)

ICUMSA ve ICARDA 'nın belirlemiĢ olduğu yöntemle elde edilen Ģeker pancarı süzüntüsünden 0.13 ml alınarak Betalyser cihazında bulunan alevfotometre (flamefotometre) de okunmuĢ ve elde edilen sodyum ve potasyum miktarı "mmol veya meq" olarak belirlenmiĢtir.

(32)

4.2.3.6. Zararlı azot (alfa amino azot) içeriği (meq/100 g)

Alfa amino azot tayini; bakır nitrat ve sodyum asetat tampon çözeltisinin, alfa amino azot çözeltisi ile oluĢturduğu absorpsiyonunun, 600 nm dalga boyunda spektrofotometrede ölçülmesiyle Kubadinow-Wieninger metoduna göre yapılmıĢtır (Kavas ve Leblebici, 2004).

4.2.3.7. ArıtılmıĢ digestion oranı (%)

ArıtılmıĢ Ģeker varlığı aĢağıdaki formüle göre hesaplanmıĢtır. Reinefeld ve Winner formülü:

ArıtılmıĢ Ģeker varlığı = ġeker varlığı - [0.343(Na+K) + 0.094 N+0.29]

4.2.3.8. Kuru madde oranı (%)

Pancarda kuru madde oranı, pancar lapasının sıkılması ile elde edilen usarenin refraktometrede okunması ile % olarak bulunmuĢtur.

4.2.4. Ġstatistiki analiz ve değerlendirme

AraĢtırma sonucunda elde edilen değerler “Tesadüf Bloklarında BölünmüĢ Parseller Deneme Deseni”ne göre MSTAT-C istatistik programı kullanılarak varyans analizine tabi tutulmuĢtur. Varyans analizi sonucu ortaya çıkan farklılıkların belirlenmesi için Duncan Testi yapılmıĢtır.

(33)

5. ARAġTIRMA SONUÇLARI VE TARTIġMA

Ankara Etimesgut ekolojik Ģartlarında Ģeker pancarında farklı hasat zamanları ve çiftçi Ģartlarında silolama sürelerinin verim ve kalite üzerine etkileri incelenmiĢ ve elde edilen sonuçlar aĢağıda baĢlıklar halinde verilmiĢtir.

5.1.Kök Verimi

Farklı hasat tarihlerinde elde edilen kök verimlerine ait varyans analiz sonuçları Çizelge 5.1’ de; kök verimleri Çizelge 5.2’de verilmiĢtir.

Çizelge 5.1. Farklı hasat tarihlerinde elde edilen kök verimlerine ait varyans analiz tablosu. Varyasyon Kaynağı Serbestlik Derecesi Kareler Toplamı Kareler Ortalaması F Değeri

Tekerrür 3 154,686 51,562 0,2729 ÇeĢitler (A) 1 15,527 15,527 0,0822öd Hata 3 566,786 188,929 ---- Hasat Tarihi (B) 5 180,262 36,052 1,3285öd A x B Ġnteraksiyonu 5 171,337 34,267 1,2627öd Hata 30 814,126 27,138 ---- *:p<0.05, **:p<0.01 ve öd: önemli değil

Çizelge 5.1’in incelenmesinden anlaĢılacağı gibi araĢtırmanın yürütüldüğü yılda istatistiki olarak, kök verimleri arasındaki farklılık çeĢitler, hasat tarihi ve çeĢitler x hasat tarihi interaksiyonu açısından istatistiki olarak fark oluĢturmamıĢtır.

Çizelge 5.2. Farklı hasat tarihlerinde elde edilen kök verimlerine ait ortalama değerler (kg/da) Hasat Tarihleri

23 Eylül 26 Eylül 29 Eylül 2 Ekim 5 Ekim 8 Ekim Ortalama

Pauletta 8163 8080 8615 8390 8808 8465 8420

Bison 8613 7928 8088 8195 8255 8760 8306

Ortalama 8388 8004 8351 8293 8531 8613 8363

Çizelge 5.2’nin incelenmesinden de anlaĢıldığı gibi denemenin gerçekleĢtirildiği yılda en yüksek kök verimi Pauletta çeĢidinde 5 Ekim (8808 kg/da), Bison çeĢidinde 8 Ekim (8760 kg/da), 23 Eylül’de baĢlayan ve 3’er gün arayla 8 Ekim’e kadar süren 6 değiĢik tarihte yapılan hasatta her iki çeĢitte de en düĢük verim 26 Eylül’de alınmıĢtır.

(34)

Kök veriminin genel ortalaması Pauletta’da 8420 kg/da, Bison’da 8306 kg/da olmuĢtur. Pauletta’nın kök verimi Bison’a göre ortalama olarak % 1,37 daha fazla olmuĢtur.

ÇeĢitlerin tarihlere göre gerçekleĢen performans ortalamaları incelendiğinde ilk hasat tarihi olan 23 Eylül’den sonra 26 Eylül’de bir kısmi düĢme, sonraki hasatlarda düzenli olarak artıĢ gerçekleĢmiĢ ve Pauletta çeĢidinde 5 Ekim’de alınan en yüksek verimden sonra artıĢ durmuĢ ve 8 Ekim’de ise bir miktar düĢme olmuĢtur. Bison çeĢidinde 26 Eylül’de kök veriminde kısmi bir düĢme olmuĢ, daha sonra devamlı artıĢ görülmüĢtür. ġeker pancarında hasadı fizyolojik olgunluk dönemi sonunda sıcaklıkların düĢmeye baĢladığı, yaprak oluĢumu ve geliĢiminin durduğu ve pancarın ürettiği Ģekerin solunumla harcadığından az olduğu dönemde yapılması gerekmektedir (Er, 1984).

Akınerdem ve ark.(1996) yaptıkları 3 yıllık bir araĢtırmada 15 Eylül hasadında 3764 kg/da ve araĢtırmanın son hasadı olan 1 Kasım hasadında da 4142 kg/da verim elde ettiklerini bildirmiĢ ve bu süre zarfında 378 kg/da verim artıĢı olduğu gözlenmiĢtir. Topal ve ark. (2003) aynı ekolojide yaptıkları 2 yıllık bir araĢtırmada; 18-20 Eylül’de yapılan hasatta ortalama 3668 kg/da, 2-4 Ekim hasadında 4815 kg/da ve 1-3 Kasım hasadında 4758 kg/da kök verimi elde etmiĢlerdir.

Erzurum yöresinde yapılan üç yıllık bir araĢtırmada 26 Eylül ve 16 Ekim tarihlerinde yapılan hasatlarda sırası ile 4735 kg/da ve 5366 kg verimin elde edildiği bildirilmiĢtir (Çakmakçı ve Oral 2002).

Buradan da anlaĢılabileceği gibi Ģeker pancarında verimin hasat tarihi geciktirilmesine paralel olarak arttığı, Akınerdem ve ark. (1996), Topal ve ark. (2003) ve Çakmakçı ve Oral (2002)’ın tespit ettikleri verilerle benzerlik göstermektedir.

Bu araĢtırmada elde edilen bulgularla, diğer çalıĢmalar arasındaki benzerlikler; çevre ve yetiĢtirme teknikleri ile çeĢitlerin benzerliklerinden kaynaklanmıĢ olabilir.

Farklı bekleme sürelerinde elde edilen kök verimine ait varyans analiz sonuçları Çizelge 5.3’te; ortalama değerlerin Duncan test grupları ise Çizelge 5.4’te verilmiĢtir.

(35)

Çizelge 5.3. Farklı bekleme sürelerinde elde edilen kök verimine ait varyans analiz tablosu Varyasyon Kaynağı Serbestlik Derecesi Kareler Toplamı Kareler Ortalaması F Değeri

Tekerrür 3 58,518 19,506 0,1905 ÇeĢitler (A) 1 20,280 20,280 0,1981öd Hata 3 307,178 102,393 ---- Bekleme Süresi (B) 5 2512,322 502,464 19,5910** A x B Ġnteraksiyonu 5 57,887 11,577 0,4514öd Hata 30 769,433 25,648 ---- *:p<0.05, **:p<0.01 ve öd: önemli değil

Çizelge 5.3’ün incelenmesinden de anlaĢılacağı gibi araĢtırmanın yürütüldüğü yılda farklı bekleme sürelerinde belirlenen kök verimleri arasındaki farklılığın çeĢitler ve çeĢitler x bekleme süresi interaksiyonu bakımından önemli seviyede olmadığı, bekleme süresi bakımından incelendiğinde ise istatistiki açıdan %1 ihtimal seviyesine göre önemli olduğu görülmüĢtür.

Çizelge 5.4. Farklı bekleme sürelerinde elde edilen kök verimlerine ait ortalama değerler (kg/da) ve oluĢan Duncan testi grupları

Bekleme Süresi (Gün)

0 3 6 9 12 15 Ortalama

Pauletta 8163 7620 7093 6865 6523 6158 7070

Bison 8613 7485 7403 6903 6763 6035 7200

Ortalama 8388 a 7553 b 7248 bc 6884 cd 6643 d 6096 e 7135 Çizelge 5.4’e göre denemenin yapıldığı yılda her iki çeĢitte de en yüksek kök verimi silolanmadan hasat edilen kontrol parsellerinde elde edilmiĢtir. Pauletta’da 15. günde ilk hasada göre % 24,56 oranında azalarak 6158 kg/da seviyesine gerileyen arıtılmıĢ Ģeker verimi Bison çeĢidinde %29,93 azalarak 6035 kg/da seviyesine gerilemiĢtir.

5.2. ArıtılmıĢ ġeker Verimi

Farklı hasat tarihlerinde elde edilen arıtılmıĢ Ģeker verimine ait varyans analiz sonuçları Çizelge 5.5’te; arıtılmıĢ Ģeker verimleri Çizelge 5.6’da verilmiĢtir.

(36)

Çizelge 5.5. Farklı hasat tarihlerinde elde edilen arıtılmıĢ Ģeker verimine ait varyans analiz tablosu Varyasyon Kaynağı Serbestlik Derecesi

Kareler

Toplamı Ortalaması Kareler Değeri F

Tekerrür 3 2,964 0,988 0,1224 ÇeĢitler (A) 1 0,363 0,363 0,045öd Hata 3 24,210 8,070 ---- Hasat Tarihi (B) 5 5,279 1,056 1,8722öd A x B Ġnteraksiyonu 5 5,317 1,063 1,8858öd Hata 30 16,917 0,564 ---- *:p<0.05, **:p<0.01 ve öd: önemli değil

Çizelge 5.5’in incelenmesinden de anlaĢılacağı gibi araĢtırmanın yürütüldüğü yılda arıtılmıĢ Ģeker verimleri arasındaki farklılık çeĢitler, hasat tarihi ve çeĢitler x hasat tarihi interaksiyonu açısından önemlilik arz etmemiĢtir.

Çizelge 5.6. Farklı hasat tarihlerinde elde edilen arıtılmıĢ Ģeker verimlerine ait ortalama değerler (kg/da) Hasat Tarihleri

23 Eylül 26 Eylül 29 Eylül 2 Ekim 5 Ekim 8 Ekim Ortalama

Pauletta 1110 1136 1213 1160 1237 1186 1174

Bison 1164 1083 1124 1198 1133 1236 1156

Ortalama 1137 1110 1169 1179 1185 1211 1165

Denemenin gerçekleĢtirildiği yılda; farklı hasat tarihlerinde Ģeker pancarının tespit edilen arıtılmıĢ Ģeker verimi Çizelge 5.6’dan incelendiğinde hasat tarihi ilerledikçe Pauletta çeĢidinde arıtılmıĢ Ģeker veriminin 23 Eylülde 1110 kg/da iken 8 Ekimde 1186 kg/da olduğunu görürüz. Hasadın 15 gün geciktirilmesi ile arıtılmıĢ Ģeker varlığında 76 kg/da artıĢ sağlanmıĢtır. Bison çeĢidinde ise 23 Eylülde 1164 kg/da olan arıtılmıĢ Ģeker verimi 72 kg/da artıĢla 1236 kg/da seviyesine ulaĢmıĢtır.

Her iki çeĢitte de hasat tarihi 23 Eylül’e göre 8 Ekim tarihinde arıtılmıĢ Ģeker veriminde önemli artıĢ sağlanmıĢtır. Bulunan bu sonuç hem çiftçi hem de Ģeker fabrikası açısından 23 Eylülde yapılan hasadın uygun olmadığı, hasadın 15 gün geciktirilip 8 Ekim’e kadar uzatılabilmesinin her iki kesim için de daha kârlı olacağı anlaĢılmaktadır.

Nagy ve ark. (1983), Ģeker pancarında kök ve Ģeker veriminin hasat tarihi geciktikçe arttığını ve en uygun hasat zamanının Ekim ayının ikinci yarısı olduğunu bildirmiĢlerdir. Özgör (1992)’e göre ise Eylül-Ekim aylarında hasadın bir gün geç yapılmasıyla günlük 5-7,5 kg/da Ģeker verimi artıĢları yaĢanabilmektedir.

(37)

Sağlam (1996), kök verimini etkileyen faktörlerin Ģeker verimini de etkilediğini ve kök verimi ile Ģeker verimi arasında doğrusal iliĢki bulunduğunu bildirmiĢlerdir. Çakmakçı ve Oral (2001), Erzurum’da yürüttükleri çalıĢmada, hasadın gecikmesiyle birlikte Ģeker veriminin arttığını, 26 Eylül ve 16 Ekim sökümlerinden 855 ve 1022 kg/da Ģeker verimi elde ettiklerini bildirmiĢlerdir.

Bizim yaptığımız araĢtırma sonuçlarına göre arıtılmıĢ Ģeker veriminin hasadın geciktirilmesine paralel olarak arttığı ve buna göre Nagy ve ark. (1983), Özgör (1992), Sağlam (1996), ile Çakmakçı ve Oral (2001)’ın verileriyle benzerlik gösterdiği ortaya konmuĢtur.

Farklı bekleme sürelerinde elde edilen arıtılmıĢ Ģeker verimine ait varyans analiz sonuçları Çizelge 5.7’de; arıtılmıĢ Ģeker verimleri Çizelge 5.8’de verilmiĢtir.

Çizelge 5.7. Farklı bekleme sürelerinde elde edilen arıtılmıĢ Ģeker verimine ait varyans analiz tablosu Varyasyon Kaynağı Serbestlik Derecesi

Kareler

Toplamı Ortalaması Kareler Değeri F

Tekerrür 3 1,883 0,628 0,0951 ÇeĢit (A) 1 0,030 0,030 0,0046öd Hata 3 19,805 6,602 ---- Bekleme Süresi (B) 5 7,095 1,419 1,8374öd A x B Ġnteraksiyonu 5 3,575 0,715 0,9259öd Hata 30 23,169 0,772 ---- *:p<0.05, **:p<0.01 ve öd: önemli değil

Çizelge 5.7’de görüldüğü gibi araĢtırmanın yürütüldüğü yılda farklı bekleme sürelerinde elde edilen arıtılmıĢ Ģeker verimleri arasındaki farklılık çeĢitler, bekleme süresi ve çeĢitler x bekleme süresi interaksiyonu açısından önemlilik arz etmemiĢtir.

Çizelge 5.8. Farklı bekleme sürelerinde elde edilen arıtılmıĢ Ģeker verimlerine ait ortalama değerler (kg/da) Bekleme Süresi (Gün) 0 3 6 9 12 15 Ortalama Pauletta 1110 1127 1091 1123 1040 1053 1091 Bison 1164 1060 1160 1104 1090 997 1096 Ortalama 1137 1094 1126 1114 1065 1025 1094

Çizelge 5.8’e göre denemenin yapıldığı yılda Pauletta’da en yüksek arıtılmıĢ Ģeker verimi 1127 kg/da ile siloda beklenen 3. günde, Bison’da ise 1164 kg/da ile hiç beklemeyen ilk hasatta elde edilmiĢtir. Pauletta’da 15. günde ilk hasada göre % 5,14

Referanslar

Benzer Belgeler

Kain buna razı olmayınca Adem, bir kurban vasıtasıyla durumu Tanrı’ya havale etmiş, kimin takdimesi tanrı tarafından kabul edilirse Kain’in ikiz kız

The prepared materials were characterized by thermal analysis, Fourier transform infrared spectroscopy, X-ray powder diffraction analysis, scanning electron

Bu nedenle klinik uygulamalar sırasında öğrenciler ve öğretim elemanları özellikle de kendi meslektaşlarından kabul ve destek gördükleri oranda

Çalışmanın çıktıları arasında yer alan en önemli tespitler olarak yabancı uyruklu öğrenciler için Karaman İlinin en önemli avan- tajları, Karaman'ın trafik

Meydana gelen farklı değişimlerin önem düzeylerini yapılan Duncan testi sonucu belirlenmiştir (Çizelge 4.23.). Tüm oranlara bakıldığında en iyi sürgün rejenerasyon

In this study, a novel wideband patch antenna with the log- periodic array is presented for sub-6 GHz 5G mobile systems. Besides, the antenna has a near- omnidirectional

Buna göre; anne eğitim durumu ile ateş ölçme yöntemi, ateş ölçümünde tercih edilen bölge, vücut sıcaklığının normal değerini bildiğini ifade etme durumu,

Elde edilen temel bulgu, çalışanların sahip oldukları sosyal sermaye düzeylerinin sanal kaytarma davranışları üzerinde pozitif yönlü ve istatistiksel açıdan anlamlı