T.C
SELÇUK ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
MÜZİK ANABİLİM DALI
TÜRK SANAT MÜZİĞİ BİLİM DALI
HÂŞİM BEY’İN GÜFTE MECMÛ‘ASI
FATMA NUR DURAN
YÜKSEK LİSANS TEZİ
Danışman
Dr. Öğr. Üyesi M. NURİ PARMAKSIZ
II
T. C.
SELÇUK ÜNİVERSİTESİ
Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü
Bilimsel Etik Sayfası
Öğ
renci
ni
n
Adı Soyadı
Fatma Nur DURAN
Numarası
154251012001
Ana Bilim / Bilim Dalı
Müzik Anabilim Dalı/ Türk Sanat Müziği Bilim Dalı
Programı
Tezli Yüksek Lisans Doktora
Tezin Adı
Hâşim Bey’in Güfte Mecmû‘ası
Bu tezin proje safhasından sonuçlanmasına kadarki bütün süreçlerde bilimsel etiğe ve
akademik kurallara özenle riayet edildiğini, tez içindeki bütün bilgilerin etik davranış ve
akademik kurallar çerçevesinde elde edilerek sunulduğunu, ayrıca tez yazım kurallarına
uygun olarak hazırlanan bu çalışmada başkalarının eserlerinden yararlanılması durumunda
bilimsel kurallara uygun olarak atıf yapıldığını bildiririm.
III
T. C.
SELÇUK ÜNİVERSİTESİ
Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü
Yüksek Lisans Tezi Kabul Formu
Öğ
renci
ni
n
Adı Soyadı
Fatma Nur DURAN
Numarası
154251012001
Ana Bilim / Bilim Dalı
Müzik Anabilim Dalı/ Türk Sanat Müziği Bilim Dalı
Programı
Tezli Yüksek Lisans Doktora
Tez Danışmanı
Dr. Öğr. Üyesi M. Nuri PARMAKSIZ
Tezin Adı
Hâşim Bey’in Güfte Mecmû‘ası
Yukarıda adı geçen öğrenci tarafından hazırlanan
Hâşim Bey’in Güfte
Mecmû‘ası
başlıklı bu çalışma 25/06/2019 tarihinde yapılan savunma sınavı sonucunda
oybirliği/oyçokluğu ile başarılı bulunarak, jürimiz tarafından yüksek lisans tezi olarak kabul
edilmiştir.
IV
TEŞEKKÜR
Çalışmamda emeği olan, öncelikle danışman hocam Dr. Öğr. Üyesi M. Nuri
PARMAKSIZ’a, lisans dönemimden bu yana, geniş kütüphanesini hiçbir zaman sakınmadan
benimle paylaşan, her konuda teknik ve mânevî desteğini esirgemeyen çok kıymetli hocam
Öğr. Gör. Elif Bilge KURTULDU’ya, kıymetli vakitlerini ayırıp güftelerin okuma ve
düzeltilmesi konusunda benimle günlerce özveri ile çalışan, çok değerli Dr. Öğr. Üyesi
Mustafa ÇIPAN ve Doç. Dr. İbrahim KUNT hocalarıma, çalışmam süresince usûller
konusunda bilgisine başvurduğum değerli dostum Nurten YILMAZ’a sonsuz teşekkürlerimi
sunarım.
V
İÇİNDEKİLER
BİLİMSEL ETİK SAYFASI ... II
YÜKSEK LİSANS TEZİ KABUL FORMU ... III
TEŞEKKÜR ... IV
ÖZET ... VII
SUMMARY... VIII
KISALTMALAR ... IX
TABLOLAR LİSTESİ ... X
BİRİNCİ BÖLÜM
1. GİRİŞ... 1
1.1.Problem Durumu ... 2
1.2.Amaç ... 2
1.3.Önem ... 2
1.4.Kapsam ... 2
1.5.Varsayımlar ... 3
1.6.Sınırlılıklar ... 3
İKİNCİ BÖLÜM
2. KAVRAMSAL ÇERÇEVE ... 4
2.1.Güfte Mecmû‘alarının Önemi ... 4
2.2.Hâşim Bey’in Hayatı ... 7
2.3.Hâşim Bey’in Müzisyenlik Yönü ve Mûsikîye Hizmetleri ... 9
2.4.İlgili Yayınlar ve Araştırmalar ... 11
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
3. YÖNTEM ... 13
3.1. Araştırmanın Modeli ... 13
3.2.Evren ve Örneklem ... 16
3.3.Veri Toplama Aracı ... 16
3.4.Verilerin Analizi ... 16
3.5.Geçerlik Güvenirlik ... 17
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
4. BULGULAR VE YORUM ... 18
VI
4.1.1.Hâşim Bey’in Güfte Mecmû‘ası’nın Genel Tanıtımı ... 18
4.1.2. Mecmû‘anın Dış Tanıtımı ... 18
4.1.3 Mecmû‘anın İç Tanıtımı ... 18
4.2. Hâşim Bey’in Güfte Mecmû‘ası’nın İçeriği ... 19
4.2.1.Mukaddime-i Mecmû‘a (Mecmû‘anın Mukaddime’si) ... 19
4.2.2.Der Ta’rîf-iUsûlât (Usûllerin Târifi Hakkında) ... 20
4.2.3. Fihrist-i Makâmât (Makamlar Fihristi) ... 30
4.2.4. Hâşim Bey’in Güfte Mecmû‘asında Bulunan Eserler (Mecmû‘a-i Kârhâ ve Nakşhâ ve
Şarkıyyât) ... 31
4.2.5.Fihrist Tablosu ... 135
4.2.6.Alfabetik Fihrist Tablosu ... 161
4.2.7.Mecmû‘a’daki Farsça Güfteler ... 187
4.2.8.Mecmû‘adaki Arapça Güfteler ... 189
4.2.9.Sayfa Numarası Düzenine Göre Derkenarlar ... 189
4.3.Mecmû‘ada Bulunan Bestekârlar ... 191
4.3.1.Mecmû‘adaki Bestekârların Alfabetik Olarak İsimleri ve Ünvânları ... 191
4.3.2.Alfabetik ve Eser Sayısı Olarak Bestekârlar ... 195
4.3.3.Eser Sayısı Düzenine Göre Bestekârlar ... 198
4.4.Mecmû‘ada Bulunan Makam, Usûl ve Formlar ... 201
4.4.1.Alfabetik ve Eser Sayısına Göre Makamlar ... 201
4.4.2.Eser Sayısı Düzenine Göre Makamlar ... 203
4.4.3.Kullanılma Sayısı Düzenine Göre Usûller ... 206
4.4.4.Kullanılma Sayısı Düzenine Göre Formlar ... 206
SONUÇ VE ÖNERİLER ... 208
KAYNAKÇA ... 212
EKLER ... 215
VII
T. C.
SELÇUK ÜNİVERSİTESİ
Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü
Öğ
renci
ni
n
Adı Soyadı
Fatma Nur DURAN
Numarası
154251012001
Ana Bilim / Bilim Dalı
Müzik Anabilim Dalı/ Türk Sanat Müziği Bilim Dalı
Programı
Tezli Yüksek Lisans Doktora
Tez Danışmanı
Dr. Öğr. Üyesi M. Nuri PARMAKSIZ
Tezin Adı
Hâşim Bey’in Güfte Mecmû‘ası
ÖZET
Türk mûsikîsinin geleneksel eğitim-öğretim ve aktarım yöntemi, meşk yöntemidir.
Hafızanın zamanla zayıflaması ve bu durumun, eserlerin sonraki nesile aktarımını olumsuz
yönde etkilemesi sebebiyle, yazılı kaynaklara ihtiyaç duyulmuştur. Bestelenmiş eserlerin
güftelerini ve bazı mûsikî bilgilerini de içeren güfte mecmû‘aları, bu yazılı kaynakların
önemli yapı taşlarıdır.
Bu çalışmada; Bayerische Staats Bibliothek’te “A.or.6969x” numarası ile kayıtlı olan
Hâşim Bey’in Güfte Mecmû‘ası incelenmiştir. Öncelikle çalışılan eserin müellifinin hayatı,
güfte mecmû‘alarının önemi ve ilgili çalışmalar hakkında kısa bilgiler verilmiştir. Mecmû‘a
içerisindeki usûller bölümü tablolaştırılarak düzenlenmiştir. Arap alfabesi ile basılan ilk
matbu‘ güfte mecmû‘ası özelliğini taşıyan Hâşim Bey Mecmû‘ası’ndaki güftelerin ilk
mısra‘ları okunmuş, latinize edilmiş, mecmû‘ada bestekârı bilinmeyen veya rumuz ile
yazılmış güftelerin kime ait olduğu tespit edilmiştir. Güfteler ile ilgili düzeltmeler de
yapılarak bu kısım tamamlanmıştır. Ardından güftelerin hüviyetini içeren fihrist
oluşturulmuştur.
Yapılan fihristte numaralandırma sistemi kullanılmıştır. Ayrıca, fihrist
tabloda güftelerin bestekârı, makamı, formu, usûlü de yazılmıştır. TRT repertuvarındaki arşiv
numarası da eklenerek fihrist tablo tamamlanmıştır. Mecmû‘anın muhtevâsına rahat erişim
için tablolar ayrıntılı hale getirilmiştir. Hangi makamda, usûlde ve formda kaç eser yer aldığı
ayrı ayrı tablolarda belirtilmiştir. Aynı zamanda bestekârların eser sayısı ve bilinen ünvânları
da yine tablo olarak sunulmuştur.
Bu çalışmanın sonucunda; Hâşim Bey’in Güfte Mecmû‘ası’nın 493 sayfadan oluştuğu
ve 474. sayfada mecmû‘anın bitirildiği, içerisinde 1067 güfte barındırdığı, bu güftelerin 986
tanesinin Osmanlı Türkçesi - 78 tanesinin Farsça ve 3 tanesinin de Arapça olduğu, Fihrist
bölümünde 92 makam isminin bulunduğu, 10 adet formun yer aldığı, 30 adet usûlün
düzümleri ile birlikte gösterildiği ve 122 bestekârın adının geçtiği sonucuna ulaşılmıştır.
VIII
T. C.
SELÇUK ÜNİVERSİTESİ
Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü
Öğ
renci
ni
n
Adı Soyadı
Fatma Nur DURAN
Numarası
154251012001
Ana Bilim / Bilim Dalı
Müzik Anabilim Dalı/ Türk Sanat Müziği Bilim Dalı
Programı
Tezli Yüksek Lisans Doktora
Tez Danışmanı
Dr. Öğr. Üyesi M. Nuri PARMAKSIZ
Tezin İngilizce Adı
Haşim Bey’s Journal of Lyrics
SUMMARY
The traditional method of transferring education and teaching of Turkish music is the
method of mesk. Since memory fades gradually causing a difficulty in passing down musical
work, written sources are required. The journal of lyrics including the lyrics of the composed
works and some musical information are important building blocks of these written sources.
In this study, Haşim Bey's Journal of Lyrics which was registered in the name of
“A.or.6969x” in Bayerische Staats Bibliotech has been examined. Firstly, short information
about the life of the author, importance of the lyrics of journals and related studies has been
given. The tempos section in journal is arranged by tabulating. The first verses of Hâşim
Bey’s journal which has the characteristics of being the first printed journal of lyrics in
Arabic alphabet were read, were latinized, and lyrics having unknown composers or written
by a nickname was detected and to whom it belongs was found out in journal. This section
was also completed by making corrections about the lyrics. Then an index was formed which
includes the identity of lyrics. Numbering system was used in the index mentioned. In
addition, the composer, mode, form and tempo of the lyrics are also written in the index table.
The archive number in TRT repertoire has also been added and the index table has been
completed. tables are detailed for better access to the contents of the lyrics. The number of
works in which mode, tempo and form are mentioned in separate tables. At the same time, the
number of works and known titles of the composers are also presented as tablo.
As a result of this study; It was found out that Haşim Bey's Journal of Lyrics' consists
of 493 pages and at the page 474 journal was completed, contained 1067 lyrics, 986 of these
words in Ottoman Turkish - 78 in Persian and 3 in Arabic, 92 mode name was found in index
section, there were 10 forms, 30 procedurals were shown along with their strokes and 122
composers were mentioned.
IX
KISALTMALAR
TDK: Türk Dil Kurumu
TRT : Türkiye Radyo Televizyon Kurumu
Mec : Mecmû‘a
Rep: Repertuvar
M : Mecmû‘a
No : Numara
M.S. No: Mecmû‘a Sıra Numarası
Rep No: TRT Repertuvar Numarası
S. No : Sayfa Numarası
X
TABLOLAR LİSTESİ
Tablo 1: Mecmû‘adaki güftelerin yazım sırasına göre oluşturulmuş fihrist tablosu
Tablo 2: Mecmû‘adaki güftelerin alfabetik fihrist tablosu
Tablo 3: Mecmû‘adaki Farsça güftelerin yazıldığı tablo
Tablo 4: Mecmû‘adaki Arapça güftelerin yazıldığı tablo
Tablo 5: Mecmû‘adaki derkenarların tablosu
Tablo 6: Mecmû‘adaki bestekârların güftelerin başında bulunan isimleri ve bu bestekârların
ünvânlarının yer aldığı tablo
Tablo 7: Mecmû‘adaki bestekârların alfabetik olarak eser sayılarının yazıldığı tablo
Tablo 8: Mecmû‘adaki bestekârların eser sayısına göre yapılmış olan tablo
Tablo 9: Mecmû‘adaki makamların alfabetik olarak sırası ve hangi makamda kaç güftenin yer
aldığını gösteren tablo
Tablo 10: Eser sayısı düzenine göre makamlar tablosu
Tablo 11: Kullanılma sayısı düzenine göre usûller tablosu
Tablo 12: Kullanılma sayısı düzenine göre formlar tablosu
1
BİRİNCİ BÖLÜM
1. GİRİŞ
Türk mûsikîsinde ilk nazarî kaynaklar, “edvâr” adı verilen, teorik bilgileri içeren
eserlerdir.
Bu eserler, makamlar, usûller, ses sistemleri gibi çeşitli müzik bilgilerinin yer
aldığı temel kaynaklardır. Zamanla, nazarî bilginin yanı sıra, “güfte mecmû‘ası” olarak
adlandırılan, bestelenmiş güftelerin, makam, form, usûl ve bestekâr gibi bilgilerin yer aldığı
eserler yazılmıştır. Mûsikînin temelini oluşturan nazariyat bilgileri edvarlarda, güfteler ise
mecmû‘alarda bir araya getirilerek dönemine ve kendinden sonra gelecek dönemlere ışık
tutmuştur.
Türk mûsikîsinin, yüzyıllar boyunca dönemine göre farklılık göstererek birçok
aşamadan geçtiği malumdur. Bu aşamalar, yaşanan asrın yönetimi, yaşam koşulları, imkânları
ve bestekârların toplum ve saray tarafından desteklenmesi ile değişim göstermiştir. Dönemine
göre, sarayın bestekârları ve mevlevîhâneleri desteklemesi, hem bestekâr yetişmesine hem de
bestelenen eserlerin aktarılmasında önemli rol oynamıştır.
Saray tarafından desteklenen ve meşk sistemi geleneğinin son yüzyıllardaki
temsilcilerinden biri olan Hâşim Bey, meşk ile öğretim yöntemine destek olması amacı ile bir
güfte mecmû‘ası yazmıştır. Bu mecmû‘a; içerisinde birçok bestekârın eserini
barındırmaktadır. Hâşim Bey, kendi eserlerinin yanı sıra, çok sayıda bestekârın ve kendi
öğrencilerinin eserlerine de yer vermiştir.
Güfte mecmû‘aları, özellikle Türk mûsikî sanatının ve kültürünün bize, dönemine göre
neler içerdiği konusunda önemli ipuçları verir. Yazıldığı dönemdeki dil ve beste üslûbu,
makamların seyir yapısı, kendinden önceki ve kendi dönemindeki bestekârların kimler olduğu
gibi önemli bilgiler içerir. Aynı zamanda yazılan mecmû‘a el yazması ise; o dönemde
kullanılan kâğıt ve yazı tarzını da yansıtır. Araştırmacılar, eğer musannıfı bilinmeyen bir el
yazması üzerinde çalışacak ise, bu ipuçları sayesinde önemli çıkarımlarda bulunabilirler.
Güfte mecmû‘alarının ve el yazmalarının tarih ve kültürümüze kattığı önem göz
önünde bulundurulduğunda, bu gibi eserlerin günümüz Türkçesine çevrilmesi gerektiği
düşünülmüştür. Hâşim Bey’in Güfte Mecmû‘sı da birçok Türkçe ve Farsça, birkaç tane de
Arapça güfteyi içerisinde barındırması ve daha önce çalışılmamış olması sebebiyle, günümüz
Türkçesine çevrilmesine (latinize edilmesine) ve fihrist oluşturulmasına karar verilmiştir.
Güfteler latinize edilmiş ve fihrist oluşturularak çalışma tamamlanmıştır.
2
1.1.Problem Durumu
• Yukarıdaki bilgiler ışığında araştırmanın problem cümlesi şu şekilde
oluşturulmuştur: Hâşim Bey’in Güfte Mecmû‘ası’nın muhteviyyâtı
nedir?
1.2.Amaç
Bu çalışmanın alt problemi kapsamında;
•
Hâşim Bey’in Güfte Mecmû‘ası’nın hangi dillerde yazıldığı,
•
Eski yazı ile yazılan bu eserin muhtevâsında neler yer aldığı,
•
İçerisindeki güftelerin bestekâr, makam, form ve usûllerinin ne
olduğu,
•
Güfteler haricinde başka mûsikî bilgilerini içerip içermediği,
•
Hâşim Bey’in Güfte Mecmû‘asının tamamının eski yazıdan
latinize edilerek içerisindeki bilgilerin açığa çıkarılması,
bu çalışmanın ana amaçlarını oluşturmaktadır.
1.3.Önem
Bu araştırma;
• Hâşim Bey’in Güfte Mecmû‘ası’nın, Türk musikîsi tarihinde Arap
alfabesi ile basılan ilk güfte mecmû‘ası olması,
• Yazılan son edvar ve güfte mecmû‘alarının içerisinde yer almış
olması ve içerisinde birçok makam, usûl, form ve bestekâra yer
verilmesi,
• Bu alanda yapılacak çalışmalara kaynaklık teşkil etmesi bakımından
önem taşımaktadır.
1.4.Kapsam
Bu çalışma, Hâşim Bey’in Güfte Mecmû‘ası’nın, Bayerische Staats
Bibliothek’te “A.or.6969x” numarası ile kayıtlı olan nüshasını kapsamaktadır.
3
1.5.Varsayımlar
• Araştırma için belirlenen modelin amacına, konusuna ve problemlerin
çözümüne uygun olduğu,
• Araştırma için verilerin toplanmasında kullanılan araçların ve
kaynakların amacına uygun olduğu,
• Araştırmada kullanılan yöntemlerin araştırma için uygun olduğu
varsayımlarından hareket edilmiştir.
1.6.Sınırlılıklar
Bu çalışma;
• Haşim Bey’in Güfte Mecmû‘ası’nın, Bayerische Staats Bibliothek’te
“A.or.6969x” numarada kayıtlı olan nüshası ile,
• Mecmû‘anın sunduğu güfte ve müzik bilgileri ile,
• Araştırmaya yönelik yazılı kaynaklar ile,
4
İKİNCİ BÖLÜM
2. KAVRAMSAL ÇERÇEVE
2.1.Güfte Mecmû‘alarının Önemi
“Farsça “goften” (güften) mastarından “söylenmiş” manasında bir
kelime olan güfte, Türk mûsikîsinde sözlü bir eserin bestelenmiş manzûm sözleri,
bestelenmiş şiirin aldığı addır.” (Öztuna, 2000:137)
“Gofte [goft+e]: söz, söylenmiş, söylemiş” (Kanar, 2013:1282) “Güfte:
söyleniş, söylenmiş, bir söz eserinin bestelenmiş bulunan manzûm sözleri.”
(Devellioğlu, 1997:296)
“Mecmû‘a: şiir antolojileri gibi olanlara “güfte mecmû‘ası”, halk
edebiyatı mahsûllerini toplayanlara “cönk” denir. (Öztuna, 2000:245)
Güfte mecmû‘aları, bestelenmiş şiirlerin bir araya getirildiği, bestekâr, makam ve usûl
adlarının belirtildiği, bazı nazarî bilgileri de içeren bir nev‘i şiir antolojileridir. (Sümbüllü,
2011:333-357)
Genellikle söze dayalı olan geleneksel Türk müziğinde, güftenin doğru hatırlanması
her zaman önem arz etmiştir. Bu sebeple birçok güfte mecmû‘ası yazılmıştır. (Başara vd.,
2010,1:137-172)
“Tesbit edilebildiği kadarı ile Orta Asya’ya uzanan geleneğimizde bazı
eserlerin makamla okuduğu bilinmektedir. XIV. asrın sûfî şâirlerinden İslâm’ın
Muînül Mürid’i (yazım tarihi 1313), Harizmî’nin Muhabbetnâme’si (yazım tarihi
1353) gibi bazı eserlerin makamla okunduğu üzerin edeliller mevcuttur. Bu
gelenek Osmanlılarda Süleyman Çelebi’nin Mevlidi Vesiletü’n-necât’ı,
Yazıcızâde’nin Muhammediye’si, Nâyî Osman Dede’nin Mirâciyye’si için devam
etmiştir. Ancak böyle müstakil eserlerin dışında bestelenen güftelerin bir arada
toplanması bir ihtiyaçla ortaya çıkmış, zamanla güfte mecmû‘ası yazmak âdet
olmuştur.” (Uslu, 2001:158-159)
Behar; XIX. yy. öncesi el yazması güfte mecmû‘alarının yaygın bir kullanım için değil,
bizzat onu kaleme alanın, ya da öğrencilerinin yararlanması için yazıldığını, kişisel icrâcının,
5
ya da meşk sırasında talebenin ve hocanın hafızasına destek görevini yerine getirmek sûretiyle
kullanıldığını belirtir. Güfte mecmû‘alarının meşk edilmiş sözlü eserlerin geçici bir listesi
olarak görüldüğünü ve bu sebeple güfte mecmû‘aları yazılmaya başlandığı ilk zamanlardan
XX. yy’a kadar her dönem bir fihrist görevi gördüğünü ekler. ( Behar, 1998:39)
Tarihi belge niteliği taşıması, nazarî bilgiler içermesi, klâsik edebiyatın çalışma
alanlarına girmesiyle güfte mecmû‘aları disiplinler arası çalışma hüviyeti kazanmaktadır.
Mecmû‘a, kelime anlamı açısından değişik hacimlerde farklı tür metinlerden seçilmiş, bir
araya getirilmiş eserlerdir. Güfte mecmuaları hangi dönemde hangi şarkılara rağbet olduğunu,
hangi makamların daha çok tercih edildiğini, dönemin bestekârlarının ve şairlerinin kimler
olduğunu bizlere bildirmektedir. (Soysal ve Arslan, 2014:68-88) Güfte mecmû‘aları, eserlerin
güfte, usûl, makam vb. hakkında doğru tespit etme imkânını sağlamaktadır. ( Başara vd.
2010,1:137-172)
Mûsikî icrâcıları, ezber ettikleri eserlerin hüviyetini hatırlamakta bu mecmû‘alardan
faydalanmışlardır. İncelenen güfte mecmû‘aları, Türk Mûsikîsi’nin yüzyıllar içerisindeki
değişikliklerini göstermektedir. (Parmaksız, 2016:1431-1477)
Mecmû‘aların başında bazen tamlamalı bir özel isim veya rumuz yazılabildiği gibi,
yazıldıkları yüzyıl ile de kaydedildiği olmuştur. Örn: “XIX. yy’da yazılmış bir güfte
mecmû‘ası” gibi.XIX. yy’da yazılan güfte mecmû‘alarının ismi ile ilgili Uslu, XIX. yy’da
güfte mecmû‘alarının bir kısmının; “Mecmû‘a-i Ârifî, Hâşim Bey Mecmû‘ası” gibi,
yazarlarının adıyla anıldığını söyler. (Uslu, 2001:160)
Sözlü bestelerde şiir en önemli yapıdır. Bestelerde kullanılan şiirler genellikle dîvân
şiirlerinden seçilmiştir. Dilçin; dîvân şiirinin, oluştuğu ve geliştiği çağların sanat anlayışını
yansıtan özellikleri bulunduğunu, sadece aruz ölçüsü, uyak kuralları, nazım biçimleri ve
türleri açısından bile üzerinde durulması gereken geniş bir alan olduğunu belirtir. (Dilçin:
2009: Önsöz)
Güftenin bir beste için temel olduğunu kabul edersek, ana kaynaklar rehberliğinde bir
tespit yapılıp, daha sonra icrâ kısmına geçilmesi gerektiği aşikârdır. El yazması ve matbû‘
mecmû‘aların en doğru kaynak olduğunu göz önünde bulundurduğumuzda ve güftenin beste
açısından önemi ele alındığında, güfte mecmû‘aları, araştırmacıların ve Türk mûsikîsi
icrâcılarının temel başvuru kaynaklarındandır. Bu mecmû‘aların sayısı hakkında net bir rakam
vermek zordur. Çıpan; Koyunoğlu Müzesi-Kütüphanesi ve Konya’da el yazması eserler
6
bulunduran diğer dört kütüphanede yaptığı incelemeler sonucunda, 51 güfte mecmû‘ası
yanında diğer şehirler, yurt dışındaki kütüphaneler ve özel koleksiyonlarda bulunan
mecmû‘alar da eklendiğinde, sayının 600 civarına ulaşacağını ve içinde güftelerin de yer
aldığı diğer şiir ve münşeat mecmû‘alarıyla birlikte müracaat edilecek kaynakların 1000’i
aşacağını söyler. (Çıpan, 2000:27)
Uslu; güfte mecmû‘alarını düzenleri açısından üç kategoride incelemek gerektiğini,
yaptığı incelemeler akabinde, içinde güfte barındıran mecmû‘aların üç grup olduğunu söyler
ve bunları: 1- Tam mecmû‘alar, 2- Seçme şarkıların bulunduğu mecmû‘alar, 3- Çeşitli şiir ve
notlar arasında yazılmış bestelerin bulunduğu mecmû‘alar, olarak belirtir. Tam mecmû‘aların
tamamen güfte kaydetmek amacı ile yazıldığı için baş kısımlarında muhakkak bir makamlar
fihristi bulunduğunu söyler. Bunun yanında, fihristte bulunan bir makamın mecmû‘a içinde
bir bestesinin kaydedilmemiş olmasını da o makamdan herhangi bir besteyi bilmeme gibi
çaşitli sebepler olduğunu söyler. (Uslu: 2001:161) Bu gruplandırmaya göre; incelenmiş olan
Hâşim Bey’in Güfte Mecmû‘asının tam mecmû‘a olduğu söylenebilir. Çünkü tam
mecmû‘alarda her güftenin baş kısmında bestekâr, form ve usûl adı verilmektedir.
Türk müziği repertuvarının sözlü eserlerini oluşturan güftelerin yazılı olduğu eserler
olarak adlandırılan güfte mecmû‘alarının özenli ve disiplinli bir biçimde araştırılma ve
incelenmeyetâbi olması ise büyük değer taşımaktadır. ( Kılıç, 2017:26-27)
Doğrusöz de; güfte mecmû‘alarının Türk mûsikîsindeki yerinden bahsederek önemli
güfte mecmû‘alarından bazılarını şöyle sıralamıştır:
Hâfız Post Mecmû’ası, Topkapı Sarayı Revan Köşkü Kitaplığı,nr.1724
Güfte Defteri, Mancester, John Railand Kütüphanesi, nr.22
İlâhi Mecmû’ası, Ali Emîri Yazmaları, nr.637
Hâşim Bey Mecmû’ası, İstanbul, 1852 – 1864
Mecmû’a-i Ârifi, İstanbul, 1873
İlâhi Mecmû’ası, Topkapı Sarayı, Bağdat Köşkü Kitaplığı,nr.402
Mecmû’a, Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi, nr. 850
Hasan Tahsin, Gülzar-ı Musıkî, Süleymaniye Kütüphanesi, Ş. M Targan Kolleksiyonu,nr 999
İlâhi, Na’t ve Gazel Mecmû’ası, Topkapı Sarayı, Bağdat Köşkü Kitaplığı, nr. 402
Beste ve Semâi Mecmû’ası, Topkapı Sarayı, Revan Köşkü Kitaplığı, 1723 – 1725
7
Beste mecmû’ası, Topkapı Sarayı, Revan Köşkü Kitaplığı, 1722
Kemanizade Şamlı İskender, Nuhbe-i Elhân, Süleymaniye Kütüphanesi, Ş. M Targan
Kolleksiyonu, nr 992
Şarkı defteri, Topkapı Sarayı, Sultan Mehmet Reşad ve Tiryal Hanım Kitaplığı, nr. 534 – 544
Ali Gâlib, Gıda-yı Rûh, İstanbul, 1316h
Kemençeci Aleko, Nevzat – Musıkî – Mükemmel Şarkı ve Kanto Mecmû’ası, Süleymaniye
Kütüphanesi, Ş. M Targan Kolleksiyonu,nr 692
Müstakizade Süleyman Sadeddin Efendi, Mecmû’a, Süleymaniye Kütüphanesi, nr. 3397
Mecmû’a, Süleymaniye Kütüphanesi, Bağdatlı Vehbi, nr. 1002
Mecmû’a, Nuruosmaniye Kütüphanesi, nr3652
Mecmû’a, Oxford Bodleian Kütüphanesi, Ouseley, nr. 127 - 128 ( Doğrusöz, 1993:1-2-3)
2.2.Hâşim Bey’in Hayatı
XIX. yüzyılda Türk mûsikîsine hizmet etmiş önemli isimlerden biri de Hâşim Bey’dir.
Yaptığı bestelerin yanı sıra, Türk mûsikîsine yazılı kaynak bırakan bir araştırmacıdır.
Hâşim Bey’in doğum tarihi, kaynaklarda 1814-1815 ve 1817 olarak yer alır. Salgar’a
göre Hâşim Bey 1815 yılında Fatih-Sarıgüzel’de doğmuştur. (Salgar, 2005:213) İnal ise;
1814’de doğduğunu belirtir. (İnal, 1958:185) Özalp de Hâşim Bey’in doğum tarihini 1814
olarak yazmıştır. (Özalp, 1986:231) Gürler; Hacı Hâşim Bey’in hayatından kısa bir özetle
bahsettiği eserinde doğum tarihini 1817 olarak yazmıştır. (Gürler, 2015:49)
Hâşim Bey’in babası, Seyyid Mehmed Sadık Ağa’dır. (Özalp, 1986:231) Küçük
yaşlarda (II. Mahmud döneminde) mûsikî yeteneği fark edilen Hâşim Bey, sekiz yaşına
geldiğinde Enderun’a alınmıştır. (Salgar, 2005:213) Hâşim Bey’in Enderun’a alınma yaşını
Özalp; on bir olarak yazmıştır. (Özalp, 1986:231) Kaynaklarda ilk mûsikî hocasının
Dellalzâde İsmail Efendi olduğuna ve Dede Efendi’den de dersler aldığına rastlamaktayız.
Mûsikîye olan istîdâdını kanıtlayan Hâşim Bey, birkaç yıl sonra çavuş mülâzımlığından
çavuşluk rütbesine yükseltilmiştir.
Çavuşluktan başçavuşluğa yükselmesinin ardından, Hâne-i Hassa’ya alınmış ve
dönemin padişahı Abdülaziz’e müezzinbaşı ve musahib olmuştur. (Özalp, 1986:231)
8
1834 yılında Münire Hanım ile evlenerek Sovancıbaşı Emin Ağa’ya damat olmuştur.
(İnal, 1958:185) 1834’de evlendiği Münîre Hanım’dan 1859’da ayrılmıştır. Aynı yıl
içerisinde Hûrican Hanım ile evlenmiş ve 1862’de Hurican Hanım vefat etmiştir. İkinci eşinin
ölümü üzerine Zehra Hanım ile evlenen Hâşim Bey’in, yaptığı bu evliliklerin ilkinden iki
erkek bir kız, ikincisinden bir kız ve üçüncüsünden de bir oğlu olmuştur. (Salgar, 2005:213)
Hacca gittiği yıl için kaynaklarda 1848-1867-1868 yılları tarih düşülmüştür. Haccının
ertesi yılı Sultan Mecid’e musâhib olduğunda 34 yaşında ve “ser-hânende” sıfatı ile saray fasıl
hey’etinin idaresi ile görevli olan Hâşim Bey, 1861’de Sultan Aziz tahta çıktınca, 12 yıldır
devam eden musâhiplik görevinden ayrılmış ve sarayın yüksek görevlerinden olan
müezzinbaşılığa getirilmiştir. (Öztuna, 1990:335)
Hâşim Bey, önce Beşiktaş Mevlevîhânesi’nin şeyhi Nazif Dede’ye intisâb etmiş ve
mevlevî olmuştur. Ardından da Bahâriye Bektâşî Tekkesi şeyhi Hâfız Baba’ya intisâb ederek
bektâşî olmuştur. (Özalp, 1986:232)
Müsriflik derecesinde cömertliği ile de bilinen Hâşim Bey’in, bu sebepten fazlaca
maddi sıkıntı çekmiş olduğu elimize ulaşan bilgileri arasında yer alır. Öyle ki; öğrencilerinden
olan Ekmekçi Bağdasar’a, biriken ekmek borcuna karşılık olması için ders verdiği söylenir.
Ayrıca bahçe işlerine ve çiçeklere olan merakı ile de dikkat çekmiştir.
Hâşim Bey’in vefâtı ile ilgili Öztuna; Üsküdar Tunusbağı’ndaki evinde öldüğünü ve
bu evin Menzilhâne mahallesindeki çeşmenin karşısında bulunduğunu, mezarı için ise;
Karacaahmed ile Selimiye arasında önünde tulumba bulunan mahallin biraz ilerisinde
olduğunu söyler. (Öztuna, 1990:335)
Salgar ise, mezar taşının üzerindeki detayı da ekleyerek birebir şu şekilde anlatmıştır:
“Hâşim Bey, genç sayılacak bir yaşta, 1868 yılında, henüz 53 yaşında iken
ölmüştür. Cenazesi Üsküdar’dan alınarak Karacaahmed Mezarlığı’na getirilmiş,
fakat yol yapım esnasında mezar yok olmuştur. Mezar taşında kırmızı fes ve
yaldızlı püskül, fesin altında bektâşî tacı ve tacın altında da şu yazıyor imiş:
“Tarîkat-i âliyye-i nâzenîn fukarâsından hâce-i mûsikî ser-sâzendegânı hassâdan
Hâşim Bey rûhi için lillâhi Teâlâ fâtihâ sene 1285.” (Salgar, 2005:214)
9
2.3.Hâşim Bey’in Müzisyenlik Yönü ve Mûsikîye Hizmetleri
Hâşim Bey’in Delallzâde’den başka, Enderun’da hoca olan Dede Efendi’den de ders
aldığı bilinmektedir. Dellalzâde’den ders aldığı zamanlarda bir gün Hâşim Bey’i
Dellalzâde’den ayırıp Şâkir Ağa’nın yanına vermişler ve bu durum Dellalzâde’yi incitmiş,
“Bundan sonra sarayda durmak benim için değil” diyerek Enderun’dan uzaklaşmıştır. (Özalp,
1986:232)
Hâşim Bey, icrâ ve tavır olarak hocası Dellalzâde’yi örnek almıştır. Mûsikî
repertuvarını da yine Dellalzâde ile genişlettiği bilinir. Dönemin en iyi hafızalarından sayılan
Hâşim Bey’in ezber olduğu eserlerin sayısını kaynaklar, “binler” ile tasvir etmiştir. Hâşim
Bey de bu durumu değerlendirmiş ve sahip olduğu güfte arşivini bir mecmû‘ada toplamıştır.
Mûsikînin bilimsel ve araştırma yönüyle de uğraşarak “Hâşim Bey Mecmû‘ası” olarak
bilinen bir eser yazmıştır. Bu mecmû‘anın içinde, neveser makamının Dede Efendi tarafından
terkîb edildiği de yazmaktadır. (Özalp, 1986:232)
“Eserin Mecmûa-i Kârhâ ve Nakşhâ ve Şarkiyyât adıyla yapılan ilk neşri
(İstanbul 1269)’dur. Kısa bir mukaddimenin ardından eserler, klasik güfte
mecmû‘alarındaki tertip gözetilerek her makama ait “fasıl” adlı müstakil
bölümler halinde kaydedilmiş ve her bölümde büyük formdan küçüğüne doğru bir
sıralama yapılmıştır.” (Özcan: 1997: 408)
Hâşim Bey’in yazdığı güfte mecmû‘asının “Hâşim Bey Mecmû‘ası adıyla bilinen
ikinci baskısı (İstanbul, 1280) ilk baskısına göre içerik açısından daha zengindir. (Yalçın,
2016:18)
Hâşim Bey Güfte Mecmû‘asının, basıldığı dönemde ilgi gördüğü, tarihi notlar
içermese de hafızaya destek olmak amacı ile önemli bir kaynak olduğu aşikardır. Bu güfte
mecmû‘asınınmusannıfı olan Hâşim Bey’in hafızasındaki güftelerin de yaşadığı yüzyıla göre
ne denli çok olduğu dikkat çeker.
Hâşim Bey, geleneksel üslûbun önemli temsilcilerinden ve öğreticilerinden biri
olmuştur. Hâfızasındaki eser sayısı ile de hayli ün kazanmıştır. Çok iyi olarak adlandırıldığı
hânendeliğininyanı sıra, XIX. yy mûsikîsinin önemli yapı taşlarından sayılan talebeler
yetiştirmiştir. Yetiştirdiği talebelerin başında Hacı Ârif Bey, Bolâhenk Nûri Bey, Hacı Fâik
10
Bey, Neyzen Sâlim Bey ve Ekmekçi Bağdasar olmak üzere birçok kıymetli müzisyeni
mûsikîmize kazandırmıştır. (Salgar, 2005:213)
Yaşadığı dönem, batı müziğinin etkisinden fazlaca nasibini almış ve klasik âsarın son
dönem bestekârlarının yetiştiği bir nev‘i geçiş dönemidir. Şarkı formundaki eserlerin rağbet
gördüğü bu dönemde, Hâşim Bey’in de batı tarzı eserler bestelediği olmuştur.
Tarzınevîn makamını terkîb eden Hâşim Bey, bu makamdan eserler de bestelemiştir.
Aynı makamı, mecmû‘anın ikinci basımında yer alan edvâr bölümünde şu şekilde anlatmıştır:
“ibtidâ acem, gerdaniye, şehnaz, tiz segâh basarak dönüb acem, hüseynî
hicaz ile çargâha kadar inüb ba‘dehu çargâh’dan kürdî perdesiyle rast’da karar
ider. Bu makam min gayri liyâkat ihtira‘-ı âcizânem olmakla alafrangada
kullanılmadığı cihetle sol kalır” (Hâşim Bey: 26)
Çalışılan güfte mecmû‘asında tarzınevîn makamında on eser yer almaktadır. Bu
eserler; iki beste, bir semâî, bir nakış semâî ve dört adet şarkı olmak üzere sekiz tanesi Hâşim
Bey’e aittir. Diğer iki eser ise şarkı formunda olup, Abdi Efendi ve Osman Bey’e aittir.
Farklı formlardan eserler bestelediği gibi, iki adet mevlevî âyini bestelediği de
bilinmektedir. Şehnâz ve sûznâk makamından olan bu iki âyinin, sadece sûznak makamında
olanı günümüze kadar ulaşmıştır. Sûznâk mevlevî âyini Beşiktaş Mevlevîhânesi’nde bir kez
meydan gördükten sonra yasaklanmıştır. Bu yasağın sebebi ise, mevlevî âyinlerinde Hz.
Mevlânâ’nın güftelerini kullanmanın bir gelenek olduğunu bilmesine rağmen, bunu
uygulamaması ve onun yerine şeyhi Nazif Dede’nin güftelerini kullanmasıdır. Bu durum
üzerine Hâşim Bey, sûznâk makamındaki âyinin sözlerini Mevlânâ’nın güftesi ile
değiştirmiştir.
Âyin, beste, ağır semâî, yürük semâî, köçekçe ve şarkı formlarında toplam 83 adet
eseri günümüze ulaşan bestekârın, bektâşî nefesi de bestelediği kaynaklarda geçmektedir.
Fakat ismini yazmadığı için bu bestelerin hangilerinin ona âit olduğu konusunda bir bilgi
bulunmamaktadır.
Çalışılan güfte mecmû‘asında Hâşim Bey’in derkenarlar dahil olmak üzere 42 eseri
bulunmaktadır. Bu eserlerin 28’i şarkı, 7’si beste, 4’ü semâî ve 3’ü de nakış semâîdir.
Hâşim Bey’in hânende olduğu kaynaklarda yazmaktadır fakat sâzendeliği ile ilgili
herhangi bir bilgi mevcut değildir. Çalıştığımız mecmû‘anın sonunda “Sâzendegân-ı Hassa”
11
yazmaktadır. Mezar taşında da aynı ibarenin yazmaktadır. Bu sebeple, Hâşim Bey’in
hânendeliğin yanı sıra sâzende olarak da mûsikîye hizmet ettiği söylenebilir.
2.4.İlgili Yayınlar ve Araştırmalar
Doğrusöz (1993), “Hâfız Post Güfte Mecmû‘ası Türkçe Güfteler”isimli yüksek lisans
tezini üç bölüm olarak yazmıştır. Birinci bölümde, güfte mecmû‘aları ve mecmû‘a yazarının
hayatı ve besteciliği hakkında bilgi vermiştir. İkinci bölümde mecmû‘anın zamanla
yıpranması ve çalışma zamanının azlığından dolayı yalnızca Türkçe güfteleri günümüz diline
çevirebilmiştir. Güftelerin doğru ve sağlıklı çevrilebilmesi için vezinlerden yararlanmış,
vezinleri ayrıca her güftenin altında belirtmiştir. Üçüncü bölümde ise mecmû‘ada yeralan
bestecileri doğum tarihleriyle birlikte alfebetik sırayla vermiş, kendilerine ait bestelerin
numaralarını yanlarında göstermiştir. Yine bu bölümde mecmû‘ada bulunan Türkçe güftelerin
kaç tanesinin notasının TRT repertuarında olduğunu göstermiştir.
Sağman (2001), “Müstakimzâde’nin Mecmû‘a-i İlâhiyat Adlı Güfte Mecmû‘ası”adlı
yüksek lisans tezinde mûsikî tarihi bakımından güfte mecmû‘alarının öneminden bahsetmiş
XVIII. yüzılda yaşamış bestekârlar hakkında bilgi vermiş ve incelediği mecmû‘anın şekil ve
muhtevâ özelliklerini anlatmıştır. Makamlar fihristi ve usûller cetveli vererek güfteleri
mecmû‘adaki aldığı sıraya, ilk harflerine, bestekâr ve makam adlarına göre alfabetik fihrist
tablosu oluşturmuştur.
Argın (2010), “Saraylı Neş’e-İ Dil Hanım Mecmû‘a-i Mûsikî-İ Zîbâ” adlı yüksek lisans
tezinde, mecmû‘anın tam ve eksiksiz bir şekilde OsmanlıTürkçesinden günümüz harflerine
çevirisini yapmıştır. Güfte ve şiirlerin, usûl ve makâm ta‘rîflerini muhtelif kaynaklardan
araştırırarak doğruluğunu tespit etmiştir.
Hasözdemir (2011), “XIX. Yüzyılda Yazıldığı Tahmin Edilen Bir El Yazması Mecmû‘ada
Mûsikî Güfteleri” isimli yüksek lisans tezinde, çalıştığı güfte mecmû‘asının günümüz
Türkçesine
çevrilmesini
amaçlamış
ve
şekil-muhtevâ
yönünden
incelemiştir.
Giriş bölümünde güfte mecmû‘alarının önemi anlatmış, mecmû‘ada adı geçen makamları,
bestekârları, formları ve usulleri içeren tablolar oluşturmuş ve adı en çok geçen bestekârların
hayat hikâyelerine yer vermiştir. Güfte mecmû‘asında geçen eserlerin tamamı TRT Türk
Sanat Mûsikîsi Arşivi ve Sanat Müziği Arşivi'nden tarayarak repertuvar ve nota kayıtlarını
12
tespit etmiş, tespit edilen kayıtların tablosunu oluşturmuştur.Tezden kolay istifade
edilebilmesi için alfabetik fihristler oluşturmuştur.
Erden (2004), “Hasan Gülşenî Güfte Mecmû‘ası” isimli yüksek lisans tezinde, ilk olarak
güfte mecmû‘alarının öneminden bahsetmiş, daha sonra güfte mecmû‘aları hakkında yapılmış
bazı çalışmalarla ilgili bilgi ve örnekler vererek, Hasan Gülşenî Güfte Mecmû‘ası’nın önemini
anlatmıştır. Birinci bölümde, mecmû‘anın tanıtımını yapmış, hangi yüzyıla ait olduğundan
bahsederek yazarının hayatı hakkında kısaca bilgi vermiştir. Daha sonra mecmû‘anın
içindekilerden söz etmiştir. Mecmû‘ada adı geçen beste ve güfte sahiplerinden bahsederek
bestekârların hayatları hakkında kısaca bilgi vermiş ve mecmû‘a içinde tespit edilen eserlerini
belirtmiştir. Birinci bölümün sonunda mecmû‘a içerisinde bulunan bestelerin ilk iki
mısralarını alfabetik sıra ile vermiştir. İkinci bölümde, mecmû‘ada yer alan güftelerin metnini
oriinal sırası ile vermiştir. Güfteleri bazı önemli güfte antolojileriyle karşılaştırmış, notası
TRT arşivinde bulunanları dipnotlarda belirtmiştir.
Konya (2013), “XIX. Yüzyılda Yaşamış Olan Vâsıf Bey’in Güfte Mecmû‘asının
İncelenmesi” adlı yüksek lisans tezinde, mecmû‘ada yer alan 328 eseri günümüz harflerine
çevrmiştir. Kayıtlı olan tümmakam, usûl, form ve bestekâr isimlerini güftenin ilk satırının yer
aldığı tablolarlatasnif etmiştir. Mecmû‘ada yer alıp, TRT nota arşiv kayıtları bulunan
eserlerinnotalarını tespit etmiş ve bu eserleri bir fihristte göstermiştir.
Gençoğlu (2013), “Süleymâniye Kütüphânesi-Ali Nihat Tarlan-Nr. 81 Künyeli Mecmuâ-i
Güftenin İncelenmesi” isimli yüksek lisans tezinde, incelediği eserde bulunan usûller ve
bestekârlarla ilgili kısa bilgilere yer vermiştir. Mecmû‘adaki güfteleri alfabetik yazıp,
ardından çeviri yazımını yapmıştır.
Çoban (2015),“XIX. Yüzyılda Yazıldığı Anlaşılan Bir Güfte Mecmû‘asındaki Eserlerin
Çeviri Yazımı Ve Değerlendirilmesi” adlı yüksek lisans tezinde, özet bilgi ile güfte
mecmû‘alarının önemini anlatan kısa ve öz bilgiler vermiştir. Mecmû‘anın şekil açısından ve
muhtevâ açısından değerlendirmesiniyapmış, hangi bestekârın hangi makamda kaç bestesinin
bulunduğunu gösteren tablolar düzenlemiştir. Mecmûadaki eserlerin tamamını TRT TSM
arşivi ve özel nota arşivleri taranmak suretiyle notalarının olup olmadığını araştırmış ve buna
ilişkin tablo eklemiştir. Çalışmanın devam eden kısmında ise günümüz Türkçe’sine çevrilen
güftelereklenmiştir. Türkçe metinlerden sonra güftelerin ilk mısra‘ına göre, bestekâr adına
göre,makam adlarına göre alfabetik tablolar oluşturmuştur.
13
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
3. YÖNTEM
Araştırmanın bu bölümünde araştırmanın modeli, evren ve örneklem, veri toplama
aracı, verilerin analizi ve geçerlik güvenirlik hakkında bilgi verilmiştir.
3.1. Araştırmanın Modeli
Bu çalışmada nitel araştırma yöntemlerinden “betimsel analiz”, “doküman analizi”,
“tarihsel müzikoloji” ve “sistematik müzikoloji” yöntemleri kullanılmıştır.
“Betimsel analiz yöntemi ile elde edilen veriler, daha önceden belirlenen
temalara göre özetlenir ve yorumlanır. Bu tür analizde amaç, elde edilen
bulguları düzenlenmiş ve yorumlanmış bir biçimde okuyucuya sunmaktır. Bu
amaçla elde edilen veriler, önce sistematik ve açık bir biçimde betimlenir. Daha
sonra yapılan bu betimlemeler açıklanır, yorumlanır, neden-sonuç ilişkileri
irdelenir ve birtakım sonuçlara ulaşılır. Ortaya çıkan temaların ilişkilendirilmesi,
anlamlandırılması ve ileriye yönelik tahminlerde bulunulması da, araştırmacının
yapacağı yorumların boyutları arasında yer alır.” (Yıldırım ve Şimşek, 2013:256)
“Doküman incelemesi, araştırılması hedeflenen olgu veya olgular hakkında bilgi
içeren yazılı materyallerin analizini kapsar. Nitel araştırmada doküman
incelemesi, tek başına bir veri toplama yöntemi olabileceği gibi diğer veri
toplama yöntemleri ile birlikte de kullanılabilir.” (Yıldırım ve Şimşek, 2013:217)
“Güfte mecmû‘aları yazıldığı dönemin bestekârları ve tarihsel olayları hakkında
belge niteliği taşıyan bilgiler içerebileceği ihtimalinden dolayı öncelikle Tarihsel
Müzikoloji, nazarî meseleleri, dönemin beğeni ve sanat özelliklerini ortaya
koyması bakımından ise Sistematik Müzikoloji'nin alanlarına kaynak teşkil eder.”
(Soysal ve Arslan, 2014:69-70)
Ayrıca Recep Uslu’nun güfte mecmû‘alarının incelenmesi üzerine yazdığı bir
bildirideki
1takip edilen yöntem kullanılmıştır.
1
USLU Recep (2001), “Türk Müziği Eğitim Tarihinde Güfte Mecmû‘aları ve İnceleme Esasları Üzerine
14
• Çalışılan eserin, Arap harfleri ile ilk matbu‘ güfte mecmû‘ası olması önem arz
etmiştir. Bu önem göz önüne alınarak literatür taranmıştır.
• Mecmû‘anın, yaklaşık 110 yıllık olduğu tahmin edilen, Recep Suat
KURTULDU’nun kişisel kütüphanesinde yer alan bir nüshasına ulaşılmıştır.
Bu nüshanın eksik sayfaları olduğu ve sayfa numaralarının yer değiştirmiş
olduğu görülmüştür.
• Hâşim Bey Güfte Mecmû‘ası’nın, Bayerische Staats Bibliothek’te
“A.or.6969x” adıyla kayıtlı olan e-kitap nüshasına ulaşılmış ve bu nüsha
üzerinde çalışılmıştır.
• Yapılan çalışmanın edebî değil, mûsikî içerikli bir çalışma olması sebebiyle
vezinlere yer verilmemiştir. Güftelerin sadece 1. mısra‘ı, bestekâr, form, usûl
gibi bestenin ayrıntılarını içeren bilgilerin yazılmıştır.
• Öncelikle nüsha kitap haline getirilmiş ve üzerinde not alınarak çalışılmıştır.
• Mecmû‘ada güfteler iki sütun halinde yazıldığından, sütunlardaki güftelere sağ
üst kısımdan başlayarak araştırmacı tarafından numara verilmiştir.
• Önce sağ sütunun sağ üst kısmında bulunan güfte, ardından –varsa eğer- sağ alt
kısımdaki güfte yazılmıştır. Ardından sol sütunun sol üst kısmında bulunan
güfte ve –varsa eğer- sol alt kısımdaki güfte yazılmıştır. Böyle bir yol
izlenmesinin sebebi; yazma düzeninde, sütunların esas alındığını göstermektir.
• Öncelikle mecmû‘ada bulunan güftelerin hüviyeti ve 1. mısra‘ı, güfte
içerisinde belirtilmesi gereken ayrıntılar ile birlikte yazılmıştır.
• Yapılan çalışmanın bir güfte mecmû‘ası tanıtımı olması sebebiyle günümüz
araştırmacılarının daha rahat istifade edebilmeleri için transkripsiyon işaretleri
kullanılmamıştır.
• Fihrist, güfte numaraları (araştırmacı tarafından verilen güfte numaraları),
güftelerin 1. mısra‘ı, bestekârın adı, makam, usûl, form, sayfa numarası ve
TRT arşiv numarasının bulunduğu bir tablo yapılmıştır.
• Güftelerde, baskı hatası, silinme veya mürekkep dağılması sebebiyle
okunamayan kelimeler (?) şeklinde yazılmıştır. Okunamayan mısra‘lar ise (…)
şeklinde belirtilmiştir.
• Mecmû‘a latinize edilirken, Türkçe yazım kurallarına uymayan kelimelerin,
mecmû‘ada yazılan şekli ile yazılması uygun görülmüştür. Örn: “Reng-i
mevc-15
i âb-ı zümrüdden boyandı câmesi” güftesinde, “zümrüt” kelimesinin orijinal
hâlinin “ درمز” “zümrüd” olması sebebiyle orijinal yazımı kullanılmıştır.
• “Yâre (yara)” “ هرای ’’ kelimesi, Türkçe kelimelerde uzun ünlü olmaması
sebebiyle “yare” olarak yazılmıştır. Kelimeyi uzun okumak; icrâ esnâsında
kâfiye teşkil eden diğer kelimelerle uyumlu olması içindir. Lâyıklık, uygunluk
ifade eden “vâr” “راو ” kelimesi de yâre kelimesi ile aynı sebepten “var”
olarak yazılmıştır.
• Mecmû‘adaki 27, 91, 159, 163, 303 ve 644 numaralı güftelerin “ziyâdeli
gazel” “müstezad”
2olduğu tespit edilmiştir ve kâfiye düzenine uyularak
tabloya yazılmıştır.
• Bazı güftelerde, vezin uygunluğu ve anlam bağlamı açısından bazı kelimelere
(u), (ü), (I), (er), (r), (m) gibi eklemeler yapılmıştır.
• Farsça güftelerde olumsuzluk eki olan “bî”, “nâ”, “ne” heceleri ile başına
geldiği kelimenin arasına, fiillerin önüne gelen “mî” hecesi ile başına geldiği
hecenin arasına, “be”, “ez” gibi sadece isimden önce getirilen edatlar ve ön
eklerden sonra, ismin “e” hali olan “der” hecesinden sonra ve harf-i nişâne
olan “ra” hecesinden önce tire koyulmuştur.
• Mecmû‘a latinize edilirken güftelerin vezinlerine göre kontrolü, bu alanda
uzman olan iki akademisyen ile yapılmıştır. Ayrıca güfte antolojilerinden
3de
faydalanılmıştır.
• Güftelerin yazılı olduğu sütunlar haricinde “derkenar” bulunan sayfalar
mevcuttur. Bu derkenarlar fihriste dâhil edilmemiş, ayrıca tablo olarak
yazılmıştır. Bazı derkenarlar, silinmiş olması sebebiyle okunamamıştır.
• Derkenarların sayfa numaraları tablo haricinde de ayrıca yazılmıştır. Tabloda
yer alan derkenarların sayfa numaraları verilirken, okunamayacak şekilde
silinmiş olanların sayfa numaralarının yanına “(silinmiş)” ibâresi konulmuştur.
• Mecmû‘ada, bazı sayfaların boş olduğu tespit edilmiştir. Bu sayfaların
numaraları yazılırken, boş olanların yalnızca sayfa numarası yazılmıştır. Yazı
2
“Müstezâd Arapça “ziyâde” kökünden “arttırılmış, eklenmiş” anlamlarındadır. Nazım şekli olarak müstezâd
gazelden türetilmiş bir şekildir. Müstezâdlar aruzun “Mef‘ûlümefâ‘îlümefâ‘îlüfa‘ûlün” kalıbıyla yazılır ve her
mısra‘ın altına “Mef‘ûlüfa‘ûlün” cüzleriyle yazılmış kısa bir mısra‘ eklenir. Eklenen bu kısa parçalara ziyâde
denir.” (İpekten, 2008:33)
3
ÜNGÖR Ethem Nuri (1981). Türk Mûsikîsi Güfteler Antolojisi (1. Baskı), İstanbul: Eren Yayınları
YARAR Mehmet Turan (2009). Güfte Antolojisi Dilden Tele (1. Baskı), Konya: T.C. Konya Valiliği İl Kültür
ve Turizm Müdürlüğü Yayınları
16
bulunduğu halde okunamayacak şekilde silinmiş olanların sayfa numaralarının
yanına “(silinmiş)” ibaresi konulmuştur.
• Mecmû‘ada bulunan bestekârların hangi makamda kaç eser verdiği, hem
alfabetik olarak hem de eser sayısı sırasına göre tablo olarak yazılmıştır.
Bestekârların ünvânları ile birlikte yazıldığı tabloda ünvânı tespit edilemeyen
bestekârların karşısına (-) ibaresi koyulmuştur.
• Mecmû‘ada bulunan makam, form ve usûller, kaç kez kullanıldığı ile birlikte
tablo olarak yazılmıştır.
• Mecmû‘ada bestekârı yazmayan eserler TRT arşivinden bakılarak ve kime ait
olduğu tespit edilerek sayfa sonlarına eklenmiştir.
• Bazı eserlerin, TRT arşiv numarası araştırılırken makamının farklı olduğu
tespit edilmiş ve sayfa sonuna eklenmiştir.
• Metin içeriği haricindeki makam ve usûl tamlamalarının isimleri TDK’ya göre
yazılmıştır.
3.2.Evren ve Örneklem
Araştırmanın evrenini Türk mûsikîsindeki tüm güfte mecmû‘aları oluşturmaktadır.
Örneklemini ise, Hâşim Bey’in Güfte Mecmû‘ası’nın içerisindeki Türk Mûsikîsi ile ilgili olan
güfteler ve bu güftelerin hüviyeti temsil etmektedir.
3.3.Veri Toplama Aracı
Araştırma için öncelikle; mecmû‘anın matbu‘ ve el yazmasını karşılaştırıp
doğruluğunun tespiti amacı ile yazma eser katalogları taranmış ve eserin el yazması nüshasına
ulaşılmaya çalışılmıştır. El yazması nüshaya ulaşılamamış ve orijinal matbu‘ nüshası
Bayerische Staats Bibliothek (Bavyera Eyalet Kütüphanesi, 2009)’nin internet sayfasından
e-kitap olarak indirilmiştir.
3.4.Verilerin Analizi
• Araştırmada; doküman analizi yöntemi ile öncelikle mecmû‘a baştan sona
okunmuş, latinize edilmiş,
• Mecmûa‘adaki güftelerin bestekârı-makâmı ve güftedeki yazım yanlışlıkları
hakkında farklı kaynaklarla karşılaştırılmış,
17
• Mecmû‘adaki güftelerin bestekârları, makamları, usûl ve formları TRT
repertuvar numarası da eklenerek fihrist tablosu yapılmış,
• Fihristin akabinde eser içerisindeki güftelerde kullanılan makamlar, usûller,
bestekârlar, mûsikî formları sayılarak tablolar ile tasnif edilmiştir.
3.5.Geçerlik Güvenirlik
Mecmû‘a latinize edildikten sonra, güfte antolojilerinden
4de faydalanılarak güftelerin
vezinlerine göre kontrolü, alanında uzman iki akademisyen ile yapılmış ve araştırmanın
geçerlik ve güvenirliği sağlanmıştır.
4