• Sonuç bulunamadı

BenekliSemender TürkiyeDo ğ ası TürkiyeDo ğ ası

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "BenekliSemender TürkiyeDo ğ ası TürkiyeDo ğ ası"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Ülkemizin canlı çeşitliliğinden ve bu çeşit-liliğin nedenlerinden sıklıkla söz ediyoruz. Anımsamakta yarar var. Anadolu kara parça-sı 65 milyon öncesine kadar Tetis Denizi’nin altındaydı. Zaman içinde plaka hareketleriyle birlikte, Anadolu kara parçası bir yandan yük-seldi bir yandan da üzerinde yaşam gelişme-ye başladı. Yükselen Anadolu, Avrupa, Asya ve Afrika kıtalarının kesiştiği bir noktada bu-lunuyor. Bundan dolayı bu üç kıtaya özgü hay-vanlar bir zamanlar Anadolu’da da yaşadı, ba-zıları hâlâ yaşamaya devam ediyor. Fosil ka-yıtlarına göre bir zamanlar kaplan, gergedan, fil, maymun gibi hayvanlar Anadolu’da yaşa-mış. Günümüzdeyse daha küçük hayvanlar var. Bu hayvanların bir bölümü insanların çok zor ulaştığı yerlerde yaşarken bir bölümü de yerleşim bölgelerine yakın yerlerde yaşıyor. Ancak insan etkilerinden ve avcılardan ko-runmak için kendilerini gizlerler. Kendini giz-lemenin en iyi yollarından biri yaşamsal et-kinliklerini geceleri yapmaktır. Etet-kinliklerini gece yapan canlılar göz önünde olmadıkların-dan, öyle bir canlının yaşayıp yaşamadığı bile bilinmez. Bu durumun olumlu yanı, insanlar tarafından rahatsız edilmeden yaşamlarını sür-dürebilmeleri; olumsuz yanı da hayvanın ora-da yaşamadığı düşünüldüğünden yaşam ala-nının kolayca tahrip edilmesi. Bunlara en iyi örneklerden biri iki yaşamlı (amfibi) olan

be-nekli semender. Bilimsel adıSalamandra sa-lamandra olan bu semenderin ülkemizde ya-şadığı pek bilinmez. Daha doğrusu ülkemizde semender yaşadığı da bilinen bir şey değildir. Etkinliklerini gece yapması, genelde insanlar-dan uzak, kuytu, nemli yerlerde yaşaması var-lığının bilinmemesinin temel nedenidir. Bu du-rum yalnızca ülkemiz için geçerli olmayıp tüm dünyada da böyledir. Ayrıca bu özellikleri bi-lim insanlarınca da geç fark edildiğinden, se-menderle ilgili bilimsel çalışmalar da çok geç yapılmaya başlanmıştır.

Kertenkele mi, kurbağa mı?

Semenderlere ilk bakıldığında kertenkele ya da kurbağa olduğu düşünülebilir. Dört ba-caklı ve kuyruklu yapılarından dolayı kerten-keleye benzerken derilerinden dolayı kurba-ğaya benzerler. Ancak ne kertenkelelerden

ne de kurbağalardandırlar. Semenderler kur-bağalarla birlikte iki yaşamlılar sınıfında yer alır. Yaşamak için hem karaya hem de suya gereksinim duyarlar. Pulsuz ve parlak renkli derileri, sucul yerlere uyum sağlamışayakla-rıyla kurbağaya benzerler. Kertenkelelereyse hem dışgörünüş leri hem de herhangi bir bi-çimde kopan kuyruklarını yenileyebilmeleri nedeniyle benzerler. Kuyruklarının kopan bö-lümünü kısa sürede onarabilirler. Bunun ya-nında büyürken derilerini de değiştirirler. Bu deriyi geride iz bırakmamak için yerler. Su-yun dışında kaldıklarında, derilerindeki ku-rumayı, salgıladıkları özel bir maddeyle kısa süreli de olsa önlerler. Uzun süreli kuraklığa dayanamazlar. Bu salgılar bazı türlerde ze-hirli olur. Böylece düşmanlarından da koru-nurlar.

Benekli semender denmesinin nedeni be-deninde sarı-turuncu beneklerin olmasından-dır. Benekler bu türün yaşamı için çok önem-lidir. Bunları öncelikle gizlenmede kullanır-lar. Siyah zemin üzerine gelen parlak benek-ler, ormanlık alanlarda semenderin fark edil-mesini zorlaştırır. Parlak renkli benekler ay-nı zamanda zehirli salgı yaptığıay-nın da gös-tergesidir. Böylece düşmanlarına “zehirliyim” mesajı verir.

Nerede Yaşarlar?

Semenderlerde, sürüngenlerde olan ve ku-ru ortamlarda bedenlerinden su kaybını ön-leyici pullar bulunmaz. Bedenlerinden suyu kaybetmemek için de ıslak ya da nemli yer-lerde yaşarlar. Bazı türleri toprak altında oyuk açarak yuva yapabilir. Bazıları da başka hayvanların açtığı oyuklarda yaşar. Semen-derler genel olarak, geçici oluşan göllerden (yazın kuruyan) büyük ırmaklara, soğuk dağ akarsularından sıcak gölcüklere kadar geniş bir alanda yaşarlar. Ayrıca bazı türleri, çok soğuk sularda yaşamaya uyum sağlamıştır. Etkinliklerini gece ve yağmurlu havalarda ya-parlar. Bunun nedeni de bu durumun zemin-de kolay hareket etmeye, beslenmeye ve çift-leşmeye daha uygun olması.

BiLiMveTEKNiK90 Eylül 2008

Türkiye Doğası

Türkiye Doğası

B ü l e n t G ö z c e l i o ğ l u

Benekli Semender

Foto ğraf: Hakan Allı Foto ğraf: Seçil Karahisar Foto ğraf: Bülent Gözcelio ğlu

(2)

BiLiMveTEKNiK

Eylül 2008 91

Nasıl Beslenir ve Ürerler?

Benekli semender böcekler, kurtlar ve bunlara benzeyen küçük omurgasızlarla bes-lenir. Avlarını hızlı hareket ederek ya da sak-lanarak, iyi bir avcılık becerisi göstererek ya-kalarlar. Avlanmada ya avların bıraktığı kim-yasal izleri kullanırlar ya da onları görerek bulurlar. Bulduklarında yapışkan özellikte olan dillerini kullanarak yakalarlar. Suda ya-şayanlarsa avlarını emerek yakalar.

Benekli semenderlerin yaşamları iki evre-lidir:İ lki, suda geçen larva, ötekisi de kara-da geçen yetişkin evresi. Ancak bazı türler larva dönemi olmadan, doğrudan yetişkinlere benzer biçimde yumurtadan çıkarr. Dişi be-nekli semenderler yavrularını suya, genellik-le de sığ deregenellik-lere bırakır. Dişi başına larva sayısı ve doğum zamanındaki gelişim aşama-sı değişiklik gösterir. Larva döneminde so-lungaçları vardır ve solungaçlarla solunum ya-parlar. Yaklaşık iki ay sonra başkalaşım ge-çirirler ve solungaçları kaybolur. Bundan son-ra da akciğer ve deri solunumu yaparlar.

Kulaklar Olmadan

Duyulur mu?

Böyle bir durum bizim için olanaksız. Ama semenderler bunu becerebiliyor. Ailenin öte-ki üyelerinde olduğu gibi benekli semender-de semender-de orta kulak ve kulak zarı bulunmaz. An-cak baAn-cakları ve çeneleri aracılığıyla sudaki ve topraktaki titreşimleri algılayarak çevrele-rinde ne olup bittiğini anlarlar.

Doğadaki Önemi

Göze pek çarpmayan benekli semenderler, daha büyük semenderler, kurbağalar, yılanlar, kaplumbağalar, kuşlar ve balıklar için iyi birer avdır. Bu özellikleriyle besin zincirinde önemli bir yerleri vardır.

Doğadaki birçok canlı gibi benekli se-menderlerin de insanlara doğrudan bir yara-rı yoktur. Ancak içinde yaşadığımız ekosis-tem için çok önemlidirler. Sayılarındaki azal-ma, birçok başka türün aç kalarak soyunun tehlike altına girmesine neden olabilir.

Bir-çoğunun soyu tehlike altında olmasına kar-şın, bunları korumak için hâlâ çok geç değil. Üstelik onları koruyarak akarsu kıyılarının ko-runması da sağlanır ve birçok yabani tür de dolaylı olarak korunmuşolur.

Kaynak: Karahisar S., 2008., Türkiye’deki önemli Salamandra sala-mandra populasyonlarının morfolojik, histolojik ve karyotipik özellikleri açısından karşılaştırılması. Yüksek lisans tezi. Hacette-pe Üniversitesi.

Semender

Popülasyonları

Belirlenmeli

Ülkemizde bilimsel olarak çok çalışılma-yan semenderle ilgili bir araştırma, Hacette-pe Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölü-mü Araştırma Görevlisi Seçil Karahisar tara-fından yapıldı. Biz de ona çalışmanın ayrın-tılarını sorduk...

BTD: Bu çalışmadaki amacınız nedir? Seçil Karahisar: Bu çalışmada, Türki-ye’nin farklı illerinde (Erzincan, Hatay, Ma-latya ve Mersin) dağılım gösteren ve birbir-leriyle kesişim bölgeleri bulunmayan benek-li semender popülasyonlarının, geçen süreç içindeki değişimlerinin incelenmesi, alttür-lerdeki farklılaşmanın morfolojik, histolojik ve karyolojik (kromozom özellikleri) yönler-den karşılaştırılmasını amaçladım. Morfolojik özelliklerini incelendiğimde dört popülasyo-nun da farklı yapıda olduğu, Malatya ve Mer-sin yörelerindeki popülasyonların bu özel-likler yönünden birbirlerine yakın olduğu; Er-zincan örneklerinin en uzak, Hatay yöresin-den örneklerinse bu iki grubun arasında ol-duğunu buldum.

BTD: Semenderle çalışmanın zorlukları nelerdir?

SK: Kendilerini çok iyi gizleyen bu türle çalışmak zor ama bir o kadar da keyifli. Er-ginler gün içinde -aniden çok sayıda görün-dükleri kuvvetli bir yağmur sonrası dışında-çok az görünürler. Günü kayaların altında, deliklerde, yosun ya da düşen ağaç

kabuk-larının altında geçirirler. Alacakaranlıkta beslenmek için dışarı çıkarlar. Bu nedenler-le arazi çalışmaları çok zor geçer. Laboratu-var koşullarında uygun ortam sağlandığı (nem, sıcaklık gibi) sürece yetiştirilebilirler. Hareketi algılayabilen görme sistemleri ne-deniyle canlı yemle beslenmeleri gerekir.

BTD: Kış uykuları nasıldır?

SK: Soğuk havada uyuşuklaşırlar ve sıcak bir havaya kadar dışarı çok az çıkarlar. Ge-nellikle ılık ve nemli alanları severler, güneş ışığından kaçarlar. Bu tür, İber Yarımada-sından İran’a kadar ve Kuzey Afrika’dan Ku-zey Almanya’ya kadar dağılım gösterir. Özel-likle dağılımının kuzey kesimlerindeki grup-larda kış uykusuna yatma (hibernasyon)

gö-rülür. Ancak güneyde (özellikle İsrail’de) et-kinliklerini sıcak yaz aylarında durdururlar. BTD: Ülkemizdeki ve dünyadaki semen-der popülasyonu ne durumda?

SK: Salamandra salamandra da öteki bir-çok iki yaşamlı türü gibi, günümüzde koru-ma çalışkoru-maları kapsamına alınkoru-ması gereken hayvanlardandır. IUCN’nin Red Data Bo-ok’unda durumları (R) ile sembolize edil-miştir ve şu an için tehlikede olmasalar da gelecekte risk altında olabilecekleri belir-lenmiştir. Ülkemizde semender popülasyon-larıyla ilgili ayrıntılı bilgiler henüz yok. Ko-ruma çalışmaları için öncelikle popülasyon yapılarının belirlenmesi gerekiyor.

BTD: Tür için yapılması gerekenler ne-lerdir?

SK: İki yaşamlıların, neredeyse tüm kara-sal ve tatlı su habitatlarında, tüm biyomlarda, hatta en soğuk ve en kurak bölgelerde, en uzak okyanus adalarında bulunan bilinen 5948 türü var. Tanımlanmış iki yaşamlı tür-lerinin sayısı 1985’ten sonra yaklaşık %48,2 artmasına karşın, habitat kaybı ve parçalan-ması, artan hastalıklar, çevresel ve iklimsel değişimler, insan kaynaklı etkenlerin ortak etkisiyle büyük ve küresel bir iki yaşamlı azal-masıyla karşı karşıyayız. Bu durum benekli semenderler için de geçerli. Benekli semen-derlerin Avrupa’nın bazı bölgelerinde azaldı-ğı bilimsel verilerle ortaya konmuş. Ülkemiz-deyse daha önce yapılması gereken çalışma-lar var. Öncelikle semender popülasyonçalışma-ları- popülasyonları-nın belirlenmesi, biyolojik ve ekolojik özel-liklerinin ortaya çıkarılması ve elde edilen so-nuçlara göre koruma statüsü ve uygun yöne-tim stratejilerinin geliştirilmesi gereklidir.

Foto

ğraf: Hakan Allı

Referanslar

Benzer Belgeler

Geleneksel kırsal konut tipolojileri üzerinden kültür-mekân ilişkilerini, mekânsal yapılanma ve örgütlenmedeki yansımalarını incelemeyi hedefleyen bu çalışmada,

Ýki grup arasýnda farklý olduðunu bul- duðumuz klinik özellikler, OKKB'nin eþlik ettiði OKB hastalarýnda, semptom daðýlýmý açýsýndan tekrarlama ve

(9); dişi Estonian Holstein ve Estonian Native ırklarında yaptığı araştırmada intermedier transversal çap ve vertikal çapların, cranial pelvis boşluğu

De novo serin biyosentezi, glikolizis, çoğu hücre türünde ATP ve enerji sağlar, fakat kanser hücreleri tümör gelişiminde önemli olan glikolizisi anabolizmayı

Bu olgu sunumu ile birlikte 3 aylık, dişi Montofon buzağıda bilateral hamartom olgusunun tanımlanması ve bu nedenle tıkanan dış kulak yolunun operatif tedavisinin

When looking at the results between AISI 1008, 1040 and 4140 materials; carbon ratio is more effective in tensile strength and % section contraction, while alloying

Proximal uçta radius ile eklem yapan daha kısa bir processus coronoideus medialis ile daha uzun ve geniş bir eklem yüzüne sahip processus coronoideus lateralis

Serum IL-1β concentration in calves which Bovine viral diarrhea (BVD) disease generated experimentally was seen to be higher in the study group than in the control group