• Sonuç bulunamadı

YILBAŞI AĞACI VE NOEL BABA: TOPLUMUMUZDA BİR KÜLTÜREL ALINTI ÖRNEĞİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "YILBAŞI AĞACI VE NOEL BABA: TOPLUMUMUZDA BİR KÜLTÜREL ALINTI ÖRNEĞİ"

Copied!
38
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

YILBA~I AGACI VE NOEL BABA: TOPLUMUMUZDA

BIR KÜLTÜREL ALINTI ÖRNE~I

Doç. Dr. AYGEN ERDENTU~~

Türkiye'de, yak~ n bir tarihe kadar, her Aral~ k ay~ n~ n sonuna do~ru, sadece az~ nl~ k H~ ristiyan cemaatlerin evlerinde çam a~ac~~ süslenmekteydi. Son y~ llarda ise bu âdete, art~k, Ankara, ~stanbul ve ~zmir gibi büyük ve kozmopolit yerle~im merkezlerinin belirli semtlerinde oturan kimi Müslüman Türkler aras~ nda da rastlan~ lmaktad~r.

Bu kentlerin birtak~ m al~~veri~~ merkezlerindeki dükkanlar ~ da vitrinlerini, H~ ristiyan bat~~ ülkelerinin y~l~ n bu dönemine ait dükkan süslemelerini hat~ rlat~ r bir biçimde, üzerlerinde çe~itli süslemeler bulunan çam a~açlar~~ ve her türlü par~lt~l~~ ~ekillerle donatmaktad~ rlar. Oysa çok de~il, bundan yirmi y~l kadar önce, K~z~lay'daki vitrinlerde y~lba~~~ süslemesi olarak sadece vitrin cam~na yap~~ t~ r~lan pamuk parçalar~~ ile "karl~" bir yeni y~ l~~ kutlama mesaj~~ verilirdi.

Ya~ad~~~m~z kent Ankara'da özellikle son iki y~lba~~~ arifesinde, vitrin süslemelerinde belirgin bir de~i~im olmu~tur. Bu arada, geni~~ bir tüketici grubuna hitap eden çok katl~~ bir ma~azada, ilk defa 1986 y~l~~ arifesinde, personelden birinin "Noel Baba" k~l~~~nda, ortal~ k bir yerdeki bankonun arkas~ nda, mü~teriye hizmet vermesi oldukça dikkati çekmi~ti. Yöneticiler, bu ki~inin, "hediye da~~tan ya~l~~ adam" imaj~na uygun bir k~l~kta, belirli bir miktar al~~veri~~ yapanlara ma~azan~n hediyesi olan paketleri vermesini uygun bulmu~lard~. Amaç, ilgiyi çekmek ve sat~~lar~~ art~rmakt~; ma~aza= amac~na ula~t~~~~ da a~ikard~.

Yine 1986 y~l~~ arifesinde, ilk defa, "Noel Baba" k~l~~~~ ile sokakta dolanan birine rastlanm~~t~. K~z~lay'~n en merkezi yerinde, i~lek bir ~ekerci dükkan~~ önünde görülen bu ki~i, omuzundan as~l~~ siyah torbas~~ ile dükkan~n kap~s~~ önünde canl~~ bir manken gibi dolan~rken beklenilen ilgiyi de çekiyordu. Ayr~ca, ~ekercinin vitrini de Noel süslemelerinden nasibini alm~~t~.

I Bunlar~ n, yüksek gelir grubuna hitap eden birkaç tane çok katl~~ büyük ma~aza d~~~nda,

daha çok çocuk giysileri, oyuncak ye kad~n giyim e~yalar~~ satan dükUnlar olmas~~ dikkati çekmi~tir.

(2)

864 AYGEN ERDENTUG

Baz~~ turistik tesislerimiz de bu Noel Baba fikrini benimsemekten geri kalmam~~lard~r. örne~in, yine ilk defa 1986 y~l~~ arifesinde gazeteler, ülkemizin güney sahillerinin turistik büyük otellerinden birinde, havuz ba~~nda güne~lenen turistlere hediye da~~tan, Noel Baba k~l~~~nda bir otel personelinin resmini basm~~lard~~ 2.

Asl~nda lvoel Baba figürü, çocuklara hitap eden dükkanlarda özellikle son iki-üç y~ld~ r ön plana ç~ km~~t~ r. Bu gibi dükkanlarda, çam a~ac~~ süslemeleri d~~~ nda art~ k Noel Baba kuklalar~na, maskelerine ve onun çizgi resimlerine rastlanmaktad~ r. Bu ak~ma, zenginlerin oturduklar~~ semtlerdeki anaokullar~~ da uyarak, yeni y~l arifesinde okul camlar~n~~ Noel Baba'n~n çizgi resimleri ve Noel süslemeleri ile donatmaya ba~lam~~lard~r.

1987 y~l~~ arifesinde de tekrar eden bu Noel görünümü, bu defa baz~~ çevreleri tedirgin ederek endi~elendirdi. örne~in, geçen y~l~n arifesinde sokakta Noel Baba k~yafeti ile gezinen ki~iye kimse kar~~mam~~ken, bu y~l~n arifesinde gazeteler, Noel Baba k~l~~~nda piyango bileti satan bir memurun, "k~yafeti Türk adet ve ananelerine ayk~r~~ bulundu~u" 3 için ilgili Belediye'nin memurlar~nca uyar~ld~~~n~~ yazm~~lard~r.

Ayn~~ ~ekilde, 1986 y~l~~ arifesinde K~z~lay'da, bir pasaj~n ortas~nda ~~~l ~~~l ve rengarenk bir çam a~ac~n~n uzun bir zaman için sergilendi~ini gözlememize ra~men, geçen y~lba~~, ayn~~ pasaj~n sakinleri, pasaj~n giri~ine yapt~r~lan "y~lba~~~ a~ac~"na tepki göstererek sözkonusu a~ac~~ kald~rtm~~lard~r 4.

Ülkemizde, ister evde ister ticari amaçla dükkânda veya dükkân önünde olsun, y~lba~~~ a~ac~~ süsleyen ve hatta Noel Baba k~l~~~~ giyen ya da giydirten Türklerin H~ ristiyanla~malar~~ söz konusu de~ildir. Peki, o zaman, yeni boyutlar kazanan bu tür y~lba~~~ kutlamalar~n~n toplumumuzdaki yeri nedir? Veya, bu yeni adet, toplumumuzun belirli bir kesiminde daha çok görüldü~üne göre, bu adet onlar için ne anlama gelmektedir? Sokaktaki adam~n bu gibi sorulara yan~ t~, bu y~lki geli~melerden de anla~~ld~~~~ üzere, "gâvur bozuntusu i~", "özenti", "taklitçilik", v.b. olacakt~r. Halbuki, bu bir kültürel olayd~r ve bu durumun kültür bilimi aç~s~ndan, yani antropolojik 5 bir aç~klamas~~ vard~r.

2 Milliyet, 30 Aral~ k 1985.

3 Milliyet ("Noel Baba Ankara'ya Sokulmad~", Haftaya Bak~~~ Dergisi, say~~ ), 28 Aral~ k 1986.

4 ayn~~ yer.

5 "~ nsan bilimi olarak da tan~nan "antropoloji"nin amac~, insan~n çe~itli yönleriyle ve

(3)

YILBA~I A~ACI VE NOEL BABA 865

Özellikle ba~kent Ankara'da zenginlerin oturduklar~~ yerler olarak bilinen belirli semtlerde y~lba~~~ kutlamas~ na ait yeni âdetlerin benimsendi~i-ne dair yukar~da sözünü etti~imiz bu e~ilimler, asl~ nda, Türk kültürü bütünü içinde bir "alt kültür" 6 olan kent kültürümüzde yeni bir kültürel etkile~ime i~arettir. Bu bak~ mdan, bu yeni geli~meleri bütün Türk toplumunu kapsayacak bir ~ekilde ele alarak, "y~lba~~~ a~ac~"n~ n ve "Noel Baba"n~n, kökende Türk ya da Anadolu ürünü olup olmad~~~n~n tart~~malar~na girmek yan~lt~c~~ olacakt~r. Bir di~er deyi~le, Noel Baba'y~~ Anadolu'da ya~am~~~ Ayanikola'ya dayand~ rmak, ya da çam a~ac~n~nn kullan~ m~n~n kökenini bir Anadolu hitit tanr~ças~na, hatta Orta Asya'daki Türk kavimlerindeki a~aç kültüne (yani, çam a~ac~ n~~ kutsal kabul etmeye) ba~lamak 7, bugünkü geli~meyi aç~ klamakta yeterli de~ildir.

Y~lba~~~ kutlamas~~ ile ilgili bu geli~me, en genel anlam~yla, bat~~ Avrupa kültürü ile Türk kültürü aras~ nda olu~an bir "kültürle~me" (acculturation) sürecinin sonucu olarak, H~ ristiyan dinindeki "Noel karma~~~~" (Christmas complex) n~ n, yay~lma (diffusion) yoluyla, anlam ve içeri~inde de~i~ime u~rayarak Türk kültürüne bir "kültürel al~ nt~" (culture borrowing) olarak aktar~lmas~d~ r. Bu aktarmada dini herhangi bir motivasyon söz konusu de~ildir; yani, kültürel aktarmada bulunan Türkler için bu kutlama biçiminin dini bir anlam~~ yoktur. Dolay~s~yla bu olay, belirli bir gelir grubundakilere (ki bu yüksek gelir gurubudur) ayr~cal~k ve prestij sa~lamak, dükkân ya da ma~aza sahiplerine de iyi bir reklâm arac~~ olmaktan öteye bir anlam ta~~mamaktad~ r.

Konunun daha anla~~labilmesi için yukar~da sözü edilen birkaç kavram~ n, kültür bilim terminolojisine a~ina olmayanlar için k~saca aç~ klanmas~~ gerekmektedir.

Kültürle~me ve Kültürel Al~nt~:

Bir tan~ ma göre "kültür"ün, en genel anlam~yla, "kültür karma~~ klar~n~ n fonksiyonel bir bütünü" oldu~u söylenmektedir. "Kültür

yakla~~mla gerçekle~tirir. Biyolojik yakla~~mda insan bir fiziki organizma ~eklinde ele al~ n~ rken, kültürel yakla~~mda insan~ n "kültür yarat~c~~ varl~ k" özelli~i incelenir. Bu ikinci yakla~~mda insan ya~am~ n~n, belirli bir do~al çevrede ortaya ç~ kan sosyal ortamda geçti~i kabul edilir. Bu sosyal ortam insan~n eseridir; buna "kültür" denilmektedir. Bu çal~~mada bu yakla~~m söz konusudur.

6 Kültür bilimciler, bir sosyal grubun, s~ n~f~n ya da toplulu~un, esas toplum kültüründen

baz~~ hususlarda, kendine özgü kültür vas~flanyla, farkl~l~ k gösteren kültür tipi için "alt kültür"

(subculture) terimini kullan~ rlar.

7 Gökhan Akçura, "Y~lba~~d~r Bunun Ad~...", Cumhuriyet Dergisi, 28 Aral~k 1986. Belleten C. LI, 55

(4)

866 AYGEN ERDENTU~~

karma~~~~" ise, kültürün analiz amac~yla indirgenebildi~i en küçük birim olan "kültür vas~ rlarm~ n, temel bir kültür vasf~~ etraf~nda fonksiyonel bir biçimde bütünle~mesidir 8• örne~in, konumuzla ilgili olarak, ~sa peygamberin do~umunun kutlanmas~na ili~kin bu olayda, bir dizi âdetlerin ya da kültür vas~flar~ n~ n, bu do~um olgusu etraf~nda fonksiyonel bir biçimde toplanm~~~ olmas~~ gibi, ki bu durumu "Noel karma~~~~" ~eklinde ifade etmek mümkündür.

Bir toplumun, bir di~erine ait kültür karma~~klar~ndan birini veya birkaç~m benimsemesi halinde de "kültürle~me"den söz edilmektedir. Bu bak~mdan, kültürle~menin, bir dizi kültürel aktarma (transfer) ve yeniden biçimlendirme süreçlerini toplam~~ oldu~u ileri sürülmektedir 9. Ayr~ca, kültürle~menin, "ba~ka bir kültürle ili~ki veya al~~~ veri~~ sonucu ortaya ç~kan büyük ölçüde bir kültür de~i~mesi" 1° olarak da tan~mland~~~~ görülmek-tedir.

Kültürle~me kavram~n~n, bir kültür unsurunun, bir kültür dokusundan di~erine aktar~lmas~~ kabul edilen "yay~lma" (diffusion) ile e~anlaml~~ kullan~ld~~~~ da olmu~tur. Bununla birlikte, kültürle~me, yay~lmadan daha geni~~ kapsaml~~ olup gerçekle~ebilmesi için iki ön ~art gereklidir: bunlardan biri, mutlaka iki veya daha fazla say~da kültür sisteminin sürekli ili~ki ve etkile~im içinde olmas~, di~eri ise, kültürel yay~lman~n varl~~~d~r. Iki farkl~~ kültür her zaman yüz yüze sürekli ili~ki içinde bulunmayabilmektedir. Böyle bir durumda kültürler birbirlerini kültürel yay~lma yoluyla da etkileye-bilmektedir ". Bu husus, özellikle günümüzdeki kültürle~me süreçleri için geçerlidir. Bas~n, yay~n ve kitle ileti~im araçlar~~ ile art~k daha k~sa sürede ve daha yo~un bir ~ekilde kültürler aras~~ etkile~im söz konusudur. Yap~lan ara~t~rmalar, kültürle~me ve kültür de~i~mesi süreçlerinde art~k kitle ileti~im araçlar~n~n önemli bir yer i~gal etti~ini göstermektedir. Söz gelimi, yukar~da sözü edilen Noel karma~~~~ n~n baz~~ maddi kültür vas~flar~, Türkler ve H~ristiyan bat~~ toplumlar~~ aras~nda, gerek do~rudan (yüz yüze) gerek dolayl~~ (bas~n, yay~n ve kitle ileti~im araçlar~yla) bir kültürel etkile~im sonucu, temellerinde yatan dini motifler dikkate al~nmaks~z~n benimse-

8 Bu konuda daha ayr~nt~l~~ bilgi için bkz. Aygen Erdentu~, "Kültür Alan~~ Yakla~~ m~ ", Belleten, C.L. Say~~ 196 (Nisan 1986), S. 229-238.

9 Felix M. Keesing, Cultural Anthropology (New York: Holt, Rinehart and Winston, 1965), s. 387.

I° Bozkurt Güyenç, Insan ve Kültür (Ankara: Türk Sosyal Bilimler Derne~i Yay~ n~, 1972), s. 136.

(5)

YILBA~I A~ACI VE NOEL BABA 867

nerek, toplumumuzda y~l~n o dönemindeki tek kutlamaya, "y~lba~~~ kutlamas~"na aktar~lm~~t~r. Bu tür bilinçli kültürel aktarmalara ise "kültürel al~nt~" denmektedir 12. Bir di~er deyi~le, "kültürel al~nt~" ile yay~lman~n

bilinçli halinden söz edilmektedir. Buna göre, bir toplumdaki belirli bir grup (toplumun tümünün olmas~~ gerekmemektedir), bir ba~ka topluma veya toplumlara ait bir kültür karma~a~~n~~ k~smen (karma~~~~~ oldu~u gibi alma zorunlulu~u yoktur-al~c~~ grup seçici olabilmektedir) 13, bilinçli bir ~ekilde,

belirli bir amac~~ ya da ihtiyac~~ kar~~lamak üzere, kendi alt kültürüne aktarabilmektedir. Yap~lan incelemeler, bu gibi aktarmalann ya da yeniliklerin, daha çok toplumun "elit", zengin üst s~n~f~nda kendini göstermeye ba~lad~~~n~~ ortaya koymaktad~r.

Ayr~ca, ça~da~la~mak isteyen ya da yeni olu~an ulusal toplumlar~n hükümetleri de, halka, ya~am~ n belirli yönlerinde gerekli hizmeti sa~layabilmek ve de onun ya~am standart~n~~ yükseltmek amac~yla, örnek ald~klar~~ bir toplumun kültüründen, bilinçli olarak (kültürel al~nt~~ biçiminde) kendi özgün kültürlerine yenilikler getirebilmektedirler 14. Bu

aç~dan bak~ld~~~nda, Türklerde, "y~lba~~~ kutlamas~" âdeti de Cumhuriyet dönemimizde, toplumumuzu ça~da~la~t~rma çabalar~n~n getirdi~i yenilik-lerden biri olarak bat~~ toplumlar~ndan al~ nm~~, tipik bir kültürel al~nt~~ örne~idir.

Osmanl~larda, biri "hicri", di~eri de, mali ve resmi i~lemlerde H~ristiyan dünyas~n~n takvimine ayak uydurmak amac~yla XVII. y.y. dan itibaren kullan~lmaya ba~lan~lan, "rumrolmak üzere iki takvim geçerliydi. Atatürk dönemi ça~da~la~ma hareketinden takvim de nasibini alm~~~ ve ~~ Ocak 1926 ba~lang~ç tarihi olmak üzere, yeni saat ve takvim sistemi, yani "miladr takvim yürürlü~e girmi~tir. Böylece Islâml~~~n do~u~unu ba~lang~ç kabul eden ay takvimi ile güne~~ takvimi yerine art~k Bat~~ takvimi kullan~lmaya ba~lanm~~t~r 15. Ama, bu yasa ile bat~n~n sadece y~l~n günlerini

ve aylar~n~~ gösteren bir çizelge (yani, bir maddi kültür vasfi) al~nmay~p, bu çizelgeye ili~kin kutlama âdeti de benimsenmi~tir. Zira, hicri takvimde, takvimin ilk ay~~ olan Muharrem ay~n~n onuncu gününe rastlayan Kerbelâ olay~n~n ac~~ bir yaka olmas~, yeni y~l~n ba~lang~c~n~n ~enlikli kutlanmas~na

12 M.J. Herskovits, Cultural Anthropology (New York: Alfred A. Knopf, 1955), S. 481 13 F.M. Keesing, a.g.e.

14 Nermin Erdentu~, Türkiye'de Ça~da~la~ma E~itim ve Kültür Münasebetleri (Ankara: Kültür Bakanl~~~~ Yay. No: 480, 1981), s. 50.

15 Emre Kongar, ~mparatorluktan Günümüze Türkiye'nin Toplumsal Yap~s~~ (Istanbul: Remzi Kitabevi, 1981), s. 122 Ve S. 460.

(6)

868 AYGEN ERDENTU~~

imkân vermiyordu. Rumi takvim ise salt idari ve mali konularda geçerli oldu~undan, bu takvimin ba~lang~c~~ Mart ay~ n~n, yeni y~l~n ba~lang~c~~ olarak, sadece hükümet görevlilerince bir önemi vard~~ 16.

Gökhan Akçura, ülkemizde y~lba~~~ kutlamalar~ yla ilgili ilginç yaz~s~ nda, Cumhuriyet döneminde ve öncesinde, Osmanl~~ döneminde ya~am~~~ olan, gazete, dergi ve roman yazarlar~ n~n makale ve eserlerinden yararlanarak, onlar~ n bu kutlamalara ait gözlem ve izlenimlerini vermektedir. Akçura'n~ n verdi~i bilgiye göre, Osmanl~'n~ n H~ ristiyan y~lba~~~ kutlamalar~ na gösterdi~i ilgi, XIX. y.y.~ n ilk çeyre~inden sonraki zamana rastlamaktad~ r. Bu ilginin sadece frenklerin verdikleri davetlere kat~lmak, hatta kendilerini davet ettirme ~eklinde oldu~u anla~~lmaktad~ r 17. Ancak

Cumhuriyet dönemine geçi~~ ile, "~~ Ocak" ~~ kar~~lamak üzere kutlama yap~lmas~~ âdeti de Cumhuriyet hükümeti öncülü~ünde Türk âdetleri aras~na sokulmu~tur. Günümüzün kent kökenli 60-70 ya~~ ku~a~~, hatta daha da gençleri, gençliklerinde tipik y~lba~~~ kutlama ~eklinin balolar, ziyafetler ve piyangolar ("Tayyare Piyangosu") oldu~unu hâlâ hat~ rlamaktad~ rlar. Zamanla, Cumhuriyet y~llar~ n~ n ba~~ndaki balolar yerlerini gazino ve gece klüplerinde özel y~lba~~~ programlar~ na ve evlerde e~~ dost aras~ nda yemek ziyafetlerine, tombala gibi e~lencelere b~ rakm~~t~ r. özel y~lba~~~ piyangosu ise hâlâ devam etmektedir. Bu konudaki son geli~me ise, daha önce belirtildi~i üzere, üç büyük kentimizde ve özellikle ba~kent Ankara'da, Müslüman Türkler aras~ nda yeni y~l~ n, "y~lba~~~ a~ac~" 18 ile kar~~lanmas~d~ r. Ama görülüyor ki bu konudaki kültürel al~ nt~~ sadece y~lba~~~ a~ac~~ ile kalmay~ p, Noel karma~~~~ n~ n bir ba~ka önemli unsuru olan "Noel Baba"y~~ da kapsamaya ba~lam~~t~ r.

Türkiye'de y~lba~~~ kutlamalar~ na ili~kin bu geli~meleri incelerken, ülkemizde belirli bir ö~renim görmü~~ bir kesimin "Noel" ve "Noel Baba" hakk~ ndaki dü~üncelerini (imajlar~ ) ve bu dü~ünceleri edinmelerinde rol oynayabilecek etp~enleri 19 de dikkate alarak tart~~maya daha somut boyutlar getirilmek istenmi~tir.

16 Gökhan Akçura, a.g.m. 17 ayn~~ yer.

18 Bu amaç için çam a~ac~~ taklidi plastik a~açlar bile kullan~lmaktad~ r. Bu semtlerdeki

çiçekcilerden biri, son on y~ ld~ r Müslüman Türkler aras~ nda görülen bu e~ilimi ifade için,

"Türkler gâvurlan da geçti" demi~tin

18 D.T.C. Fakültesinde görev yapt~~~ m dönemde, Noel Baba konusunu gündeme getiren

ve bu hususta bir anket uygulama fikrini ortaya at~ p, anket haz~ rlama ve uygulamada benim yard~ m~ m~~ isteyerek dikkatimi bu konuya çeken de~erli arkada~~ m ve meslekta~~m, arkeolog

(7)

YILBA~I A~ACI VE NOEL BABA 869

Ara~t~rma Evreni ve orneklem:

Burada, ~~ 936'dan beri Ankara'da, çe~itli disiplinler aras~nda, bat~~ dilleri ve edebiyatlar~~ konusunda da ö~renim vermede belirli bir yeri olan bir kurumda, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Co~rafya Fakültesi'nde okuyan bir grup son s~n~f ö~rencisine Kas~ m 1985 de uygulanan bir anketin 20 sonuçlar~ na de~inilecektir 21.

Orneklem 22, ~~ (35 k~z ve erkek ö~renciden olu~maktad~r. Örnekleme al~ nan ö~rencilere 23 at~fta bulunurken, kolayl~k sa~lamas~~ bak~m~ ndan birini "bat~~ grubu", di~erini de "do~u grubu" terimleri ile ifade etmek uygun bulunmu~tur. Bat~~ grubunu olu~turan 58 ö~renci, H~ristiyan dininin esas oldu~u ülkelerden birinin (Alman, Amerikan, Frans~z, ~ngiliz, ~spanyol, Macar ve Rus) dili ve edebiyat~~ üzerinde ö~renimlerini tamamlama a~amas~na gelmi~lerdi. Bu gruba giren ö~rencilerin yan~ tlanyla k~yaslaya-rak bulgular~~ daha objektif ve anlaml~~ k~lmak amac~yla da bir do~u grubu olu~turulmu~tur. 47 ö~renciden olu~an bu grup, ayni Fakülte'de, Müslümanl~~~ n esas oldu~u ülkelerden birinin dilinde ö~renim gördükleri bilinen bir k~s~ m do~u dilleri ve edebiyatlar~~ (Arap, Fars ve Urdu) ile Türk Dili ve Edebiyat~~ son s~n~f ö~rencileri aras~ndan seçilmi~lerdir.

Doç. Dr. Co~kun Özgünel'e te~ekkür etmeyi bir borç bilirim. Kendisi 4 Aral~ k 1985 tarihinde Antalya'da yap~ lan St. Nicholas Sempozyumu'nda, 36 de~i~kenden olu~an bu anketin ilk sonuçlar~~ hakk~nda bir tebli~~ vermi~tir. Bu çal~~mada ise, bu anketin sonuçlar~, Doç. Özgünel'in tebli~inden farkl~~ bir biçimde, ülkemizde y~lba~~~ a~ac~~ ve Noel Baba ile ilgili geli~melerin antropolojik analizinde kullan~ lmaktad~ r.

20 Bu anketin uygulanmas~ na izin veren, Prof. Dr. Olu~~ Ar~ k'~ n dekanl~ k dönemindeki Dekan Yard~ mc~s~~ Doç. Dr. Esin Kahya'n~n ~ahs~nda Dekanl~ k makam~na; ankete ilgi göstererek s~ nav dönemi ortas~ nda formlar~~ doldurmaya vakit ay~rabilen ö~renciler ile bu anketleri kodlanmas~ na ve dökümüne yard~m eden kendi ö~rencilerime de te~ekkür ederim. 23 Anketin sorular~n~~ haz~ rlarken, hocam~z Prof. Dr. Fatma Ba~aran'~ n, ayn~~ Fakülte ö~rencileri üzerinde, onlar~n sosyo-ekonomik ve psikolojik durumlar~n~~ belirlemek üzere yapt~~~~ bir ara~t~rma dikkate al~ nm~~ t~ r. (bkz. Fatma Ba~aran, "Dil ve Tarih-Co~rafya Fakültesi Ö~rencileri Üzerinde Psiko-Sosyal Bir Ara~t~rma", Cumhuriyelin 5o. Y~ldönümünü Anma Kitab~ , D.T.C.F. Yay. No: 239, 1974, S. 593-611).

23 Genel kurala uyarak % ~~ o örneklem al~ nmas~~ halinde, baz~~ anabilim dallar~n~n temsil edilme imkan~~ ortadan kalkt~~~ndan % 12 lik bir örneklem tercih edilmi~tir. Ö~rencileri belirlemede, ö~rencilerin cinsiyetini ve anabilim dallar~n~~ dikkate alan kota örneklemesi kullan~lm~~t~r.

33 Evreni belirlemek üzere, Kas~m 1985 tarihi itibariyle ö~renci I~leri Müdürlü~ü'nden al~nan bilgiye göre, Bat~~ Dilleri ve Edebiyatlar~~ Bölümü son s~n~f ö~rencilerini say~s~, 256 s~~ k~z, 299 u erkek olmak üzere toplam 485 ki~iydi. Örnekleme giren ve "do~u grubu" olarak belirlenen di~er son s~ n~f ö~rencileri ise toplam 382 ki~i olup bunlar~ n ~~ 84 ü k~z, 198 i de erkek ö~renciydi. Dolay~s~yla, 867 ki~ilik bir ö~renci grubundan örneklem al~nm~~ t~ r.

(8)

870 AYGEN ERDENTU~~ Ara~t~rman~n Bulgular~~ ve Yorumlar:

Bu ö~rencilerin Noel ve Noel Baba imajlar~~ hakk~ndaki yan~ tlar~, ancak bu ö~rencilerin genel nitelikleri dikkate al~ n~nca bir anlam kazanaca~~ndan, bu hususta bilgiler a~a~~da verilmektedir:

. Ö~rencilerin Genel Nitelikleri

Anket uygulanan ö~rencilerin % 55.2 sini "bat~~ grubu" olu~turmaktad~ r. Ayr~ca örneklemdeki ö~rencilerin % 51.4 ü k~z ö~rencidir.

Ya~~ gruplar~ na göre da~~l~mda ise 21-22 ya~~ grubu yo~unluk

göstermektedir; bunlar~n ço~u k~z ö~rencilerdir. Bunu, % 22.9 ile ~~ 9-20 ya~~ grubu izlemektedir. Öte yandan 23 ya~~ ve üzerindekiler % 31.4 kadard~r (bkz. Tablo ~~ ); bu gruptakilerin ço~unlu~unun Türk Dili ve Edebiyat'n~n 5. ve 6. y~l ö~rencileri olmas~~ dikkati çekmi~tir.

Ö~rencilerin % 29.5 inin babas~~ doktor, mühendis, avukat, di~~ hekimi, müteahhit, veteriner, dekoratör, sanayici, v.b. gibi "serbest meslek" ya da giri~imci (esnaf dahil) olmas~ na kar~~l~k; yar~s~~ (% 54.3), s~ n~rl~~ bir gelire sahip, "bordro mahkumu" memur /i~çi (ahç~, ~oför, tekniker, teknik eleman dahil) statüsünde çal~~anlar, ordu mensubu ya da emeklidir. Babas~~ çiftçi olanlar % 13.3 kadard~r. Erkek ö~rencilerde, halen i~çi ve çiftçi olarak geçimlerini sa~layan babalar (% 43.2) ço~unluktad~r (bkz. Tablo 2). Oysa babas~~ serbest meslek sahibi /giri~imci olan 24 ki~inin 18 i (% 75.0) bat~~ grubundaki k~z ö~rencilerdir.

Ö~rencilerin babalar~~ aras~nda, ilkokul mezunu olanlar (% 28.5) ile yüksek tahsil görenlerin (% 32.5) oran~~ birbirine yak~nd~r (bkz. Tablo 3). Yüksek tahsil görmü~~ olanlar~n ço~unlu~unun k~z babalar~~ olmas~~ ilgi çekmi~tir. Ayr~ca bat~~ grubunda, babas~~ yüksek tahsil yapm~~~ olanlar~n say~s~, do~u grubundakilerin iki kat~d~r. Bu bak~ mdan, do~u grubu ö~rencilerinde, babalar~n tahsil düzeyinin bat~~ grubuna k~yasla daha dü~ük oldu~u ortaya ç~ km~~ t~r.

Ö~rencilerin annelerinin e~itim düzeyi ise, genelde, babalarm~nkinden daha dü~üktür. Annesi ilkokul ö~renimi bile görmemi~~ ö~renciler %19.0 kadard~ r (bkz. Tablo 4); bunlar~n ço~unlu~u do~u grubu erkek ö~rencilerin anneleridir. Genelde, annelerin ula~m~~~ olduklar~~ e~itim düzeyi ilkokul mezuniyetidir (% 4o.o); bunda cinsiyete ya da gruplara göre bir fark yoktur. Oysa, ilkokul üstünde bir e~itim görme durumu, bat~~ grubu ö~rencileri, özellikle k~z ö~rencilerinin annelerinde daha fazlad~r (% 53.7).

Öte yandan, annesi sa~~ olan ö~rencilerin, be~~ ki~i hariç, hepsinin annesi ev kad~n~d~r. Bu be~~ ö~rencinin annesi de ya halen memurdur ya da

(9)

YILBA~I A~ACI VE NOEL BABA 871

memuriyetten emekli olmu~tur. Dolay~s~yla, ö~rencilerin annelerinin evu yönelik bir ya~amlar~~ oldu~unu söylemek mümkündür.

Ö~renciler aras~ nda, ayl~ k aile gelirlerinin ~~ oo,000.- T.L. den fazla oldu~unu belirtenler, örneklemde % 41.0 kadard~ r (bkz. Tablo 5). Bu ö~renciler, serbest meslek sahibi /giri~imci /esnaf olarak grupland~ r~lan mesleklere sahip babalar~ n çocuklar~~ olup, önemli bir k~sm~~ (% 69.8) bat~~ grubundand~ r. Zaten bat~~ grubunda, aile geliri 6 ~~ ,000.-TL. nin alt~ nda olanlar~ n say~s~~ oldukça azd~ r. Oysa, do~u grubundakilerin % 44.6 s~, 61,000.- T.L. nin alt~ nda bir ayl~ k gelire sahip ailelerden gelmektedir. Bunlar~ n memur, i~çi veya çiftçi çocuklar~~ olduklar~~ dikkati çekmi~tir. Dolay~s~ yla, bat~~ grubu ö~rencilerinin ayl~ k aile gelirleri, do~u grubuna k~ yasla daha yüksektir.

Ö~rencilerin sadece % 39.0 u ailesi yan~ nda kalmaktad~ r. Ö~renciler aras~ nda, arkada~lar~~ ile bir evi payla~anlar (% 24.8) ile özel veya resmi yurt ve pansiyonda kalanlar~n (% .o) yo~unlu~u (bkz. Tablo 6), bu ö~rencilerin, arkada~lar~~ d~~~ nda kendi ya~~ tlar~~ di~er gençlerle yo~un bir etkile~im içinde olduklar~ n~~ ve onlar~ n etkileri alt~ nda kalabileceklerini göstermektedir.

Ö~rencinin Ankara'da bulundu~u ortam yan~~ s~ ra, ya~ad~~~~ semtin de söz konusu imajlar~~ edinmede etken olabilece~i dü~ünülmü~tür. Yap~lan incelemede, yüksek aile gelirine sahip ö~rencilerin ço~unlu~unun, Çankaya, Kavakl~dere, Gaziosmanpa~a, Ayranc~~ gibi semtler ile Bahçelievler, Be~evler, Yeni~ehir, S~ hh~ye, Tando~an, v.b. gibi Ankara'n~ n ilk geli~en semtlerinde, aileleri yan~nda ya~ad~klar~~ ortaya ç~km~~t~r. Dahas~, bu semtlerde daha çok k~z ö~rencilerin oturduklar~; erkek ö~rencilerin ise, Yenimahalle, ~entepe, Kar~~ yaka, Mamak, ~ehitlik, Abidinpa~a, Balgat, Etlik, Hasköy, v.b. gibi Ankara'n~ n sonradan olu~an semtlerinde ya~ad~klar~~ saptanm~~ t~ r (bkz. Tablo 7). Bu sonradan türeyen semtlerin ço~unun, kentin bir semti olmakla birlikte, demografik ve sosyo-ekonomik özellikleri itibariyle k~ rsal alan de~erlerini yo~un bir biçimde sergiledikleri için, köy ve kent kültürü aras~ nda "marjinal" kabul edilen yerle~im yerleri oldu~u bilinmektedir.

Gruplar aç~s~ ndan oturulan semtler incelendi~inde, zenginlerin oturduklar~~ semtler diye bilinen yerlerde oturan ~~ 9 ki~iden ~~ 5 inin (% 78.9) bat~~ grubundan oldu~u anla~~lm~~ t~ r. Oysa do~u grubunda 32 ki~i (% 68.1), sonradan türeyen "d~~" veya "marjinal" semtlerde ikamet etmektedir.

Burada akla, bu ö~rencilerin kaç y~ld~r Ankara'da bulunduklar~~ sorusu gelmektedir. Örneklemde Ankara kenti do~umlu olanlar ancak % 20.0

(10)

872 AYGEN ERDENTU~~

kadar olup, do~duktan k~sa bir süre sonra Ankara'ya gelmi~~ olanlar~ n da dikkate al~nmas~~ halinde bile bu oran % 25.7 yi geçmemektedir (bkz. Tablo 8). Buna kar~~l~ k, ö~rencilerin ço~unun en çok 4-5 y~l kadar bir süredir Ankara'da bulunduklar~~ anla~~lmaktad~ r.

Ankara'da bulunma süresinde gruplara göre bir farkl~l~k vard~ r. Bat~~ grubundaki ö~rencilerin % 41.3 ü 4 y~ldan az bir süredir (yani, normal ö~renim süreleri dahilinde), % ~ 8.9 u da 4-6 y~l aras~~ bir süredir Ankara'da ya~amaktad~ r. Oysa, do~u grubunda, yo~unluk 6. y~l olmak üzere, ö~rencilerin % 34.0 ü 4-6 y~l aras~~ bir süredir Ankara'dad~ r. Dolay~s~yla, do~u grubundaki ö~rencilerin ö~renim sürelerinin, çe~itli nedenlerle bat~~ grubundakilere k~yasla uzad~~~~ izlenimi kalm~~ t~ r.

Ankara'da bulunma süresinin ~üphesiz, daha önce sözü edilen yeni y~lba~~~ kutlama âdetlerinin görüldü~ü bir kent kültürünü tan~mada önemli ölçüde etkisi vard~ r. Ama, bu hususta daha sa~l~kl~~ bir yorum için ö~rencilerin nerede büyümü~~ olduklar~na; ve ö~rencilerin ancak % 39.0 u aileleri ile birlikte Ankara'da bulundu~una göre, bunlar~n ailelerinin nerede ya~ad~ klar~ na bakmak gerekmektedir.

Ö~rencilerin % 42.9 u, do~du~u ve büyüdü~ü baba memleketinden, % 31.4 ü baban~ n tayin edildi~i veya i~~ bulmak, çal~~mak üzere gitti~i yerden Ankara'ya gelmi~lerdir. Di~erleri (% 25.7) ise Ankara'da büyümü~tür (bkz. Tablo 9).

Ö~rencilerin baba memleketi çe~itlilik göstermektedir. Bununla birlikte Iç Anadolu bölgesi (Ankara ili dahil % 39.1) ile Marmara ve Ege bölgeleri (% 20.0) di~er bölgelere k~yasla fark atmaktad~ rlar (bkz. Tablo 1 o). Ö~rencilerin baba memleketi ile ailelerinin bugün oturduklar~~ yer kar~~la~t~ r~ld~~~nda, çevre bölgelerden Iç Anadolu'ya, Iç Anadolu'daki illerden de Ankara iline do~ru bir göç olgusu dikkati çekmi~tir.

Bat~~ grubundaki ö~rencilerin önemli bir k~sm~n~ n ailesi, ya özellikle Ankara kenti olmak üzere Ankara ilinde (% 37.9) ya da Marmara/Ege bölgeleri illerinden birinde (% 22.4) ya~amaktad~r (bkz. Tablo ). Örneklemde, ailesi Marmara/Ege bölgesi illerinden birinde ya~ayan 17 ö~renciden 13 ünün (% 76.4) bat~~ grubundan olmas~~ ve bu ö~rencilerin, ailelerinin ya~ad~ klar~~ kentler olarak Istanbul ve ~zmir'i vermeleri de oldukça anlamild~ r.

Do~u grubu ö~rencilerinin aileleri ise, ço~unlukla Ankara ili (kazas~~ / köyü dahil) olmak üzere Iç Anadolu illerinde (% 70.0) ya~amaktad~ rlar 24. 24 Geldikleri co~raf~ k bölge, yeti~tikleri ortam ve ailenin bugün ya~ad~~~~ yer ile ilgili veriler, Fatma Ba~aran'~ n sonuçlar~vla uygunluk göstermektedir.

(11)

YILBA~I A~ACI VE NOEL BABA 873

Bu gruptaki 47 ö~renciden 2 1 inin (% 44.6) baba memleketi zaten ~ç

Anadolu bölgesindedir.

K~saca, örneklemdeki bat~~ grubu ö~rencilerinin yar~s~~ kadar~, Ankara, ~stanbul ve ~zmir gibi üç büyük kentimizde do~mu~~ ya da büyümü~tür. Bu da onlar~n, turistik amaçlar d~~~nda, ülkemize çal~~mak üzere gelen ecnebilerin ve az~ nl~ k H~ ristiyan cemaatlerin yo~un olarak ya~ad~ klar~~ kentlerin kültürlerine, hem bat~~ grubu içinde hem de do~u grubundakilere k~ yasla daha erken ve sürekli aç~ lm~~~ olduklar~n~~ göstermektedir. Do~u grubundakilerin ço~unun ise, büyük kent kültürüne, daha ileri ya~larda, muhtemelen üniversite y~llar~ nda a~ina olmaya ba~lad~ klar~, ve bu üç büyük merkez d~~~ nda, "ta~ra" diye bilinen ortamda büyümü~~ olduklar~~ izlenimi kalm~~t~ r.

Yeti~me ko~ullar~~ ile ilgili di~er bir husus da, bu ö~rencilerin yurt d~~~ nda bulunup bulunmad~ klar~, bulunmu~lar ise, bulunma süreleri ve halen yurt d~~~ nda bir yak~ nlar~ n~ n olup olmad~~~d~ r.

Yurt d~~~ nda bulunmu~~ olanlar~n (% 32.4) ço~unun, lise bitirme ya~~~ olan 16 ya~~ ve sonras~nda yurt d~~~na gitmi~~ olduklar~~ görülmü~tür. Gidenler, daha çok, ~~ 9-2 ~~ ya~lar~ndayken, üniversite ö~renimleri s~ras~nda, yaz aylar~nda, ö~renim görmü~~ olduklar~~ dil veya dillerde pratik yapmak, bilgi edinmek ve görgülerini art~rmak amac~yla turistik geziler yapm~~lard~r (bkz. Tablo 12). Yurt d~~~na bir kere, bir-alt~~ ay süreyle, turistik amaçla gidenler (% 50.0) d~~~nda bir grup ö~renci (% 26.5) de bir ,y~ldan fazla bir süreyle ö~renim için gitmi~tir (bkz. Tablo ~~ 3). Ailesi yurt d~~~nda oldu~u için her y~l en az bir ay yurt d~~~ na giden be~~ ki~i de Türkiye'de ö~renimlerini sürdüren Almanya'daki Türk i~çi çocuklar~d~r. Bu bak~mdan, görü~ülenlerin pek az~~ için küçük ya~lardan itibaren kendi özgün Türk kültürü d~~~ nda bir yabanc~~ kültüre do~rudan aç~lma söz konusudur. Ö~renciler aras~nda çocukluk ve ergenlik dönemini yurt d~~~ nda geçirmi~~ ancak üç ki~i ç~km~~t~r. Bunlar da ~~ o ya~~ndan daha küçük iken yurt d~~~ na ç~ km~~lard~r.

Gidilen ülkelerin ba~~nda Almanya gelmekle birlikte, turistik amaçla gitmenin bir sonucu olsa gerek, çe~itli Avrupa ülkelerini görmü~~ olanlar~ n da az olmad~~~~ dikkati çekmi~tir.

Yurt d~~~ na gitmi~~ olanlar~ n say~s~ n~ n azl~~~ na kar~~l~ k, görü~ülenlerin yar~s~~ kadar~ n~ n (% 54.3) yurt d~~~ nda yak~ nlar~, dolay~s~yla da bir yabanc~~ kültür ile dolayl~~ temaslar~~ vard~ r (bkz. Tablo 14). Bunlar~ n ço~unlu~u, yine bat~~ grubu ö~rencilerinin yak~ nlar~d~ r (% 52.6). Yak~ nlar~ n yurt d~~~ nda bulunma süreleri de en az on y~l olup, aralar~ nda 20 y~lda fazla bir süredir yurt d~~~ nda ya~ayanlar ç~ km~~ t~ r.

(12)

874 AYGEN ERDENTUG

Yurt d~~~ ndaki yak~nlar~n ya~ad~klar~~ ülkelerin ba~~nda Almanya bulunmaktad~ r (%49.1). Di~er Avrupa ülkelerinden birinde (Fransa, ~ngiltere, Hollanda, ~ talya, Isveç, ~sviçre ve Yugoslavya) yak~ n~~ olanlar % 33.3 dür. Orta Do~u ülkelerinden birinde (K~ br~s, Suudi Arabistan) bir yak~ n~~ bulunan üç ö~renci d~~~ nda di~erlerinin (% I 2 3) deniz a~~r~~ bir ülkede

(A.B.D., Kanada, Avustralya) yak~n~~ vard~r (bkz. Tablo 15).

2. Ö~rencilerin "Noel" ve "Noel Baba" Hakk~ndaki Dü~ünceleri

Ö~rencilerin Noel ve Noel Baba hakk~nda bilgi edinmelerinde bas~ n, yay~n ve kitle ileti~im araçlar~n~ n (özellikle televizyonun) önemli bir etkisi oldu~u ortaya ç~ km~~t~ r. Ö~rencilerin % 28.6 s~~ bu konuda kaynak olarak sadece T.V. yay~ nlar~n~~ ve sinemay~~ gösterirken, % 25.7 si daha çok kitap ve süreli yay~ nlardan faydalanm~~~ olduklar~n~~ belirtmi~lerdir (bkz. Tablo 16). Bu hususta bilgi kayna~~~ olarak ailesini ve mahallesini gösterenler ise % 20.0 dir; bunlar~n, ço~unlukla k~z ö~renciler oldu~u görülmü~tür. Bunda, bir k~s~m k~z ö~rencilerin, ecnebilerin de oturduklar~~ semtlerde ya~amak yan~~ s~ra aile/akraba yan~ nda kalmalar~n~n rolü aç~ kt~ r. Ayr~ca, k~z ö~rencilerin ana-babalar~n~ n tahsil düzeyinin de daha yüksek oldu~unu unutmamak gerekir.

Gruplara göre yap~lan k~yaslamada, her iki grubun da "T.V. yay~nlar~~ /sinema" ile "kitap/süreli yay~nlar"dan bilgi edinme oranlar~n~ n ayn~~ oldu~u saptanm~~t~ r. Buna ra~men, Noel ve Noel Baba hakk~nda edinilen bilginin do~rulu~u, yani bu bilginin içeri~i bak~m~ ndan, gruplara göre belirgin bir fark söz konusudur.

Ö~rencilerin % 6o.o ~, "Noel"in ne oldu~una dair bir soruya, "~sa'n~ n do~umunu kutlamak üzere, çam a~ac~~ süslenerek ve kutlamaya 24 aral~ k gecesi ba~lan~lan bir H~ ristiyan dini bayram~d~ r" ~eklinde do~ru yan~ t~~ i~aretlemi~lerdir (bkz. Tablo ~~ 7). Bat~~ grubundaki ö~rencilerin % 72.4 ünün bu yan~t~~ vermesine kar~~l~ k, do~u grubundakilerin ancak % 44.6 s~~ bu yan~t~~ verebilmi~lerdir. Do~u grubunda, bu hususta bir belirsizlikle birlikte Noel'i, "y~lba~~~ kutlamas~" olarak yorumlama e~ilimi dikkati çekmi~tir.

Bu farkl~l~~~n, T.V. yay~nlan, sinema, kitap ve süreli yay~nlar gibi kaynaklardan yararlanabilme imkânlar~ndan do~abilece~i akla gelmi~tir. Nitekim, yap~lan inceleme, ö~rencilerin yabanc~~ dil bilgisi düzeyinin, bat~~ dillerindeki yay~nlar~~ takip etmede ve bat~~ kaynald~~ filmleri gerekti~i gibi anlayabilmede önemli bir etmen oldu~unu ortaya koymu~tur.

Ö~rencilerin % 67.6 s~~ düz lise mezunudur (bkz. Tablo 18). Ama gruplara göre, mezun olunan orta ö~retim kurumu türüne bak~ld~~~nda,

(13)

YILBA~I AGACI VE NOEL BABA 875

do~u grubundakilerin ço~unlu~unun düz lise mezunu (% 82.9) olduklar~~ görülmü~tür. Oysa, bu durum, bat~~ grubu ö~rencilerinin ancak yar~s~~ kadar~~ için geçerlidir. Bat~~ grubundakilerin önemli bir k~sm~, yo~un bir ~ekilde yabanc~~ dilde e~itim yapan özel okul veya Anadolu Lisesi mezunudur (% 39.7). Zaten örneklemde, bu tür bir okulda okumu~~ olanlar~ n ikisi d~~~ nda di~erleri (% 92.0) bat~~ grubu ö~rencileridir. Bu ö~rencilerin bir k~sm~ n~ n (% 14.1), Noel ve Noel Baba konusunda bilgi kayna~~~ olarak televizyon yan~~ s~ ra lise ve üniversitede okunmu~~ olan yay~nlar~~ göstermi~~ bulunmalar~~ da bu olguyu daha anlaml~~ k~ lmaktad~ r. Bu bak~ mdan, görü~ ülen ö~renciler aras~ nda, "roman okuyacak /süreli yay~ n takip edebilecek ve film seyredip anlayabilecek" düzeyde bir yabanc~~ dil bildiklerini belirten 57 ki~inin (görü~ülenlerin % 54.3) 49 unun (% 86.o) bat~~ dilleri grubundan olmas~ na ~a~mamak gerekir. Do~u grubundan, bu düzeyde bir bat~~ dilini bildiklerini iddia eden sadece 7 ki~i ç~ km~~ t~ r. Bat~~ grubunda bu düzeye gelmi~~ olduklar~n~~ belirten 49 ö~rencinin yar~s~ndan fazlas~~ için (% 63.2) bu dil, ö~renim gördükleri anabilim dal~~ dili, % 47.0 si kadar~~ için de, ö~renim gördükleri dilin d~~~ nda, onun yan~~ s~ ra bir ikinci bat~~ dilidir (bkz. Tablo ~~ 9). Ö~renciler aras~ nda, söz konusu edilen düzeyde bilenen dillerin tasnifinde temel dil olarak kar~~ m~za ~ ngilizce ç~ km~~ t~ r. Bu da, ülkemizdeki uygulamalarda ve de edinilen Noel ve Noel Baba imajlar~ nda niçin daha çok Anglosakson kültürlerinin etkisinde kal~ nm~~~ oldu~unu bir ölçüde aç~ klamaktad~ r. Zira, bir toplumun dilini gerekti~i gibi ö~renirken, ister istemez o toplumun kültürünü ö~renme gere~i de kendini hissetirmektedir. Sözeilklerin o kültürde belirli bir anlam~~ vard~ r ve o anlama tam olarak vak~f olabilmek için o toplumun kültürü hakk~ nda da bilgi sahibi olmak gerekmektedir.

Asl~ nda H~ ristiyan kültürlerinde, Noel'in kutlanmas~ na ili~kin adetler, ayr~ nt~lar ya da kültür vas~flar~~ aç~s~ndan bir toplumdan di~erine farkl~l~ k görülmektedir. Örne~in, bütün H~ ristiyanlar için 25 Aral~ k ~sa'n~ n do~um günü de~ildir. Ermeni kilisesi bu olay~~ 6 Ocak' ta kutlar. Ayr~ca hepsi çam a~ac~~ süslemez. En tipik farkl~l~ k örne~i ise Noel arifesi ak~am~~ yenen "Noel yeme~i" ile ilgilidir. Ülkemizde, bütün H~ ristiyanlarda "hindi"nin Noel arifesi ak~am~~ sofras~n~ n vazgeçilmez yeme~i oldu~u san~l~ r. Halbuki, söz gelimi, yöreye ve mali imkanlara ba~l~~ olarak o ak~am kaz,domuz veya bal~ k yenilebilir. Özellikle, do~u Avrupa'daki H~ ristiyan toplumlar~ n ço~unda, bir tatl~~ su bal~~~~ olan "sazan", Noel arifesi ak~am yeme~inde tercih edilmektedir; bu bal~~~n, kentlerdeki Noel dönemi tüketimini kar~~lamak üzere özel olarak üretilmesine ra~men, ihtiyac~ n kar~~lanamamas~~

(14)

876 AYGEN ERDENTU~~

nedeniyle, tezgâh alt~ndan karaborsa bile sat~ld~~~~ olmaktad~r. Ho~, bugün, Avrupa'n~ n bat~s~~ gibi do~usu da, bir süredir, "yeni dünya" Amerika'da ticari bir kurum haline dönü~mü~~ bulunan Noel kutlamas~~ haz~ rl~ klar~~ ve âdetlerinden etkilendi~inden Noel âdetlerindeki farkl~l~ klar gittikçe azalmaktad~ r.

Öte yandan, önceleri, Osmanl~'mn son dönemi ile Cumhuriyetimizin ilk y~llar~nda, özellikle askeri ve mimari alanlarda ve üniversite sistemimizde hissedilen Alman etkisi ile birlikte, ondan daha da uzun bir süre etkisi alt~ nda kal~ nan Frans~z kültürü 25 ve de sonralar~~ Anglosakson kültürleriyle etkile~ime girilmesi sonucu, toplumumuzun bu kültürlerden çok çe~itli alanlarda etkilenmi~~ oldu~u bir gerçektir. Bu aç~dan, gerekli alt yap~ n~n ortaya ç~kmas~yla geli~en bas~ n, yay~n ve kitle ileti~im araçlar~n~ n da katk~s~yla, bir zaman sonra, kültürel al~~~ veri~de bulundu~umuz bu toplumlar~ n Noel kutlama âdetlerinden de etkilenmeye ba~lam~~~ olmam~z kaç~n~lmazd~r.

Bir ba~ka kültürden etkilenmemiz hususunaa son geli~me ise, "Alamanc~lar" arac~l~~~~ ile bu defa köylerimize kadar girmi~~ bulunan, dolay~s~yla da ülke çap~nda tan~maya ba~lad~~~m~z Alman kültürü ile etkile~imin sonuçlar~d~ r. Bugün, Anadolumuzun Avrupa'ya göç vermi~~ olan illerinden birinde, art~ k, Almanca konu~an ve veya Almanya'daki ya~am~~ anlatan bir vatanda~~m~za rastlamak son derece ola~an bir durumdur. Bu son etkilenmenin ne gibi kal~c~~ sonuçlar~~ olabilece~ini ise zaman gösterecektir 26. Ama bugün için, ülkemizde, televizyon ve sinemalarda gösterilen Amerikan-~ ngiliz yap~ m~~ filmlerin göreli yo~unlu nedeniyle, bu toplumlar~ n ya~am~ nda önemli bir yeri bulunan ve gösterilen filmlerde s~ k s~ k kar~~la~~lan Noel ve Noel Baba sahnelerine daha a~ina oldu~umuz bir gerçektir.

Nitekim, ö~rencilerin 44 üne (% 4 .9) göre Noel Baba, "rengeyiklerinin çekti~i k~za~~~ ile Noel arifesi gecesi gelip ~ömineden inerek, çe~itli süslerle donat~lm~~~ bir çam a~ac~~ alt~na, ailedeki herkes için bir hediye b~rakan; beyaz kürk kenarl~~ k~rm~z~~ kukeletas~, beyaz kürk yakah k~rm~z~~ ceketi, k~rm~z~~ pantalonu ve siyah çizmeleriyle, ak saçl~~ ve sakall~, güleç yüzlü tombul" bir tiptir. Bu yan~t~~ vermi~~ bulunan ö~rencilerin ço~unlu~u bat~~ grubu

25 Kökeni Latince'de do~umla ilgili bir sözcük olan "Noel" (Arod) ve "Noel Baba" (La pere dilimize Frans~zca'dan aktar~ lm~~ t~r.

26 Orneklemde, ailesinin halen Almanya'da ya~amas~~ nedeniyle, Alman kültürüyle hem ailesi arac~l~~~~ hem de do~rudan temas etmi~~ bulunan be~~ ö~rencinin, Noel ve Noel Baba hakk~ nda bat~~ toplumlar~ nda geçerli olan imajlar~~ yan~ t olarak vermeleri anlaml~d~r.

(15)

YILBA~I A~ACI VE NOEL BABA 877

ö~rencileridir. Bu tan~ mlama, ço~umuzun an~ msayaca~~~ üzere, Anglosak-son kültürü ürünü sinema ve çizgi filmlerinde dikkati çeken Noel Baba'ya aittir. Buna kar~~l~ k, ö~rencilerin 53 ü (% 50.5) de Noel Baba'y~, "yeni y~l~~ sembolize etmek üzere, s~ rt~ nda hediye torbas~yla yeni y~ la girerken ortaya ç~ kan ve hediye da~~tan bir ihtiyar adam" ~eklinde tan~ maktad~ rlar. Bu imaj ise, son birkaç y~ld~ r, ülkemizde, y~lba~~~ arifesinde bas~ n, yay~ n ve kitle ileti~im araçlar~ nda çok s~ k kullan~lmaya ba~lan~lan bir motiftir. Ayr~ca, yeni y~l tebrik kartlar~nda da Noel Baba'n~n bu ~ekilde yorumu, mum ve çam a~ac~~ süslemelerinden olu~an çe~itli düzenlemelerin d~~~nda, kartlar~~ süsleyen temel figürdür. ö~rencilerin 8 i (% 7.6) ise, bu konuda bir bilgiye sahip olmad~klar~n~~ belirtmi~lerdir.

Bu arada, konumuzla ilgili olarak, geni~~ bir halk kitlesine hitap etti~i bilinen televizyonda ve sinemalar~m~zda gösterilen bat~~ kaynakl~~ filmlerin Türkçe dublajlar~na de~inmek gerekmektedir: Y~llard~r, Türk ve islâm kültürlerinde "Noel" olay~n~n kar~~l~~~n~n bulunmamas~n~n bir sonucu olsa gerek, söz konusu filmlerde Noel kudamalann~n "y~lba~~~ kutlamas~" ~eklinde aktar~ld~~~~ görülmü~tür. Bu tür tercümelerin zorunlu veya bilinçli yap~ld~~~~ tart~~maya aç~ k olmakla beraber, "kültürel galat" ~eklinde dile getirebilece~imiz bu durumun da seyircilerde Noel hakk~ nda yanl~~~ ya da çeli~kili bir yoruma yol açm~~~ olmas~~ do~ald~ r. Ancak, son birkaç y~ld~r gerçekle~tirilen dublajlar~n ço~unda, bu hususta da bir geli~me oldu~u kan~s~~ uyanm~~ t~r. Sözü edilen kültürel galatta halen israr etme durumu (ister yeni filmlerin ister eski filmlerin dublajlar~nda olsun) devam etmekle birlikte, art~k kimi filmlerdeki Noel kutlama sahnelerinde, eskiden tercih edilen "mutlu y~llar" ifadesi yerine "mutlu Noeller" ifadesinin kullan~lmaya ba~lanm~~~ oldu~u ve Noel'in y~lba~~ ndan ayr~~ bir olay oldu~unu vurgulayacak biçimde tercümeler ve dublajlar yap~ld~~~~ dikkati çekmekte-dir. Bunda, 1983 den beri bas~ n, yay~ n ve kitle ileti~im araçlar~~ arac~l~~~~ ile geni~~ kidelere haber olarak verilen St. Nicholas Sempozyumu'nun dolayl~~ bir etkisi oldu~unu da söylemek mümkündür. Zira, bu sempozyum sayesinde gazete ve süreli yay~nlarda, Noel'in çe~itli ülkelerde nas~l kutland~~~ ndan ve tarihi ki~ili~i oldu~u iddia edilen Ayanikola'ya ba~l~~ olarak da olsa, Noel Baba'dan bahsedilir olmu~tur.

Ö~rencilerin ço~unun (% 6 ~~ .o) St. Nicholas'~, "Türkiye'de Demre'de IV. y.y. da ya~am~~~ ve bugünkü Noel Baba'n~n gerçek tarihi kimli~idir" ~eklinde tan~mlam~~~ olmalar~~ (bkz. Tablo 20) da bu görü~ümüzü desteklemektedir. Bu konuda ö~rencilerin % 13.3 ünün yanl~~~ seçene~i i~aretlemesine kar~~l~ k, % 25.7 sinin de bu konudan habersiz olmas~~ da

(16)

878 AYGEN ERDENTU~~

ö~rencilerin bas~ n, yay~ n ve kitle ileti~im araçlar~n~n haberlerini dinleme ya da takip etme al~~ kanl~ klar~~ hakk~ nda, dolayl~~ da olsa, bir fikir vermektedir. Bu bak~mdan, bir k~s~m ö~rencilerin, temel bilgi kaynaldan olan Türkçe yay~ nlarda bu konuda yeterli bilginin verilmemesi; baz~~ kitle ileti~im araçlar~ nda gösterilen f~ lmlerdeki tercüme yanl~~l~~~~ ve gerekli düzeyde yabanc~~ dil (bat~~ dili) bilinmemesi gibi etmenlerin etkisiyle, Noel'in bat~~ toplumlar~ndaki gerçek anlam~n~~ ve bunun y~lba~~ndan farkl~~ bir ~ey oldu~unu anlayamamalar~~ sonucu, Noel'i, "y~lba~~", Noel Baba'y~~ da yeni y~ l~ n müjdecisi bir tip olarak alg~lamalar~ na ~a~mamak gerekir.

De~erlendirme ve Sonuç:

Antropologlar, bir yenili~in, ister bir toplumun içinden gelsin, ister bir topluma d~~ar~dan tan~ t~ls~ n, o toplumun kültüründe bir fonksiyon kazanmaya ba~lay~ nca o toplumun kültürü ile bütünle~ti~ini kabul etmektedirler. Yap~lan tespitlere göre de, bir toplumda yenilikleri desteklemekte ve yayg~ nla~t~ rmakta, "elit" denilen, toplumdaki zengin ve seçkin en üst s~n~f ya da sosyal tabakaya ait ki~iler öncülük etmektedirler. Zira, yeni kültür eleman~, sembolik bir ~ekilde, o grubun prestijine katk~da bulunaca~~ ndan, o grup tarafindan bu hususta tekel kurmaya kadar giden bir tutum ve davran~~~ söz konusu olabilmektedir 27.

Yeni kültür eleman~ n~n ya da vasf~n~n, biçim ve fonksiyonu ile, oldu~u gibi geçip geçmeyece~i de toplumdan topluma fark gösterir. Kimi toplumda kültür eleman~n~n biçimi aktar~lmakta ama fonksiyonu de~i~ime u~ramaktad~r; kiminde ise fonksiyon benimsenmekte ama biçim de~i~mektedir. Kroeber'e göre, al~ nan kültür eleman~ n~n özgün fonksiyo-nundan çok, özgün biçiminin oldu~u gibi aktar~lmas~~ daha muhtemeldir. Örne~in, Asya topluluklar~ndan birindeki dini törenlerde önemli bir yeri bulunan bir "dini obje"nin, bu toplulu~a turistik bir gezi yapm~~~ olanlar taraf~ndan kendi topluluklar~ na bir "süs e~yas~" ~eklinde aktar~lmas~~ s~k rastlan~lan durumlardan biridir 28.

Bu esaslar~~ ülkemizdeki y~lba~~~ kutlama âdetlerindeki yeniliklerde de izlemek mümkündür. Ba~ta Ankara olmak üzere, ~stanbul ve ~zmir gibi kentlerimizde, bat~~ kültürlerindeki Noel kutlamas~na ili~kin birtak~m kültür elemanlar~na, ya elit s~n~f~n ve ticaretle u~ra~anlar~n yenilik aray~~~~ içinde bilinçli olarak, ya da T.V. ve sinemalarda gösterilmi~~ ve gösterilmekte olan bat~~ kaynakl~~ filmlerin dublajlar~nda dikkati çeken kültürel galat~n etkisiyle,

27 Felix M. Keesing, a.g.e., S. 398. 28 ayn~~ eser, S. 339

(17)

YILBA~I A~ACI VE NOEL BABA 879

al~ntly~~ yapanlar~n ya~amlar~ nda bir fonksiyon kazand~ klar~~ için rastlan-maktad~ r. Noel kutlamas~na ili~kin bu kültürel al~nt~lar~ n bu kentlerimizde kazanm~~~ olduklar~~ yeni fonksiyonlar~ na bir aç~ kl~ k getirmek için günümüz H~ristayan bat~~ toplumlar~ n~n ço~unda, özellikle, bir ölçüde a~ina oldu-~umuz Anglosakson kültürlerinde, Noel'in göze çarpan temel vas~flar~na çok k~sa de~inmekte yarar vard~ r. Bunlar~~ ~öyle s~ ralayabiliriz:

24 Aral~ k arife günü ak~am~~ aile üyeleri ve yak~ n akrabalarla birlikte oturulan bir "Noel sofras~"; bu, Noel ak~am~ na özgü özel bir yemek türü (hindi, kaz, bal~ k, v.b.) ve özel tatl~ n~ n (Noel tatl~s~ ) yendi~i bir ziyafettir.

Noel a~ac~~ ve süslemeleriyle donat~lm~~~ kimi i~yerlerinde, personelin kendi aralar~ nda düzenledikleri "Noel e~lencesi",

Noel süslemeleri olarak kullan~lan, k~~~ n yaprak dökmeyen a~açlardan, ye~il me~e (ya da halk aras~ nda bilindi~i ~ekliyle "p~ rnar") ve adi ökseotundan 29 yap~lm~~, d~~~ kap~ya, duvara veya pencere cam~~ d~~~ na as~lan küçük "Noel çelenkleri",

Çe~itli süslemelerle donat~larak mumlarla ~~~ kland~ r~ lan 30 ve asl~ nda Isa'y~~ sembolize eden çam a~ac~, yani "Noel a~ac~"; mumlar Isa'ya adanm~~ t~ r ve a~ac~ n tepesine bir y~ld~z ili~tirmek ~artt~ r.

Bütün aile bireyleri için süslü çam a~ac~~ alt~ na b~ rak~lan, ayr~ca çocuklar~ n ~öminenin bir kenar~ na veya yatt~ klar~~ odadaki bir e~yaya ili~tirdikleri, genellikle k~ rm~z~~ renkteki "Noel çorab~"na konan çe~itli hediyeler ve ~ekerlemeler 31; bu hediyelerin 25 Aral~ k Noel sabah~~ aç~lmas~~ gerekmektedir,

Noel'in ertesi günü, 26 Aral~ k'ta "Kutulama Günü" (Boxing Day)nde ev halk~ n~ n ihtiyaç duymad~ klar~~ giyeceklerin ve bir miktar yiyece~in, fakir fukaray~~ sevindirmek üzere kutulara konup da~~ t~lmas~~ ya da çevredeki kilisede bu amaçla konmu~~ olan kutulara b~ rak~lmas~ , Noel arifesi gecesi, herkes uyurken, süslenmi~~ Noel a~ac~~ alt~ na ve Noel çoraplar~ na konmu~~ hediyeleri gizlice getirdi~ine inan~ lan "Noel Baba",

Hem evin içinde, Noel a~ac~~ etraf~ nda veya yan~ nda, hem de mahallede, kap~~ kap~~ dolanarak, ailecek söylenen ya da çocuk ve

29 Anglosakson kültürlerinde p~ rnar, "holly" (ilex aquifolium), ökseotu da "mistletoe"

(viscum album) adlar~ yla bilinmektedir.

3° Bugün art~ k a~ac~, bu etkiyi verebilecek biçimdeki ampüllerle stisleyerek, elektrik kullan~ m~~ ile daha da ~~~ l ~~~ l yapmak tercih edilmektedir.

31 Bunlar~ n aras~ nda, iki renkli (k~ rm~z~ -beyaz) çubuk ~ekerden baston ~eklinde yap~ lan~~ oldukça popülerdir.

(18)

88o AYGEN ERDENTU~~

gençlerden olu~an bir grubun söyledi~i, Noel'e özgü ilahiler (carols), Noel arifesi gecesi, gece yar~s~ ndan itibaren ba~lanan ve mezheplere göre Noel sabah~ na kadar bir veya birkaç defa, kilisede, büyük bir cemaat huzurunda yap~lan dini ayinler,

~sa'n~n, Beytüllahm'da do~mu~~ oldu~u ortam~~ sergileyen, çe~itli malzemelerden (kil, kibrit çöpleri, v.b.) yap~lm~~~ do~um sahnesi (nativity) maketleri,

Gösteri ve reklam amac~ n~~ güden bizdeki fener alay~na benzer "Noel alay~",

Bu dönemde yollanan tebrik kartlar~ nda Noel'in, y~lba~~~ ile birlikte kutlanmas~~ ve bu kartlar~n, ~ömine üstünde, pencere önünde veya bir sehpa ya da konsol üzerinde sergilenmesi-bunlar~ n en geç Ocak ay~n~ n ilk haftas~nda kald~r~lmas~~ gerekir; daha uzun süre kalmalar~= u~ursuzluk getirece~ine inan~l~r.

Yukar~da genel hatlanyla verilmi~~ olan Noel özelliklerinden birkaç~ n~ n ülkemizdeki yeni y~l kutlamalar~ nda benimsenmi~~ olduklar~, ara~t~ rma ve gözlemlerimizden, hemen anla~~lmaktad~r. Bunlar, özel yemek ziyafeti ("y~lba~~~ sofras~") çam a~ac~~ süslemesi ("y~lba~~~ a~ac~"), ökseotu ve p~rnar ile süslemeler ("y~lba~~~ süslemeleri"), tebrik kartlar~~ yollama ("y~lba~~~ tebrik kartlar~"), hediye al~ p verme ("yeni y~l hediyesi) ve "Noel Baba"d~ r. Bunlar~n ülkemizde kullan~l~~~ veya uygulan~~~ biçimlerini dikkate ald~~~m~zda, bu kültürel al~nt~larm, özgün H~ristiyan toplumlarmdaki dini yönleri dikkate al~ nmaks~z~n (hatta, bilinmeksizin), "e~lence" ve "reklam" ihtiyaçlar~ na de~i~ik ve yeni boyutlar getirmi~~ olmalar~~ nedeniyle benimsenmi~~ olduklar~~ ortaya ç~ kmaktad~r:

1. Y~lba~~~ sofras~~

Asl~ nda, H~ ristiyanlarda Noel, "aile"nin dini bayram~d~r; bu, aile üyelerini ve yak~ n akrabalar~~ bir araya getiren bir olayd~r. Buna kar~~l~k, H~ ristiyanlarda y~lba~~, daha geni~~ ölçüde ve topluca, bir e~lence veya balo ile kutlan~r. Ülkemizde, Cumhuriyet y~llar~~ ba~~nda ilk görülmü~~ olan, frenklerden takvim ile birlikte ald~~~m~z y~lba~~~ balolar~ n~ n hikmeti budur. Oysa, ülkemizde, önceleri "genel"e aç~ k bir ~ekilde kutlanan y~lba~~, ekonomik nedenlerle birlikte, giderek, Noel gibi "özel" kutlan~r bir hâle dönü~mü~tür. ~üphesiz, kentlerimizde, devlet erkan~~ içinde ve hali vakti yerinde olanlar aras~nda, ya bulunulan kentteki ya da bir ba~ka yerdeki, özel programl~, topluca kutlanan y~lba~~~ e~lencelerine kat~lanlar az de~ildir. Ama, orta hani büyük bir ço~unluk, y~lba~~n~~ evde, e~~ dost ile, özel bir "y~lba~~~ sofras~" kurarak kutlamay~~ tercih etmektedir.

(19)

YILBA~I A~ACI VE NOEL BABA 881

Ayr~ca, Türk mutfa~~ nda et cinsi olarak, küçükba~~ hayvan eti makbüldür. Bu bak~ mdan, genellikle Türk mutfa~~~ özelliklerinin sergilendi~i y~lba~~~ sofras~ nda, bu geceye özgü bir özel yemek türü olarak, bir kümes hayvan~~ olan sülüngiller familyas~ ndan "hindi"nin iç pilavla birlikte menüye girmesinde, kültürümüz d~~~ ndan bir etkinin oldu~u aç~ kt~ r. Bunda, bat~~ kültürüyle do~rudan temas veya bat~~ kaynakl~~ yay~nlardan ve filmlerden edinilen izlenimler sonucu, hindinin, bat~~ toplumlar~nda, özel

günlerde (özellikle k~~~ döneminde, Noel kutlamas~nda) yenen bir yemek

türü olarak görülmesinin bir etkisi oldu~u san~lmaktad~ r. Y~lba~~~ arifesinde hindiye olan talep, önceleri sadece ecnebilerden gelirken, son on y~ld~ r talebin giderek artmas~~ ve y~lba~~~ için özel olarak hindi beslenmeye ba~lanm~~~ olmas~~ da bu görü~ümüzü desteklemektedir.

2. Yeni y~l hediyesi

Bizde y~lba~~yla ilgili bir yenilik de hediye al~~~ veri~idir. Kültürümüzde, eskiden sadece bayramlara, ni~an, dü~ün ve do~um gibi olaylara özgü olan hediye verme, bat~dan "ithal" edilen ba~ka kültürel al~nt~lar (Anneler Günü, Babalar Günü, Do~um Günü, v.b.) ile birlikte daha s~ k verilir olmu~tur. Ülkemizde bat~ n~n reklam ilkelerini kullanmaya ba~layan dükkân veya ma~aza sahipleri, hatta Bankalar~n ço~u, özel günlere özgü "arma~an çekleri" ile, bu hediye al~~~ veri~ini körüklemekte ve desteklemektedirler. Bu bak~ mdan, yeni y~l arifesinde, yeni y~l~n kiminle, nerede kutlanaca~~~ ve neler

yap~laca~~~ veya yenece~inden ba~ka, t~pk~~ Noel arifesinde ecnebilerde

oldu~u üzere, bir de aile üyeleri ile yak~n dostlara ne hediye al~ naca~~~ derdine dü~ülmektedir. Al~c~ n~n, al~nan~ n hediye olaca~~ n~~ belirtmesi üzerine, son birkaç y~la kadar tezgâhtarlar sat~n al~nan hediyeyi âdi paket

ka~~d~yla bile sarmas~n~~ beceremezken, sat~lan mal~n, bat~n~n Noel hediye

paketleri gibi, özel ka~~t ve rafya kurdelalarla cicili bicili bir "hediye paketi" ~eklinde al~c~ya sunulmas~~ da hediye konusundaki geli~menin bir ba~ka yönüdür.

Aile üyeleri için al~nan yeni y~l hediyeleri genellikle y~lba~~~ yeme~inden önce ya da gece yar~s~, yeni y~la girerken verilmekte, e~e dosta al~nan hediyelerin ne zaman verilece~i ise hediye verenin inisiyatifine kalmaktad~ r. Hediye vermeyle ilgili bir di~er geli~me ise, y~lba~~ a~ac~~ süsleyen Müslüman Türklerin evlerinde, hediyelerin önceden, evdeki "y~lba~~~ a~ac~" alt~na konmas~~ ve yeni y~la girince hediyelerin aç~lmas~d~ r. Çocuklara verilen hediyeyle ilgili bir ba~ka yenilik de, Ankara'da Bakanl~ klar'daki bir ma~azan~ n, çocuk için önceden seçilip, paras~~ ödenen ve gidece~i adres Belleten C. H, 56

(20)

882 AYGEN ERDENTU~~

verilen hediyenin, y~lba~~~ gecesi, Noel Baba k~ l~~~ nda bir ma~aza personeli tarafindan çocu~a evinde teslim etmeyi üstlenmi~~ bulunmas~d~ r.

Y~lba~~~ tebrik kartlar~~

Bat~~ kültürlerinden bir ba~ka kültürel al~nt~~ örne~i de y~lba~~~ tebrik kartlar~d~ r. önceleri, ülkemizdeki devlet erkan~~ aras~ nda, kartvizit arkas~ na karalanan bir iki sat~ rla kutlanan yeni y~l, ülkemize tebrik kart~~ sanayiinin girmesi ve geli~mesi üzerine, yerini, binbir çe~it tebrik kart~ ndan biri ile kutlamaya b~ rakm~~t~ r. Bu tür yaz~~malar~n kapsam~~ da geni~leyerek, aile bireylerini, akrabalar~~ ve dostlar~~ kapsar bir hale gelmi~tir.

Y~lba~~~ arifesinde, bayram arifelerinde oldu~u gibi, tebrik kart~~ satan seyyar sat~c~lar ve tezgahlar~, kentin merkezi yerlerindeki belirli kö~elere yan yana dizilmektedir. Bunlar~ n satt~ klar~~ kartlara, üzerilerindeki yaz~lar~ n okunamayaca~~~ bir uzakl~ ktan bakan birinin, bunlar~, ecnebilere özgü Noel tebrik kartlar~~ sanmas~~ i~ten bile de~ildir. Gerçekten de kimi kartlar üzerinde, bayram döneminde rastlanan klasik motifler (çiçek, çini, kilim desenleri, minyatür ve manzara resimleri, v.b.) bulunmas~ na kar~~l~ k, bir süredir, her y~lba~~~ arifesi türleri gittikçe artan kartlar~n ço~unun üzerilerinde bat~~ toplumlar~n~n Noel dönemi kartlar~ndaki figürler ve resimler görülmektedir. Bu kartlar, kimilerin evinde, kimilerinin de bürosunda, göze çarpacak bir ~ekilde, kütüphane rafi, pencere önü, v.b. gibi yerlere konmakta, hatta baz~~ evlerde de, Noel yortusunda oldu~u gibi, düzenlenmi~~ özel bir kö~ede sergilenmektedir.

Y~lba~~~ süslemeleri

Ülkemizde, Noel süslemelerinin temel unsurlar~ ndan olan ökseotu ve p~ rnar dallanyla ilgili uygulamaya bak~ld~~~ nda, bunlar~ n temel biçim ve fonksiyonlar~n~n yan~~ s~ ra, yeni bir tak~m fonksiyonlar da kazanm~~~ olduklar~ n~~ söylemek mümkündür. P~rnar, "y~lba~~~ çiçe~i" ad~~ alt~ nda, demetler halinde, evlerde süs olarak vazolara konmak veya hediye edilmek üzere, y~lba~~~ arifesi nde sokak ba~lar~nda sat~l~r hile gelmi~tir. Oysa bundan yirmi y~l kadar önce, bu bitkinin yüzüne ecnebiler d~~~ nda kimse bakmazd~. Bugün ise bu bitkinin, ülkemizin belirli bir yöresinden, belirli bir iki ki~i tarafindan sa~lanabilmesinin etkisiyle, son y~llarda tale12in kar~~lanmas~ nda zorlan~ld~~~~ bilinmektedir. Bu "y~lba~~~ çiçe~i"nin dikkatle incelenmesi halinde, sat~lan dallar~n üzerindeki parlak k~ rm~z~~ "bakka"lar~n, ayn~~ renk ipliklerle ustaca dallar~ n ucuna ba~lanm~~~ olduklar~n~~ görmek mümkündür. Bir di~er deyi~le, bizde "y~lba~~~ çiçe~i" ad~~ alt~ nda sat~lan bitki, bat~~ toplumlar~ndaki gibi do~al haliyle sat~ lmamaktad~r. Bu uygulaman~n, ad~~

(21)

YILBA~I A~ACI VE NOEL BABA 883

geçen bitkinin do~al halinde k~ rm~z~~ "bakka"lann (üzümsü meyvalar~n), çok dengesiz da~~l~mlan sonucu kimi dallar~ n "çiçek"siz kalmas~~ ve bunlar~ n sat~lamayarak elde kalaca~~~ endi~esinden kaynakland~~~~ aç~ kt~ r. Bu aç~dan, dayan~ kl~~ olup uzun süre gitmesi bak~m~ ndan mevsiminde tercih edilmeye ba~lan~lan bu bitkinin, k~rm~z~~ "çicek"lerini (bakkalar~ ) ya~atmak üzere su dolu bir vazoya konmas~~ da bir hayli ilginçtir.

Ayr~ca, ökseotu, p~ rnar veya çam dallar~ ndan, bazen bunlar~ n bir kar~~~ m~ ndan yap~lan "y~lba~~~ çelenk"lerini de, son iki y~ld~ r, y~lba~~~ arifesinde yapt~~~m~z incelemelerde, zengin semtler olarak bilinen yerle~im yerlerinde, ecnebilerin yo~un oldu~u mahallelerdeki evlerin sokak kap~lar~~ ve pencere camlar~ ndan ba~ka, sadece on kadar dükkan~n kap~s~ nda görebildik. Oldukça fazla say~da sat~ld~ klar~~ bildirilen bu "çelenk"lerin, daha çok, dükkân ve ma~aza sahipleri taraf~ ndan, vitrinlerde te~hir edilen mallar~ n aras~ na kondu~u dikkati çekmi~tir. Çe~itli p~ r~ lt~l~~ süslemelerle muhtelif ~ekillere dönü~türülen bu çelenkler, özellikle çocuk veya kad~ n çama~~ r ve giyim e~yas~~ satan ma~azalar~ n vitrinlerinde, çama~~ rlar aras~ nda bir süs vazifesi görmektedir. Dolay~s~yla, ülkemizde, bu ‘`çelenklerin, bat~~ toplumlar~ ndakine benzer (yani, kap~~ süsleme) fonksiyonu yan~~ s~ ra, ondan daha yayg~ n bir biçimde vitrin süsleme fonksiyonunu üstlenmi~~ olduklar~~ görülmü~tür. Bunda, çam a~ac~~ ve ilgili

süslemelerin yüksek fiyat~ na kar~~l~ k bu tür bir süslemenin daha ucuza ç~ kmas~ n~ n önemli bir rolü olsa gerek.

5. Y~lba~~~ a~ac~~

Y~lba~~~ a~ac~~ süslenmesine gelince... Bu, daha önce de de~inildi~i üzere, son on y~ld~ r Müslüman Türkler aras~ nda gün geçtikçe yay~lan bir yenilik, bir kültürel al~ nt~d~ r. Bu âdetin zengin, "elit" s~ n~f taraf~ nda benimsenmi~~ oldu~u anla~~lmaktad~ r. Zira, Noel ve Noel Baba hakk~ ndaki dü~üncelerini ö~renmek üzere bir grup ö~renciye uygulanan ankette, görü~ülen ~~ o5 ö~renciden 23 ü (% 2 ~~ .9) çevrelerinde "y~lba~~~ a~ac~" süsleyenler oldu~unu belirtmi~lerdir. Bu ö~renciler, Urdu dilinde okuyan ve aile geliri yüksek bir aileden gelen bir ö~renci d~~~ nda hepsi, bat~~ dilleri ve edebiyatlar~ nda birinde okuyan ö~rencilerdir. Bu grubun ise, hat~ rlanaca~~~ üzere, daha çok, zenginlerin semtleri olarak bilinen yerlerde oturduklar~~ ve aile gelirlerinin yüksek oldu~u belirlenmi~ti. Zaten, gerek çam a~ac~ n~ n gerek y~lba~~~ süslemelerinin pahal~ l~~~, y~lba~~~ a~ac~~ süslemeyi gerçekle~tirebilecek olanlann belirli (ortan~ n üstünde) bir gelire sahip olmalann~~ gerektirmektedir. Ö~rencilerin verdikleri yamtlardan, bulunduklar~~ çevrede y~lba~~~ a~ac~~ süsleyenlerin ço~unlu~unun (% 47.8), ö~rencinin teyzesi, eni~tesi, day~s~,

(22)

884 AYGEN ERDENTUG

evli a~abeyi veya ablas~~ gibi yak~ n akrabalar~~ oldu~u görülmü~tür (bkz. Tablo 21). Y~lba~~~ a~ac~~ süsleyenler aras~ nda % 30.4 oran~ nda aile dostu veya arkada~~ n bulunmas~~ ve % 2 ~~ .8 inin de Türk veya ecnebi kom~ular~ n~ n y~lba~~~ a~ac~~ süslediklerini belirtmesi, bu ö~rencilerin önemli bir k~sm~ n~ n, s~ k s~ k görü~me ihtimali yüksek olan bu ki~ilerden bu hususta, zamanla, etkilenebilecekleri yönünde verilerdir. Ö~rencilerin bulunduklar~~ çevrede y~lba~~~ a~ac~~ süsleyen ki~ilerden 15 inin (% 65.2) üniversite mezunu olmalar~~ da bu yeni âdetin benimsenmesinde yüksek tahsilin rolünü ortaya koymaktad~ r.

Zaten, görü~ülen ö~renciler aras~nda, halen 6 ki~inin evinde y~ lba~~~ a~ac~~ süslenmektedir; bunlar~ n dördü k~z, ikisi erkek ö~renci olup, Urdu dilindeki bir ö~renci d~~~ nda hepsi bat~~ dilleri ö~rencileridir. Bu alt~~ ki~i, evlerinde bu âdetin hemen hemen dokuz y~ld~r sürdü~ünden söz etmi~lerdir. Bu da çicekcilerin son on y~ld~ r Türklerin de y~l sonuna do~ru çam a~ac~~ sat~ n almaya ba~lad~ klar~na dair verdikleri bilgiyi do~rulamaktad~r. Bu ö~rencilerin evlerinde bu âdeti ba~latan ki~i ise, üçünde aile büyü~ü olan baba, üçünde de ö~rencinin kendisi olmu~tur.

Y~ lba~~~ a~ac~~ süsleme nedeni olarak "güzel görüntüsü var" ve "süslemek e~lenceli oluyor" ~eklinde verilen yan~ tlar, bu olay~n Müslüman Türkler aras~ nda, e~lenmek ve i~in esteti~i d~~~ nda, bir anlam~~ olmad~~~ n~~ göstermektedir. Nitekim ya~ad~~~ m~z kentte, a~aç süsleme isteklerinin art~ k çocuklardan da gelmeye ba~lamas~, bu olay~n e~lence yan~n~ n daha bask~ n oldu~unun bir göstergesidir.

Çocuklar~n buna özenmesinde ~a~~lacak bir yan yoktur. Zira, zengin ki~ilerin oturduklar~~ semtlerde ya~ayan çocuklar, art~k, hem oturduklar~~ semtlerde (muhtemelen bir arkada~~n~n evinde), hem ana-babalar~n~n al~~~ veri~~ yapt~klar~~ semt dükkânlar~nda, hem de gittikleri anaokul ve kimi ilkokullarda, y~lba~~~ a~ac~~ süsleme olay~n~~ iyice tan~maya ba~lam~~lard~r.

6. Noel Baba

H~ ristiyanlar~ n dünyas~ nda Noel Baba, Noel dönemine özgü hediye al~~~ veri~ini simgeleyen efsanevi bir ki~idir; bu özelli~i nedeniyle de bugünkü görünümüne yüzy~llar sonra kavu~mu~tur 32. Noel Baba, daha çok 32 Noel Baba, önceleri, s~rt~nda ta~~d~~~~ torbas~ndan çocuklara hediye veren, ciddi görünümlü ve sakall~~ bir ihtiyar ~eklinde tasavvur edilirmi~. Amerika'ya göç eden Avrupal~lar ile birlikte bu Noel Baba imaj~n~n da "yeni dünya"ya gitti~i belirtilmektedir. Bu imaj~n, zamanla, Amerika'da bir de~i~ime u~rad~~~~ anla~~lmaktad~ r. önce Amerikal~~ yazar Washington Irv~ng, sonra da karikatürist Thomas Nast'~n katk~lar~~ ile Noel Baba, XIX. y.y.

(23)

YILBA~I A~ACI VE NOEL BABA 885 çocuklara yönelik bir figürdür; y~l~n sonunda, bütün bir y~l boyunca iyi davran~~larda bulunmu~~ çocuklar~~ hediye ile ödüllendiren biridir. Ama günümüzün bat~l~~ giri~imcileri bunu bir ticari matah haline getirmi~ler, hatta "Noel Baba sanayiisi" kurmu~lard~ r. Bat~~ kaynakl~~ çe~itli süreli yay~ nlardan ve ülkemizde gösterilen filmlerden anla~~ld~~~~ kadar~yla, bir reklâm arac~~ haline gelmi~~ bulunan bu figürün, daha önce de~inildi~i üzere, ba~kent Ankara'da da, kimi ticaret sahipleri tarafindan ayn~~ amaçla kullan~lmas~na ~a~mamak gerekir.

Ülkemizde Noel Baba'n~ n H~ristiyanlara ait dini bir özellik oldu~u kan~s~n~ n uyanmas~nda ve baz~~ çevrelerce reddedilmesinde, ~üphesiz, bu figürün tarihi ki~ili~inin H~ristiyan azizlerden birine dayand~ r~lm~~~ olmas~ n~ n önemli bir rolü vard~ r. Güney Anadolu'da, IV. y.y. ~n ikinci yar~s~nda Demre'de ya~am~~~ oldu~u iddia edilen Ayanikola ya da "St. Nicholas" hakk~nda 1983 y~l~ ndan beri Antalya'da yap~lan uluslararas~~ sempozyumun bas~n, yay~n ve kitle ileti~im araçlar~~ ile geni~~ çapta duyurulmas~n~ n da konuda bilgi edinmeye ve, muhtemelen, tav~r al~nmas~nda, tart~~~lmaz bir katk~s~~ olmu~tur.

Nitekim, somut bir örnek olarak al~ nan, üniversite ö~renimleri sona ermekte olan bir grup ö~renciyle ilgili ara~t~ rmam~z~n verilen i 33 de ülkemizde Noel ve Noel Baba ile ilgili imajlar~n olu~umunda bas~n, yay~n ve kitle ileti~im araçlar~ n~n rolünün önemini ortaya koymaktad~ r. Buna göre, bat~~ kültürüyle do~rudan veya dolayl~~ temas etmi~~ bulunan ö~renciler d~~~ ndakiler, Noel Baba'y~, yeni y~la girerken ortaya ç~ kan ve s~rt~ nda ta~~d~~~~ torbadan etrafa hediye da~~ tan sevimli bir ihtiyar olarak tan~maktad~ rlar. Öte yandan, ba~kent Ankara'da gözlendi~i üzere, Noel Baba'n~ n, bu figürün temelde çocuklara yönelik olmas~~ nedeniyle, belirli baz~~ semtlerdeki anaokul ve hatta ilkokular~ n ö~renim ve e~itim programlar~na da al~nm~~~ oldu~u anla~~lmaktad~ r. Y~lba~~~ arifesinde, kimi anaokullar~n pencere camlar~nda, bu okullarda Noel Baba'n~n yeni y~l arifesinde çocuklara hediye getiren ki~i oldu~u hususunun ö~retildi~inin bir göstergesi olarak, bu imaj~~ veren renkli Noel Baba çizgi resimlerine ve, çocuklar~n yapabilecekleri, bu döneme özgü daha ba~ka süslemelere rastlanmaktad~r.

sonunda, bugünkü görünümünü alm~~~ ve bu imaj di~er H~ristiyan kültürlerin ço~u taraf~ndan benimsenmi~tir.

3 3 Bu ara~t~rman~n sonuçlar~na dayanarak yap~lan ç~kar~mlar~ n, kesin olarak, daha geni~~

bir kitleye mal edilmesi söz konusu de~ildir. Burada, sadece ilgiyi çeken birtak~ m e~ilimler ve ili~kiler üzerinde durulmu~tur. Türkiye genelinde geçerli sonuçlar için, daha geni~~ kapsaml~~ bir ara~t~rma gerekmektedir.

(24)

886 AYGEN ERDENTU~~

Çocuklar için bugün e~lence ~eklinde geli~en bu durumun asl~ nda gelecekte yerle~ik birtak~m al~~kanl~ klara ve âdetlere dönü~ece~i aç~ kt~ r. Bugün için s~ n~ rl~~ bir kesimin yeti~kinlerinin tekelinde bulunan y~lba~~ na ait bu geli~melerin, serbest kültür de~i~imi ko~ullar~n~n sürdürüldü~ü bir ortam-da, daha geni~~ çapta, gelecek ku~aklar taraf~ ndan benimsenece~ini kabul etmek gerekmektedir. Dolay~s~yla, gelecek ku~aklarda, yeni y~l arifesinde daha çok y~lba~~~ a~ac~~ süslenece~ini ve Noel Baba'n~ n da kültürümüze, "yeni y~l~ n habercisi, bütün y~l boyunca iyi davranm~~~ çocuklar~~ y~l sonunda bir hediye ile ödüllendiren sevimli ihtiyar" imaj~~ ile yerle~ece~i yönünde bir tahminde bulunmak hiç de zor de~ildir.

Sonuç olarak, yüksek ö~retim ö~rencileri üzerindeki ara~t~ rmam~z ve yeti~kin ku~ak aras~nda da ki~isel inceleme ve gözlemlerimiz sonucu yap~lan tespitleri ~öyle s~ ralayabiliriz:

~~ . ö~rencilerin Noel ve Noel Baba hakk~ nda bilgi edinmelerinde bas~ n, yay~ n ve kitle ileti~im araçlar~n~ n (özellikle televizyonun) önemli bir etkisi oldu~u ortaya ç~ km~~t~ r.

Ülkemizde Noel Baba ve Noel'e ili~kin bir k~s~m âdetler, bugün için, büyük kentlerimizin s~ n~ rl~~ bir kesiminde (elit ve zenginler aras~nda) do~ru ~ekli ile tan~ nmakta ve bu kesim, bir süredir, bu karma~~~~ n bir tak~ m vas~flar~ m, k~smen de olsa, kendi y~lba~~~ kutlama âdetleri aras~ na aktarm~~~ bulunmaktad~ r. Bu durum, kültürel antropolojide bir ilmi prensip olan, kültür de~i~mesi ya da kültürle~me sürecinde, ba~ka bir kültürden al~nan yeniliklerin ya da kültürel al~ nt~lar~ n, al~c~~ toplumun elit ve zengin üst s~ n~fi kanal~~ ile ilgili toplumun daha alt s~ n~flar~ na geçti~i prensibini destekler görünmektedir.

Buna kar~~l~ k, "k~ rsal alan" diye bilinen ortamda büyüyüp, ancak üniversite ö~renimi döneminde büyük kent kültürüne a~ina olan ve geleneksel de~erlere ba~l~~ kalan ki~iler, bu bat~l~~ kültür karma~~~~ n~ n bildikleri yönlerini "y~ lba~~~ kutlamas~" ~eklinde alg~lama e~ilimi göstermektedirler.

Sözkonusu kültürel al~nt~lar (yani, Noel'in baz~~ yönlerinin y~lba~~~ kutlama âdetleri aras~na aktar~lm~~~ olmas~), kent toplumumuza d~~~ görüntüleriyle, dini içerikleri dikkate almmaks~z~n, "kültürle~me" süreciyle geçmi~tir.

Bu al~ nt~~ sürecinde, ki~inin geldi~i co~rafik ve sosyo-kültürel ortam, e~itim düzeyi (yüksek tahsilli olma), bat~~ dillerinden birinde e~itim görme (bat~~ kültürüyle dolayl~~ temas), bat~~ kültürüyle do~rudan

(25)

YILBA~I A~ACI VE NOEL BABA 887

temas ve kitle ileti~im araçlar~ ndan yararlanma derecesi gibi etmenlerin etkin oldu~u söylenebilir.

6. öte yandan, bu tür kültürel al~ nt~lar~n toplumumuzda benimsenme-sinde, bunlar~ n, ki~inin e~lence ve estetik zevklerini tatmin etmek d~~~ nda ki~iye prestij sa~lamalar~~ ve ticaret sahipler için de pazarlama unsuru haline dönü~mü~~ olmalar~~ gibi fayda sa'~lay~c~~ fonksiyonlara sahip bulunmas~n~n rol oynad~~~~ görülmü~tür.

(26)

888 AYGEN ERDENTU~~

TABLOLAR

TABLO 1: Ö~rencilerin Ya~~ Gruplar~ n~ n Cinsiyete Göre Da~~l~m~~

Ya~~ Gruplar~~ K say~~ % E say~~ % TOPLAM say~~ % 19-20 14 25.8 10 19.6 24 22.9 21-22 29 53-7 19 37-3 48 45-7 23-24 6 ~~ 1.1 12 23-5 18 17.1 25 Ve ÜStÜ 5 9-3 10 19.6 15 14.3 TOPLAM 54 100 51 100 105 100

TABLO 2: Ögrencilerde Baba Mesle~inin Cinsiyete Göre Da~~l~m~~

Baba Mesle~i K say~~ % E say~~ % TOPLAM say~~ % Memur 11 20.4 6 11.8 17 16.2 Çiftçi 3 5.6 11 21.6 14 13-3

i~çi (kamu /özel) 4 7-4 11 21.6 15 14.3

Serbest meslek 18 33.3 6 11.8 24 22.8 Esnaf 3 5.6 4 7.8 7 6.7 Ordu Mensubu 2 3-7 ~~ 1.9 3 2.9 Emekli 11 20.3 21.6 22 20.9 Vefat etmi~~ 2 3-7 1 1.9 3 2.9 TOPLAM 54 loo 51 ~oo 105 ~oo

TABLO 3: O~rencilerde Baban~ n E~itim Düzeyinin Cinsiyete Göre Da~~l~ m~~

Baban~ n E~itim

Düzeyi K E TOPLAM

say~~ % say~~ % say~~ %

Ö~renimi yok 3 5.6 6 11.8 9 8.5 ilkokul ~o 18.5 20 38.2 30 28.5 Ortaokul 6 11.1 7 13.7 13 12.4 Lise/dengi okul 13 24.1 6 11.8 19 18.1 Yüksek ö~renim 22 40.7 12 23.5 34 32-5 TOPLAM 54 100 51 100 105 100

(27)

YILBA~I A~ACI VE NOEL BABA 889

TABLO 4: Ö~rencilerde Annenin E~itim Düzeyinin Cinsiyete Göre Da~~l~ m~~

Annenin E~itim

Düzeyi K E TOPLAM

say~~ % say~~ % say~~ %

Ö~renimi yok 5 9.3 15 29.4 20 19.0

~lkOktd 20 37.0 22 433 42 40.0

Ortaokul 9 16.7 4 7.9 13 12.4

Lise/dengi okul 16 29.6 ~o 19.6 26 24.8

Yüksek ö~renim 4 7.4 4 3.8

TOPLAM 54 ~oo 51 loo 105 loo

TABLO 5: Ö~rencilerin Ayl~k Aile Gelirlerinin Gruplara Göre Da~~l~ m~~

Ayl~ k Aile Geliri (T.L.) Do~u grubu say~~ % Bat~~ grubu say~~ % TOPLAM say~~ % 41,000 den az 7 14.8 3 5.4 ~o 9.5 41-50,000 8 17.0 2 3.4 to 9-5 51-60,000 6 12.8 5 8.6 11 10.5 61-70,000 7 14.8 2 3-4 9 8.6 7I-80,000 4 8.6 6 10.3 ~o 9.5 81-90,000 2 4.3 4 6.8 6 5.7 91- 1 oo,000 6 10.3 6 5-7 101-150,000 4 8.6 7 12.1 Il 10.5 150,000 den fazla 9 19.1 23 39.7 32 30.5

TOPLAM 47 loo 58 loo 105 ~oo

TABLO 6: ö~rencilerin Ankara'da Kald~klar~~ Yerin Cinsiyete Göre Da~~l~m~~ Kal~nan Yer K say~~ % E say~~ % TOPLAM say~~ %

Ailesi yan~ nda 21 38'9 20 39.2 41 39.0

Akraba/aile dostuyla ~o 18.5 2 3.9 12 11-4

Özel yurt 5 9.3 ..._ 5 4-8

Pansiyon 1 1.8 2 3.9 3 2.9

Arkada~lar~yla birlikte

tutu-lan evde 7 13.0 19 37.3 26 24.8

Üniversite/il/maarif

yurdunda 7 13.0 7 13.7 14 13.3

Kendi evinde (evli) 3 5.5 1 2.0 4 3.8

(28)

890 AYGEN ERDENTU~~

TABLO 7: Ö~rencilerin Oturduklar~~ Semtlerin Cinsiyete Göre Da~~l~ m~~

K E TOPLAM

Oturulan Semt say~~ % say~~ % say~~ %

Çankaya-Ayranc~~ Gaziosmanpa~a Kavakl~dere 16 29.6 3 5.9 ~g 18. ~~ Küçükesat- Seyran Ba~lar~~ 3 5.6 3 5.9 6 5-7 Bakanl~ klar- Yeni~ehir-Kocatepe- S~ hh~ ye-Maltepe- An~ ttepe 7 12.9 4 7-9 ~l 10.5 Dikmen-Balgat 7 13.7 7 6.7 Bahçelievler- Emek-Be~evler Tando~an ~~ o 18.5 7 13.7 17 16.2 Yenimahalle- Kar~~ yaka-~entepe- Demetevler-Etimesgut 3 5.6 I 2 23.5 15 14.3 Etlik-Keçiören- Aktepe-Hasköy 4 7.4 5 9.8 9 8.5 Mamak-~ehitlik- Abidinpa~a-Telsizler -Cebeci-Demirlibahçe -Toprakl~ k 6 ~~.~~ 8 15.7 14 13.3 Subayevleri- Ayd~ nl~ kevler- Y~ld~r~m Beyaz~ t 5 9.3 2 3.9 7 6. 7 TOPLAM 54 ~oo 51 100 105 100

(29)

YILBA~I A~ACI VE NOEL BABA 891

TABLO 8: ö~rencilerin Ankara'da Bulunma Sürelerinin Gruplara Göre Da~~l~ m~~ Ankara'da Bulunma Süresi Do~u grubu say~~ % Bat~~ grubu say~~ % TOPLAM say~~ % 4 y~ ldan az 12 25.5 24 41.3 36 34.3 4-6 y~l 16 34.0 ur 18.9 27 25.7 7-9 y~l 3 6.4 2 3.6 5 4.8 10-13 y~l 4 8.5 3 5.2 7 6.6 14-16 y~l 2 4.4. 1 1.7 3 2.9 Ankara do~umlu 7 14.9 14 24.1 21 20.0 Bebekli~inde Ankara'ya gelmi~~ 3 6.3 3 5.2 6 5-7 TOPLAM 47 ~oo 58 ~oo 105 loo

TABLO g: ö~rencilerin Ankara'ya Gelmeden Önce Bulunduklar~~ ve Büyüdükleri Yerin Cinsiyete Göre Da~~l~m~~

Bulunulan Yer K E TOPLAM

say~~ % say~~ % say~~ %

Baba memleketi;

orada büyümü~~ 20 37.0 25 49.0 45 42.9

Baban~ n çal~~t~~~~

yer; orada büyümü~~ 17 31 .5 16 31 .4 33 31 -4

Bebeklikte Ankara'ya

gelmi~ /Ankara do~umlu 17 31 .5 ~o 19.6 27 25.7

TOPLAM 54 ~oo 51 ~oo 105 loo

TABLO o: Nrencilerde Baba Memleketinin Bölgelere ve Cinsiyete Göre Da~~l~ m~~

Baba Memleketi

(Co~rafik Bölge) say~~ % K say~~ % E TOPLAM say~~ %

Iç Anadolu 20 37.0 21 41.2 41 39. i Do~u/Güneydo~u Anadolu 6 ~~1.1 9 17.6 15 14.3 Marmara/Ege 13 24.1 8 15-7 21 20.0 Karadeniz 5 9.3 7 13.7 12 11.4 Akdeniz 8 14.8 4 7.9 12 11.4 Yurt d~~~~ 2 3.7 2 3.9 4 3.8 TOPLAM 54 100 51 100 105 100

Referanslar

Benzer Belgeler

1939’da Türkiye’ye iltihak olan bölgedeki Ermeniler, çok değil iki yıl sonra, yine Ankara’nın gadrine uğradı..

001 Oturum Başkanı, 1.Ulusal Eğ. İstitut, 1991, Salzburg - AVUSTURYA 006 Oturum Başkanı, ’Zeitgenossische Türkische. Uluslar arası İlhan Koman Sem., Edirne - TÜRKİYE 011

1. gün satılan dürüm sayısı, aynı gün satılan pizza sayısından 75 tane fazla olmuş ve 2.. Beraber sinemaya gitmek isteyen Ece ve İpek, uygun oldukları zaman

[r]

SAHNE IŞIKLARI ve DİĞER ŞEYLER Yazan ve Çizen: Jean-Jacques Sempé Türkçeleştiren: Damla Kellecioğlu Karikatür / Her Yaş / Nisan 2019 Baskı Detayları: 170x220 mm, 64 sayfa,

hatta ben, kafam bir gemi direği gibi bir aşağı bir yukarı sallanırken, aynı yönde ondan daha hızlı hareket ediyor gibiyim.. Sol tarafımda uzakta, ovanın

Yazan: John Wyndham Çeviri: Niran Elçi Roman / Sert kapak 200 sayfa / Nisan 2018. Triffidlerin Günü, uygarlık, insanlığın doğa karşısındaki kibirli tutumu, cinsiyet, sınıf

olduğunu sezen Tapdık Emre kötü ağızları susturmak için kızını Yunus Emre’ye vermek istedi.. Lütuf reddedilir